• Sonuç bulunamadı

Çocuk-İnternet İlişkisine Dair Ebeveyn Kaygıları

BÖLÜM 1: ÇOCUKLUK ÇALIŞMALARINDA DEĞİŞİMLER VE YENİ

1.8. Çocuk-İnternet İlişkisine Dair Ebeveyn Kaygıları

Dijital medyanın temel araçları olarak bilgisayar ve internet teknoloji, yetişkinlerin çocuklar için yol gösterici rollerini tartışmalı konuma getirmektedir. Televizyonun yaygınlaşmasıyla başlayan bu süreç, yetişkinlerin çocukların medya teknolojileriyle olan ilişkilerini anlamasını, kontrol etmesini ve bu teknolojileri kullanmadan kaynaklanan sorunlara müdahil olmada birçok sorunla karşı karşıya gelmelerine sebep olmaktadır.

İnternet ve bilgisayar kullanımı10 yaygınlaştıkça çocukların bu teknolojilere ulaşması ve bunları günlük yaşamda kullanması gittikçe yaygınlaşmakta ve çocukların bunları kullanma süreleri artmaktadır. Aileler bir taraftan çocukların yeni teknolojileri öğrenmesini teşvik ederken diğer yandan çocukların internet ve bilgisayar

kullanımından kaynaklandığı düşünülen sorunlar aileleri ciddi anlamda

10

İnternet, bilgisayar teknolojisinin tamamlayıcı bir unsurudur. Hatta daha ziyadesiyle, internet ağının yaygınlaşmasıyla beraber, internetsiz bir bilgisayar düşünülememektedir. Ancak internet alt yapısı sadece ağ özellikleri ile değil, bilgisayar yazılım sistemleri (ICT: Internet and computer technology) ile desteklenmektedir. Bu sebeple yeni medya teknolojileri ile ilgili incelemelerde bilgisayar ve internet genellikle birlikte değerlendirilmektedir.

kaygılandırmaktadır. Bu sorunlar temelde ikiye ayrılmaktadır. Birincisi, çocukların internet ve bilgisayarla çok zaman geçirmeleri; İkincisi, güvensiz kullanmalarıdır. Çocukların internette çok zaman geçirmelerinin kısa, orta ve uzun vadede birçok sonuçları olmaktadır. İnternette çok fazla zaman geçirdikleri için diğer görevlerini aksatma ve/veya okul başarıları gerilemektedir. Ayrıca, uzun süre internet kullanımları, obezite, göz ve eklem sorunları, tembellik, agressif davranışlar gibi sağlık sorunlarının ortaya çıkmasında etkili olduğu, sadece bilimsel araştırmalardan çıkarılan bir sonuç değil, günlük yaşamda da apriori olarak da kanıksanmış olduğu gözlemlenmektedir.

İnternette geçirilen zaman arttıkça sosyal ilişkilerde gerileme ya da ebeveynlerin beklediği şekilde sosyal ilişkiler geliştir(e)memek de ailelerin çocuklar ile ilgili sık sık

şikâyette bulundukları başka bir sorun olmaktadır.

Ailelerin çocuk-internet ilişkisine dair kaygılarına kaynaklık eden uzun süre kullanımdan kaynaklanan sorunların yanı sıra, güven vermeyen ticari, sosyal, hukuksal ve ideolojik ilişkilere ortam sunması da etkili olmaktadır. Ailelerin ve mahkemelerin aldığı tüm tedbirlere rağmen, kötü amaçlı sitelere ve yazılımlara müdahale edememeleri de bu kaygılara kaynaklık eden önemli bir faktördür. Yetişkin internet kullanıcıları da bilerek veya bilmeyerek kötü site ve yazılımlarla karşılaşırken, çocukların benzer durumlarda daha fazla etkilenebilecekleri kabul edilmektedir.

Günümüzde internetin insan ilişkilerinin ve günlük ihtiyaçları gidermenin önemli bir aracı olmasının yanında, günlük yaşamını olumsuz etkileyecek bir potansiyele sahip olması da internetin doğasına dair birçok soruyu gündeme getirmektedir. Tüm bu olumsuz kullanma alışkanlıklarının edinilmesinde internetin Kendine çeken özellikleri (cazibesi) göz ardı edilemez. İnternetin interaktif (web 2.0) özelliği, kullanıcılarının sosyal yaşamındaki birçok yaşantıyı internete taşıma olanağı sunması ve sosyal yaşamda yaşayamayacağı birçok deneyimi internette yaşama ya da öğrenme imkânına sahip olması, kullanıcıların internette uzun süre vakit geçirmesinde etkili olmaktadır. Olumlu ve olumsuz sonuçlarıyla açtığı sayısız tartışmalara rağmen çocukların (pekâlâ yetişkinlerin de) diğer görevlerini ihmal edecek, sağlığını riske atacak, sosyal dünyadan izole olacak kadar neden internette uzun süre zaman harcadıkları sorusu yeterince gündeme getirilmemektedir. Daha çok çevrimiçi (online) ya da çevrimdışı (offline) uzun süre bilgisayar başında vakit geçirmenin olumsuz sonuçları konuşulmaktadır. Bu

anlamda, uzun süre internet kullanımının en olası sonuçlarından biri olan bağımlılıkla ilgili çok sayıda araştırma vardır (Hazar, 2011; Cengizhan, 2005; Nakaya, 2015; Perdew, 2014). Bu araştırmaların ise daha çok bağımlılığın tespiti ve sonuçları ile ilgili olması dikkat çekmektedir. Diğer yandan çocukların dizüstü bilgisayarı, tablet, akıllı telefon gibi dijital medya araçları ve mailden çok fonksiyonlu sosyal paylaşım ağlarına kadar çok farklı programların çocuklar tarafından kullanımına dair eğitim kurumlarında ve ailelerde birçok farklı tutum görmek mümkündür. Bu ilkesel tutumların sınırları fazla belirgin değildir. Çoğunlukla çocukların istekleri doğrultusunda esnetilmektedir. Bunun sebeplerinden biri dijital medyanın sınırsız ağı ve çocukların bu ağlara dâhil olmanın günlük sıradan bir olay olmasıdır; diğeri ise, yetişkinler dünyasında, dijital medya araç ve programların bireysel ve kurumsal kullanımlarının gittikçe yaygınlaşması, hatta neredeyse kullanmayanların nadir olduğu bir düzeye gelinmesidir.

İnternet teknolojisinin geldiği düzey: Web 2.0, yani dijital teknolojinin kişiye onu kullanmada interaktif bir alan sağlaması, TV ve radyodan izleyicisi ve dinleyicisin sadece ‘mesaj alıcı’ konumundan farklı olarak, interneti kullanan kişinin kullanım esnasında mesaj girmesine ve mesaj ayarları üzerinde birçok şekilde inisiyatif kullanma olanağına sahiptir. Özellikle dijital medyanın web 2.0 versiyonuyla beraber, kullanıcı olarak çocukların medya ile ilişkisi tek yönlü bir ilişki olarak değil, çift yönlü bir etkiden/etkileşim olarak ele almak zorunlu hale geldi. Bu bağlamda, çocuklar hem birer aktör, hem de müşteri ya da satıcı rolü oynayabilmektedirler.

İnternetin kullanıcıya interaktif bir alan sunması, kullanıcının eşzamanlı başka bir şeyle meşgul olmasını önlemektedir İnternetin sunduğu, sınırsız bilgi ve eğlencenin kaynak ve seçeneklerinin çekiciliği, internette uzun zaman harcamaya teşvik etmektedir.

İnternette uzun zaman harcamanın, beslenme, uyuma gibi temel ihtiyaçların zamanında giderilmesini erteletmekte, bu ertelemeler neticesinde sağlıksız beslenme, düzensiz uyuma ve günlük sorumluluklarını ihmal etmesine neden olabilmektedir.

Bu gerçek, başka bir ifadeyle, Maslow’un klasik insan ihtiyaçları hiyerarşisi kuramlarına göre insan ihtiyaçları hiyerarşisi piramidinin ilk basamağında fizyolojik ihtiyaçları gidermeyi erteleyen ya da onların özensiz ve düzensiz giderilmesine neden olan bilgi açlığını giderme ihtiyacı var. Hangi amaçla olursa olsun, internet kullanımının

bu açlığı giderme çabası olarak nitelediğimizde, uzun süre internette kalmanın insanları bağımlılığa sürüklediği söylenebilir.

İhtiyaçlar hiyerarşisinin işleyiş düzenine göre, belirli bir kategorideki gereksinimler tam olarak karşılanmadan kişi bir üst düzeydeki kategorinin gereksinimlerini algılamaz, böyle gereksinimleri olmaz. Örneğin, günlük olarak karnını doyurabilen fakat güvenlik içinde bulunmayan, kendini sürekli olarak olası bir tehdit altında algılayan bir insanın, dünya görüşünü geliştirmek için kitap okumak gibi bir gereksiniminin olmayacağı kabul edilmektedir. Belirli bir kategorideki gereksinimlerin karşılanması durumunda kişi, bir üst kategorideki gereksinimleri karşılamaya yönelecektir. Bu durumda, kişilik gelişme düzeyinin de bir üst düzeye, ait olma ve kendini gerçekleştirme düzeylerine yükseleceği beklenmektedir.

Madem insan ihtiyaçları hiyerarşisinde bilgi açlığı giderilirken bazı sorunlar yaşanıyor. O halde bu sorunları nasıl çözebiliriz? Sorunu doğru anlamak kadar doğru ve anlaşılır bir şekilde ifade etmek de önemlidir. Bu anlamda, bu araştırmanın uygulama kısmı, çocukların iletişim çağının yeni teknolojilerini kullanma biçimleri ve bu teknolojilerin sosyalleşme sürecinde çocuklar üzerindeki çok yönlü etkileri, ebeveynlerin gözlem ve düşüncelerine başvurularak sorunla ilgili veriler elde edilmeye çalışılmıştır.