• Sonuç bulunamadı

C. Sınırlamanın MeĢru Bir Amaca Dayanması

I. ÖNCEKĠ ANAYASALARDA EĞĠTĠM HAKKI

Cumhuriyet öncesi dönemde hazırlanan 23 Aralık 1876 tarihinde PadiĢah Ġkinci Abdülhamit tarafından ferman biçiminde ilan edilerek yürürlüğe giren 1876 Anaya- sası (Kanuni Esasi)nın 15. maddesi „öğretim hürriyetini‟ düzenler:73

“Emri tedris serbesttir. Muayyen olan kanuna tebaiyet şartile her Os- manlı umumi ve hususi tedrise mezundur.”74 Günümüz Türkçesi ile : “Yürür- lükteki kanunlara aykırı olmamak şartıyla eğitim ve öğretim serbesttir.” Ġlkesi

anayasal güvence altına almıĢtır.

1921 Anayasası, KurtuluĢ SavaĢı devam ederken Türkiye Büyük Millet Meclisi

71 TOPÇU s.73.

72 PALAZOĞLU Ahmet Bekir, Atatürk‟ün Eğitimle Ġlgili DüĢünceleri, Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Araçları ve Donatım Dairesi BaĢkanlığı Yayını, Ankara, (1999).

73 ATAR,(2009) s.20.

tarafından kabul edilen 23 maddelik kısa bir anayasadır. Bu anayasada eğitim hakkı, bir madde olarak düzenlenmemiĢtir. Devrin savaĢ Ģartları düĢünüldüğünde eğitimden önce ulusun kurtuluĢunun ön plana çıktığını anlamak pekte zor olmayacaktır. Ancak 1921 anayasasının 10. maddesi 1876 Anayasası(Kanuni Esasi)nın bu anayasaya aykı- rı olmayan hükümlerinin geçerli olduğunu düzenlemiĢtir. Direk olmasa da dolaylı yoldan 1921 Anayasasının da eğitim hakkını düzenlediği kabul edilmelidir.

Kısa sayılabilecek bir süre yürürlükte kalan 1921 Anayasası savaĢın sona erme- sinin ardından yetersiz bulunarak yerini 1924 Anayasasına bırakmıĢtır.

A. 1924 Anayasasında Eğitim Hakkı

1924 Anayasasının 87. maddesi eğitim hakkını düzenler. Bu maddeye göre, “Kadın, erkek bütün Türkler ilköğretimden geçmek ödevindedirler. İlk öğretim Dev- let okullarında parasızdır.” 75

Madde metninden de açıkça anlaĢılacağı üzere kız erkek ayrımı yapılmadan ilk öğretim zorunlu hale getirilmiĢ ve ilk öğretimin parasız olduğu da anayasa ile düzen- lenmiĢtir. Eğitime iliĢkin 1924 Anayasasında baĢka düzenlemeye yer verilmemiĢtir. Madde metninden de anlaĢılacağı üzere bu dönemde eğitim, bir hak olmaktan çok bir ödev olarak kabul edilmiĢtir. 1924 Anayasası‟nın kabul edilmesinin ardından eğitim alanında köklü değiĢiklikler anayasadan çok kanunlarla yapılmıĢtır. Yeni Anayasanın ardından aynı yıl Tevhidi Tedrisat Kanunu kabul edilerek yürürlüğe girmiĢtir. Çıkarı- lan kanunlarla yapılan değiĢiklikler sonucu Türk eğitim sistemi adeta yeniden inĢa edilmiĢtir.

Tevhidi Tedrisat Kanunu 7 maddeden oluĢan kısa bir kanundur.76 Osmanlı- dan kalma tüm eğitim kurumlarını o zamanki adıyla Maarif Vekaletine yani bu günkü adıyla Milli Eğitim Bakanlığına devretmiĢ, bu devir ile de medreseler kapatılmıĢtır.

75 1924 Anayasası, http://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa24.htm (E.T:05.06.2009)

76 Kanunun tam metni için bkz: Tevhidi Tedrisat Kanunu, www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/366.html (E.T. 18.08.2009).

Tevhidi Tedrisat Kanunu bu günde yürürlüktedir ve Türkiye AĠHS‟ni imzalarken bu kanuna aykırı olmamak Ģerhini koyarak imzalamıĢtır.

Gök‟e göre: “Köklü toplumsal değişim ve dönüşüm yaşayan başka top-

lumlarda olduğu gibi Türkiye‟de de, ulus-devlet kurma sürecinde, yeni toplum yaratmak ve yaratılan yeni toplumun ihtiyaçlarına ve değerlerine uygun yeni insanı yetiştirmek için eğitime çok merkezi bir rol biçilmiştir. Bu dönem, Cum- huriyet Halk Fırkası‟nın tek parti olarak Türkiye‟yi yönettiği ve Kemalist Batı- lılaşma-modernleşme programının toplumsal yaşamın her alanında uygulama- ya konduğu dönemdir. Eğitimden, bir yandan yeni topluma uygun ve rejimi güçlendirecek insan yetiştirme beklenirken, diğer yandan özellikle kapitalizmin giderek güçlenmesiyle ekonomik amaçlara hizmet edecek insangücü yetiştir- mek, eğitimin temel işlevi haline gelmiştir.”77

Bu dönemde anayasanın hükmünden daha etkin olarak uygulanan Tevhidi Ted- risat Kanunu ve tek parti iktidarının getirmiĢ olduğu baskıcı rejimin kurallarıydı. KurtuluĢ savaĢını idare eden kadrolar, halkın dini düĢüncelerden istifade etmiĢler „„beyannameleri ve nutukları süsleyen dini sözler, kaleme alınan fetvalar, metinlerin baĢındaki besmeleler, kongrelerin sonundaki dualar‟‟ ile bunu perçinlemiĢlerdi.78 Her ne kadar KurtuluĢ SavaĢında halkın dini duyguları kullanılmıĢ ve kendilerini dine yakın gibi göstermiĢ olsalar da savaĢ sonunda geriliğin kaynağı olanak gördükleri dini kurumları ve insanlarda var olan din duygusunu zayıflatmak için halka rağmen halkı eğitmek anlayıĢı ile hareket etmiĢlerdir. Örneğin bu dönemde din eğitimini ya- saklayan herhangi bir kanun çıkmamasına rağmen program değiĢiklikleri yapılarak aĢama aĢama din eğitimi tasfiye edilmiĢtir.79

Yukarıda değindiğimiz sebeplerle, tek parti döneminin Ģartları göz önüne

77 GÖK Fatma, 75 Yılda Ġnsan YetiĢtirme Eğitim ve Devlet, 75 Yılda Eğitim, Türkiye Tarih Vakfı Yayınları, Ġstanbul, 1999, s.5.

78 SEZER Abdullah, 1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Ġlgili Mevzuat, Beta Yayınları, Ġs- tanbul. 2004,s. 67.

79 AYDIN, Muhammet ġevki, Cumhuriyet Döneminde Din Eğitimi Öğretmeni YetiĢtirme Ġstih-

alındığında eğitim ve öğretim alanının eğitim teĢkilatı ve eğitim programlarının içeri- ği açısından tam anlamıyla idarenin tasarrufunda olduğu açıktır. ĠĢte bu nedenlerle Cumhuriyetin ilk yılları eğitim hak ve özgürlüğünün göz ardı edildiği bir dönem ol- muĢtur. Bu dönemde çağdaĢ anlamda eğitim hakkının gereği olan öğrenci özgürlüğü, anne ve babanın inançlarına saygı, eğitimde çoğulculuk, eğitimde fırsat eĢitliği gibi ilkelerin varlığından söz edilemez.

Ülkemizde çok partili hayata geçilmesi ile 14 Mayıs 1950 yılında iktidara gelen Demokrat Parti (DP) eğitim hakkı açısından bakıldığı zaman olumlu adımlar atmıĢtır. Örneğin CHP iktidarının son döneminde yeniden gündeme gelen okullarda din eğitimi verilmesi hususunu öncelikle ele almıĢ ve ilkokulların dördüncü ve beĢin- ci sınıflarında okutulmak üzere din dersi getirilmiĢtir. Getirilen bu din dersi zorunlu olmayıp öğrenci velisinin talebi halinde öğrenci bu dersten muaf tutulmakta idi.80

B. 1961 Anayasasında Eğitim Hakkı

1961 Anayasasının eğitim hakkını ilgilendiren maddelerini Ģu Ģekilde sıralamak mümkündür.

1961 Anayasasında eğitim hakkı „KiĢinin Hakları ve Ödevleri‟ bölümünde dü- zenlenmiĢtir. 1961 Anayasasının 21. maddesi “Bilim ve Sanat Hürriyeti” baĢlığını taĢır. Madde metni Ģöyledir:

“Madde 21- Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açık- lama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir.

Eğitim ve öğretim, Devletin gözetim ve denetimi altında serbesttir. Özel okulların bağlı olduğu esaslar, Devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak kanunla düzenlenir.

Çağdaş bilim ve eğitim esaslarına aykırı eğitim ve öğretim yerleri açıla- maz.”

80 AKSANYAR Necati, Demokrat Partinin Din Politikalarının Türk Basınında Yansımaları, http://www.akademikbakis.org/sayi11/makale/basinda.doc (E.T:03.09.2009)

1961 Anayasası‟nın 50 maddesi „Sosyal ve Ġktisadi Haklar ve Ödevler‟ baĢlıklı üçüncü bölümünde yer alır. Maddenin baĢlığı “Öğrenimin Sağlanması”dır. Madde metni Ģöyledir:

“Madde 50- Halkın öğrenim ve eğitim ihtiyaçlarını sağlama Devletin başta gelen ödevlerindendir.

İlköğrenim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için mecbûridir ve Devlet okullarında parasızdır.

Devlet, maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin, en yüksek öğ- renim derecelerine kadar çıkmalarını sağlama amacıyla burslar ve başka yol- larla gerekli yardımları yapar.

Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları, topluma ya- rarlı kılacak tedbirleri alır.

Devlet, tarih ve kültür değeri olan eser ve anıtların korunmasını sağlar”

1961 Anayasasının Eğitime iliĢkin bir diğer bölümü ise 19. maddenin 4 fıkrası- dır. Din eğitim ve öğretimine iliĢkindir. “Din eğitim ve öğrenimi, ancak kişilerin kendi isteğine ve küçüklerin de kanûnî temsilcilerinin isteğine bağlıdır.”

21. maddenin birinci fıkrası genel çok geniĢ bir özgürlük alanı çizmiĢtir. Hiç- bir kısıtlamaya tabi tutulmadan herkese bilim ve sanatı serbestçe öğrenme, öğretme ve yayma hakkı tanımıĢtır. Ancak bu fıkranın ardından devam eden fıkralarda hemen kısıtlamalar baĢlamaktadır. 2. fıkra bu serbestliğin ancak devlet gözetim ve denetimi ile geçerli olduğunu belirtmiĢtir.

Maddenin 3. fıkrasında özel okulların bağlı olduğu esasların kanunla düzen- leneceği, bu esasların devlet okulları ile eriĢilmek istenen seviyeye uygun olmasının gerekliliği vurgulanmıĢtır. Bu düzenleme 1982 Anayasası‟nda da tekrarlanmaktadır. Madde metninden özel okulların devlet okullarının gerisinde kalmasını önlemek için düzenleme yapılması gerektiği anlamı çıkmaktadır. Halbuki özel okullardaki maddi

imkanlar devlet okulları ile kıyas yapılamayacak kadar üstündür. Eğitimin içeriği ise zaten özel okul, devlet okulu ayrımı yapılmaksızın devlet tarafından belirlenmekte- dir.81

4. fıkrada yeni bir kısıtlama kriteri belirtmektedir. Bu maddede geçen „ÇağdaĢ bilim ve eğitimin esasları‟nın ne olduğunu belirleyen objektif kriterler bulunmamak- tadır. Bu nedenle bu muğlak ifadenin anlamını belirlemekte anayasanın uygulayıcısı olan devlet kurumlarına düĢmektedir. Bu durumda çağdaĢ bilim ve eğitimin esasları- nın devletin ortaya koyduğu resmi bilim ve eğitim anlayıĢı olduğunun kabulü gerek- mekte, bundan daha ileri seviyede bile olsa devletin bilim ve eğitim anlayıĢının dı- Ģında bir düĢüncenin yasaklandığı sonucu ortaya çıkacaktır.82

50. maddede ise eğitimin sağlanması için genel ilkeler ve devlete düĢen gö- revler sayılmıĢtır. Öncelikle halkın eğitim ihtiyacının karĢılanmasını devletin bir ödevi olarak kabul etmiĢtir. Gerçektende eğitim, doğası gereği kiĢilere tanınmıĢ bir hak olmasının yanında devlete yüklenen bir ödevdir. Ġlköğretimin mecburi ve parasız olması, kız erkek ayrımcılığının yapılmaması yoksul öğrencilere ve özel eğitime ihti- yaç duyan engelli çocuklara gerekli desteğin devlet tarafından sağlanması bu madde ile düzenlenmiĢtir.

19. maddenin 4. fıkrasında ise din eğitiminin isteğe bağlı olduğu düzenlen- miĢtir. 1982 Anayasasında din eğitiminin zorunlu olduğundan hareketle bu yönüyle 1961 Anayasasının daha liberal olduğu söylenebilir. Ancak bu dönemde gerek kendi- sinden önceki 1924 Anayasası gerekse kendisinden sonra gelen 1982 Anayasası dö- nemi karĢılaĢtırıldığında eğitim hakkı açısından köklü değiĢiklikler olduğu iddia edi- lemez. Cumhuriyetin kuruluĢu ile getirilen eğitim sistemi bu dönemde de benimsen- miĢ ve uygulanmıĢtır.

81 YAġAR, s.105.

Benzer Belgeler