• Sonuç bulunamadı

İslam Geleneğinde ve Modern Dönemde HADİS VE SÜNNET KURAMER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "İslam Geleneğinde ve Modern Dönemde HADİS VE SÜNNET KURAMER"

Copied!
42
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İslam Geleneğinde ve Modern Dönemde

HADİS VE SÜNNET

KURAMER

(2)

İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Kur'an Araştırmaları Merkezi Yayınlan

KURAMER Yayınları: 44 Siinnet Serisi: 2

İSLAM GELENEGİNDE VE MODERN DÖNEMDE HADİS VE SÜNNET

Editör/Proje Sorumlusu Prof. Dr. Bünyamin Erul

Yayın Koordiuatörü M. Turan Çalışkan

Kapak ve Sayfa Tasarımı

Furkan Selçuk Ertargin

Basım ve Cild: Asya Basım Yayın Sanayi Tic. Ltd. Şti

15 Temmuz Malı. Gülbahar Cad. No: 62/B Güneşli -Bağcılar -İSTANBUL Tel: 0212 693 00 08

Sertifika No: 36150 ·

Biriuci Basım: İstanbul, Temmuz 2020 ISBN 978-605-9437-40-0

© Her hakkı mahfuzdur.

Yayıncının izni olmadan hiçbir yolla çoğaltılamaz.

Kaynak gösterilmek şartıyla iktibas edilebilir.

KURAMER

Eimalıkent Malı. Üniversite Cad. No: 4 B Blok Kat: 3 34764 Ümraniye/ İstanbul +90 216 474 08 60 / 2910

www.kuramer.org

(3)

Selefiliğin Hadis~Sünnet Anlayışı

Özcan Hıdır

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi

Giriş

Özellikle 11 Eylül sonrasında "neo-selefilik'', "neo-tardisyonel selefilik",

"neo-ehli hadis"1 veya "neo-fundamentalistler'', "politik-siyasi-cihatçı/ cihadı

selefllik'',2 "prutanistler", "İslam! fundamentalistler" ve "mill.tan İslam'ın tem- silcileri"3 gibi spekülatif adlandırmalarla ·güncel dini-mezhebi tartışmaların başat aktörlerinden biri haline ge(tiri)len4 ve bu anlamda bütüncül bir anato- misini,5 temel karakteristiklerini6 ortaya koymak zor olsa da, modern dönem- de genelde "siyas!-itikadf' bir hareket olarak tezahür eden ve özel anlamıyla

ilgili bir hadis7 sebebiyle sahabe, tabifuı ve tebe-i tabifuıa8 (selef) istinaden

kullanılan Selefiliğin9 nasları-hadisleri anlama yöntemi özel önem arz eder.10 '

Bu kullanımlar için bk. Dudarija, Ad.is, "Construcı:ing the religious Self and the Other: neo-tra-'

ditional Salafı manhaj", Islam and Christian-Mııslim Relatiom, 21/1, 2010, s. 75.

2 Ray, Oliver, Globalized Islam: The search fara new ıımmah, New York 2004, s. 241.

3 Bu yönde bk. Natana J. DeLong-Bas,

M:'

A.; Jrfııhammad lbn Abd Al-Wahhab: An lntel!ctııal Biography, -Doktora Tezi-, Washington DC 2002, s. 1-2.

4 İlk asırlarda "selef' kavr~n daha ziyade epistemolojik-metodolojik kullanımına dair bk.

Kırbaşoğlu, "Maziden Atiye Selefi Düşüncenin Anatomisi", s. 139-140.

5 Quintan Wictorowicz, "Anatomy of the Salafı Movement", Stııdies in Coııjlict & Terrorism, 2006129, 207-239.

6 Selefiliğin karakteristiklerine dair bk. Müfrih el-Kavsi, a.g.e., s. 72.

7 Buhar!; Şehadat 9; Müslim, Fedfillu's-sahabe 210-214.

8 Müfrih el-Kavsi, el-Menhedi's-selefi, Riyad 2002, s. 64.

9 Butl, Said Ramazan, es-Selefiyye, Dımaşk 1990, s. 9; Müfi:ih d-Kavsl, a.g.e., s. 26-43; Özervarlı, Sait, ~Selefıyye", DİA, XXXVI, s. 399; Kubat, Mehmet, "Selefi Perspektifin Tarihselliği", İsiami Araştımıalar Dergisi, 17/3, 2004, s. 235; Koca, Ferhat, "İslam Düşünce Tarihinde Selefilik: Ta-

rihsel Serüveni ve Genel Karakteristiği", İlabiyat Akademi Dergisi, s. 16-17, http://dergipark.

gov.trldownload/article-fıle/90406, erişim tarihi 12.02.2017.

10 Buna dair ipuçları için bk. Görmez, Mehmet, Taribte ve Giinümüzde Selefilik, İstanbul 2014, s.

29-30, 32.

..

119

(4)

f f Hadis ve Sünnet 120

Biz bu makalede "selef'', "Selefilik", "Ehl-i Hadis"11 gibi, farklı disiplin- lerde üzerinde yeterince çalışmanın yapıldığı kavramsal analiz, siyasi-sosyolo- jik tartışmalardan ziyade, Selefiliğin hadisleri anlama ve yorumlamada temel

paradigmalarını, bu meyanda isimleri daha ziyade öne çıka(rıla)n bazı al.imler

bağlamında irdeleyeceğiz. Zira Seleflliğin hadis anlayışını müstakil-mukayeseli olarak ele alan yeterli sayıda çalışma yapıldığını söyleıpek zordur.12

Öncelikle vurgulamak gerekir ki, özellikle modern dönemde hadis mer- kezli Selefilik denilince akla -esasen aralarında yaklaşım farklılıkları bulunsa da- Selefi-Vehhab! nitelemelerine maruz kalan13 şu üç bölgedeki selefi akım­

lar-alimler gelir. Bunlar: a) siyas1-:dinl-itikad1 yönleriyle öne çıkan Muham-' med b. Abdülvehhab ve Su~d Selefiliği,14 b) Yemen'de hadis-fıkhu'l-hadis

merkezli Emir es-San'an1 (ö. 1768) ve Şevkanl (ö. 1839),15 c) Şam'da Cema- lüddin el-Kasıml (ö. 1914) ve Tahir el-Cezlli1 (ö. 1920),16

XTIS·

asrın başların­

da Bağdad'ta "Alus1 ailesi" ne mensup fillmlerden oluşan yönelim17 ve Mısır'da M. Abduh-Reşid Rıza ile anılan ve Henri Laoust'un "hafif Vehhabilik" diye

11 Ehl-i Hadis'in hadis anlayışına dair Kadir Gürler'in Ehl-i Hadisin Diişiince Yapısı İlk° Dönem Ehl-i Hadis Örneği (Bursa 2007) adlı eseri zikredilebilir.\

12 Zekeriya Güler'in "Selefilik ve Hadisleri Yorumlama Biçimi" adlı tebliği önemlidir. Tebliğ daha sonra sempozyum kitabında (İstanbul 2014)" yayımlanmış (bk. s. 179-189), aynca Güler'e ait Hadis Tedkikleri (İstanbul 2015) adlı eserde de yer almıştır.

13 Suriye-Irak'taki sözünü ettiğimiz bu alimler aslında "tasavvuf', "tekfir" ve hadise dair bazı me- selelerde nispeten fıırklılık arz etse de, genelde Selefi-Vehhab! olacak nitelenirler (bk. Fattah, Hala!, "'Wahhabl Influences, Salafi Responses: Shaykh Mahmud Shukrl and the Iraqi Salafi Movement, 1745-1930'',Jounıal of Islaınic Studies, 14/2 (2003), s. 146). ·

14 11 Eylül sonrasında Arabistan Seleflliği-Vehhablliği'ndeki ayrışma haklanda bk. Büyük.kara, Mehmet Ali, "11 Eylül'de Derinleşen Ayrılık: Suudi Selefıyye ve Cihad! Selefıyye", Dini Araş­

tırmalar, VIII, s. 20.

15 Bacheer, M. Nafi, "Tasavvuf and Reform in Pre-Modern Islamic Culture", Die Welt des Islaıns, 42/3 (2002), s. 351. Bu anlamda aynca krş. Stefan Lakorova, "Sulratü'l-hadis fi's-selefıyye­

ti'l-muasıra. Kırfuıtün fi te'slri'ş-Şeyh Nasırüddln el~Elbfull ve medresetühü', Arapçafa. trc. Av- meriyye Sultani, Merfısıd, VI, İskenderiyye 2011, s. 6.

16 Weismann, Itzchak, "Between Sufi Reformism and Modernist Rationalism: A Reappraisal of the Origins of the Salafiyya from the Damascene Angle", Die Welt des lslams, 41/2 (2001), 206-236.

17 Mahmud el-Alı1si (ö. 1853)-Nu'mil.n el-Aıı1sl (ö. 1899)-Mahmud Şükri e!-Aluslden (ö. 1924) oluşan bu çizgi için bk. Brown, Daniel, Rethinking Traditio~; s. 3ci. Nu'man el-Aluslnin İbn Teymiyye'yi savunma amacıyla yazdığı Celliu'l-'ayneyn fi mııhlikeıneti'l-Ahmedeyn adlı eseri özel- likle ıslahatçı Selefiliğin yayılmasında önemli role sahiptir (bk. Nafi, Basheer M., "Salafism Revived: Nu'man al-Alfısi and the Trial ofTwo Ahmad", Die Welt des Islaıns, 49 (2009), 49-97).

(5)

Selefiliğin Hadis-Sünnet Anlayışı f f 121

nitelediği18 "hadis temelli ıslahatçı" selefi çizgi şeklinde gösterilebilir.19 Bu se- lefi filim-yönelimlerin her biri, hadis algı ve anlayışları başta olmak üzere, İslamı meselelerde bir diğerini etkilemiş; kendisi de başkalarından etkilenmiş­

tir.20 Abduh ve Reşid Rıza'nın öncüsü olduğu "ıslahatçı selefilik" çizgisinin,

etkileşimlere rağmen, hadisleri kabul ve anlamada rasyonalite temelli önemli

yaklaşım farklılıklarından da söz edebiliriz21 ki, bu üzerinde ayrıca durulması

gereken bir konudur.

1.

Selefiliğin

Hadis

Anlayışında

"Paradigma Kurucu" Alimler

Selefilik, İslami akım ve hareketler bağlamında daha ziyade modern bir

akım-olgu olarak ele alınsa da, temelde bu akıma ruh veren Zahid-Selefi dü- şüncenin İslam tarihinde epistemolojik-metodolojik geleneği22 söz konusudur.

Dolayısıyla, bu olgudan hareketle, günümüz Selefi hadis anlayışında öne çıkan bazı alimlerin hadis anlayışını kısaca ele almak yerinde olacaktır. Bu meyanda da daha ziyade Selefiliğin akfild ve fıkıh alanında metodolojik bir temel-ilke23 olarak görülebileceği "ilk dönemi" temsilen Ahmed b. Hanbel, nispeten sis- temli bir Selefilik anlayışını•temsilen "ikinci dönem" de İbn Teymiyye'yi ve ni-

18 Srephan Lakorova, a.g.m., s. 8.

19 Benzer tutumlara rağmen, hadisleri kabul ve anlamada bu Selefi çizgide önemli yaklaşım fark- lılıkları da vardır. Reşid Rıza'nın ıslaharçı-reformisr Selefilik anlayışını onun Hıristiyanlık ko- nusundaki görüşlerinde de görmek mümkündür (bk. 'Umar Ryad, Islamic reformism and Ch- ristianity: a critical reading 'of the works of Mu/Jammad Rasbid Rida and his assodates, Leiden 2009). Aslında bu Selefi çizgi daha sonra Reşid Rıza'nın da talebesi olan Hasan el-Benna'da da belli ölçüde devam etmiştir. Zira Risaletun fi ilmi'l-hadfs adlı eserindeki yaklaşımlarından da anlaşılacağı üzere el-Benna'da sözünü ettiğimiz bu ıslahatçı Selefi çizginin izleri vardır. Ancak bazı açılardan kurulabilecek bu benzerlik, Vehhiibilik ile İhvan arasında bire bir yakınlık olduğu yönündeki analizleri (bk. Lakorova, a.g.m., s. 7)-haklı çıkarmaz.

20 Mesela Kasıınl ile Şükri el-A!fısi arasında mektuplaşmalar için Nfu;ır el-Aceml'nin _er-Restıi­

lii'l-mütebadele adlı eserine (Beyrut 2001) bakılabilir. Elbanlnin Muhammed b. Abdülvehhab'ın kitaplarını derslerinde okuttuğıından ve Reşid Rıza'dan etkilenmesinden bahsedilir (bk. İbrahim M. Ali, .Muhammed Nasıruddin el-Elban~· Muhaddisii'l-asr ve ndsırııs-siinne, Dırnaşk 2001, s.

24). Abduh'un Muhammed b. Abdülvehhfıb'tan kısmen etkilenmesine dair bk. Ahmed Emin, Ziiamaii'l-islah fi 'asri'l-hadfs, Beyrut, ts., s. 21-23.

21 Weisman, "Between Sufi Reformism and modernist Rationalism", s. 235.

22 Kırbaşoğlu, Mehmet Hayri, "Maziden Atiye Selefi Düşüncenin Anatomisi", İslamiyat, 10/1, s.

140.

23 Koca, a.g.m., s. 17, 18.

(6)

f f Hadis ve Sünnet 122

hayet dini-siyasi bir akım haline gelen Selefiliğin üçüncü ve modern dönem- deki sembol şahsiyetleri olarak Muhammed b. Abdülvehhab (ö. 1206/1792) ve Nasüriddın el-Elbaruyi (ö. 1420/1999), üç ayiı dönemi24 temsil eden Selefi alimler25 olarak ele alacağız. Ayrıca, ilgili çalışmalarda pek yer verilmese de, Se- lefllik ile yakın irtibatlı olup "müfrit eserciler" diye nitelenen Zahir"ıleri tem- silen İbn Hazm'dan bahsedeceğiz. Söz konusu dönemlerde naslara-hadislere

bakışta Selefi paradigma temelde aynı kalmakla beraber, dönemin özelliğine

göre farklı tutumlar sergilemiştir. Mesela İbn Teymiyye kıyasa baş vurmuş, nasları anlamada akll-kelaml yöntemler kullanmış; modern dönem Selefi pa- radigmada ise nüanslarla "ıslah-tecdid" öne çıkmıştır.26

a. Ahmed b. Hanbel (Mütekaddim Selefilik)

Hadislere bakıştaki Selefi anlayışın · oluşumunda Ahnied b. Hanbel'in

"paradigma kurucu" rolü genelde zikredilir.27 "Mihne" döneminqeki tavrı,

Mu'tezile kelamcıları ile olan mücadelesi28 ve hadisleri anlamadaki "lafzl~za­

hiri" tutumu daha ziyade öne çıka(rıla)n yaklaşımı onu "Ehl-i Hadis-As- habu'l-hadls"in merkezi alimlerinden biri haline getirmiş; "Ehl-i Hadis"ten daha özel anlamdaki29 "Ashabu'l-hadls" denince akla ilk gelen alimlerden ol-

muştur. 30 Dolayısıyla hadislere ve özellikle de ~sıfat-ı haberiyye"ye dair riva- yetlere yaklaşımda öne çıkan alimler, genelde "Ehl-i Hadis-Ashabu'l-hadls"e mensup Hanbeli alimlerdendir. Bu itibarla."Ehl-i Hadis31-Ehf-i Eser" doğrul-

24 Bu konuda farklı dönemlendirmeler yapılabilirse de, Müfrih el-Kavsfnin el-Menhecü's-seleflsin- deki (bk. s. 63-113) dönemlendirmeleri esas aldık. Ayrıca bk. Koca, a.g.m.; s. 17-20.

25 Bu alimler için bk. Sili, Seyyid Abdülaziz, el-'Akidetu's-Selefiyye Beyne'l-İmami'bni Hanbel ve'l- İmam İbn Teymiyye, Kahire 1993, s. 26. Müfrih el-Kavsi, a.g.e., s. 63-113.

26 Müfıih el-Kavsi, a.g.e., s. 88. Ayrıca bk. Hıdır, Özcan, "The Methodqlogical Influence or ContM ribution ofOrientalism on The Re-Reading and Re-Thinking ofBasic Islamic Texts (Qur'an and Sunnah)'', ]RJSS, 2015.

27 Nitekim ilgili bazı eserlerde Selefilik üç merhaleye ayrılır ve Ahmed b. Hanbel ilk m~rhalenin öncü alimi olarak nitelendirilir (Müfrih el-Kavsi, el-Menhecü's-selefi, Riyad 2002, s. 64).

28 Hacib el-Bağdadi, Tarlhu Bağdad, Beyrut ts. N, 4~8. Mu'tezile ile olan mücadelesinin selefi anlama-okuma biçimine etkisine dair bk. Melchert, Christopher, "The Adversaries of Ahmad ibn Hanbal", Arabica, XLN, 235-245.

29 fyn Ebu Ya'Ia, Tabakıltii'l-Hanabile, IT, 210. Ayrıca bk. İşcan; Mehmet Zeki, Selefilik. İslami Köktendliğiıı Tarihi Kökenleri, İstanbul 2006, s. 23-24.

30 İbn Ebi Ya'la, Tabakatii'l-Hanabile, I, 92.

31 Sili, Seyyid Abdülaziz, el-'Akidetıı's-Selefiyye Beyne'l-İmamf'bııi Haııbel ve'l-İmam İbıı Teymiyye,

(7)

Selefiliğin Hadis-Sünnet Anlayışı f f 123

tusunda "Selefilik" söz konusu olduğunda akla Hanbelilik-Ahmed b. Hanbel

gelmiştir. 32 Nitekim bu çizgi, özellikle "Suud Selefiliği-Vehhabilik" için en temel referans noktalarından biri olmuş;33 Kur'an ve hadis metinleri dışında

akü delillere çok az yer bırakan bir fıkıh metodolojisi sebebiyle Hanbel!lik'ten, naslardaki ibarelerin zahirl-literal manasını esas almasıyla da Zahirilik'ten bes- lenmiş-etkilenmiştir,34 Dolayısıyla Selefilik, İbnü'n-Nedlm'in tasnifinde "As- habu'l-hadls" ve "Fukahaü'l-muhaddis!n" -ki Ahmed b. Hanbel de dahildir- diye zikredilen35 ve bazı Batılı çalışmalarda "tradisyonalistler", "tradisyonalist fakililer", "prutanisder" olarak nitelenen36 bu iki grup ile Zlliirilik'ten besle- nen anlama biçimine yaslanır.

Ne var ki Makdisi'nin dediği gibi37 Hanbeliliğin homojen bir tutumundan söz edemeyişimiz ve tarihte Hanbelilik içerisinde nispeten farklı alt tutumların varlığı, bu konuda daha önce

J.

Schacht ve S. A. Spectorsky'nin nitelediği gibi

"Hanbelilik ve Ahmed b. Hanbel'in tradisyonelist-literal yorum geleneğinin şubesi"38 olduğuna dair genellemeci tutumdan kaçınılmasını gerektirir. Hatta Nimrud Hurvitz39 ile M. Ebu Zehra'nın işaret ettiği üzere, Ahmed b. Han-

Kahire 1993, s. 29-30. Aynca bk. Aydınlı, Abdullah, "Ehl-i Hadis", DİA, X, 507. Ehl-i hadis'in

düşüncesinde episremolojik-metodolojik özelliklere dair de bk. Gürler, a.g.e., s. 160-258.

32 Öztürk, Mustafu., "Selefilik ve· Te'vil Üzerine", Marife, 913, 2009, s. 93; Kazanç, Fethi Kerim,

"Selefiyyenin Nass ve Metod Ekseninde Din Anlayışı ve Sonuçları", Kelam Araştırmalan Der- gisi, 2010, VIII/1, s. 93-112. Ayrıca bk. es-Sili, a.g.e., s. 152; Özervarlı{Sait, "Selefiyye", DİA, XXXVI, s. 400.

33 Suud Selefiliği'nin hadis anlayışına ve bazı referans nohalarına dair bk. Tunç, Mazhar, "Suud Selefiyyesi'nin Hadis Anlayışı", e-Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi, Nisan-2017, c. 9, sayı:

1/17, s. 388-411. '

34 Bu yönde bk. Büyük.kara, Mehmet Ali, İhvan'dan Ciiheymaıı'a Suudi Arabistan ve Vehhabilik, İstanbul 2004, s. 25. Ayrıca bk. Güler, Zekeriya, "Selefi Hareketin Tarihi Kökenleri ve Yöntem Problemi", Marife, 913,2009.

35 İbnü'n-Nedlrıı, Fihrist, s. 6.

36 Melchert, Christopher,."Traditionisr-Jurisprudents and Framing ofislarnic Law", Islamic Law

aııd Sodety, 8/3, s. 383-406. Hatta Marshall Hodgson'un Ahmed b. Hanbel'i.bir f.ıkih ve Han- beliliği bir fikıh mezhebi olarak görmemesi de, bu yaklaşımın ürlii.i.üdür (bk. Hodgson, The Venture od Islam, m, 160).

37 Makdisi, George, "Hanbalite Islam", Stud(es on Islam içinde, trc. ve edisyon: M. L. Swarrz, New York 1981, 228, 240-241.

38 Schacht, Joseph, Introductioıı to Islamic Law, s. 62-63; S. A. Spectorsky, "Ahmad ibn Hanbal's Fiqh", ]oıırnal of the American Oriental Sodety (1982), s. 462, IX. Ayrıca bk. Hurvitz, "Schools ofLaw and Historical Conrexr: Re-Examining rhe Formation ofHanbali Madhhab", Islamic Law alıd Sodety, 711, 2000, s. 47 ..

39 Hurvirz, a.g.m., s. 47.

(8)

f f Hadis ve Sünnet

124

bel-Hanbelilik, özellikle kıyasın meşruiyetini kabulde Şafü'nin nasları anlama yönteminden ayrılmıştır.40 Wail Hallaq da Davlıd ez-Zah.ir1'nin (ö. 270/884)

kıyası kategorik olarak reddettiğini, ancak Ahmed b. Hanbel'in sık olmasa da,

gerektiğinde kullandığını belirtir.41 Bu durum, günümüz Selefiliği içerisinde iki ana damar olarak var olan Zah.irilik -veya müfrit Zah.irillk- ile Ahmed b.

Hanbel-Hanbelillk arasındaki ilişkiye işaret ettiği42 gibi, Ahmed b. Hanbel'in

farklı yönlere açılan ilml şahsiyetine ve onunla ilgili muhtelif algılara da delalet eder. Bu meyanda "sıfatü'l-haberiyye" konusundaki anlama biçimiyle "antro-

pomorfık-teşbihçi" alim olduğu kadar, buna karşı çıkrığı söylenen alim olarak da görülür.43 Kitabü'z-Zühcfü sebebiyle onu "ılımlı zahid-mutasavvıf" olarak niteleyenler44 de bulunmaktadır. Ancak her alimin merkezi bir yönünün oldu-

ğu düşüncesinden hareketle, 'onun merkezi yönünün, zahir! tonlar barındıran

selef anlayışına uygun bir anlama biçimi olduğu söylenmelidir. Bu da, "fıkhl''

ve "itikadi'' olmak üzere, iki yönelimle daha ziyade alakalıdır. Ona yönelik mo- nolitik tutumları eleştiren G. Makdisi'nin de vurguladığı üzere,45 onun mez- hebinde teolojik/kelami-fıkhl yönler ağır basar. Bu durumda "itikad-kelam",

"fıkıh" ve "ahlak.:.zühd" olmak üzere başlıca üç yönün46 Ahmed b. Hanbel'in

nasları-hadisleri anlamasında etkisinin olduğu düşilnülebilir. Kaldı ki onun

sıklıkla selef dönemine atıf yaptığı, 47 Susan Spectorsky'nin, "fetvalarını hadise göre verdiği ve hadis bulamadığı veya hadislerden emin olmadığında görüş

40 Ebfı Zebra, Ahmed b. Hanbel, Kahire 1949, s. 273.

41 Wail Hallaq, "Al-Shafı'i, Architect oflslamic Jurisprudence?", Intenıational ]oıımal of Middle Eastern Stıtdies, 2514, (1993), s. 597.

42 Güler, "Selefi Hareketin Tarihi Kökenleri ve Yöntem Problemi", Hadis Tetkikleri, İstanbul 2015 içinde, s. 242-246.

43 Williams, Wesley, "Aspects of the Creed ofimam Ahrnad Tun Hanbal: A Srudy of Anthropo- morphism in Early Islamic Discourse", Int. J Middle East Stııd, 34 (2002), s. 442. Bu konuda ayrıca bk. İşcan, a.g.e., s. 31.

44 Hurvirz, Nimtud, "Biographies and Mild Asceticism: A Srudy oflslamic Moral Imağination", Stıtdia Islamica, 1997 /1, No: 85, 4h65. Bu meyanda yine bk. Hurvitz, "Schools of Law and Hisrorical Context: Re-Examining the Formation ofHanbali Madhhab", s. 50, 54-63.

45 Makdisi, Georges, Colleges, s. 8. Ayrıca bk. Hurvitt, "Schools ofLaw and Historical C9nrext:

Re-Examining the Formation ofHanbali Madhhab", s. 50.

46 Laoust, H., "Hanabila", EF. ,Ayrıca bk. Hurvirz, a.g.m., s. 50;-Luciıs, Scott, Coııstnıctive critics, Ifadftb literatııre, _aııd tbe articıılation of Sııııııf Islam: tbe legacy of tbe generation of Ibn Sa'd, Ibıı

Ma'fn, and Ibıı Ifanbal, Leiden 2004, s. 35., 47 Hurvitz, a.g.m., s. 51.

(9)

Selefiliğin Hadis-Sünnet Anlayışı f f 125

belirtmediği" şeklindeki değerlendirmesi48 de önemlidir. İtilci.di anlamda onun ana paradigması "mihne" döneminde Kur'an'ın mahlılk olmadığına dair yer yer refleksif tavrıdır.49 Yine ''Allah Adem'i kendi suretinde yarattı" hadisine50 dair,

"Allah eliyle Adem'i kendi suretinde yarattı" ve "Adem Rahman'ın (Allah'ın) suretinde yaratıldı" şeklindeki51 lafı! yorumları da onun itilci.dl paradigmasına

dair fikir vermektedir.

Öte yandan Ahmed b. Hanbel sonrasında "Esenlik" diye de nitelenen Se- lefilik-Hanbelilik, -Şia, Mu'tezile, Kadenlik ve Eş'arllik ile olan mücadelenin de etkisiyle- kelamiyönü öne çıkacak tarzda tezahür etmiştir. Bağdat'ta "selefi-pro- test bir demagog" olarak nitelenen52 Hasan b. Ali el-Berbehari (ö. 329/940-:-41)53 Hanbeliler adına bu müfrit eserci anlayışla .Eş'ari ile mücadele etmiştir. 54 Fah- reddin er-Razi tarafından "ifadesi bozuk, anlayışı kıt bir kimse'', Kitabü't-Tev- blt:fi de "Kitabü'ş-Şirk" olarak nitelenen55 İbn Huzeyme'yi (ö. 311/924) de, bu dönemin esen-selefi alimlerinden sayabiliriz. Razl'nin bu nitelemesi aşırıysa da, önemli bir kısmı "müfrit eserciler"ce kaleme alınan "kitabü't-tevhld-kitabü's- sünne" türü kitapların Selefiliğin hadis anlayışında önemli etkisi olmuştur. Öte yandan V. ve VI. asırda Hanbelilik içinde kelam metodunu kısmen benimseyip

bazı konularda te'vile başvuran yeni bir akım gelişmiştir. Bu anlayış, selef gele-

neği içinde nasları-hadisleri'anlamada metodik bir yenilik-paradigma değişikli­

ğidir. Bu çizgi, Hanbeli usfil-i fikıhının ilk temsilcilerinden Ebu Ya'la el-Ferra ile başlayıp İbn Akil ve İbnu'l-Cevzi ile belirgin hale gelmiştir. Ancak bu alim- lerin, kendi mezhep mensuplarınca selefin yolundan ayrıldıkları yönünde tenkid edildiklerini56 de belirtmek gerekir. ,B~ yönelimin, günümüz Selefi anlayışın

48 Spectorsky, Susan, "Ahmad ibn Hanbal's Fiqh",Joıımal oftheAmerican Oriental Sodety, CII (1982), s. 461. Yine bu yönde bk. Lucas, a.g.e., s. 35.

49 Makdisi, a.g.e., s. 8. .

50 Buh:iri, İsri'zan 1; Müslim, Birr 115; Cenner 28; Ahmed b. Hanbcl, II, 244, 251, 315; Humey- di, Müsned, II, 271. Hadisin İsrfilliyyat ve antropomorfık açıdan tetkiki için bk. Hıdır, Özcan,

Yabııdi Kiiltiirii ue Hadisler, s. 579-585. ..

51 Ahmed b. Hanbel, Kitilbii~-Sünne, s. 56. Ayrıca bk. İbn Ebi Ya'l:i, Tabakô.tü'l-Haııilbile, I, 29, 313.

52 Cook, M., Forbiddiııg Wrong in lslam: An bıtrodııction, Cambridge, 2003, s. 103.

53 Günümüze ulaşan tek eserinin Şerhıı Kitilbii~-Sünne olduğu belirtilen Berbeh:iri'ye dair bk.

Kılavuz, Ahmet Saim, "Berbeh:iri'', DİA, V, 476-477.

54 Makdisi'nin "Haşviyye"nin -ki müfrit eserciliğin bir diğer nitelemesidir-kolları arasında saydığı

"Berbeh:iriyye" olarak da anılan (Kılavuz, a.g.m., DİA, V, s. 477) Berbeh:iri çizgisi ile tekfirci

"müfrit Selefi-Vehhab!" anlayışı arasında irribat vardır.

55 Fahreddin er-Razi, Mejatlbıı'l-ğayb, XXVIİ, 130-131.

56 Öz, a.g.e., s. 260-261.

(10)

f f Hadis ve Sünnet

126

-ve yukarıda işaret edilen bazı modern çalışmaların- takdim ettiğinin ötesinde, Ahmed b. Hanbel'in nasları-hadisleri anlamada asıl çizgisi olabileceği de düşü­

nülebilir ki, bu başka çalışmaların konusudur.57

b. İbn Hazın (ö. 456/1064)

Farklı ilim dallarında eserler vermiş İbn Hazın, hakim vasfı hadisçilik olup teknik anlamda bir mezhep değil, nasları anlamada bir yaklaşım tarzı ola- rak görülen58 Zahirilik ekolünün, "ikinci kurucusu", hatta Muhammed Ebu

Zehra'nın nitelemesiyle59 "en önemli temsilcisi"dir. Zahirileri Ehl-i Hadis'te~

kabul eden60 İbn Hazm'a göre Allah'ın dini zahirdir, batın yoktur; cehrdir, sır yoktur.61 Hükmü Kur'an'da veya Hz. Peygamber'in beyanında açıkça belirtil- meyen bir olayın meydana gelmesi mümkün değildir. 62 Dolayısıyla din sadece Kur'an ve Bz. Peygamber'den sahih olarak sabit olup "gayr~i metluv-merv1 vahiy" olan hadisler-sünnetten alınır ve bunlar bağlayıcılık açısından eşittir.63 Selefiliğin karakteristik özelliklerinden biri olarak zikredilen bu anlayış hemen bütün Selefi yönelimli alimlerde şu veya bu şekilde öne çıkar.64 İbn Hazm'a göre hadis tahsili farz-ı kifayedir ve Hz. Peygamber' e kadar sikanın sikadan

muttasıl naklettiği ahad haberler, kati ilim ve amel gerektirip itikadl-amel!

ko~ularda bilgi kaynağıdır.65 "Haber-i vahid" ile "sünnetullah" kavramını öz-

57 Ancak şunu ifude etmeliyiz ki, Beyhaki'nin günüriıüze ulaşmayan Menakıbu İmam Ahmed adıyla bir eseri zikredilir. Şayet- eserin Beyhaki'ye nispeti sahihse ve Beyhaklnin de İbnu'l-Cevzi' çizgi- sinde bir ilim oladuğu düşünüliirse, Ahmed b. Hanbel hakkındaki "Selefi-Eseri" portre fiırklılık arz edebilir. Bu durumda Ahmed b. Hanbel'in ana hatlarıyla hocası İmam Şafii ve İmam el- Eş'ar! çizgisinde bir alim olduğunu ve Selefilerce "Ahmed b. Han bel manipülasyonu" yapıldığını söyleyebiliriz. Nitekim Irak asıllı günümüz tarih-hadis alimlerinden Beşşar Avvad Ma'rılf'un da bu yönde bir kanaati, kendisiyle görüşen meslektaşım Enbiya Yıldırım tarafından aktarılmıştır.

58 Apaydın, Yunus, "İbn Hazın", DİA, :XX, s. 42. Ayrıca bk. Goldziher, Zahiriler, trc. Cihad Tunç, Ankara 1982, s. 138.

59 Muhammed Ebu Zehra, İbn Hazm, Kahire, ts. (Diirü'l-fikri'l-Arabi), s. 147.

60 İbn Hazın, en-Niibzetü'l-kafiye fi ıı.sUl-i ahktımi'd-dfr), Kahire 1991, s. 48.

61 · İbn Hazın, el-Fas!, IT, 116.

62 İbn Hazın, el-İbktım fi ıısılli'I-ahktım, thk. Komisyon, Kahire 1404, ıv, 184.

63 Apaydın, "İbn Hazın", DİA, XX, s. 42. Hadise dair görüşleri için bk. Ünal, İsmail Hakkı, "İbn Hazın: Hadis İlmindeki Yeri", DİA, XX, 58.

64 Koca, a.g.m., s. 41-42.

65 İbn Hazın, el-İhktımfi usflli'l-ahktım, tlık. Komisyon, Kahire 1404, I, 95, 114, II, 201, ill, 346, VI, 261; a.mlf., eıı-Niibzetü'l-k/ifiye, tlık. M. Said el-Bedri, Mısır 1991, s. 40 vd. İbn Hazm'ın cumhurdan a}rrıldığı bu konuda, Ahmed b. Hanbel başta olmak üzere Hanbelilerin ve Elhan!

(11)

Selefiliğin Hadis-Sünnet Anlayışı f f 127

deşleştiren İbn Hazm'a göre, vacip, haram veya mubah olsun dinin ahkamına dair öğrettiği her şey, aynı zamanda sünnetullahtır.66 İlk üç nesilden oluşan Selefin yolunu takip konusunda icma olduğunu söyleyen İbn Hazm'ın sahabe kavlini hüccet olarak kabul etmeyişi67 ise bir paradokstur. "Bir özür hali müs- tesna, her kim ezanı işitir de icabet etmezse, onun namazı yoktur" hadisinden68 hareketle, ezanı duyup da cemaate gelmeyenin namazının batıl olduğunu söy- leyen İbn Hazın, hadisi zahir! anhunış ve "Özürsüz olarak cemaate gelmeyeni bundan meneder; aksi halde evini yakarız" demiştir.69 Buradan hareketle İbn

Hazm'ın kendi zahir! tarzını oluşturduğu da söylenebilir.70

Dolayısıyla Selefilik ve hadis anlayışı söz konusu olduğunda "müfrit eser- cilik" anlayışının önemli temsilcisi olarak nitelenen, cerh-ta'dil konusunda

"müteşeddid" ilimlerden sayılan71 İbn Hazm'ın Zahirlliğinin, dini metinle- rin zahirl-lafz! anlamını esas alma ve kıyasa rölatif karşı çıkmada gerek İbn Teymiyye ve ekolü üzerinde gerekse günümüz Selefiliğinin en somut hare- keti olan Suud Seleflliği-Vehhablliği üzerinde etkilerinin olduğu belirtilir.72 Hatta Suud Selefiliği üzerinde Ahmed b. Hanbel'den ziyade İbn Hazm'ın za- hiri çizgisinin daha belirgin olduğu söylenebilir.73 Nitekim Yusuf el-Karadavi

gibi Selefi !imlerin çoğu İbn Hazro ile aynı görüşredir. (bk. KaradM, Bilgi ve Medeniyet Kaynağı Siinnet, trc. Özcan Hıdır, İstanbul 2012, s. 147-158).

66 Özşenel, Mehmet, "İbn Hazro Gözüyle Sünnet -el-İhkam Özelinde-"ı SÜİFD, 6, 2002, s. 120.

67 İbn Hazro, el-Mııhalla, I, 168.

68 İbn Mace, Mesacid 17.

69 İbn Hazro, el-Mııballa, IV, 188, 202.

70 Bazı kaynaklarda bu "Hazmiyye" olarak ariılır (bk. İbnü'l-Esi'r, Kamil, XII, 145. Ayrıca bk.

Apaydın, a.g.m., s. 42).

71 Güler, Zekeriya, Zahiri Mııhaddislerle Hanefi Fakihleıi Arasındaki Miinakaşalar ve İlıtilaf Sebep- leri, Ankara 1997, s. 173; a.ınlf., "Endülüs'te Bir Hadis ve Fıkıh Alimi: İbn Hazro", İSTEM, 7114, 2009, s. 155-171.

72 Zihiriliğin ve zahiri yorum yönteminin Selefiliğe-Vehhiblliğe etkisine dair bk. Büyükkara, a.g.e., s. 25; Giiler, "Selefi Hareketin Tarihi Kökenleri ve Yöntem Problemi", s. 242, 245-46.

Tarihçi Safecli'nin bir değerlendirmesi için de bk. A'yanii'l-asr via'vaniis~nasr (thk. Ali Ebu Zeyd v.dğr.), Dımaşk 1418/1998, I, 234-235.

73 Bedir, Murteza, "Selefiliğin Modern F~kıh Düşüncesi Üzerindeki Etkileri", Tarihte ve Giinii- milzde Selefilik içinde, İstanbul 2014,

s.

273. Ayrıca bk. Apaydın, Yunus, "Zihiriyye", DİA, XLIY, s. 94. Zihiriliğin özelde Selefilik-Vehhibilik, genelde de İslam düşüncesine etkisi yete- rince araştırılmış değildir . .Bu anlamda Goldziher'in zahiriler adlı çalışmasındaki yaklaşımları şu

veya bu şekilde akademyada sürgit devam ettirilmektedir. Yunus Apaydın'ın İbn Hazın Zahirilik

Diişiincesinin Teorisyeni adlı, bu çalışmamızın şekillenmesinden sonra hebiıerdar olup istifade edemediğimiz çalışması bu yönde atılmış önemli bir ilmi mesai olsa gerektir.

(12)

f f Hadis ve Sün.net 128

"ez-Zfilıiriyyetü'l-cüdüd=Neo-zfilıiriler" ifadesi ile daha ziyade Suud merkezli

Sdefı-Vehhab! akımın mensuplarını kasteder.74 Reşid Rıza, "ensaru's-sünne"

listesinin başlarında yer verdiği -ki onun ardından da İbn Teymiyye'ye yer ve- rir- İbn Hazın' ın eserlerinin İbn Teymiyye'yi etkilediğinden söz eder ki, ona göre kıyasa şiddetle karşı çıkan75 İbn Hazın, aslında kıyası reddetmemiş, "nas- lara muvafık sahih kıyas" ile "naslara muhalif batıl kıyas" ayrımı yapmıştır.76

Onun eserlerinde kıyasa dair görüşlerinden netice itibariyle böyle bir sonuç

çıkarılabilirse de, eserlerinde kıyasa kesin muhalefet ettiği görülür.77

İbn Hazm'ın fıkıh, hadis ve fikhu'l-hadls konusundaki en önemli eseri sa-

yılan ve özellikle Zfilıirlliğin Kur'an-hadislerden hareketle şeriat-fıkıh oluştur­

masında temel teşkil ettiğine dair görüşler78 bulunan el-Muhalla'daki anlama yöntemi ve çelişkili tutumları ile özellikle el-Fasl adlı eserinde tebellür eden yöntemi, nasları anlamada farklı-çelişkili İbn Hazın portrelerini karşımıza çı-

. karır.

'

Bu durumu, Şaub! gibi, "üstatlardan ilim alarak onlarla olan beraberliği

devam ettirmemesi" ile açıklayanlar olduğu79 gibi, "üzerinde çalışuğı .konula- rı yeterince düşünce süzgecinden geçirmediği şeklinde niteleyenler,80 tenkitçi

fıtratı-sert üslubu81 ve yetiştiği çevre olan Endülüs'te.ki ortam ile yani psiko-

lojik-sosyolojik-siyas1-coğraf1 şartlarla açıklayanlar da vardır. Nitekim onun

farklı mezheplere bağlılığından sonra Endülüs'te izleri bulunan82 Zfilıirlliğin

nasları anlama yöntemini benimseyip kıyasa karşı çıkmasını bu şartlarla da

açıklamank mümkündür.

74 Güler, "Selefi Hareketin Tarihi Kökenleri ve Yöntem Problemi", Marife, 913, 2009, s. 47-74.

75 İbn Hazın, İhkô.m, Il, 98-100, 192, 368.

76 Reşid Rıza'nın bu yöndeki önemli değerlendirmeleri için bk. Tefilrıı'l-menar, Beyrur, rs., VII, 144-145.

77 İbkô.m, VII, 53-204; VIII, 2-76. Ayrıca bk. el-Mııballa, I, 56. Ancak onun "rey" ile "kıyas"ı

ayırdığı ve re'ye karşı Çıkınadığı söylenmelidir. Aynca bk. Talbor; Karmen E., Argııments agaiııst

tbe Sıınni Legal Metbodology: Ibn Hazm and his Rejiıtation of Qiyas, McGill Üniversltesi 1987 -master tezi-, s. 16-19.

78 Bedir, Murteza, "Selefiliğin Modem Fıkıh Düşünce~i Üzerindeki Etkileri", s. 273.

79 Şatıb!, el-Mııufifakô.t fi ıısuli'l-abkô.m, thk. Abdullah Dıriiz, Kahire, ts., I, 95.

80 İbnu'l-Arab!, el-Avı:lsım, II, 67-68; Apaydın, "İbn Hazın", DİA, XX, s. 49.

81 Onun tenkitlerinden Ahmed b. Hanbel de nasibini almıştır (bk. GÜier, Zekeriya, "Endülüs'te Bir Hadis ve Fıkıh Alimi: İbn Hazın", İSTEM, 7/14, 2009, s. 155-171).

82 Dönemin Endülüs'ünde farklı iilimlerin Zfilıiriliğe meyletmesine dair bk. Apaydın, Yunus, "İbn Hazın", DİA, :XX, s. 41-42.

(13)

Selefiliğin Hadis-Sünn~t Anlayışı f f 129

c. İbn Teymiyye el-Harram ve Ekolü (Müteahhir Selefilik) Modern ve post-modern dönemdeki anlamda olmasa da, Selefiliğin bili- nen anlamıyla sistemleşip gerçek anlamda bir akım-sistemli bir düşünce ha- line gelmesi, esasen İbn Teymiyye (ö. 728/1328) -ve en önemli talebesi İbn Kayyim el-Cevziyye (ö. 751/1353)- sayesinde olmuştur. Bu iki isimle Selefilik

"sistemli bir akım" aşamasına geçmiştir. Selefilik yeni bir ıslah hareketinin adı

olarak İbn TeymiY,Ye'nin eserlerinde görülmeye başlanmıştır. Hatta "selefilik"

kavramının ilk kez, İbn Teymiyye tarafından kullanılıp kavramsal içeriğine ka-

~turulduğu belirtilir.83 Bu yönüyle İbn Teymiyye (ve.ekolü), Selefiliğin ge- nelde nasları, özelde de hadisleri anlama ve yorumlama metodolojisinde "ikinci kurucu'' ve İzmirli'nin de işaret ettiği üzere84 "(müteahhir-ikinci dönem) Se- lefiliğin kurucusu" olarak nitelenebilir.85 Bu dönemde İbn Teymiyye ekolü,

anlayışlarını özellikle kelam, tasavvuf ve felsefe gibi çlisiplinlere alternatif bir seviyeye çıkarmış, yeni argümanlarla onlarla fikri tartışm~ara girmiş, "aksiyo- ner-aktif" ve "politik'' bir tutuma yönelmiştir. 86 Bu açıdan bakıldığında İbn Teymiyye Kur'an ve hadisleri yorumlamada katı lafızcı/literal anlayıştan Kur'an ve Sünnet çerçevesinde dilli bir akılcılığı da içeren, yer yer de bağlamı dikkate alan bir anlama yöntemi geliştirmiştir. 87 Henri Laoust'un ifadesiyle bu, akıl,

nakil ve irade arasında bir. stnteze-dengeye çalışan, 88 "muhafazakar reformcu- lük"tur. 89 Bu tür görüşleri sebebiyledir ki, onun Selef! olmadığı temel teziyle hareket eden çalışmalar da yapılmıştır.90

83 İşcan, a.g.e., s. 29; Umara, Muhammed, es-Selefiyye, Tunus, ts., s. 22; el-Harcis, Muhammed Halil, Bfi'isu'n-Nabdati'l-İslfimiyye: İbn Teymiyye es-Selefi, Beyrut 1984, s. 183. Aynca bk.

Özervarlı, Sait, "Selefiyye", DİA, XXXVI, s. 399-400.

84 İzmirli, İsmail Hakkı, Yeni İlm-i Kellim, Evkaf-ı İslamiyye Matbaası, 1339-1341, I, 105.

85 Weismann, "Between SUfl Reformism and Modernist Rationalism", s. 210-13; Brown, Ret- binking Tradition, s. 30. İbn Teymiyye'nin, furklı mezheplerden "Selefi" diye nitelediği ilimleri ve eserlerini listelemesi için bk. Minbacü}-sünne, II, 363-367. Aynca onun müteahhir dönem

Selefiliğinin en önemli filimi olduğuna dair bk. Miifrih el-Kavsi, a.g.e., s. 80-90.

86 Apak, Adem, "İslam Tarihi Boyunca Selef ve ·selefilik Kavramlarının Anlam Serüveni", Tarihte ve Giiiıümüzde Selefilik içinde, İstanbul 2014, s. 43-44. -

87 K.oca, Ferhat, "İbn Teymiyye", DİA, XX, s. 391-397. Ayrıca bk. Apak, a.g.m., s. 44 ..

88 Onun özellikle akıl-nakil tearuzu konusunda Razi ve Gazzfili'nin "akıl-nakil tefuuzu"nda aklı

önceleyen yaklaşımlarına reddiye olarak yazdığı Der'ıı te!irıızi'l-akli ve'n-nakl ya da Mııv!ifakatıı

sablbi'l-menkul li saribi'l-ma'kufü önemlidir. Müfrih el-Kavsi de onun selefi yönelimindeki üç temel.özellikten biri olarak bunu göriir (bk. Müfrih el-Kavsi, a.g.e., s. 86).

89 İbn Teymiyye'nin özellikle fıkıhta mezheplerin çizgisinden ayrılan görüşleri için bk. K.oca, İbn Teymiyye, -DİA, :XX, s. 403.

90 Mansılr Muhammed Uveys'in İbiı Teymiyye leyse selefiyyen (~e 1970) adlı çalışması bu yönde

atılmış bir adımdır.

(14)

f f Hadis ve Sünnet 130

İbn Teymiyye Seleflliğinde öne çıkan yönlerden biri de, İslam'ı yabancı anlayışlardan arındırma, ilk İslam nesillerinin saflığına döndürme, dinin asılla­

rında aklın kullanımını esas alan yeni yönelişler (bid'atler) karşısında Kitap ve Sünnet'. e dönmektir. Ona göre "nebevi ve Selefi yol (et-tarikatü'n-nebeviyyes-se- lefiyye)", Allah hakkında re'y ile konuşmamak, sahabe ve tabifuıun yolunu takip etmektir.91 Böylece o, tasavvufun bid'atler~en arınmış zühd ve ahlak boyutunu kabul ederken,92 onun izini takip ettiğini söyleyen Muhammed b. Abdülvehhab -ve ekolü- bu konuda çok katı bir tutuma sahiptir.93 Öte yandan diğer Selefi

eğilimli alimlerde olduğu gibi, onun Selefi anlayışı, en belirgin olarak haberi sı­

fatlarda Kur'an ve Sünnet'in zahirine yapışmak, sahabe ve tabifuıun başvurmadı~

ğı te'vilden uzak durmaktır. "Selef mezhebi (mezhebüs-selef)" Allah'ın sıfatlarını

kabul etmeme (ta'tll) ile Allili'ı mahlıJ.ka benzetme (temsil) arasında kendince orta bir yol tutmuştur ltj, "Selefi yol (et-tarikatüs-selefiyye)" ve "selefin mezhebi (el-mezhebüs-selefj" qudur.94 Bu ise, ''Allah göklerin ve yerin nurudur"

ayetindeki

"nlır"u te'vil etmemek; ''Allah gecenin üçte birlik bölümünde yeryüzüne ine['' ha- disindeki "nüzfil=inme"nin mecaz olduğıınu kabul etmemektir.95 ~

Bütün bu yaklaşımlarında onun hadise-sünnete dair anlayışının izi sürüle- bilirse de, gerek hadis ilmine dair İlmü'l-hadts'inde gerekse Mecmu'u fetava'sın­

da hadise-sünnete dair görüşlerini spesifik aıVamda ortaya koyduğu görülür.

Mesela onun Sahlhayn'ın otoritesine ve orada yer alan hadislerin önemine işa­

ret etmekle birlikte, Müslim'in rivay~tinde teferrüd ettiği (tek kaldığı) "tür- be=toprak hadisi"96 gibi bazı hadisleri tenkit ettiği, türbe hadisinin Sahlb'te- ki yanlış {ğalat) lafızlardan olduğunu, kendisinden daha alim olup bu rivayeti

Ka'bü'l-Ahbar'ın sözü olarak kabul eden97 Buhan gibi alimlere "ta'n" olduğıınu

91 İşcan, a.g.e., s. 29. Benzer değerlendirmeler için bk. Öz, a.g.e., 261-262.

92 Kara, Mustafa, "İbn Teymiyye: Tasavvufla İlgili Görüşleri", DİA, XX, 413.

93 Bu yönde bk. Hassan Ahmed Ibrabim, "Shaykh Muhammad ibn Abd al-Wahhiıb and Shah Wali Allah: A Preliminary Comparison ofSome Aspects of their Lifes and Careers, A]SS, 3411, 2006, s. 106-107. Muhammed b. Abdülvehhab'ın İbn Teymiyye'nin izini cakibine dair ayrıca bk.

Koca, "İbn Teymiyye", DİA, :XX, s. 394.

94 İşcan, a.g.e., 29; Müfiih el-Kavsi, a.g.e., s. 80-90. ·

95 Diğer eserlerindeki ifudelerinin yanı sıra özel olarak kaleme aldığı Şerbıı badlsi'n-nüzılfü {Kahire 1366; Dımaşk 1381/1961) ve Risale Sıılll fi badlsi'n-nüzi'il ve cevabııbıl (Riyad 1414/1993) adlı

eserlerinde özel olarak bu konuyu ele alır. ·

96 Müslim, Münafıkln, 27; Ahmed b. Hanbel, II, 327; Nesil, es-Siinenü'l-kübra, VI, 293; Ebu Ya'la, Miisned, X, 513-14. Ayrıca bk. Hıdır, Özcan, Yabııdi Kültü111 ve Hadisler, s. 578-81.

97 Buhan, et-Taribıı'l-keblr, I, 413-414.

(15)

Selefiliğin Hadis-Sünnet Anlayışı· f f 131

ve Kur'an'a aykırı olduğunu söylediği görülür.98 Yine o, Buharlde yer almayıp

Müslim'in tahric ettiği ve Hz. Peygamber'in "küsUf namazı"nı99 ayrı ayrı üç ve dört rekat olarak kıldığına dair rivayetleri de tenkit eder. Zira ona göre Müslim'den daha "yetkin (hazık)" bir hadisçi olan Buhan bu rivayetleri tahric etmemiştir ve Hz. Peygamber'in bu namazı sadece oğlu İbrahim'in vefat ettiği gündeki güneş tutulması sebebiyle iki rekat olarak bir kez kıldığı yönünde- ki rivayeti tercih etmiştir. 100 Buna karşılık onun bazen de Buhar! karşısında

Müslim'in rivayetini tercih ettiği görülür.101 Ayrıca o, BUharl'de de üç hadisin

bazı alimlerce tenkit edildiğini, ancak neticçde Buharl'nin bu hadislere dair

görüşünün doğruyu yansıttığını da belirtir.102 Buhan ve özellikle Müslim'in tahric ettiği bazı hadislere yönelik İbn Teyrrıiyy~'nin bu tenkit ve değerlen­

dirmelerindeki, yer yer de çelişki arz eden yöntemi esasen daha sonra modem dönemde ortaya çıkan Selef! gruplarca -özellikle de ıslahatçı Selefilerce- da

benimsenmiştir. Bu yöntem yukarıda H. Laoust'a atfen ifade ettiğimiz akıl,

nakil ve irade arasında bir senteze dayanmayı hedefleyen, rivayetleri Kur'an'a arz etme gayreti gösteren, yer yer de konteksi dikkate almaya çalışan "muhafazakar reformcu (ıslahatçı)" bir hadis değerlendirme-anlama yöntemidir. Ancak bu

yapılırken çelişkili değerlendirmeler de ortaya konur. Mesela Muhammed b.

Abdülvehhab eksenli Suud Selefiliği'nin önemli alimlerinden Abdülaz!z b. Baz,

"Ölü, yakınlannın ağlamasından azap görür" hadisi ile ilgili, bu hadisin Kur'an'a

aykırı olmadığını, ''Hiçbir kimse bir başkasının günahını yüklenmez" ayetinin103 umum, hadisin ise husfts ifade ettiğini, yakınlarının ölüye niyfilla ile ağlamasıyla

azap· görmesinin ayetin genel hükmünden istisna teşkil ettiğini söylemiştir.104

\

98 İbn Teymiyye, İlmu'l-hadis, Beyrut 1985, s. 14-16. Ayrıca bk. Mecmu'u fetava, XIII, 352; XVIII, 73; el-Cevabıı's-Sahih, II, 443-45. İbn Teymiyye'nin, hadisin Ka'b'ın sözü olduğunu söyle- dikten sonra onun zayıf olduğuna hükmetmesi ise çelişkidir (bk. XVIII, 18-19). Öte yandan

"türbe=toprak" rivayetinin merfü' olarak rivayetinin hatalı olduğunu ve İsrfilliyy3.ttan sayıldığını söyleyen Buhan, Ali b. el-Medinl, Beyhaki gibi pek çok filim de vardır.

99 Bu namaza dair rivayetler için bk. Buhan, Küsfıf, 1, 2, 6, 9, 15; Bedü'l-halk,_4; Müslim, Küsfıf,

1-4, 10, 23, 29.

100 İbn Teymiyye, İlmu'l-badis, Beyrut 1985, s. 14-16; a.mlf., Mecmfı'ıı fetava, XIII, 352; XVIII, 73.

101 İbn Teymiyye, İlmıı'l-badis, s. 17. .

102 İbn.Teymiyye, İlmu'l-hadis, s. 16-17. Şah Veliyyullah ed-Dihlevi'nin Buhar! ile İbn Teymiy- ye'nin menakıbına dair Mektıibat fi menakıbı Ehi Abdillah Muhammed b. İsmail el-Bubari ve Fazileti İbn Teymiyye adlı, tetkik edemediğimiz eseri de, Şah Veliyyullah'ın bu iki filim arasında benzerlik olduğıı kanaatini izhar etse gerektir.

103 En'am 6/164. Ayrıca bk. Necm Ş3/38.

104 İbn Baz, Mecmu'ıı fettıva ve makalat mütenevvia, XIII, 417-19.

Referanslar

Benzer Belgeler

Boğaz manzaralı yüksek rant potansiyeli olan iki gecekondu mahallesi Sarıyer'deki Fatih Sultan (Armutlu) ve Derbent, Bakanlar Kurulu karar ıyla "Afet Yasası"

üretim için fazla zaman ay ırmaması, fındık üretim alanlarının bir kısmının kadastro geçmeyen alanlarda veya orman ve orman vasf ını yitirmiş (2b) alanlar içinde

İnsanın vejetaryen olduğuna dair görüş ve kanıt bildirilirken en büyük yanılma biyolojik sınıflandırma bilimi (taxonomy) ile beslenme tipine göre yapılan

edilmekle bu-konuda değerlendirilme yapmak iizere soruşnırma dosyası mükememize gelrniş olmakla; değişik iş esasına kayıt edildi.. Itiraz dilekçesi ve

l~yların sakinleşmesine ramen yine de evden pek fazla çıkmak 1emiyorduk. 1974'de Rumlar tarafından esir alındık. Bütün köyde aşayanları camiye topladılar. Daha sonra

,ldy"ryon ordı, ırnığ rd.n ölcüm cihazlan uy.nş ü.rinc. saİıtrd fıatiycılcri

Bir tarafta siyasal iktidar gücünü ve meşruiyetini tüm kolluk kuvvetleriyle simgelerken, diğer taraftan toplumun daha çok özgürleşme talebiyle kamusal alanda var olma

Erzincan'ın İliç ilçesinin çöpler köyünde altın çıkarmaya hazırlanan çokuluslu şirketin, dönemin AKP'li milletvekillerini, yerel yöneticileri ve köylüleri gruplar