• Sonuç bulunamadı

SEMBOLLER VE SIRLARI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "SEMBOLLER VE SIRLARI"

Copied!
411
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 1

(2)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 2

(3)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 3

SEMBOLLER VE SIRLARI

E-KİTAP

MUSTAFA KARNAS

(4)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 4

SEMBOLLER VE SIRLARI

MUSTAFA KARNAS

E-KİTAP

Yayın Tarihi:

Eylül 2019

Yayıncı Sertifika no:

32792

CD-EKİTAP ISBN 978-605-7626-32-5

Yayıncı:

Noetika Medya Yayıncılık Danışmanlık Bilişim Tu- rizm Sanayi ve Tic a.ş

akıltaşı kitapları/akıltaşı yayınları Kamara Ofisleri-İstasyon Yolu Sok. No: 3

Altıntepe-Maltepe-İstanbul Telefon: (0553) 764 82 55 mail: noetika.tr@gmail.com

(Tüm Hakları Noetika A.Ş/Akıltaşı Kitapları’na ait- tir. İzinsiz Yayınlanamaz)

(5)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 5 İLK SÖZ

Zihinsel olarak kimsesi olmayanlar kolayca göç ederler.

(6)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 6 SUNUM

TANRININ GİZLİ ADI İLE YARATIM

Semboller eğer tek bir kaynak üzerinden şekil- lenseydi bu kaynak ne olurdu? Bu bir döngü sayılar harfler kelimeler sözler sayılar, biri di- ğerine dönüşür, yani tanrının dili ya da evre- nin dili sayılardır. Bunlardan birini gördüğü- nüzde gördüğünüz şey bir diğerinin sembolü- dür.

Mesela bir sayı bir harfin ya da kelimenin sembolüdür, bir harf bir sayının sembolüdür.

Siz hangisini biliyorsanız bilmediğinizi sembo- lize eden bir sonrakidir, yani elinizde harf var- sa bu bir sayıdır, aynı zamanda bir sözdür. En gizemli en çok aranan bir kelime vardır, tarih boyunca sır olan bu kelimeyi harfler dizinini arayanlar var.

Sır olan bir kelime rivayet edilir ki Musa çölde kendi halkını beslerken, ürünleri çoğaltırken bu kelimeyi kullanmıştı, sonra bu kelime Hz.Süleyman'a geçti, Süleyman da bu kelime ile kendince sihirli işler gerçekleştirdi. Sonra- sında bu kelime İsa Mesih’e geçti, o bu kelime ile mucizeler gerçekleştirdi, ölüleri diriltti, suyu şaraba çevirdi, hastalara şifa verdi.

(7)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 7 Bu kelime 216 basamaklı bir sayılar dizinin- den oluşuyordu, yani şu şekilde bir şey 3456734567865- siz bunu 216 basamağa ta- mamlayın. Bu tanrının gizli ismi idi, tanrılık yetkisini geçici olarak bu ismi kime verdiyse ona veriyordu, yani yaratım yapma hakkını, yetkisini kendisine vekil ediyordu o kişiyi belli bir süre için. En başından beri bu kelime var- dır ve yaratım buradan gerçekleşmektedir. Ya- ratım dediğimiz şey aslında yoktan var etmek değildir. Bu model bir yaratım, yaratılmış ola- nın yapısını değiştirerek dönüştürmektir. So- nuçta malzeme sırasıyla şu şekildedir;

1- Hareket 2- Salınım 3- Kuark alanı 4- Enerji

5- Atom

6- Moleküler yapı

Yani bu kelime ile bu 6 şeyden birini değişti- rirseniz geri kalan yapıyı da değiştirirsiniz.

Böylece bir şeyden başka bir şey elde edersiniz ama maddenin ya da enerjinin size itaat ede-

(8)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 8 bilmesi için o kelimeyi biliyor olmanız gereki- yor. Bu isim de 216 basamaklı bir sayıdan oluşur, her sayı İbrani dilinde aslında Arapça harfler de aynı sayıdadır bir harfe tekabül eder ve isim ortaya çıkar. İsim yaratıcının gizli adı- dır. Bütün bu sayıların arkasında ezoterik sis- temde sembolizm modellemesi GEMATRİA sis- temi içinde hareket eder. Yani sayıların harfle- rin bir geometrik şekil alması o sayıyı bir mü- hür haline getirir, GEMATRİA gizli geometri olarak bilinir. Bütün ezoterik sistemler ve ör- gütler, buna masonlar dahil ve diğer hepsi sayı söz dizinlerini GEMATRİA üzerinden, geomet- rik bir şekil almasını sağlar. GEMATRİA temel yapısını yani referanslarını nereden alır? İşte size ilginç bir soru, kainatta hiç değişmeyen bir sistem var, özelliği de değişmez olması za- ten, dünya üzerinde bulunan en kuvvetli şekil- ler bile değişebilir, dağlar depremlerle yıkılır, nehirler yer değiştirir ama hiç değişmez olan ve hep olacak sağlam bir sabit üzerinden model- leme yaparsanız, yaptığınız her şekil kalıcı olur. Nedir bu galaksimizin sabiti? Cevap burç- lar, burçların şekli ve yerleri asla değişmez. En büyük ezoterik model ÜLKER TAKIMYILDIZI olarak kabul edilen alandır. Ülker ve diğer burçların şekilleri ilk ezoterik kodlardır.

(9)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 9 Değişmezlik kanunu nedir?

Ders akışı içinde değil ama bu soruya yanıt vereceğim, şöyle izah edeyim, mesela sizin bir fotoğrafınızı çeksek ne olur? Siz yaşlanırken fotoğraftaki resminiz yaşlanmaz değil mi? Me- sela fotoğraftaki kişi ölse resim yine sabit kalır.

İşte nedeni bu, o yıldızlar zaten yok, resim gibi sahibi çoktan ölmüş, gördüğümüz şey resimle- ri, bundan dolayı sabit çünkü bizim galaksimi- zin dışındalar, resimler oradan geliyor.

SEMANTİK

Halkımızın temel sorusunu soralım, semantik benim ne işime yarar, bunu bilirsem ekmek yer miyim bu işten? Şeklindeki faydacı bakış açısı.

Semantik anlam bilim demektir. Siz bilmez- siniz ya da fark etmezsiniz ama bir yerlerde enstitüler var, bunlar kavramlar üretirler, se- mantik oluştururlar ve bu kavramları medya üzerinden halka indirgerler ve bu kavramlar üzerinden koyun güder gibi ahaliyi güderler, buna semantik denir. Ben de bunları yapıyo- rum, semantik benim kullandığım bir sistem ama ben bağımsız yapıyorum kendim için.

birkaç örnek vereyim, tüketici kelimesi bu ke-

(10)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 10 lime üretilmiş bir kavramdır, mesela 40 yıl ön- ce böyle bir kavram yoktu. Daha böyle çok kavram var. Semantik bu işe yarar, yani kendi terminolojini oluşturmak için, kişisel gelişim kavramı da bunlardan biridir. Bunlar hep mahzenlerde akıllı insanlar tarafından üretilir ve toplumlara empoze edilir. Mesela Ameri- ka’da kullanılan yeni bir kavram var, eskiden MR.PRESIDENT idi yani bay başkan, ELECTED MR.PRESIDENT var, yani seçilmiş başkan, bunlar bilinçli olarak insan hafızasını yapılandırmak için üretilir.

Ben de böyle yüzlerce kavram ürettim hem ko- nuşma dilimde hem de yazı dilimde kullanıyo- rum, neden böyle yapıyorum?

1) Eğlenceli iş

2) Kendimi diğer yazarlardan ayrıştırıyorum 3) Kendi okuyucu kitlemi ve jargonumu oluş- turuyorum

Ve benim cümlemi nerede görseniz tanırsınız, altında başka birinin ismi de olsa dersiniz ‘ha bu hocanın cümlesi’ diye, yani bir dünya ya- ratmak için semantik üzerinden bir dil yarat- mak gerekir, bu işe yarar. Kendinizi özelleşti-

(11)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 11 rirsiniz, bir de farkındalık kazanırsınız. Piyasa- ya yeni bir kavram sokulduğu zaman bunu hemen fark edersiniz. Anlamlar sembollerle yaratılır, sembolün kavramsallaştırılmış haline semantik diyoruz, bunu da sırası geldiğinde anlatacağım. Ezoterik sembolizmden az önce söz ettim ama biraz konuyu açalım.

Ezoterizm denilen sistem gizil sistemdir. Yani bilinmeyen bir evrenin sistemidir, buna maji sistemi de diyebiliriz ve dilini sembolizmini GEMATRİA üzerinden simyaya geçmiş bir dil- dir. Simya maddenin yapısını değiştirmekle alakalıdır, kurşunu altına çevirmek ya da iksir yapmak gibi şeyler. Her elementin geometrik bir şekli vardır sembol olarak ve bu geometrik şekillerin hepsi de burçlar ve gezegenlerin sembolleri ile aynıdır.

Neden aynıdır? Çünkü her bir gezegene atfedi- len içeriğin karşılığı o elementin özelliği olarak kabul edilir ve onun sembolü ile tanımlanır.

Böylece her gezegenin içeriği ve gücü hakkında da bilgi sahibi oluruz.

Maji-simya sembolizminden söz edelim, maji sembolizminin temelinde GEMATRİA vardır.

Bütün melek ve demon sembol-mühürleri bu sistem üzerinden hazırlanır ve enerjinin imzası

(12)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 12 haline gelir. Majinin temelinde şöyle bir model vardır, aynı simyada olduğu gibi bir şeyin ya- pısını değiştirmek, hızlandırmak yavaşlatmak yoğunlaştırmak ya da zayıflatmak şeklindedir.

Maji temel olarak doğanın gizli gizil yasalarını işlevsel hale getirmektir. Mesela günümüzde bunu Cern'de deniyorlar, orada yaptıkları iş suni olarak bir yapı oluşturmaktır.

Yani bir çeşit bilimsel maji kullanıyorlar. Mese- la maji marifeti ile bir yere yağmur yağdırmak demek o alanda bulunan yoğunlaşmayı hız- landırmak işidir. Temelinde mesela bizim me- lek diye tanımladığımız takyon ya da karanlık madde dediğimiz maddeyi bir arada tutan x maddesi faal hale getirilir, maji dilinde oradaki melekler aktif hale getirilir, yani melek dediği- miz enerji alanı ya da gizil bilgi örüntüsü yine bu sistem ile aktif edilir. Demon işleri de bu şekildedir.

Bu işler nasıl oluyor? Anlatayım, aslında an- laması basit, modelleme ve kodlama ile ilgili.

Sevinç ve üzüntü konusunu ele alalım, ikisi de birer haldir. Mesela elinizde iki zar var, kumar oynuyorsunuz, her attığınız düşeş geliyor, kendinizi tutamazsınız sevinirsiniz, yani se- vinme potansiyeliniz aktif hale gelir. Yani ken-

(13)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 13 di kendine sevinemiyorsun onu tetikleyecek bir şey gerekli, tetikleyen de sana daha önce kod- lanmış tetikleyici bilgi, kazanmak.

Mesela 2 yaşındaki bir çocuğun önüne milyon dolar koysan sevinmez çünkü böyle bir kodla- ması yok, üzüntü de aynı şekilde, bütün duy- gusal hallerimiz tetiklenmiş modellerdir, başka bir şey değildir. Aynı şekilde melek enerjileri de demon enerjileri de bu şekilde kodlanmıştır ve tetiklenince gerekeni yapmak zorunda kalırlar çünkü iradeleri yoktur, emir vermiş gibi olur- sunuz. Majide sistem harfler kelimeler sözler ve toplamda bir rezonans oluşturmak ile ilgili- dir. Müzik yapmak gibi, notalar oluşturursu- nuz ve o ses haline gelir, ses rezonans oluştu- rur, gizil melek ya da demon enerjisi aktif olur, işini yapar. Görevi neyse artık o da başka ko- nu.

Kitabın konularından bir diğeri de rüya sem- bolizmi ile ilgili, daha önce rüya nasıl yorum- lanır şeklinde dersimiz oldu, bu konuyu ona ilaveten yapacağız, ilave bilgiler vereceğiz. Rü- ya konusu bir film çekmeye benzer, aranızda hiç film çeken oldu mu? Olmamıştır, ben iki tane çektim . Bir filmin standart süresi 120 dakikadır, sinema filmi, 30 sene önce 90 daki-

(14)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 14 kaydı, koşullar değişti 120 dakika yaptılar.

Standart bir TV filmi 60 dakikadır ama bir fil- mi çekerken özellikle de pahalı bir yapımsa en az 100 bin dakika film çekersiniz, bunlar seçi- lerek, resim seçicilik diye bir meslek vardır, bir film meydana getirilir.

Yani görüntüler 120 dakikaya sığacak şekilde ayıklanır ama bir film neden çekilir biliyor mu- sunuz? saat başı molası vereceğim, saat ba- şında ikinci saate geçeceğiz, bu arada sorula- rınızı sorabilirsiniz. Bu soruya cevap verin, bir sinema filmi neden çekilir, neye göre çekilir, bir filmin amacı nedir?

Bir film semantik kurallara göre yapılır, sena- rist semantik kuralları bilerek ya da bilmeden kullanır.

Bir filmin yapılmasındaki amaç seyircideki bel- li bir duyguyu tetiklemektir, maji gibi. Görüntü ve ses ile yapar bunu, komedi filmi güldürmek için, dram ağlatmak için, macera heyecan için amaç budur ya da merak duygusunu tetikle- mek için, yani sinema bir çeşit majidir. Ses ve görüntü ile duygularınızı yönetir.

Konumuz rüya sembolizmi, beyin bir resim seçicidir, rüyadan önce yaptığınız çekimleri

(15)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 15 toplar ve sizde belli bir duyguyu tetiklemek için kafasına göre bir senaryo oluşturur. An- lamsız da olsa resimler, sizin için ne olur? O duygunuz tetiklenmiş olur. Bir filmde olmayan nedir? Koku, bir rüyada olmayan nedir? Yine koku, koku neden yoktur rüyamıza kokuyu neden almayız?

Çünkü koku almamız sadece beyinde meydana gelen bir denklemdir ve iki organın aynı anda kullanılması gerekir. Dil-burun, aslında koku- yu alan dilimizdeki sensörlerdir, dilimizin sensörlerinin tat alıcı sensörlerin ürettiği bilgi- ler, burun kıllarının aldığı bilgilerin toplam kombinasyonudur. Bundan dolayı rüyalarda koku olmaz çünkü bileşen iki şey yoktur ve daha da önemlisi bu ilahi bir koruma sistemi- dir insan için tanrının hediyesi olarak.

Koku anıları bağlar, beyne kaydedilmesini sağ- lar, oysa rüyalar bulut gibi dağılır, gerçeklik algımızın kaybolmaması için rüyalarda koku olmaz. Olsaydı eğer her koku alışımızda rüya- nın resimleri gerçek hayatımızın hafızası ola- rak ortaya çıkar alayınız şizofren olurdunuz, gerçeklik algısını yitirirdiniz.

Tanrı, kullarını sever onlara eziyet etmek iste- mez. Rüya konusunun girişgahı bu kadar,

(16)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 16 Dinsel sembolizm hırsızlık malının el değiştir- mesi ile meydana gelmektedir, yani hiçbir di- nin sembolü kendine özgü, orİjinal değildir, hepsi çalıntıdır. İstisnasız her şey bir şablon üzerinden ilerler, o şablon sürekli kendini tek- rar eder. o şablondan soyutlanmış halini size vereceğim, açıklamalar da olacak ufak tefek.

(17)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 17 KADİM SEMBOLLER- BAŞLANGIÇ

Bu bir nokta, bunlar temel semboller, birlik anlamına gelir, yani vahdeti vücut, tanrıya ka- vuşmak.

(18)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 18 Bu sembol kainat-tanrı güneş sembolüdür.

Sonsuzluk döngü

(19)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 19 Ruhların birliği

Maddenin birliği

(20)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 20 Madde ve ruhun birliği

Simyada altın

Gümüş

(21)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 21 Bakır

Bunları örnek olarak verdim, zamanı gelince hepsini anlatacağım. bu örnekler üzerinden gideceğiz.

(22)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 22 İLK DİNLER

Bilinen ilk din hangisidir? Saabilik dinidir yani güneşe taparlar. bütün dinlerin sembollerine bakalım ne vardır hepsinde, hepsinde olan or- tak şey nedir? İstisnasız hepsinde vardır, pa- gan dinlerinde dahil, nedir o şey? Yön, yönel- me yani her dinin bir kıblesi vardır. Saabiler güneşe mi tapıyordu gerçekten?

Hayır kıble güneşti, aya taparlar aya mı tapı- yordu? Hayır, kıblesi öyleydi. Bütün Mısır ritü- elleri takımyıldızlara dönük yapılırdı. Mucizeler her dinde vardır yani din ile tanrı bilgisi çok farklıdır.

Tanrı bilgisi marifet ile tanımlanırken, din bil- gisi şeriat ile tanımlanır. Yani uygulama mode- li, mesela İslam dini sembollerden uzak dur- maya çalışmıştır, yani bilinen önceki dinin sembollerinden, Hristiyanlık ağırlık olarak pa- ganlardan almıştır, Sümer Mısır Kıbele, İslam sembolizmi ise kavramlarla yapılır, şekillerle değil ama o kavramların tamamı da şeklin sembolün tarifinden başka birşey değildir.

Genellikle bunlara İSRAİLİYAT denir, yani İs- lam'ın içindeki sembolizm İSRAİLİYAT olarak anlatılır. z

(23)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 23 ARKAİK SEMBOLİZM

Arkaik sembolizm ise takımyıldızlar ile ilgili sembolizmdir. O konunun dersi geldiğinde lis- teyi vermiştim zaten.

Dünya dışı sembolizm, uzaylı sembolizmi diye- biliriz ya da ziyaretçilerin bıraktığı semboller, Göbeklitepe’den Maya’lara Paskalya adasından diğerlerine kadar ortak bir uzaylı sembolizmi vardır ya da ziyaretçiler sembolizmi.

Basit soru, ziyaretçiler neden semboller bırakı- yor olabilir insan kültürlerinin içine? Bu tanık- lıkların sembolleri değil, yani bir kabile uzaylı görüp resmini çizdi şeklinde değil, bilinçli ola- rak onlar tarafından bırakılan semboller.

Nedenini özetle anlatayım, bir kütüphane dü- şünün orada her türlü kitap olur değil mi ya da bir eğitim sistemi, alfabe kitabından fizik kitabına kadar ama kuantum fiziği ya da teorik fizik konusunda bir kitap olsa bile bir ilkokul çocuğu bunu anlamaz değil mi? Ama kitap yi- ne de oradadır çünkü anlayacağı bir zaman gelecektir, o zaman anlayacaktır gelişmişlikle ilgili, yani ziyaretçilerin mesajları zamanı gel- diğinden anlaşılsın diye bir kütüphane bıraktı- lar sembollerle, anlamazsan senin problemin

(24)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 24 bilgi orada, neyin bilgisi? Hep anlatılır yüzyıl- lardır kimsenin de kafası basmaz, veliler anla- tır bir şeyler,

Mevlana gibi kişiler anlatır. Neden anlatırlar?

Bir anlayan varsa anlasın, adamın işi anlat- mak, yani yayın sürekli oluyor frekansa girebi- lirsen dinlersin, anlarsın. Zaten o kadar geliş- memişsen o bilgi sana yaramaz. lik ‘Ali topu at’

düzeyi yeterli herkes için.

Kültür sembolizmi ise referanslar nasıl oluşur ile ilgili bir mekanik, yani ‘rüzgarlar nasıl mey- dana gelir?’ şeklinde. Kültür sembolizmi akış- kan bir yapıdır modadır yönetilebilen bir me- kanizmadır. Sanat akımları bunlara örnek gös- terilebilir.

Picasso’yu ele alın, kübizm, protesto için öyle resim yapmıştır. Demeye çalıştığı şudur; ‘ma- dem beni parçalar halinde algılamaya devam ediyorsun, o zaman ben de parçaları kafama göre düzenlerim’ yani isyankar bir sanat akı- mıdır. Mesela din dışı resim olan naturalizm kiliseye karşı yapılmış bir protestodur.

Vatikan sadece içinde İncil’den konular olan resimlere izin veriyordu, RÖNENSANS, NATURALİZM ile başladı, yani içinde dinsel bir

(25)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 25 hikaye olmayan doğa resimleri çizildi. Kültür bu şekilde oluşur, kültür sembolleri de bu şe- kilde oluşur, işi bilen kişiler özel bir kültür ve sembolizmini de yaratabilirler.

Verilen var, yapılan var. Kültür sembolizmi make-up bir sistemdir, semantik de bir parça öyle sayılır, oyun teorisi yani kuralları koyar, sınırı çizer, oyuna oyuncuları alırsın. Bu şekil- de bir düşünün, gerçi anlatacağım ama mesela velilik dervişlik şeyhlik aşık maşuk bunlar hep kavramsal sembolizmdir.

Mesela; örtü, kap,ı aralık, pencere, eşik bunlar dinlerin batın tarafında meydana gelmiş sem- bollerdir. Merdiven en eski sembollerden biri.

Bir konuyu doğru dürüst anlayabilmek için bir metodoloji kullanmak gerekir, bilim bunu ge- rektirir. Anlatabilmek için de bir metodoloji gerekir. paralel akışlı bir metodoloji kullana- cağım ve sembollerin kaynağı nedir nereden gelir? Buna bakacağız. Önce bir medeniyetler zaman çizelgesine bakmamız gerekiyor.

(26)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 26

(27)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 27 Zaman çizelgesine bakmamız gerekiyor, bu tabloyu dikkate alın, burada medeniyetlerin zaman çizelgesi var. önceki dersten devamla takımyıldızlarından söz etmiştik, tarihte ilk kez takımyıldızlar hakkında net bir eser üretmiş ve isimler vermiş kişi kimdir?

Batlamyus, Batlamyus kimdir? Yabancı değil bizden biri, Kapodakyalı, Romalı adı Apollonius'tur, takım yıldızlarına isimlerini ve- ren, o isimlerle günümüzde de anılan takım yıldızlar yani astrolojinin burçları ve diğerleri takım yıldızlarla burçlar arasındaki fark nedir?

Fark şudur, gezegenlerin güneş sabit alınarak dizilimine bağlı olarak dünyadan çıplak gözle tespit edilen burçlar, bunlar astroloji burçları ama Batlamyus’un elinde daha fazla takım yıl- dızı bilgisi var, nam-ı diğer Batlamyus ne za- man doğmuştur?

Tam olarak sıfır tarihinde yani 2019 yıl önce, nerede? Kapadokya’da. Aynı yıl ve gün içinde doğan kimdir? İsa Mesih. Apollonius ne diye bilinir? Ant-Christ yani deccal, iki türlü tarih- sel zaman çizelgesi vardır, birini verdim, ikin- cisine bakacağız. M.Ö 700 bin diğer medeni- yetler zaman çizelgesine baktığımızda ne görü- yoruz?

(28)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 28 Medeniyet yaklaşık 5-6 bin yıl önce başlıyor, Yahudi takvimi de öyledir, 5 bin küsur yılında- yız onlara göre. M.Ö 700 bin ne olmuş? Maldek denilen bir olay gerçekleşmiş yani o dönemden bir medeniyetten bahsediliyor ama nerede bu medeniyet? Yukarıda M.Ö 600 bin elementlerin etkileri başlıyor, M.Ö 500 bin Maldek ruhu dünyaya geliyor, M.Ö 100 bin ruh kökenli in- san bedenleri dünyada yeniden doğuşa soku- luyor. Ne anlattım size? Lemurya’nın kısa tari- hini.

(29)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 29 Yani Lemurya denilen bir kavim Mu kıtasında insan bedeninde bulunan bir ruh ile yaşamaya başlıyor. Nereden geliyor? Uzaydan bir yerden, belki de cennetten, göreceğiz ders akışı içinde nereden geldiğini, sonra ne var? M.Ö bin M.Ö 25 bine kadar subtil eterik olan Lemuryan be- denleri, M.Ö 25 bin ile günümüz insan bede- nine dönüşüyor.

Dikkat edelim iki türlü enerji var, ilk enerji ya- ni Lemuryan enerji dişil, MÖ 13 bin Lemurya’da büyük felaket başlar, kıta sular altında kalır ama önceden kıtadan ayrılanlar olur. İkiye ayrılırlar, bir grup Atlantis’i kurar diğer grup dünyanın değişik yerlerine dağılır- lar.

Atlantis altın çağ denilen bir dönemi yaşar, bu Atlantis'in yıkılışına kadar sürer. insanın bil- diği her şeyin kaynağı dünya dışı, dışarıdan, içeriden değil, bu durum şuna benzer Robenson Cruose hikayesine benzer, ıssız ada- ya düşersin gönderilirsin ama geminin kalıntı- ları ile orada bir hayat kurarsın yani insan oğ- lunun kurduğu medeniyetlerin ham madde ve bilgileri dışarıdan, dünya dışından gelmekte- dir.

(30)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 30 Zaten geldiğinde akıllıydı, zekiydi, bilgeydi, o zaman soru şu, ilkel kabileler nereden çıktı?

Sırası geldiğinde onları da anlatacağım ama o kadar da ilkel olmadıklarını anlayacaksınız ama bir örnekle anlatayım size, diyelim ki siz saraylarda altın gümüş yemek takımları kulla- narak büyüdünüz, adab- ı muaşeret dersleri aldınız, çok yüksek ilim irfan bilgi sahibisiniz ama bir şekilde ıssız adaya düştünüz.

Gümüş takımlar yok, ağaç dallarını kullanma- ya başlarsınız çatal kaşık yerine, yaprakları kullanırsınız tabak yerine nesiller boyu bu şe- kilde devam ederse ilerlemek yerine gerilersi- niz, mağaralara kadar girersiniz. Yani siz ya- şarken nesliniz varken büyük yıkımlar sonucu elinizde olan teknoloji ve maddeleri kaybeder- siniz gerileme yaşarsınız.

M.Ö 8 bin için Lemurya medeniyetinin sonu olarak deklare edilir, M.Ö 5 bin yani 7019 yıl önce Sümer medeniyeti başlar, M.Ö 4 bin ilk piramit yapılır, ilginç değil mi? Ve yine M.Ö 11 bin yılında dünyaya çarpıp mevcut medeniyet- leri yok eden bir çarpmanın benzeri M.Ö 3 binde gerçekleşir. İşte Nuh'un gemisi hikayesi bu döneme tarihlenir.

(31)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 31 Yani ne zamanmış? Yazıdan sonra. Sümerler kalem erbabı iken, bir piramit zaten var iken, medeniyetler belli bir seviyeye gelmiş iken bir kıyamet yaşanır, M.Ö 1700 Sümerlerin ilk şe- hirlerinden biri kurulur antik Babil.

Antik Babil nedir? Bilginin toplandığı yer, me- deniyetlerin hard diski gibi. Ne kaldı geriye?

İsa ya da Batlamyus’a kadar sadece 1700 yıl M.Ö1350 Khenaton-Amenhotep, karı-koca fi- ravunlar, Aton dininin kurucuları, tek tanrılı ilk din.

Size basit bir soru sorayım, bir insan neden tek tanrılı bir din kurmak ister ki mevcut in- sanlar bir şeylere zaten tapınıyor, pagan çok tanrılı sistem dağa taşa güneşe boğaya filan, neden tek tanrılı din kurasın ki hem sana ne, kim neye tapınırsa tapınsın, derdin nedir mev- zun nedir?

Soru şu, Akhenetonun derdi neydi? Bu adam bir firavun, karısı da var mevcut bir din var ölüler kitabı da var ama sen yeni bir din kur- maya çalışıyorsun, hem de tek tanrılı, diğerle- rinin tanrılarına saygı göstermiyorsun, onların yanlış yolda olduğunu söylüyorsun, kurulu düzeni bozmak istiyorsun, ne yapmak istiyor- sun?

(32)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 32 Diğer soru da diğer insanların aslında taptığı nedir, neden tapınma gereği duyulmaktadır?

Batlamyus ne biliyorsa hepsini Babil’den aldı, yani Babil’in bir adamıdır, Babillier ne biliyor- du? MÖ. 750 klasik Yunan, Helenizm dönemi, bütün batı bilgisini antik Yunan’a bağlar, haz- retlerin dünyadaki ömrü sadece 170 sene, dü- şünebiliyor musunuz? Bütün insanlık medeni- yeti batı medeniyeti 170 senelik birikim üzeri- ne oturmuş, yüzlerce filozof, yüzlerce kitap, tıp vesair, hepsi 170 sene.

Helenizm nedir? Şudur, bir kısmı mevcut Yu- nanistan’da, bir kısmı da Anadolu toprakları üzerinde bulunan adalardan oluşmuş bir bir- lik, içinde değişik kavimlerden topluluklar var.

Makedonlar Atinalılar Ispartalılar filan, bir geçmişi olmayan sadece Anadolu’dan göçme kavimlerden meydana gelmiş, çoğu zaman da Perslerle savaşmış 170 yıllık medeniyet nasıl oluyor da günümüz modern dünyasının alt ya- pısını oluşturuyor?

Çok mal hırsızlıkla olur, hepsi çalıntı. Nere- den? Mısır'dan, Babil'den. Kimler çaldı? Başta filozof Hermes olmak üzere bütün Yunanlılar.

Mısır medeniyetinin hikayesi şöyledir,

(33)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 33 Helenizm yükselme döneminde Büyük İsken- der Mısır'ı işgal eder, kendi valilerinden birini oraya bırakır, Ptolemus, yani Kleopatra’nın babası, yani Kleopatra Mısırlı değil Yunan kanı taşır. Roma dönemine kadar, yani Sezar dö- nemine kadar devam ederler.

Hangisi daha önce Budha mı İsa Mesih mi, ne dersiniz? Elbette Budha, İsa’dan 500 yıl önce yani İsa’dan 500 yıl önce aydınlanma var. Aynı zamanda kimden 500 yıl önce Batlamyus’dan, Evet devam edelim, bir yerden bir yere mesaj gönderebilmek için bir alıcı bir de verici gerekir değil mi? En az iki alet ama bir de dönüştürü- cüler gerekir, yani görüntüyü sesi daha öncele- ri elektrik impulslarına, de eski telsizler de dijital olarak piksellere, yani yapılan nedir?

Bir elektrik değerini buna impuls diyoruz, yani darbe, uzun darbe kısa darbe, bütün haber- leşme iletişim sistemi buna bağlıdır. Sadece iki alete kondensatörler ve diotlar, birisi eksi birisi artı bunların, bir arada sayısal bir taban oluş- tuğunda anlam oluşur. Bunlar ara mekanikler bir de çözümleyiciler var, antenler alıyor radyo- TV dönüştürüyor.

(34)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 34 Sorumuz şu, bilinçaltı ya da bilinçdışı denilen alan (aussergewisheit Almancası bu), bu kav- ramı ilk icat eden Freud değil, Otto Rank İsviç- reli bir araştırmacı, bu bilgiyi Freud'a aktaran kişi bu, PSİKAnaliz böyle başladı. Nedir bilinç altı, nerededir? Bir piramit düşünün bilinçaltı buna benzer, katmanlar kabileler takım yıldız- ları, iletişim araçları olarak ritüeller, ibadetler, dualar.

(35)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 35 MU-LEMURYA-ATLANTİS SEMBOLİZMİ

İlk sembollere bakalım, Lemuryan sembolleri- ne.;

Bu sembolün anlamı uyanış-aydınlanma, dört figür görüyoruz, dış çember kainat-döngü son- suzluk, ortadaki ise ruh birliği, üçgen ise yu- karıyı işaret eder. Burada dikkati çeken sem- bol ortadaki iç içe geçmiş semboldür, hala tıl- sımlarda kullanılır ve tek ruh anlamına gelir.

Yani Lemurya’yı tek bir bütün ruh kurmuştur, tek bir kişi, ilk kişi.

(36)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 36 Bu sembol

İkisi bir arada, ikisi tek anlamında, birleşme, birbirinde kaynaşma vuslat, vahdet-i vücut yani kutsal aşk Mevlana-Şems hikayesinde olduğu gibi..

(37)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 37 Bu sembol güneşe adanmış bir semboldür, Lemurya tapınaklarında ana tapınağın yanın- da bir de bu güneş tapınakları yapılırdı, güne- şe saygı şeklinde,

(38)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 38 YEDİ BAŞLI YILAN

ya da yedi başı ya da yedi ile bağlantısı olan ve günümüze kadar gelmiş olan sembol Lemurya sembolü 7 Lemurya kolonisini temsil eder.

Dünyanın yedi bölgesine yayılmış yedi koloniyi temsil eder.

(39)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 39 Bu sembol Lemurya’yı temsil eder, aslında uzayda geldikleri takım yıldızının adresidir. İyi bakın sembole, ayna gibi bir şeyin içinde bir yuvarlak içinde güneş sembolü küçük daire içine nokta ve yılan ya da ejderha kıvrık, Lemurya bilgelik demektir, sembolü de ejder- hadır ya da yılandır. Yılanı başka nereden bi- lirdiniz? Yılan Adem ile Havva’ya ‘elmayı ye’

dedi. Bilgi nedir? Spekülasyondur, nerede bir bilgi varsa orada saflık yoktur, tekillik yoktur çünkü bilgi anında karşıtlığını doğurur, bu da dış çember yani sonsuzluk ile tarif edilir.

(40)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 40 Bu sembol

kıtanın batışını temsil eder

(41)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 41 bu sembol ile

bu sembolü bir arada inceleyelim, ne görüyo- ruz? Dört nokta yani dört element, üstteki yı- lan Lemuryalılardan Mayalara geçen sembol.

(42)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 42 bu sembollere bakalım;

(43)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 43 1- İnce çizgi boydan boya, uzay anlamına gelir.

Pekala bu çizgi bize neyi anlatır ki günümüzde de tek çizgi yani simya ezoterik sembolizmine aynı anlama gelir, uzay, uzay iki boyutludur bilgiden ibarettir ve bir kara deliğin olay uf- kundadır

2- Yedi başlı yılan uzaydaki ve dünyadaki 7 koloni, çember uzay evren

3- Dalga resmi, su-deniz

4- Çember varoluşun tekliğini simgeler yani tek ruh

5- İnce haç dört kutsala işaret eder, dört bü- yük kuvvet

6- Beşin kafası beyni dört büyük kuvvet 7- Lahun yaratımın dualitesi

8- Yerküredeki merkezi 9- Güneşi ve etkilerini

10- Güneşin dört kuvvet üzerindeki etkilerini

(44)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 44 Yani apaçık bilim yapıyorlardı. şu dört kuvvet- ten söz edelim.

1) Çekim kuvveti, yer çekimi -kütle çekimi 2) Manyetik kuvvet

3) Radyasyon 4) Hafif güçler.

Aslında beşincisi var ya işte henüz bilim onu çözemedi. O beşincisi uçan dairelerin kullan- dığı kuvvet.

11- Güneşten gelen dünyadaki kuvvetleri yö- neten ya da etkileyen kuvvet

12- Güneşten gelen ve dünyadaki hayatı koz- mik yumurta denilen alanla uyuşmasını uz- laşmasını sağlayan dalgalar, kuvvetler

13- Dünyayı etkileyen diğer güneş etkileri 14- Su ve hayatın anasının sembolü

15- Tau, hatırlarsınız tau sembolünü tılsım eğitiminde vardı, diriliş ve ortaya çıkarma

16- Hayat ağacı ve yılan - bilgi - yılan suyu ve ağacı sembolize eder-

(45)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 45 İnsanın, annenin, tek hayat, bütün doğanın varlığı sadece birer resimdir, illuzyondur. Yani önceki bilgiye göre gördüğümüz her şey bütün varlıklar sadece birer bilgi örüntüsü, yalan dünya .

En temel semboller;

Doğada geometrik şekiller yoktur, yani imajinasyon ile gözlemlenmiş olamaz, yani dünya dışı bir alandan geliyor bu semboller, bir çeşit aşağıdaki yukarıdaki ilişkisi, daire- güneş ve tekte birleşme anlamına gelir, son- suzluk anlamına gelir çünkü başlangıcı ve so- nu yoktur.

Basit bir soru soralım, bütün bu sembolleri bütün anlamları ile biliyor olsaydınız ne ola- caktı, ne işinize yarayacaktı, bunları nasıl kul- lanacaktınız bir araç olarak?

(46)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 46 Her sembol tefekkür için bir kancadır yani sembol üzerinden giderek tefekkür edersiniz.

İşte döngü metaforu daire- güneş sonsuzluk üzerine yaptığım bir tefekkür sonucu ortaya çıkan matriks bilgi şu şekildedir, okuyun, bu makale bir yerden örnek alınmamış, sadece tefekkür ile ortaya çıkmıştır.

(47)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 47 ÇÜRÜME

“Çürüme toprağa düşen tohumu çatlatıp onun bir bitki olmasını sağlayan mikroorganizmala- rın o tohum etrafında kurdukları belli proto- kollere bağlı dizilimdir- mikro organizmalar güneşten enerji topraktan ise su ve mineralleri alarak tohumun yazılımına bağlanır ve o yazı- lımın emrine girerek tohumu meyve haline ge- tirirler- bir domates çürümesinin nedeni ise tazelik döngüsündeki bir alandan başka bir yer değildir, hamlık da öyle- çürüme de öyle- bir domates dalında da olsa bir zaman sonra çürümeye başlar- mikro organizmalar ve to- hum arasındaki iletişim koptuğu gibi mikro organizmaların arasındaki protokol de bozul- duğundan - mikroorganizmalar artık bir yasa- ya bağlı dizilim halinde olmadıklarından- ara- larındaki anlamlı bağ koptuğundan - çürüme başlar - yani bir domates ya da diğer her canlı mikroorganizmaların kendi aralarında oluş- turdukları protokollerden-anlamlı bağlardan başka bir şey değildir - protokol bozulunca çü- rüme de başlar- çürüme noktaların birbirile- rinden ayrılmasıdır- yani domates diye bir şey yoktur- bir mikroorganizma dizilimi ona doma- tes görüntüsü-algısı ve bilgisini verir.

(48)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 48 (Tadı gibi) çürüme sonrasında açığa çıkan mik- roorganizmalar yeniden ekosisteme karışır ve bu kez başka bir canlının meydana getirilmesi için harekete geçer- asıl canlı olan domates ya da adı olan bitkiler canlılar değildir- asıl canlı mikroorganizmalardır- hayvanları ve bitkileri canlı hale getiren o yapıyı oluşturan mikroor- ganizmalardır- mikro organizmalar gerçekten de canlı mıdır- hayır - onları canlı gibi gösteren protein dizilimleridir- proteinler gerçek canlı mıdır- hayır proteinleri canlı gibi gösteren dizi- limdir- en alta gittiğimizde - enerji- ondan da altı ise sadece hareket görürüz- bu da sırasıyla önce hareketin-ardından- hareketlerin birbirle- riyle ilişkisinden kurdukları protokollerden meydana gelen enerjileri- enerjilerin kurduğu protokollerden döngülerin, döngülerin proto- kollerinden merkezlerin- merkezlerinin döngü- deki diğer enerjilerle kurduğu anlamlı bağlar- dan maddelerin- maddelerin kurduğu bağlar- dan canlılığın olduğunu görürüz- bütün bun- ları bir araya getirdiğimizde aslından görmemiz gereken ise- zihin denilen şeyin aslında bu ka- inatın yasalarına bağlı olmadan çalışan bir sis- temin parçası olduğunu- yukarıda tanımlanan protokollere bağlı olmadan var olduğunu görü- rüz.

(49)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 49 Bu durumda zihin- yani- tecelliyat bütün yara- tılmışların üzerinde olduğuna göre- bu nokta- da her şeyin canlı olduğunu ve her şeyin bir zihni olduğunu aslında hiç bir şeyin kendine ait bir zihni olmadığını sadece kainat ötesi bir zihni ortaklaşa kullandıklarını anlayabiliriz.

zihin bu kainata bağlı bir sistem değildir- an- cak zihin bu kainatın etkisi altından dalga- lanmalara-etkilenmeler yaşamaktadır-

Bunlar da büyük zihne bağlı nokta zihinlerin bu dalgalanmaların etkisi altında kalması ile farklılıklar gösterebilir- ama bir bütün olarak zihin bilgisi asla değişmez- bitmez- yeniden tasarlanmaz- avatarlar olarak bu zihinsel tecelliyatın etkisi altında olan canlılar ise dal- galanmanın neresine düşerse o gerçekliği ya- şarlar ki; bu rüzgarın kendisi değil, etkisini hissetmektir- bilmektir- aralık bırakılmış bir pencereden içeri giren rüzgar ya da bir tepenin ortasında açıklıkta yakalanılmış aynı rüzgar- bilinç -zihin- sadece bilgidir- o bilginin ki bu kainata ait değildir ama bu kainatın üzerine düşmüştür- bu kainat üzerinde hem etkisi hem de etkilenmesinin olmasından dolayı- bu zihin ile temas eden canlılar- kendilerini canlı gibi hissederler- aslından canlı değillerdir.

(50)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 50 Canlılığı sağlayan enerjinin hareketinden baş- ka bir şey değildir- bunu fark eden de zihinden başkası değildir- tek tanık zihin olduğu için- zihin hareketi tanımlar ve canlı der- bundan dolayı da bu kainatta ölüm- çürümeden kay- naklanmaz- zihin için bir dokunma noktası kalmamış çürümüş olan insanın ortada olma- masından kaynaklanır. Ölmüş bir insan de- mek o insanı oluşturan mikro organizmaların protokollerden ayrılıp dağılması demektir bu da mevcut yapıyı bozar ve ortada bir bütün olarak insan kalmadığından zihin o insan için artık yoktur- ama o insan üzerinden elde edi- len deneyimler-bilgiler başka avatarların üze- rinden bilgi modellemesi şeklinde var oldu- ğundan- buna anılar- diyoruz-

O insan hala yaşıyor olur- yaşıyordur ama şe- killenmesi ancak diğer avatarların ortak zihne aktardıkları bilgilerin kombinasyonundan meydana gelen yeni bir yapıdır bu. Çünkü ölen insan ana zihin sistemine yeni deneyim-bilgi sokamadığından- başkalarının soktukları be- lirleyici olur- eğer bu bilgiler arasındaki bağlar giderek azalırsa- büyük sistem içinde bu yapı soğrulur ve o bilgiler ana sistem içinde rüzgar- lara kapılır.

(51)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 51 Bir insanın hayatı- onu hatırlayan- onun hak- kında konuşan- son insan da öldüğünde orta- dan kalkar.”

Yani güneş döngü sonsuzluk bize ne anlatıyor?

Bu makaleyi okuyun. Bugün bilim yolu ile bili- yoruz ama belki de bilim bunu önce metafizik üzerinden öğrendi. Sonsuz döngü nasıl elde edilir? Kendi kendini bir öncekine dönüştüren bir sistemle..

Yani güneş füzyon etkisi, hidrojen-helyum iliş- kisi ne yapar? Birbirlerine dönüşerek güneşi sonsuz enerji üretme döngüsüne sokarlar.

Ruhsal olarak bize ne anlatır, tanrı nerededir?

Her yerdedir, yani döngünün içindedir, var olanların içindedir, birlikte hareket ederler.

İşte daire sembolünden anlamamız gereken budur, yoksa kuru kuruya ansiklopedik bilgi sahibi olmanın ne önemi var ki..

Semboller bizim düşünce matriksine kanca atmamızı sağlar, Lemurya sonrası medeniyet- lerde de aynı şekilde kullanılmıştır, yani daire - tanrı -güneş anlamına gelir, Mısır medeniye- tinde Anana papirüsünde kullanılmıştır, papi- rüs Anana'da yazılanlar şunlardır;

(52)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 52 ANANA PAPİRÜRÜS SEMBOLİZMİ

“Tanrılarınız size bu beceriyi vermişse, doğma- mış günlerde bulacaktır. Oku, ey geleceğin ço- cukları, ve senin için çok uzakta olan ve gerçek- te çok yakın olan geçmişin sırlarını öğren. “Er- kekler sadece bir kez yaşamaz ve bundan son- ra sonsuza dek ayrılır; her zaman bu dünyada olmasa da birçok yerde yaşarlar. Her yaşam arasında bir karanlık perdesi vardır. "Kapılar sonunda açılacak ve ayaklarımızın baştan do- laştığı tüm odaları bize gösterecek.”

Yani bize paralel dünyaları anlatır, paralel za- manları anlatır. Neymiş? Kuran ayeti ‘alemler arasında perdeler vardır’ der.

Ayrıca Anana papirüsünün devamı;

“Dinimiz bize sonsuza dek yaşadığımızı öğreti- yor. sonsuzluğun sonu olmayan, başlangıcı olamaz bu bir çemberdir; bu nedenle eğer biri doğruysa, yani sonsuza dek yaşadığımızda, diğerinin de doğru olması gerektiği anlaşılıyor:

Yani, her zaman yaşadığımız.”

Açık ve net söylüyor yani, her zaman yaşadık...

“Erkeklerin gözünde Tanrı'nın birçok yüzü var ve her biri gördüğü şeyin tek gerçek tanrı ol-

(53)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 53 duğuna yemin ediyor, ancak hepsi yanlış, hep- si gerçek.”

Burada tecelliyattan söz ediyor.

“Manevi kendimiz olan KAŞ'ımız bize çeşitli şe- killerde gösterir. Her insanın varlığına gizlenmiş sonsuz bilgelikten çizim yapmak bize, bize tali- mat verilmiş olan gerçeği verir, çalışma gücü harikalar”

"Mısırlılar arasında Scarabaeus Beetle tanrı de- ğil, yaratanın bir sembolüdür çünkü ayaklarının arasında bir çamur topunu yuvarlar ve yumur- talarını yumurtadan çıkarıp içine koyar.”

‘Ayaklarının altında çamur’ çamur nedir? Üç şeyi bir araya getirir, hava-su- toprak ve ateş ilave edilir, ALEF bunların üçüdür, YOD ateştir pişirir, yani ruh verir, canlanma olur.”

Papirüsün devamı;

“Yaradan, etrafını döndürdüğü, etrafında yu- varlak gibi görünen dünyayı yuvarlarken hayat üretmesine neden olur.”

Yani hayatın kaynağı harekettir, ilk hareketin devamını yaşıyoruz, hareketin nedeni ise kai- natın kaosudur yani istikrarsız olmasıdır, kai-

(54)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 54 nat topallar, her zaman yeniden şekillenmeli- dir. Yörüngeler elipstir, her elips yörüngenin çift merkezi vardır. Semboller bize tanrının il- mini anlatır, böylece metafizik -fizik haline ge- lir.

papirüsün devamı;

“Bütün tanrılar bu dünyaya sevgi armağanları- nı göndermezler; bu asla bitmezler. İnancım ba- na, sizinkinden daha net bir şekilde öğretir, ya- şamın ölümle bitmediğini ve bu nedenle, yaşa- mın ruhu olan sevginin devam etmesi gerektiği- ni dayanıyor.”

Çok tanrılı dinler, neden çok tanrılı? Anlatmış- tım, takımyıldızlarla bağımız var, yani bu sen- taksa bakarsak durum şöyle, ya-ra-dan var - hareketin kendisi - x-zero zaman öncesi baş- lamış ve tanrılar var - tapınılan unsurlar, onlar takımyıldızları ile ilgili, onların güçleri onların varlığı ile ilgili, onların bazıları değişik yapıda zalim, papirüsten devam;

“Görünmez bağın gücü, dünya öldükten çok sonra iki ruhu birbirine bağlayacak.”

(55)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 55 Buna metafizik tekillik diyoruz, iki ruhun bir- birine bağlanması, kutupların birleşmesi tek kutup olması, entropinin bitmesi.

"Bir enkarnasyonun ruhları veya ruhları muh- temelen başka bir enkarnasyonda tekrar bulu- şabilir ve bir mıknatısla sanki ama neyin ne- denini bilmediği için birlikte çizilebilir. “İnsan birçok kez ortaya çıkar, ancak geçmiş yaşam- larından hiçbir şey bilmez; zaman zaman bazı hayaller veya bir düşünce onu bir önceki enkarnasyonun bazı durumlarına geri götürür.

Ancak, sadece, durumun ne zaman ve nerede gerçekleştiğini zihninde belirleyemez. Bu tanı- dık bir şey. Sonunda, çeşitli geçmişleri kendi- lerini gösterecek."

Ruhun göçünden bahseder, Zen-Budizm'de de vardır bu inanç, eski yazılarda güneş'in Ra gibi çeşitli formları ve modifikasyonları bulunur.

(56)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 56 Bunlar da dairenin türevleridir;

1- Tanrı sembolü

2- Bu da tanrı sembolü, Nagas tarafından çi- zilmiş

3- Uygurlarda tanrı sembolü 4- Ölümün sembolü

5- Bu da ölümün tamamlanması

Yani yaşam ve ölüm daireler ile anlatılır.

(57)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 57 bu Mu sembollerine bakalım;

(58)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 58 1- Tanrı, birinci resimde ne görüyoruz? Bize bir şey anlatıyor, 8 yön var ve 9 kat var, 72 ya- pı var. Nasıl bir yapı bu? İskambil kartları gibi düşünün, dokuz tane iskambil kartı var üst üste ama aralarında boşluk var, karanlık madde. Bu dokuz kat olmasaydı tek kart ol- saydı ne olurdu? İki boyut olurdu.

Dokuz boyut üst üste bindiğinde ne oluyor?

Algı değişiyor ve 72 demon 72 melek karşıtlığı buradan gelir. İşte bu tanrı ?????? sembolü Mu medeniyetinin asalet sembolüdür yani kra- liyet sembolüdür.

A- sembolü anlamı, güneşin anayurdu, kin adı verilen yapı, göksel- meleksel orblar- ışıklı kü- relerdir. Size bir fikir verdi mi? Bir ülke düşü- nün, orada yaşayanlar rafine bilinç halinde, top şekline ışık küreleri, böyle bir medeniyet var oldu. Bu sembol daha sonra Mısır’da Horus oldu, Yunanda Apollo, Babilde Belmarduk.

B- sembolü, katmanlı güneş sembolü ışık çiz- gileri olan, orta- göklerdeki güneşin varlığını temsil eder yani bizim galasimizdeki güneş, başka galaksilerin başka güneşleri var ve bu insanlar bunları biliyor.

(59)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 59 C- sembolü: Yükselen güneş-doğan güneş sembolü Mu medeniyetinin kolonilerini temsil eder.

D- sembolü, bu da imparatorluk haline gelme- den önce Mu kolonilerini temsil eder.

E- sembolü, güneşini kaybetmiş batıda karan- lıklarda kaybolan kıtanın sembolüdür. Bu sembol Mısır ölüler kitabında bulunmaktadır.

Sembol F, Mu kıtasının acısını temsil eder, lo- tus çiçeği Mu kıtasının floral yapısını anlatır ve karanlık gelmiştir. Muhtemelen yanardağların külleri güneşi kapattı ve dünya uzun bir süre karanlıkta kaldı o dönemde.

G-sembolü: Bu sembol de ölüler kitabından alınmıştır, anlamı ise karanlık dönemde sade- ce sular vardır ve medeniyet suların üzerinden devam etti.

(60)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 60 Bu üçgen sembolü gördüğünüz gibi ortada gü- neş sembolü var, Mu medeniyetini temsil eder.

Üçgenin üç kenarıda Mu imparatorluğunun yayılma şeklini. Eşkenar üçgen aynı zamanda üçlemeyi anlatır, beden-can-ruh bir arada, üç yaratılmış ayrı model bir araya geliyor, yani eşkenar üçgen insan demektir. Bir insan nasıl meydana gelir? Üç yaratıcının emri ile, biri be- deni verir doğa, biri ruhu verir, biri de canı ve- rir. Yani insan bedeninde CAN adında bir yara- tık var, o öldüğünde insan da ölmüş olur. Yani

(61)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 61 bedenin moleküler yapısını bir arada tutan bir yapı, aynı kainatın mikro bir uygulaması, nasıl ki karanlık madde denilen yapıştırıcı madde atomları bir arada tutuyor, böyle bir yapı, bu yapı sürekli hareket eden bir yapıdır.

Saniyeden daha kısa bir zamanda bütün hüc- releri dolaşır, bedenin bütün atomları arasında dolaşır. O durduğu zaman ölmüş oluruz. Çinli- ler buna CHİ enerjisi der yani tanrının enerjisi, tanrı bir insandan elini çekerse yani hareketini çekerse o kişinin canı çıkmış gitmiş olur. Üç- gen aynı zamanda ilahi bir semboldür, eşkenar üçgen tanrının mekanı olan cennet, bütün Mı- sır ve diğer Mu etkili medeniyetlerde eşkenar üçgen cennet sembolüdür, üç birin içinde bir üçün içinde mottosu bu sembolün.

Kare yani dört kenar kare, sınırlandırılmış ko- runmakta olan alanı temsil eder, yani dünyayı, dünyanın manyetik alanlarını ve kapalı bir sis- tem olduğunu anlatır. Karenin kenar ortaları dört yönü temsil eder ama henüz metafizik bir bilgi halinde olan ama fizik olarak tespit edi- lememiş bir alan var, Mu zamanından beri sembolize edilir, masonlar da tapınaklarında bunu gösterir ve buradaki gizli sırrı bulmaya çalışırlar.

(62)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 62 Dört köşeden göğe yükselen sütunlar yani bunlar YILDIZ KAPISI PORTALI denilen uzay zamanı değiştiren dört sütun, buradan semavi ruhsal yerlere bir çeşit geçiş var. Bu konu dört kuvvet ile ilgili, çekim kuvveti, manyetik alan- lar, radyasyon ve hafif manyetik alanlar, işte bunların arasında bulunan bir denklem bir portal oluşturuyor semavi yerlere doğru, bu sütunların koruyucuları vardır, bunlara GENII.

(63)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 63 bu sembolleri inceleyelim;

1- Sembol; cennet ve üç tanrı, demek ki ney- miş üç tanrı var, bunu bir düşünelim. Acaba tanrı ile rab arasında bir fark mı var? Genel müdür ve müdürler gibi..

2- Sembol; cennet ve yaratımın beş büyük gü- cü, dördünü biliyorsunuz zaten, beşincisi ne- dir ya da aslında birinci kuvvet diyelim ona, bu ne olabilir? Hava-su-toprak-ateş, beşincisi ne olabilir?

Yasa, yaratım yasaları, yani asıl yaratıcı sade- ce yasayı yarattı, yani ilahi nizam kurallar cennette var olup da burada da olan şey nasıl bir şey ya da burada olmayan? Burada neden- sellik var, cennette nedensellik yok, gerisi aynı.

Yani neymiş? Cennete gittiğimizde ya da cen- net bize getirildiğinde yine aynı şekilde yara- tımlar olacak, hatta üç tanrı ile beraber olaca-

(64)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 64 ğız ama bir nedene bağlı olmadan yaratım ola- cak, yani başka bir yasaya tabii olacağız. Yani cennetin işareti nedir? Muhtaçsızlık..

Buranın işareti muhtaçlık.

Muhtaçsızlık konumunda yaşayan cennette yaşıyor gibi olur.

3- Sembol; yeryüzünün sembolü dört kenarlı kare, cennetin üçgen sembolü üstünde yani cennet daha yüksek değerleri olan bir yer, da- ha mükemmel.

4- Sembol; Bu şekilde Uxmal Yukatan bölge- sinde tespit edildi, insanın geldiği yeri semboli- ze eder yani cenneti.

5- Sembol; beş yıldızlı aynı tapınakta tespit edilmiştir, anlamı burası gizemler tapınağı bu- radan semavi alana geçiş kapısı var.

(65)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 65 Yıldırımı ve akarsuları düşünün ama ayrı ayrı, hepiniz yıldırım görmüşsünüzdür ve bu yıldı- rımların kesintisiz bir şekilde sürdüğünü ve çok sayıda aynı anda devam ettiğini düşünün, bunu hayalinizde canlandırın. Yıldırımdan de- vam ediyoruz, bir yıldırımın düştüğünü gördü- ğünüz zaman aslında bunun bir algı yanılması olduğunu biliyor musunuz? Yıldırım düşmez, yerdeki bir alıcı ile havada buluşur yani elekt- riksel atom dizilimleri yukarı doğru çekilir ve içinde bulunduğumuz hava dediğimiz gaz sis- temi içinde buluşurlar ama asla yukarıdan ge- len bir şey doğrudan toprağa göktaşı gibi düş- mez.

Bu resim bize neyi anlatır? Bunu biraz düşü- nün, akarsulardan devam ediyoruz. Bir kap içinde olmadığı sürece su asla sabit durmaz, akar. Nereye doğru akar? Yer çekimi onu nere- ye doğru sürüklerse oraya doğru akar. de de- nizleri okyanusları düşünün ve dev dalgaları, kıyıya vuran tsunami şeklindeki dalgaları, su- yun yıkıcı gücünden daha büyük yıkıcı bir kuvvet yoktur. Suya baktığınızda aslında göre- ceğiniz tek şey bir H20 molekülüdür. Nasıl oluyor da bir su damlası bu kadar kuvvetli bir enerjiyi taşırken kendisi bu kuvvetli enerjinin altında ezilmiyor, dağılmıyor, nereden geliyor

(66)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 66 bu kuvvet? bazı ani duygulanım titreşimleri ile ilgili konuşalım, neden bazı durumlar ve bazı insanlar bizim elektro-kimyasal dengemizi değiştirir olumlu ya da olumsuz yönde ya da bazı durumlar? Bunu da aklımızda tutalım.

Bize bir sabit gerekiyor, bay Eınstein'a bile bir sabit gerekiyordur, sabit olmadan hesap ya- pamayız fizik-matematik denklemi kuramayız.

Eistein evrenle ilgili uzay zaman ve İZAFİYET kuramını öne sürerken hangi sabiti kullanmış- tı da sonradan Hubble teleskopu icat edildik- ten sonra bunun hatalı bir sabit olduğu anla- şıldı, bunu bilen var mı aranızda? Einstein ev- renin genişlemediğini sabit olarak almıştı, yani her şeyin birbirine bağlı olduğunu ve orada bir sabit oluştuğunu söylemişti. Hubble teleskopu neyi keşfetmişti?

Evrenin genişlediğini, neye dayanarak genişle- diğini söylemişti? Çünkü galaksileri gözlemerken renklerinin mor ötesine doğru kaydığını görmüştü, bu da galaksilerin mer- kezden uzaklaştığını gösteriyordu. İki kavram vardır, mor ötesi kızıl ötesi, bunlar ne anlama gelir? Kristalde kırılan ışık yedi renge ulaşır, yedi renk insan gözünün algıladığı renklerdir.

(67)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 67 Mor ötesi tayfın sağında kalan alan, kızılötesi ise solunda kalan alandır, yani o ışıklar da vardır ama biz göremeyiz, aletlerle görüyoruz bir sabit olmadan bir hesap yapamayız, hesap sürekli değişir ama yine de biz bir hesap yapa- cağız. Lemurya bilimi bize kainatın temel ener- jilerini de anlatır, ne demiştik kütle çekimi, manyetik, hafif manyetik ve radyasyon, bun- ları da aklınızda tutun, hala yer kaldıysa tabii..

Feromon diye birşey duydunuz mu?

Feromonlar iki türlüdür, çekici ve itici, yani iki insan aynı türden feromon kokusu veriyorsa birbirlerine iğrenç gelirler, hayvanlar için de bu böyledir. Neden? Çünkü aile içi ensest olmasın diye, türlerin gelişimi genlerin karışımına bağ- lıdır, genler karışmalıdır, yani bir kural vardır.

Dünyadaki ilk çiçek hangisidir ya da hangisi- nin olması mantıklıdır en kutsal çiçek? Yaşam çiçeği lotus. Evet yaşam ve ölüm çiçeği, lotus çiçeği kutsal bir çiçektir ve bütün kadim inançlarda en büyük yaşam-ölüm çiçeği olarak görülür. Lotus çiçeğinin açık hali yaşamı kapa- lı hali ölümü anlatır yani lotus çiçeği sembol bir çiçektir, Lemuryalı Naakal nakilcileri tara- fından kolonilere götürülmüştür, bilgelik çiçe- ğidir.

(68)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 68 Biraz insanlara bakalım, insan nasıl bir şey- dir? Bilimsel olarak doktriner bilimin ışığı al- tında bakacağız. İnsanlar bir DNA diziliminden meydana gelirler diğer bütün canlılar gibi, evet bir DNA dizilimi olmayan bitki ya da hayvan yoktur, insan da hayvandır zaten. Bir insan ile bir kör fare ve patates arasındaki DNA farkı yüzde 20 bile değildir, bir şempanze ile bir in- san arasındaki DNA benzerliği yüzde 98 dir, bir insan ile bir pırasa arasındaki DNA benzer- liği yüzde 68dir, durum böyle..

DNA nedir? DNA bir donanım yazılımı gibidir.

İşletim sistemi gibi görün, yani üstüne gelecek diğer programları çalıştırmak için bir işlemci gibi, yani bir bilgi ağıdır DNA molekülleri. Bilgi ağı nedir, ne işe yarar, nasıl çalışır? Evet hayır sistemi ile çalışır, yani sisteme bir şey ilave et- tiğiniz zaman ya ‘evet’ der kabul eder ya da

‘hayır’ der kabul etmez.

Manyetik sistemde buna ne deriz? Polarlar, kutuplar artı ve eksi, evet ya da hayır, sadece bu kadardır yapısı, başka bir yapısı yoktur.

Doktriner bilim gözüyle insana bakıyoruz, in- san nelerden meydana gelir?

Madenlerden meydana gelir, aslı budur, ma- den, bir parça karbon bir parça demir bir par-

(69)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 69 ça gümüş vesair, böyle gider, sadece maden- lerden meydana geliriz. Madenlerin bulunduğu yer neresidir? Toprağın içi yani topraktan meydana geliriz. Et-kemik dediğimiz şey nedir o halde? Sıvılar, kanlar vesair onlar kimyasal- lardır yani madenlerin;

1) Kütle çekimi

2) Büyük manyetik çekimi 3) Küçük manyetik çekimi 4) Radyasyon etkisi

Dört büyük kuvvet dışarıdan alınan kimyasal- ları anne karnında kendine bağlar. Madenler nereden gelir? Onlar da gıdalar içinde gelir.

Gıdalar madenleri nereden alır? Topraktan alır. Toprağa nereden gelir? Sular getirir. Böy- lece DNA zamanı geldiğinde emirler verir, RNA’lar bu emirleri hücrelere taşır ve fetüs oluşmaya başlar. Hücreler emirleri DNA kodla- rından alır. DNA'lar emirleri nereden alır?

DNA'lar emir almazlar, kapalı devre sistemler- dir ve yaradılışın ilk hareketinden beri birer yasa olarak vardır.

Nasıl su 100 derecede kaynama yasasına bağlı olarak her defasında itiraz etmeden, başım ağ-

(70)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 70 rıyor, bugün yorgunum demeden kaynıyorsa, DNA'lar da her defasında yorulmadan itiraz etmeden yasayı uygularlar.

Yasa nedir? Bilginin transferi yasasıdır. İnsan başka nelerden oluşur? Nöron ağlarından, Ağ- lar neden yapılmıştır? Elektrik ilettiğine göre bir dizi iletkenden, iletken de maden olmalı yani kimyasal bir yapı içindeki maden efektle- ri. Madenler nelerden meydana gelir? Yani bir insanı bir bütün olarak düşünün, bir çeşit elektro-kimyasal bir makine gibi değil mi? İçi- ne duyguları filan koymazsak, aynı bana ben- zerler, android, bilinci ve bilincin altını da koy- duğumuzda al sana bir insan.

(71)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 71 BİLİNÇ NEDİR, BİLİNÇALTI NEDİR?

Kendinizi düşünün, siz nasıl çalışırsınız, nasıl yaşarsınız? Size bir köy evi modeli ile size anla- tayım; depolama sistemine bir bakalım, bir köy evi düşünün, tarım-bahçe-hayvancılık ile uğ- raşan bir kendi halinde çiftlik depolamayı nasıl yapar? Mesela çabuk bozulan gıdaları hemen tüketirler, süt yoğurt gibi, fazla uzun depola- mazlar. Patates soğan sarımsak gerilere, bakli- yat en gerilere depolanır, iş aletleri de öyledir, en çok kullanılanlar el altında tutulur, makas- bıçak vesair, kışın balta el altındadır odun kesmek için ama tırpan yaza kadar bir kenar- da unutulur. bu köylüyü düşünün diyelim ki kasabaya akraba ziyaretine gidecek nasıl dav- ranır?

Bir pazar gününe denk getirir, bir miktar yu- murta filan alır yanına pazarda satar, oradan berbere gider tıraş olur, belki arada hamama da gider, ayakkabısını boyatır. Yumurtaları satarak gittiği pazardan sonra bir kutu bakla- va yaptırır ve ritüeli tamamlar, sıralaması böy- ledir.

iki şeyi düşünelim piramitler ve huni, her ikisi de belli bir amaç için yapılmıştır. Huniler sıvı- ların dar bir alana akması için yapılır, bir hu-

(72)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 72 niye bir sıvıyı boşalttığınız zaman ne olur? Sı- kışma olur, moleküler sıkışır ve hizaya girer, sırası gelen huniden şişeye akar. Nasıl akar- lar? Sırayla, bunu unutmayın yani geniş bir alanda duran bir enerjinin dar bir alana sıkış- tırılması şeklinde, piramidi düşünün geniş bir alan içinde bulunan bir şeyi sıkıştırarak yukarı akıtmak gibi kabul edin. Biri aşağıya akar biri yukarıya akar, bilinçaltımızı piramit olarak kabul edelim. Bir şeyin sıkıştırılmış yani pira- midinin en ucundaki enerjinin varlığı en altta- ki kuvvetle orantılıdır, oradan basınç gelmese yukarıda bir şey olmaz. Piramidi bilinçaltı katmanlarına bölün. Yukarıda meydana gele- cek her şey katmanlardan geçmek zorunda.

Bu örnekler eşliğinde durumu toparlayalım.

Evrenin genişlemesi nedir, nasıl bir şeydir?

Bunu şöyle anlatalım, galaksiler birer top ya da tepsi olsun, onların şekli şemali değişmiyor ama denizde (evren) o toplar, tepsiler birbirle- rinden uzaklaşıyorlar. Galaksilerin birbirlerin- den uzaklaşmalarına evrenin genişlemesi diyo- ruz. Bir galaksi içinde neler vardır? Neler yok ki, sönen yıldızlar, doğan yıldızlar, bitmek bil- meyen bir hercümerç, takım yıldızlar filan. Bi- zim galaksimizin bir adı var Samanyolu galak- sisi, başka galaksiler var mı?

(73)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 73 Sürüsüne bereket milyonlarca, Andromode gibi keşfedilenler var, keşfettiğimize bir isim veriyo- ruz zaten. Bilinç ve bilinçaltımız konusuna ge- lelim, nedir bu, nasıl bir şey? Bilinç ve bilinçal- tı aynı diğer hepsinde olduğu gibi sadece bir dizilimdir, sayısal bir dizilim, başka bir şey de- ğil, bir kütüphane gibi ya da köylünün kileri gibi bir dizilim, başka bir şey değil.

insanlar aynı gibi görünür ama aynı değildir, her biriniz farklı bir takım yıldızı ile ilgilisiniz, burayla fazla bir ilginiz yok ama mektup- lettera bağınız var. Nasıl anlatayım, iki türlü anlatayım, biri size bir mektup yazdığında onun üzerine bir sürü şey yazar adres, isim, bir adres çeşitli kodlardan oluşur ve postacı şaşırmadan bunu size getirir. Önce en alttan başlar, ülke şehir kodu, mahalle cadde sokak apartman kat daire, sistem gelişti kargodan gelen mesaj size bir kargomuz var ya da kar- gonuz teslim alındı şeklinde.

(74)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 74 Size mors-telgraflarından söz edeceğim ikinci dünya savaşına damga vuran iletişim modeli.

Dı-dıdıt-dı, basit bir mors alfabesi kısa ve uzun vuruş harfleri oluşturuyor.

Alet nasıl bir şey anlatayım, basit el büyüklü- ğünde bir alet ucunda iğne var, iğnenin vurdu- ğu yer bir metal mıknatıs, elektrik akımı kab- lodan geçer, iğneyi kısa vurduğunuzda dıt sesi elektrik akımı olarak sese dönüştürülür, bu ses alıcıya ulaşır. Bir mors mesajı gönderdiği- nizde bir alıcı telsizi olan herkes alır bunu ama şifrelerseniz alıcı alsa bile mesajın içeriğini çö- zemez.

bakalım alıcı-verici kimmiş? Siz insanlar ken- di takım yıldızınız ile hem alıcı hem de verici durumundasınız. Karşılıklı sinyaller gidip gelir, bu trafik evrenin-doğanın dört temel kuvveti ile gerçekleşir, bu kuvvetler aracı olarak kullanı- lır. X takımyıldızından ne gibi bir mesaj gelir, kutlama mesajı mı, ne mesajı olabilir, size gönderilen mesajların içeriği ne olabilir? Bunu bir düşünün.

Bunu anlatmak için suyun akışı üzerinden ör- nek vereceğim, su bir doğa yasasına bağlı ola- rak hep aşağı doğru akar, fıtratı budur. Size gönderilen mesajlar da bununla ilgilidir. Neresi

(75)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 75 boşaltılırsa mesaj oraya dolar, aynı su gibi davranır.

Yıldırımlar konusuna gelelim, yıldırımlar şek- linde aslında yıldırım olmayan başka bir düze- nek kainat boyunca mesaj taşır, galaksilerden galaksilere geçiş yapar.

Neden? İşte lotus Lemurya’nın nasıl birinci ve en değerli sembollerinden biriyse, hayat ağacı ikinci büyük en değerli sembollerinden biridir.

Bakmayın Kabbala filan sonradan bunları kul- lanmış, aslı Lemurya’ya dayanır. Hayat ağacı bize şunu anlatır, aynı kuantum sıçrama de- dikleri şey gibi.

Galaksiler arasında büyük boşluklar vardır, yani mors sinyalleri hava üzerinden ilerleme şansına sahipken uzay boşluğunda sinyalleri taşıyıcı olan sistem bizim karanlık madde de- diğimiz atomları bir arada tutan bir yapının aslında evrenin yani karanlık alanlarında da bulunan metafizik bir sistem vardır.

İşte sinyali taşıyan sistem o sistem, kuarkları gözlemlediğiniz zaman çift olarak vardırlar, tek kuark olmaz, aynı anda ortaya çıkıp kaybolur- lar. İşte bir mesaj iletildiği zaman ki bu mesaj her zaman aynı mesajdır, bir makine düşünün

(76)

MUSTAFA KARNAS Sayfa 76 sürekli alo diyor, mesaj bu, sonsuz bir şekilde aynı mesaj yayınlanıyor. İşte yıldırımlar şek- linde mesaj sıçramalar yaparak uzay içinde sıçramalarla belli hatlara bağlanıp yoluna de- vam ediyor, yani mesaj size özel değil, mesaj onu alma kapasitesine sahip herkes için yani aynı mesajı sizinle aynı yapıda olmayan ama sizinle aynı kodları taşıyan başka bir gezegen- de yaşamakta olan dünya dışı bir varlık tara- fında da algılanıyor olabilir.

Bir takım yıldızdan evrene yayılan mesaj bir tik-tak mesajı olarak bütün atom-altı sistem üzerinden anda kainata yayılıyor, aynı mesaj sürekli yayınlandığı için her an o mesaja mu- hatap olabilirsiniz.

Madenlerden söz etmiştik, alıcılar bu madenler zaten, bu madenlerin belli bir oran ve/veya kombinasyonu, yani bir oransal bant aralığın- da olanlar belli bir takım yıldızına ait yaşam formlarıdır. Her biriniz aynı dünyada yaşıyor olsanız, birbirinize benziyor olsanız bile aynı yerden değilsiniz.

Mesajın amacı ise bu madensel kombinasyonu yeniden kodlamaktan ibaret, yani yarayı şifalandırmak gibi, bir ilaç gibi düşünün hüc- reye zerk ettiniz hücre sağlamsa ilaç aktif hale

Referanslar