• Sonuç bulunamadı

İ S T A N B U L D A MESKEN D A R L I Ğ I . MESKEN SEFALETİ. MESKEN İ N Ş A A T I

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İ S T A N B U L D A MESKEN D A R L I Ğ I . MESKEN SEFALETİ. MESKEN İ N Ş A A T I "

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S o s y a l D a v a l a r !

İ S T A N B U L D A MESKEN D A R L I Ğ I . MESKEN SEFALETİ. MESKEN İ N Ş A A T I

Ord. Prof. Dr. Cerhard Kessler T e r c ü m e : Dr. Ekmel Zadil

B ü y ü k şehirlerin mesken meseleleri 100 s e - nedir iktisatçıları, mimarları, içtimaî siyaset- çileri v e k o m ü n politikacılarını meşgul e t m e k - tedir. A n c a k , mesken meselelerine gösterilen b u alâka h i ç bir vakit zengin üst tabakanın, b ü - y ü k servet sahipleri v e y a yüksek gelirli şehir sakinlerine karşı değil, bilâkis b ü y ü k şehirler- de yasayan halkın % 85-95 ini teşkil eden dar gelirlilerin, yani. müstakil k ü ç ü k orta tabaka- nın, m e m u r v e müstahdemlerin b ü y ü k kitlesi- nin, bütün rrîbrika işçilerinin, e v sanayi işçi- lerinin v e nakliye işçilerinin, hattâ küçük r a n - tielerin, malûl v e dulların meskenlerine k a r - şıdır. Benim mütalâa v e tekliflerim d e mahdut miktardaki tediye kabiliyetini haiz zengin üst tabakanın villa v e apartmanları ile değil, f a - kat sadece İstanbuldaki bütün meskenlerin

% 85-95 ini teşki eden b u «halk meskenleri»

ile meşgul olacaktır.

Hrkikaten d e b u g ü n İstanbuldaki zengin üst tabaka i l e geniş halk kitlesinin mesken şartları arasındaki farklar. A v r u p a n ı n h e m e n bütün b ü y ü k şehirlerindekilerden daha fazladır.

Zira İstanbulda zengin üst tabakaya mensup ailelerin, biri yazlık diğeri d e k ı ş l ı k olmak üzere, umumiyetle iki mesken emirlerine a m a - de bulunmaktadır. B u g ü n b u lükse n e L o n d r a - da, n e Paris'te, n e Amsterdam'da n e d e Mila- no'da rastlanır. Tahrip edilen v e birer harabe haline getirilen Berlin, K o l o n y a . Leipzig, Dresden, Münih v e V i y a n a ' n ı n proleterleşmiş ahalisinin b ö y l e birşey aklından bile geçmez.

Ancak, İstanbuldaki b u iki mesken işgal etme lüksü b i r içtimaî vicdan meselesidir: benim müşahedelerim halk meskenlerinin idarî, ikti- sadî v e yapı davalarına inhisar etmektedir.

İstanbuldaki halk meskenleriyle ilgili iki b ü y ü k dâva bir arada bulunmaktadır. Biri son on y ı l zarfında İstanbulda kendini şiddetle his- settiren b ü y ü k mesken d a r l ı ğ ı n ı n bertaraf edil- mesi; b u , bizim had mesken davamızdır. D i - ğeri d e İstanbulda m e v c u t eski meskenlerin i s - lâhı, yani h s l k m mesken şartlarının tamamiyle yeni baştan tanzim v e düzeltilmesi; b u bizim devamlı (müzmin) mesken davamızdır. Birin- cisi beş v e y a o n y ı l ı k bir dâvadır. İkincisi ise y a r ı m asır v e y a belki d e bütün bir asır süre- cek b i r dâvadır. Her iki dâvanın halledilebil- mesi için iktisatçlar. mimarlar, içtimaî siyaset- çiler v e k o m ü n politikacıları birlikte çalış- malıdırlar. Her iki dâva da teknik b a k ı m d a n basit olmadığı gibi. iktisadî b a k ı m d a n d a ba- taklın fedakârlıklarda bulunulmaksızın başa- rılmaz; ancak, her ikisinin d e sebatkâr, m ü t e - hassıs v e anlayışlı kimseler tarafından pek âlâ halledilebileceğini göstereceğimi ümit ederim.

Evvelâ had mesken meselesinden, son on y ı l zarfında şehrimizde kendini şiddetle hissetti- ren. b ü y ü k mesken darlığından bahsedeceğim- Mütalâama tam sıhhatli mesken istatistikleriyle b a ş l ı y a m a d ı ğ ı m için müteessirim. A n c a k b i z iktisatçılar, filhakika harp esnasında dörtte biri tahrip olan Londra'da, yarısı y ı k ı l a n B e r - lin'de b u g ü n kaç mesken o l d u ğ u n u biliyoruz.

Fakat, harp âfetinden mâsun kalan İstanbulda kaç m-esken olduğunu kimse bilmiyor. B u n u n içindir ki ben sadece tahmine müstenid r a k k a m - larla tetkikatıma başlıyacağım. Takriben 800.0Ü0 nüfusu olan — b u rakkam dahi tam m a l û m d e - ğildir.— İstanbulda. zengin üst tabakanın i k i n - ci meskenleri hesaba katılmaksızın, vasatî 160.000 aile meskeninin İkinci Cihan Harbinin başlangıcında m e v c u t olduğunu kabul edelim.

B u 160.000 meskenin dayanma müddetleri (ömürleri) yeknasak değildir v e olamaz: İyi kagir evler yüz y ı l d a n fazla dayanır, k ö t ü a h - şap evleri ise bazan ancak, 30 v e y a 40 s e n e - lik ömre mâlik olurlar. İstanbulda harap ahşap evlerin m e v c u d u birhayli yüksektir. Birkaç a y - da bir gazetelerde bu kabil evlerden birinin bir f ı r t ı n a yüzünden v e y a b i r nişan merasimi e s - nasında çöktüğünü okuyoruz. Bir İstanbul e v i - nin vasatî ömrünü b ü y ü k b i r nikbinlikle 100 sene olarak kabul ediyorum. B u nikbin t a h m i - nime nazaran her sene İstanbul mesken piyasa- larından 1.600 mesken vasatî ömürlerini t a m a m - layıp çekilmektedir ki, bunların yenileriyle t e - lâfi edilmesi lâzımdır. Şayet bu arada nüfus da artarsa, b u takdirde senede artan her 5.000 n ü - fus için yeni 1.000 meskene ihtiyaç vardır. .Şeh- rimiz nüfusunun son o n y ı l zarfında a r t m a d ı - ğını kabul edelim: bizde nüfus hareketlerini ihbar büroları, hattâ bir adres kitabı bile m e v - cut o l m a d ı ğ ı n d a n , b u hususta bile salim rak- kamlara sahip değiliz. Halk meskenleri inşaatı - n m da aşağı yukarı 1942 d e durakladığını d a kabul edelim. (Bu duraklama sebeplerine biraz- dan temas e d e c e ğ i m ) . B u takdirde 1942 den 1948 e kadarki 7 sene z a r f ı n d a :

7 X 1-600 — 11.200 Halk meskeni inşa edilmemiş oluyor. Münakalâtı daha salim bir hale k o y m a k gayesi ile şehrin yeniden tan- zimi sırasında, yekûnları h i ç de a z olmayan, y ı k ı l a n meskenlerle, yangınlar neticesinde orta- dan y o k olan evleri de bu arada bir kenara b ı - r a k ı y o r u m . Buna mukabil 1912 den sonra y ü k - sek tediye kabiliyetli % 10 için inşaat m a s - raflarının yüksekliğine bakılmaksızn senede vasatî 160 meskenin inşa edilmiş olacağını da nazarı itibara alacağım. B u suretle 1942 den 1948 e kadarki 7 sene zarfında Tc 10 varlıklı zümre için:

7 X 160 = 1.120 yeni mesken inşa edilmiş oluyor. İnşa edildiğini kabul etti- ğimiz b u i.120 yi. eksilmiş olarak kabul ettiği- miz 11.200 den çıkartırsak, yine d e :

11.200 — 1.120 = 10.080

tane halk meskeninin azalmış olduğunu g ö r ü - rüz. B u adedi yuvarlak bir rakkamla ifade e t - m e k için 10.000 olarak kabul edersek, bunun 7 senedir inşaat yapılmamasından dolayı m e y d a - na geldiğini görürüz. Bu rakkam hiç şüphesiz asgaridir. B u asgarî rakkam dahi korkunçtur ve şu demektir:

Asgarî 50.000 hemşehrimiz meskensizdir.

Bu hakikat karşısında tabiatiyle her Avrupalı,

«mesken d a r l ı ğ ı n ı n başgösterdiği sıralarda d e r - hal mesken inşaatlarını h e r yerde iki misline hattâ üç misline çıkartan yapı kooperatifleri v e k o m ü n idareleri b u iztirar vaziyeti (Notlage) karşısında n e yapmışlardır?» diye soracaktır İstanbul tarafından verilecek cevap basit v e üzücüdür. Azalarına kiralamak üzere meskenler inşa eden yapı kooperatifleri İstanbulda m e v c u t değildir. Bir k o m ü n idaresi filhakika m e v c u t - tur. Fakat b u idare şimdiye kadar hiç bir v a - kit fakir kimselere kiralayacağı halk m e s k e n - leri inşa etmemiştir. B u suretle durum şöyle hülâsa edilebilir:

Eksik halk meskenleri; asgari 10.000 Kiraya verilmek üzere Yapı Kooperatifleri- nin inşa ettikleri dolayısiyle olan mesken a r t ı - şı; 0.

K c m ü n idaresinin inşa ettiği kiralık m e s - kenler dolayısiyle artış; 0.

O halde meskensiz kalan b u 50.000 kişi n e oldu? Şüphesiz bunlar zengin üst tabakanın ikinci meskenlerine yerleşmediler. Zira. b u varlıklı zümre yazlık v e k ı ş l ı k ayrı ayrı iki mesken işgal etme lüksünden aslâ feragat e t - medi. Bu noktayı daha fazla kurcalamıyacağım.

Bunun b i r içtimaî vicdan meselesi, b i r ahlâk meselesi olduğunu daha evvel d e söylemiştim.

B e n burada sadece bir iktisatçı sıfatiyle k o n u - şuyorum.

50 000 meskensizin ihtimâl yarısı başka ailelerin de barınmakta oldukları eski veya ç ö k m e ğ e mahkûm harap meskenlerde melce buldular. B u d u r u m : meskenlerin haddinden fazla dolması, mesken sefaletinin artması, bir araya istif edilmiş insanlar arasında ezeli m ü - nazaalar, ç o c u k v e f i y a t ı n ı n artması v e mesken ile ilgili b i r hastalık olan veremin çoğalması demektir. Meskensizlerin geri kalan kısrnı ise.

tamamiyle gayri meşru b i r kendikendine v a r -

d ı m tedbirlerine baş vurdu. Yabancı arazide bir

gecede meydana getirilen v e kendisinden ç o k

bahsedilip İstanbuldaki m e v c u d u takriben 5.000 i

(2)

bulan gece kondu'lar insa etti. Şehrimizdeki mesken şartları için b u n e ifade eder? B u v e - sile ile evvelâ, bu kendi kendine y a r d ı m t e d - birine baş vurmuş olan insanları son derece takdir ettiğimi belirtmek isterim. Bunlar aile- lerine karşı olan sevgilerini, azimkârlık ve f e - dakarlıklarını ispat etmişlerdir. Şehrimizin en çalışkan v e kıymetli hemşehrileri arasına d a - hildirler ve insan bunların aralarındaki en i y i - leri gelecek seçimlerde Şehir Meclisine v e M i l - let Meclisine intihap etmelidir! Ancak, bu y a - man aile babalarının, bu müdebbir ve enerjik hemşehrilerin inşa ettikleri k ü ç ü k meskenler ta- biatiyle bizi had mesken dâvasının ciddî ve et- raflı hâl çaresine ulaştıramaz. Bunlar işgal e - dilmiş yabancı arazide imar plânından, yapı nizamlarından, döşenmiş yoldan, su tesisatın- dan. havagazi ve elektrik tesisatlarından m a h - rum olarak v e ekseriyetle aşağı kaliteli yapı malzemeleriyle inşa edilmişlerdir. B u kabil gayri meşru inşaat şüphesiz her türlü yapı faaliyetin- den tamamiyle sarfınazar etmekten, y ü z kere daha iyidir. Fakat, b ü y ü k bir şehrin mesken s ı - kıntısı. yarı ümitsiz aile babalarının b ö y l e k a - nunsuz iztirar fiilleriyle nihaî bir şekilde g i d e - rilemez.

Hangi sebepler aşağı yukarı 1942 senesin- den beri İstanbulda h a l k ı n geniş kitlesi için mesken inşaatının duraklamasına v e b u suretle had mesken d a r l ı ğ ı n ı n zuhuruna âmil o l d u - Bu suale bir iktisatçı tam bir emniyet v e sarahatle cevap verebilir: Bu darlık harp senelerindeki kâğıt para enflâsyonu ve aynı zamanda bütün mesken kiralarının harpten evvelki hadler d e - ğişmiyecek şekilde kanunen tesbit edilmeleri yüzünden v u k u a geldi. Bütün bunları bizzat gördük, yaşadık. Vakıalar hepimizin m a l û m u - dur. K â ğ ı t para enflâsyonu bütün eşya îiatla- r ı n ı harpten evvelkinin 4-5 misline yükseltti.

Millî K o r u n m a Kanununun kiralar h a k k ı ı d a k i hükümleri, sadece mesken kiralarını bu umumî fiat yükselmelerinin dışında b ı r a k ı p eski s e - v i y e d e sabit tuttu. Umumî fiat ihtilâlinin panik yaratan havasında, kiracılardan terekküp eden geniş halk kitlesi, mesken kiralarının sabit t u - tulmasını hararetle tasvib etti. Umumi f a k i r - leşme zulmetinde u c u z kiralar, biricik ziya şuaı idi. Fakat b u ziya şuaı da aldatıcı idi. Zira i n - şaat malzemesi fiatlarının dört misli, hattâ beş misli arttığı bir sırada, düşük kiralar yeni meskenlerin inşaasını tamamiyle kârsız bir hale getirdi. Birinci Cihan Harbi esnasında ve h e - m e n o n u n akabinde kâğıt para enflâsyonu g e - çirmiş olan bütün garp memleketleri, kiraları sabit tutmak hususunda giriştikleri tecrübede, kiraya arzedilecek yeni inşaat faaliyetinin c'u- raklamasiyle karşılaşmışlardır. Ben şahsen bir iktisat profesörü sıfatiyle daha harp seneleri esnasında ileride enflâsyon ve kiraları tahdit siyasetinin k a ç ı n ı l m a z bir neticesi olarak İs- tanbulda bir mesken d a r l ı ğ ı n ı n m e y d a n a g e l e - ceği hususunda talebelerimin nazarı dikkatini celbettim. Umumiyetle enflâsyonun mevcudiyeti halk efkârına a ç ı k olarak bildirilmemiş v e t e n - kit edilmiştir. Hattâ bir Bakan bizde enflâsyon değil, deflâsyon olduğunu anlatmıştı! Kirala- rın aşağı hadde tutulması önceleri h a l k ı n e k - seriyetini tamamiyle m e m n u n bırakmıştı. D e r - ler ki, kuleden düşen ilk anda haz duyarmış;

n e yazık ki bu uzun sürmez.

Mesken darlığı gittikçe elle tutulur bir hal almağa başladı. Her geçen sene darlık biraz d a - ha fazlalaştı v e biraz daha üzücü oldu. Var-

lıklı kimseler kanuna riayet etmiyerek, yeni bir m e s k e n bulabilmek için, kanuni kiraların y a - nıbaşında, b u g ü n herkesin artık m a l û m u olan hava parası n a m m d a k i b ü y ü k bir meblâğı g a y - ri meşru olarak tediye cihetine gittiler. İş n i - hayet o r a d d e y e geldi ki. insan meselâ kanuni kirası 400 lira olan bir meskeni kiralayabilmek için senede 1.600 lira a y r ı c a hava parası v e r - m e k mecburiyetinde kalıyor. Yani b u g ü n k ü gayrı meşru hava paralı kiralar, umumiyetle beş misli artmış olan fiatlara intibak eder. 1039 kiralarına nazaran beş misli artmış oluyor. Her n e kadar cüz'î zamlariyle birlikte kiraları tah- dit kanunu el'an mer'iyette bulunuyorsa da, muhtelif sebeplerle yeni bir m e s k e n kiralamak mecburiyetinde kalan kimseler için kanunî ki- racı himayesinden eser kalmamıştır. Bu durum ç o k üzücüdür. K a n u n istihkar ediliyor. İdari m a k a m l a r ı n v e savcıların gözleri ö n ü n d e k a - nuna lıile karıştırılıyor. Hattâ belki de hava parası ö d e y e n savcılar bile mevcuttur. Hava par-ısı ö d e m e y e n , en kötü ve en harap m e s k e n - lerde kalmağa m a h k û m d u r . Şayet mal sahibi meskenine bizzat kendisinin ihtiyacı olduğunu ispat edebilirse, ki bu haller binlerce defa vaki olmuştur, kiracısını derhal sokağa atabilir. B u şekilde oturdukları yerlerden atılan v e rnöb- leleriyle birlikte sokakta kalanlara hep rast- lamışızdır. Ev sahiplerinin bütün yeni k i r a c ı - lardan tahsil ettikleri hava paraları, b u kabil gelirlerin mevcudiyeti, vergi m e m u r l a r ı n ı n da m a l û m u olduğu halde, tabiatiyle vergiden muaf kalan, bir gizli gelir kaynağı şeklinde k a l m a k - tadır. Buna rağmen sun'î olarak aşağı tutulan kira tahditleri d e v a m ettiği müddetçe, kiraya arzedilecek mesken inşaatı kârsız olmakta d e - v a m edecektir: mesken a ç ı ğ ı her sene biraz daha artacaktır. Kısacası, kanuna karşı hile yapma, şehir v e devlet için vergi b a k ı m ı n d a n ziyana maruz kalma, meskensiz kalan bütün kiracıları hava parası ile istismar etme ve g e - niş fakir kiracılar kitlesinin artan mesken s ı - kıntısı, işte bütün bunlar bir arada toplanmış bulunuyor. B u b ö y l e d e v a m edemez v e •_'tme- melidir.

B u feci m e s k e n s ı k ı n t ı s ı n ı n bertaraf edil- mesi. derhal bir hamlede kiraları tamamiyle serbest b ı r a k ı p , kira fiatlarının serbest p i y a - sada teşekkülüne müsaade etmek suretiyle t e - m i n edilemez. B ö y l e yapacak olsaydık, buna muvazi olarak kiracıların da gelirleri derhal beş misli artmayacağı halde, bütiin kiralar he- men bir hamlede 1939 senesinin beış misline y ü k - selirdi. Tedricen, ihtimal beş k a d e m e d e beş s e - ne zarfında kiraların m e c m u u , b u g ü n k ü u m u - m i piyasa fiatlarma intibak ettirilebilirdi. K i - racı aileleri büsbütün fakirleştirmemek için, m a - aş v e ücretlerde yapılacak tedrici yükselmeler bu kira artışlarına refakat ettirilmelidir. A n c a k , h a - kikî sağlamlaştırma sadece, derhal bu sene için- de plânlı bir tarzda m e s k e n inşaatına başla- mak suretiyle vaki olabilir. B u faaliyet için beş senelik bir çalışma müddeti hesap edilirse, e k - sik olan 10.000 m e s k e n d e n maada her sene y e - n i d e n karşılanması g e r e k c c e k 1.440 y t n i m e s - ken ihtiyacı ile birlikte beş senede:

5 X 1-440 = 7.200

mesken in;a edilmesi lâzımdır. B u suretle yeni baştan inşaası zarurî olan hakikî miktar:

10.000 + 7.200 = 17.200

meskene bâliğ oluyor. D e m e k oluyor ki, beş sene zarfında 17.200 mesken, yâni h e m e n 1949

da başlanmak üzere senede 3.200 yeni meskenin y a p ı l m s s ı lâzımdır. Şayet bu inşa. faaliyeti için aleyhte sarfedilecek bütün mütalâalara rağmen 10 senelik m ü d d e t kabul edilecek olursa, bu takdirde 10.000 eksik meskenle birlikte senede 1.400 den 10 senede:

10X1-400—.14.000 mesken inşaası zarurî olur ki. bu suretle:

14.400+10.000=24.400

yeni meskenin 10 sene zarfında, inşaası icabeder.

Yani, yine 1949 da başlanmak üzere her sene 2.440 mesken inşa edilecektir. Had. mesken sı- kıntısını hiç değilse. 10 senede bertaraf ede- bilmek için, her senede asgarî 2.440 halk mes- keni inşa etmek mecburiyetindeyiz. Şayet, beş senede hedefimize varmak istiyorsak, b u t a k - dirde her sene, 3.440 halk meskeni inşa etmene mecburuz. B u iki programdan hangisi kabul e d i - lirse edilsin, tesbit edilecek senelik miktarı t a - mamlamak üzere işe derhâl bu sene zarfında girismeliyiz. Aksi takdirde mesken darlığı her sene biraz daha artacaktır.

Her sene inşa edilecek olan 2.440 v e y a d a - ha iyisi 3.440 mesken için, eski kiralara naza- ran, daha yüksek kiraların talep edilmesi lâ- z ı m gelmektedir. Yeni inşaat iyi olacağına g ö - re. her seneki yeni yapılanlara taşınmak iste- yen kâfi sayıda kiracıların bulunacağını ga.rp- te geçirilen tecrübeler bize öğretmiştir. Beş s e - ne zarfında eski kiralar yenilere intibak etti- rilecek v e b ö y l e c e bütün intikal zorlukları o r - tadan kalkmış olacaktır. Zaruret halinde ilk senelerde, yeni meskenlerin kiraları, bugünkü inşaat masraflarına nazaran biraz daha aşağı tesbit edilebilir. Carpte b u yolda 1920-1923 s e - neleri sırasında tatbik edilmiş olan b ö y l e bir sisteme ziyan olan munzam inşaat tahsisatı (verlorenen Bauzuschüsse) tesmiye etmişlerdi.

Mesken s ı k ı n t ı s ı n ı süratle bertaraf edebilmek için b u ziyan olan m u n z a m inşaat tahsisatla- rını k o m ü n idareleri tekellüf etmişlerdi.

Her ser.eki b u 2.440 v e y a daha iyi şekil alan 3.440 meskeni k i m inşa edecektir? A v r u - pada bu işe derhal sarılacak Yapı K o o p e r a t i f - leri, bizde, İstanbulda maalesef h e n ü z yoktur.

Hiç değilse başlangıçta serbest inşaat şirketle- ri de b u n a fazla alâka göstermiyeceklerdir.

Bunlar sanayiin, ticaretin, zengin üst tabakanın v e devletin ihtiyaçlarını karşılayacak inşaata girişirler, fakat, meselâ inşaat müteşebbisleri için gayet tabii olan. şehrimizdeki k ü ç ü k kira- cılar için seri halinde meskenler inşaasma ş i m - diye kadar hiç bir ilgi göstermemişlerdir. Gerçi bugün inşaat müteşebbisleri kanunun aşağı tut- tuğu kiralardan ürkmektedirler. Resmi v e h u s u - si bir t a k ı m b ü y ü k sanayi işletmeleri yeni y a - pı davasiyle alâkalanabilirlerdi. — Karabük iş- letmesi bu hususta parlak bir misal teşkil eder.

Fakat bunu başarabilmek için derhal f i r m a l a r - la müzakerelere girişebilecek, derhal sanayi için muntazam inşaat programını çizerek v e inşaat faaliyetini her sene y o r u l m a k bilmez bir a z i m - le idame ettirecek ileri görüşlü ve kuvvetli bir şahsiyetin m e v c u t olması lâzımdı. — N e y a z ı k ki, mesken s ı k ı n t ı s ı n ı n m ü t e m a d i y e n arttığı son yedi sene zarfında b ö y l e bir şahsiyete İstanbu- lun hiç bir tarafında rastlanılmadı. Şimdi de b ö y l e birini birden b u l a c a ğ ı m ı z a emin değilim.

Bu y ü z d e n hiç değilse 1949 a ait birinci

inşaat senesi için b u b ü y ü k , müşkül fakat

güzel vazife, İstanbul Belediyesine d ü ş m e k t e -

dir. Sür'atle harekete geçilmesini teşvik ise,

(3)

iztirar halini sarahatle gören v e hemşehrilerine karşı elan vecibelerini müdrik bulunan h e p i m i - zin ilk vazifesi olmalıdır. Mimar veya. iktisat- çı sıfatiyle hepimiz bilgilerimizi bu güzel dâva- nın halli yolunda k o m ü n idaresinin emrine arz etmeğe a m a d e bulunacağız.

Her sene 2440 v e y a hattâ 3440 halk m e s - keni inşa. etmek. 800.000 nüfuslu bir şehir için hiç de iiızla b ü y ü k bir dâva değildir. İstanbulda inşaat sahası için meselâ Fatih camii ile Edir- nekapı arasında, b ü y ü k surların garbında ve Hasköy ile Şişli civarındaki yüksek d ü z l ü k - lerde aynı zamanda K a d ı k ö y l e Çamlıca arasın- da. geniş araziler mevcuttur. Yeni vazifeyi memnunlukla karşılayacak olan kâi'i derecede iyi m i m a r l a r ı m ı z da vardır. Şehrimizde maalesef bir hayli işsiz bulunduğundan, iş gücü sıkıntısı da yoktur. Tuğla imâl etmesini İs- tanbuldakiler de biliyor. Geriye sadece işin f i - nanse edilmesi kaiıyor. Bu da halledilmez I ır şey değildir. Zira, seri halinde inşa edilecek o - lan bu meskenler: villâlar, apartmanlar veya p a - laslar o l m a y ı p basit v e sade inşa edileceklerin- den. nisbeten ucuza mal olacaklar v e birkaç s e - ne zarfında muntazam ö d e n e c e k kiralarla b ü - tün inşaat masraflarını itfa edebileceklerdir. A - razinin satın alınmasına da hacet yoktur. İrsi hasılat icarı (Erbpacht) v e y a irsi inşaat hakkı (Erbbaurecht) suretiyle daimi olarak icara v e - rilebilir. İkametgâh mahallelerinde 8-12 metre yüksekliğinde meskenler inşa edileceğine göre, burada yapılacak yollar da, pahalıya mal olan geniş lüks bulvarlar o l m a y ı p 8-12 metre g e - nişiiğinde bulunacaklarından yol inşaat m a s - rafları da mütevazi olacaktır. İnşaat m a l z e m e - sinin b ü y ü k mikyasta toptan satın alınması ve yeknasak tip temel v e plânların kullanılması gibi hususlar dolayısiyle inşaat daha ucuza ba- şarılacaktır.

Şayet bütün inşaatın icra sureti meselele- rinde bizzat geniş tecrübelere sahip bulunma - saydım, bu derece ümitli k o n u ş m a z d ı m . M e m - leketimin en b ü y ü k yapı kooperatiflerinden bi- rinin uzun seneler yönetim kurulu başkanlığını y a p t ı m ve bu seneler zarfında arkadaşlarımla birlikte seri halinde yüzlerce iyi v e ucuz m e s - ken inşa ettim. Bizler varlıksız kimselerdik ve sermayemizi y a p t ı ğ ı m ı z tasarruflardan, haftalık ve aylık taksitlerle ödeyerek güçlükle bir araya getirmiştik. B ü y ü k bir şehir idaresi için, inşaa- tın finanse edilmesi, fakir bir yapı kooperati- fine nazaran çok kolaydır. İnşaat masraflarının 3/4 ü ipotekle karşılanan istikrazlar vasıtasiyle temin edilebilir. 1949 senesinin ilk iskân m a - hallesi (Siedlung) bir n u m u n e tesis şeklinde b i - tip mes'ut aileler buraya yerleştikten sonra, mütebaki senelerin iskân mahallelerini (Sied- lung) finanse etmek daima kolaylaşacaktır. B u hususta da cesaret verici tecrübelere sahip b u - lunuyorum. Sermaye f ı k d a n ı da İstanbul için varit olamaz. Stadyomlar. şehir gazinoları, spor sarayları, açık hava tiyatroları v e bunlara m ü - masil lüks tesisler için sermaye bulunabildiğine göre, hiç bir suretle lüks olmayan v e alınacak kiralarla yatırılacak paranın karşılığı daimi olarak emniyet altına a l ı n m ı ş bulunan halk meskenlerinin inşaasma da pek âlâ sermaye b u - lunabilir. Sadece süratle karar v e r m e k , deıiıal sokak ve meskenler için iyi plânlar y a p m a k ve beş veya on y ı l l ı k p r o g r a m ı n tatbiki hususun- da sarsılmaz bir enerjiye sahip bulunmak b u m ü - h i m d a v a y ı halletmeğe kifayet eder. Garptaki b ü y ü k şehirlerde meselâ; Londra, Amsterdam.

Frankfurt ve Viyana'da k o m ü n mesken inşaa- tının çok daha b ü y ü k dâvaları kısa müddetler içinde tam bir m u v a f f a k i y e t l e halledilmiş- tir. Bombardımanlar neticesinde harabeye dönen B ü y ü k Britanya'da 1945 senesinden- beri tam 750.000 m e s k e n inşa edilmiştir. Ş u - n u da belirtelim ki, bu seneler zarfında İ n g i l - tere'de ne bir tek sinema, ne bir tek büyük otel ve ne de bir tek lüks gazino inşa edildi.

Britanyalılar iyi halk meskenleri inşaatının, her türlü eğlence mahallerinin inşaasmdan bin kere daha ehemmiyetli o l d u ğ u n u biliyorlar. İs- tanbul un 1953 senesinde kutlayacağı 500 üncü fetih y ı l ı n d a şehrimize yeni v e daha güzel bir veçhe verilmesinden s ı k s ı k bahsediliyor. Ş a - yet 1953 senesine kadar takriben 100.000 e y a - k ı n hemşehrimizi içine alacak, güzel ve n ü m ı ı - nelik iskân mahalleleri halinde (Siedlung) tara- f ı m d a n hesaplanan 17.200 halk meskenini inşa edebilirsek, 1953 de kendimizi bütün dünyaya cidden gösterebiliriz!

Şehrimizdeki had mesken sıkıntısı ve b u - nu nihaî şekilde bertaraf edecek vasıtalar h a k - kındaki mütalâalarıma b u kadarla nihayet v e - rip. biraz da ikinci meseleye temas edeyim. Bu ikinci dâva daha b ü y ü k v e daha eski olan şeh- rimiz eski mesken m e v c u d u n u n plânlı bir şe- kilde yeniden islâhı. yani. İstanbul'un müzmin mesken dâvasının halli'dir. ,

Bu bahse şahsî bir hâtıra ile başlamama müsaade edilsin. 1933 senesinde Aralık a y ı n d a A v r u p a ekspresi ile İstanbula gelirken Y e d i k u - leden itibaren Sirkeciye kadar mesken sefale- tini gördüğüm zaman beni kaplayan dehşeti h a - yatımda hiç bir vakit u n u t a m ı y a c a ğ ı m . Bunu takio eden senelerde, mesken durumlarını tet- kik etmek üzere, bu b ü y ü k şehrin h e m e n b ü - tün semtlerini sistematik bir tarzda dolaştım, beni kaplayan dehşetin azalmadığını açıkça iti- raf mecburiyetindeyim. İstanbul sakinlerinin ç o ğ u şehirlerini ancak k ı s m e n tanıyorlar ve Da- zı semtlerine henüz a d ı m bile atmamışlardır.

B e n şehrimizi t a n ı d ı ğ ı m ı söyliyebilirim ve bu yüzden de halli gereken d â v a n ı n bütün şümul ve ciddiyetini biliyorum. 37 seneden beri A v - r u p a n m b ü y ü k k ı s m ı n ı n mesken meşeleriyim meşgulüm. Bu bahisler üzerinde dört muhtelif Üniversitede ders takrir edip yazılar y a z d ı m ve aynı zamanda da Almanya'daki vatanımda m e s - ken inşaatının ameli dâvaları ile bizzat meşgul oldum. Bunun içindir ki. tenkit v e tekliflerimi işlerinize salâhiyetsiz bir müdahale şeklinde karşılayıp h e m e n reddetmemenizi dilerim.

Londra. Liverpool v e Birmingham'daki Slu~n s tabir edilen perişanlık arzeden harap ikamet mmtaka.larını biliyorum. Berlin, Viyana ve Pes- te'nin l " " - k u n ç kira kışlalarını biliyorum. İtal- y a ' n ı n sahil ve P o l o n y a ' n ı n m a d e n işçileri ş e - hirlerindeki mesken sefaletlerini biliyorum.

H a m b u r g ve Riga'daki ikamet semtlerini biliyo- rum. Birçok b a k ı m s ı z eski şehirlerin mevcut olduğunu v e yeni sanayi şehirlerinde düşünce- siz ve hattâ merhametsizce v ü c u d e petirilmis bir nevi kitle karargâhı olan ikametgâhları da biliyorum ve bütün bunları bizzat görmüş, müşahede etmiş bir insan sıfatiyle biliyorum.

Bükreşte de uzun müddet yşaadım ve Yunanis- tan'dan maada bütün Balkan memleketlerinde bulundum. Fakat. İstanbuldaki k a d a r mebzul mesken sefaleti h ü k ü m süren başka hiç bir ş e - hir bilmiyorum. Bunları itham etmek için s ö y - lemiyorum. Kimi itham edeceğimi de bilemez- dim. Bunları bu şehrin halkını sevdiğim v e o n -

lara y a r d ı m etmek istediğim için söylüyorum.

Vatanım Almanya'daki mesken sefaleti, bugün şüphesiz daha büyüktür. Zira orada şehirler sistemli bir tarzda bombardımanlarla tahrip e - dilmiş v e üstelik şarki Almanyadaki vatanla- rından sürülen 11.000.000 insan harap şehirlere sıkıştırılmıştır. B u g ü n A l m a n y a ' d a 20.000.000 insan, yani bütün T ü r k i y e nüfusundan daha fazla bir kalabalık, meskensizdir. Şehrimiz b ö y - le bir sefaletten tabiatiyle çok uzaktır. A l m a n - y a ' n ı n bu sefalete daha bir asır kadar katlan- ması v e bu m ü d d e t z a r f ı n d a da bunu bertaraf etmek için çalışması lâzımdır. İstanbul b o m - balanmış değildir. Fakat, b ö y l e olmasına rağ- m e n m e s k e n şartları o derece fecidir ki. şeh- rimizi hakikaten yeniden tanzim v e islâh etmek için belki de bir asırlık zamana ihtiyacımız olacaktır.

İstanbulun a c ı k l ı mesken şartlarının m e y - dana gelişinde birçok âmiller müessir olmuştur.

Bir mimar bunun sebebini ilk olarak İstanbulda ahşap inşaatın geniş mikyasta y a y ı l m a s ı n d a a - rayacaktır. Mebzul miktarda o c a k taşı b u l u n - duğu. tuğla v e kiremit imâli için malzemenin asla eksik o l m a d ı ğ ı v e son senelerde çimento fabrikalarının da şehrin h e m e n y a k ı n ı n d a k u - ruldukları üstelik m e m l e k e t de kereste b a k ı - m ı n d a n fakir olduğu halde, şehrimizin bugün dahi birçok semtlerine ahşap inşaatın t a m a - miyle hâkim oluşu, şaşılacak bir keyfiyettir.

A n c a k , ahşap inşaat şehrimizdeki mesken se- faletinin yegâne sebebi değildir. Şehrin bazı mmtakaları anlaşılan her türlü doğru bir imâr plânından mahrum olarak, ekseriyetle çok dar v e çok dik sokaklarla meskûndur. İleri görüşlü bir yapı n i z a m ı n ı n da eksikliği görülüyor. 3 ö y - le bir eksiklik olmasaydı; 7-8 katlı meskenler, dar v e son haddine kadar dreinliğine inşa e d i - len meskenler, arka tarafında avlu ve b a h ç e - leri o l m a y a n meskenler, güneş yüzü g ö r m e y e n v e hava almayan, karanlık odalı meskenler, karanlık merdivenli, çok k ü ç ü k mutfak v e k ö - tü helâli meskenler ve zemin katında ailelerin ikamet ettikleri hiç bir suretle güneşin içeri girmediği meskenler m e y d a n a gelmezdi. Sizleri İstanbul tarafında g.ezdirmeğe v e karşılaşaca- ğ ı n ı z manzaradan gözlerinizin yaşaracağı, m e s - ken adına lâyık olmayan harebeler göstermeğe h a z ı r ı m . Bütün bunların her türlü yapı v e n i - z a m ı n ı n ademi mevcudiyeti yüzünden meydana geldiği ve şayet bir yapı nizamı var idiyse b u n u n b u mağaralarda yaşayacak olan v e ş i m - di de maalesef gerçekten yaşamak m e c b u r i y e - tinde bulunan insanların sıhhatini v e aile saa- detini değil, bilâkis sadece arsalardan azami derecede istifade edilmesini derpiş ettiği anla- şılıyor.

Yin teabiatiyle burada zengin üst tabaka

n m ıahat villâlarını ve mermerlerle süslü a -

partmanlarını değil, fakat gayretli çalışmaları

ile şehrimizde iktisadî hayatı yaşatan v e hiç

şüphesiz muntazam bir aile yuvası v e salim bir

aile hayatına sahip olmağa hakları bulunr,-ı yüz

binlerce mütevazi, basit v e fakir insanın m e s -

kenlerini düşünüyorum. Şehrimizde kaç v e r e m -

li vardır? Çocuk v e f i y a t ı n ı n nisbeti nedir ve

n e kadar solgun yüzlü ç o c u k vardır? B u husus-

larda istatistiklere sahip değilim. Fakat görecek

gözlerim var ve kalbim, kendi güçleri ile bu

mesken sefaletini bertarsf e d e m e y e n b u zaval-

lılarla beraberdir. İhtimal en kötü k ı s ı m insa-

nın X I X . asırda Avrupada inşaat sahasında y a -

pılan bütün hataları taklit etmek m e c b u r i y e -

(4)

tindeymiş sandığı Beyoğluduı*. Fakat Galata, Kasımpaşa, Balat. K u m k a p ı da h e m e n B e y o ğ - lunıın arkasından zikredilmelidir. K a d ı k ö y l e Üsküdar h a k k ı n d a da pek daha iyi şeyler s ö y - lenemez.

A r t ı k fazla şikâyet etmek istemiyoruz: Yar- d ı m etmek, daha yeni daha iyi, daha sıhhatli, daha mes'ut ve daha güzel bir İstanbul inşa e t - m e k istiyoruz! Bunu temin etmek için n e y a - pabiliriz? Acaba ümitsiz bir dâva peşinde ıai- yiz? İşe başlamak için Alman şehirlerinde o l - duğu gibi her şeyi tahrip eden yangınları mı bekliyeceğiz? Hayır

1

Birçok şeyleri düzeltir v e tedricen her şeyi yeniliyebiliriz. Tabiidir ki: bu işler zamana, çalışmağa ve fedakârlığa m ü t e - v a k ı f t ı r . Fakat bütün fedakârlıklar yerine masraf olacaktır v e bazı İstanbul mimarlariyle politikacıları burada bir ömürlük çalışma sahası bulabilirler.

İnşaat b a k ı m ı n d a n harap v e b a k ı m s ı z olan şehrin iç k ı s ı m l a r ı n ı n yeni baştan tanzim ve islâhı. yeni şehirlerin veya şehir semtlerinin yeni baştan tamamiyle inşa edilmesine nazaran daha zor v e daha pahalıdır. B u yüzdendir ki, bugünkü mesken d a r l ı ğ ı n ı n bertaraf e d i l m e - sinden sonra, beş veya on y ı l l ı k programla. İs- tanbul için de yapılacak en iyi v e en u c u z h a - reket bugünkü şehir m m t a k a s ı m n şimal v e gar- bında yeni sıhhi ve iyi şehir semtlerini plânlı bir tarzda meydana getirmektir. Bu kabil yeni semtler ne kadar çabuk kurulursa, bugün kötü mıntakalarda, bilhassa Beyoğlu ve Galatada yaşayan halk da. her y ı l binlerce ve her on v ı l onbinlerce olmak üzere, o kadar çabuk buralar- dan hicret edilir. B ö y l e c e B e y o ğ l u ve Galata semtlerini, gündüzleri yüzbinlerce insanın y a z ı - hanelerde çalıştığı, geceleri ise sadece 13.000 han bekçisinin ikamet ettiği, Londra'daki City tarzında yalnızca ticaret mmtakası haline k a l - betmek m ü m k ü n olabilir. Bundan sonra bütün kötü inşa edilmiş ve b u g ü n haddinden fazla i n - sanlarla dolmuş olan B e y o ğ l u ile Galatanın ve karşılarındaki Haliç sahillerindeki hurda evlerin tedricen yıktırılarak, bunların iyi, a y - d ı n l ı k , havadar ticarethaneler, dükkânlar ve idare binalarivle yenilenmeleri cihetine gidile- cektir, A n c a k bu İslâhata başlayabilmek için e v - velâ yeni şehir semtlerinin tesis edilmesi ve m ü - temadiyen genişletilmesi icap eder. İyi yedek meskenler olmadan, halk eski kötü m e s k e n l e r - den dışarı atılamaz. Tabiatiyle b u s ö y l e d i k l e - rimiz bugün v e y a r ı n münakale sebepleri ile yapılacak yeniden tanzim v e islâhlar için de variddir. K o m ü n idareleri köprü v e sahil k e - narlarında yeni, süratli münakale şebekeleri v i i - cude getirmek arzusunda olduğu takdirde, f a - raza bu iş için yol güzergâhında yıkılması g e - reken 100 eski v e kötü mesken varsa, evvelâ o - ralarda yaşıyan halk için 100 tane yelli m e s - ken inşa edip buradaki 100 aileyi yeni m e s - kenlere naklettirmeden, hiç bir suretle mesken y ı k m a cihetine gidilmemelidr. A l ı n a c a k t e d b i r - lerde daima şu sıra takip edilmeli: Önce y-2ni meskenlerin inşaası. sonra mesken y ı k ı l m a s ı : asla aksi o l m a m a l ı !

Bugün artık inşa edilmiş bulunan şehir k ı - sımlarında hiç değilse şu esaslara riayet edil- melidir:

1 — Yeniden hiç bir suretle ahşap inşaata müsaade edilmiyecektir. (Bu esas zaten bugün mevcuttur).

2 — Hiç bir yeni inşaatta meskenlerin y ü k - sekliği, caddelerin genişliğinden fazla o l m ı y a - caktır. Yani, 8 metre genişliğindeki ikamet cad- delerinde azami sekiz metre yüksekilğnde m e s -

kenler, 12 metre genişliğindeki caddelerde aza- mî 32 metre yüksekliğinde meskenler, 20 metre genişliğindeki münakale caddelerinde azami 20 metre yüksekliğind-e meskenler. 20 metreden yüksek mesken inşaatına en geniş caddelerde bile müsaade edilmiyecektir.

3 — Hiç bir arazide, sahasının %50 sinden fazlasına inşaat y a p ı l m a m a l ı . İnşa edilmemiş olarak kalan boş k ı s m ı n ticarethanelerde avlu olarak, meskenlerde ise. bahçe olarak k u l l a n ı l - malı. Y a n kanatlarda v e evlerin arkasındaki avluda yeni meskenlerin inşaasına hiç bir s u - retle izin verilmemeli.

i — Azami 6 metre genişliğinde olan ara- zilerde sadece tek aile evleri inşa edilmelidir.

Derinliği az olması dolayısiyle arka tarafta bir avlu v e y a bahçe için y e r bırakmağa müsait o l - mayan araziler aslâ mesken inşaatı için k u l - lanılamaz.

5 — B o d r u m katlarında ikamete hiç bir suretle müsaade edilmiyecektir.

6 — Her yoni inşaatın derhal kanalizasyon, su, havagazi ve elektrik tesisatlariyle iltisak]

temin edilmelidir.

7 — Her yeni mesken asgari 9 m

:

lik sa- hadaki bir mutfak, ayrı banyo, ayrı helayı ih- tiva etmeli v e asgarî iki odasında soba terti- batı bulunmalıdır.

S — Penceresiz v e iki tarafından havalan- dırılma imkânları bulunmayan odalar ve saha- lara. müsaade edilmiyecektir. Ziya menfezleri (Lichtschachte) bilâ istisna m e m n u d u r .

9 — Birden fazla daireleri bulunan m e s - kenlerde ayrı m e r d i v e n dairesi olmalıdır.

10 — Fazla katlı meskenlerde merdivenler taş veya demirden yapılmalı ve ayrı p e n c e - relerle a y d ı n l a t ı l m a l ı d ı r .

Şavet b u on prensip yapı nizamlarında tes- bit edilir ve istisnasız bütün yeni inşaatta tat- bik edilirse, hiç doğilse, eski şehir semtlerin- de. yeni mesken sefaletlerinin zuhuruna set ç e - kilmiş olur.

Bunlardan ayrı olarak da bugünkü mesken m e v c u d u n u n yeniden tanzim ve islâhı için k u l - lanılmakta olan bütün meskenlerin kanalizas- y o n ve su tesisatı ile iltisak temin etmesi, k o - m ü n idareleri tarafından icbar edilmelidir. Eğer mesken sahipleri gerekli iltisak masraflarını öde- m e k kudretinden mahrumsalar. bu masrafları k o m ü n idaresi bilâhara mal sahibinden faizsiz olarak 10 senede tahsil etmek üzere avans ş e k - linde tediye eder.

Bütün harap rnınta.kalar için şehir idare- si. mimar veya yapı teknisyenleri tarafından idare edilecek Mesken Murakabe Ofisleri teşkil edilir. Bunlar mıntakalarındaki bütün m e s k e n - lere v e ikamet odalarına girmek v e teftiş e t - m e k hakkına sahip olurlar. Mesken m u r a k ı p l a - r ı n ı n verdikleri raporlarla «kullanılma;'., sıhhate muzir ve tehlikeli oldukları anlaşılan m e s k e n - ler» y ı k ı l m a k üzere tahliye edilmeli v e b u r a - larda yaşayan kimseler yeni inşa edilen m e s - kenlere yerleştirilmelidir. Bu k e y f i y e t bugünkü harabelerdeki hangarlardaki teneke kutular ve bodrumlardaki meskenlere de şamildir.

Mesken o d a l a r ı n ı n mangalla ısıtılması, k e - zalik soba boruları pencerelerden dışarı s a r k ı - tılması istisnasız olarak menedilmelidir. K o m ü n idaresi bütün mesken sahiplerini, meskenlerini sobalarla v e damdan yukarı doğru çıkartılan beton bacalarla teçhiz etmeğe, icbar edilmelidir.

Mal sahipleri masrafları derhal karşılama i m - kânlarından m a h r u m bulunuyorlarsa, k o m ü n idaresi bilâhare mal sahibinden bilâ faiz 10 se-

nede taksitle tahsil etmek üzere, gerekli m a s - rafları avans olarak tediye eder.

Şimdi bizler bu esasları bütün eski m e s - kenler için vaz eder ve bilâ istisna bunları tat- bik cihetine gidersek, plânlı bir tarzda yeni ve iyi şehir semtlerinin inşaatına başlamadan evvel dahi, bu en feci iztirar haline set ç e - kebiliriz. Çalışmalarımız sayesinde bizler için- de insanları barındırmağa lâyık olmayan m e s - kenleri bertaraf edecek v e geri kalan m e s k e n - lere de hiç değilse, asgari teçhizatı s a ğ l ı y a c a - ğız. Beş sene zarfında bütün meskenleri k a n a - lizasyon ve su tesisatına bağlayacak v e Jıeı- meskenin soba ile ısınmasını temin edeceğiz.

Bütün bunların çok az olduklarını müdrikim.

Fakat hiç değilse böylece bir ba.şlangıç y a p ı l - malıdır. Mesken şartlarımızın hakiki tanzim ve İslahını istikbaldeki mesken inşaatı sağlaya- caktır. Bunu başarmak için yeni semtlerin imar plânlarına, iyi yapı nizamlarına, m i m a r - ların v ü c u d e getirecekleri iyi mesken plânla- rına ve bunların yanıbaşında da muntazam bir çalışma ile hazırlanacak olan. yeni bir şehir inşaat plânına ihtiyaç vurdır- İnşallah beş s e - ne zarfında İstanbulda Yapı Kooperatiflerine de malik olacağız ve hususî yapı sanayii de kiraların 1949 a nazaran yükselmesi üzerine, bütün bir mahalleyi kaplayan küçük m e s k e n - lerin inşaasına karşı alâka göstereceklerini ümit edebilirim. B ö y l e c e inşallah 1953 den sonra bütün yeni inşaat y ü k ü sadece K o m ü n idaresi- nin üzerinde k a l m ı y a c a k t ı r . B u g ü n k ü mesken d a r l ı ğ ı n ı n bertaraf edilmesinden sonra, yeni bir inşaat programı, şehrin yeniden tanzim ve islâlıını 50 senede temin etmek üzere her s e - ne aşgari 3.000 yeni meskenin inşaastnı derpiş etmelidir. Eğer eldeki imkânlar senevi 3.000 m e s - kenin inşaasına kâfi gelmezse, o takdirde sene- de 1.500 yeni meskenin inşa edilmesi ile iktifa edip. İslâhatı tamamlamak için 1954 den itiba- ren bütün bir asra muhtaç olacağız.

Tekmil bir asır! B u n u tabiatiyle hiç b i r i - miz y a ş ı y a m ı y a c a ğ ı z v e on binlerce İstanbul- lu aile. daha birkaç nesil b o y u n c a acınacak mesken şartlarına katlanmak mecburiyetinde kalacaktır. Lâtince eski bir darbımesel buraya da çok iyi u y a c a k t ı r : «Bis dat = çabuk veren iki misli vermiş olur. Çabuk y a r d ı m eden iki misli y a r d ı m etmiş olur.» B u n u n için İstanbulun bütün mimar ve k o m ü n p o l i t k a c ı l a r m d a n ö n ü - müzdeki ilk beş y ı l için senevi 3. 440 v e m ü - tebaki beş sene için senevi 3.000 yeni meskenin inşaasmı temni eden her iki kısa program için mücadele etmelerini dinliyelim. Bu takdirde, .'ki bininci senede, yani yirmi birinci asır başında yeni ve eski sahalar içinde yükselecek olan y e - ni İstanbul 800.000 mes'ut insanın, ekserisi kendine mahsus bir bahçede bulunan küçük evlerde ikamet eden sıhhî meskenlerde y a ş a d ı - ğı ç o c u k l a r ı n ı n yeni semtlerde mebzul m i k - tarda bulunacak b ü y ü k o y u n sahalarında ııeşe içinde o y n a d ı ğ ı bir şehir olacaktır.

Veremliden uzak. y a n g ı n d a n uzak, fare- lerden uzak, hurda ve k ı r ı k pencerelerden u - zak. k ö m ü r oksidinden uzak, teneke bacalar- dan uzak ve ikametgâh semtlerinde, ağaçlarla çevrili caddelerde rahat ve kullanışlı m e s k e n - lerden m ü r e k k e p bir şehir.

Bütün bunlar bir rüya. bir hayal midir?

Hayır!.. B u bir rüya değildir! İtinalı bir ilân

ve y o r u l m a k bilmez bir azimle işe s a r ı l d ı ğ ı m ı z

takdirde başarabileceğimiz bir çalışma h e d e f i -

dir. O halde y a r m a bırakmadan bugünden, g e -

lecek seneye atmadan 1949 da derhal işe sa-

rılalım.,,

Referanslar

Benzer Belgeler

Hematologic, biochemical and immune biomarker abnormalities associated with severe illness and mortality in coronavirus disease 2019 (COVID-19): a meta-analysis, Clinical Chemistry

Bal i Işın, Affan Galip Kırımlı, Atıf Ceylân Bedi Sargın, Reha Ortaçlı, Muzaffer Seven, Ve- dat Erer, Ekrem Yene!, Cevdet Beşe, Fethi Tulgar, Feyyaz Baysal, Münir Arısan,

Büyükdere Prese

Zeki üayâr - Neşriyat müdürü

If we agree that Becker’s view about how history works and what historical facts actually are makes more sense in the horizon of experience (because we are

zmir l Müdürlü ümüzce 12 Ocak 2009 tarihinde Ortopedik Özürlüler Derne inde zmir Büyük ehir Belediyesi Yerel Gündem 21 toplulu una, Kurumuzun hizmetleri, özürlülere

2 Haziran 2008 tarihinde sizlik Sigortas kapsam nda, 20 i siz için Ayval k Halk E itim Müdürlü ü i birli inde bayanlara yönelik “Gümü Has r Tak Örücülü ü” mesle inde

[r]