TBMM Madencilik Sorunlarını Araştırma Komisyonu üyesi milletvekillerinin Bergama Ovacık Altın Madeni ziyareti sırasında yaşananlar, yıllardır altın işletmecisi şirketleri izleyen deneyimli gazetecileri bile şaşırttı. Söz konusu olan Koza Altın Şirketi olsa da, bu kadarı da beklenmiyordu doğrusu…
Koza Altın Şirketi’nin adının karıştığı benzer olayları sıralamadan önce, önceki gün Ovacık Altın Madeni’nde neler yaşandığına kısaca bir bakalım.
Ovacık Altın Madeni’nde komisyon üyesi milletvekillerinin soru sormasının bizzat şirketin Başkanı Akın İpek tarafından engellenmesi, olayları başlattı. Bunun yanı sıra gerek CHP Milletvekili Halil Ünlütepe, gerekse BDP Milletvekili Hasip Kaplan’a fiili boyuta kadar varan saldırı ve hakaretler yaşandı. Özellikle Koza Şirketi Genel Müdür Yardımcısı Hayri Öğüt’ün, Kaplan’a dönük “Vekilseniz vekilliğinizi bilin. Siz bizim vekilimiz değilsiniz” sözleri ve Kaplan’a eliyle müdahalede bulunmaya çalışması, bardağı taşırdı. Bir anda şirket korumalarının arasında kalan Kaplan, kapı önünde durarak çıkışı engellemeye çalışan bir korumayı güçlükle yol üzerinden çekebildi. Yaşananların ardından maden alanında duramayacaklarını söyleyen iki milletvekili, geldikleri otobüsü de alarak maden alanının dışına çıktılar.
Bu olaylar yaşanırken AKP’li ve MHP’li milletvekillerinin durumları görülmeye değerdi. Ne yapacaklarını şaşıran vekiller, hakarete uğrayan komisyon üyesi iki vekilin çağrısına rağmen ne salonu terk edebildiler, ne de oturup hiçbir şey olmamış gibi davranabildiler. Birkaç kez madenin dışında bekleyen iki vekili ikna etmek için gidip gelen
AKP’lilerle, Kaplan ve Ünlütepe arasında sert tartışmalar yaşandı. Koza şirketinin bu “saygısızlığı”nı sineye çeken milletvekillerinden en olumsuz tavrı gösteren ise MHP’li Çanakkale Milletvekili Mustafa Kemal Cengiz oldu. Kaplan ve Ünlütepe’yi sorun çıkarmak için bahane uydurmakla suçlayan Cengiz, vekillerin “çevrecilerin dolduruşuna
geldiğini” iddia edecek kadar ileri gitti.
Koza Şirketi, Amerikalı Newmont’tan madeni devraldıktan hemen sonra, 5 Haziran 2005’te ilk olaylar yaşandı. Çamköy’de Dünya Çevre Günü’nü kutlamaya gelen yüzlerce kişiyi uzun süre köye sokmayan İzmir-Çanakkale
karayolundan geçen araçları yumurta, domates ve taş yağmuruna tutan şirket, bunları haber yapan gazetecilere de dava açtı. Birçok aracın camlarının kırıldığı, insanların saatlerce köylerine bile gidemediği olaylarda, grubun başkanı Akın İpek yine en önde yer alıyordu.
İkinci olay ise 2006 Dikili Emek Barış Demokrasi Şenlikleri’nde yapılan Altın Madenciliği ve çevre paneline saldırı oldu. Şirket çalışanları, başlarında Hayri Öğüt olduğu halde ellerinde kalın sopalarla tutturulmuş pankartlarla panele gelmek istemiş, yaşanan tartışma kavgaya dönüşünce, polis, olayları havaya ateş açarak önleyebilmişti.
2008 yılında Ovacık köyünde yapılan ikinci atık barajı ÇED halkın katılımı toplantısında, çevrecileri linç olmaktan yine jandarma kurtarabiliyordu.
Bunun dışında şirket onlarca gazeteciye, TMMOB genel başkanı da dahil birçok meslek odasına, çevrecilere ve hukukçulara açtığı davalarla, baskı politikasını hukuksal alana taşımaktan geri kalmadı.
Fethullah Gülen Cemaati ile olan yakınlığını inkar etmeyen Akın İpek’in başında bulunduğu Koza-İpek, AKP iktidarı döneminde kat kat büyüyen bir “yeşil sermaye” grubu.
Davetiyecilikten altın işletmeciliğine, ardından da medya sektörüne soyunan grup, şu anda ülkenin en büyük sermaye odaklarından birisi haline gelmiş durumda. AKP iktidarının Koza grubuna imtiyaz sağladığı, yasal düzenlemelerde bu grubun çıkarlarının gözetildiği iddiaları, birçok kesim tarafından sıkça dile getirildi. Son olayda madeni gezmeye gelen TBMM Komisyonu üyelerine yönelik saldırgan tavrın ardında yatan psikolojiyi de buralarda aramak gerek. Yani yapana değil yaptırana, ona o cesareti verene bakmak lazım…
ÖZER AKDEMİR Evrensel
