• Sonuç bulunamadı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ"

Copied!
167
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

DOKTORA TEZİ

Derya GÜLÇİN

YEŞİL ALTYAPI BAĞLAMINDA AÇIK/YEŞİL ALAN SİSTEMLERİNİN UYGULAMA OLANAKLARININ ARAŞTIRILMASI: AŞAĞI BÜYÜK MENDERES HAVZASI ÖRNEĞİ

PEYZAJ MİMARLIĞI ANABİLİM DALI

ADANA-2018

(2)

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

YEŞİL ALTYAPI BAĞLAMINDA AÇIK/YEŞİL ALAN SİSTEMLERİNİN UYGULAMA OLANAKLARININ ARAŞTIRILMASI: AŞAĞI BÜYÜK

MENDERES HAVZASI ÖRNEĞİ

Derya GÜLÇİN

DOKTORA TEZİ

PEYZAJ MİMARLIĞI ANABİLİM DALI

Bu tez 16/03/2018 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği/Oyçokluğu ile Kabul Edilmiştir.

……….. ……… ……….

Prof. Dr. K. Tuluhan YILMAZ Prof. Dr. Nuriye SAY Doç. Dr. Bülent DENİZ

DANIŞMAN ÜYE ÜYE

……… ………

Prof. Dr. Engin NURLU Prof. Dr. Hakan ALPHAN

ÜYE ÜYE

Bu Tez Enstitümüz Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalında hazırlanmıştır.

Kod No:

Prof. Dr. Mustafa GÖK Enstitü Müdürü

Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.

(3)

DOKTORA TEZİ

YEŞİL ALTYAPI BAĞLAMINDA AÇIK/YEŞİL ALAN SİSTEMLERİNİN UYGULAMA OLANAKLARININ ARAŞTIRILMASI: AŞAĞI BÜYÜK

MENDERES HAVZASI ÖRNEĞİ

Derya GÜLÇİN

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PEYZAJ MİMARLIĞI ANABİLİM DALI

Danışman : Prof. Dr. K. Tulühan YILMAZ Yıl: 2018, Sayfa: 150

Jüri : Prof. Dr. K. Tulühan YILMAZ : Prof. Dr. Nuriye SAY

: Doç. Dr. Bülent DENİZ : Prof. Dr. Engin NURLU : Prof. Dr. Hakan ALPHAN

Bu çalışmanın amacı, Aşağı Büyük Menderes Havzası’nda çeşitli ekosistem servislerini bir arada sunabilen peyzajların belirlenmesi, bunların bir ağ şeklinde bağlantılılığının değerlendirilmesi ve böylelikle peyzaj potansiyelini, planlama alanı bütününde temsil eden ve korumada öncelikli olacak yeşil altyapı sisteminin haritalanmasıdır. Bu kapsamda üretilen çıktıların uygulamaya aktarılabilmesi amacıyla açık/yeşil alan planlaması çerçevesinde, yeşil altyapının planlanmasında ulusal mevzuat yönünden karşılaşılan darboğazların çözümüne yönelik önerilerin sunulması hedeflenmiştir. Böylelikle mekânsal planlama kapsamında; kentsel ve kırsal peyzaj birimlerinin bütünleştirilerek "Açık/yeşil Alan Sistem Planları" yoluyla imar planlamaya aktarılması sürecine altlık oluşturacak örnek bir çalışma sunulmuştur.

Sonuç olarak üretilen yeşil altyapı haritasında peyzaj potansiyeli açısından önemli alanların, korunan alanlardan çok havzanın orta, kuzey ve doğu kesimlerinde yer aldığı ve planlama alanı bütünündeki 71 peyzaj tipinden 68’ini içerdiği görülmüştür. Bu oran, peyzaj tipolojisinin % 95,7’sini temsil etmektedir. Mutlak koruma değeri taşıyan bu alanların belirlenmiş olması, yeşil altyapı planlaması sürecinde, havza ölçeğindeki peyzaj potansiyelinin büyük ölçüde korunması ve sürdürülebilir yönetimini sağlayacaktır. Sonuç bölümünde ayrıca, önerilen yöntem yaklaşımının planlama sürecine entegrasyonu için uygulamada karşılaşılan engeller ve çözüm olanakları tartışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Yeşil Altyapı, Açık/yeşil Alan Planlama, Peyzaj Çeşitliliği, Mekânsal Planlama

(4)

PhD THESIS

THE INVESTIGATION OF IMPLEMENTATION POSSIBILITIES FOR GREEN SPACE SYSTEMS IN THE CONTEXT OF GREEN INFRASTRUCTURE: THE CASE OF LOWER CATCHMENT OF

GREAT MEANDER

Derya GÜLÇİN

ÇUKUROVA UNIVERSITY

INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES DEPARTMENT OF LANDSCAPE ARCHITECTURE

Supervisor : Prof. Dr. K. Tulühan YILMAZ Year: 2018, Pages: 150

Jury : Prof. Dr. K. Tulühan YILMAZ : Prof. Dr. Nuriye SAY

: Assoc. Prof. Dr. Bülent DENİZ : Prof. Dr. Engin NURLU : Prof. Dr. Hakan ALPHAN

The basis of this work is to evaluate landscapes that can bring together various ecosystem services in the Lower Catchment of Great Meander, to assess their connectivity in a network and thus to map the landscape potential to the green infrastructure system that represents the planning area in its entirety according to protection priorities. In this study, it is aimed to present proposals for the solution of the bottlenecks facing the national legislation in the planning of green infrastructure in the context of the green space planning. Within the scope of spatial planning; urban and rural landscape units can be integrated into spatial planning through "Open-Green Space System Plans".

As a result, valuable areas in terms of landscape potential in the created green infrastructure map were found in the central, north and eastern parts of the basin rather than the protected areas and 68 of the 71 landscape types in the planning area. This rate represents 95.7% of the landscape typology. This result proves that it is necessary to add the landscape potential concept to existing conservation strategies. As a result of this necessity, in the conclusion, the obstacles and solution possibilities encountered in implementation for the integration of the proposed methodological approach into the planning process have been discussed.

Key Words: Green Infrastructure, Green Space Planning, Landscape Diversity, Spatial Planning

(5)

Bu çalışmanın temeli, Aşağı Büyük Menderes Havzası’nda çeşitli ekosistem servislerini bir arada sunabilen peyzajların belirlenmesi, bunların bir ağ şeklinde bağlantılılığının değerlendirilmesi ve böylelikle peyzaj potansiyelini, planlama alanı bütününde temsil eden ve korumada öncelikli olacak yeşil altyapı sisteminin haritalanmasına dayanmaktadır. Araştırma alanı; Aydın ili ve Aşağı Büyük Menderes Havzası sınırları içerisindeki, 37°50′-37°44′ Kuzey enlemleri ve 27°50′- 29°17′ Doğu boylamları arasında yer alan peyzaj birimlerinin dâhil olduğu peyzaj bütününden oluşmaktadır.

Çalışmanın yöntemi peyzaj karakter analizi, çok kriterli analiz, yeşil altyapı haritalaması ve ilgili mevzuat bağlamında uygulamada karşılaşılan darboğazların belirlenmesi olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır. Peyzaj kümelerinin peyzaj çeşitliliğinin belirlenmesi için her bir kümenin peyzaj tipi sayısı hesaplanmıştır. Bu amaçla Yılmaz (2016) tarafından geliştirilen ve ilk kez bu çalışmada kullanılan

“Bağıl Peyzaj Çeşitliliği” formülünden yararlanılmıştır. Korumada öncelikli peyzaj kümelerinin bağlantılılık ölçütlerinin belirlenmesi ve araştırma alanı bütününün yeşil altyapı planının oluşturulması amacıyla analizler sonucu üretilen çıktılar çakıştırılmıştır. Böylelikle peyzaj potansiyelinin haritaya aktarılması sağlanmıştır.

Çeşitli işlevleri (servisler) bir arada sunabilen peyzaj kümeleri belirlenerek bunların bir ağ şeklinde bağlantılılığı değerlendirilmiş ve böylelikle peyzaj potansiyelini, planlama alanı bütününde temsil eden ve koruyan yeşil altyapı sisteminin haritalanması tamamlanmıştır.

Peyzaj kümeleri, peyzaj tipi çeşitliliğinin ve nadirliğinin düşük/yüksek oluşuna göre iki, bağlantılılık/benzerliğin “düşük/orta/yüksek” oluşuna göre üç grupta değerlendirilmiştir. Bu kapsamda yapılmış örnek çalışmalar ile tez çalışması sonucu ortaya çıkan peyzaj potansiyeli düzeyi birlikte yorumlandığında; peyzaj potansiyeli düzeyi en yüksek olan alanlar “matris”, yüksek olan alanlar “yama”, orta düzeyde olan alanlar “koridor” ve düşük düzeyde olan alanlar ise “bariyer”

(6)

uygulanmasında objektif bir değerlendirme yapmak amacıyla peyzaj kümeleri eşit büyüklükteki (15 km x 15 km) kareler olarak belirlenmiştir. Küme büyüklüğü ve sınırlarının belirlenmesinde, peyzaj tiplerinin çeşitliliği açısından yüksek değer taşıyan alanların “doğal sınırlarının” bir algoritma ile belirlenmesi bundan sonra yapılacak çalışmalarda sonuçların uygulamaya aktarılması açısından yarar sağlayacaktır.

Üretilen haritada, araştırma alanı bütünündeki peyzaj potansiyeli “en yüksek” olan alanlar (matris) ile “yüksek” olan alanlar birlikte değerlendirildiğinde; peyzaj potansiyelinin korunması açısından değer taşıyan yeşil altyapı unsurlarının, planlama alanı bütünündeki 71 peyzaj tipinden 68’ini içerdiği görülmektedir. Bu oran, peyzaj tipolojisinin % 95,7’sini temsil etmektedir. Mutlak koruma değeri taşıyan bu alanların belirlenmiş olması, yeşil altyapı planlaması sürecinde, havza ölçeğindeki peyzaj potansiyelinin büyük ölçüde korunmasını ve sürdürülebilir yönetimini sağlayacaktır. Bu tez çalışmasının amacı; peyzaj potansiyelini, planlama alanı bütününde temsil eden ve korumada öncelikli olacak yeşil altyapı sisteminin haritalanmasıdır. Açık/yeşil alan planlaması çerçevesinde, yeşil altyapının planlanmasında havza ölçeğinde uygulanabilecek bir örnek metodoloji geliştirmek ve uygulamada karşılaşılabilecek darboğazların çözümüne yönelik önerilerin sunulması da hedeflenmiştir. Bu amaçla, mekânsal planlama kapsamında; "Açık/Yeşil Alan Sistem Planları" yoluyla imar planlamaya aktarılması sürecini tanımlayacak örnek bir araştırma ile peyzaj analizlerinin kombinasyonundan oluşan bir metodoloji ortaya konulmuştur. Önerilen yöntem yaklaşımının planlama sürecine entegrasyonu için uygulamada karşılaşılan engeller ve çözüm olanakları sonuç bölümünde tartışılmıştır.

(7)

Çalışmamın her aşamasında yardımlarını esirgemeyen ve doktora tezime yönlendirici fikirleri ile bana daima yol gösteren danışman hocam Sayın Prof. Dr.

K. Tulühan YILMAZ’a teşekkür ederim.

Doktora Tez İzleme Komitesi üyesi Sayın Prof. Dr. Nuriye SAY’a ve Doç.

Dr. Bülent DENİZ’e çalışmamın tüm aşamalarında yönlendirici ve olumlu katkılarından dolayı teşekkür ederim. Ayrıca tez jürisinde görev alarak değerli görüşlerini paylaşan Prof. Dr. Engin NURLU ve Prof. Dr. Hakan ALPHAN’a teşekkür ederim.

2211-A Genel Yurt İçi Doktora Burs programı ile tez projemi destekleyerek bana maddi olanak sağlayan, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu’na (TÜBİTAK) teşekkür ederim.

Doktora programı ders döneminde “İleri Coğrafi Bilgi Sistemleri” dersi ile tezimin analizlerini gerçekleştirmeme katkı sağlayan Çukurova Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi sayın Doç. Dr. Tolga ÇAN’a teşekkür ederim.

Doktora çalışmalarım sırasında tezime ve akademik çalışmalarıma yön verecek eğitimlere katılmamı destekleyen Adnan Menderes Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı Bölüm başkanlığına ve bölüm öğretim elemanlarına teşekkür ederim.

Eğitim hayatıma başladığım günden itibaren maddi ve manevi desteklerini her zaman yanımda hissettiğim aileme içten teşekkür ve şükranlarımı sunarım. Ve sevgili eşim; Yalçın GÜLÇİN, göstermiş olduğun sabır için sonsuz teşekkürler.

(8)

ÖZ ... I ABSTRACT ... II GENİŞLETİLMİŞ ÖZET ... III TEŞEKKÜR ... V İÇİNDEKİLER ... VI ÇİZELGELER DİZİNİ ... X ŞEKİLLER DİZİNİ ... XII SİMGELER VE KISALTMALAR ...XIV

1. GİRİŞ ... 1

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR ... 11

2.1. Peyzaj Ölçeği ve Kentsel Ölçekte Yapılan Çalışmalar ... 11

2.2. Peyzaj Analizi Yöntemleri ile İlgili Yapılan Çalışmalar ... 13

2.3. Yeşil Altyapı Ölçütlerine İlişkin Çalışmalar ... 18

3. MATERYAL VE METOD ... 23

3.1. Materyal ... 23

3.2. Metot ... 26

3.2.1. Peyzaj Karakter Analizi ... 26

3.2.2. Çok Kriterli Analiz ... 29

3.2.2.1. Peyzaj Tipi Ölçeğinde Değerlendirme ... 29

3.2.2.2. Peyzaj Kümeleri (Hubs) Ölçeğinde Değerlendirme ... 29

3.2.2.2.(1). Peyzaj Kümelerinin Peyzaj Çeşitliliğinin Belirlenmesi ... 30

3.2.2.2.(2). Peyzaj Kümelerinin Nadirlik Düzeylerinin Belirlenmesi ... 31

3.2.2.2.(2).a. Peyzaj Kümelerinin Doğallık Düzeylerinin Belirlenmesi ... 31 3.2.2.2.(3). Peyzaj Kümelerinin Bağlantılık Düzeyinin

(9)

3.2.2.2.(3).a. Peyzaj Kümelerinin Fiziksel

Bağlantılılığının Belirlenmesi ... 33

3.2.2.2.(3).b. Peyzaj Tiplerinin Bağlantılılık Değerlendirmesi ... 33

3.2.3. Yeşil Altyapı Unsurlarının Koruma Yönünden Derecelendirilmesi . 33 3.2.4. İlgili Mevzuat Bağlamında Uygulamada Karşılaşılan Darboğazların Belirlenmesi ... 34

4. BULGULAR VE TARTIŞMA ... 35

4.1. Tematik haritaların elde edilmesi ... 35

4.1.1. Alan Kullanım Haritasının Oluşturulması ... 35

4.1.2. Biyo-iklim Kuşağı Haritasının Oluşturulması ... 37

4.1.3. Bitki Örtüsü Haritasının Oluşturulması ... 40

4.2. Peyzaj Tiplerinin Belirlenmesi ... 41

4.2.1. Peyzaj Tipi Düzeyinde Değerlendirme ... 43

4.2.1.1. Peyzaj Tiplerinin Nadirlik Düzeylerinin Belirlenmesi ... 46

4.2.1.1.(1). Peyzaj Tiplerinin Doğallık Düzeylerinin Belirlenmesi ... 48

4.2.1.2. Peyzaj Tiplerinin Bağlantılılık Düzeylerinin Belirlenmesi .... 49

4.2.2. Peyzaj Kümeleri (Hubs) Düzeyinde Değerlendirme ... 50

4.2.2.1. Peyzaj Kümelerinin Peyzaj Çeşitliliğinin Belirlenmesi ... 50

4.2.2.2. Peyzaj Kümelerinin Nadirlik Düzeylerinin Belirlenmesi ... 53

4.2.2.2.(1). Peyzaj Kümelerinin Doğallık Düzeylerinin Belirlenmesi ... 54

4.2.2.3. Peyzaj Kümelerinin Bağlantılılık Düzeyinin Belirlenmesi ... 57

4.2.2.3.(1). Fiziksel Bağlantılılık ... 57

4.2.2.3.(2). Mekânsal Bağlantılılık ... 58

4.3. İlgili Mevzuat Bağlamında Uygulamada Karşılaşılan Darboğazların Belirlenmesi ... 60

(10)

4.3.1.1. Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği ... 63

4.3.1.2. Korunan Alanlarda Yapılacak Planlara Dair Yönetmelik ... 65

4.3.1.3. Mühendislik ve Mimarlık Hizmetleri Şartnamesi ... 66

4.3.1.4. Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği ... 66

5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER ... 69

5.1. Araştırma Alanı Bütününde Yeşil Altyapının Haritalanması ... 69

5.2. Araştırma Alanında Belirlenen Yeşil Altyapı Ağının Yürürlükteki Mekânsal Planlar ile Karşılaştırılması ... 73

5.3. Mevzuat üzerinde önerilen ekleme ve değişiklikler ... 74

5.3.1. Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğine İlişkin Öneriler ... 75

5.3.2. Korunan Alanlarda Yapılacak Planlara Dair Yönetmeliğe İlişkin Öneriler ... 77

5.3.3. Mühendislik ve Mimarlık Hizmetleri Şartnamesine İlişkin Öneriler 78 5.3.4. Mülga Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğine İlişkin Öneriler ... 78

5.4. İlgili Mevzuat Bağlamında Uygulamada Karşılaşılan Darboğazların Çözülmesine Yönelik Öneriler ... 78

KAYNAKLAR ... 81

ÖZGEÇMİŞ ... 91

EKLER ... 92

(11)
(12)

Çizelge 1.1 Yeşil altyapının temel ilkeleri ... 5

Çizelge 2.1. Peyzajı değerlendirmek için kullanılan örnek değerlendirme ölçütleri, alt ölçütler ve bazı indeksler ... 19

Çizelge 2.2. Kentsel açık yeşil alan ölçütleri ... 21

Çizelge 4.1. Peyzaj tiplerine ait alansal büyüklük ve frekans (f %) değerleri ... 43

Çizelge 4.2. Peyzaj tiplerinin nadirlik düzeyine göre sınıflandırılması ... 47

Çizelge 4.3. Nadir peyzaj tipleri ve bu tiplerin doğallık düzeyleri ... 48

Çizelge 4.4. Peyzaj kümelerinin içerdiği tiplere göre temel metrikler ... 51

Çizelge 4.5. Peyzaj çeşitliliği indeksi ölçeği ... 52

Çizelge 4.6. Peyzaj kümelerinin nadirlik düzeyi ölçeği ... 53

Çizelge 4.7. Peyzaj çeşitliliği en yüksek olan kümelerin fiziksel bağlantılılık değerlendirmesi ... 57

Çizelge 4.8. Benzerlik analizinde yüksek benzerlik sağlayan peyzaj tipleri ve bu tiplerin peyzaj bütünündeki toplam bulunma sayıları ... 59

(13)
(14)

Şekil 1.1. Yeşil altyapının alan kullanımındaki rolü ... 4

Şekil 1.2. Yeşil altyapı ağı ... 6

Şekil 1.3. Yeşil altyapı tanımı, ölçek ve ölçütleri ... 9

Şekil 2.1. Yeşil altyapı planlama şeması ... 16

Şekil 2.2. Kuzey Karolina yeşil altyapı ağı ... 17

Şekil 3.1. Araştırma alanı ... 23

Şekil 3.2. Araştırma alanı içerisindeki koruma alanları ... 24

Şekil 3.3. Araştırmada izlenen yöntemin akış şeması ... 27

Şekil 3.4. Peyzaj tiplerinin oluşturulmasında kullanılan katmanlar ve isimlendirilmesinde kullanılan yöntem ... 28

Şekil 3.5. Yöntemin özgün değeri oluşturan bölümünün akış şeması ... 29

Şekil 3.6. Peyzaj kümeleri ... 30

Şekil 3.7. Peyzaj kümelerinin içerdiği nadir tiplerin doğallık açısından sınıflandırılması ... 32

Şekil 4.1. Araştırma alanı alan kullanım haritası ... 36

Şekil 4.2. Araştırma alanı alan kullanım oranları... 37

Şekil 4.3. Araştırma alanının sayısal yükseklik modeli ... 37

Şekil 4.4. Batı Anadolu'da doğal bitki örtüsü formasyonlarının denizden yüksekliğe göre yayılışı ... 38

Şekil 4.5. Araştırma alanının biyo-iklim tipleri ... 39

Şekil 4.6. Araştırma alanının bitki örtüsü haritası ... 40

Şekil 4.7. Peyzaj tipleri ... 42

Şekil 4.8. Peyzaj tiplerinin nadirlik düzeylerinin belirlenmesi ... 46

Şekil 4.9. Araştırma alanında peyzaj kümelerinin çeşitlilik düzeylerine göre derecelendirilmesi ... 53

Şekil 4.10. Araştırma alanında peyzaj kümelerinin nadir peyzaj tiplerini içerme düzeylerine göre derecelendirilmesi ... 54

(15)

Şekil 4.12. Nadir peyzaj tiplerini içeren peyzaj kümelerinin doğallık açısından değerlendirilmesi ... 56 Şekil 4.13. Mekânsal bağlantılılığı sağlayan baskın peyzaj tiplerinin

bulunma düzeyine göre peyzaj kümelerinin bağlantılılık düzeyi ... 60 Şekil 4.14. Mevzuat kapsamında incelenen metinler ... 62 Şekil 5.1. Peyzaj potansiyelinin haritalanması için peyzaj kümelerinin

belirlenen kriterlere göre değerlendirilmesinde kullanılan fonksiyon puanları ... 69 Şekil 5.2. Araştırma alanı peyzaj potansiyeli bağlamında oluşturulan yeşil

altyapı planı ... 70 Şekil 5.3. Arazi örtüsü tiplerinin yeşil altyapı unsurları içindeki oransal

dağılımı ... 73 Şekil 5.4. Çevre Düzeni Planı’nda çeşitli statülerde koruma altına alınan

alanlar ile araştırma alanı peyzaj potansiyelinin çakıştırılması... 74 Şekil 5.5. Yeşil altyapı planlaması için ulusal mevzuata eklenmesi gereken

temel konular ... 80

(16)

AB : Avrupa Birliği

EAP : Environment Action Programme

CORINE : Coordination of Information on the Environment CBS : Coğrafi Bilgi Sistemleri

NUA : Non Urbanised Areas BEI : Bariyer efekti indisi ECI : Ekolojik bağlantılılık indisi USGS : United States Geological Survey ASTER GDEM : ASTER Global Digital Elevation Map Ptç : Peyzaj çeşitliliği

Npt : Toplam peyzaj tipi sayısı BPtç : Bağıl peyzaj çeşitliliği

Apk: : Peyzaj kümesinde tiplerin kapladığı toplam alan SPSS : Statistical Package for the Social Sciences

(17)
(18)

1. GİRİŞ

Bugün küresel ölçekte incelendiğinde dünya nüfusunun büyük çoğunluğunun kentlerde yaşadığı görülmektedir. 1950'lerde dünya nüfusunun

%30'u kentlerde yaşarken bu oran 2016'da %54,5’e yükselmiştir ve 2030 yılında bu oranın %60 olacağı tahmin edilmektedir (United Nations, 2017). Dünya nüfusunun artışına paralel olarak kentsel alanların miktarı da artmaktadır. Hızla büyüyen kentlerde artan kaynak ihtiyacı, kentleşme hareketlerini hızlandırmakta ve doğal kaynaklar üzerinde bir baskı oluşturmaktadır (Rees, 1997). Bu baskı sonucunda, ekosistemlerin nitelik ve niceliği değişmektedir. Bu değişim/dönüşüm kent peyzajındaki peyzaj tipleri açısından doğal nitelikteki alanlara zarar vermektedir (Spanò ve ark, 2017). Hızlı kentleşmenin kent peyzajı üzerindeki olumsuz etkilerini önlemek amacıyla kentsel açık yeşil alan sisteminin korunması ve geliştirilmesi konusu gündeme gelmiştir (Sandström, 2002).

Ülkemizde mekânsal planlama süreci incelendiğinde, peyzaj mimarlığı hedeflerinin henüz uygulamaya aktarılamadığı, ilgili yasa ve yönetmeliklerde ise açık/yeşil alan tanımında yetersizlikler olduğu görülmektedir. Sistematik anlamda açık/yeşil alan planlarının, imar planlama sürecine dâhil edilmemesi, kentsel dokunun korunmasına engel olmaktadır. Peyzaj çeşitliliğinin korunması için peyzaj tiplerinin sınıflandırılması ve farklı birimlerin tanımlanması gerekmektedir.

Kültürel nitelikli ve doğal alanların peyzaj özelliklerini karakterize eden bir sistemin eksikliği “yeşil altyapı” kavramını gündeme getirmiştir. Bu kavram, planlama geleneğinin yerleştiği ülkelerde eko-kent tasarımı hedeflerine bir altlık oluşturmakta ve korunan alanları, korumaya değer alanları ve diğer açık yeşil alanları (parklar, yeşil yollar, yeşil koridorlar vb.) belirli bir sistematik çerçevede ele almaktadır.

Yeşil altyapı kavramının temeli, 1990’lı yılların sonunda peyzajlar arasında bağlantılılığı sağladığı için gündeme gelen yeşil yol kavramının ortaya çıkmasına dayanmaktadır. Yeşil yollar, “doğayı koruyan ve restore eden, açık alanları

(19)

birbirine bağlayan ve yaban hayatı geçişi için koridor özelliği olan çizgisel alanlar”

olarak tanımlanmıştır. Yeşil yol kavramından daha sonra aslında yeşil yol ile aynı anlamı ifade eden “yeşil koridor” yaklaşımı ortaya konmuştur (Firehock, 2015).

Ancak kentsel ve kırsal peyzaj planlamada sıklıkla kullanılan “yeşil yol, yeşil kuşak, yeşil koridor kavramları” aslında yeşil altyapının temel parçalarını oluşturmaktadır. Peyzaj mimarlığı çalışmalarında güncel bir yaklaşım olan “yeşil altyapı”, ekosistem servisleri kapsamında açık/yeşil alanların birbiri ile ilişkisini ortaya koymaktadır. Temel amacı ise, kentlerde doğal kaynakları koruyarak ekolojik olarak sağlıklı ve canlı kültürel/doğal peyzajları sürdürmektir (Kaplan, 2012).

Yeşil altyapı ile ilgili literatürde birçok tanım bulunmaktadır. Bazı tanımlamalar, yeşil altyapının sağladığı biyolojik çeşitliliğin önemini vurgularken bazıları ekolojik ağları birbirine bağladığını ve böylece doğa korumaya katkı sağladığını ifade etmektedir. Diğer tanımlarda, ekosistem servislerini sağlamasının öneminden, rekreasyona ve yaşam kalitesi etkilerine kadar çeşitli fonksiyonlara atıf yapılmaktadır. Yeşil altyapının peyzaj yönetimi açısından önemli bir planlama aracı olduğunu gösteren aynı zamanda alan kullanımı ve doğa koruma için stratejik bir yaklaşım olduğunu belirten tanımlamalara da rastlanmaktadır (Naumann ve ark, 2011). Mekânsal planlama ölçeğinde kullanılan bu kavram sürdürülebilir arazi yönetimi planlaması ile ortak hedefleri paylaşmaktadır (Weber, 2004; Ahern, 2007;

Wickham ve ark, 2010). İlgili literatür incelendiğinde bu kavramın kentsel tasarım, doğa koruma ve planlama ile ilgili disiplinler ile ilişkili olduğu görülmektedir.

Yeşil altyapı çalışmalarının ölçeği farklılık gösterse de temeli, peyzaj ekolojisine dayanan doğal alanların oluşturduğu ağlar arasındaki entegrasyona dayanmaktadır.

Yeşil altyapı, yeşil yol kavramı gibi “ekolojik ağ” yaklaşımının bir alt birimi olarak ABD’de ortaya çıkmıştır. Her iki kavram da, ekolojik ağa benzer nitelikler taşımakla birlikte yeşil yollar; çizgiselliği ifade etmekte, açık/yeşil alanlar boyunca rekreatif, kültürel, doğal ve ekonomik yararlar sağlamayı hedefleyen koridor sistemleri olarak tanımlanmaktadır. Farklı olarak yeşil altyapı, yeşil alan sistemini

(20)

oluşturmayı hedeflemekte, kentsel yeşil omurganın oluşturulmasında aktif rol oynamaktadır. Yeşil yol ve yeşil altyapı kavramları, bağlantılılık konsepti altında birleşmektedir (Tokuş ve Eşbah, 2010).

Yeşil altyapı son yıllarda sürdürülebilir alan kullanımında dünyada yaygın olarak kullanılmaya başlanmış; ekolojik, sosyal ve çevresel sorunlara karşı çözüm alternatifleri sunabilecek stratejik bir planlama yaklaşımıdır (Wilker ve ark, 2016).

Yeşil altyapı çalışmaları; doğal alanların korunmasını hedefleyerek, ekolojik ağların tanımlanması ve haritalanması ile ilgili yapılan araştırmaları kapsamaktadır.

Bu bağlamda, yeşil altyapı ağlarının kullanılması, doğa koruma ve peyzaj onarımı ile ilgili alan kullanım kararlarının alınmasında stratejik bir yaklaşım sunmaktadır (Lewis, 1964; McHarg, 1969; Benedict ve McMahon, 2002; Weber, 2004;

Benedict ve McMahon, 2006; Opdam ve ark, 2006; Wickham ve ark, 2010).

Benedict ve McMahon (2006)'a göre yeşil altyapı; birbiri ile ilişkili doğal alanların ve doğal ekosistem değerlerini koruyan diğer açık alanların, insan ve yaban yaşamı için gerekli olan temiz hava ve suyun sürdürülebilirliğini sağladığı bir sistemdir. Bir başka tanıma göre yeşil altyapı; kentsel alan sistematiği içindeki doğal alanların ağıdır (Cabe, 2011). Landscape Institute (2009)’ye göre ise bu kavram; ekosistem servislerini destekleyen bir alan kullanımı yaklaşımını ifade eder ve parklar, kıyı alanları gibi genel olarak tek fonksiyonu olduğu düşünülen açık/yeşil alanların aslında çok çeşitli fonksiyonları olduğu farkındalığını oluşturur.

Yeşil altyapı, korunması ve geliştirilmesi gereken alanlarda optimal alan kullanımı ile doğa korumayı ve alan gelişimini (Şekil 1.1) hedefler (Benedict ve McMahon, 2006).

Yeşil altyapı kavramı, ulusal ve uluslararası planlama geleneğine, ölçeğe (kent veya peyzaj ölçeği) ve gereksinimlere bağlı olarak değiştiği için farklı yaklaşımlarla ele alınabilir. Yeşil altyapının temel ilkelerini peyzaj mimarlığı hedeflerine göre; çok işlevlilik, bağlantılılık ve entegrasyon fonksiyonları olmak üzere 3 başlık altında değerlendirmek mümkündür (Çizelge 1).

(21)

Yeşil altyapı kapsamına; korunan doğal alanları içeren ekosistemler, özel çevre koruma bölgeleri, diğer koruma değeri olan alanlar ile diğer açık/yeşil alanlar (parklar, yeşil yollar vb.) ve bu alanların peyzaj özellikleri dâhildir. Koridorlar, ekosistemler ve peyzajın oluşturduğu sistem (lekeler, bağlantılar, alanlar) arasında bir bağlantı sağlayan sistemin adıdır (Şekil 1.2).

Şekil 1.1. Yeşil altyapının alan kullanımındaki rolü (Benedict ve McMahon, 2006)

Yeşil altyapı ağı yalnızca yeşil alanları değil hidrolojik sistemin (akarsu, göl gibi) bağlantılı olduğu açık alanları da kapsamaktadır. Bu alanlar, yeşil alan olmasa bile yeşil altyapının bileşenlerinden birisi olan koridorların işlevlerini sağlayarak alanlar arası bağlantılılığı sağlarlar (Semiz, 2016).

(22)

Çizelge 1.1. Yeşil altyapının temel ilkeleri (Boverket,1992; Li ve ark, 2005; Pauleit ve ark, 2011)

Çok işlevlilik · Ekolojik fonksiyonları ve ekosistem servislerini korumalı, biyoçeşitliliğin sürdürülebilirliğini sağlamalıdır.

· Farklı işlevleri/kullanımları bir araya getirmelidir: birden fazla fonksiyona sahip açık/yeşil alan, birbirine bağlı yeşil alan sistemleri vb.

· İklim/su/görsel peyzaj değerlerine yönelik çevresel kalitenin geliştirilmesini sağlamalıdır.

· Yeşil altyapının çok yönlü işlevleri konusundaki bilinci arttırmalıdır.

Bağlantılılık · Yeşil alanlar arasında çeşitli ölçeklerde ve farklı perspektiflerde –rekreasyon, biyoçeşitlilik, kent iklimi, yağmur suyu yönetimi– fiziksel ve işlevsel bağlantılar kurmalıdır.

· Kentsel yeşil alanların kaynakları ve işlevleri üzerine yapılacak olan analizlere dayanmalıdır.

Entegrasyon · Kentsel yeşil altyapının diğer kentsel (alt) yapılar ile fiziksel ve işlevsel ilişkiler bağlamında bir bütün olarak ele alınmasını sağlamalıdır.

· Kentsel gelişim ve doğa koruma arasında stratejik olarak planlanmış bir entegrasyon kurmalıdır.

Yeşil altyapı ağında, lekeler yeşil altyapı için bir referans noktasıdır ve yaban yaşamı ile bitki topluluklarının gelişimi için açık/yeşil alanlar oluşturarak ekolojik süreçlerin gerçekleşmesini sağlarlar. Bu lekeler, korunan alanları, rezerv alanlarını, rekreasyon değeri olan alanları, restore edilen alanları vb. kapsayarak farklı şekil ve büyüklükte olabilirler. Koridorlar, sistem arasındaki bağlantıyı kurarlar. Bu bağlantılar özellikle yaban yaşamı popülasyonlarının çeşitliliğinin sürdürülmesi bakımından önem taşırlar. Mevcut parkları, rezerv alanlarını, doğal alanları birbirine bağlayan bu bağlantılar, ekosistemler ve peyzajlar arasında bir bağ kurarak koridor görevini (yeşil kuşak, yeşil yol vb.) de üstlenebilirler. Yeşil altyapı ağı içerisinde lekeden daha küçük alanlar da bulunur. Bu alanlar birbiri ile bağlantılı topluluklara veya bölgesel koruma sistemlerine dâhil olmayabilirler.

Ancak, yeşil altyapının diğer bileşenleri gibi açık/yeşil alan sistemine önemli bir

(23)

ekolojik değer (yaban yaşamı habitatını koruma gibi) veya sosyal değer (rekreasyonel faaliyetler için alan oluşturma) katabilirler. Sonuç olarak, yeşil altyapının amacı doğal sistemleri ve biyoçeşitliliği korumaktır (Weber ve Wolf, 2000; Benedict ve McMahon, 2006; Weber ve ark, 2006).

Şekil 1.2. Yeşil altyapı ağı (Weber ve Wolf, 2000; Benedict ve McMahon, 2006;

Weber ve ark, 2006)

Yeşil altyapı çalışmalarının ölçeği farklılık gösterse de temeli, peyzaj ekolojisine dayanan doğal alanların oluşturduğu ağlar arasındaki entegrasyona dayanmaktadır. Yeşil altyapı tanımı, ölçeğe bağlı olarak iki başlık altında gruplandırılabilir:

· Kentsel ölçekte yeşil altyapı

· Peyzaj ölçeğinde yeşil altyapı (bölgesel, ulusal ve uluslararası ölçek)

Peyzaj ölçeğinde yapılan çalışmalar, günümüzde yeşil altyapının planlanmasında ülke ölçeğine ve kıtasal ölçeğe ulaşmıştır (Wickham ve ark, 2010;

Kilbane, 2013). Avustralya'da kıtasal ölçekte yapılan bir çalışmada yeşil altyapı

(24)

planlaması kapsamında “Ulusal Yeşil Ağ” oluşturulması hedeflenmiştir. Bu kapsamda, korunan alanların yönetim stratejileri ve yeşil alan planlaması çerçevesinde ulusal ve uluslararası politikaların karşılanmasına yönelik bir çalışma yürütülmüştür. Buna ek olarak bu çalışmada yeşil altyapı yaklaşımının, hem kültürel hem de ekolojik katkılar sağlaması yönüyle bütüncül bir peyzaj planlamasına altlık oluşturduğu vurgulanmıştır.

Kentsel ölçekte yeşil altyapı; kentsel alanda çok amaçlı yeşil alan ağının korunmasını ve geliştirilmesini ifade ederken, peyzaj ölçeğinde yeşil altyapı;

peyzaj ölçeğindeki geniş ve ekolojik açıdan değerli habitatlar arasındaki bağlantının korunmasını ve geliştirilmesini ifade eder (European Environment Agency, 2011).

Avrupa Birliği’nin (AB) Yeşil Altyapı Stratejisi, yeşil altyapının AB politikasına entegre edilmesini desteklemektedir. Bu entegrasyonun Avrupa 2020 Büyüme Stratejisi’ne doğa koruma hedeflerine yönelik katkılar sağlayacağı düşünülmektedir. Biyolojik Çeşitlilik Stratejisi ise, 2020’ye kadar zarar görmüş ekosistemlerin en az %15’ini yeşil altyapı oluşturarak kazanmayı ve bu alanları geliştirmeyi hedeflemektedir. Yeşil altyapı, özellikle Yedinci Çevre Eylem Programı, Bölgesel Politika 2014–2020, Su Çerçeve Direktifi, Nitrat Direktifi, Taşkın Direktifi ve İklim Değişikliğine Adaptasyon Konulu AB Stratejisi içerisinde olmak üzere AB politikalarının farklı alanlarında da tanınmıştır (Anonymous, 2017a). Avrupa'da açık/yeşil alan planlaması kapsamında yeşil altyapının haritaya aktarılmasını hedefleyen kent ve peyzaj ölçeğinde hazırlanan kent atlasları hazırlanmıştır (Anonymous, 2018). Yeşil altyapının planlanmasında kent atlasları kullanıldığı gibi, peyzaj ölçeğinde Natura 2000 ve CORINE Arazi Örtüsü veri setlerinin kombinasyonuna dayanan haritalar da üretilmiştir.

Yeşil altyapının ekosistem servislerine sağladığı katkılar; habitat, düzenleme, hazırlık ve kültürel servisler olmak üzere 4 ana başlık altında toplanmıştır. Yeşil altyapı, habitat servisleri bakımından biyoçeşitliliğin/türlerin korunmasına (türler için habitatlar, göç eden türlerin hayatta kalma başarısı,

(25)

habitatlar arasında bağlantı sağlama), düzenleyici servisi bakımından iklim değişikliği adaptasyonuna (kentsel ısı adası etkisini azaltma, ekosistemlerin iklim değişikliğine karşı dayanıklılığını artırma, sel suyunu depolama ve sel riskini azaltma) ve iklim değişikliği etkisini azaltmaya (karbon tutma, sürdürülebilir hava hareketini destekleme, yapıların ısınması ve soğuması için kullanılan enerjiyi azaltma, yenilenebilir enerji için alan sağlama) yönelik katkılar sağlar. Hazırlık servisleri bakımından; su yönetimine (sürdürülebilir drenaj sistemleri, yüzey suyunun infiltrasyonunu sağlama, suyu kirleticilerden arındırma), besin kaynağı sağlamaya ve afete karşı korumaya (tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini sağlama, tarım alanlarının potansiyel verimliliğini koruma, toprak gelişimi ve besin döngüsünü sağlama, toprak erozyonuna karşı koruma) kültürel açıdan; rekreasyon (rekreasyonel faaliyetler, turizm/ekoturizm), arazi değerleri ve sosyokültürel yapıyı güçlendirmeye yönelik yararlar sağlar (European Environment Agency, 2011;

Anonymous, 2014).

Yeşil altyapının fonksiyonları açık/yeşil alanların rolleri ile de ilişkilendirilebilir. Boverket (1992), İsveç'te yaptığı bir araştırmada açık/yeşil alanların rolünü aşağıda yer alan maddelerle ifade etmiştir:

· Rekreasyona ulaşılabilirlik

· Biyolojik-çeşitlilik potansiyeli ile ekosistemler arasındaki tür çeşitliliğini ve kırsal alanları çevreleyen peyzaj tiplerini koruma

· Kültürel kimliğe katkı sağlama

· Kentsel alanların çevresel kalitesini arttırma (yerel iklim, hava kalitesi ve gürültü kirliliğini önleme)

· Kentlerdeki teknik sorunlara ilişkin biyolojik çözümler-teknik altyapı ve açık/yeşil alanlar arasında bağlantı kurma

(26)

Yılmaz (2012) ise bu fonksiyonlara ek olarak açık/yeşil alanların aşağıda sunulan fonksiyonları sağladığını ifade etmiştir:

· Kentsel gelişimi kontrol altına alma

· Kent çevresindeki yarı doğal alanları koruma ve doğal mirasın sürdürülebilir kullanımını destekleme

· Kent çevresindeki açık alanların kent ile entegrasyonunu sağlama

· Yerel bitki ve yaban hayatı türleri için habitat oluşturma

· Kent yakın çevresindeki tarımsal potansiyeli koruma

· Kentsel alan ve yakın çevresindeki doğal drenaj ağını koruma (dere yatakları, vadiler ve eğimli alanlar)

Yeşil altyapı tanımı, ölçek ve ölçütleri Şekil 1.3’de değerlendirilmiştir.

Şekil 1.3. Yeşil altyapı tanımı, ölçek ve ölçütleri (Boverket,1992; Benedict ve McMahon, 2006; Wickham ve ark, 2010; Niemelä ve Breuste, 2011;

Pauleit ve ark, 2011)

Ülkemizde kentleri çevreleyen kırsal peyzajlar ve kentsel alanda kalmış marjinal alanların korunması için “Açık/Yeşil Alan Sistemlerinin” imar planlama

(27)

sürecinde tanımlanması gerektiği vurgulanmıştır. Ancak, yürürlükteki mevzuat kapsamında peyzajların korunması için kentsel ya da tarımsal peyzajlarla ilgili hiçbir ilke tanımlanmamıştır. Oysaki kültürel peyzajlara özgü biyolojik çeşitlilik bilimsel çevrelerce ortaya konmuş önemli bir gen kaynağıdır. Bu amaçla Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun tasarısına “kentsel açık/yeşil alan” tanımının eklenmesi ve “kentsel habitatlara özgü biyolojik çeşitliliğin, çevre düzeni planları ve nazım imar planları çerçevesinde kentsel açık-yeşil alan planlaması yoluyla muhafazası” ilkesinin eklenmesi önerilmiştir (Yılmaz, 2011). 2009 yılı içerisinde Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından düzenlenen “Kentleşme Şurası/2009”

komisyonu raporlarında kentsel biyotop koruma, rekreasyon ve mekan tasarımını içeren "Kentsel Açık ve Yeşil Alan" sistemlerinin planlama sürecine katılımının sağlanması gerektiği vurgulanmıştır. Bu bağlamda, "Açık ve Yeşil Alan Sistemi"

kavramına yer verilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması; peyzaj mimarlığı uygulamalarının, ülke plan kademelerinin ve uygulama hükümlerinin bulunduğu mevzuatta yer alması; ilgili planlara altlık oluşturacak ve doğal kaynakları "Peyzaj"

düzeyinde tanımlayan bir peyzaj envanterinin her ölçekte planlama çalışmasına girdi oluşturması, planlama ve politikalara ilişkin belirlenen eylemler arasındadır (Anonymous, 2009). Bu tez çalışmasının amacı; peyzaj potansiyelini, planlama alanı bütününde temsil eden ve korumada öncelikli olacak yeşil altyapı sisteminin haritalanmasıdır. Açık/yeşil alan planlaması çerçevesinde, yeşil altyapının planlanmasında havza ölçeğinde uygulanabilecek bir örnek metodoloji geliştirmek ve uygulamada karşılaşılabilecek darboğazların çözümüne yönelik önerilerin sunulması da hedeflenmiştir. Bu amaçla, mekânsal planlama kapsamında;

"Açık/Yeşil Alan Sistem Planları" yoluyla imar planlamaya aktarılması sürecini tanımlayacak örnek bir araştırma ile peyzaj analizlerinin kombinasyonundan oluşan bir metodoloji ortaya konulmuştur. Önerilen yöntem yaklaşımının planlama sürecine entegrasyonu için uygulamada karşılaşılan engeller ve çözüm olanakları sonuç bölümünde tartışılmıştır.

(28)

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR

Bu bölümde hem yeşil altyapı kavramı hem de tez çalışmasında kullanılan peyzaj analizi yöntemleri ile ilgili örnek çalışmalara yer verilmiştir. İlgili literatür taramasında yeşil altyapının ekolojik boyutunu içeren çalışmalar dikkate alınmıştır.

Yeşil altyapı çalışmaları ölçek bakımından farklılık göstermektedir. Bu nedenle, ilk bölümde çalışmanın hedefleri ile ilgili olarak hem peyzaj ölçeğinde hem de kentsel ölçekte yapılan ulusal/uluslararası örnekler incelenmiştir. İkinci bölümde, tez çalışmasında kullanılan ve yeşil altyapıyı ortaya koymak için uygulanan peyzaj analizi yöntemlerine örnek oluşturacak araştırmalar sunulmuştur. Son bölümde ise yeşil altyapı ölçütlerine ilişkin kavramsal çalışmalara yer verilmiştir.

2.1. Peyzaj Ölçeği ve Kentsel Ölçekte Yapılan Çalışmalar

Peyzaj ölçeğinde yapılan çalışmalar, günümüzde yeşil altyapının planlanmasında ülke ölçeğine ve kıtasal ölçeğe ulaşmıştır. Örnek olarak;

Avustralya'da kıtasal ölçekte yapılan bir çalışmada yeşil altyapı planlaması kapsamında “Ulusal Yeşil Ağ” oluşturulması hedeflenmiştir. Bu kapsamda, korunan alanların yönetim stratejileri ve yeşil alan planlaması çerçevesinde ulusal ve uluslararası politikaların karşılanmasına yönelik bir çalışma yürütülmüştür.

Buna ek olarak bu çalışmada yeşil altyapı yaklaşımının, hem kültürel hem de ekolojik katkılar sağlaması yönüyle bütüncül bir peyzaj planlamasına altlık oluşturduğu vurgulanmıştır (Kilbane, 2013).

Yeşil altyapı kavramını koruma planlaması kapsamında ele alan Wickham ve ark (2010), ABD’de yürüttüğü ve ulusal ölçekte yaptığı çalışmada yeşil altyapıyı haritalamaya yönelik mekânsal analizler (spatial pattern analysis) kullanmışlardır. Bu bağlamda, arazi örtüsü haritasından peyzaj kümelerini (hubs), arazi örtüsünün diğer sınıflarını ve bunlar arasındaki bağlantıları belirleyerek toplamda 4000 ağı (yaklaşık %10’u eyalet sınırlarını geçmiştir) incelemişlerdir.

Sonuç olarak sunulan ulusal değerlendirme, değişen arazi örtüsü dinamiklerine

(29)

bağlı olarak yeşil altyapı projelerinin koordinasyonunu sağlaması açısından bir referans oluşturmuştur.

Maryland’in yeşil altyapı değerlendirmesinde doğa koruma hedefine yönelik bir yaklaşım benimsenerek habitat parçalanması ve değişen peyzaj deseni incelenmiştir. Bu kapsamda önemli ekolojik değerlere sahip alanlar ve risk altındaki alanlar belirlenmiştir. Bu alanların oluşturduğu peyzaj kümeleri ve bağlantılılık sağlayan koridorlar belirli ekolojik değişkenlere göre değerlendirilerek yeşil altyapı kapsamında değerlendirilmiştir. Bölgesel ölçekte yürütülen bu çalışmada kümelerin belirlenmesinde Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) tekniklerinden yakınlık analizi (least-cost path) kullanılmıştır (Weber ve ark, 2006).

Liquete ve ark (2015), yeşil altyapı unsurlarının peyzaj düzeyinde incelenmesini sağlayacak bir yöntem geliştirmeyi hedeflemiştir. Bu kapsamda Avrupa sınırları içeresindeki 27 bölgede kıtasal ölçekte yapılan analizlerle ekosistem servislerini haritalamıştır. Araştırma yöntemini uygulamak için seçilen kriterler; hava kalitesini düzenleme, erozyon önleme, su akışı düzenleme, kıyı koruma, kirlilik, toprağın kalitesi ve bakımı, su arıtma ve iklim düzenlemedir.

Araştırma çıktılarının biyoçeşitliliği koruma stratejilerini yönlendirebileceği ve koruma konusunda yapılan diğer Avrupa Birliği çalışmaları için referans oluşturabileceği tartışılmıştır.

Tzoulas ve ark (2007), yeşil altyapının ekosistem ve insan sağlığı üzerindeki etkisini araştırmıştır. İlgili literatür taraması yardımıyla kavramsal bir çerçeve sunarak yeşil altyapı ve sağlık kavramlarını formülize etmiş; yeşil altyapı planlamasının toplum sağlığına katkısına dikkat çekmiştir.

Rosa ve Privitera (2013), İtalya’nın Sicilya kentinde yürüttüğü araştırmasında, kentleşmemiş alanların (NUA) karakterizasyonunu; alan kullanım planlaması ve yeşil altyapı kapsamında değerlendirmişlerdir. Kentleşmemiş alanların önemli bir vejetasyona sahip olduğu ve bu alanların oluşturduğu yarı doğal lekelerin metropolitan alanlarda doğallığı temsil ettiğini vurgulamıştır.

(30)

Doğal/yarı-doğal karakterdeki bu alanlar kentsel yayılmanın etkisi ile parçalanmaya uğramıştır. Bu nedenle alan kullanım planlaması kapsamında uygun stratejilerin belirlenmesine ihtiyaç duyulmuştur. Çalışma metodolojisi, 5 farklı analitik aşamadan oluşan alan kullanım uygunluğu stratejilerine dayandırılmıştır.

Bunlar; (1) alan kullanım ve arazi örtüsünün analizi ile evaporasyon yüzdelerinin belirlenmesi, (2) NUA’ların büyüklük ve yoğunluğunun fragmantasyon analizi ile hesaplanması, (3) NUA’ların konut alanlarına yakınlık derecelerinin, yakınlık analizi ile belirlenmesi, (4) analiz sonuçlarının alan kullanım uygunluğu matrisine entegre edilerek alan kullanım önerileri için yeni senaryoların geliştirilmesi, (5) öneri alan kullanımları ile mevcut alan kullanımlarının uygunluğunun, uygunluk matrisleri ile kontrol edilmesidir. Sonuç olarak, NUA’lar için uygun alan kullanımı tanımlanarak yeşil altyapı değerlendirmesi yapılmıştır.

Tiwary ve ark (2016), performans indeksi yaklaşımıyla yeşil altyapıyı değerlendirmiştir. Performans ölçütleri; kirlilik değişim potansiyeli, karbon ayırma potansiyeli, termal konfor potansiyeli, gürültü önleme potansiyeli, biomass enerji potansiyeli, çevresel stres toleransı ve projeksiyon faktörü olarak belirlenmiştir.

Örneklerin uygulanabilmesi için İngiltere’de vejetasyon çeşitliliğinin yüksek olduğu 15 cadde seçilmiştir. Yöntem olarak ilgili literatür envanteri ile alan ölçülendirme tekniklerinin kombinasyonu kullanılmıştır.

Calderón-Contreras ve Quiroz-Rosas (2017), kentsel ekosistem servislerinin yeşil altyapının kalitesi ve çeşitliliği üzerine olan etkisini Meksika kenti örneğinde incelemiştir. Yeşil altyapının çeşitliliği ve kalitesinin haritalanmasında uzaktan algılama tekniklerinde kullanılan Normalize Edilmiş Fark Bitki İndeksinden yararlanılmıştır. Hızlı kentleşme baskısı nedeniyle yeşil altyapı kalitesinin düşük çıkması, ekosistem servislerinin düzenlenmesi gerekliliğini ortaya koymuştur.

2.2. Peyzaj Analizi Yöntemleri ile İlgili Yapılan Çalışmalar

Yeşil altyapı araştırmaları ekolojik ağların tanımlanması ve haritalanması konusu ile yakından ilişkilidir. Ekolojik ağların tanımlanmasında önemli olan iki

(31)

unsur kümeler ve koridorlardır. Doğa koruma açısından değer taşıyan bu unsurları analiz eden çeşitli yöntemler ortaya konmuştur. Bu kapsamda, tez çalışması ile ilişkilendirilebilecek yöntemler incelenmiştir.

Marulli ve Mallarach (2005), Barselona Metropolitan kentinde bölgesel ölçekte ekolojik bağlantılılığı CBS metoduyla analiz ederek yeşil altyapı haritalamasında referans oluşturabilecek bir peyzaj analizi yöntemini ortaya koymuştur. Yöntemin uygulanmasında iki indis (ekolojik bağlantılılık ve bariyer efekti indisi) kullanılmıştır. Bariyerler bütün yapay alanları kapsamaktadır. Bariyer efekti indisi (BEI) aşağıdaki formülle hesaplanmıştır.

BEI = (2.1.)

Yi (Pikseldeki bariyer efekti değeri)

Ymax (Pikseldeki maksimum bariyer efekti değeri)

Ekolojik bağlantılılık indis değerini (ECI) hesaplamak için ise aşağıdaki formül kullanılmıştır:

ECI= 10 − 9 ( ( ( ( )))) (2.2)

Xi (Pikseldeki cost-distance değeri)

Xmax (Pikseldeki maksimum cost-distance değeri)

Sonuç olarak, Barselona’nın ekolojik ağ haritası oluşturulmuştur. Kentin

%65’inin fonksiyonel ekolojik alanlardan, %18’inin ise yapay bariyerlerden oluştuğu belirlenmiştir. Yapay bariyerlerin, kentin %56,5’i üzerinde negatif etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Kentin ekolojik bağlantılığı yüksek ve restore

(32)

edilebilirliği açısından kritik düzeyde önemli olan alanı ise %1,7 olarak hesaplanmıştır.

Yeşil altyapı planlamada CBS tabanlı sürdürülebilir alan kullanımı ve mekânsal gelişim amacıyla yapılan diğer bir çalışmada, Çin’in Longgang bölgesinde yürütülmüştür (Chang ve ark, 2012). Çalışmanın yöntemi, peyzaj patern analizleri ile leke-koridor-matris (Patch-Corridor-Matrix) modelinin entegrasyonundan oluşmaktadır. Yeşil altyapı planlama şeması Şekil 2.1’de sunulmuştur. Bu çalışmada kullanılan ekolojik bağlantılılık indeksi formülü Marulli ve Mallarach’nin (2005) araştırmasına dayanmaktadır (Chang ve ark, 2011). Peyzaj patern modeli ve ekolojik bağlantılılık değerlendirmesi için altlık olarak alan kullanım haritası kullanılmıştır. Yeşil altyapı haritasında peyzaj kümeleri ve kümeler arasındaki bağlantılılık sınıflandırılarak nehirler, tampon bölgeler, ekolojik özelliği olan matris (eco-land matrix) ve çok düşük ya da hiç bağlantılılık sağlamayan alanlar gösterilmiştir. Ekolojik bağlantılılık indeksi haritasında ise düşük ve yüksek bağlantılılık gösteren alanlar haritalanmıştır.

(33)

Şekil 2.1. Yeşil altyapı planlama şeması (Chang ve ark, 2012)

ABD’nin Kuzey Karolina eyaletinde yürütülen yeşil altyapı çalışmasında, ekosistem servisleri ve fonksiyonları bakımından değerli alanlar ile su kaynakları haritalanmıştır. Bu kapsamda; su kalitesi, tarım ve ormancılık ile yaban yaşamı habitatları/biyo-çeşitlilik olmak üzere 3 ekosistem servisi belirlenmiştir (Şekil 2.2).

Bu ekosistem servislerini sağlayan farklı nitelikteki peyzaj birimlerinin (tipler) bir araya gelmesiyle oluşan peyzaj kümeleri temel alınarak 7-10 arasında puanlandırılmıştır. 100 dönümden düşük lekeler puanlamaya dâhil edilmemiştir.

100 dönümden büyük korunan ve kamu yönetiminde olan alanlar ise her bir ekosistem servisine göre birden çok kaynak değerini gösterecek şekilde (temiz su kaynağı sağlayan bir alanın aynı zamanda yaban yaşamı habitatı fonksiyonu olması

(34)

gibi) kombine edilmiştir. Bu değerlendirmeye göre 3 ekosistem servisi açısından en değerli alanlar Şekil 2.2'de koyu yeşil renk ile gösterilmiştir. Bu yaklaşım; çeşitli işlevleri (servisler) bir arada sunabilen peyzajların belirlenmesi, bunların bir ağ şeklinde bağlantılılığının değerlendirilmesi ve böylelikle peyzaj potansiyelini, planlama alanı bütününde temsil eden ve koruyan sistemin (yeşil altyapı) haritalanması temeline dayanmaktadır (Anonymous, 2015a).

Şekil 2.2. Kuzey Karolina yeşil altyapı ağı (Anonymous, 2015a)

(35)

İngiltere’nin Liverpool kentinde yapılan yeşil altyapı haritalamasının ilk adımı peyzaj tipolojisinin sınıflandırılmasıdır (Butlin ve ark, 2015). Bu sınıflandırma, hükümet tarafından çıkarılan Planlama Politikası Kılavuzuna (Planning Policy Guidance 17) göre uzaktan algılama teknikleri kullanılarak yapılmıştır. Yöntemin ikinci aşamasında ekosistem servislerinin fonksiyonları haritalanmıştır. Bu haritalamada referans olarak çeşitli değerlendirme, program ve araştırmalar (the Millennium Ecosystem Assessment (2005), the Countryside In and Around Towns Programme (The Countryside Agency and Groundwork, 2005), the East Midlands Green Infrastructure Scoping Study (TEP ve ark, 2005), Kambites and Owen (2006) ve the ‘CLERE’ model (Barber, 2005) referans alınmıştır. Fonksiyonlar var/yok değerlendirmesine göre haritaya aktarılmıştır.

Bazı servislerin (yaban yaşamı koridoru gibi) yeşil altyapı haritasına entegre edilmesinin gerektiği de vurgulanmıştır.

2.3. Yeşil Altyapı Ölçütlerine İlişkin Çalışmalar

Tez çalışmasında açık/yeşil alan sisteminin haritalanması amacıyla yapılan analizlerde kullanılan ölçütler kavramsal çalışmalar incelenerek oluşturulmuştur.

Bu kapsamda, ilgili literatür taraması yapılmıştır. Buna göre;

Miller ve ark (1998), ABD'de Prescott Vadisinde yeşil altyapı çalışmaları için altlık oluşturacak bir araştırma yaparak yeşil yol gelişimine potansiyel alanları uygunluk analizi yöntemiyle ortaya koymuştur. Değerlendirme ölçütleri olarak yeşil yol fonksiyonları belirlenerek Delphi tekniği kullanılmış ve ölçütler ağırlıklandırılmıştır. Bu kapsamda belirlenen ölçütlerin fonksiyonları; yaban yaşamı habitatı oluşturma, rekreasyon ve su koridoru olarak değerlendirilmiştir.

Yaban yaşamı habitatı ölçütünün alt ölçütleri; makrohabitat tipi, eğim, su yüzeyine uzaklık, insan aktivitelerine uzaklık olarak, rekreasyon alt ölçütleri; alan kullanımı, gelişme baskısı, yeşil kuşak, genişleyen kamu parseli, nüfus yoğunluğu olarak; su koridoru alt ölçütleri ise yüzey suyu kalitesi, yer altı suyu reşarjı, vejetatif yüzey, erozyon kontrolü olarak belirlenmiştir.

(36)

Gulinck ve ark (2001) yaptığı peyzaj analizinde, arazi örtüsünün ölçülebilir metriklerini ve peyzaj karakterini referans almıştır. Bu değerlendirmede kriter olarak; entegrasyon, çeşitlilik, konstrüksiyon, görsel değer ve ekolojik nitelikler kullanılmıştır. Araştırmanın materyalini CORINE arazi örtüsü ve vejetasyon haritası oluşturmuştur. Peyzaj metriklerini hesaplamada çeşitli indeksler kullanılmıştır (Çizelge 2.1).

Çizelge 2.1. Peyzajı değerlendirmek için kullanılan örnek değerlendirme ölçütleri, alt ölçütler ve bazı indeksler (Gulinck ve ark, 2001)

Değerlendirme Kriteri

Alt Ölçüt Arazi Örtüsünden Elde

Edilebilen Bazı İndeksler Entegrasyon Kentsel

müdahale/bozunum derecesi

Kültürel devamlılık Tarımsal potansiyel Ekolojik restorasyon potansiyeli

Alan kullanım uygunluğu Yapaylık derecesi

Bağlantılılık ve fragmantasyon indisleri

Habitat büyüklüğü Dominansi indeksi Kentsel bozulma (%) Tarihi koruma (%)

Çeşitlilik Tür çeşitliliği

Doğa koruma

Shannon çeşitlilik indeksi Arazi örtüsü tipi sayısı Algı kalitesi Turist potansiyeli

Yerel yaşam kalitesi

Görüş alanı

Siluet kompozisyonu

Ahern (2007), yeşil altyapının mekânsal boyutunu ele alarak ekolojik fonksiyonlarını ortaya koymayı hedeflemiştir. Yeşil altyapı kavramı temelinin peyzaj ekolojisine dayandığını belirtmiştir. Sürdürülebilir kentlerde yeşil altyapının fiziksel ve fonksiyonel bağlantılılığı sağladığını ifade etmiş, çeşitli ölçeklerdeki uluslararası örnekleri karşılaştırarak yeşil altyapı yaklaşımına kılavuz olabilecek teorik modelleri sunmuştur.

(37)

Baycan-Levent ve ark (2009), 24 Avrupa kentinin açık/yeşil alan performansını çok kriterli analiz yöntemiyle değerlendirmiş ve kuzey Avrupa kentlerinin açık/yeşil alan performansının daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur.

Bu değerlendirmede kullanılan ölçütler açık yeşil alanların niteliği, yeşil alanlardaki değişim, yeşil alan planlaması, yeşil alan planlaması ve performans düzeyidir. Açık yeşil alanların niteliği ölçütü için belirlenen alt ölçütler açık yeşil alan oranı, kişi başına düşen açık/yeşil alan miktarı ve mevcut açık/ yeşil alan sistemidir.

Özeren (2012), yeşil altyapı kapsamında Meles Deltası ve çevresinin kurgulanması üzerine bir araştırma yaparak yeşil altyapı sisteminin uygulanmasına yönelik bir model önerisi sunmuştur. Bu araştırmada; İzmir kent merkezinde yer alan Meles Deltası ve yakın çevresi tarihi geçmiş, kentsel dönüşüm, mühendislik, doğal sistem ve sosyal yaşam konuları bağlamında çok yönlü ve çok ölçekli olmak üzere yeşil altyapı yaklaşımıyla ele alarak; delta ve çevresi odaklı sorunlara yeşil altyapı tabanlı çözümlerin getirilmesi üzerine çalışılmış, Meles Deltası’nın ekolojik yapısı, stratejik konumu, içerdiği tarihi referanslar ve rekreatif potansiyeli ile İzmir kenti içinde yeni bir çekim merkezi haline gelmesi hedeflenmiştir.

İngiltere'de Natural England tarafından hazırlanan Yeşil Altyapı Kılavuzu yeşil altyapı politikalarında öncelikli kriterleri ekonomik, çevresel ve sosyal olmak üzere üç başlık altında ele almıştır (Anonymous, 2015b). Yeşil altyapının açık/yeşil alan fonksiyonu ile ilişkilendirilebilecek çevresel ölçütleri; doğal peyzajların korunması ve geliştirilmesi, biyoçeşitliliğin korunması ve iklim değişikliğine adaptasyondur. Doğal peyzajların korunması ve geliştirilmesi; habitatlara ulaşım, enerji üretimi ve koruma, tarımsal üretim ve verimli peyzajlar, taşkın önleme ve su kaynakları yönetimi ve soğutma etkisi ile ele alınırken, biyoçeşitliliğin korunması;

habitatlara ulaşım, taşkın önleme ve su kaynakları yönetimi ile ilişkilendirilmiştir.

Yeşil altyapı ve biyoçeşitliliğin gelişimi amacıyla yapılan “Green Surge”

projesi Avrupa Birliği (AB) Çerçeve Programlarından birisidir. AB sınırlarında 20 kentte yürütülen proje kapsamında kentsel yeşil altyapı; açık/yeşil alanlar ile yüzey

(38)

sularının oluşturduğu ağın yönetilmesini ve geliştirilmesini sağlayan stratejik bir planlama yaklaşımı olarak tanımlamıştır. Proje çerçevesinde kentsel yeşil altyapının üç ölçütü değerlendirilmiştir. Bu ölçütler; entegrasyon, network/bağlantılılık ve ekosistem servislerinin dağılımı/çok fonksiyonluluktur (Hansen ve ark, 2015). Çizelge 2.2’de bu fonksiyonlara ait açıklamalar sunulmuştur.

Çizelge 2.2. Kentsel açık yeşil alan ölçütleri (Hansen ve ark, 2015)

Ölçüt Açıklama

Entegrasyon Kentsel altyapı ile açık/yeşil alanlar arasındaki fiziksel ve fonksiyonel ilişkiler (yapılaşmış alan, ulaşım ağı, su yönetim sistemi vb.)

Network/bağlantılılık Açık/yeşil alanların fiziksel ve fonksiyonel bağlantısı

Ekosistem servislerinin dağılımı/çok fonksiyonluluk

Farklı fonksiyonları kombine ederek kentsel açık/yeşil alan sisteminin kapasitesini geliştirme

Semiz (2016), yeşil altyapı sistemleri ve kent sürdürülebilirliği ilişkisini üç örnek kentte karşılaştırmalı olarak incelemiş, ABD’de Portland, İsveç’te Hammarby Sjöstad kentlerinin yeşil altyapı sistemi ve ülkemizde Antalya’nın Kepez ilçesinde başlamış olan Green Hub projesinin sürdürülebilirlik açısından ortaya koyduğu faydaları belirlemiştir. Portland ve Hammarby Sjöstad’nin yeşil altyapı uygulamalarının benzer olduğu, su yönetiminin (drenaj sistemi, reşarj yöntemi) birbirinden farklılık gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Antalya Green Hub projesinde yağmur suyu yönetiminin nasıl olacağına ilişkin bir veri sunulmamıştır.

Ancak ekolojik koridor ve pasif havalandırma sistemi kentsel sürdürülebilirliği destekler niteliktedir. Toros Dağları’ndan sahile kadar uzanan birbiri ile bağlantılı

(39)

yeşil alanların oluşturacağı ekolojik koridorun biyolojik çeşitliliği koruma, habitatların sürdürebilirliğini sağlama gibi doğa koruma hedefleri bulunmaktadır.

(40)

3. MATERYAL VE METOT

3.1. Materyal

Ege bölgesinde yürütülen bu çalışmada araştırma alanı; Aydın ili ve Aşağı Büyük Menderes Havzası sınırları içerisindeki, 37°50′-37°44′ Kuzey enlemleri ve 27°50′- 29°17′ Doğu boylamları arasında yer alan doğal/yarı doğal kentsel ve kırsal peyzaj birimlerinin dâhil olduğu peyzaj bütününden oluşmaktadır (Şekil 3.1).

Araştırma alanı sınırları, yeşil altyapı planlanmasına göre üretilecek olan plan çıktılarının uygulamaya aktarılabilmesi amacına yönelik olarak belirlenmiştir.

Şekil 3.1. Araştırma alanı

Araştırma alanı Aydın ilinin tamamını; Muğla kent merkezinin bir bölümünü, Yatağan ve Beykoz ilçesini, Denizli kentinin ise; Tavas, Kale, Beyağaç, Babadağ, Sarayköy ve Akköy ilçelerini kapsamaktadır. Alanın kuzey sınırını Aydın Dağları, batı sınırını Samsun Dağları'nın Ege Denizi'ne doğru uzandığı konumda bulunan Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı, güney sınırını Muğla kent merkezinin bir bölümü ve doğu sınırını Denizli ilinin Tavas

(41)

ilçesi oluşturmaktadır. Araştırma alanı içerisindeki Milli Park, Beşparmak Dağları (Latmos) ve Bafa Gölü, Azmak adı verilen eski Menderes yataklarıyla birlikte, Aşağı Büyük Menderes Havzası içerisinde biyoçeşitlilik açısından zengin alanlar bulunmaktadır. Araştırma alanı içerisindeki koruma alanları ise Şekil 3.2’de sunulmuştur.

Şekil 3.2. Araştırma alanı içerisindeki koruma alanları

Araştırma alanı hidrolojik sisteminin temelini Büyük Menderes nehri oluşturmaktadır. Dilek Yarımadası’nın güneyinde bulunan Büyük Menderes Deltası, morfolojik gelişimin hızlı olduğu ağız kısmında, gelişim sürecinin ürünü olan birçok lagün ve bataklığı bünyesinde bulundurmaktadır. Büyük Menderes ırmağı yaklaşık 584 km uzunluğunda olup Ege Bölgesi’nin en uzun akarsuyudur.

Irmak, İç Batı Anadolu’da Sandıklı ve Dinar (Afyon) arasındaki platolar ile Çivril ve Honaz (Denizli) yakınlarından sızan kaynaklardan doğar. Işıklı Gölü’nü dolduran sularla beslenir. Uşak’tan katılan Banaz Çayı ve Muğla’dan Çine Çayı sularını bünyesine katarak yaklaşık 2500 km2’lik bir havzaya adını vererek Ege

(42)

Denizi’ne dökülür. İl topraklarındaki uzunluğu 283 km’dir. Irmak her yıl 13 milyon m3 alüvyon taşıyarak 320 km2’lik bir alüvyon ovası oluşturmuştur. Her yıl 200 ha tarım arazisi alüvyonla kaplanmakta ve aynı 2000 ha alan taşkın altında kalmaktadır. Irmağı çok sayıda yan dere beslemektedir (Anonymous, 2017b).

Aydın ilinin 75 km güneybatısında kalan Söke ve Kuşadası ilçeleri içerisinde kalan Dilek Yarımadası ve Büyük Menderes Deltası Milli Parkı ise, sarp dağlık yapısı dolayısıyla Akdeniz bitki örtüsünün en iyi korunmuş alanlarından birisidir.

Delta, uluslararası öneme sahip "A Sınıfı Sulak Alan" özelliği taşırken, Dilek Yarımadası, Akdeniz Flora Bölgesi elementleri ve Avrupa Sibirya Flora Bölgesi elementleri içermesi bakımından önemlidir. Dilek Yarımadası, biyolojik çeşitliliği ile Avrupa Konseyi tarafından “Flora Biyogenetik Rezerv Alanı” yani, bitki örtüsü açısından soyu tükenmekte veya genetik çeşitliliği çok azalmakta olan bir canlı türü ya da topluluklarını korumaya yönelik uluslararası düzeyde koruma alanı olarak kabul edilmiştir (Anonymous, 2017c).

Büyük Menderes Deltası, Bafa Gölü ile entegre bir sulak alan parçasıdır.

Eski deniz körfezinin Büyük Menderes Irmağı’nın getirdiği alüvyonla kapanması sonucu oluşan bu doğal alan kuşların üremesi açısından önem taşıyan bir tabiat parkıdır. Alanın bitki örtüsünde; Olea europea L., Akdeniz maki ve frigana toplulukları ile Pinus brutia Ten. (kızılçam) toplulukları hâkimdir. Ayrıca endemik bitkilerden Centaurea aphrodisea Boiss, Quercus aucheri Jaub. & Spach, Phlomis lycia D. Don., Aristolochia incisa Duch., Campanula tomentosa Lam.& C., Cyclamen mirabile Hildebr., Verbascum parviflorum Lam., Scrophularia libanotica L., Veronica donii Rommpp bu alanda geniş olarak yayılmaktadır (Seçmen ve Leblebici, 1982; Kete ve ark., 2005).

Türkiye’de yayılış alanı sınırlı olan Pinus pinea ormanları Muğla ilinde Diantho tripunctati-Pinetum pineae, Yalova ilinde Lavandulo cariensis-Pinetum pineae, Trabzon ve Artvin illerinde Crucinella–Pinetum pinea ve Kahramanmaraş ilinde Gastridio ventricosi-Pinetum pineae topluluğu ile temsil edilmektedir (Varol ve Tatlı, 2002; Varol ve ark, 2003; Varol, 2004; Varol ve Tel, 2010). Araştırma

(43)

alanı bütününde Muğla ilinin yanı sıra Aydın’ın Koçarlı ilçesinde de lokal olarak Pinus pinea ormanlarına rastlanmaktadır.

Tez çalışmasının materyalini Aydın Büyükşehir Belediyesi Coğrafi Bilgi Sistemleri Şube Müdürlüğünden temin edilen 1/25000 ölçekli topografik haritalar ve IKONOS uydu görüntüsü (0,5 m x 0,5 m) oluşturmaktadır. Sayısal yükseklik modelinin haritaya aktarılmasında Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumu’nun (USGS) yükseklik verilerinden yararlanılmıştıır.

3.2. Metot

Çalışmanın yöntemi peyzaj karakter analizi, çok kriterli analiz, yeşil altyapı haritalaması ve ilgili mevzuat bağlamında uygulamada karşılaşılan darboğazların belirlenmesi olmak üzere dört bölümden oluşmaktadır (Şekil 3.3).

Peyzaj karakter analizi ile peyzaj tipolojisinin ortaya konması, çok kriterli analiz ile peyzaj tiplerinin değerlendirilmesi, yeşil altyapı haritalanması ile yeşil altyapı unsurlarının koruma yönünden derecelendirilmesi, mevzuat incelemesi ile uygulamada karşılaşılan darboğazların çözümüne yönelik öneriler verilmesi amaçlanmıştır.

3.2.1. Peyzaj Karakter Analizi

Peyzaj karakteri; bir peyzajda kalıcı olarak bulunan farklı bileşenlerin (iklim, jeoloji, toprak, bitki örtüsü, alan kullanımı ve yerleşim alanları vb.) oluşturduğu bir deseni ifade eder (Swanwick, 2002). Peyzaj karakter analizi ise; farklı, ayırt edici özelliği olan alanlarda peyzajların tanımlanması, sınıflandırılması ve haritalanması olarak tanımlanmıştır (Atik ve Ortaçeşme, 2010).

(44)

Şekil 3.3. Araştırmada izlenen yöntemin akış şeması

Yöntemin ilk aşaması peyzaj karakter analizidir. Bu kapsamda; alan kullanımı, biyo-iklim kuşakları ve peyzajların tanımlanmasındaki en etkin faktör niteliğindeki bitki örtüsü sınıflarının araştırma alanı içerisindeki yersel yayılışları,

(45)

tematik haritalar üzerinde analiz edilmiştir. Biyo-iklim kuşaklarının haritalanmasında kullanılan sayısal yükseklik modeli, ASTER GDEM verilerinin mozaik veri setine dönüştürülmesiyle oluşturulmuştur. Oluşturulan haritalar, yöntemin ilk aşamasını uygulamak için materyal olarak kullanılmıştır. Bu aşamayı takiben, topografya ve iklim katmanlarının altlık oluşturduğu ve literatür bilgilerinin birleştirilmesi ile oluşan üç veri katmanı çerçevesinde (biyo-iklim kuşakları, alan kullanım, bitki örtüsü) sayısal verilerin ArcMap 10.5 programında çakıştırılması ile "peyzaj karakter analizi" aşaması tamamlanmıştır (Şekil 3.4).

Şekil 3.4. Peyzaj tiplerinin oluşturulmasında kullanılan katmanlar ve isimlendirilmesinde kullanılan yöntem

Analiz sonucunda peyzaj birimlerinin tanımlanması ve haritalanması gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak, oluşan bu birimlerin isimlendirilmesi ise sırasıyla biyo-iklim kuşağı, alan kullamı ve bitki örtüsünü temsil eden tür isimlerinin kısaltılması veya rumuzlarının kullanılmasıyla yapılmıştır. Peyzaj tiplerinin yersel dağılışını gösteren harita bulgular ve tartışma bölümünde sunulmuştur.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Anlamın ansiklopedik sunumu, bir sözlüksel öğeyle çağrışan anlam kullanıldığı bağlamın bir sonucu olarak değişir. • Bir sözcede belli bir varlığın sadece

Kentsel alanlarda özellikle boş alanlara bitki yerleşimi çevredeki bitkilerin göç yoluyla ilerlemesi sonucunda gerçekleşir.. Etraftaki bitkilerin göç etme kapasitesi

Narin, gelişmelere karşı tepkili olduklarını belirterek, 2005 yılında çıkan Maden Yasası görüşmeleri sırasında 4086 say ılı Zeytincilik Yasası'nda yapılmak

BoĢaltım sistemi, kanı böbrekler aracılığı ile süzen, oluĢan idrarı mesane üreterler ve üretra aracılığıyla vücuttan uzaklaĢtıran sistemdir.. Resim 1.1:

 Küçük (pulmoner) dolaşımı çizerek gösteriniz.  Pulmoner dolaşımı şekil ve şema üzerinde inceleyebilirsiniz.  Pulmoner dolaşımı üç boyutlu CD’lerde

Bu kanalın ağız (ağız boĢluğu = cavum oris), yutak (pharynx), yemek borusu (oesophagus), mide (gaster), ince bağırsaklar (intestineum tenue), kalın

 Dokuları ayırt ediniz.  Doku afiĢi, resim, Ģema, anatomi atlası, gibi öğretim materyalleri üzerinde inceleyiniz.  Epitel doku çeĢitlerini ayırt ediniz. 

 Sperm oluĢumunu Ģematize ederek gösteriniz.  Sperm oluĢumu aĢamalarını yazarak çalıĢabilirsiniz.  Sperm oluĢumu aĢamalarını Ģematize edebilirsiniz. 