• Sonuç bulunamadı

(1)Yıllardır süren Bergama-Ovacık altın madeni davası ile ilgili olarak yüreğimizi biraz ferahlatan bir haber aldık geçenlerde

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "(1)Yıllardır süren Bergama-Ovacık altın madeni davası ile ilgili olarak yüreğimizi biraz ferahlatan bir haber aldık geçenlerde"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yıllardır süren Bergama-Ovacık altın madeni davası ile ilgili olarak yüreğimizi biraz ferahlatan bir haber aldık geçenlerde. Danıştay 6. Dairesi, vermiş olduğu son kararla bu madenin hukuka rağmen hâlâ çalışıyor olmasına son noktayı koyarak; Çevre ve Orman Bakanlığı’nın “Nihai çevresel Durum Değerlendirme Raporu ve eklerinde belirtilen hususlara uyulmak kaydıyla faaliyetinde sakınca olmadığı” yolundaki işleminin yürütmesini durdurdu, o maden şu anda hukuksuzdur ve artık kesinlikle kapatılmalıdır. çünkü kararın sonuç cümlesi, “dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir” şeklinde bağlanıyor.

Ovacık altın madeninin dava sürecinin aslında 12 yıl önce yine Danıştay’ın verdiği karar ile bitmiş olması

gerekiyordu. O kararda, siyanürlü altın madeni işletmeciliğinin insan yaşamını olumsuz etkileyeceğinden ve madenin işletilmesinde kamu yararı bulunmadığından bahsediliyordu ama dinleyen olmadı. Devreye ABD Büyükelçisi Edelman girdi, bakanlara ve bürokratlara baskı yaparak bu madeni hukuk dışı yöntemlerle, ‘bir şekilde’ yıllarca çalıştırdılar.

Baskı sadece onlara yapılmadı, madenin çalışmasına tepki gösteren; hukuka, çevreye ve insan yaşamına duyarlı kişi ve kuruluşlar da baskıya, saldırıya ve iftiraya uğradı. ÇED toplantılarında, panellerde, 5 Haziran Dünya Çevre Günü kutlamalarında siyanürcü şirketin eli sopalı fedaileri halka saldırdılar ve tehdit ettiler. Geçenlerde yine o madenle ilgili yapılan ÇED toplantısında başlarında müdürleri olmak üzere maden çalışanları toplantıyı sabote ettiler, toplantı katılımcıları ise güvenlik güçleri eşliğinde salondan çıkabildiler.

Ekonomide, emeğin üretime yabancılaşması diye bir kavram vardır. Buna göre işçi, ürettiğine kendi ücretiyle sahip olamıyorsa üretime yabancılaşır. Örneğin bir otomotiv işçisi eğer otomobil satın alamıyorsa üretime yabancılaşmıştır.

Altın madeni işçisi de öyledir, o da ürettiği altını satın alamaz noktadadır. Üretime yabancılaşan emekçilerin

üretimden gelen gücünü kullanarak bu yabancılaşmaya karşı çıkması ise beklenen ve özlenen bir davranıştır. Diğer bir davranış biçimi ise emekçinin kabuğuna çekilerek üretime yabancılaştığı gibi yaşama da yabancılaşmasıdır, ama sonuçta bu da insan faktörüdür ve insani bir davranıştır.

Yoksulluk kıskacındaki emekçilerin işsiz kalma korkusuyla, kendilerinin hiç sahip olamayacakları ürünün sahibi tarafından kışkırtılarak alanlarda ve salonlarda yaşam destekçilerinin üzerine yürümesi ise çok daha değişik bir davranış biçimidir, insanın aklına Nazım Hikmet’in “Dünyanın en tuhaf mahluku” isimli o ünlü şiirini getiriyor. En son Danıştay kararına bakıldığında; işten atılma tehdidi altındaki Ovacık altın madeni işçilerinin, madenin

işletilmesine karşı açılan davalara işveren ve bakanlık yanında müdahil olarak katıldıklarını görüyoruz. O işçilerin ve ailelerinin, yöre halkının siyanürle zehirlenmesine karşı dava açan yaşam savunucusu avukat dostlarımızın yanında davaya müdahil olarak katılanlar ise meslek odalarımızdır, bizleriz. Çelişki, hayatın kendisinde ve diyalektiğin temelinde var, biz de bu çelişkiyi yaşayacağız artık ne yapalım.

Siyanürcü şirket şimdi hiçbir şey olmamış gibi davranarak işini ve düzenini sürdürmek çabasında ve kapasite artışı ile ilgili yeni bir ÇED süreci için 14 Ocak’ta halkın katılımı toplantısı yapacak. O toplantı, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından iptal edilmelidir. Yargı kararı ile hukuka aykırılığı kesinleşen bu işletmenin ÇED süreci durdurulmalı, o işletme kapatılmalıdır.

Danıştay’ın bu son kararına karşı uzaklardan, ABD’den yazıp çizen,bakanlara mektup gönderip tehdit edenler kuşkusuz yine olacaktır. Çevre ve Orman Bakanı, Kışladağ altın madeni davasında gösterdiği hukuka direniş ve madenciyle işbirliği tavrını, halka ve TBMM’ye yalan söylemeyi bırakmalı, artık yargı kararına uymalıdır.

Ovacık direnişinde geldiğimiz bu umutlu noktada şimdilik ‘bulut geçti’ diyoruz; Ovacık’ın ve hiçbir yöremizin üzerine yeni bulutların çökmemesini diliyoruz.

Ertuğrul Ünlütürk-eunluturk@gmail.com 10/01/2009 evrensel

Referanslar

Benzer Belgeler

Madene ku ş uçuşu yaklaşık beş kilometre mesafede yaşayan Kulalı'nın geçen yıl Ankara'da laboratuar incelemesiyle de saptanan siyanür zehirlenmesiyle ilgili madene kar

Şevki Filiz'in daha önce Bergama Ovacık Altın Madeni ile ilgili olumsuz söylem ve etkinlikler içerisinde bulunduğu" olduğuna dikkat çekerek, bu kararın ardından yeni

Halkın topraklarının kirletilmesine karşı mücadelesi büyüdükçe polis şiddeti de artıyor.. Niğde’de altın madeni işletilmek istenmesine yönelik tepkiler

Tüprag, K ışladağ Altın Madeni için 27 Haziran 2003’te çevre ve Orman Bakanlığı’ndan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) olumlu karar ı aldı.. Ancak siyanür

Doğal Yaşamı Koruma Vakfı (Dayko) Kırklareli İl Temsilcisi Göksal Çidem, RES’lere bile izin verilmemesi istenen bir yerde patlatmalı altın madeni için ruhsat verilmesinin

Meralar ına sahip çıkmak için köy meydanında, Bergama Belediyesinin de katkılarıyla gerçekleştirilen toplantıya İzmir Orman Bölge Müdürü İbrahim Aydın, Bergama

Bergama Ovacık Düğün Salonu’nda düzenlenen ÇED toplantısına İzmir, Kaz Dağları ve Kozak Yaylası’ndan katılan yaklaşık 300 çevreci, toplantının ilk anlarından

Madene karşı mücadelelerini sürdüren köylüler, yetkililere ve şirkete kanmayacaklarını, madeni ve tesisleri bölgelerinde istemediklerini söylüyorlar..