• Sonuç bulunamadı

ÜNİTE ARAŞTIRMA YÖNTEM VE TEKNİKLERİ II İÇİNDEKİLER HEDEFLER KARMA MODEL. Yrd. Doç. Dr. Cem Şahin

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ÜNİTE ARAŞTIRMA YÖNTEM VE TEKNİKLERİ II İÇİNDEKİLER HEDEFLER KARMA MODEL. Yrd. Doç. Dr. Cem Şahin"

Copied!
28
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İÇİNDE KİLER

• Karma Model

• Genel Metodlar ve Bilimler

• Dedüksiyon-Endüksiyon (Analiz ve Sentez)

• Sebep-Sonuç İlişkisi Kurma Metodu

• Analoji ve Karşılaştırma

• Bilimlerin Özel Metotları

• Nitel Araştırma Metodolojisi

• Dokümantasyon Metodunun Kullanılması

• Kütüphaneler ve İnternet Sistemi

• Fişleme Tekniği

• Verilerin Araştırmaya Yerleştirilmesi

• Sosyal Varlık Alanı ve Deney Metotları

• Deneyleme Modelleri

• Test Hipotezleri ve Hipotez Testi

HEDE FL ER • Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

• Bilim tarihinde ortaya konmuş ve kullanılagelen çeşitli metodolojik yaklaşımları kavrayabilecek,

• Günümüzde öne çıkan bilim

paradigmaları ve yöntemler hakkında bilgi sahibi olabilecek,

• Sosyal bilim araştırmalarında “Karma Model” sürecinin nasıl

yapılandırıldığını öğrenebileceksiniz.

ARAŞTIRMA YÖNTEM VE TEKNİKLERİ II

Yrd. Doç. Dr. Cem Şahin

ÜNİTE

14

KARMA MODEL

ARAŞTIRMA YÖNTEM VE TEKNİKLERİ II

Yrd. Doç. Dr. Cem Şahin

ÜNİTE

14

(2)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2 Bilimlerin

bağımsızlığını kazanması, kendilerine özgü

metotlarını geliştirmek suretiyle

olmuştur.

GİRİŞ

Bu son ünitede sizlerle, şimdiye kadar elde ettiğimiz metodolojik bilgilerin bir genel birikimini konu edineceğiz.

● Günümüz Metodolojisi çoğulcu modellerle çalışmaktadır; Felsefeden devral- dığı metotlarla birlikte bilimler için geliştirilen özel metotları da ortaklaşa kullanmaktadır.

● Günümüz bilim anlayışı, sosyal bilimlerin bir bütün oluşturduğu yönündedir.

● Sosyal bilimlerin ortak bir paradigma geliştirebilmesi, pozitivist paradigma (nicel) ve anlayıcı-yorumlayıcı paradigmalara (nitel) dayalı metodolojilerin araştırmalarda birlikte kullanılması ile mümkün olacaktır.

● Araştırmada nihai amaç, doğru bilgiye varmaktır. Bilimsel bilgi, araştırma sonucunda kanun, teori, prensip, sistem şeklinde tipleştirilir.

Metodoloji de diğer bilimler gibi, felsefeden ayrılarak bağımsız bir bilim olmuştur; onun da diğerleri gibi bir bağımsızlık tarihi vardır. Aristoteles (M.Ö.384- 322) ile başlayan (Mantık biliminin tedvini) bu süreç yeni metodolojiler geliştirilerek (Descartes, Bacon, S. Mill, Kuhn, Popper, Walerstein…) devam etmektedir.

Evren var edildikten bu yana, onda cereyan eden olay ve olgular, bilimlerin konusunu meydana getirir. Ancak bir bilimin bağımsızlığı kendisine özgü metodolojisi iledir. Bilim anlamında Metodoloji de bu sürece dâhildir.

Bilimlerin bağımsızlığını kazanması, kendilerine özgü metotlarını geliştirmek suretiyle olmuştur.

Bilimlerin konuları felsefenin kubbesi altında iken düşünme metodolojisi ile araştırılmış, düşünmenin dışına taşıp varlıkta cereyan eden olayların sebep-sonuç ilişkisi içerisinde gözlenmesi ile de bilimsel metodoloji oluşmuştur. Bu bağlamda biz,

‘’Karma Model’’ başlığı altında, bütün bilimlerin ortaklaşa kullandıkları metotları ve her bilimin bağımsızlığını sağlayan kendilerine özgü metotlarını konu edineceğiz.

KARMA MODEL

GENEL METOTLAR VE BİLİMLER

Genel metotlar, bütün bilimlerin ortaklaşa kullandıkları metotlardır. Tabiat bilimleri kadar diğer bilimler de bunları kullanırlar. Tümdengelim-tümevarım (dedüksiyon –endüksiyon) ve andırma (analoji) genel metotlar olarak ifade edilirler.

Ayrıca, sebep sonuç ilişkisi bulma (jenetik metot) ve karşılaştırma metotları da bütün bilimler için söz konusudur.

(3)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

Dedüksiyon-Endüksiyon (Analiz ve Sentez)

Düşünmenin üç temel fonksiyonu vardır. Bunlar, ayırma (analiz), birleştirme (sentez) ve karşılaştırmadır . Düşünmenin objektif ürünleri de düşünceler, yani önerme (yargı) ve çıkarımlar (istidlal) dır. Yargı, iki kavram arasında ilgi kurmak suretiyle yargı vermek, çıkarım ise en az iki yargı arasında ilgi kurarak yeni bir yargı çıkarmaktır.

Çıkarım (zihnin) birtakım aracı basamaklarla bir merdiveni çıkmaya benzer ve dolaylı bir bilgi edinme yoludur. Üç çeşit çıkarım vardır. Bunlar:

 Dedüksiyon

 Endüksiyon

 Analoji

Dedüksiyon, zihnin tümel ve genel bir önermeden tikel bir önermeye geçiş şeklinde yaptığı bir çıkarımdır. Dedüksiyon çeşitli bilimlerde, sebeplerden sonuçlara, kanunlardan olaylara, prensiplerden sonuçlara geçiş suretiyle yapılır. Endüksiyon ise dedüksiyonun tersine tikelden tümele, olaylardan kanunlara, sonuçlardan sebeplere ve prensiplere geçiş suretiyle zihnin yaptığı çıkarımlardır. Endüksiyon pozitif tabiat bilimlerinde deney metodunun esasını teşkil eder. Analoji de görülen ve bilinen benzerliklerden görülmeyen, bilinmeyen benzerliklere geçiş sureti ile yapılan bir çıkarımdır. Demek ki, her çeşit çıkarım genel olarak dedüksiyon ve endüksiyon yapmaktan ibarettir. Her ikisi de eşya ve olayların görünüşlerine göre niteliklerini ele alır. Analiz ve sentez ise olayların nitelikleri ile ilgilenir; daha derin ve esaslı nitelikleri araştırır. Olaylar ve deneyler arasına ölçü ve kesinlik koyar .

Analiz, karmaşık ve bütün halinde bulunan bir varlığı, onu meydana getiren elemanlarına ayırmak demektir. Analiz, bütünü daha basit elemanlarına ayırarak daha iyi anlaşılmasını sağlar. Sosyolojide analiz, topyekün toplumsal varlığı veya bu varlığın bir bütün oluşturan bir kısmını (Mesela, bir sosyal grubun analizi statü (mevki), yetki, pozisyon, rol, norm şeklinde sıralanır.) kendi içerisinde parçalarına ayırmak şeklinde yapılır.

Analizin karşıtı sentezdir. Analiz yapılan elemanları yeniden birleştirme işlemidir. Sentez, olaylardan kanunlara ve sebeplere geçmez, tersine kanunlardan ve sebeplerden olaylara ve özel hâllere geçer. Deneysel ilimlerde hipotezlerden

hareketle, teori kurulması bir sentezdir .

Zihin, çalışmalarında daima iki sentez arasında bir analiz, yani "sentez-> analiz-

> sentez" şeklinde bir yol izler. Tam bir bilgi edinmek için iki sentez arasında bir analiz yapmak gerekir. Bir kum saati düşünün. Kum saatinin iki hazinesi var. İkisinde de eşit seviyede kum vardır. Kumlar belli bir zaman sürecinde dolu alan hazineden boş olan

(4)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4 hazineye akarlar. Tümdengelim şeklinde cereyan eden bu akma işlemi aynı zamanda bir analiz işlemini de gerçekleştirir. Boş olan hazinenin dolma işlemi de bir tümevarım işlemidir. Tek tek veya belli oranda analiz parçaları ikinci hazinede toplanırlar. Birinci hazinedeki kum sayısı veya oranı ile ikinci hazinedeki kum sayısı veya oranı eşittir. Bu benzetme bilimsel araştırmalarda genel hipotezin analiz (test) hipotezleri hâlinde test edilerek birleştirilmeleri sonucunda doğrulanması veya yanlışlanmasının yapılması (teori şeklinde) dır.

Kum saati modelinde her üç metot birlikte yer almaktadır. Birinci sentezde genel hipotez kurulmakta ve bu genel hipotez alt hipotezleri içeren parçalara

ayrılarak analiz edilmekte, daha sonra ise alt hipotezler, karşılaştırmalar yapılarak test edilip birinci senteze (hipotezin doğrulanması veya yanlışlanmasına) ulaşılmaktadır.

Anlaşılan, günümüz metodolojisi artık dedüksiyon ve endüksiyon kavgasını terk etmiş;

her iki metodolojiyi birlikte kullanmaktadır.

Sebep-Sonuç İlişkisi Kurma Metodu (Jenetik Metot)

Jenetik metodun esasını, olaylara sebep aramak teşkil eder. Olayları sebep- sonuç bağı içerisinde tespit edip değerlendirebilmek için jenetik metot kullanılır.

Bilim zihniyeti, evrende her şeyin bir sebebi olduğuna, sebepsiz bir şeyin olamayacağına (determinasyon ilkesi) inanır. Sebeplilik, birbiri ardı sıra meydana gelen benzer iki olay/olaylar arasında kurulur. Gözlem ve deneylerin bize

gösterdikleri, olayların ya ardı sıra veya beraberce meydana gelmeleridir. Sebep- sonuç ilişkisini aramak için ilk şart bu ilişkilerin her zaman ve her yerde bulunması;

gözlem ve deneylerle doğrulanmasıdır . Birbiri ardına gelme şartının da yetersiz olduğu hâller vardır. Mesela, gece ile gündüz, yaz ile kış, her zaman birbiri ardı sıra göründükleri hâlde birbirinin sebep ve sonucu değillerdir. Mesela dün (tarihte) olan bir olay hâlde ve gelecekte aynen tekrar etmeyebilir. Zaman değişmiştir, mekân aynı olsa da sonuç aynı olmayabilir. Çünkü sosyal olaylar, aynen tekrarı mümkün olmayan olaylardır .

Sosyal olayların sujesi ve objesi insandır ve insan da düşünen bir varlıktır. İnsan, düşünmesi ile düşüncelerini ve davranışlarını değiştirme ve yeniden şekillendirme özelliğine sahip varlıktır. Bu nedenle sosyal olayların incelenmesinde tek sebeplilik ilkesinden ziyade, çok sebeplilik ve fonksiyonellik ilkesini benimsemek, sosyoloğu daha doğru teoriler kurmaya götürür.

Jenetik metodun esasını teşkil eden olaylar arasında sebep-sonuç ilişkisi bulma ve sebepleri açıklama işlemi sosyal ilimler, özellikle sosyoloji için pozitif tabiat

bilimlerindeki kadar kolay bir metot değildir. Konuları en yalından karmaşığa doğru

(5)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5 yükselen fizik, kimya ve biyolojide tek yanlı sebeplilik ilkesi yeterli olmasına karşılık, sosyal olaylar için bu ilkeyi uygulamak yeterli değildir .

Analoji ve Karşılaştırma

Düşünmenin temel fonksiyonlarından birisi de karşılaştırma yapmaktır.

Karşılaştırma, birbirine benzer nesne, olay ve olgular arasında yapılır. Bu nedenle karşılaştırması yapılacak nesne, olay ve olguların (objelerin) tespiti ve sınıflandırılması gerekmektedir. Bu da analoji şeklindeki çıkarımla mümkün olur. Demek ki analoji, objeler arasında görülen ve bilinen benzerliklerden, görülmeyen ve bilinmeyen benzerliklere geçiş suretiyle yapılan bir çıkarımdır. Şimdiye kadar gördüğümüz iki çeşit çıkarımdan biri, genelden tikele, kanundan olaylara geçiyordu. Buna dedüksiyon demiştik. Diğeri de bunun karşıtı bir yol izler; tikelden; olaylardan genel, tümel kanunlara ve teorilere geçer. Buna da endüksiyon demiştik. Analoji ise bu iki çıkarım şeklinden farklı olarak, benzerlik yolu ile tikelden tikele geçer.

Analoji matematikten tutun pozitif tabiat bilimlerinde ve sosyal bilimlerde kullanılan bir çıkarım şeklidir. Tarihî varlık alanını ve bu alan içerisinde cereyan eden sosyal varlığı tipleştirmede analoji sıkça başvurulan bir yoldur. Bugünkü olaylarla, geçmişteki olaylar birbirlerine benzetilir, olayların geçmişte de aynı sebeplerle meydana geldikleri düşünülür. Yine aynı şekilde, hâlde meydana gelen olaylarla geçmişteki olaylar birbirlerini andırıyorsa, gelecekte de bu tür olayların olabileceği varsayılabilir. Özellikle gündelik hayat bilgileri, edebiyat sosyolojinin temelini teşkil eden semantikte, mesela, mecazlar, istiareler, atasözleri analoji için tipik örneklerdir.

Analoji üç şekilde yapılır. Birincisi, vasıtaların benzerliklerinden amaçların benzerliklerine geçiş suretiyle yapılır. İkincisi, sonuçların benzerliklerinden sebeplerin benzerliklerine geçiş suretiyle yapılır. Üçüncüsü de olayların tabiat ve niteliklerinin benzerliklerinden kanunlarına ve esas karakterlerine geçme yolu ile yapılır. Analojide kural mümkün olduğu kadar çok ve esaslı benzerliklere dayanmaktır. Basit ve geçici benzerliklerden acele sonuçlar çıkarmak, yanlışlara sebep olur. Tikel olaylardan genel ve tümel kanunlar bulmaya çalışmak, analojinin amacına ters düşer. Analoji şeklindeki bir benzetmeden çıkacak sonuçlar, gözlem ve deney yolu ile kontrol edilirler .

Her ilmî araştırmada olduğu gibi sosyolojik araştırmalarda da amaç kanuna veya teoriye varmaktır. Bunun için de vasıflanan sosyal olay ve olgular tipleştirilir.

Tipleştirme yapabilmek için birbirine benzer olay ve olguların sınıflandırılması yapılır, daha sonra karşılaştırmaya geçilir. Demek ki karşılaştırma, vasıflamayı tamamlamak için bir toplum içinde ve başka başka zamanlarda geçen olayları incelemek için yapılan bir işlemdir.

(6)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6 Sosyal olay ve olgular ve bunların tipleştirilmiş şekilleri için genelde üç tür karşılaştırma yapabiliriz:

● Tarihî karşılaştırma

● Etnografik karşılaştırma

● İstatistik karşılaştırma

Tarihî karşılaştırma, ele alınan toplumun çeşitli dönemleri arasında yapılan karşılaştırmadır. Genelde belgelere dayanır. Zira hâlde meydana gelen sosyal olayların sosyologlar tarafından incelenmesi ve sebep-sonuç ilişkilerinin tespit edilmesi, her zaman mümkün değildir. Vuku bulan her olay, vukuundan sonra tarihin malı olur. Tarih bu olayları, yer, zaman göstererek vuku bulduğu şekliyle kaydeder.

Sosyolog, bu tek tek olayları tarihin belgelerinden tespit eder, birbirine benzer olayları gruplandırır, belli bir dönem için gruplandırılmış olan olayların, başka bir dönemde vuku bulmuş ve gruplandırılması yapılmış olaylarla benzerliklerini kurar ve karşılaştırmalar yapar.

Tarihî metodun sosyoloji için en önemli özelliği, belli bir dönemde belli toplumların hem statik yapılarını ve hem de dinamik yapılarını, sosyal değişmenin kanunlarını ve şeklinin bilgisini bize vermesidir. Ayrıca hâlde meydana gelen olaylarla, geleceğe ait toplum yapıları hakkında yapılacak tahminlere geçişi sağlar.

Daha önce de söylediğimiz gibi etnografya, belli bir insan topluluğunun tüm faaliyetlerini (maddî hayata bağlı teknikler, toplum düzeni, dini inançlar, iş ve toprağı işleme aletlerinin bir kültürden öbürüne devri, akrabalık yapıları) tasvir edici bir yaklaşımla inceleyen bir ilim dalıdır. Ancak etnografyanın ele aldığı ve kendisine konu olarak seçtiği, ilkel medeniyetler ve kültürlerdir. Etnografik karşılaştırma hem ilkel kültür ve medeniyetler arasında ve hem de bu ilkel kültürlerle modern kültürler arasında yapılır .

İstatistik, yığın olayları ve bunların oluşturduğu yığınları inceler. Yığın olaylar zaman ve mekân vasıfları dışında bir veya birkaç ortak vasfı olmakla beraber, aralarında birçok farklılıklar da bulunan, bundan dolayı tek bir olayın diğerlerini, dolayısıyla ait olduğu yığını temsil etmesine imkân olmayan olaylardır. Nicel sosyolojide matematik-istatistik ve ölçme metotlarına sıkça başvurulur. Rakamlar kâinatta var olan varlıkların sayısını ifade ederler. Birlikte bir sosyal kategori oluşturan şahısları ve kategori oluşturmadaki ilişkilerini rakamlarla ifade ettiğimizde istatistik metotlara müracaat ederiz. Bir sosyal grup içerisindeki karşılıklı ve muntazam bağları istatistik metotlarla ele alıp ifade ettiğimizde, istatistik karşılaştırma yapmış oluruz .

(7)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

BİLİMLERİN ÖZEL METOTLARI

Bütün bilimlerin ortaklaşa kullanmak zorunda oldukları genel metotlar yanında her bilimin kendine özgü metodu ve bilgi toplama teknikleri vardır. Zaten bilimlere felsefeden bağımsızlıklarını kazandıran da bu metotları olmuştur. Mesela, sosyoloji de felsefenin düşünme metodundan ayrılarak düşünmenin dışında, sosyal alana

yönelmesi ve uygulamalı metotlara başvurması ile bağımsız bir bilim olabilmiştir.

Bu süreçte Sosyal bilimler için iki paradigmaya dayalı olarak iki metodolojinin öne çıktığını görüyoruz:

Nicel Metodoloji (Pozitivist Paradigma)

Nitel Metodoloji (Anlayıcı ve Yorumlayıcı Paradigma)

Pozitivist Paradigma, Pozitivist Felsefenin Metodolojiye uyarlanmasıdır.

Pozitivist bilim anlayışında, ‘’alemi maddeye indirgeyerek onu kontrol etme ve yönetme güdüsü’’ önemli bir yer tutar. Nitekim pozitif bilimlerdeki gelişmeler bu paradigmaların yönlendirmesi ile mümkün olmuştur. Daha açık bir ifade ile bilimlerde deney metodolojinin kullanılması ve gelişmesi pozitivist paradigmanın yönlendirmesi sayesinde olmuştur.

Pozitivist paradigmanın model bilimi fiziktir. Pozitivist paradigma taraftarı bilim adamları ve metodologlar aynı anlayışın sosyal bilimler için de geçerli olduğu iddiasındadırlar. Bunlara göre fizikte olduğu gibi sosyal olay ve olguları da tek sebep ve tek sonuç şeklinde (determinizm prensibi) tespit etmek ve açıklamak mümkündür.

Hâlbuki, sosyal olay ve olguların baş aktörü insandır. Biz her seferinde insan davranışlarını ancak oluşum hâlinde gözleyebiliriz. Demek ki sosyal davranış, yalnız gözlenenden ibaret değildir. Sosyal davranışın bir geçmişi vardır ve de geleceği söz konusudur. Bu nedenle, dün-bugün-yarın sürecini kapsayan sosyal davranışı anlamak ve açıklamak; derinliğine nüfuz etmek ‘’Pozitivist/Natüralist Paradigma’’nın

metodolojileri ile mümkün gözükmemektedir. Diğer taraftan, insana ve topluma yönelik bir içebakış geliştiren metodoloji anlayışlarının bir uzantısı olan

anlayıcı/yorumlayıcı paradigma ise bu çerçeve bağlamında değerleri hiyerarşik bir sırlamaya tabi tutmak yerine, onlara önem vermeyi öncelediği söylenebilir. Ancak

‘’Anlayıcı/Yorumlayıcı Paradigma’’nın soyut modellerle davranışı yorumlama

metodolojisinin de bilimi masa başına çekme ve subjektifleştirmesi tehlikesini taşıdığı ileri sürülebilir. Bu nedenle araştırma modelini araştırma sürecinin gerektirdiği şartlar ve ihtiyaç duyulan metotlarla oluşturmak; her iki metodoloji birlikte kullanmak doğru metodoloji tercihi olacaktır.

Bizim için önemli olan, her iki paradigmanın çıkış kökenleri ve aralarındaki rekabet ve çatışmalardan çok, doğru bilginin yerinde, zamanında ve şartlarına uygun

(8)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8 olarak nasıl elde edilebileceği hususudur. Daha açık bir ifade ile doğru bilgiyi hem pozitivist paradigmanın metodolojisi (nicel metodoloji) ile, hem de anlayıcı ve yorumlayıcı metodoloji (nitel metodoloji) ile elde etmek mümkündür. Bu nedenle de biz bu çalışmada, paradigmalar arası ihtilaflara girmeden, doğru bilginin elde edilmesi sürecine değer atfettik. Zira bize göre metodolojiler amaç değil, bilimsel bilgiye varmanın araçlarıdır; asıl olan araçları çatıştırmak değil doğru seçmektir.

Nitellik ve nicellik varlıklara atfedilen özelliklerdir. Biz varlıklara (nesne, olay ve olgulara) değişken özelliği atfederek bu iki özellikle gözlem alanına taşırız.

DEĞİŞKEN: Araştırmaya konu olan nesnenin, olayın ve olgunun değişim süreci.

Veya canlı ya da cansız varlıkların bir durumdan diğer bir duruma geçişte farklı değerler alabilen özellikleri.

NİCEL DEĞİŞKEN: Sayısal olarak ifade edilen değişken NİTEL DEĞİŞKEN: Sayısal olmayan değişken

Bu bağlamda iki tür araştırma gerçekleştirilir:

Nitel araştırma Nicel araştırma

Ancak yukarıda da ifade ettiğimiz gibi tek başına nitellik veya nicellik bir değişkenin gözlem alanına taşınmasında yeterli olmayabilir. Bu durumda araştırma değişkenleri arasında nitel ve de nicel değişkenlere yer vermek zorunluluğu varsa araştırma için ‘’Karma Model’’ kurulması gerekir.

Nitel Araştırma Metodolojisi ve Nitel Araştırma

Sosyal olay ve olguların bir tarihi geçmişleri vardır. Bu nedenle sosyal olay ve olguların ana determinasyon ilkesi zamandır. Daha açıkçası sosyal olay ve olgular dün- bugün ve yarın sürecinde vuku bulurlar ve yapısallaşırlar. Biz her defasında sonuçları gözleme imkanına sahibiz. Hâli (bugünü) gözleriz, geleceği (yarını) öngörür, geçmişi ise tarihin kayıt ettiği belgelerden çıkarırız. Sonuçta elde ettiğimiz bilgiler (ister doğrudan gözlem, isterse dolaylı gözlem vasıtasıyla) belgeli bilgilerdir. Bu bilgilerin anlama, yorumlama ve açıklamaya tabi tutulması gerekir. Dikkat edilecek olursa her iki paradigmanın (anlayıcı-yorumlayıcı-açıklayıcı) metodolojileri bu cümlede birlikte kullanılmıştır.Dökümantasyon metodu tarihî olan ilimler tarafından kullanılır. Bu anlamda dökümantasyon metodu olmuş, bitmiş, olayların araştırılmasını ifade etmektedir.Sosyal bilimlerde olayların araştırılması diğer ilimlerdekinden daha önemlidir. Çünkü bu disiplin henüz daha az gelişmiş veya gelişme aşamasındadır. El değmemiş sayısız tarihi belge vardır. Bunlar bir sosyal bilimci için hazinedir. Ne var ki sosyal olay ve olguların araştırılması ve gözlenmesi güç bir engelle karşı karşıyadır. Bu

(9)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9 da mahremiyet engelidir. Dinî, siyasi, cinsî problemler hâlâ sosyal bilimlerin

“mahrem” kategorisine girmektedir.

Sosyal olayların izini taşıyan belgeler çeşitlidir. İlk grupta yazılı belgeler bulunur.

Kitaplar, dergiler, istatistikler, arşiv vesikaları yazılı belgelerin başında yer alır. Arşiv, tarihi tanıtmaya yarayan eski ferman, berat, mektup ve her türlü yazılı belgenin saklandığı yerdir. Arşivler millî kültürün kaynağıdır. Arşiv belgeleri milletlerin kimlik belgeleridir .

Bunlar dışında, birçok belge, sosyal meselelerle doğrudan ilgili olmasalar bile, bize, bazı ipuçları vermek veya incelenen meselelerin arka planını anlamak

bakımından faydalı olurlar. Bunlar, yıllıklar, rehberler ve edebî eserler vb.’dir. Aslında sosyal olay ve olguların açıklanmasına yarayacak hiçbir belgeyi göz ardı etmemek lâzımdır.

Yazılı belgelerden biri de istatistiklerdir. Toplum adını verdiğimiz varlık, fertlerin sayısını da ifade eder. Ayrıca rakamlar varlıklara ait sembollerdir. Varlıkların sayılarını ifade ettikleri gibi özelliklerini ve varlıklar arası ilişkileri de sayılarla ifade etmek mümkündür. Bu nedenle sosyal bilimcinin, çalışmasına başlamadan önce araştırma konusu ile ilgili istatistikleri gözden geçirmesi gerekir.

İnsanların kullandığı alet ve vasıtalar da sosyal bilimci için bilgi kaynağını teşkil ederler. Üretime yarayan alet ve vasıtalar, ev eşyaları, oyun, boş zaman, eğlencelerde kullanılan vasıtalar, savaş aletleri, din, büyü gibi manevi varlıklara ait sembolleri ifade eden eşyalar, siyasî eşyalar, toplumların kültür ve medeniyetleri hakkında önemli teknolojik belgeler-dir.

Göze ve kulağa hitap eden fotoğrafik belgeler ve radyo-televizyon konuşmaları, sesli kayıtlar da bir araştırma için bilgi kaynağı teşkil edebilirler.

Bir yazılı belgenin bütününü ve özünü anlamak için onu okumak yetmez. Varlığı ve o varlığı temsil eden fenomenlerin gerçek veya sahte fenomen olup olmadıklarını anlamak ve tespitte bir takım kurallara uymak gerekir. Bunları iki metot altında toplayabiliriz:

Klasik ve nitel metotlar Nicel metotlar.

KlAsik metotlar edebî ve tarihî incelemelerden çıkarılan metotlardır. Bir belgenin ana çizgilerini ortaya çıkarmaya ve bu ana çizgileri ikinci derecede yönlere bağlamaya çalışan bir metottur. Klasik metotta belge organik bir bütün olarak kabul edilir. Hâlbuki nicel metotlar belgeyi adeta mekanik bir parçalamaya tabi tutarlar.

Duverger’nin deyimi ile klasik tahlil (analiz), bir tavuğun parçalara ayrılmasına benzer.

Klasik tahlilde dedüksiyon metodu, nicel tahlilde ise endüksiyon metodu ulanılır .

(10)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10 Belgelerin klasik analizi ister istemez subjektiftir. Bu nedenle klasik metotlarla yapılan çözümlemelerde çoğu kez tarafsızlığa varmak mümkün olmamaktadır. Diğer yandan bir eseri meydana getirenle bu eseri anlayan kimseler, bu eser karşısında ayrı ayrı noktaları göz önünde tutarlar. Anlayan çok kere, eseri meydana getirenin kendisinden daha fazlasını görme imkânına sahiptir. Çünkü yaratma, bazen şuur altı derinliklerinin bir ürünü de olabilir .

Nicel metotların amacı, klasik metotların yerini almak değildir, onları tamamlamaktır. Nicel metotların üstünlüğü, objektif olmalarıdır. Ancak klasik metotların organik ve rasyonel tahlillerine karşılık nicel metotların mekanik ve yüzeysel çözümlemelemlere yer vermesi, bu metodun mahzurlu tarafıdır. Her iki metodun da mahzurlu tarafları göz önünde bulundurul-duğunda, belgelerin analizinde her iki metodu birlikte kullanmanın daha doğru olacağı ortadadır. Her defasında bütünü göz önünde bulundurmak, iki sentez arasında analiz yapmak, varlığın doğru bilgisini bize verecektir. Nicel metotları da:

Nicel semantik

Muhteva (içerik) analizi olmak üzere iki tekniğe ayırabiliriz.

Nicel semantik, kelime hazinesi, üslup ve ifade biçimlerinin incelenmesidir.

Muhteva analizi ise kelimelerin anlam ve içeriklerinin incelenmesidir. Her iki teknik birlikte çalışır. Nicel semantikte, istatistik gruplandırmalar yapılır; çeşitli davranış ve eğilimleri aksettiren anahtar kelimelerin bir listesi çıkarılır, sonra belgede bu anahtar kelimelerin kaç kere kullanıldığı tespit edilir. Muhteva analizinde, kelime ve anahtar kelime yanında cümle veya paragraf ölçüsü de kullanılır. Ayrıca metnin bütünü içerisinde değerlendirilmek kaydıyla temaların da analiz için gerekli olduğunu söylememiz lâzımdır .

Sosyal olay ve olguların ana determinasyon ilkesi zamandır. Zaman üç boyutludur: Dün-bugün ve yarın süreçlerini kapsar. Dün tarihtir, bugün hâl ve yarın gelecektir. Tarih belgelerle tasvir edilir. Hâl ise olayların oluş anında gözlenmesine imkân sağlar. Gelecek ise dün-bugünün determinasyonunda tahmin edilebilir. Daha açık bir ifade ile üç boyutluk olaylara bir derinlik kazandırır. Üç boyutu nicel metot ve tekniklerle araştırmak mümkün değildir. Bunun için başka metotlara ihtiyaç vardır.

Üç boyutluluk anlamayı gerektirir. Burada anlayan suje (araştırmacı) ve anlaşılaşılması istenen de obje (verilerin kaynağı)’dır. Bu durumda, verilerin mahiyeti yanında suje ve objenin durumları da araştırmanın bir parçası olmaktadır ve verilerin nicelliği yanında nitelliği de araştırmanın sonuca varmasına etki edecektir.

Nicel araştırmalarda araştırmacı, analiz için verilerin sayı ve rakamlarla

sembolize edilebilir durumda olmasını ister. Bunun için de veriler nitel de olsa onlara nicel semboller atamak suretiyle istatistik metot ve tekniklerle analizlerinin

(11)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11 yapılabilirliğini sağlar. Ancak bu uygulama sosyal olay ve olguları derinliğini yüzeysel hâle getirir ve ilişkilerin derinlemesine kavranmasına engel olur.

Demek ki, nicel metotlar mekanik bir ilişkinin açıklamasını vermesine karşılık, nitel metotlar anlamayı öne çıkarmaktadır.

Dokümantasyon Metodunun Kullanılması

Araştırıcı araştırmasını yaparken iki şeyi aydınlatmak amacındadır. Birincisi araştırma konusu ile ilgili mevcut bilgilerin toplanması ve değerlendirilmesi, ikincisi de bu bilgiler ışığında ele aldığı konuyla ilgili henüz daha üzerinde araştırma yapılmamış;

aydınlığa kavuşmamış problemlerin bilgilerini elde etmek, uygun metotlarla yeni bir model kurmaktır. Burada ikinci aşamanın gerçekleşmesinin birinci aşamaya bağlı olduğunu vurgulamalıyız.

Dokümanlar (belgeler) olmuş-bitmiş olaylar ve olguların veya dün-bugün-yarın sürecinde var olmuş veya bu süreçte var olmaya devam eden olayların, olguların nesnelerin bilgilerini taşırlar. Araştırıcı bu bilgiler çerçevesinde (dokümanlarla) araştırma konusuna giren olayları, olguları ve nesneleri tasvir eder. Araştırıcının önüne bu aşamada çıkan en önemli mesele araştırma alanına giren olayların, olguların ve nesnelerin doğru bilgilerini nereden ve nasıl elde edeceği konusudur.

Araştırmacının yapacağı ilk iş kendi kütüphanesine bakmak veya bir kitapçıya gidip araştırma konusunu söyleyerek ilgili kitapları satın almaktır. Ancak ilgili bütün kitapları para ile almak mümkün değildir. Üstelik konu ile ilgili bütün bilgileri piyasada mevcudu olan kitaplardan ve diğer belgelerden temin etmek de mümkün değildir.

Buna rağmen temin ettiği bu materyallerden konu ile ilgili bir ön bilgi elde eder.

Araştırıcının yönünü tayinde bunlar pusula görevi görürler.

Araştırma konusu ile ilgili birkaç temel kitap okunduğunda bu konu ile ilgilenenler; yapılmış çalışmalar hakkında bilgi sahibi olunur. Bu bilgiler kitabın önsözünde, girişinde, metin kısmında, sonucunda, dipnotlarında, yararlanılan kaynaklar kısmında bulunabilir. Yolcu artık nereye gideceğini belirlemiştir. İş yolda işaret levhalarına bakarak veya sorarak gideceği yola girmeye kalmıştır.

Araştırmacının yapacağı ikinci iş yol levhaları konumunda olan diğer

dokümanları bulmak ve ilgili ve bilen kişilere danışmaktır. Aslında araştırma yapmak ilim sahibi olmak kolay bir iş değildir. Bu zor işi başaran rütbelerin en yükseği olan ilim rütbesine erişir.

Araştırıcının konusu ile ilgili mevcut bilgileri toplarken; ilgili literatürü tespit ederken yararlanacağı en önemli kaynaklar arasında bibliyografya çalışmaları yer alır.

Çoğunlukla kitapların ve makalelerin son kısmında veya ön kısmında bibliyografya kısmı vardır. Ayrıca özel konu bibliyografyaları, bibliyografya bibliyografyaları

(12)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12 yapılmıştır. Bunlardan bir tanesinin bulunması diğerlerinin de teminini sağlayabilir.

Ansiklopediler de bibliyografya temininde yol gösterebilirler.

Bugün birçok resmî kuruluş ve yayınevi kataloglar yayınlamaktadırlar. Türkiye üniversitelerinde yapılmış araştırmalar için "Yüksek Öğretim Kurumları Bilimsel Yayın Katalogu" bilimsel araştırmalarda tekrara düşmemek için önemli bir kaynaktır.

Kütüphaneler ve İnternet Sistemi

Kütüphaneler bir dokümanın okuyucu tarafından arandığında bulunabileceği yerlerdir. Memleketimizin her tarafında nadide kitapların bulunduğu kütüphaneler mevcuttur. Özellikle yazma eserler hem bu kütüphanelerde ve hem de özel şahıs kitaplıklarında çok fazladır. Kültür Bakanlığı'nın bu yazma ve antika değeri olan eserleri belli merkezlere toplama çalışmaları mevcuttur. Ankara'daki Millî Kütüphane'de Türk-İslam Kültürü ile ilgili her tür dokümanın toplanması

amaçlanmıştır. Bu gün ülkemizde 1000'e yakın halk kütüphanesi mevcuttur . İslâmî araştırmalar bakımından dünyanın önemli kütüphanelerin isimleri Fuat Sezgin'in GAS'ında (Geschichte des Arabisc-hen Schriftums, Leiden 1974) ve Brockelmann'ın GAL'ında (Geschichte der Arabischen Litteratur, Leiden 1943-1949) bulmak

mümkündür. Ülkemizde 167'ye yakın (sürekli yenileri açılıyor) üniversite mevcuttur.

Eski üniversitelerin zengin kütüphanelerine karşılık yeni kurulan üniversitelerin hemen hemen hepsi internet sistemine bağlanmaktadırlar.

İnternet sisteminin temel özelliği bu sisteme bağlı bütün bilgileri bilgisayarla elde etmeye dayanır. Her bilgisayarı olan bu sistemden yararlanabilir. Ancak böyle bir sisteme dâhil olmak çok pahalıdır. Yüksek Öğretim Kurumu Dokümantasyon

Merkezinden ve üniversitelerin internet merkezlerinden yararlanmak mümkündür.

Yeter ki araştırıcı konusunu veya konusu ile ilgilenen araştırıcıların soyadlarını ve adlarını bilsin.

Günümüzde artık kütüphanelerin çoğunda internet sistemi mevcuttur.

Kütüphanelerde genellikle fiş sistemi kurulmuştur. Fişler çok defa yazarın soyadı veya soyadı gibi işlem gören adlarına (ön isim, künye, lakap, aile veya büyük isim) göre alfabe sırasına konmuştur. Fişler kitap adına göre ve konularına göre olmak üzere genelde üç şekilde tasnif edilmiştir. Bir kütüphanede bu üç şeklin biri veya hepsi bulunabilir. Eski eserlerin bulunduğu kütüphanelerin çoğunun fihristleri eski harflerle olup bunlar kitap veya defter şeklindedir. Bunlarda ilim tasniflerine göre, yazar, kitabın adı, konu veya yazısını, istinsah, basılı ise baskı yeri ve tarihine yer verilmiştir.

Bazı kütüphanelerde kütüphaneden yararlanmak için bilgisayara ihtiyaç duyulabilir.

Yukarıdaki hususlar aynen bilgisayar vasıtası ile gerçekleştirilebilir. Birçok araştırma enstitüsünden kütüphanel-erin doküman programlarını temin etmek mümkündür.

(13)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13 Araştırıcı için kütüphaneler dışında arşivlerde de önemli bilgiler vardır. Arşiv sisteminin eski bir tarihi vardır. Türk Tarihi ile ilgili Osmanlı Arşivleri (Başbakanlık Devlet Arşivi), Genel Kurmay Başkanlığı Arşivi, TBMM Arşivlerinde tarih hazinesi olarak çok önemli belgeler mevcuttur. Şer'iyye Sicilleri ve Mühimme Defterleri buralardan temin edilebilir.

Artık her kütüphanede fotokopi makinesi mevcuttur. Arzu edilen belgelerin fotokopisi alınabilir. Ayrıca mikrofilm için müracaat edildiğinde belli bir zaman içinde verilmektedir. Yurt içinde bulunan kitaplar için Süleymaniye Genel Kitaplığı'nda bulunan mikrofilm servisine, Batıdaki kütüphaneler için ise ilgili kütüphaneye yazılı müracaat edilebilir.

Bu ve benzeri diğer müesseseler muhtelif aralıklarla kataloglar neşrederler ki yapılan neşriyatı takip bakımından bu katalogların istenmesi ve bulundurulması ilim için kaçınılmaz bir faaliyettir.

Fişleme Tekniği

Fişleme usulü ile çalışma tekniğini atalarımız da kullanmıştır. Eski basma ve elyazma eserlerin son taraflarında beş-on sayfalık bir boş kısma rastlanır. Bunlar, kitabın okunuşu sırasında önemli bilgilerin ve iktibasların kaydına yarıyordu. Ayrıca eserlerin sayfaları arasında bazı seyyar eşit boylarda kâğıt parçalarına rastlamamız yine atalarımız tarafından fiş usulü ile çalışıldığını göstermektedir.

Günümüzde bilgisayar vasıtasıyla birçok bilgiye ulaşılmaktadır. Özellikle bilgisayar elle yazma karşısında avantajlı görülmektedir. Ancak bilgisayara geçirilen bilgileri araştırmayı sistematize etme aşamasında kullanırken birçok problem yaşanmaktadır. Özellikle hangi sayfadaki bilgilerin planın hangi bölümüyle ilgili olduğu, bunların kompozisyonundaki yeri ve sistematiğini belirlemek ve ona göre yerleştirmek problem oluşturmaktadır. Üstüne üstlük “kes-yapıştır” şeklinde

yapılacak olan bu işlem zaman kaybına neden olmaktadır. Tez mahiyetinde yapılacak araştırmalarda mutlaka, başlangıçta araştırmacıya zor gelse de fişleme usulüyle yapılması gerekmektedir. Zira bu usülde, fişlerde mevcut bilgileri kontrol hem araştırmacıya ve hem de danışmanının kontrolüne imkân verecektir. Unutmayın ki, fişleme tekniğiyle çalışmak, başlangıçta zordur veya araştırmacı bilgileri fişlere yazmaya üşenir, ancak araştırmayı sistematize etme ve yazma aşamasında büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Bizim görüşümüz, kes-yapıştır şeklindeki uygulamalara, özellikle doktora ve yüksek lisans türü araştırmalarda, izin verilmemelidir.

Zamanımızda ilmî metot ve tekniklerin gelişmesine paralel fişleme tekniğinde de belli bir standartlaşma oluşmuştur .

(14)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14

Fişler ve Özellikleri

Ekseriya dikdörtgen şeklinde olurlar.

Hep aynı boydadırlar.

Standart boyları her ilmin gerektirdiği şekilde değişebilir.

Mümkünse karton veya kalın kâğıttan olmalıdırlar.

İki tür fiş vardır:

Bibliyografya fişi Bilgi fişi

Bibliyografya Fişi (Buna kaynak toplama fişi de denir.) Bu tür fişlere şu hususlar kaydedilir:

Yazarın soyadı veya meşhur olan ismi Yazarın adı

Kitabın adı

Kaç cilt ve kaçıncı baskı olduğu Editörü

Tercüme eden Matbaası

Basıldığı yer ve yılı.

Elyazma eserlerde baskı ile ilgili hususların yer almaması tabiidir. Buna karşılık;

Bulunduğu kütüphanenin adı Kitap numarası kaydedilir .

Ktp. Adı: ANTROPOLOJİ Ktp. Nu: 1 Kültür Değişmeleri TURHAN, Mümtaz,

Kültür Değişmeleri, İkinci Baskı,

Millî Eğitim Basımevi, İstanbul 1969.

(Kültür ve kültür değişmeleri hakkında teorik bilgi ve Erzurum'da beş köyde değişme örneği sunulmaktadır.)

(15)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15 Yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi, kartın sağ üst köşesine önce ana konu, daha sonra da tali konu yazılmıştır. Kütüphane adı ve numarası için kullanılacak olan sol üst köşe boştur. Eğer varsa bu kısma önce kütüphane adı, altına kütüphane numarası yazılır. Kütüphane adı ve numarasını yazmak basılı eserler için de araştırmacıya kolaylık sağlar. Ayrıca kitabın ana teması veya lüzumlu noktası hakkında kısa bir not da düşülebilir.

Bilgi Fişi: Bu tür fişler üç şekilde olabilir:

Bibliyografya fişi ebatında (7,5x12,5) Bilgi fişinin iki misli ebatında (12,5x15)

Defter yaprağı büyüklüğünde (15x25) (Genelde bu tür fişlerin kullanılması tavsiye edilmez.)

Bilgi fişi için bazı özellikler:

Bilgileri fişlemek için kaynağın konuyla ilgili yerleri satır satır taranır.

Lüzumlu noktalar fişlere kaydedilir.

Kaynaktan bilgi alınırken eğer direk iktibas ise tırnak içerisine alınır. Eğer kısaca özetlenmiş ise özet diye not düşülür.

Fişe alınan bilgilerin bittiği yere sıra ile kaynak, cilt ve sayfa numarası konur.

Her fişe yalnız bir tek fikir yazılır.

Fişin yalnızca bir yüzü kullanılır.

Eğer bir iktibas tek bir fişe sığmıyorsa birkaç fiş kullanılır, ancak bu fişlerin birbirinin devamı olduğunu belirten işaretler kullanılır .

Fişlerin muhafazası için ideal olan müstakil fiş kutularının kullanılmasıdır. Her zaman böyle bir kutuya sahip olunamaz. Bu takdirde ise konulara göre ayrılmış zarflar kullanılır.

Fişlerden Yararlanma

Bir ilmî araştırmada konunun tespitinden sonra yapılacak işlerden biri konuya ait bilgileri toplamaktır. Araştırmacı önce konuyla direkt ilgili eserlere başvurur ve meseleyi kavrar. Diğer kaynakları bulabilmek için yararlanabileceği yerler arasında ilgili eserlerin dipnotları, bibliyografya kısmı ve kütüphaneler başta gelir.

Kütüphanelerde fişler:

Yazara göre Kitap adına göre

Konulara göre tasnif edilmiştir.

(16)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16 Yazarın soyadı veya kitabın adı biliniyorsa ilk iki tasnif şekline ait fişlerden eseri bulmak kolaylaşır. Ancak konulara göre tasnif sistemi olan Dewey usulü malzeme tespitinde yeni başlayanlara daha fazla kolaylık sağlar.

Konuyla ilgili bilgilerin bulunduğu yerler tespit edildikten sonra okuma ve not alma aşamasında bilgi fişlerini kullanmak gerekir. Araştırmanın bütün malzemesi bu fişlerde toplanır. Eğer fişlere bilgiler aktarılırken plana uygun olarak hangi bölümde yer alabileceği kaydedilmiş ise bizi yeniden bir tasnif zahmetinden kurtarmış olur .

VERİLERİN ARAŞTIRMAYA YERLEŞTİRİLMESİ

Araştırmanın yazma aşamasında fişler plana uygun olarak tasnif edilir. Her bölümle ilgili fişler bir araya getirilir. Artık konu biliniyor, gerekli bilgiler fişlerimizde mevcut ise, iş olayı ele alıp kompoze etmeye kalmaktadır. Konu kompoze edilirken her bölümün bir bütün olarak ele alınıp yazılması ve bütün bölümlerinin birbiri ile olan ilişkisine dikkat edilmesi gerekir .

Araştırma verileri “ARAŞTIRMA BULGULARI” adı verilen bölüm/ bölümlerde sistematize edilirler. Her doğan çocuğa bir ad verildiği gibi, aynı olguyu tasvir eden bilgilerin sistematize edilmiş hâline bir ad verilir. Bu ad sınırları çizilmiş bilgiler bütününü kapsayacak bir ad olmalıdır.

Toplanan bilgileri (verileri) şu şekilde düzene koyduğumuzda bir sistemleştirme modeli de elde etmiş oluruz:

I. BÖLÜM (BÖLÜM ADI)

A.……… (BÖLÜM ADI)

1.………..(bölüm adı) 2.………... (bölüm adı) a.………(bölüm adı)

b. ……… (bölüm adı) c………... .(bölüm adı) B.……….(BÖLÜM ADI)

1.……… ( bölüm adı) a.………(bölüm adı)

b. ……… (bölüm adı) 2.………... (bölüm adı)

2.………...(bölüm adı)

Her bölüm kendi içerisinde bir bütündür. Bölümlerin toplamı araştırmanın bütününü oluşturur. Yapılacak iş şudur: Bilgi toplama aşamasında toplanan ve

(17)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17 kaydedilen tek tek bilgilerin fişlerini bir araya getirilir. Önce, baştan itibaren fişlerdeki bilgileri sonuncuya kadar okunur. İkinci seferde fişleri I. II. III… Bölüm şeklinde sağ üst köşelerine yazılır. İkinci aşamada her bölüme giren fişler ayrılır. Tekrar bu fişler okunur ve mesela A başlığı altına girenleri fişin sağ üst köşesinde I.A şeklinde yazılır.

Üçüncü aşamada I. A ’nın alt başlıklarına giren fişler aynı şekilde işaretlenir. Dördüncü aşamada her bölüme ait fişleri masa üstüne sırasıyla dizilir.

Bu aşamada dört problemle karşılaşılabilir:

1. Fişlerdeki mevcut bilgiler başlık altındaki konuyu (varlığı) tasvire yeterli olmayabilir. Ek bilgi için yeni kaynaklara müracaat edilebilir.

2. Fişler birden çok bölümle ilgili olabilir. İlk bölümde kullanılır, sonraki bölümlerde bunlara atıf yapılır.

3. Belgede farklı bölümlerle ilgili; birden çok bilgi bulunabilir. Mesela, yukarıdaki belgede bir konu ve bilgi mevcuttur. Bunun için her farklı bilgi ayrı bir fiş yapılır ve ilgili bölümü gösterilir.

4. Bilgiler fişlerdeki şekliyle ham haldedir. Bunların kompoze edilmesi gerekir.

Kompozisyon işlemi için fişlerdeki bilgiler olduğu gibi (aynen) kullanılabilir.

Araştırmacıya düşen, bilgiler (belgelerdeki bilgiler) arasında bağlantı cümleleri kurmaktır. Ancak her durumda bu şekilde bir kompozisyon durumu olmayabilir.

Belgedeki bilgiler uzun alıntı şeklinde olabilir. Bu durumda belgede mevcut bilgiler anlam kaymasına neden olmayacak şekilde özetlenir.

Araştırmayı sistematize etmenin belli kuralları varken, üslupla ilgili olarak herkesin kendine özgü bir üslubunun bulunması, belli kuraları önermeye engel olmaktadır. Buna rağmen şu iki kurala dikkat edildiğinde belli bir kompozisyon elde edilebilir:

Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi toplanan belgelerin (fişlerin) okey oyununda taşların yerlerine konulması gibi, sıraya dizilmesi ve aralarına joker (burada joker araştırmacıdır) rolü oynayarak bilgileri birbirine bağlamak suretiyle bir kompozisyon şekli elde edilmesi. Ancak bu kompozisyon şekli, jüri üyeleri tarafından yamalı bohça diye adlandırılmakta ve tenkit edilmektedir. Yüksek lisans tezlerinde ise makul karşılanmaktadır. Ancak doktora tezlerinde:

Verilerin önce geçici plana göre kategorize edilmesi, her kategorideki belgelerin bir bütün olarak kabul edilerek okunup önce düşünmede (ki metodoloji zihni bir süreçtir) birleştirilmesi, düşünceler üretilmesi ve bu düşüncelerin yazıya geçirilmesi sürecinde belgelerin delil olarak kullanılması istenir.

(18)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18 Belgeler tablo ve şekil şeklinde olabilir. Eğer tablo hâlinde ise, tablonun

numarası ve adı tablonun üstünde, eğer şekil ve grafik halinde ise şeklin veya grafiğin altında şekil veya grafik numarası ve adı yazılır.

Tablo 1: Örneklem Grubunun Cinsiyeti

Şekil 2: Örneklem Grubunun Yaş Histogram Grafiği

Sosyal Varlık Alanı ve Deney Metotları

İlmî bilgi, olayların ve olguların gözlenmesi ve deney metotları ile elde edilir.

Sosyoloji de deneysel ilim olma amacındadır. Ancak sosyolojinin deneyselliğinin pozitif tabiat ilimlerindeki kadar kesin sonuçlar verecek uygunlukta ve güçte

olmadığını burada söylememiz gerekir. Buna rağmen konusunun gerçek (real) alanla ilgili olması dolayısıyla sınırlı da olsa sosyolojide bazı alanlar için deney metodunu kullanmak mümkün olmaktadır.

Deney metodu, bir olaya ait bütün şartları çeşitli şekillerde ve değişik bileşimlerde, yapay bir denetim altında incelemektir. Burada her olayın bir sebebi bulunduğu ve aynı şartlar altında daima aynı olayların meydana geleceği

(determinasyon ilkesi) varsayılmaktadır. Bir olayı oluşturan şartlar ve bileşimler pek çok sayıda olabilir. Araştırıcı, gözleme ve önceki bilgilere dayanarak kurduğu hipotezde en etkili gördüğü şart ve bileşimleri tasarlamıştır. Yapılan deneyde bu tasarının gerçek olup olmadığı denetlenecektir. Deneyde maharet, şartların bileşimlerini uygun bir şekilde seçmek ve gerekli denetimi yapabilmektir .

7,00 6,00 5,00 4,00 3,00 2,00 1,00 0,00

yas 14

12 10 8 6 4 2 0

Frequency

Mean = 2,8444 Std. Dev. = 1,65083 N = 45

Histogram

SORU (DEĞİŞKEN) SEÇENEK FREKANS YÜZDE (%)

1: Cinsiyetiniz? a. Kadın 13 0.63 b. Erkek 17 0.57 TOPLAM 30 1.00

(19)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19 Sosyal olay ve

olguların ana determinasyon ilkesi

zamandır. Zamanı durduramadan veya

kontrol altına almadan deney mümkün değildir. Bu nedenle sosyal olay ve

olgular için deney sınırlı veya tabii akış

içerisinde gözlemle mümkündür.

Araştırmada, gerçek bir sebep-sonuç ilişkisini ortaya çıkarabilmek için bağımsız deney değişkeninin (ara değişkeninin) bağımlı değişken üzerindeki etkisinin ortaya çıkarılabileceği bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Bunu sağlamanın ilk şartı ise kontrol değişkenlerinin bağımlı değişkeni etkilemesini önlemek ya da böyle bir etkileşmeyi, sebep-sonuç ilişkisinin kestirilmesini engellemeyecek şekilde kontrol altına almaktır.

Bütün şartları araştırmacının kontrolü altında bulunan ve araştırmacı tarafından ayarlanan deneyler, sosyolojide az sayıdadır. Zira kolektif davranışların, olguların karmaşıklığı, sosyal olayların şuur sahibi iki veya daha çok insan arasında cereyan etmesi, şahsi faktörlerin işe karışması, sosyolojide deney metodunun kullanılmasını zorlaştırmaktadır. Özellikle yapay gruplar oluşturularak bu gruplarda gözlenen olayları toplumun tabii yapısı içinde meydana gelen olaylarla aynı kabul etmek, gözlemciyi (sosyoloğu) yanlış sonuçlara götürebilir. Buna rağmen fizik, kimya, biyoloji kadar olmasa da mikro düzeyde sosyolojik araştırmalar yapmak ve bu araştırmalarda deney metodunu kullanmak mümkündür .

Konusu real olan sosyal bilimler için deneme metotları, genel olarak iki ortamda gerçekleştirilir. Bunlar laboratuvar şartlarında ve alanda yapılan deneyler olarak adlandırılırlar. Laboratuvar, araştırmacının ilgilendiği değişkenleri çok sıkı kontrol altına aldığı yapay bir ortamdır. Alan ise tabii bir ortamdır. Laboratuvar araştırması sonuçlarının iç geçerliliği yüksek, buna karşılık dış geçerliliği genellikle düşüktür. Alan araştırmalarında laboratuvar araştırmalarının aksine, dış geçerlilik yüksektir .

Laboratuvar şartlarında yapılan deneylerde sebep bağımsız değişken, sonuç da bağımlı değişken olarak düzenlenir. Bağımlı değişken, bağımsız değişkenin değişmesi ile değişiyorsa, iki olay arasında sebep-sonuç ilişkisinin var olduğu kabul edilir.

Sosyolog için araştırma alanı tabii ortamdır. Toplumu ve onun parçalarını tabii yapıları içerisinde incelemek ve gözlemek, laboratuvar şartlarında yapay gruplar teşkil edip incelemekten farklıdır.

Sosyal olay ve olguların ana determinasyon ilkesi zamandır. Zamanı durduramadan veya kontrol altına almadan deney mümkün değildir. Bu nedenle sosyal olay ve olgular için deney sınırlı veya tabii akış içerisinde gözlemle mümkündür.

Alan deneyinin esasını, deney metodunu toplumu tabii ortamı içerisinde bir laboratuvar kabul etmek ve uygulamak teşkil eder. Topyekün toplumsal yapıyı bir deney alanı olarak kabul edip onu laboratuvar şartlarında incelemek imkânsızdır.

Bunun için yapılacak işlem, toplumun parçalarını, küçük grupları, tabii yapıları içerisinde deney konusu hâline getirmek veya onun küçük bir modelini teşkil ederek (örneklem vasıtasıyla) ana kitleyi açıklamaya gitmektir.

(20)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20 Alan deneyinde tabii ortam içerisinde oluşan sebep-sonuç ilişkileri gözlenir.

Ancak sosyal olayları tek sebebe indirgemek, onları diğer etkilerden soyutlamak çoğu zaman mümkün olamamaktadır. Bu nedenle sosyal ilimlerde deney metodu yerine, kişi, dolaysız gözlem yapmak zorunda kalmaktadır. Aynı nedenle, dolaysız gözlemin mümkün olduğu kadar çok sayıda ve mümkün olduğu kadar değişik tabii şartlar üzerinde yapılması gerekmektedir. Karşılaştırmalı yöntemin geniş ölçüde kullanılması bundandır ve bu yöntem sosyal bilimlerde deneyin yerine geçmiş bulunmaktadır .

Alan deneyleri iki grupta ele alınabilir. Bunlar:

• Aktif deneyler

• Pasif deneyler

Aktif deneylerin iki türü söz konusudur. Bunlardan biri, dolaysız, diğeri de dolaylı olabilir. Eğer tabii bir sosyal sürece suni bir öge katılarak gözlem yapılırsa bu, dolaysız aktif deney adını alır. Eğer sosyal sürece sosyolog tarafından olmaksızın katılan yeni bir etkinin incelenmesi ve gözlenmesi söz konusu ise, bu da dolaylı aktif deney adını alır.

Dolaysız aktif deneyler, özel ve olağan gruplar üzerinde yapılabilirler. Askerler, mahkûmlar, öğrenciler, sürgünler vb. Bu şekildeki deneylerde birden çok grup ele alınır ve bunlardan birisi kontrol grubu diğerleri de deney grubu olarak düzenlenir.

Kontrol grubu ile deney grupları arasında karşılaştırmalar yapılarak değişmeler gözlenir; değişmenin kanunları bulunur. Bu tür deneyler, etkili iletişim adını verdiğimiz reklam ve propagandalarda sıkça kullanılmaktadır .

Alanda yapılan deneylerin diğer bir kısmı da, pasif deneyler adını taşır. Bir deney, deney yapılan grup üzerinde herhangi bir sonuç meydana getirmiyorsa, bu pasif deney olmaktadır . Meselâ, kadınlar daha çok hangi partiye oy veriyorlar? Bu sorunun cevabını, seçim sonuçlarından elde etmek mümkün değildir. Yapılacak iş, kadınları ayrı bir sandıkta oy kullandırmaktır.

Geçmişte olmuş-bitmiş bir olgunun nasıl meydana geldiğini anlamak için belirli bir durumdan yola çıkılarak olgunun nedenleri araştırılabilir. Mesela, Yahudi

düşmanlığının sebepleri, mevcut bir kısım Yahudi düşmanı üzerinde yapılan

deneylerle araştırılabileceği gibi bir kısım Yahudi düşmanının geçmişi üzerinde yapılan analizlerle de araştırılabilir.

(21)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21

Öz et

• Günümüz Metodolojisi çoğulcu modellerle çalışmaktadır;

felsefeden devraldığı metotlarla birlikte bilimler için geliştirilen özel metotları da ortaklaşa kullanmaktadır.

• Günümüz bilim anlayışı, sosyal bilimlerin bir bütün oluşturduğu yönündedir.

• Sosyal bilimlerin ortak bir paradigma geliştirebilmesi, pozitivist paradigma (nicel) ve anlayıcı-yorumlayıcı paradigmalara (nitel) dayalı metodolojilerin araştırmalarda birlikte kullanılması ile mümkün olacaktır.

• Araştırmada nihai amaç, doğru bilgiye varmaktır. Bilimsel bilgi, araştırma sonucunda kanun, teori, prensip, sistem şeklinde tipleştirilir.

• Sosyal olay ve olgular dün-bugün ve yarın sürecinde oluşur ve yapısallaşırlar. Dün tarihtir ve tarihin kaydettiği belgelere dayanırlar. Bunlar belge tarama modeli ile araştırılır ve analiz edilirler. Bugün hâldir, deney metotları ile oluşturulan modellerle araştırılırlar. Sınırlı da olsa doğal ortamda sosyal olay ve olguları dolaysız olarak araştırmak mümkündür. Gelecek ise füturolojik tahminleri içerir.

• Her sosyal olay ve olgunun sebep ve sonuçları vardır. Bunun için de karşılaştırma ve sebep sonuç ilişkisi metot ve teknikleri kullanılır.

Bütün bu metot ve teknikler bilimsel bilgiye varabilmek için araçlardır. Herhangi birisinden yana ısrar etmek diğerini ihmal etmektir. Yerli yerinde ve gerektiğinde bütün metotlar bir araştırmada kullanılırlar.

• Araştırma sürecinde çoğu zaman tek başına nitellik veya nicellik bir değişkenin gözlem alanına taşınmasında yeterli olmayabilir. Bu durumda araştırma değişkenleri arasında nitel ve de nicel değişkenlere yer vermek zorunluluğu varsa araştırma için ‘’Karma Model’’ kurulması gerekir.

(22)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22 Değerlendirme

sorularını sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan “bölüm sonu testi”

bölümünde etkileşimli olarak

cevaplayabilirsiniz.

DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Karmaşık ve bütün hâlinde bulunan bir varlığı, onu meydana getiren elemanlarına ayırmaya ne ad verilir?

a) Analiz b) Sentez c) Çıkarım d) Gözlem e) Tümevarım

2. Objeler arasında görülen ve bilinen benzerliklerden, görülmeyen ve bilinmeyen benzer-liklere geçiş suretiyle yapılan çıkarıma ne denir?

a) Analiz b) Sentez c) Analoji

d) Sebep-sonuç ilişkisi kurma e) Tümdengelim

3. Aşağıdakilerden hangisi kaynak toplama fişlerine kaydedilmez?

a) Yazarın soyadı veya meşhur olan ismi b) Yazarın adı

c) Okuyucu adı

d) Kaç cilt ve kaçıncı baskı olduğu e) Editörü

4. Aşağıdakilerden hangisi bilgi fişinin özelliklerinden biri değildir?

a) Bilgileri fişlemek için kaynağın konuyla ilgili yerleri satır satır taranır.

b) Her fişe yalnız bir tek fikir yazılır.

c) Fişe alınan bilgilerin bittiği yere sıra ile kaynak, cilt ve sayfa numarası konur.

d) Fişin her iki yüzü kullanılır.

e) Kaynaktan bilgi alınırken eğer direk iktibas ise tırnak içerisine alınır.

5. Bir olaya ait bütün şartları çeşitli şekillerde ve değişik bileşimlerde, yapay bir denetim altında incelemeye ne ad verilir?

a) Gözlem metodu b) Deney metodu c) Survey

d) Analoji e) Analiz

(23)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23 6. Aşağıdakilerden hangisi zihin çalışmalarında izlenen yolu temsil eder?

a) Analiz-sentez-analiz b) Analiz-sentez-analoji c) Analoji-sentez-analiz d) Senez-analiz-analoji e) Sentez-analiz-sentez

7. Sosyal olay ve olguların ana determinasyon ilkesi aşağıdakilerden hangisidir?

a) Araştırma alanı b) Zaman

c) Süreç d) Analiz e) Gözlem

8. Aşağıdakilerden hangisi alan deneylerini laboratuvar deneylerinden ayıran özelliklerden biri değildir?

a) Doğal ortamda olması

b) Değişkenleri çok sıkı kontrol altına alabilmesi c) Dış geçerliliğin yüksek olması

d) Aktif ve pasif deneyler olmak üzere iki grupta ele alınması e) Tabii ortamda oluşan sebep-sonuç ilişkilerinin gözlenmesi

9. Dokümantasyon metoduyla ilgili olarak aşağıda verilen ifadelerden hangisi yanlıştır?

a) Araştırmacının yapacağı ilk iş konu ile ilgili kitaplara ulaşmaktır.

b) Araştırmacı konu ile ilgili ve bilen kişilere danışmalıdır.

c) Araştırmacının yararlanacağı en önemli kaynaklar arasında bibliyografya çalışmaları yer alır.

d) Araştırmacı ilgili literatüre ulaşmalıdır.

e) Araştırmacının nihai amacı mevcut bilgilerin toplanması ve değerlendirilmesidir.

(24)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24 10. Aşağıda verilen araştırma yöntem ve teknikleriyle ilgili ifadelerden hangisi

yanlıştır?

a) Tümdengelim-tümevarım ve analoji genel metotlar olarak ifade edilirler.

b) Düşünmenin üç temel fonksiyonu analiz, sentez ve karşılaştırmadır . c) Jenetik metodun esasını, olaylara sebep aramak teşkil eder.

d) Araştırma verileri “sonuç ve öneriler” adı verilen bölümlerde sistematize edilirler.

e) Fotoğrafik belgeler ve radyo-televizyon konuşmaları, sesli kayıtlar bir araştırma için bilgi kaynağını teşkil edebilirler.

Cevap Anahtarı:

1.A, 2.C, 3.C, 4.D, 5.B, 6.E, 7.B, 8.B, 9.E, 10.D

(25)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 25

YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK DİĞER KAYNAKLAR

AKALIN, Sedat: İstatistik, M.E. Basımevi, İstanbul 1986.

ALTUN, Ara: Dipnotu ve Bibliyografya Esasları, İ.Ü.E.F. Yayınları, İstanbul 1986.

AKGÜL, Aziz ve Osman Çelik: İstatistiksel Analiz Teknikleri, Ankara, 2003.

ALTUNIŞIK, Remzi ve Recai Coşkun, Serkan Bayraktaroğlu, Engin Yıldırım: Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri (SPSS Uygulamalı), Sakarya Yayıncılık, Sakarya 2007.

ARICI, Hüsnü: İstatistik Yöntemler ve Uygulamalar, Meteksan A.Ş., Ankara 1995.

ARMAY, Ural: Bilimsel Araştırma ve Teknikleri El Kitabı, Der Yayınları, İstanbul 1981.

ARSLANTÜRK, Zeki / Cemil İşleyen: Sosyal Bilimciler İçin Araştırma Metot ve Teknikleri, Bolu, 1992.

ARSLANTÜRK, Zeki ve M. Tayfun Amman: Sosyoloji (Kavramlar-Kurumlar-Süreçler- Teoriler), Çamlıca Yayınları, İstanbul 2009.

---: Sosyal Bilimciler İçin Araştırma Metot Ve Teknikleri, Çamlıca Yayınları, İstanbul 2001.

---: Sosyalin Bilgisi Ölçme Ve Araştırma Metotları, Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesi Yayınları, Erzurum, 1983.

ARI, Oğuz: “Olasılık Ve Örneklem Alma”, Toplum Bilimlerinde Araştırma Ve Yöntem, Derleyen: Ruşen Keleş, Türkiye Ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1976.

ATADEMİR, Hamdi Ragıp: Aristo’nun Mantık ve İlim Anlayışı, A.Ü. İlahiyat Fakültesi Yayınları, Ankara 1974.

ATAÖV, Türkkaya: Bilimsel Araştırma El Kitabı, Savaş Yayınları, Ankara 1989.

BALCI, Ali: Sosyal Bilimlerde Araştırma, 5. Baskı, Pegem Yayıncılık, Ankara 2001.

BARZUN, Jacques ve Henry F. Graff, Modern Araştırmacı, Çevr., Fatoş Dilber, TÜBİ-TAK Pöpuler Bilim Kitapları, Ankara 2001.

BİLGİSEVEN, A. Kurtkan, Sosyal İlimler Metodolojisi, Filiz Kitabevi, İstanbul, 1989.

BİRAND, Kamran: Manevi İlimler Metodu Olarak Anlamak, Ankara, 1960.

CHALMERS Alain: Bilim Dedikleri, Çevr. Hüsamettin Arslan, Vadi Yayıncılık Ankara 1990.

ÇAĞLAR, Doğan: Öğrenciyi Tanıma Tekniklerinden Sosyometrik Metot, Rehber Yayınevi, Ankara 1977.

DESCAMPS, Paul: Deneysel Sosyoloji, Çev. Nurettin Sazi Kösemihal, İstanbul, 1965.

DESCARTES, Rene: Metot Üzerine Konuşma, Çevr. Mehmet Karasan, MEB Yayınları İstanbul1967.

DRAKE, Richard İ. ve Peter J. Smith: Sanayide Davranış Bilimleri, İstanbul, 1978.

DUVERGER, Maurice: Sosyal Bilimlere Giriş, Çev. Ünsal Oskay, Bilgi Yayınları, 5.

Baskı, Ankara, 1999

(26)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 26 ERDOĞAN, İlhan: İşletmelerde Davranış, İ.Ü.İşletme Fakültesi Yayınları, İstanbul 1983.

ERGÜN, Mustafa: Bilimsel Araştırmalarda Bilgisayarlarla İstatistik Uygulamaları-Spss For Windows-, Ocak Yay., Ankara, 1995.

ERSOY, Nuri: İhtimaller Hesabı ve İstatistik, A.İ.T.İ.A. Yayını, Ankara 1977.

FIRTINA, İbrahim: Araştırma Raporlarının Hazırlanması, İstanbul 1976.

FARABİ, Ebu Nasr Muhammed: İlimlerin Sayımı, Çev. Mehmet Ateş, İstanbul, 1986.

FINDIKOĞLU, Z. Fahri: İçtimaiyat, I.II.III Cilt, İ.Ü.İ.F. Yayınları, İstanbul 1961.

GÖKÇE, Birsen: Toplumsal Bilimlerde Araştırma, Savaş Yayınları, Ankara 1998.

GÖKÇE, Erten: İlköğretim Öğretmenlerinin Yeterlikleri -Ankara’daki İlköğretim Öğretmenleri Üzerinde Yapılan Bir Araştırma-, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara, 1999.

GOODE, Williams ve Paul K. Hatt: Sosyal Bilimlerde Araştırma Metotları, Çev. Ruşen Keleş, TODAİE Yayını, Ankara 1973.

GÜRKAN, Feyyaz: Milli Eğitim Bakanlığı Arşivleri ve Türkiye’de Arşiv Çalışmaları, Ankara, 1966.

GÜVENÇ, Bozkurt, İnsan ve Kültür, İstanbul, 1974.

H. KİDDER, Louise: Research Methods İn Social Relations, Fourth Edition, Holt, Rinehart And Winston, 1981.

HYMAN, H.; Sosyal Bilimler Metodolojisine Giriş, Çev. Arif Poyrazoğlu, Ankara 1959.

IRMAK, Yakut: Toplumbilimlerde Yöntem, Say Kitap Pazarlama, İstanbul 1984.

LUHMAN, Niklas: Soziale Systeme, Shurkamp, Frankfurt Am Main, 1984.

KÂHYA, Esin: Araştırma Teknikleri Ders Notları, Ankara, 1985.

KAĞITÇIBAŞI, Çiğdem: Çiğdem: Însan ve İnsanlar, Beta Basım Yayım Dağıtım, İstanbul 1988.

---: “Ölçme Ve Ölçekleme”, Toplum Bilimlerinde Araştırma Ve Yöntem, Derleyen:

Ruşen Keleş, Türkiye Orta Doğu ve Amme İdaresi Enstitüsü Yay., Ankara, 1976.

KALAYCI, Şeref: SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatisti Teknikleri, Asil Yayın Da-ğıtım, Ankara 2009.

KALIPSIZ. Abdükadir: Bilimsel Araştırma, İstanbul, 1976.

KANSU, Atıf: Bilimsel Eser Yazma ve Basıma Hazırlama Tekniği, Ankara 1971.

KAPTAN, Saim: Bilimsel Araştırma Teknikleri, Ankara, 1983.

KARASAR. Niyazi: Araştırmalarda Rapor Hazırlama Yöntemi, 2.B., Ankara, 1979.

---: Bilimsel Araştırma Yöntemi, 5. Baskı, Ankara, 1994.

KELEŞ, Ruşen: Toplumbilimlerde Araştırma ve Yöntem, Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1976.

KÖKLÜ, Nilgün ve Şener Büyüköztürk: Sosyal Bilimler İçin İstatistiğe Giriş, Pegem Yay., Ankara, 2000.

KÖSEMİHAL, N. Şazi; Sosyoloji Tarihi, Remzi Kitabevi, İstanbul 2005.

---: Sosyolojide Yöntem, İ.Ü.E.F. Sosyoloji Dergisi, s 21-22, 1967-1968.

---: Sosyometrinin Temellerine Önsöz, İstanbul 1968.

(27)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 27 KRECH, David ve Diğerleri: Cemiyet İçinde Fert Çec. Mümtaz Turhan, İstanbul 1970.

KRECH, David ve Richard Crutchfıeld, Sosyal Psikoloji, Çev. Erol Güngör, İstanbul, 1970.

KUNZ G.: Motivsforshung, Wörterbuch der Soziologie, Herausgeben von Wilhelm Bernsdorf, Stuttgart 1969.

KUNZ, Gerhard: Experiment, (Wörterbuch der Soziologie, Herausgeben von Wilhelm Bernsdorf), Stuttgart 1969.

LAYDER, Derek: Sosyal Teoriye Giriş, Çevr. Ümit Tatlıcan, Küre Yayınları, İstanbul 2006.

Lewins, Frank: Sosyal Bilim Metodolojisi, Çevr. A. Vahap Taştan, Lotus Yayinevi, An-kara 2011.

MENGÜŞOĞLU, Takiyyettin, Felsefeye Giriş, Remzi Kitabevi, İstanbul 1988.

MORENO, J. L.: Sosyometrinin Temelleri, Çev. Nurettin Şazi Kösemihal, İstanbul 1963.

OZANKAYA, Özer: Toplumbilim, Cem Yayınları, 8.Baskı, İstanbul, 1994.

ÖZGÜVEN, İbraim Ethem: Görüşme Îlke ve Teknikleri, İleri Matbaası, Ankara, 1980.

OR, Oktay: Araştırma El Kitabı, Akademik Yayınlar, İstanbul 1973.

ÖNER, Necati: Klasik Mantık, A.Ü.İ.F. Yayınları Ankara 1974.

PAZARLI, Osman: Mantık, Remzi Kitabevi, İstanbul 1983.

PLANCK, Ulrich: Yakındoğuda Sosyal Gruplar, Çev. Zeki Arslantürk, İşletme Dergisi, C4, S. 3-4, Erzurum 1980.

RUMMMEL, J. Francis: Eğitimde Araştırmaya Giriş, Çev. Razan Taşçıoğlu, Ankara, 1968.

NEPHAN, Saran: İstatistik El Kitabı, İ.Ü.E.F. Yayını, İstanbul 1971.

SENCER, Muzaffer ve Yakut Irmak: Toplum Bilimlerde Yöntem, Say Kitap Pazarlama, İstanbul, 1984.

SEYİDOĞLU, Halil: Bilimsel Araştırma ve Yazma El Kitabı, 7. Baskı, Güzem Yayınları, İstanbul 1997.

ŞENER, Büyüköztürk: Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi El Kitabı, Pegem A Yayınları, Ankara, 2002.

TAN, Hasan: İhtiyaçları Tarama Listesi ve Kullanılışı El Kitabı, M.E.B. Yayınları, İstanbul, 1971.

TAŞ, Kemalettin, Sosyal Bilim Paradigmaları Açısından Sosyolojik Metodoloji, Rağbet Yayınları, İstanbul 2011.

TAYLAN, Necip: Gazali’nin Düşünce Sisteminin Temelleri, İstanbul, 1989.

TEKİN, Vasfi Mahir: SPSS Uygulamalı İstatistik Teknikleri, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2006.

TURGUT, M. Fuat: Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme Metotları, Saydam Matbaacılık, Ankara 1990.

TÜRKBAL, Aydın: Bilimsel Araştırma Metotları ve Uygulamalı İstatistik, Atatürk Üniversitesi Yayını, Erzurum 1981.

TÜRKDOĞAN, Orhan: Bilimsel Değerlendirme ve Araştırma Metodolojisi, İstanbul 1989.

---: "Matematik Bilimlerde Kesinlik Kavramı ve Bununla İlgili Düşünce Evrimi,"

Büyük Türkiye Dergisi, s. 14, 1971.

---: Çağdaş Türk Sosyolojisi, Atatürk Üniversitesi Yayınlan, Erzurum, 1985.

(28)

Karma Model

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 28 TÜTENGİL, Cavit Orhan, Sosyal Bilimlerde Araştırma ve Metod, İ.Ü. İktisat Fakültesi

Yayını, İstanbul 1975.

URAL, Ayhan ve İbrahim Kılıç: Bilimsel Araştırma Süreci ve SPSS İle Veri Analizi, Detay Yayıncılık, Ankara, 2005.

UYSAL, Şefik: “Verilerin Çözümlenmesi Ve Yorum”, Toplum Bilimlerinde Araştırma Ve Yöntem, Derleyen: Ruşen Keleş , Türkiye Ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Yay., Ankara, 1976.

---: “Sosyal Bilim Araştırmalarında Kullanılan Araçların Geçerlik ve Güvenirlik-leri”, Toplum Bilimlerinde Araştırma ve Yöntem, Derleyen: Ruşen Keleş, Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Yay., Ankara, 1976.

YILDIRIM, Ali ve Hasan Şimşek: Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2008.

YILDIRIM, Cemal: Eğitimde Ölçme Ve Değerlendirme, M.E.B. Öğretmen Okulları Genel Müdürlüğü Öğretmeni İşbaşında Yetiştirme Bürosu Yayınları, Ankara 1966.

YOĞURTÇUGİL, Kemal: Örnekleme-Yöntemler ve Uygulama, İktisat Fakültesi Yayını, İstanbul 1976.

Referanslar

Benzer Belgeler

Nitel araştırma, Gözlem, Görüşme ve Doküman analizi gibi nitel veri toplama yöntemlerinin kullanıldığı, algılandığı ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve

This article traces structuralist principles and theories shaped by linguistics and anthropology that their methodologies and approaches have provided a great support for

bir bakış açısına ihtiyaç varsa nitel araştırma uygundur. Burada üzerinde çok çalışılmamış alanlarda derinlemesine bir anlayışın ortaya çıkarılması ihtiyacı vardır.

Araştırmacı örnekleme büyüklüğüne bir dizi faktörü göz önünde tutarak karar vermektedir (Grubun heterojenliği, seçim kriterleri, çoklu örneklem gruplarının

vasıtasıyla veri toplanmasına bağlıdırlar. Sahada, veri toplamak için araştırmacıların katılımcılara ulaşmak için görüşmeler yapması gerekir, böylece

•Betimsel analiz ve içerik analizi, sosyal ve insan bilimlerinde farklı araştırma amaçları ve maksatları ile yaygın biçimde kullanılan oldukça esnek bir araştırma

 Post modern bakış açısına sahip araştırma paradigması genelde post modern, post yapısal, post kolonyal ve post fordist olarak adlandırılır.. 

analizi gibi nitel veri toplama yöntemlerinin kullanıldığı, algıların ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konmasına