• Sonuç bulunamadı

1.5. Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımlarının Belirleyen Etkenler

1.5.2. Çekici Faktörler

Yatırımcıların DYSY yapmayı planladığı ev sahibi ülkenin iç dinamiklerinden oluĢan yerel etkenlerdir. Yatırımcıları DYSY yapmaya iten çekici faktörler UNCTAD‟ın yayınladığı dünya yatırım raporunda üç baĢlık altında toplanmıĢtır. Bunlar; ekonomik, siyasi ve politik faktörlerdir (UNCTAD, 2003: 85). Yatırımcılar için bu üç unsur bir bütünlük teĢkil etmektedir. Ekonomik Ģartlardan birinin aksaklığı siyasi ve politik faktörleri etkileyebileceği gibi siyasi ve politik faktörlerdeki bir aksaklıkta ekonomik faktörleri etkileyebilmektedir (Kaymak, 2005: 88).

1.5.2.1. Ekonomik Faktörler

Yabancı sermaye yatırımcılarının aradığı en mühim ekonomik kriterin iç pazar cazibesi olduğu söylenebilir. Ġç pazar cazibesi unsurunun taĢıdığı öneminin yüksek olması talebin yüksek olmasına bağlıdır. Pazar büyüklüğünde dikkat edilen diğer bir husus satıĢ hacminin sağladığı avantaj ve taĢıdığı stratejik önemdir (Çinko, 2009: 118). Temel amacı üretimini, satıĢlarını istikrarlı bir Ģekilde artırmak ve bu Ģekilde toplam karlılığını yükseltmek olan yabancı yatırımcılar tüketimde sürekliliği bulunan, doygunluğa ulaĢmamıĢ pazarları tercih eder (Saygın, 2017: 57). Bunun nedeni piyasa hacmi büyüklüğü ile DYSY doğru orantılı bir bütünlük sergilemesidir (Ekinci, 2005: 11).

Yatırımcılar pazar büyüklüğü ile beraber iĢgücü maliyetleri ve iĢgücü verimliliğini de değerlendirmeye almaktadır. Pazar payını korumak ve geniĢletmek isteyen yabancı yatırımcılar iĢçiliğin ucuz ve kaliteli olmasına dikkat etmektedir. Özellikle DYSY GOÜ‟lere yönlendiren en temel sebeplerden biri ucuz iĢgücüdür. GOÜ‟lerde süratli bir biçimde gerçekleĢen nüfus artıĢıyla ucuz iĢgücünden sağlanan maliyet avantajı bu ülkelerde DYSY yapmayı cazip kılmaktadır. Genellikle emek yoğun üretimi tercih eden yatırımcılar yüksek kar hedeflerine ulaĢmak için ucuz iĢgücünün olduğu ülkelere yönelmektedir (Çinko, 2009: 119; Kurtaran, 2007: 375).

ĠĢ gücünün ucuz olmasının yanı sıra nitelikli beĢeri sermaye de belirleyici olmaktadır. AR-GE personelinin, bilim insanlarının, mühendis ve teknisyenlerin toplam çalıĢanlar içindeki oranı ve nitelikli emeğin yeni teknolojiyi özümseme kabiliyeti DYSY için pozitif bir etkiye sahiptir (Bayraktutan ve Özgür, 2016: 91).

Yabancı yatırımcılar yer altı ve yer üstü zenginliklerinin ucuz ve fazla bulunduğu ülkelerdeki yatırımı tercih eder. Amacı fazla ve ucuz yer altı ve yer üstü zenginliklerini iĢleterek ana Ģirkete hammadde sağlamaktır. Bu durumun en güzel emsali doğal kaynaklar açısından zengin petrol yataklarına sahip ülkelerde yatırım yapan ÇUġ‟lardır (Tüm, 2006: 65).

GloballeĢme hedefi doğrultusunda dıĢ pazarlara açılma eğilimi, içindeki yatırımcılar için ulaĢım ve iletiĢim koĢullarının geliĢmiĢ, maliyetlerinin düĢük olması, hammaddeye ulaĢma olanaklarının kolay olması gibi etkenlerde büyük önem

arz etmektedir. Çünkü iyi altyapı olanakları yatırımların verimliliğini artırmakta dolayısıyla DYSY akıĢları canlanmaktadır. Aynı zamanda taĢıma maliyetleri ve DYSY arasında ters yönlü bir iliĢki olması nedeniyle yatırım yapılacak ülkenin yakın olması tercih edilir (Kurtaran, 2007: 375).

Aynı zamanda finansal istikrar sağlamıĢ ekonomiler küresel ekonomik Ģoklara karĢı daha az duyarlı olacağından DYSY için tercih sebebidir (Bayraktutan ve Özgür, 2016: 91). Bu nedenle DYSY çekmek isteyen ev sahibi ülkelerin istikrarlı ve sürdürülebilir bir ekonomiye sahip olması gerekir. Ev sahibi ülkenin baĢarılı makroekonomik performans sergilemesi yatırımcıların kararları üzerinde etkili olmaktadır (Saygın, 2017: 57). Fiyat düzeyi ve döviz kuru istikrarının sağlandığı, enflasyonun düĢük, reel döviz kurunun dengeli olduğu hızlı büyüyen ekonomiler, iyi kar olanakları sunmakta ve DYSY için çekici hale gelmektedir (Candemir, 2009: 669). Ancak DYSY‟yi isteyen ev sahibi ülkelerde ekonomik ve finansal istikrardan bahsedebilmek için dikkat edilmesi gereken diğer iki husus politik ve siyasi istikrardır.

1.5.2.2. Politik Faktörler

Yatırımcılar yatırım stratejilerini belirlerken, ev sahibi ülkelerden ekonomik anlamda beklentileri, gelecekteki ekonomik risklere uygun yatırım ortamını sağlamaları ve olası tehlikeleri en az derecede tutma yeteneğine sahip olmalarıdır (Kaymak, 2005: 88). Yabancı yatırımcılar doğrudan yatırım yapmak için ülkelerde ekonomik, politik ve sosyal güvenin sağlamasına, uluslararası ekonomik bütünleĢmelerde yer almasına, ticaret, vergi, özelleĢtirme politikalarına dikkat etmektedir (UNCTAD, 2003: 85). Bu süreçte her türlü iç ve dıĢ Ģoklara karĢı güçlü olmayan, vergi, ticaret ve özelleĢtirme politikalarında yeterli düzeyi sağlayamayan ülke ekonomileri DYSY‟den yoksun kalacaktır. Ancak tasarruf yetersizliği çeken geliĢmekte olan ülkeler için DYSY ek finansman kaynağı niteliği taĢıması bu ülkeleri politik istikrarı sağlamaya mecbur bırakmaktadır. Bu sebeple geliĢmekte olan ülkeler sağlam politikalar uygulayarak ülkelerinin DYSY massetme kapasitesini artırmayı amaçlamıĢlardır. Çünkü sağlam politikalar beraberinde teknoloji difüzyonu ve yabancı yatırımlar için arzu edilir bir çevre oluĢtururken yeni yatırımların marjinal ürününü artırmaktadır (Bayraktutan ve Özgür, 2016: 93).

Ev sahibi ülkelerin bürokrasi anlayıĢı yabancı yatırımcıların dikkat ettiği politik faktörün bir diğer unsurudur. Bürokrasinin kalitesi DYSY için önemli olmakla birlikte yatırımcılar kısa zamanda ve kolay Ģekilde gerekli iĢlemleri yapıp asıl hedeflerine yoğunlaĢmak istediklerinden ülkeye giriĢ çıkıĢ iĢlemlerinin çok zaman almayacak biçimde halledilebilir olmasını arzu eder (Kar ve Tatlısöz, 2008: 12).

Yabancı yatırımcılar yatırım yapmayı planladıkları ülkenin hukuk yapısına da dikkat ederler. Özellikle kamulaĢtırma, el koyma-müsadere uygulamaları ile ihlal edilme gibi risklerden korunmak için mülkiyet haklarına son derece önem verirler (Tüm, 2006: 65).

1.5.2.3. Siyasi Faktörler

Genel anlamda ekonomik istikrarı doğrudan etkileyebilecek en önemli unsurlardan biri siyasi istikrardır. Siyasi istikrar çerçevesinde değerlendirilebilecek olumsuz geliĢmeler; koalisyon hükümetlerinde gerçekleĢen siyasi kargaĢalar, genellikle çeliĢen ya da uygulanamayacak düzeye gelen iktisadi politikalara sebep olan farklı politik öncelikler ve popülist uygulamaları kaçınılmaz kılacak biçimde sürekli yenilenen seçimler sayılabilir. Böyle bir durum karĢısında ekonomik geliĢmelerin tahmin edilemez duruma gelmesi, tahmin edilenin ise kabul edilebilir seviyeden yüksek risklere neden olması yatırımcıların gözünü korkutan senaryoların baĢında gelmektedir. Aynı biçimde toplumsal düzeyde yaĢanabilecek herhangi bir kötümserlik yatırımın o anki durumu ya da faaliyeti konusunda önemli tehditler meydana getirebilmektedir (Kaymak, 2005: 88)

Siyasi anlaĢmazlıkların meydana geldiği, kuvvetli bir yönetim ve yapısının olmadığı, demokrasinin gerçek manada hissedilmediği ülkelerde geleceği tahminde zorluk çeken sermaye sahipleri kararlarını alırken ülkelerin siyasi koĢullarını da değerlendirir. Yatırımcılar devamlı Ģekilde yasal ve yönetimsel kodifikasyona gidilerek kararsızlık ortamı oluĢturan ülkeleri tercih etmemektedir (Yavuz ve Çiçek, 2010: 73).

Bir ülkede siyasi yönetim Ģekli ne olursa olsun önemli olan belirli bir yönetim biçiminin uzun süre geçerli olmasıdır. Sıklıkla rejim değiĢikliğine uğrayan ülkelerde

siyasi istikrarsızlık söz konusudur. Siyasi istikrarsızlık ise DYSY için belirsizlik demektir. Uzun vadeli yatırımlar için siyasi istikrarın sağlanması ve belirsizliğin ortadan kaldırılması gerekir (Turanlı, 2008: 18-19).

Ülkelerin ekonomik ve politik anlamda baĢarıya ulaĢmaları, uygulanan her türlü etkinliğin istenilen hedefe ulaĢması siyasi istikrarın sağlanmasıyla alakalıdır. SavaĢ, iç savaĢ, ihtilal, ayaklanmalar gibi siyasi durumlar beraberinde politik risk ve ekonomik baĢarısızlık getirmektedir. Çünkü siyasi istikrarsızlık kar transferlerini engelleme, yabancı yatırımları kamulaĢtırma, sözleĢmeleri feshetme risklerini ortaya çıkarır (Erkök ve Yıldırım, 2018: 491).

Siyasi istikrar ile DYSY ve siyasi istikrar arasındaki iliĢki daha sonraki bölümlerde ayrıntılı bir Ģekilde ele alınacaktır.