• Sonuç bulunamadı

ERKEN OKURYAZARLIK

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ERKEN OKURYAZARLIK"

Copied!
22
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ERKEN OKURYAZARLIK

Doç. Dr. Cevriye Ergül

(2)

Okuma-yazmanın önemi nedir?

Neden okuma-yazma öğreniyoruz?

Ne zaman okuma-yazmayı öğreniyoruz?

Okuma-yazmaya hazırbulunuşluk ve erken okuryazarlık kavramları aynı mı, farklı mı ?

(3)

Erken okuryazarlık kavramının gelişimi

“Okuryazarlık” terimi

“Hazırbulunuşluk (readiness)”

kavramı

(4)

Erken okuryazarlık kavramının gelişimi

1928’de iki Amerikalı psikolog, Morphett ve Washburne (1931)

“okumaya hazıroluş” kavramını

Dolch ve Bloomster (1937)

İki kavram arasındaki keskin ayrım

(5)

Erken okuryazarlık kavramının gelişimi

II. Dünya Savaşı, okuma-yazma

***Frank Smith’in “Okumayı Anlama (Understanding Reading-1971)” kitabı

1970’lerin sonu 1980’lerin başında erken çocuklukta yazılı dil ve okumayla ilgili

çalışmalarda değişiklikler

Clay (1969), Read (1970) ve Goodman’ın (1976) çalışmaları

(6)

Erken okuryazarlık kavramının gelişimi

1980’lerin başında okuryazarlıkla ilgili yeni kavramlar

“gelişen okuryazarlık (emergent literacy)” anlayışıdır.

****«tüm çocuk» kavramı

(7)

Çocukların daha sonraki yıllardaki okuma becerilerinin gelişimi için önemli olan erken beceriler alanyazında filizlenen okuryazarlık (emergent literacy) ya da son yıllarda sıkça kullanıldığı gibi erken okuryazarlık (early

literacy) olarak adlandırılmaktadır.

Erken okuryazarlık, bireylerin formal okuma-

yazma öğretimine başlamadan önceki dönemde okuma yazmaya ilişkin kazanmaları beklenen

önkoşul bilgi, beceri ve tutumlarının tümü olarak ifade edilmektedir (Sulzby ve Teale, 1991; Uzuner, 1997; Whitehurst ve Lonigan, 1998).

Erken okuryazarlık

(8)

Erken okuryazarlık

Okur-yazarlık gelişimi, çocuklar formal okul yaşantısına geçmeden önce başlar.

Ev ve toplumda bu becerileri kazanırlar.

Dinleme, konuşma, okuma ve yazma

becerileri (dili oluşturan öğeler olarak hem sözel hem yazılı) sıralı olarak değil, eş

zamanlı ve birbirleriyle ilişkili bir şekilde gelişir.

(9)

Erken okuryazarlık

Okur-yazarlık, gerçek yaşam düzeni ve gerçek yaşam etkinlikleriyle

gelişir.

Çocuklar doğumdan altı yaşına kadar bilişsel gelişimde kritik bir dönemi

yaşarlar.

Çocuklar yazıyı keşfederler ve

özellikle ailelerinden okur-yazarlık davranışlarını model alırlar.

(10)

Erken okuryazarlık

Çocukların okuma-yazma öğrenmede genellenmiş basamaklardan geçtikleri belirtilmesine rağmen, çocuklar bu

basamakları farklı yollar ve yaşlarda geçer.

Çocuklar yazılı dile karşı bir duyarlılık geliştirdikleri zaman okuma-yazma

kendiliğinden ortaya çıkar.

(11)

Erken okuryazarlık

Goodman’ın (2012) çalışmasına göre üç yaş çocuklarının % 60’ı bağlam

içinde yazıları okuyabilir. Dört, beş yaşa kadar bu oran % 80 olur.

Çocuklar okuma sırasında “söyler”,

“söylüyor” metaforunu da

kullanmaya eğilimlidirler. Örneğin “ne söylüyor?” diye sorarken aslında “ne yazıyor?” demek istemektedirler.

(12)

Pek çok araştırmada, erken okuryazarlık

becerileri ile daha sonraki akademik başarı arasında güçlü bir ilişki olduğu tespit edilmiş

(Nelson, 2005; Vellutino, Scanlon ve Reid, 2003) ve erken okuryazarlık becerileri arasında

sıralanan pek çok becerinin, çocukların

ilköğretimdeki okuma performansları için güçlü bir yordayıcı oldukları ifade edilmiştir (Spira,

Bracken ve Fischel, 2005).

Ayrıca,okul öncesi dönemde erken okuryazarlık becerileri ile davranış problemleri arasında da güçlü bir ilişki olduğu pek çok çalışmada

gösterilmiştir (Spira, Bracken ve Fischel, 2005).

Erken okuryazarlık

(13)

Okuma ve erken okuryazarlık

Okula başlama, tüm çocuklar için çok önemli bir geçiş

basamağıdır. Okulla birlikte çocukların pek çok bilgi ve beceri kazanmaları beklenir. Bu becerilerin başında okuma-yazma gelmektedir.

Alanyazında yapılan çalışmalar okula başlayan çocukların pek çoğunun okulun gerektirdiği temel becerilere sahip

olmadıklarını ve bu nedenle de okuma-yazmayı öğrenmede güçlük yaşadıklarını göstermektedir (Bursuck ve Damer, 2007).

Çocukların okula başladıklarında okumayı öğrenmede karşılaştıkları güçlüklere yönelik yapılan araştırmaların sonuçları, okul öncesi dönemde okumaya hazırlık

becerilerinin geliştirilmesi konusunu gündeme getirmiştir.

Yirminci yüzyılın eğitim alanındaki en önemli gelişmelerinden birisi, okuma-yazma gelişiminin okul öncesi yıllardan

başlamasına yapılan vurgudur.

(14)

Okuma ve erken okuryazarlık

Birinci sınıfa başlayan her üç çocuktan birinin okula, akademik başarı için gerekli olan motivasyon ve temel becerilerin eksikliği ile başlamaktadır. Bu ise erken dönemde görülebilecek çeşitli akademik güçlükler için risk oluşturmaktadır.

Alanda yapılan araştırmalar çocuğun okula girişteki becerileri ile daha sonraki akademik performansı arasında güçlü bir ilişki

olduğunu göstermektedir (Dickinson ve Tabors, 2001; Justice, Invernizzi, Geller, Sullivan ve Welsch, 2005; McCardle,

Scarborough ve Catts, 2001; Snow, Burns ve Griffin, 1998;

Whitehurst ve Lonigan, 2001).

Bu araştırmalarda çocukların ilkokulda öğrendikleri temel

okuma yazma becerilerinin onların akademik, mesleki ve sosyal becerilerini şekillendirdiği, gerekli hazırlık becerileri olmadan okula başlayan çocukların ise temel okuma-yazma becerilerini kazanmada ciddi güçlükler yaşayabileceği ifade edilmektedir.

(15)

Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan bir çalışmada;

İlkokula başlayan çocukların yalnızca %5’inin herhangi bir formal eğitim almadan okuma becerisine hazır

olarak birinci sınıfa başladıkları,

%20 ile %30 arasındaki çocukların ise normal okuma öğretimi ile okumayı kolayca öğrenebildikleri,

%20 ile %30 arasındaki öğrenciler için ise okumanın zor bir süreç olduğu ve ek desteğe gereksinim

duydukları belirtilmiştir. Ek desteğe gereksinim duyan öğrencilerin ailelerinin her akşam düzenli olarak

çocuklarıyla çalışmaları ve okul zamanında da akran desteği gibi destekler sağlanması yoluyla okumayı öğrendikleri ifade edilmektedir.

Okuma ve erken

okuryazarlık

(16)

Geriye kalan %30 içinde yer alan öğrencilerin ise okumayı ancak yoğun destek verildiğinde ve

gecikmiş olarak ikinci sınıfta iken öğrenebilen

öğrenciler oldukları belirtilmiştir. Ayrıca bu grupta yer alan öğrencilere ikinci sınıftan önce yoğun

destek verilmezse, pek çoğunun hiç bir zaman

akranlarının performans düzeyine ulaşamayacakları ifade edilmektedir. Bu çocukların bazılarının

öğrenme güçlüğü şeklinde yanlış olarak tanı aldıkları da belirtilmektedir.

Son olarak %5’lik grubun ise ciddi, sürekli okuma güçlükleri olan öğrencilerden oluştuğu ve özel

eğitim desteği aldıkları belirlenmiştir (NICHD, 2005;

Lyon, 1998).

Okuma ve erken

okuryazarlık

(17)

Okuma ve erken okuryazarlık

Yine Amerika Birleşik Devletlerinde 2013 yılında ulusal eğitimin değerlendirilmesine ilişkin yapılan bir araştırmada, dördüncü sınıf öğrencilerinin

sadece %35‟inin sınıf düzeyi ve üstünde okuma performansı gösterdiklerini, %33‟ünün sınıf

düzeyinin altında olduklarını, %32‟sinin de

okumada ileri düzeyde problemler yaşadıkları ve önemli bir bölümünün okuma problemleri

nedeniyle öğrenme güçlüğü tanısı aldıkları belirtilmektedir (National Assessment of Educational Progress, 2013).

(18)

Okuma problemlerinin sürekliliği

Okul öncesi dönemdeki erken okuryazarlık

becerileri ile okuma başarısı arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalar, bu becerilerin yalnızca ilköğretimin ilk yıllarında okumanın

kazanımında etkili olan beceriler olmadığını, bu ilişkinin ilerleyen sınıflarda da aynı

düzeyde kaldığını, dile getirmektedir. Bu

konuda yapılan boylamsal çalışmalar, birinci sınıftaki okuma başarısı ile daha sonraki

yıllardaki okuma başarısı arasında tutarlılık olduğunu göstermektedir.

(19)

Okuma problemlerinin sürekliliği

Örneğin Juel (1988), birinci sınıfın sonunda zayıf bir okuyucu olan bir öğrencinin %88 olasılıkla

dördüncü sınıfın sonunda da zayıf bir okuyucu olarak kalacağını ifade etmiştir.

Bir başka çalışma ise Cunningham ve Stanovich (1997) öğrencileri 1. sınıftan 11. sınıfa kadar

izlemişler ve sonuçta 1. sınıftaki okuma hızı ile 11. sınıftaki okuduğunu anlama, sözcük bilgisi ve genel bilgi arasında güçlü bir ilişki olduğunu belirlemişlerdir. Araştırmada, örneklem

grubunun %70’inde başlangıçta belirlenen okuma problemlerinin ileriki sınıflarda da değişmediği gözlenmiştir.

(20)

Snow, Burns ve Griffin (1998), yaptıkları çalışmada yeterli okuma ve okuduğunu anlama performansına sahip olmayan ikinci sınıf öğrencilerinin sadece

%25’inin ilköğretim birinci kademe sonunda istenen okuma ve okuduğunu anlama performansına ulaştığını bulmuşlardır.

Benzer bir biçimde Scarborough (2001) dördüncü

sınıfta okuma-yazma becerilerinde ciddi sınırlılığı olan öğrencilerin büyük çoğunluğunun lise yıllarında da

sınırlılıklarının devam ettiğini, bu nedenle de okulu bıraktıklarını belirtmiştir.

Shaywitz (2003) ise yaptığı boylamsal çalışmada

öğrencilerin yaklaşık beşte birinin okumada sorunları olduğunu ifade etmiştir.

Okuma problemlerinin sürekliliği

(21)

Bu araştırmaların ortak sonuçlarına bakıldığında, öğrencilerin okul öncesinde ve ilköğretimin ilk yıllarında gösterdikleri okuma performanslarının, gerekli müdahale yapılmadığında yaklaşık olarak

aynı düzeyde kaldığı ve çocukların erken okuryazarlık kapsamında ele alınan birçok beceriye sahip olmadan okula başlamalarının, zayıf okuma performansına sahip olmalarında

önemli bir etken olduğu ve bu becerilerdeki sınırlılıkların onların akademik yaşamlarını

olumsuz olarak etkilediği görülmektedir.

(22)

Erken Okuryazarlık Becerilerinin Alt Boyutları

Erken okuma-yazma becerileri çeşitli gelişim alanları ile yakından ilişkilidir. Bunlar:

Sözel dil gelişimi –oral language (ve sözcük bilgisi - vocabulary)

Yazı farkındalığı (Print awareness, Concepts of print)

Ses bilgisel farkındalık (Phonological awareness)

Harf bilgisi (letter naming)

Referanslar

Benzer Belgeler

 Çocukların dil ve erken okuryazarlık gelişimleri ile okul öncesi eğitim programlarındaki birlikte kitap okuma.. etkinliklerinin sıklığı ve niteliği arasında güçlü

Erken dönemde kazanılan sesbilgisel farkındalık becerileri ile ileriki dönemde kazanılması beklenen akıcı okuma becerileri arasında ve akıcı okuma ile de okuduğunu

 Çocukların daha sonraki yıllardaki okuma becerilerinin gelişimi için önemli olan erken beceriler alanyazında filizlenen okuryazarlık (emergent literacy) ya da son

 Erdoğan (2009), sesbilgisel farkındalık becerilerinin ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin okuma, yazma ve okuduğunu anlama performanslarını yordayıp

 “Okuma-Yazmaya Hazırlık Eğitim Programının Anasınıfına Devam Eden 6 Yaş Grubu Çocukların Yazı Farkındalığı Becerilerine ve İlkokul Birinci Sınıftaki Ses

 Çocuklar kavramları / kategorileri anlam özelliklerini, ya da olası işlevlerini edinerek, bir başkasına göre de prototiplerini öğrenerek oluşturmaktadırlar....

Öğretmen çocuğa göstermeden pil resmini sırtına yapıştırır ve ebe olan çocuk diğer arkadaşlarına sorular sormaya başlar.. Örneğin; ne renk?, neye benziyor?, vb…

 Yazı farkındalığı, yazının bir anlam ifade ettiği, konuşulan sözcüklerin yazılı bazı sembollerle ifade edildiği ve yazılı bir metnin soldan sağa ve yukarıdan