• Sonuç bulunamadı

Ölçü ve Tartıda Hilesiz Bir Toplum

Belgede Kur'an'ın önerdiği vasat ümmet (sayfa 161-164)

3. Kur'an'da Önerilen Vasat Ümmetin Nitelikleri

5.8. Ölçü ve Tartıda Hilesiz Bir Toplum

Bir toplumda sosyal adaletin sağlanabilmesi, karşılıklı hakların korunabilmesi için her şeyden önce ölçü ve tartının doğru ve düzgün olması gerekir. Bunu temin etmek için iki şart vardır. Biri bizzat ölçeği tam yapmak; eksik, fazla veya yanlış alet kullanmamaktır. İkincisi de, tam ve doğru alıp tartmaktır. Ölçme ve tartmanın doğru olması, bir hak, adâlet anlayışı, din ve vicdan meselesidir. Ölçüyü ölçeği ve tartıyı doğrultacak olanlar bunlardır. İnsanların vicdanlarından hak ve adâlet fikrini kaldırdığınız zaman, doğru aletle ölçerken bile yanlışlık yapmaktan çekinmezler. Çünkü, bu insanlar başkalarının haklarını kendi haklarıyla bir tutarak ölçü ve tartıda doğru ve dürüst olma duygusundan yoksun oldukları

sürece; alırken fazla, verirken eksik yapmaktan kurtulmaları mümkün değildir. Bunun için önce vicdanları düzeltmek, sonra da ölçü ve tartı aletlerini ıslah etmek gerekir. Bu da vicdanlara Allah korkusu ve ahiret inancını yerleştirmekle olur.

Kur'an-ı Kerim'de ticaret erbabı, ölçü ve tartıda eksiklik yapmamaları için şöyle uyarılır: "Ölçü ve tartıda hile yapanların vay haline! Onlar, insanlardan ölçüp alırken

eksiksiz alırlar. Kendileri onlara ölçerek veya tartarak sattıkları zaman eksik verirler”643

Ayette geçen “mutaffifin” ifadesi Arapça “tatfif” kökünden türemiştir. “Tatfif” küçük ve hakir görmek, tartıda belli etmeden hile yapmak anlamına gelir. Kur'an-ı Kerîm’de bir çok ayette alışverişte hile yapmak kınanmıştır.644

Hz. Şuayb’ın kavmine ölçü ve tartıda hile yaptıkları için azap inmiştir. Çünkü o kavim, Hz. Şuayb’ın kendilerine ısrarla yaptığı ikazlara rağmen, bu kötülükten vazgeçmemişti.645 “Medyen (toplumuna da) kardeşleri Şuayb'ı (gönderdik. Şuayb onlara:)

Dedi ki: "Ey kavmim Allah'a kulluk edin sizin O'ndan başka ilahınız yoktur. Size Rabbinizden apaçık bir belge (mucize) gelmiştir. Ölçüyü ve tartıyı tam tutun insanların eşyasını değerinden düşürüp-eksiltmeyin ve düzene konulmasından sonra yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayın. Bu sizin için daha hayırlıdır eğer inanıyorsanız.”646

Medyen (halkına da) kardeşleri Şuayb'ı (gönderdik). Dedi ki: "Ey kavmim Allah'a ibadet edin O'ndan başka ilahınız yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik tutmayın; gerçekten sizi bir ‘bolluk ve refah içinde görüyorum. Doğrusu sizi çepeçevre kuşatacak olan bir günün azabından korkuyorum.Ey kavmim ölçüyü ve tartıyı -adaleti gözeterek- tam tutun ve insanların eşyasını değerden düşürüp- eksiltmeyin ve yeryüzünde bozguncular olarak karışıklık çıkarmayın.”647

Medyenliler'in yurdu, Hicaz'ı Şam'a bağlayan ana yol üzerinde idi. Bu yüzden ana geçim kaynakları ticaret idi. Fakat ticaretleri sırasında ölçüde ve tartıda hile yapıyorlar, ayrıca halkın mallarını düşük fiyata satın alıyorlardı. Bunun yanı sıra, işlek bir ticaret yolu üzerinde oturdukları için, Arap Yarımadası'nın güneyi ile kuzeyi arasında gidip gelen kervanların yollarını kesebiliyorlar, önlerine çıkıp haraç isteyebiliyorlardı.

643 el-Mutaffifin 83/1-3 644 Bk. el-En’am 6/152; Hûd 11/84-85; el-Mutaffifin 83/1-3 645 Mevdûdî, Tefhim,7,63 646 el-A’raf 7/85 647 Hûd 11/84-85

Allah bol kazanç verdiği halde, daha çok kazanmak için böyle yanlış yollara başvuruyorlardı.Halbuki eksik ölçüp tartmaktan kaçınırlarsa fakir düşecek, maddi zarara uğrayacak değillerdi. Tersine yaptıkları hileli ticari işlemler, yolsuz alışverişler, içinde yaşadıkları bu bolluğu, bu refahı tehdit edici nitelikteydi. Hz. Şuayb öğüdüne devam ederek şöyle diyor:

"Ama sizin için kıyamet gününün geniş kapsamlı azabından korkarım.”

Bu azapla ahirette, yüce Allah'ın katında yüz yüze geleceğiniz gibi, daha dünyadayken de yüz yüze gelebilirsiniz. Hz. Şuayb, bu dürüstlüğe ilişkin öğüdünü "hile yapmayın" şeklinde vermişti. Şimdi ise aynı öğüdü "doğru olun" şeklinde tekrarlıyor.

"Ey kavmim, bir şey ölçer ya da tartarken adalete uyarak ölçüyü ve tartıyı tam tutunuz”

"Ölçüyü ve tartıyı tam tutma" ifadesi "eksik ölçüp tartmama" ifadesinden daha güçlüdür. Devamında ise,"Halkın mallarına düşük değer biçmeyiniz.” Buyuruyor.

Bu ifade, hem ölçülebilir ve hem de tartılabilir bütün malları ve eşyayı içine alır. Her tür eşyanın doğru değerlendirmesini emreden kapsamlı bir direktiftir. Tartarken, ölçerken, fiyatlandırırken maddi ve manevi anlamda değer biçerken hile yapmayı yasaklar. Emekler, davranışlar, beceriler ve nitelikler de bu kapsama girer. Çünkü aslında somut nesneler için kullanılan "şey" sözcüğü, kimi zaman soyut değerler için de kullanılır.İnsanların mallarına düşük değer biçerek onları aldatmak, bir zulüm türü olmasının ötesinde, insanların vicdanlarına kötü duyguların tohumlarını da eker. Acı, kin; adaletten, iyilikten ve doğru değerlendirme kriterlerinden umut kesmek, sözünü ettiğimiz kötü duyguların başlıcalarıdır. Bu duygular. toplumsal birliği, kişiler arası ilişkileri, sosyal dayanışmayı, fertlerin vicdanlarını ve duygu dünyalarını sarsıntıya uğratırlar. 648

Sonuç olarak ölçü ve tartı, aşırılığın zıddı olan yani vasatlığı ifade eden kavramlardır. Allah her konuda olduğu gibi ölçü ve tartıda da vasat olmanın, adil olmanın gereğini emrediyor. Eğer bir toplumda ticari yönden ahlaksızlık varsa, insanlar birbirlerini kandırmayı kâr olarak görüyorlarsa, işte o zaman bu toplumda ekonomik denge bozulmuş ve sonuç kötüye doğru gidiyor demektir. Çünkü ticarette esas olan dürüstlüktür. İnsanların güvenini bir kaybederseniz, tekrar kazanmanız çok zordur. Yani insanları bir defa kandırırsınız ama ikinci defa kandırma şansınız olmadığı için iflas eder ve ticari ortamdan silinirsiniz. Bu yüzden ticarette dürüstlük, hem bu dünyada ticari başarı için, hem de öbür dünyada hesabını kolay vermek için gereklidir.

Belgede Kur'an'ın önerdiği vasat ümmet (sayfa 161-164)