KONU-9 (Ünite-13):İŞ VE EKONOMİK
YAŞAM
İş Nedir?
Yaşamın Merkezi: Çalışma
Modern kapitalist toplumları başka
toplumlardan ayıran niteliklerden biri, çalışmanın hayatın odağında
bulunmasıdır.
Başka hiç bir toplum, insanın değerini ve
hayatın anlamını kapitalist toplumda olduğu kadar çalışmaya yüklemez...
“Klasik” çalışma
“Klasik” kapitalist iş düzeni, işçi sınıfı
açısından, fabrikada ve yaşlanana kadar
çalışmadır.
Bu çalışma biçimi, belirli bir işçi sınıfı kültürünün ve siyasetinin
oluşumuna da kaynaklık eder...
Dikey hareketlilik
1970’lerde, vasıfsız bir işte çalışan bir kişi,
belirli güvencelere sahipti:
- Emekli olana dek çalışma
- Düzenli gelir
- Sendikal haklar
Bu güvenceler, bir sonraki kuşağın sınıf atlamasını sağlayacak sosyal
yatırımları da mümkün kılıyordu.
İş nedir?
Çalışma, kapitalist toplumlarda yalnızca geçimi sağlamaz, insanların toplumdaki konumları da çalışmalarına bağlıdır.
Gündelik yaşamın ritmi ve döngüsü, çalışmaya göre düzenlenmiştir.
Toplumsal ilişkiler, asıl olarak çalışma ortamlarında kurulur.
Toplumsal kimliğin en önemli kaynağı da iştir.
İşsizlik
Bu nedenle, işsizlik yalnızca gelir kaybı ve yoksullaşmaya değil, toplumsal konumda ve
kimlikte de önemli bir sarsılmaya
neden olur.
Ücretli ve ücretsiz işler
“Çalışma” dendiğinde, ücretli çalışma anlaşılsa da, ücretsiz çalışma, ekonominin çok önemli bir bileşenidir.
“Armağan ekonomisi” ya da “resmi olmayan
ekonomi” denilen bu bileşen, formel istihdam alanının dışında kalan ekonomik işlemlere işaret eder.
Armağan ekonomisi
Bu işlemlerin önemli bir bölümü, kadınlar
tarafından yapılan karşılıksız işlerdir:
- Ev işleri
- Yaşlı ve çocuk bakımı
- Ücretsiz aile işçiliği Bu işlere milli gelir
hesaplarında yer
verilseydi, Fransa’nın ekonomisi, şimdikinin iki buçuk katı kadar
görünürdü!
Ücretsiz aile işçiliği
Türkiye’de tarımdaki istihdamın önemli bir parçası, ücretsiz aile işçiliği biçimindedir.
Kentlerde de aile işletmelerinde
“yardımcı” olan kadın ve çocukların emeği,
karşılıksızdır.
Formel/İnformel
Ücretli/Ücretsiz iş ayrımına benzer bir
kategorileştirme de formel ve informel işler biçiminde yapılabilir.
Formel çalışma, kayıt altındadır ve kuralları daha belirgindir.
İnformel çalışmada ise ücret ödenmekle
birlikte sosyal güvence yoktur, bu işler kayıt dışıdır.
Yeni yönelimler
Modern kapitalist toplumlarda sanayi, istihdamın en önemli kalemidir.
Sanayi işçileri (mavi yakalılar) klasik kapitalist toplumda işçi sınıfının neredeyse tamamını oluşturur.
Ancak üretim teknolojilerindeki gelişmeler,
çalışanlar arasındaki dağılımı beyaz yakalılar lehine değiştirmiştir.
Bilgi Ekonomisi
Bilgi ekonomisi, meta üretiminin yerini metaların tasarımı, geliştirilmesi,
pazarlanması gibi hizmetlerin aldığı ekonomidir.
Bu anlamda, elle tutulur bir üretim yapılmaz ancak gelir üretilir.
OECD ülkelerinde bilgi ekonomisi
OECD ülkelerinin tamamında, üretimin
yarıdan fazlası, bilgi ekonomisi kalemlerinden oluşur.
Bilgi ekonomisine yapılan yatırımlar da ulusal bütçeler içinde %10 civarında bir yer tutar.
İşbölümü ve ekonomik bağımlılık
Modern toplumların bir özelliği, mesleki
uzmanlaşma ve işbölümüdür (Durkheim’ın organik toplum modelini hatırlayın)
Kitlesel üretim, geleneksel zanaatların gerilemesine neden olmuştur.
Modern toplumlarda meslek sayısı,
geleneksel olanlarla karşılaştırılamayacak kadar yüksektir.
Yabancılaşma
İşbölümünün artışının bazı sonuçları vardır.
Bunların başında, ekonomik bağımlılık gelir.
Karl Marx, işçilerin bir ürünün tamamını değil ama bir parçasını üretmelerinin
yabancılaşmaya neden olacağı söylemiştir.
Teknolojik değişimler
Üretim teknolojilerindeki gelişmeler, işlerin örgütlenme biçimini de değiştirmektedir.
Bu değişimin yarattığı sonuçların tamamı henüz bilinmemekle birlikte, bazı eğilimler ayırdedilebilmektedir.
İşin örgütlenmesindeki değişimlerin, yaşamın bütünü üzerindeki etkileri hakkında ise ancak bazı kestirimlerde bulunabiliyoruz.
Otomasyon
Otomasyon, teknolojik değişimlerin görünen ilk sonucudur.
Üretimin çeşitli
aşamalarının makinalar tarafından
gerçekleştirilmesi,
işçilerin konumunda da değişime neden
olmuştur.
Otomasyon: Özgürleşme mi becerisizleşme mi?
Makinaların üretim sürecindeki rolünün
artışıyla birlikte işçilerin yabancılaşmasının
azalacağını
söyleyenlerin yanında, otomasyonun insanın yaratıcı çabasını ve becerilerini
gerileteceğini
söyleyenler de vardır.
Taylorizm
Frederick Winslow Taylor, Amerikalı bir işletme danışmanıdır.
İş süreçlerinin parçalara ayrılarak yeniden
düzenlenmesinin
verimliliği artıracağını düşünerek bant
sistemini icad etmiştir.
Fordizm
Henry Ford ise Taylor’ın geliştirdiği verimlilik artırıcı yöntemleri kitlesel üretime
uyarlamıştır.
Ford otomobil fabrikasında hareketli bant sistemine geçilmesiyle birlikte, kapitalist üretim biçiminde önemli bir dönüşüm
gerçekleşmiştir.
Taylorizm ve Fordizmin sınırları
Hareketli bant sistemi standart üretimi
kitleselleştirebildi ama üründe esnekliğe yer vermesi mümkün değildi.
Bant sistemi, işçilerin işlerine
bağlılıklarının ve kendilik değerlerinin düşmesine neden olmaktadır.
İşin dönüşümü: Postfordizm
Küresel tüketimdeki önemli değişimler,
kitlesel ve standart üretimin yerini esnek ve çeşitlendirilmiş üretimin almasını
gerektirmiştir.
Bu nedenle fordist üretim biçimleri de yerini
“çoklu tasarım”, esnek üretim gibi yönelimlere bırakmıştır.
Ancak...
Ancak unutulmamalıdır ki, fordizm sonrası
yöntemler kendine yer açarken, fordist üretim biçimleri de tamamen ortadan kalkmamış, sadece coğrafi olarak kaymıştır.
Kitlesel üretimin ve tüketimin de güçlü bir şekilde devam ettiği söylenebilir.
Esnek üretim
Kitlesel üretim ve tüketim, fordist dönemin özellikleridir.
Bilişim teknolojileri destekli yeni üretim biçimleri, bu durumu değiştirmiştir.
Yüksek vasıflı kişilerden oluşan küçük gruplar, yeni teknolojileri kullanarak
çeşitlendirilmiş üretim yapabilmektedir.
Grup üretimi
Kitlesel üretim ve bant sisteminin işçilerin
motivasyonlarını düşürdüğü görüldüğünden, grup üretimi yöntemi geliştirilmiştir.
Bu yöntemde, küçük grupların üretim sürecinin belirli bir bölümünde birlikte çalışması öngörülmektedir.
Böylece işçilerin işin örgütlenme yöntemi de dahil olmak üzere, üretim süreçleri üzerinde söz sahibi olmaları sağlanmaktadır.
Çok vasıflılık
Esnek üretim ve esnek çalışmanın
gerektirdiği nitelikler, çok vasıflılık başlığı altında özetlenebilir.
Buna göre çalışanların farklı işlere uyum
sağlayabilecek niteliklerle donanmış olması beklenir.
Böylece, belirli bir eğitim ve beceriyle belirli bir işe alınmak ve orada uzun süre devam etmek yerine artık çalışırken öğrenmek, yeni durumlara uyum sağlamak gibi kişisel
nitelikler öne çıkmaktadır.
İş sırasında eğitim
Günümüzde bir çok firma, belirli bir
uzmanlık yerine kolay öğrenebilme ve uyum sağlama yeteneğine değer vermektedir.
Böylece piyasanın hızla değişen koşullarına
uyum sağlamak
mümkün olabilmektedir.
İş sırasında eğitimin sınırları
Yapılan araştırmalar, hizmet içi eğitimlerin zaten vasıflı olan çalışanlar için daha
ulaşılabilir olduğunu, vasıfsız işçilerin bu hizmetlerden yararlanma olanağının
düşüklüğünü göstermiştir.
Firmalar, az sayıdaki vasıflı çalışanlara
yatırım yapmayı daha verimli bulmaktadırlar.
Kadınlar ve iş
Kadınların ücretli istihdam içindeki payı, geleneksel olarak düşüktür.
Çünkü cinsiyete dayalı işbölümü, onların evde ve ücretsiz, erkeklerin ise dışarda ve ücretli olarak çalışmalarını öngörür.
Ancak günümüzde kadınların ücretli
istihdama katılım oranları, özellikle Avrupa ülkelerinde belirgin biçimde artmıştır.
Türkiye’de…
Tarihsel bir bakış
Sanayi öncesi toplumlarda, ev ile işyeri
birbirinden kesin çizgilerle ayrılmamıştı ve kadınlar üretime daha fazla katılıyorlardı.
Modern kapitalist toplumlarda ev ve işyerinin ayrışması, “ev kadını” tipinin ortaya çıkmasıyla sonuçlanmıştır.
Ev dışında çalışan erkeklerin ve çocukların bakımı, kadınlar tarafından ücretsiz olarak yerine getirilmiş, bu da işçi maliyetlerinin düşmesini sağlamıştır.
Kadınların istihdamında artış
Avrupa’da Birinci Dünya Savaşı sonrası erkek nüfusunun azalması sonucunda kadınlar
istihdam piyasasına kitlesel olarak çıktılar.
Kadınların yüksek öğrenimden yararlanmaları, doğum kontrolü
yöntemlerinin gelişmesi ve kadınlar için yeni rol modellerinin gündeme gelmesi, kadınların ücretli çalışma oranlarını
giderek artırdı.
Ayrımcılık
Yasalar önünde eşit olsalar da (ki bu bile tam olarak
sağlanamamıştır) kadınlar işyerinde erkeklerle eşit
değillerdir.
Mesleki ve sektörel ayrımlar
Hemen hemen bütün
meslekler ve bütün sektörler, kadın/erkek işi olarak
ayrışmış durumdadır.
Kadınlar, daha çok
“kadın işleri”
sayılan bakım, eğitim, gıda gibi alanlarda
çalışırken, erkekler teknik ve yönetsel alanlara yönelirler.
Türkiye’de
kadınların ağırlıklı çalıştıkları gıda ve tekstil sektörleri,
ücretlerin en düşük olduğu sektörlerdir.
Part time çalışma
Bütün dünyada, yarı zamanlı işlerin büyük bölümünde kadınlar çalışmaktadır.
Yarı zamanlı iş, düşük ücret, düşük güvence, düşük ilerleme imkanı anlamına gelir.
Böylece kadınlar hem evde karşılıksız, hem de dışarıda düşük karşılıkla çalışmış
olmaktadırlar.
OECD Ülkelerinde Yarı Zamanlı
Çalışma ve Kadınların Payı
İyi mi kötü mü?
Yarı zamanlı
çalışma, başka türlü istihdam piyasasına çıkamayacak
kadınlar açısından
“hiç yoktan iyidir”
denebilecek bir seçenektir.
Kadınların bütün dezavantajlarına karşın böyle bir seçim yapmaları, ev sorumluluklarının
bütünüyle onlar tarafından üstlenilmesinden kaynaklanır.
Ev eksenli çalışma
Kayıt dışı ekonominin
büyümesi, eve iş verme yönteminin yaygınlaşmasıyla sonuçlanmıştır.
Türkiye’nin de dahil olduğu pek çok ülkede, mamul üretiminin bir bölümü kayıt dışı olarak evlerde, kadınlar tarafından yapılmaktadır.
Evde çalışma
İletişim
teknolojilerindeki gelişmeler, büro kavramının da esnemesine, evlerin büro olarak
kullanılabilmesine
neden olmuştur.
Kadınlar açısından çalışma yerinin ev
olması, sağladığı kolaylıkların yanında,
ciddi sorunlar da yaratır.
Ücret farkı
“Eşit işe eşit ücret” talebi, ondokuzuncu yüzyıldan beri öne sürülmektedir
Ancak hala bu talebin tam olarak yerine geldiği söylenemez
Kadınların daha yoğun istihdam edildikleri sektörlerde ücretler daha düşüktür
Ayrıca, kadınların dikey hareketlilikleri daha düşük olduğundan, ek ödeme, tazminat gibi haklardan daha az yararlanırlar.
Kadınlar, ancak çok genç ya da çok
yaşlıyken erkeklerle eşit ücret alıyorlar!
Yeni meslekler, kariyer kadınları
Bazı sektörler, yüksek öğretimli ve bakıma muhtaç çocuğu
olmayan kadınlar için, eşit yükselme fırsatları sunmaktadır.
Özellikle finans ve bilişim gibi yeni yükselen
sektörlerde, vasıflı kadınların yükselme şansları vardır.
Diğer kadınlar...
Ancak, en alttaki kadınlar açısından herhangi bir
iyileşmeden söz edilemez.
İletişim ve bilgi ekonomilerindeki gelişmeler,
yukarıdakilerle
aşağıdakiler arasındaki farkın büyümesiyle
sonuçlanmıştır.
Evde işbölümü
Ücretli çalışmanın egemen hale geldiği modern kapitalist toplumlarda, ev işleri neredeyse görünmezdir.
Oysa, ev teknolojilerindeki bütün gelişmeler karşın, kadınların ev işlerine ayırdıkları
zamanda anlamlı düşüşler olmamıştır.
Tahminlere göre, ev işleri, sanayileşmiş
ülkelerde yaratılan refahın dörtte biriyle yarısı arasında bir değer yaratmaktadır.
İşbölümünde değişimler
Kadınların ücretli
istihdama katılmaları, ev işlerinin
paylaşımında bazı değişimlere yol
açmıştır.
Ancak bu değişimler, kadınların evdeki
çalışmasının “ikinci vardiya” olarak
adlandırılmasını
değiştirecek ölçüde olmamıştır.
İş ve aile
İşin ve çalışmanın insanların hayatında giderek daha büyük bir yer tutması, aile yaşamını derinden etkilemektedir.
İş güvencesinin giderek azalması, esnek
çalışma, beklentilerin yükselmesi, insanların kendilerini ağır bir baskı altında hissetmesine neden olmaktadır.
Daha fazla çalışma, aileye daha az zaman ayırmak anlamına gelir.
Ana babaların çalışması
Kadınların da işgücü piyasasına girmeleri ve çalışmanın daha zorlu bir hale gelmesi,
çocukların eğitimi ile ilgili endişeler doğurmaktadır.
Çocukların sorumluluğunun neredeyse tamamen annenin üzerinde olması, çalışan
kadınların gündelik yaşamlarının son derece zor hale gelmesine neden olmaktadır.
Ev ve iş hayatını dengeleme sorumluluğunu da üstlenen kadınların çalışma yaşamından geri çekilmeyi tercih edebildikleri görülmektedir.
Ana baba izni
Avrupa’da pek çok ülkede, doğum izni,
“anababa izni” olarak kullandırılmaktadır.
Babaların çocuk
yetiştirmede sorumluluk almalarını teşvik etmeyi amaçlayan bu
uygulama, Türkiye’de de hayata geçirilmeye çalışılmaktadır.
“aile dostu” politikalar
Çalışma hayatının ihtiyaçlarıyla ailenin
ihtiyaçları arasında bir denge kurulmasına yardımcı olmayı hedefleyen her türlü şirket politikası, “aile dostu” olarak nitelenir.
Esnek çalışma, evden çalışma, ana-babalık izni gibi uygulamalar, bu politikalara örnektir.
Böylelikle çalışanların şirkete daha bağlı ve motivasyonlarının da daha yüksek olması istenmektedir.
Aile dostu, kimin dostu?
Aile dostu politikaların insanların gerçek sorunlarının çözümünü sağlamadığı,
sıklıkla söylenmiştir.
Esnek çalışma imkânları, işe yeterince bağlı olunmadığı izlenimi yaratacağından, ender olarak kullanılmaktadır.
Çocukların, yaşlıların ve hastaların bakımının
“aile sorunu” olarak tanımlanması, çalışan kadın ve erkeklerin üzerlerine ağır bir yük yüklenmesi anlamına gelir.
İşsizlik
İşsizlik, ekonomik dalgalanmalara göre artıp azalsa da günümüzde giderek kronik bir hal almaktadır.
Üretim teknolojilerindeki gelişme ve
otomasyon, işsizliğin yapısal bir olgu haline gelmesine neden olmuştur.
Kimler işsizdir?
Bir işte olmamak, işsizlik olarak görülse de durum genellikle bundan daha karmaşıktır.
Resmen tanınan ve ücretli bir işte çalışmasa da kişiler üretken işlerle meşgul olabilirler.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün tanımı, işi olmayan bireylerle son bir ay içinde iş arama girişiminde bulunanları kapsar.
Türkiye’de işsizlik
İşsizliğin sonuçları
İşsizlik, gelir kaybının yanı sıra, toplumsal dışlanma nedenidir.
Orta sınıflar açısından işsizlik, maddi sonuçları kadar toplumsal konumun sarsılması anlamına da gelir.
İş güvensizliği
İş örgütlenmesindeki değişimler ve hızlı tempo, çalışanların kendilerini güvensiz hissetmelerine neden olur.
Son otuz yılda iş güvensizliğinde giderek artış olmuştur.
Artık yaşam boyu devam edecek işler yerine, her an değişebilen, güvencesiz işler
geçmektedir.
İş güvensizliğinin sonuçları
Çalışanlardan beklentiler yükselirken
ücretlerin artmaması, yükselme imkanlarının sınırlılığı, hayal kırıklığı yaratmaktadır.
Giderek yükselen çalışma hızı da iş üzerinde hakimiyet duygusunu örselemektedir.
Sürekli gerilim ve endişe, fiziksel ve ruhsal sağlık üzerinde olumsuz etkiler yapmaktadır.
Karakter aşınması
Richard Sennett, klasik
çalışma koşullarının yarattığı kendini adama, güven
duyma ve sadakat gibi özelliklerin, yeni kapitalist koşullarda aşındığını ileri sürmektedir.
Bireylerin birbirlerine bağlanmasını sağlayan karakter özelliklerinin aşınmasının toplumsal sonuçları üzerinde
durmaktadır.
İşin önemi azalıyor mu?
Andre Gorz, ücretli işlerin insanların
hayatlarındaki öneminin giderek azalacağını ileri sürmektedir.
Ona göre, Batı
toplumunun üretici boyutu giderek
gerileyecektir.