• Sonuç bulunamadı

1.3. ÇOCUK KİTAPLARI VE NİTELİKLERİ

1.3.2. Çocuk Kitaplarının İçerik Bakımından Nitelikleri

Bir çocuk kitabını içerik yönünden değerlendirmek için sorulması gereken belli başlı bazı sorular vardır. Bu sorular, eserin ‘ne anlattığı’, ‘neyi nasıl anlattığı’ gibi sorularla temelden bağlantılıdır. Kitapta ne anlatıldığı eserin konusuna; nasıl anlatıldığı ise yazarın üslubuna karşılık gelmektedir. Bir çocuk eserinin bu iki alanda da başarılı olması gerekmektedir. Eserin ilgi çekici olmasının ve çocuk tarafından sonuna kadar okunmasının temellerinden biri de budur.

Kitabın dış görünüşüyle etkileşime geçen çocuğu etkileyecek ikinci basamak, kitabın metnidir. Bu metin, kitabın bitirilmesinde kitabın görselliği kadar etkilidir.

Yazarın kitap aracılığı ile okuyucuya verdiği telkinlerin anlaşılır olması için kitabın çocuğun gelişim özelliklerine uygun şekilde yazılması gerekir. Çocuk edebiyatı metinlerinde kullanılan dil, yaşına ve gelişim özelliklerine bağlı olarak çocuğu metnin oluşturulmasına ortak edebildiği oranda başarılıdır (Sever, 2007a: 50).

Çocuk, dilin inceliklerini edebiyat aracılığı ile öğrenir. Bu nedenle çocuk edebiyatında dilin etkili, doğru ve güzel kullanılması, edebiyatın onun hayal gücünü geliştirmesi lazımdır (Enginün, 2006: 214). Kitapta kısa, yalın ve samimi cümleler kullanılmalıdır.

Çocuklar için yazılmış bir eserdeki en önemli noktalardan biri yazım ve noktalama kurallarına uygunluktur. Okuyucu olarak çocuğun dil gelişimini etkileyecek olan kitap, yanlış bir öğrenmeye neden olduğunda bıraktığı etkinin düzeltilmesi bir yetişkine oranla çok daha zordur. Bu nedenle çocuk kitaplarının basımında bu konuda daha titiz davranılması gerekir. Yanlışlardan arındırılmış olarak basılan bir kitap, dil ve dil bilinci gelişiminde olumlu bir etki yapacaktır. Eserde kullanılan sözcükler, deyimler, atasözleri gibi anlatım ögeleri çocuğun anlayabileceği düzeyde olmalıdır. Eski sözcük kullanımında abartıya kaçılmamalı; yeni sözcük öğrenimini desteklemelidir. Eserin metni çocuğun dil zevkini geliştirmelidir.

Anlatılan konunun inandırıcı olması, temelini çocuğun dünyasından alması önemlidir. Eser konu bakımından, herkesin dünyasını ilgilendirecek özellikte; bir o kadar da özgün olmalıdır. Okuyucunun gereksinimleri konu ve tema seçiminde göz önüne alınmalıdır. Konunun eğlendirici ve düşündürücü olması da gerekir. Eser, çocuklarda duygu ve düşünce gelişimini destekler nitelikte bir içeriğe sahip olmalıdır.

Tema ve konu birbiriyle uyum içerisinde olduğunda eserin sanat yönü kuvvetlenecektir.

Eser, içinde yaşadığı toplumun kültürü ve değerlerle çelişmemelidir (Oğuzkan, 1977:

307). Ayrıca belli bir ideolojiye yakın cümleler içermemeli, tek yönlü fikirler dayatmaya çalışmalıdır.

Yazarın konu seçimi kadar o konuyu nasıl anlattığı da önemlidir. Seçilen konu okurun düzeyine uygun hale getirilmeli, onlar için ilgi çekici kılınmalıdır. Yazar çocuğu ciddiye almalı, onun anlayabileceği seviyeye inebilmeli, onun dünyasına girip ona oradan seslenmeyi başarabilmelidir. Bu gerçekleşmediği sürece seçilen konu havada kalacaktır. Ayrıca çocuk, kendisine bir çocuk olarak saygı duyan, onun dünyasına hitap eden, sevgi ve güven içeren kitaplara karşı daha istekli olur ve kitabın anlattıklarını daha çabuk benimser (Yavuzer, 2003: 187).

Eseri nitelikleri bakımından kaliteli yapacak bir öge de olay kurgusu ve plandır.

Bölümleri dengeli kurulmuş, hareket, merak unsurları ön plana alınmış bir eser, çocuk için ilgi çekici olacaktır. Olay kurgusu, çocuğun dikkatini dağıtacak farklı ögeler barındırmamalı, karmaşıklıktan uzak olmalı, anlatılmak istenen şeyi net bir şekilde aktarmalıdır. İlginin canlı tutulmasının temelinde bu yatmaktadır.

Eserin kahramanı, eserde çocuğun yerine kendini koyabildiği kişidir. Eser, çocuğun kahramanla kendini özdeşleştirebildiği oranda başarılıdır. Eserin kahramanı gerçek hayatta karşılaşılabilecek birine ne kadar yakınsa eser o kadar inandırıcı olacaktır ve çocuğun düşüncelerine nüfuz edecektir. Kahramanın olay içine dağıtılmış bütün davranışları, çocukların ruhsal özelliklerini göz önüne alarak oluşturulmalıdır.

Kahraman, davranışlarıyla toplumun genel geçer kurallarına ters düşmemeli; toplum ve vatan sevgisi konusunda özendirici olmalıdır. Bu yolla çocuk genel ahlak kurallarına uyan davranışı beğenmeye ve ona özenmeye isteklendirildiği gibi kişi davranışlarının sebep ve sonuçları konusunda eleştirici bir anlayışa da ulaşabilir (Cemiloğlu, 2004: 35).

Romandaki karakter sayısının azlığı da tüm bunların gerçekleşmesini kolaylaştıracaktır.

Kahramanlar eserde olumlu olaylar ile karşılaşmalıdır. Çocuk eseri, mutlaka olumlu bir son ile bitmelidir. Eserde kötü bir olay anlatılıyorsa bu olayın neden olumsuz olduğu doğru davranışa özendirecek tarzda ifade edilmelidir.

Eserde yer alan iletiler, bir eserin yazılmasının asıl nedenidir. Yazar eserinin bütününde anlatmak, aktarmak, öğretmek istediklerini yoğurur. Okuyucuya vermek istediği mesajları eserin tümüne yayar. İletiler, bölümler halinde de verilebilir. Bir çocuk kitabı söz konusu olduğunda bu iletiler evrensel değerlerden sapmamalı; aynı zamanda Türk toplumuna ait ögeleri de barındırmalıdır. Çocuğa bireyselliğini fark ettirmenin yanında toplumun bir ferdi olduğu da hatırlatılmalıdır. Ona toplum içinde önemli olduğu hissettirilmelidir. Verilen iletilerle, yasalara uymaya teşvik edilmeli; aksi durumları övücü iletilerden sakınılmalıdır. Eserde verilen iletilerde şiddetin savunulmaması, cinsel ögelerin bulunmaması ya da çağrıştırılmaması, siyasi ögelerin belli bir ideolojiyi savunur tarzda ele alınmaması şarttır. Ayrıca batıl inançları teşvik etmek, körü körüne kader inancına yönlendirmek, çocuğun belli bir konuya yönelik ön yargı beslemesine neden olmak ya da herhangi bir inanca yönelik dayatmada bulunmak, çocuğu karamsarlığa, ümitsizliğe düşürmek bir çocuk eserinde yer almaması gereken iletilerdendir.

1.3.3.Roman

Çocuklar kitaplardan sadece bilgi almak için yararlanmazlar. Kitap aynı zamanda eğlendirir, hoş vakit geçirir, onların düşünme becerilerini zenginleştirir. Bu bahsedilenleri uygulamaya koyan eserlerin başında roman gelir. Roman, içindeki bir ya

da birden fazla varlığın başından geçenleri, kahramanların yaşantılarını belli bir mantıksal akış içerisinde estetik duygulardan taviz vermeden anlatan uzun anlatılardır.

Oğuzkan, romanı “İnsanların serüvenlerini, karakterlerini, düşünce ve duygularını ayrıntılarıyle kendine özgü biçimde anlatan uzun düzyazılar” şeklinde tanımlar (Oğuzkan, 1977: 92). Nas ise romanı, daha sade şekilde “Olmuş ya da olması olası olayları anlatan uzun yazı” olarak belirtir (Nas, 2003: 61). Roman, günümüzde kullanılan en yaygın türlerden biridir.

Çocuk romanları bazı türlere ayrılabilir. Bu türlerden ev, mahalle, köy gibi çocuğun yakın çevresini işleyen romanlar; doğal çevreden, kırlardan, ormandan, ormandaki hayvanlardan söz eden romanlar; mitolojik olayları işleyen romanlar;

güldürü ağırlıklı romanlar; özellikle erkek çocukların ilgisini çeken serüven romanları;

duygusal konuları işleyen romanlar ve konusunu tarih, anı ve gezi izlenimlerinden alan romanlar sayılabilirler (Ciravoğlu, 1997: 78).

Oğuzkan, çocuk romanlarının taşıması gereken özellikleri şu şekilde özetlemektedir:

 Çocukların ilgilerine, hayat tecrübelerine ve kavrayış güçlerine uygun bir konu seçilmelidir.

 Çocuğa aykırı olmayacak şekilde düzenlenmiş, gerçekçi ve sade bir plan hazırlanmalıdır.

 Olaylar mantıklı sonuçlarla bitmelidir.

 Somut, doğru ve dikkat dağıtmayan ayrıntılar belirlenmelidir.

 Özellikleri iyi aktarılmış, gerçekliğinden şüphe edilmeyecek kadar iyi anlatılmış kahramanlar oluşturulmalıdır.

 Bol, canlı konuşmalara sahip bir anlatım benimsenmelidir.

 Metinle ilgili güzel ve anlamlı resimler seçilmelidir (Oğuzkan, 1977: 101).

Dünyada ve Türkiye’de çocuk eserlerinin gelişimi anlatılırken roman konusu incelendiğinden aynı bilgilerin tekrarlanmaması adına, roman başlığı altında genel bilgiler vermekle yetinilmiştir.