• Sonuç bulunamadı

Çalışmaları F.Ş. Huzin yürütmüştür

KAZAN ŞEHRİ Kazan şehrinin kurulduğu alan en erken çağlardan itibaren yerleşim yeri olarak

1 Çalışmaları F.Ş. Huzin yürütmüştür

93

Şekil 4. 59 Kazan Şehri 10. Yüzyıl, ressam F. Halikov [111].

Arkeolojik buluntulardan şehrin 11-12. yüzyıllarda, şimdiki Kremlin tepesinin kuzey­doğu uç noktasında yer aldığı anlaşılmıştır. Bu kale iyi istihkâm edilmiş, kalenin doğu tarafında sur ve hendekler tespit edilmiştir. Tezitskiy hendeğinin bulunduğu bölgede beyaz taştan Moğol öncesi döneme tarihlenen sur kalıntıları bulunmuştur [111]. Şehrin kuzey­doğusunda sur, kule ve ağaç duvardan oluşan giriş kapısı bulunmaktaydı. Şehrin yüzölçümü, beş hektar kadardı [111]. 12.–13. yüzyıllarda Kazan, Bulgar İdili’nin kuzey­batı bölgesinin güçlü bir kalesi ve önemli ticaret ve ekonomik merkeziydi [112].

94

Şekil 4. 60 Kazan Hanlığı 13-14. Yüzyıllar, ressam F. Halikov [111].

Arkeolojik çalışmalar göstermiştir ki; Altın Orda dönemi sonrasında Kazan Hanlığının kurulması ile beraber nüfus artmış, topraklar genişlemiştir. Şehrin kalesi uzunluğuna 400 metre genişlemiş, yüzölçümü 10 hektara ulaşmıştır. Kalenin içinde kule/minare ve cami olması muhtemel birkaç beyaz taş yapının harabeleri bulunmuştur [117]. Şehirde arkeolojik araştırmalar sonucunda deri üretimi, bakır dökümhanesi, nalbant, marangoz, kuyumculuk, çömlekçilik gibi zanaatların kalıntıları bulunmuştur. Dericilik üzerine kurulu üretim tesisinin varlığından söz etmek mümkündür [117]. Ayrıca günlük yaşama ait eşyalar da bulunmuştur. Kremlin'in yıkılan kuzeydoğu kulesi bölgesinde bakır eritme tesisleri görülmüştür [117]. Kalenin doğu ve güneydoğusunda surların dışında banliyölerin varlığı bilinmektedir. Kayıt defterlerinde “Eski kent” olarak bilinen Bogorodetskiy Manastırı bölgesinde bulunan sanayi banliyösünün varlığı da bilinmektedir [117].

Sanayi üretimi Altın Orda döneminde muhtemelen şehrin korunaklı kısmında da mevcuttu. Şehrin müstahkem kısmında yer alan 13. Yüzyılın ikinci yarısına ait konut ve dükkânlar merkezi cadde boyuncasıralanıyordu [117]. Konutlar Bulgar şehirlerinde de olduğu gibi çoğunlukla kütük ev şeklinde inşa edilmiştir. 1999 yılında yapılan arkeolojik araştırmalarda 16. Yüzyılın ilk yarısına tarihlenen kütük ev kalıntılarına rastlanmıştır

95

[111]. Yapıların çoğunluğunu kütük ahşap evler oluşturmaktaydı. Bölgenin verimli ormanlarla çevrili oluşu, ahşap işçiliğinde yüksek teknolojilere ulaşmaya imkân tanımıştır [118]. Bugün de Tataristan bölgesinde halen çok sayıda Tatar ağaçtan evlerde yaşamaktadır.

Şekil 4. 61 Kütük ev ve ahşap köprü kalıntısı (16. yüzyıl ilk yarısı) [111].

Kazan Kremlin’inin “Altın Orda katmanında” mavi, firuze ve lacivert renkteki cephe kaplama levha parçaları bulunmaktadır. Bunlar, taş binaların dış polikrom kaplamalarıdır. Bu tür yapılar birçok Altın Orda şehrinde vardı [117]. Muhtemelen benzer cepheler Kazan’da da inşa edilmiştir. 15–16. Yüzyıllarda ise Kazan şehri, günümüz Kremlin tepesi ile Fedorovskiy tepeciği topraklarının neredeyse tamamını kaplıyordu. Hanlığının başkenti olan Kazan, güçlü bir kale ve İdil ile Ural’ın büyük ekonomik, dini, siyasi ve ticari merkezi haline geldi. 15. Yüzyılda nüfusu, 30.000–40.000 kişiydi [117]. Kazan Hanlığı topraklarında 700’den fazla yerleşim yeri mevcuttu. Şehrin etrafında banliyöler ve köyler vardı. Bunlardan gemi inşaatçıları ile dülgerlerin banliyösü olan Beşbalta’da, Kazanka Nehri’nin ağzında Kazanlıların askeri ve ticari gemilerinin limanı bulunuyordu. Şehrin güneyinde, tepelerle kaplı bölgede (şimdiki Kalinin sokağı) Ermeni mahallesi ve özel mezarlığı (mezar taşları 14–16. yüzyıllara aittir) bulunuyordu [117]. Kazan’ın etrafında beylerle mirzaların1 sarayları da vardı. Geç tarihli kaynaklara göre Orta Kaban Gölü yakınlarında Kazan hanlarının konakları ve Süyümbike’nin bahçeleri bulunuyordu [119].

96

Şekil 4. 62 Kazan’da panayır, ressam F. Halikov [120].

Kazan’da günümüzde Milli Müze ile Kremlin Kalesi’nin ve Tarım Bakanlığının bulunduğu alanlarda mezarlıklar bulunmaktaydı. İki mezarlık da Müslümanlarındı. Şehir mezarlıklarından birinde 1297 tarihli mezar taşları bulunmuştur. Kazan o dönemde İdil boyunun önemli ticaret merkezlerinden biriydi. Çok sayıdaki Çin porseleni, Orta Asya kapkacağı, yabancı ülkelerden getirilen eşyalar ve 14–15. yüzyılın başına tarihlenen 597 paradan oluşan hazine bunun önemli işaretleridir [117].

97

Şekil 4. 63 Kazan Kremlini planı [121].

Bazı önemli yapıların da taş yerine ahşaptan inşa edildiği kaynaklarda belirtilmiştir [118]. Şehrin siluetinde ahşap kuleler, külahlar, çok renkli mozaik taşlar, alçı süslemeler ve işlemeli cephe elemanları dikkati çekmekteydi [118]. Şehir, Kazan Hanlığı ve bütün İdil boyunun önemli siyasi, ekonomik ve dini merkeziydi.

Kazan Hanlığının tarihi topografyası N. F. Kalinin’in eserlerinde detaylı bir çalışmanın konusu olmuştur. Eserinde, kronik verilere ek olarak, 16. yüzyılın ikinci yarısının yazılı

98

kaynaklarından ve arkeolojik araştırma malzemelerinden yararlanan N. F. Kalinin, hanlık zamanının Kazan Kremlini’nin ilk hacimsel restitüsyonunu oluşturdu [114]. Daha sonra, mimar F. H. Valeyev tarafından küçük değişiklikler ile benzer tadilatlar önerilmiştir [85]. Kazan Kremlininde bulunan önemli yapıları; kremlin surları ve kuleleri, Han sarayı, Han mescidi, Nur Ali camii, Kul şerif camii, Han türbesi olarak sıralayabiliriz. 1552 yılında kalenin karşı tarafında bulunan Knez Kurbskiy, Kazan’ın kuzey tarafındaki manzaradan şöyle bahsetmektedir: “Kazan nehri tarafından bakıldığında, dağ o kadar yüksekti ki, göz

bu dağı zor görüyordu. Bu dağın üzerine kale kurulmuştur. Buradaki taştan yapılan han sarayları, camileri ve camilerin minareleri çok yüksekti. Bu camilerin etrafında Tatarların vefat eden hanları defnediliyordu. Bu camilerin sayısını beş olarak anımsıyorum…’” [50].

Şekil 4. 64 Arkeolojik veriler ışığında panoramik Kazan Kremlini 16. yüzyıl ilk yarısı, F.H. Valeyev restitüsyonu [85].

N. Halit’e göre “Bugünkü Kazan Kremlini mevcut planıyla konum ve yapılanma

açılarından Moğol öncesi dönemi kremlininin bir tekrarıdır” [118]. Neredeyse

değişmemiş biçimde Rus Kremlin'in temeli haline gelen sağlam Kazan Kremlininin tahkimat planı tamamen korunmuş, sadece ahşap duvarları tuğla ile değiştirilmiş ve kulelerin bir kısmını yeniden düzenlenmiştir [101]. Bugün kalenin toplam 13 kulesi

99

bulunmaktadır. Hanlık döneminde ise bu kulelerin sayısının 10 olduğu tahmin edilmektedir. Bu kapıların isimleri, Tsarstvennaya Kniga (Çarlık Kitabı)’da 1552 senesindeki Kazan savaşının anlatıldığı kısımda geçmektedir. Bu kapılar şunlardır: Arça kapısı, Atalık kapısı,Yelabuga kapısı, Zboylev kapısı,Nur Ali kapısı, Kabak kapısı,Kırım kapısı, Nogay kapısı, Tümen kapısı, Han kapısı [50].

Şekil 4. 65 Kazan Kremlini 16. yüzyıl ilk yarısı, N.F. Kalinin restitüsyonu.

1) Bulak 2) Kazanka 3) Nur-Ali kapısı 4) Han Saray 5) Kuzeydoğu kapısı 6) Cuma Camisi 7) Tezitskiy hendeği geçişi 8) Mezarlık 9) Büyük çıkış kapısı 10) Hendek 11) Köy 12)

Atalık kapısı 13) Tümen kapısı 14) Dairov Hamamı [111].

2000’li yıllarda yenileme çalışmalarıyla beraber farklı Orta Çağ duvar bölümleri üzerinde çalışmalar yapılmıştır. Çalışmalarda güney kapısının köprü bağlantılarıyla birlikte inşa edilmiş olduğu görülmüştür. Kapı girişinin genişliği 6 m’dir [122]. Bugün Süyümbike Kulesi/Minaresinin bulunduğu kısımda ise ikinci bir taş geçiş kapısı olduğu tespit edilmiştir. Daha önceki araştırmalarda tepedeki kalenin güçlendirmelerinin ahşap olduğunu iddia edilmişse de yaklaşık kare planlı olarak kuzey kule kalıntıları ve bugünkü kale duvarlarının kesiştiği bölgede yapılan arkeolojik araştırmalar farklı sonuçlar ortaya çıkarmıştır [123]. 16. yy’da inşa edilmiş 19. Yüzyılda yıkılmış olan Kuzey kulesinin 18-19. yüzyıllara ait belgelerde yuvarlak biçimli ve Rus dönemine ait olduğu belirtilmiştir [123].

100

Şekil 4. 66 Kuzey Kule restitüsyonu üstte üç boyutlu görünüşü, solda ana cephe, sağda yan cephe [124].

Kalıntılar 250m2’lik alanda1 açılmış ve 13m çapındaki kulenin içinde daha erken döneme ait olduğu kesin olan başka bir kule bulunmuştur [116]. Kule 400 cm yüksekliğinde (kuzey cephe) kremlin duvarıyla birleşmektedir. Batı, doğu ve kuzey taraflarında dörtgen nişler bulunmaktadır [116]. Duvar ve kule yekpare örülü olarak görülmüştür. Kuzey kuleye bağlanan, 250-300cm genişliğindeki taş duvarın Rus dönemine ait kısmında, duvarın sökülüp yeniden inşa edildiği bölüm açıkça görülebilmektedir [123].

Kalenin iç kısmında 88m2’lik alanda yürütülen kazı çalışmalarında alt sıra kalker bloklardan oluşan duvarlar hanlık dönemiyle ilişkilendirilmelidir [116]. Görülmüştür ki; Han sarayı kompleksinin doğu kısmı duvarları Moğol döneminden de önce taş duvarlarla güçlendirilmiş, Altın Orda döneminde ve Kazan Hanlığı döneminde bu şekliyle kullanılmıştır [116]. Sonuç olarak hanlık döneminde kuzey kale duvarlarının sanıldığı gibi ahşap değil taş olduğu ortaya çıkmıştır. Eski ahşap ve toprak ile inşa edilmiş tahkimatların

101

üzerinde 12. Yüzyıl ikinci yarısı-13. Yüzyıl ilk yarısına tarihlenen temel genişliği 1,8-2m olan kalker bloklar bulunmuştur [101].

Şekil 4. 67 Kazan Kremlini 15. yüzyıl ilk yarısı, A. Halikov ve S.S. Aydarov restitüsyonu., ressam F. Halikov [125].

Yelabuga kapısı ile Nur Ali kapısı arasındaki çeşme yakınlarında yer alan ve Kazan Nehri’ne kadar çıkan gizli yer altı koridoru bulunmaktadır ve bu koridor Han Sarayı dairesinden başlıyordu. Bununla ilgili Zagoskin aşağıdaki yorumda bulunmuştur: “Eğer

biz bugünkü kremlindeki Süyümbike Minaresi ve Taynitskiy kapısından (Eski Nur Ali kapısı) Kazan şehrine doğru çıkar ve nehrin sahiline kadar inip nehrin akıntısı boyunca 20-30 metrelik bir mesafeyi yürürsek, karşımıza gizli çeşme çıkacaktır. Bu Kazan Kalesi’nin tarihi çeşmesidir. 1552 savaşında muhasara altında olan Kazanlılar gizli yer altı koridorundan bu çeşmeye su almaya çıkıyorlardı. O dönemde kaleden kaçarak adamlarıyla beraber Ruslara iltica eden Kamay Mirza knez Vasiliy’e bu gizli yoldan ve çeşmeden bahsetmiş ve Ruslar, tatarları bu çeşmenin sularından mahrum etmek için o gizli yolu barutla tahrip etmiştir”. Bu olaydan Çarlık Kitabında bahsedilmektedir [50].

1926 yılında şiddetli yağmur ile Taynitskiy kulesine yakın alanda oluşan göçük sonucunda çeşitli araştırmalar yapılmış, tuğla örülü ve yer altı koridoruna bağlanan 4 bölüm olduğu tespit edilmiştir. Taynitskiy Rus dilinde ‘gizli’ anlamına gelmektedir ve bu kuleye Taynitskiy isminin verilmesinin sebebinin bu gizli yer altı yolu olduğu düşünülmektedir.

102

Şekil 4. 68 Sırasıyla Kazan Kremlini 16. Yüzyıl ilk yarısı, Kazan Kremlini 16. yüzyıl ikinci yarısı ve Kazan Kremlini bugün, N. Halit restitüsyonu [126].

Kazan Kremlininde bugün de ‘Şeynkman caddesi’ olarak adlandırılan güney kapısından başlayıp Blagoveşenskiy manastırının güneyinden devam ederek Süyümbike Minaresi/Kulesi yokuşuna ve Taynitskiy kapısına kadar ulaşan ana cadde hanlık dönemi ana caddesiyle tam olarak örtüşmektedir [126].

103

17. yüzyılda Kazan’ı ziyaret etmiş, Alman gezgin Adam Oleary, içerisinde gravürlerin de yer aldığı kitabında Kazan ile ilgili çalışmalarını yayınlamıştır. Kazan’ın batıdan görünüşünü resimleyen Oleary kitabında aynı açıdan çizilmiş fakat detaysal olarak farklılıklar içeren gravürler yayınlamıştır. Oleary'nin kitabına eklediği “Kazan” gravürlerinde, kendi çizdiği 17. Yüzyılın ikinci yarısına ait eseri, (Bilinmeyen bir sanatçıya ait) 16. yüzyılın ilk yarısına ait başka bir eserle karşılaştırmış olduğu düşünülmektedir [127]. Sanatçısı bilinmeyen bu baskı, Berlin Devlet Kütüphanesinde tutulmaktadır. Gravür, Kazan Kremlini’nin ayrıntılı bir görüntüsünü betimlemekte ve 1550 yılında Kazan’a yapılan başarısız Rus harekâtı sırasında Korkunç İvan birliklerine eşlik eden yabancı bir tahkimat uzmanı tarafından çizilmiş olabileceği düşünülmektedir [128]. Bu gravür her ne kadar şüpheli bulunsa da Kazan Kremlini yapılarıyla alakalı olarak ipuçları veren az sayıda kaynaktan biri olarak gösterilmektedir. Eserdeki sivri külahların üzerindeki soğan detaylar, Han Sarayı’nın kubbeleri, çatısında minareli camiler, kemerli pencereler oldukça dikkat çekicidir (Şekil 4.69).

Diğer bir tarihsel veri olarak ise Moskova’da bulunan Tretyakovskaya Galerisi’nde sergilenmekte olan ve Kazan’ın Korkunç İvan tarafından yıkılışını betimleyen minyatür/ikona gösterilmektedir. Bu belgede ise yüksek surların ve kulelerin arkasında çok sayıda kubbeli, sivri külahlı yapı görülmektedir. Kubbelerin üzerindeki çizgisel motifler ve kemerli pencereler dikkat çekmektedir (Şekil 4.70).

104

Şekil 4. 70 Savaşçı Kilisesi (Церковь Воинствующая) ikonunda Kazan’ın düşüşü [105]. 4.1.1 Kazan Arkı (Han Saray Kompleksi)

Kazan Arkı şehrin merkezi kısmı aynı zamanda Han Sarayı’nın bulunduğu bölgedir. Çevresi beyaz taştan duvarla çevrili olan Han Sarayı Kompleksi, şimdiki Kremlin’in neredeyse yarısını kaplıyordu [119]. Saray, güney ve doğudan Tezitskiy hendeğinin kenarından geçen 15. Yüzyılda inşa edilmiş istihkâmlarla sınırlandırılmıştı [101]. S.S. Aydarov, Muhammed Emin Han’ın 3. kez tahta çıktığı 1502-1518 yıllarında Moskova’dan İtalyan ustaları çeşitli inşaat işleri için hanlığa davet etmiş olabileceğini ileri sürmektedir [114]. Kazan Arkı alanında yapılan arkeolojik çalışmalarda bulunan bitkisel ve geometrik motiflerle bezenmiş çiniler, oymalı taş detaylar, İslami kaligrafi kalıntıları dönemin Türk-İslam mimari süslemelerinin tipik birer örnekleridirler.

105

Şekil 4. 71 IV-1977 kazısında bulunan alçı rölyef ve S.S. Aydarov restitüsyonu [105]. Kompleks fonksiyonel olarak 4 bölümden oluşmaktaydı; 1) Yönetim bloğu (Divan) 2) Yaşam bloğu (Han Sarayı, misafir evi, bahçe) 3) Hizmet bloğu (Mutfak, hamam, kiler, ahır, çeşitli imalathaneler) 4) Dini yapı (Han Cami, imam evi). Kompleksin ana girişi, İstanbul Topkapı Sarayı’na benzer iki kuleli bir kapı ile korunurdu. Bu kapıyla ilgili Orta Çağ resimleri bulunmaktadır [129] (Şekil 4.77). N. Halit, kompleksi mimari üslubu, inşaat tekniği ve kültürel kimliğiyle yapımı 15. yüzyıla dayanan Bakü’deki Şirvanşah Sarayı’na benzetmektedir [129]. Kazan Arkı birkaç taş ve ağaç binadan oluşmakta, her bina birbiriyle bağlantılı ve ayrı duvarlarla çevriliydi [85].

106

Şekil 4. 72 Kazan Kremlininde bulunan solda 14-15. yüzyıl çini kaplamalar, sağda mezar taşı parçaları [111].

107

Şekil 4. 73 Kazan Kremlininde bulunan çeşitli mimari yapı elemanı detayları [85]. Nur Ali Camisi

Yıllıkların aktardığına göre Kazan’ın Ruslar tarafından ele geçirilmesinden sonra Korkunç İvan bütün camilerin yıkılmasını veya yeniden yapılandırılmasını emretmişti. 1768 tarihli Kazan haritasında Dvortsovıy (Saray) Kilisesi için ‘camiden dönüştürülmüş’ şeklinde bir ifade bulunmaktadır [130]. Bu durum sebebiyle Tatar araştırmacılar uzun yıllar Dvortsovıy Kilisesi’nin hanlık döneminden kalma Nur Ali Camisi’nden çevrilmiş bir kilise olduğunu iddia etmişlerdir. 1977-1978 yıllarında A. Halikov öncülüğünde ilk kez Dvortsvıy Kilisesi’nin eteğinde tartışmalı sonuçlar veren arkeolojik kazılar yapılmıştır. Temellerin çoğunun kilisenin altında bir kısmının da Devlet Başkanlığı asfalt garajının altında kalıyor olması nedeniyle çalışmalar zorlukla yürütülmüştür [130]. Kazan Hanlığı döneminden kalma, cami gibi türbe gibi anıtsal yapılar ve arasında zengin bir lahitin de (hanlardan birine ait olduğu düşünülen) bulunduğu Müslüman mezarlığı kalıntılarına ulaşılmıştır. Bulunan bütün yapıların kalıntıları kıble yönelimli, Ortodoks dini mimarisinin

108

örneği Dvortsovıy kilisesi ve kulesi ise kardinal noktalara yönelmektedir. Dolayısıyla Dvortsovıy Kilisesi'ni eski camiden dönüştürülmüş bir kilise olarak tanımlamanın çelişkili olduğu kararına varılmıştır. Zira Han'ın ve diğer mezarların üzerine yeni bir bina inşa edilmiş olması mantıklı gözükmemektedir [130].

Şekil 4. 74 Nur-Ali Camii maketi. İslam Kültürü Müzesi, Kazan Kremlini [131]. İlerleyen yıllarda yapılan araştırmalar sonucu caminin han kompleksi içerisinde olabileceği sonucuna varılmıştır [118]. F.Ş. Huzin öncülüğünde 2000 yılındaki arkeolojik çalışmalarda Kremlin’in kuzeydoğu kısmında (günümüz Devlet Başkanlığı Sarayı’nın bulunduğu alanda) müstahkem Han Sarayı’nın kalıntıları ile beyaz taştan yapılan Nur Ali Camisi’nin kalıntılarına ulaşılmıştır[119]. N. Halit, Nur Ali Camisi’nin taş ve dikdörtgen içine oturan sekizgen planlı, kubbesinin ise sivri veya yuvarlak olduğu görüşündedir [118].

Han Sarayı

Han Saray’ın taş ve oldukça ihtişamlı olduğu bilinmektedir. Taş yapının alt kısmındaki kalıntılar (18x20m), günümüzde temel seviyesinde muhafaza edilmiştir (Şekil 4.75).

109

Temelin altında kazılmış çukurda 15-20 cm çapında, 50cm aralıklarla dizilmiş ahşap kazıklara rastlanmıştır. Temelin kendisi oldukça büyük ve kireç harcı ile birbirine bağlanmış taş bloklardan oluşur. Birbiriyle kesişen duvarlar, bodrumu 4 odaya ayırır. Son oda 2 bölümden oluşur [116]. N. Halit Han Saray’ın yapımında kullanılan bezemelerin Kırım-Kazan Tatar yapılarında kullanılanlara neredeyse en yakın bezemeler olduğunu, Volga Kama, Güney Kafkaslar ve Karadeniz kıyılarında 15-16. yüzyıllarda hâkim olan mimari ilkelerle aynı dili konuşmakta olduğunu belirtmektedir [118]. N. Halit, Han Sarayı’na benzer yapıları ise Doğubayazıt’taki İshakpaşa Sarayı ve Bahçesaray’daki Han Saray olarak sıralamaktadır [118].

Emlak kayıtları (1566) Han Sarayı’ndan şöyle bahsediyor; Han Sarayı’nın avlusuna şimdi (Kazan’ın alınmasından 14 yıl sonra) kilise yapılmıştır. Saray kalıntılarından ise iki taş bina ve 4 sajen1 genişlikte ağaç bir bina kalmıştır. Han Sarayı duvarları haricinde de iki taş bina bulunmaktadır [50].

Şekil 4. 75 XLVIII kazısı ile ulaşılan Han Sarayı temeli [116].

Aynı kitabın başka bir kısmında küçük saraydan ve saray karşısındaki taş binadan bahsedilmektedir ancak yapıyla ilgili “İşlevi, sarayla bağlantıları hakkında bilgimiz yok.”

110

şeklinde bir ifade bulunmaktadır [50]. Ruslar Kazanı aldıklarında sarayı talan ettikten sonra, cephanelik olarak kullanmışlardır.

Şekil 4. 76 Kazan Arkı, N. Halit restitüsyon çalışması, çizim R. Gazeyev [129]. K. Milkoviç, İstorigrafiçeskiye Opisaniye o Kazanskoy Guberniyi (Kazan Şehrinin Tarihi

Grafiksel Kayıtları) eserinde 1804 yılında Han Sarayı’nın kalıntılarının mevcut

olduğundan bahsetmektedir [50]. Yine 1815 yılında Kazan’da çıkarılan Kazanskie

İzvestiya Gazetesi’nde 15 sene öncesinde yıkılan Süyümbike Sarayı’ndan bahsetmektedir

[50]. Karl Fuks ta 1807 yılında kaledeki son Han Sarayı kalıntılarının yıkıldığını ve böylece Türk-Tatar mimarisi örneği kalmadığını yazmıştır [50]. Bütün bunlardan Han Sarayı’nın 19. Yy a kadar varlığını sürdürdüğünü ve bu tarihlerde yıkıldığı anlaşılmaktadır.

111

Şekil 4. 77 Kazan’ın Korkunç İvan tarafından kuşatılması. Rus toplarıyla şehrin vuruluşu [132].

Güney ve güneybatı taraflarından Han Sarayı’na geniş bir yerleşim yeri komşuydu. Arkeolojik kazılara göre bu yerleşim yeri güneyden günümüzde adı Lobaçevskiy olan sokakla, doğudan Bannoe, Çenoe, Poganoe gölleri ile komşuydu [119]. Daha 15. yüzyılın ortasında saraya bitişik olan yerleşim yerleri, duvar ve hendeklerle çeviriliydi. Bu duvarlar birçok kez yeniden yapılanmış ve yenilenmiştir. İstihkâmlar, 3 metre derinliğindeki hendeklerle 15–20 metre genişliğinde ve 3–4 metre yüksekliğinde surdan oluşuyordu [119].

112

Şekil 4. 78 Kazan Arkı güney panoraması S.S. Aydarov restitüsyonu sağda Han binaları, ortada Han Camisi, solda Nur Ali Camisi [105].

Şekil 4. 79 S.S. Aydarov Plan Çalışması 1) Han Binaları 2) Han Camisi 3) Nur Ali Camisi 4-5) Türbe [105].

113

Şekil 4. 80 Han Sarayı, 15–17. Yüzyıllar, N. Hazhiahmetov restitüsyonu [119]. Han Mescidi/Camisi

Komplekse ait bir başka önemli Hanlık dönemi eseri de Süyümbike Minaresi’nin kuzey ve doğusunda yapılan kazı çalışmalarıyla ortaya çıkmıştır1. Yapı dıştan dışa 30m x15m ölçülerinde beyaz taş ve tuğla kullanılarak inşa edilmiş 2 bölümden oluşmakta ve oldukça deforme olmuş kalıntıların kıbleye yönelmiş olması nedeniyle yapının Han Mescidi’ne ait olduğu sonucuna varılmıştır. Konum olarak da dönemin belgelerindeki verilerle tam olarak örtüşmektedir. Daha sonra yapının minaresinin kare temeline de ulaşılmıştır. Çalışmayı yürüten Huzin F. ve Sitdikov A. minarenin silindirik gövdeli ve konik külahlı olduğunu ileri sürmektedir [133].

114

Şekil 4. 81 Han Camisi 1977 IV No’lu kazısında bulunan üstte gümüş tabut süslemesi, altta taş rölyefler [105].

Knez Kurbskiy Rus saldırıları sırasında bin kadar kadının ve hanın yakınlarının buraya sığındığından bahsetmektedir. Bu bilgiden hareketle yapının oldukça büyük olduğu varsayılmaktadır [50]. A. Oleary, yayınladığı gravürde Han Sarayı ve Han Camisi’ne ilişkin detaylar vermektedir (Şekil.4.69). Bu gravürde konik külahların üzerinde soğan biçiminde detaylar dikkat çekmektedir. Yine bu gravürde çatısının üzerinde minareli camiler görülebilmektedir. Oleary’nin kitabındaki 16. yüzyıldaki kalenin tasvirinde Han Sarayı’nın yanında Han Camisi de kale içinde büyüklüğüyle öne çıkan ahşap kırma çatılı bir yapı olarak gösterilmiştir (Şekil.4.82).

115

Şekil 4. 82 Han Cami. Kazan 16. yüzyıl ilk yarısından bir bölüm, yayınlayan A. Oleary [129].

İlk olarak 1977 yılında A. Halikov daha sonra 2004-2005 yıllarında F. Huzin önderliğinde yapılan arkeolojik kazılarda Süyümbike Kulesi’nin bulunduğu yerde anıt mezarlara rastlanmış, bulunan kemik kalıntılarının ayrıntılı antropolojik incelenmesi yapılmış, farklı kaynaklardaki bilgilerin karşılaştırılması neticesinde birinci kabrin Mahmud Han’a (öl. 1462), ikinci kabrin Muhammed Emin Han’a (öl.1518) ait olduğu tespit edilmiştir [134].

Şekil 4. 83 Hanların kabirleri [134].

Bunların hepsi dikdörtgen şeklinde olup beyaz taştan yapılmıştır. Bu yapıların içerisinde zengin bezemeleriyle süslü oymalı alçı mezar taşları bulunmuştur. Arkeolojik