• Sonuç bulunamadı

I.2. Hunların Yaşadıkları Bölgenin Coğrafi Özellikleri

I.2.1. Hun Coğrafyasının Yeri ve Sınırları

I.2.1.2. Çöller

Hazar Denizi’ nin doğusundan başlayarak, bugünkü Moğolistan’ daki Gobi ve Ordos çöllerinin doğu sınırlarına kadar, Orta Asya’ nın önemli bir bölümünü çöller kaplar. Aral gölünün doğu ve güneyindeki Karakum ve Kızılkum çöllerinin ortası yılda 4 parmaktan (10cm) daha az yağış alır. Fakat Orta Asya çöl kuşağının bazı dış çeperlerine, en çok ilkbaharlarda olmak üzere, yılda 8 parmak (20 cm) kadar yağış iner. Ama bu bile, buharlaşma oranının %15’ i kadardır29. İşte bu nedenle, Kızıl Kum, Kara Kum, Taklamakan ve Gobi çölleri R. Grousset’ nin deyimiyle, eski çağlardan beri sürekli genişleyen ve otlaklı bozkırları kemiren kanserli hücreler gibidir. Bölgede zaman zaman yaşanan ve büyük tahribatlara yol açan kuraklıklarda bu çöllerin etkisi büyüktür. Kızılkum, Karakum çöllerinin yer aldığı batı kuşağındaki çöllerde kışlar genelde kısadır. Bu çöllerin güney kenarlarında, ortalama ısının donma noktasının altına düştüğü sadece bir ya da iki ay olur. Yazlar sıcak geçer; güneyde temmuz ısı ortalamaları 27,50C’ tır. Bazı günler ısı 490C’ a kadar çıkar30

.

Batıdaki çöl kuşağının doğusunda Tanrı ve Altay dağları vardır. Tanrı Dağları’ nın doğu ucunda Tarım Havzası vardır ve Tarım’ ın da doğusunda Gobi çölü başlar. Doğudaki çöller ile batıdakiler arasında temel bazı farklar vardır. Batıdaki çöller genelde kumlarla kaplı iken, doğu çölleri genelde çakıl ve taşlarla kaplıdır. Doğu çöllerinin bazı bölümlerinde, taşlık ve kumluk alanlar bir arada görülür.

Sadece Asya’nın değil, Dünya’nın en büyük çöllerinden biri olan Gobi Çölü’nün, Baykal ormanları, Orhon ve Kerulen bozkırları ve Kuzey Moğolistan ile Alaşan, Ordos, Çakhar ve Jehol bozkırlarıyla birlikte Güney Moğolistan arasına sıkışması, eski çağlardaki Hunlardan, orta çağlardaki Göktürklere kadar Türk Moğol imparatorluklarının uzun süre yaşamasını daima engelleyen devamlı sebeplerden biri olmuştur31. Gobi çölünün yarattığı bu bölünmüşlük özellikle incelediğimiz Hunlar için büyük problem olmuştur. Hunlar, Çin’in güçlü olduğu dönemlerde çölün kuzeyine itildiklerinde çok güçsüzleşmişlerdir. Çünkü kuzeyde iklim daha serttir ve yeteri kadar otlak bulunmamaktadır. Hunların bu şekilde kuzeye itildiği bir dönemde yaşanan kuraklık da büyük göçler ve Hunların ciddi şekilde zayıflaması gibi sonuçları doğurmuştur. Gobi çölünün bu etkisi büyüklüğünün sonucudur.

29

Taafe Robert N., Coğrafi Ortam, s. 55-56

30

Taafe Robert N., Coğrafi Ortam, s. 56

31

Grousset Renè, Bozkır İmparatorluğu, Çev. Dr. Reşat Uzmen, Ötüken Neşriyat, 6. Basım İstanbul 2010, s. 18

Yerşekillerine bağlı olarak oluşan ve yüksek bir çöl olan Gobi Çölü soğuk bir çöldür. Gobi’nin doğu-batı istikametindeki uzunluğu 1600 km iken, genişliği 480 ile 965 km arasında değişir. Kuzeyde Altay Dağları ile güneyde Sarı Irmak arasındadır. Dünya’nın beşinci büyük çölü olan Gobi Çölü’nün denizden yüksekliği 900 ile 1500 metre arasında değişir. Bu nedenle kışın sıcaklık -40 derecelere kadar iner. Yazın ise 45 dereceyi bulur. Yüzeyinin küçük bir bölümünü kaplayan kum tepelerine karşın, yılda 4 parmaktan (10cm) az yağış alan Moğolistan Gobi’sinin uçsuz bucaksız gibi görünen çöl ovaları, esas itibariyle bir çöl tabanı oluşturan taş ve çakıllarla kaplıdır. Yerdeki kum ve mil, önemli bir ölçüde rüzgar aşındırmasıyla havalandırılıp, anlaşılan Büyük Çin Seddi’nin güneyindeki löslü dağ eteklerine yığılmıştır32. Güneye doğru Gobi, Kansu Koridoru’ un kuzeyinde Ala Dağlar çölüyle ve Çin Seddi’ nin kuzeyindeki Sarı Irmağın büklümü içinde yer alan Ordos Çölü’ yle birleşir. Ala Dağlar’ ın batı bölümüne Küçük Gobi denir; burada çok seyrek bitki ve kumla çakıldan oluşan bir taban yüzeyi bulunmaktadır. Ordos Çölü, geniş ölçüde bitki örtüsünden yoksun, çok geniş, hemen hemen kesintisiz bir oturmuş kum ve tepeler yayılımıdır. Bu çöldeki bazı kurumuş çöl yatakları, seyrek bir bitki örtüsü barındıran çöküntüler meydana getirmektedir33

.

Harita 1: Bugünkü sınırlarıyla Gobi Çölü.

32

Taafe Robert N., Coğrafi Ortam, s. 57-58

33

Haritadan da anlaşılabileceği gibi Gobi Çölü, Hunlar ile Çin arasında doğal bir sınır gibidir. Bu geniş çölde yaşam, haliyle mümkün olmadığından bu bölgede kurulan bir devlet ya bu çölün kuzeyinde ya güneyinde bulunmalı ya da Hunların güçlü dönemlerinde yaptıkları gibi çölü içine almalıydı. Hunların zaman zaman bu bölgenin tamamına hâkim olduğunu biliyoruz ancak, Çin’e yenildikleri dönemlerde bu büyük çöl yaşam imkânı vermediğinden daha kuzeye yerleşmişlerdir. Kuzey bölgeler de yeteri kadar otlağa sahip olmadığından ve iklimi sert olduğundan, coğrafi şartlar neticesinde Hunlar, askeri yönden zayıfladıkları yıllarda zor dönemler geçirmişlerdir. Gobi Çölü Hunlar için aşılması gereken bir engel olmuştur. Gobi’nin kuzeyinde kalmak Hunlar için yok olmak demekti. İşte coğrafyanın yarattığı bu sıkıntılar batıya göçün temel nedenlerinden biri olmuştur.

Orta Asya’nın bir diğer önemli çölü de Taklamakan Çölü’dür. Birazdan bahsedeceğimiz Tarım Havzası’nın orta bölümünde bulunan Taklamakan’da bazen yüksekliği 130 metreyi bulan kum tepeleri vardır. Okyanuslardan uzaklığı ve denizlerin üstündeki hava kitlelerinin buraya erişmesini engelleyen dağ sıraları nedeniyle Taklamakan Çölü, yeryüzünün en kuru yörelerinden biridir. Yılda 2 parmaktan (5 cm) az yağış alır, birçok yıllardaysa buraya hiç yağmur yağmaz34. Ancak Taklamakan Çölü, Gobi gibi aşılmaz bir çöl değildir. Bu nedenle Hunlar için önemli bir coğrafi engel olmamıştır. Bunun yanında çevresinde bulunan vahalar nedeniyle stratejik öneme de haizdir.