• Sonuç bulunamadı

4.4 Etki Boyutunda Karşılaşılan Engeller ve Katılımcıların Çözüm Önerileri

4.4.1 Öğretmenlerin Fikirlerinin Önemsenmemesi

Katılımcılara göre öğretmenler, fikirlerinin önemsenmediğini düşündüklerinde kendilerinin kurumda etkisiz olduklarını ve değersiz olduklarını da düşünmektedir. Karar alırken öğretmenlerin fikirlerini önemsemeyen kimi zaman Millî Eğitim Bakanlığı, kimi zaman il ve ilçe millî eğitim müdürlükleri, kimi zaman da okul ve kurum yöneticileridir. Katılımcıların öğretmenlerin fikirlerinin önemsenmediği algısına sahip olduğu bu birimler ile ilgili aşağıda ayrıntılı bir şekilde bilgi verilmiştir.

4.4.1.1 Öğretmenlerin Millî Eğitim Bakanlığına ulaşamaması

Katılımcılara göre Millî Eğitim Bakanlığında kimi zaman öğretmenlerin çok tepkisini çeken kararlar alınmaktadır. Bazı kararlar uygulanması esnasında öğretmenlerin hoşnutsuzluğunu artırmakta ve öğretmenlerin ihtiyaçlarını göz ardı etmekte olduğu düşünülmektedir. Ayrıca bakanlığın öğretmenler arasında farklı uygulamalarda bulunması, katılımcılarda adaletin geri plana itildiği izlenimi oluşturmaktadır. Aşağıda görüşlerine yer verilen K1 kodlu katılımcıya göre Millî Eğitim Bakanlığından bu

Etki Alt Boyutunda Karşılaşılan Engeller

Öğretmenlerin Fikirlerinin Önemsenmemesi

Öğretmenlerin Millî Eğitim Bakanlığına ulaşamaması

Öğretmenlerin fikirlerinin il ve ilçe millî eğitim müdürlükleri

seviyesinde dikkate alınmaması

Öğretmenlerin fikirlerinin okul/kurum müdürleri tarafından dikkate alınmaması

Kararlardan Etkilenenlere Karar Sürecine Katılma Olanağı

Tanınmaması

Zümre Öğretmenler Kurulları İle İlgili Engeller

Zümre öğretmenler kurulu toplantılarının zaman kaybı

olarak görülmesi

Zümre tutanaklarının üst kademeler tarafından değerlendirmeye alınmaması

Öğretmenlerin zümre öğretmenleri ile iletişim kurma

konusunda isteksiz olmaları

Mevzuattan Kaynaklanan Engeller

114

adaletsizlikler ve hoşnutsuzluk yaratan durumlar ile ilgili değişiklik bekleyen öğretmenler, bekledikleri değişiklikler yapılmayıp, görmezden gelindiklerini düşünmektedir.

Kendi branşım için söylüyorum. Biz okul öncesi öğretmeni olarak senelerdir imzalar topluyoruz, dilekçeler veriyoruz; niye okul öncesinde hatta sınıf öğretmenlerini de buna dâhil edebiliriz, ikimizde de böyle bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Okul öncesinde ve sınıf öğretmenlerinde zorunlu derse girme süresi 18 saat, branş öğretmenlerinin 15 saat birincisi bu baştan haksızlık. İkincisi de biz okul öncesi öğretmeni olarak herkes teneffüs yapıyor ama bizim yaş grubu teneffüse uygun olmayabilir. Bunu anlayabiliyorum ama neden ders saatimiz herkesinki gibi 40 dakika değil 50 dakika. Bu ne demek ben 300 dakika boyunca derse gireceğim. Başka bir öğretmen 240 dakika boyunca derse girecek ama biz aynı parayı alacağız, aynı şekilde değerlendireceğiz… Bunun için bakanlığa defalarca gidildi, gelindi, dilekçeler verildi. Ama bu şu an sadece hastalık sebebiyle eşitlendi. O yüzden bakanlık seviyesinde karar mekanizmasında çok bir etkimiz olduğunu düşünmüyorum açıkçası (K1).

Katılımcılar Millî Eğitim Bakanlığı tarafından taleplerinin göz ardı edilmesinin yanı sıra taleplerinin bakanlığa ulaşıp ulaşmadığı konusunda dahi bilgi sahibi olmadıklarını ifade etmektedir. Katılımcılar, fikirlerinin bakanlık seviyesine ulaşmadığını, ulaşsa bile dikkate alınmadığını düşünmektedir. Katılımcılar en azından fikirlerinin bakanlıkta ilgili birimlere ulaşıp, sonucu hakkında olumlu ya da olumsuz bir dönüş yapılmasını beklemektedir. Fakat fikirlerinin dikkate alınmadığı düşüncesinde olan katılımcılar olumsuz duygular yaşadıklarını ile getirmişlerdir. K8 kodlu katılımcının bu durum ile ilgili görüşüne aşağıda yer verilmiştir.

Hocam bir milyon öğretmen bir milyon fikre, bakanlığa önerilerimi yazdım. Zümreler gibi hiçbir şekilde dönüş yok. Fikirleriniz hiçbir şekilde değer görmüyor. Karşıdan bir cevap verilmesini geçtim okunduğuna dair bir ibare bile yok. Okundu mu okunmadı mı bilmiyorum. Öğretmen o zaman ne diyor? Çıkar ver prosedür bu. Yapılan uygulamalarda öğretmenlerin ümidini kırıyor şevkini kuruyor meslekten soğutuyor öğretmen de bir çeşit rutine biniyor. Öğretmen de sabah kalkıp işe gidip, işini yapıp eve geri dönen kişiler haline geliyor. (K8)

Katılımcıların bazıları Millî Eğitim Bakanlığı tarafından fikirlerinin alınması durumuna bile şüpheyle yaklaştıklarını ifade etmişlerdir. Fikirlerinin alınsa dahi formaliteden alınacağı, fikirlerinin yine de gerekli saygıyı ve değeri görmeyeceğini düşünmektedirler. Aşağıda görüşleri yer alan K9 kodlu katılımcı öğretmenlerin fikirlerinin alınması ve daha sonrasında da fikirleri ile ilgili kendilerine dönüt verilmesi yoluyla fikirlerinin formalite icabı alınmayıp değer gördüğünden emin olmak istemektedir. Katılımcılara göre öğretmenlerin kendilerini bakanlık düzeyinde etkili hissetmesi için öğretmenlerin fikirlerinin alınması ve taleplerinin bakanlığa ulaştırılabilmesi sonrasında da öğretmene dönüt verilmesi gerekmektedir. Millî Eğitim Bakanlığında mevcut düzende öğretmenler katılımcılara göre etkili olamamaktadır.

115

Her konuda fikirlerimizin alınması gerektiğini düşünmüyorum ama bizim öğretmenlerin daha fazla görüşlerinin alınması, fikirlerine saygı duyulması gerektiğini düşünüyorum. Bu yapılsa bile korkuyorum aslında. Çünkü bakanlığımızda yapılmış olmak için yapılan bir sürü iş var. Bize de fikirlerimiz sorulduğunda sorulmuş olmak için sorulmamalı değerlendirilmeli de kişiye dönüt de verilmeli. (K9)

Aşağıda K6 kodlu katılımcının bakanlık seviyesinde öğretmenlerin etkili hale getirilmesi için önerisine yer verilmiştir. Katılımcıya göre bakanlıkta yerinde gözlem, araştırma ve fikir alışverişi için birimler oluşturulmalıdır. Bu birimler illere gidip öğretmenleri, sistemi, imkânları, problemleri yerinde araştırıp inceleyip rapor olarak bakanlığa sunmalıdır. Oluşturulan raporlar eşliğinde gerekli adımlar planlanıp uygulamaya konulmalıdır. Bu yolla tüm öğretmenlerin etkili olması hedeflenmektedir.

Öğretmenlerin hepsinin bakana ulaşabilmesi gibi bir sistem olamaz zaten. Bakanlık içinde bir birim kurup, görevli personeller illere gönderip, illerde bir çalıştay yapılabilir. 10 tane eleman gönder, Afyon'a denetlemek için değil tabi ki. Gelsin o ilin ortamını araştırsın. Gelsin okulları, gelsin sistemi araştırsın. Sıkıntılar neler araştırılıp bu şekilde yukarıya iletilmesi, bu bilgiler eşliğinde bakanlıkta istişare edilip bir şeyler yapılması lazım. Ama bizim bakanlık genelde denetlemek için gönderiyor, burada niye bu yok şuraya eksik şeklinde bunlarda huzur bozan şeyler çünkü. (K6).

Katılımcıya göre bütün öğretmenlerin bakanlığa öneri sunması mümkün değildir. Yukarıda bahsedilen ekip öğretmenlerin önerilerini rapor olarak bakanlığa sunacağı öğretmenlerin etki seviyeleri artacaktır. Fakat katılımcı Millî Eğitim Bakanlığından illere gönderilen ekiplerin sadece açık aramak için geldiği ve geldiklerinde huzursuzluk meydana getirdikleri algısına sahiptir.

4.4.1.2 Öğretmenlerin fikirlerinin il ve ilçe millî eğitim müdürlükleri seviyesinde dikkate alınmaması

Araştırma verileri öğretmenlerin fikirlerinin dikkate alınmamasının, sadece bakanlık seviyesinde değil ilçe ve il millî eğitim müdürlükleri seviyesinde de yaşanabildiğini göstermektedir. Öğretmenlere çalıştıkları kurum müdürlüklerinden sonra en yakın olan kişiler il ve ilçe millî eğitim müdürlüklerinde görev yapmaktadır. Katılımcılara göre il ve ilçe millî eğitim müdürlükleri tarafından yerel düzeyde yapılacak etkinlikler ve projelerde öğretmenlerin görüşleri alınmamakta ve fikirlerine saygı duyulmamaktadır.

Okulumuz dışında karar alma mekanizmasında pek de bir işe yaradığımızı düşünmüyorum açıkçası. İlçe kendi kendine bir kararı alıyor. Sonra size resmî yazıyla bunu bildiriyor. Sonra siz, buna eğer uyulması zorunluysa mecburen yapıyorsunuz. Zorunlu değilse ve katılmıyorsanız bu fikri yapmıyorsunuz. Ama kimler tarafından üretiliyor, ne ara çalışılıyor, hiçbir bilginiz olmuyor. Nerelerden geçmişte yapılmış, bilmiyorsunuz. (K1)

Yukarıda görüşlerine yer verilen katılımcı okul da karar alma mekanizmasına dâhil olsalar dahi okul dışında olan kurumlarda etkili olmadığını düşünmektedir.

116

Fikirlerinin değer görmediği algısına sahip olan katılımcı kendilerine sadece planlanan faaliyetleri uygulama aşamasında bilgi verildiğini ifade etmiştir. Uygulama aşaması haricinde faaliyetler ile hiçbir bağlantısı olmayan katılımcının faaliyeti yeterince benimseyememesi ve kendini etkisiz hissetmesi doğal bir sonuç olarak görülebilir.

4.4.1.3 Öğretmenlerin fikirlerinin okul/kurum müdürleri tarafından dikkate alınmaması

Katılımcıların kendilerini en etkili hissettiği kısım genel itibariyle, çalıştıkları kurumlardır. Fakat K10 kodlu aşağıda görüşleri yer alan katılımcıya göre öğretmenler çalıştıkları kurumlarda okul yöneticilerinin kimi zaman fikirlerini almamaları ve fikirlerine saygı duymamaları sonucunda, kendilerini etkisiz bireyler olarak hissedebilmektedir. Katılımcıya göre bazı yöneticilerde, yöneticilik makamına gelindiği zaman bütün kararları kendisinin vermesi gerektiği, kurumda sorumluluk kendisine ait olduğu için, kurumda olan biten her şeyin kendi kontrolünde olması gerektiği düşüncesi mevcuttur. Katılımcıya göre bu tutum öğretmenleri etkisiz kılmaktadır.

Bazı müdür arkadaşlar, koltuğun sahibi benim, ben bunu diyorum, buna da uyacaksınız, diyor. Konuların çoğunda fikrimiz alınmadığı gibi bizimle alakalı konularda bile fikirlerimiz alınmıyor. Örneğin okula beden eğitimi ile ilgili malzeme alınacak ama okul idaresi, hocam ben sana şu kadar top aldım, bu kadar topla idare edeceksin, şeklinde yaklaşıyor ama sormuyor bu kadar top yeter mi, bu kadar toplar ne kadar idare edebiliriz. (K10)

K5 kodlu sınıf öğretmeni katılımcı yöneticilerin yukarıda belirtilen otoriter tutum sergilenmesi ile ilgili olarak “Doğuda çalıştığım kurumlarda, üç kurumda çalıştım doğuda. İkisinde iki idarecim de meslekte yeniydi ve görevlerini, ne yapmaları gerektiğini tam olarak bilmediği için mi bilmiyorum, biraz bizi yok sayıyorlardı. Bize ve fikirlerimize gereken önemi vermiyorlardı. Kendilerini kanıtlama çabası içerisindeydiler” şekline görüş bildirmiştir. Katılımcıya göre yöneticilerin otoriter tutum sergilenmesine, yöneticilerin mesleki tecrübelerinin az olmasının neden olabileceğini belirtmiştir. Ayrıca katılımcı, yönetici olarak yetkinlik seviyelerinin düşük olmasının da otoriter tutuma neden olabileceğini düşünmektedir.

Kimi katılımcılara göre okul yöneticileri, kimi zaman yaş, tecrübe, yetkinlik gibi özellikleri bakımından diğer öğretmenlerden daha önde olan öğretmenleri, okulda alınan kararlara dâhil edip, diğer öğretmenleri fikirlerini yok sayabilmektedir. Aşağıda görüşlerine yer verilen K14 kodlu katılımcı çalıştığı okulda yaşlı ve tecrübeli öğretmenlerin söz sahibi olduğunu kendisi gibi genç öğretmenlerin ise sadece alınan kararları uygulaması gerektiğini belirtmiştir. Katılımcı kendisi gibi genç öğretmenlerin

117

de okulda alınacak kararlarda fikirlerinin alınıp değerlendirilmesi gerektiğini düşünse de değişeceğine olan inancı bulunmamaktadır.

Ama okula gelecek olursak, okulda bir iş bir uygulama yapılacağı zaman, okul idaresi seçtikleri belli başlı birkaç öğretmen, onlar karar verip uyguluyor. Ve bunun sorgulanmasını istemiyorlar. Bu şekilde örnek verelim, buraya şu saatte, şu uygulama yapılacak, başka sorgulama istemiyorlar. Okuldaki sistem şu anda yaşlı ve tecrübeli öğretmenlerin sözünün dinlenip genç öğretmenlerin söz sahibi olmaması ve verilen kararları uygulaması yönünde. Bu uygulamanın genç öğretmenlerinin dinlenmesi şeklinde değiştirilmesi gerekiyor. Ama bunun değişeceğini düşünmüyorum. (K14) Okul öncesi öğretmenleri özelinde öğretmenlerin etkili hissetmeleri önünde var olan bir engel olarak okul öncesi öğretmeni bir katılımcı “Maalesef bazı ilkokul, ortaokul ve meslek liselerinin bünyesindeki okul öncesi kurumlarında, sınıflarında bu ilgi ve alaka yeterince yok. Okul öncesi öğretmenleri toplantılara bile çağırılmaz. Resmî yazılar en son duyurulur.” (K4) diyerek bazı ilkokul, ortaokul ve liselerin bünyesinde bulunan okul öncesi öğretmenlerinin, okul yöneticileri tarafından görmezden gelindiğini ifade etmiştir. Görmezden gelinen okul öncesi öğretmenleri, fikirlerinin dikkate alınması gereken toplantılarda dahi fikirlerinin alınmadığı düşüncesi dikkat çekmektedir.