• Sonuç bulunamadı

YKS SINIFLAR İÇİN 1. OTURUM (TEMEL YETERLİLİK TESTİ) SORU KİTAPÇIĞI GENEL AÇIKLAMA

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "YKS SINIFLAR İÇİN 1. OTURUM (TEMEL YETERLİLİK TESTİ) SORU KİTAPÇIĞI GENEL AÇIKLAMA"

Copied!
40
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1. OTURUM (TEMEL YETERLİLİK TESTİ)

SORU KİTAPÇIĞI

1. Bu kitapçıkta sırasıyla Türkçe Testi, Sosyal Bilimler Testi, Temel Matematik Testi ve Fen Bilimleri Testi bulunmaktadır.

2. Bu testlerde toplamda 120 soru için verilen cevaplama süresi 135 dakikadır. Bu süreyi, cevaplayacağınız testleri dikkate alarak kullanınız.

3. Bu kitapçıktaki testlerde yer alan her sorunun sadece bir doğru cevabı vardır. Bir soru için birden çok cevap yeri işaretlenmişse o soru yanlış cevaplanmış sayılacaktır.

4. Bu testler puanlanırken her testteki doğru cevaplarınızın sayısından yanlış cevaplarınızın sayısının dörtte biri dü- şülecek ve kalan sayı o testle ilgili ham puanınız olacaktır.

Bu nedenle, hakkında hiçbir fikriniz olmayan soruları boş bırakınız.

GENEL AÇIKLAMA

12. SINIFLAR İÇİN

YKS-4

(2)

TÜRKÇE TESTİ

1. Bu testte 40 soru vardır.

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının “Türkçe Testi” için ayrılan kısmına işaretleyiniz.

1. Rastgele çekilmiş fotoğraflar daha güzel çıkar, tesadü- fen tanışılan insanlarla daha mutlu oluruz, kıyıda köşede uyuyakalmak en keyiflisidir. Kısacası----

Bu parça aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanabi- lir?

A) hayatı akışına bırakmak gerekir.

B) her şeyin kendiliğinden olanı güzel.

C) “an”ı yaşamak lazım.

D) hayatı ciddiye almamak en doğru olanıdır.

E) beklentisizlik, mutluluk getirir.

2. “Gönül” kelimesi hem edebiyatın hem de sanatın her tür- lüsünün vazgeçilmezidir. Toplum içinde de neşe verici şeyleri anlatmak için “gönül açmak”, birini ufak da olsa I

bir armağanla sevindirmek için “gönül almak”, biriyle tüm

II

sevgi bağını koparmayı anlatmak için “gönül indirmek”,

III

insanın içine tasa veya kuşku düşürmeyi anlatmak için

“gönül bulandırmak”, birine âşık olunduğunu anlatmak IV

için ise “gönül akıtmak” deyimleri kullanılmaktadır.

V

Bu parçadaki numaralanmış deyimlerden hangisinin açıklaması yanlış verilmiştir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

3. (I) Orhan Pamuk, sürekli yenilik arayışı içerisinde olan, yeni ve şaşırtıcı olanı yakalamaya çalışan bir yazardır.

(II) Birçok okuyucunun takip ettiği popüler bir yazar olmasına rağmen eserlerinde temaların kapalı olması, yazarın eserlerinin anlaşılır olmadığı görüşünün ortaya atılmasına neden olmuştur. (III) Bu anlaşılmazlığı çöz- mek için yazarın duygu ve düşünce dünyasını, edebî anlayışını yakından tanımak gerekir. (IV) Çünkü Orhan Pamuk, kendi hayatını romanına taşıyan bir yazardır.

(V) Yaşadıklarıyla beraber isteyemediklerini de roma- nına taşır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağı- dakilerden hangisi söylenemez?

A) I. cümlede, yazarın çeşitli niteliklerine yer verilmiştir.

B) II. cümlede, sebep-sonuç ilişkisi vardır.

C) III. cümlede, yargı gerekçesiyle birlikte verilmiştir.

D) IV. cümle, kendinden önceki cümlenin açıklaması durumundadır.

E) V. cümlede, yazarın romanlarının içeriğinden bah- sedilmiştir.

4. I- 90’ların ortasından sonra romanlarım Türkiye’de kimsenin rüyasında göremeyeceği rakamlarda satmaya başlayınca Türk basını ve entelektüelleriyle yaşadığım o kısa balayı, iyi karşılanma bir anda sona erdi.

II- O noktadan sonra, eleştirel algı kitaplarımdan çok, kitaplarımın reklam ve satışıyla ilgili bir tepkiydi.

Aşağıdakilerden hangisi II. cümle için söylenebilir?

A) I. cümlede bahsedilen durumdan sonra alınan tep- kinin içeriği belirtilmiştir.

B) I. cümlede belirtilen durumu, her başarılı yazarın bir gün yaşayabileceği vurgulanmıştır.

C) I. cümlede anlatılanlarla çelişen, farklı bir durumdan söz edilmiştir.

D) I. cümlede bahsedilen durumun, sebebi açıklanmış- tır.

E) I. cümlede bahsedilen durum, kanıtlanmıştır.

(3)

5. Bu parçada Salah Birsel’in eserlerinin anlaşılması için aşağıdakilerden hangisi önerilmektedir?

A) Salah Birsel’i tanımadan onun eserlerinin okunma- ması

B) Eserlerinin içeriğiyle ilgili önceden araştırma yapıl- ması

C) Sosyal bilimlerle iç içe olunması

D) Belli bir birikim edindikten sonra Salah Birsel’in okunması

E) Yeniliklere ve araştırmaya açık olunması

6. Bu parçadaki altı çizili bölümlerin ifade ettiği an- lamların birer kelimelik karşılığı aşağıdakilerden hangisinde sırasıyla verilmiştir?

A) Sahiplenme – Kapalılık B) Benimseme – Kabullenmeme C) İçtenlik-Dışlanma

D) İçtenlik – Soğukluk E) Özgünlük – Anlaşılmazlık

7. (I) 1917 yılında Nobel edebiyat ödülünü almış olan Andre Gide, çok erken yaşta yazın hayatına atılmıştır.

(II) İlk eseri Andre Walter’in Defterleri ’ni onsekiz yaşında yazmıştır. (III) Bu kitabı önemli olmayan birkaç kitap takip eder, 1899 da Dünya Nimetleri adlı eseri yayım- lanır. (IV) Gide, Cezayir’e yaptığı bir yolculuktan sonra yazdığı İmmoraliste adlı romanında kabul edilegelmiş yargıları tanımıyan bir adamı okuyucuya sunar. (V) Dar Kapı ise Fransız edebiyatında ruh bilimsel ve tek çizgili romanın şaheseri kabul edilir.

Yukarıdaki numaralanmış cümleler ile ilgili aşağı- dakilerden hangisi söylenemez?

A) I. cümlede, büyük harflerin yazımı ile ilgili yanlışlık yapılmıştır.

B) II. cümlede, sayıların yazımı ile ilgili hata yapılmıştır.

C) III. cümlede, sayılara gelen eklerin yazımı ile ilgili hata yapılmıştır.

D) IV. cümlede, gereksiz ünlü daralması yapılmasından dolayı yazım yanlışı yapılmıştır.

E) V. cümlede, birleşik yazılması gereken sözcüklerin ayrı yazılmasından dolayı yazım yanlışı yapılmıştır.

8. (I) Niçin yazıyorsun? sorusuyla başlamıştı o günkü gün- cesine. (II) Dün bir delikanlı sordu bunu bana. (III) Doğ- rusu ben de bilmiyorum niçin yazdığımı. (IV) Bırakamam yazmayı diyemem, biliyorum ki pekâlâ bırakabilirim. (V) Birtakım kimseler varmış, içlerinden bir şey zorlamış onları yazmaya, hiçbir karşılık beklemeden, sadece yazmak istemelerinin buyruğu ile oturur yazarlarmış.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıda- kilerden hangisi söylenemez?

A) I. cümlede, ünlü aşınması vardır.

B) II. cümlede, ünlü değişimine örnek vardır.

C) III. cümlede, ünlü daralması vardır.

D) IV. cümlede, ünsüz düşmesine uğramış sözcük vardır.

E) V. cümlede, bir sözcükte hem ünlü düşmesi hem ünsüz değişimi vardır.

Çok arkadaşımdan duymuşumdur: “Ben, Salah Birsel’i anlamıyorum.” Salah Birsel, hangi türde yazarsa yazsın okuyucusunda yeni duygular, başkalaşımlar uyandıran bir sanatçıdır. Şiirlerinde de düzyazılarında da kendiniz- de psikoloji, sosyoloji, tarih, folklor alanında zorlamalar ve kazanımlar görürsünüz. Ancak Salah Birsel’le içli dışlı olabilmeniz ve onun sizi kabul edebilmesi için sizin de bu alanlarla ilgili donanımınızın olması gerekir.

Çünkü Birsel, okuyuculara kapılarını sonuna kadar açan bir yazar değildir.

5 ve 6. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

(4)

11. Ben ki yangına övgüler yakanım Hiç üşütür mü dağların kuzeyi Poyrazlara kokusuyla kafa tutan Sarı sevdamın kardelen çiçeğini

Bu dizelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene- mez?

A) Soru edatı kullanılmıştır.

B) Tamlayanı düşmüş ad tamlaması vardır.

C) Belirtili ad tamlamasına yer verilmiştir.

D) Belirtme sıfatları vardır.

E) Bağlaca yer verilmiştir.

12. Bu dünya soğuyacak günün birinde Hatta bir buz yığını

Yahut ölü bir bulut gibi de değil Boş bir ceviz gibi yuvarlanacak Zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız

Yukarıdaki dizelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Belirtili ad tamlaması, zaman zarfı görevinde kulla- nılmıştır.

B) Edat öbeği, sıfat göreviyle kullanılmıştır.

C) Sıfat tamlaması, durum zarfı içinde yer almıştır.

D) Birden çok bağlaç ve edat kullanılmıştır.

E) Belirtme sıfatı, bir ad tamlamasını belirtmiştir.

9. Kopuyor boynunda her kızıl şimşek, Gürleyen sesinden gökler çökecek.

Gerilmiş sırtında kar benek benek, Kükremiş bir kaplan Munzur Dağları...

Bu dizelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene- mez?

A) Yansımadan türemiş sıfat kullanılmıştır.

B) İyelik ve bulunma eki almış sözcükler vardır.

C) Büyük ünlü uyumuna uymayan sözcükler kullanıl- mıştır.

D) Hem niteleme hem de belirtme sıfatı almış ad vardır.

E) Basit çekimli eylemler örneklenmiştir.

10. I. Antibiyotikler, çok küçük olan ve metabolizmaları olmayan virüsler üzerinde etkili değildir.

II. Bakteriyel enfeksiyonlar, antibiyotikler ile başarılı bir şekilde tedavi edilebilir.

Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisi- dir?

A) Virüslerin tedavisinde yaygın olarak kullanılan anti- biyotikler, bakterilerde olduğu kadar virüslerde etkili değildir.

B) İlaç sanayisinde büyük bir öneme sahip olan anti- biyotikler, virüs ve özellikle bakteriyel enfeksiyon tedavilerinde kullanılır.

C) Metabolizmaları olmayan virüslerin tedavisinde ye- terli olmayan antibiyotikler, bakteriyel enfeksiyonlara da etki etmez.

D) Birçok tedavide kullanılan antibiyotikler, virüs ve bakteriyel enfeksiyonlar üzerinde etkilidir.

E) Metabolizmaları olmadıkları için virüsleri tedavi etmede kullanılmayan antibiyotikler, bakteriyel enfeksiyonlar üzerinde oldukça etkilidir.

(5)

13. (I) Çocukluğumun en güzel seslerinden biri olan Bakırcılar Çarşısı’ndaki çekiç sesleri yine geliyordu.

(II) Meyankökü şerbeti satanlar yine satıyorlardı. (III) Halıcılar müşteri çekmek ile meşguldüler. (IV) Benim doğup büyüdüğüm bu şehirde hiçbir şey değişmemişti.

(V) Ama çocukluğumdaki o duyguyu hissedemiyor, bir şeylerin eksikliğini duyuyordum.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde herhangi bir ses olayı yoktur?

A) I ve II. B) II ve III. C) III ve IV.

D) III ve V. E) IV ve V.

14. (I) Eleştirmenlik çok zor bir zanaat aslında. (II) Bir eserle ilgili yapılan değerlendirmelere beğenilerin, ön yargıların kesinlikle karıştırılmaması gerekir çünkü. (III) Ancak bizim eleştirmenlerimizin bunu yeterince başardığını söyleyemeyiz. (IV) Batı’da eleştirmenler sadece esere odaklanırken bizim eleştirmenlerimiz yazarların yaşam tarzlarını kurcalıyor. (V) Böyle olunca da eleştiri sanatı gerçek anlamda gelişemiyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağı- dakilerden hangisi söylenemez?

A) I. cümlede, isim hem niteleme hem de belirtme sıfatı almıştır.

B) II. cümlede, ayrı yazılan birleşik isme yer verilmiştir.

C) III. cümlede, işaret zamiri kullanılmıştır.

D) IV. cümlede, belgisiz zamire yer verilmiştir.

E) V. cümlede, belirtisiz ad tamlaması vardır.

15. (I) Kitapları çok satana, büyük sanatçıdır, diyorlar. (II) Bu görüşe kesinlikle katılmıyorum. (III) Çok satan ki- taplara baktığımızda yazarlarının medyada sık sık boy gösterdiğini görüyoruz. (IV) Bu da gösteriyor ki halk güzel olana değil, medya aracılığıyla reklam yapılan eserlere ilgi duyuyor. (V) Medya, sıradan eserleri allayıp pullamak yerine, büyük sanatçıların eserlerini insanlara tanıtmalıdır.

Yukarıdaki rumaralanmış cümlelerle ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, niteleme sıfatına yer verilmiştir.

B) II. cümlede, durum zarfı vardır.

C) III. cümlede, eylemsiye ve çekimli eyleme yer veril- miştir.

D) IV. cümlede, isim-fiil, sıfat-fiil ve bağ-fiile yer veril- miştir.

E) V. cümlede, belirtili ad tamlamasının tamlayanını niteleyen sıfat kullanılmıştır.

16. (I) Boyuma kadar gelen otlardan, yağmur suyu ile toprak kokusunun birbirine karışan o güzel kokusu yayılıyor etrafa. (II) Rüzgârın neşeli fısıldaşmalarını hatta şarkılarını dinliyorum. (III) O şarkılar beni alıp çok uzaklara götürüyor sanki. (IV) Dikenli güllerin arasında, insanı ölüme götüren mayınlar gibi tehlikeli çukurlar var.

(V) Baharın tazeliği ve kuşların cıvıltıları huzur veriyor insana.

Yukarıdaki numaralanmış cümleler için,

I. cümlede, sıfat kullanılmıştır.

II. cümlede, zarf kullanılmıştır.

III. cümlede, hem sıfat hem zarf kullanılmıştır.

IV. cümlede, benzetme ilişkisi kuran edat vardır.

V. cümlede, isim tamlaması kullanılmıştır.

ifadelerinden hangisi yanlıştır?

A) V. B) IV. C) III. D) II. E) I.

(6)

17. Bir adın kalmalı geriye

Bütün kırılmış şeylerin nihayetinde Aynaların ardında sır

Yalnızlığın peşinde kuvvet Evet nihayet

Bu dizelerle ilgili yapılan aşağıdaki değerlendirme- lerden hangisi yanlıştır?

A) Tamlayanı zamir olan ad tamlaması vardır.

B) Türemiş yapılı sıfat kullanılmıştır.

C) İyelik zamiri örneklenmiştir.

D) Haber ve dilek kipiyle çekimlenmiş eylemler vardır.

E) Yer-yön bildiren sözcük, ad görevinde kullanılmıştır.

19. ---- Çünkü bir toplumun ulus niteliği kazanması, her şeyden önce o ulusa özgü bir dilin varlığı ile ilgilidir.

Dil, bir ulusun duygu ve düşünce tarzı, tarihi ve toplum hayatı ile birlikte yürüdüğünden o ulusun varlığının bir damgası ve o ulusun ayrılmaz bir parçasıdır. Aynı za- manda o ulusun sosyal yapısının ve ruhunun gerçek bir aynasıdır. İçinde bulunduğu toplumun tarihî ve sosyal şartlarına göre değişir ve gelişir. Toplumdaki her türlü değişme ve gelişmenin aracı olduğu için bir ulusun genel kültür seviyesi ile de yakından ilişkilidir.

Bu parçanın anlam akışı gereği, boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Her ulus, kendi kültürel kimliğine uyan bir estetik anlayışına sahiptir.

B) Dil, sosyal bir varlık ve toplumdaki bireylerin anlaş- ma aracı olduğundan bir ulusu ulus yapan ögelerin başında gelir.

C) Kuşaklar arasında kültür taşıyıcılığı yapan dil, aynı zamanda o kültürü yaratan unsurların başında gelir.

D) Bir ulusun dil sistemini oluşturan şeyler arasında, o ulusun yaşadığı coğrafya ve etkileşimde olduğu uluslar bulunur.

E) Dil; sürekli olarak bir değişim ve gelişim gösteren, zamana bağlı olarak şekillenen canlı bir yapıdır.

18. (I) Venedik yakınlarında gördüğüm bir güneş saatinin üzerinde şu sözcükler vardı: (II) Yalnızca hoş geçen saatleri sayarım. (III) Bu sözcüklerin kendilerinde ve taşıdıkları anlamda eşsiz bir yumuşaklık ve uyum gizli:

(IV) Muhakkak ki bu söz bütün edebiyat buluşlarının en klasiğidir. (V) Ne büyük bir yumuşaklık, ne büyük bir huzur veriyor bu sözcükler insana.

Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) I’de, zincirleme isim tamlaması vardır.

B) II’de, “hoş” sözcüğü zarf görevindedir.

C) III’te, dönüşlülük zamiri tamlanan görevindedir.

D) IV’te, hem işaret sıfatı hem de belgisiz sıfat vardır.

E) V’te, “ne ... ne” sözcükleri bağlaç görevindedir.

(7)

20. Ahmet, o gece Hüseyin Ağa’ya hayır diyemedi ve onun evinde konuk oldu. Hüseyin Ağa tecrübeli, çevresini aydınlatan, yol yordam bilen bir adamdı. Bu yolculuğun böyle sonuçlanabileceğini kim bilebilirdi? Hüseyin Ağa, Ahmet’i gönülden sevmişti. Onu evinde daha çok misafir etmeyi istedi ama Anadolu’nun birçok evi gibi bu ev de kalabalıktı. Kış, tüm zorluğuyla devam ediyordu. Ahmet yiyecekleri azalan bu aileye daha fazla yük olamazdı.

Savaş sonrası Anadolu halkının genel durumu buydu aslında.

Bu parçada sözü edilen kişiler için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Hüseyin Ağa, çocuklarının kazandıkları ile evi ge- çindirmeye çalışmaktadır.

B) Ahmet, büyüklerine saygılı ve ince düşünceli biridir.

C) Savaşın olumsuz etkilerini yaşayan Hüseyin Ağa, zorluklara rağmen paylaşımcı biridir.

D) Anadolu halkı kalabalık bir aile yapısına sahiptir.

E) Hüseyin Ağa; sözü dinlenen, görmüş geçirmiş bir insandır.

21. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?

A) Ülkemizde çevre bilincinin öncüsü diyebileceğimiz bir yazar var mıdır?

B) Doğanın değişimi insanın değişimi ile paralellik gösterir mi?

C) Doğa, ne zamandan beri yok olmaya başladı?

D) Çevre kirliliği ilk kez ne zaman, hangi ülkede gün- deme geldi?

E) İnsanlarımızda bir çevre bilinci oluşmuş mudur?

22. Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) İnsanlarda çevre bilinci uyandırmaya çalışmıştır.

B) Türkiye’de doğa kirlenmesi üzerine eser veren tek yazardır.

C) Doğa ve çevredeki değişimi bireydeki değişim olarak görmüştür.

D) Çevre duyarlılığını yansıtan pek çok eser vermiştir.

E) Romanlarını yazdığı ilk yıllarda bile doğa ve çevre temalarına değinmiştir.

Yaşar Kemal ilk romanlarını yazdığı yıllarda, çevre konusu bu kadar önemli bir şey değildi; çevre duyar- lılığı hemen hemen hiç yoktu. Hele Türkiye’de, belki de göçebe genlerimizden gelen bir özellikle doğanın kirlenmesi gibi konular hiç gündeme gelmezdi. Deniz kirlenmiş, orman bitmiş, toprak erozyonla yok olmuş, değişen doğa koşulları ceylanları, kartalları yok etmiş...

Bu sorunlar kimsenin gündeminde de değildi, umurunda da. İşte o dönemde, Yaşar Kemal, belki de dünyada ilk olarak bu konu üstüne ciltlerce roman yazdı, insanlarda çevre bilinci uyandırmaya çalıştı. Doğanın değişiminin, insanın değişmesi olduğunu vurguladı. Kapitalizmin teknolojiyi kullanarak üretim kapasitelerini artırmak uğruna doğayı mahvettiğini, doğayı yok ettiğini elli yıl önce yazmaya başladı.

21 ve 22. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

(8)

25. Oyunculuk açısından keskin sınırlarla çizilen ve iyi karikatürize edilerek yazılan karakter, her zaman risksizdir ve genelde bunları canlandıran oyuncular, hemen hemen bütün ödülleri toplar. Basit, bayağı ya da sıradan olarak asla nitelendirmiyorum. Sadece bu ka- rakterlerde işi batıran insanların aşırı yeteneksiz olarak nitelendirilmesi gerektiğine inanıyorum o kadar. Fakat senaryosu genişlemeye müsait olan filmlerde, aşırı karikatürize olmayan ve sıfırdan zirveye çıkması için oluşturulmaya başlanan karakterleri oynayan ya da hep aynı tempoda oynaması gereken bir karakteri senaryo, diyalog ve işleyiş açısından patlatan oyuncular gerçek anlamda birer hazine. Dark Knight da özenle işlenen bir senaryoya sahip olduğundan Heath Ledger mükemmel şekilde patlamış, herkese “İşte bu!” dedirtmiş bir Joker’e imza atabildi.

Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ula- şılamaz?

A) Sınırları iyi çizilmiş bir karakteri oynamak, oyuncu açısından rahattır.

B) Karakterine bir şey katmadan oynayan oyuncular, vasat olarak nitelenir.

C) Ortalama bir karakter, oyuncunun performansıyla patlayabilir.

D) Dark Knight filminde Joker karakterinin patlaması, oyuncu performansındandır.

E) İyi karikatürize edilmiş bir karakterin, ödül alması çok olasıdır.

23. Başkan Roosevelt, konferans sırasında hastaydı ve 12 Nisan’da öldü; yerine Harry Truman başkan oldu. Kon- feranstan sonra ortaya çıkan bir nokta da, yakınlarının anlattıklarına göre, Stalin’e en çok güvenen önderin Roosevelt olduğudur. Gerçekten Roosevelt, daha önce de belirtildiği gibi, tutarlı ve kararlı bir önder değildi.

Kiminle konuşursa onu ikna edeceğine inanıyordu ve işin ilginci, Stalin’i de ikna ettiğini sanmıştı.

Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene- mez?

A) Roosevelt, konuştuğu herkesi ikna etmiştir.

B) Birden fazla önder, Stalin’e güven duymuştur.

C) Sözü edilen konferans 12 Nisan’dan önce yapılmış- tır.

D) Harry Truman, Roosevelt’in ölümünden sonra baş- kan olmuştur.

E) Roosevelt, tutarlı ve kararlı bir önder değildir.

24. (I) Rönesans Dönemi’nde sanat, mimarlık ve bilim birbi- riyle yakın ilişki içindeydi; yani bu dönem, farklı çalışma alanlarının sorunsuz ve uyum içinde birleştiği eşsiz bir dönemdi.

(II) İnsanlık tarihinde en büyük düşünürlerin, yazarların, devlet ve bilim insanlarının, sanatçıların bazıları Röne- sans Dönemi’nde yetişti.

(III) Flippo Brunellesehi gibi mimarlar, geniş kubbeli devasa binaları doğru bir şekilde tasarlamak için ma- tematik okudu.

(IV) Rönesans’ın başlarında Avrupalılar bilim ve sanatta ilerlemeler kaydetti.

(V) Örneğin; ressam Da Vinci gibi sanatçılar, anatomi gibi bilimsel ilkeleri çalışmalarına dahil etti.

Yukarıda numaralanmış cümlelerle bir paragraf oluşturulursa doğru sıralama aşağıdakilerden han- gisi olmalıdır?

A) III – I – II – IV – V B) I – III – V – IV – II C) IV – II – I – V – III D) II – III – I – V – IV E) III – II – I – IV – V

(9)

26. Gazeteci:

(I)----

Sanatçı:

– Hayır, bana göre bunu abartıyorlar. Sonuçta şiir de bir dil olayıdır ve çeviren, kaynak dili de hedef dili de iyi biliyorsa şiiri rahatça çevirir ve çevirdiği dilde belli bir sanatsal değere sahip olur. Nitekim ben Şinasi’nin Tercüme-i Manzume’si sayesinde Batı edebiyatını tanı- dım ve Lamartine, La Fontaine şiirlerinin tadına vardım.

Hele çeviren hem iki dili iyi biliyor hem de şairlik tarafı olan biriyse onun çevirdiği şiir kendi dilindeki değerini koruyor.

Gazeteci:

(II)----

Sanatçı:

– Şairlik bu, insanı bir yerde uslu bir çocuk gibi durdur- maz. Doğuştan şairseniz farklı bir özelliktesinizdir. İsmet Özel’i yetmiş yaşından sonra yabancı dil öğrenmeye götüren bu özelliğidir. Akif’i yıllarca çölden çöle koşturan bu özelliğidir. Necip Fazıl’ın, Nazım Hikmet’in sesini yükselten, onları hapse düşüren yine de susturulama- yan bu özelliğidir.

Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırayla getirilmelidir?

A) I. Sizce hangi şiirler farklı dile çevrilemez, hangi şiirler çevrilebilir?

II. Şairlerin dil karşısındaki sorumlulukları nereden kaynaklanmaktadır?

B) I. Şiirin ulusal olduğu düşüncesine katılır mısınız?

II. Niçin ünlü şairlerin diğer eserleri, şiirlerinin göl- gesinde kalmaktadır?

C) I. Şiir asla çevrilemez, diyen eleştirmenlere siz de katılıyor musunuz?

II. Şairler, niçin hep kavgayla, çileyle ve mücadeleyle özdeşleşmişlerdir?

D) I. Şiiri başarıyla çevirmek, belli koşullara mı bağlıdır?

II. Şair olmak, bir insan için bir ayrıcalık mıdır?

E) I. Siz de Batı şiirini çevirilerden mi tanıdınız yoksa dil biliyor muydunuz?

II. Şairlerin sorumluluk alanları sizce nelerdir?

27. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Sanat ile kendini ifade edebilen toplumların, sanatı kadar sesi yüksek çıkar.

B) Sanatın gerilemesi, toplumun da gerilemesine se- bep olur.

C) Tiyatronun gelişmesi son dönemlerde zayıflamıştır.

D) İyi sanatçılarımızın var olması, sanatın her alanda her baskıya direnmesini sağlar.

E) Sanatın ve sanatçının baskı altına alınması, toplumu doğrudan etkiler.

28. Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Eleştirel bir üslup hakimdir.

B) Öznel cümlelere yer verilmiştir.

C) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır.

D) Sebep-sonuç ilişkisinden faydalanılmıştır.

E) Kanıtlayıcı anlatıma başvurulmuştur.

Sanat, toplumun kendini yansıtma yollarından biridir.

Bu doğrultuda düşündüğümüzde sanattaki her sınır- landırma ve kısırlaşma aslında toplumun kendini ifade etmesinin de kısıtlandığını bize aktarır. Çünkü sanatı besleyen toplumdur ve sanatı sınırlanan toplumun, kendisi de suskunlaştırılır. Türkiye sanatı da maalesef ilerlemesi gereken bu dönemde bazı olumsuzluklarla karşı karşıya. Özellikle tiyatro susturuluyor. Altmışlı ve yetmişli yıllardaki tiyatromuz, son dönemlerde nitelik ve nicelik bakımından zayıflayan tiyatromuza göre daha iyi bir durumdaydı. Onca başarılı tiyatro sanatçımıza rağ- men bugün o yıllardaki tiyatro çizgisinin çok gerisinde olmamızın asıl sebeplerinden biri de sanatın kontrol altında tutulup baskılanmasıdır.

27 ve 28. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

(10)

30. Aşağıdakilerden hangisi yukarıda bir parçası verilen yazıya ait bir cümle olamaz?

A) Öyle zannediyorum ki kendi hudutları içine sığma- yan devletler, artık pek az sonra, dünya hudutları içine bile sığamaz hâle gelecekler.

B) Böyle 64 saatte devredebilen bir dünya, kaç cihan- gire dayanabilir ki?

C) Bu kültür, medeniyet, teknoloji, adına ne derseniz deyin, böyle hızla ilerledikçe 80 Günde Devr-i Alem’de anlatılanların bin katının bile gerçekleşmesi çok uzun zaman almayacaktır.

D) Yarının nesilleri, hiç şüphe yok, Afrika çöllerinde sömürge arayan medeniler gibi aylarda, güneşlerde, yıldızlarda sömürge arayacaklarmış.

E) Yaşadığımız dünya keşfedilmemiş o kadar aleme ev sahipliği yapıyor ki bunu anlamak hiçbir zaman mümkün olmayacaktır.

31. Yukarıdaki parça için aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez?

A) Tanık göstermeden yararlanılmıştır.

B) Sayıp dökmelerden yararlanılmıştır.

C) Farklı cümle yapıları kullanılmıştır.

D) Nitelik bildiren sözcüklere yer verilmiştir.

E) Öznel cümleler kullanılmıştır.

Bir telgraf haberi, tayyare ile devri âlem seyahatinin 64 saate indiğini haber veriyor! Jules Verne’in meşhur kitabını hatırlarsınız: 80 Günde Devr-i Alem. Daha düne kadar, bir romancının hayalinde yaşayan bu 80 gün, artık hakikât bile değil. Yirminci asrın sürati karşısında hayal geride kaldı. Şimdi “Dünya ne kadar küçükmüş!”

diyen eski Türk hakanına hak veriyorum. Şu uçsuz bu- caksız boşluk içinde, 64 saatte devredebilen bir dünya üstünde dolaşmak beni korkutuyor. Küreksiz, dümensiz bir tekne içerisinde büyük denizlere düşmüş gibi...

30 ve 31. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

29. Fuzûlî her ne kadar dinî konularda yazmış olsa da kimi eserlerinde sosyal konulara değinmekten kendini alamamıştır. Şikayetnâme adlı eserinde kendisine bağlanan maaşı, memurların işini düzgün yapmaması nedeniyle alamamasını; Hadikatü’s Süeda’da da ise Kerbela Olayı’nı ele alır. Bağdatlı Rûhi de Şehzade Mustafa’nın öldürülmesi üzerine yazdığı mersiyede, hem halkın hem de askerin hislerine tercüman olmuş- tur. Nedim’in gazellerinde ise Lale Devri’nin yaşamı, kendine yer bulmuştur.

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?

A) Dönemin sosyal yapısı ve özellikleri bazı edebî eserlerde karşımıza çıkar.

B) Divan edebiyatı sanatçıları, toplumsal sorunlara karşı kayıtsız kalmıştır.

C) Bir dönemi incelemenin en güzel yolu, o döneme ait yapıtları tahlil etmektir.

D) Toplumsal adaletsizlikler, edebî eserlerde en çok işlenen konulardandır.

E) Yazar ve yapıt arasındaki bağ ne kadar güçlüyse eserin kalıcı olma ihtimali o derece artar.

(11)

32. (I) “Orhan Pamuk’un Romanlarının Tema Bakımından lncelenmesi” adlı çalışmamız iki bölümden oluşmakta- dır. (II) İlk bölümde Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan tek Türk olan Orhan Pamuk’un hayatı ve eserleri anlatılmış- tır. (III) İkinci bölümde ise Orhan Pamuk’un romanlarının tematik incelemesi yapılmıştır. (IV) Temaların seçiminin ve işlenişinin bir ilgi, duyuş ve değerlendirme meselesi olmasından dolayı temaların giriş kısmında Pamuk’un tema ile ilgili görüşlerine yer verilmiştir. (V) Temaların giriş kısmındaki görüşlerinden de anlaşılacağı gibi Pamuk, hiçbir temayı tesadüfen seçmemiştir, yapıtını bilinçli bir şekilde oluşturmuştur.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Bu bölümde özellikle Pamuk’un tema seçimine ve işleyişine temel oluşturan düşünce dünyasına, edebî görüşlerine yer verilmiştir.” cümlesi getirilmelidir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

33. “Kimseye etmem şikayet / Ağlarım ben hâlime / Titrerim mücrim gibi/ Baktıkça istikbâlime”

Kim bilmez ki bu dizeleri? Hele melodisi... En sıkıntılı anlarında büyüklerimizin dudaklarından dökülen, za- man geçtikçe bizlerin acılarına yastık olan Türk sanat müziğinin o muhteşem nihavent makamının unutulmaz bestesi... Bugün sokağa çıkıp sorsanız, çok genç olanlar dışında, hemen herkesin bu besteyi bildiğini görürsünüz. İşin acı tarafı ise şudur: Bu besteyi ezbere söyleyenlerin hemen hiçbiri, eserin sahibi olan Kemanî Sarkis Efendi’nin adını dahi duymamıştır! Eser onu oluşturanı ölümsüz kılar, diyebilirsiniz ama Kemani Sarkis Efendi de bu harika bestesiyle ismen anılmayı hiç mi hak etmiyor?

Yukarıdaki parçada yakınılan durum, aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?

A) Geçmişten bugüne gelen besteleri, çok az kişinin bilmesi

B) Türk sanat müziğinin, toplum tarafından ilgi görme- mesi

C) Eserin yaratıcısının toplumda çok az kişi tarafından tanınması

D) Türk sanat müziği eserlerinin, sadece avutucu özelliğinin olması

E) Popüler kültürün, değerlerimizi olumsuz etkilemesi

34. Daha yirmi dört saat olmadı mavi yolculuktan döneli.

Bakır tepsinin üstünde serili duruyor getirdiklerim.

Odada ağır bir koku... Gökova’nın rüzgârına kapılınca sağlık, sevinç getiren bu rüzgâr; apartman odasının dört duvarları arasında can çekişiyor. Ağlardan güverteye sıçrayan balıklar gibi keskin fırlayışlarla doğal çevresini arıyor sanki.

Bu parçayla ilgili,

I. Eksiltili cümle kullanılmıştır.

II. Benzetme vardır.

III. Devrik cümlelere yer verilmiştir.

IV. Karşıtlığa yer verilmiştir.

V. Açıklayıcı anlatım biçimiyle yazılmıştır.

yargılarından hangisini söylemek yanlış olur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

35. I. Kavaklar uzamış, asmalar üzüm veriyor.

II. “Amerikan Sargısı” romanını yazmaya çalıştığım günlerde Ankara köylerini dolaşıyordum.

III. O günlerde, aydınlar içinde de aynı bu köylüler gibi hayranlar vardı.

IV. Köylüler de bir hoşnut, bir hoşnut: “Allah razı olsun Amerikalılardan, geldiler de bağ bostan sahibi ol- duk!” diyorlar.

V. Amerikalılar gelmiş, bu köylerden biri olan Kızılöz’de kavak dikmiş, bağ yapmış.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle anlamlı bir pa- ragraf oluşturulmak istense bu cümlelerden hangisi baştan ikinci cümle olur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

(12)

TÜRKÇE TESTI BITTI.

SOSYAL BILIMLER TESTINE GEÇINIZ.

39. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Sohbet kültürünün temeli Ahi Teşkilatından daha eskilere dayanır.

B) Ahi Teşkilatında akşam yapılan toplantılar, kişinin gelişimi için çok önemli sayılmıştır.

C) Toplantılarda oluşan dünya görüşü, sonraki kuşak- lara aktarılmak için uğraşılırdı.

D) Sohbet kültürü her zaman farklı insanlarla devam etmiş, toplumu oluşturan bir bağ görevi üstlenmiştir.

E) Sohbetler,devlet yönetimi için yöneticilerin vazge- çemediği bir unsurdur.

40. Yukarıdaki parçadan hareketle sohbet ile ilgili aşa- ğıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Türklerin çok eski yıllardan beri yararlandığı B) Hoş vakit geçirmek için vazgeçilmez olduğu C) Güzel konuşmaya etkisi olduğu

D) Farklı birçok işlev üstlendiği E) İnsanları sosyalleştirdiği

Türklerde sohbet kültürünün kökleri XIII. yüzyıl Ana- dolu’sundaki Ahi Teşkilatına hatta daha eskilere kadar uzanmaktadır. Ekonomik, askerî ve sosyal bir yapı- lanma olan Ahi Teşkilatının üyeleri akşamları zaviye- lerinde toplanarak yemek yer, sohbet eder, eğlenirdi.

Bu toplantılarda yeme-içme, oturup-kalkma ve güzel konuşmaya ilişkin kurallar uygulanır ve öğretilirdi. Ayrıca bu sohbetlerde anlatılan menkıbeler ve fütüvvetname- lerle belli bir dünya görüşünün oluşturulması ve sonraki kuşaklara aktarılması sağlanırdı. Sohbet geleneği, daha sonraki yüzyıllarda da farklı biçim ve adlarla Türk toplu- munda varlığını sürdürerek günümüze kadar gelmiştir.

Sohbetler genellikle değerlere ve toplumsal kurallara destek verme, kültürel unsurları genç kuşaklara aktar- ma, yardımlaşmayı yayma, ortak bir toplumsal kimlik oluşturma, kişiye aidiyet duygusu verme ve hoşça vakit geçirme gibi işlevlere sahiptir.

39 ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

36. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangi ikisi aynı ifadenin farklı sözcüklerle anlatılmış hâlidir?

A) I ve III B) I ve IV C) Il ve VI D) III ve IV E) V ve VI

37. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa- ragraf hangi cümleyle başlar?

A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

38. Bu parçadan Ahmet Hamdi Tanpınar ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) İlk yazdıklarındaki yanlışları sonraki eserlerinde görmüş ve bunlardan ders çıkarmıştır.

B) Farklı türlerde eserler kaleme almıştır.

C) Dilini şiir yazarak geliştirip bundan romanlarında yararlanmıştır .

D) Okumadan yazar olunamayacağı kanısındadır.

E) Şiiri, yazın türleri içinde en çetin tür olarak görmüş- tür.

Ahmet Hamdi Tanpınar, yazın hayatının ilk yıllarında C. Baudelaire’in de etkisiyle şiire başlamış ve şiire çok güvenmiştir. (I) Dilin en zor, en kaprisli alanı olarak şiiri görmüştür. (II) Bu alandaki edinimlerini romanlarında kullanmıştır . (III) Böylece dilini şiirle eğittiğini ifade etmiştir. (IV) Ahmet Hamdi Tanpınar, şiir yazmayı bırak- tıktan ve kendini tamamen düzyazıya verdikten sonra bile her yolculuğunda bir şiir kitabı yanına almayı ihmâl etmemiştir. (V) Yolculuk yaparken sürekli bir şeyler oku- yan Tanpınar için bu okuyuşlar, yazmanın temel koşulu olarak gördüğü ön hazırlıktır. (VI) İyi yazar olmanın iyi okur olmaktan geçtiğine inanan Tanpınar, her fırsatta okumuş, okumuş, okumuş...

36, 37 ve 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız.

(13)

SOSYAL BİLİMLER TESTİ

1. Bu testte sırasıyla,

Tarih (1–5)

Coğrafya (6–10)

Felsefe (11–15)

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (16–20) alanlarına ait 20 soru vardır.

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi almayan öğrenciler için 21–25 arası Felsefe soruları yer almaktadır.

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının “Sözel Bölüm Testi” için ayrılan kısmına işaretleyiniz.

1. 1964 yılında başlayan Çayönü kazılarında çakmak taşı, obsidyen ve bazalt taşlarından yapılmış aletler ortaya çıkarılmıştır. Çayönü insanı söz konusu maddeleri kullanarak oraklar ve delici-kazıcı aletler ile çeşitli süs eşyaları yapmıştır. Bununla birlikte Çayönü yakınlarında bulunmadığı bilinen çakmak taşının ve obsidyenin nere- den getirildiği tam olarak anlaşılamamıştır. Çayönü’nde çanak çömleklerin yanı sıra av hayvanlarının kemikle- rinden yapılmış iğneler, çengeller,boncuklar, halkalar ve düğmeler bulunmuştur. Diğer yandan Çayönü bakır yataklarının bulunduğu Ergani’ye yakın bir yerdedir. Bu nedenle Çayönü insanı dünyanın başka yerlerindeki insanlardan yaklaşık 2000 yıl önce bakırı işleyerek aletler yapmayı öğrenmiştir.

Buna göre Çayönü ile ilgili,

I. Yazılı kültürün ilk örneğinin verildiği II. Farklı kültürlerle etkileşim kurulduğu

III. İhtiyaçları gidermeye yönelik eşya yapımında geliş- me gösterildiği

IV. Tamamen tüketici bir hayatın hakim olduğu

değerlendirmelerinden hangilerinin doğru olduğu söylenebilir?

A) I ve II B) II ve III C) III ve IV D) I, II ve IV E) II, III ve IV

2.

Türkiye Selçuklu Devleti’nde ticari güzergâhlar ve kervansaraylar haritası incelendiğinde aşağıdaki- lerden hangisinin doğru olduğu söylenebilir?

A) Anadolu’da canlı bir ticaret ağı oluşturulduğu B) Ticari faaliyetlerin Rumeli topraklarında ağırlık ka-

zandığı

C) Ticari faaliyetlerin Anadolu’nun iç kısımlarıyla sınırlı kaldığı

D) Kıyı bölgelerinin ticarette etkili olmadığı

E) Ticarette hayvansal ürünlerin alımına ağırlık verildiği

(14)

4. Doğu Akdeniz’de etkinliğini artırmak isteyen Kavalalı Mehmed Ali Paşa isyanı sırasında Osmanlı Devleti’ne karşı İngiltere ve Fransa’nın takındığı tavır nedeniyle II. Mahmud, Rusya ile Hünkar İskelesi Antlaşması’nı imzalamıştır (1833). Boğazlar ile ilgili esasları nedeniyle bu antlaşmaya tepki duyan İngiltere ile de ticaret söz- leşmesi imzalanmıştır. Mısır Sorunu ancak 1840 yılında Londra Konferansı ile çözüme kavuşturulmuştur.

Buna göre aşağıdakilerden hangisinin doğru olduğu söylenemez?

A) Osmanlı Devleti XIX. yüzyılda denge politikası ile varlığını korumaya çalışmıştır.

B) Doğu Akdeniz’de çıkar çatışmaları yaşanmıştır.

C) Osmanlı Devleti’ndeki azınlık isyanları tamamen sona ermiştir.

D) Osmanlı toprakları Avrupa devletleri için çıkar ko- nusu olmuştur.

E) Boğazlar konusu, uluslararası platformda önem kazanmıştır.

5. Hariciye Nazırı Mustafa Reşit Paşa tarafından hazır- lanan Tanzimat Fermanı I. Abdülmecit’in onayıyla ilan edildi. Osmanlı Devleti’nin siyasi, sosyal ve ekonomik beklentileri göz önüne alınarak ilan edilen Tanzimat Fermanı ile ulaşılmak istenen amaç: 1840 Londra Konferansı’nda azınlık sorununun gündeme gelmesine engel olmak ve Mehmet Ali Paşa isyanı konusunda Osmanlı Devleti’nin lehine karar alınmasını sağlamaktı.

Böylece azınlıkları koruma bahanesiyle Avrupa devletle- rinin Osmanlı’nın iç işlerine karışmasının önü kesilecek ve Rusya’nın Balkanlardaki etkisi kırılmış olacaktı.

Buna göre Osmanlı Devleti ile ilgili,

I. Osmanlıcılık düşünce akımını hayata geçirmeye çalıştığı

II. Egemenlik haklarını korumak istediği

III. Rusya’nın yayılmacı siyasetine karşı çözüm arayı- şında olduğu

çıkarımlarından hangilerinin doğru olduğu söyle- nebilir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve III E) I, II ve III

3. Palekanon Zaferi’nden sonra Orhan Bey İznik üzerine yürüdü. Yalnız kalan İznik tekfuru, şehri Orhan Bey’e teslim etmek zorunda kaldı (1331). Orhan Bey, Bursa’da olduğu gibi İznik’te de halkın can ve mal güvenliğini sağladı. İsteyenlerin şehri terk etmelerine izin verdi.

İznik, Bizans’a karşı yapılan seferlerde askerî üs olarak kullanıldı. İznik’in fethinden sonra Gemlik ve İzmit kısa bir süre sonra Osmanlı Devleti’nin hâkimiyetine girdi.

Bu durum, Osmanlı Devleti ile ilgili aşağıdakilerden hangisinin göstergesi olamaz?

A) Adaletli yönetim oluşturulduğunun

B) Sosyal devlet anlayışından uzaklaşıldığının C) Bizans aleyhine sınırların genişletildiğinin D) Bizans’ın Anadolu toprakları ile bağlantısının kesil-

meye çalışıldığının

E) Cihat anlayışına dayalı politika izlendiğinin

(15)

6. Ülkelerin nüfus özelliklerini göstermede kullanılan te- mel araçlardan biri de nüfusun yaş ve cinsiyet yapısını gösteren piramitlerdir.

Buna göre aşağıda verilen demografik özelliklerden hangisi, yukarıdaki nüfus piramidinin özelliklerini daha iyi açıklamaktadır?

A) Doğum ve ölüm oranının düşük olduğu piramit tipidir.

Japonya, Güney Kore, Almanya gibi büyük nüfus problemi yaşadıktan sonra hızla gelişen, nüfusu artan ülkelere özgü bir piramittir.

B) Bu piramit düzgün üçgen piramitidir. Genç grupta ölüm oranlarının azalmaya başladığı; ancak doğum oranlarının yüksek olduğu ülkelerin piramididir.Bu tür piramitler Pakistan ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerde görülmektedir.

C) Düşük doğum ve ölüm oranlarının görüldüğü ge- lişmiş ülkelerin nüfus piramididir. Düşük doğum oranları nedeniyle piramidin tavanı dardır. Kanada ve İsveç gibi gelişmiş ülkeler buna örnektir.

D) Piramit, düşük doğum ve ölüm oranlarından sonra doğum oranlarının izlenen nüfus politikalarıyla art- tığını göstermektedir.

E) Yüksek doğum ve ölüm oranları gözlenir. Sanayi devrimi öncesi toplumların çoğu bu piramit örne- ğini yaşamıştır. Günümüzde ise Somali, Nijer ve Bangladeş gibi yüksek doğum ve ölüm oranlarının yaşandığı gelişmemiş ülkelere aittir.

8 6 4 2 0 2 4 6 8

15 65

Yaş

0 (%)

8. • Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır. Bitki örtüsünü kızılçam ormanları ile makiler oluşturur.

• Yaz ayları sıcak ve yağışlı, kış ayları kuraktır.

• Kış ayları soğuk, yaz ayları sıcak geçer. Bitki örtüsü bozkır ya da antropojen bozkırdır.

• Her mevsim yağışlı, kış ayları ılık yaz ayları serin geçer. Bitki örtüsü karışık yapraklı ormanlardan oluşur.

Yukarıda, aşağıdaki iklimlerden hangisine ait bir temel özellik verilmemiştir?

A) Savan iklimi B) Ilıman okyanus iklimi C) Ekvatoral iklim D) Step iklimi

E) Akdeniz iklimi 7.

Haritada belirtilen bölgelerin hangisi,

• permafrost ve tundra toprakları bulunur, • 24 saati aşan gündüzler yaşanır,

• yerleşmeler doğal kaynaklara dayalı veya askeri amaçlı olarak kurulmuştur

koşullarının tümünü karşılar?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

4 3

5 2 1

(16)

12. Devletin kurulmasından önce insanlar, “doğa durumu”

denilen ve mutlak bir özgürlüğe sahip oldukları bir toplum düzeninde yaşıyorlardı. Ardından “sosyal söz- leşme” yaparak “yasa düzenine” geçtiler yani devleti kurdular. Bunu yaparken doğal yaşamda sahip oldukları özgürlüklerden bir kısmını devlete devrettiler. İnsanlar, doğuştan bazı hak ve özgürlüklere sahiptirler ve bunlar devletten önce gelir. Toplumlara egemen olan siyasal sistemler, hak ve özgürlüklerin gerçekleştirilebileceği elverişli koşulları yarattıkları ölçüde meşruluk kazanırlar.

Bu parçadaki yaklaşıma dayanarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Toplumsal uzlaşımın ürünü olan devlet, yapma bir kurumdur.

B) İktidar, ortak iradenin taleplerini gerçekleştirmesiyle meşru sayılır.

C) Devlet, doğal olarak ortaya çıkan bir oluşumdur.

D) Devletin varlığı, insan olmanın sağladığı hakların korunmasına bağlıdır.

E) Devlet, toplumda oluşan ortak iradenin ürünüdür.

11. İnsanın akıl ve mantığının ürünü olan demokratik ege- menlik, hukuk kuralları çerçevesinde kullanılmaktadır.

Egemenliği elde etme ve kullanma yolları ile sınırları, anayasa tarafından belirlenmiştir. İktidarın egemenliği kullanırken halkın iradesine dayanması esastır. Devlet, yurttaşlar için ve yurttaşlardan dolayı vardır. Bireyin doğal hakları olan yaşama, mülkiyet, özgürlük gibi hakları toplum tarafından bile elinden alınamaz. Devlet, anayasalarla bu hakları yani insan haklarını koruma altına alır, bu hakları korumakla yükümlüdür.

Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi demok- ratik egemenlik anlayışıyla örtüşmez?

A) Lider, seçimle göreve gelir.

B) Liderin yetki ve sorumlulukları bellidir.

C) Hukukun üstünlüğü ilkesi hakimdir.

D) Liderin kudreti geleneklerden gelir.

E) Devlet, bireyin haklarını güvence altına almıştır.

9. I. Venedik şehrinin her yıl 3-4 mm kadar alçalması II. Paleozoyikte, İskoçya ve Norveç’teki dağların oluş-

ması

III. Japonya’nın başkenti Tokyo’nun yılda ortalama 2 cm kadar çökmesi

IV. Üzerindeki buzullar eridiği için İskandinav Yarımadası’nın yükselmesi

Yukarıdakilerden hangileri, kıta oluşumuna (epiro- jenez) örnek olarak gösterilemez?

A) Yalnız II B) Yalnız III C) I ve II D) I ve IV E) III ve IV

10. Aşağıdaki topografik şekillerden hangisi, buluna- bileceği bölge ile yanlış eşleştirilmiştir?

A)

C)

B)

D)

E) Peribacaları

Kapadokya

Dev Kazanı Batı Karadeniz

Çentik Vadi Doğu Karadeniz

Barkan Trakya

Birikinti Konisi Orta Toroslar

(17)

14. “İnsandaki duyusal dürtü onun fiziki varlığından, biçim dürtüsü de ussal doğasından kaynaklanır. Oysa insan doğasında bu iki dürtüyü uzlaştıracak bir üçüncü dürtü mevcuttur. Zamanı zamanda ortadan kaldırmayı, bireyi yaşamın tüm bağlarından soyutlamayı ve özgürleştir- meyi sağlayan bu dürtü ancak sanatla mümkündür.”

Bu parçadaki yaklaşımda aşağıdakilerden hangisi savunulmaktadır?

A) Taklit olarat sanat kuramı B) Oyun olarak sanat kuramı C) Ortak estetik yargıların var olduğu D) Yaratma olarak sanat kuramı

E) Güzel ve iyi kavramlarının özdeş olduğu

13. Parmaklarımın arasında tuttuğum taşı bırakıyorum; taş düşüyor, aynı şekilde bir metal parçasını ve bir ağaç parçasını bırakıyorum, düşüyorlar; bir kabın içerisindeki suyu boşaltıyorum, sıvı akıyor. Havada bir kurşun par- çası ve bir mantar topu eşit olmayan hızlarla düşüyorlar;

boşlukta ise aynı hızla düşüyorlar. Kutupta, ekvatorda, kutup ve ekvator arasında, düşen cisimlerin çizgisi, dingin suların yüzeyine diktir ve bu çizgi uzatılırsa dün- yanın merkezine rastlar. İşte tüm bu tekil gözlemlere dayanarak şu yasaya ulaşılıyor: Tüm cisimler, düşüşün başlangıcından itibaren geçen zamanla orantılı olarak artan hızlarla dünyanın merkezine doğru düşerler.

Bu parça aşağıdakilerden hangisine örnektir?

A) Paradigmanın çürütülebileceğine B) Hipotez oluşturmaya

C) Tümdengelim türü çıkarıma D) Yanlışlanabilirlik ilkesine E) Tümevarım türü çıkarıma

15. Bilim felsefesinin şekillenmesindeki önemli isimlerden biri olan Kuhn, görüşleriyle düşünce tarihinde yeni bir pencere açar. O, bilim insanları tarafından kabul görmüş olan inançlar bütününe veya problemlerin nasıl anla- şılması gerektiği konusunda üzerinde uzlaşılmış olan açıklama maddelerine paradigma adını vermiştir. Ona göre Kopernik astronomisi, Newton dinamiği veya dalga optiği, zamanında kabul görmüş algılayış tarzlarıdır.

Yani dönemin paradigmalarıdır. Kuhn’a göre paradig- ma, bilimsel sorgulamanın temelidir. Bilim insanlarının hangi deneyleri nasıl yapacaklarını, hangi sorunları öncelikli kabul edeceklerini, hangi soruları soracaklarını belirleyen, sahip oldukları paradigmalardır.

Bu parçaya dayanarak Kuhn’un paradigma anlayışı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Paradigma, mutlak nitelikteki evren modelleridir.

B) Bilimi belirleyen, bilim insanlarının belli bir dönem- deki ortak bakış açısıdır.

C) Dönemin paradigması, güncel bilimsel yaklaşımların ifadesidir.

D) Bir konuda kavramsal modele sahip olmak demek, o konuda bir paradigmaya sahip olmak demektir.

E) Olguların bir düzen içinde açıklanmasını sağlayan sistemler, paradigmalardır.

(18)

16. İslam anlayışının oluşmasında etkili şahsiyetlerden biri de asıl adı Numan b. Sabit olan Ebu Hanife’dir. Geçi- mini sağlamak için ticaret hayatına devam ederken bir yandan fıkıh konusunda çalışmalarını sürdürmüştür.

Ebu Hanife, bir malı satarken de alırken de hak ve hukuka dikkat etmiştir. Bir kadın ona satmak üzere bir elbise getirmiştir ve karşılığında yüz dirhem istediğini belirtmiştir. Ebu Hanife, elbisenin değerinin daha fazla olduğunu belirtince kadın; yüzer yüzer arttırarak dört yüz dirheme kadar çıkarmıştır. Ebu Hanife daha fazla edeceğini belirtince kadın, Ebu Hanife’nin kendisiyle alay ettiğini düşünmüştür. Bunun üzerine Ebu Hanife,

“isterseniz bir adam getirin ve fiyat belirtsin” dediğinde kadının getirdiği adam elbiseye beş yüz dirhem fiyat biçmiştir. Ebu Hanife de elbiseyi beş yüz dirhemden satın almıştır.

Yukarıdaki parçadan hareketle Ebu Hanife hakkında aşağıdaki ifadelerden hangisi Ebu Hanife hakkında söylenemez?

A) Fıkıh alanında çalışmalar yapmış önemli bir şahsi- yettir.

B) Adaletli karakteriyle tanınan bir insan olmuştur.

C) Geçimini İslam adına yaptığı çalışmalardan sağla- mıştır.

D) Ticaret yaparken hileye başvurmamıştır.

E) İnsanlara karşı dürüst davranan bir kişidir.

17. Nerde görsen gönlü kırık merhem ol, Öyle mazlum yolda kalsa yoldaş ol, Mahşer günü dergâhına yakın ol,

Ben, benlik güden kişilerden kaçtım ben işte.

Hoca Ahmet Yesevi, Divan-ı Hikmet Yukarıda verilen şiirde aşağıdaki konulardan han-

gisi ele alınmıştır?

A) Sevinç ve güler yüz ile misafir ağırlamaktan B) İnsan sevgisinin kaynağının Allah sevgisi olduğun-

dan

C) İnsanlara iyilik ve yardım edilmesi gerektiğinden D) İnsanlara suizan ile yaklaşılması gerektiğinden E) Yapılan iyiliklerin mükâfatından

18. I. Ahlaki konularda kendisini iyi bir şekilde yetiştirerek, insan-ı kamil mertebesine ulaşmayı amaçlar.

II. Hakk’ın rızasını kazanmaya ve insanlar arasındaki karşılıklı haklara dikkat eder.

III. Dünya hayatına hiçbir şekilde önem vermez, daha çok ahireti düşünerek ibadetlerini artırır.

Yukarıdaki öncüllerde verilenlerden hangisi ya da hangileri tasavvufi düşünceyi benimseyen kişilerde bulunması gereken özellikler arasında yer almaz?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III

16.-20. soruları Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini yasal olarak almak zorunda olanlar ve Imam Hatip Okulları öğrencileri/mezunları cevaplayacaktır.

(19)

19. İslam ahlakında yerilen davranışlar arasında haset kavramı da yer almaktadır. Bu konuda Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur;

– “Hasetten sakının! Çünkü ateşin odunu yakıp tüket- tiği gibi hasette iyi amelleri yakar, bitirir.”

(Ebû Dâvûd, Edeb, 44) Buna göre yukarıda bahsedilen haset kavramının

anlamı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yalan

B) Mahremiyet İhlali C) Hile

D) Kıskançlık E) Zulüm

20. Kıdem: Allah’ın varlığının bir başlangıcının bulunma- masıdır.

Muhalefetü’n lil-Havadis: Allah’ın sonradan yaratıl- mışlara benzememesidir.

Kıyam bi Nefsihi: Allah’ın var olmak için hiçbir şeye ihtiyaç duymamasıdır.

Tanımları verilen kavramlarla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) İslam dinine göre Allah’ı tanıtan sıfatlardır.

B) Sadece Allah’a ait özelliklerdir.

C) Vahdaniyet sıfatı ile aynı kategoride değerlendirilir- ler.

D) Sübûti sıfatlardan arasında yer alırlar.

E) Allah’tan başka varlıklarda bulunmayan sıfatlardır.

21. İnsanın doğayla savaşında çeşitli hayvanlar gibi keskin dişleri, pençeleri yoktur. Bu nedenle yaşam mücade- lesinde insan hayvanlara göre daha güçsüz ve eksik durumdadır. İnsan bu eksikliğini gidermek için diğer insanlarla birlikte yaşamış, birbirini desteklemiş ve en son aşamada da devleti oluşturmuştur.

Bu parçaya göre devletin oluşum nedeni aşağıda- kilerden hangisidir?

A) İnsanların kültür ve uygarlık yaratma isteğidir.

B) İnsanın bireysel anlamda doğa ile mücadelesinde yetersiz kalmasıdır.

C) İnsanların bencil isteklerinin desteklenme zorunlu- luğudur.

D) İnsanların mülkiyet haklarını koruma gereksinimidir.

E) İnsanların karizmatik lidere olan bağlılığıdır.

22. Felsefe, kendi varlığının bilincine ulaşmış insanın olduğu her yerde vardır. Ne insan felsefeden ne de felsefe insandan ayrılabilir. “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum?” ya da “Evrenin kaynağı nedir?” gibi sorular, tüm insanların zihnini meşgul eden sorulardır.

İşte felsefe, bu tür soruları cevaplayabilmeye yönelik düşünsel bir çabadır.

Buna göre, felsefi akıl yürütmelerin temeli aşağıda- kilerden hangisine dayanmaktadır?

A) Moral değerlerin önemine

B) Toplumsal yaşamın sorgulanmasına C) Dinsel inançların dogmatikliğine D) Varlığı anlama ve açıklama çabasına E) Bilimsel verilerin dayanaklarına

21.-25. soruları Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini yasal olarak almak zorunda olmayan veya farklı müfredat ile alanlar cevaplayacaktır.

(20)

24.Kimya bilimine göre, içtiğimiz su iki hidrojen ve bir oksijen atomundan oluşur. Hidrojen yanıcı, oksijen ise yakıcı bir maddedir. İkisi bir araya geldiğinde ise sön- dürücü özelliği olan su meydana gelir. Bilim, gözlem ve deneylerle oksijen ve hidrojenin özelliklerini inceleyip ortaya koymasına rağmen ikisinin bir araya geldiğinde neden söndürücü niteliğe sahip olduğunu sorgulamaz.

İşte felsefe, bilimin yönelmediği varlığın özüne, amacına yönelik sorulara yönelme ve sorma, bunları mantıksal biçimde sorgulama işini üstlenmiştir.

Bu parçada bilim ile felsefenin hangi yönden farklı oldukları vurgulanmıştır?

A) Bilim, varlığa seçici yönelirken; felsefe, varlığı bü- tünsel bir yaklaşımla değerlendirir.

B) Bilim olgulara, felsefe ise değerlere yöneliktir.

C) Bilim, birikimsel ilerlerken, felsefe kümülatiftir.

D) Bilimde kanıtlamanın yerini ispat alır, felsefede ise tutarlılık esastır.

E) Bilim, varlığa nasıl sorusuyla yönelirken, felsefe ilk nedeni sorgular.

23.Deney öncesi bilginin varlığını temellendirmek isteyen Sokrates, bir konuşma sanatı geliştirir. Sokrates, bu diyaloğun ilk aşamasında sürekli olarak kendisinin bir şey bilmediğini söyler. Karşısındaki de tersine bilgisine pek güvenmektedir. Ancak ileri sürdükleri de hep derme çatma şeylerdir. İşte Sokrates’in ünlü alayı bu karşıtlık içinde belirir. Bu aşamadan sonra Sokrates, konuştuğu kişide doğruyu meydana çıkarmaya girişir; onun deyişiy- le ruhta uyku halinde bulunan düşünceleri “doğurtmaya”

uğraşır. Bu sanatına da, “düşünce doğurtma” denir.

Aşağıdakilerden hangisi Sokrates’in bu parçada açıklanan görüşüne uygun bir ifadedir?

A) Bilmek hatırlamaktır.

B) Doğru bilgi yaşantıların ürünüdür.

C) Herkes sezgi potansiyeliyle doğar.

D) Deneyin bildirdiklerinin dışında doğru yoktur.

E) İnsan zihni doğuştan boş bir levha gibidir.

SOSYAL BILIMLER TESTI BITTI.

TEMEL MATEMATIK TESTINE GEÇINIZ.

25. İnsan, dış dünyada gerçekleşen olayları gözlemlemiş ve bu olayları anlamlandırmaya çalışmıştır. Bunun yanın- da birtakım ihtiyaçlardan dolayı, belli araç ve gereçler üretmiştir. Bu anlamda bilim, teknoloji sayesinde insanın merakı ve evreni anlamlandırma çabasının yanında, günlük yaşamı kolaylaştırmak amacıyla da yapılmıştır.

Evreni anlamlandırmaya yönelik tüm bu çabalar ve bilimsel gelişmeler, insanlığın ortak mirasıdır.

Bu parçada bilimin aşağıdaki özelliklerinden han- gisine değinilmemiştir?

A) İnsan yaşamını kolaylaştırma B) Pratik bir değer taşıma C) Nesnel bir etkinlik olma D) Evrensel olma

E) Pratik bir değer taşıma

(21)

TEMEL MATEMATİK TESTİ

1. Bu testte 40 soru vardır.

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının “Temel Matematik Testi” için ayrılan kısmına işaretleyiniz.

1. Duru aşağıda verilen çarpma işlemini yaparken 2. satırı sola kaydırması gerekirken sağa kaydırarak hata yaptığı için sonucu yanlış bulmuştur.

AB 47

.  .  .   .  .  .

1702 x

+

Buna göre, AB iki basamaklı sayısını bölen en büyük asal sayı kaçtır?

A) 13 B) 17 C) 19 D) 23 E) 37

2. 2, 4, 5, 6 ve 8 rakamları birer kez kullanılarak beş basamaklı ABCDE sayısı bir karta yazılıyor. Bu sayıyı bulmak için beş kişi aşağıdaki tahminleri yapmıştır.

24865, 25864, 85624, 84625, 85264

Yapılan tahminlerde bir kişi ABCDE sayısının sadece bir tane rakamının yerini doğru bilmiş, diğerleri ise hiçbir rakamın yerini bilememiştir.

Bu durumda kartta yazılı olan sayının en büyük değeri kaçtır?

A) 86542 B) 65248 C) 58246

D) 86254 E) 68254

3.

Telefonunun parolasını kardeşiyle paylaşmak istemediği için kardeşine parola ile ilgili ipucu veren abisi şöyle demiştir.

“Parolam, rakamları birbirinden farklı dört basamaklı 18 ile tam bölünebilen en büyük doğal sayının her rakamın;

klavyedeki 5 sayısına göre simetriğidir.”

Buna göre, parola kaçtır?

A) 1246 B) 1264 C) 1296

D) 2146 E) 2196

Parolayı Girin

Acil Arama Vazgeç

(22)

5. 6 > a > b > c > 1 olmak üzere,

4ab3c beş basamaklı doğal sayısı ile ilgili aşağıdaki bilgiler veriliyor.

• 5 ile bölümünden kalan 2 dir.

• 9 ile tam bölünebilmektedir.

Buna göre, a + b + c toplamının değeri kaçtır?

A) 9 B) 10 C) 11 D) 12 E) 13

7. x, y ve z asal sayılar olmak üzere, x . ( y – z) = 77

z . (x + y) = 40

eşitlikleri veriliyor.

Buna göre, x + y + z toplamının değeri kaçtır?

A) 18 B) 20 C) 21 D) 22 E) 25

6.

Yukarıda verilen trenin ilk vagonun üzerinde yazan sayı ile aralarında asal olan farklı sayma sayıları diğer vagonların üzerine yazılacaktır.

Yazılacak olan sayıların 2’si rakam 4’ü iki basamaklı sayı olduğuna göre, sonradan yazılan sayıların toplamı en az kaçtır?

A) 46 B) 55 C) 60 D) 64 E) 66

4. Bir tatil beldesinde yan yana bulunan 242 kulübe, sıra- 24 sıyla ikisi mavi, biri sarı, üçü yeşil renge boyanıyor.

Buna göre,

I. Mavi renge boyanan kulübe sayısı, yeşil renge boyanan kulübe sayısından 38 eksiktir.

II. Sarı renge boyanan kulübe sayısı, mavi renge bo- yanan kulübe sayısının yarısıdır.

III. Yeşil renge boyanan kulübe sayısı, sarı renge bo- yanan kulübe sayısının 3 katıdır.

ifadelerinden hangileri doğrudur?

A) Yalnız I B) I ve II C) II ve III D) I ve III E) I, II ve III

(23)

9. Kendisinden a, b ve c sayılarının OKEK ini hesapla- ması istenilen Ege aşağıdaki tabloya göre hesaplama yapmıştır.

Buna göre, a + b – c işleminin sonucu aşağıdakiler- den hangisidir?

A) 3 B) 12 C) 17 D) –3 E) –84

a b c 2 d b e 2 f b g 2 f b k 3 1 h 1 5 1

10. Boyutları 360 ve 240 cm olan dikdörtgen şeklindeki bir süs havuzun tabanı kare fayanslar ile hiç boşluk olmayacak biçimde kaplanmıştır.

Aynı boyuttaki fayanslar bir kenarı 255 cm olan baş- ka bir kare şeklindeki havuzun tabanını hiç boşluk kalmayacak biçimde kaplamak için kullanılabildiği- ne göre, iki havuzun tabanını kaplamak için en az kaç tane fayans kullanılmıştır?

A) 639 B) 673 C) 680 D) 694 E) 701 255

cm 255 cm

240 cm

360 cm

8. ! ( !)x 7

10 = 2

eşitliğini sağlayan x doğal sayısı kaçtır?

A) 6 B) 7 C) 8 D) 9 E) 10

(24)

14. x ve y sıfırdan farklı birer rakamdır.

, ,

, ,

x y

x x y y 0 +0

+

ifadesinin eşiti aşağıdakilerden hangisidir?

A) 99 B) 30 C) 11 D) 10 E) 1

13. a, b ve c birbirinden farklı pozitif doğal sayılardır.

a5 + b 25 + c

125 = 29 25

olduğuna göre, a + b + c toplamı en az kaçtır?

A) 4 B) 8 C) 13 D) 17 E) 18

12. Kızların beşerli, erkeklerin üçerli gruplar halinde toplan- dığı piknikte 63 kişi bulunmaktadır.

Buna göre, grup sayısı en az kaçtır?

A) 12 B) 13 C) 16 D) 18 E) 20

11.

d1 ve d2 doğrularının üzerindeki dairelerin içine 21 den 29 a kadar 9 adet doğal sayı, her daireye farklı bir doğal sayı gelecek şekilde yerleştiriliyor. Bu yerleştirme sonucunda d1 doğrusu üzerindeki 5 sayının toplamı x, d2 doğrusu üzerindeki 5 sayının toplamı y olarak hesaplanıyor.

x + y = 248 olduğuna göre, u sayısı kaçtır?

A) 21 B) 22 C) 23 D) 25 E) 26

u

d1 d2

(25)

17. a > 0 olmak üzere,

|f(x)| ≤ a eşitsizliğinin çözüm aralığı –a ≤ f(x) ≤ a dır.

|2x – 1| ≤ 5 ve x + 2y = 4

olduğuna göre, y tam sayı değerlerinin toplamı kaçtır?

A) 7 B) 6 C) 5 D) 4 E) 3

18. 7x = 3y = 12

olduğuna göre, 21xy

12x + y – 1 ifadesinin değeri kaçtır?

A) 1 B) 9 C) 49 D) 12 E) 1

12 15. 2x + a

4 + x 3 = 1

denkleminin çözüm kümesi {–1} olduğuna göre, a değeri kaçtır?

A) – 1

3 B) 1

2 C) 5

2 D) 11

3 E) 22

3

16. a, b ve c, 1’den büyük gerçek sayılar olmak üzere, a3 = b4

b5 = c7

eşitlikleri veriliyor.

Buna göre, a, b ve c sayılarının doğru sıralamaları aşağıdakilerden hangisidir?

A) a > b > c B) a > c > b C) b > c > a D) c > b > a E) b > a > c

(26)

21. Şekilde, bir köşesi 20 cm uzunluğundaki cetvelin baş- langıç noktasında olan bir düzgün altıgen gösterilmiştir.

Çevre uzunluğu 648 cm olan bu düzgün altıgen kenarları cetvelle temas edecek şekilde ok yönünde döndürülerek ilerletilecektir.

Buna göre, P noktası cetvelde hangi iki uzunluk arasında olur?

A) 14 cm ve 15 cm B) 15 cm ve 16 cm C) 16 cm ve 17 cm D) 17 cm ve 18 cm

E) 18 cm ve 19 cm P

19. Kural: Verilen şeklin kenar sayısı içindeki tam sayının kuvveti olarak yazılacaktır.

Örneğin,

a = a5 tir.

Yukarıdaki kurala göre,

22 + 2 . 32

8 + 4 . 34

işleminin sonucu kaçtır?

A) 1

32 B) 1

16 C) 1

8 D) 1

4 E) 1

2

20. Şekilde bir kenarı 3 4+ cm olan dikdörtgen verilmiştir.

Çevre(ABCD) = a cm Alan(ABCD) = b cm

olarak veriliyor.

a ve b birer rasyonel sayı olduğuna göre a – b far- kının değeri kaçtır?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

D

A 3+ cm4

x cm C

B

(27)

24. Altın bir kolye tasarlamak isteyen Birol Usta maliyeti düşürmek için bu kolyeyi yaparken altın ve bakır kul- lanmıştır. Kolyedeki altın kütlesinin bakır kütlesine oranı

1 5 tir.

Kolyeyi yaptıktan sonra 24 gr olduğunu görmüştür.

Birol Usta 1 gr altının fiyatını 450¨ ye ve 1 kg ba- kırın fiyatını 150¨ ye satın aldığına göre, kolyenin malzeme maliyeti kaç ¨ dir?

A) 1450 B) 1520 C) 1603

D) 1800 E) 1803

23. a, b, c ve n pozitif tam sayılardır.

a + b + c = 300

an = b

n + 2 = c n + 4

eşitliğini sağlayan kaç farklı (a, b, c) sıralı üçlüsü vardır?

A) 6 B) 7 C) 8 D) 9 E) 10

25. Mert’in cep telefonunun şarjı Şekil I deki gibi eşit 7 bölme tamamen dolu iken 3 saat 37 dakika aralıksız konuşulduğunda tamamen bitiyor.

Mert cep telefonunun şarjı tamamen dolu iken şarj göstergesi Şekil II deki duruma geldiği andan itiba- ren kaç dakika daha aralıksız görüşme yapabilir?

A) 90 B) 93 C) 100 D) 105 E) 140

Şekil I Şekil II

22. Aynı kurumda çalışan Melih ve Semih için toplam 2000¨’lik prim dağıtımı yapılacaktır. Bu dağıtım için aşağıdaki şartlar bilinmektedir:

• Dağıtılan prim ya çalışma süreleri ile ters orantılı ya da bu çalışma süreleri ile doğru orantılıdır.

• Eğer prim dağılımı çalışma süreleri ile doğru orantılı yapılırsa Melih diğer duruma göre 400¨ daha az alacaktır.

Buna göre, Semih’in çalışma süresinin Melih’in çalışma süresine oranı aşağıdakilerden hangisidir?

A) 1

2 B) 2

3 C) 3

2 D) 1

3 E) 5

2

Referanslar

Benzer Belgeler

Buna göre, 400 gram saf suya, aynı sıcaklıkta 60 gram X katısı eklenerek hazırlanan çözelti için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?. A) Doymamış

Çemberlerin yarıçapları sırasıyla n, 3n ve 9n cm (n > 0) olduklarına göre dış halkanın alanının iç halkanın alanına oranı

Ba¸ska yerlere veya ka˘gıtlara yazılan cevaplar kesinlikle okunmayacaktır.. serisinin

korunmak için , onları tamamen hayatımızdan çıkarmalıyız.  Doğru olan tümcelerin başına “D” , yanlış olanların başına ise “Y” koyunuz.  Boşlukları uygun

• A kişisi pazartesi ve çarşamba 40 dakika hızlı yürürken salı ve perşembe günleri 50 dakika tempolu, cuma günü ise 30 dakika yavaş yürümektedir.. • B

Aşağıdaki sözcüklerden hangisi satır sonuna sığmadığında ayrılabilir. Ocak, Şubat , Mart Yukarıdaki kelimelerin hangisi birden çok anlam taşıyabilir.

25. Yalnız yaşamanın bir tek amacı vardır sanıyorum; o da daha başıboş, daha rahat yaşamak. Fakat her zaman buna hangi yoldan varacağımızı pek bilmiyoruz. Çoğu kez insan

I.. Yeryüzündeki depremlerin büyük bir kısmı, levha sınırla- rında gerçekleşmektedir. Yeryüzündeki önemli deprem alanları üç kuşak hâlinde uzanır. Birinci kuşak,