• Sonuç bulunamadı

4. BÖLÜM

4.4. Çözüm Sürecinin Sonlandırılması

Çözüm sürecinin sonlanmasının en büyük sebebi, toplumsal ve sosyolojik olarak, halkların hazır olmaması olarak gösterilebilir. Müzakerelerin baĢlaması, beraberinde çözüm sürecini ve Kürt açılımını getirmiĢtir. Müzakerelerin baĢlaması, çatıĢma ruhunu değiĢtirmemiĢ, örgüt eylemlerine zaman zaman devam etmiĢtir. Müzakere sürecinin en önemli kazanımı ise; Kürt sorununun PKK sorunu, olmadığını göstermesi, bununla beraber, resmi devlet aktörlerinin, bu sorunun sadece Ģiddet ve askeri yolla değil, baĢka yollarla da çözülebileceğini kavramıĢ olmalarıdır. Çözüm süreci ile beraber oluĢan çatıĢmazlık ortamı ve bu çatıĢmazlık ile ölümlerin ortadan kalkması, can ve mal güvenliğinin sağlanması, bu sürecin toplum tabanında da destek görmesini sağladı. Ancak bu dönemde, Ģiddet eylemlerinde azalma olmuĢ orsada, bölgeden gelen bazı haberler ve Ģiddet konusundaki kırılmalar toplumda, kamu düzeninin sarsılmıĢ olduğu algısının uyanmasına sebep oldu. Bununla beraber, iki taraf arasında da güven konusunda kırılganlıkların dozunun artmasına sebep oldu.

Çözüm sürecinin en büyük aktörü, kuĢkusuz devletin kendisidir. Devlet bürokrasisinin soruna el atması, Kürt sorununu ortadan kaldırma giriĢimi, azımsanacak bir durum değildir. Ancak sorunun ortadan kalkmamasının en büyük sebeplerinden biri de, karĢılıklı olarak yaĢanan güven problemleridir. Çözüm sürecini

sonlandıran sebeplerden biri de, Abdullah Öcalan‟ın, çağrısı ile Kuzey Irak Bölgesinden gelerek Silopi Habur Gümrük Kapısından, Türkiye‟ye giriĢ yapan örgüt elemanların kahramanmıĢ gibi karĢılanmasıdır. Bu militanların; Habur Gümrük Kapısında, bir savcı tarafından sorgulanıp, tamamının hemen serbest bırakması, ardından Habur‟dan Diyarbakır‟a, gerçekleĢtirilen toplu yürüyüĢ ve gösteriĢler, Türk toplumunda büyük infiale sebep oldu ve süreci sekteye uğrattı.

Çözüm süreci ile Kürt Sorunun, PKK sorunu olmadığı, Türk toplumuna anlatıldı. Çözüm Sürecinin, Kürt açılımına göre daha kapsayıcı olması, tarafların doğrudan müzakereler ile baĢlamasını sağladı. Bu süreçle, amaç, örgütün silahlı mücadeleyi tamamen sona erdirmesi ve sınırların dıĢına çekilmesi idi. AK Parti Hükümeti; Muhafazakâr Türk Milliyetçilerinin oluĢturduğu parti tabanında, meydana gelen rahatsızlıkları göze alarak, çözüm sürecini baĢlatmıĢtır. Bu süreçte; Akil Adamlar Heyeti devreye konulmuĢ olsa da, bu heyetlerin sürece, çok fazla katkısı olmamıĢtır.

Çözüm süreci ve Kürt açılımının önündeki en büyük engel; her iki tarafında kendi sosyolojilerine, bu durumu iyi anlatamamaları ve onları ikna edememeleridir. Çözüm sürecinin sekteye uğramasının diğer bir sebebi de; özellikle 2015 yılında, Selahattin DemirtaĢ liderliğindeki HDP‟nin, Kürt sosyolojisinde, siyasi olarak göstermiĢ olduğu baĢarıdır. Bu baĢarı; örgütün, silahlı kanadında, lider kadroda bulunan, Murat Karayılan, Cemil Bayık ve Duran Kalkan gibi, isimler de tedirginlik yaratmıĢ, bu huzursuzluk, Kürt toplumunda kafa karıĢıklığının olmasına sebep olmuĢtur.

Suriye‟de dünyanın süper gücü, ABD ile PKK‟nın, Suriye kolu YPG arasındaki yakınlaĢma ve ittifak, terör örgütünün vuruĢ kapasitesini arttırmıĢ, seferberlik alanının geniĢlemesini sağlamıĢtır. Sınır dıĢında bunlar yaĢanırken, yurtiçinde de Çözüm Süreci ile beraber, operasyonlar durmuĢ, örgüt daha rahat hareket ederek, manevra kabiliyeti artmıĢtır. Kırsalda yaĢanan rahatlığın bir benzeri de Ģehir merkezlerinde yaĢanmıĢ, bazı alanlar örgütün siyasi ve ideolojik kamplarına dönüĢmüĢ gerek Suriye‟den ve gerekse yurt içinden temin edilen silah, mühimmat ve yaĢamsal malzemeler, arama noktaları olmadığından, kamyonlara doldurularak,

örgüt kamplarına kadar götürülmüĢtür. Örgüt bu dönemde; kırsalda ve Ģehirlerde, yaptığı propagandanın meyvelerini almıĢ ve bunun sonucunda, binlerce militanı, dağ kadrosuna kazandırmıĢtır. Bu dönemde yapılan Kale kollar ve örgütün ikmal ve güzergâhlarının üzerine inĢa edilen barajlarda, örgüt içinde rahatsızlık uyandırmıĢ ve eleĢtirilere neden olmuĢtur.

Hükümet açısından; Çözüm Sürecinin sekteye uğramasının sebebi, süreç boyunca yaĢanan geliĢmeler ve oluĢan değiĢimlerdir.2013 yılında Taksimde meydana gelen Gezi eylemleri, süreci etkilemiĢtir. 17-25 Aralık 2014 tarihinde hükümetin yıpranmasını sağlamak için yürütülen yolsuzluk operasyonları, diğer bir geliĢme iken, Çözüm Süreci devam ederken, hükümetin haberi olmaksızın gerçekleĢtirilen KCK operasyonları ile binlerce kiĢinin cezaevlerine atılması da, baĢka bir geliĢmedir. Çözüm sürecini etkileyen diğer bir geliĢme, 2015 yılı genel seçimlerinde AK Partinin tek baĢına iktidar olamaması, BaĢbakan Ahmet Davutoğlu üzerinden Hükümetin Suriye politikasının eleĢtirilmesi de süreci etkilemiĢtir.

Halkların Demokrasi Partisinin, 2015 yılında gerçekleĢtirilen seçimlerde, büyük baĢarı sağlaması, bu seçimde, HDP‟nin sadece, Doğu Güneydoğu da değil, Türkiye‟nin genelinde, özellikle metropol Ģehirlerde oy oranlarını büyük ölçüde arttırarak, TürkiyeleĢme yolunda ilerlemesi, örgütü etkilemiĢtir. Örgütün hedef büyütmesini sağlayan diğer bir geliĢimde; Kuzey Suriye‟de PYD‟nin, batı dünyasının yardımları ve destekleri elde ettiği kazanımlar, bunun sonucunda oluĢan Özerk Kantonlardır. Yukarıda anlatılanlar ve oluĢan olumlu atmosfer, örgütün Ģahin kanadında bulunanları; Cemil Bayık, Fehman Hüseyin, Duran kalkan, Mustafa Karasu, Ali Haydar Kaytan ve Sabri Ok gibi örgütün ileri gelenlerini cesaretlendirmiĢ ve daha fazla istek ve kazanımlarda bulunmalarına sebep olmuĢ, süreç sekteye uğramıĢtır.

Çözüm sürecini fırsata çeviren terör örgütü, bu dönemde Ģehir yapılanmalarına giderek; YDG-H (Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi) ve YDG-J (Yurtsever Devrimci Kadın Hareketi) örgütlerini kumuĢ, bunlara ideolojik ve silahlı eğitim verilmiĢtir. Örgüt yukarıdaki durumları gözünde bulundurarak; 12 Ağustos 2015 te, Türkiye sınırları içerisinde olan 12 bölgede “özyönetim” ilan ederek, Kuzey

Suriye‟de uygulanan “Özerk Kanton” sistemini Türkiye‟de ki bu bölgelerde, uygulamaya baĢladığını ilan ederek, söz konusu bölgeleri kan gölüne çevirmeye baĢlamıĢtır.

Çözüm sürecinin sekteye uğrama sebeplerini Talha Köse, Ģu Ģekilde özetlemektedir (Köse, 2017:33).

 Türk toplumunun, özellikle muhafazakar Türklerin, Çözüm sürecini tam olarak anlamaması veya bu sürece hazır olmaması,

 Örgütün, bu süreçte, devletin iyi niyetini suiistimal ederek, Suriye‟de elde ettikleri bazı kazanımları, Türkiye Güneydoğusunda bazı il ve ilçelerde uygulamak istemesi ve özyönetim ilanları ile yüzbinlerce vatandaĢı mağdur etmesi, gençler üzerinden Ģehir baĢkaldırıları oluĢturarak devlete ve vatandaĢa büyük oranlarda zarar vermesi,  Suriye topraklarında, yabancı ülkelerin örgütün uzantısı olan YPG‟ye,

sözde ĠġĠD‟le mücadele adı altında, binlerce tır silah ve mühimmat vermesi, YPG‟nin bu bölgelerde bulunan petrol yataklarını ele geçirerek özgüven patlaması yaĢaması ve bunu Türk topraklarında da denemeye kalkıĢması,

 Suriye‟de yaĢanan olaylar ve elde edilen kazanımlar ile Türkiye‟de KCK yapılanmasının, Ģehirlerde ve kırsalda kendini yenilemesi ve evrilmesi sonucu, siyasi beklentilerin ve hedeflerin yükseltilmesi, Konfederel yapıdan vazgeçerek bağımsızlık fikrinin ortaya atılması,  Örgüt liderlerinin, oluĢacak barıĢ ortamına, mantıksal olarak hazır

olmamaları ve bu dönüĢümlerini gerçekleĢtirmemeleri,

 Çözüm süreci sırasında, Hükümet kanadında ve örgüt içinde, olan güç dengelerinin değiĢmesi

 Ġki tarafı gözetleyecek veya denetleyecek bir organın olmamasından dolayı, iki tarafta da oluĢan güvensizlik duygusu, çözüm sürecinin sonlanmasına sebep olmuĢtur.