• Sonuç bulunamadı

T.C. ĐSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESĐ ( CMK 250 MADDESĐ ĐLE YETKĐLĐ ) DURUŞMA TUTANAĞI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "T.C. ĐSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESĐ ( CMK 250 MADDESĐ ĐLE YETKĐLĐ ) DURUŞMA TUTANAĞI"

Copied!
116
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ĐSTANBUL

13.AĞIR CEZA MAHKEMESĐ

( CMK 250 MADDESĐ ĐLE YETKĐLĐ ) DURUŞMA TUTANAĞI

ESAS NO :2009/191

CELSE NO :31

CELSE TARĐHĐ :14.01.2010

BAŞKAN : KÖKSAL ŞENGÜN 20909

ÜYE : HASAN HÜSEYĐN ÖZESE 28298

ÜYE :SEDAT SAMĐ HAŞILOĞLU 37266

C. SAVCISI :MEHMET ALĐ PEKGÜZEL 33954

C. SAVCISI :NĐHAT TAŞKIN 36924

KÂTĐP :AHMET ELMALI 116766

Mahkeme başkanı Köksal Şengün ile üye hakimler Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu’ndan oluşan mahkeme heyeti tarafından 14.01.2010 tarihli oturum açıldı.

Tutuklu sanıklardan Levent Ersöz, Fatih Hilmioğlu, Mehmet Haberal ve Mustafa Dönmez dışındaki tutuklu sanıklar cezaevinden getirildi.

Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı.

Tutuksuz sanıklardan Birol Başaran, Đlyas Çınar, ile sanıklar müdafilerinden sanıklar Tuncay Özkan, Mesut Özcan ve Hüseyin Nazlıkul müdafii Av. Gizem Öcalan, sanıklar Adil Serdar Saçan, Birol Başaran, Tuncay Özkan, Đlyas Çınar, Hüseyin Vural Vural müdafii av. Celal Ülgen, aynı sanıklar müdafii Av. Hüseyin Ersöz, sanık Đlyas Çınar müdafii Av. Hanife Çakmak, sanık Adil Serdar Saçan müdafii Av. Serkan saçan, sanık Gürbüz Çapan müdafii Av. Özlem Durdağı, sanık Gürbüz Çapan müdafii Av. Armağan Güner, Av. Mehmet Danışman, sanıklar Mehmet Şener Eruygur, Hasan Atilla Uğur, Rıza Ferit Bernay müdafii Av. Zeki Aksoy, sanık Mustafa Özbek müdafii Av. Mustafa Đsar’ın geldikleri görülmekle, huzurdaki yerlerine alındı.

Açık yargılamaya devam olundu.

Sanık Adil Serdar Saçan tekrar huzura alındı.

Çapraz sorgusuna kaldığı yerden devamla.

Sanık Adil Serdar Saçan :”Başkanım bir geçen şeyde sayın Özese ve sayın Pekgüzel’in bir sorusu üzerine benim verdiğim cevap herhalde tatmin edici olmamış, basın özellikle yandaş basın bu soruya cevap veremediğimi söyleyip kamuoyunu yanıltıyor ve yargılamaya müdahale ediyor belki burda da iyi anlaşılmadı. Eğer izin verirseniz beş dakika bir şey yapabilir miyim önemli bir konu belki sizin soracağınız sorularla la ilgili söyleyim mi efendim.”

Mahkeme Başkanı:” Tabi buyrun.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Şimdi efendim ben 2001 yılında Tuncay Güney ile grubu alındığı zaman izni Ergenekon terör örgütü diye almadım. Ben soruşturma iznini Tuncay Güney Veli Küçük ‘ün mutemet elemanıyım diye anlatması üzerine zaten organize suç kapsamında aldım izni. 4422 sayılı yasa kapsamında izin aldım. Çünkü benim şubem Organize Suçlar Şube Müdürlüğü, terörle mücadele şube müdürlüğü değil. O tarihe kadar böyle bir örgütte yok. Bu 2007 yılına kadar zaten böyle bir terör örgütü de yok. Vasıflama, niteleme 2007 yılındaki operasyonla başlıyor. Dolayısıyla ben 2001 yılında izni kendi şubemin alanına giren organize suç örgütleri ile ilgili olarak aldım. O nedenle de bu soruşturmayı kapatmam diye bir şey söz konusu olamaz. Almış olduğum izin Veli Küçük ve yapılanması ile ilgilidir zaten bakın ek 13’ü açarsanız orada daha sonra da bazı şeyler göstereceğim. Bakın efendim burada , bakın efendim, 12’yi açar mısınız, ek 12’yi. 11’i açın o zaman. Evet, bakın başkanım gördüğünüz gibi izin Veli Küçük liderliğindeki yapılanmanın araştırılarak ortaya çıkarılabilmesiydi. Yani ve onun üzerine zaten savcılık 1997/894’e kaydediyor 2001 de 97/894 hazırlık numarası, susurluğun

(2)

dolayısıyla Ergenekon terör örgütüne o tarihte biz vakıf olmuşuz, izin almışız, sonra kapatmışız gibi bir durum yok. Organize suçlar şubesi zaten organize suç faaliyetleri ile ilgili izin alıyor. Eğer arada terör örgütü ortaya çıkmışsa işte istihbarata göndermemizin istihbaratta bu işin araştırılmasını istememizin sebebi o. Arada yan bir takım örgütler çıkarsa istihbarat teröre yönlendirecek onu. Veya çalışma proje savcısı, ön çalışma savcısı sayın Muzaffer Yalçın bunu tespit edip teröre gönderecek. Orada bizim herhangi bir ihmalimiz, kapatmamız söz konusu değil. Biz Veli Küçük’ün bağlantılarını araştırıp bir şey bulamadık diyoruz. Hatta daha sonra veya o sıralarda beş şubenin eğer burdan bir yazı yazar talepte bulunabilirsek asayiş şubesi, istihbarat şubesi, terör şubesi, bizim şube, mali şubenin anlatmıştım burda ortak çalışması ile yine bu Sedat Peker ve grubu ile ilgili çalışma yapıldı. ordan da somut bir sonuca ulaşılamadı.

Yani biz delillere göre çalışan savcının emrinde çalışan bir şubeyiz. Şimdi burada bir şeyi ısrarla sordular, bende açıkladım fakat sanıyorum eksik kaldığı için bunla bağlantılı devam ediyorum.

bakın Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan 2 Mart 2001’de bize geldikleri zaman bütün aramalarını, ev aramalarını, iş yeri aramalarını ben yaptırdım. Bizim şubemiz yaptırdı. O bulunduğu denilen dokümanlar bulunan dokümanların tamamı bizim şubemiz tarafından zapta geçirildi. Sadece zapta geçirilmekle kalmadı. Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan tabi bu arada Ümit Oğuztan’dan hiç bahsedilmiyor. Đddianame de de bahsedilmiyor. Bunun da aslında ifadesi alınıyor biliyorsunuz kamera görüntülerinde o da var. yani 2001’de onun da görüntüleri alınıyor. Onun da çözümleri yapılıyor. Şeye gönderiliyor. Şimdi bunların biz aramalarını yapmışız sayın başkanım. Đfadelerini daha doğrusu beyanlarını tespit etmişiz video kamera ile çözümlerini yapmışız. Ondan sonra ne yapmışız bakın ek 5’i açar mısınız.? Bakın ondan sonra Tuncay Güney isimli şahıstan zapt edilen malzemeleri yazmışız. Bakın şimdi sayın bakanım, bilderberg toplantısı, bilderberg toplantısıyla ilgili gazete kupürleri, bakın. ABD şirketlerinin çalışma metni, şirket köstebekler dosyası, fabrikatör gözlem analiz dosyası, Hizbullah hakkında dosya, biyografi dosyası, Genelkurmay Başkanlığı dosyası, Ümit Oğuztan, bakın bunların şu anda Ergenekon’un şeyleri denilenlerin hepsinin dökümünü yapmışız, NBC silahlar üretim analiz, CIA BNA kürt sorununun çözümü bunların, bakın reaksiyon adlı dosya, televizyon analiz dosyası, Bülent Ecevit dosyası, bunlar 2001’de kim yapıyor, benim bürolarım bunların çözümünü, neye yapıyor savcı beye götürmek için yapıyor. Bütün bu evrakları tamamlayıp toplayıp savcı beyin önüne götürmezsiniz ki şu anda sayın savcılar çalışma yapıyorlar mesela. Organize suçlar şubesi, terörle mücadele şubesi klasörler dolusu evrak alıyor. Çuvallar dolusu evrak alıyor, onları savcılığa mı götürüyor?

Hayır. Bir inceleme raporu yazıp bırakıyor. Bizim dönemimizde böyle bir inceleme raporu yazma durumu yoktu. Bu tür dökümü yapılıp savcının önünü gidiyor. Savcı bunların hepsini gördü yani.

Şimdi bakın hepsi var, Veli Küçük, bakın Tuncay Güney tarafından çizilmiş, Veli Küçük grubuyla ilgili şema. Bunların hepsi dökümü yapılmış. Hepsi sayın savcı Muzaffer Yalçın’a gitmiş, gizlediğimiz falan yok bizim. Devam edelim, şeye gelelim ek 21 ve 22’ye. Bakın ifadelerini al, ek 21’de o el yapısı şemayı bakın Veli Küçük ve grubu diye. Bakın Ergenekon değil. Terör örgütü değil, Veli Küçük ve grubu irtibatları ilişkileri ile ilgili çizimini de yapmışız. Devam edin bakın, altta sayfalarca başkanım, bunların hepsini bizim şube. Bakın ekonomi lobi demiş bakın ekonomik lobi, biz bunu Veli Küçük’ün grubu olarak adlandırıyoruz. Devam edin, şimdi bunların hepsinin dökümü yapılmış, savcı beyin önüne götürülmüş bunlar. Bunların tamamı istihbarat şubesine gönderilmiş. birşey gizlediğimiz yok bunları yapan biziz zaten. Ek 22’ye gelin lütfen.

Dün bunu anlattım bakın. Bizim şubemizin adli tahkikat bürosu, bakın eklerde bakın diyor ki, Tuncay Güney’den elde edilen malzemelerin hepsini ben inceledim diyor araştırma Değerlendirme Büro amiri. 95 adet bilgisayar disketi, 19 adet CD, fakat bunların hiçbirisinin ben sadece iddianame eklerinde bağlıyım başkanım, ben inceleme imkanım yok ki. Burada talepte bulunuyorum. Đşte bunlarla ilgili bulundum 13 Ağustos’ta veya 21 Ağustos’ta talepte bulundum dedim ki Tuncay Özcanlı’nın bu ekte ekte yazdığı bilgisayar disketi incelemelerini bana gönderin bakayım dedim gönderilmedi. Bu çözümlerin yapılmasının sebebi savcı beyin önüne dosyanın

(3)

götürülmesidir. Şimdi sayın Özese haklı olarak sormuştu, işler nasıl gidiyor yani nasıl izin alıyorsunuz gibi bakın ek 11’e tekrar gelir misiniz? Yani bütün bu çalışmalar yapılmış savcı beyin önüne gitmiş. Ek 11’de bir not var bakın benim yazdığım resmi yazıda savcıya izin için. Konu ile ilgili zapt etmiş olduğumuz belge ve dokümanlar ile adı geçen şahısların samimi ikrarlarını içeren kasetler şube müdürlüğümüzde hıfzedilmiş olup hazırlık soruşturmasının başlaması durumunda, çünkü ön çalışma daha hazırlık soruşturmasına dönmemiş biliyorsunuz. Talimatlarınız doğrultusunda incelenmek üzere adli emanet memurluğuna gönderilecektir. Şimdi ek 13’e gelin lütfen. Bu aslında sayın Özese’nin sorusuna da yanıt, biz okumamıştım ben burayı, yani burada okumamıştım, göstermiştim ama. Bakın efendim DGM Başsavcısının yazısı. Yapılacak tüm işlemler, ön çalışma ve gerektiğinde tahkikat icrası için Đstanbul DGM Cumhuriyet savcısı Muzaffer Yalçın görevlendirilmiştir. Yapılacak tüm işlemler. Devam ediyor. Ön çalışma sırasında veya sonunda toplanan tüm belge delil ve dokümanların değerlendirilmek ve müteakip talimatları istihsal etmek üzere, görevli Cumhuriyet savcısı ile irtibat kurulması, ilgi sayılı yazınızın not bölümünde, az önce okuduğum not, ve arama zabıtlarında belirtilen belge, doküman ve kasetlerin, buraya dikkat edin başkanım çok önemli, soruşturma başlatıldığında savcılığımıza teslimi diyor. Bu ön çalışma. Ön çalışma hazırlık soruşturmasına döndüğü takdirde savcılığımıza teslim edin diyor, bunu söyleyen Başsavcı. Bu dokümanları savcılığa gönderdiniz mi? Yani başsavcı zaten dokümanları ne zaman göndereceğimizi talimatını veriyor efendim. Bu konuda gidip savcı bey ile görüşen kim adli tahkikat büro amiri, o kimdir? Bakın paraflı suret deniliyor ya ikide birde işte bu işe yarıyor. Serdal Akça şu anda orda görevli. Organize de savcılık çağırıp iki satır ifadesini alsaydı. Sen gidip adli tahkikat büro amirisin sen gidip görüştün mü? Veya şube müdür yardımcısı Kemal Karademir şu anda Rize’de müdür yardımcısı çağırıp iki satır ifadesini alsaydın. Muzaffer Beye belgeleri götürdünüz mü, içeriğini anlattınız mı diye. Cevap verirlerdi ben doğal olarak Muzaffer bey ile kendim gidip görüşmediğim için o sorunun o bölümüne cevap veremiyorum ama bunların ifadesi alınması durumunda olay çok net bir şekilde ortaya çıkacaktır. Bizim hiç kimseden bir şey gizlemiş olmamız falan söz konusu değildir. Böyle bir mantık gerçekten yanlış bir mantıktır. Şimdi diğer bir şey sayın başkanım bu konu ile ilgili olarak bakın ek 130’u açar mısınız? Bizim Organize Suçlar Şube Müdürlüğünün kuruluş şeması Đstanbul’un, bakın benim altımda olan birimlere bakar mısınız, Araştırma Değerlendirme Büro Amirliği, Bilgi Đşlem Arşiv Đstatistik Teknik Büro Amirliği, Operasyon Ekipleri Büro Amirliği, Adli Đşlemler Büro Amirliği, Nöbetçi Amirliği, Đdari Büro Amirliği, ben şubenin müdürüyüm, en üstte olan kişiyim şimdi araştırma değerlendirme, Ekipler Amirliği gidiyor arama yapıyor, getiriyor Araştırma Değerlendirmeye bırakıyor, Araştırma Değerlendirme ve Arşiv ikisi ayrı ayrı büro.

Arşive bize geliş kaydı var mı, bakıyor. Araştırma Değerlendirme Amirliği kasetleri bilmem nelerin çözümünü yapıyor, hepsini nereye gönderiyorlar Adli Đşlemlere, Adli Đşlemler de savcılık ile olan ilişkileri götürüyor. Peki benim görevim ne? Bir 131’e gelir misiniz? Ben bütün büroların hesabını veriyorum şu anda. Yani o bürolarda bir sürü insan çalışıyor, hiçbirisinin ifadesine başvurulmamış. Sanki Organize Suçlar Müdürlüğü demek Adil Serdar Saçan demek gibi bir durum oluyor. Bakın burda da benim görev tanımım var. bakın benim görev tanımım şurda, diğerleri hep şeyle ilgili başkanlık, şube müdürlüğü bünyesindeki büro amirlikleri ile ilgili faaliyetleri takip ve koordine etmek. Şimdi anormal bir durum ortaya çıkarsa, savcılık ile bir problem ortaya çıkarsa bu konu ile ilgili benim devreye girmem gerekiyor. Takip ediyorum, koordine ediyorum. evet. Bir konu da şu, Tuncay Güney’in bahsetmiş olduğu, ifadesinde bahsetmiş olduğu Organize Suç örgütlerinin tamamı ile ilgili bizim bilgimiz var zaten sayın başkanım. Adamın o konularda söylediklerinin tamamen sokak ağzına dayalı olduğunu biz biliyoruz. Hep bütün gruplara operasyon yapmışız bakın burda gösterdim ben 461 gruba operasyon yapmışız. Tuncay Güney diyor ki o tarihte efendim altıncı filo var diyor, sayın Özese sormuştu bana, altıncı Filo, altıncı Filonun şeyi sayın başkanım faaliyet alanı Đstanbul değil ki.

Ben Đstanbul Organize Suçlar müdürüyüm. Faaliyet alanı Adapazarı ve Đzmit. Oğuz Korukır var

(4)

diyor, Adapazarı Đzmit, biz buna rağmen 2003 yılında, ek 174’ü açar mısınız? Oğuz Korukır ve grubuna operasyon yapıyoruz, bakın adam Đzmit’te faaliyet gösteriyor başkanım, yok pardon, bir saniye, ek 140 bakın sayın başkanım buyrun Oğuz Korukır ve grubuna yapılan operasyonlar şeyin Tuncay Güney bahsetmiş. Bakın aşağıya doğru iner misiniz. Beş adet tabanca yedi adet şarjör. Şu bu alınmış, on bir adamı ile birlikte sevk edilmiş, altı kişi tevkif olmuş, kendisi de tevkif olmuş. Şimdi bunun gibi dediği her grupla ilgili operasyonumuz var bizim. Sadece bağlantıyı kuramadığımız Veli Küçük Sedat Peker grubu ile ilgiliydi. O bağlantıyı araştırdık ve o bağlantıyı da grup da kurduk bir şey bulamadık yani şunu bulamadık, suça yönelik bir şey bulamadık.

Kapatmış olmak demek değildir. Ama Ergenekon terör örgütü ile bir alakası yok bu olayların bu olaylar bizim görevimiz çok net belli. Kaçakçılığa bakacaksınız, silaha mermi kaçakçılığına, bir de mafyaya bakacaksınız bizim görevlerimiz bu bunun dışında görevimiz yok zaten. Şimdi ek 174’e gelin. Bakın sayın başkanım. Bu birinci iddianame eklerinden alınmış bir şey. 2007 yılında başlatılan Ergenekon operasyonu ile ilgili olarak çalışma grubu oluşturulmuş, nerde Terörle Mücadele Şubesinde organize Suçlar Şubesinde. Şimdi bu görevliler ben soruşturmayı kapattım dese, savcılık kapatır mı soruşturmayı? Savcılara sormak lazım. Öyle şey olabilir mi? Burda da çalışma grubu oluşturulmuş. Yani bakın burda şube müdürleri bile yok, sadece emniyet amirleri var. emniyet amiri Ahmet Davulcu ben soruşturmayı kapatıyorum, savcıya bir yazı efendim ben bir şey bulamadım dese savcılık bunla iktifa edecek mi? Neden sorumluluk benim üzerime yıkılmaya çalışılıyor. Baştan beri bir karmaşa yaratılarak bu imaj verilmeye çalışılıyor başkanım bu önemli. Çalışma gruplarının sorumluluğu sadece yaptıkları iş ile alakalıdır. Yaptıkları iş kadardır. Aldıkları yüklendikleri iş kadardır. Cumhuriyet Savcısı emir vermişse gereği yapılır.

Yani şunu savcı beye sorsalardı yine sorun çözülmüş olurdu. Onu da sormuyorlar bakın bir çok eksikliğin üzerine getirip beni monte ediyorlar. Savcı beye arkadaş sen o dokümanları bana sen dokümanları savcıya gönderdin mi sorusu yerine sen o dokümanları inceledin mi bak adam sana yazmış, arama tutanaklarını göndermiş, tutanakların tasnifini yapmış, baktın mı onlara savcı bey diye sorulmuyor. Bana sen tasnifi yaptın gönderdin ee, gönderdin mi? Gönderdim, tasnifi onun için yapmışım ama götüren ben değilim. Resmi yazıya da, resmi yazıya da bu ikide birde yazılmaz işte savcı beyler burdalar yani siz organize ile çalışırken, terörle çalışırken her şeyi resmi yazı ile mi yapıyorsunuz? Günde en az yirmi defa otuz defa telefonla görüşüyorsunuzdur yani yanlış söylüyorsam desinler ki yanlış söylüyor, çalışma bu şekildedir. Savcılık ile polisin çalışması. Yine bir konuyu daha söyleyip bitiriyorum. Ek 34’ü açar mısınız? Bakın sayın başkanım, burda dedim ki polis içindeki çekişme nedeni ile ben burdayım. Savcı bey o gün benle ilgili bir şey okudu, bakın bir tutanak var. tarihine bakın altta, 22 Temmuz 2002 tarihli bir tutanak. Yukarıya gelin şimdi, emniyet genel müdürlüğü istihbarat daire Başkanlığı tarafından yürütülen bir çalışma sırasında müdürlüğümüz emrinde görevli Adil Serdar Saçan’a yönelik hasmane tutumlar içerisinde olan bir grubun telefon konuşmaları ve çözümü şube müdürü Recep Güven tarafından tarafımızdan ilimize getirilmekle saat 22’de Đstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir’e arz edilerek yapılan tetkik neticesinde Şube Müdürü Adil Serdar Saçan’a karşı bir suikast hazırlığı tespiti yapılması üzerine, sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Nizamettin Bayındır’ın yanında şube müdürü Adil Serdar Saçan gerekli tedbirleri alması, başta kendisi olmak üzere, ailesinin can güvenliğinin korunması yönünde uyarılmış, gerekli ve yeterli tedbir kendisine bağlı Organize Suçlar Şube Müdürlüğü personelince aldırılacağını beyan etmiş diye, bakın tutanak tutuluyor, Emniyet Müdür Yardımcıları. Şimdi bu Recep Güven denilen çocuk şu anda Ergenekon operasyonu istihbarat başkanlığını da yürüten çocuk. Öldürüleceğime dair 22 Temmuz 2002’de mafya tarafından öldürüleceğime dair tebligat var, 2003 yılında koruma istiyorum vermiyorlar, silahlarıma el koyuyorlar ve beni ölüme terk ediyorlar resmen. Şimdi bu normal bir iş midir sizce? Đşte buyrun belge burda. Bir sene sonra 2003 yılında beni meslekten atıyorlar. Ondan sonra silahlarıma el koyuyorlar, ve yedi sene boyunca Đstanbul’da beni ve ailemi korumasız bırakıyorlar. Danıştay’a gidiyor, idare mahkemesine gidiyorum, kaybediyorum,

(5)

Danıştay da kazanıyorum. Đdare mahkemesi Danıştay’ın kararına uyuyor. Hala koruma vermiyorlar. Hala korumam yok. Şu anda on altı aydır da cezaevinde belki bu grupta var, dörtte üçü çete olan bir grupla cezaevinde yatıyorum. Bizim cezaevinde bu çete grupları. Bu kadar efendim yani bu, bunların eksik kaldığını düşünüyordum.”

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:” Adil bey birkaç sorum daha olacak. Şimdi en son izahatlarınızda şöyle diyorsunuz, 08/03/2001 tarihinde Adli Đşlemler Büro Amirliğine yazı yazıldı.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Diğer istihbari şube, efendim asayiş Şube Müdürlüğünde gönderilen evrakların oraya gitmesi gerekiyor, onların da savcı beyle muhatap olup bir görüş alması veya bu tahkikatın sonucu konusunda bir değerlendirme yapması gerektiğini söylüyorsunuz zannediyorum”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Hayır, bizim şubemiz yapıyor.”

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:” Adli işlemler Büro Amirliği,”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Götürüyor evet savcı beye.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Savcı beye götürüyor.?

Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet evet götürdü yani.”

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:”Bu konuda bilginiz var mı götürüp götürmediği konusunda?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Var var evet, var bu dökümler ve çözümler onun için yapıldı.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bunlar tamamen götürülmüş mü? Yani sizin arama sonucu elde ettiğiniz Tuncay Güney’de Ümit Oğuztan’da elde ettiğiniz materyaller götürülmüş mü, savcı beye götürülmüş mü?””

Sanık Adil Serdar Saçan:”Çözümü, çözümleri, gösterdim evet.”

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:” Çözümleri götürülmüş mü?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet, evet. Gidip görüşüyor işte onun için diyorum Adli Tahkikat Büro amirini çağıralım buraya diye.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Siz onu şifai olarak mı aldınız bu cevabı yoksa yazılı olarak mı aldınız.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Şifai efendim, şifai yani bu işlem”

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:” Adli Büro işlemler Amirliğinden.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Şifai efendim yani ben şube müdürü olarak her konuyu adli işlemler büro amirine yazı ile yazamam ki, yani götürdünüz mü getirdiniz mi. Onlar gidiyorlar görüşüyorlar geldik müdürüm diyorlar. Bir problem olursa bana iletiyorlar yani. Bizim normal işlememiz bu şekilde.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Ben şunun için soruyorum yani 14/11/2002 tarihinde DGM Cumhuriyet Başsavcılığına yazdığınız yazıda şu görüşü öne sürüyorsunuz, söz konusu ön çalışmaya son verilmesi hususunda tensiplerinize arz ederim diyorsunuz. “

Sanık Adil Serdar Saçan:”Doğrudur.”

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:” Yani siz Organize Şube müdürü olarak DGM savcılığına bu çalışmaya son verilmesini istiyorsunuz?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet, öncesinde görüşmemiz var savcı beyle zaten dün okuduğunuzda izah ettim. On üç günde Tuncay Güney’in evine gidilip belgeler teslim ediliyor, yani bu işler şöyle gidiyor sayın yargıcım, işler şöyle gidiyor, benim adli tahkikat büro amirim gidiyor savcı Muzaffer Bey ile şu anda sayın savcılarla bu çalışma grubunun çalıştığı gibi.

Gidiyor görüşüyor diyor ki efendim biz böyle böyle durum bu konuda bir ilerleme kaydedemedik ne yapalım o da şifai talimat veriyor diyor ki, gidin evrakları dokümanları teslim edin, bana bir yazı yazın. Ben kapatayım diyor. Hatta o yazının müsveddeleri falan da şubede vardır yani şubede olmadığım için şey yapamıyorum. Savcı beyin talimatı üzerine gidiliyor bunlar hep şifai

(6)

olan şeyler en sonunda da evrak kapansın diye yani resmi evrak kapansın diye bu yazı yazılıyor.

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” O zaman şöyle sorayım bu Adli Büro Đşlemler Amirliği size ne söyledi. Bu proje ile ilgili olarak. Nasıl bir görüş bildirdi.?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Bana söylediği, Adli Đşlemler Büro Amirliği’ne dedim ki ben savcı beyle bir görüşün, istihbarattan bize gelen bilgilerde bir gelişme kaydedemiyor. Zaten bizim Veli Küçük ve Sedat Peker grubu ile ilgili yaptığımız çalışmalar var. daha buna bağlı olmadan yaptığımız çalışmalar var bir sonuç elde edemiyoruz ne yapalım? Adli Đşlemler Büro Amirliği gidip görüşüyor savcı bey ile geliyor diyor ki savcı bey, madem öyle işte gidin evrakları teslim edin, bu ön çalışma soruşturmaya dönmediği için adli emanete göndermediğimiz için bir kapatma yazısı yazsın diyor, yazıyı yazıp getiriyorlar bana. Bende teklifte bulunuyorum olay bu.

yani savcı beyin bilgisinin olmaması falan diye asla söz konusu değil zaten böyle bir yazı savcı beyin bilgisi olmasa 13. ünde niye gittiniz kardeşim yani onaylamaz öyle bir yazıyı. “

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:” Evet, bu duruşmadaki beyanınızda Veli Küçük grubundan bahsettiniz.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” evet.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu grup ile Veli Küçük arasında ne gibi ilişkiler vardı, kimler vardı bunları nasıl tespit ettiniz bunları bir izah eder misiniz?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Şimdi o benim iddiam değil efendim, o 11’i açar mısınız ek 11’i. O Tuncay Güney’in iddiası o şekilde. Yani bizim çalışma iznimiz, bakın burda diyor ki, şahıslardan Tuncay Güney’in ekteki zaptetme tutanakları yazılı belgelerin ve gözaltına bulunduğu süre içerisinde kendisi ile rızası dahilinde kameraya alınan görüntülerde Ağustos ayında emekli tuğgeneral Veli Küçük ile tanıştığını, Veli Küçük ile ilişkilerinin her geçen gün daha da artarak ilerlediğini, Veli Küçük ile ilişkileri arttıkça diyerek yani Tuncay Güney’in iddiası o. Bizim de bu yönde bir duyumumuz vardı. Veli Küçük ile Sedat Peker arasında bir ilişki var diye. Onu biz araştırdık, gerçekten ispatlayamadık, sadece ben değil yani. Bütün şubeler, Asayiş, istihbarat, yani insanlar konuşabilirler, merhaba, ama biz burada adli bir şubeyiz takdir ederseniz ki diyor ki, Veli Küçük uyuşturucu kaçakçılığı yapıyor e kimden alıyor, kime veriyor hiçbir şey yok. Bunu söyleyen ben onun mutemet elemanıyım diyen Tuncay Güney. Biz bunun üzerine çalışma başlatıyoruz. Acaba bir şey bulabilir miyiz diye. Ama bir şey bulunamıyor. Şu anda da bulunmuş değil yani.”

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu Veli Küçük grubu ile ilgili olarak yani sadece Tuncay Güney’in beyanları mı, onun dışında başka herhangi bir bilgi belge var mı?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Hayır yok, efendim yok, onun iddiası üzerine yani Veli Küçük Sedat, bakın şurda yazmışım Veli Küçük’ün ekteki çözümlerden de anlatıldığı üzere uyuşturucudan akaryakıt kaçakçılığına, adam öldürmeden kaçak silah sevkıyatına kadar çok geniş bir yelpazede faaliyet gösteren bir yapılanmanın liderlerinden olduğunu iddia ediyor Tuncay Güney. Ama biz bunu sadece bu çalışma iznini biz şeye gönderdik. Đstihbarata gönderdik. Đstihbarat daha geniş imkana sahip diye. Biz ayrıyeten bu grupla ilgili Sedat Peker grubu ile ilgili bağlantıları ile ilgili saten çalıştık. Çok çalıştık yani Sedat Peker’e an az dediğim gibi dört tane operasyonumuz var. Veli Küçük Sedat Peker bağlantısı üzerine çalıştık. Bir de biz Đstanbul’dayız. Veli Küçük Đstanbul da görev yapmış değil, yani onun görev yaptığı iller farklı.

Oralarda soruşturmaları ben bilemem. Benim burada üzerinde durduğum mesele, Veli Küçük ile Sedat Peker arasında bir örgütsel ilişki var mıdır meselesiydi. Organize suç ilişkisi olarak. Biz bunu ispat edemedik. Söylediğim bu. bu iddia Tuncay Güney’in iddiası biz bunu araştırdık.

Sadece burda değil biz bunu.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Anlaşıldı. Bu Veli Küçük ile Sedat Peker arasındaki ilişkiyi bir duyum neticesinde araştırmaya başladık diyorsunuz. Bu duyum yazılı mıydı, yani neye dayanıyordu?”

(7)

Sanık Adil Serdar Saçan:” Đstihbarat, istihbarat bu şeyde var Organize Suçlar Şube Müdürlüğünün arşivinde hani ben dedim ya bizim ardiye büromuz var arşiv büromuz var. orada grupların takibi vardır hani terör örgütlerinin takibi gibi, DHKPC’yi takip ederseniz işte eski lideri şuraya gitti, buraya gitti, bu da örgütlü suçlarda da bu böyledir. Biz takip ederiz şimdi ekibin birisi istihbarat getirir. Der ki, bunlar ilişkilidir der veya herhangi bir yerde yapılan bir soruşturma sırasında bunlar ilişkilidir diye birisi beyanda bulunur. Bu tür yani şeylerden biz onlardan not alırız ve onun üzerinde çalışırız daha sonra. Bu konuda Organize Suçlar Şube Müdürlüğü arşivinde çok sayıda istihbarat ve ihbar olduğunu biliyorum. Eğer talep edilirse gelir yani eminim.”

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:” Yani o duyuma ilişkin yazılı belgeler istihbarat emniyet müdürlüğünün istihbarat arşivinde var diyorsunuz öyle mi?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Bizim, Organize Suçlar Şube Müdürlüğünde bir de efendim, şimdi adli şubesiniz, adli şubeyiz biz istihbarat şubesi değiliz. Adli sorumluluğumuz var şimdi Veli Küçük şudur, diye bir şey yazıp oraya koyamayız. O olup olmadığını araştırmak durumundayız.

Zaten bu araştırmayı da onun için yapmışız. Yani biz dedikodu şubesi değiliz. Đstihbarat yazar, duyumu alınmıştır, ama biz duyumu alınmıştır diyemeyiz. Biz sadece böyle istihbarat intikal etmiştir deriz, işte burda olduğu gibi mecbur araştırırız. Sonuçta ne olur o belli olmaz yani eğer bir şey varsa işlem yaparız yoksa yapamayız. O da kapatmak değildir. Bir şey bulamamak kapatmak değildir. Yani yıllardır yargıçlık yapıyorsunuz efendim polis bir şeyi irtibatlayamıyorsa hatta mahkemenin önüne geliyor, yani belki kanaat olarak o adam bu işi yapmıştır diyorsunuz ama delille bağlısınız yani. Bunlar adli polisliğin sonuçları. Veli Küçük Ahmet ile görüştü, görüş nasılsın iyi misin dedi, ne yapacağız şimdi yani olay budur. Bizim açımızdan. Biz dedikodulara bağlı olarak işlem yapmayız efendim. Şu anda bu iddianamede özellikle benle ilgili iddialarda öyle şeyler görüyorum. Dedikodulara bağlı emniyet içersindeki bir takım bir grubun iddiasına bağlı iddialar var burda. Mesela diyor ki kapattık, kapatmadığım belli. Diyor ki belgeleri aldı götürdü işte burda izah ettim size. Mahkeme kasasına girmiş belgeler, onları benim alıp cebime götürdüğümü iddia ediyorlar. Bunlar dedikodu bunlar iddianameye girmemesi gereken şeyler.

Adli polislikte bu işin bir alakası yok. Evet efendim.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:”24 Mayıs 1999 tarihinde müdüriyet makamına hitaben yazmış olduğunuz bir yazı var. “

Sanık Adil Serdar Saçan:”24 Mayıs mı efendim?”

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:” 24 Mayıs evet. Yazı elimde gösterebilirim. Şu şekilde talepte bulunuyorsunuz, hakkımda böyle bir raporun olup olmadığının tarafıma tebliğ edilmesini.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Fethullahçılarla ilgili. Mi?”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Evet.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet.”

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:” 2-çetelerle mücadelede bu kadar mesafe kat etmişken hakkımda neden böyle ithamlarda bulunulduğunun araştırılmasını,3- iddiaların araştırılması için hakkımda müfettiş tayini yapılacak soruşturma sonucunda Fethullah Gülen denilen şahıs veya grubu ile en ufak bir ilişkimin olduğu ispatlanırsa istifamın kabulüne, ispatlanmazsa bu raporu yazanlar hakkında en ağır idari ceza verilmesini, 4- Fethullah gülen taraftarı olarak benim hakkımda rapor yazanların neden bu Fethullah denilen şahsı yakalayıp hakkında işlem yapmadıklarının tespitini, 5- Yine neden çetelerle başarı ile mücadele edenleri Fethullahçı gösterip bu şahsın reklamının yapıldığının araştırılması hususunu tensiple arz ederim diyorsunuz.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” doğrudur.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu konudan bahseder misiniz yani, Fethullah Gülen taraftarı olarak benim hakkımda rapor yazanlar, sizin hakkınızda rapor yazanlar kimlerdir?”

(8)

Sanık Adil Serdar Saçan:” Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral zamanında Ankara’da”

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:” Veli Küçük ile veya grubu ile bir bağlantısı var mıdır, izah eder misiniz bunları?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Yok yok hayır. Veli Küçük ile falan hiç alakası yok bunun. Bu Ankara’da 99 senesinde Cevdet Saral Emniyet Müdürü iken Osman Ak ve grubu emniyet içersindeki Fethullahçı örgütlenme ile ilgili bir istihbarat raporu yazdılar. Yazmış oldukları bu rapora benim ismimi de koydular. Đsmimi koymalarının sebebi, Cevdet Saral, Saral sülalesine mensuptur. Şeyde Karadeniz de Trabzon’da bu Sarallardan çok geniş bir sülaledir, çok iyi insanlarda vardır ama mafya mensupları da vardır. Onlara biz operasyon yapmıştık. Her çıkan Cevdet beye gidip ağladı. Đşte seni sana karşı bizi şey yaptılar diye. Mafyanın klasik geleneksel taktiğidir, sonra bir sabah bir kalktım Fethullahçı müdür diye başlık atmışlar benimle ilgili olarak Star Gazetesinde. Bende konuyu araştırdım baktım ki Ankara Emniyet Müdürlüğü bir rapor hazırlamış, hazırlanan raporda bana Fethullahçı müdür diyor. Bende konuyu araştırdım, baktım ki Ankara Emniyet müdürlüğü bir rapor hazırlamış, hazırlanan raporda bana Fethullahçı müdür diyor. Bende o dilekçeyi yazdım, eğer Fethullahçılığım kanıtlanıyorsa daha doğrusu ilişkim tespit edilse, bırakın kanıtlamayı istifamı kabul edin diye yazdım. Onların hakkında işlem yapıldı.

Meslekten çıkarma cezası aldılar onlar. Bir alt ceza verildi daha sonra, biliyorsunuz yargılandılar da, gerçeğe aykırı rapor tanziminden. Budur efendim o konu, Veli Küçük ile falan alakası yok onun. Onu yazılı savunmamda da açıklamıştım zaten. Hani ben dedim ya efendim bir grup Fethullahçı diyor bir grup bilmem neci diyor. O ordan kaynaklanan bir şey. ”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Görev yaptığınız sırada organize Şube Müdürlüğündeki Evraklar nasıl saklanır? “

Sanık Adil Serdar Saçan:”Arşivi vardır efendim, Organize Suçlar Şube Müdürlüğünün arşivi vardır.”

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:” Arşive herkes girip çıkabilir mi?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Hayır giremez, yetkili kişi vardır ve defter vardır. Arşivde defter vardır. Mesela diyelim ki bir kişi bir ekip bir çalışma yapacak, arşivden dosya alacak, oraya kaydedilir imza atılır, şu saatte şuna verildi diye getirildiğinde de eksiksiz alındı diye tekrar deftere imza atılır efendim oraya sadece arşiv memurları girer çıkar. Ve kapısı da şeylidir, şifrelidir. O şifre de arşiv memurunda vardır. Başka kimsede yoktur.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Görev yaptığınız zamanlarda kimlerin oraya girip çıkacakları? ”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Tabi tabi hepsi bellidir. Defter vardır evet.Zaten onun için diyorum ya bir sorsunlar diye yani. Sorsalar aslında çıkacak.”

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:” Halil Behiç Gürcihan’ın evinde bir takım belgeler ele geçmiş,”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Doğrudur.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:”Bunlar sizin tarafınızdan müdüriyet makamına yine sizin tarafınızdan DGM başsavcılığına 99 tarihli.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Fethullahçılarla ilgili belge onları açıklamıştım.”

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:” 2002 yılında Adil Serdar Saçan, Alparslan Birsel başkan tarafından imzalanmış x bilgi verme, görüşme tutanağı, Adil Serdar Saçan tarafından Genelkurmay Başkanına, istihbarat başkanına yazılmış 2002 yılında yazılmış bir yazı, “

Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet efendim onları anlattım burda.

(9)

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” yine sizin tarafınızdan Đstanbul DGM başsavcılığına yazılmış, Aykut Cengiz Engin’e yazılmış. 2002 yılında yazılmış bir yazı. Gene sizin tarafınızdan Ankara DGM Başsavcılığının 2002 yılında yazılmış yazılar ele geçmiş.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet!

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:”Ne diyorsunuz bu Halil Behiç Gürcihan’da ele geçen belgelerle ilgili olarak, Bir bilginiz var mı?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Ben onu anlattım. Ben Halil Behiç Gürcihan’a onu vermediğimi söyledim. Bu belgeleri daha önce 2003 yılında Cumhurbaşkanlığına yazdığım bir dilekçe ekine koydum gönderdim. 2006 yılında, 2007 yılında Danıştay karar düzeltme evrakına koydum gönderdim. Yani bu meyanda olan belgeleri aynılarını değil de, Genel Kurmay Đstihbarat Başkanlığına gönderdim. Bir çok yere gitmiş 2001 yılındaki bir çalışmayla ilgili belgelerdir. Bu bilgiler gizli de değildir. Ankara’dan gelen 2000/507 dosya içerisinde bunlardan çok daha geniş içerik itibariyle bilgiler vardır. Aleniyete intikal etmiş bilgiler vardır. Behiç Gürcihan’ı söyledim, polis ifadesinden sonra bana geldi. Abi sen den aldığımı söyledim, niye yani benim için problem olur dediği bana, bunu da ispatlayabilecek durumdayım. Đsterseniz tanık getirebilirim. Hatta uzun uzun anlattım. Bekir Öztürk’ün orda olduğunu, Feryal Sepin’in orda olduğunu söyledim.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:”Somut olarak birşey söyleyebilir misiniz. Halil Behiç Gürcihan’ın eline nasıl geçtiği konusunda.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Ben vermedim”

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:”Bu belgelerin nasıl eline geçtiği konusunda somut olarak bir şey söyleyebilir misin?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Somut olarak bir şey söyleyemem. Nerden aldığını kendisi, yani Halil Behiç Gürcihan benle internette tanıştığını söylüyor mesela yani herhalde Gafur Paşa ya laf gelir diye internette tanıştım diyor. Halbuki ben serseri miyim. Đnternette tanışıcam da biriyle şey yapıcam. Yani ben senelerce müdürlük yapmış biriyim. Gafur Paşa tanıştırdı. Onu bile gizliyor yani onu ona sormak lazım efendim. Aleni bir şekilde gizliyor, Gafur Aksu’yu çağırırsak, beni onunla Mete diye tanıştıran Gafur Aksu’dur. Ama adam internette tanıştım diyor”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:”Ben şunu sormak istiyorum ayrıca Şevki Duyu ile Arif Doğan arasında nasıl bir ilişki vardır. Nasıl tanışmışlardır?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Onu anlatıyım efendim. O zaten biliyorsunuz telefon konuşmasını da burada verdik. Niye bu adamlarla konuşuyorsunuz falan diye de kızıyorum ben ona. O Sultanahmet’te benim işte daha önce bahsettiğim lokantaya gidip geliyorum. Oraya da bir tane çocuk gidip geliyor o lokantaya, lokanta sahibinin arkadaşı, o onu tanıyormuş Arif Doğan’ı bu Şevki Duyu’nun da Kırklareli’nde köyde bir tane şeyi var evi mevi var. Kırklareli’nin bir köyünde, orada jandarma rahatsız ediyormuş şeyi Şevki Duyu’yu ben beni rahatsız ediyorlar falan diyor o çocukla görüşüyorlar. Çocuk diyor ki ben jandarmadan emekli bir Albay tanıyorum, istiyorsanız sizle görüştüreyim onu diyor. Alıp beraber Yalova’ya gidiyorlar orada görüşüyorlar, o tamam ben senin işini hallederim. Jandarma niye seni rahatsız ediyor. Kanunsuz yere etmesin falan diyor. Olay o, ondan sonra bana telefon açtı, ben buraya gittim falan dedi ben de kızdım ona hatta gitmeden önce dedi ki böyle böyle biri varmış, dedim abi öyle insanlarla irtibat kurma oraya gitme git dedim. Jandarma komutanına Kırklareli’nin bizzat Alay Komutanına durumu söyle dedim. Ama o gitmiş, gittiğimizi diyor ya işte gittiğinizi aslında o, kızıyorum da telefonda da baya küfürlü müfürlü konuşuyorum yani.”

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:”Şimdi o telefon görüşmenizde diyorsun ki Şevki Duyu ile yaptığın telefon görüşmesinde daha doğrusu o size şöyle söylüyor, bana iki tane adam göndermiş üç milyar lira para vermemi istemiş. Arif Doğan’dan bahsederek. Bu konu nedir?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet Evet. O bana diyor şimdi doğum gününde ben ona yardım ettim diye Şevki bey bana dedi ki yani o Arif Doğan ona yardım etti diye iki kişi göndermiş, benim telefon faturam var onu ödesin demiş. Oda ödemedim küfür ettim kovdum

(10)

diyor. Ben onu bilmiyorum yani onun anlatımı o şekilde, Arif Doğan ona iki kişi göndermiş.

Demiş ki benim telefon faturam var bunları ödesin Şevki Bey demiş oda ben bana böyle birilerini gönderiyor hiç bir şey yokken ortada bu ne demek diye bana serzenişte bulunuyor yani şey derdini anlatıyor.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:”Yani bunun sebebi nedir, niye ?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Đşte o ona yardım için gidiyor ya Kırklareli’ne o ona diyor ki Kırklareli’nde ben senin işin hallederim. Seni rahatsız etmeyecekler falan diyor. Herhalde onun karşılığıdır, öyle tahmin ediyorum.”

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:”O yardım etmiş mi?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Yok orasını bilmiyorum. Yani Kırklareli’ndeki problemini de bilmiyorum ben Şevki Bey’in, köyde olduğu için bilmiyorum.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:”Siz Şevki Duyu’ya diyorsunuz ki Arif Doğan’dan uzak dur.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Aynen öyle evet.”

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:”Niye böyle bir görüş bildiriyorsunuz?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Biliyorum. Arif Doğan’ın JĐTEM’ci olduğunu biliyorum.

Gazeteler yazdı o susurluk sürecinde çok adı geçti.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:”Anlatır mısın? Bir tafsilatlı bir şekilde Arif Doğan’ın hakkında ne biliyorsanız anlatır mısınız?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Hayır bilmiyorum. Yani şeyi Arif Doğan’la ilgili benim bilgim, gazetelerde Arif Doğan diye birini biliyorum. JĐTEM in kurucularından olduğunu, susurluk sürecinden biliyorum. O kadar yani adamın detayını tanımam. Bu adamlardan uzak dur diyorum.

Benim genel prensibim budur. Đtirafçıdan işte adı orda burda çıkmış olandan falan uzak durmuşumdur. Yakınlarıma da aman uzak durun onlar ne olduğu belli olmaz diyorum. Mesela ben emniyet içerisinde ki o susurluk grubu denilen memurlardan da uzak durmuşumdur. Hiçbir şekilde görüşmemişimdir. Daha sonra gelmişlerdir bana görüşmemişimdir. O o anlamda söylediğim bir şey yoksa Arif Doğan’la ilgili gerçekten bir şey bilmiyorum. Sadece adının JĐTEM’in kurucusu olarak geçtiğini biliyorum.”

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:”Mehmet Haberal’ı tanır mısınız?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Tanımam. Hayatımda hiç görmedim. O Bülent Ecevit belgesini o gün dünde sormuştunuz, onla ilgili mi söylüyorsunuz bilmiyorum da.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:”Evet”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Efendim onu okudum bakın o yedi koli belgede Bülent Ecevit isimli word dosyası Tuncay Güney’den çıkan dosya o benim evde bulunan CD’lerde çıktı diye bağlantı kuruyorlar. Hiç alakası yok yani onla da benim alakam yok yani.”

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:”Şu şekilde söylemişsiniz, ona herhangi bir bilgi belge vermedi, tanımadınız vermediniz.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Yok efendim yok yani bakın Tuncay Güney ve”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:”Mehmet Haberal öyle bir soru sormuşta onla ilgili olarak soruyorum.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Đşte zaten ben ona itiraz ediyorum. Yazdım şeyde de savunmamda da yani benim evimde görevim gereği Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’dan elde edilen belgelerin bir sureti bana veriliyor okumam için öyle tahmin ediyorum. Onları da kabul etmiyorum, ama hadi öyle olsun diyorum. Yani kalkıp da kendi meslektaşlarıma iftira atacak halim yok burada bu yaştan sonra ama görevim gereği elde edilen bir bilgilendirilmem için getirilen iki tane CD bende kalmışsa onun içinde çıkan her şeyden ben sorumlu değilim ki onlar birinde bulunduğu zaman vay örgüt irtibatı Adil Serdar Saçan’da da bulundu oluyor, yanlış işler yani.”

(11)

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:”Evet. Halil Behiç Gürcihan beş altı kez sizinle görüştüğünü söylüyor.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Görüştüm.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:”Ne diyorsunuz o konuda”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Görüştüm.”

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:”Ne denli görüştünüz. Hangi ortamlarda görüştünüz?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Hep hiçbir ortam değil sadece şunu söyleyim benim büroma geldi. Daha doğrusu Halil Behiç Gürcihan’ın telefonu da yok bende benim telefonum da yok onda. Halil Behiç Gürcihan ben dedim ki şeyde cankurtaranın o balıkçıyı tarif ettim, ben orada olurum genellikle dedim. Geldi oraya bir gün orada beni buldu. Büroma gittik, büromda yakın oraya zaten. Büroma geldi iki veya üç defa hatta beni 2023 platformu diye bir platform oluşturmuş ona üye olmaya çağırdı falan filan hepsini reddettim, şey yapmadım gitmedim. Daha sonra bu Sultanahmet’te ki balıkçıda birkaç defa görüştük. Birde şey diyor ifadesinde Çemberlitaş’ta bir nargilecide görüştük diyor ama ben içki ve yani sigara ve tütün mamullerinin olduğu yerde 96 dan sonra hiç 2006’dan sonra hiç durmuyorum kalp krizi geçirdiğim için o yok orada sanıyorum yanlış hatırlıyor. Birde o Üsküdar’da ki yerde diyor mesela toplantıda onu da yanlış hatırlıyor. Yani ben onu görmedim onu söyleyim. Ama görüştüm geldi yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Đbrahim Şahin’i tanır mısınız?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Tanımam burada tanıştım. Onu da basından tanırım.”

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:”Duruşmada ki savunmanız sırasında şöyle bir beyanda bulundunuz. Zannediyorum bugün karşı devrim yapacak kişilerin karşına her hangi bir şey, kimse kalmamış şeklinde bir beyanda bulundunuz.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:”Doğru mu?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Doğru”

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:”Bu karşı devrimi yapacak olanlar kimlerdir.? Onlarla nasıl mücadele etmek gerekir? Yani ne yapmak gerekir bir izah eder misiniz?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Karşı devrim yapacaklar kimlerdir derken isim bazında bir şey söylenemez ama bugün Türkiye’de bir laiklikle problemi olan bir parti var. Anayasa mahkemesi laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmuş dediği bir parti var. Hükmen sabit. Laikliğe karşı çıkmak demek karşı devrim demektir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti devrimi kime karşı yaptı efendim.

Saltanata ve hilafete karşı yaptı. Saltanatı ve hilafeti geri getirmeye çalışanlar karşı devrimcidir.

Kastım odur. “

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:”Yani onlara nasıl karşı çıkılacak yani karşı devrime nasıl karşı çıkılacak?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Đşte yazı yazarsınız, Efendim milleti uyandırırsınız ikaz edersiniz, dersiniz ki bakın, şimdi benim yaptığım gibi bakın diyorum emniyet’te 78 den beri Fethullah’çı örgütlenme var. Bunu anlatıyorum. O gün bugün anlatıyorum. Makale yazıyorum, diyorum ki bakın Mustafa Kemal Paşa şöyle yapmış böyle oluyor. Budur yani buna karşı çıkmak demek budur. Zaten bunu da yaptım, okulda ders veriyorum. Anlatıyorum kamu yönetiminde karşı devrim nasıl gelir. Zaten ders konum benim benim üniversitede veya benim uzmanlık konum bu, kamu yönetimi doktoruyum ben. Kamu yönetimi demek devlet yönetimi demek.”

Üye hakim Hasan Hüseyin Özese:”Teşekkür ediyorum sorularım bu kadar.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Sağolun Efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Adil Bey benimde sorularım olacak.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Buyrun efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Organize Şube Müdürlüğünü kaç yılında kurdunuz tarih olarak.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”29 Ağustos 1998’de kurdum.”

(12)

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”98’de. Çalışma şekli, tahkikat şekli özetle toparlamak açısından diyorum. Nedir sizin kurduğunuz bu şubenin çalışma şekli nasıldır?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Şimdi efendim Organize Suçlar Şube Müdürlüğü kurucu müdürü olarak oraya bir sistem getirdim ben sistemi soruyorsunuz herhalde.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Evet”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Çünkü çalışma şekli şeyde var efendim.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sizin.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Kaçakçılık bu yönetmelikte var.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Onu biliyorum. Sizin verdiğiniz belgelerde de var, muhtelif operasyonlar yaptığınız.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani bu şubenin hitabi yönü dışında fiili yönünü de ortaya koydunuz. Ben sizin özellikle icraatlarınız, yaptığınız tahkikatları dikkate alarak çalışma şeklini soruyorum, nedir çalışma şekli?

Sanık Adil Serdar Saçan:”Şudur efendim. Bir kere bu iyi oldu buna da hem iddianame açısından da cevap vereyim. Bir kere efendim mafyayla mücadele etmek için mafyayı bilmek gerekiyor. Türkiye’deki en büyük problemlerden birisi Türk Kamuoyunun Terörle Mücadeleye alıştırılmış olması, fakat mafyayla mücadeleye alıştırılmış olmamasıdır. Türk Kamuoyu mafyayla mücadeleyi bilmiyor. Mafyayı da bilmiyor. Dolayısıyla kamu yönetiminde görev yapanlarda mafyayı bilmiyorlar. Temel problem buradan başlıyor. Mafya dediğiniz olay hem devlet görevlileriyle yani mafyanın hem devlet görevlileriyle hem basınla hem politikacılarla hemde işadamlarıyla irtibatı vardır. Mafya büyük oranda iş adamlarının çıkarlarını savunan gruplardır.

Onların adına hareket eden gruplardır. Mafyanın bir tek amacı vardır, çıkar elde etmek. Çıkarına ulaşmak.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Mafyanın ilişkili olduğu birimler, mesela uluslar arası istihbarat örgütleri kullanır mı mafyayı?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Tabi ki.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sizin tecrübenizi, yani bunu da açarsanız.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Tabi ki”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Konuyu unutmadan tabi kendi konunuzun seyrini değiştirmeyin. Buna da.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Tabi şimdi uluslararası istihbarat örgütleri mafyayı çok net olarak kullanırlar. Bunu Amerika’nın Afganistan’a gidişiyle ispatlayabiliriz. Afganistan’a giriş sebebi Amerika’nın uyuşturucuydu. Yani orada yapılan uyuşturucunun başka ülkelere sevkıyatını önlemekti. Fakat bugün uyuşturucu sevkıyatı iki veya üç misline ulaştı. Oraya girdikten sonra mesela Murat Çulcu’nun dünyamızı saran mafya isimli üç cilt eseri var. O eserler incelendiğinde Lukü lusyano nun Amerika’da 2. dünya savaşı sırasında, Amerika’lılar Sicilya’ya çıkartma yapacaklar. Fakat Sicilya’da Musolini bunu öğrenmiş iki yüz bin tane Đtalyan askerini tutuyor. Çıkarmanın yapılacağını öğrenmiş. Bunun üzerine Amerika’da Amerikan, Pentagon ve CIA lider olan lukü lusyano nun yanına gidiyor. Đtalyan mafyasının Amerika’daki lideri, diyor ki bize yardım edeceksiniz. Ceza Evinde bu adam eğer yardım ederseniz çıkacam. Bunlar belgeli şeyler. Bunun üzerine lukü lüsyano bir not yazıp Sicilya mafyasının başındaki Don Carliyano olması lazım ona gönderiyor. O okuduktan sonra notu tamam diyor. Bir Amerikan tankı geliyor üzerinde bir flama LL yazıyor. Lukü lüsyano nun baş harfleri ertesi sabah çıkarma yapılıyor Sicilya’ya bir bakılıyor ki iki yüz bin askerden yüz doksan bini silahlarıyla birlikte firar etmiş. Ve Don Carliyono yu Sicilya valisi ilan ediliyor. Yani bunlar net tarihe geçmiş net olaylar. Mafyanın dini, vatanı, milliyeti yoktur. Mafyanın bir tek şeyi vardır para.Türkiye’de terör ortamını kullanarak mafya ben ülkücüyüm, ben bilmem neciyim, ben şucuyum, ben bucuyum, siyasi görüşü katmak suretiyle mesela doğuda PKK’yla mücadele edilir bizim mafya babası emniyet güçlerine ev alır

(13)

ondan sonra çıkar, Emniyet güçleri veya polis veya asker der ki bak gördünüz mü ne kadar delikanlı adam, hayır delikanlı değildir o, o devleti yanına çekmek için o evi hediye eder aslında, Terörle Mücadeleye destek olur güya. Şimdi uluslararası uyuşturucu trafiğine baktığınız zaman bu net bir şekilde ortaya çıkıyor. Türkiye üzerinden Türkiye bir köprüydü buna biliyorsunuz.

Fakat Kuzey Irak’ta Kürt devletinin kurulması, fiilen kurulmasıyla birlikte Türkiye’deki eroin, uyuşturucu yakalama olayları azalmaya başladı. Niye çünkü CIA güdümündeki bence CIA güdümündeki rota kaydırıldı. Kuzey Irak üzerinden Akdeniz’e geçişi sağlanıyor. Daha anlatıyım mı? Çok geniş biliyorum bu konuyu ama.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yok tamam yani konuyu sadece araya girdim devam edin siz şubenizle alakalı soruma devam edebilirsiniz.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Var yani anladım şunu söyleyim efendim. Bakın dünyadaki en büyük kokain üreticisi Amerika’nın güney komşusudur. Ama bir türlü ve kokaini üreten yerde sadece orasıdır. Fakat ne yazık ki veya ne hikmetse o Kolombiya da ki kokain üretimi bir türlü engellenemez. Çünkü kontrolden çıkar, Çünkü bazı demokrasilerde gelişmiş demokrasilerde örneğin Amerika gibi, Đngiltere gibi gelişmiş demokrasilerde kara operasyonlarınıza yani kirli faaliyetlerinize yurt dışına yapacağınız parlamentodan para ayıramazsınız. Ödeneği onların ödeneği gizli servislerin ödeneği bu tür kara paradan gelen dünya uyuşturucu trafiğinden insan kaçakçılığı trafiğinden gelen paralardır. O paralar la finansman yapılır, o paralarla gizli operasyonlar düzenlenir, o paralarla elemanlar şey yapılır. Bu çok büyük bir paradır, bir trilyon dolardır efendim dünyada uyuşturucunun tespit edilmiş dönüşümü bir trilyon doların üstündedir.

Ve bunu gizli servislerin izni olmadan hiçbir örgüt başaramaz bunu sadece şöyle özetleyip bitiriyorum. Bakın efendim dünyadaki en kötü devlet örgütü bile en iyi organize suç örgütünden iyidir. Devletler izin vermezse uyuşturucu kaçakçılığı olamaz, insan kaçakçılığı olamaz bunlara izin verenlerde menfaatleri çerçevesinde gizli servislerdir. Çok özeti bu. Evet şimdi bunun için şubede bir anlattığım bu şube şemasını getirirsek 131 130’u bu şemayla aslımız kuruluş şeklimiz bu bu şemaya göre kurulmuş durumdayız, durumdaydık. Yalnız buna ek daha sonra konuldu iki tanede müdür yardımcısı var bizde, müdür yardımcılarından bir tanesi doğrudan Adli tahkikat ve araştırma değerlendirme bilgi işlem gibi bir yerlere bakıyor, teknik büro doğrudan bana bağlı, diğer müdür yardımcısı da operasyon ekiplere bakıyor. Biz ben şubede mafyanın sızmasını önlemek için o Veli Küçük’te ele geçen not personele karşı tutumu bellidir falan diye not yazmışlar ya istihbarat yapmışlar. Onu açıklıyorum şimdi önlemek için özel tedbirler almıştım mesela ben asayiş şubesinde de çalıştım, polisin en çok para yediği şey adam teslim almadadır.

Birisi gelir abi ben vurdum der silahı da getirir. Ama olayın üstüne altına gitmemek için polise parayı verir ve tamam adam alındı mı alındı, vuran silah alındı mı alındı ee ama üstünde kim var altında kim var onu araştırmaması için polis para yer. Örnek veriyorum bunlar geçmişte Adliyelere intikal etmiş olan olaylar. Bunları önlemem gerekiyordu onun için ısrarla kişileri teslim alma yoluna gitmeyin, örgütlerle hiçbir şekilde irtibata geçmeyin, bizzat kendiniz yakalamak için görev yapın diye emrim vardır. Hani prensipleri anlatıyorum, ikincisi asla ve asla şube içerisinde telefonla görüşmeye izin vermiyordum. Yani şubenin içersinde silahla ve cep telefonuyla dolaşmaya izin vermiyordum. Kimse dolaşamıyordu bende dahil olmak üzere neden suçlunun bir telefon açması Organize Suçlarda otuz bin dolar iki yüz bin dolar arasıdır. Rayiç bir bedel biçmişlerdir ona bunu da engelledim asla dedim telefon açmak yok, ve şubenin her tarafına da kamera koydum. Şubenin her tarafında kamera vardı bizim nezaretler dahil olmak üzere ve gelir gelmez işkencenin önlenmesi için, önüne geçilmesi için söylentilerin 24 saatte 1 rapor alma zorunluluğu getirdim. Dedim ki 24 saatte bir rapor alacaksınız arkadaş, buna rağmen işkenceci ilan edildim. Çok enteresandır yani, biz önce şeyi oluşturduk efendim taktir edersiniz ki mafyayla mücadeleyle ilgili hiçbir birim yok daha önce ben kurmuşum ilk, önce dedim ki örgüt isimlerini belirleyelim. Neye göre belirleyelim mesela ötekinde belli DHKPC’dir şudur budur ama bizde böyle değil dedik ki liderlere göre belirleyelim. Önce bildiğimiz mafya çete elebaşları veya

(14)

liderlerine göre belirledik, mesela Serdar Şahin ve grubu dedik, Kürşat Yılmaz ve grubu dedik, bunların şemalarını çıkardık. Asayiş Şubesinden daha önce Asayiş Şubesi yapmıştı bu işleri Asayiş Şubesinden bütün arşivi getirttirdik. Tek tek bunların şemalarını bağlantılarını çıkardık, bir yandan da Đstanbul’da operasyon yapmaya başladık, operasyon ekiplerimiz teknik büro amirliğimiz çalışmaya başladı işte daha önce daha önce sızmalar vardı. Bizim Asayiş Şubesinden gidiyorsunuz adam mafya babası gidiyorsunuz bir tane silah bulamıyorsunuz gibi, bunların önüne geçmek için kadroyu kendi kadromu çok teşkilatla dürüstlüğüyle öne çıkmış olan çocuklardan oluşturdum. Ve senede bir kere bakın ben 98 de şubeyi kurdum 2003 yılına kadar, 110 kişidir şube 1200 kişi çalışmış şubede, devir daimi görüyor musunuz. Yardımcılarımı bile değiştirdim. Niye çünkü bir müddet sonra insanlar dejenere oluyor, sadece parasal açıdan değil devamlı çalışıyorsunuz 110 kişiyle Đstanbul’un mafyasıyla mücadele ediyorsunuz. Çok zor bir durum. Koymuş olduğum prensipler genelde mafyaya bilgi sızmasını önlemeye, para yemeye önlemeye dönük prensiplerdir. Ve bu prensipler sayesinde başarılı olduk neden başarılı olduk, 461 tane suç örgütünü çökerttik girip te boş çıkan bir tane operasyonumuz vardır. Girdiğimiz ve boş çıkan bir operasyonumuz vardır. Bu davayla alakalı olduğu için ondan kısaca bahsetmek istiyorum. Gebze dil ovasında eski DHKPC’liler ve, ve bir takım mafya grupları uzantılarının oradaki kumport limana çöktüğünü onların tabiriyle yani kumport limanda ele geçirdiklerini ve orada çok büyük miktarlarda para yenildiğine dair, milletten para alındığına dair bilgiler geliyordu. Aslında Gebze bizim bölgemiz değil, Sadettin Tantan içişleri bakanıydı bizi görevlendirdi. Benim öylede bir sorunum vardı efendim yani sadece Đstanbul değil Đstanbul bağlantılı 56 ayrı ilde operasyon yapmışım ben, mafyanın başkenti Đstanbul olduğu için onun üzerine bu Sadettin Bey’in görevlendirmesi üzerine DGM Başsavcımız talimat verdi o konuyla ilgili çalışma yaptık. 80 civarında keleş olması gerekiyor. Yerlerde nokta nokta belirlemişiz hepsini dedik ki jandarma bölgesi jandarmadan birisi gelsin, o Zahit Engin denilen adam geldi işte Ankara’dan, ertesi gün girdik bir tane silah bulamadık. Sonrada bu Zahit Engin çıktı 2004 yılında kelebek operasyonunda adı geçti, orada operasyon yapacağımız gruplardan biriside Peker’in grubuydu. Ve ondan sonra da çıktı Adil Serdar Saçan’daki işkenceyi kimsede görmedim diye beyanda bulundu. Şimdi bunlara da maruz kalıyorsunuz, kaldık. Şimdi biz ne yapıyorduk büyük grupları elimizde çok sınırlı imkan vardı, teknik Büro olarak. bizim tekniğimiz gerçekten eski Silah Mühimmat Kaçakçılık Şube Müdürlüğüdür, bizim şubemiz oradan dönüşmüştür.

Sadece sabit hatlar dinliyorduk 20-25 tane, 2001 yılında 50-60 yok 25-30 tane GSM dinlemesi gelmişti. Zaten yani Đstanbul’da en az 100 tane mafya lideri var dinlemeniz lazım. Yetmiyordu bu nedenle de istihbarattan hep destek alıyorduk. Đstihbaratın organizesine yazıyorduk, istihbaratın organizesi bizi destekliyordu. Bakın Haluk Kırcı operasyonu, Özal Baysal’ın yakalanması efendim Adnan Hocacılar operasyonu bir çok büyük operasyonlarda bize hep istihbarat teknik dinlemeli, takipleri yapıp destek vermiştir. Onlarla birlikte çalışmışızdır, onlarda Đstihbarat Şubesi Organize Suçlar Büro Amirliği kurulmuştur. Bizim şubenin dengidir, MĐT’te de Organize Suçlar Büro Amirliği kuruldu ama ben onlarla hiç irtibata geçmedim. Bizim şubemizin çalışması eğer tatmin edici olduysa budur daha detaya da girebilirim. Bütün alınan kişilerin he onu da söyleyim mesela her yakaladığımız kişiyi kameraya çekiyorduk. Küçük kameraya çekiyorduk.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Đcraat aşaması nasıl yani sizin alt yapı, personel rejimi onu anlattınız.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet. Đcraatımızı istatistiği getirin 2.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yok yok onu istatistiksel değil, ne yapıyordunuz yani operasyonel olarak, icraat olarak yani diyelim bi konuda.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Diyelim ki X gruba karşı operasyon yapıcaz.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Evet. Bir konuda istihbarat şubeden veya haricen size bilgiler geldi.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Ekiplerim var zaten.”

(15)

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Siz müdürlük tecrübenize, polislik tecrübenize göre belli kararlar aldınız.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bu aşamadan sonra ki icrai aşamayı anlatır mısınız?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Tabi. Operasyon ekipler büro amiri geliyor bana bilgi veriyor.

Mesela şahısların evleri tespit edilmiş, işte silahlar nerede, alınacak malzeme neyse nerede veya adam öldürmüştür adam adamı arıyoruzdur sadece. Mesela mafyanın tetikçi kanadındandır adam arıyor veya mafya grubuna tümden operasyon yapacağızdır. Hem ekonomik grubunu yani o çünkü her mafya grubunun birde parasını aklayan bir mali sorumlusu vardır. Onu da alacağız o zaman mali şubeden de destek alırız. Oturur planlarız planlamayı yaparız, sızma olmasın diye zarflara verilir. Adresler ve yerler, basılacak yerler alınacaklar.

Mühürlü olarak gecenin bir saatinde operasyonun başlayacağı saatte zarflar açılır ve herkes hedefine gider, operasyon gerçekleştirir gelir. Ondan sonra şubede tutanaklar tutulup adli tahkikat büro amirliğine teslim edilir sanıklar ve malzeme adli tahkikatta, daha sonra ifadeleri alır, ekspertiz raporlarını alır, hazırlığını yapar. Tabi bunlar yapılmadan önce Cumhuriyet Savcısı DGM Savcıları mutlaka şifahen bilgilendirilir. Yani ben hukukçu olduğum için savcıların bilgisi dışında asla işlem yapmamışımdır. Ve ondan sonra da tahkikat evrakı işte gün alınacaksa gün alınır, gözetim alınır. Đcra edilir ve gönderilir.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Müdürlüğünüz süresi?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Birde ön çalışma izinleri var onu da anlatıyım mı?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Sorum gelecek onunla ilgili. Müdürlüğünüz süresince kaç olay için proje çalışma izni aldınız. Hatırlayabiliyor musunuz?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Yani benim bildiğim Adnan Hoca’cılar için aldık, bu Peker grubu için aldık, Fethullahçılar için aldık, bu Veli Küçük grubu için aldık, valla herhalde 20-25 tane almışızdır.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Tuncay Güney ile ilgili proje çalışma izni 16.03.2001 11. ay 2002 tarihleri arasında sürdürülmüş.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Bu 21 aylık süre içerisinde.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yazışmalardan bahsettiniz. Tek tek izah açıklar mısınız.? Ne gibi çalışmalar yaptınız, 21 aylık süre içerisinde. 3 tane istihbarat şube ile yazışma yaptınız, daha sonra bir arz yazısı yazdınız bunlar dışında ne gibi çalışmalar yaptınız?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Efendim onun için talepte bulundum gelmedi. Yaptığımız çalışma şudur. Sedat Peker ve grubuyla, bakın biz burada Ergenekon bunu biraz önce anlattım.

Ergenekon’la ilgili izin almadık biz, biz Veli Küçük ve grubuyla ilgili izin aldık. Đstihbarat şubesine de bütün evrakı gönderdik çalışmayı oranın yapması gerekiyor. Bakın Adnan Hoca’cılar dosyasını buraya getirip inceleyebilirsek orada da bir tek yazışmamız yok. Bir tek yazışmamız yok. Oda bir sene sürmüştür. Çalışma izni daha sonra istihbarat getirmiştir noktaları, hedefleri biz terörle birlikte operasyon yapmışızdır. Yani bu anormal bir şey değildir. Burada da ben”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Ya sizin mesela Tuncay Güney’in mülakatı var.

Çözümünü yaptırmışsınız, ele geçen materyallerin tutanağını.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Onları söyledim az önce tekrar söyleyim mi onları?”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yok yok tutanağını tutmuşsunuz.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani sizin elinizde belli veriler var, işte Ergenekon diye bir belge var.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Yok Ergenekon diye bir belge.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Teslim edilen belgeler içerisinde Ümit Oğuztan’a.”

(16)

Sanık Adil Serdar Saçan:”Đşte lobi mobi diye belgeler var, evet ama onlar.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Mesela Ergenekon belgesi içerisinde belli şeyler anlatılıyor. Diğer belgeler içerisinde belli şeyler anlatılıyor.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Yani sizin elinizde belli veriler var, bir mülakat var.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Birde sizin istihbari anlamda desteğe ihtiyaç duyuyorsunuz, onlarla da yazışıyorsunuz. Elinizdeki bu verilerle ilgili olarak herhangi bir operasyon, herhangi bir icraatınız var mı?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Hayır operasyona dönmedi zaten, şimdi bu ön çalışma olunca biz istihbarat şubesine yazdık dedik ki, bu konuyu siz araştırın çünkü konu titiz bir konu sızması muhtemel bir konu, bunu siz araştırın bize bir bilgi verin Veli Küçük ve susurluk grubu aldığımız izin bunla ilgili Ergenekon’la ilgili falan değil. Eğer onu anlatmaya çalışıyorum zaten bütün sıkıntım burda anlatamadığım o zaten benim. Biz terör örgütüyle ilgili izin almıyoruz. Veli Küçük ve grubuyla ilgili izin alıyoruz.”

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu:”Organize bir iş için izin alıyorsunuz.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet onunla ilgili de zaten çalışma yaptık efendim. Sedat Peker’in bütün dosyalarını getirin. Dedim ya 5 tane ayrı şubeyle yine bunun haricinde biz çalışma yürüttük. Yani Veli Küçük, Sedat Peker işte o grupla ilgili Sedat Peker’in mali şeylerine kadar, anlattım ya Yunus Emre kolejine kadar maliye müfettişleri getirip inceleme yaptırdık. Çok geniş polis başmüfettişleri inceleme yaptı. Lütfen oradan o dosyayı oda proje çalışma izni bir istetirseniz ne demek istediğimi göreceksiniz. Yani Veli Küçük ve grubunu biz istihbarata gönderdik çalışın diye bu ekstra bir durum, ek bir durum. Biz Sedat Peker ve grubuyla ilgili ki Veli Küçük Sedat Peker’e bağlı yani Sedat Peker Veli Küçük birlikte değerlendiriyorduk biz, inanın bana Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en kapsamlı şey çalışma yapılmıştır. Orada da bir şey bulunamadı. Operasyona döndürme derken bir şeyler ele geçerse, yani bakın girdiğiniz yerde silah bulacaksınız, girdiğiniz yerde adam öldürülme mesela telefonları takip ediyorsunuz. Birisi birini öldürmüş kaçıyor. Böyle şeyler bunlar yok burda. Şimdi biz Tuncay Güney’in söylediği burda gösterdim Oğuz Korukır demiş zaten biliyoruz, zaten operasyon yapmışız, zaten almışız onları Tuncay Güney’in bahsettiği sokak ağzı dışarıda duyduğunu anlatıyor. Ahmet’inde grubu varmış, Mehmet’inde grubu varmış. E şimdi mesela ifadeleri okudunuz, Veli Küçük anlatmış Veli Küçük ile ilgili uyuşturucu ticareti yapıyor, ya kardeşim kimden alıyor yok. Kime veriyor yok, peki nerde buluşuyorlar yok, madde var mı yok, e ne yapacaksınız buna operasyon olarak? Yani somuta çevireceğiniz bir şey yok şu anda da yok Allah aşkına şuanda devlet bütün imkanlarıyla gidiyor. Veli Küçük’te uyuşturucu mu buldunuz? Veli Küçük, Sedat Peker arasında nasıl bir silahlı ilişki buldunuz? Tamam telefon açıyor merhaba merhaba abi nasılsın iyiyim. Bundan nereye gidebiliriz. Sayın yargıcım. Zaten benim o tarihte şubeye de sizin bana sorduğunuz bu soruyu ben şubeye söylüyordum zaten niye bunların bağlantısını bulamıyorsunuz kardeşim diyordum.”

Mahkeme Başkanı:”Savcılığa verdiğiniz, yolladığınız yazıda samimi beyan diye bahsediyordunuz, Tuncay Güney’in beyanlarına samimi diyorsunuz.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet Evet”

Mahkeme Başkanı:” Rutin bir işlemdir diyorsunuz yani bu yazı rutin bir yazıdır diyorsunuz yani.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Doğrudur.”

Mahkeme Başkanı:” Böyle beyanı samimi olarak algılıyorsunuz, öylemi yazdığınız yazıları da.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Hayır hayır kamera karşısında anlattı ya şeyi kendiliğinden anlattı ya onun için samimi beyan diyoruz. Tuncay Güney.”

Referanslar

Benzer Belgeler

TERCÜMAN MARİFETİYLE ALINAN BEYANINDA: Mavi marmara gemisindeydim, işte anlatıldığı gibi daha önceden sabah namazından sonra plastik mermileri ile önce sonra gas

Sanık Birol Başaran:” Hayır ben o dediğim gibi belge şöyle şöyleyim, gerçekten bu iddianame ile ilgili çok okudum ekleri şey yaptım ama o belgelerin o

Tüm Ceza Hukukçularının üzerinde uzlaştığı bu konuda heyetinizin, hukuki yorumunu daha ayrıntılı bir şekilde tarafıma bildirmesini talep ediyorum.. Bu konuda ki

Sanık Emcet Olcaytu: ”Açıklayayım, anlaması çok kolay bunun ama anlaşılamadığına göre açıklayayım, ben Adil Serdar Saçan’la 2006 yılında Danıştay

Sanık Birol Başaran söz istedi verildi; Ben önce Mustafa Balbay’ın şeyini tamamlamak için bir şey söylemek istiyorum Sayın Balbay’ın söylediği şey zaten bütün

Sanık Durmuş Ali Özoğlu’nun; her bir sanığa isnat olunan iddianamede ayrıntısıyla açıklanan yasal dayanakları gösterilerek sevk maddesi düzenlenen suç ve olaylarla

Maddesinde, “Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla

CMK madde 27 hakimin reddi istemine karar verecek mahkemeyi belirtmektedir. BU MADDENİN AÇIK HÜKMÜNE GÖRE Hakimin reddi istemine mensup olduğu mahkemece karar