• Sonuç bulunamadı

Resim, çocukların hayallerindeki önceden planlamadan oluşan çizimler, şekiller, semboller; iç dünyaların da yaşadıkları duyguların, düşüncelerin yalın bir şekilde dışavurumudur. “İlk yaşlarından itibaren, amaçsız ve bilinçsiz karalamalarla resme başlayan çocuk, motorik ve duyusal gelişimlerine bağımlı olarak resim yoluyla kendisini anlatmaya çalışır. Bu, öyle bir anlatımdır ki, hiç bir yapmacıklığa, bayağılığa yer yoktur; içinden geldiği gibi, samimi ve yer yer esprili... Bir anlamda çizgi ve renkler yardımıyla kâğıda içini döker. Özellikle okul çağına kadar devam eden bu naiflik, okulun ilk sıralarından itibaren yeni öğrendikleri ve kurdukları yeni ilişkilerle yerini daha farklı bir anlatıma bırakır. Bu, bir anlamda, çocuklardaki süratli değişimin göstergesidir. Her alanda sürekli değişim gösteren çocuk, buna paralel olarak resimlerinde de bir değişim ve gelişim yaşar” (Yolcu, 2009: 139).

Çocukların gelişimiyle beraber onların çizdikleri resmilerine karşı olan ilgi 1885- 1920 yılları arasında pek çok ülkenin araştırmacılarına konu olarak görebiliriz. Çocuğun yaptığı resimler onların iç dünyasının bir yansıması olarak kabul edilmektedir. Fizyolojik ve biyolojik olarak gelişen, büyüyen çocukların yaptıkları resimler, “Onların bu süreçteki iletişim aracı olup olmadığı, görerek işiterek iç

dünyalarına aldığı evrenin ve etrafındaki değişen nesne olgusunu kendi yorumunun bir parçası mı?”. Bu sorular araştırmacıların merak konusu olmuştur. Bu 19 yy. İngiltere ve Almanya’da da araştırmacılarda merak uyandırmıştır.

Çocuğun resim yamasının sebeplerine değinirsek: Gelişiminin ve bu süreçte oyununun bir parçası olarak, duygularının, içsel sürecin yansıması olarak, iletişim kurmak ve benliğinin bir parçası olarak resim yapar(Avcı, 2000: 103).Çocuk resimlerinde Kerschenstiner; yaşa göre çocuk resimlerini şematik-görsel üç boyutlu olarak sınıflar. Psikolojik açıdan ise büyüklük, abartılı ve eksik bırakılmış çizgiler olarak üç gruba ayrılır (Şenel, 1995)

Bruner’e göre bilişsel gelişim, yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Gelişimi eylemsel, imgesel ve sembolik olarak üç döneme ele alır. Bruner’in gelişim dönemlerinden imgesel dönemde bilgi, imgelerle oluşur. Görsel bellek gelişmiştir. Ancak, çocuğun düşünceleri dille değil, duyu organları yoluyla edindiği duyusal etkilere dayalıdır. Algılarıyla hareket eder. Nesneleri algıladıkları gibi zihinlerinde canlandırır. Resimlerinde nesneyi (ev, ağaç, araba) olayı görmeden çizebilir. Piaget bu dönemi işlem öncesi olarak adlandırır. Gardner, bilginin imgelerle temsil edilmesine “uzaysal zekâ” adını vermektedir (Senemoğlu, 2001). Çocuk ve yetişkin algısı birbirinden farklıdır. Hatta çocuklar da birbirinden farklıdır. Bunun nedeni çevresel, sosyal yapısal, eğitimsel, ailesel, kültürel farklılıklar, sanatsal yönde de çeşitlilik arz eder. Çocuklar gelişim döneminde nasıl farklılık gösterirse sanatsal gelişimi de çocuktan çocuğa değişim görülebilir.

Çocuğun çevresiyle kurduğu ilişkinin ve bu süreçte ki yaratıcılığının göstergesidir. Çocuk gelişirken çizgileri de gelişir, çizgileri onun yaşantısının göstergesidir. İç dünyasının yansımasıdır. Resim duygusal, zihinsel, algısal gelişimine ve soyut düşünmeye yardımcı olur. (Genç ve Sipahioğlu, 1990: 63).

Akköy (1999)’e göre; çocuklarda sosyal davranışları geliştirebilmek için uygun davranışlarının ödüllendirilmesi son derece önemlidir. Çocukların sosyal becerilerinin gelişimi için doğal sürece bırakılmalı. Çocuğun yapısı kendine güven, kendini ifade edebilme, kabul görme, sosyal bağımsızlık ve sosyal çevre olarak değerlendirilebilir. Çocuklarda çizgilerle başlayan üretim keşfetme süreciyle devam

eder. Çocuğun pastel boya ile büyük kas hareketleri gelişimi sonucu anlamlı hale gelen ürünler ortaya çıkar (Artut, 2001: 196). Yetişkinlerin bu süreçteki müdahalesi ve önlendirmesi estetik sanatsal yaratıcılık ve düşüncelerini olumsuz etkileyecek sınırlandırmalara neden olacaktır.

2.5.1. Çocuk Resimlerinde Görülen Özellikler

Aynı yastaki çocukların benzer sosyal çevrede yasamaları, benzer gelişim özellikleri göstermeleri, benzer araç gereçlerle karşılaşmaları, çocukların resimlerinde de dönemsel ortak biçim özellikleri göstermelerine neden olmaktadır.

— Düzleme Özelliği: Çocuk resimlerinde mekân kavramı henüz oturmadığı dönemde görülür. Örneğin masanın ayakları yüzeye düz bir şekilde aktarılır. Zamanla perspektif algısının gelişimi zemin çizgi ön-arka plan yapısının oluşmasıyla zamanla çizimlerde gelişme görülür. Çocukların resimlerinde kuşbakışı ve karşıdan görünüme aynı anda yüzeye yansıtma isteği ve yüzeyin düz olması ve çizimi de düz olarak aktarması bu özelliği beraberinde getirir. (Yolcu, 2009: 147)

— Tamlama Özelliği. Çocuğun gelişimi ile ilgidir. Çocuk çizdiği nesnelerin bilinen tüm özelliklerini yansıtmaya çalışır. Yandan görünen figür çiziminde iki gözü ve burnu tam olarak çizmekte isteği görülür. (Yolcu, 2009: 148)

— Saydamlık Özelliği: Tamamen bütünü yansıtma isteği çocukta ev çiziminde içeriyi de yansıtmasıdır. Yüzeye nesnenin aslında görmediği yanını sanki görüyormuş gibi yansıtması yani ağacın köklerini de çizimde göstermesi bu özelliği tanımlar. Saydamlık özelliğinin diğer adı röntgen çizimdir. (Yavuzer, 2007: 46)

— Boy Sıralama Özelliği: Çocuğun psikolojik durumuyla yakından ilgilidir. Kendisi için önemi olan kişilere, nesnelere göre belli bir önem sırasında resmedir. Kendisi için en önemli olanı daha büyük ve önde, sevmediklerini küçük çizer. (Yolcu, 2009: 149)

— Espri: Her bireyin kendine ait mizah yönü vardır. Çevreyi, olayları, kişileri ve nesneleri sahip oldukları bilgiye, kişisel özelliklere göre algılayan ve değerlendiren çocuklar, bunu resimlerine yansıtırken mizah yönlerini de kullanırlar (Yavuzer, 2001: 76).

Çocuk resimlerinde dört temel eğilim vardır:

Şematik Eğilim: Kalıp şekillerin, bilindik imgelerin resme aktarılmasıdır. Mekânik Eğilim: Cetvel vb. aletlerin kullanıldığı geometrik kullanımların görüldüğü eğilimdir.

Zihinsel Eğilim: Ayrıntılı ve sentezci yaklaşımda anlayış görülür. Çocuk ayrıntılara çok takıldığı için ağacın tek tek yaprakları ile uğraşır. Resim genelde yarım kalır, tamamlanamaz.

Sezgisel Eğilim: Çocuğun içgüdüleri ve sezgileriyle hareket ederek çok rahat, hızlı şekilde yapılan çizimlerin eğilimleridir.

Kısacası bütün çocukluk dönemlerini beklenin özeliklere göre paralel olarak geçirirler. Resimsel gelişimde evresel yapıdadır. Resmi iletişim aracı olarak yeteneğinin ortaya çıkışı olarak değerlendirilir (Malchiodi, 2005: 101).