AFYONKARAH~SAR EMRE SULTAN ZAV~YES~~ VE TÜRBESI
SEVG~~ PARLAK*
Giri~~
Ara~t~rmaya konu olan z'aviye ve türbe, Afyonkarahisar'~n ~hsaniye Ilçesi'ne ba~l~~ Dö~er Kasabas~'nda, Dö~er Çay~' yla beslenen Emre Gö-lü'nün güneydo~usunda, Frig Kaya An~tlan'mn yak~mndad~r.
Afyonkarahisar ilk ça~lardan beri önemli bir yerle~im yeri olmu~-tur. Ege luy~lanndan do~uya do~ru uzanan iki kral yolundan birisi Di-nar'dan, di~eri Çay'dan geçmektedirl. Osmanl~~ döneminde de bir kolu Istanbul'dan di~eri Bursa'dan ç~kan ve Anadolu'yu çaprazlama geçerek ~am'a ula~an ticaret yolu, Kütahya-Afyonkarahisar-Ak~ehir-Konya-Adana istikametinde uzanmaktayd12. Bu bölgedeki yerle~imin tarihi yakla~~k olarak M.Ö. 3000 y~llanna kadar geriye gitmektedir3. Bölgede Türklerden önce Hitit, Frig, Pers, Roma ve Bizans egemenli~i görül-mü~tür. 1071'den sonra Türkler Afyonkarahisar'a yerle~meye ba~lasa da, ancak Miryakefelon Muharebesi'nin (1176) kazan~lmas~ndan he-men sonra ~ehirde Türk iskan' h~z kazanabilmi~tir. ~lk yerle~melerse konar-göçer hayat tarz~~ ile k~r kesiminde ba~lam~~t~r4.
Emre Sultan nviyesi'nin bulundu~u ilçe olan "Dö~er" ad~na, Ka~-garli Mahmud'un 11. yüzy~l~n ikinci yansma ait eserinde "yirrni iki O~uz boyundan biridir" ~eklinde rastlan~lmaktad~r5. Memluk müelliflerinden
* Ö~r. Gör. Dr., ~stanbul Üniversitesi Rektörlü~ii, Güzel Sanatlar Bölümü Ba~kanli~~, Kuyucu Murat Pa~a Medresesi, Posta Kodu: 34134, Vezneciler, ~stanbul/TÜRK~YE, e-mail: sevgiparlak@yahoo.com.
'Halit Çal, "Tarih ~çinde Afyonkarahisar ~ehrinin Fiziki Geli~imi", 3. 4fronkarahisar
Ara~t~r-malan Sempozyumu Bildirileri (22-24 Ekim 1993), Afyonkarahisar 1994, s. 302. 2 R~fat Özdemir, X/X. Tüzyd~n ~lk Yar~s~nda Ankara, Ankara 1986, s. 23.
Süleyman Gönçer, Afton Ili Tarihi, C. I, ~zmir 1971, s. 28-29; H.Tahsin Uçanku~, "Ba~-lang~çtan ~kinci Bin Y~h Sonuna Kadar Afyon'un Uygarl~k Tarihi", Tarih ~çinde Afion, Afyon 1982, s. 7-8.
4ÜçIer Bulduk, XVI. As~rda Kara Hisar-1 Sdhib Sanca~~, Ankara Üni. Sos. Bil. Enst. Tarih A.B.D., Yay~nlanmam~~~ Doktora tezi, Ankara 1993, s. 30-31.
' Kâ~garl~~ Mahmud, Divân-~~ Likat-it Türk, (tere. Besim Atalay), C. I, 1939, s. 57; Faruk Sü-mer, "Dö~erlere Dair", Türkiyat Mecmuas~, C. X, ~stanbul 1953, s. 139.
456 SEVGI PARLAK
~emsüddin Muhammed b. ~brahim el-Cezeri (1260-1339) ise Dö~er-ler'in Selçuklu fütuhat~na kat~ld~klar~~ bilgisini vermektedir6.
Emre Sultan Zâviyesi'nin bulundu~u çevre pek çok ara~t~rmac~= ilgisini çekmi~~ olmas~na kar~~l~k, çok az~~ Emre Sultan Zâviyesi ve Türbe-si'ne de~inmi~tir. John Sanderson (1597), W.M. Leake (1800), K.A. Oli-ver (1796)7, L.de Laborde (1837-1862), C. Texier (1833-1837) ve W.M. Ramsay buralarda yolculuk yapan ve izlenimlerini aktaran ara~t~rmac~-lard~r. W. M. Ramsay 1887 yaz~nda, bir buçuk saatlik bir yolcululda Du-wer'e (Dö~er) gelmi~tir. Burada kendilerini türbeye götürecek bir reh-ber bulduklar~n~, türbenin Arslan Kaya'ya çok yak~n oldu~unu ve bura-da yatan ki~inin "Dede" ad~yla bilindi~ini fakat türbeyi küçümsemesi ne-deniyle bu zat~n tam ad~n~~ sormad~~~n~, bu sebeple de pi~manli~m~~ dile getirmektedir. Ayr~ca bu kimsenin kutsal say~ld~~~n~~ ve mucizeyi güçle-rinin oldu~una inan~ld~~~n~~ ifade eder-8.
Emre Sultan Köyü ve ZâviyesPyle Ilgili Ar~iv Belgeleri
Afyonkarahisar ~er'i Mahkeme Sicillednde, "Zdvb;e-i Emre Sultan der Kap,e-i Emre Sultan nam-~~ di~er Dö~er" diye bir kay~t bulunmaktad~r. Sicil ka-y~tlanna göre: 1781 (H. 1195-96) y~l~nda Afyonkarahisar mutasarr~fi olan Bekir Pa~a, Emre Köyü'nden 11 ki~iyi gizli ayin ve ~ekavetle suçla-yarak, öldürüp ba~lann~~ Istanbul'a yollam~~, bu faciaya kar~~~ gelen hal-k~~ da Emre Sultan Zviyesi'ne kapat~p yakt~rm~~~ ve mallar~n~~ gasp et-mi~tir. Bu konuyla ilgili olarak sadrazamm ve Anadolu valisinin mek-tuplan bulunmaktad~r. Bu olay üzerine Mutasarr~f Bekir Pa~a Tekir-da~'a sürülmü~tür. Bundan sonra da Emre Sultan Köyü'nün ortadan kalkt~~~~ tahmin edilmektedir. Konuyla ilgili olarak ne merkezi hüküme-tin ne de Afyonkarahisar'daki makamlann ciddi bir ~ey yapmad~klan, kay~tlardan derilerinin köylüden ve zâviyeden kalan mallann payla~~m~~ oldu~u anla~~lmaktad~r6.
'Sümer, a.g.m., s. 141.
'Zeki Cemil Arda, "~sviçre Kütüphanesindeki Seyahatnameler ve K.A. Olivier Küçük As-ya SeAs-yahatnamesinde Afyon-KütahAs-ya izlenimleri", t Uluslararas~~ 4üzhatr~amelerde Türk ve Bat~~ ~müj~~
Sempozyumu (28 Ekim-1 Kas~m 1985), Eski~ehir 1987, s. 380-383, 386-387.
W.M.Rarnsay, Impressions of Turlcey During Twelve Years' Wanderings, London 1897, s. 70-71. 9 Edip 'Ali Baki, Aftonkar~thisar'da XVII, XVIII As~rlarda Meçhul Halk Tarihinden, Afyon 1951, s. 20-24; Edip Ali Baki, "Afyon'da Eski Zamanlarda Asayi~", Ta~p~nar, s. 140-141, Ekim 1946, s. 357-359; Ömer Fevzi Atabek, Aftan (Vildyeti) Tarihçesi; (haz. Yrd. Doç.Dr. Turan Akkoyun), Afyon 1997, s. 126-130.
AFYONKARAH~SAR EMRE SULTAN ZAV~YES~~ VE TÜRBESI 457
T.C. Ba~bakanl~k Osmanl~~ Ar~ivi'ndeki belgeler, yap~n~n tarihinin tespitinde büyük önem ta~~maktad~r"). Cevdet Evkaf, 36 dosya, 1755 gömlek numarah, 7 Rebiülahir 1197 tarihli iki adet belgeden birincisin-de, Karahisar-~~ Sâhib Kazas~'nda ~ehrâbâd Nahiyesi'nde tesis edilmi~, Bekta~i Tarikat!' na ait zâviyelerden, "Yaylac~~ Çoban Emre Sultan Zell4yesi"nin ve vakfirun eskiden beri "Hac~~ Bekta~-~~ Veli Zdvjyedârl~~~"na ~art iken, bir sü-re önce vakf~n ~art~m ayk~n olarak kad~~ arz~~ ile "Es-Soyid Abdullah"a be-rat ettirildi~inden bahsedilmektedir. Bunun üzerine, Bekta~i Tarika-t~'ndan Es-Seyyid Mehmed Ali Dede (El-Bekta~i) isimli dilekçe sahibi kay~tlar~n incelenmesini istemekte, zâviyenin vakf~n ~art~~ gere~ince Anadolu Kazaskeri ilam~yla kendisine tevcih olundu~una ve elinde be-rat bulundu~una de~inmektedir. Es-Seyyid Mehmed Ali Dede, bu di-lekçesiyle zâviyeyi tekrar üzerine alabilmek için gerekli berat~n kendisi-ne verilmesini talep etmektedir. ~kinci evrakta yukar~daki dilekçeye ce-vap verilmi~~ ve sorun çözülmü~tür. Bu belgeden ö~rendiklerimizi ~u ~e-kilde özetleyebiliriz: Belgede kanuna ayk~r~~ olarak, kad~~ ilam~yla zâviye-nin zaptedilmek istendi~inden, bu kimsezâviye-nin Bekta~i Tarikat!' na men-sup olmad~~~ndan, bu sebeple de zâviyeyi harap bir duruma sokarak haks~zl~k etti~inden bahsedilmektedir. Devlet merkezindeki vak~f kay~t-lar~nda, Karahisar-~~ Sahib Emre Sultan Köyü'nde, merhum Yaylac~~ Emre Sultan Vakfi'mn, Sancaova (veya Sanca Abdal) Mezras~~ Mutasar-rd~~ Mehmed Dede'nin çocuksuz vefat etti~inden, bu zâviyenin ad~~ ge-çen mezras~mn sahipsiz kald~~~ndan bahsedilmektedir. Bunun üzerine de 96 ~abam' n~n sonunda verilen bir beratla Seyyid Abbas mutasarr~f olmu~tur. Bu ki~i de Kütahya'da misafir iken vefat etmi~~ ve mezra tek-rar mutasarr~fs~z kalm~~t~r. Yeni mutasarr~f Hac~~ Mehmed de çocuksuz vefat etmi~, bu görev yine bo~~ kalm~~t~r. Bunun üzerine de Kütahya Ka-d~s~~ Hac~~ Mehmed'in arz~yla zâviye ve vak~flar! Es-Seyyid Abdullah'~n üzerine kay~t edilmi~tir. Yap~lan inceleme sonucu da bu zâviyenin Ha-c~~ Bekta~-~~ Veli evlad~na verilmesi vakf~n ~art~~ oldu~u anla~~lm~~~ ve Ana-dolu Kazaskeri karar~yla Es-Seyyid Abdullah'tan al~narak Bekta~i Tari-kat~'ndan Es-Seyyid Mehmed Ali Dede'ye (yukar~daki dilekçenin sahi-bine) verilmi~tir (7 Rebiülahir sene 1197). Bu belgenin kenar~nda ise tekke hakk~nda çok daha önemli bilgiler bulmaktapz. Buna göre; Ka-rahisar-~~ Sahib livas~~ K~rhisâr Nahiyesi'ndeki zâviyeye tabi Çoban Emre
1° Selami Akkan, Os~nanh Ariz~~ Bekelenne Göre Afvon'daki Vak~f Hizmetleri, Süleyman Demirel Üni., Sos. Bil. Enst. ~slam Tarihi ve Sanatlar~~ ABD., Yay~nlanmarn~~~ Yüksek Lisans Tezi, Isparta 1999, s. 85-86'da, zâviye ile ilgili belgelerden sadece 1755 ve 20258 gömlek numaral~~ olanla-r~n k~sa özetlerini vermi~tir.
458 SEVG~~ PARLAK
Köyü, Sultan Mehmed Han'~n beratlyla Emre Bey o~lu Seydi mutasar-nf iken iptal edilerek berat verilmi~, Bey Emre Mezras~yla mezkür zâvi-ye t~mara verilmi~tir. Daha sonra Sultan Abdülhamid (1774-1789) tek-rar bunlar~~ vak~f haline dönü~türmü~~ ve evlad~ndan Dervi~~ Haa Bay-ram ve Hasan'a mü~terek vermi~tir.
Bu ki~ilerin defter-i köhneye göre hala mutasarr~f olduklar~n~, Mu-sa Seydi, Baba Seydi, ~brahim Seydi, Hüseyin Seydi, Mustafa Seydi ve Pa~a Baba'n~r~~ da eski deftere göre mutasarr~f olarak kay~tl~~ olduklar~n~~ anlamaktay~z. Burada üzerinde as~l durulmas~~ gereken bilgilerden en önemlisi, Sultan II. Mehmed zaman~nda, zâviye mensuplanndan, zâvi-yeye ad~n~~ veren Emre Bey o~lu Seydi'ye berat verildi~inin anla~~lmas~-d~r. Bu durumda zâviyenin 1451-1481 tarihleri aras~nda faal oldu~u anla~~lmaktad~r. Zâviyenin ilk in~a tarihinin de bu tarihlerden öncesin-de aranmas~~ gerekti~i anla~~lmaktad~r.
T.C. Ba~bakanl~k Osmanli Ar~ivi'nde bulunan Cevdet Evkaf, 400 dosya, 20258 gömlek numaral~~ ve 7 Rebiülahir 1254 tarihli belge, zâvi-yenin vakfi olan Sancaova Mezradârl~~~'mn tevcihi haklundad~r. T.C. Ba~bakanl~k Osmanl~~ Ar~ivi'nde bulunan Cevdet Evkaf, 144 dosya, 7156 gömlek numaral~~ 24 Ca 1253 tarihli belge ise Emre Sultan Kö-yü'nde, Yaylac~~ Emre Sultan Vakfi'na ba~l~~ Sanca Emre (Sancaova) Mezras~'mn mezradarl~~~, Müderris Es-Seyyid Süleyman bin Ali'nin ve-fat~ndan sonra Karahisar-~~ Sahib Müftüsü Ali Efendi'nin kendi üzerine geçirtmesi sebebiyle Es-Seyyid Süleyman bin Ali tarafindan mahkeme-ye verilmesi, Karahisar-~~ Sahib Müftüsü Ali Efendi'nin üzerinden mez-radârli~~n al~narak Es-Seyyid Süleyman bin Ali'nin berat~mn yenilen-mesi yönünde Kütahya Kad~s~~ El-Hac Mehmed ~akir'in ilam~d~r.
Emre Sultan nviyesi ve Türbesi'nin Mimari ve Süsleme Özellilderi
Emre Sultan Zâviyesi ve Türbesi", Emre Gölü'nün kenannda, ku-zey-güney do~rultusunda uzanmaktad~r (Res. 1-2). Zâviyenin ad~yla an~lan Emre Sultan Köyü'nde mimari anlamda ba~ka herhangi bir ize
"Ertan Da~, Afvon'daki Türk An~tlar!, Ege Üni. Sos. Bil. Enst. Arkeoloji ve Sanat Tarihi A.B.D., Yay~nlanmam~~~ Yüksek Lisans Tezi, ~zmir 1997. Afyon konulu bu tezde sadece il mer-kezindeki türbelere de~inilmektedir.
Mehmet Güne~, XIII Yüzy~l~n Ikinci rans~nda Karahisar-~~ Sdhib Sanca~~~ (Ser'iyye Sicillerine Göre), Gazi Üni. Sos. Bil. Enst. Tarih ABD., Yaymlanmam~~~ Doktora Tezi, Ankara 2003. Tezde yaln~zca il merkezindeki tekke ve zâyiyelere
AFYONKARAH~SAR EMRE SULTAN ZÂV~YES~~ VE TÜRBESI 459 rastlanmamakta, yüzeyde bu yerle~ime ait sadece seramik parçalar~~ gö-rülmektedir.
türbenin güneyindedir. Temel seviyesine kadar y~k~kur. 20,60x9 m. boyudannda dikdörtgen planl~~ bir yap~~ oldu~u anla~~lmak-tad~r. Fakat plan~n~n detaylan konusunda çok fazla ~ey söylenemez. Yaln~zca, güney uçtaki mekânlardan iki tanesinin baz~~ duvarlar~~ k~smen seçilebilmektedir. Bunlardan 1 nolu mekân~n, 3,1x3,1 m. boyutlu kare bir mekan, 2 nolu mekân~n ise 3,9x3,1 m. ölçüsünde, dikdörtgen plan-h bir mekan oldu~u anla~~lmaktad~r.
Zâviyenin kuzeyinde kalan türbe, 10,80x6,60 m. ölçüsünde dik-dörtgen planl~~ bir yap~d~r (Res. 2). Türbeye giri~, güney cephesindeki, mermerden bir söveye sahip kap~~ agld~~~ndan sa~lan~r (Res. 3). Bu sö-ve, Türk dönemi öncesine büyük olas~l~kla da Bizans dönemine ait bir yap~dan dev~irilmi~~ olmal~d~r. Kap~n~n hemen üzerinde, biri kare di~e-ri yat~k dikdörtgen iki adet bo~luk göze çarpar. Gidi~e-ri~~ kap~s~n~n hemen önünde, küfeld ta~~ndan, kare forrnlu ve k~r~larak dört parçaya ayr~l-m~~, üzerinde "El-mülkü Lillah" / "Mülk Allah'~nd~r" [ 411L.511411] yaz~l~~ bir ta~~ yer almaktad~r (Res. 4). Ne yaz~k ki bu bir ldtabe de~ildir. Yap~-n~n tarihini ayd~nlatmamaktad~r. Ta~~n iki alt kö~esinde daire rozederi yer almakta ve dev~irme oldu~u anla~~lmaktad~r. C.H.E. Haspels, Frig-ya bölgesi hakk~ndaki kitab~nda bu ta~a de~-inmekte, üzerindeki Frig-yaz~n~n Selçuklu veya büyük olas~l~kla da Selçukludan hemen sonraki bir döne-me ait olabilece~inden bahsetdöne-mektedir". H.B. Kunter'in, "Yunus Em-re" hakk~ndaki kitab~nda yer alan foto~rafta, bu ta~~n kap~n~n üzerinde-ki yat~k dikdörtgen bo~lukta (en üstteüzerinde-ki bölüm) yer ald~~~~ görülmekte-dir". Haspels, kap~n~n hemen üzerindeki kare bo~lukta ise köylülerden ö~rendi~ine göre, ku~~ kabartmah mimari plastik ta~~ bir levhan~n oldu-~unu ve yak~n zamanda bu levhan~n kaybolduoldu-~unu ifade eder". Muh-temelen bu ta~~ levhayla türbenin içindeki, henüz sözünü etmedi~imiz di~er parçalar yak~n çevredeki bir Bizans yap~s~ndan dev~irilmi~~ olma-hd~r.
Türbenin kuzey cephesi tamamen sa~~rd~r. Bat~~ ve do~u cephele-rinde ise birer adet çörten, iki adet mazgal tipi pencere bulunmaktad~r (Res. 5).
12 C.H.Emilie Haspels, 77~~~ Highlands of Ph~ygi~~, C.I, New Jersey 1971, s. 274.
Halim Baki Kunter, Yunus Emre, Bilgiler-Be<geler, 2. Bask~, Eski~ehir 1991, s. 39, fot. 63;
ay-r~ca 131(2. s. 54-56.
460 SEVGI PARLAK
Türbe, boyuna bir örgü tekni~i kullan~larak, yuvarlak kemerli bir be-~ik tonozla örtülmü~tür (Res. 6). Bu tonozun tam merkezinden, kesme ta~~ örgülü bir destek kemeri geçmektedir. Dört s~ra tu~la, bir s~ra ta~~ ör-gülü kemerin iki yanda sütunlara oturdu~u anla~~lmaktad~r. Bugün tür-benin zemininde yatan sütun ve sütun ba~hldan, destek kemerinin alt~n-daki ta~~y~c~~ ve dekoratif elemanlard~r. Türbenin zemininde yatan üç adet sütun ba~hO~dan ikisi oluklu (yivli/çanak biçimli) tiptedir. 5. yüzy~l sonu ve 6. yüzy~l ba~~na ait bu tür sütun ba~hldan, Anadolu'da, Antik-ça~'da, Trajan [(Marcus Ulpius Nerva Traianus (M.S. 98-117)] dönemin-den beri kullan~lmaktad~r 15. Bu iki ba~liktan birinin büyük bir k~sm~~ sa~-lamken di~eri büyük ölçüde tahrip olmu~tur. Üçüncü ba~l~k ise Dor ni-zammdad~r. Sütun ba~liklann~n üzerine oturdu~u iki adet mermer sütun ise birbirinin boyut ve form olarak ayrus~d~r (Res.7). Y~lankavi forndu tunlarm dar yüzlerli~in kö~eleri yuvarlat~lm~~ur. Sütun ba~liklanyla sü-tunlarm kesideri birbirine uydurularak kullan~lmaya çal~~~lm~~tm Türbe-nin içinde, üzerinde iki adet kemer izi bulunan, korkuluk levhas~~ olmas~~ muhtemel bir parça daha bulunmaktad~r. Türbenin kap~s~n~n önünde, mermerden bir levhaya daha rasdamlrr~aktad~r C.H.E. Haspels, türbede gördü~ü fakat bugün yerinde olmayan ba~ka dev~irme mermer parçala-ra da de~inmektedir. Bunlardan biri üzerinde haç motifi (St. Andrew ha-ç~) bulunan ve kap~~ e~i~i olarak kullan~lm~~~ olan levhad~r'6.
C.H.E. Haspels'7 ve M.S. Devrim18 türbedeki mezarlar hakk~nda bil-gi vermektedir. Haspels, s~ra halinde alt~~ adet ah~ap sandukadan bahset-mi~tir. Devrim, türbe hakk~nda bilgi vermezken türbenin içindeki arka arkaya s~ral~~ mezarlar~n bir foto~rafiru vermektedir. Bu mezarlar~n ça-murla siyah olduklar~, ayak ve ba~~ lus~mlar~nda dev~irme ta~lar kullan~l-d~~~~ görülmektedir. ~ncelememiz esnas~nda içeride kaz~lm~~~ çukurlara ve kemik parçalanna denk gelinmi~, sandukalara rastlanmam~~t~r.
Türbenin içinde duvarlar, içeri~inde hayvan luli bulunan krem renkli bir s~va ile s~vanm~~t~r (Res. 8-9). S~van~n üzerinde, bask~~ tekni-~iyle yap~lm~~~ soyut ve natürafist çiçek desenleri (rumiler, palmetler ve laleler) ve "Allah" [4.111] yazdan yer almaktad~r.
t5 Benzer örnekler için blcz. Ebru Parman, Ortaça~'da Bizams Döneminde Frigya (Phmia) ve Bölge
Mü-zelerindeAi Bizans Ta~~ Eserleri, Eski~ehir 2002, s. 181, lev. 109, fot 140; s.189, lev. 118, fot. 157-158;
s. 193, lev. 124, for.. 167-168; lev. 133, fot 183 a. 16 Haspels, a.g.e., s. 222.
17 Haspels, a.g.e., s. 274.
AFYONKARAH~SAR EMRE SULTAN ZAV~YES~~ VE TÜRBESI 461
Türbenin duvarlannda alt s~ralarda daha büyük boyutlu olmak üze-re kesme ta~~ malzeme kullan~lm~~t~r. Üst s~ralarda ise daha ufak ve yine farkl~~ boyutlara sahip kesme ta~~ malzeme tercih edilmi~tir. Bu durum ta~-lar~n dev~irme olmas~yla veya yap~n~n yan yüksekli~inden yukansm~n son-raki bir döneme ait olmas~yla alakah olmal~d~r. Türbenin tonoz örgüsüy-le, tonozu destekleyen kemerde baz~~ onanmlar yap~lm~~t~r. Içte ve d~~taki kesme ta~~ örgünün aras~~ moloz dolgudur. Bu duvar tekni~i tüm Türk beyliklerinin en önemli yapilar~nda, duvarlar~n iç ve d~~~ yüzeyleri kesme ta~, aras~~ moloz ta~~ ve harç dolgu tekni~i olmak üzere kullan~lm~~t~r '9.
De~erlendirme ve Sonuç
Afyonkarahisar'~n ilçelerinde özellikle de 13. ve 14. yüzy~llarda çok say~da zâviye in~a edilmi~tir. Bunlar~n büyük bir k~sm~~ Bekta~i Tarih-t~' na aittir. Afyonkarahisar tarih boyunca önemli ticaret yollan üzerinde bulunmas~~ sebebiyle iskâna aç~k bir yerle~im yeri olmu~tur. Mo~ol istila-s~~ öncesinde ve hemen sonras~nda Afyonkarahisar'a, Orta Asya'dan çok say~da dervi~~ gelmi~~ ve zâviyeler tesis edilmi~tir. Bunlar aras~nda Büyük Çobanlar'~n Göynük Köyü'ndeki Yargeldi Sultan, ~sçehisar'~n ~nlice (Seyd~iler) Köyü'ndeki Hasan bin Basri, Gazligöl Tekke Kayaören Kö-yü'ndeki Hayranbah (Hayranveli) Sultan, Ka~n~alar (Karaca Ahmet) Köyü'ndeki Karaca Ahmet Sultan ve Sincanh ilçesine ba~l~~ Boyahköy'de-ki Boyal~köy Zâviyeleri say~labilir20. Bu kurulu~larm ço~u tar~mla u~ra-~an dervi~lere ait çiftlik türü zâviyelerdir. Devlet bu tür kurulu~lara va-k~flar ba~~~layarak genellikle heterodoks olan bu zümrelerle ~l~ml~~ bir ili~ki kurmaya çal~~m~~, k~rsal yerlerde kurulan bu tesislerin baz~lar~~ yol-dan geçen insanlar~n güvenli~ini sa~lam~~~ ve ihtiyaçlann~~ kar~~lam~~t~r. Nitekim bir süre sonra, II. Murad bu zâviyeye 3-4 km. mesafede Dö-~er'de bir han tesis ederek, buradan geçen kervanlarm ve insanlar~n ih-tiyaçlar~n~~ daha kapsaml~~ bir ~ekilde kar~~lamay~~ amaçlam~~t~r.
Ba~bakanl~k Osmanl~~ Ar~ivi'ndeld belgelerse zâviyeye Sultan II. Mehmed zaman~nda (1451-1481) berat verildi~ini, en az~ndan bu tarih-ten beri vakfin ~art~~ olarak Bekta~i Tarikatfna ait bir zâviye oldu~unu ortaya koymakta ve zâviyenin tarihini 15. yüzy~l ortalarma kadar geriye çekmektedir. Mimari özellilderi ise türbeyi daha erken bir döneme ta-rihlendirmemiz gerekti~ine i~aret etmektedir. Emre Sultan Türbesi, plan bak~m~ndan 13. yüzy~l~n özellikle ikinci yar~s~na ait türbelerle baz~~ 19 ~lknur Aktu~~ Kolay, Bau Anadolu 14. rü~tl &yükler Minunisinde Yap~m Teknikleri, Ankara 1999, s. 25.
462 SEVG~~ PARLAK
ortak özellikler sergilemekte, baz~~ yönleriyle de onlardan aynlmaktad~r. Özellikle, Orta Anadolu'da yo~unla~an eyvan tipi türbelerde, altta krip-ta, üstte be~ik tonozlu bir ziyaret kat~~ bulunur. Alttaki kripta k~sm~~ maz-gal tipi pencerelerden hava ve ~~~k almaktad~r. Bu tip türbelerin dar cep-helerindeki kemer bütün aç~kl~~~yla d~~ar~ya aglmakta, bu sebeple de üst kat~n cephelerinde genellikle ba~ka pencere yer almamaktad~r. Genellik-le üst kat~n ortasmdan bir kemer geçmekte ve tonozu destekGenellik-lemektedir. Emre Sultan Türbesi'nin bulundu~u ~hsaniye ilçesinin merkez buca~ma ba~l~~ Osmanköy'deld Herdena Bahar Baba Türbesi, ayn~~ ilçenin merkez buca~~na ba~h Gazhgöl Akviran (Akören) Köyü'ndeki Saya Baba Türbe-si, Afyonkarahisar Boyaliköy Külliyesi'ndeld eyvan türbe, Amasya Sultan Mesud Türbesi, Kastamonu Atabey Türbesi ve Ni~de Beylerbeyi Türbe-si baz~~ farldarla ayn~~ plan ~emasm~~ sergileyen türbelerdir21.
Kastamonu Atabey Türbesi'nde art~k iki katl~~ plan terk edilmi~, ikinci kat olmay~nca üst kata ç~k~~~~ sa~layan merdivenler ortadan kalk-m~~, dolay~s~yla da d~~~ görünü~te dikine çizgiler zay~flam~~t~r. 14. yüzy~l-dan sonra aynca türbe cephelerinin yal~nla~t~~~~ görülmektedir. Ni~de Beylerbeyi Türbesi'nde (1325) ön cephe bir paye ile ikiye aynlm~~t~r. Amasya Sultan Mesud Türbesi'nde ise giri~~ cephesindeki kemerin içine bir kap~~ yerle~tirilmi~~ ve böylece türbe eyvan olmaktan uzakla~arak, bir bak~ma d~~a kapal~~ bir hale gelmi~tir. Eyvan türbeler genellikle 13. y~lda belirmi~, 14. yüzy~l ba~lanna kadar geli~me göstermi~~ ve 14. yüz-y~ldan sonra yalinla~maya ve çe~itlenmeye ba~lam~~t~r. Bu ba~lamda, Emre Sultan Z'aviyesi'nin türbesi bu geçi~i ortaya koyan ve d~~a kapal~~ bir türbe örne~i olarak kar~~m~za ç~kmaktad~r. Kastamonu Atabey Tür-besi'nde oldu~u gibi tek katl~~ olarak, kriptas~z in~a edilmi~tir. ~kinci ka-t~n olmay~~~~ türbeye yatay bir görünüm kazand~rm~~lir. 14. yüzy~ldan itibaren cephelerde görülen yalmla~ma burada da tekrarlanm~~t~r. Ey-van türbelerde s~kça kar~~la~t~~~m~z destek kemeri Emre Sultan Türbe-si'nin tonozunda da görülmektedir. Destek kemerinin örgüsünde görü-len alma~~k örgü, 14. yüzy~l mimarli~~nda, özellikle Beylikler ve Erken Osmanl~~ döneminde kar~~m~za ç~kmaktad~r. Eyvan türbelerin pek ço-~unda oldu~u gibi bu türbede de bir rnihrap bulunmamaktad~r.
Türbenin duvarlanm, bask~~ tekni~iyle yap~lm~~~ rumiler, palmetler ve oldukça zarif laleler bezemektedir. Ayn~~ teknikle aralara da "4.1.11"
21 Bu tip türbeler için bkz. Hakk~~ Önkal, Anadolu'da Selçuklu Tiubekri, Ankara 1996, s. 307-311; 314-318; 321-332; 335-342; 349-355; Metin Sözen, "Anadolu'da Eyvan Tipi Türbeler",
AFYONKARAH~SAR EMRE SULTAN ZAV~YES~~ VE TÜRBESI 463
(Allah) yaz~lm~~t~r. onkarahisar ~er'i Mahkeme Sidl kay~tlanna göre: 1781'de, Emre Sultan Zâviyesi'ndeki kimseler ve bu zâviyeye tabi Emre Sultan Köyü'nün halk~, gizli ayin ve ~ekavetle suçlanarak mallar~na el konulmu~, zâviye ve türbe yak~lm~~, 11 ki~i öldürülmü~, 1781'deki bu olaylar sonucu Emre Sultan Köyü ortadan kalkm~~t~r. Aynca, Ba~ba-kanl~k Osmanl~~ Ar~ivi'nde buldu~umuz belgede, 12 Mart 1783'de, zâvi-yenin vak~f ~artmda yer almas~na ra~men, Bekta~~ I olmayan Es-Seyyid Abdullah'a berat ettirildi~inden, bu ki~inin de Bekta.~i olmad~~~ndan, bilerek zâviyeyi harap bir duruma soktu~undan bahsedilmekte ve Bek-ta~i Tarikat~'ndan Es-Seyyid Mehmed Ali Dede (El-BekBek-ta~i), zâviyenin kendisine berat ettirilmesi için dilekçe vermektedir. Yap~lan inceleme sonucu da zâviyenin, Hac~~ Bektâ~-~~ Veli evlad~na verilmesi vakf~n ~art~~ oldu~u anla~~lm~~~ ve Anadolu Kazaskeri karar~yla Es-Seyyid Abdul-lah'tan al~narak Bekta~i Tarikat"' na mensup Es-Seyyid Mehmed Ali'ye (dilekçe sahibine) verilmi~tir (7 Rebiülahir sene 1197/12 Mart 1783). Dolay~s~yla, hemen bu tarihten sonra, Es-Seyyid Mehmed Ali'ye teslim edilen harap durumdaki zâviye onanm geçirmi~~ olmal~d~r. Zâviyeye ait odalann tam olarak hangi tarihte ortadan kalkt~klan belli de~ilse de muhtemelen 1781-1783 yfilan aras~ndaki bu olaylar esnas~nda olabile-ce~i dü~ünülebilir. Muhtemelen zâviyede bir onar~m yap~lmasa da tür-be bu tarihten sonra esash bir onar~m geçirmi~~ olmal~d~r. Bugün içeri-sinde gördü~ümüz laleler de 1783'te, ad~~ geçen ki~iye teslim edildikten sonra yap~lan, 18. yüzy~l sonu onanm~ndan kalma bezemeler olmal~d~r. Nitekim lale motifi 16. yüzy~lda görülmesine kar~~hk, a~~rl~kl~~ olarak 17-18. yüzy~llarda görülen bir süsleme ö~esidir. Ne yaz~k ki, özellikle de bu motiften dolay~~ pek çok ara~t~rmac~, türbeden yola ç~karak zâviye kurulu~unu ar~iv belgelerine ba~vurmadan do~rudan genellikle 17-18 ve hatta 19. yüzy~l eseri olarak kabul etmi~lerdir22.
Zambak grubundan iri yapraid~~ ve so~amms~~ bir çiçek olan lâ1e23, Türk süsleme sanat~nda s~kça ve severek kullan~lm~~t~r. Zâviyenin bir 22 A. O. Uysal, "Afyon, Kütahya ve Denizli Çevresinde Ara~t~rmalar", Türk Etnogmba Dergi-si, S. XX, Ankara 1997, s. 78-79. A.O. Uysal, zâviyeyi 17.-18. yüzydlara tarihlemektedir.
Ma-kalede, amac~n~n ~imdiye kadar üzerinde durulmam~~~ baz~~ yap~lan sadece tan~tmak oldu~unu ifade eder. Mustafa Karazeybek, "XVI. Yüzy~lda Varolan Zâviyeler" ve "XIX. Yüzy~lda Varo-lan Zâviyeler", Aftonkarahisar Kütükü, C. I, Afyon 2001, s. 417, 418, 421'de, Emre Sultan Zâviye-si'nin 16. yüzy~lda var oldu~u ifade edilmektedir.
23 Lâle hakk~nda aynnt~l~~ bilgi için aynca bkz. Zeki Çelikkol, Alexander de Groot ve Ben J. Slot, Lale ile Ba~lad~: Türkiye ve Hollanda Aras~ndaki Dört Yüzy~ll~k Ili~kilerin Resimli Tarihten; Ankara 2000; Turhan Baytop - Cemal Kurnaz - F. Çiçek Derman, "Lâle", ~slam Ansiklopedisi, C. 27, Ankara 2003, s. 79-81; Y~ld~z Demiriz, Osmanl~~ Kitap Sanat~nda Naturalist üslupta Çiçekler, ~stanbul 1986, s. 355-357; Michiel Roding-Hans Theunissen, The Tulip: A Symbol of Two Nations, ~stanbul 1993; E.H. Ay-verdi, 18. As~rda lAle, Haz. M. U~ur Derman, Kubbealu Ne~riyau, ~stanbul 2006.
464 SEVGI PARLAK
parças~~ olan, muhtemelen kurucusu Yaylac~~ Çoban Emre'ye ve mürit-lerine ait türbenin duvarlar~nda bezeme unsuru olarak kullan~lm~~~ olan lale motifi, içerdi~i mistik ve sembolik anlamlar nedeniyle zâviye kuru-lu~unda kullan~m~~ uygun dü~en ilgi çekici ve anlamli bir uygulamad~r24.
~nceledi~imiz zâviye, kent merkezlerindeki sadece ayin ve ibadetle me~gul olan ve sadaka ile geçinen dervi~~ ve ~eyhlerin aksine k~rsal
ke-simde bo~~ topraklarda yerle~en, sahip oldu~u ba~~ ve bahçeyi ekerek ve
hayvanalikla me~gul olarak bat~ya do~ru geni~leme siyasetinde çaba sarf eden zümrelere ait bir tarikat yap~s~d~r. Büyük olas~l~kla 14. yüzy~l~n so-nunda in~a edilmi~, ba~lang~çtan beri heterodoks, ar~iv belgelerine göre en geç Sultan II. Mehmed döneminden beri Bekt4 Tarikat!' na tabi ol-du~u tüm bu de~erlendirmelerin ~~~~~~ alt~nda söylenebilir.
24 lale, Orta Asya kaynakh oldu~u ve Türkler tarafindan Anadolu'ya getirildi~i dü~ünü-len bir çiçektir. Ashnda bu çiçe~e Anadolu'da, 12. yüzy~ldan beri rastlanmakta ve Mevlânâ Ce-Ril~ni (1203-1273) bu çiçe~e ~iirlerinde s~k s~k de~inmektedir. (Be~ir Ayvazo~lu, Ate~~
Çiçek Ldle, ~st. Büyük~ehir Bel. Kültür A.~. Yay., Kas~m 2003, s. 2-4; Kaya Üçer - Münevver
Üçer, Ldle-i Münetmerdm, ~stanbul 2006, s. 16-20).
Lâlenin Anadolu'dan Avrupa'ya ilk olarak hangi tarihte götürüldü~ü tam olarak bilin-mese de Avusturya-Macaristan imparatorunun Kanuni Sultan Süleyman nezdindeki büyükel-çisi Ogier Ghiselin Busbecq'in Avrupa'ya götürdü~ü bitkiler aras~nda lale so~an~n~n da oldu-~u dü~ünülmektedir. 1648. yüzy~llar aras~nda süsleme ö~esi olarak önem kazanm~~~ özellikle de Sultan III. Ahmed (1673-1736) döneminde (1718-1730) bu çiçe~e çok fazla önem verilmi~-tir. Bu sebeple de l~a71 tarihçiler tarafindan bu dönem "Lale Devri" olarak adland~r~lm~~t~r. (Tur-han Baytop, ~stanbul Idim; Kültür Bak. Yay., Ankara 1992, s. 1-2; Be~ir Ayvazo~lu, Güller Kitab~.
Türk Çiçek Kiiltürii Czerine Bir Deneme, ~stanbul 1992, s. 107-108).
"Lâmeg &bn, ize" olarak yaz~lan lalenin, Allah ismindeki harfleri ta~~mas~~ önemini daha da
artt~rmakta, her so~andan yaln~zca bir sap ve çiçek 91unasmdan dolay~~ ayn~~ zamanda Tan-r~'n~n birli~ini simgelemekte ve tevhid sembolü olarak kabul edilmektedir. Arapça'da yaz~h~~~ da "kelime-i tevhid'in harfleriyle ba~lamaktad~r. Ayr~ca, Allah'~n ba~mdaki "el?' harfi ile de lale aras~nda bir benzerlik kurulmakta ve ebced hesab~yla `Allah" Ne "lale" sözcükleri ayn~~ say~y~~ (66 say~s~n~) vermektedir. Lâle ters çevrildi~inde eski harflerle hilâl anlam~na gelmekte, hilal de Osmanl~~ Devletini simgelemektedir. Tüm bunlar~n bir sonucu olarak da tasavvufta kutsal sa-y~lm~~ur. Istanbul'un simgesi olan lale, 16. yüzy~ldan 18. yüzy~l~n sonlar~na kadar Istanbul'da soylulu~u ve inceli~i sembolize etmi~tir. Aynca pek çok ~eyhin ve irnanun da cami ve tekke bahçelerinde lale yeti~tirdi~i bilinmektedir. Bunlardan biri de ~eyhülislâm Ebussuud Efen-di'dir. (Necdet Sakao~lu, "Lale", Dünden Bugibte Istanbul Ansiklopedisi, C. 5, ~stanbul 1994, s. 178, 180; Ayla Ersoy, "Geleneksel Süsleme Sanatlannda Kullan~lan Baz~~ Çiçek Motiflerinin Islam inanc~~ ile ilgisi", Sanat ve ~nanç, C. 2, ~stanbul 2004, s. 247).
Iran halk edebiyat~~ ve gelene~inde ise "tuhrab çiçe~i" ad~n~~ ta~~yan lalenin göbe~indeki si-yah tomurculdar, mistik ~iirde, "Tanr~~ ile birle~mek ve onda yok olmak arzusuyfri yanan, wh~ap çeken kalbin" simgesidir. Öte yandan lale, bir ta~ra çiçe~idir ve tasavvufi kültürde tarikata giren ham mürit-leri simgelemektedir. (Be~ir Ayvazo~lu, a.g.e., s. 109; Irene Melikoff, "La fleur de la souffrance recherche sur le sens symbolique de lale dans la posie mystique Turco-Iranienne", joumal
AFYONKARAH~SAR EMRE SULTAN ZAV~YES~~ VE TÜRBES~~ 465 B~BL~YOGRAFYA
Akkan, Selami, Osmanl~~ Ar~iv Bekelerine Göre Afton'daki Vak~f Hizmetleri, Süley-man Demirel Üni., Sos. Bil. Enst. ~slam Tarihi ve Sanatlan A.B.D., Yay~nlanmam~~~ Yüksek Lisans Tezi, Isparta 1999.
Arda, Zeki Cemil, "~sviçre Kütüphanelerindeki Seyahatnameler ve K.A. Olivier Küçük Asya Seyahatnamesinde Afyon-Kütahya izlenimle-ri", L Uluslararas~~ Souhatnarnelerde Türk ve Bat~~ 'mail Sempozyumu Belgeleri (28 Ekim-1 Kas~m 1985), Anadolu Üniversitesi Yay., Eski~ehir 1987, s. 377-389.
Atabek, Ömer Fevzi, Anadolu (Vilâyet~) Tarihçesi, Haz. Yrd. Doç. Dr. Turan Akkoyun, Afyon 1997.
Ayvazo~lu, Be~ir, Ate~~ Çiçek Lale, Kas~m 2003.
Ayvazo~lu, Be~ir, Güller Kitab~: Türk Çiçek Kültürü Üzerine Bir Deneme, ~stanbul 1992.
Ayverdi, E.H., 18. As~rda Ldle, Ne~re haz. M. U~ur Derman, Kubbealt~~ Ne~riyat~, ~stanbul 2006.
Baki, Edip Ali, "Afyon'da Eski Zamanlarda Asayi~", Ta~p~nar, Afyon Hal-kevi Mecmuas~, S. 140-141, Ekim 1946, s. 357-359.
Baki, Edip Ali, Aftonkarahisar'da XVIL, XVIIL As~rlarda Meçhul Halk Tarihinden, Afyon 1951.
Baytop, Turhan - Cemal Kurnaz - F. Çiçek Derman, "Ule", ~slam Ansik-lopedisi, C. 27, Ankara 2003, s. 79-81.
Baytop, Turhan, ~stanbul Lâlesi, Kültür Bakanl~~~~ Yay., Ankara 1992. Bulduk, Üçler, XVI. As~rda Kara Hisar-~~ Sâhib Sancak?, Ankara Üni. Sos. Bil.
Enst. Tarih A.B.D., Yay~nlanmam~~~ Doktora Tezi, Ankara 1993. Çal, Halit, "Tarih ~çinde Afyonkarahisar ~ehrinin Fiziki Geli~i", 3.
Afton-karahisar Ara~t~rmalar~~ Sempozyumu Bildirileri (22-24 Ekim 1993), Afyonka-rahisar Belediyesi Yay., AfyonkaAfyonka-rahisar 1994, s. 302-341.
Çelikkol, Zeki Alexander de Groot ve Ben J. Slot; Lale ile Ba~lad~: Türkiye ve Hollanda Aras~ndaki Dört Yüzy~ll~k Ili~kilerin Resimli Tarihçesi, Ankara 2000. Da~, Ertan, Afton'daki Türk An~tlan, Ege Üni. Sos. Bil. Enst. Arkeoloji ve
Sa-nat Tarihi A.B.D., Yay~nlanmam~~~ Yüksek Lisans Tezi, ~zmir 1997.
46~~ 1?,38S1 Cr! SEVG~~ PARLAK
Demiriz, Y~ld~z, Osmanl~~ Kitap Sanat~nda Natitralist Cislupta Çiçekler, ~stanbul 1986.
-\(5111
1:10.0YEilMM:Saffrt, ~u Bizim Belde (Afton-Ktitahya-Eski~ehir Illerinde Ara~t~rmalar), AAIW~I 111975.
urxoysivAyfi`I`Peleneksel Süsleme Sanadannda Kullan~lan Baz~~ Çiçek _51filifrigpii1erillin ~slâm inanc~~ ile ilgisi", Sanat ve ~nanç, C. 2, ~stanbul
v"i,f?45-249.
~ö~kA•! git15.T'ran, 4,6,on ~li Tarihi, C.I, ~zmir 1971.
Güne~, Mehmet, XVIII. Tüzy~hn ~kinci Yar~s~nda Karahisar-1 Sâhib Sanca~~. (~ery-Göre), Gazi Üni. Sos. Bil. Enst. Tarih A.B.D., Yay~nlan-mam~~~ Doktora Tezi, Ankara 2003.
Haspels, C.H.Emilie, The Highlands of Php~gia, C. I, 1971 New Jersey. kOk0)ekustafa, "Afyonkarahisar'da Zâviyeler", 4ftonkarahisar
Kütü-~ü, C. I, Afyonkarahisar Üniversitesi Yay~nlan, Afyon 2001, s. ~i1L5(140424:£
Kâ~garli Mahmud, Divân-~~ Lügat it-Türk, terc. Besim Atalay, C. I, 1939. kd1W,'111i(nui'Aktu~, Bat~~ Anadolu 14. Yüzy~l Bylikler Mimarisinde Yap~m
Teknik-leri, Ankal-O 1999.
th '~~ 'Baki, Yunus Emre, Bikiler-Bekeler, 2. Bask~, Eski~ehir 1991.
Melikoff, Irene., "La fleur de la soulfrance recherche sur le sens
.dP11le dans la poesie mystique Turco-Iranienne", journal
Asic~tique, 1967, CCLV/5, 3-4, s. 341-360.
Önaitki;Ariknadolt~'da Selçuklu Türbeleri, Ankara 1996.
qd&d~- XIX Yüzy~l~n ~lk Yar~s~nda Ankara, Ankara 1986.
. I 1;?Iwini .,•
Parmar~, ,f.brt~, Ortaçak'da Bizans Döneminde Frigya (Phmia) ve Böke Müzelerindeki -'`"'M-• )fizaJP`I`c4 Eserleri, Eski~ehir 2002.
-1-;;Ir~o.<
Ramsay,. NIMQ; Impressions of Turkey During Twelve Years' Wanderings, London 1897.
Roffingi., THEUNISSEN, The Tulip: A Symbol of Two Nations,
~stanbul 1993. -12 5./ 1lnlo9A~L
~ioko•l~~l~kotleglet, "Lale", Dünden Bugüne Istanbul Ansiklopedisi, C. 5, ~stanbul 1994, s. 178-182.
AFYONKARAH~SAR EMRE SULTAN ZAV~YES~~ VE TÜRBESI 467
Sözen, Metin, "Anadolu'da Eyvan Tipi Türbeler", Anadolu Sanat~~ Ara~t~rma-lar~, C. I, ~stanbul 1968, s. 167-210.
Sümer, Faruk, "Dö~erlere Dair", Tür4yat Mecmuas~, C. X, ~stanbul 1953, s. 139-158.
Uçanku~, H.Tahsin, "Ba~lang~çtan ~kinci Bin Y~l~n Sonuna Kadar Af-yon'un Uygarl~k Tarihi", Tarih ~çinde Afton, Afyon 1982.
Uysal, A. O., "Afyon, Kütahya ve Denizli Çevresinde Ara~t~rmalar", Türk Etnogra6a Dergisi, S. XX, Ankara 1997, Kültür Bak., s. 77-114. Üçer, Kaya - Münevver ÜÇER, L'dle-i Münevverdm, ~stanbul 2006.
' . -
Sevgi Parlak
Emre Sultan Ziviye ve Türbesi'nin Plan~~
r
~"riiir
„~i fm"
2
/
1 2 3 4 Sm.
Resim I - Emre Sultan Zâviye ve Türbesi'nin plan~~ - S. PARLAK
Resim 3 - Emre Sultan Türbesi'nin giri~~ cephesi - S. PARLAK
Resim 4 - Emre Sultan Türbesi'nin giri~~ cephesinden dü~en yaz~l~~ ta~~ - S. PARLAK
Sevgi Parlak
Resim 5 - Emre Sultan Türbesi'nin kuzey ve bat~~ cepheleri - S.PARLAK
Sevgi Parlak
Resim 7 - Emre Sultan Türbesi'nin içindeki dev~irme sütun - S.PARLAK
Resim 8 - Emre Sultan Türbesi'nin duvarlarmdaki lalelerden detay -
S.PARLAK
Resim 9 - Emre Sultan Türbesi'nin duvarlarindaki lalelerin çizimi -