MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI EĞİTİM KURUMLARINA YÖNETİCİ SEÇME SINAVI (2021-MEB-EKYS) 1. DENEME SINAVI PDF

(1)

Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının kurumumuzun yazılı izni olmadan kopya edilmesi, fotoğ- rafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve testlerin

.PDF ÇÖZÜMLER

YÖNETİCİ SEÇME SINAVI

(2021-MEB-EKYS) 1. DENEME SINAVI

PDF

(2)

K A P L A N A K A D E M İ Y A Y I N C I L I K

www.kaplanakademi.comwww.kaplanakademi.com

ÇÖZÜMLER

4. Yazım yanlışı sorularında; “büyük harflerin kulla- nımına, ayrı ve bitişik yazılan sözcüklere, -de, -mi ve -ki’nin yazımına dikkat edilmelidir. B seçene- ğinde “hiçbiri” iki sözcükten oluşan belgisiz bir za- mir olduğu için bitişik yazılır. C seçeneğindeki “bir- çok” sözcüğü iki sözcükten oluşan belgisiz bir sı- fat olduğu için bitişik yazılır. Ayrıca “tereddüt” söz- cüğünün yazımı da doğrudur. D seçeneğinde ge- çen “mademki” sözcüğündeki -ki kalıplaştığı için ve E seçeneğindeki “sanki” ifadesindeki -ki kalıp- laştığı için bitişik yazılır. Her sözcüğü “herhangi bir, herhalde ve herkes sözcükleri hariç ayrı ya- zılır. Buna göre A seçeneğinde bitişik yazılan “her birimiz” ayrı yazılmalıydı.

(Cevap A) 3. Parçada geçen “canlanacaktır” sözcüğünde fiil- den isim türeten yapım eki değil, isimden fiil tü- reten yapım eki kullanılmıştır:

can: isim kökü lan: isimden fiil

(Cevap E)

6. Parçada, “Anadolu’da hangi büyücek kasabaya adım atsanız tuluat tiyatrolarından birine rast ge- lirsiniz.” denilerek tuluat tiyatrolarının geniş bir coğ- rafyada tanındığı ve iz bıraktığı düşüncesine temel oluşturulmuştur.

(Cevap D) 5. “İnsanlar duygu ve akıl arasındaki tutturdukları

dengeyle ayakta kalır ve yaşam denen yolda iler- ler.” ana düşüncesinin öne çıktığı öncüldeki cüm- lelerde bir örnekle bu düşünce somutlaştırılmaya çalışılmıştır. Buna göre, “Atlardan biri aklın, diğe- ri duygunun temsilcisi ve bir at sizi sürekli yolun bir tarafına, öbürü de diğer tarafına çekmeye ça- lışıyor.” cümlesinin III. cümleyi takip etmesi gerekir. Bunun için de IV. cümleyle V. cümlenin yer de- ğiştirmesi gerekir.

(Cevap E)

7. Parçada, düzyazı ve şiir konusunda yapılan kar- şılaştırmada ciddi bir dayanak olmaksızın doğru olmayan çıkarımlarda bulunulduğu vurgusu var- dır. Buna göre paçanın sonuna, “Düzyazının bir yerde tıkandığı sonucunu nereden çıkarırlar bilin- mez.” cümlesinin getirilmesi anlam akışına uygun olacaktır.

(Cevap C)

8. 16 gün içinde 2 hafta artı 2 gün vardır.

2 hatta Haluk 10 20 4 30 320: + : = sayfa Levent 10 29 4 15 350: + : = sayfa kitap okur.

Okunan kitap sayfalarının eşit olması için 1 hatta sonuna daha ihtiyaç vardır.

320 2 30 350 2 15+ : = + : , bu durumda kitap oku- maya cumartesi başlanmıştır.

(Cevap A) 2. Öneri, bir konuyla ilgili yapılması istenen bir şeyi

dillendirmektir. Verilen parçanın lV. ve V. cümle- lerinde kentlerle ilgili önerilerde bulunulmuştur.

(Cevap E) 1. Parçada, antolojilerin işlevinden söz edilirken “se- çilenlerkadar dışarıda bırakılanların da okura bir şeylersöylediğini duyumsatır” sözlerine yer veril- mesi,okura “beğenisini oluşturmada kendisini elin- dekilerlesınırlamaktan kaçınma” düşüncesini ilet- mektedir.

(Cevap E)

(3)

9. a a a a a

a a a a a

11 3 5 4 12 12 11 132

15 5 4 10 10 15 150

19 3 4 8 8 19 152

23 3 5 9 9 23 207

: :

= + + = = =

olur.

Ancak 187 bulunamaz.

(Cevap D)

10. ³

3 3 3

3 16 3 16 3 8 2 3 bulunur.

2 = 2 = =

  

(Cevap A)

11.

.

a b ise

b a dir

2 2 - = - = -

a b 2

2 2 4

b a 2

3 3 3 3 81 bulunur.

3 3

− +

− = − = = =

(Cevap E)

12.

3 beyaz 5 mavi

Torbadan çekilen bilyenin mavi olma olasılığı ( )

p M =85

Zarın en az 2 gelme olasılığı Ör: u$1 2 3 4 5 6, , , , , ."p A( )=65

Bu durumda torbadan çekilen bilyenin mavi ve za- rın en az 2 gelme olasılığı

( ) ( ) .

p M p A 85 bulunur

65 4825

: = : =

(Cevap E)

13. Grup 100x kişi olsun.

a b c

F B a b x

b c x

a b c x

c x

80 70

100 20

x 80

+ = + = + + =

= Z

Grupta yalnız basket oynayan c = 20x grubun (100x) % 20 sidir.

(Cevap A)

14. 3 kamyonla a seferde taşınıyor 4 kamyonla a – 2 seferde taşınıyor T.O (a ) a

a a

a

4 2 3

4 8 3

8 - = :

- =

=

3 kamyonla 8 seferde taşınıyor 6 kamyonla x seferde taşınıyor T.O

. x

x sefer bulunur

6 3 8

24 46 : = :

= =

(Cevap D)

15. Uygurlar, Göktürk yazısını bırakarak kendilerine özgü yeni bir alfabe düzenlemişlerdir. Uygur alfabesi, Soğd kökenli olup bazı değişikliklerle Türk- çe’ye uyarlanmış, Karahanlılar döneminde, hatta 15. yüzyılın sonlarına kadar kullanılmıştır.

Karahanlılar Dönemi’nde Yusuf Has Hacib ta- rafından kaleme alınan ilk Türkçe siyasetname alan Kutadgu Bilig adlı eser de Uygur alfabesi ile yazılmıştır.

(Cevap C)

(4)

Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme Sınavı

16. A, B, D ve E seçeneklerinde yer alan bilgiler, Ku- tadgu Bilig (Yusuf Has Hacib) ile Atabetü’l Haka- yık’ın (Edip Ahmet Yüknekî) ortak özellikleridir. An- cak hükümdarların emriyle yazıldıkları söylene- mez.

Atabetü’l Hakayık, Edip Ahmet tarafından Kaş- gar şivesinde Uygur alfabesi ile yazılan ahlaki bilgileri içeren eserdir. İslamiyetteki ahlaki kurallar halka anlatılmaya çalışılmıştır. “Gerçekle- rin Eşiği” anlamına gelmektedir.

(Cevap C)

17. B, C, D ve E seçeneklerinde verilen gelişmeler, Osmanlı Devleti’nin hem beylik hem de imparatorluk döneminde sahip olduğu özelliklerdir. An- cak, Osmanlı Devleti’nin İslam dünyasının liderli- ğini üstlenmesi, imparatorluk döneminde sahip ol- duğu bir özelliktir. Halifelik I. Selim (Yavuz)’in Mı- sır Seferi ile Osmanlı Devleti’ne geçmiş ve böyle- ce İslam dünyasının liderliği de ele geçirilmiştir.

(Cevap A)

19. Eğer Türkiye’de deprem riski yerleşme yapılırken dikkate alınsaydı, deprem haritasına göre en tehlikeli olan yerlerden Marmara ve Kıyı Ege’nin sey- rek nüfuslu, en güvenli olan Tuz Gölü çevresinin ise yoğun nüfuslu olması gerekirdi. Yine tehlikeli yerlerden biri olan İzmit’te rafinerinin kurulmama- sı gerekirdi. Ancak son zamanlarda deprem riski Türkiye’de göz önüne alınmaya başlanmıştır. Bu yüzden, deprem konusunda en güvenli yerlerden biri olan Sinop ve Anamur kıyılarında santral ya- pılması planlanmaktadır.

(Cevap D)

20. Şeker fabrikaları Türkiye’de özellikle iç bölgeleri- mizde yoğunlaşmıştır. Bu fabrikalar şeker panca- rı ekilen tarım alanlarına yakın olmak zorundadır.

Çünkü şeker pancarı tarladan söküldükten sonra kısa bir zamanda işlenmesi gerekir. Ancak Hatay ili kıyıda yer alır. Bu ilimizde, tarım alanları daha yüksek gelir getiren ürünlere ayrıldığından, şeker pancarı ekimi yapıldığı ve şeker fabrikalarının bu- lunduğu söylenemez.

(Cevap B) 18. 1453 yılında İstanbul’un fethi sonrasında Fatih

Sultan Mehmet’in isteği üzerine 1460 yıllarında yapımına başlanılan Topkapı Sarayı’nın inşası 1478 yılında tamamlanmıştır. Fatih’ten itibaren 31.

padişah Sultan Abdülmecid’e kadar yaklaşık dört yüz yıl süreyle imparatorluğun idare, eğitim ve sa- nat merkezi, padişahların da evi olmuştur. XIX.

yüzyılın sonlarından itibaren yavaş yavaş hane- danın Dolmabahçe Sarayı’na taşınması ile terk edilen Topkapı Sarayı, tarihi önemini ve değerini korumuştur.

Topkapı Sarayı; Birun, Enderun ve Harem bö- lümlerinden oluşmaktadır. Birun, sarayın dış bö- lümüdür. Enderun, sarayın iç bölümüdür. Padi- şahın hizmetinde olan görevliler burada kalırdı.

Devlet adamlarının yetiştirildiği Enderun mek- tebi de bu bölümdeydi. Harem; hükümdarın ve ailesinin yaşadığı bölümdür. Harem ağasının yönetiminde sarayda görevli olan kadınlar ha- remde yaşamlarını devam ettirmekteydiler.

(Cevap B)

21. Nüfusun yaş ve cinsiyet yapısını gösteren grafik- lere nüfus piramitleri denir. Nüfus piramitlerinde yaş grupları; 0-4, 5-9 .... 65-69, 70-74 ... şeklin- de dar aralıklı olarak ya da 0-14 yaş (genç ya da çocuk nüfus), 15-64 yaş (aktif ya da yetişkin nü- fus) ve 65 ve üstü yaş (yaşlı nüfus) gibi geniş ara- lıklı olarak sınıflandırılmaktadır. Nüfus piramitleri- ne bakılarak o bölgedeki toplam nüfusun yaş grup- larına göre dağılımı ile genel olarak o bölgenin toplumsal ve ekonomik yapısı hakkında bilgi edi- nilebilir. Ancak nüfus yoğunluğunu yorumlayabil- mek için ülkenin toplam yüz ölçümü de bilinmeli- dir.

(Cevap A)

(5)

22. Kalker (kireç taşı), en yaygın olan kimyasal tortul kayaçlardandır ve suda kolay çözünmektedir. Bu tür kayaçların çözünmesiyle oluşan şekillere de karstik şekiller denir. Lapya, dolin, uvala, polye, obruk ve yer altı mağarası çözünmeyle oluşan şe- killerin başlıcalarıdır.

(Cevap B)

23.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de sel ve taşkın- lar, en sık görülen ve en çok zarara yol açan afet- lerin başında gelmektedir. Sel ve taşkın olayları- nın afete dönüşmesi, doğal etkenler (iklim, bitki örtüsü, topoğrafya vb.) ve insanların birtakım fa- aliyetleriyle yakından ilişkilidir. Yanlış arazi kulla- nımı, bitki örtüsünün tahribi, altyapı yetersizliği, hızlı nüfus artışı ve gerekli önlemlerin alınmama- sı gibi faktörler bu durumun başlıca sebepleridir.

Türkiye’de sel ve taşkın olayları; yağışların artma- sı ve kar erimelerine bağlı olarak en fazla nisan, mayıs ve haziran aylarında görülmektedir. Hemen hemen her bölgemizde görülen bu olaylar, daha çok akarsu yataklarına yakın olan yerleşmelerde meydana gelmektedir. Haritaya göre, Çanakkale, Ankara, Samsun, Erzurum ve Amasya illerinde bu afet riski yüksek; Konya ilinde düşüktür.

(Cevap A)

24. HSK on üç üyeden oluşmaktadır. Kurulun başka- nı Adalet Bakanı’dır.

Kurul; Bakan, Adalet Bakanlığı ilgili Bakan yardım- cısı ile cumhurbaşkanınca seçilen dört ve Türki- ye Büyük Millet Meclisi’nce seçilen yedi üyeden oluşur.

(Cevap D)

25. Cumhurbaşkanının aldığı olağanüstü hal kararı ve olağanüstü Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri- nin TBMM’ye sunulması gereklidir.

(Cevap B)

26. 1982 Anayasası’na göre 15 gün içinde cevaplan- dırmak üzere Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve bakan için milletvekilleri yazılı soru verebilir.

(Cevap D)

27. G7 zirvesi her yıl düzenli olarak yapılmaktadır.

2020 G7 Zirvesi Covid 19 salgını nedeniyle video konferans yöntemiyle ABD’nin ev sahipliğinde ya- pılmıştır.

(Cevap B)

28. Türkiye A, C, D ve E’deki kuruluşlara üyedir. Fa- kat ülkemiz Bağımsız Devletler Topluluğun üyesi değildir.

Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT): Sovyet- ler Birliği’nin dağılmasından sonra 12 devlet- ten kurulan birliktir. Türkmenistan (2005), Gür- cistan (2008) ve Ukrayna'nın (2014) ayrılma- sıyla BDT'nin 9 üyesi kaldı.

(Cevap B)

(6)

Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme Sınavı

37. Yeni programda yer alan ara disiplinler resmî programda yazılı olarak yer aldığı için bu durum örtük programla ilişkilendirilemez. Örtük program resmî programda yazılı olarak yer almayan program tü- rü olarak açıklanabilen okuldan okula, öğretmen- den öğretmene farklılık gösteren bilinçli ve bilinç dışı sonuçları pozitif veya negatif öğrenmeleri ortaya çıkarabilecek program türüdür.

(Cevap C) 29. Mustafa Kemal 1921’de söylediği ifade ile

TBMM’nin her şeyin ve herkesin üstünde bir güç olduğunu belirtmiştir. Bu yüzden de ülkenin gele- ceğiyle ilgili konularda tek yetkili güç olarak TBMM görülmüştür. Bu bilgiden yola çıkarak böyle bir tu- tum sergileyen meclisin İstanbul Hükûmeti ile ya- kınlaşması söz konusu değildir.

Cevap B

30. Cemil Çeto İsyanı ve Milli Aşireti İsyanı I. TBMM’ye yönelik isyanlardandır.

(Cevap B)

36. Cumhuriyetçilik ilkesi ulusun yönetimdeki egemen- liğini esas alır; dolayısıyla ulusun yönetime katıl- masının önündeki engellerin kaldırılması bu ilke ile ilgilidir. E seçeneğinde verilen Misakımillî’nin kabul edilmesi ise ulusal egemenlikten çok ulusal bağımsızlıkla bağlantılıdır.

(Cevap E) 34. Halkçılık ilkesinin dayandığı esaslar;

• Dil, din, ırk, mezhep ayrılığı yapılmaksızın herkesin kanun önünde eşit olması

• Egemenliğin millete ait olması

• Hiçbir kişi ya da kuruma ayrıcalık tanınmama- sı

(Cevap D)

35. TBMM’nin 3 Mart 1924 tarihinde çıkardığı Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile öğretimdeki bölünmüşlüğe son verilerek, bütün okullar Millî Eğitim Bakanlı- ğına bağlanmış, öğretim ilkelerinde birlik sağla- narak ulusal kültür birliği oluşumu için zemin ha- zırlanmış ve dine dayalı eğitim anlayışı terk edile- rek laik eğitim sistemimizin temeli atılmıştır. An- cak 14 Temmuz 1921’de düzenlenen I. Maarif Kongresi’nin Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun sonuç- ları ile ilgisi yoktur.

(Cevap C) 31. Hâkimiyet-i Milliye, Mustafa Kemal tarafından 1920

yılında çıkarılmış ve Cumhuriyetin ilanından sonra Ulus Gazetesi adını almıştır.

(Cevap A)

32. Kütahya ve Eskişehir Savaşlarında alınan yenilgi- den sonra TBMM’de uzun süren tartışmalar ol- muştur. Yapılan görüşmelerden sonra, Mustafa Kemal’in “Başkomutan” unvanıyla ordunun başı- na geçmesi kararlaştırılmıştır. Bu doğrultuda 5 Ağustos 1921’de çıkarılan “Başkomutanlık Yasa- sı” ile TBMM kendi manevi kişiliğinde bulunan başkomutanlık görevini Mustafa Kemal’e devret- miştir.

(Cevap B)

33. 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Barış Ant- laşması’na Türkiye’yi temsilen Dışişleri Bakanı İs- met Paşa (İnönü), Sağlık Bakanı Rıza Nur Bey ve Eski Maliye Bakanı Hasan Bey (Saka) katılmıştır.

(Cevap A)

(7)

38. Öğrencilerin sisteme girmeden önce hazırlanan program tasarımları öğrenen merkezli kapsamın- da çocuk merkezli tasarımlar, sorun merkezli kap- samında ise çekirdek tasarımıdır. İki tasarım için- de hazırlanan programlar öğrenciler sisteme girmeden önce hazırlanmaktadır.

(Cevap C

39. Empati (eşduyum), bir başkasının duygularını, içinde bulunduğu durum ya da davranışlarındaki motivasyonu anlamak ve içselleştirmek demektir.

İletişim sürecinde tarafların (özellikle de kayna- ğın) empati yeteneğine sahip olması iletişimin ba- şarısı açısından hayati öneme sahiptir.

(Cevap A)

41. Eğitimciler öğrencilere, ırk, din, renk, milliyet, me- deni durum, politik ya da dinsel inançlar, toplumsal ya da kültürel kimlik veya cinsiyete dayalı ay- rımcılık yapamazlar. Bu nedenlerle hiçbir öğren- cinin herhangi bir programa katılmasını engelle- yemezler, hiçbir öğrencinin yararlarına engel ola- mazlar, hiçbir öğrenciye avantaj sağlayamazlar.

(Cevap C) 40. Varoluşçuluğa göre eğitimin amacı özgürlüklerin

artmasıdır. Her öğrencinin kendi değerler sistemi- ni yetişkinlerin zorlaması olmaksızın geliştirilme- sine izin verilmelidir. Öğretmen bu süreçte öğren- cilere yardımcı olmalıdır. Varoluşçuluğun temelin- deki düşünce toplumun ya da insan toplulukları karşısında bireyin biricikliği ve özgürlüğü ön plan- da gelir; tüm insanlar varolma ve kendilerini ta- nımlama sorumluğunu taşırlar. Varoluşçu düşün- ce; eğitim psikolojisi, öğrenme kuramı ve rehberlik konularındaki gelişmelere yol açmıştır.

(Cevap E)

43. Duygusal tükenme; kurumda çalışanların halsiz- lik ve aşırı yorgunluk nedeniyle kendilerini duygusal yönden yıpranmış hissetmeleri olarak ifade edilir.

(Cevap C)

44. Norm kadro, kamu kuruluşlarının görevlerini, ama- ca yönelik biçimde, etkin ve verimli olarak yerine getirebilmeleri için, ihtiyaç duydukları optimal (ne az, ne çok) kadroların, unvan, sayı ve atanacak personelde aranacak nitelikler yönünden, stan- dart bir şekilde belirlenmesi ve kural haline geti- rilmesidir.

(Cevap D)

45. İnsanları kişisel değerlerine, kişiliğin baskın de- ğerlerine göre sınıflandırma çabaları arasında Spranger’in sınıflaması ilk örneklerden biridir.

Spranger, değerlerine göre bireyleri kuramsal, ekonomik, estetik, sosyal, politik ve dinsel olmak üze- re altı kümeye ayırmıştır.

(Cevap D) 42. Krize müdahale rehberlik hizmetlerinin bir kriz du- rumunun hemen sonrasında işe koşulan işlevidir.

Kriz durumu aniden ortaya çıkan, bireyin hayatı- nı derinden etkileyen deprem, yangın, sel, yakı- nın ölümü gibi olaylardır. Deprem sonrası psiko- sosyal müdahale çalışmaları krize müdahale işle- vi kapsamındadır.

(Cevap C)

(8)

Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme Sınavı

46. Reaktif Müdürlük: Bu tip yöneticiler, toplumun sahip olduğu populer degerleri benimseyen yöne- ticiler olarak tanımlanır. Diğer bir söyleyişle, ana babaların okuldan beklentileri her ne ise yönetici- ler onları sağlamaya çalışır. Reaktif yöneticiler, okulların bir toplumu şekillendirip dönüştüreceği- ne inanmazlar yalnızca okulların toplumu yansı- tacağını düşünürler. Reaktif yöneticiler statükoyu güçlendirirler.

Gizli Müdürlük: Bu tip yöneticiler popüler değer- ler bakımından tanımlanmazlar, ancak onlar da herhangi bir deneyim ya da yenilik tarafından ana babaları gereksiz yere telaşlandırmayarak bir ge- leneğin görünen yüzünü yerleştirmek isterler. Bu tip yöneticiler, yıkılmış bir geleneği korumayı yeğ- lerler.

Vaha Müdürlük: Bu tip yöneticiler, okulla değer uyumu içerisindedirler ancak müşterilerini ikna et- mekle ilgilenmeyi gerekli görmezler. Rekabetçi dü- zenleme koşullarında, okul ya dışarıya açılıp belirli urunleri için gelenek araştırmak durumunda ya da müşterilerle yüzleşmek durumundadır.

Proaktif Müdürlük: Bu tip yöneticiler velileri tar- tışmaların içine daha fazla katmak için kendi de- ğerleri ve atılımlarıyla öne çıkmaya hazır kişiler olarak tanımlanır. Aynı meslekten olmayan kişile- rin yaşanılan zorluklan anlamasını sağlamayı ve onlarla bu zorlukların altında yatan fikirleri paylaş- mayı içerir. Biçimlendirici ve eğitsel bir tarzdır.

(Cevap B)

48. Soru kökünde verilen program tür örtük program- dır.

(Cevap E) 47. Başlıca Etik Kuramlar

Teleolojik (Sonuççu) Kuram: Karar ve davranış- ların sonuçlarına önem veren normatif bir etik ku- ramıdır. Bu eylemden en iyi sonucu elde edebil- mek için Ne yapmalıyım? sorusuna yanıt arar. Bu kuramın, bir eylemin sonucunun doğruluğunu ölç- mede kullandığı temel ölçüt “mümkün oldukça fazla sayıda insanın en yüksek mutluluğa ulaşması- dır”

Deontolojik (Kural Temelli) Kuram: Eylemin tü- rü ve ahlaki ilke ve kuralların izlenip izlenmediği ile ilgilenir. Etik davranış, kurallara (gelenek ve gö- reneklere, din kurallarına, yasalara) göre doğru olan, hak veya görev olduğu belirlenmiş olan dav- ranıştır. Etik davranış, gruba, devlete, dine hizmet eden ve otoritenin uygun gördüğü davranıştır.

Sezgici Etik Kuramı: Davranışa karar vermede sezgilerin yol gösterici olduğunu ileri sürer. Sez- ginin, ahlaki doğrulara, neyin yapılıp yapılmama- sı gerektiğine ilişkin doğrulara ulaşmanın yolunu göstermede özel bir yeri vardır.

Kazuistik (Örnek Olaya Dayalı) Etik Kuramı:

Soyut etik ilkeleri somut örnek olaylara uygulaya- rak pratik çözümler üretmeye çalışan uygulamalı bir etik kuramıdır. İkilemli durumların çözümünde belirli örnek olaylardaki gerçekliklere bakarak de- ğerlendirme yapmayı esas alır.

(Cevap B)

(9)

49. Morris J. Cogan öğretimsel denetim için beş aşa- madan oluşan ve her aşaması açıkça tanımlan- mış olan döngüsel bir sistem önermiştir. Bu aşa- malar ve içerdiği etkinlikler şunlardır.

AŞAMA AMAÇ

Tanışma Öğretmen ve denetici-

nin birbirini tanımasının sağlanması,

Öğretmenin gözlene- ceği durumların bildiril- mesi

Beklenti ve endişelerin paylaşılması

Gözlem Öncesi Gö- rüşme

Gözlenecek dersler, Ne tür verilerin topla- nacağı

Gözlem sırasında uyu- lacak kurallar

Deneticinin ders konusu ve öğretim hedefle- ri konusunda bilgilen- dirilmesi

Sınıf Gözlemi Öğretmen ve öğrenci performansının gözlen- mesi

Önceden belirlenmiş verilerin toplanması Gözlem Sonrası Gö-

rüşmeye Hazırlık

Sınıf gözlemi sırasında elde edilen verilerin analizi

Gözlem sonrası görüş- mede tartışılacak özel konuların seçilmesi Gözlem Sonrası Gö-

rüşme

Gözlem ve düşüncele- rin paylaşılması Olası iyileştirmelerin tartışılması

Gelecek denetim için amaçlar oluşturulması Amaçların nasıl başa- rılacağına ilişkin plan- lar geliştirilmesi

(Cevap E)

50. Üstün Amaçlar Yöntemi: Bu yöntemde, çatışan tarafların, çatışmadan vazgeçirilerek her iki tara- fın da kendi özel çıkarlarından daha önemli ve et- rafında birleşebilecekleri bir amaç bulunarak ça- tışma konusu unutturulmaya çalışılır. Bu yöntem, çatışmaların kıt kaynaklara dayandığı ve taraflar- dan birinin kazancının diğerinin kaybına neden ol- duğu durumlarda çözüm sağlamamaktadır. Ancak iletişim bozukluğundan doğan çatışmalar için en etkin yöntemlerden birisi olarak kabul edilmekte- dir.

(Cevap B)

51. Karizmatik Güç (Referent power): Yöneticinin kişiliğinin ve iletişim becerisinin öğretmenlere il- ham verebilmesi, onların arzu ve ümitlerini dile getirebilmesi bu kay nağın temelidir. Bu, daha çok yöneticinin kişisel özellikleri ve davranışları ile ilgilidir. Karizmatik güce sahip yönetici beğenilen, saygı duyulan ve model alınan bir kişidir.

(Cevap C)

52. Sinerji: Eşgüdüm, imece usulü, takım çalışması, takım ruhu.

• Sosyal sistemler amaç odaklıdır ve sosyal sis- temleri oluşturan temel unsur insandır. İnsan- lar kendi başlarına başaramayacakları işleri birlik olarak başarırlar.

• Ortak amaçlar için aynı doğrultuda çaba gös- termek örgütün amaçlarını daha etkili bir şe- kilde gerçekleştirmesini sağlayacaktır. Bu doğ- rultuda takım halinde çalışma, örgüt için önem- li bir anlam ifade etmektedir.

(Cevap A)

(10)

Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme Sınavı

53. Vizyoner Liderlik Yaklaşımı: Vizyoner lider, gele- cekte ulaşılmak istenen hedeflerin gerçeğe uygun düşlerini kurmaya çalışır. Vizyoner liderlik, insan- ları topluca etkileyebilecek ve harekete geçirebi- lecek vizyonları oluşturabilme yeteneğidir. Vizyon sahibi bir okul yönetici “Bürokrasiden korkmuyo- rum”. “İnandığım şey budur.” “Okulun başarabile- cekleri bunlardır”, “Okulun 5-10 yıl içinde gelebi- leceği yer şudur.” diyebilen; söyledikleri ve yap- tıkları ile başarıya yöneltme, rehberlik etme ve onu kolaylaştırma gücüne sahip olan kişidir.

(Cevap c)

54. Verilen üç öncülde etik ilkeler arasında yer alır.

(Cevap E)

55. Bu sorudaki temel ipuçları, okul müdürünün gerekli eğitim - öğretim ortamı için bütün çalışmala- rı yapması, olumsuz yönde etkileyebilecek etken- leri ortadan kaldırmaya çalışması ve en önemlisi öğretmenlerine uygun koşullar sağlandığında hemen hemen her öğrencinin öğrenebileceğini vurgulayan seminerler düzenlemesidir. Tam öğren- me modelinin temel sayıltılarından birisi nitelikli eğitim-öğretim olanakları sağlanıp, yeterli süre ve- rildiğinde hemen hemen her öğrencinin öğrenebi- leceğidir. Genellikle öğretilenlerin %80-85’ini bil- mek tam öğrenme, yani başarılı olma demektir.

Bu düzeyin altına düşen öğrenci başarısız kabul edilir. Bir birimin öğretimi bittikten sonra bütün öğ- rencilere öğrenilen ve öğrenilmeyenleri belirlemek için bir izleme testi verilir. Bu testin amacı, öğren- cinin öğrenme güçlüklerini ortaya çıkarmaktır. Bu- nun arkasından öğrenciye eksiklerini giderici ça- lışmalar yaptırılır. Bundan sonra istenilen düzeye çıkmamış öğrencilere, birinci birim sonunda verilen izleme testine paralel bir test verilir. Genellik- le bu testten sonra öğrencilerin büyük çoğunluğu istenilen düzeye çıkmış ve ikinci birime hazır duruma gelmiştir.

(Cevap C)

57. Kendini kabul: Eksik ve kusurlu yanlarının farkın- da olma, bunları kişiliğin istendik yönleri gibi ka- bullenebilme, kusurlu ve eksik yanlarına karşın kendinden hoşnut olabilmedir. Buna göre bir bireyin hatalarından dolayı aşırı derecede suçluluk duymaması, kendinden utanmaması, hatalarını fark edip bunları kişiliğinin bir parçası olarak say- ması kendini kabul kavramıyla en iyi açıklanır.

(Cevap B) 56. Etik liderlik kuramına göre, liderin otoritesinin kay- nağı etik değerlere dayanmaktadır. Eğitim yöne- ticisinde bulunması gereken etik değerler; dürüst- lük, güvenilirlik, iyilik, bağlılık, nezaket, cesaret, cömertlik, şefkat ve fedakarlıktır. Ayrıca tüm dav- ranışlarını da bunları hissettirecek şekilde ifade etmelidir.

(Cevap C)

58. Bu davranış öğretmenlerin kendini yetersiz ve ba- ğımlı hissetmelerine neden olur doğru cevap kendilerini yetersiz ve bağımlı hissederler ifadesinin yer aldığı A seçeneğidir.

(Cevap A)

59. Bilgi edinme yolları; bireysel yaşantılar, gelenek, otorite ve bilimsel araştırma biçiminde sınıflandı- rılır. Bireysel yaşantılar; bireye özgüdür, bilinen en eski bilgi edinme ve problem çözme yoludur. Ge- leneklere dayalı bilgi; bir problemin çözümünde

“doğru” ya da “yanlış” olarak kabul edilen öneri- ler, kurallar ve yaklaşımlardır.

(Cevap A)

(11)

62. Okuldaki tüm faaliyetlerde olduğu gibi okul müdü- rü rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinde okuldaki en yetkili kişidir. Yıllık program ve yürüt- me planının hazırlanmasını sağlamak ve uygula- masını izlemek de görevleri arasındadır. Müdür yardımcısı ise, okulda müdür veya rehber öğret- men olmadığında (Psikolojik danışma hariç) on- ların görevlerini yerine getirmekle görevlidir.

(Cevap A) 61. Yeniden Yapılanmacılık (Reconstructionism), ça- ğın kültürel bunalımlarına göğüs gerebilmek için toplumu yeniden düzenlemek ve güçlü, birleşmiş, tutarlı değerlere dayalı yeni bir dünya uygarlığı kurmak gereksinimini vurgulayan görüştür.

(Cevap D) 60. İş Tasarımı Yaklaşımları:

İş tasarımı; iş basitleştirme, iş genişletme, işi zen- ginleştirme, iş rotasyonu, kalite kontrol çemberle- ri ve ekibe dayalı iş dizaynı yaklaşımlarından oluş- maktadır.

• İş basitleştirme: İşi en küçük parçalara ayı- rarak hem kolayca eğitim vermek hem de ni- teliksiz işgücünün kullanılmasını sağlamak ve maliyetleri düşürmek amacıyla kullanılan yön- temdir.

• İş genişletme: Bir çalışanın sadece tek bir gö- rev üzerinde uzmanlaşması yerine onun işin tümünü ya da birkaç görevini yapması, çalışa- nın da uzmanlaşarak motive edilmesidir.

• İş Zenginleştirme: İşin içeriğinde, yetki ve so- rumluluk düzeyinde dikey olarak değişiklikler yapılması ve böylece çalışanların yetki sorum- luluklarının arttırılması çalışanlara kendilerini sorumluluklarının denemeleri ve becerilerini kullanmada daha fazla fırsat, daha fazla ge- lişme ve fikirleriyle katkıda bulunma şansının verilmiş olmasıdır.

• İş Rotasyonu: Kişinin önceden belirlenmiş bir programa ve bu programda öngörülen sürele- re göre, o anda yaptığı işle ilgili diğer bazı fa- aliyet ya da görevlere geçişi ve bunları sıra- sıyla gerçekleştirmektir.

• Kalite Kontrol Çemberi: Çalışanların işle il- gili ücret dışındaki sorunların çözümünde sanki bir çözüm ortağı gibi çalışmalarına fırsat veren ve bu yolla verimliliği ve motivasyonu art- tıran bir yapılanmadır.

(Cevap B)

64. Rehberlik, birey her sorun yaşadığında onun so- runlarını çözen, bireye kol - kanat geren bir yak- laşıma sahip değildir. Aksine, bireyin kendisini daha iyi tanıması, yeteneklerinin farkına varması ve sorunlarını kendisinin çözebilmesi için yardımcı olma esası vardır. Rehberliğin bu ilkesine “özerk- lik” denir.

Rehber öğretmenin, “Kazım’ın sorunun çaresinin kendisinde olduğunu düşünmesi gerekir.” şeklin- deki açıklaması, doğrudan özerklik ilkesine vurgu yapmaktadır.

(Cevap E) 63. Eylem öğrenme yaklaşımı ile değerler eğitiminin

odak noktası öğrencinin değeri davranışa dönüş- türmesidir. Bu yaklaşımda davranışta gözlenme- yen değerin anlamı yoktur. Amaç değeri söz ile ifade etmenin ötesine geçmektir.

(Cevap B)

(12)

Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme Sınavı

67. Öğretmenin sınıfını yönetmede başarılı olabilme- si için öncelikle etkili bir lider olması, sınıfında öğ- renmeye uygun bir sınıf atmosferi oluşturması ve sınıftaki davranış sorunlarını çözebilmede çağdaş bir disiplin anlayışı geliştirmiş olması gerekmek- tedir. Öğretmen, sınıf yönetiminin boyutlarını oluş- turan etkili liderlik, sınıf atmosferi ve disiplin konu- larında ne ölçüde yeterli ise o ölçüde başarılı bir sınıf yöneticisi olabilir.

(Cevap E)

70. Otorite ilişkileri, hiyerarşik bir mantığa dayanır. Bu mantığın işleyişine göre farklı otorite tiplerini, Max Weber sınıflandırmıştır.

Tip İşleyiş Örnek

Geleneksel Gelenek ve alışkanlıklar

Monarşi

Karizmatik Lidere kayıtsız bağlılık

Devrimci lider

Hukuki- Rasyonel

Kurallar ve prosedürler

Bürokrasi

Geleneksel otorite tipinde, yönetenler otoriteleri- ni tesis etmek için özel bir çaba göstermezler. İta- at, doğal düzenin bir parçası olarak talep edilir.

Karizmatik otorite; Weber’in sınıflandırmasında ikinci basamaktır. Kitlelerin liderlere atfettikleri ola- ğanüstü özellikler ve ona duydukları bağlılık, lider- lerin nasıl algılandığı ile ilgilidir.

Hukuki – rasyonel otorite ise karizmatik otoritenin karşıtıdır. İtaat kişilere değil, ilkelere ve kurallara yöneliktir. Hukuki – rasyonel otorite, Weber’in be- lirttiği üzere, modern toplumlara özgü bir otorite tipidir.

(Cevap B) 69. Toplumsal denetim; toplumsal düzeni sağlamak

ve toplumsal yaşamdaki ilişkileri yöneten norm- lardan sapmayı önlemek için toplumsal grup tara- fından kullanılan sistemler bütünüdür. Toplumsal denetim mekanizmaları; normlar, değerler, gele- nekler, görenek (örf ve adetler), yazılı kurallar ve yasalar olarak sıralanabilir.

(Cevap A)

66. Etkili bir öğretim gerçekleştirebilmenin koşulların- dan biri de sınıfta öğrenmeye uygun bir ortam oluş- turmaktır. Sınıf yönetimi; öğrenmeye uygun bir ortam oluşturabilmek, öğrenme için harcanacak za- manı etkili kullanabilmek ve öğretimi engelleyen etmenleri giderebilmek için öğretmenin sınıfında öğretim dışında gerçekleştirmiş olduğu akademik olmayan etkinlikleri olarak tanımlanabilir.

(Cevap B) 65. Avrupa’da Rönesans sonrasındaki bilimsel geliş- meler, doğal olarak eğitimi de etkilemiş ve bu dö- nemde eğitimle ilgili daha çağdaş görüşler ileri sü- rülmeye başlanmıştır. Bu bağlamda 16. yüzyılda Erasmus, eğitimde cezaya karşı çıkan görüşleri;

17. yüzyılda ise Alman eğitimci Ratke, modern öğ- retim yöntemlerine ilişkin görüşleri ile dikkat çek- miştir. Yine 17. yüzyılda Çekoslovak eğitimci Co- menius, eğitimde gözlem ve deneyim ile öğretim- de bireysel farklılıkların önemine değinmiş ve gü- nümüzün çağdaş eğitim psikologları tarafından da vurgulanan, öğretim programlarının çocukların ge- lişim özelliklerine göre düzenlenmesi gerektiğini belirtmiştir. 17. yüzyıl düşünürleri arasında Locke, çocuğun zihnini boş bir levhaya benzeterek çocu- ğun dıştan gelen her çeşit uyarana açık olduğu- nu ileri sürmüş, eğitimde ezberciliğe karşı çıkarak çeşitli türden yaşantılar yolu ile çocuklara yaşam- larında yararlı olabilecek bilgilerin kazandırılması gereği üzerinde durmuştur.

(Cevap E)

68. Bağımsız değişken, deneyicinin kontrolü altında- ki yada deneyde etkisi araştırılan değişkendir. Ba- ğımlı değişken ise, bağımsız değişkene bağlı olarak ortaya çıkan ve kontrol edilmek istenen de- ğişkendir. Bunagöre sorudaki gözlemde bağım- sız değişken deneme sınavları, bağımlı değişken ise üniversite sınavındaki başarıdır.

(Cevap B)

(13)

73. 5442 sayılı kanuna göre kaymakamlar uyarma ve kınama cezalarını re’sen verebilir. Vali ise ilave- ten beş güne kadar aylıktan kesme cezası da verebilir.

(Cevap C)

72. Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhur- başkanlığı 1 Numaralı Kararnamesi’ne göre öğ- retmenlerin emeklilik işlemleri haziran ve temmuz aylarında yapılır.

(Cevap B) 71. Hizmet birimleri

Bakanlığın hizmet birimleri şunlardır:

• Temel Eğitim Genel Müdürlüğü,

• Ortaöğretim Genel Müdürlüğü,

• Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü,

• Din Öğretimi Genel Müdürlüğü,

• Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Mü- dürlüğü,

• Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü,

• Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü,

• Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlü- ğü,

• Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Mü- dürlüğü,

• Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü,

• Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Mü- dürlüğü,

• Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlü- ğü,

• Personel Genel Müdürlüğü,

• Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü,

• Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü,

• Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı

• Teftiş Kurulu Başkanlığı,

• Strateji Geliştirme Başkanlığı,

• Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı,

(Cevap B)

75. 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Temel Kanunu’na göre öğretmenler yaz tatili içinde aralıksız 2 ay izinli sayılır.

(Cevap B) 74. 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne göre

(madde 304) ilköğretim öğrencilerinin barınma ih- tiyaçlarının giderilmesi ve maddi yönden destek- lenmesi ile ilgili iş ve işlemleri yürütmek Temel Eği- tim Genel Müdürlüğü’nün görevidir.

(Cevap A)

76. A, B, C, D seçenekleri Devlet Memurluğu’ndan çı- karma sebepleri olarak sayılmışken, görev yerin- de alkollü içki içmek kademe ilerlemesinin durdu- rulmasını gerektiren bir disiplin suçudur.

(Cevap E)

77. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri- nin Yargılanması Hakkında Kanun’a göre soruş- turma izni verilmesine ilişkin karara karşı, yetkili mercinin kararının tebliğinden itibaren hakkında inceleme yapılan öğretmen on gün içinde itiraz edebilir. İtirazlar öncelikle incelenir ve 3 ay içinde karara bağlanır.

(Cevap E)

(14)

Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme Sınavı

80. 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu’na göre her öğrenci velisi yahut vasisi veya aile başkanı özrü yüzünden okula gidemeyen çocuğun durumunu en geç üç gün içinde okul idaresine bildir- mek zorundadır.

(Cevap D) 78. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre özür- süz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek ay- lıktan kesme disiplin cezası gerektirir. Aylıktan kesme diğer disiplin cezaları ise kasıtlı olarak, verilen emirlere görevi tam ve tamanında yapmamak.

Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzerini özel menfaat sağlamak için kullanmak, görev sı- rasında amirlerine sözlü saygısızlık etmek, hizmet içerisinde devlet memurunun itibar ve güven duy- gusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak sayabiliriz.

(Cevap C)

79. Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’na göre verilen tanım ifadelerinin hepsi doğru verilmiştir.

(Cevap E)

(15)

Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının kurumumuzun yazılı izni olmadan kopya edilmesi, fotoğ- rafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar gerekli cezai sorumluluğu ve testlerin

.PDF ÇÖZÜMLER

YÖNETİCİ SEÇME SINAVI

(2021-MEB-EKYS) 2. DENEME SINAVI

PDF

(16)

ÇÖZÜMLER

3. I. cümlenin yüklemi fiil olduğu için bu cümlede fiil cümlesidir (karşıla-). II. cümlede ‘bakıp’ zarf – fii- li olduğu için bu cümle yapıca ‘girişik bileşik’ cüm- ledir. III. cümle yapıca olumsuz fakat anlamca olumludur. Cümlede anlıyorum anlamı çıkmakta- dır. Bu seçenek (C) yanlıştır. IV. cümle iki yargı yani yüklem bağlaçla bağlandığı için bu cümle bağlı bir cümledir. V. cümlede yüklem sonda ol- madığı için devrik (kuralsız) bir cümledir.

(Cevap C)

4. Bu tip sorularda sadece altı çizili ifadeyle yetin- mek yanlış olur. Parçanın genelini okuyup özüm- semek gerekir. Çünkü parçada altı çizili ifadeyi destekleyen yardımcı düşünceler bulunmaktadır.

Ayrıca bu tür ifadelerin genelde mecaz anlamlı ol- duğu ve bu mecaz anlamlı ifadelerin gerçek anla- mı kastederek oluşturulduğu unutulmamalıdır. Par- çada kullanılan “diyalog” ifadesiyle ve altı çizili ifadeyle biz okurun “kendisi gibi duyup düşündürme”

anlamını çıkarmaktayız. Eğer bir kişi diyalog ha- lindeyse okuru kendi gibi düşündürmeye yani okurun sesine kendi düşüncelerini katarak bir nevi okur konuşurken onun düşünceleriyle konuşsun yani kendi ses tonunu ona katsın anlamı çıkmak- tadır.

(Cevap A)

5. C seçeneğinde “-de” ekinin yazımıyla ilgili bir yan- lışlık yapılmıştır. “Türkiye de” sözcüğü “Türkiye’de”

şeklinde yazılmalıdır.

(Cevap C)

6. Parçadaki II ile numaralanmış cümlede geçen “sa- nıyorlar” sözü bir durumun zannedildiği gibi olma- dığı anlamını vermektedir.

(Cevap B)

7. Parçada geçen, “Mesela Yahya Kemal’de Nedim ve Baki’nin izleri görülebilir. Ama Yahya Kemal bü- yük bir şairdir ve etkilenmiş olma onu küçük yap- maz. Ne zaman ki Yahya Kemal etkilenmeden öte- ye geçip onlar gibi olmaya çalışırsa bu noktada öykünme başlar.” ifadelerinden hareketle öykün- menin, “ Kendi rengini yitirip kendinden daha ileri görülenle aynılaşmaya çalışmaktır.” şeklinde ta- nımlayabiliriz.

(Cevap A) 2. Parçadaki, “Bilim tarihi, yanlış önermelerin tarihi-

dir. Fakat düşüncenin gelişimine işaret eden bu önermeler, dikkate değer bir üretkenliğe sahiptir.”

ifadelerine dayanarak bilimin yanlış önermeleri de kapsadığı ve incelediği sonucuna varabiliriz. Bu- na göre parçadan hareketle bilim ile ilgili, “Yanlış olan hiçbir şeyi araştırma kapsamına sokmaz.”

sonucuna varılamaz.

(Cevap B) 1. IV. cümleye kadar ülkemizdeki termal kaynak zen- ginliği anlatılırken, “Avrupa’nın turizm kaynakla- rıyla bizim turizm kaynaklarımız arasında kısmi benzerlikler olsa da büyük oranda farklılıklar gö- ze çarpar.” cümlesiyle bu ana konudan uzaklaşı- larak yeni bir konu olan Avrupa’nın turizm kaynak- larıyla bizim turizm kaynaklarımız arasındaki fark- lılıklar anlatılmıştır. Buna göre bu parça iki parag- rafa ayrılmak istense ikinci paragrafın IV. cümley- le başlaması uygun olacaktır.

(Cevap C)

(17)

10. _{y 5z 7} z 6x 5

= +

( )

y x

y x ise

5 6 5 7

30 25 7

30 30 2

30 1 2

:

= + +

y nin 30 ile bölümünden kalan 2 dir.

(Cevap A)

11.

( ) ( )3 1

: :

. bulunur 2 35

2 1

6 1

6 53 3 16

113 64

3 11 46

112

2

| :

+ + = + +

= = =

f pf p f pf p

(Cevap B)

12. ( ) ( )

. bulunur

3 2

2 6 2 1

2 3 2

6 2 1

1 6 2

6 2

1 1

3 2

| :

:

- + = +

+

= +

+ =

+

(Cevap A)

13.

Satıcının 100¨’lik portakalı olsun.

 

50¨ 50¨

% 50 kâr ile % 20 kâr ile 75 ¨’ye satar 60 ¨’ye satar.

Toplamda 75 + 60 = 135 ¨ satar.

100 ¨ lik bir ürün 135 ¨ ye satılırsa % 35 kâr edilir.

(Cevap C)

8. a ( )

ab a

a a

24 2

3

2 2

24 2 2 3 4 2 4 8

2 3 4

6 24 8 16

8 2 4

< : < : +

+ = +

=

3. kağıdın başlangıçtaki alanı

( )

. a

br bulunur

2 2

2 6 12 ² :

: +

=

(Cevap A)

9.

K

L

M P N

Taşın bulunduğu kısımlar daire ile gösterilmiştir.

Kurallara göre ilerlediğinde N’de bulunur.

(Cevap B)

(18)

Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme Sınavı

19. I. Samsun Limanı, II. İzmit Limanı, III. İzmir Lima- nı ve V. İskenderun Limanı’dır. Bu limanlar, çevrele- rinde sanayi faaliyetleri yoğunlaştığından ticaret li manı olma özelliği taşırlar. Oysaki Muğla iline bağlı IV. Fethiye Limanı’nda turizm faaliyetleri daha yo ğundur.

(Cevap D) 16. Büyük Selçuklu Devleti’nde bir bölgenin yönetimi

ile görevlendirilen hanedan üyelerine melik unva- nı verilirdi. Atabey, Büyük Selçuklularda hüküm- darın oğlunu yetiştirmekle görevli kişidir. Amil, vergi memurudur. Subaşı, ordu komutanıdır. Serhenk, törenlerde ve seyahatlerde yol düzenini sağlayan görevlidir.

(Cevap B)

15. İslamiyet öncesi Türk toplumlarında ölen kişilerin eşyalarıyla birlikte gömülmesi, öteki dünyaya olan inanış, yani ahiret inancının bir sonucudur. Bu durumun özel mülkiyetin oluşmaması ya da göçebe hayat sürülmesi ile bir ilgisi bulunmamaktadır.

Eski Türklerde ölümden sonraki yaşama ve ru- hun ölmezliğine inanma yaygındır.

(Cevap A)

17. A, C, D ve E seçeneklerinde yazan gelişmeler, Di- van-ı Hümayun’un görevleri arasında yer almak- tadır. Ancak, Osmanlı Devleti’nde yasama gücü padişaha ait olup yasaları çıkartan padişahtır.

(Cevap B)

18. XIX. yüzyılın en büyük bestekârı olan İsmail De- de Efendi, musiki alanında oldukça kıymetli eser- ler bırakmış, “Yine bir Gülnihal” adlı eseri de bu değerli eserlerden biri olup günümüze kadar ulaş- mıştır.

(Cevap D) 14. Oyun sahası x

Yürüyüş yolu y Bisiklet yolu z

( ) x y z

x y z r

6 36

2 2

:r r + = + + = + + =

Oyun sahası çevresi r2r

Stadyumun çevresi 2 6r: r=12rr Oyun sahasının yarıçapı r Stadyumun yarıçapı 6r Oyun sahası alanı rr²

x y z r

z r z r

36

2 36 18

2 2& 2

r

r r

+ + =

= =

18rr² rr²

17rr²

.. o sy y

r r 17 ₂² 17

r

= r =

(Cevap E)

(19)

24. Dünyada bilinen ilk ve en büyük tapınağı olan Gö- beklitepe Şanlıurfa’da yer alır. Göbeklitepe 2018’de UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır.

(Cevap C) 20. Muş Ovası, Doğu Anadolu’da; Gediz Ovası ise

Ege Bölgesinde yer alır. Ege Bölgesinin ortalama yükseltisi azdır. Bu nedenle Gediz Ovası’nda yaz sıcaklığı ve kuraklığı daha fazladır. Kuraklığın fazla olduğu yerlerde sulamaya ihtiyaç daha fazla olur.

(Cevap B)

21. Batı Torosların uzandığı Antalya’nın kuzeyinde ve Karadeniz Dağlarının özellikle en fazla yükseltiye ulaştığı Doğu Karadenizde arazinin dağlık ve en- gebeli olması tarla tarımının yapılmasını daha fazla kısıtlamaktadır.

(Cevap B)

22. Dağların kıyının hemen gerisinden yükselmesi, nüfusun dar kıyı şeridinde toplanmasına neden olmuştur; Trabzon (I nolu alan)

Deniz turizmine bağlı olarak nüfusu mevsimden mevsime çok fazla değişiklik gösterir; Muğla (II nolu alan)

Tarım ve endüstri bölgesi olması nedeniyle nüfus yoğunluğu fazladır; Adana (III nolu alan)

İklim koşulları elverişsiz, yer şekilleri dağlık ve en- gebeli olması nedeniyle nüfus yoğunluğu azdır;

Hakkari (IV nolu alan)

Buna göre, Konya – Tuz Gölü çevresi (V nolu alan) hakkında bir açıklama yapılmamıştır.

(Cevap E)

23. Soruda verilen, kış turizmi yapılabilir, tarım alan- ları dar, parçalı ve dağınıktır, akarsular dar ve de- rin vadiler içinde akar, kara yolu ulaşımı için çok sayıda köprü ve tünele ihtiyaç vardır gibi özellik- lerin tamamının ortaya çıkmasının en temel ne- deni; yer şekillerinde engebe ve yükseltinin fazla olmasıdır.

(Cevap C)

25. NATO, 1949 Washington Antlaşması ile kurulan uluslararası bir savunma örgütüdür. Askerî ve si- yasal bir ortaklık niteliğinde olan örgüte, Türkiye’de 1952 yılında katılmıştır. Genel Merkezi Brüksel’de (Belçika) bulunan örgüte Malta, İsrail ve Kıbrıs Rum Kesimi üye değildir. Portekiz örgüte üyedir ancak Akdeniz’e sınırı bulunmamaktadır. İspan- ya’nın hem Akdeniz’e sınırı vardır hem de NA- TO’ya üye bir ülkedir.

(Cevap B)

26. 1982 Anayasasına göre; A, B, C ve E’ dekiler Cum- hurbaşkanının yasamaya ilişkin görevlerindendir.

Ancak (D) Yargıtay üyelerini seçmek Cumhurbaş- kanı’nın değil HSK’nin görevlerindendir.

(Cevap D)

(20)

Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme Sınavı

29. Millî Mücadele Dönemi’nde İtilaf Devletleri Ana- dolu’daki direnişi engellemek, halkın bilinçlenme- sini önlemek amacıyla Sivas Kongresi’ni engelle- meye çalışmışlar ancak başarısız olmuşlardır. Ay- rıca TBMM’nin açılmasından sonra TBMM’ye kar- şı çıkan ayaklanmaları desteklemişler, hatta TBMM’yi istediklerini yaptıracak bir duruma sok- mak için Londra Konferansı’nı düzenlemişlerdir.

Yine de Millî Mücadele’yi yolundan çevirememiş- lerdir.

(Cevap E)

30. Lozan Antlaşması’nın azınlıklar maddesine göre, bütün azınlıklar Türk vatandaşı kabul edilecek, İs- tanbul’daki Rumlar ve Batı Trakya’daki Türkler ha- riç, Anadolu’daki Rumlar ve Balkanlardaki Türkler yer değiştirecekti. Ancak 1926 yılında Yunanistan İstanbul’da daha fazla Rum bırakmak istediği için sorun çıkmıştır.

(Cevap B)

31. Il ve lll. öncüller 16 Mart 1921’de imzalanan Mos- kova Antlaşması’nın maddeleri arasındadır. Mos- kova Antlaşması Sovyet Rusya ile imzalanmıştır.

Fakat l. öncül, Moskova Antlaşması’nın özelliği değildir. Çünkü TBMM hükûmetinin imzaladığı ilk antlaşma Gümrü Antlaşması’dır ve Ermenilerle imzalanmıştır.

(Cevap E)

28. Adli yargının en üst derece mahkemesi Yargıtay, idari yargının ise Danıştay’dır. Yargıtay bünyesin- de çalışan hukuk ve ceza mahkemeleri vardır. Yar- gıtay üyelerinin tamamını Hakimler ve Savcılar Kurulu seçer.

(Cevap B)

33. Lozan Antlaşması ile uluslararası bir komisyona bırakılan Boğazlar, 1936 yılında imzalanan Montrö Sözleşmesi ile Türk egemenliğine bırakılmıştır.

Böylece Boğazlar konusu uluslararası bir mesele olmaktan çıkmıştır. Atatürk’ün paragrafta sözünü ettiğini gelişme de budur.

Cevap E 32. Kuvayımilliye’nin Gediz Muharebesi’nde başarı- sızlığa uğraması buna karşın Doğu’da Osmanlı- dan kalan Kâzım Karabekir Komutasındaki dü- zenli ordunun Ermenilere karşı başarılı olması dü- zenli orduya geçişi hızlandırmıştır.

Tekâlif-i Milli’ye Emirleri ile ordunun silah ve mal- zeme ihtiyacı karşılanmaya çalışılmıştır.

Soruda verilen l ve ll. öncüller Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasını hızlandıran faktörler iken lll. öncül- deki saltanatın kaldırılması Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasından sonra 1 Kasım 1922’de yaşa- nan bir gelişmedir.

Cevap D 27. Seçme seçilme hakkı 1982 Anayasası’nın 67. Mad-

desinde Siyasi Hak ve Ödevler başlığı altında dü- zenlenmiştir.

Anayasamızın dördüncü bölümünde düzenlenen diğer siyasi hak ve ödevler ise şöyledir:

• Türk Vatandaşlığı Hakkı

• Siyasi Faaliyette Bulunma Hakları

• Kamu Hizmetlerine Girme Hakkı

• Mal Bildirimi

• Vatan Hizmeti

• Vergi Ödevi

• Dilekçe,

• Bilgi Edinme ve Kamu Denetçisine Başvurma Hakkı

(Cevap B)

(21)

34. Hatay Sorunu, 1936 – 1939 yılları arasında Fran- sa’yla yaşanan bir sorundur. 1936’da Fransa’nın, Suriye’deki manda yönetimine son vermesi üze- rine gündeme gelmiştir. Türkiye’nin çabaları sonucu Hatay 1938’de bağımsız bir devlet olmuş;

1939’da yani Atatürk’ün ölümünden sonra da ana vatana katılmıştır. Buna göre; Hatay sorununun Atatürk Dönemi’nde çözüldüğü söylenemez. Di- ğer gelişmeler Atatürk döneminde gerçekleşmiş- tir.

Cevap C

36. Mustafa Kemal, çok partili hayata geçilmesini is- terken; demokratik rejimi gerçekleştirmeyi, hükü- metin denetlenmesini sağlamayı, farklı fikirlerin meclise girmesini sağlayarak ulusal iradenin yö- netime tam olarak yansımasını sağlamayı amaç- lamıştır.

(Cevap E) 35. Atatürk’ün cumhuriyet rejiminin korunması ve laik devlet anlayışının gerçekleştirilmesine yönelik bu sözleri, öncelikle hilafetin kaldırılmasına ortam hazırlamıştır.

(Cevap B)

37. Altı şapkalı düşünce tekniğinde

Siyah şapka → Olumsuz, kötümser ve karamsar- dır. Olaylara eleştirel bakış açısıyla bakmayı sağ- lar.

Sarı şapka → İyimser, umutlu ve olumludur. İyim- ser bakışla değerli ve yararlı olan fikirleri arayıp ve araştırır.

(Cevap B)

40. Örtülü iletişim kişinin benlik rollerinden birini çok açık bir şekilde sergilemesine karşın aslında bu- nu gizlediği farklı bir amaç için yaptığı iletişim tü- rüdür. Burada genellikle gizli bir mesaj, iletişim ku- ranların içinde bulundukları toplum ya da çevre tarafından kabul edilebilir bir mesaj kılıfına bürün- dürülerek iletilir. Bazen gizli mesaj çok açıktır. Ba- zen de anlam, yalnızca göz, ses, giyim, beden di- li gibi sözel olmayan yollarla iletilir.

(Cevap B)

41. Etik kod, çalışanlara ya da örgütsel davranışlara rehberlik eden, ahlaki standartları içeren yazılı, açıklayıcı ve resmi belgelerdir.

(Cevap D)

42. Max Weber’e göre rasyonel (yasal-hukuksal) otorite yasalar tarafından belirlenir ve herkes yasalara uymak zorundadır. Hiyerarşik bir yapılanma vardır. Görevlerin yürütülmesinde katı bir disiplin ve denetim uygulanır.

II. öncülde verilen bilgi Max Weber’in Karizmatik Otorite tanımı içinde yer alır.

(Cevap B) 38. Resmi programda olmamasına rağmen öğrenci- lerin yaratıcılıklarını ve sosyal becerilerini geliştir- meye yönelik olarak gerçekleştirilen planlı etkinlikler ekstra program kapsamında yer almaktadır.

Ekstra programda planlılık önemli bir boyuttur ve burada amaç öğrencilerin yaratıcılıklarını geliştir- mektir.

(Cevap B)

39. Etkin dinlemede yansıtmalar kullanılır. “Fen bölü- münde mutlu değilsin.” bir yansıtmadır. Yansıtma empati için bir temel oluşturur. Kişi bu yansıtma ile anlaşıldığını anlar ve hatta bir ayna karşısın- daymış gibi kendi durumunu görebilir.

(Cevap A)