• Sonuç bulunamadı

Emekliliğin hanehalkının eğlence ve kültür harcamaları üzerindeki etkisi:Türkiye üzerine bir inceleme

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Emekliliğin hanehalkının eğlence ve kültür harcamaları üzerindeki etkisi:Türkiye üzerine bir inceleme"

Copied!
137
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EMEKLİLİĞİN HANEHALKININ EĞLENCE VE KÜLTÜR HARCAMALARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ:

TÜRKİYE ÜZERİNE BİR İNCELEME (Yüksek Lisans Tezi)

Feride Gülsüm Gümüşsoy Kütahya, 2017

(2)

T.C

DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İktisat Anabilim Dalı

Yüksek Lisans Tezi

EMEKLİLİĞİN HANEHALKININ EĞLENCE VE KÜLTÜR

HARCAMALARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: TÜRKİYE ÜZERİNE BİR

İNCELEME

Danışman:

Yrd. Doç. Dr. Habibe Günsel DOĞRUL

Hazırlayan:

Feride Gülsüm GÜMÜŞSOY

(3)

Kabul ve Onay

Feride Gülsüm GÜMÜŞSOY’un hazırladığı “Emekliliğin Hanehalkının Eğlence ve Kültür Harcamaları Üzerindeki Etkisi: Türkiye Üzerine Bir İnceleme” başlıklı Yüksek Lisans tez çalışması, jüri tarafından lisansüstü yönetmeliğinin ilgili maddelerine göre değerlendirilip oybirliği/oyçokluğu ile kabul edilmiştir.

.../.../2017

Tez Jürisi İmza

Kabul Red

Doç. Dr. Jülide KOYUNCU

Yrd. Doç. Dr. Habibe Günsel DOĞRUL (Danışman)

Yrd. Doç. Dr. Noyan AYDIN

Doç. Dr. Ayhan KAHRAMAN Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü

(4)

Yemin Metni

Yüksek lisans tezi olarak sunduğum “Emekliliğin Hanehalkının Eğlence ve Kültür Harcamaları Üzerindeki Etkisi: Türkiye Üzerine Bir İnceleme” adlı çalışmamın, tarafımdan bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma başvurmaksızın yazıldığını ve yararlandığım kaynakların kaynakçada gösterilenlerden oluştuğunu, bunlara atıf yapılarak yararlanılmış olduğunu belirtir ve bunu onurumla doğrularım.

.../.../2017

(5)

Özgeçmiş

09.03.1989 tarihinde Niğde’de doğdu. İlkokul, ortaokul ve lise öğretimini Aksaray’da tamamladıktan sonra, 2008 yılında Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat bölümünü kazanıp, 2013 yılında mezun oldu. 2015 yılında Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Anabilim Dalı yüksek lisans programına kabul edildi ve halen devam etmektedir.

Tezde emeği geçen danışman hocam Yrd. Doç. Dr. Habibe Günsel DOĞRUL hocama, uygulama kısmında desteklerini esirgemeyen Yrd. Doç. Dr. Noyan AYDIN hocama, teknik destekleri için Kadirhan GÜMÜŞSOY’a, aileme ve en önemlisi benim bütün başarılarımda ve başarısızlıklarımda sonsuz sabrıyla her zaman benim yanımda olan babam Adem GÜMÜŞSOY’a çok teşekkür ederim.

(6)

ÖZET

EMEKLİLİĞİN HANEHALKININ EĞLENCE VE KÜLTÜR HARCAMALARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: TÜRKİYE ÜZERİNE BİR

İNCELEME

GÜMÜŞSOY, Feride Gülsüm Yüksek Lisans İktisat Ana Bilim Dalı

Tez Danışmanı: Yrd.Doç.Dr. Habibe Günsel DOĞRUL Aralık, 2017, 121 sayfa

Bir endüstri dalı olarak ele alındığında eğlence ve kültür harcamaları, literatürde boş zaman harcamaları olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle, eğlence ve kültür harcamalarının belirleyicisi olduğu farz edilen zaman faktörü, çalışmanın odak noktasını oluşturmaktadır. Gary Becker’ın Hanehalkı Üretim Teorisi esas alınarak ve Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2013 Hanehalkı Bütçe Anketi kullanılarak uygulanan logistik analiz sonuçları bu kanıyı destekler niteliktedir. Analiz sonuçlarına göre; emeklilik, toplam harcamalar ve eğitim, Türkiye’de hanehalkının eğlence ve kültür harcamalarını pozitif yönde etkileyen önemli faktörlerdir. Ayrıca, emeklilik dönemine geçişin dinamiklerini daha iyi kavrayabilmek amacıyla bireylerin eğlence ve kültür mallarını deneyimlemesini etkileyebilecek olası faktörler hem emekli hanehalkı hem de emekliliği yakın hanehalkı için incelenmiştir. Emekli hanehalkı emekliliği yakın hanehalkına kıyasla daha fazla eğlence ve kültür harcamasında bulunmasına rağmen, emekliliği yakın hanehalkı için ücret dışı gelir eğlence ve kültür harcamalarını arttırıcı niteliktedir. İlerleyen yaşın eğlence ve kültür mallarına olan talebi azaltıcı etkisine karşılık, toplam harcamalar ve eğitim seviyesi bu tür mallara olan talebi pozitif yönde etkilemektedir. Engel analizi sonucunda elde edilen harcama esnekliği katsayısı kültürel mal ve hizmetlerin tüm hanehalkları için lüks mallar olduğunu göstermiştir. Emekli ve emekliliği yakın hanehalkının eğlence ve kültür harcamalarını etkileyebilecek olası faktörlerin incelendiği bu tez çalışması ile hem politika tasarlayanlar hem de bu tür malları üretenler için önemli ipuçları sağlanabileceği düşünülmüştür.

Anahtar Kelimeler: Kültürel Harcamalar, Hanehalkı Harcama Özellikleri, Logistik

(7)

ABSTRACT

THE IMPACT OF RETIREMENT ON HOUSEHOLDS’ RECREATION AND CULTURE EXPENDITURES: A STUDY ON TURKEY

GÜMÜŞSOY, Feride Gülsüm

Department of Economic Master’s Program

Advisor: Asistant Professor Dr. Habibe Günsel DOĞRUL December, 2017, 121 pages

When considered as an industry branch, expenditure on recreation and culture is a reflection of leisure time spent in the literature. For this reason, the time factor assumed to be the determinant of the expenditure on recreation and culture is the focus of this study. In this thesis, based on Gary Becker’s “Household Production Theory”, results of the logistic analyses which uses data of the 2013 Household Budget Survey of Turkish Statistical Institute support this evidence. The results of a multivariate logit analyses suggest that retirement, total household expenditures, and education are significant factors that affect household expenditures on recreation and culture positively, in Turkey. In addition, in order to better understand the dynamics associated with the move to retirement period, potential factors that enable individuals to experience cultural goods are identified separately for both retired household and near-retirement household. However retired households have more expenditure on recreation and culture compared to near-retired households, for near-retired households, greater non-wage income significantly increases expenditures on recreation and culture. Despite the decreasing effect of increasing age on the demand of recreational and cultural goods, the increase in the total expenditure and the level of education increase the demand for cultural goods. Coefficient of expenditure elasticity that obtained result of the Engel analysis shows that cultural goods and services are luxury goods for all kind of households. Determining the possible factors affecting the recreation and culture expenditures of retired and near-retired households provide useful insights for policy makers as well as the suppliers of recreational and cultural goods and services.

Key Word: Cultural Expenses, Spending Characteristics of Household, Logistic

(8)

İÇİNDEKİLER

Sayfa

ÖZET ... v

İÇİNDEKİLER ... vii

TABLOLAR LİSTESİ ... x

ŞEKİLLER LİSTESİ ... xii

KISALTMALAR...xiii

GİRİŞ ... 1

BİRİNCİ BÖLÜM KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE LİTERATÜR ÖZETİ 1.1. KAVRAMLARIN TANIMI ... 8

1.1.1. Zaman Kavramı ... 8

1.1.2. Boş Zaman Kavramı ... 9

1.1.3. Boş Zaman Değerlendirilmesinin Önemi ... 13

1.1.4. Boş Zaman, Eğlence ve kültür ... 15

1.1.5. Diğer Ülkelerde Boş Zaman Değerlendirmeleri ... 16

1.1.6. Rekreasyon Kavramı... 20

1.2. TEORİK ALTYAPI ... 21

1.3. AMPİRİK BULGULAR VE BELİRLEYİCİLER ... 25

İKİNCİ BÖLÜM VERİ VE YÖNTEM 2.1. İKİ KATEGORİLİ (BINARY) LOGİSTİK REGRESYON ... 43

2.2. LOGİSTİK MODELİN VARSAYIMLARI ... 46

2.2.1. Doğrusallık... 46

2.2.2. Hata Terimlerinin Bağımsızlığı ... 46

2.2.3. Çoklu Doğrusal Bağlantı Sorunu ... 46

2.2.4. Sıfır Frekans ve Tam Ayırma Sorunu ... 47

2.2.5. Aşırı Yayılım (Overdispersion) ... 47

2.3. DEĞİŞKEN SEÇİMİ VE DEĞİŞKENLERİN MODELE DAHİL EDİLMESİ ... 48

2.3.1. Sayısal Değişkenlerin Logistik Regresyon Modeline Alınması ... 48

2.3.2. Kategorik Değişkenlerin Logistik Regresyon Modeline Alınması ... 48

2.4. İKİLİ LOGİSTİK MODELDE PARAMETRE TAHMİNİ VE BAHİS ORANININ (ODDS ORANININ) HESAPLANMASI ... 50

(9)

2.5. LOGİSTİK REGRESYON MODELİNDE PARAMETRELERİN VE

MODELİN GENEL ANLAMLILIĞININ TESTİ ... 51

2.5.1. Olabilirlik Oranı (Log-Likelihood) Testi ... 51

2.5.2. Wald Testi ... 52

2.6. MODELİN UYUM İYİLİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ... 52

2.7. MODELİN YETERLİLİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ... 53

2.7.1. Artıkların (Hata Terimlerinin) İncelenmesi ... 53

2.7.2. Etkili Gözlemlerin Belirlenmesi ... 53

2.7.3. Açıklayıcılık Katsayıları ... 53

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TANIMLAYICI İSTATİSTİKLER 3.1. HANEHALKININ GELİRİ VE EĞLENCE VE KÜLTÜR HARCAMALARI ... 57

3.2. EĞLENCE VE KÜLTÜR HARCAMASI YAPAN HANEHALKININ DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ ... 58

3.2.1. Emekli ve Emekliliği Yakın Hanehalkı: ... 58

3.2.2. Emekli Hanehalkı ... 62

3.2.3. Emekliliği Yakın Hanehalkı ... 65

3.3. EĞLENCE VE KÜLTÜR HARCAMASI SIFIR OLAN HANEHALKININ DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ ... 68

3.3.1. Emekli ve Emekliliği Yakın Hanehalkı ... 69

3.3.2. Emekli Hanehalkı ... 69

3.3.3. Emekliliği Yakın (İstihdamda Olan) Hanehalkı ... 71

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM HANEHALKI EĞLENCE VE KÜLTÜR HARCAMALARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER: ÇOK DEĞİŞKENLİ LOGİSTİK ANALİZ 4.1. EMEKLİ VE EMEKLİLİĞİ YAKIN HANEHALKI İÇİN LOGİSTİK ANALİZ SONUÇLARI ... 81

4.2. EMEKLİ HANEHALKI İÇİN LOGİSTİK ANALİZ SONUÇLARI ... 87

4.3. EMEKLİLİĞİ YAKIN HANEHALKI İÇİN LOGİSTİK ANALİZ SONUÇLARI ... 92

(10)

4.5. ENGEL ANALİZİ ... 98

SONUÇ VE ÖNERİLER ... 102

EKLER ... 111

KAYNAKÇA ... 114

(11)

TABLOLAR LİSTESİ

Sayfa Tablo 1.1: 2002-2016 Yılları Arasında Türkiye’de Hanehalkının Toplam Harcamaları

İçerisinde Eğlence ve Kültür Harcamalarının Payı (%) ... 2

Tablo 1.2: Düzey 2 Bölge Sınıflandırmasına Göre Hanehalkı Kültürel Harcamaları (%) ... 5

Tablo 3.1: Eğlence ve Kültür Harcaması ile Gelir Arasındaki Korelasyon ... 58

Tablo 3.2: Emekli ve Emekliliği Yakın Hanehalkının Özellikleri ... 61

Tablo 3.3: Emekli Hanehalkının Özellikleri ... 64

Tablo 3.4: Emekliliği Yakın Hanehalkının Özellikleri ... 67

Tablo 4.1: Çoklu Doğrusal Bağlantının Sınanması ... 77

Tablo 4.2: Ki-Kare Testi Sonuçları ... 78

Tablo 4.3: Sürekli Değişkenlerin Doğrusallığın Sınanması ... 80

Tablo 4.4: Emekli ve Emekliliği Yakın Hanehalkı İçin Logistik Analiz Sonuçları (Zorunlu Giriş Tekniği İle) ... 81

Tablo 4.5: Kurulan ve Sabit Terimli Modellerin Doğruluk Yüzdeleri ... 82

Tablo 4.6: Emekli ve Emekliliği Yakın Hanehalkı İçin Logistik Analiz Sonuçları (Geriye Doğru Eleme Yöntemi İle) ... 83

Tablo 4.7: Geriye Doğru Eleme Yönteminde Oluşturulan Modellerin Doğruluk Yüzdeleri ... 85

Tablo 4.8: Model Özeti ve Olabilirlik Oranı Testi ... 86

Tablo 4.9: Emekli Hanehalkı İçin Logistik Analiz Sonuçları (Zorunlu Giriş Tekniği ile)... 87

Tablo 4.10: Emekli Hanehalkı İçin Logistik Analiz Sonuçları (Geriye Doğru Eleme Tekniği İle) ... 88

Tablo 4.11: Kurulan ve Sabit Terimli Modellerin Doğruluk Yüzdesi ... 90

Tablo 4.12: Model Özeti ve Olabilirlik Oranı Testi ... 91

Tablo 4.13: Emekliliği Yakın Hanehalkları İçin Logistik Analiz Sonuçları (Zorunlu Giriş Tekniği İle) ... 92

Tablo 4.14: Emekliliği Yakın Hanehalkı İçin Logistik Analiz Sonuçları (Geriye Doğru Eleme Yöntemi İle) ... 93

(12)

Tablo 4.16: Model Özeti ve Olabilirlik Oranı Testi ... 95 Tablo 4.17: Marjinal Analiz Sonuçları ... 96 Tablo 4.18: Matematiksel Fonksiyonlar... 99 Tablo 4.19: Çift Logaritmik Fonksiyon Yardımıyla Farklı Hanehalkları İçin Elde

(13)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Sayfa Şekil 1.1: 50 Yaş ve Üzeri Nüfusun Toplam Nüfus İçerisindeki Oranı (%) ... 3 Şekil: 1.2: Kültür Harcamalarının GSYH’ya Oranı İle GSYH Arasındaki İlişki ... 19 Şekil 2.1: Logistik Fonksiyonu ... 45 Şekil 3.1: Hane Reisi 50 Yaş ve Üzeri Olan Hanehalkının Eğlence ve Kültür

(14)

KISALTMALAR ABD Amerika Birleşik Devletleri

COICOP Amaca Göre Bireysel Tüketim Harcaması Sınıflandırması GSYH Gayri Safi Yurtiçi Hasıla

HBA Hanehalkı Bütçe Anketi HHB Hanehalkı Büyüklüğü

OECD Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (Organisation for Economic

Co-operation and Development)

(15)
(16)

GİRİŞ

Ülkelerde ortaya çıkan önemli sosyal ve ekonomik gelişmeler ülke insanlarının çalışma ve boş zaman tercihlerini önemli ölçüde etkilemektedir. Özellikle gelişmiş ülkelerde zaman kullanımı ile ilgili yapılan çalışmalar işgücü piyasasında çalışmak üzere harcanan zamanın azaldığını ve bireylerin boş zaman kullanımının arttığını göstermektedir (Juster, 1985; Robinson and Godbey, 1997; Stafford ve Duncan, 1985). Türkiye İstatistik kurumunun hazırladığı zaman kullanımı araştırması verilerine göre; 2006 yılında 15 ve üzeri yaşlardaki çalışan erkekler günde ortalama 6 saat 8 dakikayı, kadınlar ise ortalama 4 saat 19 dakikayı ekonomik bir işte çalışmaya ayırmışlardır. 2015 yılında yapılan aynı araştırmada kadınların (4,32 saat) ve erkeklerin (6,25 saat) istihdama ayırdıkları sürelerde önemli bir değişiklik görülmemektedir. 2006 yılında 10 yaş ve üzeri bireyler gün içerisinde sosyal yaşam ve eğlenceye 1 saat 54 dakika ayırırken, 2015 yılında bu oranın çok fazla değişim göstermediği görülmektedir (1,50 saat). Yine zaman kullanım araştırması 2015 verilerine göre; 45 yaş altı bireylerin gün içerisinde sosyal yaşam ve eğlenceye ayırdıkları zaman bir ve bir buçuk saat arasında değişirken, 45-55 yaş arasında bireyler bu tür faaliyetlere 1,56 saat, 55 ve üzeri yaşlardaki bireyler ise 2,36 saat zaman ayırmaktadırlar. 2015 yılında çalışan bireyler sosyal yaşam ve eğlenceye 01,28 saat zaman ayırmalarına karşılık, çalışmayan bireyler ise 2,16 saat zaman ayırmaktadırlar (TÜİK, 2007; TÜİK, 2015). Özellikle yaşlı veya çalışmayan bireyler gençlere göre daha fazla boş zamana sahip olmaktadırlar. Daha fazla boş zamana sahip bireyler boş zaman malları denilen eğlence ve kültür mallarına daha fazla harcama yapmaktadırlar.

Yapılan çalışmalar toplumsal etkileşimde ve ekonomik gelişmede eğlence ve kültür alanında yapılan harcamaların önemli rolünün olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, hanehalkının eğlence ve kültür malları tüketimi araştırılması gereken konular arasındadır.

(17)

Tablo 1.1: 2002-2016 Yılları Arasında Türkiye’de Hanehalkının Toplam Harcamaları

İçerisinde Eğlence ve Kültür Harcamalarının Payı (%)

YILLAR Eğlence ve Kültür Harcamaları(%)

2002 2.5 2003 2.2 2004 2.5 2005 2.5 2006 2.2 2007 2.1 2008 2.5 2009 2.6 2010 2.8 2011 2.7 2012 3.2 2013 3.1 2014 3.0 2015 2.9 2016 2.8

Kaynak: TÜİK Hanehalkı Bütçe Araştırması, 2017.

Tablo 1.1’de Türkiye’de yıllar itibariyle hanehalkının toplam harcamaları içerisinde eğlence ve kültür harcamaları payının çok fazla değişim göstermediği görülmektedir. Hanehalkının eğlence ve kültür harcamaları genellikle toplam harcamalarının %2 veya %3’ünü oluşturmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hazırladığı yıllar itibariyle hanehalkı toplam tüketim harcamasının harcama türlerine göre dağılımı istatistiğinden elde edilen verilere göre; hanehalkı yıl içerisinde en fazla konut ve kiraya daha sonra gıda ve alkolsüz içeceklere harcama yapmaktadır. En az harcama ise sağlık ve eğitim hizmetleri için yapılan harcamalardır. Bu durumu eğitim ve sağlık hizmetlerinin büyük bir kısmının devlet tarafından karşılanmasıyla açıklayabiliriz. Hanehalkının toplam harcaması içinde 12 farklı harcama kaleminden biri olan eğlence ve kültür harcamalarının aldığı pay sondan üçüncü sırada yer almaktadır. Diğer bir deyişle; hanehalkı yıl içerisinde sırasıyla en az sağlık, eğitim, eğlence ve kültür harcamalarında bulunmaktadır. Yapılan bu çalışma ile genç nüfusa göre boş zamana daha fazla sahip olan ve literatürde boş zaman harcaması olarak değerlendirilen eğlence ve kültür harcama potansiyeli yüksek olan emekli ve emekliliği yakın hanehalkları arasındaki harcama farklılıkları incelenmiş ve Türkiye’de emeklilik

(18)

statüsüyle ilgili dinamikler daha iyi anlaşılmaya çalışılmıştır. Daha çok boş zamana sahip olacağı düşünülen emekli hanehalklarının, bir yaşam tarzı olarak daha fazla boş zaman değerlendirme faaliyeti talep edeceği tahmin edilmektedir. Ampirik bulgular ve belirleyiciler başlığı altında daha ayrıntılı bir şekilde görüleceği üzere; yapılan diğer çalışmalar da bu kanıyı doğrular niteliktedir.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2007 yılında 50 yaş ve üzeri kişiler toplam nüfusun %19.02’lik kısmını oluştururken, bu oran her geçen yıl yavaş yavaş artmaktadır. En son 2016 yılında elde edilen adrese dayalı nüfus bilgilerinde; 50 yaş ve üzeri kişilerin toplam nüfusun %23.14’lük kısmını oluşturduğu görülmüştür. Her ne kadar geçtiğimiz 10 yıl içerisinde yaşlı nüfustaki artış çok önemli bir artış olarak görülmese de; yine TÜİK tarafından gerçekleştirilen nüfus tahmininde bu oranın önemli ölçüde artacağı öngörülmüştür. TÜİK, 2023 yılında 50 ve üzeri yaşlardaki bireylerin toplam nüfusun %26,55’ini, 2050 yılında %40,61’ini, son olarak 2075 yılında neredeyse toplam nüfusun yarısını (%46,72) oluşturacağını belirtmiştir. (Şekil 1.1).

Şekil 1.1: 50 Yaş ve Üzeri Nüfusun Toplam Nüfus İçerisindeki Oranı (%)

(19)

Emekliliğin yaşlı bireyleri farklı ekonomik şartlara uyum sağlama konusunda zorladığı kesindir. Tam zamanlı çalışma ortamından çekilmek, emeklilerin sık sık tüketim kalıplarını yeni gelir kısıtlarına adapte ederek, boş zaman harcamalarını da içerecek şekilde değiştirmesini gerektirir. Bu amaçla bu çalışmada, emekli ve emekliliği yakın hanehalklarının çeşitli demografik, sosyal ve ekonomik özellikleri açıklanarak hangi faktörlerin emekli hanehalkının eğlence ve kültür harcamalarını etkilediği araştırılmıştır. Ayrıca çalışmanın, kültür ve onun çeşitli bileşenleriyle sosyal ve ekonomik gelişim arasındaki etkileşimi gösteren ampirik kanıtlara katkıda bulunacağına da inanılmaktadır. Bu alanda yapılan deneysel çalışmalarda, hanehalklarının eğlence ve kültür mal ve hizmetlerine olan taleplerini belirleyen en önemli faktörlerden birisinin de bölgesel farklılıklar olduğuna işaret edilir. Fakat Türkiye’de bölge ayrımında hanehalklarının tüketim harcamalarını içeren mikro veri seti mevcut değildir. Bunun yerine TÜİK tarafından hazırlanan 2003-2016 yılları arasında Düzey 2 istatistiki bölge birimleri sınıflamasına göre hanehalkının gerçekleştirdiği harcamalar raporu sonuçlarının sunulması, eğlence ve kültür mal ve hizmetlerine yapılan harcamaların bölgelere göre ne derece farklılaştığının görülmesi açısından faydalı olacaktır. Bu raporda 2003-2016 yılları arasında hanehalklarının toplam harcamaları içerisinde kültürel mallar için yaptıkları harcamaların yüzdeleri yer almaktadır.

Tablo 1.2’de görüldüğü üzere, eğlence ve kültür harcamalarını en fazla TR31 (İzmir) de yaşayan hanehalkları gerçekleştirmektedir. Daha sonra bu sıralamayı 2. olarak TR51 (Ankara) ve 3. olarak TR10 (İstanbul) ili takip etmektedir. 2003 yılında TR31 (İzmir) de yaşayan hanehalklarının harcamaları içerisinde kültürel mallara ayrılan pay %2.7’dir. İzmir’de kültürel mal ve hizmetlere yapılan harcamalar 2003-2005 yılları arasında yaklaşık %1.2 artarak en yüksek düzeyine (%3.9) ulaşmıştır. İkinci en yüksek paya sahip olan TR51’de (Ankara) benzer sonuçlar gözlenmektedir. 2003 yılında Ankara’da yaşayan hanehalklarının harcamaları içerisinde kültürel mal ve hizmetlere yaptıkları harcamaların payı %2.7’dir. Bu oran 2003-2005 yılları arasında %0.8 artarak en yüksek seviyesine ulaşmıştır (%3.5). Yıllar itibariyle dalgalanma gösterse de genel olarak kültürel mal ve hizmetlere en az harcamada bulunan hanehalkları ise TRC2’ de yer alan illerimizde (Şanlıurfa ve Diyarbakır’da) yaşamaktadırlar. Kültürel harcamaların en az görüldüğü sondan ikinci sırada TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt) ve sondan 3. sırada ise TRA2 (Ağrı, Kars, Iğdır ve Ardahan) yer almaktadır. Daha ayrıntılı bilgi

(20)

için, düzey 2 bazında sınıflandırılan illerin 2003 ve 2016 yılları arasında gerçekleştirdikleri kültürel harcama yüzdeleri EK 1’de verilmiştir.

Tablo 1.2: Düzey 2 Bölge Sınıflandırmasına Göre Hanehalkı Kültürel Harcamaları (%)

BÖLGELER

Hanehalkının Eğlence ve Kültür Harcamaları (%)

2003 2003 -04 2003 -05 2004 -06 2005 -07 2006 -08 2007 -09 2008 -1 0 2009 -11 2010 -12 2011 -13 2012 -14 2013 -15 2014 -16 TR31 2.7 3.3 3.9 3.5 3.0 2.5 2.5 2.9 3.0 3.5 3.5 3.5 3.2 3.2 TR51 2.7 2.8 3.5 2.9 2.9 2.4 2.9 3.0 3.1 3.3 3.4 3.5 3.3 3.2 TR10 2.8 3.0 2.5 2.6 2.2 2.3 2.5 2.9 2.9 3.2 3.3 3.4 3.4 3.3 TRA2 0.9 1.0 1.2 1.6 1.9 2.0 1.8 1.8 1.7 1.9 2.0 2.1 2.2 2.4 TRC3 1.0 1.0 1.2 1.2 1.2 1.0 1.4 1.5 1.9 2.3 2.7 2.8 2.3 2.0 TRC2 1.4 1.4 1.4 0.9 0.9 0.9 1.2 1.6 1.9 2.3 2.1 1.9 1.4 1.4 Kaynak: TÜİK Düzey 2 Bazında Hanehalkının Gerçekleştirdiği Harcamalar Raporu,

2017.

Özetle bu çalışmanın yapılma amaçları şu şekilde sıralanabilir: (1) Çok değişkenli analiz ile emekli ve emekliliği yakın hanehalkının eğlence ve kültür harcamalarını belirleyen olası faktörleri tespit ederek emeklilik statüsünün dinamiklerini daha iyi kavrayabilmek. (2) Engel eğrisi analizi ile eğlence ve kültür harcamaları için talebin gelir ve harcama esnekliklerini belirlemek. (3) Gelecekte kültürel talep ve tüketim ile ilgili oluşturulabilecek sosyal ve ekonomi politikalarına ışık tutmak. (4) Bu çalışmanın sonuçlarını boş zaman harcaması konusundaki gelecek çalışmalarda girdi olarak sunmak.

Bu çalışmada emekli ve emekliliği yakın hanehalkının farklı tüketim örüntüleri incelendiği için hanehalkının aylık harcamalarının kaydedildiği 2013 yılı Hanehalkı Bütçe Anketi verileri kullanılarak kesit veri analizi yapılmıştır.

Çalışma dört bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünden sonraki birinci bölümde; eğlence (rekreasyon), boş zaman ve kültür terimlerinin kavramsallaştırılması incelenmiş ve hanehalkının harcamalarını, kültür ve boş zaman talebini konu edinmiş daha önceki çalışmaların özetlerine yer verilmiştir. Kullanılan modele ilişkin

(21)

açıklamalar yapıldıktan sonra çalışmanın ikinci bölümünde hanehalkının kültürel harcamalarının potansiyel belirleyicisi olan sosyo ekonomik ve demografik faktörler açıklanarak çalışmanın metodolojisi sunulmuştur. Çalışmanın üçüncü bölümünde; eğlence ve kültür harcamasında bulunan ve bulunmayan hanehalkları için tanımlayıcı istatistiklere yer verilmiştir. Çalışmanın dördüncü bölümünde uygulanan logistik regresyon yöntemiyle bağımsız değişkenlerin etkileri analiz edildikten sonra Engel analizi açıklanmıştır. Son olarak, sonuç ve öneriler bölümünde çalışmanın bulguları özetlenmiş, gelecekteki çalışmalar için önerilerde bulunularak çalışma tamamlanmıştır.

(22)

BİRİNCİ BÖLÜM

(23)

1.1. KAVRAMLARIN TANIMI

Bu bölümde araştırmada kullanılacak kavramlar açıklanmıştır. Çalışmanın temeli zaman üzerine kurulduğu için bu kavramı etraflıca ele almak gerekmektedir. Zamanı kullanmada insan özgür olmalı ve hakimiyeti elinde bulundurmalıdır. Zira zamanının verimsiz kullanımı bireye fiziksel rahatsızlıklardan daha fazla zarar verebilir. Toplumların gelişmiş ve gelişmemiş olarak sınıflandırılması bile toplumda zamanın ne kadar verimli kullanabileceği bilincinin yerleşmiş olmasıyla yakından ilişkilidir. Gelişmemiş ülkelerin gelişmiş ülkelerde geliştirilen teknolojilere muhtaç olması ve bunlar için önemli kaynakların harcanması, zamanı israf etmenin kaynakları israf etmekten daha vahim olduğunu göstermektedir. Gelişmiş ülkelerdeki insanlar becerilerini geliştirmek, beceri kazanmak, gelişimlerini devam ettirmek için zamana ihtiyaç duyarken, gelişmemiş ülkelerdeki insanlar zamanı boşa harcamanın hazzına varabilmek için zamana ihtiyaç duyarlar (Karaküçük, 1999: 3). Bu nedenle, devletlerin, toplumlara zamanın nasıl daha verimli kullanabileceği konusunda yol göstermesi gerekmektedir. Zamanı verimli kullanmayı bilmek insanın sadece kendi gelişiminin temelini sağlam atmasına yardımcı olmayacak, bir parçası olduğu toplumun da zamanla gelişmesine yol açacaktır.

1.1.1. Zaman Kavramı

Zaman kavramını sözlükte, bir işin veya olgunun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre olarak tanımlanmıştır. Zamanın ödünç alınması, kiralanması, satın alınması, çoğaltılması, depolanması, tasarrufta bulunulması mümkün değildir. Zaman, bütün bu özelliklerine rağmen iyi değerlendirilmemesi halinde bireylerde sıkıntı ve stres yaratmaktadır (Hazar, 2003:5). İnsanların zamanlarını nasıl değerlendirdiklerine bakıldığında, zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak için harcadıkları zaman ve boş zaman olarak iki farklı sonuçla karşılaşılır. Kazanç elde etmek amacıyla harcadıkları zaman (işle ilgili hazırlık, fazla mesai, işe gidiş geliş) ile yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayabilmek (yemek yeme-yapma, uyuma, fizyolojik ihtiyaçlar, temizlik v.b) için harcadıkları zaman zorunlu ihtiyaçları için harcadığı zaman içerisinde yer almaktadır (Hazar, 2003: 6). Boş zaman ise bütün bu ihtiyaçlar karşılandıktan sonra sınırlı yaşam süresinde bireyin özgürce değerlendirebileceği süredir. İş kavramı insanın gelir elde etmek

(24)

amacıyla gösterdiği bedensel ve zihinsel çabaların bütünü olarak tanımlanabilir. Bu çalışmada iş ve çalışma kavramı eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Ancak belirtilmesi gerekir ki; iş kişiliği olmayan ve çalışandan bağımsız bir kavramdır. Çalışma ise kişi veya işçi tarafından gerçekleştirilir. Çalışmanın; gücü, zamanı, ekonomisi, kişiliği, sosyal ve toplumsal özelliği, fizyolojisi ve psikolojisi vardır. İş hedefler arasında yer alır, çalışma ise insanlar dünyasına aittir. Yöneticiler açısından “iş” ve “çalışma” farklı kavramlar olmakla beraber, onların görevi bu iki kavramı entegre etmektir. İşin en bilinen amacı gelir elde etmek olsa da sadece bu amaç doğrultusunda gerçekleştirilmez. Uzmanlık, meslek, saygınlık, huzur elde etmek de işin amaçları arasında yer almaktadır. İnsanların iş hayatında geçirdiği süreler uzadıkça insanlarda bıkkınlığın, verimsizliğin ve yorgunluğun arttığı gözlemlenmiştir. Bireylerde oluşan verimsizlik şüphesiz yapılan işin verimini de etkileyecektir. Bütün bunlar göz önüne alındığında, boş zaman hem çalışan için hem de iş için daha fazla önem kazanmaktadır. (Karaküçük, 1999: 15-17). Özetle, işin karşılığı gelir, hediyesi ise boş zaman olmaktadır.

1.1.2. Boş Zaman Kavramı

Boş zaman kavramını anlayabilmek için, bu kavramın tarih içerisinde geçirdiği evrelere ve toplumların boş zaman kavramını anlayış tarzlarına bakmakta fayda vardır. Antik Yunan’da, boş zaman kavramı seçkinler sınıfının meşgul olduğu iyilik, güzellik, bilgi, dünyanın üstün değerleriyle uğraşmak ve bunlar üzerine çaba harcamak olarak anlaşılmaktadır. Boş zaman sınıfsal ayrışmaların da belirleyicisi olmaktadır. Çalışmanın alt sınıflara özgü bir davranış olduğu, boş zamanın ise alt sınıflar için aylaklık olduğu kabul edilmektedir. Diğer bir deyişle, boş zaman iktidar sınıfı mensuplarına tanınan bir ayrıcalıktır. Kültürel ürünler bile sınıflara göre ayrılmıştır. Kaba, düşük nitelikli kültürel ürünleri alt sınıfın kullanması öngörülmüş iken; yüksek nitelikli, kaliteli kültürel ürünlerin seçkinler için ayrılması gerektiği kabul edilmiştir. Roma’da ise bu anlayışın tam tersi mevcuttur. Toplumsal sınıf için boş zamanın farklılaşmaması gerektiği, herkes için bir yaşam tarzı olarak kabul edilmesi gerektiği savunulmuştur (Aytaç, 2002: 235).

Boş zaman algısında günümüze yaklaşacak olursak; kapitalist uygarlık görüşünün kısmen de olsa günümüzle benzer anlayışa sahip olduğu anlaşılmaktadır. Kapitalist uygarlık için boş zaman; çalışmak ve yeniden üretmek için gerekli olan zamandır. Kapitalist uygarlık boş zamanı kişilerin kendilerine ayırdığı yaşam/zaman

(25)

alanı olarak tanımlanmıştır (Aytaç, 2002: 233). Kapitalist uygarlık görüşü oluşmadan önce kadınların ve çocukların dahi çok az ücretlerle ağır şartlarda çalıştırıldığı çalışma ortamlarına daha fazla dayanamayan işçilerde daha fazla ücret ve daha yaşanabilir çalışma koşulları beklentileri oluşmuştur. Söz konusu beklentiler ücret dengesizliklerini azaltıp, çalışma saatlerinin düşürülmesine yol açarak iş ve boş zaman kavramlarına belirginlik kazandırmıştır (Aytaç, 2002: 237). Fakat kapitalizmin amacı toplumda sosyal dayanışmayı arttırmak değil kendi egemenliğini geliştirmektir. Artan üretim sonucunda tüketimin de önem kazanmasıyla, kapitalizm bir kültür endüstrisi yaratmıştır. Boş zaman materyalist yaşam tarzıyla özdeşleştirilmiş, daha bireyselci hale getirilmiş ve alışveriş ilişkilerini de içermiştir (Aytaç, 2002: 237). Kültür endüstrisi, iş ve boş zaman kavramlarının ayrışmasını zorlaştırmaktadır. Çünkü eğlence ve boş vakitleri değerlendirmek amacıyla yapılan etkinlikler ve tüketim ürünleri de kar/maliyet hesaplarına göre kişilere sunulmaktadır (Aytaç, 2002: 246). Gorz bu soruna şu soruyla çözüm aramıştır. “Çalışmak için mi yaşıyoruz, yaşamak için mi çalışıyoruz?” Çalışmanın en temel yaşamsal faaliyet olarak kabul edilmesine karşı çıkmaktadır. Kapitalist düzendeki tüketime ve çalışmaya bağlı olan mutluluk arayışları, ancak boş zamanın yaratıcı, özgürleştirici, sanatsal tatmin ve birliktelik kurmaya uygun yapısıyla aşılabilir. Boş zaman, kişileri/toplumu kapitalist düzenin kabul ettirmeye çalıştığı değer ve anlamlarının dışına çıkaracak ve düzenin baskıcı etkilerini bertaraf edebilecek potansiyele sahiptir (Aytaç, 2002: 248-249).

Kelime anlamı olarak her ne kadar kişinin diğer bazı ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra kendine kalan ve özgür olduğu zamanı çağrıştırsa da bu tanım boş zaman kavramını tanımlamak için yeterli olmayacaktır. Yetim’in (2005) de belirttiği gibi boş zaman; “Tamamıyla isteğe bağlı bir uğraşı dile getirir. Bu uğraşı dinlenme, rahatlama, bilgi ve deneyimlerini arttırma, psikolojik ve fizyolojik zevklerinde doyumu gerçekleştirme, toplumsal hizmet katkısında bulunarak ahlaki inancın gereğini yerine getirme, yaratıcı yeteneklerini geliştirme biçiminde ve tüm bu faaliyetlerde herhangi bir çıkar amacı gütmemek üzere gerçekleştirilen uğraşlar.” olarak tanımlamıştır (Çoruh, 2013:5). Boş zaman terimi üzerine başka birçok tanım bulunmaktadır. Bunlar genellikle, boş zamanı işten arta kalan, kişilerin diğer temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra serbestçe düzenleyebilecekleri süre olarak tanımlanmıştır. Tanımdan da anlaşılacağı üzere boş zamanın dinlenme, eğlenme, gelişim fonksiyonu bulunmaktadır.

(26)

Modern çağda boş zaman çalışmaktan farklı olan zaman olarak anlaşılabilir. Çalışma ile boş zaman arasındaki farklara değinecek olursak: Çalışma gerginlik, gayret ve sıkıntı içerirken, boş zaman çabasız, rahat ve zevk vericidir. Çalışma bir amaca yönelik araç olarak görülürken, boş zaman amaçtır. Çalışma başkaları için harcanan zamanken, boş zaman insanın kendisi için harcadığı zamandır. Çalışma rutin ve süreklidir; oysa boş zaman kesintili ve rutinden özgürleşmeye geçiştir (Bozkurt, 2000: 17). Literatürde boş zaman terimi yerine bazen serbest zaman veya rekreasyon terimleriyle de karşılaşılmıştır. Serbest zaman kişilerin bulundukları toplum içerisinde yaşamlarını sürdürebilmeleri ve daha yüksek bir düzeye ulaştırabilmeleri amacıyla zorunlu bir şekilde katlandıkları sıkıntı ve gösterdikleri eylemler dışında kendi istekleri doğrultusunda değerlendirdikleri ve serbest oldukları süre olarak da tanımlanmaktadır (Mansuroğlu, 2002: 53). Boş zamanlarını aktif bir şekilde değerlendirme yoluna giden kişiler için nasıl değerlendirdikleri incelenecek olursa boş zamanları kullanma faaliyetleri 4 farklı grupta ele alınabilir (Hazar, 2003: 7).

 İnsanlar amatör olarak ve hobi amacıyla her türlü spor faaliyetlerinde bulunabilirler.

 İnsanlar yaratıcı yeteneklerini geliştirmek veya sergilemek amacıyla resim, heykel, el sanatları vb. için boş zamanlarını harcayabilirler.

 İnsanlar sosyal faaliyetlerde bulunarak (eş,dost akraba ziyareti, arkadaş toplantıları vb.) değerlendirebilirler.

 İnsanlar gerek yurtiçinde gerek yurt dışında turistik yerleri gezip diğer kültürleri de tanıma fırsatı bularak değerlendirebilirler.

Tabi ki her faaliyet mutlak olarak boş zaman değerlendirme faaliyeti ya da zorunlu davranış olarak kabul edilmemelidir. Bu faaliyetler kimileri için zorunlu ihtiyaçlarını karşıladıkları faaliyetler içinde yer alırken, kimileri için de boş zaman faaliyetleri olarak değerlendirilebilirler. Her davranışın kişiye göre farklı amaçlar doğrultusunda gerçekleştirildiği unutulmamalıdır. Bir öğrenci için okula gitmek, çalışma alanı ile ilgili kitaplar okumak zorunlu bir davranış iken, öğrenci olmayan ve bu işi çalışma güdüsüyle yapmayan bir kişinin kitap okuması boş zaman değerlendirme faaliyetidir. Bir futbolcu için futbol oynamak zorunlu ihtiyaçlarını gerçekleştirdiği bir faaliyetken, futbolcu olmayan birinin futbol oynaması boş zaman faaliyetidir. Aynı zamanda bir eylem aynı kişi için hem zorunlu davranış hem de boş zaman faaliyeti

(27)

olarak kabul edilebilir. Dindar bir insan için zorunlu ibadetler zorunlu davranış iken, nafile ibadetler boş zaman faaliyetidir (Karaküçük, 1999: 14).

Boş zaman kişinin özgür iradesiyle değerlendirebileceği zaman ise boş zamanlarını değerlendiren insan daha özgür insandır. Boş zamanını değerlendiren insan kendi hayatını kendisi istediği doğrultuda yaşayan insandır.

Boş zaman kavramı yeni bir kavram değildir. Aristo çalışılmayan zamanın gerekliliğini şöyle açıklamıştır: “Hiç şüphesiz, boş zamanları hep oyunla geçirecek değiliz, çünkü o takdirde eğlenmek hayatın amacı olmuş olur. Bu imkansızsa da ciddi işlerle uğraşanlar için eğlenmek daha çok lazımdır. Dinlenmek ise eğlendirici bir şeydir. Halbuki çalışmak daima kuvvet ve gayret harcanmasını gerektirir. Şu halde uygun zamanlarda eğlenmek ilaç gibidir. Çünkü eğlenmek ruhta yarattığı zevkle insanı dinlendirir. Boş zamanlarımız hem çalışanlara, hem çalışmayanlara hayatın zevkini ve saadetini tattırır.”(Karaküçük, 1999: 21; Koçer, 1989: 166).

Boş zaman (leisure) ve boş zamanı değerlendirme (recreation) aynı kavramlar değildir. Boş zaman kişinin çalışmadığı ve yaşamsal zorunluluklarını yerine getirdikten sonra kalan zamandır. Kişinin keyfine göre harcayabileceği zamandır. Boş zaman değerlendirme ise boş zamanda yapılan faaliyetlerle ilgilidir (Kılbaş, 1994: 28).

Boş zamanı yönetebilme yeteneğine sahip olmak sadece kişinin sorumluluğunda bulunmamaktadır. Başta hükümetler olmak üzere ailenin, eğitim kurumlarının, çalışanlar için yöneticilerin de boş zamanın yönetimi hakkında kişileri bilgilendirme sorumluluğu bulunmalıdır. Boş zaman yönetimi bir eğitim işidir. Boş zamanı etkileyen diğer faktörlere baktığımızda bu faktörleri 3 grupta toplayabiliriz (Karaküçük, 1999: 24):

 Genel Faktörler: Toplumun üretim kapasitesi ve üretim ilişkileri, örgütlenme şekli, sosyo-ekonomik yapısına yansıyan teknolojik gelişmeler, kültür, değer yargıları, örf ve adetleri.

 Fiziksel Faktörler: Sosyo-ekonomik faktörlerin şekillendirdiği mekanlar, insanlar, kırsal ve kentsel ayırımın getirdiği yaşama ve çalışma alanları, ulaşım şekilleri, yakın uzak fiziki çevre, doğal değerler ve iklim.

 Kişiye Dönük Faktörler: Cinsiyet, yaş, bulunduğu sosyal sınıf, eğitim seviyesi, aile yapısı.

(28)

Kişiler yaşamları boyunca bazı güdülerle hareket etmektedir. Bu güdüler sonucunda bireyler bilinçli veya bilinçsiz olarak bazı eylemlerde bulunurlar. İhtiyaç ise doyurulmamış bir arzunun, isteğin giderilmemesi sonucunda kişilerde artan gerilim durumudur. İhtiyaçlar giderilince kişi doyuma ulaşır fakat bu doyum sonsuz değildir. Hicks’ e göre ihtiyaçlar davranışları başlatan sebeptir ve bu davranışlar devam ettirilmelidir (Güngörmüş, 2007: 48). Ancak ihtiyaçlar sınırsızdır. Bir ihtiyacın bittiği yerde başka bir ihtiyaç başlar ki bunun en güzel örneğini Maslow, ihtiyaçlar hiyerarşisi piramidi adını verdiği modelde açıklamıştır. Maslow’un bireyin “kendini gerçekleştirme” ihtiyacına ilişkin çalışmalarında; boş zaman davranışının kişiyi “değerlilik(kabul görme ve benlik saygısı)” ve “kendini gerçekleştirme düzeylerindeki ihtiyaçlarını karşılaması bakımından etkilediğini de açıklamaktadır (Kılbaş, 1994: 17).

1.1.3. Boş Zaman Değerlendirilmesinin Önemi

Maslow, ihtiyaçlar hiyerarşisi adlı çalışmasında birey alt düzeydeki ihtiyacını karşılamadan üst düzeydeki ihtiyaca gereksinim duymayacağını ileri sürmektedir. Örnek olarak, bireyin en alt düzeydeki fizyolojik ihtiyaçları giderilmeden güvenlik ihtiyacı oluşmayacaktır. İhtiyaçlar en alt düzeyden başlayarak şu şekilde sıralanır (Güngörmüş, 2007: 57):

1. Fizyolojik İhtiyaçlar: Açlık, susuzluk, uyku gibi.

2. Güvenlik İhtiyacı: Tehlikelerden korunma. Güvenlik ihtiyacı bazı durumlarda yetişkinler için can ve mal güvenliğinin yanı sıra güvenli bir işte çalışma maaş ve iş hayatında güvende hissetme şeklini de alabilmektedir. Bu düzeyde can ve mal güvenliği fizyolojik ihtiyaç kategorisinde bile sayılabilir (Güngörmüş, 2007: 55).

3. Sosyal İhtiyaçlar: Aidiyet, kabul görme

4. Saygınlık ve Statü (İtibar Görme) İhtiyacı: Kendine saygı, başarı, tanınmak. 5. Kendini Gerçekleştirme İhtiyacı: Gelişim, bir işi başarıyla tamamlamak, kişisel

gelişim.

Güdü kavramı ve bununla neredeyse eş anlamlı olarak kullanılan ihtiyaç kavramı boş zaman kavramı söz konusu olunca daha da önem kazanmaktadır. Çünkü insanlar boş zamanlarını yukarıda sayılan ihtiyaçlar hiyerarşisindeki ihtiyaçlarının bir bölümü karşılandığında bir üst düzeydeki ihtiyaçlarını gidermek amacıyla da

(29)

kullanmaktadırlar. Yapılan çalışmalar kişileri boş zaman faaliyetine yönelten sebeplerin; sağlık, vücut ve dış görünüm, sosyalleşme, beceri gelişimi, rekabet, diğerlerinin beklentileri ve eğlence vb. olduğunu göstermiştir (Güngörmüş, 2007: 61). Boş zaman faaliyetleri veya rekreasyonel faaliyetler kişilerin ihtiyaçlarının tatmin edilmesini sağlamaktadır. Unutulmaması gereken durum; kişilerin boş zaman faaliyetlerine ihtiyaç duyması veya bu amaçla güdülenmesi kişilerin sosyo-ekonomik ve demografik özellikleriyle yakından ilgilidir. Maaş ve iş hayatında güvenliğini sağlayamamış bir kişinin bu düzeydeki ihtiyaçları tatmin olmadığı sürece sosyal ihtiyaçlar düzeyinde bir ihtiyaç hissetmeyecek dolayısıyla böyle bir güdülenme süreci gerçekleşmeyecektir. İleri yaşlardaki bireylerin, kendi kendilerinin fizyolojik veya güvenlik ihtiyaçlarını karşılayamadıkları varsayılırsa bu kişilerinde kendini gerçekleştirme ihtiyacının oluşmadığı kabul edilebilir.

Kişiler belirli ihtiyaçlarını karşılamak ve ulaştığı tatmini sürdürmek amacıyla bunları davranış haline getirmek zorunda kalırlar. Davranışlarda kişiliğimizin yansımalarıdır. Boş zaman faaliyetleri özellikle gençler arasında bu nedenle önem kazanmaktadır. Boş zaman değerlendirme faaliyetlerinin asıl amacı: bireye kişilik bütünlüğü kazandırmak, bireylerden oluşan toplumu da bu sayede geliştirmektir. Boş zaman değerlendirmek, hem yetişkinlerin hem de gençlerin yaşamlarında kendilerini keşfetmeleri ve gerçekleştirmeleri için bir fırsattır (Kılbaş, 1994: 55).

Boş zaman etkinliğine katılma nedenleri üzerinde çalışmalar yapan Crandall, boş zaman davranışının iki yararından bahsetmiştir:

1. Toplumsal etkileşim pek çok boş zaman etkinliğinde ortaya çıkmaktadır. Bireyler toplumsal faaliyetlere katılma ve bu faaliyetler sonucunda elde ettiği haz duygusunu sürdürme güdüsüyle toplumsal etkileşimde bulunurlar.

2. Boş zaman davranışı, etkinliklere ayrılan zaman, etkinlikler amacıyla harcamalar ve toplumsal sınıf değişkenleri gibi geleneksel ölçütlerden ziyade bireysel tutumlarla alakalıdır.

Bulgular, insanların toplumsal etkileşim güdüsüyle boş zaman etkinliklerine katıldıklarını ve toplumsal değerlerin ise bu tür faaliyetlere katılmayı belirleyen önemli bir etken olduğunu göstermiştir (Crandal, 1979: 165-181; Kılbaş, 1994: 33).

(30)

1.1.4. Boş Zaman, Eğlence ve kültür

Boş zaman, eğlence ve kültür kavramları yaşam kalitesiyle ilişkili araştırmalarda birlikte incelenir ve tanımlanır. Kültür, doğuştan aktarılan ahlaki alışkanlıklardır. Kültür, özellikle ekonomistlerin de kullandığı kavram olan rasyonel fayda maksimizasyonunu gerçekleştirmek amacıyla yapılan rasyonel seçimler değildir. Kültürün etkilendiği seçenekler rasyonel seçimlerden değil alışkanlıklardan doğar. Ekonomistler her ne kadar bir düzüne hastalıklı ineğe bakmanın irrasyonel olduğunu ve ekonomiye ağır bir yük getirdiklerini düşünseler bile bu durum Hindular için kutsal bir görevdir (Fukuyama, 1998: 44). Yukarıda da bahsedildiği gibi boş zaman faaliyetlerini bir güdü olarak hisseden birey bunu davranışlarına yansıtır. Bu davranışlar zamanla bireyin kişiliğini oluşturur. Kişilik ise kültürün hem sonucu hem de nedenidir (Kılbaş, 1994: 42). Bazı durumlarda, kültür kavramı bir aktiviteler seti olarak düşünüldüğünde, boş zaman ve recreation geniş tanımı altında kültürden bahsedilir. Bu aktiviteler seti: spor, bahçe işleri, açık alan aktiviteleri, eğlence, sinema, dans performansı izleme, konser ve bunun gibi boş zaman kalitesini arttırdığı düşünülen tüm aktiviteler eğlence ve kültürel aktiviteler altında ortaya çıkar (Uraz, 2008:1). Kültürün tek bir tanımı mevcut değildir. Dar ve geniş anlamda tanımlarsak; dar anlamda, bir endüstri olarak kültür her türlü kültürel aktiviteler, kültürel mal ve hizmetlerdir. Geniş anlamda, etnik bileşenler, gelenek ve onun sosyal çağrışımlarını oluşturur. Araştırmamızda kültür dar anlamıyla kullanılmıştır.

Bu çalışmada kullanılan verileri sağlayan TÜİK, 2004 yılında yayınladığı kültür istatistikleri araştırmasında eğlence ve kültür harcaması alt gruplarındaki tüketim maddelerini şöyle sıralamıştır: resim ve ses üretme, kaydetme cihazları, fotografik, sinematografik, optik aletler, bilgisayar. Boş zaman değerlendirme ve kültürel amaçlı diğer belli başlı dayanıklı tüketim maddeleri: sporla ilgili aletler, müzik aletleri, oyuncak ve bilgisayar oyunları, spor, kamp ve açık hava eğlence malzemeleri, evcil hayvanlar ve bahçe düzenlemeleri. Toplu eğlence ve kültürel hizmetler: sinema, tiyatro, konserler, sergiler, kitaplar, gazeteler ve çeşitli yazılı basımlar, kırtasiye malzemeleri (TÜİK, 2004).

Çalışmanın bir amacı da ülkemizde boş zaman faaliyetlerine ne kadar yer verildiği ve Türkiye açısından boş zamanları değerlendirme faaliyetlerinde

(31)

bulunulmasının hangi faktörlere dayandığını araştırmaktır. Ancak, diğer gelişmiş ülkelerin bu alanda neler yaptığına bakarak hangi düzeyde olduğumuzu bilmek nasıl çalışmalar yapmamız gerektiği konusunda yol gösterecektir.

1.1.5. Diğer Ülkelerde Boş Zaman Değerlendirmeleri

Son zamanlarda ülkelerde sanayileşmenin de artmasıyla köyden kente göçler artmış tarımla uğraşan nüfus azalmış ve kırsal alanlarda gerçekleştirilen diğer ekonomik faaliyetler sekteye uğramıştır. Bütün bunların sonucu olarak tarımsal ürünlerde fiyat artışları görülmüştür. Bazı bölgelerde nüfus yoğunluğunun artması o bölgelerde verilen her türlü mal ve hizmetlerin yetersiz kalmasına neden olmuştur. Bununla birlikte dünyadaki aşırı nüfus artışı, kentleşme, aşırı kentleşmenin sonucu olarak yapısal sorunlar, insanların boş zamanlarını deniz, kum, güneş üçgeninden daha farklı bir şekilde geçirecek faaliyetler aramalarına neden olmuştur. Şehirlerin kronikleşmiş sorunlarından kaçmak isteyen bireylerin boş zaman faaliyetlerini doğada aramaları kırsal turizme olan talebi arttırmıştır (Erol, Gürbüz ve Yavuz, 2002: 422). Avrupa birliğine üye ülkeler bu soruna LEADER izlencesi kapsamında çalışmalar yürüterek çözüm aramaya çalışmışlardır. Bu çalışmayla Avrupa birliğine üye ülkelerde kırsal turizmin geliştirilmesi ve kırsal bölgelerin kalkındırılması amaçlanmıştır. Yunanistan’ın öncülük ettiği LEADER turizm izlencesi ile (Aydın, 2012: 43);

 Kırsal nüfusun çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi, devamlılığının sağlanması

 Kırsal bölgelerde yeni ekonomik etkinliklerin sağlanması, doğal ortamın korunması

 Kırsal bölgelerde bireylerin gelirlerinin arttırılması

 Kırda yaşayan kadınların sosyal ve ekonomik rolünün desteklenmesi

 El sanatları ve tarımın ve kırsal alanlarda gerçekleştirilen diğer ekonomik faaliyetlerin desteklenmesi,

 Mimari ve kültürel mirasın desteklenmesi amaçlanmıştır.

Bütün bu amaçların gerçekleşmesi sonucunda; hem kırsal hem kentsel alanlarda yaşayan bireylerin gelirindeki artış, bireylerin farklı rekreatif faaliyetlere

(32)

yönelmelerini sağlayacaktır. Yapılan çalışmalar kırsal alanlarda yaşayan bireylerin eğlence ve kültür mal ve hizmetlerine olan taleplerinin oldukça düşük olduğunu göstermektedir. Bu durumun sebebi ise; kırsal alanlarda yaşayan bireylerin daha az gelir elde etmeleri ve bu tür faaliyetlerin kırsal alanlarda yeterince desteklenmemesidir. Yunanistan’ın öncülük ettiği LEADER izlencesi çalışması, kırsal bölgelerde de bu tür etkinliklerin görülebileceğini kanıtlamaktadır.

Alpler, Amerikan ve Kanada Rockies dağlarında yapılan demiryolu yatırımları bir boş zaman faaliyeti olarak kırsal turizmin canlanmasını sağlayan öncü faaliyetlerden sayılabilir (OECD: 1994; Aydın, 2012: 40). Amerikan nüfusunun %70’i kırsal turizme katılmaktadır (Aydın, 2012: 40). Boş zaman faaliyetlerinin öneminin kavranması sonucunda; birçok ülke, ülke içerisinde gelir ve kalkınmışlık seviyelerini adaletli bir şekilde dağıtmak ve GSYH oranlarını arttırmak amacıyla bir takım faaliyetlerde bulunmuşlardır. Bu faaliyetler sonucunda, ülke içerisinde gelir getirici ek faaliyetler oluşturulmuş ve ülkenin refah seviyelerinde artış gözlenmiştir. Yapılan bu faaliyetlerin sadece devlet eliyle değil aynı zamanda özel sektör, kuruluşlar ve dernekler tarafından da gerçekleştirilmesi dikkat çekici bir durumdur.

İspanya’da toplumsal kalkınma enstitüsünün yürüttüğü kırsal turizm uygulamasının amacı bölgenin sosyal ve ekonomik kalkınmasına katkı sağlamaktır. Bu amaçla kırsal turizmi geliştirerek kalkınmada öncelikli sektör haline getirmeye çalışmışlardır. Bu amaçla kırsal bölgelerde alt yapı çalışmalarına (çöp toplama, su ve elektrik dağıtımı vb.) ağırlık verilmiştir (Soykan, 2000: 28-29).

İtalya’da 1960-1980 yılları arasında 5 milyon İtalya’nın topraklarını terk etmesi ve tarımla uğraşan aktif nüfusun düşmesi sonucunda Agri-tourismı (tarımsal turizm) projesi geliştirilmiştir. Bu projede tarımla uğraşanların evlerini odalarını kiraya vermeleri, yerel ürünlerini ticarileştirmeleri gibi amaçlar benimsenmiştir. Bu proje sonucunda bazı bölgelerde göçün yavaşladığı, birçok bireyin bu turizm faaliyetlerini tercih ettiği çiftçilerin turistik işlere yöneldiği görülmüştür (Aydın, 2012: 41).

İngiltere’de de kırsal turizm faaliyetlerine ağırlık verilmiştir. Kırsal turizm faaliyetleriyle kültürel faaliyetleri canlandırmak, bireylere yeni rekreatif etkinliği kazandırmak sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak amaçlanmıştır. Bunun sonucunda

(33)

İngiltere’de 1991 rakamlarına göre her dört İngiliz’den üçü kısa veya uzun tatillerini (boş zamanlarını) kırsal alanlarda geçirmeyi tercih etmiştir (Soykan, 2000: 30).

Almanya’da 1970’li yılların başında Gıda Tarım ve Orman Bakanlığının özendirmesi sonucunda kırsal turizmine özellikle de çiftlik turizme ilgi artmıştır (Aydın, 2012: 42).

Fransa’da 1951 yıllarının başında kırsal bölgelerde de turizmi ve turizme bağlı olarak kültürel etkinlikleri geliştirmek amacıyla köy evleri açılmıştır. Böylece köylülere hem ek gelir sağlanarak bölgenin kültürel özelliklerinin korunup yayılması hedeflenmiştir. Kırsal turizm ayrıca av turizmini, rekreasyonel ve sportif balıkçılık faaliyetlerini, golf turizmini ve binicilik faaliyetlerini geliştirmiştir. Ayrıca Fransa’nın gayri safi milli hasılasının %7’lik kısmı turizm gelirlerinden oluşmaktadır. Dünyadaki turist sayısının %11’ini kendi ülkesine çekmektedir (Aydın, 2012: 41).

2003 yılı itibariyle Akdeniz bölgesinde turizm alanında en fazla pazar payına sahip ülke % 34.1 ile Fransa’dır (Bahar ve Kozak, 2005: 140).

Ozan Bahar ve Metin Kozak’ın “Türkiye turizmin Akdeniz ülkeleri ile rekabet gücü açısından karşılaştırılması” adlı makalesinde, Akdeniz bölgesinde turizm alanında Türkiye’nin rekabet gücüne en yakın ülkelerin İspanya, Yunanistan, İtalya, Fransa ve Kıbrıs olduğunu açıklamıştır (Bahar ve Kozak, 2005: 144).

Yukarıda sayılan ülkeler yüksek insani gelişmişlik endeksine sahip ülkelerdir. Bu ülkelerde boş zaman yönetimi genellikle 2. Dünya savaşı sonrasında önem kazanmıştır. 2. Dünya savaşı sonrasında gelişen sanayileşme hareketleri sonucunda insan gücüne olan ihtiyaç azalmış ve işçi hareketleri sonucunda insana verilen değer artmıştır. Özellikle ABD’de sanayileşme sonucunda ulusal gelirde, toplam üretimde, satın alma gücünde, eğitim seviyesinde ve kentleşme hareketlerinde ortaya çıkan yükseliş teknolojik gelişmeyle beraber kültürel eylemlere olan ilgiyi arttırmıştır. Boş zaman alanındaki mesleksel gelişim sonucunda boş zamanın önemi ortaya çıkmıştır. Bu gelişmeler insanların çalışmak için mi yaşamaları ya da yaşamak için mi çalışmaları gerektiği konusunda düşünmelerine yol açmıştır. Artan kapitalizmin de etkisiyle boş zaman yönetimi önem kazanmıştır.

Şekil 1.2 incelendiğinde dolar cinsinden kişi başı GSYH ile GSYH’ dan kültürel mal ve hizmetlere ayrılan pay arasında doğrusal bir ilişkinin olmadığı

(34)

görülmektedir. Dikkat çeken bir başka sonuç ise; Türkiye’nin diğer ülkelerden daha düşük gelir seviyesine sahip olmasına karşılık, kültürel mal ve hizmetlere ayırdığı payın birçok ülkeden yüksek olmasıdır. Türkiye’de yaşayan bireylerin kişi başı geliri ABD’de yaşayan bireylerin gelirlerinden düşük olmasına karşılık, kültürel mal ve hizmetlere daha fazla pay ayırdığı gözlenmektedir. Bu çıkarıma uyan bir başka sonuç ise; en yüksek gelir seviyesine sahip olan Lüksemburg, kültürel mal ve hizmetlere birçok ülkeden daha az pay ayırmıştır. Aynı durum Norveç için de geçerli olmaktadır. Estonya, Slovak Cumhuriyeti, Macaristan ve Türkiye nispeten düşük gelir grubunda bulunmalarına karşılık, kültürel mal ve hizmetlere yönelik daha fazla harcama yapmaktadırlar. ABD, İsviçre, Almanya, Avusturya nispeten yüksek gelir grubunda olan ülkeler olmalarına rağmen, GSYH’dan kültürel mal ve hizmetlere ayırdıkları pay %1’in altındadır.

Şekil: 1.2: Kültür Harcamalarının GSYH’ya Oranı İle GSYH Arasındaki İlişki

(35)

1.1.6. Rekreasyon Kavramı

Rekreasyon sözlükte yeniden doğmak, yenilenmek anlamlarına da gelmektedir. Rekreasyon; boş zamanda yapılabilen birey için bir amaç taşıyan, gönüllülük esasına dayalı, kişiye tatmin sağlayan, başkasına devri mümkün olmayan, bireyin canlanmasına ve mutlu olmasına katkı sağlayan, aktif veya pasif olarak yapılan ve her türlü fiziksel, zihinsel, sosyal, ruhsal etkinlikler olarak ifade edilebilir (Güngörmüş, 2007: 33).

Rekreasyonun yeniden yaratma anlamına gelmesi günümüzde eleştirilmektedir. Bir görüşe göre, çağdaş sanayi toplumlarında birçok insan fiziksel ve ruhsal olarak rekreatif etkinliklere işlerine verdikleri önemden daha fazla önem verebilmektedir. Böylece işlerinden daha fazla bu tür etkinliklere katılmak için zaman harcamaktadır. İnsanların boş zaman faaliyetlerine işlerinden daha fazla önem vermeleri altında yatan sebepler arasında; bireylerde yeni sağlık bilincinin oluşması, ruhsal, fiziksel, sosyal açıdan sahip oldukları sağlığın bilincinde olmaları, boş zaman faaliyetlerinin toplumsal ve ekonomik ilişkilerinin sağlanmasında önemli roller üstlenmiş olması gibi, daha birçok etken bulunmaktadır. Diğer bir eleştiri ise: kişiyi yeniden işe hazırladığı açıklamalarına gelmektedir. Modern toplumlarda giderek artan çalışmayan yaşlı nüfusun büyük çoğunluğu çalışanlara göre daha fazla rekreatif faaliyetlerde bulunmakta ve bu faaliyetlere daha fazla ihtiyaç duymaktadır (Karaküçük, 1999: 57). Bu iki eleştiri aynı zamanda rekreasyon kavramını boş zaman kavramından hangi konularda ayrıldığını göstermesi açısından önemlidir.

Rekreasyon boş zamanları değerlendirici faaliyetlerdir, ancak her boş zaman değerlendirilen zaman değildir. Rekreasyon insanlara başarı getirmesi açısından önemlidir. Çünkü bireylere kendilerini kanıtlayabilme, kişiliklerini ifade edebilme, takdir edilme, toplumda statü kazanma ve yeni deneyimler edinme gibi imkanlar sunar. Ek olarak, rekreasyon yoluyla kültürel eylemler tekrarlanır. Böylece gelecek kuşaklara kültür aktarımı sağlanır (Hazar, 2003: 29).

Rekreasyonu hem günlük yaşam içerisinde kısa süreli dinlenme, eğlenme, yenilenme faaliyetlerini, hem de daha uzun süreli olanları kapsamaktadır. Turizm faaliyetleri uzun süreli rekreasyon faaliyetleri içerisinde yer almaktadır. Rekreasyon ve turizm diğer hizmetlerin katkısı ile gerçekleştirildiğinden hizmet endüstrisinde yer almaktadır. Kamuoyunda turizm bacasız sanayi olarak kabul edildiğinde ve

(36)

rekreasyonun da turizmle bu denli sıkı ilişkisi göz önüne alındığında rekreasyon daha fazla önem kazanmaktadır (Kılbaş, 2001:44).

1.2. TEORİK ALTYAPI

Bu çalışmada temel teori olarak Gary Becker’ın (1965) hanehalkının zamanın tahsisi teorisi “A Theory of the Allocation of the Time” başlıklı makalesinde “Hanehalkı Üretim Teorisi” (Household Production Theory) olarak adlandırılan tüketici davranışı teorisi kullanılmıştır. Hanehalkı üretim teorisine göre hanehalkı, üretici-tüketici gibi davranmakta ve üretim fonksiyonunun girdileri olarak “piyasa malları” (produced goods) ve /veya kendi zamanını kullanıp tüketmesi sonucunda fayda elde edeceği hanehalkı ürünlerini üretmektedir (Türkmen, 2000:306). Hanehalkı Üretim Teorisi geleneksel tüketici davranışı teorisinde ihmal edilen piyasa dışı malları ya da evde üretilmiş malları ve çalışma dışı zamanın analiz edilebilmesini sağlayan, literatürde teorik ve ampirik temelli bir çok çalışmaya konu olmuş bir tüketici davranışı teorisidir (Türkmen, 2000:306).

Weagley ve Huh’un (2004) makalesindeki teorik açıklamalar referans alındığında, tüketici iki bileşik maldan fayda elde eder: hanehalkının ürettiği mallar (G) ve piyasada üretilmiş rekreasyon malları (R). Tüketici bu malların kullanımından elde edeceği faydayı maksimum kılmaya çalışır:

U= u(G(X, H), R(C, L)) (1)

Burada U(.) fayda fonksiyonunun orijine iç bükey, G ve R’ye göre pozitif birinci kısmi türevlerle iki kez sürekli türevi alınabilir olduğu varsayılır. Aynı şekilde, G(.) ve R(.) üretim fonksiyonlarının da X, H ve C, L için pozitif marjinal ürüne sahip olduğu ve orijine iç bükey oldukları varsayılır. X hane içi üretimde kullanılmak üzere piyasadan satın alınan malların miktarını; H, hane içi üretim için harcanan zamanı; C, piyasadan satın alınan boş-zaman mallarını ve L boş zamanı temsil etmektedir.

Eğer bireyin toplam zamanı (T), işgücü piyasasında geçirdiği zaman (M), hane içi işlerde harcadığı zaman (H) ve boş zamandan (L) oluşuyor ise,

(37)

Tüketicinin çalışması karşılığında kendisine saatlik ücret (w) ödendiği ve ücret dışı gelire (V) sahip olduğu varsayılırsa aşağıdaki eşitliğe ulaşılacaktır:

wM+V= PxX + PcC (3)

Burada Px piyasadan satın alınan diğer malların fiyat vektörü iken Pc, eğlence hizmeti üretmek için kullanılan boş zaman mallarının (leisure goods) fiyat vektörüdür.

Böylece tüketicinin toplam geliri aşağıdaki gibi ifade edilebilir:

wT + V = PxX + PcC + wL + wH. (4)

Gelir kısıtı altında fayda fonksiyonunu maksimize etmek için Lagrance fonksiyonu kullanıldığında,

L = u(G(X,H), R(C,L)) + λ(wT + V - PxX - PcC – wL - wH). (5) Ve birinci derece koşullarını belirtmek gerekirse,

Lh = Uggh – λw = 0, (6) Lx = Ug gx – λPx = 0, (7) Ll = Ur rl – λw = 0, (8) Lc = Ur rc – λPc = 0, (9) Lλ = wT + V - PxX - PcC – wL – wH = 0, (10) (6) ve (7) No’lu eşitliklerden MRShx = Uggh / Uggx = gh/gx = w/Px , (11) Ve (8) ile (9) no’lu eşitliklerden,

MRSlc = Urrl / Urrc = rl / rc = w/Pc, (12) Piyasada üretilmiş mallar ile hanehalkının zamanı arasındaki marjinal ikame oranı tüketicinin ücretinin piyasa mallarının fiyatına oranına eşittir. 11 ve 12 no’lu eşitliklerden tüketicinin hem R hem de G’nin üretiminde kullanacağı zaman ve mal miktarlarına ilişkin teknik kararları elde edilebilir. Tüketicinin ücreti arttıkça, dengede piyasa mallarının zamana göre marjinal ikame haddi de artacaktır. Bu durumda hem hane içi üretim hem de boş zaman için tahsis edilen zaman talebi azalır ve boş zaman malları ve piyasada üretilmiş mallara dönük talep artar. Bu tarz üretim kararları

(38)

istihdamdaki bireyin ücret haddi emekli bireyinkinden açık farkla yüksek olduğu için, piyasada çalışan bireylerin daha fazla boş-zaman ürünü ve piyasa ürünü kullanacağını, hane içinde mal ve eğlence (rekreasyon) malları üretmek için ise daha az hane içi zaman ayıracağını ima eder.

Benzer şekilde, 6 ve 8 no’lu denklemler ile 7 ve 9 no’lu denklemler tüketicinin tercihine göre hem hane içi üretilmiş ürünlerin hem de eğlence ürünlerinin optimum kullanım miktarlarının belirlendiği denge koşullarını test etmek için kullanılabilir. 6 ve 8 no’lu eşitliklerle başlanıldığında,

Ug/Ur = rl/gh . (13)

Bu ilişkinin anlamı, bireyin hane içi üretim ve rekreasyon üretimi arasındaki zaman dağılımı kararının bireyin rekreasyona karşı hane içi üretilmiş mallar konusundaki zevk ve tercihlerinin yanı sıra her iki aktivitedeki göreli verimliliğine de bağlı olmasıdır.

Yine aynı şekilde 7 ve 8 no’lu eşitliklerin yardımıyla aşağıdaki eşitlik elde edilecektir:

Ug/Ur = rc/gx * Px/Pc veya Ur/Ug * rc/gx = Pc/ Px . (14) Burada, mallar arasında rekreasyon ya da hane içi üretimde girdi olarak kullanılmak üzere yapılacak seçim her bir malın marjinal ürününe bağlı olduğu kadar, tercihlere, piyasadan satın alınan mallar ile boş zaman mallarının göreli fiyatlarına da bağlıdır. Eğer boş zaman malları göreli olarak diğer piyasa mallarına göre pahalı ise, rekreasyon mallarının marjinal faydasının daha yüksek olması ya da hane içi üretilmiş malların marjinal faydasının daha düşük olması beklenir. Her iki durumda da bireyler boş zaman malları için daha az piyasa malları için daha fazla harcama yapacaklardır.

Bu modelde, 5 no’lu eşitliğin maksimizasyonu sonucu boş zaman malları (C), boş zaman (L), tüm diğer piyasa malları (X) ve hane içi üretime ayrılan zaman (H) için talep fonksiyonuna ulaşılır. Sadece “n” sayıda boş zaman mallarının talebi incelendiğinde:

(39)

Burada (V) hanehalkının kazanılmamış gelirini; (Px) piyasadan satın alınan malların fiyatını; (Pc) boş zaman mallarının fiyatını ve (w) piyasa ücret haddini ifade etmektedir.

Eşitlik (1) rekreasyon mallarının üretiminin boş zaman malları ile boş zamanın fonksiyonu olduğuna işaret eder, R = r(C, L). Ücret haddindeki değişimin boş zaman talebi üzerindeki etkisi ikame (∂Ls / ∂w) ve gelir etkisi (T-M-H) ∂L/∂V) olarak ayrıştırılabilir (Varian, 1999).

∂L / ∂w = ∂Ls / ∂w + (T-M-H) (∂L / ∂V) (16)

(<0) (>0) (>0)

Burada (L) boş zamanı; (M), işgücü piyasasında çalışılan zamanı; (H), hane içi üretim için ayrılan zamanı; (w), piyasa ücret haddini; (T) toplam geliri ve (V) kazanılmamış geliri ifade etmektedir. Görüldüğü üzere, ücret haddinde ortaya çıkan bir değişme boş zaman talebi üzerinde belirsiz bir etkiye sahiptir. Diğer bir deyişle, eğer │∂Ls / ∂w│> │(T-M-H) ∂L/∂V│, ∂L / ∂w < 0 olacaktır.

Eğer tüketicinin tercihi boş (serbest) zaman ve malın tamamlayıcı oldukları yönünde ise, tüketicinin ücret haddindeki artış (azalış), boş zaman mallarına yönelik talebin azalmasına (artmasına) neden olacaktır. Diğer taraftan, mallar ve zaman birbirini ikame ediyor ise, üretim kararına benzer şekilde, ücret haddindeki artış rekreasyonal hizmet üretmek için göreli olarak pahalı kalan zamanı üretim sürecinde kullanmak üzere, piyasa malları için daha fazla harcama yapmaya neden olur. Bu nedenle, rekreasyon üretiminde kullanılmak üzere talep edilen boş zaman ürünleri, bireyin istihdamda olup olmaması ya da emekli olup olmaması durumundan pozitif ya da negatif yönde etkilenebilir. İstihdamda olmak, açıkça zamanın fırsat maliyetini yükseltir ve zamanın fırsat maliyeti aracılığıyla boş zaman (serbest zaman) mallarına olan talebi etkiler.

Literatürde talep üzerine fiyat ve gelir bağımsız değişkenlerinin etkisini anlama girişiminde ve talep fonksiyonunu tahmin etmek amacıyla birçok fonksiyonel form kullanılmıştır. Deaton ve Muellbauer’in de işaret ettiği gibi (1980:18): hanehalkları arasındaki davranışsal farklılıkları inceleyen kesitsel analizlerde, genellikle tüm hanehalklarının aynı fiyatlarla karşı karşıya kaldıkları varsayılır ve böylece davranışsal farklılıklardaki açıklamalar toplam harcama (gelir) ve özellikle aile kompozisyonuyla

(40)

ilgili hanehalkı karakteristikleri arasındaki farklılıklarda aranır. Sabit fiyatlar varsayımında, gelir ve özellikle harcama kalıpları arasındaki ilişki engel eğrisi analizi olarak adlandırılan ünlü yaklaşım tarafından modellendi (Uraz, 2008: 18).

Bu sistemde, gelir ve tüketim, talebin gelir esnekliği, arasındaki ilişkiyi anlamak özel öneme sahiptir. Talep fonksiyonunun logaritmik türevi:

ei = ∂ log gi (x)/∂ log x i’inci malın gelir esnekliğini vermektedir. Gelir ve tüketim arasındaki ilişkiyi gösteren engel eğrisi malları lüks, gerekli ve zorunlu mal olarak sınıflandırmakta kullanılır. Literatürde birçok engel fonksiyonal formlar keşfedildi. Özellikle, working-Leser model kesitsel veri çalışmalarında en uygun modeldir. Gelir elastikiyetlerini elde etmesi açısından özellikle çift logaritmik model kullanımı uygun bulundu ( Uraz, 2008: 19-20).

1.3. AMPİRİK BULGULAR VE BELİRLEYİCİLER

Boş zaman ya da eğlence ve kültür harcamaları üzerine yapılmış çalışmalar daha çok gelişmiş ülke insanlarının boş zamanla ilişkili mal ve hizmetlere yönelik toplam talebi üzerinde yoğunlaşarak; bu ülkelerde, bu alanda yapılan harcamaların giderek arttığına dikkat çekmiştir (Blaine ve Mohammad, 1991; Fisk, 1963; Kitchen ve Hutchison, 1990; Wagner ve Washington, 1982). Hanehalkının boş zaman harcamaları üzerine yoğunlaşan çalışma sayısı göreli olarak daha azdır. Bu alanda öncü olabilecek çalışmaların çoğunda diğer faktörler dikkate alınmaksızın sadece gelir ve boş zaman harcamaları arasındaki ilişki araştırılmıştır.

Boş zaman araştırmaları genel olarak hanehalklarının zaman dağılımındaki eğilimleri veya kalıpları üzerinde durur.Bu nitelikteki araştırmalar çoğunlukla sosyal ve ekonomik faktörlerin boş zaman tahsisini nasıl etkilediği ile ilgilidir. Boş zaman tahsisinde ortaya çıkan değişme harcama örüntülerinin de değişmesine neden olmaktadır. Aguiar ve Hurst yakın tarihli bir çalışmalarında (2009), 1965 ve 2000 yılları arasında, Birleşik Devletlerde bireylerin değişen boş zaman eğilimlerini, cinsiyet, eğitim seviyesi ve mesleki statüye göre incelemiştir. Aguiar ve Hurst (2009), boş zamanın farklı ölçümlerini kullanarak (hane içi işler için harcanan zaman, işte geçirilen zaman, pazarlanamayan üretimde harcanan zaman, beşeri sermayeyi elde etmek için harcanan zaman ve sağlığımızı korumak amacıyla harcadığımız zaman gibi) kırk yıllık

Şekil

Tablo  1.1:  2002-2016  Yılları  Arasında  Türkiye’de  Hanehalkının  Toplam  Harcamaları
Şekil 1.1: 50 Yaş ve Üzeri Nüfusun Toplam Nüfus İçerisindeki Oranı (%)
Tablo 1.2: Düzey 2 Bölge Sınıflandırmasına Göre Hanehalkı Kültürel Harcamaları (%)
Şekil 2.1: Logistik Fonksiyonu                     1                  0.9                  0.8           Π    0.7                  0.6                  0.5                  0.4                  0.3                  0.2                  0.1
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

 Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü,..  Beden Eğitimi ve Spor Anabilim

 Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü,..  Beden Eğitimi ve Spor Anabilim

 Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü,..  Beden Eğitimi ve Spor Anabilim

 Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü,..  Beden Eğitimi ve Spor Anabilim

The main subject of the research that is spare time perception and consideration, understanding and increasing life quality of elder people, presenting problems

Araştırmanın ikinci sorusuna cevap verebilmek için medeni durum değişkenine göre boş zaman algılarının incelendiği soruya verilen cevaplar tablo 3’

az sayıda ki futbolcu dıĢında (ki bunların da çalıĢma koĢullarının hafif olduğu söylenemez) profesyonel futbolcuların büyük bir kısmı bu yoğun çalıĢma

Masabaşı çalışanlarının Sergilenen Davranış alt boyutu üzerinde ise en etkili değişken olarak 0.80’lik katsayı yükü ile SERDAV 1 “Boş zaman aktivitelerine