• Sonuç bulunamadı

İsmail ISPARTA

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İsmail ISPARTA"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türk Dili 17

O

lmadı, diye mırıldandı kırgın bir sesle. Derin bir of çekti. Her şey üzerine üzerine geliyor gibiydi. Yüreği mengeneyle sıkıştırılıyordu sanki. Etrafa baktı. Mesai çıkışı olduğu için otobüs hıncahınç doluydu. Herkes, biraz sonra ailesine kavuşacak, yorgunluk çıkaracaktı. Herkesin bir mesaisi vardı. İn- sanın mesaisinin olması güzel bir şey olmalıydı. Mesai olunca sokaklarda boş boş gezmiyor, kahve köşelerinde pineklemiyor, büyüklerin ağızlarına sakız ettikleri bal- talı saplı deyimlere muhatap olmuyordun. O ise muhatap oluyordu sürekli. Babası ne zaman “oğlum daha ne zaman…” diye söze başlasa çileden çıkıyor, hemen ken- dini dışarı atıyordu. Ama ne yapabilirdi ki? Bu kadar üniversite mezunu bile işsiz gezerken…

Mustafa’yla iki sene önce tanışmıştı. İkisinin de işsiz olması dostluklarının kısa sürede ilerlemesini sağlamıştı. Sürekli beraber geziyor, yedikleri içtikleri ayrı gitmiyordu artık.

Mustafa bir gün onu, çok seveceği bir yere götüreceğini söyledi. Meraklanmış- tı. Ne kadar uğraştıysa da bu yerle ilgili gidene kadar bilgi alamadı. Sonra Mustafa onu Takkeli Baba Dergâhına götürdü. Kısa sürede içi ısındı buraya. Huzur vardı çünkü burada. Samimiyet ve sükûnete içkin bir huzur… Artık dergâha sık sık gidi- yor şeyh efendinin sohbetlerinden faydalanıyordu.

Bir gün şeyh efendiye dergâha intisap etmek istediğini söyledi. Şeyh efendi

“bizim yolumuz uzundur, engeli çoktur. Nefesin yeter mi bu yolculuğa? ” dedi. “Ye- ter hocam! ” dedi heyecanla. Sonra hocası ne derse harfiyen uyguladı. Zorlu bir yolculuğa koyulmuştu. Nefsiyle mücadele ediyordu durmadan. Ama sırtını bir türlü yere getiremiyordu nefsin. Bu yüzden riyazete girdi. Az yedi, az içti, az uyudu. Ri- yazete giren dervişlerle ilgili dinlediği, okuduğu menkıbelerin haddi hesabı yoktu.

O da kıssası anlatılan bir derviş olabilir miydi? Neden olmasındı.

Oyunlar

İsmail ISPARTA

ÖY KÜ

(2)

Oyunlar

18 Türk Dili Olmadı.

Riyazete gireli otuz gün olmuştu, ama hâlâ nefsi istekleri taş gibi yerinde duru- yordu. Riyazeti bırakmaya karar verdi.

Bunları düşünürken yanında mini etekli bir kadın belirdi. Başını yere eğdi he- men. Nefsi… Kadının tahrik eden kokusu, içinde uzun süredir uykuya yatan aç kö- pekleri uyandırmıştı. Üzerinde sanki bir ton ağırlık... Sırtı sırılsıklam ter... Nefesi…

Bu düşüncelerden sıyrılmak için telefonunu çıkardı. Rastgele karıştırdı. Mesajlara girdi çıktı. Oyunları açtı. Telefondan oyun oynamayı severdi. Brekaout oyununu açtı. Ama köpekler… Kadın… Nefsi… Nefesi… Top, blokları parçaladıkça, sanki içinde bir şeyler parçalanıyordu… Parçalanıyordu durmadan… Top parçalıyordu…

Nefsi parçalıyordu… Köpekler… Kadın… Mürit… Kokusu… Riyazet… Parça- lıyordu… Oyun… Menkıbe… Kendi… Nefsi… Parça… Oyun… Par… Kendi…

Pa… Oy… Ken… P… K… O… M… R… N………

Genç mürit, sofada kitap okurken derin düşüncelere dalmış; yarım saattir aynı cümleyi kaç kez okuduğunun farkına bile varmamıştı. Nerede yanlış yaptım, diye mırıldandı. Beş sene olmuştu şeyhine intisap edeli. Fakat beş senedir insan-ı kâmil yolunda bir arpa boyu yol alamamıştı. Hakikat yolunda yürümek zordu. Biliyordu bunu. Ancak bir keramet, en azından salih bir rüya… Daha iki gün önce arkada- şı Abdullah, rüyasında Geylani hazretlerini gördüğünü söylemiş, şeyhinin iltifatı- na mazhar olmuştu. Onun rüyaları ise delik deşikti. Sürekli günahlara dalıyordu rüyalarında. Nerede yanlış yapmıştı? Evrad u ezkarında mı mı bir eksiklik vardı?

Çekmesi gereken virtleri düzenli olarak çekiyordu. İlminde miydi eksik? Oysa beş senedir Tezkiret’ül Evliya’dan Menakıp’a, Kuşeyri Risalesinden Er-Riaye’ye kadar bütün kitapları su gibi içmiş; nefsin mertebelerini, seyri süluk

adabını en ince ayrıntısına kadar öğrenmişti. Her şeyi öğrenmişti de bir, yanlışın kaynağının

KEN OLDUĞUNUÖĞRENEMEMİŞTİ.

(3)

İsmail ISPARTA

Türk Dili 19 SNAKE

BAZENİÇİNDEDEVASABİRYILANVARMIŞGİBİDÜŞÜNÜYORDU

SÜ RE KL İK EN Dİ Nİ

GÜ NG EÇ Tİ KÇ EB ÜY ÜY EN BİRTÜRLÜDOYMAYAN

I

S I R A N )

TETRİS

şeh

vet

ri ya g

ı y bet

Hakikat yolunda aslolan, kalbi her tür- lü kötülükten arındırmaktı. Kalpte gü- zel vasıfların yer etmesi buna bağlıy- dı. Şeyhi bunları defalarca anlatmıştı onlara. O da nefsiyle mücadele etmiş, kalbini arındırmayı başarmıştı. Tertemizdi içi.

Su gibi duruydu. Kalbine gelen nefsi düşünceler, suya düşen kar taneleri gibi eriyip gidiyordu. Çoğu kişinin başaramadığını başarmıştı. Başarmıştı işte! Ancak içinde, hiçbir şeyle doldurulamayan bir boşluk... Neydi bunun sebebi? Bir gün şeyhine sordu. Şeyhi gözlerinin içine baktı ve sağlam örülmeyen duvar yıkılır dedi. Şeyhinin ne demek istedi- ğini anlamadı. Anlarmış gibi yaptı.

k i b i r

(4)

Oyunlar

20 Türk Dili

ROAD FİGHTER

Olmadı işte, diye söylendi. Yapa- mamıştı. Seyri Süluk’unu tamam- layamamış, yolda kalmıştı. Enge- beli, virajlı, uzun bir yoldaydı. Ba- zen hızlanıyor, bazen yavaşlıyordu.

Bir bunu öğrenmişti. Engellerle dolu bir yolculuk… Bazen engel- lere çarptığı oluyordu. Yılmıyordu.

Ne engeller, ne yolculuk bitiyordu.

Geri de dönmüyordu. Bir bunu öğ- renmişti, öğrenmiş miydi: Yolda olmanın ne büyük erdem olduğu- nu. Bir de bunların bir oyun olma- dığını. Menzili çok uzaktaydı. Hat- ta kendisi kadar :

İNSAN-I KAMİL

Nefsin fısıltılarına hiçbir şekilde kulak vermemeliydi. Yolculuğunu durdurmaya, onu arabadan atmaya çalışsa, hırsla yumruklarını sıksa da dinlememeliydi, dinlemeliydi, dinlememeliydi, dinlemeliydi, dinlememeliydi, dinlememeliydi, dinlememeliydi, dilememe, dinleme, dinle, din, d…

Parmakları hâlâ telefonun tuşlarındaydı. Road Fighter oyununa ne zaman gelmişti? Kafası karmakarışıktı. Etrafa baktı. Kimse kalmamıştı otobüste. Evet dinlememeliyim diye mırıldandı. Bu işler…

“Hadi insene! ” dedi şoför öfkeli bir sesle. “Son durak.”

Kafasını toparlamaya çalıştı. Ama hâlâ daldığı hayallerin ve bölük pörçük düşüncelerin etkisi altındaydı. Daha doğrusu tefekkür mü demeliydi? Bir arabaya mı binmişti, yoksa nefsi mi ona binmişti, ruh bedene mi… Nefis, ruhun yerine, beden bineğine mi binmeye çalışıyordu…

Evet, dinlememeliydi…

“İnmiyorum! ” dedi.

Kaptan yumruklarını sıktı.

Referanslar

Benzer Belgeler

18 8.Örnek: Vergi Mükellefinden Faturalı (KDV %1) Alınıp Satılan Binek Araçlar ... 21 G-) İKİNCİ EL ARAÇ TİCARETİ YAPAN İŞLETMELERCE ŞİRKET İŞLERİNDE

sabakalarda, bugüne kadar oynanan müsabakalarda alınan sonuçlar şöyle; Milas Kaymakamlığı: 13 - Sınav Okulları: 3, Milas Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi: 7 -

SAĞLAYACAĞI FAİZ İNDİRİMİ NE ANLAMA GELMEKTEDİR ? ... 41) RİSKLİ YAPILARDA KİRACI veya SINIRLI AYNİ HAK SAHİBİ OLANLARIN RİSKLİ YAPININ YENİDEN YAPIMI HALİNDE HUKUKİ

Kısa bir tarihçe, ardından Gayrimenkul Hukuku Mevzuatını, Gayrimenkulün ne olduğu ve nasıl devredildiğini, istisnalarını, kimlerin gayrimenkul edinebileceklerini,

Kısa bir tarihçe, ardından Gayrimenkul Hukuku Mevzuatını, Gayrimenkulün ne olduğu ve nasıl devredildiğini, istisnalarını, kimlerin gayrimenkul edinebileceklerini,

(BİRLEŞTİRME) İMKANI VAR MIDIR? ŞARTLARI NELERDİR? ...35 36) RİSKLİ ALANLARDA UYGULAMA NASIL YAPILACAKTIR? ...35 37) RİSKLİ YAPILARIN BULUNDUĞU PARSELDE RİSKSİZ

bakıldığında, Türkiye ekonomisi bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla takvimsel olarak %4,3 bir büyüme yakalamış, bir önceki çeyreğe (2013 yılının ikinci

[r]