• Sonuç bulunamadı

Büyük Selçuklu İmparatorluğu Zamanında Vakıf Hastahanelerin Bir Kısmna Dair

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Büyük Selçuklu İmparatorluğu Zamanında Vakıf Hastahanelerin Bir Kısmna Dair"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

nında Vakıf İnastaneİeı^in t>lr

Icısmına dalı*

Dr. A. SÜHEYL ÜNVER Tıb Tarihi EnstitUsU Direktörü

- Selçuklar'm, Anadolnyu ve Suriye ve Mısır'ı, Iran sahasını ve F.lc^Jzireyi süsleyen ma'mureleri ve kısmen harabelerile iftihar ettiğimiz eserlerinden yalnız bir misâl olan sıhhat ve içtimaî muavenet müesseselerini se­ çecek olursak bu mevzuun taro tavsifi yine mümkün olamaz. Zira" Aııadolumuz ve Su-riyeyi süsleyen ve tetkik edebildiğimiz bu belli başlı binalar arasında bile yalnız sıh­ hat müesseseleri mühim bir yekûn tutar.

X n , X I I I ve kısmen X I V inci asırlarda başlayan bu müesseselerin çoğu son asra ge­ linceye kadar vazifelerine devam etmişlerdir. Sıhhî ihtiyaçlara karşılık olarak yapılan bu müesseseler vakfın sayesinde payidar olmuş­ lar ve vakıf binaların bazıhırı tamamen harab olduğu halde vakfın şartı bozulmıyarak es­ ki tıbbî kadro mucibince muamele yürütül­ müş ve dar büdceli vakıflardan, vazifesine mukabil para alan ilmî ve şer'î memurlara dağıtılmıştır. Tetkik ettiğimiz Başvekâlet Ar­ şiv vesikaları bu hususda bizi kâfi derecede tenvir etmekdedir. Bilhassa bu kayıtlarla bu sıhhî müesseselerin yalnız Selçuklular zama­ nında değil yakın asırlara gelinceye kadar Anadoluda ve Suriye'de ve Mısır'da Osman­ lı Türklerinin idaresi altında Selçukluların vakıfları, şartları dahilinde idare edildikle­ rini öğreniyoruz. Selçuklu sıhhî müesseseleri o zaman vakfın nasıl sağlam ve bir millî Türk müessesesi olduğunu da göstermekde-dir.

Selçukluların vakıflarına bağlanan bu müesseseler banileri isimlerinden öğrenilece­ ği veçhile Hükümdar ve Hükümdar sülâlesi­ ne mensub insanlar ve Devlet Ricali tarafın­ dan yaptırılmışdır. hu })inaİHrlu .Selçuklar zamanmda tababet mesleğinin inkişafına hiz­ met eâiliniş ve biı mütefesfefefelerde hekimler

ye-lişdirilmiş ve civar İslâm ve Türk illerinde çalışan ve hekimliği tahsil eden tabibler de çalışriiış ve kütübhanelerinl süsleyen kitabla-' rı çoğalmış ve bu hastaneler her türlü sıhhî' ve içtimaî zaruretleri karşılıyabilmiş ve bu­ ralarda hekimler meslekî hasbühaller yap­ mışlar ve toplantılar tertib etmişlerdir.

Bu hastahanelerin idarelerine dair eli­ mize geçen vesikalar azdır. Fakat 1217 de açılıp 1219 da tertib edilen Sivas darüşşifası Arabca vakfiyesinden anladığımıza göre ge-rk bu hastahahe ve gerek diğerleri ayni usul­ lerle idare edilmişlerdir. Vakfın o zamanki hususiyeti üstad H a l i m B a k i ' n i n kadir-şiriaslığile dercedilen vakfiye sureti terceme-sindcn öğrenilecektir. Tıbbî bakımlardan bizi burada müteaddid ve hâzik hekimlerin, cer­ rahlar (kehhalle) göz hekimlerinin çalışdık-lari alâkadar etmektedir. Osmanlı Türkleri zamanındaki hastahaneler vakfiyeleri de ayni meali ve ayni kadroyu ihtiva etmektedir. O halde elimizde yalnız şimdiki halde Sivas Da-rüşşifasının vakfiyesi mevcud olduğuna-göre Selçuklular zamanında mevcud diğer hasta­ hanelerin de ayni şekilde idare olundukla­ rına hükmedebiliriz. Bu vakfiye diğerine de bir misâl olmuşdur.

Türklerin orta zamanda büyük Selçuklu İmparatorluğu zamanında yaptıkları hastaha­ neler pek çokdur. Bıirada kısmen sıraladık­ larımızı biliyoruz. Şüphesiz ki bunlar bu ka­ dar değildir. Daha pek çokdur. Şimdiki îran sahasındaki Türk hastahaneleri tesbit olun-mamışdır. Yalnız Kirman sahasında X I I inci asra aid K u t l u ğ T ü r k â n H a ­ t u n ' un hastahanesini biliyoruz. Büyük Selçuk împeratorluğu zamanında Maveraün-aehir'deki hastahaneler de henüz tesbit olun-mâmı|ıaır. Tetkikler ilericilikçe bu bahis

(2)

bit-18

Dr. A. S O B E Y İ . O N V E R

tahi dalui çok inkişaf e<iecekdir. Şimdiye k«-«kr tetkik edd>iidiklerimLn buraya uralamak-la iktifa ediyorui:

1 — Mwdin Dari^fifasi :

Beni Artüetdtn N e c m e ' d d i n G a >

f i . Mardinde biraderi E m i n ü d d i n -in -inşa ettirmeğe başladıjn ve lâk-in vefatı haaebile bitiremediği hastahaneyi tamamlat­ tırmış ve biraderinin ismini vermiştir. Yaıim-da cami ve hamama Yaıim-da Eminüddin cami ve

hamamı derler. N e c m e d d i n G a ı i

SI6 (1122) de vefat etmişdir. Artikiler, he­ kimler ve tababeti pA himaye etmişlerdir. Zamanlarmda mShim hdümler de yetişmiş ve ban tıbİM eserler terceme ve td'ıi olunmuş-dnr. Miyafarkinde de bir darüşşifalarmı bu-loyorm. Mardinddü darüşşifanm X I X un­ ca anr başma kadar faaliyete devam ettiğini

Bofvdtâlet Arpvi vesikai^trıtiâm

öğreniyo-n « : (Tıb 1090. (1697) tarihli vesika (lib 484. Uh 581. tıb 772, tıb 229).

2 — Muftulda Erlıildr Gökbörü müesse­ seleri n i S 4 - 1232ı U t ı M Erbil Atabeyi M u s a f f e r ü d d î n E h u S a i d G ö k b ö r ü ' dür. Hastalar \e körler için 4 Darülaceze yaplırmışdır. Dul kadınlar için bir bina. küçük yetimler için bir yetimhane, sokaklarda toplanan yavrulara bakrnı yurt­ lan inşa ve çocuklar için bu son iki müessese­ ye süt analar tayin etmişdir. G ö k b ö r ü hu müeseeselerin ihtiyaçlannı yegân yegân tayin ve tesviye etmişdir. Erbilde bîr de hastahane ar aynca bir de liyafethane yaptırmışdır. Bij mühim adamm bu ve di^er hayratı cidden hayretlere sezadır (1).

^ — Musul. Cerirc vr Suriye civannda «tükûmet süren Atahegnn Dfvletimn Hüküm-dan N u r e d d i n h i n M a h m u d Z e n g i (Nureddin M»Kidî Türkî) Şamda 11.S4 de hastahane inşa cttirmişdir. Ayrıca bir darüfiıkara da yaplırmı;dır. Bu hastahaneye birçok kitahlar vakfetmiştir. Hastahanenin vakfiyesini Kiuthiirravzafeyn sahihi t h n i F s î r ' dpn naki ile ya/mışdır.

Vakfiyede bulduğu kayıtlar meyanında şunlar haizi dikkattir: Bulunması güç, na­ dir ilâçl.ır için olan müracaat ve taleh reddü

di M. C e v d e t . MetU Ala FaiH SI AMgttIU

men olunamaz. Vakfiyede müessesenin fakir­ lere, dünyadan el çekenler? vakf edildiği tas­ rih olunmakdadır.

Burası X I X uncu asır ortalatma kadar vazifesine devam etmişdir. M i t h a t P a -ş a Suriyede Vali iken burada hir Gureba hastahanesi vücude getirmiş ve idaresi için lâsım gelen parayı bu Bimaristanın vakfın­ dan tedarik etmişdir. N u r e d d i n ' in en büyük darüşşifası bu Şamda bina eylediğidir. N u r e d d i n daha birçok hastahaueler yap­ tırmıştır.

4 — Halepde Muruslanı Atik. N u • r e d d i n Ş e h i d ' i n memurlarından biri­ si yaptırmışdır. Başvekâlet Arfiv'ınde burada aynca E r g u n K â m i l diye maruf biı hastahane mezkûrdur. Lâkin Arşiv'de Halebde diğer bir N u r e d d i n Ş e h i d dariiş-ştfa.sından bahis vardır (2).

5 — Trablus Şam'da N u r e d d i n Ş e h i d * in himarhanesi vo vakıfları nırv-cuddıır. Bunu arşivdeki kayıtlardan 'iğreniyo­ rum.

6 - y ü b İ Ü S e I â h B d ıl i II ' il) Kudüsde yaptırdığı bir bimarhane vardır. Klı-li .SaKlı-libe karşı duran hu meşhur Türk Knhra-manı N u r e d d i n Ş e h i d ' i n Sarayın­ da yetişmiş bir kumandandır. Daha başka sıh­ hi müesseseleri de vardır. Kahire'de Himaris-tanı Atik'i yaptırmışdır.

7 - 1284 de Mısır'da Kahire'de Şariün Nuhasin'de ilk kölcmenhrin yedincisi ve 1279 da Mısır tahtına geçen Sryfrddin

Kala-vun haslnlmncH, Mansurc hailahancsi de der­

ler. Şayanı dikkat plânı vardır. 4 mühim da­ ireden ibarettir. K a 1 a v u n Mısır'da ve başka yerlerde hir milyon dirhem kıymetine yakın birçok emlâk vakfetniişdir, îlnslohnne-sile heraiıer medrese ve n.-iriircytaniintii lıer sene ma!<rnflarına kâfi derecede karşılık koy-muş<lıır. - Hu hanlnyaneyi benim pilıi ve ben­ den aşağı oiıınların hepsine vakfettim. TVıdi-şah. tel)'.', asker. emîr. hüyiik. küçük. hür. kil­ le, erkek ve kadın lıerkesr açıkdır demisdir. Hastadanede İtiinım.ılı ve diğer ateşli hastalık­ lar, fröz hastalıkları, yar.ılılar ve ishallilfr için yerler aynimışdır. K a l a v ıı ıı huslıılın-ncde yatarak hastalar için ııdet tayin etmemiş

(3)

VAKIF HASTANELERİ 19

buraya gelen zengin ve fnkir ne kadar hasta olursa yatırılmasını emret/nişdir. Evlerinde hasta olanlar için de ayrı bir teşkilât vücu-de getirmişdir k i bugünkü içtimaî muavene­ te bir misâldir. Vakfiye hükümleri çok mü-himdif.

8 — Şam'da 1248 de Salihiye'de Türk emirlerinden Kaymeri hastahanesi. Şam'da yapılan ikinci bir Türk Tıbbiyesidir. X I X uncu asır ortalarma kadar idamei mevcudiyet etmişdir.

9 — İlhanlılar devrinden Amasya

Da-rüşşifası. 1305 de Olcayto Sultan Mehmed

Hudabendenin haremi İ l d u ş (Yıldız) h a -t u n 'un kölesi A n b e r b i n A b d u l l a h tarafından yaptırılmışdır. 1312 de tanzim edi­ len vakfiyesi şimdiye kadar ele geçmemişdir. Elyevm kısmen mamur, müstatilî bir binadır. X I X uncu asır ortalarına kadar hastalıane zengin bir kadro ile idaıe edilmiş ve bura­ dan birçok hekimler yetişdirilmişdir.

Evkafnı mütevellisi, laliibi, muavinleri, eczacıları, kapıcıları, çamaşırcısı, aşçıları vc hademesi yaknı zamana kaılar malûmdu. 1873 den sonra burası yalnız delilers muvakkat bir ijaman için hasredilmişdir.

Bu darüşşifainn evkaf kuyudu alikasın-da mahfuz Amasya Muhasebe diye aranan

Amasya cihetler dcfte.rimn 38 inci

sahifesin-de siyakatle yazılı kadrosu budur:

Mütevelli, bir kâtib, bir tabib, bir mu-temed, bir tabib muavini, bir müremmim, bir nakib (ekmek dağıtan) ve 3 zincirci, ve bir bevvab. Bu deflerde hastabancniiı hekim ve muavin kadrosu X V I I inci asır ortasmdan X I X uncu asır ortalarına kadar 2 asır imti-dad eden kısmı malûmdur ( 3 ) . Mühim şa­ hıslar burada yetişmiş ve birçok lıekimler ça­ lışmışlardır. Çoğu hazakatle meşhurdur.

Evkaf mahzeninde bu zikrettiğimiz def­ terde mühim bir kayıt dalın var. Darüşşifai

m.erhum Sultan Alârddin y^izılıdır. Bunun Sul­

tan kelimesi yanlışdır. Zirr. (1312) de vakfi­ yesini A 1 â e d d i n A l i lertib etmiş­ dir. Bu 1 1 d u ş H a t u n ' un kardeşi iti­ bar olunurdu (4). Bu vakfiye bulımmamışdır.

(3) Dr. A. S ü h e y l Ü n v e r - Amasya

darüşşlfast. Tedavi kliniği vp laljoıutunn mecmuası

No. 17, 1935.

(4) H 8 e y l n H ü s a m e d d l n , Amusya Ta.

rihi cüd 1.

A l â e d d i n A l i P e r v a n e Beyza de ve büyük bir emirdir. Bcbası da i z z e t ­ t i n M e h m e d b i n M u i n i d d i n S ü l e y m a n P e r v a n e ' dir. Hepsi Amasya'da Pervane Bey camiinde gömülüdür. Bir nokta daha hatıra geluıekdedir. Anadolu-nun birçok şehirlerinde Selçuklulardan kal­ ma eserlere S u l t a n A l â e d d i n za­ manından kalma denmek.ledir. Konya'da da böyle deniyor. Bu söz Osmanlılardan daha evvel yapıldığına ve eskiliğine delil itibar olunur.

Bu bina son zamanlarda ziraat âletleri deposu olmuş ise de mahallî müze ittihaz o-lunmak üzere tahliye ettirilmişdir.

10 — îlk Selçuk feodalitesi zamanmda

Menguçelclerin Divrik'de 1228 de yaptırdık­

ları darüşşifa baniyesi E a h r e d d i n B e h r a m ş a h ' ın kızr vc amcazadesi A l M c n g u ç e k ' den Ahmcd Şahın hare­ mi P r e n s e s T u r a n M e l i k ' dir. Sü.slü kapısında Arabça kitabesi vardır. Bu kapı şimdi pencere halin? ifrağ cdilmişdir. Selçuk sanaluıın ince ve muazzam bir eseridir.

Hastahane Ahmed Şah camime, bitişik-dir. Hastahane duvarına ınultasıl bir türbe vardır. Burada banilerinin yattığı diğer Sel­ çuklu müesseselerinden misâl almarak kabul olunabilir.

Hastahane mustatil bir binadır. 32X24 metre ab'ad|ndadır. Sivasdaki birinci

Keykâ-vüs hastahanesi'nin nısfı ktidardır. Lâkin tarzı

inşası çok mükemmeldir. Hepsi 8 oda ve 4 ey­ vandan mürekkebdîr.

11 — Kayseri'de Gıyasüddin Tıb Mek­

tebi ve Gevher Nesibe hastahanesi. (1205) Bu

hüstahaneyi Selçuk hükümdarı K ı 1 ı n ç. A r s 1 a n ' m oğlu medresenin banisi B i • r i n c i G ı y a s ü d d i n K c y h u s r e v -in ik-inti defa Saltanatı zamanında kız karde­ şi P r e n s e s G e v h e r N e s i Jı e yajı-tırınışdır. Elyevm Kayseri'de Yenice Hacı ikiz malıalirsindedir. Çijtnler veya Giyasiye ve

.5'"-faiyc medreseleri diye anılmaktadır. Elyevm

harabdır. Medhal cephesinin bir kısmı muha­ faza edilebilmişdir. Bina nefis bir Selçuk ese­ ridir. Gayet süslü ve kıymetli vc Selçuklu sa-nalınm nadide bir misali olan kapısı üzerinde Arabça kitabesi vardır. Buraya Çijlrirr den­ mesinin sebebi hem medrese ve Iıcın de has-lahanenin bir arada bulunmasıdır. Bu i k i bi-nahm arasında ayrı duvar yokdur ve dahilen

(4)

20

Dr. A. SÜ a EY L O N V E R

biribirine gecid ile merbutturUr. Şarkta taba­ bet nazarî olarak takîb olunmamı}, hasta ba-şmda amelî olarak da tarif edilmifdir. Buna dair tarihi müeyyedeler vardır. Mcdresei

ttb-biye daha büyük, hastah^ne daha genindir.

Medresede elyevm bir türbe mevcud, kime aid olduğu bilinmiyorsa da diğer ha«tahane ve medreselerde hep banileıı yattigmdan bura­ da da banilerinin yattıgnia hüknwtmek lâ zımdır.

Hastahane 32 X M metre büyükl öğün­ dedir. Medresei Tıbbiye ile birlikde 60 X 40 metre büyüklüğündedir. Bu hastahane Ana-doluda Tıb mektebi ile yanyana en eski mü-esseselerimizdendir. Bura-^ı Sivas darüşşifaı«ı %-akfiye«i hükümleri dahilinde idare edilnü?-di|-. Kayseri darü«^ifaüi medresesi vakfı di­ ye Defteri Hakanide Defleri Mufassal ı« Müc­

mel lÂvai Kayseriye num.ıra Wi da 1500 ta­

rihli şu kayıt vardır: Karyei Akker'e tâbi Kay­ seri livai hassa malikânesi vakfı medresei darüş^a ünvanlı bir köyün nüfusu kayıt­ lıdır r s ) .

Osmanlı Imperatorluğu zamanında Sel­ çuk vakıflan bozulmtyarak aynen devam et­ miş ve bu vakıflara eski ve yüksek bir tea­ mül mucibince hiç bir veçlile müdahale edil­ memiştir.

12 ^— Sivas'da Birin-i Krykariix

Hasta-hanesi 1217. Sivas'da Hükümet Konağı

civa-nnda Medreseler sokağında ve fDarülhadis denen çifte minarenin kaişısındadır. I^kin çok harabdır. Burası hem hastahane vc hem de tedris edilen bir klinikdir. Hemen yanında mevcud bir vecih mcdrexesinin vaziyeti l)ir zamanlar tıb tahsil eden tnlel»eye melce* oldu­ ğunu dii^iindürecck mahiy» İledir. KnpiHindu Arabça bir kitabesi var<lır. İtina miistatil şek­ lindedir. ()rtası büyük bir havludur. Klycvm açık divanhane ii/erinde ta^a mahkûk güneş ve kamer alâmeti vardır. Mevmd pl.-ina pöre hastahane W X metre ebadındadır. Yal­ nız havlusu 2 2 y .H2" 701 metre mıırabbaında-dır. Hasla odaları büyüktüı. Vaklile bu odala­ rın kapılan üzerinde çiniler varmış. î;^imdi birkaç fane»i kalmı<<. Hürrelerin kapıları üze­ rinde ve duvarlarında dahi kabartma olarak tahsili iilûm ve fünuniın ulüvvii kadrü şa­ nına dair âyetler, hadimler ve büyüklerin

söz-(5) M C e V d «• t notlarmdan. O » m a n N u ­ r i . * . Cev<trt haf'at ı r rterlcH k l U b ı u a ratlrtclMt.

leri vardır. Kitabede bu müessesenin hasta-haneyi müştemil bir tıbbiye mektebi olduğu­ nu bize öğretiyor.

Sağda ortada lu'icrclt rden birisi dc bu hastahanenin banisi vc 1219 da akciğer ve­ reminden ölen İ z z e t l i n K e y k û v ü s -ün türbesidir. Türbe haricen ve dahilen çini ve nakışlarla süslüdür. Hastahane elyevm

Şifaiye medresesi diye mürurdur. 17()H de

ha-rab olmasına meydan verilmemek üzere fer­ manla medreseye tahvil olunmuşdur. Kvkuf mahzenindeki kayda fiöre burası 1 lr»9 da med­ resedir, liaşvekâlft .fr.vü'iııde de mües.«escyi alâkadar eden nadir vesikalaı vardır. 1909 da itiırası iıeşyüz talebe islialı edermiş. I9k) ya kadar medrese halinde kalmış, umumî har­ bin ilânını müteakıb askerî anbar ittihaz edil-mişdir. KIyevm boş ve harjhdır. H i r i n c i K e y k â v ü s âlim. âdil. âlimleri sever, iyi huylu ve cömerd olup şairlere, nefis sanatlar ve musiki erbabına çok iltifat pöslermişdir. Kendisi de şairdir. Hayatının son seneleri has­ talıkla peçdiği için hekimlere ve tılılta büyük bir ehemmiyet vermişdir. Kkseriya Sivas'da otururdu.

Bu haslahanenin I z z e d d i n K e y -k â v ü s ' e aid va-kfiyesi sureli (ev-kaf malı-zeninde 12».'^ Anadolu defmri S. 290) da ka­ yıtlıdır. M. r. e v d e I tarafından taslıilıli arabıa-ii F.laliiyrliit frlryan eserinde neşro­ lunmuş ve tarafından yine türkçeye çevril-mişdir. Ihı vakfiyeye pörc vâkıf vefalından sonra buraya yüzü trtüleraviz dükkân, birkaç çiftlik vesaire bırakmısdır.

Vakfiyeye püre: l?u valfı ınüelıliedi şer'i satılamaz, icar edilemez, rcliin olunamaz. İr­ sen verilemez. Kimseye li'inellük olıınaınnz. İtlaf ve imlıa olunamaz. İliç bir selıelıle İm vakıfdaıı riicu" olunamaz. Kimseye lıu vakıf­ ları bozmak « iliz depildir. |!ıı esasları bozan en büyük fenalığı irlikâl» elnıiş olur. Vakfa üs-tadüddar Darüssaade ajlası ve hazinedar F e r r n lı b i n A b d u l l a lı ((>) nıiile-velli ve nazır layin olıınmııştur. Mıırasını ya kemli veya naibi vasılasile i(l:ıre eder. Unnım evkafda ve İm vakıfda tıı.-*arruf ona bırakıl-mışdır.

Hu zat lıâzik. raliîm. akranına faik lec-riilıeli. mülıezzel). ahlâklı. ş;ırlalanlıkdaıı uzak

(fi) Çnukın DnrdşıjlfıiHi bAnİRİ olan C o m

a-I c d d a-I n F r r r a-Ia-I h dur. Çnnkındnki darilfşlfnda medf undur.

(5)

V A K ı F H A S T A N E L E R I 21

tabibler, göz hekimleri (kebhallar) ve darüşşi-fada oturan salih cerrahların maaşlarını tes-blt eder. Edviye tedariki için çareler arar. Darüşşifada çalışanların vazifelerini tayin eder.

Vakfiye varidalmnı sureti sarfına dair mühim ahkâmı muhtevidir. Her sene zamanm rayicile gümüş paradan dürt bin dirhem sar-fedilir. Nısfı mutlaka sarftdilir.

Gaileden bin müd (7) sarf edilir. Vakfi­ yesi darüşşifanın malızeniiıdc saklanır. İcab ederse bununla akarât ve müstakilât satın alınarak vakfma ilâve olunur. Vakıf akarlar 3 seneden fazla icar edilemez. İlk icâre müd­ deti bitmeden yeniden tecdid olunamaz. Bil­ hassa zalim tama'kâr ve emniyet edilmez a-damlara birşey icar olunmaz. Darüşşifa malı-vu münderis olur da yeniden yapılması kabil olmazsa ve içerisinde oturulmazsa velhasıl buradan intifa edilemezse bu hâsılat müslü-m a . J a r ı n fıkarasına, aç müslü-mümüslü-minlere ve müslü-mis­ kinlere sarfedilir.

Vakfiyeyi değişdirmek isteyenlere fena temenniler var. Vakıfname vâkıfın vefatın­ dan sonra tanzim olunduğundan rahmet te­ mennileri edilir. Selçuklu ve Osmanlı kadı­ ları tarafından vakıfname tasdik olunmuş ve şartlarının yapılmasına dikkat olunmuşdur.

İşte bu vakfiye ile Selçuklu lıastahanele-rinii) umum lıa.slaiara mahsus bir yurd oldu­ ğu- .ı ve diğerlerinin l)u şartlar dahilinde ida­ me edildiğini öğreniyoruz. Selçuklular za­ manında hastaiıaneler idaresini gösteren bu vakfiyenin Türk lıi) tarihi noklasnıdan ehem­ miyetli fazladır.

13 Sivasda Darürrahe 1329 da K e -m a 1 e d d i n A lı -m e t b i n K a lı e t o ğ u l l a r ı yaplımışlardır. Vakfiyesinde

(8) burasının dindar âlimlere ve fakir ve mis­ kinlere vakfedilerek adnıa dariirralıe dendiği ve onlara istirahat mahalli yaj)ildığı yazılı­ dır. I I) 11 i B i I) î ' ye (9) göre K e -m a I e d d i n i b ıı i H a lı e Selçuk ümerasıiHİandır, bu zalnı rilıal (islirahalhaııc-misafirlıane) yajjlırdığnu iki yerde; yazar.

J4 - Konya (lariişşilala.ı 1219- 123:', .Selçuk vezirlerinden M nı i r (i e I â i e d d i ıı

(1) Bir müd yirmi kiledir.

(8) Vakfiyenin Darümıhoyo aid notu M . Cevdet

notlan meyanında b u l u n m u ş ve Prof. ş . Yaltkaya tarafından terccme edilmiştir.

(9) Houtsma tabi. Lcldcn do Brll 1902. S. 310.

K a r a t a y ' m ortanca kardeşi K e m a 1 e d -d i n K a r a t a y tarafın-dan yapılmış-dır. Bi­ raderinin Karatayı Kebir itlâk olunan med­ resesi karşısında mevcud muahhar kerpiç bir binanın yerinde pek eskiden bir darüşşifa bu­ lunduğunu öğreniyoruz. Buıası Konyadan Cc-lâleddin Karatay vakfiyesinde yazılıdır. Bu vakfiye eşrafdan 50 şahidin huzurunda tan­ zim edilmişdir. Ve kardeşi K e m a l e d d i n ' i mütevelli tayin etmişdir. Kendisi tıbda ileri gitmiş bir şahsiyettir ve burada ders de tak­ rir etmişdir. Bu bina kardeşinin elyevm mev­ cud medresesi ktıdar güzel ve sanatlı imiş. Halen bir eseri bile kalmamışdır. Bir zaman­ lar Karatâyt Sagir de denmişdir.

Konyada İnceminare şimalinde bir ma­ halleye elyevm Sakahane fşifahane) mahallesi denmekdedir. Halk burasını eski ve devamlı bir an'ane ile bimarhane yeri addediyor. Kon­ yada ayrıca bir Bey Hekim - Tabib Ekme-lüddin - mahallesi vardır. Türbesi bu şifahane mahallesinin arkasındadır. Bu darüşşifa ilk mevzuu bahis olan Kemaleddin Karatay

da-rüşşifasından ayrıdır.

Konyada bir üçüncü darüşşifa daha bu­ luyoruz. Bu da İnceminare ile Karatay med­

resesi arasında yukarıda zikrolunan yerde Ka­

raman oğulları zamanında da Şadi Bey

has-tahanesi vardır. İçinde kanlı harpler ve

mü-barezelerle yıkılan eski bimarhane arsası üze­ rine tekrar ya])ilan darüşşifa mahalli olma­ sı muhtemeldir.

Asıl büyük hastalıanenin banisi A I â e d • d i n K e y k u b a d ' dır. Yaptırdığı hasta-hanenin evkafı arsasında P kıt'a arazi, 3 bağ ve 20 dükkân mezkûrdur (10). A 1 â e d d i n K e y k u b a d Ilgında bir ılıca da yaptır-mışdır.

Evkaf mahzeninde Konya Darüşşifası hakkında şu kayıt vardır: (vakjıcamt ve

da-riişşifai mamarvi nierhına ve mağfurunileylı Sullan Alârddin der Konya. Cemaati hade-mci dari'ışşijui mamurri Miişariinileyh) 178H

tarihinde 2 kâtib tahsisalr var. 1.319 da tabibi evvel tahsisatı dini kişiye taksim olunmuş. Tahib v(; .Şakirdi lahib tahsisatı da tevzi olun-nuışdıır ( I I ) . Sivas durüşşifası'ndaL olduğu gi­ bi Konya darüşşijasında da ınüteaddid

he-(10) M. C e v d e t Elahiyetül fetcyan. (11) Evkaf mahzeni de/teri selatin, clld 1,

(6)

22

Dr.

A.

s n

BUY L O N F E R

kimler vardır. Burada bir de faldtdi tabib bof luyoruz. Hantahanenin yeri kayboldofa halde bile 7 aau sonra evkafa aid

eski kadro esas idbaıile d^^ifdrilmeıııijdir. Bafka taraflara sarfiyat yapılmakla beraber vakfm şaru aynen kalnujdnr.

Konya darüffifast kadfosu yerine kaim

diğer bir kadro daha vardır ki (12) müteveiiii vakıf, kâtib 17S4 de tabibi evvel hissesi, 1773 de tabibi sani ve tabib şakInH hisseleri kayıt­ lıdır.

En son 1858 tarihine «ıd bir kayıt daha vardır (13). Tahibi evveli darüşşifa hissesi

darüffifai mezkûrun eseri ebniyeti değjU ma­ halli dahi m^hul ve nabedid olduğundan

âhere verilmifdir. Bofvelmlet arfivinde mev-cud diğer bir vesikaya göre (14) 1525 tali­ lerine doğru darüf^i harub bulunmakdadır. Muvakkaten bir yer darüşşifa ittihaz edilmiş dir. Orada haar bulundurulan ilâçlar haf­ tada bir gün Poliklinik yapılarak muhtaçlara dağılılmışdır. Tabib Cüneyd buraya yakm bir* yerde oturarak hastalar, her gün görmesi ve mualecelerinde bulunması tenbih edtimi}-dir. Bu hasuhaoentn hizmetine aynen devam olunduğuna bu güzel bir .-nisaldir.

15 — Çankında Ala Bey Ferruh

hastahanesi. 1235 Selçuk hükümdarlarmdan A I â

e d d i n K e y k u b a d b i n K e y h u s -r e v zamanında Selçuk aske-rî üıne-rasmdan A l a b e y C e m a t e d d i n F e r r u h tarafından yaptınlmıjdır. Şehirden uzakda ve gari» cilıetindfdir. Tantnmıyacak derecede ha-rabdır. Mühim kilabesi Çankırı orta mekte­ bine kaldırılmı^ır. U) sene evvel hastahane-nin ancak 6 odasının harab bir halde yalnız duvarları mevcud imiş. Burada bir arşın uzun­ luğunda liir laş üzerinde kabartma ve biribi-rinc geçmiş S^-lçuk tarzı tezyininde çifte yılan vardır. Bugün Tıb Tarihi EnMİtÜ!<üne alâmet

o-larak inlihah nltınmuşdur. Kitabesi arabcadır, vc l)ura!«ı darürafiye olarak yaptırılmışdır. Taş mcscid denilen vc darüşşifa müştemilâ­ tından türl)ede banisi medfundur. Darüşşifa mahkcmci şcr'iyc kayıtlarında medıûrdur. Burasının hulunduğu mahalle timarhanc ma­ hal lc«i (Jcıımckdedir. Baniil Sivas

ha«tahanv-(12) Etka/ mahtenl, AnadolU atik defteri, nu-m»ra 2S9, c»dld n u m a r u l 4S dır.

ıI.'J» Kıkaf mahzeni, haremern /urut defteri. t]4) No 442 Konya defteri. D«lt«rin U r l h l vokdur. LAkin İçinde 931 (152Ö) twrthj v»r<lır.

sinin mOtevelliliğini yapmışdır. 1220 tarihli Sivas daröşfifası vakfiyesinde musarrahdır.

Bofvekâlet arfivia6e (tıb 272) mevcud 787

tarihli bir beratta (Çankırıda kâin timarhanc Uescidi vakfı emanet ciheti) yazılıdır.

16 — Kastamoni'de Ali bin Pervane

has-tahanesi. 1272 de inşa olunmuşdur. Kasta­

moni'de Küpceğiz mahallesindedir. Yılanlı dergâhı diye de marufdur. Hakikaten halkın itimad ettiği ve birtakım şifalar umduğu ta^a mahkûk yılan alâmeti de vardır. Kapısında burasının Maristan olarak yapıldığına dair Arabca bir kitabe vardır. Banisi Selçuk rica­ linden M u i n ü d d i n S ü'l e y m a n P e r ­ v a n e ' rtin oğlu A l i ' dir. Mimarı Kayserili S a ' ddır. Banisinin burada türbede yatıp yat­ madığı tetkike değer. Kitabedeki Maristan tanı türkçe Yılanlık mânasma gelroekdedir. Şark-da hastahanelere Maristan itlâk olunur ki eski tabobetde olduğu gibi islâm ve Türk ta­ babeti de yılanı tababete bir remz olarak al-mışdır.

Netekim Aesculape sıhhat mabedleriıulc de milâddan evvel ve sonta bu reniz vurdı. Muhakkak birşey varsa o da Maristan m han-tahane mukabili olmasıdır. Burada yılan alâmeti hakkında mahallî mühim bir itikud vardır. Yakın zamana kaJar delilerle mün­ zeviler, göz kapağı ve yüzü eğrilenlcr humya getirilir. Ruhi ve maddî vasılalarlu tedavi <•-dilir. Sıtmalılar da yılan rcmzli taşdan bira/, suya karışdırır içerler.

Ihfiekâlet arjiv'ıtnlc buraya dair 172()

ve 1773 tarihlerine aid vcnikalar vardır. J72() tarihli vesika (tıb 224) birçok sar'ah vc mec­ nunların darüşşifa şeyhi tarafından ruhî teda­ vilerle iyi olduklarına dairdir.

17 - - Akşehirde hustahanc. X I I I üncü asra aiddir. Bununla Konya havzasında Ak­

saray, Kimya vc Akfclıir vc Selçuk'la

hasta-haneleri üçe baliğ oluyor. Bu hasluhancnitı ayrıca bir mescidi de varnıi". M^'t de hu mes­ cidin evkafı hudur. Dükkân hâsılatı 25 akça, bağ hâsılan 25 akça, Durmuş vc Ahi Doğmuş kervansarayının zemin ücreti 26 akça olarak yazılmışdır (15). Ilgından Akşeliire gelirken kasabanın kenarında ve şosenin üzerind(;ki büyük Ilıca A 1 û c d d i n K e y k u b a d ' m olmasına nazaran Konya havzasındaki bu

(7)

VAKIF HASTANELERİ hastahanehin d e A I â e d d i n K e y k u b a d

zamanında yapılması ihtimal dahilindedir. 18 — Konya Aksai ayında darüşşifa

X I I I üncü asra aiddir. Aksaray kasabasmm

şimalinde Şeyh Hâmidi Aksarayı mahallesinin üst tarafında tımarhane mahallesindedir. El--yevm burada duvarları tuğladan inşa edilmiş bir harabe görülüyor. Vaktile burada çok ra-sîn bir darüşşifa vardır. Vc halk da ananeye tebaan böyle kabul eder. Muciz'i Hallil

Muciz diye şerh eden tabib C e m a l e d d i n

A k s a r a y î nin burada çalışdığı mervî dir.

19 — Tokadda Pervane Bey

Darü§§i-fası X I I I üncü asır (1275) Banisi

Selçuklu büyüklerinden P e r v a n e B e y -dir. Tokadda meydan mahallesinde Demirci­ ler civarında Gök medrese namında büyük ve iki katlı bir bina vardır. Yalnız kitabesi yeri kapı üstünde olduğu halde maalesef düşmüş-dür. Ne olduğu malûm değildir. Halk arasın­ da buraya Gök Medrese, Pervane Medresesi,

Kırk Kızlar Medresesi isimleri verildiği gibi Darüşşifa ve Bimarhane de denmekdedir. Da­

hilî tertibatı Sivas'daki Darüşşifaya benzer. Birinci katda 15 küçük oda ve 4 büyük salon vardır. İkinci kat da aynen böyledir.

Buraya dair Başvekâlet, ar.sıu'inde 4 mü­ him vesika vardır. 1713 de hastahane ikin­ ci tabibliğine dair bir ilâm (tıb 239). 1784 de ikinci tabii) Ahmed Halifenin beratı tec-did olunmuşdur. (tıb 421). 181] tarihli vesi­ kadan şu hülâsayı elde ediyoruz: Tokad na­ hiyesine tâbi vakıf Medresei Pervane Bey k i Gök Medrese denmekle meşhurdur. Darüşşi-fası ve darüssulahası vardır. Musallayı Tokad

deyu yazıldığı mahalde kaydı görülür. Evka­

fının 4 selimi darüşşifada tabilı olanlara ve 2 selimi de darüssulahaya tahsis olunmuşdur.

Bu vesikalarla iıaslahaııcııiıı 1811 e ka­ dar faaliyelde olduğunu ö^rreııiyoruz.

1783 de burasının inhilâl eden tababeti­

ne meşhur kanun mütercimi Tokadlı M u ş t a -E f e n d i oğlu T a b i b M e h m e d R a ş i d E f e n d i ye istihkakı hasebile ve pederi M u s t a f a E f e n d i nin asıl bu cihete sa­ hib olması cihetile tayini de ilâm olunmuş­ dur (Tıb 796).

Selçuklu hastahaneleri Osmanlılar zama­ nında faaliyetlerine devam etmiş ve hekim basılar buraların kadrolarile ciddî bir suret­ te alâkadar olmuşdur.

20 — Kayseri'de Cüzamhane. Z ü 1 k a -d i r o ğ l u H a s a n B e y Kayseri'-de Cüzamlılara civardaki Salkon kariyesinin nıs­ fını vakfetmişdir. Başvekâlet arşivinde de bir meczumin zaviyesini öğreniyoruz (tıb 637). Zülkadir o ğ u l l a n zamanında Kayseride esa­ sen burası mevcud, yalnız bunlar o vakfı zen-ginleşdirmişlerdir. Eğer bu da Selçuklulardan kalma bir müessese ise bizdeki Cüzam tarihi­ ni buraya kadar götürmek icab edecekdir.

21 — Erzurum .dariişşifası. Başvekâlet arşivindeki vesikaya göre 1147 tarihinde Pa-sin sancağında vâki Rozvans namı diğerle

Toprak tekesi Erzurum'un darüşşifası

maka-mındadır. Çünkü Erzurum'da bundan başka timarhane olmadığından mecnunlar burada terbiye ve tedavi edilmektedir. Tekkenişin o-lanlara bir nefer cübbeli bedeliyesi tahsis olunmuşdur. (tıb 1037). Yine Başvekâlet ar­

şivinin Evkaf dosyasında (21977) numaralı

vesika 1147- senesine aid bu vesikada bu da­ rüşşifa hükmünde olan yerin Erzurum civa­ rında bundan başka ve terbiye eder -mahal omadığnıdan burasını ocak suretile idare ede-gelen ailenin sülâlesinden ve sâdatdan olan şeyhine tahsisat itasına dairdir. Burasının in­ şası tarihini bilmiyoruz.

22 — Erzincan Darüşşifası. Başvekâlet

arişivinde (tıb 607) numaralı vesikada

Erzin-canda da inşası tarihini bilmediğimiz, lâkin Erzurumdaki gibi çok eski olması mihuz bir darüşşifadan bahis vardır.

(8)
(9)

•/4

I

i

I

' 1 ^ - i

J

3 — A m a j y a D a r u ş j ı f a M • A G a b n e l 4 — Arn,ı%ya Dnt-ıış>ifası p l . i n ı I A . G;ıl)r ı r l '

1

]

n

1

— V a r ( j , n - j - S c y h E m r n r - !(|n- l ) T n a r h a n r » ı v r 4* r> — D ı v r t U ı ' t l r

(10)

•. • • •

t

m 'm • • • • • *

T

6 — D i v r i k i ' d e D a r ü ş ş i f a v e A h m e t P a ş a c a m i i n i n p l â n v e m a k t a ' l a r ı v e d a r ü ş s i f a n ı n C E a s k a p ı s ı ( A . G a b r i e l ) 7 — K a y s e r i ' d e k i D a r ü ş ş i f a n ı n k a p ı s ı S i v a s D a r ü ş ş i f a s ı plânı ( A . G a b r i e l )

(11)

9 — Çangırı D a r ü f f i f a i i n d a k i yılan alameti mm:

I

• ..». » 'O — T o k a t D a r ü f i ı f a » ! » e m i n k a l p l a n ı v« m a k l a ı .

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu örgütlenmelere ve hedeflere karşı mücade­ le İdari ve adil yollardan çok siyasi yollardan olanak­ lıdır.. Bu da bir bütün olarak T B M M ’nin olaya el koy­ ması İle

Performans karşılaştırılmasını daha iyi görebilmek için elde edilen deneysel verilerden, CN - giderim verimleri ve kapasite değerleri hesaplanmış ve

Bu anket formu, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı ve Din Sosyolojisi bilim dalına bağlı olarak, İhsaniye Çerkeslerinin dini

(Biz üç senedir birlikte yaşıyoruz.) Onu ikna etmede başaramadığım mesele ise, Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin Allah’ın Rasûlü olduğu meselesi. O, bu

Varlık, adem/yokluk, hal (varlıkta ara durum), mahiyet alt başlıklarının işlendiği bu bölümde Semerkandi’nin varlık hakkında yaptığı tanımı,

Çalışma sonucunda küresel markaların yaptıkları ticarette hiçbir risk almadan franchising sistemi sayesinde marka ismini kiralayarak dünyanın pek ülkesinde büyük

Ayrıca “bu sanatın şer’i tarike göre bâtıl, bununla beraber aklî tarike göre de mesnedlerinin (medarik) zayıf olduğu açıkça ortaya çıkmıştır” der

y = dependent variable, x = independent variable, m and C = constants Here, curve fitting is applied on performance gain data (execution time difference of original and