• Sonuç bulunamadı

İ k t i s a dî T e m el K a i d e l er

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İ k t i s a dî T e m el K a i d e l er"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ş e h i r c i l i k :

İ k t i s a d î T e m e l K a i d e l e r

Y a z a n : S e n a t ö r R . Ö e l s n e r G . S. Akademisinde ve Y . Mühendis

mektebinde Profesör

Plân evvelâ arazi yüksekliklerine ve tesviye münhanilerine, saniyen mevcut cadelere ve >bina,-lara ne kadar uygun olursa onun tatbiki o derece ucuz başanlır.

Birinci kendiliğinden anlaşılacak kadar tabii-dir. Buna rağmen çok defa, âdeta çocukçasına ih-mal edilir. Tamamen icbar edici sebepler olmadık-ça dünyanın hiç bir belediyesi tepeleri eşip düzle-tecek ve vadileri doldurup yükseldüzle-tecek kadar zen-gin değildir. Buna rağmen bu geniş ölçüdeki işlerin plânlanışında âdeta şuursuz hareket ediliyor. Bu, sadece dikkatsizlik neticesidir. Fakat bazan da, ölç-me tekniğine taallûk eden vesaikin fena tersim edil-mesinden, irtifa erkanımın sarih yazılmayışmdan ile-ri gelir. Bilhassa Anadolunun dağlık sahalarında şe-hir plânının yapılmasına esas teşkil edecek vesaikin âzamî bir itina ile teslim edilmesi hiç şüphesiz bi-rinci şarttır.

Ya ikincisi?

Şimdi bu memleketin en mühim bir mesele-sine ıtemas ediyorum. Şehirlerin eski mahalleri ne olacak?

Bu sorguya ancak her bir şehrin vaziyetine göre ayrı cevaplar verebilir. «Yakın ve yeniden yapın» diye kestirme bir cevap verlirse, ıbu, sade-ce şarlatanlık olur.. «Muhafaza ediniz!» tarzında bir cevap aynı mahiyettedir.

Her bir şekildeki hususî vaziyeti tetkik etmek ve önce daha birçok başka sorgulara cevap vermek lâzımdır.

Binaların yapısı kıymetsiz midir? (Meselâ ker-piçten mi yahut çamur harç ile yuvarlak taşlardan mı yoksa hattâ herhangi bir harç kullanılmaksızın mı yapılmışlardır?)

Caddeler ve sokaklar düzgün olmıyarak eciş bücüş bir halde ve fena bir istikamet çizgisi ile mi yapılmıştır?

Evlerin bünyesi aşınmış ve eskimiş midir? Uzun zamanlar kullanılmak yüzünden sıhhate zararlı bir haie mi gelmişlerdir? (Meselâ hastalık mikrop-ları, haşarat var mıdır?

Su ve sair İhtiyaç maddelerinin borularım ora-lara kadar götürmek güç veya imkânsız mıdır?

Kâfi derecede güneş görmüyor mu? (Verem hastalığı!). Yakında bataklıklar var mı? (Sıtma hastalığı!) Çocuk vefiyatı yüksek mi? Bu acıklı lis-tenin sorgularından ancak bir kısmına bile fena bir cevap veriliyorsa o zaman hiç fcejeddjü't etmeden karar ittihaz etmek kolaydır: «Yıkınız, halkı başka bir yeıe iskân ediniz!»

Fakat bu, ancak yeni ikametgâhlar hazırlan-dıktan sonra tatbik edilmelidir. Fena da olsa bir dam altında barınmak açıkta oturmaktan iyidir. Ye-ni ikametgâhlar iskân mahalleleri şeklinde elde edil-melidir. iskân mahallesi bütün iktisat, sıhhat ve arazi faydalarından istifade eder. Birinci dünya har-binin ağır ve yoksul senelerinde Almanyada ve Ho!-landada yaratılan iskân şekli paraca âzamî tasarrufu temin etmekle beraber sakinlerine sıhhat ve yaşama neşesi vermiştir. Önce bütün şehir içine dağılmış ev-lerde, hattâ barakalarda iskân* şeklini denemeye kalkmak doğru olmaz! Bu şekil daima fena netice vermiştir!

(2)

ne kadar mühim meblâğiarın bahse mevzu teşkil et-tiğini kolayca hesaplayabilirsiniz.

Amerikalıların (Blighied area) dedikleri köh-ne ve çökmüş mahalleler ıslah suretile yola getiri-lebilir mi? Bu imkânı büyük bir itina ile tetkik et-mek lâzımdır. Kendisinde biraz hekim gözü ve için-de insanlara karşı sevgi duyugusu bulunan tecrübeli bir inşaat memuru çok şeyler elde edebilir. Fakat bu adamın yerli olması, mahalli iyi tanıması lâzım-dır. Başka yerden getirilen memur bu işi yapamaz. Böyle bir tecrübeli bir memur önce en pis bina-ları yıkacaktır. Her şeyden evvel temizlik için ve sonra serbest sahalar elde etmek için uğraşacaktır. Akıllı bir belediye idaresi bilhassa bu köhne ma-hallelerde mektepler, çocuk bahçeleri, kreşler ve saire gibi umumî hayır müesseseleri vücuda getir-meli ve bu suretle temizlik yapmalıdır. Konuşma-larımızın sonunda bu noktaya tekrar temas edece-ğiz.

Eğer binaların yapısı sağlam bir halde ise bu takdirde son kısımda «şehrin bakımı» başlığı altın-da hulâsa ettiğim tarzaltın-da hareket etmek kâfidir. Bu takdirde binaları yıkmak cezalandırılmağa de-ğer bir israf olur ve şehrin bu gibi mahallelerine tahrip edici şekilde müdahale etmekten de sakın-mak icap eder. Bir seyrüsefer yolu açılacaksa buuun bile etrafı gözeterek ve koruyarak yapılması lâzım-gelir. Mahalle arasındaki yollar ve caddeler ise se-neler geçtikçe kendiliklerinden düzelir. Yeni yapı-lacak bir bina, önünden geçen bir orta mihverinin 5 - 6 metre gerisinde kalmalıdır. Binaların eski hi-zasından geçen çizgi gerisinde kalan kısım şimdilik bahçe halinde tutulmalı ve ancak bütün bu eski hıza-gerisinde kalan kısımlar tamamen boşaldığı zaman caddeyi bu bahçelerle genişletmelidir. Çıkmaz so-kaklarda ve binalar arasındaki avlu kısmalarında inşaat müsaadesi ancak şehircilik bakımından tam bir zaruret olduğu hallerde verilmelidir. Şehrjn ye-ni mahallelerinde evlerin hizaları bittabi gayet bü-yük bir hassaslıkla çizilmelidir. İşten anlamıyanlar-da ve yeni başlıyanlaranlamıyanlar-da bu hassaslık olmaz ve bu onlardan beklenemez.

Şehir inşacılığında iktisada riayetkârlığın üçün-cü ana prensibi şudur: Şehrin sahasını tahdit etmek lâzımdır ve bu mutlaka şarttır! Bu şarta riayet et-mek istenilmezse şehrin modern şehircilik icabatına göre ele alınmasından vazgeçmek lâzımdır. Saha bakımından (şehir) mefhumu memleket ve köy mefhumunun aksine bir mâna ifade eder. Orca bir şehir küçük bir kasabaya nazaran başka bir inkısam gösterir. Büyük şehrin ise kendine mahsus bir me-todu vardır. Şehrin göbeğindeki kesafet şehrin bü-yüklüğüne göredir. Şehir büyüdükçe şehrin

göbeğin-deki binalar daha sık ve daha yüksek olmağa baş-larlar.

Şehir plânlarının büyük bir kısmı şehir nüfu-sunun ileride muhtemel artmasına bakılarak beher nüfus için kanunen ve marufen 65 metre murabbaı ile zarbedilmek suretile yapılmaktadır. Garb memle-ketlerindeki erkam ile mukayese edilince bu rakam

o kadar az değildir. Düşününüz ki; birinci dünya harbinden sonra Almanyada bir aile ikametgâhında 70 metre murabbalık 'bir saha esas tutulmuştur. 80 metre murabbaını geçince devlet tahsisatı pek de te-min edilemiyordu, ikametgâh inşaatının, böyle ge-niş ( ! ) bir esas üzerinden tutulunca, kâfi derecede iıerletilmesine imkân görülmediğinden bu rakam daha da aşağıya indirildi. Bir nevi (karneleştirme) diyebileceğimiz bu ufculde biraz ifrata gidilmiştir. Ben böyle küçük rakamları tavsiye edecek değilim, fakat, Türkiyede geniş ikametgâhlara alışılmış ol-masına rağmen 80 - 90 metre murabbalık bir saha-nın bir ikametgâh için kâfi olacağı kanaatindeyim. Çünkü, Türkiyede aileler daha kalabalıktır. Her bir ailenin 5 - 6 kişi olduğunu hesaba katmak lâzım-dır. Ebeveyn ile çocukları çok defa birlikte oturu-yorlar. İskân vahidi olarak 300 - 400 metre murab-balık bir saha hesaplamak lâzımgelmektedir. Bu rakam şehrin göbeği için fazla ise de dış kısım-lar için muvafıktır. Şöyle mihaniki surette verdiği-miz bu misalin neticesi öyle geniş bir şehir sahası hasıl eder ki modern bir surette imarına kat'iyyen imkân olamaz. (Yolları, sokakları, caddeleri, su, havagazı, elektrik, telefon ve sair hatlarınif

seyrü-sefer vasıtalarını düşününüz.), işte iyi birer mimar olmakla beraber şehircilik bakımından sadece müf-rit birer heveskâr olan birçok kimseler bu geniş ra-kamlara kapılıyor. Küçük bir kasabaya plânda Ce-nevre şehri kadar büyük bir saha vermişler.. Bu, çok acı birşey olmasaydı insan gülerdi. Bir küçük ziraat kasabası, bulvarları arasında Paris kadar bü-yütülmüştür. Bir başka kasabanın kutru beş bu;-' çuk kilometre olarak tutulmuştur. Beş buçuk kilo-metre!

Şehrin sahası tahdit edilmek lâzımdır! Nüfu-sun ileride artacağına göre şehir bünyesinde hasıl olacak değişiklikler hesaba katılmalıdır.

Çok geniş tutulmuş plânların içindeki israf müthiştir.

(3)

ekonomik inşaat yapmak mümkün olabilir. Kaba-hatli gördüğümüz plânlarda yapılan iş ise uçsuz bu-caksız surette genişletilen bir şehirde bir nevi serp-me binalar inşa edilserp-mesidir. Bu tarzda inşaat bir şehrin hakikî felâketi demektir ve bu yüzden birçok şehirler tuhaf bir surette gelişmişlerdir. Yâni şehrin ufak bir kısmı tekâmül etmiş, pek geniş olan şeh-rin diğer kısmı olduğu gibi bırakılmıştır ve buralar-da hiç bir belediye hizmeti görülememiştir. Bu gibi şehirlerin böyle bakımsız kalan kısımlarının, en iyi halde olanları, bir nevi köy mahallesi, en fena hal-de olanları ise birer sefalet mahallesi vasfına müste-hak bulunmuşlardır ve hiç kimse bunlarla alâkadar olmamıştır. Şehir sahasının coğrafya ve iktisat şartla-rına göre tahdit edilmesi icap eder. Bu tahdit o su-retle ve itina ile yapılmalıdır ki, gerek şimdiki ge-rekse istikbaldeki yaşama şartları iyi bir hald-3 bu-lunsun. Her hangi bir inşaat için ancak hakikî inşa plânı dairesinde müsaade verilmek lâzımdır. Çün-kü, aksi takdirde şehir kenarlarındaki birkaç bina yü-zünden belediye idaresi cadde ve sokaklar, havaga-zı, elektrik, su ve saire hatları, mektep inşaatı ve saire gibi muazzam masraflar ihtiyar etmek mecbu-riyetinde kalır. Yahut da bu kısımlarda oturanları, sanki şehir dahilinde değiller imiş gibi, kendi baş-larına terkeder. Şehrin, şimdi veya ileride inşaat yapılmağa mahsus olan kısmından başka, kendi hu-dudları dahilinde ve fakat dış kısımlarda da bir sa-hası bulunabilir ve bulunması lâzımdır. Bu saha şeh-rin bahçeler ve ormanlardan mürekkep büyük yeşil saha ihtiyatını teşkil eder. İstikbale ait vazifeler bu sahada halledilebilir. Küçük yazlık evlere burada yer verilebilir ise de devamlı surette kullanılan ika-metgâh binalarının 'burda işi yoktur.

Şehir inşacılığında iktisat bakımından dör-düncü ana prensip şudur:

Tehlikeli sahalarda inşaat yapılmıyacaktır! Yer

sarsıntısı, su baskını ve kömür madenleri sahaları ile asid sülfürik ve saire gibi zararlı gazlar ve du-manlar savuran fabrikaların cihetinden gelen rüz-gâra .maruz sahalarda inşaat yapılmıyacaktır! Çün-kü aksi takdirde gerek binalar gerekse insanlar bir gece içinde veyahut da senelerle süren aşınma ve yıpranma tesirile mahvolur giderler.

iktisada uygun şehirciliğin beşinci bir esas şartı da şehircilikte küçük tesislere lâyık oldukları ehemmiyeti vermektir. Tenvira; ve telefon direk-leri, tramvaylar, elektrik nâkildirek-leri, bekleme mahal-leri, durak işaretmahal-leri, abdesthaneler, süt büvetmahal-leri, gazete satış kulübeleri, Litfass denilen ilân sütunla-rı, benzin kulübeleri, telefon köşkleri ve saireden mürekkep olan bu küçük tesisler her büyük şehirde sayısız miktarlarla mevcuttur. Bunlann şehrin

gö-rünüşü üzerine yaptıkları tesir ve şehri gezenler üze-rinde bıraktıkları intiba çok defa birkaç âbideden daha ehemmiyetlidir, binaenaleyh bunların şekil ve tertibine çok ehemmiyet vermek lâzımgelir. Böyle pek çok sayıda yapılacak eserlerin şekli bittabi sa-de olmalıdır. Bunlarda tezyinat caiz sa-değildir. Demir,

Ccirn. çini, mermer, bakır levhalar gibi zamanımızın

malzemesini zamanımızın şekillerinde kullanmak bir şehrin fikir ve ruh seviyesi hakkında intiba bı-rakır. iyi şekil yapmak için fazla masraf etmek icap etmez. Biraz düşünmek ve zevk sahibi olmak kâ-fidir. Abidevî Selçuk ve Osmanlı binalarının insan üzerinde yapığı tesirin kaba tenvir direklerde ne kadar bozulduğunu düşününüz! Güzel şehirler gör-düm ki oralarda ana caddeler, böyle kaba tenvir direkleri yüzünden müstemleke şehirlerinin sokak-larına benzemişti. Bu bir israftır! Yani mevcut mâ-nevi kıymetleri tahrip etmektir! Bu tahribat yapıl-dıktan sonra tevazün temin etmek hah gibi tarhlar vücuda getirmek boşunadır.

Şimdi yavaş y a v a ş teknik teferruata giriyo-rum. Vergilerle ve büyük gayretlerle elde edilen be-lediye varidatını en fazla kemiren şey cadde ve so-kakların crta kısımlarındaki kaldırımlardır. Binae-naleyh iktisatlı bir şehir inşacılığının esaslı bir kai-desi şudur: Caddelerin orta kısmını şimdiki ve yakın bir istikbaldeki muayyen ihtiyaca uygun oLın-dan daha geniş yapmayınız! Yalnız, ana caddelerde caddenin profilini o suretle tertip etmelidir ki, ile-ride bu cadde gayri muntazam bir surette genişle-tilmek icap ederse bu, kolayca mümkün olsun. .Vle-, sel£ caddenin iki tarafına bisiklet yolları yapılabilir ve bunlar ileride icabında müvazi yollar haline ge-tirilebilir. Yahut kenarlarda geniş ağaçlı kısım bıra-kılır ve ileride caddeye kalbedilmesi mümkün oiur. Çok pahalıya mal olan bir şekil ise «bulvar» deni-len tarzdır. Y a y a gidiş gelişlerinin yaya kaldırım-larında v-e şehirlilerin hayatının kahvelerin önünde-ki taraçalarda revnaklaştığı zamanlarda Parisin so-kak manzarasının hususî bir cazibesi vardı ve o za-manlar Parisin bulvarlarının şöhreti büyüktü. Bü-rodaki bulvarların ekserisi Ankaradaki tarzın bir taklidinden ibarettir. Fakat Ankaradaki bulvarlara şekil veren adam yüksek dereceden bir şehircidir ve bu bulvarların tamamen mânası vardır.

(4)

hal gösterir. Böyle bir yoldan geçen bir alay, is-palyaları arasında yürürken insan üzerine çok daha hoş tesir «der. Kıt'a burada yürürken bir zafer ge-çişi manzarası arzeder. Geniş tek yollu bir cadde

insanda hacimli, üç buudlu, bir yol intibaı bırakır; cadde bir bütündür. Çift yollu cadde ise bize bir

çizgi gibi tesir eder. Bazan böyle caddeye kat'i lü-zum hasıl olabilir. Fakat caddenin iki yarısı kolay-lıkla birbirinden ayrılıp dağılırlar. Her iki istika-metteki otomobil seyrüseferi mütemadiyen çok ise, bu gibi hallerde bu tarzda bir caddeye lüzum var-dır. Eğer seyrüsefer bazan bir, bazan diğer istika-mette çok oluyor ise, bu takdirde geniş, tek yollu bir cadde fazlasile üstündür. Meselâ orta büyüklük-teki şehirler de böyledir. Buralarda seyrüsefer gü-nün muayyen saatlerinde çarşıya doğru ve diğer muayyen saatlerinde ise çarşıdan diğer istikamete doğru akar. Eğer iki tarafına geniş tepeli ağaçlar itina ile dikilirse tek yollu geniş cadde şe-hir inşacılığı bakımından emsalsiz bir güzel-lik vasıtası olur: Yeşil yapraklardan mürek-kep bir çardak çatısı!.. Şayet bulvar yapılması tercih edilirse, bunun doğru ve muvafık bir tarzda tesis edilmesi lâzımgelir. Her bir yolun genişliği en az ( 5 ) metre olmalıdır. Fakat bu genişlik az bile gelir. Çünkü bir otomobilin diğerinin yanından önü-ne geçmesi veya hem araba ve hem de oto-mobiller gibi çeşitli vasıtaların birlikte bu yoldan iş-lemesi bu genişlikte zordur. Normal olarak ( 6 ) met-re kabul edilmelidir. İki yol arasında kalan orta

kısmı bir nevi gezi haline getirmenin büyük bir kıymeti yoktur. Fakat ya kaldırımlarında gölge veren ağaçlar dikilmesine ehemmiyet vermek icap eder. Geniş tek yollu cadde ise, orta büyüklükteki şehirlerde, ( 8 ) metre olursa kâfidir. Çarşıya gidiş -gelişin çok olduğu veya demiryol istasyonu dolayı-sile seyrüseferin fazla bulunduğu yerlerde (İO) metre genişlikte tek yollu bir cadde her biri ( 6 ) metre genişlikteki iki yollu caddeden çok daha iyi iş görür. Halbuki ( 1 0 ) metrelik tek yollu caddenin

masrafı altışar metrelik çift yollu caddeninkiniıı an-cak 2 - ^ 3 cu kadardır. Çünkü yol ile yaya kaldırımı arasındaki kenar taşları iki mislidir ve iki yol ara-sında kalan orta kısmın istimlâk ve tesis masrafları da vardır. Uzun seyrüsefer yollarında çok geniş caddeler azru edilir birşey değildir.

Dükkânlık, çar-gı caddelerinde ise büyük bir h.*tâ teşkil ederler. Atan bir damarı, bir nabzı, doı-.yabilmemiz için onu kolayca sıkıştırabilmemiz

lâ-zımdır. Dünyanın en meşhur dükkânlık caddeleri, yani çarşıları, oralarda insanların biraz kalabalıkça

olmasından dolayı daha cazipleşmiştirler. Bu gibi

cadde ve sokakların ileride icabında ne suretle ge-nişletilebileceğini şehir inşacısı bilmelidir.

İskân mahallelerindeki caddelerin ise gayet dar ve kısmen de yaya kaldırımları ayrı olmıyarak ya-pılmaları mümkündür.

Yaya kaldırımlarının ortalarını levha taşlarla tesbit etmek ekserya kâfidir. Bu suretle ağaç dikil-mesi kolaylaşır, zemin havalanır ve ekonomik olur.

Meydanların fazla geniş olması da 'şehirler için güç tahammül edilen iktısatsızlıklardır. Birçok plânlarda gördüğüm falza geniş meydanlar hiç de azametli ve âbidevî bir tesir yapmak düşüncesinden doğmuş değillerdi. Bilâkis işten anlamayış ve bil-meyiş neticesi idiler. Böyle plânları yapanlar hiç olmazsa şunu bilmelidirler ki belediye veya devlet böyle meydanların etrafına bu tenasüple büyük mikyaslar tatbikına imkân bulamıyacaklardır. Be-lediyeler esasen bu çapta büyük meydanları bile tesise ve bunların bakımına imkân bulamazlar. Böy-le gayet geniş meydanlarda yapılan millî bayram-lar ve törenler ve geçit resimleri de tesirsiz kalır. Binlerce insan bile bu çıplak ve gölgesiz meydan-da kaybolup gider.

(5)

şs-hirlerin caddelerini genişletmek için en ucuz çare-dir ve faydalan da saymakla tükenmez. Bu cadde tarzı bu memlekette doğmuştur. Dördüncü asırda E-fes şehrinde Arkadius tarafından tüccarların dükkân-ları önüne yaptırılmış olan sütunlu güzel yola bu isim verilmişti. Oradan kalmıştır. Şehrin merkezinde üç aktlı binalar yapılmak suretile Arkadlar yeniden canla ndınlacaktır.

Henüz söylemediğim bir nokta daha var: B:r şehrin fikir ve ruh seviyesini göstermek için ucuz bir tedbir vardır: Belediye, yazılara itina ettirmelidir. Cenupta bir şehirde eski abidevî binalar gördüm ki üzerine alfabeye yeni başlamış bir çocuk yazısı ile ta-rifat ve izahat konulmuştu. Güzel Romen harflerile yazılmış olsaydı bozacak yerde süslerdi. Dükkân ve mağazaların levhalarındaki, reklâmlardaki, daire ve müessese lehvalarındaki yazılara tesir edilmelidir. Bırakacağı intiba insana hayret verecek derecede bü-yüktür.

Yine böyle ucuz bir tedbir daha var: Binalarda-ki ortadan kaldırılamamış çirBinalarda-kinlikleri yok etmek, ha-rabelere süs ve hayat nuru vermek için onları sarma-şık nev'inden çiçek ve nebatlarla bezemelidir.

Mas-rafı çok cazdır. Buna rağmen bir şehire bütün bir hu-susiyet temin ederler.

Ekseriya ihmal edilen 'bir takım teknik kaideleri daha sıralıyalım: Caddelerin yol kısmı ile y a y a kaldı-rımı arasındaki kenar taşları bazan çok yüksektir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bir iş sahibinin arzusu üzerine mimar tarafından hazırlanan proje mevkii tatbike konulmaz ise, o binanın inşası için miktarı tesbit edilen malzemenin ve bütün binanın

Direkler evin dere- cesine göre işlenmeden bırakıldığı gibi ayrı ayrı renklere d

SECTION VIEW TO SCAFFOLDING SETTLEMENT PLAN FLANŞLI İSKELE / Flanged Type Scaffolding System.. İSKELE YERLEŞİM PLANI KESİT

Latin Amerika'nın yeşil hedefleri göz önüne alındığında, dünyada büyük ölçekli yenilenebilir enerji finansmanından yararlanmak için daha iyi konumlanmış çok

Araştırmanın saha çalışması, kent kullanımı kısıtlı kadınların tespit edilmesinin ardından üç ana aşamadan oluşmuştur: Kadınlarla evlerinde yapılan

2005 yılı Kasım ayında yüzde 38 seviyelerinde bulunan sebze fiyatları yıllık artı oranlarının, 2006 yılı Kasım ayında yüzde 1 seviyelerine gerilemesi

Araç; 6 adet thruster (Sualtı Tahrik Ünitesi), su sızdırmaz tüp, iskelet destek çubukları, Penetratörler (Kablo tutucular), üst korumalık kapak, alt-üst

zmir l Müdürlü ümüzce 12 Ocak 2009 tarihinde Ortopedik Özürlüler Derne inde zmir Büyük ehir Belediyesi Yerel Gündem 21 toplulu una, Kurumuzun hizmetleri, özürlülere