• Sonuç bulunamadı

AB MALİ DESTEĞİ Avrupa Birliği dünyada barışın, demokrasinin ve refahın artırılmasını hedeflemektir.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "AB MALİ DESTEĞİ Avrupa Birliği dünyada barışın, demokrasinin ve refahın artırılmasını hedeflemektir."

Copied!
88
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

AB MALİ DESTEĞİ

Avrupa Birliği dünyada barışın, demokrasinin ve refahın artırılmasını hedeflemektir. 27 üyeli Birlik demokrasi, insan hakları ve pazar ekonomisi konusunda aynı temel değerleri paylaşan ülkelerle ortaklıklar kurar. AB bu ülkelerin ekonomik ve sosyal gelişmelerine çeşitli mali araçlarla finansal olarak katkı sağlar.

Bu ülkelerden bazıları Avrupa içindedir ve AB’ye üye olmaya çalışmaktadırlar. Aday ülke olarak kabul edildiklerinde katılım öncesi finansman adı verilen artırılmış mali destek almaktadırlar.

AB katılım öncesi finansmanının amacı, aday ülkelere AB üyeliğine hazırlanmaları için yardımcı olmaktır. Kopenhag kriteri olarak bilinen üyelik kriterleri 1993 yılında potansiyel üye ülkelerin AB değerlerini, hedeflerini ve politikalarını paylaşıyor olmalarını ve üyelikten tamamen yararlanabilmelerini temin etmek için oluşturulmuştur. Kriterler AB standartlarına yakınlaşmak için ülke tarafından alınması gereken politik, ekonomik, yasal ve idari önlemlerle ilgilidir.

AB, bunu başarmak için aday ülkelerin AB üye ülkelerinde yıllar boyunca başarıyla uygulanmış ve AB vatandaşları için daha iyi bir yaşam standardı getirmiş olan ulusal kamu politikalarını oluşturmalarında yardımcı olur.

Katılım öncesi fonların nihai amacı bireylerin yaşamlarını iyileştirmektir. Ancak, finansman için uygun projeler genellikle devlet kurumları veya sivil toplum örgütlerince gerçekleştirilmektedir.

AB finansmanı alan kurumlar sağlık ve eğitimden alt yapı ve kırsal kalkınmaya kadar değişik alanlarda kamu politikalarının tasarlanması ve uygulanmasından sorumlu kurumlardır. Bu

(3)

finansmanın bir kısmı ayrıca bu alanlarda reformu destekleyen sivil toplum örgütleri aracılığıyla aktarılmaktadır.

AB finansmanı Türkiye’de uzun vadeli ilerlemeyi amaçlamaktadır. AB finansmanı hızlı çözümler için değildir. Bir bütün olarak toplumda ve ekonomide uzun vadeli değişiklikleri hedefler. Reformun ve katılım sürecinin hızı yakından ilişkilidir.

Tıpkı bir ev inşa eder gibi bir ülkenin uzun vadeli refahı için sağlam bir temel önemlidir.

NEDEN AB DESTEĞİ?

Avrupa Birliği, üyeliğe giden yolda Türkiye’yi destekleme konusunda kararlıdır. Türkiye’ye yönelik AB mali desteğinin birincil amacı, hem Avrupa içinde hem de dışında barış, istikrar ve refaha dayalı bir alanın yaratılması ve genişletilmesidir.

Birlik’in Türkiye’yi aday ülke olarak tanımasıyla birlikte mali destek, Türkiye’nin AB üyeliğine hazırlanmasına odaklanmıştır.

Bu, aynı zamanda Türkiye’nin gelecekteki üyeliği konusunda Birlik’in kararlılığını da göstermektedir.

Ulusal Programlar AB üyeliği için öncelikli alanlarda reformları desteklemek üzere tasarlanmışlardır. Proje fikirleri Türk kurumlarınca ve/veya tüzel kişiliklerce iletilmektedir. AB ve Türk makamları arasında bir danışma sürecini takiben, projeler seçilir ve yıllık ulusal programa dahil edilmektedir.

Sınır ötesi işbirliği programları AB’nin komşuları ile ilişkilerini geliştirmek ve ortak projeler aracılığıyla işbirliğini artırmak üzere tasarlanmıştır.

(4)

Eşleştirme programları AB mevzuatındaki en iyi know how bilgisini Üye Ülkelerden aday ülkelere aktarmak için tasarlanmıştır ve bu, Türkiye’deki ve bir veya daha fazla AB üye ülkesindeki ilgili kamu kurumları arasında eşleştirme oluşturarak yapılmaktadır.

Topluluk programları ve Ajansları, ilgili alanda AB üye ülkelerindeki örgütler arasında işbirliğini geliştirmek için tasarlanmıştır. Örneğin, Türkiye gibi aday ülkeler, ilgili programa katılım veya ilgili kurumun üyesi olmak için anlaşma imzalamış ve program veya kurum bütçesine katkısını ödemiş ise Topluluk Programları’na katılabilmektedirler.

Örneğin, eğitim programları gibi Topluluk Programları’na katılım Türk ve AB öğrencilerinin, akademisyenlerinin, stajyerlerin karşılıklı ziyaretler yapmalarına, birbirlerinin ülkelerinde eğitim görmelerine, mesleki eğitim ve diğer benzeri eylemlerde bulunmalarına imkan vermektedir. Örneğin 7. Çerçeve Programı (AR&GE), Sosyal Politika Programları, Kültür vs. gibi diğer Topluluk Programları bu programlara katılanlar arasında daha yakın bağlantıları, know-how aktarımını güçlendirmeyi amaçlamaktadır.

Türkiye ve Avrupa Birliği paranın nereye gittiğine birlikte karar vermektedirler. Herhangi bir ilişkide gerçek ortaklar gibi, Türkiye ve Avrupa Birliği, Avrupa Birliği’nden gelen para ile ne yapılması gerektiğini belirlemek için birlikte çalışmaktadırlar.

AB, Türkiye’nin AB normları ve yönetmelikleri ile uyumlaşması için gerekli olan alanları gösterir ve Türk kurumları bu ihtiyaçlara hitap eden projeleri hazırlamakta ve uygulamaktadır.

Stratejik dökümanlar yapılan değişikliklerin temelini oluşturmaktadır. Türkiye’ye mali yardım Katılım Ortaklığı belgesinde belirlenen hedefler ve Müktesebatın Kabulüne İlişkin

(5)

Ulusal Programda (NPAA) belirtilen öncelikler çerçevesinde programlanmaktadır. IPA’nın başlaması ile programlama için önceliklerin belirlenmesinde ana stratejik çerçeve Çok Göstergeli Programlama Belgesidir (MIPD).

Türkiye için Katılım Ortaklığı belgesi Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanmıştır. Bu belge katılıma hazırlanmak için ilerlemenin gerektiği öncelikli alanların bir değerlendirmesini sağlamakta ve mali desteğin süreci destekleyebileceği yöntemleri belirlemektedir. Belge ayrıca Türkiye için tek bir çerçeve içinde her türlü AB desteğini seferber etmekte ve Türk makamları tarafı için demokrasi ve insan hakları, makro-ekonomik istikrar ve Topluluk Müktesebatı’nın ulusal mevzuata uyarlanması ile ilgili hassas kararlılıkları ayrıntılı şekilde belirtmektedir.

Müktesabatın Kabulü için Ulusal Program (NPAA), Türkiye’nin üyelik yükümlülüklerini (topluca Kopenhag kriterleri olarak bilinir) yerine getirmek ve üstlenmek için ilerleme kaydetmesi gereken önlemleri detaylandırmaktadır.

Türkiye için Katılım Ortaklığı’nda belirlenen önceliklere dayanarak ve Avrupa Komisyonu’nun yıllık Düzenli Raporlarındaki tavsiyeleri dikkate alarak, Avrupa Birliği ve Türkiye arasında bir yıllık Ulusal Program (NP) konusunda anlaşmaya varılmıştır. Yıllık Ulusal Program katılım sürecini doğrudan desteklemek için tasarlanmış gerçek proje ve programları kapsamaktadır. Türkiye adına bu sürece Avrupa Birliği Genel Sekreterliği (ABGS), Avrupa Komisyonu adına ise Genişleme Genel Müdürlüğü önderlik etmektedir. Avrupa Komisyonu ve AB Üye Ülkeleri ile kapsamlı bir danışma süreci sonrasında NP onaylanmış ve uygulanması konusunda Türk makamları ile bir Mali Mutabakat imzalanmıştır.

Mevcut öncelikler Türkiye’de reformu, sınır ötesi işbirliğini ve üye ülkelerle ortaklığı desteklemektedir. Türkiye 2001 yılından beri Türk Mali Aracı kapsamında AB’den katılım öncesi destek

(6)

almaktadır. Fonlar her yıl ulusal programlar kapsamında yıllık bazda programlanmaktadır. 2007 itibariyle Türkiye için Katılım Öncesi Mali Araç, hem aday hem de potansiyel aday ülkeler için katılım öncesi mali destek sağlayan Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA) ile değiştirilmiştir.

AB FİNANSMANI NASIL UYGULANIR?

Brüksel’den Türkiye’nin en uzak noktasına kadar Birlik parası Birlik kurallarını izlemektedir. Aday ülke için AB finansman döngüsü aşağıdaki adımları kapsamaktadır:

Bütçesel karar; AB tarafından ilgili ülkeye tahsis edilecek miktarın kararı Brüksel’de AB üye ülkeleri tarafından ülkenin büyüklüğü, nüfusu gibi çeşitli faktörler ve belli alanlardaki reform gereksinimlerine göre alınmaktadır.

Fonların ulusal programlara dağılımı; Avrupa Komisyonu ve Türk Hükümeti ortak kararıyla, katılım için öncelikli yatırım ihtiyaçları, finansman için sunulan sektörel önergelerin kalitesi, AB finansmanı için başvuran Bakanlıkların uygulama kapasitesi gibi faktörler göz önünde bulundurularak alınmaktadır. Her kısım için fonların dağılım işlemine programlama denir. Programlamanın izlemekte olduğu adımlar şu şekildedir:

- Türk Kamu Kuruluşları proje fikirlerini Avrupa Birliği Genel Sekreterliği’ne (ABGS) sunmaktadır.

- Avrupa Birliği Genel Sekreterliği ve Avrupa Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu Genel Müdürlüğü’nün ortak kararıyla seçilen proje fikirleri kapsamlı şekilde geliştirilmektedir.

(7)

- Türk Kamu Kuruluşları detaylı proje teklifleri hazırlamaktadır.

- Türk Hükümeti ve Avrupa Komisyonu bu projeler için fon dağılımını yapmaktadır.

Ulusal program, belirli alanlarda reform gereksinimlerini destekleyen çeşitli projelerden oluşmaktadır. AB finansmanı genellikle projelerin toplam bedelinin %75’ini kapsamakla birlikte bazı özel projelerde AB finansmanı %100’e erişebilmektedir.

Çeşitli ulusal programların içinde fonların ihalesi; Ulusal Program’ın imzalanmasını takiben, projelerin uygulaması ihale süreci ile başlamaktadır. Türk Kamu Sistemi’nde ihale ve ödeme sürecinden Merkezi Finans ve İhale Birimi (MFİB) sorumludur.

Bu fonların ihale edilmesinde rekabet ortamının yaratılması AB kamu satınalma prosedürlerine göre yapılmaktadır. Başarılı başvuru/teklif sahipleriyle, projelerin uygulanması için üstlendikleri aktiviteler kapsamında, sözleşmeler imzalanmaktadır.

Sözleşmeler ‘Hizmetler’, ‘Mal Alımları’, ‘İnşaat İşleri’, ‘Hibeler’

veya ‘Eşleştirme’ olmak üzere beş çeşit olabilmektedir.

Fonların ödemesi; Projelerin zamanında, doğru ve başarılı biçimde uygulanmasını takiben, yüklenicilere MFİB tarafından ödemeleri yapılmaktadır. Bu ödemeler ancak yüklenicilerin yükümlülüklerini yerine getirmeleri ve AB satınalma kurallarına uymaları koşulu ile yapılmaktadır.

Türkiye’de AB fonlarının kullanılmasının sorumluluğu Türk Hükümeti’nin elindedir. Bununla beraber Avrupa Komisyonu tüm ihale sürecinde AB prosedürlerinin izlenmesini sağlamaktadır. Bu nedenle Ankara’da bulunan Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu, Avrupa Komisyonu’nu temsilen, her projenin ihale ve sözleşme aşamasında önceden onay vermektedir.

(8)

AB FİNANSMANINDAN KİMLER YARARLANABİLİR?

Katılım öncesi finansmanı çoğunlukla Kamu ve Sivil Kuruluşlara yöneltilmiş olup; bazı özel topluluk programları dışında kişi bazında AB Programları’ndan yararlanılamamaktadır. AB finansmanı esas olarak yıllık ulusal programlar ile reformları desteklemek için tasarlandığından reformlardan sorumlu kuruluşlar bu finansman için seçilebilmektedir. Bu finansman ya varolan yapılar tarafından ya da ihtiyaçları karşılamak için kurulan yeni birimler tarafından kullanılmaktadır. Örneğin, İnsan Kaynakları Geliştirme alanında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı veya Bölgesel Ajanslar’ın işsiz insanlar için eğitim talebine danışmanlık şirketleri ve insan kaynakları şirketleri eğitim sağlayıcılar olarak teklif vermeye uygundurlar. Ulaştırma projelerinde, Ulaştırma Bakanlığı, inşaat şirketlerinin ve danışmanlık gruplarının teklif verebileceği ihaleler düzenlemektedir. Sivil Toplum Diyaloğu altında birçok küçük ve orta ölçekli kuruluş, STK’lar, akademik kuruluşlar vs.

projeleri için destek alabilmektedirler.

Avrupa Birliği, Türkiye’de her yıl, sosyal hizmetlerden işletme desteğine ve bölgesel kalkınmaya, binlerce proje finanse etmektedir. Bütün projelerin tek bir hedefi bulunmaktadır: AB üyeliğine hazırlık. AB finansmanlı projeler aşağıda belirtilen konuları desteklemektedir:

- Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygıyı garantileyen istikrarlı kurumlar

- İşleyen piyasa ekonomisi ve artan rekabet - AB ve Türkiye arasındaki sivil toplum diyaloğu - Yapısal Fonların yönetimi için hazırlık

(9)

2007-2013 DÖNEMİ AVRUPA BİRLİĞİ KATILIM ÖNCESİ MALİ YARDIM ARACI (IPA) DÖNEMİ

Avrupa Birliği 2007-2013 dönemi için PHARE, ISPA, SAPARD, CARDS ve Türkiye- Katılım Öncesi Mali Yardım programlarını,

“IPA - Instrument Pre-Accesion” olarak tek bir mali araç altında toplamıştır. Katılım Öncesi Mali Aracın tahmini bütçesi 11.4 milyar Avro olup, Türkiye, Hırvatistan, Arnavutluk, Bosna- Hersek, Sırbistan-Karadağ ve Makedonya’yı da kapsamaktadır. Bu bağlamda sözkonusu, bütçenin söz edilen altı ülke için ayrılan toplam miktar olduğu düşünüldüğünde, ilerleyen süreçte projeler arasında rekabetin artacağı açıkça görülmektedir.

Katılım Öncesi Mali Araç (IPA) olarak adlandırılan yeni yaklaşımın mali yardım bileşenlerine bakıldığında, Kurumsal Kapasite Gelişimi ve Bölgesel-Sınırötesi İşbirliği maddelerinde herhangi bir değişiklik görülmezken; Bölgesel Kalkınma, İnsan Kaynaklarını Geliştirme ve Kırsal Kalkınma bileşenlerinin alt başlıklarında “KOBİ altyapısı” ve “istihdam”ın öneminin artacağı öngörülmektedir. Bu nedenle, bundan sonra hazırlanacak projelerde ön plana çıkacak ve Komisyon için öncelik teşkil edecek konuların bu iki alanda yoğunlaşması muhtemeldir.

Bununla birlikte 2007-2013 döneminde mali yardımların ülkemizde kullanımındaki mevcut organizasyonel yapılanmada birtakım değişikliklere de gidilmiştir. Aşağıdaki tablonun incelenmesinden de görüleceği üzere, 5 bileşenden oluşan IPA’nın her bir bileşen altında Operasyonel Programlar aracılığıyla yönetileceği gözlemlenmektedir. Bu çerçevede, Kurumsal Kapasite Gelişimi ve Bölgesel Sınır ötesi İşbirliği bileşenleri ABGS tarafından; Bölgesel Kalkınma, İnsan Kaynakları ve Kırsal Kalkınma bileşenleri ise Devlet Planlama Teşkilatı tarafından koordine edilecektir. Ayrıca her bir başlık altında, Operasyonel Programlar yer almaktadır.

(10)

Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA) Bileşenleri (2007-2013)

Geçiş Dönemi Desteği ve Kurumsal Kapasite Gelişimi bileşeni, kamu kurumlarının AB hukukunu kabul etmelerini ve uygulamalarını desteklemekte olup, öncelikli alanları; Mevzuat uyumu, kamu yönetimi reformu, adalet ve içişleri reformu, sivil toplumun geliştirilmesi, mali kontrol, çevre politikaları, eğitim reformu olarak belirlenmiştir.

Geçiş Dönemi Desteği ve Kurumsal Kapasite Geliştirme (TAIB) bileşeni, ilkesel olarak topluluk müktesebatı ile ilgili tüm kurumsal kalkınma eylemlerini veya önlemlerini kapsayacak; genel olarak ülkelere, idari ve adli kapasitelerini oluşturmalarının yanısıra ülkelere, üyelik için politik, ekonomik ve müktesebat ile ilgili katılım kriterlerini yerine getirmelerinde de yardımcı olacaktır.

Bu bileşen ayrıca Topluluk Programları’na katılımı ve Topluluk Ajansları’na katılım hazırlıklarını da desteklemektedir. Bu destek;

topluluk müktesebatının önemli bir kısmını oluşturmaktadır.

Bununla birlikte bu bileşen kapsamında, Topluluk Programları’na katılım ve Topluluk Ajansları için hazırlık yararlanıcısı olan ülkenin, Birlik’e katılım sırasında bu Programlardan ve Ajanslardan tam fayda sağlamaya başlamasına imkân verecek şekilde Birlik’e katılım öncesinde idari yapılarının kurulması da desteklenmektedir.

Bu çerçevede finanse edilebilecek proje türleri, esas olarak üyelikten sonra müktesebatın uygulanmasından ve yürütülmesinden sorumlu olacak Türk kurumlarına kapasite oluşturma desteği verecek projelerdir. Bu destek; teknik yardım, öneri, personel eğitimi, ekipman iktisabı, alt yapı, eşleştirme ve eş finansmanlı Topluluk Programları üzerinden verilebilmektedir.

(11)

Sözkonusu bileşen ayrıca AB ve Türkiye’de sivil toplum arasındaki ilişki, temas ve karşılıklı deneyim değişimini güçlendirmeyi amaçlayan Sivil Toplum Diyaloğu eylemlerini de finanse etmektedir. Bu destek aracılığıyla, Avrupa Birliği düzeyinde Türkiye hakkında daha doğru bilgi verilerek Türkiye’nin daha iyi anlaşılmasının yanı sıra, Türkiye’de de Avrupa Birliği’nin daha iyi bilinmesi ve anlaşılması sağlanmaktadır.

Bileşen kapsamındaki AB fonları geniş oranda ‘Kopenhag siyasi kriterlerinin ele alınması: %20-30, Müktesebatın Aktarımı ve Uygulanması: % 35-55, AB-Türkiye Sivil Toplum Diyaloğu’nun desteklenmesi: %20-30’ olarak paylaştırılacaktır. Sözkonusu bileşen kapsamında ABGS Koordinatörlüğü’nde Operasyonel Program hazırlanmaktadır.

Bölgesel ve Sınırötesi İşbirliği (CBC) bileşeni, “ortak fayda”

ilkesi üzerinden çalışmaktadır. Sözkonusu bileşen, hem dış yardım hem de ekonomik ve sosyal uyum hedeflerini birleştiren ortak yerel ve bölgesel girişimler aracılığıyla ülkeler arasında sınır bölgelerindeki işbirliğini güçlendirerek iyi komşuluk ilişkilerini desteklemeyi amaçlamakta olup, sözkonusu bileşenin öncelikli alanları Yararlanıcı ülkenin diğer yararlanıcılar ile veya üye devletler ile sınırötesi, uluslararası ve bölgelerarası işbirliği olarak belirlenmektedir.

Bu bileşen, özellikle sınır alanlarında sürdürülebilir ekonomik ve sosyal kalkınmanın desteklenmesine; çevre, doğal ve kültürel miras, kamu sağlığı, organize suçun engellenmesi ve organize suçla mücadele gibi ortak sorunları ele almada birlikte çalışmaya; verimli ve güvenli sınırların sağlanmasına; sınır ülkelerinden yerel aktörleri kapsayan küçük ölçekli ortak eylemlerin desteklenmesine odaklanmaktadır. Sözkonusu bileşen kapsamında ABGS Koordinatörlüğü’nde Operasyonel Program hazırlanmaktadır.

(12)

Bölgesel Kalkınma bileşeni, halihazırda kullanılan anlamından farklı, yeni bir yaklaşım içermektedir. Bu başlık, aday ülkeyi üye olduktan sonra faydalanacağı “yapısal fonların” kullanımına hazırlama etkisi açısından önemlidir. Öncelik alanları; ulaştırma, çevre (su, atık su ve hava kalitesi konuları), enerji (yenilenebilir ve enerji verimliliği konuları), eğitim, sağlık altyapıları ve bilişim teknolojileri dahil KOBİ’lere destektir.

Bu bileşen Türkiye’nin bölgeleri arasındaki farklılıkları azaltmaya yönelik önlemleri desteklemektedir. Daha önce geçerli olan katılım öncesi mali araçlarla karşılaştırıldığında, IPA kapsamındaki yenilik, ekonomik ve sosyal uyum desteğinin yerini katılım sonrasında AB fonlarının, yani Yapısal Fonların yönetilmesi için özel hazırlığın alacak olmasıdır. 3. bileşen genel olarak ülkenin iç ekonomik ve sosyal uyumunun yanı sıra AB ile uyumun desteklenmesini amaçlamaktadır. Bu kapsamlı hedefe ulaşmak için 3. bileşen aşağıda belirtildiği gibi üç alt bileşene ayrılmıştır:

Çevre-%35-40: Çevre alt bileşeni, gerçekleştirilmesi en zor ve pahalı olarak düşünülen AB çevre mevzuatının aktarılması, uygulanması ve yürütülmesinde Türkiye’ye destek olmayı amaçlamaktadır.

IPA kapsamında finanse edilecek çevresel projelerin ilgili sektörler için (su, atık, vs.) çevresel planların uygulanmasına yakın şekilde bağlantılı olması ve (su sektöründe nehir havza yönetim planları da dahil olmak üzere) stratejik ve entegre bir yaklaşıma dayalı olması gerekmektedir.

Çevre alt bileşeni kapsamında desteklenecek projeler ve önlemler, su rezervi ve şehir atık suyu arıtılmasının yanı sıra kirlenmiş alanların ve toprağın rehabilitasyonu dahil olmak üzere atık yönetimi ile ilgilidir.

(13)

Ulaştırma-%30-35: Ulaştırma alt bileşeni, gelişmiş ulaştırma ağlarının ticaret fırsatlarını canlandırması ve verimliliği artırması nedeniyle ekonomik kalkınma için esas olan verimli, esnek ve güvenli ulaştırma alt yapısının sağlanmasını desteklemektedir.

Ayrıca sınır ötesi projelere özel önem verilerek Avrupa ve aday ülkeler ulaştırma alt yapısının geliştirilmesi, mesafelerin kısaltılması açısından önemlidir.

IPA, bu nedenle, özellikle Trans Avrupa Ağları’nın yanı sıra Ulusal Ağlar’ın birbirleriyle bağlantısı, birlikte işlerliği ve çeşitliliği dahil ulaştırma alt yapısını desteklemektedir. Ana müdahale alanları temel eksenlerde Avrupa Birliği ile bağlantılara yoğunlaşmakta ve Türkiye’de Trans Avrupa Ağı’nın geliştirilmesine dayanak olmaktadır. Demiryolu alt yapısı, taşıma sistemindeki payı açısından odak noktası olup; prensipte yukarıdaki projeler ile ilgili önemli çalışma ve gerekli hizmetlere desteğin yanı sıra (ekonomik kalkınma ile bağlantılı olduğu yerlerde liman tesisleri) deniz otobanları da dikkate alınmaktadır.

Bölgesel Rekabet -%25-35: Bölgesel Rekabet, Türkiye’nin bölgeleri arasında yüksek istihdam ve verimlilik büyümesi ile daha yüksek sosyal ve ekonomik uyum sağlayan iç kalkınmayı desteklemeyi amaçlamaktadır.

KOBİ’ler, istihdamı artırarak ve gelir dağıtımını geliştirerek, pazarda rekabetin oluşturulmasında önemli rol oynarlar. Dinamik ve rekabetçi KOBİ ortamı, Türkiye’deki farklı bölgeler arasında rekabetin artırılması, farklılıkların azaltılması ve AB’ye daha yüksek oranda uyumun sağlanması için esastır.

IPA, refah ve istihdam yaratan sürdürülebilir ekonomik faaliyeti sürdürmek ve cezbetmek için Türkiye’deki bölgeler arasındaki rekabeti geliştirmeye katkı sağlamaktadır. Bu katkı, şu şekilde verilmektedir: KOBİ’lerin kalkınması için temel hizmet ve altyapının sağlanması, güçlendirme ve seviye yükseltme; iş ağ ve

(14)

kümeleri ve kamu-özel sektör ortaklıklarının geliştirilmesi yoluyla yeniliğin, girişimciliğin, teknoloji transferinin canlandırılması;

KOBİ’lere ticaretle ilgili altyapı ve teknoloji hizmetlerinin sağlanması; KOBİ’lere finans erişimini sağlamaları için uygun maliyetli kredi ve öz sermaye finansmanı verilmesinin kolaylaştırılmasıdır. IPA, ayrıca, pazar deformasyonundan kaçınmaya; yerel içerik, hizmet ve uygulamaların geliştirilmesi dahil KOBİ’lerin bilgi toplumuna katılımlarının desteklenmesine;

bilgi ve iletişim teknolojilerini benimsemeleri ve etkin bir şekilde kullanmaları için KOBİ’lere destek ve hizmet verilmesini amaçlamaktadır. Sözkonusu bileşen kapsamında Operasyonel Programları sırasıyla Çevre Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı koordinatörlüğünde hazırlanmaktadır.

İnsan Kaynakları bileşeni aday ülkeyi Avrupa İstihdam Stratejisi çerçevesinde Avrupa Sosyal Fonu’nun kullanımına hazırlamayı hedeflemektedir. İstihdama erişim, sosyal içerme, insan sermayesine yatırım gibi alanlarda faaliyetleri desteklemektedir. Bu bağlamda istihdamın arttırılması, istihdam kalitesinin arttırılması, sosyal dışlanmayla mücadele, mesleki eğitim konuları, insan kaynakları bileşeninin öncelikli alanlarıdır.

Bu bileşen, Türkiye’nin insan kaynaklarının geliştirilmesine ve katılımcı bir toplumun oluşturulmasına odaklanmaktadır. Türk iş piyasasının temel özellikleri, her şeyden önce özellikle kadınların işgücü piyasasına düşük katılımı; gençler içinse yüksek oranda işsizlik; geniş oranda kayıt dışı ekonomi ve istihdamda bölgesel farklılık; düşük işgücü becerileri ve dezavantajlı gruplar için düşük istihdam oranlarına sahip olmasıdır.

Bu bileşen, istihdam fırsatlarının artırılması ve işsizlik oranlarının azaltılması için sözkonusu sorunları ele alacak önlemleri desteklemektedir. İnsan Kaynakları bileşeni ayrıca iş piyasasında kadınların katılımını artırmakta, Türk işgücü becerilerini ve niteliklerini yükseltmekte, eğitim ve diğer benzeri önlemlerin

(15)

kalitesini artırmaktadır. Türkiye’nin büyük ve nispeten genç nüfusu düşünüldüğünde aktif nüfusun Türkiye’nin yaşam standartlarını artırmak için ihtiyaç duyduğu refahı yaratmak adına gerekli beceri ve fırsatlara sahip olması önemlidir.

Bu programın hedefleri:

- İşsizlik oranının azaltılması ve iş oluşturma hızının artırılması - İş gücüne kadınların katılımının artırılması

- Piyasanın, AB üye ülkelerinde olduğu gibi, rekabet gücünü yükseltmek için iş gücünün yeterli beceri ve nitelikleri elde etmesine yardımcı olmaktır.

Bu program kapsamındaki fonlar, ‘İstihdam: % 40-50, Eğitim ve öğretim %30-40; Sosyal Katılım % 20-25’ olarak paylaştırılacaktır.

Sözkonusu bileşen kapsamında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Koordinatörlüğü’nde Operasyonel Program hazırlanmaktadır.

Kırsal Kalkınma bileşeni kapsamında tarım işletmelerine yatırımlar, tarım ürünlerinin işlenmesi ve pazarlanması, kırsal ekonominin çeşitlendirilmesi gibi tedbirler, desteklenebilir faaliyetler olarak değerlendirilmekte olup, sözkonusu alanlar bu bileşenin öncelikli alanları olarak belirlenmektedir.

Bu bileşen kırsal kalkınmayı desteklemektedir. Tarım, hem sosyal hem de ekonomik açıdan Türkiye için büyük öneme sahiptir.

Yaklaşık 79 milyon hektar yüzölçümüne sahip bir ülke olan Türkiye’de bu alanın hemen hemen yarısı tarıma ayrılmıştır. Bu oran, yaklaşık olarak AB27 ortalamasına (%48) yakındır. 5.

bileşen, Türkiye’deki tarımsal gıda sektörünün AB şartlarını karşılayacak şekilde hazırlanması ve katılım ile birlikte yeterli idari yapılar aracılığıyla AB kırsal kalkınma programlarının uygulanmasına hazır hale gelmesine yardımcı olma konusunda belirli ikili uzun dönem amaca sahiptir. Destek, tarımsal sektörün

(16)

(işleme dahil) hedefe yönelik yatırımlarla modernizasyonuna;

ayrıca, aynı zamanda AB müktesebatı ile de ilgili olan gıda güvenliği, veterinerlik, bitki sağlığı, çevresel veya diğer standartların geliştirilmesinin desteklenmesine ve kırsal alanların sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunmaktadır.

Bu program kapsamındaki fonlar ‘Tarımsal sektörün uyarlanması:

minimum %50, Kırsal alanların kalkınması: minimum %20’ olarak paylaştırılacaktır. Sözkonusu bileşen kapsamında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koordinatörlüğü’nde Operasyonel Program hazırlanmaktadır.

Bununla kapsamda 2007- 2010 dönemi için Türkiye’ye ayrılması muhtemel miktarlar aşağıdaki tabloda yer almaktadır:

(Milyon Avro)

2010-2013 dönemi için ise ülkemize yıllık 600 Milyon Avro düzeyinde yardım yapılması öngörülmektedir. Böylelikle IPA bileşeninden ülkemize toplam olarak 4 Milyar Avro mali yardım yapılması beklenmektedir.

Avrupa Komisyonu'nun, 2006 yılına kadar çeşitli mali yardım programları (ISPA, SAPARD, PHARE, CARDS, Türkiye Tüzüğü)

Bileşen 2007 2008 2009 2010

Geçiş Dönemi Desteği ve Kurumsal Kapasite Gelişimi

252.2 250.2 233.2 211.3

Bölgesel ve Sınır Ötesi İşbirliği

6.6 8.8 9.4 9.6 Bölgesel Kalkınma 167.5 173.8 182.7 238.1 İnsan Kaynakları 50.2 52.9 55.6 63.4 Kırsal Kalkınma 20.7 53.0 85.5 131.3

TOPLAM 497.2 538.7 566.4 653.7

(17)

kapsamında sağladığı mali yardımlar, 2007-2013 döneminde

‘Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı’ (Instrument for Pre- Accession-IPA) adı verilen yeni ve tek bir çerçeve mekanizma kapsamına almış olup, bu mekanizmanın hukuksal altyapısını 17 Temmuz 2006 tarih ve 1085/2006 sayılı Konsey Tüzüğü oluşturmaktadır.

Avrupa Komisyonu’nun 2007-2013 döneminde sağlayacağı mali yardımlara ilişkin IPA Konsey Tüzüğü çerçeve bir tüzük olup, bu tüzüğün uygulanmasına yönelik detaylar Komisyon’un çıkaracağı

"Uygulama Tüzüğü" (Implementing Regulation) ile belirlenecektir.

Uygulama Tüzüğü, Avrupa Komisyonu tarafından henüz resmen kabul edilmemiş olup, nihai taslağa http://www.abgs.gov.tr/files/Mali_Yardimlar/Mali_Yardimlar/ipa_

uygulama_kurallari_tuzugu_nihai_taslagi.pdf internet adresinden ulaşılabilmektedir.

Avrupa Komisyonu’nun "Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA)" kapsamında ülkemiz için hazırladığı Çok Yıllı Indikatif Planlama Dökümanı (Multi-annual Indicative Planning Document- MIPD) ise Avrupa Komisyonu’nun 2007-2009 döneminde IPA'nın 5 alt bileşeni bağlamında ülkemizde finanse etmeyi planladığı öncelikleri, hedefleri ve beklentilerini yansıtmakta olup, belgeye http://www.abgs.gov.tr/files/Mali_Yardimlar/Mali_Yardimlar/mipd _2007-2009_nihai.pdf internet adresinden ulaşılabilmektedir.

KATILIM ÖNCESİ MALİ YARDIM ARACI (IPA) ÖNCESİ FİNANSMAN

Mali destek 1963 yılından beri AB’nin Türkiye ile ortaklığının bir parçası olmuştur. Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki mali desteğin geçmişi mevcut araç olan IPA yürürlüğe girinceye kadar, 1964-1999 arası ve 1999-2006 arası olmak üzere iki başlık altına alınabilmektedir

(18)

1963 Ortaklık Anlaşması’ndan bir yıl sonra, Türkiye ve o zamanki Avrupa Ekonomik Topluluğu arasında ilk mali protokol yürürlüğe girmiştir.

1999 yılına kadar Türkiye’nin yararlanabildiği birçok farklı bütçenin yanı sıra 1964-1981 arası dönemde Türkiye birbirini takip eden üç mali protokolden faydalanmıştır.

1999 yılındaki Helsinki Zirvesi’nde Türkiye’nin adaylığının onaylanmasından sonra, Türkiye’ye yapılacak mali yardım üyelik hazırlığına odaklanmıştır.

Türkiye’ye yönlendirilen fonlar katılım öncesi mali yardım programı adı verilen tek bir araç altında toplanmış olup, bu fonlar Türkiye’de başlıca iki ana konuda kullanılmıştır:

Kapasite inşası; Türkiye’nin müktesebatın uygulanmasına yönelik faaliyetlerini ve ekonomik ve sosyal alanlarda AB politikalarına uyumunu desteklemiştir.

Yatırımlar; ‘yasal uyum çerçevesinde düzenleyici altyapıyı oluşturma ve güçlendirme’ ile ‘bölgeler arasındaki farklılığı ve Türkiye’nin milli geliri ile AB ortalaması arasındaki farkı daraltmayı’ amaçlayan ekonomik ve sosyal kalkınma konularına yönlendirilmiştir. Bu başlık altında AB’ye üye ülkeler ile aday ülkeler arasında sınır ötesi işbirliği teşvik edilmiştir. AB, Türkiye’deki fonlarının sağlam mali yönetimine imkan sağlamak için bir merkezi olmayan yapılanma sistemi benimsemiştir. Tüm yapılanma 2002 yılında Avrupa Komisyonu’nun Brüksel’deki merkezinden Türkiye’deki Delegasyonu’na ve 2003 yılından itibaren de AK Delegasyonu’nun denetimi altında Türk makamlarına aktarılmıştır.

(19)

ADAYLIK ÖNCESİNDEKİ YARDIMLAR Ankara Anlaşması ve Mali Protokoller (1964 – 1999)

Türkiye ve AB arasında zaman zaman yaşanan siyasi dalgalanmalardan bağımsız olarak Avrupa Birliği Türkiye'ye ya AB bütçesi ya da Birlik’in uzun vadeli finansman sağlayan kuruluşu olan Avrupa Yatırım Bankası'nın (AYB) kredileri vasıtasıyla mali destek sağlamıştır ve sağlamaya devam etmektedir.

1. Mali Protokoller: Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki mali işbirliği, 1963 yılında tarafların üzerinde anlaşmaya vardığı bir ortaklık rejimini içeren Ankara Anlaşması'nın sonuçlandırılmasına kadar uzanmaktadır. Türkiye'nin sosyal ve ekonomik gelişmesini teşvik etmek amacıyla 1964'ten 1981'e kadar üç ayrı Mali Protokol imzalanmıştır. Türkiye bu dönemde toplam olarak 752 milyon Avro değerindeki mali yardımdan yararlanmıştır. Bunun 115 milyon Avro’su AYB kredilerinden, 637 milyon Avro’su düşük faizli Topluluk kredilerinden oluşmaktadır.

Kredi

(milyon Avro)

Hibe

(milyon Avro) II.1.1. Birinci Protokol (1964-

1969): 175 milyon Avro

değerinde düşük faizli Topluluk kredisi

175

II.1.2. İkinci Protokol (1973- 1976): 195 milyon Avro düşük faizli Topluluk kredisi ve 25 milyon Avro AYB kredisi olmak üzere toplam 220 milyon Avro değerinde kredi

220

(20)

II.1.3. Ek Protokol (1971-1977):

47 milyon Avro değerinde düşük faizli Topluluk kredisi

47

II.1.4. Üçüncü Protokol (1979- 1981): 310 milyon Avro (220 milyon Avro Topluluk kredisi, 90 milyon Avro AYB kredisi)

310

II.1.5. Dördüncü protokol, Temmuz 1980'de görüşülmüş ve paraflanmıştı. Bu yardım, Avrupa Birliği Konseyi'nde oybirliği sağlanamadığından uygulamaya konulamamıştır.

(600)

• Yuvarlak ayraçlar () içindeki miktarlar uygulanamamıştır.

• Kare ayraçlar [] içindeki miktarlar planlama aşamasındadır.

2. Diğer Mali Yardımlar

Kredi

(milyon Avro)

Hibe

(milyon Avro) II.2.1. Topluluk, 1980'de

Türkiye'deki güç şartlarla bağlantılı olarak 75 milyon Avro değerinde bir özel yardım paketi hazırlamıştır (özellikle enerji, sağlık, çevre ve eğitim sektörlerinde uygulanacak toplam 11 proje için hibe).

75

(21)

II.2.2. Topluluk, 1991'de, Körfez Savaşı'ndan en çok etkilenen ülkeler için mali yardımda bulunmuş ve bunun bir sonucu olarak Türkiye, 175 milyon Avro tutarında faizsiz krediden yararlanmıştır.

175

II.2.3. 1993 ve 1995 yıllarında, Türkiye idari işbirliği

önlemlerine yönelik olarak iki kez 3'er milyon Avro tutarında mali yardım almıştır (Bütçe kalemi B7-4033).

6

II.2.4. 1993'ten bu yana, Türk STK'ları insan hakları ve sivil toplumun geliştirilmesine yönelik faaliyetlerinin

finansmanı için yılda ortalama 500,000 Avro'luk mali yardım almaktadır.

4

II.2.5. Türkiye, 1996-1999 arası dönemde uyuşturucuyla

mücadele faaliyetleri için toplam 760,000 Avro tutarında yardımdan faydalanmıştır.

0,76

II.2.6. Türkiye, 1992-1998 arası dönemde B7-631 bütçe

kaleminden nüfus politikaları ve aile planlaması faaliyetlerine yönelik olarak 3,3 milyon Avro tutarında mali yardım almıştır.

3,3

(22)

II.2.7. Türkiye, 1992-1999 arası dönemde, 'Life-Üçüncü Ülkeler’

(B7-810) ve 'Kalkınmakta Olan Ülkelerde Çevre' (B7-6200) programları kapsamında desteklenen çevre projeleri için 4,92 milyon Avro mali yardım almıştır.

4,92

II.2.8. 1994-1998 arası dönemde Türkiye HIV/AIDS ile

mücadele kapsamındaki girişimler için 682,000 Avro yardım almıştır (B7-6211).

0,682

II.2.9. Türkiye şap hastalığının önüne geçilmesine yönelik olarak 230,000 Avro yardım almıştır (21/01/1998'de OJ L 16/45).

0,23

3. Avrupa-Akdeniz Programları

Kredi

(milyon Avro)

Hibe

(milyon Avro) II.3.1. Türkiye yatay Akdeniz

programlarından

yararlanabilmektedir ve çeşitli AB girişimleri çerçevesinde çevre, sağlık, enerji vs. gibi değişik alanlarda mali destek görmüştür (Programlardan

...

(23)

çeşitli ülkeler birlikte yararlandığından kesin bir miktar belirlemek mümkün değildir.).

II.3.2. MEDA I kapsamında Türkiye'ye taahhüt edilen toplam miktar 55 proje için 376 milyon Avro’dur.

376

II.3.3. 1992 ile 1996 arasında Yeni Akdeniz Politikası'nın bir parçası olarak ve 1997-1999 döneminde de Avrupa-Akdeniz Ortaklığı çerçevesinde

Türkiye'nin AYB kredilerinden yararlanması mümkün olmuştur.

Bu başlıklar altında Türkiye'ye tahsis edilen AYB kredileri toplam 544,5 milyon Avro’dur.

Bunun 205 milyon Avro’su Avrupa-Akdeniz Ortaklığı çerçevesinde sağlanmıştır.

545

4. Deprem Yardımları

Kredi

(milyon Avro)

Hibe

(milyon Avro) II.4.1. Ağustos 1999'daki

Marmara Depremi'nden sonra 30 milyon Avro'luk özel bir bütçe acil durum ve

rehabilitasyon faaliyetleri için tahsis edilmiştir.

30

(24)

II.4.2. Deprem sonrası rehabilitasyon faaliyetlerini desteklemek üzere 1 milyon Avro'luk istisnai bir yardım sağlanmıştır.

1

II.4.3. AYB, Türk Hükümeti'ne TERRA özel girişimi

çerçevesinde, deprem bölgelerindeki öncelikli rehabilitasyon ve yeniden yapılanma çalışmalarını desteklemek üzere 600 milyon Avro'ya kadar kredi sağlamıştır.

600

5. Gümrük Birliği Yardımı

Kredi (milyon Avro)

Hibe (milyon Avro)

II.5.1. Gümrük Birliği Özel Yardımı

Türkiye-AB Ortaklık

Konseyi'nin 6 Mart 1995'teki toplantısında alınan kararlara dayanarak, Gümrük Birliği'nin uygulamaya konmasından sonraki beş yıllık dönemde kullanılmak üzere 375 milyon Avro tutarında bütçe kaynağı tahsis edilmesi önerilmiştir. Bu öneri, Avrupa Birliği

Konseyi'nde oybirliği sağlanamadığı için

(375)

(25)

onaylanmamıştır.

II.5.2. Özel AYB Kredi Olanağı Türkiye-AB Ortaklık Konseyi'nin 6 Mart 1995'teki toplantısında alınan kararlara dayanarak, Gümrük Birliği'nin uygulamaya konmasından sonra, Türkiye ekonomisini daha rekabetçi hale getirmek için 1996 yılından itibaren beş yıllık bir dönemde kullanılmak üzere AYB'nin 750 milyon Avro’luk ek kredi tahsis etmesi önerilmiştir. Ancak, AYB Yönetim Kurulu'nda oybirliği sağlanamadığı için kredi sağlanamamıştır.

(750)

6. Makro-ekonomik mali yardım (ödemeler dengesine destek)

Kredi

(milyon Avro)

Hibe

(milyon Avro) Topluluk, özel ihtiyaçlar için

uluslararası mali kurumlarla birlikte ve kullanılabilir tüm mali kaynakları gözönüne alarak, makro-ekonomik mali yardım olasılığını incelemiştir.

Şu ana kadar, herhangi bir ödemeler dengesi açığı

(26)

sözkonusu olmadığı ve 1995- 1999 döneminde IMF ile herhangi bir anlaşma yapılmadığı için bu yardıma başvurulmamıştır.

Adaylık Sonrasındaki (Katılım Öncesi) Yardımlar (1999–2006):

Aralık 1999'da Helsinki'de gerçekleştirilen AB Zirvesi'nde resmen 'aday ülke' olarak Türkiye'nin adaylık sürecinde reformların desteklenmesi için bir katılım öncesi stratejiden yararlanmasına karar verilmiştir. Söz konusu katılım öncesi stratejisi 2001 yılında hazırlandı. Ancak bu tarihten önce de:

Gümrük Birliği'ni güçlendirmeye yönelik tedbirlerin uygulanması: Türkiye'ye 2000 - 2002 arası dönemde 15 milyon Avro tutarında hibe ayrılması önerildi. Konsey, öneriyi 10 Nisan 2000'de onaylanmıştır.

Ekonomik ve sosyal kalkınmanın desteklenmesine yönelik tedbirlerin uygulanması: Türkiye'ye 2000 - 2002 arasında 135 milyon Avro ayrılması önerilmiştir.

Avrupa-Akdeniz Ortaklığı’na katılım: MEDA II Programı çerçevesinde, Türkiye'ye 2000 - 2006 döneminde kullanılmak üzere ayrılmış olan miktar iki katına çıkartılarak 890 milyon Avro'ya ulaşmıştır.

Katılım öncesi yardım: 1999 yılında gerçekleştirilen Helsinki Zirvesi'nde Türkiye'nin adaylığının onaylanmasının ardından, Türkiye'ye dönük mali yardımlar, katılım öncesi çerçeveye alınmıştır. Buna göre,Türkiye'ye adaylık sürecindeki yasal ve

(27)

kurumsal düzenlemeleri yapabilmesi için yıllık 177 milyon Avro verilmesi öngörülmüştür.

Mali yardım katılım stratejisini tamamen desteklemeye yönelikti.

Türkiye için ilk Katılım Ortaklığı 2001 yılında hazırlanmış ve ikinci 2003 yılı Mart ayında yayınlanmıştır. Bu belgeler:

- Türkiye’nin ilerleme kaydetmesi gereken alanlarla ilgili olarak önceliklerin değerlendirmesini ortaya koymuştur;

- Hangi mali destek programlarının katılım hazırlıklarını destekleyeceğini göstermiştir;

- Türkiye’ye tüm AB yardımı için tek bir çerçeve sağlamıştır;

- Avrupa Komisyonu Türkiye’ye mali yardım ile ilgili olarak bir çerçeve yönerge benimsemiş; bu yönerge 2001 yılı Mart ayında yürürlüğe girmiştir.

MALİ YARDIMLARA YÖNELİK HUKUKİ VE İDARİ DÜZENLEMELER

Avrupa Birliği’nin Aralık 1999 tarihinde gerçekleştirdiği Helsinki Zirvesi’nde ülkemizin tam üyeliğe adaylığının kabul edilmesiyle birlikte Türkiye - Avrupa Birliği ilişkileri yeni bir sürece girmiştir.

Bu süreçte Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki mali işbirliği mekanizmasının da diğer aday ülkelerde olduğu gibi yeniden yapılandırılması gerekmiştir.

Bu çerçevede yapılan düzenlemeleri üç başlık altında toplamak mümkündür:

1. Daha önce çeşitli kaynaklar vasıtasıyla sağlanan yardımlar tek bütçe altında toplanmıştır. AB tarafından, Türkiye’nin diğer

(28)

adaylarla aynı yasal ve teknik zeminde değerlendirilmesi ve aynı prosedürlere tabi olmasını teminen Türkiye’ye yapılacak hibe nitelikli yardımları tek bütçe altında toplayan “Türkiye için Katılım Öncesi Mali Yardıma Dair Çerçeve Tüzük” Aralık 2001 tarihi itibarıyla kabul edilmiş olup Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

2. Mali Yardımların AB’ye uyum çalışmaları için kullanılmaları gerekmektedir. Yeni dönemde Türkiye’ye adaylık perspektifi ile tahsis edilen AB kaynaklarının Katılım Ortaklığı Belgesi’nde, İlerleme Raporu’nda, Ulusal Program’da ve Ön Ulusal Kalkınma Planı’nda yer alan hukuki, idari, ekonomik ve sosyal önceliklere uygun olarak değerlendirilmesi zorunludur.

“Katılım Öncesi Mali Yardım” adı altında 2002 -2006 yılları arasında programlanan bu yardımlardan, sadece AB’ye uyum amacıyla tanımlanan projeler yararlanabilmektedir.

Bu projeler genel olarak şu hedefler doğrultusunda kullanılmaktadır ;

1. Müktesebat uyumu (siyasi ve ekonomik kriterlere uyum konuları ve STK’lara sağlanan destekler de dahil olmak üzere) 2. Müktesebat uyumu için gerekli idari kapasite

oluşturulması ve bunun için gerekli yatırım ihtiyacı

3. Ekonomik ve sosyal uyum projeleri (bölgesel kalkınma, sınır ötesi işbirliği ve KOBİ projeleri)

Bu nedenle, AB hibeleri kullanılarak yürütülecek olan projelerin kesinlikle bu stratejik belgelerdeki önceliklere uygun olmaları

(29)

gerekmektedir. Ayrıca ülkemize adaylık statüsü tanınmasından önce taahhüt edilmiş olan MEDA projelerinin de uygulamalar esnasında mümkün olduğu ölçüde sözkonusu önceliklerle uyumlu hale getirilmesi, Türkiye’nin AB’ye uyum çalışmalarına olumlu katkı sağlayacaktır.

3. Diğer aday ülkelerde de olduğu gibi AB mali yardımları,

“Merkezi Olmayan Uygulama Sistemi” (Decentralized Implementation System, DIS) çerçevesinde kullanılacaktır.

Böyle bir yapılanmaya ihtiyaç duyulmasının nedenlerini şu şekilde özetlemek mümkündür:

- AB mali yardımlarının, kademeli bir geçiş süreciyle, Avrupa Komisyonu yerine bizzat aday ülkeler tarafından programlanması, uygulanması, izlenmesi ve değerlendirilmesi, yani kısaca yönlendirilmesini sağlamak,

- Aday ülkelerde, AB mali yardımlarının kullanımının ulusal bütçelerden farklı bir yapı içerisinde gerçekleşmesini sağlamak ve kullanım esaslarını farklılaştırmak,

- AB mali yardımlarının programlama, sözleşme hazırlama, ihale, finansman, uygulama, izleme ve değerlendirme aşamalarının ve işlevlerinin birbirlerinden bağımsız birimler tarafından eşgüdümlü olarak yürütülmesini sağlamak.

MEVCUT PROJELERE İLİŞKİN BİLGİLER

Halihazırda uygulaması devam eden AB destekli projeler, Türkiye ile AB arasındaki mali işbirliği mekanizmasının tarihsel olarak iki farklı döneminde finansman kararı alınmış olan inisiyatiflerdir.

Birinci dönem, 1996–2001 yıllarını kapsayan “Meda Çerçeve Anlaşması” dönemidir. Hazırlık çalışmaları bu dönemde yapılmış

(30)

fakat uygulamaları halen sürdürülen 33 adet proje ilgili kurum ve kuruluşlarımız tarafından başarı ile yürütülmektedir. Çeşitli alanlardaki bu projeler, AB’ye uyum çerçevesinde amaç, hedef ve proje beklentilerine uygun olarak zamanında tamamlanmaları için periyodik olarak izlenip değerlendirilmektedir.

2002 yılı mali yardım programıyla başlayan ikinci dönemde ise adaylık statüsünün yansıması olarak ülkemiz, MEDA kapsamından çıkartılmış ve “Katılım Öncesi Mali Yardım” başlıklı bütçe kaleminden destek almaya başlamıştır. Bu doğrultuda 2002, 2003, 2004 programları kapsamında, doğrudan ve sadece AB’ye uyum perspektifi ile Merkezi Olmayan Uygulama Sistemi içerisinde oluşturulan 84 proje Avrupa Komisyonu tarafından onaylanarak Finansman Anlaşmaları imzalanmış ve fiili uygulamalar ivedilikle başlatılmıştır.

2005 yılı programı kapsamına girecek projelerin tespiti için yürütülen programlama çalışmaları da tamamlanmıştır. Finansman Anlaşması’nın imzalanmasını takiben 45 projenin daha kontrat ve ihale süreçleriyle uygulamaları başlayacaktır.

Bu çerçevede, Türkiye’ye uygulanmakta olan AB kaynaklı projelere ilişkin son durum aşağıda belirtildiği şekilde özetlenebilmektedir:

MEDA dönemine ait 33 projenin uygulamaları sürmekte, bunlardan 10 tanesi tamamlanmak üzeredir.

Katılım Öncesi dönemde;

- 2002 yılına ait 126 milyon Avro tutarında 18 projenin uygulamaları tamamlanmak üzeredir.

- 2003 yılına ait 144 milyon Avro tutarında 28 projenin uygulamaları sürmektedir.

(31)

- 2004 yılına ait 250 milyon Avro tutarında 38 projenin uygulamaları 2005 yılı sonlarında başlayacaktır.

- 2005 yılına ait 300 milyon Avro tutarında 35 projenin uygulamaları Finansman Anlaşması’nın imzalanmasını takiben 2006 yılı içerisinde başlayacaktır.

- 2006 yılına ait 500 milyon Avro için ise, ilk pakette 113 milyon Avro tutarında 10 proje ilk Finansman Anlaşması’nın hazırlanmasını teminen Avrupa Komisyonu’na iletilmiştir. İkinci Paket ise Nisan ayında gönderilmiştir.

Çeşitli projeler ve programların finansmanında kullanılan AB mali yardımları, diğer aday ülkelerde olduğu gibi, Türkiye’nin de AB’ye uyum çalışmalarını hızlandırmak için katalizör işlevi görmektedir.

Bu genel amaçla tahsis edilen mali yardımların üçte ikisi mevzuat uyumu ve bunun için gerekli kurumsal yapılanmanın oluşturulmasına yönelik projelerde, üçte biri ise AB ile ekonomik ve sosyal uyumu destekleyici projeler için kullanılmaktadır (Şekil Şekil 1: AB Mali Yardımlarının Kullanım Alanları).

(32)

Bu anlayış içerisinde oluşturulan projelerin tümü, Türkiye’nin AB üyeliği için önemli katkılar sağlayan, hassas ve özenle seçilmiş konuları kapsamaktadır. Tanımlanmış olan bu projelerin uygulama yöntemleri ya da diğer bir deyişle hayata geçiriliş şekilleri de dikkate değer unsurlar içermektedir. Örneğin, projelerin çoğu için normal ihale yöntemleri izlenmekte; hizmet, tedarik ve hali hazırda az sayıda da olsa inşaat ihaleleri açılmaktadır.

Diğer taraftan, önemli miktarda proje ise AB üyesi ülkelerin ilgili kamu kurumlarıyla işbirliğini öngören eşleştirme mekanizması kullanılarak uygulamaya geçirilmektedir. Bu yöntem, bizim kamu kuruluşlarımız ile AB üyesi ülkelerin kamu kuruluşlarını biraraya getirerek birlikte çalışmalarına imkan veren hatta daha uzun vadeli işbirliği olanakları yaratan, Türkiye’nin tanıtımı amacına yönelik olarak önemli katkılar sağlama potansiyeline sahip bir araçtır.

Ayrıca, uygulamaları süren 152 projeden bazılarında bir alt-bileşen olarak, sivil toplum kuruluşları, belediyeler, organize sanayi bölgeleri, üniversiteler, ticaret ve sanayi odaları gibi toplumun her kesiminin çeşitli öncelikli alanlarda geliştirecekleri proje tekliflerine açık olan ve yayımlanan teklif çağrıları vasıtasıyla duyurulan “doğrudan kullandırılan hibeler” isimli kaynaklar bulunmaktadır.

AB Destekli Projelerden Bazı Örnekler

AB’ye uyum çalışmalarını hızlandırmak amacıyla tüm sektörlerde oluşturulan bu projelerin özellikle şu konularda yoğunlaştıkları görülmektedir.

Siyasi kriterler

Adalet ve İçişleri

Tarım

Çevre

Ulaştırma, Enerji

(33)

Bölgesel Kalkınma

Sosyal Politika ve İstihdam

Gümrük Birliği ve Malların Serbest Dolaşımı

STK’lara destek

Bunun dışında, Türkiye’nin AB’ye entegrasyonunu hızlandırıcı faaliyetlere ve kamu kurumlarının idari kapasitelerini geliştirmelerine ek destek sağlamak amacıyla da Türkiye’nin kullanımına açık olan programlar mevcuttur. Ayrıca, Türkiye’nin katıldığı bazı topluluk programları için ödenen katkı payının bir kısmı da, hibe niteliğindeki bu AB mali yardımları aracılığıyla finanse edilmektedir.

Diğer taraftan, altı çizilmesi gereken bir husus da burada bahsedilen 152 projenin “çerçeve projeler” olmasıdır. Bu çerçeve projelerden bazılarının içerisinde, toplumun çeşitli kesimlerinin kullanımına açık olan “hibe programları” mevcuttur. Bu hibe programları, KOBİ’lerin, STK’ların ya da belediyelerin çerçeve projenin amaçlarına uygun proje tekliflerine mali kaynaklar sağlamaktadır.

(34)

Bu nedenle, kamu kuruluşlarınca AB’ye uyum için hazırlanan büyük çerçeve projeler ve KOBİ’lerin, STK’ların ya da belediyelerin çeşitli amaçlara yönelik alt projeleri olmak üzere iki tip projeden söz edilmektedir.

Genellikle, “hibe programları” olarak tanımlanan bu küçük ölçekli programlardan, Türkiye genelinde yüzlerce alt projenin uygulamaları sürmektedir.

Bu kapsamda ilgili kurumlar tarafından özenle ve başarı ile yürütülmekte olan çerçeve projelerden bazı örnekler vermek yararlı olacaktır:

- T.C. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülmekte olan üç büyük eğitim projesinin toplam bütçeleri 180 milyon Avro’dur.

Bu projeler temel eğitim, mesleki eğitimin güçlendirilmesi ve çıraklık eğitimi konularında, Türkiye genelinde ve seçilen pilot illerde ve okullarda, eğitim sistemimize hem nitelik hem de mali olanaklar açısından dikkate değer katkılar sağlamaktadır.

Sözkonusu projelerden biri olan “Mesleki Eğitimin Geliştirilmesi Projesi”nin bir alt başlığı olan doğrudan hibe dağıtımı için yapılan teklif çağrılarına, ülkemizin çeşitli kesimlerinden gelen 149 teklif değerlendirilerek bunlarda 35 tanesinin hibeler yoluyla finansmanına karar verilmiştir.

Örneğin, Türkiye İnşaat Sanayicileri ve TİSK’in ortaklaşa yürütecekleri ‘İnşaat Sektöründe Meslek Standartları ve Pratik Eğitim’ başlıklı 169 bin Avro değerindeki proje teklifi bunlardan biridir.

- T.C. Tarım Bakanlığı tarafından yürütülmekte olan projelerin toplam bütçe büyüklüklüğü ise yaklaşık 62 milyon Avro’dur.

Bu projelerden bazıları; ‘Türkiye’nin AB Veterinerlik Müktesebatına ve AB Bitki Sağlığı Müktesebatına Uyum Projeleri’, ‘Balıkçılık Sektörünün Yasal ve İdari Olarak AB Mevzuatına Uyumu Projesi’ ve ‘Gıda Güvenliği ve Kontrol

(35)

Sisteminin Yeniden Yapılandırılması ve Güçlendirilmesi Projesi’dir.

- T.C. Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın, özellikle adalet ve içişleri başlığında yürüttükleri ‘Yargının Modernizasyonu’,

‘Türkiye’de İstinaf Mahkemelerinin Kurulması’, ‘Türk Polisinin Denetime Açıklığının, Verimliliğinin ve Etkinliğinin Geliştirilmesi’, ‘Jandarmanın Modernizasyonu’ gibi projeler AB’ye uyum çalışmalarında önemli bir destek sağlamaktadır.

Buna ek olarak, Türkiye’nin en önemli ve güncel konularından biri, ‘Türkiye’de Çocuklar için İyi Yönetişim, Koruma ve Adalet Projesi’ ve ‘Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimlerinin Ortadan Kaldırılması Projesi’ ile AB hibelerinden yararlanarak desteklenmektedir.

- T.C. Ulaştırma Bakanlığı’nın ‘Demiryolu Taşımacılığı Sektörünün Yeniden Yapılandırılması ve Güçlendirilmesi Projesi’ ve ‘Türkiye’deki Karayolu Taşımacılığı Sektörünün AB Müktesebatı ile Uyumlu Hale Getirilmesi İçin Destek Sağlanması’ gibi projeleri daha teknik alanlarda yürütülen projelere örnek göstermek mümkündür. Benzeri projeler arasında belki de en etkin olanı, nispeten küçük bütçesine rağmen kısa vadede görülen etkileri açısından önemli sonuçlar elde etmiş olan ‘Deniz Taşımacılığı Güvenliğinin Arttırılmasının Desteklenmesi Projesi’dir. 2.7 milyon Avro bütçeli bu projenin uygulama çalışmalarının başlamasını takiben, yürütülen eğitim çalışmaları ve diğer uyum çalışmalarının bir sonucu olarak, AB üyesi ülkelerin limanlarında tutulan Türk bayraklı gemilerin sayılarında %65 oranında bir azalma olmuştur.

- ‘Meslek Sağlığı ve Güvenliği’, ‘Üreme Sağlığı Projesi’ ve

‘Aktif İş Piyasası Stratejisi’ gibi sosyal içerikli projeler ise,

(36)

özellikle sağladıkları doğrudan hibe imkanları ile toplumun çeşitli kesimlerinin yararlanabileceği projelerdir. Örneğin,

‘Aktif İş Piyasası Stratejisi’ projesi kapsamında, istihdamı arttırmaya yönelik alt-proje teklifleri için yapılan teklif çağrısına Türkiye’nin hemen her ilinden çok sayıda proje teklifi sunulmuş ve yapılan değerlendirmeler sonunda hibe almaya uygun görülen projeler açıklanmıştır. Bu çerçevede, ülkemizin pek çok yöresinde istihdamı desteklemeye yönelik küçük ölçekli projeler AB hibelerinden yararlanmaktadırlar.

Bu kapsamda gerek kurumsal gerekse hukuki çerçevesi itibarıyla tamamıyla adaylık statümüzün yansıtılmış olduğu katılım öncesi mali yardımların programlaması ve uygulanması mekanizması, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği koordinasyonunda, AB prosedürleri çerçevesinde işlemeye devam etmekte olup, sağlanan mali yardımların tamamı, projeler aracılığı ile etkin bir biçimde kullanılmakta ve toplumun çeşitli kesimlerine de kullandırılmaktadır. Ülkemizin son üç yıl içerisinde giderek geliştirdiği proje oluşturma ve uygulama kapasitesi AB yetkililerince de olumlu bir ilerleme olarak çeşitli vesilelerle vurgulanmaktadır.

Avrupa Komisyonu’nun diğer aday ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de bağımsız değerlendirme sürecine tabi tuttuğu, AB mali yardımlarının kullanımına ilişkin olarak Türkiye’nin son üç yıldır yapılan değerlendirmelerde ‘yeterli’ bulunduğu hususu da, Türkiye’nin AB mali yardımlarından yararlanma kapasitesinin son yıllarda çok arttığını gösteren önemli bir gelişmedir. Proje sahibi kurumların kendi projelerinin izlenmesine yönelik olarak yılda iki kez hazırladıkları izleme raporları değerlendirme sürecine katkıda bulunmaktadır.

Değerlendirme süreci ise; ilgi, etki, verimlilik, proje sonuçlarının etkili olması ve sürdürülebilirlik olarak tanımlanan beş gösterge

(37)

aracılığı ile projelere ve projelerin içinde bulundukları sektörlere başarı notlarının verildiği bir süreçtir.

Girişimciler için İmkanlar

Girişimciler, AB projelerinde doğrudan faydalanıcı olarak kendi projeleri için destek sağlayabilecekleri gibi, özellikle danışmanlık firmaları ve tedarikçiler de diğer kurum/kuruluşların projeleri kapsamında çıkılacak ihalelere teklif vererek bu projelerin danışmanlık veya yatırım bileşenlerinin yürütülmesinde müteahhit/alt yüklenici rolünü de üstlenebilmektedirler.

Hizmetler

≥ 200.000 Avro

Uluslararası kısıtlı ihale prosedürü

200.000 – 5.000 Avro 1. Çerçeve sözleşme 2. Basit prosedür

< 5.000 Avro Tek teklif

Tedarik

≥ 150.000 Avro

Uluslararası açık ihale prosedürü

150.000 – 30.000 Avro Yerel Açık İhale 30.000 – 5.000 Avro Basit prosedür

< 5.000 Avro Tek teklif

İnşaat 5.000.000 –

300.000 < 5.000 Avro

(38)

≥ 5.000.000 Avro

a) Uluslararası açık ihale prosedürü

b) Uluslararası kısıtlı ihale prosedürü (istisnai)

Avro

Yerel Açık İhale

300.000 – 5.000 Avro Basit prosedür

Tek teklif

(Şekil : AB projelerinde ihale tipleri)

2005 yılında 300, 2006 yılında ise 500 milyon Avro’luk miktarlara ulaşacak olan katılım öncesi mali yardım mekanizması bu yönüyle de Türk girişimcileri için önemli bir mali imkan olarak değerlendirilmelidir. Bunun yanısıra Türk firmaları Avrupa Birliği tarafından Akdeniz ülkeleri ile işbirliği çerçevesinde finanse edilen MEDA; Balkan ülkelerine yönelik CARDS ve Komisyon’un izni dahilinde Doğu Avrupa ve Orta Asya ülkeleri için yürütülen yardım programları kapsamındaki ihalelere de teklif verebilmektedirler.

Dolayısıyla, AB mali yardımları sadece uyum projelerine hibe imkanları sağlamakla kalmayıp, buna ek olarak adaylık sürecindeki Türkiye’nin girişimcileri, müteahhit ve danışmanlık şirketleri için de iş olanakları hazırlamaktadır.

AVRUPA BİRLİĞİ TOPLULUK PROGRAMLARI Avrupa Birliği Topluluk Programları ve Ajansları:

Ülkeler arasında işbirliğinin ve iletişimin geliştirilerek ortaklık bilincinin, yenilikçilik ve girişimcilik anlayışının yerleşmesinin desteklenmesi,

(39)

Topluluk politikalarının, mevzuat ve uygulamalarının doğru biçimde anlaşılması ve değerlendirilmesi,

Birlik’in karşılaştığı sorunlara ortak çözümler üretilmesi ve geleceğe yönelik politika oluşumuna destek verilmesi süreçlerine katkı sağlanması,

gibi amaçlarla oluşturulmuşlardır.

Topluluk programları belirli bir süre için Topluluk politikaları ile ilgili belirli alanları kapsayacak şekilde AB üye ülkeleri ve aday ülkeler arasında işbirliğini teşvik etmek üzere uygulanan faaliyetler bütünüdür.

Topluluk programlarına, işletmeler, sivil toplum kuruluşları, kamu kurumları, yerel yönetimler katılabilmektedir. Aday ülkelerin mevzuatın uyumu ve uygulanması alanındaki çalışmalarına da Topluluk programları önemli katkılar sağlamaktadır.

Topluluk programları, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi’nin onayı ile yürürlüğe girmekte ve programa ilişkin teklif çağrılarını (ihale) yayımlayan ilgili Avrupa Komisyonu Genel Müdürlükleri tarafından yürütülmektedir. Programların bütçesi ise katılımcı ülkeler tarafından yapılan ödemeler ve AB bütçesinden sağlanan tahsis ile oluşturulmaktadır.

Programların önemli bir bölümü için başvurular doğrudan Avrupa Komisyonu’na gönderilmekte ve değerlendirme bağımsız uzmanlar tarafından yapılmaktadır. Merkezi olmayan bazı programlar için ise katılımcı ülkede bulunan ulusal ajanslar yoluyla başvuru ve değerlendirme yapılmaktadır.

Topluluk programlarının temel amacı işbirliğinin geliştirilmesi olduğu için, başvuruların büyük çoğunluğunda farklı ülkelerden

(40)

ortakların olması şarttır. Program bütçesinden sağlanan mali desteklerin önemli bölümü yatırım içermeyen projelere (kültürel faaliyetler, personel değişimi, araştırma projeleri, bilgi paylaşım projeleri gibi) verilmektedir.

YÜRÜRLÜKTE OLAN TOPLULUK PROGRAMLARI SİVİL KORUMA MEKANİZMASI

2001/792/AT, EURATOM sayılı Karar ile kurulmuştur. Amacı, sivil koruma desteğine yönelik müdahalelerde işbirliğinin güçlendirilmesidir. Bu kapsamda kişilerin, çevre ve mülkiyetin acil durumlarda (doğal, teknolojik, radyolojik veya çevresel kazalar) korunması alanında işbirliği çerçevesinin geliştirilmesi öngörülmektedir. Mekanizma, Türkiye’nin katılımına açıktır.

Faydalanıcılara ilişkin olarak açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, ilgili mevzuatta gözlem ve bilgi merkezlerinin oluşturulması, acil müdahale ekiplerinin oluşturulması, eğitim programlarının düzenlenmesi, yeni teknolojilerin kullanımı, ekipmanın taşınmasını kolaylaştıracak önlemlerin alınması konularına atıf yapılmaktadır. Mekanizma 01.01.2002’de yürürlüğe girmiştir.

Ayrıntılı bilgi için:

Avrupa Komisyonu Çevre Genel Müdürlüğü (http://ec.europa.eu/environment/index_en.htm) Tüketicinin Korunması ve Sağlık Genel Müdürlüğü (http://ec.europa.eu/health/index_en.htm)

(41)

HALK SAĞLIĞI ALANINDA TOPLULUK EYLEMİ

2002/1786/AT ve 786/2004/AT sayılı Kararlar ile kurulmuştur.

Program, 01.01.2003 – 31.12.2008 dönemini kapsamaktadır.

Programın amacı kamu sağlığının geliştirilmesine yönelik bilgi ve bulguların artırılması, sağlık açısından tehdit oluşturan durumlara karşı eşgüdümlü ve hızlı bir tepki yeteneğinin geliştirilmesidir.

Programın toplam bütçesi 353.770.000 Avro’dur. Program, Türkiye’nin katılımına açıktır. Faydalanıcılara ilişkin açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, ilgili mevzuatta daha çok üye devletlere ve programa katılan ülkelere atıf yapılmakta; WHO, COE, OECD ile işbirliğinin geliştirilmesinin önemine vurgu yapılmaktadır.

Ayrıntılı bilgi için:

Avrupa Komisyonu Tüketicinin Korunması ve Sağlık Genel Müdürlüğü

(http://ec.europa.eu/health/index_en.htm)

Türkiye, Halk Sağlığı Programı’na katılmaktadır. Bu alanda sorumlu kuruluş Sağlık Bakanlığı / Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi Başkanlığı’dır. (http://www.rshm.gov.tr/) Anılan Programın devamı niteliğinde COM (2006) 234 sayılı bildirimde, Sağlık Alanında Topluluk Eylemi’nin kurulması öngörülmektedir.

Eylem kapsamında sağlık alanında çalışmalar yapılması, bu alanda bilgi oluşturularak paylaşılması öngörülmektedir. Eylemin 31.12.2013 tarihine kadar geçerli olması öngörülmektedir.

FISCALIS PROGRAMI

2002/2235/AT ve 2004/787/AT sayılı Kararlar ile kurulmuştur.

01.01.2003–31.12.2007 dönemini kapsamaktadır. Programın amacı, işbirliğinin artırılması yoluyla iç pazarda vergi sistemlerinin işlerliğinin geliştirilmesidir. Program Türkiye’nin katılımına açıktır. Program bütçesi 67.250.000 Avro’dur. Faydalanıcılara

(42)

ilişkin olarak açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, ilgili mevzuatta vergilendirme alanında yetkili kurum ve personele atıf yapılmaktadır.

Ayrıntılı bilgi için:

Avrupa Komisyonu Vergilendirme ve Gümrük Birliği Genel Müdürlüğü

(http://ec.europa.eu/taxation_customs/taxation/index_en.htm) Türkiye, Fiscalis Programı’na katılmaktadır. Bu alanda sorumlu kuruluş Maliye Bakanlığı’dır. (http://www.maliye.gov.tr/) Anılan Programın devamı niteliğinde COM (2006) 202 sayılı Bildirimde, Fiscalis 2013 Programının kurulması öngörülmektedir. Program kapsamında iç pazarda vergi sistemlerinin işlerliğinin geliştirilmesi ve programın 01.01.2008–31.12.2013 dönemini kapsaması öngörülmektedir.

GÜMRÜK 2007 PROGRAMI

2003/253/AT ve 2004/787/AT sayılı Kararlar ile kurulmuştur.

01.01.2003–31.12.2007 dönemini kapsamaktadır. Program aday ülkelerin katılımına açıktır. Programın amacı gümrük faaliyetlerinin iç pazarın ihtiyaçlarına uyumlu hale getirilmesidir.

Program bütçesi 165.550.000 Avro’dur. Faydalanıcılara ilişkin olarak açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, ilgili mevzuatta gümrük alanında yetkili kurum ve personele atıf yapılmaktadır.

Ayrıntılı bilgi için:

Avrupa Komisyonu Vergilendirme ve Gümrük Birliği Genel Müdürlüğü

(http://ec.europa.eu/taxation_customs/customs/index_en.htm) Türkiye, Gümrük 2007 Programı’na katılmaktadır. Bu alanda sorumlu kuruluş Gümrük Müsteşarlığı’dır.

(43)

(http://www.gumruk.gov.tr/) Anılan Programın devamı niteliğinde COM (2006) 201 sayılı bildirimde, Gümrük 2013 Programının kurulması öngörülmektedir. Program kapsamında gümrük alanındaki üye devlet uygulamalarının desteklenmesi ve programın 01.01.2008–31.12.2013 dönemini kapsaması öngörülmektedir.

ERASMUS MUNDUS PROGRAMI

2003/2317/AT sayılı Karar ile kurulmuştur. Programın amacı üçüncü ülkeler ile işbirliği yoluyla kültürlerarası anlayışın geliştirilmesi, yükseköğretimde kalitenin artırılması, yükseköğretimin hem Birlik içinde hem dışında çekici hale getirilmesi ve tüm dünyadan yüksek nitelikli mezun ve öğrencilere Birlik içinde tecrübe kazanma imkanı verilmesidir. Program 01.01.2004–31.12.2008 dönemini kapsamaktadır. Programdan yükseköğretim kurumları, bir yükseköğretim kurumu tarafından başarısı teyid edilen öğrenciler, ders verenler ve araştırma yapanlar, yükseköğretim personeli, yükseköğretimde aktif olarak yer alan diğer kamu ve özel kurumlar faydalanabilmektedir. Program bütçesi 230.000.000 Avro’dur. Program aday ülkelerin katılımına açıktır.

Ayrıntılı bilgi için:

Avrupa Komisyonu Eğitim ve Kültür Genel Müdürlüğü (http://ec.europa.eu/education/index_en.html)

E-DEVLET HİZMETLERİ (IDABC) PROGRAMI

2004/387/AT (01) sayılı Karar ile kurulmuştur. Programın amacı kamu idareleri arasında güvenli, etkili bilgi değişiminin sağlanması, bilgi değişiminin faydalarının işletmeler ve vatandaşları kapsayacak şekilde genişletilmesi, stratejik çerçeve oluşturularak Topluluk karar alma sürecinin desteklenmesi, farklı politika alanları arasında karşılıklı işlerliğin oluşturulmasıdır.

Program 01.01.2005–31.12.2009 dönemini kapsamaktadır.

(44)

Program bütçesi 148.700.000 Avro’dur. Program aday ülkelerin katılımına açıktır. Faydalanıcılara ilişkin olarak açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, ilgili mevzuatta daha çok kamu idarelerine atıf yapılmakta, ekonomik alanda işbirliğinin geliştirilmesi ve işletme ve vatandaşlara fayda üretilmesine önem atfedilmektedir.

Ayrıntılı bilgi için:

Avrupa Komisyonu İşletmeler ve Sanayi Genel Müdürlüğü (http://ec.europa.eu/enterprise/index_en.htm)

Bilgi Toplumu ve Medya Genel Müdürlüğü

(http://ec.europa.eu/information_society/index_en.htm)

Türkiye, e-Devlet Hizmetleri (IDABC) Programına katılmaktadır.

Bu alanda sorumlu kuruluş Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı’dır. (http://www.bilgitoplumu.gov.tr/)

DAPHNE II PROGRAMI

2004/803/AT sayılı Karar ile kurulmuştur. Programın amacı çocuklar, gençler ve kadınlara karşı şiddetin önlenmesi, risk altındaki grupların korunması, fiziksel sağlığın ve ruh sağlığının korunması, kamusal veya özel alanda şiddetin engellenmesidir.

Program 01.01.2004–31.12.2008 dönemini kapsamaktadır.

Program Türkiye’nin katılımına açıktır. Programdan kamu kurumları ve özel kurumlar, yerel otoriteler, üniversite ve araştırma kurumları destek alabilmektedir. Program bütçesi 50.000.000 Avro’dur.

Ayrıntılı bilgi için:

Avrupa Komisyonu Adalet, Özgürlük ve Güvenlik Genel Müdürlüğü

(http://ec.europa.eu/justice_home/index_en.htm)

Referanslar

Benzer Belgeler

a) İletişimin dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi ile ilgili alınan kararlar, yerine getirilmek üzere soruşturma ve kovuşturmanın

No Yürürlükteki AB mevzuatı Taslak Türk mevzuatı Kapsam Sorumlu kurum Yayım tarihi 1 Uyuşturucuyla mücadelede İçişleri Bakanlığı ile İçişleri

Görüşümüze göre, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu içinde yer alan finansal bilgiler ile Yönetim Kurulu’nun Şirket’in durumu hakkında denetlenmiş olan

[r]

2- Bu sandık kurulları başkanlarının Devlet memurları arasından, üyelerinin ise, ikisinin Devlet memurlarından, ya da o çevrede bulunan sandık kurullarında görev

Üniversiteye ait ağ ve sunucu bilgisayarlar uygunsuz, müstehcen, rahatsız edici görüntülerin üretilmesi ve dağıtılması (akademik ve bilimsel araştırma amaçlı

Şirketin kurucusu ve yöneticisi olduğu “Hedef Portföy Serbest Fon”, “Hedef Portföy Kuzey Hisse Senedi Serbest Fon(Hisse Senedi Yoğun Fon)”, “Hedef Portföy

Likidite riski yönetimi ile ilgili esas sorumluluk, yönetim kuruluna aittir. Yönetim kurulu, Grup yönetiminin kısa, orta ve uzun vadeli fonlama ve likidite