• Sonuç bulunamadı

B. AĠHM Kararları IĢığında Eğitim Hakkının Unsurları

4. Öğrenci Özgürlüğü

Demokratik toplumlarda eğitimin süjesi olan öğrencilere de birçok konuda özgürlük tanımıĢtır. Birey olarak öğrencilerin de tüm kurallara uyan, düĢünce yapıları aynı, adeta robotlaĢmıĢ kiĢiler olmaları beklenemez. Doğal olarak öğrencelerde, fark- lı düĢünce yapılarının, farklı kimliklerin taĢıyıcısıdırlar. Eğitimin genel yapısını ak- satmadan baĢkalarının özgürlüklerine müdahale etmeden, kendilerini eğitim sürecin-

37 YAġAR, s.61.

de ifade etmelerine olanak sağlanmalıdır. AĠHM konuya iliĢkin bir kararında: “2. Madde‟nin birinci cümlesinde güvence altına alınan eğitim hakkı, doğası itibariyle Devlet‟in düzenlemesini gerektirmektedir, ancak bu düzenlemeler hiç bir zaman hak- kın özünü zedelememeli ve AİHS ya da Protokollerinde korunan diğer haklarla çeliş- ki oluşturmamalıdır.”38 demektedir.

Yukarıda “Protokolün 2. Maddesi ile AĠHS diğer maddeleri Arasındaki ĠliĢki” baĢlığı altında incelediğimiz gibi AĠHS ile güvence altına alınan eğitim hakkı, söz- leĢmenin tamamı ile özellikle 8,9,10. maddeleri ile birlikte ele alındığında gerçek anlamda karĢılığını bulacaktır. AĠHS‟nin 10. maddesi ifade özgürlüğünü düzenle- mektedir:

“1. Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu

hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir alma ve verme özgürlüğünü de içerir. Bu madde, devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerini bir izin rejimine bağlı tutmalarına engel değildir.

2. Kullanılması görev ve sorumluluk yükleyen bu özgürlükler, demokratik bir toplumda zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, toprak bü- tünlüğünün veya kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve hak- larının korunması veya yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması için yasayla öngörülen bazı biçim koşullarına, sınırlamalara ve yaptırımlara bağ- lanabilir.”

Eğitim hakkı ifade özgürlüğü ile birlikte değerlendirildiğinde öğrencilerin gö- rüĢlerini açıklamasına, kendilerini ifade etmelerine olanak sağlanması SözleĢme ile garanti altına alınmıĢ bir hak olarak karĢımıza çıkmaktadır. AĢağıda inceleyeceğimiz kararlar eğitim hakkı ile ifade özgürlüğünün birlikte ihlal edildiği olaylara iliĢkin olup mahkemenin konuya bakıĢ açısının tespit edilmesi açısından dikkat çekicidir.

Ġstanbul Üniversitesi açılıĢ töreninde üniversite Rektörü konuĢma yaparken afiĢler açarak ve sloganlar atarak protesto eylemi yapan bir gurup öğrenci, eylemleri- ne son vermeleri ve tören yerini terk etmeleri için uyarılmıĢlar, ancak öğrenciler bu uyarılara uymamıĢlardır. Bunun üzerine gösterici öğrenciler güç kullanılarak tören yerinden uzaklaĢtırılmıĢlar ve polis karakoluna götürülerek ifadeleri alınmak üzere gözaltına alınmıĢlardır. Öğrenciler AĠHM baĢvurarak kendilerine yapılan müdahale- nin insan hakkı ihlali olduğunu ileri sürmüĢler ve üniversitede düzenlenen demokra- tik olmayan eylemleri protesto etme amacıyla törene katıldıklarını ancak, üniversite sınırlarından zorla çıkarılarak, yakalanarak ve gözaltına alınarak fikirlerini ifade et- mekten alıkonduklarını ileri sürmüĢlerdir.39

AĠHM‟nin olaya iliĢkin değerlendirmesinde protesto eylemi yapan öğrencilere yapılan müdahaleyi ifade özgürlüğü boyutu ile inceleyerek, yapılan müdahalenin “kanunda öngörülüp öngörülmediği”, 10. maddenin 2. paragrafı kapsamında “bir ya da daha fazla meĢru amacı hedefleyip hedeflemediği” ve bu amaçları gerçekleĢtirmek için “demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığı” hususunda incelemiĢtir.40

AĠHM yapılan müdahalenin “kanunda öngörülmüĢ” olup olmadığını inceler- ken, hükümetin olaya iliĢkin savunmasında yapılan müdahalenin yürürlükteki yönet- meliğe uygun olduğunu belirttiğini, ancak bu konuda ciddi veriler ortaya koyamadı- ğını belirtmiĢtir. Ancak mahkeme bu konuyu ayrıntılı incelemeyi gerekli görmeyerek öğrencilere yapılan müdahalenin meĢru bir amaca dayandığını da tespit etmiĢtir. Zira öğrencilerin yapmıĢ oldukları eylem kamu düzenini ve diğer kiĢilerin haklarını ko- rumaya hizmet ettiğini kabul etmiĢtir. Olayda asıl incelenmesi gereken hususun yapı- lan müdahalenin demokratik bir toplumda gereklilik koĢulu olduğunu söylemiĢtir.41

“Demokratik bir toplumda gereklilik” konusunda nasıl bir inceleme yapılacağı-

39 Açık ve Diğerleri Türkiye Kararı, 31451/03 baĢvuru nolu, 13 Ocak 2009 tarihli, s.1, http://www.inhak-bb.adalet.gov.tr/aihm/aihmtkliste.asp?cmd=reset, (E.T:31.07.2009) 40 Açık ve Diğerleri Türkiye Kararı, s.6.

nı açıklayan AĠHM, uyuĢmazlığa konu müdahale yapılırken, “zorunlu bir toplumsal ihtiyacın” bulunup bulunmadığının tespit edilmesini gerektiğini belirtmiĢtir. Mahke- meye göre: “Sözleşmeci Devletlerin böyle bir ihtiyacın varlığını tespit ederken belli bir takdir hakları bulunmaktadır, ancak bu hem kanunu hem kanunun uygulanması- na ilişkin karara, bu karar bağımsız bir mahkeme kararı olsa da, müdahalenin çifte bir Avrupa kontrolüne tabidir. Dolayısıyla AİHM, bir “kısıtlama”nın, AİHS‟nin 10. maddesinin güvence altına aldığı ifade özgürlüğü ile bağdaşıp bağdaşmadığı husu- suna karar vermede yetki sahibi olan son mercidir.”42

AĠHM idaremim sahip olduğu bu taktir payını kanuna uygun gösterilerin olay- sız bir Ģekilde gerçekleĢmesini sağlamak için baĢvurmuĢ olduğu makul ve uygun yolları içereceğini de belirterek, mevcut davada öğrencilerin gerçekleĢtirmiĢ olduğu protestoların üniversitenin açılıĢ töreninin normal akıĢını ve üniversite rektörünün konuĢmasını aksattığını tespit etmiĢtir. Öğrencilerin yapmıĢ olduğu eylemin üniversi- te rektörünün ifade özgürlüğüne müdahale teĢkil ettiğini, rektörü dinleyen dinleyici- lerin de kendilerine sunulan bilgiyi alma hakkını ihlal ettiğini ve dinleyicilerde rahat- sızlığa ve öfkeye neden olduğunu belirterek, öğrencilerin konferans salonundan çıka- rılmasının –ifade özgürlüklerine müdahale teĢkil etse dahi– diğerlerinin haklarını koruma amacıyla orantılı olduğunun kabul edilebileceği kanısındadır.43

Bu tespitleri yapan AĠHM göstericilerin hakarete ya da Ģiddete baĢvurmadığını, kamu düzenini ciddi biçimde tehdit etmediklerini ve aleyhlerinde cezai takibat baĢla- tılmamıĢ olduğunu da tespit etmiĢtir. Sonuç olarak: “AİHM, başvuranların protesto- larının, yakalanmak ve gözaltına alınmak yerine birkaç saatliğine konferans salonu- nun dışına çıkarılmak gibi daha hafif tedbirlere maruz bırakılabileceği kanaatinde- dir. AİHM, bu koşullar altında, yetkili makamların uyguladığı yöntemin, kamu düze- nini ya da diğerlerinin haklarını koruma amaçları ile orantılı olmadığı sonucuna varır. Bu nedenle, “demokratik bir toplumda gerekli” değildir… AİHS‟nin 10. mad-

42 Açık ve Diğerleri Türkiye Kararı, s.6. 43 Açık ve Diğerleri Türkiye Kararı, s.7.

desi ihlal edilmiştir.”44

AĠHM‟ne göre devletin ifade özgürlüğünü tanımanın da ötesinde, sağlıklı bir Ģekilde yerine getirilmesi konusunda pozitif bir yükümlülüğü de bulunmaktadır. 16 Mart 2000 tarihli Özgür Gündem Türkiye Kararında :

“Mahkeme, demokrasinin işlemesinin ön şartlarından biri olarak, ifade özgürlüğünün taşıdığı önemi hatırlatmıştır. Bu özgürlüğün etkin bir şekilde kul- lanılması, sadece Devlet'in müdahale etmeme görevine dayanmamaktadır, bi- reyler arasındaki ilişkilerde bile koruma tedbirleri almayı gerektirebilmektir... Pozitif bir sorumluluğun varolup olmadığına karar verirken, Sözleşmeyle top- lumun genel çıkarları ve bireyin çıkarları arasında ulaşılmaya çalışılan denge- ye önem verilmelidir. Bu sorumluluk, kaçınılmaz olarak Sözleşmeci Devletlerde varolan farklı durumlara, modern toplumların idare edilmesi ile ilgili zorlukla- ra, öncelikler ve kaynaklar hakkındaki seçimlere bağlı olarak değişiklik göste- recektir. Böyle bir sorumluluk, yetkililer için imkansız veya adil olmayan bir yük oluşturduğu şeklinde yorumlanmamalıdır.45

AĠHM‟nde öğrencilerin ifade özgürlüğüne iliĢkin Türkiye‟den yapılan bir diğer baĢvuru ile görülen dava “Temel ve Diğerleri Türkiye” davasıdır. AĠHM, Af- yon Kocatepe Üniversitesi‟nde okumakta iken Kürtçe öğrenim yapılmasına iliĢkin talepleri dile getiren, ancak bu taleplerden dolayı okullarından uzaklaĢtırılan 18 öğ- rencinin baĢvurusu üzerine vermiĢ olduğu kararında öncelikle yüksek öğrenim kuru- muna eriĢim hakkının 1 Nolu Protokol‟ün 2. maddesinin ilk cümlesinde ortaya konan hakkın ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulamıĢtır. Ayrıca gerekli Ģartları taĢımadığı sürece uzaklaĢtırma cezalarının eğitim hakkını kısıtladığı görüĢündedir.

Mahkeme incelemesinde öncelikle söz konusu kısıtlamaların hakkın özüne zarar verecek ve etkisinden yoksun bırakacak ölçüde sınırlandırılıp sınırlandırılmadı-

44 Açık ve Diğerleri Türkiye Kararı, s.6,7.

45 Özgür Gündem Türkiye Kararı, 23144/93 baĢvuru nolu, 16 Mart 2000 tarihli, BICAK Vahit, Av- rupa Ġnsan Hakları Mahkemesi Kararlarında Ġfade Özgürlüğü, Liberal DüĢünce Topluluğu, Ankara, 2002, s.485.

ğını incelemiĢ, bu incelemeyi yaparken getirilen kısıtlamanın ilgili kiĢiler açısından öngörülebilir olduğu ve meĢru bir amaç izlediğinin araĢtırılması gerektiğini söylemiĢ- tir. Kararında eğitim hakkının sınırlandırılmasında dikkate alınacak meĢru amaçlar konusundaki görüĢünü de yinelemiĢtir. “AİHM, AİHS‟nin 8 ila 11. maddelerindeki durumdan farklı olarak 1 No.‟lu Protokol‟ün 2. maddesi uyarınca kapsamlı bir “meşru amaçlar” listesi ile bağlı değildir. Ayrıca, bir kısıtlama, ancak kullanılan yollar ve güdülen amaç arasında makul bir orantı ilişkisi olması halinde 1 No.‟lu Protokol‟ün 2. maddesine uygun olacaktır.”46

AĠHM somut davada hükümet tarafından getirilen kısıtlamada yasal bir daya- nak bulunduğunu bu dayanağın “Yüksek Öğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yö- netmeliği‟nin 9/d maddesi” olduğunu ve bununda eriĢilebilir olduğu kabul etmiĢtir. Ancak, AĠHM, bu davada, söz konusu Yönetmeliğin uygulanmasının AĠHS açısından herhangi bir meĢru amaca hizmet edip etmediği konusunun araĢtırılması gerektiğini belirtmiĢtir. Bununla beraber, AĠHM, bu konuyu kesinleĢtirmeyi gerekli görmemiĢtir; zira, her halükarda, incelenmesi gereken ana konu orantılılıktır, yani kullanılan yollar ve güdülen amaç arasında adil bir dengenin sağlanıp sağlanmadığıdır.47

Mahkeme öğrencilerin sadece Kürtçe eğitimin gereği ve ihtiyacına iliĢkin gö- rüĢlerini ortaya koyan ve Kürtçe‟nin seçmeli ders kapsamına alınmasını talep eden dilekçeleri sunmalarının disiplin yaptırımına maruz kalmalarına sebebiyet verdiğini yine AĠHM, baĢvuranların Ģiddete baĢvurmadıklarını ve üniversitedeki asayiĢ ve dü- zeni bozmadıklarını veya bozma giriĢiminde bulunmadıklarını tespit etmiĢtir.48

AĠHM öğrencilerin sadece üniversite yönetimine vermiĢ oldukları dilekçelerde ifade ettikleri görüĢleri nedeniyle cezalandırıldıklarını tespit etmiĢtir. Mahkeme öğ- rencilerin dilekçelerinde ifade ettikleri görüĢlerin Yönetmeliğin 9/d maddesi uyarınca dil, ırk, din ve mezhep açısından kutuplaĢmalara yol açıcı faaliyetlerde bulunmak

46 Temel ve Diğerleri Türkiye Kararı, 36458/02 baĢvuru nolu, 3 Mart 2009 tarihli, s.5,

http://www.inhak-bb.adalet.gov.tr/aihm/karar/temelvedigerleri12.05.2009.doc (E.T:31.07.2009) 47 Temel ve Diğerleri Türkiye Kararı, s.5.

Ģeklinde yorumlanabileceğini belirterek, ancak bu durumun ifade özgürlüğünün bir parçası olduğunu Ģu Ģekilde dile getirmiĢtir. “… AİHM, 10. maddenin 1. paragrafın- da koruma altına alınan ifade özgürlüğünün demokratik bir toplumun temel daya- naklarından birisini ve demokratik toplumun gelişiminin ve her bireyin kendini ger- çekleştirmesinin başlıca şartlarından birisini oluşturduğunu yinelemiştir. İfade öz- gürlüğü, AİHS‟nin 10. maddesinin 2. paragrafı saklı tutulmak üzere, sadece olumlu karşılanan veya zararsız veya önemsiz görülen “bilgi” veya “fikirler” için değil; aynı zamanda, rencide edici, şok edici veya rahatsız edici olanlar için de geçerlidir. Bunlar “demokratik toplum” için şart olan çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirliliğin gerekleridir.”49

AĠHM, somut davada öğrencilerin ifade özgürlüğü hakkını kullanmaları ne- deniyle disiplin yaptırıma maruz kalarak üniversiteden bir veya iki dönem süreyle uzaklaĢtırıldıklarını tespitinde bulunmuĢ ve önceki kararlarında disiplin kurallarına iliĢkin görüĢlerini burada da yinelemiĢtir. Mahkemeye göre eğitim kurumlarında dü- zenin sağlanması için uzaklaĢtırma ve çıkarma da dahil olmak üzere disiplin tedbirle- rine baĢvurmak, eğitim hakkına aykırılık teĢkil etmemektedir. Ancak, bu tip uygula- maların hakkın özüne zarar vermemesi ve AĠHS ve Protokollerinde yer alan diğer haklarla ters düĢmemesi gerekmektedir.50

Sonuç olarak mahkeme “Davanın koşulları ışığında ve yukarıda belirtilen ne- denler karşısında, AİHM, böylesine bir disiplin yaptırımının uygulanmasının makul veya orantılı olarak değerlendirilemeyeceği görüşündedir. Kanuna aykırılık gerekçe- siyle daha sonra söz konusu yaptırımların idare mahkemeleri tarafından iptal edil- mesine rağmen, maalesef iptal tarihine kadar başvuranların bir veya iki dönem kay- betmiş olduklarını ve dolayısıyla iç hukuktaki yargılamanın sonucunun başvuranla- rın bu başlık altındaki mağduriyetlerini telafi edemediğini kaydetmiştir. AİHM, AİHS‟ye ek 1 No.‟lu Protokol‟ün 2. maddesinin ihlal edildiği kararını vermiştir.”51

49 Temel ve Diğerleri Türkiye Kararı, s.6. 50 Temel ve Diğerleri Türkiye Kararı, s.6. 51 Temel ve Diğerleri Türkiye Kararı, s.6.

Yukarıdaki kararlarda bireylerin eğitim faaliyetlerini devam ettirirken ifade özgürlüğünü tam anlamıyla yaĢanabilmesi için devlet tarafından tanınması gerektiği, devletin tanımayla da yetinmeyip bu özgürlüğün yaĢanabilmesi için gerekli önlemleri almasının gerekliliği vurgulanmıĢtır. Eğitimde ifade özgürlüğü düĢünüldüğünde bu unsurlar daha fazla önem taĢımaktadır. Zira eğitimde her nekadar özel sektörde bu- lunsa egemen güç devletin elindedir. Düzenleme yapma, kurallar koyma yetkisi dev- lete aittir. Devlet eğitim alanında düzenleme yaparken itaatkar tek tip insan yetiĢtirme düĢüncesi ile hareket etmemeli, öğrencilerin demokratik yaĢama katılmalarını sağla- yarak, insan hakları bilincini geliĢtirmek için; yani ifade özgürlüğünü sağlamak için gerekli tedbirleri almalıdır. Bilimin geliĢmesi, bilge insanların yetiĢmesinin, olanı olduğu gibi kabul eden bireylerler yerine düĢünen, sorgulayan yorum yapan kiĢilerle mümkün olacağı gerçeğini unutulmamalıdır.

Öğrenci özgürlüğünün kapsamı içinde bulunan bir diğer konuda okullarda kı- lık kıyafet özgürlüğüdür. Türkiye‟de üniversite yönetimlerinin aldığı idari kararlarla üniversite öğrencilerinin baĢörtüsü ile okula girmelerinin yasaklanmıĢ, girenlere çe- Ģitli cezalar uygulanması üzerine konu mahkemeler önüne taĢınmıĢtır. Ġdare mahke- meleri ve DanıĢtay‟ın yasağı hukuka uygun görmesi üzerine, uygulamanın AĠHS‟ne aykırı olduğu iddiası ile AĠHM önüne birkaç kez taĢınmıĢtır.

AĠHM, 10 Kasım 2005 tarihli “Leyla ġahin Türkiye Büyük Daire” kararında baĢörtüsüne iliĢkin Avrupa ülkelerindeki uygulamaları değerlendirmiĢ, birçok Avru- pa ülkesinde öğrencilerin okullarda dini semboller taĢımasının ve baĢörtüsü kullan- masının hukuki boyutunu ele almıĢtır. Mahkeme tarafından yapılan inceleme ile, Belçika, Almanya, Avusturya, Ġspanya, Hollanda, Ġngiltere, Ġsveç ve Ġsviçre‟de devlet okullarına ilke olarak Ġslami baĢörtüsü takan Müslüman öğrencilerin kabul edildiğini tespit etmiĢtir. Mahkeme Avrupa ülkelerinin bu noktaya gelinceye kadar bazı hukuki tartıĢmalar geçirdiği ancak yaĢanan hukuki tartıĢmalar sonunda baĢörtüsü kullanımı- nın eğitim hakkı ve inanç özgürlüğünün gereği olduğu sonucuna varılmıĢtır.52 Avru-

pa ülkelerinde baĢörtüsüne iliĢkin tartıĢmalar; baĢörtüsünün ilk ve orta öğretim ku- rumlarında serbest olup olamayacağına iliĢkindir. Avrupa‟da üniversitelerde baĢörtü- sü sorunu diye bir sorun bulunmamaktadır. Zira Avrupa üniversiteleri, belli bir ol- gunluğa gelmiĢ insanların görüĢ ve düĢüncelerini akademik ortamda özgürce dile getirdiği bireylerin dıĢ görüntülerinden çok fikirlerinin ön plana çıkarıldığı eğitim kurumları olmuĢtur. Böyle bir yasağın Avrupa ülkelerinde bulunmadığına dair bu tespitleri yapan Büyük Daire, Türkiye‟deki baĢörtüsü yasağının AĠHS‟ne aykırı ol- madığı kararına varmıĢtır.

Mahkeme önüne taĢınan dava öncelikle daire tarafından incelenmiĢtir. Daire ta- rafından verilen ilk kararda olay, Eğitim Hakkı „1 Nolu Ek Protokolün 2. maddesi‟ yönünden incelenmemiĢtir. Gerçektende AĠHM karar gerekçesinin ilgili bölümünde “uyuşmazlığın Sözleşmeye Ek 1 Nolu Protokolün 2. maddesi yönünden ayrıca değer- lendirilmesine gerek duyulmadığını”53 belirtmekle yetinmiĢ, adeta eğitim hakkı bo- yutunu görmezden gelmiĢtir. Halbuki olayın din ve vicdan özgürlüğünün de önüne geçen yönü eğitim hakkının ihlal edildiğidir.54

Daire kararının davacı tarafından Büyük Daire önüne taĢınması ile dava, Büyük Daire tarafından eğitim hakkı yönünden de değerlendirilmiĢ, AĠHM Anayasa Mah- kemesinin Laiklik ilkesini korumak için bu konuda sınırlayıcı kararlar verdiğini ve mahkemenin tutumunun haklı olduğunu Ģu Ģekilde dile getirmiĢtir. “…laiklik ilkesi, Anayasa Mahkemesi tarafından da vurgulandığı gibi, üniversitelerde dini kılık kıya- fet yasağının temelinde yatan başlıca nedendir. Çoğulculuk, başkalarının haklarına saygı ve özellikle kadın ve erkeğin kanun önünde eşitliği değerlerinin öğretildiği ve uygulamaya konulduğu böyle bir ortamda, ilgili makamların sözkonusu kurumun laik yapısını muhafaza etmek istemeleri ve dolayısıyla bu davadaki gibi İslami başörtüsü takılması da dahil olmak üzere dini kılık kıyafete izin verilmesini sözkonusu değerle-

53 Leyla ġahin Türkiye 4. Daire kararı, 44774/98 baĢvuru nolu, 29.06.2004 tarihli.

54 ULUSOY Ali, Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesinin Üniversitelerde Türban Yasağına ĠliĢkin Kararları Üzerine Notlar, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi(AÜHFD), 2004, Cilt:53, Sayı:4,s.130.

re aykırı bulması makul karşılanabilir.”55

AĠHM olaya iliĢkin değerlendirmesinde baĢvurucunun üniversiteye baĢörtüsü ile girememesinin eğitim hakkı üzerinde bir kısıtlama teĢkil ettiğini, ancak uygula- manın davacı açısından öngörülebilir olduğu, kullanılan yöntem ve izlenen amaçlar arasında makul bir ölçülülük iliĢkisi bulunduğu tespitlerini yaparak sözkonusu kısıt- lamanın baĢvuranın eğitim hakkına zarar vermediğine hükmetmiĢtir.

Mahkemenin vermiĢ olduğu kararın tartıĢılan bir yönü Türkiye‟nin iç hukukuna uygun değerlendirmenin gereği gibi yapılmadığı Ģeklindedir. Mahkeme mevzuatta baĢörtüsünü yasaklayan bir yasa hükmü olmamasına rağmen; hatta üniversitelerde kılık kıyafetin serbest olduğu yönünde hüküm olmasına rağmen, yerel mahkemelerde verilen kararların Anayasa Mahkemesi kararını dayanak olarak gösterilmesi olgusunu yeterince tahlil etmeden, Türk yargısının görüĢünü kabul etmiĢtir. Mahkeme yasağın iç hukuka uygun olup olmadığını denetlemiĢtir. Halbuki asıl sorun yasağın AĠHS‟ne uygun olup olmadığıdır. Hatta bu denetlemeyi yaparken de hatalı davranmıĢtır. Zira yerel mahkeme kararlarının gerekçesinin herkesi bağlayıp bağlamadığı Türk Anayasa hukukunda tartıĢmalı bir konudur. Hakim olan görüĢe göre mahkeme kararlarının gerekçesi ile yeni bir kural ihdas edilemez yasa koyma hakkı meclise aittir.56

Mahkemenin bu kararı, yukarıda incelediğimiz öğrencilerin ifade özgürlüğü ve eğitim haklarının sağlanmasına yönelik kararları ile çeliĢmektedir. Asıl olanın insan hakları ve özgürlükler olduğunun vurgulandığı, yukarıdaki kararların aksine bu ka- rarda eğitim hakkı ve din özgürlüğü bir tarafa bırakılıp Anayasa Mahkemesi‟nin yo- rumladığı Ģekli ile “laiklik ilkesini” esas alınmıĢtır. Mahkemenin kullanılan yöntemle izlenen amaçlar arasında makul bir ölçülülük iliĢkisi bulunduğuna dair tespitine ka- tılmak mümkün değildir.

AĠHM‟nin özgürlükçü tutumundan vazgeçip özgürlükleri kısıtlayan bu olayın

55 Leyla ġahin Türkiye, Büyük Daire Kararı, P.116. 56 ULUSOY, s.128; ATAR(2009), s.333.

sözleĢmeye aykırı olmadığını tespit etmesi düĢündürücüdür. Zira bu tespit Daire ka- rarıyla kalmayıp Büyük Daire tarafından da onaylanmıĢtır. Bu nedenle AĠHM‟nin yeterince inceleme yapmadığı, Türkiye‟nin koĢullarını yeterince araĢtırmadığı gibi değerlendirmeler geçersiz kalmıĢtır. Mahkeme “eğitim özgürlüğü” ile “katı laiklik” yaklaĢımın karĢı karĢıya geldiği bu olayda, tavrını katı laiklik uygulamasından yana koymuĢtur. Hak ve özgürlüklerin tüm değerlerin üstünde tutulduğu günümüzde mah- kemenin bu tavrı tartıĢmaya açıktır. Ve daha da tartıĢılmaya devam edilecektir.

III. AVRUPA ĠNSAN HAKLARI SÖZLEġMESĠNDE EĞĠTĠM HAKKI-

Benzer Belgeler