• Sonuç bulunamadı

Afyonkarahisar Emre Sultan Zâviyesi ve Türbesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Afyonkarahisar Emre Sultan Zâviyesi ve Türbesi"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AFYONKARAH~SAR EMRE SULTAN ZAV~YES~~ VE TÜRBESI

SEVG~~ PARLAK*

Giri~~

Ara~t~rmaya konu olan z'aviye ve türbe, Afyonkarahisar'~n ~hsaniye Ilçesi'ne ba~l~~ Dö~er Kasabas~'nda, Dö~er Çay~' yla beslenen Emre Gö-lü'nün güneydo~usunda, Frig Kaya An~tlan'mn yak~mndad~r.

Afyonkarahisar ilk ça~lardan beri önemli bir yerle~im yeri olmu~-tur. Ege luy~lanndan do~uya do~ru uzanan iki kral yolundan birisi Di-nar'dan, di~eri Çay'dan geçmektedirl. Osmanl~~ döneminde de bir kolu Istanbul'dan di~eri Bursa'dan ç~kan ve Anadolu'yu çaprazlama geçerek ~am'a ula~an ticaret yolu, Kütahya-Afyonkarahisar-Ak~ehir-Konya-Adana istikametinde uzanmaktayd12. Bu bölgedeki yerle~imin tarihi yakla~~k olarak M.Ö. 3000 y~llanna kadar geriye gitmektedir3. Bölgede Türklerden önce Hitit, Frig, Pers, Roma ve Bizans egemenli~i görül-mü~tür. 1071'den sonra Türkler Afyonkarahisar'a yerle~meye ba~lasa da, ancak Miryakefelon Muharebesi'nin (1176) kazan~lmas~ndan he-men sonra ~ehirde Türk iskan' h~z kazanabilmi~tir. ~lk yerle~melerse konar-göçer hayat tarz~~ ile k~r kesiminde ba~lam~~t~r4.

Emre Sultan nviyesi'nin bulundu~u ilçe olan "Dö~er" ad~na, Ka~-garli Mahmud'un 11. yüzy~l~n ikinci yansma ait eserinde "yirrni iki O~uz boyundan biridir" ~eklinde rastlan~lmaktad~r5. Memluk müelliflerinden

* Ö~r. Gör. Dr., ~stanbul Üniversitesi Rektörlü~ii, Güzel Sanatlar Bölümü Ba~kanli~~, Kuyucu Murat Pa~a Medresesi, Posta Kodu: 34134, Vezneciler, ~stanbul/TÜRK~YE, e-mail: sevgiparlak@yahoo.com.

'Halit Çal, "Tarih ~çinde Afyonkarahisar ~ehrinin Fiziki Geli~imi", 3. 4fronkarahisar

Ara~t~r-malan Sempozyumu Bildirileri (22-24 Ekim 1993), Afyonkarahisar 1994, s. 302. 2 R~fat Özdemir, X/X. Tüzyd~n ~lk Yar~s~nda Ankara, Ankara 1986, s. 23.

Süleyman Gönçer, Afton Ili Tarihi, C. I, ~zmir 1971, s. 28-29; H.Tahsin Uçanku~, "Ba~-lang~çtan ~kinci Bin Y~h Sonuna Kadar Afyon'un Uygarl~k Tarihi", Tarih ~çinde Afion, Afyon 1982, s. 7-8.

4ÜçIer Bulduk, XVI. As~rda Kara Hisar-1 Sdhib Sanca~~, Ankara Üni. Sos. Bil. Enst. Tarih A.B.D., Yay~nlanmam~~~ Doktora tezi, Ankara 1993, s. 30-31.

' Kâ~garl~~ Mahmud, Divân-~~ Likat-it Türk, (tere. Besim Atalay), C. I, 1939, s. 57; Faruk Sü-mer, "Dö~erlere Dair", Türkiyat Mecmuas~, C. X, ~stanbul 1953, s. 139.

(2)

456 SEVGI PARLAK

~emsüddin Muhammed b. ~brahim el-Cezeri (1260-1339) ise Dö~er-ler'in Selçuklu fütuhat~na kat~ld~klar~~ bilgisini vermektedir6.

Emre Sultan Zâviyesi'nin bulundu~u çevre pek çok ara~t~rmac~= ilgisini çekmi~~ olmas~na kar~~l~k, çok az~~ Emre Sultan Zâviyesi ve Türbe-si'ne de~inmi~tir. John Sanderson (1597), W.M. Leake (1800), K.A. Oli-ver (1796)7, L.de Laborde (1837-1862), C. Texier (1833-1837) ve W.M. Ramsay buralarda yolculuk yapan ve izlenimlerini aktaran ara~t~rmac~-lard~r. W. M. Ramsay 1887 yaz~nda, bir buçuk saatlik bir yolcululda Du-wer'e (Dö~er) gelmi~tir. Burada kendilerini türbeye götürecek bir reh-ber bulduklar~n~, türbenin Arslan Kaya'ya çok yak~n oldu~unu ve bura-da yatan ki~inin "Dede" ad~yla bilindi~ini fakat türbeyi küçümsemesi ne-deniyle bu zat~n tam ad~n~~ sormad~~~n~, bu sebeple de pi~manli~m~~ dile getirmektedir. Ayr~ca bu kimsenin kutsal say~ld~~~n~~ ve mucizeyi güçle-rinin oldu~una inan~ld~~~n~~ ifade eder-8.

Emre Sultan Köyü ve ZâviyesPyle Ilgili Ar~iv Belgeleri

Afyonkarahisar ~er'i Mahkeme Sicillednde, "Zdvb;e-i Emre Sultan der Kap,e-i Emre Sultan nam-~~ di~er Dö~er" diye bir kay~t bulunmaktad~r. Sicil ka-y~tlanna göre: 1781 (H. 1195-96) y~l~nda Afyonkarahisar mutasarr~fi olan Bekir Pa~a, Emre Köyü'nden 11 ki~iyi gizli ayin ve ~ekavetle suçla-yarak, öldürüp ba~lann~~ Istanbul'a yollam~~, bu faciaya kar~~~ gelen hal-k~~ da Emre Sultan Zviyesi'ne kapat~p yakt~rm~~~ ve mallar~n~~ gasp et-mi~tir. Bu konuyla ilgili olarak sadrazamm ve Anadolu valisinin mek-tuplan bulunmaktad~r. Bu olay üzerine Mutasarr~f Bekir Pa~a Tekir-da~'a sürülmü~tür. Bundan sonra da Emre Sultan Köyü'nün ortadan kalkt~~~~ tahmin edilmektedir. Konuyla ilgili olarak ne merkezi hüküme-tin ne de Afyonkarahisar'daki makamlann ciddi bir ~ey yapmad~klan, kay~tlardan derilerinin köylüden ve zâviyeden kalan mallann payla~~m~~ oldu~u anla~~lmaktad~r6.

'Sümer, a.g.m., s. 141.

'Zeki Cemil Arda, "~sviçre Kütüphanesindeki Seyahatnameler ve K.A. Olivier Küçük As-ya SeAs-yahatnamesinde Afyon-KütahAs-ya izlenimleri", t Uluslararas~~ 4üzhatr~amelerde Türk ve Bat~~ ~müj~~

Sempozyumu (28 Ekim-1 Kas~m 1985), Eski~ehir 1987, s. 380-383, 386-387.

W.M.Rarnsay, Impressions of Turlcey During Twelve Years' Wanderings, London 1897, s. 70-71. 9 Edip 'Ali Baki, Aftonkar~thisar'da XVII, XVIII As~rlarda Meçhul Halk Tarihinden, Afyon 1951, s. 20-24; Edip Ali Baki, "Afyon'da Eski Zamanlarda Asayi~", Ta~p~nar, s. 140-141, Ekim 1946, s. 357-359; Ömer Fevzi Atabek, Aftan (Vildyeti) Tarihçesi; (haz. Yrd. Doç.Dr. Turan Akkoyun), Afyon 1997, s. 126-130.

(3)

AFYONKARAH~SAR EMRE SULTAN ZAV~YES~~ VE TÜRBESI 457

T.C. Ba~bakanl~k Osmanl~~ Ar~ivi'ndeki belgeler, yap~n~n tarihinin tespitinde büyük önem ta~~maktad~r"). Cevdet Evkaf, 36 dosya, 1755 gömlek numarah, 7 Rebiülahir 1197 tarihli iki adet belgeden birincisin-de, Karahisar-~~ Sâhib Kazas~'nda ~ehrâbâd Nahiyesi'nde tesis edilmi~, Bekta~i Tarikat!' na ait zâviyelerden, "Yaylac~~ Çoban Emre Sultan Zell4yesi"nin ve vakfirun eskiden beri "Hac~~ Bekta~-~~ Veli Zdvjyedârl~~~"na ~art iken, bir sü-re önce vakf~n ~art~m ayk~n olarak kad~~ arz~~ ile "Es-Soyid Abdullah"a be-rat ettirildi~inden bahsedilmektedir. Bunun üzerine, Bekta~i Tarika-t~'ndan Es-Seyyid Mehmed Ali Dede (El-Bekta~i) isimli dilekçe sahibi kay~tlar~n incelenmesini istemekte, zâviyenin vakf~n ~art~~ gere~ince Anadolu Kazaskeri ilam~yla kendisine tevcih olundu~una ve elinde be-rat bulundu~una de~inmektedir. Es-Seyyid Mehmed Ali Dede, bu di-lekçesiyle zâviyeyi tekrar üzerine alabilmek için gerekli berat~n kendisi-ne verilmesini talep etmektedir. ~kinci evrakta yukar~daki dilekçeye ce-vap verilmi~~ ve sorun çözülmü~tür. Bu belgeden ö~rendiklerimizi ~u ~e-kilde özetleyebiliriz: Belgede kanuna ayk~r~~ olarak, kad~~ ilam~yla zâviye-nin zaptedilmek istendi~inden, bu kimsezâviye-nin Bekta~i Tarikat!' na men-sup olmad~~~ndan, bu sebeple de zâviyeyi harap bir duruma sokarak haks~zl~k etti~inden bahsedilmektedir. Devlet merkezindeki vak~f kay~t-lar~nda, Karahisar-~~ Sahib Emre Sultan Köyü'nde, merhum Yaylac~~ Emre Sultan Vakfi'mn, Sancaova (veya Sanca Abdal) Mezras~~ Mutasar-rd~~ Mehmed Dede'nin çocuksuz vefat etti~inden, bu zâviyenin ad~~ ge-çen mezras~mn sahipsiz kald~~~ndan bahsedilmektedir. Bunun üzerine de 96 ~abam' n~n sonunda verilen bir beratla Seyyid Abbas mutasarr~f olmu~tur. Bu ki~i de Kütahya'da misafir iken vefat etmi~~ ve mezra tek-rar mutasarr~fs~z kalm~~t~r. Yeni mutasarr~f Hac~~ Mehmed de çocuksuz vefat etmi~, bu görev yine bo~~ kalm~~t~r. Bunun üzerine de Kütahya Ka-d~s~~ Hac~~ Mehmed'in arz~yla zâviye ve vak~flar! Es-Seyyid Abdullah'~n üzerine kay~t edilmi~tir. Yap~lan inceleme sonucu da bu zâviyenin Ha-c~~ Bekta~-~~ Veli evlad~na verilmesi vakf~n ~art~~ oldu~u anla~~lm~~~ ve Ana-dolu Kazaskeri karar~yla Es-Seyyid Abdullah'tan al~narak Bekta~i Tari-kat~'ndan Es-Seyyid Mehmed Ali Dede'ye (yukar~daki dilekçenin sahi-bine) verilmi~tir (7 Rebiülahir sene 1197). Bu belgenin kenar~nda ise tekke hakk~nda çok daha önemli bilgiler bulmaktapz. Buna göre; Ka-rahisar-~~ Sahib livas~~ K~rhisâr Nahiyesi'ndeki zâviyeye tabi Çoban Emre

1° Selami Akkan, Os~nanh Ariz~~ Bekelenne Göre Afvon'daki Vak~f Hizmetleri, Süleyman Demirel Üni., Sos. Bil. Enst. ~slam Tarihi ve Sanatlar~~ ABD., Yay~nlanmarn~~~ Yüksek Lisans Tezi, Isparta 1999, s. 85-86'da, zâviye ile ilgili belgelerden sadece 1755 ve 20258 gömlek numaral~~ olanla-r~n k~sa özetlerini vermi~tir.

(4)

458 SEVG~~ PARLAK

Köyü, Sultan Mehmed Han'~n beratlyla Emre Bey o~lu Seydi mutasar-nf iken iptal edilerek berat verilmi~, Bey Emre Mezras~yla mezkür zâvi-ye t~mara verilmi~tir. Daha sonra Sultan Abdülhamid (1774-1789) tek-rar bunlar~~ vak~f haline dönü~türmü~~ ve evlad~ndan Dervi~~ Haa Bay-ram ve Hasan'a mü~terek vermi~tir.

Bu ki~ilerin defter-i köhneye göre hala mutasarr~f olduklar~n~, Mu-sa Seydi, Baba Seydi, ~brahim Seydi, Hüseyin Seydi, Mustafa Seydi ve Pa~a Baba'n~r~~ da eski deftere göre mutasarr~f olarak kay~tl~~ olduklar~n~~ anlamaktay~z. Burada üzerinde as~l durulmas~~ gereken bilgilerden en önemlisi, Sultan II. Mehmed zaman~nda, zâviye mensuplanndan, zâvi-yeye ad~n~~ veren Emre Bey o~lu Seydi'ye berat verildi~inin anla~~lmas~-d~r. Bu durumda zâviyenin 1451-1481 tarihleri aras~nda faal oldu~u anla~~lmaktad~r. Zâviyenin ilk in~a tarihinin de bu tarihlerden öncesin-de aranmas~~ gerekti~i anla~~lmaktad~r.

T.C. Ba~bakanl~k Osmanli Ar~ivi'nde bulunan Cevdet Evkaf, 400 dosya, 20258 gömlek numaral~~ ve 7 Rebiülahir 1254 tarihli belge, zâvi-yenin vakfi olan Sancaova Mezradârl~~~'mn tevcihi haklundad~r. T.C. Ba~bakanl~k Osmanl~~ Ar~ivi'nde bulunan Cevdet Evkaf, 144 dosya, 7156 gömlek numaral~~ 24 Ca 1253 tarihli belge ise Emre Sultan Kö-yü'nde, Yaylac~~ Emre Sultan Vakfi'na ba~l~~ Sanca Emre (Sancaova) Mezras~'mn mezradarl~~~, Müderris Es-Seyyid Süleyman bin Ali'nin ve-fat~ndan sonra Karahisar-~~ Sahib Müftüsü Ali Efendi'nin kendi üzerine geçirtmesi sebebiyle Es-Seyyid Süleyman bin Ali tarafindan mahkeme-ye verilmesi, Karahisar-~~ Sahib Müftüsü Ali Efendi'nin üzerinden mez-radârli~~n al~narak Es-Seyyid Süleyman bin Ali'nin berat~mn yenilen-mesi yönünde Kütahya Kad~s~~ El-Hac Mehmed ~akir'in ilam~d~r.

Emre Sultan nviyesi ve Türbesi'nin Mimari ve Süsleme Özellilderi

Emre Sultan Zâviyesi ve Türbesi", Emre Gölü'nün kenannda, ku-zey-güney do~rultusunda uzanmaktad~r (Res. 1-2). Zâviyenin ad~yla an~lan Emre Sultan Köyü'nde mimari anlamda ba~ka herhangi bir ize

"Ertan Da~, Afvon'daki Türk An~tlar!, Ege Üni. Sos. Bil. Enst. Arkeoloji ve Sanat Tarihi A.B.D., Yay~nlanmam~~~ Yüksek Lisans Tezi, ~zmir 1997. Afyon konulu bu tezde sadece il mer-kezindeki türbelere de~inilmektedir.

Mehmet Güne~, XIII Yüzy~l~n Ikinci rans~nda Karahisar-~~ Sdhib Sanca~~~ (Ser'iyye Sicillerine Göre), Gazi Üni. Sos. Bil. Enst. Tarih ABD., Yaymlanmam~~~ Doktora Tezi, Ankara 2003. Tezde yaln~zca il merkezindeki tekke ve zâyiyelere

(5)

AFYONKARAH~SAR EMRE SULTAN ZÂV~YES~~ VE TÜRBESI 459 rastlanmamakta, yüzeyde bu yerle~ime ait sadece seramik parçalar~~ gö-rülmektedir.

türbenin güneyindedir. Temel seviyesine kadar y~k~kur. 20,60x9 m. boyudannda dikdörtgen planl~~ bir yap~~ oldu~u anla~~lmak-tad~r. Fakat plan~n~n detaylan konusunda çok fazla ~ey söylenemez. Yaln~zca, güney uçtaki mekânlardan iki tanesinin baz~~ duvarlar~~ k~smen seçilebilmektedir. Bunlardan 1 nolu mekân~n, 3,1x3,1 m. boyutlu kare bir mekan, 2 nolu mekân~n ise 3,9x3,1 m. ölçüsünde, dikdörtgen plan-h bir mekan oldu~u anla~~lmaktad~r.

Zâviyenin kuzeyinde kalan türbe, 10,80x6,60 m. ölçüsünde dik-dörtgen planl~~ bir yap~d~r (Res. 2). Türbeye giri~, güney cephesindeki, mermerden bir söveye sahip kap~~ agld~~~ndan sa~lan~r (Res. 3). Bu sö-ve, Türk dönemi öncesine büyük olas~l~kla da Bizans dönemine ait bir yap~dan dev~irilmi~~ olmal~d~r. Kap~n~n hemen üzerinde, biri kare di~e-ri yat~k dikdörtgen iki adet bo~luk göze çarpar. Gidi~e-ri~~ kap~s~n~n hemen önünde, küfeld ta~~ndan, kare forrnlu ve k~r~larak dört parçaya ayr~l-m~~, üzerinde "El-mülkü Lillah" / "Mülk Allah'~nd~r" [ 411L.511411] yaz~l~~ bir ta~~ yer almaktad~r (Res. 4). Ne yaz~k ki bu bir ldtabe de~ildir. Yap~-n~n tarihini ayd~nlatmamaktad~r. Ta~~n iki alt kö~esinde daire rozederi yer almakta ve dev~irme oldu~u anla~~lmaktad~r. C.H.E. Haspels, Frig-ya bölgesi hakk~ndaki kitab~nda bu ta~a de~-inmekte, üzerindeki Frig-yaz~n~n Selçuklu veya büyük olas~l~kla da Selçukludan hemen sonraki bir döne-me ait olabilece~inden bahsetdöne-mektedir". H.B. Kunter'in, "Yunus Em-re" hakk~ndaki kitab~nda yer alan foto~rafta, bu ta~~n kap~n~n üzerinde-ki yat~k dikdörtgen bo~lukta (en üstteüzerinde-ki bölüm) yer ald~~~~ görülmekte-dir". Haspels, kap~n~n hemen üzerindeki kare bo~lukta ise köylülerden ö~rendi~ine göre, ku~~ kabartmah mimari plastik ta~~ bir levhan~n oldu-~unu ve yak~n zamanda bu levhan~n kaybolduoldu-~unu ifade eder". Muh-temelen bu ta~~ levhayla türbenin içindeki, henüz sözünü etmedi~imiz di~er parçalar yak~n çevredeki bir Bizans yap~s~ndan dev~irilmi~~ olma-hd~r.

Türbenin kuzey cephesi tamamen sa~~rd~r. Bat~~ ve do~u cephele-rinde ise birer adet çörten, iki adet mazgal tipi pencere bulunmaktad~r (Res. 5).

12 C.H.Emilie Haspels, 77~~~ Highlands of Ph~ygi~~, C.I, New Jersey 1971, s. 274.

Halim Baki Kunter, Yunus Emre, Bilgiler-Be<geler, 2. Bask~, Eski~ehir 1991, s. 39, fot. 63;

ay-r~ca 131(2. s. 54-56.

(6)

460 SEVGI PARLAK

Türbe, boyuna bir örgü tekni~i kullan~larak, yuvarlak kemerli bir be-~ik tonozla örtülmü~tür (Res. 6). Bu tonozun tam merkezinden, kesme ta~~ örgülü bir destek kemeri geçmektedir. Dört s~ra tu~la, bir s~ra ta~~ ör-gülü kemerin iki yanda sütunlara oturdu~u anla~~lmaktad~r. Bugün tür-benin zemininde yatan sütun ve sütun ba~hldan, destek kemerinin alt~n-daki ta~~y~c~~ ve dekoratif elemanlard~r. Türbenin zemininde yatan üç adet sütun ba~hO~dan ikisi oluklu (yivli/çanak biçimli) tiptedir. 5. yüzy~l sonu ve 6. yüzy~l ba~~na ait bu tür sütun ba~hldan, Anadolu'da, Antik-ça~'da, Trajan [(Marcus Ulpius Nerva Traianus (M.S. 98-117)] dönemin-den beri kullan~lmaktad~r 15. Bu iki ba~liktan birinin büyük bir k~sm~~ sa~-lamken di~eri büyük ölçüde tahrip olmu~tur. Üçüncü ba~l~k ise Dor ni-zammdad~r. Sütun ba~liklann~n üzerine oturdu~u iki adet mermer sütun ise birbirinin boyut ve form olarak ayrus~d~r (Res.7). Y~lankavi forndu tunlarm dar yüzlerli~in kö~eleri yuvarlat~lm~~ur. Sütun ba~liklanyla sü-tunlarm kesideri birbirine uydurularak kullan~lmaya çal~~~lm~~tm Türbe-nin içinde, üzerinde iki adet kemer izi bulunan, korkuluk levhas~~ olmas~~ muhtemel bir parça daha bulunmaktad~r. Türbenin kap~s~n~n önünde, mermerden bir levhaya daha rasdamlrr~aktad~r C.H.E. Haspels, türbede gördü~ü fakat bugün yerinde olmayan ba~ka dev~irme mermer parçala-ra da de~inmektedir. Bunlardan biri üzerinde haç motifi (St. Andrew ha-ç~) bulunan ve kap~~ e~i~i olarak kullan~lm~~~ olan levhad~r'6.

C.H.E. Haspels'7 ve M.S. Devrim18 türbedeki mezarlar hakk~nda bil-gi vermektedir. Haspels, s~ra halinde alt~~ adet ah~ap sandukadan bahset-mi~tir. Devrim, türbe hakk~nda bilgi vermezken türbenin içindeki arka arkaya s~ral~~ mezarlar~n bir foto~rafiru vermektedir. Bu mezarlar~n ça-murla siyah olduklar~, ayak ve ba~~ lus~mlar~nda dev~irme ta~lar kullan~l-d~~~~ görülmektedir. ~ncelememiz esnas~nda içeride kaz~lm~~~ çukurlara ve kemik parçalanna denk gelinmi~, sandukalara rastlanmam~~t~r.

Türbenin içinde duvarlar, içeri~inde hayvan luli bulunan krem renkli bir s~va ile s~vanm~~t~r (Res. 8-9). S~van~n üzerinde, bask~~ tekni-~iyle yap~lm~~~ soyut ve natürafist çiçek desenleri (rumiler, palmetler ve laleler) ve "Allah" [4.111] yazdan yer almaktad~r.

t5 Benzer örnekler için blcz. Ebru Parman, Ortaça~'da Bizams Döneminde Frigya (Phmia) ve Bölge

Mü-zelerindeAi Bizans Ta~~ Eserleri, Eski~ehir 2002, s. 181, lev. 109, fot 140; s.189, lev. 118, fot. 157-158;

s. 193, lev. 124, for.. 167-168; lev. 133, fot 183 a. 16 Haspels, a.g.e., s. 222.

17 Haspels, a.g.e., s. 274.

(7)

AFYONKARAH~SAR EMRE SULTAN ZAV~YES~~ VE TÜRBESI 461

Türbenin duvarlannda alt s~ralarda daha büyük boyutlu olmak üze-re kesme ta~~ malzeme kullan~lm~~t~r. Üst s~ralarda ise daha ufak ve yine farkl~~ boyutlara sahip kesme ta~~ malzeme tercih edilmi~tir. Bu durum ta~-lar~n dev~irme olmas~yla veya yap~n~n yan yüksekli~inden yukansm~n son-raki bir döneme ait olmas~yla alakah olmal~d~r. Türbenin tonoz örgüsüy-le, tonozu destekleyen kemerde baz~~ onanmlar yap~lm~~t~r. Içte ve d~~taki kesme ta~~ örgünün aras~~ moloz dolgudur. Bu duvar tekni~i tüm Türk beyliklerinin en önemli yapilar~nda, duvarlar~n iç ve d~~~ yüzeyleri kesme ta~, aras~~ moloz ta~~ ve harç dolgu tekni~i olmak üzere kullan~lm~~t~r '9.

De~erlendirme ve Sonuç

Afyonkarahisar'~n ilçelerinde özellikle de 13. ve 14. yüzy~llarda çok say~da zâviye in~a edilmi~tir. Bunlar~n büyük bir k~sm~~ Bekta~i Tarih-t~' na aittir. Afyonkarahisar tarih boyunca önemli ticaret yollan üzerinde bulunmas~~ sebebiyle iskâna aç~k bir yerle~im yeri olmu~tur. Mo~ol istila-s~~ öncesinde ve hemen sonras~nda Afyonkarahisar'a, Orta Asya'dan çok say~da dervi~~ gelmi~~ ve zâviyeler tesis edilmi~tir. Bunlar aras~nda Büyük Çobanlar'~n Göynük Köyü'ndeki Yargeldi Sultan, ~sçehisar'~n ~nlice (Seyd~iler) Köyü'ndeki Hasan bin Basri, Gazligöl Tekke Kayaören Kö-yü'ndeki Hayranbah (Hayranveli) Sultan, Ka~n~alar (Karaca Ahmet) Köyü'ndeki Karaca Ahmet Sultan ve Sincanh ilçesine ba~l~~ Boyahköy'de-ki Boyal~köy Zâviyeleri say~labilir20. Bu kurulu~larm ço~u tar~mla u~ra-~an dervi~lere ait çiftlik türü zâviyelerdir. Devlet bu tür kurulu~lara va-k~flar ba~~~layarak genellikle heterodoks olan bu zümrelerle ~l~ml~~ bir ili~ki kurmaya çal~~m~~, k~rsal yerlerde kurulan bu tesislerin baz~lar~~ yol-dan geçen insanlar~n güvenli~ini sa~lam~~~ ve ihtiyaçlann~~ kar~~lam~~t~r. Nitekim bir süre sonra, II. Murad bu zâviyeye 3-4 km. mesafede Dö-~er'de bir han tesis ederek, buradan geçen kervanlarm ve insanlar~n ih-tiyaçlar~n~~ daha kapsaml~~ bir ~ekilde kar~~lamay~~ amaçlam~~t~r.

Ba~bakanl~k Osmanl~~ Ar~ivi'ndeld belgelerse zâviyeye Sultan II. Mehmed zaman~nda (1451-1481) berat verildi~ini, en az~ndan bu tarih-ten beri vakfin ~art~~ olarak Bekta~i Tarikatfna ait bir zâviye oldu~unu ortaya koymakta ve zâviyenin tarihini 15. yüzy~l ortalarma kadar geriye çekmektedir. Mimari özellilderi ise türbeyi daha erken bir döneme ta-rihlendirmemiz gerekti~ine i~aret etmektedir. Emre Sultan Türbesi, plan bak~m~ndan 13. yüzy~l~n özellikle ikinci yar~s~na ait türbelerle baz~~ 19 ~lknur Aktu~~ Kolay, Bau Anadolu 14. rü~tl &yükler Minunisinde Yap~m Teknikleri, Ankara 1999, s. 25.

(8)

462 SEVG~~ PARLAK

ortak özellikler sergilemekte, baz~~ yönleriyle de onlardan aynlmaktad~r. Özellikle, Orta Anadolu'da yo~unla~an eyvan tipi türbelerde, altta krip-ta, üstte be~ik tonozlu bir ziyaret kat~~ bulunur. Alttaki kripta k~sm~~ maz-gal tipi pencerelerden hava ve ~~~k almaktad~r. Bu tip türbelerin dar cep-helerindeki kemer bütün aç~kl~~~yla d~~ar~ya aglmakta, bu sebeple de üst kat~n cephelerinde genellikle ba~ka pencere yer almamaktad~r. Genellik-le üst kat~n ortasmdan bir kemer geçmekte ve tonozu destekGenellik-lemektedir. Emre Sultan Türbesi'nin bulundu~u ~hsaniye ilçesinin merkez buca~ma ba~l~~ Osmanköy'deld Herdena Bahar Baba Türbesi, ayn~~ ilçenin merkez buca~~na ba~h Gazhgöl Akviran (Akören) Köyü'ndeki Saya Baba Türbe-si, Afyonkarahisar Boyaliköy Külliyesi'ndeld eyvan türbe, Amasya Sultan Mesud Türbesi, Kastamonu Atabey Türbesi ve Ni~de Beylerbeyi Türbe-si baz~~ farldarla ayn~~ plan ~emasm~~ sergileyen türbelerdir21.

Kastamonu Atabey Türbesi'nde art~k iki katl~~ plan terk edilmi~, ikinci kat olmay~nca üst kata ç~k~~~~ sa~layan merdivenler ortadan kalk-m~~, dolay~s~yla da d~~~ görünü~te dikine çizgiler zay~flam~~t~r. 14. yüzy~l-dan sonra aynca türbe cephelerinin yal~nla~t~~~~ görülmektedir. Ni~de Beylerbeyi Türbesi'nde (1325) ön cephe bir paye ile ikiye aynlm~~t~r. Amasya Sultan Mesud Türbesi'nde ise giri~~ cephesindeki kemerin içine bir kap~~ yerle~tirilmi~~ ve böylece türbe eyvan olmaktan uzakla~arak, bir bak~ma d~~a kapal~~ bir hale gelmi~tir. Eyvan türbeler genellikle 13. y~lda belirmi~, 14. yüzy~l ba~lanna kadar geli~me göstermi~~ ve 14. yüz-y~ldan sonra yalinla~maya ve çe~itlenmeye ba~lam~~t~r. Bu ba~lamda, Emre Sultan Z'aviyesi'nin türbesi bu geçi~i ortaya koyan ve d~~a kapal~~ bir türbe örne~i olarak kar~~m~za ç~kmaktad~r. Kastamonu Atabey Tür-besi'nde oldu~u gibi tek katl~~ olarak, kriptas~z in~a edilmi~tir. ~kinci ka-t~n olmay~~~~ türbeye yatay bir görünüm kazand~rm~~lir. 14. yüzy~ldan itibaren cephelerde görülen yalmla~ma burada da tekrarlanm~~t~r. Ey-van türbelerde s~kça kar~~la~t~~~m~z destek kemeri Emre Sultan Türbe-si'nin tonozunda da görülmektedir. Destek kemerinin örgüsünde görü-len alma~~k örgü, 14. yüzy~l mimarli~~nda, özellikle Beylikler ve Erken Osmanl~~ döneminde kar~~m~za ç~kmaktad~r. Eyvan türbelerin pek ço-~unda oldu~u gibi bu türbede de bir rnihrap bulunmamaktad~r.

Türbenin duvarlanm, bask~~ tekni~iyle yap~lm~~~ rumiler, palmetler ve oldukça zarif laleler bezemektedir. Ayn~~ teknikle aralara da "4.1.11"

21 Bu tip türbeler için bkz. Hakk~~ Önkal, Anadolu'da Selçuklu Tiubekri, Ankara 1996, s. 307-311; 314-318; 321-332; 335-342; 349-355; Metin Sözen, "Anadolu'da Eyvan Tipi Türbeler",

(9)

AFYONKARAH~SAR EMRE SULTAN ZAV~YES~~ VE TÜRBESI 463

(Allah) yaz~lm~~t~r. onkarahisar ~er'i Mahkeme Sidl kay~tlanna göre: 1781'de, Emre Sultan Zâviyesi'ndeki kimseler ve bu zâviyeye tabi Emre Sultan Köyü'nün halk~, gizli ayin ve ~ekavetle suçlanarak mallar~na el konulmu~, zâviye ve türbe yak~lm~~, 11 ki~i öldürülmü~, 1781'deki bu olaylar sonucu Emre Sultan Köyü ortadan kalkm~~t~r. Aynca, Ba~ba-kanl~k Osmanl~~ Ar~ivi'nde buldu~umuz belgede, 12 Mart 1783'de, zâvi-yenin vak~f ~artmda yer almas~na ra~men, Bekta~~ I olmayan Es-Seyyid Abdullah'a berat ettirildi~inden, bu ki~inin de Bekta.~i olmad~~~ndan, bilerek zâviyeyi harap bir duruma soktu~undan bahsedilmekte ve Bek-ta~i Tarikat~'ndan Es-Seyyid Mehmed Ali Dede (El-BekBek-ta~i), zâviyenin kendisine berat ettirilmesi için dilekçe vermektedir. Yap~lan inceleme sonucu da zâviyenin, Hac~~ Bektâ~-~~ Veli evlad~na verilmesi vakf~n ~art~~ oldu~u anla~~lm~~~ ve Anadolu Kazaskeri karar~yla Es-Seyyid Abdul-lah'tan al~narak Bekta~i Tarikat"' na mensup Es-Seyyid Mehmed Ali'ye (dilekçe sahibine) verilmi~tir (7 Rebiülahir sene 1197/12 Mart 1783). Dolay~s~yla, hemen bu tarihten sonra, Es-Seyyid Mehmed Ali'ye teslim edilen harap durumdaki zâviye onanm geçirmi~~ olmal~d~r. Zâviyeye ait odalann tam olarak hangi tarihte ortadan kalkt~klan belli de~ilse de muhtemelen 1781-1783 yfilan aras~ndaki bu olaylar esnas~nda olabile-ce~i dü~ünülebilir. Muhtemelen zâviyede bir onar~m yap~lmasa da tür-be bu tarihten sonra esash bir onar~m geçirmi~~ olmal~d~r. Bugün içeri-sinde gördü~ümüz laleler de 1783'te, ad~~ geçen ki~iye teslim edildikten sonra yap~lan, 18. yüzy~l sonu onanm~ndan kalma bezemeler olmal~d~r. Nitekim lale motifi 16. yüzy~lda görülmesine kar~~hk, a~~rl~kl~~ olarak 17-18. yüzy~llarda görülen bir süsleme ö~esidir. Ne yaz~k ki, özellikle de bu motiften dolay~~ pek çok ara~t~rmac~, türbeden yola ç~karak zâviye kurulu~unu ar~iv belgelerine ba~vurmadan do~rudan genellikle 17-18 ve hatta 19. yüzy~l eseri olarak kabul etmi~lerdir22.

Zambak grubundan iri yapraid~~ ve so~amms~~ bir çiçek olan lâ1e23, Türk süsleme sanat~nda s~kça ve severek kullan~lm~~t~r. Zâviyenin bir 22 A. O. Uysal, "Afyon, Kütahya ve Denizli Çevresinde Ara~t~rmalar", Türk Etnogmba Dergi-si, S. XX, Ankara 1997, s. 78-79. A.O. Uysal, zâviyeyi 17.-18. yüzydlara tarihlemektedir.

Ma-kalede, amac~n~n ~imdiye kadar üzerinde durulmam~~~ baz~~ yap~lan sadece tan~tmak oldu~unu ifade eder. Mustafa Karazeybek, "XVI. Yüzy~lda Varolan Zâviyeler" ve "XIX. Yüzy~lda Varo-lan Zâviyeler", Aftonkarahisar Kütükü, C. I, Afyon 2001, s. 417, 418, 421'de, Emre Sultan Zâviye-si'nin 16. yüzy~lda var oldu~u ifade edilmektedir.

23 Lâle hakk~nda aynnt~l~~ bilgi için aynca bkz. Zeki Çelikkol, Alexander de Groot ve Ben J. Slot, Lale ile Ba~lad~: Türkiye ve Hollanda Aras~ndaki Dört Yüzy~ll~k Ili~kilerin Resimli Tarihten; Ankara 2000; Turhan Baytop - Cemal Kurnaz - F. Çiçek Derman, "Lâle", ~slam Ansiklopedisi, C. 27, Ankara 2003, s. 79-81; Y~ld~z Demiriz, Osmanl~~ Kitap Sanat~nda Naturalist üslupta Çiçekler, ~stanbul 1986, s. 355-357; Michiel Roding-Hans Theunissen, The Tulip: A Symbol of Two Nations, ~stanbul 1993; E.H. Ay-verdi, 18. As~rda lAle, Haz. M. U~ur Derman, Kubbealu Ne~riyau, ~stanbul 2006.

(10)

464 SEVGI PARLAK

parças~~ olan, muhtemelen kurucusu Yaylac~~ Çoban Emre'ye ve mürit-lerine ait türbenin duvarlar~nda bezeme unsuru olarak kullan~lm~~~ olan lale motifi, içerdi~i mistik ve sembolik anlamlar nedeniyle zâviye kuru-lu~unda kullan~m~~ uygun dü~en ilgi çekici ve anlamli bir uygulamad~r24.

~nceledi~imiz zâviye, kent merkezlerindeki sadece ayin ve ibadetle me~gul olan ve sadaka ile geçinen dervi~~ ve ~eyhlerin aksine k~rsal

ke-simde bo~~ topraklarda yerle~en, sahip oldu~u ba~~ ve bahçeyi ekerek ve

hayvanalikla me~gul olarak bat~ya do~ru geni~leme siyasetinde çaba sarf eden zümrelere ait bir tarikat yap~s~d~r. Büyük olas~l~kla 14. yüzy~l~n so-nunda in~a edilmi~, ba~lang~çtan beri heterodoks, ar~iv belgelerine göre en geç Sultan II. Mehmed döneminden beri Bekt4 Tarikat!' na tabi ol-du~u tüm bu de~erlendirmelerin ~~~~~~ alt~nda söylenebilir.

24 lale, Orta Asya kaynakh oldu~u ve Türkler tarafindan Anadolu'ya getirildi~i dü~ünü-len bir çiçektir. Ashnda bu çiçe~e Anadolu'da, 12. yüzy~ldan beri rastlanmakta ve Mevlânâ Ce-Ril~ni (1203-1273) bu çiçe~e ~iirlerinde s~k s~k de~inmektedir. (Be~ir Ayvazo~lu, Ate~~

Çiçek Ldle, ~st. Büyük~ehir Bel. Kültür A.~. Yay., Kas~m 2003, s. 2-4; Kaya Üçer - Münevver

Üçer, Ldle-i Münetmerdm, ~stanbul 2006, s. 16-20).

Lâlenin Anadolu'dan Avrupa'ya ilk olarak hangi tarihte götürüldü~ü tam olarak bilin-mese de Avusturya-Macaristan imparatorunun Kanuni Sultan Süleyman nezdindeki büyükel-çisi Ogier Ghiselin Busbecq'in Avrupa'ya götürdü~ü bitkiler aras~nda lale so~an~n~n da oldu-~u dü~ünülmektedir. 1648. yüzy~llar aras~nda süsleme ö~esi olarak önem kazanm~~~ özellikle de Sultan III. Ahmed (1673-1736) döneminde (1718-1730) bu çiçe~e çok fazla önem verilmi~-tir. Bu sebeple de l~a71 tarihçiler tarafindan bu dönem "Lale Devri" olarak adland~r~lm~~t~r. (Tur-han Baytop, ~stanbul Idim; Kültür Bak. Yay., Ankara 1992, s. 1-2; Be~ir Ayvazo~lu, Güller Kitab~.

Türk Çiçek Kiiltürii Czerine Bir Deneme, ~stanbul 1992, s. 107-108).

"Lâmeg &bn, ize" olarak yaz~lan lalenin, Allah ismindeki harfleri ta~~mas~~ önemini daha da

artt~rmakta, her so~andan yaln~zca bir sap ve çiçek 91unasmdan dolay~~ ayn~~ zamanda Tan-r~'n~n birli~ini simgelemekte ve tevhid sembolü olarak kabul edilmektedir. Arapça'da yaz~h~~~ da "kelime-i tevhid'in harfleriyle ba~lamaktad~r. Ayr~ca, Allah'~n ba~mdaki "el?' harfi ile de lale aras~nda bir benzerlik kurulmakta ve ebced hesab~yla `Allah" Ne "lale" sözcükleri ayn~~ say~y~~ (66 say~s~n~) vermektedir. Lâle ters çevrildi~inde eski harflerle hilâl anlam~na gelmekte, hilal de Osmanl~~ Devletini simgelemektedir. Tüm bunlar~n bir sonucu olarak da tasavvufta kutsal sa-y~lm~~ur. Istanbul'un simgesi olan lale, 16. yüzy~ldan 18. yüzy~l~n sonlar~na kadar Istanbul'da soylulu~u ve inceli~i sembolize etmi~tir. Aynca pek çok ~eyhin ve irnanun da cami ve tekke bahçelerinde lale yeti~tirdi~i bilinmektedir. Bunlardan biri de ~eyhülislâm Ebussuud Efen-di'dir. (Necdet Sakao~lu, "Lale", Dünden Bugibte Istanbul Ansiklopedisi, C. 5, ~stanbul 1994, s. 178, 180; Ayla Ersoy, "Geleneksel Süsleme Sanatlannda Kullan~lan Baz~~ Çiçek Motiflerinin Islam inanc~~ ile ilgisi", Sanat ve ~nanç, C. 2, ~stanbul 2004, s. 247).

Iran halk edebiyat~~ ve gelene~inde ise "tuhrab çiçe~i" ad~n~~ ta~~yan lalenin göbe~indeki si-yah tomurculdar, mistik ~iirde, "Tanr~~ ile birle~mek ve onda yok olmak arzusuyfri yanan, wh~ap çeken kalbin" simgesidir. Öte yandan lale, bir ta~ra çiçe~idir ve tasavvufi kültürde tarikata giren ham mürit-leri simgelemektedir. (Be~ir Ayvazo~lu, a.g.e., s. 109; Irene Melikoff, "La fleur de la souffrance recherche sur le sens symbolique de lale dans la posie mystique Turco-Iranienne", joumal

(11)

AFYONKARAH~SAR EMRE SULTAN ZAV~YES~~ VE TÜRBES~~ 465 B~BL~YOGRAFYA

Akkan, Selami, Osmanl~~ Ar~iv Bekelerine Göre Afton'daki Vak~f Hizmetleri, Süley-man Demirel Üni., Sos. Bil. Enst. ~slam Tarihi ve Sanatlan A.B.D., Yay~nlanmam~~~ Yüksek Lisans Tezi, Isparta 1999.

Arda, Zeki Cemil, "~sviçre Kütüphanelerindeki Seyahatnameler ve K.A. Olivier Küçük Asya Seyahatnamesinde Afyon-Kütahya izlenimle-ri", L Uluslararas~~ Souhatnarnelerde Türk ve Bat~~ 'mail Sempozyumu Belgeleri (28 Ekim-1 Kas~m 1985), Anadolu Üniversitesi Yay., Eski~ehir 1987, s. 377-389.

Atabek, Ömer Fevzi, Anadolu (Vilâyet~) Tarihçesi, Haz. Yrd. Doç. Dr. Turan Akkoyun, Afyon 1997.

Ayvazo~lu, Be~ir, Ate~~ Çiçek Lale, Kas~m 2003.

Ayvazo~lu, Be~ir, Güller Kitab~: Türk Çiçek Kültürü Üzerine Bir Deneme, ~stanbul 1992.

Ayverdi, E.H., 18. As~rda Ldle, Ne~re haz. M. U~ur Derman, Kubbealt~~ Ne~riyat~, ~stanbul 2006.

Baki, Edip Ali, "Afyon'da Eski Zamanlarda Asayi~", Ta~p~nar, Afyon Hal-kevi Mecmuas~, S. 140-141, Ekim 1946, s. 357-359.

Baki, Edip Ali, Aftonkarahisar'da XVIL, XVIIL As~rlarda Meçhul Halk Tarihinden, Afyon 1951.

Baytop, Turhan - Cemal Kurnaz - F. Çiçek Derman, "Ule", ~slam Ansik-lopedisi, C. 27, Ankara 2003, s. 79-81.

Baytop, Turhan, ~stanbul Lâlesi, Kültür Bakanl~~~~ Yay., Ankara 1992. Bulduk, Üçler, XVI. As~rda Kara Hisar-~~ Sâhib Sancak?, Ankara Üni. Sos. Bil.

Enst. Tarih A.B.D., Yay~nlanmam~~~ Doktora Tezi, Ankara 1993. Çal, Halit, "Tarih ~çinde Afyonkarahisar ~ehrinin Fiziki Geli~i", 3.

Afton-karahisar Ara~t~rmalar~~ Sempozyumu Bildirileri (22-24 Ekim 1993), Afyonka-rahisar Belediyesi Yay., AfyonkaAfyonka-rahisar 1994, s. 302-341.

Çelikkol, Zeki Alexander de Groot ve Ben J. Slot; Lale ile Ba~lad~: Türkiye ve Hollanda Aras~ndaki Dört Yüzy~ll~k Ili~kilerin Resimli Tarihçesi, Ankara 2000. Da~, Ertan, Afton'daki Türk An~tlan, Ege Üni. Sos. Bil. Enst. Arkeoloji ve

Sa-nat Tarihi A.B.D., Yay~nlanmam~~~ Yüksek Lisans Tezi, ~zmir 1997.

(12)

46~~ 1?,38S1 Cr! SEVG~~ PARLAK

Demiriz, Y~ld~z, Osmanl~~ Kitap Sanat~nda Natitralist Cislupta Çiçekler, ~stanbul 1986.

-\(5111

1:10.0YEilMM:Saffrt, ~u Bizim Belde (Afton-Ktitahya-Eski~ehir Illerinde Ara~t~rmalar), AAIW~I 111975.

urxoysivAyfi`I`Peleneksel Süsleme Sanadannda Kullan~lan Baz~~ Çiçek _51filifrigpii1erillin ~slâm inanc~~ ile ilgisi", Sanat ve ~nanç, C. 2, ~stanbul

v"i,f?45-249.

~ö~kA•! git15.T'ran, 4,6,on ~li Tarihi, C.I, ~zmir 1971.

Güne~, Mehmet, XVIII. Tüzy~hn ~kinci Yar~s~nda Karahisar-1 Sâhib Sanca~~. (~ery-Göre), Gazi Üni. Sos. Bil. Enst. Tarih A.B.D., Yay~nlan-mam~~~ Doktora Tezi, Ankara 2003.

Haspels, C.H.Emilie, The Highlands of Php~gia, C. I, 1971 New Jersey. kOk0)ekustafa, "Afyonkarahisar'da Zâviyeler", 4ftonkarahisar

Kütü-~ü, C. I, Afyonkarahisar Üniversitesi Yay~nlan, Afyon 2001, s. ~i1L5(140424:£

Kâ~garli Mahmud, Divân-~~ Lügat it-Türk, terc. Besim Atalay, C. I, 1939. kd1W,'111i(nui'Aktu~, Bat~~ Anadolu 14. Yüzy~l Bylikler Mimarisinde Yap~m

Teknik-leri, Ankal-O 1999.

th '~~ 'Baki, Yunus Emre, Bikiler-Bekeler, 2. Bask~, Eski~ehir 1991.

Melikoff, Irene., "La fleur de la soulfrance recherche sur le sens

.dP11le dans la poesie mystique Turco-Iranienne", journal

Asic~tique, 1967, CCLV/5, 3-4, s. 341-360.

Önaitki;Ariknadolt~'da Selçuklu Türbeleri, Ankara 1996.

qd&d~- XIX Yüzy~l~n ~lk Yar~s~nda Ankara, Ankara 1986.

. I 1;?Iwini .,•

Parmar~, ,f.brt~, Ortaçak'da Bizans Döneminde Frigya (Phmia) ve Böke Müzelerindeki -'`"'M-• )fizaJP`I`c4 Eserleri, Eski~ehir 2002.

-1-;;Ir~o.<

Ramsay,. NIMQ; Impressions of Turkey During Twelve Years' Wanderings, London 1897.

Roffingi., THEUNISSEN, The Tulip: A Symbol of Two Nations,

~stanbul 1993. -12 5./ 1lnlo9A~L

~ioko•l~~l~kotleglet, "Lale", Dünden Bugüne Istanbul Ansiklopedisi, C. 5, ~stanbul 1994, s. 178-182.

(13)

AFYONKARAH~SAR EMRE SULTAN ZAV~YES~~ VE TÜRBESI 467

Sözen, Metin, "Anadolu'da Eyvan Tipi Türbeler", Anadolu Sanat~~ Ara~t~rma-lar~, C. I, ~stanbul 1968, s. 167-210.

Sümer, Faruk, "Dö~erlere Dair", Tür4yat Mecmuas~, C. X, ~stanbul 1953, s. 139-158.

Uçanku~, H.Tahsin, "Ba~lang~çtan ~kinci Bin Y~l~n Sonuna Kadar Af-yon'un Uygarl~k Tarihi", Tarih ~çinde Afton, Afyon 1982.

Uysal, A. O., "Afyon, Kütahya ve Denizli Çevresinde Ara~t~rmalar", Türk Etnogra6a Dergisi, S. XX, Ankara 1997, Kültür Bak., s. 77-114. Üçer, Kaya - Münevver ÜÇER, L'dle-i Münevverdm, ~stanbul 2006.

(14)

' . -

(15)

Sevgi Parlak

Emre Sultan Ziviye ve Türbesi'nin Plan~~

r

~"riiir

„~i fm"

2

/

1 2 3 4 Sm.

Resim I - Emre Sultan Zâviye ve Türbesi'nin plan~~ - S. PARLAK

(16)

Resim 3 - Emre Sultan Türbesi'nin giri~~ cephesi - S. PARLAK

Resim 4 - Emre Sultan Türbesi'nin giri~~ cephesinden dü~en yaz~l~~ ta~~ - S. PARLAK

(17)

Sevgi Parlak

Resim 5 - Emre Sultan Türbesi'nin kuzey ve bat~~ cepheleri - S.PARLAK

(18)

Sevgi Parlak

Resim 7 - Emre Sultan Türbesi'nin içindeki dev~irme sütun - S.PARLAK

Resim 8 - Emre Sultan Türbesi'nin duvarlarmdaki lalelerden detay -

S.PARLAK

Resim 9 - Emre Sultan Türbesi'nin duvarlarindaki lalelerin çizimi -

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

Fakat bu mühim bakım mahzurları hariç « Unibuilt » sistemi en- teresan ve sağlam bir inşa tarzıdır; bu sistem harb sonrası inşaatına hız vermede faydalı olabilecek ve

Çarşıya gidiş - gelişin çok olduğu veya demiryol istasyonu dolayı- sile seyrüseferin fazla bulunduğu yerlerde (İO) metre genişlikte tek yollu bir cadde her biri ( 6 )

Öğ- rettiği genç adamlar üzerinde ıtesiri, tabiîdir ki, bil- hassa kuvvetli idi... bir ifade mevcut olabileceğini, telkin niyetinde

den aşağı omamak üzere murabba taksimatla asmulende bırakılan tel- lere esaslı surette raptedilerek bu tellerin üzerine 8 lik kamış- lar 2 kat olarak bağlanmış ve

[r]

Bu sebeple, eski Mısır Firaunlan, eski Yunan siteleri, eski İran ve Makedonya Kıralları, Roma Kayzerleri ve saire gibi şehir inşacılarınm, şehrilerini bütün fizikî ve

Hava ile beraber giden su damlalarını çeviren bir süzgeçten de geçtikten sonra hava muhtelif istikamet- lere ayrılır ve bu hava ayni zamanda ısıtmak için kullanılacaksa