• Sonuç bulunamadı

BÜYÜK SELÇUKLU TAR H

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "BÜYÜK SELÇUKLU TAR H"

Copied!
221
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AÇIKÖ⁄RET‹M FAKÜLTES‹ YAYINI NO: 1354

BÜYÜK SELÇUKLU TAR‹H‹

Yazarlar

Prof.Dr. Gülay Ö⁄ÜN BEZER (Ünite 1-4) Doç.Dr. Adnan ÇEV‹K (Ünite 5, 6)

Yrd.Doç.Dr. Abdurrahim TUFANTOZ (Ünite 7, 8) Yrd.Doç.Dr. Sadi S. KUCUR (Ünite 9, 10)

Editör

Prof.Dr. Gülay Ö⁄ÜN BEZER

ANADOLU ÜN‹VERS‹TES‹

(2)

‹lgili kurulufltan izin almadan kitab›n tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kay›t veya baflka flekillerde ço¤alt›lamaz, bas›lamaz ve da¤›t›lamaz.

Copyright © 2011 by Anadolu University All rights reserved

No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic, tape or otherwise, without

permission in writing from the University.

UZAKTAN Ö⁄RET‹M TASARIM B‹R‹M‹

Genel Koordinatör Prof.Dr. Levend K›l›ç Genel Koordinatör Yard›mc›s›

Doç.Dr. Müjgan Bozkaya Ö¤retim Tasar›mc›s›

Yrd.Doç.Dr. Alper Tolga Kumtepe Grafik Tasar›m Yönetmenleri

Prof. Tevfik Fikret Uçar Ö¤r.Gör. Cemalettin Y›ld›z

Ö¤r.Gör. Nilgün Salur Ölçme De¤erlendirme Sorumlusu

Ö¤r.Gör. Ayten Çolak Kitap Koordinasyon Birimi

Yrd.Doç.Dr. Feyyaz Bodur Uzm. Nermin Özgür

Kapak Düzeni Prof. Tevfik Fikret Uçar

Dizgi

Aç›kö¤retim Fakültesi Dizgi Ekibi

Büyük Selçuklu Tarihi

ISBN 978-975-06-1031-8

1. Bask›

Bu kitap ANADOLU ÜN‹VERS‹TES‹ Web-Ofset Tesislerinde 6.000 adet bas›lm›flt›r.

ESK‹fiEH‹R, Ekim 2011

(3)

‹çindekiler

Önsöz ... ix

Kurulufl Dönemi... 1

SELÇUKLULAR’IN KÖKEN‹ ... 3

SELÇUKLULAR VE O⁄UZLAR ... 3

CEND’E GÖÇ... 7

SÂMÂNO⁄ULLARI VE KARAHANLILAR’LA ‹L‹fiK‹LER ... 7

ÇA⁄RI BEY’‹N DO⁄U ANADOLU KEfi‹F AKINI ... 9

ARSLAN YABGU’NUN ES‹R ED‹LMES‹ ... 9

ÇA⁄RI VE TU⁄RUL BEYLER’‹N R‹YÂSET‹... 10

HORASAN’A GÖÇ VE GAZNEL‹LER’LE MÜCADELE ... 11

Nesâ Savafl› ... 11

Serahs-Talhâb Savafllar› ve Selçuklular’›n Devlet ‹lân› ... 12

DANDÂNAKÂN SAVAfiI... 14

DEVLET‹N KURULUfiU VE YAPILANMASI... 15

Özet ... 17

Kendimizi S›nayal›m ... 18

Okuma Parças› ... .. 19

Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar› ... 19

S›ra Sizde Yan›t Anahtar› ... 20

Yararlan›lan Kaynaklar... 20

Tu¤rul Bey Zaman›... 22

DEVLET‹N MAH‹YET‹ VE ‹LK FET‹HLER... 23

TÜRK AKINLARI VE B‹ZANS ‹LE ‹L‹fiK‹LER ... 24

Pasinler (Hasankale) Zaferi ... 25

Tu¤rul Bey’in Anadolu Seferi ... 26

ABBÂSÎ HAL‹FEL‹⁄‹ ‹LE ‹L‹fiK‹LER ... 27

Tu¤rul Bey’in Birinci Ba¤dad Seferi... 28

‹kinci Ba¤dad Seferi... 30

Tu¤rul Bey’in Halife’nin K›z› ile Evlenmesi... 30

fiEHZÂDE ‹SYANLARI... 31

‹brahim Yinal’›n ‹syanlar›... 32

Kutalm›fl’›n ‹syan› ... 33

D‹⁄ER OLAYLAR ... 34

Tu¤rul Bey’in Ölümü ... 35

Özet ... 36

Kendimizi S›nayal›m ... 37

Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar› ... 38

S›ra Sizde Yan›t Anahtar› ... 38

Yararlan›lan Kaynaklar... 39

Alp Arslan Zaman›... 40

ALP ARSLAN’IN TAHTA ÇIKMASI ... 41

Taht Mücadeleleri... 41

Abbasî Hâlifesi ile ‹liflkiler... 42

AZERBAYCÂN VE KAFKASYA SEFER‹ ... 43

1. ÜN‹TE

2. ÜN‹TE

3. ÜN‹TE

(4)

Ani’nin Fethi ... 44

fiEHZÂDELER‹N TAY‹N‹ VE MEL‹KfiAH’IN VEL‹AHT ‹LÂN ED‹LMES‹... 44

DEfiT-‹ KIPÇAK VE CEND SEFER‹... 45

‹K‹NC‹ KAFKASYA SEFER‹ ... 46

SUR‹YE VE ANADOLU SEFER‹ ... 47

Alp Arslan’a Kadar Anadolu Ak›nlar›... 47

Diogenes’in Malazgirt’e Kadarki Faaliyetleri ... 47

Alp Arslan’›n Suriye Seferi ... 48

Diogenes Yeniden Anadolu’da... 49

MALAZG‹RT ZAFER‹ ... 50

ALP ARSLAN’IN TÜRK‹STAN SEFER‹ VE ÖLÜMÜ ... 54

Özet ... 55

Kendimizi S›nayal›m ... 57

Okuma Parças› ... .. 58

Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar› ... 58

S›ra Sizde Yan›t Anahtar› ... 59

Yararlan›lan Kaynaklar... 59

Melikflah Zaman›... 60

MEL‹KfiAH’IN TAHTA ÇIKMASI ... 61

B‹R‹NC‹ TÜRK‹STAN SEFER‹... 62

ANADOLU VE SUR‹YE S‹YASET‹... 62

Türkiye Selçuklu Devleti’nin Kuruluflu ... 62

Tutufl’un fiam Melikli¤ine Tayini... 63

Kafkasya Seferi ... 63

DO⁄U ARAB‹STAN- H‹CAZ- YEMEN VE ADEN’‹N SELÇUKLULAR’A BA⁄LANMASI ... 64

D‹YARBEK‹R’‹N SELÇUKLU TOPRAKLARINA KATILMASI ... 65

Musul Seferi ... 66

Tekifl’in ‹syan›... 66

SUR‹YE (ANTAKYA) SEFER‹ ... 67

Melikflah’›n Ba¤dad Ziyareti ... 67

‹K‹NC‹ TÜRK‹STAN SEFER‹... 68

ÜÇÜNCÜ TÜRK‹STAN SEFER‹ ... 69

DEVLET‹N BÜNYES‹NDE OLUfiAN SORUNLAR... 71

MEL‹KfiAH’IN SON BA⁄DAD Z‹YARET‹ VE ÖLÜMÜ ... 72

Özet... 74

Kendimizi S›nayal›m... 75

Okuma Parças› ... 76

Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar› ... 76

S›ra Sizde Yan›t Anahtar› ... 77

Yararlan›lan Kaynaklar... 77

Fetret Dönemi (Berkyaruk ve Muhammed Tapar Devri) .. 78

SULTAN BERKYARUK DEVR‹ (1094-1105) ... 79

Terken Hatun ‹le ‹ktidar Mücadelesi ... 79

Berûcird ve Kerec Savafllar›... 80

Berkyaruk’un Tahta Ç›kmas› ve Tutufl ile Rekabet... 81

Tutufl’un Berkyaruk’a Karfl› ‹lk Teflebbüsü ... 81

Tutufl’un ‹kinci Teflebbüsü ve Ölümü ... 82 4. ÜN‹TE

5. ÜN‹TE

(5)

Arslan Argun’un ‹syan› ... 84

Haçl›lar ve Berkiyaruk Dönemi Haçl›larla Savafl ... 85

Muhammed Tapar ile Saltanat Mücadelesi ... 87

Sefîdrûd ve Hemedan Savafllar›... 88

Rûzrâver, Rey ve Hoy Savafllar› ... 89

Berkyaruk’un Ölümü ve fiahsiyeti... 90

SULTAN MUHAMMED TAPAR DEVR‹ (1105-1118) ... 90

Muhammed Tapar’›n Tahta Ç›kmas› ... 90

Devlet Otoritesinin Yeniden Güçlendirilmesi Çabalar›... 91

Mengübars ‹syan› ... 91

Hille Emiri Sadaka’n›n ‹syan› ve Öldürülmesi ... 92

Türkiye Selçuklular› ile Rekabet... 92

Türkiye Selçuklu Sultan› I. K›l›ç Arslan’›n Musul Hâkimiyeti ve Ölümü 93 Bât›nîler (‹smailîler) ‹le Yap›lan Mücadeleler... 93

Muhammed Tapar Devri Haçl› Mücadeleleri ... 94

Di¤er Devletlerle Münasebetler... 95

Sultan Muhammed Tapar’›n Ölümü ve fiahsiyeti... 96

Özet... 97

Kendimizi S›nayal›m... 98

Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar› ... 99

S›ra Sizde Yan›t Anahtar› ... 99

Yararlan›lan Kaynaklar... 99

Sancar Dönemi ... 100

SANCAR’IN MEL‹KL‹K DÖNEM‹ ... 101

Melik Sancar’›n Karahanl› ve Gaznelilerle ‹liflkileri... 102

SANCAR’IN TAHTA ÇIKMASI VE DEVLET‹N YEN‹DEN YAPILANDIRILMASI ... 102

SULTAN SANCAR’IN BATI S‹YASET‹ ... 103

Sancar’›n Irak Selçuklular› ile ‹liflkileri... 103

Dînever Savafl› ve Sancar’›n Duruma Hâkim Olmas›... 105

Sultan Sancar- Abbasî Halifeli¤i ‹liflkileri... 106

SULTAN SANCAR’IN DO⁄U S‹YASET‹... 107

Karahanl›larla ‹liflkiler ... 108

Karah›taylar ve Katavan Savafl›... 108

Sultan Sancar ve Harizmflah Ats›z’›n Münasebetleri... 110

Birinci Harizm Seferi... 111

‹kinci ve Üçüncü Harizm Seferleri... 112

Sultan Sancar’›n Gazne Seferi... 112

Sultan Sancar’›n Gurlularla ‹liflkileri ... 113

O⁄UZLAR VE BÜYÜK SELÇUKLU DEVLET‹’N‹N SONU ... 113

O¤uzlar’›n Horasan’a Göçü ... 113

O¤uz ‹syan› ... 114

O¤uz ‹stilas› ve Sancar’›n Ölümü ... 115

Özet... 117

Kendimizi S›nayal›m... 118

Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar› ... 119

S›ra Sizde Yan›t Anahtar› ... 120

Yararlan›lan Kaynaklar... 120

6. ÜN‹TE

(6)

fiube Hanedanlar (Meliklikler) ... 122

G‹R‹fi ... 123

K‹RMAN SELÇUKLU MEL‹KL‹⁄‹ (1048 - 1187) ... 124

Melikli¤in Kuruluflu ... 124

Kirman Selçuklu Melikli¤i’nin Geliflme Devri ... 124

Kirmanflâh b. Kavurd ... 125

Sultanflâh b. Kavurd ... 126

Turanflâh b. Kavurd ... 126

‹ranflâh b. Turanflâh ... 126

Arslanflâh b. Kirmanflâh ... 126

Muhammed b. Arslanflâh ... 127

Tu¤rulflâh b. Muhammed ... 127

Kirman Selçuklu Melikli¤i’nin Fetret Devri ve Y›k›l›fl› ... 127

SUR‹YE SELÇUKLU MEL‹KL‹⁄‹ (1079 - 1095) ... 128

Melikli¤in Kuruluflu ... 128

Tutufl-Süleymanflâh Mücadelesi... 129

Tacüddevle Tutufl’un Saltanat Mücadelesi... 129

Rey Savafl› ve Tutufl’un Sonu ... 130

HALEP SELÇUKLU MEL‹KL‹⁄‹ (1095 - 1118) ... 130

Melik R›dvan Devri ... 130

Birinci Haçl› Seferi ve Halep Melikli¤i... 131

Melik Alparslan Devri ... 133

Sultanflah Devri ... 133

DIMAfiK MEL‹KL‹⁄‹ (1095-1104) ... 134

Melik Dukak Devri... 134

Dukak’›n Ölümünden Sonra D›maflk Melikli¤i ... 135

IRAK SELÇUKLULARI (1119 -1194) ... 135

Sultan Mahmud (1119 -1131) ... 136

Sultan Mahmud - Halife Münasebetleri ... 136

Sultan Davud (1131-1132) ... 136

Sultan Tu¤rul (1132-1134) ... 137

Sultan Mesud (1134-1157) ... 137

Sultan Muhammed (1153-1160) ... 138

Sultan Süleymanflah (1160-1161) ... 138

Sultan Arslanflah (1161-1176) ... 138

Sultan II. Tu¤rul (1176-1194) ... 139

Komflu Devletler ile Münasebetleri... 139

K›z›l Arslan ile Mücadelesi ... 140

Irak Selçuklu Melikli¤i’nin Y›k›l›fl› ... 140

Özet ... 141

Kendimizi S›nayal›m ... 142

Okuma Parças› ... 143

Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar› ... 143

S›ra Sizde Yan›t Anahtar› ... 144

Yararlan›lan Kaynaklar... 145 7. ÜN‹TE

(7)

Atabeylikler. ... 146

G‹R‹fi ... 147

TO⁄TEG‹NL‹LER (1104-1154) ... 148

To¤tegin ve Atabeyli¤in Kuruluflu ... 148

D›maflk Atabeyli¤i - Haçl› Münasebetleri ... 148

Tacü’l-Mülk Böri ... 151

fiemsü’l-Mülk ‹smail ... 151

fiihabeddin Mahmud ... 152

Cemâleddin Muhammed Devri ... 152

Mücîreddin Abak ve Atabeyli¤in Y›k›l›fl› ... 152

MUSUL ATABEYL‹⁄‹ (ZENG‹LER) (1127-1233) ... 154

‹madeddin Zengi ve Atabeyli¤in Kuruluflu ... 154

Musul Atabeyli¤i... 155

I. Seyfeddin Gazi... 155

Kutbeddin Mevdûd ... 155

II. Seyfeddin Gâzi... 156

‹zzeddin Mesud ... 156

Nureddin Arslanflah ve Musul Atabeyli¤i’nin Son Dönemleri... 157

Halep Atabeyli¤i... 158

Nureddin Mahmud ... 158

Melik Salih ‹smail ... 159

‹LDEN‹ZL‹LER/AZERBAYCAN ATABEYLER‹ (1146-1225) ... 160

fiemseddin ‹ldeniz ve Atabeyli¤in Kuruluflu... 160

Atabey Cihan Pehlivan ... 161

Atabey K›z›l Arslan ... 162

Atabey Kutlu¤ ‹nanç ... 162

Atabey Ebû Bekr ... 163

Atabey Özbek ve ‹ldenizlilerin Sonu ... 164

SALGURLULAR (1148-1286)... 164

Atabey Sungur ve Salgurlular›n Kuruluflu... 164

Atabey Zengi ... 165

Atabey Tekle... 165

Atabey Sa’d ... 166

Atabey Ebû Bekr ve Atabeyli¤in Sonu ... 166

Özet ... 168

Kendimizi S›nayal›m ... 170

Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar› ... 171

S›ra Sizde Yan›t Anahtar› ... 171

Yararlan›lan Kaynaklar... 171

Büyük Selçuklu Devlet Teflkilat› ... 172

G‹R‹fi ... 173

Selçuklu Devlet Teflkilat› Tarihinin Kaynaklar› ... 173

Selçuklu Devleti ve Komflular› ... 173

Hanedan, Gulâm ve ‹ktâ Sistemi ... 174

HANEDAN VE SULTAN ... 175

Hakimiyetin Hukukî Dayana¤› (Meflrûiyet)... 175

Selçuklu Hanedan›n›n Ortaya Ç›k›fl› ... 175

8. ÜN‹TE

9. ÜN‹TE

(8)

Sultan›n Belirlenmesi ve fiehzade ‹syanlar› ... 176

Sultan ve Abbasi Halifesi (‹ktidar ve Otorite) ... 176

“Metbû” Devlet ve “Tâbî”leri ... 176

Sultan ve Saltanat Sembolleri ... 177

SARAY VE TEfiK‹LATI... 180

MERKEZ (HÜKÛMET) TEfiK‹LATI... 182

Vezâret ... 182

Dîvân-› A’lâ (Vezâret)... 183

Di¤er Dîvânlar ... 184

EYALET TEfiK‹LATI ... 184

‹ktâ Sistemi ... 185

Eyalet Yöneticileri ... 185

ASKERÎ TEfiK‹LAT ... 187

Gulâm Askeri... 187

‹ktâ Askeri... 187

Melik fiehzadelerin ve Di¤er Devlet Adamlar›n›n Askerleri ... 187

Türkmenler ... 188

Tâbîlerin Yard›mc› Kuvvetleri... 188

ADLÎ TEfiK‹LÂT ... 188

Özet ... 189

Kendimizi S›nayal›m ... 190

Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar› ... 191

S›ra Sizde Yan›t Anahtar› ... 191

Yararlan›lan Kaynaklar... 192

Kültür ve Medeniyet... 194

SELÇUKLU MEDEN‹YET‹N‹ HAZIRLAYAN ORTAM ... 195

N‹ZÂM‹YE MEDRESELER‹ ... 196

‹L‹M VE EDEB‹YAT... 199

Gazzâlî ... 200

Nizamülmülk ... 201

Ömer Hayyam ... 201

Ebû Hâtim ‹sfizârî ... 202

El-Harakî ... 203

Abdurrahman el-Hâzinî ... 203

M‹MARÎ VE SANAT ... 205

Mescid-i Cumalar ... 205

Minareler ... 206

Kümbed ve Türbeler ... 207

Ribatlar (Kervansaraylar) ... 207

Özet... 209

Kendimizi S›nayal›m... 210

S›ra Sizde Yan›t Anahtar› ... 211

Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar› ... 211

Yararlan›lan Kaynaklar... 213 10. ÜN‹TE

(9)

Önsöz

X.yüzy›l›n son çeyre¤inde bafllayan Türk göçü, sadece Türk tarihinin de¤il, ‹s- lâm ve Dünya tarihinin de seyrini de¤ifltiren önemli bir olayd›r. Türkler bilindi¤i gibi anayurtlar› Türkistan’dan, tarih boyunca çeflitli sebeplerle göç etmifllerdir.

Göçler genellikle güneye Çin’e, güneybat›ya Afganistan’a, bat›ya Karadeniz’in ku- zeyi ve Avrupa’ya olmufltur. X.yüzy›lda Karah›taylar›n güneyden s›k›flt›rmas›; be- fleri ve ekonomik baflka nedenlerin de etkisiyle Türkistan’›n kuzeyindeki K›pçak birli¤inin da¤›lmas›, yeni bir göç dalgas› bafllatt›. Bu s›rada Orta Seyhun bölgesin- den Aral-Hazar aras›na kadar uzanan yurtlar›nda yaflamakta olan O¤uzlar, bu göç dalgas›n›n en önünde bulunmalar› sebebiyle, arkadan gelen bask›yla bat›ya ilk geçecek olanlard›. Göktürk ve Uygurlar döneminde de devletin aslî unsurunu oluflturan O¤uzlar, o hanedanlar›n çökmesi üzerine zaman içerisinde bat›ya çekil- mek suretiyle, söz konusu yurtlar›na yerleflmifllerdi. X. yüzy›lda Hazar Ka¤anl›¤›- na ba¤l› bir yabgu taraf›ndan idare edilmekte iken, bu süreçte ‹slâmiyetle de tan›- flan O¤uzlar, göçün yönünü Hazar’›n kuzeyinden güneyine, ‹slâm ülkelerine do¤- ru çevirmifl bulunuyorlard›.

O¤uzlar’›n K›n›k boyuna mensup sübafl› Selçuk Bey’in, 980’li y›llarda yüz kiflilik bir toplulukla Cend’e göçü ve Müslüman olmas›yla, tabiri caizse tarihin seyri de¤ifl- ti. Sadece Türk Tarihinin de¤il, ‹slâm ve Dünya Tarihinin de ak›fl› bambaflka bir is- tikamet ald›. Selçuk Bey’in, o günün flartlar›nda belki hiç önemsenmeyecek bu hamlesi, yurtsuz ve devletsiz kalan bu topluluklar›, yar›m yüzy›l sonra Selçuklu Devleti’nin çat›s› alt›nda toplayacak olan geliflmelerin milad› oldu. Devletin kurulu- du¤u Horasan ve ‹ran sel gibi akan Türkmenleri iskâna yetmedi. O¤uzlar, Selçuklu sultanlar›nca sevk edildikleri Anadolu’da, küllî bir de¤iflim yaflatarak ikinci bir ana- yurt kurdular. Burada Türkler’i siyasî birli¤e kavuflturup, yok olmaktan koruyan Türkiye Selçuklular›, üç k›tada ve Akdeniz havzas›nda alt› yüz y›l hüküm süren Os- manl›’n›n ve Türkiye Cumhuriyetinin de temeli, hattâ bizatihi kendisi oldular.

Türkler’in yak›ndo¤uya girdikleri dönemde, art›k iyice zay›flam›fl olan Abbasî imparatorlu¤una karfl› ata¤a geçmifl olan Bizans ve ‹slâm›n dahilî bünyesini kemi- ren Bat›nîlik meseleleri, bu O¤uz Türklerinin eseri olan Selçuklu Devleti eliyle büyük ölçüde çözüldü.

Türkistan’da Göktürkler ve Uygurlar gibi parlak dönemlerde temsil edilen; ba- t›ya geldikten sonra Selçuklu, Osmanl› ve Türkiye Cumhuriyetiyle Türklü¤ün bafl- l›ca temsilcileri olan O¤uzlar›n/Türkmenlerin/ Selçuklular›n tarihini ö¤renmek, Türk Tarihinin bugünden Hunlara kadar uzanan bütünlü¤ü kavramak anlam›na gelmektedir. Selçuklu Tarihi Türk Milleti’nin iki bin y›ll›k tarih serüvenin kavflak noktas› olmas› bak›m›ndan asla ihmâl edilemeyecek bir dönemdir.

Bu kitapta, ayr› bir dersin konusu olacak kadar genifl ve önemli bir flube oldu-

¤undan, Türkiye Selçuklular› hariç, Büyük Selçuklu ‹mparatorlu¤u; Selçuklu sul- tanlar›n›n tayin etti¤i Selçuklu melikleri taraf›ndan kurulan flube hanedanlar ve da¤›lma döneminde büyük siyasî roller oynayan atabeylerin tarihi anlat›lmaktad›r.

‹lk dört ünite kurulufl, Tu¤rul Bey, Alp Arslan ve Melikflah; befl ve alt› fetret dev- ri ve Sancar dönemi; yedi ve sekiz flube hanedanlar ve atabeylikler; son iki ünite ise, devlet teflkilât› ile kültür ve medeniyet konular›n› içermektedir.

Ortaça¤ Türk Tarihi ve Türkiye Tarihinin bütün dönemlerinin anahtar› konumun- da olan Selçuklu Tarihinin önemine, küçük de olsa bir katk› sunmak umuduyla…

Editör

Prof.Dr. Gülay Ö⁄ÜN BEZER

(10)

Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;

Selçuklular’›n kökeni ve O¤uzlar’la iliflkilerini tan›mlayabilecek, O¤uz göçlerinin sebep ve sonuçlar›n› belirleyebilecek,

Selçuklu Devleti’nin kuruluflunu aç›klayabileceksiniz.

‹çindekiler

• O¤uzlar

• Yabgu

• Sâmâno¤ullar›

• Selçuk Bey

• Selçuklular

• Gazneliler

• Karahanl›lar

• Ça¤r›-Tu¤rul Bey

Anahtar Kavramlar Amaçlar›m›z

N N N

Büyük Selçuklu

Tarihi Kurulufl Dönemi

• SELÇUKLULAR’IN KÖKEN‹

• SELÇUKLULAR VE O⁄UZLAR

• CEND’E GÖÇ

• SÂMÂNO⁄ULLAR’I VE KARAHANLILAR’LA ‹L‹fiK‹LER

• ÇA⁄RI BEY’‹N DO⁄U ANADOLU KEfi‹F AKINI

• ARSLAN YABGU’NUN ES‹R ED‹LMES‹

• ÇA⁄RI VE TU⁄RUL BEYLER’‹N R‹YÂSET‹

• HORASAN’A GÖÇ VE GAZNEL‹LER’LE SAVAfiLAR

• DANDÂNAKÂN SAVAfiI

• DEVLET‹N KURULUfiU VE YAPILANMASI

1

(11)

SELÇUKLULAR’IN KÖKEN‹

Selçuklular, XI-XIV. yüzy›llarda Türkistan, Horasan, ‹ran, Afganistan, Irak, Suriye ve Anadolu’da flubeler halinde hüküm sürmüfl olan devletin ve onu yöneten ha- nedan›n ad›d›r. Selçuklular’›n bilinen ilk atas› Dukak’d›r. Yenikent yabgusunun hizmetinde sübafl› olarak görev yapmakta idi. Usta savaflç›l›¤› dolay›s›yla “demir yayl›” unvan› tafl›yordu. Kaynaklar›n yetersizli¤i sebebiyle onun atalar› hakk›nda bilgi sahibi de¤iliz. Dukak’›n ölümü üzerine yerine o¤lu Selçuk sübafl› oldu. Ad›

kaynaklarda “Salcuk”, “Salçuk”,”Selcük”, “Selçuk”, “Sarçuk” gibi farkl› flekillerde yaz›lm›flt›r. Selçuk Bey’in torunlar›n›n kurdu¤u devlet devrin kaynaklar› taraf›n- dan, onun ad›na nisbetle Selçukiyyan, Selaç›ka, Al-i Selçuk (Selçuklu ailesi) ola- rak kaydedilmifltir.

Selçuk Bey’in ailesi ve yak›nlar›na iliflkin olarak sadece Mikail, Arslan ‹srail, Musa ‹nanç, Yusuf Y›nal ve Yunus adl› befl o¤lunun varl›¤› tespit edilebilmifltir.

Selçuklular’›n O¤uzlar’›n K›n›k boyundan geldi¤i ittifakla kabul edilmektedir.

Ancak ne Dukak’›n, ne de Selçuk Bey’in K›n›k boyunun beyi olduklar›na dair her- hangi bir bilgiye sahip de¤iliz. ‹kisinin de yaln›zca O¤uz Yabgulu¤u’nda sübafl›

olarak görev yapt›klar› tespit edilebilmektedir.

O¤uzlar hakk›nda daha fazla bilgi için bkz. Faruk Sümer, O¤uzlar (Türkmenler) Tarihle- ri, Boy Teflkilâtlar›, Destanlar›, ‹stanbul 2004

SELÇUKLULAR VE O⁄UZLAR

O¤uzlar gelene¤e göre, O¤uz Ka¤an’›n iki ayr› eflinden dünyaya gelen alt› o¤lunun neslinden gelmektedirler. 24 O¤uz boyunun, Bozoklar kolunu oluflturan Günhan, Ayhan, Y›ld›zhan ve Üçoklar kolunu teflkil eden Gökhan, Da¤han, Denizhan’›n dörder o¤lunun torunlar› olduklar› kabul edilmektedir. Bu bilgilere göre Selçuklu- lar’›n atas› olan K›n›k, Üçoklar’dan Denizhan’›n küçük o¤ludur. Osmanl›lar ise Bo- zoklar’dan Günhan’›n büyük o¤lu Kay›’n›n soyundan gelmektedirler. Kaflgarl›

Mahmud, Divanü Lûgat-it Türk adl› eserinde o günün tan›¤› olarak K›n›k boyunu, Selçuklular’›n siyaset sahnesindeki büyük rolüne nazaran listenin bafl›na koymufl- tur. Müslüman olmayan iki boyu ise listeye almam›flt›r. Afla¤›da verilen tablolarda her boyun damga ve ongunlar› da gösterilmektedir. Dikkat edilece¤i üzere listeler- de farkl›l›klar bulunmaktad›r.

Kurulufl Dönemi

Sübafl›, eski Türklerde ordu komutan› demek olup, O¤uzlar’da da önemli devlet görevlilerindendir.

S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

(12)

Resim 1.1 Kaflgarl›

Mahmud’a Göre O¤uz Boylar›

Kaynak: (Sümer, 2004)

(13)

O¤uzlar, içlerinden Selçuklular ve Osmanl›lar gibi iki önemli hanedan ç›kara- rak Türk Tarihinin XI. yüzy›ldan günümüze kadar olan ak›fl›n› de¤ifltiren büyük Türk toplulu¤udur. Bu bak›mdan günümüzde de Türklü¤ün bafll›ca temsilcileri onlar›n torunlar› olan Türkiye Türkleri’dir. O¤uz boylar›n›n ço¤unlu¤u, Selçuklu- lar’›n tarih sahnesine ç›kt›¤› X. yüzy›lda, Orta Seyhun ile Aral- Hazar aras›ndaki bozk›rlara kadar olan genifl bir bölgede yaflamakta idiler. VIII. yüzy›l›n ilk yar›s›n- dan itibaren önce, temelini oluflturduklar› Göktürk, sonra Uygur Ka¤anl›¤›’n›n çök- mesi üzerine meydana gelen göç dalgalar› ile bat›ya çekilmifllerdi. O¤uzlar X. yüz-

Resim 1.2 Reflideddin O¤uznâmesine Göre O¤uz Boylar›

Kaynak: (Sümer, 2004)

(14)

y›lda bir yabgu taraf›ndan idare edilmekte idiler. O¤uz Yabgulu¤u’nun baflkent Yengikent’den baflka Sabran, Sütkent, Karaçuk, Barç›nl›gkent ve Cend gibi flehir- leri de vard›. Yar›göçebe (konargöçer) bir hayatlar› oldu¤u için bafll›ca üretim alan- lar› hayvanc›l›k (at, koyun, deve) ve kendilerine yetecek kadar ziraat idi. Bununla birlikte flehirlerde zenaat ve ticaretin de yayg›n oldu¤u bilinmektedir.

O¤uz yabgular›n›n Hazar Ka¤anl›¤› veya Karahanl›lar’a ba¤l› olduklar› ileri sürülmektedir. O¤uzlar’›n Hazarlar’la bazen mücadele, bazen de ittifak halinde bu- lunduklar› ve onlara paral› asker olarak hizmet ettikleri de tespit edilmifltir. Selçuk- lular’›n da Hazarlarla do¤al olarak O¤uz Yabgulu¤u mensuplar› olarak iliflkilerinin oldu¤u tahmin edilebilir. Selçuk Bey’in o¤ullar›na Mikail, ‹srail, Musa, Yusuf ve Yunus gibi isimler verilmifl olmas› Yahudi Hazar Ka¤anl›¤› ile kültürel etkileflim ol- du¤u izlenimi vermektedir.

922 y›l›nda ‹dil Bulgar han›na gitmekte olan Abbasi halifesinin elçilik heyetin- de bulunan ‹bn Fadlan, seyahatnâmesinde O¤uzlar’a iliflkin önemli bilgiler verir.

Bu tarihlerde aralar›nda müslüman olanlar bulunmakla birlikte, ço¤unlu¤un henüz eski Türk dinine (Gök-Tanr› inanc›) mensup olduklar› anlafl›lmaktad›r.

X. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda, K›taylar’›n Mo¤olistan’dan sürülmesi K›pçak boy birli¤inin da¤›lmas› sonucunu do¤urdu. O¤uzlar kuzey komflular› olan Türk boy- lar›n›n kaynaflmas› ve göçleri sebebiyle ciddi bask›ya maruz kald›lar. Bu olay›n ya- ratt›¤› siyasi, sosyal ve ekonomik sars›nt›lar, O¤uzlar’› da yerlerinden oynatt›. On- lar›n bir k›sm› Karadeniz’in kuzeyindeki bozk›rlara ve Do¤u Avrupa’ya göç ettiler.

Daha sonra Selçuklular’›n özünü teflkil edecek olan di¤er O¤uz topluluklar› ise, Hazar Denizi’nin güneyine indiler. Bu s›rada Horasan ve Maveraünnehir’de hüküm sürmekte olan Sâmâno¤ullar’› Karahanl›lar’›n bask›s› ile giderek zay›flamakta idi.

Bu yönde göç eden O¤uzlar ‹slamiyeti kabul ederek, Maveraünnehir’de toplanma- ya bafllad›lar.

O¤uzlar’la Selçuklular aras›ndaki iliflkiyi nas›l tan›mlars›n›z?

Hazar Ka¤anl›¤› VII-X.

yüzy›llarda Karadeniz’in kuzeyi ve Do¤u Avrupa’da;

Karahanl›lar ise IX- XIII.

yüz›llarda Do¤u ve Bat›

Türkistan’da hüküm sürmüfl Türk hanedanlar›d›r.

Resim 1.3 O¤uzlar’›n Yurtlar›

Kaynak: Atlas Dergisi (Eylül 2001 Say› 102)

S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

1

(15)

CEND’E GÖÇ

Daha önce de söylendi¤i gibi, X. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda yaflanan sözkonusu olay- lar, O¤uzlar’› da yak›ndan etkiledi. Sübafl› Selçuk Bey’in, bu s›rada iyice güç kay- betmifl olan Yabgu ile bir rivayete göre onun yerine geçmeyi planlad›¤› flüphesiy- le aras› aç›ld›. Selçuk Bey’in detay› bilinmeyen k›sa hayat hikâyesi iyi incelendi¤in- de dahi, bunun çok da yersiz bir iddia olmad›¤› tahmin edilebilir. Bununla birlik- te Yabgu’yu zaafa u¤ratan di¤er sebepler de gözard› edilemez. Ancak sebebi ne olursa olsun bu rekabet, Yabgu’ya göre daha zay›f oldu¤u anlafl›lan Selçuk’un yur- dunu terk etmesiyle sonuçland›. Selçuk Bey az say›daki kayna¤›n verdi¤i müphem bilgiye göre, 960 veya 985 y›l›nda, Yengikent’ten, yine Yabgu’ya ba¤l› olan Cend flehrine geldi. Cend Seyhun’un güney k›y›s›nda, yani ‹slâm medeniyet dairesi içe- risinde bulunuyordu. Yan›nda 100 kadar atl› ile buraya gelen Selçuk Bey, bölge- nin flartlar›n› k›sa sürede analiz ederek müslüman olmaya karar verdi. Bir gelecek inflas› peflinde olan Selçuk Bey’in bu karar› almas›nda, daha önce bölgeye göç et- mifl olan soydafllar›n›n kendisine kat›lmas›n› sa¤lamak arzusunun da önemli bir et- ken oldu¤u anlafl›lmaktad›r. Nitekim bir kaç y›lda etraf›nda büyük kuvvetlerin top- lanm›fl olmas›, tercihinin ne kadar isabetli oldu¤unu göstermektedir.

Türkler’in ‹slâmiyeti kabulü konusunda daha detayl› bilgi için bkz. M.Fatih fieker, Türk- ler’in Müslümanlaflma Sürecinde ‹slâm Tasavvuru, Ankara 2010, Diyanet Baflkanl›¤› Yay.

SÂMÂNO⁄ULLARI VE KARAHANLILAR’LA ‹L‹fiK‹LER

Türkler, Maveraünnehr’in Emeviler taraf›ndan fethinden itibaren yak›n temasta olduklar› ‹slâm dinini Talas Savafl›ndan sonra, art›k kitleler halinde kabul etme- ye bafllam›fllard›. Ancak X. yüzy›l›n bafllar› bu hususta bir dönüm noktas› oldu.

Önce ‹dil Bulgarlar’›, k›sa bir süre sonra da Karahanl›lar müslümanl›¤› seçtiler.

Karahanl›lar böylece Sâmâno¤ullar›n›n Türkistan’da yürüttükleri cihad faaliyetle- rinin önünü kesip, onlar›n Türkistan’daki askerî ve siyasî ilerleyifllerini durdurdu- lar. Bir süre sonra ise do¤rudan Sâmâno¤ullar›’n› hedef alan bir d›fl politika yü- rütmeye bafllad›lar.

Selçuk Bey’in, O¤uz yabgusuna ait olmakla birlikte, adetâ bir müslüman uç flehri olan Cend’de müslümanl›¤› kabulü onu, k›sa bir zaman içerisinde Karahanl›- Sâmâno¤ullar› mücadelesinin en önemli taraflar›ndan birisi haline getirdi. Onun Yabgu’nun Cend’e gelen vergi memurlar›n› kovmas› bu çevredeki sayg›nl›¤›n› art- t›rd›. Selçuk Bey’in kaynaklarda gâzi unvan› ile an›ld›¤›na bakarak, müslüman ol- mayan soydafllar›na karfl› cihad etti¤i söylenebilir. Nitekim büyük o¤lu Mikail’in de böyle bir seferde flehit düfltü¤ü anlafl›lmaktad›r.

Karahanl› ailesinden bat› bölgesinin yöneticisi olan K›l›ç Bu¤ra Han Harun, Seyhun’un do¤usundaki ‹sficab, Taflkent gibi flehirleri ald›ktan sonra 992 y›l›nda Sâmâno¤ullar›’n›n baflkenti olan Buhara’y› iflgâl etti. Selçuk Bey, Sâmânî emirinin yard›m iste¤ine, o¤lu Arslan Bey idaresinde kuvvet göndererek cevap verdi. Bu¤- ra Han flehri terke mecbur olup ülkesine dönerken, O¤uzlar onun artç› birlikleri- ne çok zayiat verdirdiler. Sâmâno¤ullar› emiri, bu yard›m karfl›l›¤›nda Selçuklular’a Buhara yak›nlar›ndaki Nur kasabas›n› yurtluk olarak verdi. O¤uzlar’›n merkeze bu kadar yak›n bir yere davet edilmifl olmalar›, çöküflün efli¤inde bulunan Sâmâno¤ul- lar›’n›n onlardan daha etkili biçimde yararlanmak istediklerini göstermektedir. Nur bölgesine O¤uzlar’dan sözkonusu yard›ma kumanda eden Arslan Bey idaresinde- ki bir grubun göç etti¤i tahmin edilmektedir.

S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

(16)

Bu s›rada art›k iyice yafllanm›fl olan Selçuk Bey ise hâlâ Cend’de oturuyordu.

Ailenin ve onlara ba¤l› O¤uzlar’›n yönetimi hayattaki büyük o¤lu Arslan’›n ida- resinde gibi görünüyordu. Ancak Selçuk Bey babalar› Mikail bir gazada flehid düflmüfl olan Ça¤r› ve Tu¤rul’u özel itina ile, adeta liderli¤e haz›rlayarak kendisi büyütmüfltü. Selçuk Bey tahminen 1009 y›l›nda 100 yafl› civar›nda öldü. Bundan sonra hayattaki büyük o¤lu Arslan’›n yabgu unvan› alarak ailenin bafl›na geçti¤i, Yusuf Y›nal ve di¤er kardefllerinin de hiyerarflik olarak onun hizmetinde oldu¤u tahmin edilmektedir. Nitekim Arslan ve Yusuf’un ölümünden sonra Musa ‹nanç’›n yabgu unvan› ald›¤› görülecektir. Ancak Ça¤r› ve Tu¤rul Beyler’in amcalar›n›n hizmetine girmek konusunda mesafeli bir tav›r tak›nd›klar› anlafl›lmaktad›r. Sel- çuk Bey’in kendilerine gösterdi¤i ihtimam ve babalar› Mikail büyük o¤ul oldu¤u için yöneticilik hakk›n›n kendilerinde oldu¤u düflüncesiyle Cend bölgesinde kal- maya devam ettiler.

O¤uzlar ba¤l› bulunduklar› beylere nisbetle, Yabgulular, Yinallular, K›z›llular gibi adlarla an›lm›fllard›r. ‹slâm kaynaklar›nda müslüman O¤uzlar için Türkmen ad› giderek yayg›nlafl›rken devletin kurulmas›ndan sonra da genellikle hanedan›n ad›na göre Selçuklular fleklinde zikredilmifllerdir.

Bu arada Sâmâno¤ullar›, K›l›ç Bu¤ra Han’›n yerine geçen Nasr ‹lig Han tara- f›ndan 999’da ortadan kald›rd›. Topraklar› Ceyhun nehri s›n›r olmak üzere Ka- rahanl› ve Gazneliler aras›nda bölüflüldü. Ebû ‹brahim ‹smail adl› bir Sâmâni flehzadesi ülkesini kurtarmak için onlara karfl› büyük bir mücadele bafllatt›. Ona, befl y›l süren bu beyhude macerada Arslan Bey idaresindeki O¤uzlar’›n yard›m ettikleri anlafl›l›yor.

Böylece Karahanl›lar Maveraünnehir’e hâkim olunca, düflmanlar›na yard›m eden Selçuklular onlarla karfl› karfl›ya kald›lar. Karahanl›lar hem bu sebeple hem de, ayn› müslüman O¤uz (Türkmen) kitleye hitap ettikleri için, kendilerine rakip olarak gördükleri Selçuklular’dan pek hofllanm›yorlard›. Ça¤r› ve Tu¤rul Beyler bu sebeple yo¤un bask›ya maruz kald›klar› Maveraünnehir’den ç›k›fl yolu arad›lar. ‹ki kardefl bir k›s›m kuvvetleri ile do¤uya göçerek Karahanl› büyük ka¤an› Togan Ah- med Han’›n hizmetine girdiler. Fakat Selçuklular’›n arz etti¤i tehdidin fark›nda olan Han, Tu¤rul Bey’i yakalatt›. Bunun üzerine Karahanl›lar’a karfl› ihtiyat› elden b›rak- may›p d›flar›da kalan Ça¤r› Bey, bir bask›nla kardeflini kurtard›ktan sonra, Mavera- ünnehir’e geri dönmek zorunda kald›lar.

Karahanl›lar’›n kendi aralar›ndaki mücadeleler ve Nasr ‹lig Han’›n ölümü (1013) de, Selçuklular’›n durumunu iyilefltirmeye yetmedi. Karahanl› Ali Tegin b. K›l›ç Bu¤ra Han Maveraünnehir’i hâkimiyeti alt›na almaya çal›fl›rken askerî güç olarak O¤uzlar’dan yararlanmak mecburiyetinde oldu¤unu görüyordu. Bunun için Selçuk Bey’in ölümünden sonra art›k Yabgu unvan› tafl›yan Arslan ile iflbirli¤i yapt›. Hat- tâ onun k›z› ile evlenmek suretiyle akrabal›k kurdu. Fakat Ali Tegin, Ça¤r› ve Tu¤- rul Beyler idaresindeki Selçuklular’a düflmanca davran›yordu. Arslan Yabgu’nun da kendisine mesafeli durarak, tam anlam›yla hizmetine girmeyen ye¤enlerini onun karfl›s›nda himaye etmedi¤i anlafl›lmaktad›r.

Türkler’de ailenin, boyun veya devletin bafl›na kimin geçece¤i daima çat›flma konusu idi.

Çünkü meselâ ölen hükümdar›n yerine ço¤unlukla büyük o¤ulun geçmesi fikrine itibar edilmesine ra¤men, savafllar› önleyecek kuvette bir veraset kanunu yoktu. Kut inanc› dola- y›s›yla, ailenin tüm erkek üyeleri tahtta/riyasette hak sahibi olduklar› inanc›yla mücadele- ye girebiliyorlard›. Arslan Yabgu ve Ça¤r›-Tu¤rul Beyler ile sonraki kuflaklar aras›nda de- vam eden mücadelenin bafll›ca sebebi de bu anlay›fl idi.

Türkmen ad›n›n anlam› ve ne zaman ortaya ç›kt›¤›

konusunda farkl› görüfller bulunmaktad›r. Ancak bu ad› özellikle ‹slâm kaynaklar›n›n, müslüman olan O¤uzlar için yayg›n bir flekilde kulland›klar› ve onlar›n da bu adland›rmay›

yabanc›lamad›klar›

anlafl›lmaktad›r.

S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

(17)

ÇA⁄RI BEY’‹N DO⁄U ANADOLU KEfi‹F AKINI

Selçuklular bir yandan mevcut flartlar›n etkisiyle askerî gücünü art›rmakla birlikte;

Maveraünnehr’i henüz fethetmifl ve gücünün doru¤unda bulunan Karahanl›lar’a karfl› yeterince varl›k gösteremiyorlard›. Bunun üzerine mevcut flartlar› de¤erlendi- ren Ça¤r› ve Tu¤rul Beyler, tehlikeli bir maceraya at›lmak zorunda kald›lar. Ald›k- lar› karar gere¤ince Tu¤rul çöle çekilirken, Ça¤r›, Rum (Anadolu) seferine ç›kacak- t›. Nitekim Ça¤r› Bey yaklafl›k 3 bin kiflilik bir kuvvetle yola ç›kt› (1016). Karahan- l› ve Gazneli topraklar›ndan gizlice ve süratli bir flekilde Azerbaycan’a ulaflt›. Bura- da hayatlar›n› geleneksel olarak Rum’a gaza ederek geçirmekte olan soydafllar›n›n kendisine kat›l›m›yla güçlendi. Ça¤r› Bey ilk olarak Van bölgesinde Bizans’a ba¤l›

Vaspuragan Ermeni Prensli¤i topraklar›na girdi. Türk askerleri k›l›k-k›yafetleri, sa- vafl usûlleri ve süratleri ile büyük flaflk›nl›¤a sebep oldular. Ermeni prens Senekhe- rim onlarla savaflmaya dahi cesaret edemedi. Bölgeyi ya¤malayan Ça¤r› Bey pek çok esir ve ganimet alarak yoluna devam etti. An›(Kars)’daki Ermeniler, Arran’da- ki fieddâdo¤ullar› ve Gürcistan topraklar›na ak›nlar›n› sürdüren Ça¤r› Bey, 4-5 y›l süren gazâ hayat›ndan sonra Türkistan’a geri döndü (1021). Ça¤r› Bey’in bu sefe- rinin, göçebelerin iktisadî hayat›nda çok önemli bir yer tutan ganimet gelirleri ba- k›m›ndan baflar›yla sonuçland›¤› anlafl›l›yor. Nitekim bu zenginlikten gelen güç ve itibar Türkmenler’in Ça¤r› Bey’e kat›lmas›n› sa¤larken, bu durum Arslan Yabgu’yu tedirgin ediyordu.

Ça¤r› Bey bu uzun seferin dönüflünde Buhara civar›nda Tu¤rul Bey ile bulufl- tu¤unda, ganimet sevinci yan›nda, Rum ülkesinin fethedilebilir oldu¤u müjde- sini de paylaflt›lar. Yurt aray›fl› içerisinde olan O¤uzlar’›n umutlar›n› yeflerten bu tespit, ileride flartlar elverdi¤inde büyük mücadeleler sonucunda gerçek olacakt›r.

Sizce Ça¤r› Bey’in büyük tehlikeleri göze alarak bu keflif ak›n›na ç›kmas›n›n en önemli se- bebi nedir?

Ça¤r› Bey’in Anadolu seferi Bizans’›n Do¤u Anadolu politikas›n› kökten etkileyecektir. Zi- ra küçük bir ak›nda bile Türkler’in karfl›s›na ç›kmayan Ermeniler bu gerekçe ile, Bizans taraf›ndan ‹ç Anadolu bölgesine göç ettirilmifllerdir. Zira Bizans zaten mezhep çat›flmala- r› dolay›s›yla çat›flma hâlinde bulundu¤u Ermeniler’e, muhtemel bir Türk tehdidi karfl›s›n- da art›k güvenemeyece¤ini anlam›fl bulunuyordu. Bu sebeple Van ve Kars hatt›ndaki Erme- niler, 1021-1064 y›llar› aras›nda kendilerine iç Anadolu’da verilen yerler karfl›l›¤›nda bu- ralardan ç›kar›lm›fllard›r.

ARSLAN YABGU’NUN ES‹R ED‹LMES‹

O¤uzlar’›n nüfusu Maveraünnehir’de engellenemez bir flekilde artarken, bölge hâ- kimleri aras›ndaki mücadelelerde önemli roller oynuyorlard›. Karahanl› büyük ka-

¤an› Togan Ahmed Han’›n vefat›ndan sonra (1017) yerine geçen Mansur Arslan ‹lig 1024 y›l›nda taht› kendi arzusu ile Yusuf Kad›r Han’a b›rakm›flt›. Ancak kardefli Ali Tegin onun hükümdarl›¤›n› tan›mad›. Daha önce de söylendi¤i gibi, Ali Tegin bu hâkimiyet mücadelesinde Arslan Yabgu’nun askerî gücüne dayanmaktayd›. Bu du- rum ayr›ca Gazneliler’in Ceyhun ötesi hedefleri için de engel teflkil ediyordu. Bu sebeple bölgenin iki büyük hükümdar›, Yusuf Kad›r Han ile Gazneli Sultan Mah- mud, 1025 y›l›nda Semerkant yak›nlar›nda bulufltular. ‹ran-Turan meselelerinin ko- nufluldu¤u bu görüflmede, Ali Tegin ile Arslan Yabgu’nun bertaraf edilmesine ka- rar verildi. Ali Tegin, Sultan Mahmud’un ordusuyla Türkistan’a girdi¤ini duyunca

S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

2

S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

(18)

çöle kaçt›. Fakat Arslan Yabgu, Sultan’›n görüflme teklifini kabul ederek huzuruna ç›kt›. Sultan Mahmud, O¤uzlar’›n Karahanl›lar taraf›ndan alg›land›klar› kadar bü- yük bir tehdit olup olmad›¤›n› anlamak üzere yapt›¤› görüflmede o da ayn› kanaâ- te vard›. Bu yüzden bir hile ile yakalanarak Hindistan’daki Kâlincâr kalesinde hap- sedilen Arslan Yabgu 1032 y›l›nda ölene kadar orada kald›.

Arslan Yabgu’ya ba¤l› olduklar› için Yabgulular olarak an›lan O¤uzlar’dan yak- lafl›k 4000 çad›r halk›, Sultan Mahmud taraf›ndan sözkonusu anlaflma gere¤ince Horasan’a nakledildi. Yabgulular’›n Ça¤r› ve Tu¤rul Beyler’e tâbi olmak istemeye- rek göç ettiklerine dair iddialar da vard›r. Bununla birlikte esas sebebin, nüfuslar›

giderek artmakta olan O¤uzlar’›n gücünün, da¤›t›larak zay›flat›lmas› oldu¤u anla- fl›lmaktad›r. Zira birbirinin üzerine katlanarak gelen göç dalgalar› ile ço¤almakta olan O¤uzlar, Ceyhun bendini y›k›p bir sel gibi Horasan’a girdikleri taktirde bu tahripkâr istilân›n önünde durmak mümkün olamayacakt›. K›z›l, Ya¤mur, Göktafl, Mansur gibi beyleri idaresinde Horasan’a geçen Yabgulu O¤uzlar, kendilerine ve- rilen yerlerde asayiflsizli¤e sebep olduklar› için Sultan Mahmut taraf›ndan düzenle- nen bir seferle bizzât cezaland›r›ld›lar. 4.000 kadar› öldürülen ve çok say›da esir veren O¤uzlar’dan kurtulanlar, Aral-Hazar aras›ndaki soydafllar›n›n yan›na s›¤›nd›- lar (1029). Sultan Mahmud öldükten sonra o¤lu Mesud’un taht› ele geçirmek için kendilerinden yard›m istemesi üzerine yeniden Horasan’a indiler. Fakat Mesud sal- tanat›n› güçlendirdikten sonra, devleti bak›m›ndan tehlike arz ettiklerini düflüne- rek onlar› bertaraf etmeye giriflti (1033). Beylerinin baz›lar› öldürülen O¤uzlar, bu- nun üzerine Horasan flehirlerini ya¤malay›p bat›ya do¤ru çekildiler. Rey’i al›p ora- dan da Azerbaycan, el-Cezire ve Do¤u Anadolu’ya girdiler. Bu bölgeleri de ya¤ma ve ak›nlara u¤ratt›lar. Ancak Musul’un Arap emiri Karvafl taraf›ndan a¤›r bir yenil- giye u¤rat›l›p çok kay›plar verdiler. Kalanlar› kendilerinden sonra bölgeye gelen Selçuklular’la kar›flt›lar.

ÇA⁄RI VE TU⁄RUL BEYLER’‹N R‹YÂSET‹

Arslan Yabgu’nun hapsedilmesi üzerine Selçuklu ailesi ile onlara ba¤l› O¤uzlar’›n liderli¤ini, Ça¤r› ve Tu¤rul kardefllerin üstlendi¤i görülmektedir. Bu tarihte iki am- calar› Musa ‹nanç Yabgu ve Yusuf Yinal da hayatta idiler. Ancak onlar›n dedele- ri taraf›ndan bu günler için yetifltirilmifl olmas› ve güç flartlar içerisinde kendilerini defalarca kan›tlamalar› liderliklerinin nisbeten kolay kabul edilmesini sa¤lad›.

Daha tarih sahnesine ç›karlarken Selçuklu ailesi aras›nda görülen anlaflmazl›klar›n en önemli sebebi sizce ne olabilir?

Daha önce de söylendi¤i gibi, Maveraünnehir’de ba¤›ms›z bir Karahanl› flube- si oluflturmaya çal›flan Ali Tegin, Arslan Yabgu’nun esareti ile kaybetti¤i askerî gücü yeni Selçuklu liderlerinden sa¤lamay› plânl›yordu. Ancak Ça¤r›-Tu¤rul Bey- ler’in mesafeli duruflu Ali Tegin’i baflka tedbirler almaya sevk etti. Amcalar› Yu- suf Yinal’a yabgu unvan› verip ailenin bafl›na geçirmeyi; yani herfleye ra¤men mücadeleye devam edecek güçleri bulundu¤u anlafl›lan Selçuklu ailesini parça- lamaya teflebbüs etti. Ali Tegin buna muvaffak olamay›nca üzerlerine ordu gön- derdi. Selçuklular, Yusuf Yinal da dâhil olmak üzere çok kay›plar verdiler. Erte- si sene (1030) büyük bir orduyla Ali Tegin’in üzerine yürüyen Ça¤r› ve Tu¤rul Bey intikamlar›n› almaya muvaffak oldular.

Bir süre sonra flartlar›n zorlamas›yla Ali Tegin ile olan anlaflmazl›k ask›ya al›n- d›. Gazneliler’e ba¤l› Harizm valisi Altuntafl da, ihtiyaç hâlinde askerî güçlerinden

Çad›r hâne karfl›l›¤› olup, her hâne ortalama 5 kifli say›ld›¤›na göre, bu O¤uzlar’›n yaklafl›k 20.000 kifli oldu¤u tahmin edilebilir.

Ça¤r› ve Tu¤rul Beyler’in babas› Mikail bir savaflta flehit olunca anneleri, kay›nbiraderi Yusuf Yinal ile evlenmifl (leviratus gelene¤i), ondan da ‹brahim Yinal adl› ana bir üvey kardeflleri do¤mufltu.

S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

3

Harizm genel hatlar› ile her taraftan Türk illeri ile çevrili, Amuderya (Ceyhun Nehri)’n›n Aral Gölü’ne döküldü¤ü yerin iki yakas›n›

içine alan bölgeye denir. ‹ki baflkenti Kâs ve Gürgenç’tir.

‹slâm medeniyetinin önemli merkezlerinden birisidir.

(19)

yararlanmak düflüncesiyle, Selçuklular’a kendi topraklar›nda k›fllaklar verdi. Sel- çuklular art›k yazlar› Buhara Nur civar›nda, k›fllar› Harizm’de geçiriyorlard›.

Bununla birlikte Selçuklular, babas›n›n ölümü üzerine tahta geçen (1031) Sul- tan Mesud’un, Ali Tegin üzerine gönderdi¤i orduya kumanda eden Harizmflah Altuntafl’a karfl›, Ali Tegin’in saflar›nda yer alm›fllard›r. Altuntafl Debusiye’de ya- p›lan bu savaflta ölünce (1032) yerine geçen o¤lu Harun, Gazneliler’e karfl› ba-

¤›ms›zl›k hareketine giriflti. Bunun için de Gazneliler’in bafl düflman› Ali Tegin ve O¤uzlarla ittifak etti. Selçuklular Harun’la yapt›klar› anlaflma gere¤i Harizm’e göç ettiler. Ancak Ceyhun nehrini geçerlerken, kadim düflmanlar›, Yenikent yabgusu Ali Han’›n o¤lu ve Cend meliki olan fiah Melik’in bask›n›na u¤rad›lar (Ekim-Ka- s›m 1034). 8.000 kadar ölü ve çok say›da esir veren Selçuklular olaydan Harun’u sorumlu tutarak Harizm’den ayr›lmak istediler. Ancak kalk›flt›¤› isyan hareketin- de onlars›z baflar›l› olmas› mümkün olmayan Harun Selçuklular’› dönmeye ikna etti. Fakat bundan çok k›sa bir zaman sonra Harun Gazneliler taraf›ndan düzen- lenen bir suikast sonucu öldürüldü (Nisan 1035). Ali Tegin de ayn› y›l vefat et- tikten sonra onun o¤ullar› ile ittifak› sürdüremeyen Selçuklular yeni bir ç›k›fl yo- lu aramak zorunda kald›lar.

HORASAN’A GÖÇ VE GAZNEL‹LER’LE MÜCADELE

Türkler’in bat› yönündeki göçleri, Selçuklular’a kadar genellikle Hazar Deni- zi’nin kuzeyinden, Karadeniz’in kuzeyindeki bozk›rlara ve Do¤u Avrupa yönün- de olmufltur. Ancak Türkler’in ‹slâm dinini kabul etmeleri göçlere ikinci bir isti- kamet kazand›rd›. Bu güzergâh› takip edenler Hazar Denizi’nin güneyinden, Ceyhun’u geçerek ‹ran, Horasan ve Azerbaycan’a kadar geliyor ve hattâ Anado- lu’ya gazalar yap›yorlard›. Hat›rlanaca¤› üzere, Ça¤r› Bey de 1016- 1021 y›llar›

aras›nda böyle bir sefer icra etmiflti.

Nitekim Ça¤r› ve Tu¤rul Beyler idaresindeki Selçuklular, art›k Harizm ve Mave- raünnehir’de kalman›n dayan›lmaz zorluklar› karfl›s›nda bu tecrübeyi hayata geçi- rerek Horasan’a göç ettiler (May›s 1035). Asl›nda dönemin kaynaklar›n›n ifadeleri- ne göre, Horasan zaten Selçuklular’dan önce Türkmenlerle dolmufltu. Ceyhun Nehri’ni 4.000 kifli civar›nda bir kuvvetle geçen Selçuklular Horasan’›n kuzeyinde Nesâ, Ferave bölgesini istilâ ettiler. Bununla birlikte Gazneliler’in Horasan valisine bir mektup göndererek, Harizm ve Maveraünnehir’de yaflama flanslar› kalmad›¤›

için izinsiz olarak Sultan’›n topraklar›na girdiklerini bildirdiler. Musa Yabgu, Ça¤r›

ve Tu¤rul Bey ad›na gönderildi¤i anlafl›lan mektupta bundan dolay› özür beyan ediyor, Nesâ ve Ferave’nin kendilerine verilmesi karfl›l›¤›nda içlerinden birisinin daima Sultan’›n yan›nda bulunaca¤›n›, di¤erlerinin de ona sadakâtle hizmet ede- ceklerini taahhüd ediyorlard›. Selçuklular’›n kendisinden Sultan Mesud nezdinde arabuluculuk yapmas›n› istedikleri Sahib-i divân-› risâlet ve vezir bu olay karfl›- s›nda hakl› olarak çok kayg›land›lar. Gazneli vezir durumu, bu yeni gelenlerin daha önceki koyun çobanlar›na benzemedi¤i, flimdi büyük dâvalar› olan kumandanlarla muhatap olduklar› fleklinde aç›kça ortaya koydu.

Nesâ Savafl›

Gerçekten de Ça¤r› ve Tu¤rul Beyler, herne kadar Gazneliler’e karfl› politik bir ne- zaket gösterseler de hedeflerinin bundan daha fazlas› oldu¤u anlafl›l›yordu. Uzun y›llard›r yurt bulmak mecburiyeti ile oradan oraya göçen O¤uzlar Selçuklu ailesi- nin etraf›nda toplanarak güçlerini giderek artt›rmakta idiler. Buna ra¤men Sultan Mesud, Selçuklu baflbu¤lar›n›n tekliflerini geri çevirdi. Oysa devlet ileri gelenleri,

Sâhib-i Divân-› Risâlet, Türkler’de tu¤rac› ad›

verilen, devletin iç ve d›fl yaz›flmalar›n› yapan kurumun bafl›ndaki üst düzey görevlinin unvan›d›r.

(20)

önceki olaylardan da ders ç›karm›fl olarak Selçuklular’› tahrik etmemeyi öneriyor- lard›. Sultan Mesud, Beg-To¤d› adl› komutan idaresinde 15.000 kiflilik bir orduyu Selçuklular’›n üzerine sevk etti. Horasan’a geleleli henüz bir ay olmas›na ra¤men 10.000 savaflç› ç›karacak bir güce eriflen Selçuklular Gazne ordusunu Nesâ’da mey- dana gelen savaflta hezimete u¤ratt›lar (Haziran 1035).

Selçuklular bu zafere ra¤men Gazneliler’e tekrar elçiler gönderdiler. Üzerlerine ordu sevk edildi¤i için savaflmaya mecbur kald›klar›n›, affedilmeleri hâlinde sulta- na hizmet edeceklerini bildirdiler. O¤uzlar meselesi, iyi analiz edilmesi gereken bir konu olmakla beraber ok yaydan ç›km›flt›. Selçuklular’›n savafltan önce reddedilen teklifleri, flimdi k›l›çlar›n›n hakk› olarak kabul edilmek zorunda kal›nd›. Sultan Me- sud taraf›ndan hil’at, at, e¤er tak›m› ve menflur gibi hâkimiyet sembolleri gönderil- dikten baflka Nesâ, Ferave ve Dihistan da onlara b›rak›ld›. Selçuklular, Nesâ Tu¤- rul Bey’e, Dihistan Ça¤r› Bey’e, Ferave ise Musa Yabgu’ya verilmek üzere toprak- lar› aralar›nda bölüfltüler.

Selçuklular’›n buna ra¤men sözlerine durmalar›n› beklemek çok zordu. Çün- kü Horasan adetâ bir insan seline u¤ram›fl durumdayd›. Çünkü Aral-Hazar ara- s›ndaki O¤uz yurtlar›ndan, Harizm ve Maveraünnehir’den ak›p gelen Türkmen- ler ço¤unlukla Selçuklular’a tâbi oluyorlard›. Bunlar›n yan›s›ra ba¤›ms›z hareket eden gruplar da oldu¤u gibi, Selçuklu liderlerinin, ba¤l› olanlar üzerinde dahi mutlak otorite sa¤lamas› mümkün de¤ildi. Ayr›ca ço¤u yar› göçebe hayat sür- mekte olan O¤uzlar’›n, yerleflikli¤in hüküm sürdü¤ü Horasan’› ya¤ma etmeleri- ne engel olmak da bir o kadar imkâns›zd›. Nitekim nüfuslar›n›n giderek artmas›

üzerine kendilerine verilen yerlere s›¤mamaya bafllad›lar. Selçuklu ak›nlar› Cüz- can’dan Belh’e kadar geniflledi. Sultan Mesud onlar› durdurmak üzere Hâcib Sü- bafl› yönetiminde 15.000 kiflilik bir orduyu Horasan’a gönderdi. Bunun üzerine daha fazla tepki çekmek istemeyen Selçuklular, bu s›rada Bust’da bulunan Sul- tan’a bir elçi gönderdiler. Artan nüfuslar› yüzünden yaflad›klar› yerlerin yetmedi-

¤ini bildirerek, Merv, Serahs ve Baverd flehirlerinin de kendilerine verilmesi kar- fl›l›¤›nda askerî hizmet teklif ediyorlard› (Kas›m 1036). Gazne sultan› ya¤malar›y- la Horasan’› kalbura çeviren Selçuklular’›n tekliflerinde samimi olmad›klar› dü- flüncesiyle üzerlerine yeni bir ordu göndermeye karar verdi. Veziri ile Hâcib Sü- bafl›’y› Selçuklular’› Horasan’dan atmakla görevlendirdi. Selçuklular bu tedbirler karfl›s›nda iflgâl ettikleri yerlerden Nesâ ve Ferave’ye çekildiler.

Serahs-Talhâb Savafllar› ve Selçuklular’›n Devlet ‹lân›

Sultan Mesud durumdan haberdar olunca, meselenin çözüldü¤ünü düflünerek Hindistan’a sefere ç›kt› (Ekim 1037). Selçuklular ise k›fl›n bast›rmas› üzerine Hora- san’daki Gazne ordusuna küçük sald›r›lar düzenleyerek yeniden kar›fl›kl›klar ç›kar- d›lar. Durumdan haberdar olan Sultan, Hindistan’dan Hansi kalesini fethederek baflar›yla dönmüfl olmas›na ra¤men, zaferinin tad›n› ç›karamad›. Sübafl›ya derhal sald›r› emrini verdi. Selçuklular say›ca çok ve donan›m› bak›m›ndan da a¤›r olan Gazne ordusunu, küçük hafif süvari birlikleri ile vurup kaçarak h›rpal›yorlard›. An- cak buna ra¤men Gazne ordusundan korktuklar› için a¤›rl›klar›n› Merv çölüne göndererek, yenilgi hâlinde çaresiz Rey’e çekilmeyi düflünüyorlard›. Fakat Gazne ordusuna karfl› Serahs’ta girdikleri ve bir gün boyunca süren savafl› ezici bir üs- tünlükle kazand›lar (May›s 1038).

Geleneklere göre toplanan kurultayda bu zaferi görüflen Selçuklular, toprakla- r›n› geniflletmenin yan› s›ra, bir devlet ilân› provas› yapmak imkân› da buldular. Es- ki yerlere ilave olarak Musa Yabgu Serahs’›, Ça¤r› Bey Merv’i ald›. Üçlü yönetim

(21)

görüntüsüne ra¤men, onlar› bu flehirlere Tu¤rul Bey’in tayin etmesinden anlafl›ld›-

¤›na göre, ailenin ve kurulmakta olan devletin bafl› odur. Horasan’›n merkezi olan Niflabur ise zaferden 12 gün sonra, ‹brahim Yinal taraf›ndan Tu¤rul Bey ad›na tes- lim al›nd›. fiehir ahalisi do¤al olarak Selçuklular’a direnmedi. ‹brahim Yinal Cuma günü hutbeyi “es-Sultanü’l-Muazzam” unvan›yla Tu¤rul Bey ad›na okuttu. Daha sonra 3.000 kiflilik seçme bir kuvvetle flehre gelen Tu¤rul Bey burada Sultan Me- sud’un saray›nda tahta oturarak “sultan” ilân edildi. Daha önce ‹brahim Yinal, son- ra da Tu¤rul Bey flehrin ileri gelenlerinin kayg› ve korkular›n› gidermeye yönelik sözler verdiler. Savafl hâli dolay›s›yla kaç›n›lmaz olan ya¤ma ve talan›n, art›k bu topraklar kendilerinin oldu¤una göre yap›lmayaca¤›n› vaad ettiler. Ay›ca yabanc›

olduklar›, Tacikler (‹ranl›lar)’›n adetlerini bilmedikleri için ileri gelenlerin yard›m ve tavsiyelerine muhtaç olduklar›n› da vurgulad›lar. Bunun yan›s›ra Abbasî Halife- sine de zaferlerini bildirmek üzere bir elçi gönderdiler.

Daha sonra Niflabur’a Tu¤rul Bey’in yan›na gelen Ça¤r› Bey’in, flehri askerleri- ne ya¤ma ettirmek istemesi üzerine iki kardefl aras›nda yaflanan mücadele, devle- te geçifl sürecinde yaflanan bünyevî rahats›zl›klar› da ortaya koymaktad›r. Tu¤rul Bey, karfl› ç›kmas›na ra¤men ya¤malama konusunda ›srar eden Ça¤r› Bey’i ancak b›ça¤›n› çekerek, sözünü dinlemezse intihar edece¤ini söyleyerek durdurabilmiflti.

Tu¤rul Bey ya¤madan vazgeçmesi karfl›l›¤›nda Ça¤r› Bey ve askerlerine 30.000 di- nar vermek zorunda da kalm›flt›.

Sultan Mahmud döneminden beri O¤uzlar meselesi hakk›nda bilgi ve tecrübe- si olan; flimdi bunu kendi döneminde yaflanan olaylarla pekifltiren Sultan Mesud, son olayla adetâ flok oldu. Selçuklular’a karfl› onlar›n eski düflmanlar› Cend meliki ile iflbirli¤i yapt›¤› gibi, Herat ve Merv’e de ordular yollad›. Kendisi de yine iyi do- nan›ml› bir ordu ile Belh’e hareket etti (Ekim 1038). Ça¤r› Bey de bu arada, Sulta- n›n ilerleyifline ra¤men, büyük bir cesaretle Faryâb ve Tâlekân’› ya¤mal›yor, Belh’e do¤ru ilerliyordu. Sultan Mesud, Selçuklular’› Horasan’dan atmak karar› ile Se- rahs’a do¤ru hareket etti. Sald›r›lar›na devam eden Ça¤r› Bey, yine sultan› da hay- retler içerisinde b›rakan bir cüretle Mesud’un ordugâh›na bask›n düzenleyerek ona ait bir fili götürdü. Ça¤r› Bey çok öfkelenen Sultan’›n kendisini izlemesi üzerine Ul- yâ-âbâd denilen yerde Gazne ordusunun karfl›s›na tek bafl›na ç›kt›. Kuvvetlerini kademeli olarak yenileyerek savafla sokan Ça¤r› Bey, Sultan Mesud’un harbe do¤- rudan müdahalesiyle yenilgiye u¤rad› (Nisan 1039). Sultan bununla birlikte çölde takibin zorluklar›n› düflünerek, çekilmekte olan Selçuklular’›n arkas›ndan gitmedi.

Ancak Sultan Mesud 1039 y›l› May›s ay› sonlar›nda yeniden harekete geçti ve Serahs’a yöneldi. Gazne ordusunun gücünden endifleye kap›lan Selçuklu liderleri Serahs’ta toplanarak durumu müzakere ettiler. Tu¤rul Bey Gazne ordusunun takip edemeyece¤i bir yere çekilmeyi önerdi. Fakat di¤er Selçuklular ve Ulyâ-âbâd’da yenilmifl olmas›na ra¤men Ça¤r› Bey bu fikre fliddetle karfl› ç›kt›lar. Horasan’dan k›p›rdamalar› halinde baflka bir yerde tutunman›n zorluklar›n› ve Gazne ordusu- nun zay›f yönlerini ileri sürerek savaflmaya karar verdiler. Selçuklu ordusunun mevcudu 20.000 kadar olup, Gazne ordusu ise hemen hemen üç kat› ve fillerle desteklenmekteydi. ‹ki ordu Talh-âb denilen yerde karfl›laflt›. Küçük çapl› çat›fl- malar sürerken Sultan Mesud, Ramazan’da kan dökmek istemedi¤i için bayram›

bekledi. Bayram namaz› s›ras›nda Selçuklular’›n ok ya¤muruna tutulan Gazne or- dusu, bizzât Mesud’un sevk ve komuta etti¤i bir meydan savafl›na girdi. 27 Hazi- ran 1039 tarihinde Selçuklu ordusu bir kere daha yenilgiye u¤rad›.

Sultan Mesud çöle çekilen Selçuklular’› takip etmek yerine onlar›n elinde bulu- nan flehirleri geri almak için harekete geçti. Buna ra¤men Gazne ordusu zaman za-

(22)

man Türkmenler’in bask›nlar›na u¤ramaktan da kurtulam›yordu. Selçuklular zaten yaz›n bast›rmas› yüzünden a¤›rl›klar›n› ve iafle s›k›nt›s›n›n bunaltt›¤› düflman› mey- dan savafl› yerine vur-kaç takti¤i ile h›rpalamay› tercih ediyorlard›. Yeni bir sald›r›

için zamana ihtiyac› olan Mesud, vezirinin önerisi ile Selçuklular’la yeniden bar›fl yapt› (A¤ustos-Eylül 1039). Buna göre Selçuklular Nesâ, Baverd ve Ferâve’ye çeki- lecek, yani Merv, Serahs ve Niflabur’u boflaltacaklard›. Gazne sultan› da güvence olarak Herat’a çekildi. Her iki taraf da bar›fla inanm›yor, dolay›s›yla savafla haz›rla- n›yorlard›. Sultan Mesud sonbaharda özellikle Tu¤rul Bey’i yakalamak niyetiyle çok süratli bir harekâta bafllad›. Selçuklular onun yaklaflmas› üzerine çöle çekildi- ler. Sultan Mesud 16 Ocak 1040’da Niflabur’a girdi. Tu¤rul Bey’in oturdu¤u taht›

parçalat›p, atlar›n› ba¤lad›¤› ah›rlar› atefle vermesi, Tu¤rul Bey ile iflbirli¤i edenleri cezaland›rmas› sinirlerin iyice gerildi¤inin iflaretleri say›lmal›d›r. Horasan’da k›tl›k olmas› sebebiyle k›fl, her iki taraf için de çok zor geçti. Fakat Selçuklular’›n ifade- siyle çöl onlar›n anas›-babas› idi. Onlar, s›ca¤a-so¤u¤a yoklu¤a al›fl›k olduklar›n›, bu flartlar›n daha çok düflman› h›rpalayaca¤›n› hesap ediyorlard›. Nitekim bu sü- reçte Gazne ordusunun pek çok hayvan› telef oldu.

Mart ortas›nda yeniden harekete geçen Sultan Mesud, k›tl›¤›n devam etti¤i Ho- rasan’da ordusu büyük s›k›nt›lar çekerek, Tus-Baverd üzerinden May›s ay› ortala- r›nda Serahs’a ulaflt›. Gazne ve Selçuklu ordular›n›n birbiri ard›na flehre girifllerin- den ve tahribattan bunalan ahali flehrin kap›lar›n› Sultan’a açmad›. Devlet ileri ge- lenlerinin Herat’a geri dönüp ordunun toparland›ktan sonra sefer edilmesi teklifi Mesud’u çok k›zd›rd›. Asl›nda ne sebeple çekilirse çekilsin bunun düflmanlar›nca zaaf olarak alg›lanaca¤›n› bilen Sultan Mesud, baz› ileri gelenleri de meselenin sü- rüncemede kalmas›ndan yararlanmakla suçluyordu. Bu durumda Selçuklular’la so- nucu belirleyecek bir harbe girmesi kaç›n›lmaz olacakt›.

Nitekim 16 May›s’ta ordunun ihtiyaçlar›n› sa¤lamay› umarak Serahs’tan Merv’e do¤ru harekete geçti. Selçuklular bunun üzerine, daima yapt›klar› gibi, bir kurul- tay toplayarak durumu görüfltüler. Tu¤rul Bey yine çöle çekilmeyi teklif etti. An- cak bunun peflin yenilgi oldu¤unu, oysa savafl›rlarsa kazanma flanslar›n›n oldu¤u- nu düflünen Ça¤r› Bey’in ›srar› ve di¤er Selçuklu baflbu¤lar›n›n da onu destekleme- si üzerine nihaî bir savafla karar verdiler.

DANDÂNAKÂN SAVAfiI

Ailelerini ve a¤›rl›klar›n› Balhan Da¤lar›’ndaki soydafllar›n›n yan›na gönderen Sel- çuklular, Gazne ordusuna do¤ru harekete geçtiler. Onlar›n maksad› kay›plar ver- mekte ve maneviyat› da büyük ölçüde çökmüfl olan Gazne ordusunu çöle çek- mekti. Selçuklular Gazne ordusuna ani bask›nlar düzenleyip kaç›yor, kaçarken de su kuyular›n› kullan›lmaz hâle getiriyorlard›. Asl›nda Sultan Mesud bu savafla ç›kar- ken Selçuklular’›n savafl takti¤ini anlad›¤›n›, kendisinin de buna uygun olarak, ha- reket kaabiliyeti yüksek bir orduyla savaflaca¤›n› söylüyordu. Ancak Sultan Mesud yine onlar›n stratejisine tâbi olmak zorunda kalm›flt›. Selçuklular’›n Horasan’a göç etti¤i 1035 y›l›ndan beri sürekli alarm durumunda bulunan Gazne ordusu bu sü- reçte adeta tükenmiflti. Nihayet Dandânakân yak›nlar›nda karfl› karfl›ya gelen iki ordu üç gün sürecek bir kader savafl›na bafllad›. Selçuklular küçük birlikler hâlin- de y›pratma savafl› veriyorlard›. Gazne ordusunun dayan›lmaz hâle gelen su ihti- yac›n› karfl›lamak hayatî bir mesele idi. 23 May›s Cuma günü Dandanakan kalesi- ne ulaflan Gazne ordusu, kale kap›lar› kendilerine aç›lmamakla birlikte, ahalinin surlardan sark›tt›¤› su testileri ile bir miktar ihtiyac›n› giderdi. Kale d›fl›ndaki dört kuyu Selçuklular taraf›ndan lefl at›larak kullan›lmaz hâle getirilmiflti. Kuyular›n aç›l-

(23)

mas› durumunda bile, ordudaki çok say›da hayvan›n›n ihtiyac›n› karfl›lamayaca¤›

aç›kt›. En yak›n su kayna¤› ise 5 fersah mesafede idi. Sultan Mesud kuyular›n te- mizlenmesi fikrini kabul etmeyip hareket emrini verdi. Ancak ordunun böyle bir durumda ileride bulunan su kuyular›na do¤ru harekete geçmesi felâketin bafllan- g›c› oldu. 370 saray gulâm›n›n geceleyin kaçarak daha önce anlaflt›klar› Selçuklu saflar›nda savafla girmesi de barda¤› tafl›ran son damla oldu. Selçuklu ordusunun bu intizams›z kuvvetlere fliddetle hücüm etmesi Gazne ordusunu darmada¤›n etti.

Sultan Mesud, ordusu neredeyse savaflmadan da¤›lmas›na ra¤men, 100 kadar adam›yla büyük bir cesaretle savafla devam etti. Ancak esir düflmek tehlikesiyle karfl› karfl›ya kal›nca Selçuklu saflar›n› yararak Merv yönünde kaçmaya bafllad›. Or- dusunun kalanlar› da yol boyunca ona kat›lmaya devam ederken Haziran 1040’da Gazne’ye vard›.

Böylece tarihin sayfalar›nda önemli dönüm noktalar›ndan biri olarak yer alacak büyük bir savafl daha sona ermifl oldu. Selçuklular 16.000 kiflilik ordular›yla kendi- lerinin neredeyse befl kat› olan bir orduyu hezimete u¤ratm›fllard›.

‹ki taraf için de hayatî önemi haiz olan bu savafl›, ordular›n mevcutlar› ara- s›ndaki orant›s›zl›¤a ra¤men Selçuklular’›n kazanmas›n›n en önemli sebeplerin- den birisi flüphesiz bu an›n onlar için bir ölüm-kal›m savafl› olmas› idi. Bunun ya- n›nda ordular›n yap›lar› da bir o kadar mühim idi. Selçuklu ordusunun vur-kaç takti¤ine uygun hafif süvarilerden oluflmas›; buna karfl›l›k Gazne ordusunun ha- reket kaabiliyetini k›s›tlayan a¤›rl›¤›n›n da bu sonuç üzerinde büyük etkisi var- d›r. Ancak bunlar kadar mühim baflka bir husus da, her iki ordunun terkibidir.

Selçuklu ordusu bir devletin kuruluflu için temel esas olan ayn› soydan insanla- r›n kay›ts›z-flarts›z dayan›flmas›yla, ayn› davaya bafl koymufl, her flartta kazanmak mecburiyetinde olan savaflç›lar›n ruh haliyle hareket ediyordu. Gazneli ordusu ise, muhtelif milletler üzerinde hüküm süren bir iktidar›n, kaç›n›lmaz olarak bu milletlerden oluflturdu¤u, ortak menfaâtlerden çok flahsî ç›karlar›n gözetildi¤i ahenksiz bir kalabal›kt›. Dolay›s›yla birbirleriyle rekabet eden ve ald›¤› ücreti bi- raz fazlas›yla her kim öderse ona hizmet etmeye, baflka bir deyiflle ihanete haz›r kimselerden meydana geliyordu.

Gazneliler bu yenilgi sonucunda en önemli eyaletlerinden olan Horasan ve Ha- rizm’i kaybettiler. Ancak Afganistan ve Kuzey Hindistan’da bulunan topraklar›na çekilip 1187 y›l›na kadar siyasî varl›klar›n› sürdürdüler.

Gazneliler’in kendilerinin beflte biri kadar olan bir orduya yenilmifl olmalar›n›n bafll›ca sebebi sizce ne olabilir?

DEVLET‹N KURULUfiU VE YAPILANMASI

Zaferden sonra Selçuklular bir yandan Gazne ordusunu kararl› bir takibe u¤rat›r- ken, hemen bir kurultay toplad›lar ve devlet ilân ettiler. Ancak as›l büyük kurulta- y› bir ay içerisinde Merv’de yapt›lar. Tu¤rul Bey bir kere daha sultan ilan edildi. Ni- flabur baflkent olmak üzere bat›ya gidecekti. Özellikle Selçuklu aile mensuplar›, bu büyük eme¤in, fedakârl›¤›n hebâ olmamas› için birlik hâlinde kalmaya and içtiler.

Sonra ülke topraklar›n›n yönetimini paylaflt›lar. Ça¤r› Bey’e melik unvan›yla Merv merkez olmak üzere Horasan’›n do¤usu; Musa Yabgu’ya ise Herât’tan itibaren Af- ganistan yönünde zapt edece¤i yerler verildi. Hanedan›n ileri gelenlerinden bir k›sm›na da, bu üç liderden birisine ba¤l› olmak kayd›yla baz› yerler verildi. Ça¤r›

Bey’in o¤lu Kavurt Kirman’a tayin edilirken; di¤er o¤lu Alp Sungur Yakutî, ‹brahim Yinal ile Kutalm›fl do¤rudan Tu¤rul Bey’in hizmetine verildiler.

S O R U

D ‹ K K A T SIRA S‹ZDE

DÜfiÜNEL‹M

SIRA S‹ZDE

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

4

(24)

Selçuklu Devleti’nin kuruluflu aflamas›nda yap›lan bu ifl bölümü, pek çok araflt›rmac› tara- f›ndan Türk devlet gelene¤ine dayanan bir uygulma olarak de¤erlendirilmekle birlikte; ilk olma özelli¤i tafl›yan yönleri de vard›. Gelene¤e göre Türk Devleti’ni Tanr› tarf›ndan ken- disine kut verilmifl olan tek bir hükümdar yönetirdi. Ülke topraklar› yönetim bak›m›ndan hanedan mensuplar› aras›nda bölüflülürdü. Ancak bu görevliler hükümdar›n hükümranl›k yetkisine ortak de¤illerdi ve gerekti¤inde idare alanlar› da de¤ifltirilirdi. Yani ülke hane- dan›n ortak mülkü de¤ildi. Yönetim yetkisi, millet ad›na hükümdar›n elinde ve hanedan›n ortak sorumlulu¤unda bulunurdu. Ancak Selçuklular’›n sözkonusu ifl bölümü, bu anlamda ülüflün s›n›rlar›n› aflan istisna durumlardand›r.

Selçuklular Merv kurultay›nda Tu¤rul Bey’i sultan kabul etmekle birlikte, Ça¤- r› Bey ve Musa Yabgu’ya tan›nan haklar, gelene¤in ötesine geçmifl bulunuyordu.

Nitekim her ikisi de kendi adlar›na hutbe okutmak ve para bast›rmak yetkisini hâ- iz olduklar› gibi, onlar›n do¤rudan tâbileri de vard›. Bu durum Türk devlet gelene-

¤inin öngördü¤ünün aksine merkeziyetçili¤e ayk›r› bir durum ortaya ç›kar›yordu.

Herhâlde bu kadar meflakkatli bir süreçte büyük hizmetler etmifl olan di¤er iki Sel- çuklu baflbu¤una da bir nevi vefa göstergesi olarak sa¤lanan bu imtiyazlar, ileride görülece¤i üzere onlar›n hayatlar›yla s›n›rl› kalacakt›r.

16 Büyük Selçuklu Tarihi

S O R U

D ‹ K K A T DÜfiÜNEL‹M

S O R U

DÜfiÜNEL‹M

D ‹ K K A T

SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

AMAÇLARIMIZ

AMAÇLARIMIZ

N N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

K ‹ T A P

T E L E V ‹ Z Y O N

‹ N T E R N E T ‹ N T E R N E T

Kut, Türk devlet gelene¤ine göre, Tanr› taraf›ndan yeryüzünü idare etmekle görevlendirilmifl olan Türk hükümdar›na bahfledilmifl olan ilahî lütfun ad›d›r. Kut, hükümdar› ilâhî nitelikli ve kutsal yapmaz. Çünkü Tanr›

taraf›ndan yetkilendirilmifl say›lsa da hükümdar, töre (kanun) önünde sorumlu ve hesap sorulabilir durumdad›r.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu tebliğde, Büyük Selçuklu Devleti’nin Tuğrul Bey ve Alparslan zamanındaki başkenti Rey’de yer alan Burc-i Tuğrul (Tuğrul Bey Kümbedi) ele alınacaktır.. Yapı

(1982) worte a book in Urdu, entitled, "Sir Sayyid Aur Aligarh Tehrik (Sir Syed a n d Aligarh Movement)".^^ In this book, the common topics are, life a n d works of

We usually come across corneal lipid deposits in dogs as; corneal dystrophy which is hereditary and observed in both eyes successively, corneal degeneration as a result of the

Selçuklu İmparatorluğu (1040-1157) Türklerin kurmuş olduğu yüze yakın siyasi teşekkül arasında yer alan dört büyük imparatorluk (Hun, Göktürk, Selçuklu,

Ancak Tuğrul Bey zamanından kalma Abarkuh’taki Kümbed-i Âli (1056) taştan yapılmıştır. yüzyıl sonu), Mihne Ebu Said (XI. yüzyıl sonu), Doğu İran’da Radkan

[r]

Düşünülecek nokta bu tecrid ameliyesini bütün dö- şeme ve tavanlara teşmil ederek hastaların odalarım ve tâlî mahiyetteki odaları tecrid etmek mi, yoksa yalnız

Melikşah’ın kumandanlarından Aksungur’un oğlu olan Zengi, Irak Selçuklu sultanı Mahmud tarafından iki oğluna atabey ve Musul’a vali olarak tayin edilmişti (1127)..