• Sonuç bulunamadı

Edward Coffey, sözkonusu de- neyi, 66 ile 90 yaş arasında ve normal kavrama yeteneğinde 320 erkek ve kadın üzerinde yürütmüş

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Edward Coffey, sözkonusu de- neyi, 66 ile 90 yaş arasında ve normal kavrama yeteneğinde 320 erkek ve kadın üzerinde yürütmüş"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

42 Bilim ve Teknik

Bilim dergisi abonelerine sevindi- rici bir haber: Entellektüel etkinlik- lerin bunamayı önlediği yolunda yeni kanıtlar bulundu. Yaşlılarla yürütülen bir deneyden elde edilen bulgular, eğitim düzeyleri daha yüksek olanlar- da, yaşlılıkla birlikte gelen beyin kü- çülmesinin kavrama yeteneğini azalt- madığını ortaya koydu. ABD’nin Det- roit kentindeki Henry Ford Sağlık Sistemleri Kurumu araştırm a c ı l a r ı n- dan C. Edward Coffey, sözkonusu de- neyi, 66 ile 90 yaş arasında ve normal kavrama yeteneğinde 320 erkek ve kadın üzerinde yürütmüş. Deneklerin gördükleri eğitimin süresi 4 ila 17 yıl arasında değişiyor. Araştırmacılar, yaş, cinsiyet ve kafatası hacmi gibi değiş- kenleri de göz önünde tutarak yaptık- ları gözlemlerde, yüksek öğrenim gö- renlerde beyin-omurilik sıvısı hacmi- nin, yalnızca dört yıl okumuşlara oran- la yüzde 8-10 da- ha fazla çıktığını s a p t a m ı ş l a r. Be- yin-omurilik sı- vısındaki fazla- lık, aslında beyin küçülmesinin bir g ö s t e rgesi. Cof- fey’e göre bu, yüksek eğitimli deneklerin, beyinlerindeki bu ciddi atrofiye karşın yeterli bir kavrama dü- zeyini koruyabildiklerini gösteriyor.

Nöropsikiyatrlar, aynı atrofinin daha az okumuş kimselerin zihinsel yete- neklerinde gözle görünür bir kayba yolaçacağını vurguluyorlar.

A r a ş t ı rmacı, deney sonuçlarının

“yedek kuvvet” varsayımı için ilk so- mut nörobiyolojik kanıt olduğu görü- şünde. Bu varsayıma göre zihinsel etkinlik, kavrayış yeteneğinin azal- masına karşı bir tampon işlevi görü- yor. Bazılarına göre, bunu daha zen- gin ve güçlü bir sinirsel bağlantı ağı oluşturarak gerçekleştiriyor. Coffey,

“Beynin yeniliği sevdiği açık” diyor.

Ulusal Yaşlılık Araştırmaları Ens- titüsü yöneticilerinden Richard Suz- man, deney sonuçlarının, eğitimli kişilerin daha çok yaşadıkları ve bu- namayı geciktirdiklerini göstere n başka deneylerle de uyum içinde ol- duğunu kaydediyor.

Science, 30 Temmuz 1999

İşleyen Demir Işıldar

Koltuk, kanepe düşkünleri, yaşınız 60’ı geçti mi? Öyleyse biraz kıpırdama vakti geldi sayılır. Bilimsel bir araştır- ma, daha önce hareketsiz bir yaşam sürseler bile, 60 yaşı geçtikten sonra haftada üç gün yalnızca 45 dakika tem- polu bir yürüyüş yapanların, normal olarak yaşla gerileyen zihinsel işlem yeteneklerini önemli ölçüde geliştire- bildiklerini ortaya koydu.

Araştırmanın amacı, yürümenin be- dene sağladığı yararları ortaya koymak değil. Çalışmayı yürütenler, hareketin beynin ön lobu üzerindeki etkilerini araştırmışlar. Sonuçlarsa,

hızlı bir yürüyüşün artır- dığı oksijen solunumu- nun tepki süresini kısalt- tığını va ayrıca bilgisa- yarla yapılan zihinsel iş- lemler sırasında dikkat dağılmasını azalttığını ortaya koyuyor.

Çalışmayı yöneten, Illinois Üniversitesi (ABD) Beckman İleri Bi- lim ve Teknoloji Ensti- tüsü araştırm a c ı l a r ı n d a n psikolog Arthur. F. Kra- mer. ABD Ulusal Yaşlılık A r a ş t ı rmaları Enstitü- sünce finanse edilen a r a ş t ı rma, 60-75 yaşları arasında 126 erkek ve kadın üzerinde yürütül- müş. Amaç, oksijen tü- ketimini artıran (aero- bik) bir egzersiz biçimi olan yürümekle, art a n oksijen solunumu gerek-

tirmeyen (anaerobik) esneme egzersiz- lerinin, zihinsel yetenek üzerindeki et- kilerini belirlemek.

Araştırma sonunda her iki grupta da egzersizin ardından sürekli tekrarlanan (örneğin görsel bir işaret verildiğinde bir düğmeye basmak) bir işi yapma ye- teneğinde artış gözlenmiş. Buna karşı- lık yürüyüşçülerin zihinsel işlem ge- rektiren işleri esneme grubundakilere göre daha iyi yaptıkları, ilgisiz uyarıları dikkate almadıkları ve verilen görevle- ri daha başarılı biçimde tamamladıkları görülmüş.

İşe yarayan bilgileri işleme tabi tut- mak, buna karşılık yararsız olanları ayıklamak, uygulama kontrolü için

şart. Bu kavram, planlama, sakınma ve bilgiyi geçici süreyle bellekte tutma gi- bi eylemleri kapsıyor. Kramer’e göre insanlar otomobil kullanırken sürekli ve hızlı bir biçimde bir karmaşık işlem- den diğerine geçmek durumunda kalı- yorlar. Örneğin, bir yandan öteki araba- ları kollarken, bir yandan yayaları göz- lemeleri, yol işaretlerini okumaları, bu- na karşılık gereksiz bilgilere gözlerini kapamaları gerekiyor.

Araştırmacı, bu işlemlerin büyük ölçüde beynin ön bölgelerince denet- lendiğini, bu bölgelerinse normal yaş- lanma sürecinde olum- suz metabolik ve biçim- sel (morfolojik) değişim- lere uğradığını belirtiyor.

Bu kapsamdan olarak hücreler küçülüyor, kan dolaşımı azalıyor. Kra- mer, yürüyüşün sağladı- ğı zihinsel yararların, en belirgin olarak yaşlılıkla gerileyen bu fonksi- yonlarda ortaya çıktığını vurguluyor.

A r a ş t ı rmaya yürüyüş grubunda katılanlar, ön- ce haftada üç gün 15’er dakikalık yürüyüşlerle başlayıp, giderek süreyi haftada üç gün 45-60 da- kikaya, yürüyüş tempo- sunu da saate 4 km’den 6 km’ye çıkartmışlar. Es- neme ve ağırlık grubun- da olanlarsa, yine hafta- da 3 gün olmak üzere bi- rer saat çalışmışlar.

Deney sonunda yürüyüşçülerin ok- sijen soluma kapasiteleri yüzde 5 art- mış. Buysa araştırmacılarca, küçük gibi görünmesine kartşın önemli sonuçları oan bir ilerleme. Kramer, daha uzun süreli egzersizlerin, ya da yaşam boyu özernle korunmuş bir formun zihinsel yetenek üzerinde daha da olumlu etki- ler yapıp yapmayacağı konusunda iddi- alı konuşmak istemiyor. "Kim bilir? Bu da bir olasılık" diyor. Ona göre deneyin önemli yanı, açıkça formdan düşmüş, çok az bedensel hareket yapan insan- larda çok oluumlu sonuçlar alınmış ol- ması.

http://www.eurekalert.org/releases/uiuc-wmi072799.html Nature, 29 Temmuz 1999

Yürümek, Yaşlıların Zihinlerini Geliştiriyor

Referanslar

Benzer Belgeler

 Yenidoğanın kan basıncı doğumdan hemen Yenidoğanın kan basıncı doğumdan hemen sonra çok yüksekken, 3 saat içinde düşer ve sonra çok yüksekken, 3 saat içinde

 arasında, malzemenin elastisite modülüne bağlı Deneysel olarak, normal gerilme ile uzama oranı olarak doğrusal bir ilişki vardır..  Elastisite modülü

Malokluzyon ‘‘Aynı dental ark içindeki ya da karşıklıklı dental arklar arasındaki dişlerin normal ilişkisinden sapma durumu,,... molar dişin mesiobukkal tüberkülünün

%95'ini oluşturmaktadır. Normal dağılım eğrisinin iyi tanımlı olması, normal dağılım gösteren ölçme sonuçlarının belli aralıklarda görülme

İşlem idrar, serum, plazma veya BOS örneklerine direkt olarak uygulanabilir; ancak, kan hücreleri oksijeni kullandığından tam kanda glukoz ölçümü için

Çalışmamızda soliter böbrek ile sağlıklı iki böbreğe sahip bireylerde, böbrek boyut ölçümleri ve stereolojik yöntemle böbrek hacim hesaplamasının yapılması ve

Sözü bilen kişinin yüzünü ağ ede bir söz Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz Söz ola kese savaşı söz ola bitire başı Söz ola ağılı aşı bal ile yağ

PTS semptomlar› olan bafl a¤r›s›, bulan›k görme, vizüel kay›p ve disk ödemi olmas› nedeniyle klasik PTS tedavisi uygulanan hastan›n yak›nmalar›nda düzelme