• Sonuç bulunamadı

ÜNİTE ARAŞTIRMA YÖNTEM VE TEKNİKLERİ II İÇİNDEKİLER HEDEFLER. NİTEL ARAŞTIRMADA VERİ ANALİZİ: BETİMSEL ve İÇERİK ANALİZİ. Prof. Dr.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ÜNİTE ARAŞTIRMA YÖNTEM VE TEKNİKLERİ II İÇİNDEKİLER HEDEFLER. NİTEL ARAŞTIRMADA VERİ ANALİZİ: BETİMSEL ve İÇERİK ANALİZİ. Prof. Dr."

Copied!
24
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HEDEFLE R

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

• Nitel veri analizinin "neliği ve niteliği"

hakkında bilgi sahibi olabilecek,

• Betimleme ve betimsel analizle ilgili bilgileri öğrenebilecek,

• Nicel ve nitel yönleriyle mukayeseli olarak içerik analizini öğrenebilecek,

• Nitel araştırmalarda yöntem, yaklaşım, metodoloji tartışmaları hakkındaki tartışmaları öğrenecek.

• Betimsel analizin aşamalarını öğrenebilecek,

• İçerik analizinin aşamalarını öğrenebileceksiniz.

İÇİ NDEKİLE R • Nitel Araştırmada Veri Analizi

• Betimsel Analiz

• Betimleme Amacına Nasıl Ulaşılır?

• İçerik Analizi

• Nicel İçerik Analizi

• Nitel İçerik Analizi

NİTEL ARAŞTIRMADA VERİ ANALİZİ: BETİMSEL ve İÇERİK

ANALİZİ

ÜNİTE

10

ARAŞTIRMA YÖNTEM VE TEKNİKLERİ II

Prof. Dr. Mehmet Akgül

(2)

Nitel araştırma üzerine yazılan çoğu

çalışma, araştırma süreci üzerinde durmakta ve nitel araştırmanın özel bir tekniğe ve araştırma

düzenine indirgenemeyeceği

hususuna dikkat çekmektedir.

GİRİŞ

Son on yıl içinde bilimsel araştırma metodolojisi çok yoğun tartışma ve yönelimlere açık hâle gelmiştir. Tartışmalar insan eylemlerinin bilimsel/pozitivist bir yaklaşım kullanarak mı, yoksa hümanistik bir yaklaşım kullanarak mı açıklanabileceği hususunda düğümlenmektedir. Bazı araştırmacılar bilimsel yaklaşımın esas aldığı, doğa bilimleri kaynaklı bilimsel metod ile fizik dünyayı, evrenin yapısını, moleküllerin hareketini, bitkilerin ve hayvanların kimyasal yapısını vs. anlamamız için çok faydalı bilgilere ulaşmamız mümkündür. Buna karşılık hümanistik yaklaşımı esas alan araştırmacılar ise, daha çok insanlar arasındaki çeşitlilik ile ilgilenir. Her bir insan eylemini anlamlandırırken biriciktir. Her bir insan anlamı, bir çeşit eylemler setinden devşirir. Her bir insanın bir objeye, duruma karşı özel bir anlam dünyasına sahip olduğunu anlamak için araştırmacı özel bir anlam dünyasına sahip olan kişiyi, biricik hikâye olarak ve de o kişi için anlam taşıyan olay ve objeleri, kendi özel bağlamı içinde araştırmalıdır.

İki yöntem taraftarları arsındaki tartışmanın tarihi çok gerilere gitmekle birlikte, tartışmanın özü, bilimin insan eylemlerini incelemede faydalı araçlar sunup

sunamayacağı meselesinde düğümlenmektedir. Bu yüzden tartışmalar günümüzde de deneycilik ve yorumlamacılık ya da pozitivizm ve idealizm arasında gidip gelen sarkaç gibi devam etmektedir. Bu bağlamda, gündeme gelen ve öne çıkan bazı hususlar şunlardır: İlk olarak yöntem, yöntembilim tartışması çok yoğun olarak

yapılagelmektedir. İkinci olarak, sosyolojik çalışmalarda dünyanın her yerinde nicel metodoloji anlayışı yerini nitel metodolojiye yönelik vurguya bırakmıştır. Üçüncü olarak, nicel araştırma aşamaları bir yana, nitel sosyal araştırma aşamalarında dikkatli bir sosyal süreç fikri öne çıkmıştır. Bu gelişmelerin her biri, bir diğeri üzerinde etkili olagelmiştir. Dolayısıyla nitel veri analizinin yapılış ve tartışılış biçimine dair bir takım neticelere ulaşılmıştır. Bu temelde, sunulan nitel veri analizine ilişkin bir dizi

metodolojik bakış açısı öne çıkmış görünmektedir.

Bilgi, bilim ve doğrulama konusunda yaşanan yöntem, yaklaşım ve metodoloji tartışmalarına ilave olarak öne çıkan nitel yöntem, yaklaşım ve metodolojik

yönelimler şunlardır: Etnoğrafi, etno-metodoloji, algı/alımlama çalışmaları, ekolojik psikoloji, sembolik etkileşimcilik, kültürel çalışmalar ve metin analizidir. Bunların dışında araştırmacıların geliştirdiği, birine benzerlikleri ve farklılıkları olan değişik nitel metodoloji geliştirme girişimler de mevcuttur. İsim ve vurgu farklılıkları taşıyan örneğin yorumsama, humanistik çalışmalar, fenomenoloji, naturalistik, hermeneutik, kritik teori/kültürel bilim, post pozitivistik perspektifler nitel araştırmalara ilave edilebilir. Nitel verilerin analizinde esas alınan farklı formlar semioloji, içerik analizi, söylem analizi, eleştirel söylem analizi, narrative analiz, biçimsel analiz, diyalojik analiz ve tarihi analiz olarak zikredilebilir.

Nitel verilerin analizinde çeşitli yaklaşım biçimleri kullanılmaktadır. Bunlar Marksist analiz, feminist analiz, psikoanalitik analiz, postmodern analiz, mitsel analiz vs. gibi isimler altında sıralanmaktadır.

Nitel araştırma üzerine yazılan çoğu çalışma, araştırma süreci üzerinde durmakta ve nitel araştırmanın özel bir tekniğe ve araştırma düzenine

indirgenemeyeceği husussuna dikkat çekmektedir. Aksine dinamik bir süreç olan

(3)

Araştırmacılar, nitel veri analizinde üç yol

önermektedir.

Bunlardan ilki, bir araştırma için elde

edilen verilerin mümkün olduğunca orijinal şekline sadık

kalınarak ve gerektiğinde doğrudan katılımcıların ifadelerine müracaat ederek ‘betimsel’ bir yaklaşımla verileri

sunmaktır.

araştırmanın metotlar, teoriler ve problemlerle birlikte bağlantılı olduğuna dikkat çekerler. Araştırmanın deseni, stratejisi ile araştırma teknikleri arasındaki bağlantılar önemli olmakla birlikte, araştırmanın deseni, veri toplama ve veri analizi konuları arasındaki ilişkiler de oldukça önemlidir. Sosyal araştırmalarda bu yaklaşımın önemi bilinmekle birlikte, esasen daha çok kavramsal ve empirik dünya ile aynı zamanda ortaya çıkan sonuca ulaşma ve sonuç çıkarma da önemsiz değildir.

NİTEL ARAŞTIRMADA VERİ ANALİZİ

Nitel araştırma yapmak için pek çok yol vardır. Tesch (1990) geniş bir düzlemde epistemolojik ve metodolojik perspektifler arasında hepsini kuşatıcı yirminin üzerinde yaklaşım belirlemiştir. Bunun yanında, veri analizi yapmada kullanılabilecek detaylı rehberlik sağlayan metinler mevcuttur. Örnek olarak bakılabilecek çalışmalar şunlardır: Glaser ve Strauss 1967; Strauss, 1987;Wolcott, 1994; Miles ve Huberman, 1994; Strauss ve Corbin, 1998; Taylor ve Bogdan,1998.

Nitel veri analizi için pek çok yaklaşım olmakla birlikte, uygulamada çoğu yaklaşım benzer özelliklere sahiptir. Herhangi bir araştırmanın amacı ve soruları ne olursa olsun, toplanacak olan veri, kimden toplanacağı, hangi analiz üzerinde

yoğunlaşılacağı ve araştırma raporunun nasıl yapılandırılacağı hususunda belli analitik tercihler yapılmak zorundadır.

Analiz için veri pek çok kaynaktan gelebilir ve değişik formda olabilir. Veriler, mülakat, gözlem veya var olan materyallerin içerik analizinden elde edilebilir; yine veriler mülakat kayıtlarının transkripti, alan gözlem notları, mülakat süreci ve içerik üzerine notlar, analitik notlar ve kısa hatırlatma notları veya gazete resim ve yazılarından oluşabilir. Farklı kaynaklardan elde edilen veri analizinin düzeyi ve genişliği toplanan verinin hangi amaçla toplandığına ve her proje ile ilgili yapılacak ihtiyaç tercihlerine bağlıdır.

Veri analizi yapmanın kesin ve tek bir yolu olmamakla birlikte, araştırmacı neyi, niçin yapmakta olduğuna dair gereklilikleri mümkün olan en uygun şekilde açıklamak durumundadır. Taylor ve Bogan (1998), bütün nitel araştırma raporlarının

‘okuyucuların araştırmanın yapıldığı bağlamı anlaması ve eksikleri görebilmesi için araştırmanın nasıl yürütüldüğüne dair yeterli bilgiyi sağlaması’ gerektiğini söyler.

Araştırmacılar, nitel veri analizinde üç yol önermektedir. Bunlardan ilki, bir araştırma için elde edilen verilerin mümkün olduğunca orijinal şekline sadık kalınarak ve gerektiğinde doğrudan katılımcıların ifadelerine müracaat ederek ‘betimsel’ bir yaklaşımla verileri sunmaktır. Bu yaklaşımda, veriler ve ulaşılan sonuçlar birbirine anlatım olarak çok yakındır. Örneğin görüşmelerden uzun aktarımlar yapılabilir ve gözlem notları orijinal hâline yakın bir biçimde betimlenebilir. İkinci yaklaşım ise, birinciyi de içine alacak şekilde bazı nedensel ve açıklayıcı sonuca ulaşmak amacıyla

‘sistematik analiz’ yapmaktır. Yani veriler betimsel bir tarzda sunulur ve buna ek olarak belirlenen bazı temalar ve temalar arası ilişkiler belirlenir. Bu yaklaşımda araştırmacı, veri analizini bir adım daha ileri taşımakta ve okuyucuya yardımcı olabilecek birtakım ilave analizler yapmaktadır. Üçüncü yaklaşım ise içerik analizidir.

İçerik analizinde araştırmacının ilk iki süreci temel alıp veri analizi sürecine kendi yorumlarını da katmasıdır. Burada araştırmacının katılımcı ve öznel yönü daha çok

(4)

Betimsel analiz dört aşamadan oluşur:

Betimsel analiz için bir çerçeve oluşturma

Tematik çerçeveye göre verilerin

işlenmesi

Bulguların tanımlanması

Bulguların yorumlanması

ortaya çıkmakta, veri toplama yanında, veri analizinde de kendi yorumları ve anlayışı ile etkin bir rol üstlenmektedir (Yıldırım ve Şimşek, 2000).

Bu bölümde nitel veri analizi çeşitlerinde kullanılan betimsel analiz ve içerik analizi konuları, daha çok uygulanan alanlar olarak medya/iletişim çalışma örnekleri üzerinden sizlere anlatılacaktır.

BETİMSEL ANALİZ

Betimleme Nedir?

Nitel araştırmanın maksadı toplumsal fenomenlerin biçimini, içeriğini ve bağlamını korumak ve bu fenomenlerin niteliklerini tarihsel ve kurumsal çevreden ayırmadan analiz etmek basitçe betimsel analiz olabilir (Lindlof, 1991). Betimleme, bir bilim adamının bir durumun olgularını nispeten doğru/dürüst biçimde göstermesidir.

Bir gazeteci analiz ve raporlama biçimi kullanan bu betimlemelerle araştırmacının objektif olabileceğini, olguların kendi adlarına konuşabileceklerini farz eder. Bu görüşe göre olgular harikuladedir; yazar sadece onları toplama ve bir araya getirmenin nesnel mekanizmasıdır.

Kabul etmeliyiz ki, bir araştırmada verileri betimleme temel amaç olsa dahi, yorum yazma eyleminin dışında tutulamaz. Bu betimsel amaca ulaşmak isteyen yazarlar, sunumlarında olguların seçimi ve dizilişine dair kararlar vermelidir. Bu da yazardan yorum gerektirir. Fakat betim yönelimli yazarlar kabul edecektir ki onların verdiği kararlar kişisel olsa dahi nevi şahsına münhasır değildir. Onlar akılcı bir perspektif kullanarak, şöyle bir iddiada bulunurlar: Kendisine aynı olgu yığını

gösterilen herhangi bir kimse aynı seçimleri yapacaktır ve o olguları öz itibarıyla aynı anlatım yapısında toplayacaktır. Dolayısıyla onlar kendilerinin yorumlarının

kendilerine has olmadığını söylemektedirler. Onlar, herhangi bir kimsenin aynı bilgiye erişim sağlayacağı yorumunu basitçe tasvir etmektedirler.

Yıldırım ve Şimşek’e (2000) göre, ‘betimsel analiz içerik analizine göre daha yüzeyseldir ve daha çok araştırmanın kavramsal yapısının önceden açık bir biçimde belirlendiği araştırmalarda kullanılır. Betimsel analiz önceden belirlenen temalara göre özetlenir ve yorumlanır. Betimsel analizde kendileriyle görüşülen veya gözlenen bireylerin görüşlerini çarpıcı bir biçimde yansıtmak için, doğrudan ifadelere yer verilebilir. Bu tür analizde amaç, elde edilen bulguları düzenlenmiş ve yorumlanmış bir biçimde okuyucuya sunmaktır. Bu amaçla veriler, önce mantıki ve anlaşılır biçimde betimlenir. Daha sonra yapılan bu betimlemeler yorumlanır, neden-sonuç ilişkileri irdelenir ve de birtakım sonuçlara ulaşılır’.

Betimsel analiz dört aşamadan oluşur:

a- Betimsel analiz için bir çerçeve oluşturma b- Tematik çerçeveye göre verilerin işlenmesi c- Bulguların tanımlanması

d- Bulguların yorumlanması (Yıldırım ve Şimşek, 2000; Altunışık, Coşkun, Yıldırım ve Bayraktaroğlu, 2001).

Genel Olarak Niteliğin Amacı ve Ölçütleri

Anahtar Soru: Araştırmacının nitel araştırma hakkındaki görüşü nedir?

(5)

Böyle bir soruya verilebilecek alternatif cevaplar şunlar olabilir:

1. Betimleme: Araştırmacı herhangi bir çıkarım yapmadan verileri, olayları betimlemekle sınırlıdır.

2. Yorum: Araştırmacı doküman incelemesinde literal betimin ötesine geçer ve olayları (davranışları ve metinsel unsurları) modeller hâlinde gruplandırır. Bu

modeller araştırmacının yorumlarıdır; verilerin bireysel noktalarını anlamak ve düzenlemek için oluşturulmuştur. Bu yorum sürecinde, araştırmacı yorum için bağlamlar geliştirir.

3. Açıklama: Araştırmacı insan davranışı veya kültürel gelişim hakkında genel açıklamalar inşa eder. Bu açıklamada, araştırmacı daha genel şablonlardan

bahsetmek için verilerin ötesine geçer.

4. Eleştiri: Araştırmacı, bazı medya çalışmalarının değeriyle ilgili olarak veya toplumda toplumun mesajlarının üretim ve anlamını belirleyen kontrol

mekanizmasının değeri ile ilgili olarak merkezî, baskın bir yargı geliştirir. Birinci durumda, araştırmacı genelde edebî eleştiri teamüllerini izler; ikinci durumda ise, genelde, iddiaları şekillendirmek için bir ideolojik yapıyı kullanır.

5. Eylem savunuculuğu: Araştırmacı çözüm gerektiren bir problem olduğunu iddia eder; belirlenen probleme çözüm getirmek için bir eylem planı savunur.

Bu betimsel amaca nitel teorisyenler arasında oldukça büyük bir destek vardır (Garfinkel,1967; Hammersley ve Atkinson, 1983; Lancy, 1993; Marshall ve Rossman, 1989; Strauss ve Corbin, 1990; Vidich ve Lyman, 1994; Wolcott, 1990). Örneğin Wolcott (1994) şöyle iddia eder: “Betim, nitel araştırmanın dayandığı temeldir.

Yetenekli bir kavramsallaştırıcı veya yorumcu olduğunu ispatlayamazsan, betimsel açıklama muhtemelen senin yapacağın en önemli katkıyı oluşturacaktır” .

Betimleme amacına nasıl ulaşılabilir?

Strauss ve Corbin (1990), araştırmacı verileri toplamalı ve onları, “deneklerin kendi adlarına konuşacakları” bir şekilde sunmalıdır demektedirler. Amaç dürüst bir anlatım/hikâye sunmak ve bunu yaparken söylenen sözlere ve araştırmacı tarafından yapılan gözlemlere ilişkin pek az yorumda ve müdahalede bulunmak veya hiç yorum ve müdahalede bulunmamaktır. Bu yaklaşımın temelindeki felsefi ilke bu dürüst anlatımı/hikâyeyi sunmakla araştırmacının önyargılarının ve varlığının verilere müdahale etmeyecek olmasıdır (s. 21).

Betimleme amacı peşinde koşan nitel araştırmacılar kendi düşüncelerini veriye zerk etmeme hususunda dikkatli olmalıdır. Garfinkel (1967), insanların anlam

oluştururken sıklıkla akılcı olmadıklarını ve bilim adamları akılcı açıklamalar aramak için eğitilmiş olsalar dahi, verilere akılcılık yüklemenin araştırmacının bir hatası olduğunu gözlemlemiştir. Bunun yerine araştırmacıların akıldışılığı belgelemesi gerekir, bunu yaparken de akıldışılık hakkında bir değer yargısında bulunmamalı ve akıl-dışılığın akıldışı olduğunu göstermemelidir. Değer yargılarında bulunmak

araştırmanın betimsel doğasını tahrip eder. Bu yüzden araştırmacının analiz ve yazım işlemi sırasındaki görevi gözlemi yorumlamaktan ziyade betimlemektir. Lancy (1993), araştırmacının bir hikâye anlatması gerektiğini, ama aynı zamanda betimleyici kalması gerektiğini iddia etmiştir. O, betimin ve bağlamın büyük öneminden dolayı ve yine çok

(6)

kişisel terimlerle betimlemenin artan öneminden dolayı araştırmacının belli bir konu karşısındaki tarihi, yani nitel araştırma raporu, bir hikâye olarak yazılır” demektedir.

Bazı teorisyenler betimlemenin analiz de içerebileceğini iddia ederler. Örneğin nitel araştırmacılar geniş toplumsal pratikleri betimlemekle sınırlı değildir, bilakis onlar bu pratikleri analiz vasıtasıyla bileşenlerine ayırır ve sonrasında o bileşenleri betimlerler. Bunun bir örneği, nitel araştırmacılar insanların kendi düşüncelerini ve eylemlerini yönetmek için kullandıkları modellere odaklandıkları zaman söz konusudur. Christians ve Carey (1989) nitel araştırmacının amacının bu modellerin neler olduğunu analiz etmek ve böylece bizim düşünmek için kullandığımız

kategorileri aydınlatmak olduğunu iddia etmiştir. Ancak sunum üslubu yine de yorumlayıcı veya açıklayıcı değil, betimleyici olabilir.

Yine Garfinkel’e (1967)’e göre, amaç yaygın, pratik ve sağduyu eylemlerinin biçimsel özelliklerini gerçek ortamın içinden hareketle keşfetmektir. Araştırmacı kategorileri ve sağduyu eylemlerini vurgulama görevlerini deneklerin kendi sözleri ile aktarır ise betimleyici bir düzlemde yapılabilir. Bununla birlikte, eğer araştırmacı kendi yorumunu deneklerin sözlerine eklerse, bu takdirde sunum betimin ötesine geçer ve yoruma varır.

Nitel araştırma literatürü yazımdaki betimleyici amacın pek çok örneğini sunar.

Dinleme odaklı bir araştırmada Hobson (1982), niçin izlediklerini ve programdan ne öğrendiklerini ortaya çıkarmak için İngiliz televizyon dizisi “Crossroads (Kavşaklar)’un izleyicileri ile mülakat yapmıştır. Hobson’un raporu asıl olarak betimleyici idi, çünkü mülakat yaptığı insanların ifade ettiği anlamları raporlamış; bu anlamlara çok az yorum eklemiştir. Daha sonraki bir makalede, Hobson (1989) yine oldukça betimleyici bir düzeyde kalmış, sohbetlerin döküm pasajlarını onlara dair çok az bir yorum ve analizle sunmuştur.

Kurum odaklı araştırmada, gazeteci gibi davranan (veya gazeteci olan) ve medya endüstrilerinin salt betimsel incelemelerini sunan yazar örnekleri vardır.

Örneğin L. Brown (1971), meşgalesini 1970 yılı boyunca televizyon işletmeciliğine bakmaya veren bir gazetecidir. Auletta (1991) üç ticari televizyon ağının 1980’li yılların sonlarındaki eylemlerine yoğunlaşmıştır. Bazı gazeteciler, betimsel makalelerinde tarihsel bir bakış açısı benimsemektedir. Bir başka deyişle, ya okuyucuya farklı bir zamanın kültürel güçlerini göstermek veya kültürel etkilerin zaman içinde nasıl değiştiğini göstermek suretiyle bir bağlam geliştirmektedir.

Örneğin Barnouw (1975), 1870’li yılların sonlarında fotoğrafçılığın icadından başlayan ve 1975’lere kadar uzanan bir zaman dilimini kapsayacak şekilde Amerikan televizyon yayıncılığının gelişiminin hikâyesini anlatmıştır. Metz (1975) de başlangıcından 1970’lerin ortalarına gelinceye kadar bir yayın kuruluşu olan CBS’e odaklanmıştır.

Ama her araştırmacı, betimlemelere ilave olarak, kendi yorumlarını katması ve bazı çıkarımlarda bulunması normal kabul edilebilir.

İÇERİK ANALİZİ

İnsani etkileşimim en temel biçimi olan iletişim, her kalıcı insani ilişki için vazgeçilmezdir. Bu ilişki ister bireyler ararsı olsun, ister uluslararası olsun fark etmez.

Gruplar, kurumlar, örgütler ve milletler iletişim sayesinde var olur ve iletişim

(7)

bütünüyle ortadan kalktığında onlar da ortadan kalkar. Gerçekten de ‘iletişimin medeniyetin merkezinde olduğunu’ iddia etmek bir abartı değildir’ (Kuhn, 1963). Bu yüzdendir ki, iletişim süreçlerini ve ürünlerini çalışmak insanın tarihini, davranışını, düşüncesini, sanatını, kurumlarını araştıran bir kimse için vazgeçilmez önemdedir.

İnsan faaliyetini çalışmak için kullanılabilecek çoğu zaman biricik ayakta kalan yapıtlar geniş manada her hangi bir iletişim aracı olarak belgelerde bulunabilecektir.

İletişimin içeriğine ilişkin yaygın ilgi (Cartwright,1953)’ın sosyal psikoloji tasvirinde canlı bir şekilde gösterilmiştir: İnsan onun hakkında düşünmeye son verdiğinde sosyal psikolojinin konusunun çoğunun sözlü davranış biçiminde olduğunu görmek gerçekten ilginçtir. Benzer yorumlar her hangi bir insan ve sosyal bilim temsilcisi tarafından da yapılabilirdi. Bunun sonucunda iletişim içeriğine ilişkin çalışma farklı başlangıç noktalarından yaklaşılmış ve farklı disiplinlerin araçları ve kavramsal çerçeveleri ile ele alınmıştır.

İçerik analizi çok amaçlı bir araştırma yöntemi olup, kendisinde iletişim içeriğinin çıkarım temeli işlevini gördüğü herhangi bir problemi araştırmak için özel olarak geliştirilmiştir. İçerik analizinin tanımlayıcı özellikleri nelerdir? Hangi araştırma problemleri için faydalı olması muhtemeldir? Metodun tabiatındaki temel akımlar, trendler nelerdir ve hangi amaçlarla kullanılmaktadır?

Tanım

Bir araştırma metodolojisi olarak içerik analizinin tarihi kökleri 1950’lerdeki kitle iletişimi çalışmalarına kadar uzanmaktadır. Ana bir iletişim modeli olan

‘gönderici’, ‘mesaj/bilgi’ ve ‘alıcı’ üzerine odaklanan, başlangıçta yinelenen nicel verilerin analizine yoğunlaşan ve metinlerin içeriklerinin kolayca tanımlanabilir hususlara ayrıldığı, bazı zamanlarda açık içeriğe gönderme yapan bir metottur. Bu sebeple antropoloji, edebiyat, enformasyon, yönetim, politik bilimler, psikoloji ve sosyolojinin de içinde olduğu pek çok alanda araştırmacılar içerik analizini

kullanmıştır. Zaman içinde araştırmacılar içerik analizini araştırma problemi ve stratejilerinin ihtiyaç duyduğu durumlara göre adapte etmiş ve en geniş ifadesiyle metin çözümlemesi kavramında yer alan metin gruplarını çözümlemede kullanılan teknik ve yaklaşımları geliştirmişlerdir. İçerik analizinde görülen önemli bir değişme, aynı çalışma içinde olmamasına rağmen, söz dizimsel, dizimsel ve edimsel yönü içeren genişleme şeklinde kendini göstermektedir. İçerik analizinde analitik araç ve

amaçların her ikisi açısından veya gelişmiş işlemleri onlara katma amacı gütmek uygulama yelpazesi içinde çok geniş bir yer işgal eder. Örneğin içerik analizi yanında, seçenekler arasında sözsel analiz, söylem analizi, etnoğrafik analiz, fonksiyonel uygulamalar, retorik analizi ve semiotik anlatı gibi farklı yaklaşımlar mevcuttur. Bu yaklaşımlara rağmen, ham materyalin analizinde benzer iletişimsel materyale dayanan çalışmalar da vardır. Onlar yönelttikleri soru çeşitlerinde ve uyguladıkları metodlarda değişiklik gösterir.

Sosyal ve insan bilimlerindeki neredeyse bütün araştırmalar şu veya bu şekilde yazılı materyallerin dikkatli bir okunuşuna dayanır. Bu sürecin araştırmadaki yaygınlığı dikkate alınacak olursa, acaba hangi özellikler belgelerin içerik analizini, belgelerin dikkatli bir okunuşundan ayırt etmektedir? İçerik analizi tanımları, teknikteki gelişmeler ve aracın kendisinin yeni problemlere ve materyal türlerine

(8)

uygulanmasıyla zaman içinde değişme eğilimi göstermiştir. Önerilen tanımlardan bazıları aşağıda verilmektedir:

İçerik analizi siyasi söylemin istatistiksel semantiğidir (Kaplan,1943).

İçerik analizi, objektif, sistematik ve iletişimin içeriğine dair göstergelerin niceliksel tasvirine dayanan bir araştırma tekniğidir (Berelson,1954).

Biz içerik analizi ve kodlama terimini kullanmakla değişebilir her hangi bir sembolik davranışın objektif, sistematik ve niceliksel tasvirini ifade etmeyi amaçlarız (Carwright,1953).

İçerik analizi terimi, burada iletişim mesajlarının bilimsel analizi anlamında kullanılmaktadır. Metod, yaygın bir şekilde söylendiği gibi, bilimsel metoddur ve genelde kabul gördüğü şekilde, mesaj sistematik ve özenli bir analiz gerektirir (Barcus,1959).

Nihai anlamda içerik analizi, verinin özetlendiği veya karşılaştırıldığı, objektif ve kurallara bağlı olarak sistematik uygulama sınıflama kurallarıyla bilginin içeriğinin dönüştürüldüğü bir bilgi işlem evresidir.

Yukarıdaki örnek tanımlamalar, uzun zamandan beri üzerinde uzlaşma sağlanan bazı özellikleri göstermektedir. Böylelikle içerik analizinin çeşitli disiplinler için veya her hangi araştırma probleminin birçok aşamasında faydalı olabilecek temel bir araştırma aracı olduğuna dair bir yönelime işaret edilmektedir. Bu bağlamda içerik analizi, ‘metinlerden veya başka anlamlı bir konudan tekrarlanabilir ve geçerli

çıkarımlar yapmak için var olan bir araştırma tekniğidir’. Tekrarlanabilir ve geçerli çıkarımların kullanım bağlamlarına uygulanmasına imkân veren bir tekniktir (Krippendorf, 2004).

Çıkarsama fikri içerik analizinde özellikle önemlidir. Araştırmacı analitik yapıları veya çıkarsama kurallarını metinden araştırma sorularının cevaplarına geçiş için kullanılır. Bu iki alan yani, metinler ve bağlam mantıksal olarak birbirinden

bağımsızdır. Ve araştırmacı bir bağımsız alandan (metinlerden) diğer bağımsız alana uzanan sonuçlar çıkarır.

Analitik yapılar (1) var olan teori ve pratiklerden, (2) uzmanların tecrübe ve bilgisinden, (3) önceki araştırmalardan çıkarılabilir (Krippendorf, 2004). Nitel içerik analizi hakkında Mayring (2000), çıkarsamaların odak noktasını belirlemek için bir iletişim modeli kullanmayı önerir. İletişimci, mesaj veya metin, metin ve mesajın oluşturulmasını çevreleyen durum hakkında sonuçlar çıkarılabilir. Bu durum içeriğine, iletişimin sosyokültürel arka planı veya mesajın kavramsal etkisi de dâhildir. Örneğin Nitecki (1993) iletişimciyi nitelemeye odaklanır. Yazar, akademisyenlerin kavramsal laboratuvar modelleri hakkında çıkarımlar yapar.

İçerik analizi, en azından nicel analizde tekrarlanmaya izin veren özel prosedürler içerir. Nicel içerik analizini kullanan iyi bir çalışmanın bulguları bu yüzdendir ki kabul edilebilirlikleri için sadece içerik analizi yapan araştırmaların otoritesine dayanmaz.

Veri

İçerik analizinde kullanılabilecek verilerin içeriğini ne oluşturur? Şurası çok iyi bilinmelidir ki, veriler araştırma sorularının ve hipotezlerin test edilmesi için faydalı kanıtlar sağlar. Diğer bir önemli husus, veriler göndericiden alıcıya gönderilen bir

(9)

mesajın iletişimini sağlar. Krippendorff’un tanımı, metni ‘diğer anlamlı konuları’

içerecek şekilde genişletir (Krippendorff, 2004). Örneğin bir web sitesindeki resim/logo, çoğu kez metinle bütünleşen bir veya birden çok mesajı iletmek için kullanılır ve bu itibarla bazı araştırmacıların yaptığı gibi, resimler hem metnin kendisine, hem de imaj ve metin arasındaki ilişkiye bakmak için içerik analizine tabi tutulabilir. Bazı araştırmacılar da görsel malzemelerin içerik analizini tartışırlar.

Baugrande ve Dressier (1981) bir metni açıklamak için veri formunun içerik analizinde çok daha yaygın olarak kullanılan yedi kriter önermektedir: Tutarlılık, bütünlük, amaçlılık, geçerlilik, bilgisellik, duruma uygunluk ve metinlerarasılık. Bir başka ifade ile içerik analizi için uygun bir metin, çizgisel bir sıra içinde düzenlenmiş linguistik ögelerden oluşmalıdır. Bunu gramer kuralları, bağımlılık ve örneğin yineleme, ön ve art yineleme, eksiltme ve bağlaçlar gibi tutarlı bir mesaj oluşturabilmek için bir metinin ögelerini birbirine bağlantılayan kurallar takip etmelidir. Metnin sahip olduğu anlam, sıklıkla ilişkiler veya dilsel bir işaret özelliği taşımayan sezdirme aracılığıyla kurulur. Böylelikle metnin taşıdığı anlam, alıcının idrakini bir çerçeve ve tutarlılık içinde örgütler. Metnin yazarı veya sözcüsü anlamı alıcının tavrı ve amacıyla ilişkili olarak onlara iletmeyi amaçlar. Buna karşılık mesajın alıcıları metnin bir mesaj olduğunu anlar ve onlar bu mesajın faydalı veya uygun olacağını bekler. Metin, yeni veya bilginin niteliği hakkında bir yargıya ulaşmaya izin vermesi beklenen bilgiyi içerebilir. Metnin kuşatıcı durumu onun üretimini etkiler ve şartlara ve kültüre ne oranda uygun olduğunu belirler. Metin, bir konuşmada olduğu gibi, çoğunlukla öncesi ve onu takip eden metin sırasıyla ilişkilidir (metinlerarası bir yorum) veya diğer benzer metinlerle, örneğin bir chat oturumunun transkripti gibi diğer metinlerin tarzı, üslubu ile ilişkilidir.

Kütüphane ve Bilişim Çalışmaları’nda (LIS) kullanılan metinler önemli ölçüde farklılaşmaktadır. Onlardan bazıları birincil araştırma projeleriyle oluşturulmuştur.

Diğer kısmı ise, doğal olarak bağımsız araştırma projeleri ve normal çalışmalarının yürütülmesinde ortaya çıkmıştır. Öncekiler, anket formlarındaki açık sorulara verilen cevapları, gözlemci ve katılımcıları içermektedir. Sonrakiler ise, belgelerin, basılı bölüm ve kitapların, yayınlanmış makale veya çalışmalardaki problem cümlelerinin, iş ilanlarının, elektronik mesaj listelerinin gözlemine dayanır. Bazı çalışmalar da bu ikisinin birleştirilmesinden, örneğin kayıtlı bilgilerin analizinden, bilgi

kaynakları/deneklerle yapılan görüşme kayıtlarından, araştırma esnasında yapılan gözlem notlarından ve var olan grup kayıtları üzerinde çalışılmasından oluşmaktadır.

Neuendorf (2002), pek çok katılımcı veya grupların göz önüne alındığı, kullanışlı bir metin tipolojisi önerir. Bireysel mesaj, kişilerarası veya grup mesajı,

organizasyonel mesaj ve kitlesel mesaj. Anket formundaki açık sorulara verilen cevaplar veya mülakatlar bireysel cevaplara örnektir. İçerik analizinin hedefi genellikle kişinin konu hakkındaki perspektifini belirlemektir. Kaynak kişilerle görüşme ikili, kişilerarası iletişim görüşmeleridir. Elektronik liste mesajlaşması bir grup mesajlaşma örneğidir: Kişi mesajını bir gruba veya cevaplayabilecek herhangi birçok kimseye gönderir. Bu durumda hedef, grup iletişiminin özelliklerini belirlemektir. Sadece ağ içi olan web sitelerinin teknik servisleri organizasyonel iletişimin örnekleridir. Gazete arşivlerindeki iş ilanları, sadece kitle mesajlaşması örnekleridir.

(10)

Verileri Birimler Hâline Getirmek

Bir içerik analizi çalışmasının başlangıç noktasında, verilerin örneklem, toplama, analiz ve raporlama için birimlere ayrılması gerekir. Örneklem birimleri denekleri belirlemek ve örneklem için temel oluşturmak maksadına hizmet eder. Veri toplama birimleri, değişkenleri ölçmek için kullanılan birimlerdir. Analiz birimleri, raporlama analizlerine temel oluşturur. Bu birimler, zorunlu olmasa da aynı olabilirler. Pek çok durumda örneklem birimi, veri toplama birimi veya analiz birimi için belge havuzudur.

Örneklem birimi doğal olarak gerçekleşen araç olup belirlenebilir ve geri alınabilir.

Örneğin Dewdney’de (1992), bütün mülakat bu üç birimin tamamının işlevini görür.

White’ta (2000) ise mesaj, örneklem birimidir. White’ın elektronik listelerdeki sorular çalışmasında birkaç farklı analiz birimi vardır: Bir bütün olarak mesaj ve mesajlar içindeki tek tek sorular. Ayrıca White soruları soru içeriği ve biçimi olmak üzere daha da küçük parçalara ayırır ve kategorilendirme için ifadelendirilmiş sorunun farklı parçalarına odaklanır.

Green (1991) ve Nitecki (1993) ayrı çalışmalarda iki kelimeye odaklanır (Bunlar sırasıyla bilişim/enformasyon ve sistem kütüphanesidir.) ve iki belge türünde

(örneklem birimleri) kelimenin her tekrarını doğrudan çevreleyen ifadeyi (veri toplama birimleri) analiz eder. Bu iki araştırmacının bunu yapmakla amaçladığı bu terimlerin kullanımını çevreleyen metaforları belirlemektir. Onlar, sonrasında, ayrıştırılmış ifadeler üretmek için ifadeleri analiz ederler ve sonra da onları

metaforlara ayrıştırırlar (analiz birimleri). Daha sonra her bir araştırmacı metaforları, metinlerin yazarları tarafından savunulan kavramsal modellerin kanıtı olarak

yorumlarlar. Kendisi de referans mülakatlarını çalışmış olan Dewdney’e (1992) kıyasla, White, Abels ve Agresta (2004) sohbet referans mülakatları (örneklem birimi) içindeki dönütleri (analiz birimi) analiz ederler. Marsh ve White’ta (2003) ise vurgu, imgeler ile metin arasındaki ilişki üzerindedir, dolayısıyla analiz birimi imge-metin çiftidir ki bu çift imge ve ilişkili olduğu metin kısmı olarak tanımlanır.

Pragmatizm örneklem ve veri grubunu belirler; araştırma soruları veya

hipotezler analiz birimini belirler. Yukarıda verilen bilgilerde analiz birimi doğal olarak araştırma sorularıyla ilişkili ve hipotezlere yöneliktir.

A-NİCEL İÇERİK ANALİZİ

Nicel ve nitel içerik analizi arasındaki farkları tartışmadan önce, içerik analiziyle alakalı aşamaları belirlemek ve açıklamak yararlı olacaktır. Başlangıç olarak nicel içerik analizi çalışmasında kullanılan aşamalar şunlardır:

1) Hipotez veya hipotezleri oluşturmak

2) Metin veya diğer sözlü materyalden oluşan uygun veriler 3) Örneklem metodunu ve örneklem birimini belirlemek 4) Örneklemi seçmek

5) Veri toplama ve analiz araçlarını tespit etmek

6) Hipotezlerin testine imkân veren kodlama planını tespit etmek 7) Verileri kodlamak

8) Kodlamanın güvenilirliğini kontrol etmek, eğer gerekli ise kodlama sürecini yeniden gözden geçirme

(11)

9) Kodlanmış verileri analiz etmek, uygun istatistiksel testleri uygulamak 10) Sonuçları kaleme almak

HİPOTEZLERİN GELİŞTİRİLMESİ

Nicel içerik analizi bir pozitivist araştırma geleneğidir ve yaklaşımına bağlı olarak tümdengelimcidir. Amacı hipotezleri geliştirmek değil, test etmektir.

Hâlihazırdaki yapılan araştırmaları, ilgili teorileri gözden geçirerek araştırmacı içerik analizini kullanarak test edilebilecek bir veya daha fazla hipotez geliştirir. Bu hipotezler problem hakkında önceden bilinenler ve geçerli araştırma sorularından hareketle ortaya konur.

ANALİZ İÇİN VERİLERİN BELİRLENMESİ

Hipotezler metodolojide daha sonra verilecek kararlara rehberlik eder. Örneğin hipotezler, hipotezlerin test edilmesi için gerekli olacak verilerin yapısını belirler.

Dewdney’e göre,(1992) ‘hipotezlerin test edilmesi, ihtiyaç duyduğu farklı durumlar altında yapılan referans görüşmelerini toplamayı gerekli kılar’.

ÖRNEKLEM

Sosyal bilimler araştırmasının başta gelen bir amacı genellenebilirliktir, yani özelden genele doğru ilerleyen bir genelleme yapabilme kabiliyetidir. Mesele, örneği incelemek, ama örneğin bulgularından hareketle, kendisinden örneğin çıkarıldığı denekler hakkında bir şeyler çıkarsamaktır. Nisbeten tabakasız bir grupla

çalışıldığında, ideal olan rastgele örneklemdir, yani kendisinde grup içinden seçilen herhangi bir birimin aynı olduğu bir örneklemdir. Bunu etkili olarak yapabilmek için grup içindeki bütün birimleri bilmek zorunludur. Buna, bir dizi dergi içinde belli bir dönem boyunca yayınlanmış bütün araştırma makaleleri örnek verilebilir

(Stansbury, 2002). Bazen birimlerin hepsini önceden bilmek mümkün değildir, ama örnek çıkarılırken bir liste oluşturulabilir. Örneğin, iki elektronik listeden rastgele seçilmiş temsilci bir örnek elde etmek ve örneklem zaman diliminin bir dizi konu, mesaj ve katılımcı elde etmek için yeterince uzun olduğundan emin olmak için Schoch ve White (1997) ilk olarak bir ön çalışma yapmıştır ve bu çalışma listeler arşivine dayanmaktadır. Bu ön çalışmanın amacı her liste için mesajlaşma oranını veya aylık ortalama mesaj sayısını tespit etmektir.

KODLAMA

Nicel içerik analizinde kodlama şeması önceden belirlenir, yani kodlama başlamadan önce belirlenir. Bir kodlama şeması özleri itibarıyla şekilsiz olabilen kavramları kullanışlı hale getirir. Bu şema ilgili/uygun ve geçerli kategoriler tespit eder. “İlgili/uygun” kavramı söz konusu kategorilerin hipotezleri test etmeye imkân vermesi demektir. “Geçerlilik” kavramı da “bir ölçüm aracının amaçlanan, ama sadece amaçlanan kavramı temsil etme oranıdır” (Neuendorf, 2002). Geçerlilik farklı

şekillerde değerlendirilebilir. İçerik analizinde yaygın olan yüzey geçerliliği bir ölçünün, ölçülen kavramın aslî yönlerine “erişme” oranına işaret eder. Yüzey geçerliliği öz olarak özneldir. Yüzey geçerliliğini tespit etmek için araştırmacılar, ne ölçtükleri ile nasıl ölçtükleri arasındaki karşılıklılığı elden geldiğince nesnel biçimde değerlendirirler. Yüzey geçerliliğini güçlendirmenin bir yolu da değerlendiren

(12)

kimseleri, ölçülen kavramı belirlemek için ölçüden geriye doğru çalıştırtmaktır (Neuendorf, 2002). Diğer değerlendirme araçları ise ölçüt geçerliliği olup kod ile kesişen veya tahminî davranış veya davranış normları gibi ölçütler arasındaki karşılıklılığı değerlendirmeye dayanır. Bir diğer değerlendirme aracı, içerik geçerliliği olup kavramın temsilinin tamlığına bakar. Bir diğeri yapı geçerliliği olup “bir ölçünün diğer ölçülerle ilişkisinin oranına” işaret eder (Neuendorf, 2002). Yapı geçerliliğini değerlendirmek ölçüt veya içerik geçerliliğini değerlendirmekten zordur, ama bu zorluğa değen bir amaçtır.

Ayrıca iyi bir kodlama şemasının kapsamlı kategorileri veya düzeyleri vardır.

Kapsamlılıkla kastedilen, yapının bütün ilgili/uygun yönlerinin temsil edilmesi, karşılıklı olarak birbirlerini dışlayıcı olması ve dört ölçüm ölçeğine dayanan ölçümün, mümkün olan en yüksek ölçeğinde ölçülmesidir (nominal/itibarî, ordinal/sırasal, interval/aralık ve ratio/oran ölçeği). Kodlama şemasının açık tanımları, takibi kolay talimatları ve kapalı olmayan örnekleri olmalıdır. Bütün bu özellikler kodlamanın güvenilirliğini, yani bütün kodlayıcıların aynı şeyi aynı biçimde kodlama ihtimalini ve yine bir kodlayıcının aynı şeyi farklı zamanlarda aynı şekilde kodlama ihtimalini artırır.

Kodlama şemasının karmaşıklığı değişkenlik arz eder ve bireysel kodlar, örneğin indeks gibi bileşik bir ölçüm geliştirmek için kodlama esas alınarak birleştirilebilir veya ölçüler arasındaki ilişkileri göstermek için başka türlü

gruplandırılabilir. Örneğin Kracker ve Wang (2002), ilk olarak duyguları ifade eden duygusal kelimeleri tespit etmişler ve arkasından kategorileri duygusal sınıflandırma şeması içinde kümeleyip toplamışlardır. Bu şema üç temel alan için olumlu ve olumsuz kümelere işaret ediyordu. Marsh ve White (2003), imge-metin ilişkilerini üç kategori olarak gruplamıştır. Bunlar metinle az ilişki ifade eden işlevler; metinle yakın ilişki ifade eden işlevler; metnin ötesine geçen işlevlerdir.

Pek çok içerik analizi çalışması kendi kodlama şemalarını geliştirmez, bilakis bunun yerine başka araştırmacılar tarafından tasarlanmış kodlama şemalarına dayanır. Kodlama şemalarının sırf önceden geliştirilmiş olmaları kategorilerin hemen açıklığa kavuştuğu ve dolayısıyla kodlanmalarının kolay olduğu anlamına gelmez. Nitel içerik analizinde olduğu gibi, analiz sıklıkla dikkatli ve mükerrer bir metin okumasını gerektirir. Marsh ve White (2003) birkaç imge-metin ikilisi ilişkisi, kodları ve düşünme ortamı örneklerini sunar ve her çifti kendi imge-metin ilişkisi tasnifi ile karşılaştırır. Bu örnekler, önceden var olan bir kodlama şeması ile çalışırken dahi kodlama esnasında gerekli olan düşünmenin karmaşıklığını ve derinliğini açıklar.

KODLANMIŞ VERİLERİ ANALİZ ETMEK

Özü itibarıyla analitik bir işlem olan kodlamadan sonra araştırmacı birkaç ek adım atar. Bu adımlar da hipotezlerin veya araştırma sorularının çerçevesi içinde yapılır. İlk olarak araştırmacı kodlama esnasında tespit edilen bulguları özetler, formüle eder ve yeniden ifadelendirir ki, böylece bulgular kolayca anlaşılabilsin ve hipotezlerine veya araştırma sorularına uygulanabilir olsun. Araştırmacı ikinci olarak, bulguları arasındaki modelleri (patterns) ve ilişkileri tespit ve ifade eder ki böylece hipotezlerini test edebilsin veya araştırma sorularını cevaplayabilsin. Son olarak araştırmacı bu bulgularını başka durumlardaki veya çalışmalardaki bulgularla

(13)

ilişkilendirir. Bu son adım/aşama araştırmacıya bulgularını perspektif içine yerleştirme imkânı sunar.

Analizde, içerik analizcisi çeşitli istatistiksel yaklaşımlardan veya tekniklerden kendi bulgularını sunmak ve test etmek için seçim yapar. Bu yaklaşım ve teknikler karmaşıklık bakımından farklılık arz eder ve değişkenler için farklı ölçüm ölçekleri gerektirir. Araştırmacının seçtiği yaklaşım sadece araştırmacının ele aldığı soruları değil, aynı zamanda verilerin tabiatını da dikkate alır ve şunları içerebilir:

Tablolaştırmalar, çapraz-tablolaştırmalar, ilişkilendirmeler, karşılıklı ilişkiler, çok sapmalı analiz gibi çok değişkenli teknikler, faktör analizi ve çok boyutlu

ölçeklendirme, imgeler, betimlemeler, semantik düğümler, profiller, ihtimaller ve ihtimal analizi, kümeleme. Bu tekniklerin kullanımı hakkındaki kararlar sıklıkla projenin planlanma aşamasında alınır, zira bu kararlar projede zorunlu olarak daha öncesinde alınması gereken –örneğin belli bir değişken için ölçüm seviyesini

belirlemek gibi– kararları etkiler ve o kararlara dayanır. Bu tekniklerin çıktısı/sonucu çoğu durumda hem tablo hem de grafik formunda sunulabilir.

B- NİTEL İÇERİK ANALİZİ

Nitel ve nicel içerik analizi taraftarları sıklıkla farklılıklarını vurgularlar, ancak aralarında pek çok benzerlik de mevcuttur. Aralarındaki dört ortak unsuru belirterek, her iki yaklaşıma da metninde yer veren Krippendorff, “her iki yaklaşımın da

taraftarları, [1] uygun/ilgili olanı seçme anlamında metin örneklemi yapar; [2]

sözcükleri ve ifadeleri ayırt etmek, alıntılar ve örnekler kullanmak anlamında metin birimleştirir; [3] metni çevreleyen şartlar hakkında bildikleri şeyler ışığında okudukları şeyleri bağlamsallaştırırlar; [4] ve de zihinlerinde özel araştırma sorularına sahiptirler”

demektedir (2004).

ARAŞTIRMA SORULARINI FORMÜLE ETMEK

Nicel içerik analizinden farklı olarak, nitel içerik analizi pozitivist değil, hümanist bir gelenekten kaynaklanır. Yine nitel içerik analizi tümevarımsaldır. Nitel içerik analizi test edilebilir hipotezler sunabilir, ancak bu onun doğrudan amacı değildir.

Hipotezlerin yerine başka hipotezler koymak önceden ima eden sorulardır, yani araştırmayı yönlendiren ve toplanan verileri etkileyen açık sorulardır. Nitel içerik analizinde ise metin biraz daha farklı bir rol oynar, zira araştırmacı kavram ve modelleri tespit etmek için verileri dikkatle okuyup incelerken, önceden ima edilmemiş, ama dikkate alınması gereken önemli yönler olan model ve kavramlar ortaya çıkabilir. Bu takdirde araştırmacının bu yeni modelleri izleyip peşlerine düşmek için ilgilerini ve araştırma sorularını değiştirme hakkı vardır. Örneğin Hahn’ın

elektronik dergilerin yazar ve editörünü araştırdığı çalışmasında, Hahn’ın başlangıç olarak üç açık, önceden ima eden araştırma sorusu vardır ve bu sorular bir derece, difüzyon/yayılım teorisine dayanmaktadır: (1) Elektronik bir dergi ile yakından çalışan yazarlar ve editörler elektronik dergileri nasıl algılamaktadır? (2) Elektronik bir dergide yayın yapmak için yazarların kullandığı karar verme süreci nedir? (3)

Toplumsal etkenler benimseme kararını nasıl etkilemektedir? (Hahn, 1999). Hahn’ın

(14)

kodlama ve analizi ilerleyip geliştikçe, şöyle ekler: (4) “Bilim toplumu ile yayın yapma sistemi arasındaki hangi anahtar ilişkiler elektronik yayın yapma tarafından

etkilenmektedir”? Krippendorff, “bir tür tatminkâr yoruma ulaşıncaya kadar çalışmanın yeniden bağlamsallaştırılması, yeniden yorumlanması ve yeniden tanımlanması”ndan (2004) oluşan bu tekrarcı sürece bir yorumlama döngüsü olarak işaret eder. Bu prosedür nicel içerik analizi çalışmalarında hakikaten gerçekleşebilir, ama sadece araştırma tasarımının gelişme/geliştirme safhasındadır.

Gelişme/geliştirme safhasını, daha önceden belirlenmiş pratiklere bağlanmak izler.

ÖRNEKLEM

Hem nitel, hem de nicel içerik analizi araştırmacıları metin örneklemi yapar ve maksatlarına uygun metin seçer, ama nitel araştırmacılar metnin biricikliğine

odaklanır ve metnin yakından incelenmesinden doğabilecek pek çok yorumun bilinçli şekilde farkındadırlar. Kapalı, tekrarcı analizin kendisi genelde örneğin boyutunu sınırlandırır.

Buna ilaveten, nitel araştırmanın amacı genelleştirilebilirlik değil,

aktarılabilirlik/taşınabilirlik olduğundan, örneklemin analiz edilen bütün nesnelerin eşit veya öngörülebilir bir örnek içine dâhil edilebilirliğe sahip olmasını sağlaması gerekmez. Aktarılabilirlik, bir bağlamdan elde edilen bulguların bir başka bağlama uygulanabilir olup olmadığı hakkındaki bir yargıya işaret eder. Buna karşılık, örneklemin teorik ve maksatçı/amaççı olması gerekir. Örneklem, verilerdeki bütün uygun/ilgili modelleri tespit etmek için gereken temeli sağlamayı amaçlayabilir. Hatta bulguları nitel olarak sayılar ve yüzdeler vasıtasıyla sunabilir, ama çıkarımsal

istatistikler vasıtasıyla sunamaz. Kodlamayı başlatmadan bazı vak’alar tespit edilebilir, ama seçme ve kodlama, kodlama sürecindeki keşifler tarafından etkilenen müteakip vak’a seçimi işlemiyle eşgüdüm içinde gerçekleşebilir. Yeni vak’aları analiz etmek, kodlama sürecinde, analiz edilen kavramla ilişkili yeni modeller ve bulgular artık ortaya çıkmayınca kadar devam edebilir. Artık yeni bulgular ortaya çıkmıyorsa, genelde varsayım şudur: Bütün ilgili/uygun modeller keşfedilmiştir ve ek çalışmalar sadece bu bulguyu teyit edecektir. Bu noktada belli bir modelin baskınlığını kaydetme isteği olursa, araştırmacı model veya modeller dizisini bir belgeler kümesini kodlama ve analiz etme şeması olarak kullanmaya geçebilir. Fakat örneklem maksatçı

olduğundan, araştırmacı örnekten deneklere doğru giden bir sonuç çıkarma işlemi yapamaz.

KODLAMA

Nitel kodlamada, araştırmacının başlangıçta odaklandığı noktalar apriori/önceden belirlenmiş kodlar değil, araştırması aracılığıyla cevaplamayı amaçladığı önceden ima eden sorular için başlangıçtır. Bu sorular araştırmacının verilere yönelik başlangıçtaki yaklaşımını yönlendirir, ama süreç tümdengelimsel değil, tümevarımsaldır. Kanıt, analizi şekillendirmede neredeyse başlangıç soruları kadar önemli bir rol oynar. Nicel bir içerik analizi yapan kimsenin verileri büyük resmi görmek için okuduğunu görmek alışılmadık değildir. Bu araştırmacı belgeleri okurken, o sorulara karşılık gelen anahtar cümleleri ve metin bölümlerini etiketler, önemli ama beklenmedik diğer cümleleri ve metin bölümlerini kaydeder, aynı kavramı ifade

(15)

etmedeki benzerlikleri görür ve bu süreç boyunca ortaya çıkan kategorileri ve yapıları diğer verilerle tekraren karşılaştırmaya devam eder ve aynı belgeleri yeniden okur. O bu süreçte çeşitli fikirler, farklı alternatifler, muhalif yazılar ve/veya farklı grupların farklı metin kullanım biçimlerini arıyor olabilir.

Veri toplama birimleri ile analiz birimleri farklıdır. Araştırmacı araştırma sorularına verilen cevaplara ilişkin gelişen yorumunu belgeleri ve notları, özellikle de yorumuna uymayan ve yeni bağlantılar öneren durumları dikkate alarak sürekli kontrol eder. Böylece o sadece, kendisinin ortaya çıkan yapı/larına ilişkin teyit edici kanıtlara değil, aynı zamanda onları yanlışlayan ve vak’asını yorumu için sunarken hesaba katılması gereken kanıtlara da bakmış olur. Genel süreç analizin başlangıcında beklenmedik yeni sorular gündeme getirebilir. Glaser ve Strauss (1967), veri analizine yönelik sürekli karşılaştırma yaklaşımına işaret eder ki, bu yaklaşımda, ortaya çıkan ilişkiler ve kategoriler sürekli gözden geçirilir/düzeltilir ve ortaya çıkan teori veya modeller yeni veriler eskileriyle karşılaştırılırken test edilir (ayrıca bkz. Bocije, 2002).

Gelişen kavramları kaydetmek ve yine kavramların birbirleriyle nasıl bir ilişkiye sahip oldukları hakkında ortaya çıkan modelleri kaydetmek için araştırmacı kararlarını ve yorumlarını andıçlara kaydeder. İki tür andıç vardır: (1) Kavram andıçları mantıksal olarak, ortaya çıkan kavramlara ve bu kavramların ifade ediliş biçimlerine ve

araştırmacının kavramlara ilişkin kendi yorumlarına odaklanır. (2) Teori andıçlarında, araştırmacı kavramlar arasındaki ilişkiye yoğunlaşır ve aşamalı olarak bu kavramları çalışılabilir bir model hâlinde bütünleştirir. Andıçlar araştırmacının yapılara ilişkin zaman içindeki yorumunun ve anlayışının inceliklerini açığa vurur. Bir kavramsal andıçta, örneğin, Hahn (1998) şöyle bir yorumda bulunur: ‘Tekrarlandığını, ama mevcut kodlama yapılarının önceden yakalayamadığını hissettiğim tartışmaların kimi özellikleri hakkında düşünürken başlangıç olarak avantajlar ve dezavantajlar

kavramını mülahaza ettim. Bununla birlikte, daha faydalı bir organize-edici-kavramsal yapı, özellikleri optimize edici bir yapı gibi görünmektedir. Anafikir şudur: Bunlar, toplum tarafından algılanan derginin özellikleridir. Editörler ve yayıncılar hem dergiye makale verilmesini hem de derginin okunmasını teşvik etmek için bu özellikleri en iyi hâle getirmeye çalışıyorlar. Yazarlar ayrıca, dergiye vermek üzere ellerinde hazır olan makalenin mahiyetini dikkate alarak, bu özelliklerle en uygun bir eşleştirme yapmaya çalışıyorlar’.

Nitel içerik analizi, kodlama ve analiz sürecinin güçlüğünü değerlendirmek için geçerlilik ve güvenilirliğe benzer yaklaşımlar geliştirmiştir. Nitel içerik analizi,

gerçekliği nesnel biçimde betimlemeye değil, daima belli bir bağlama yerleşik olan belli bir fenomenin resmini oluşturmaya odaklanır. Lincoln ve Cuba (1995) bir nitel çalışmanın ne oranda “doğruluk değeri”ne sahip olduğunu değerlendirmek için kullanılan dört ölçüt betimler. “Doğruluk değeri” ile kastedilen, “belli bir araştırmanın bulgularının doğruluğuna olan güvendir. Cuba ve Lincoln, (1981) bunları inanılırlık, aktarılabilirlik, güvenilirlik ve doğrulanabilirlik olarak sayar. İç geçerliliğin benzeri olan inanılırlık, araştırma sorusunda bütün önemli soruları belirlemeyi ve bu faktörlerin toplanan verilerdeki yansıma biçimlerini doğru ve tam olarak betimlemeyi gerektirir.

Aktarılabilirlik ya da dış geçerlilik ise öz itibarıyla, bir bağlamda elde edilen bulguların diğer bir bağlama uygulanabilirliği hakkındaki bir değerlendirmedir. Genel olarak bir nitel araştırmacı bulgularını uygun bir teorik paradigma içine yerleştirmeye ve o

(16)

paradigma içinde anlamlı olan bulguların başka karşılaştırılabilir/benzer bağlamlara daha büyük bir güvenle uygulanabilir olup olmadığını anlamaya çalışır. Araştırmacı benzer şekilde, genelde, tek bir faktör hakkında veya bir sorunun bir yönü hakkında farklı kaynaklardan veri toplamaya çalışır, bunu da pek çok veri kaynağına dayanan bulguların daha büyük bir güvenle aktarılabileceği anlayışı ile yapar. Tek bir faktör veya bir sorunun yönü hakkında farklı kaynaklardan ve belki de farklı bakış açılarından çeşitli verileri toplamak, analiz etmek ve çapraz-kontrol yapmak, [bir bölgeyi

üçgenlere ayırarak ölçme yönteminden hareketle] “üçgenleme” olarak isimlendirilir ve nitel bir çalışmanın inanılırlığını ve doğrulanabilirliğini artırma yoludur.

Güvenilirlik, tekrarlanabilirlik kavramıyla ilgilidir ve tekrarlanabilirliği çalışmanın tekrarları süresince bulgulardaki “…bilinçli ve öngörülemez (ama akılcı ve mantıklı) değişikliklerin çıkarılmasından/düşülmesinden sonraki istikrar/sağlamlık” (Cuba ve Lincoln, 1981) olarak tanımlayabiliriz. Doğrulanabilirlik nesnellik ile ilişkilidir ve nitel içerik analizinde, değer biçiciler arası güvenilirliği değerlendirmek suretiyle ölçülür.

Nitel araştırmada bulgular, verilerin varılan sonuçları destekleyip desteklemediğini görmek için araştırmacı/lara değil, verilere bakmak suretiyle doğrulanır. Önemli olan ölçüt, kodlayıcılar arasındaki sayısal tekabüliyet değil, gözlem ile sonuç arasındaki kavramsal tutarlılıktır.

ANALİZ METODU

Nicel içerik analizindekine kıyasla nitel içerik analizinde, analiz, kodlamayla çok daha fazla bütünleşmiştir. Vurgu her zaman için araştırma sorularının

cevaplandırılması üzerinedir, fakat aynı zamanda, başlangıçtaki önceden-ima-eden soruların veya kodlama sırasında ortaya çıkan yeni soruların ve temaların kodlama sırasında maruz kaldığı herhangi bir değişim de hesaba katılır. Nitel analizin sonucu sıklıkla, çalışılan fenomenin bileşik bir resmidir. Bu resim denekler de dâhil olmak üzere bağlamı, durum/ları ve teorik yapıyı birleştirir. Amaç belli bir konunun “büyük resmi”ni çizmek ve ayrıntılı gözlemler yığınını dikkatli bir şekilde düzenleyerek kavramsal derinliği göstermektir.

Araştırmacı sonuçları sunarken, ilişkileri göstermek için sayıları ve/veya

yüzdeleri basit tablolaştırmalar veya çapraz-tablolaştırmalar hâlinde kullanabilir, ama aynı zamanda sayılara başvurmaksızın ayrıntıları metin sunumuna aşamalı olarak dâhil etme yolunu da kullanabilir. Analiz sıklıkla, analiz süresince açıklanan modellerin hem grafiksel, hem de tablolu sunumuyla sonuçlanır. Örneğin Wang ve White (1999), bir araştırma projesinin üç aşamasındaki doküman kullanımının bir grafik modelini sunarlar ve araştırmacıların her aşamada kullandıkları ölçütleri ve kuralları gösterirler.

Metin, çalışılan fenomen hakkındaki bulguların bir anlatımı olabilir ve bu anlatım varılan sonuçları örneklerle açıklamak için yapılmış alıntılar içerebilir. Örneğin aynı çalışmada yazarlar katılımcıların uygunluğu belirlerken bir ölçüt olarak ünlü olmayı kullanmalarına işaret eder:

Katılımcılar belgenin ünlü bir yazar veya kurum tarafından yazılıp yazılmadığı veya ünlü bir dergide yayınlanıp yayınlanmadığı hakkında yorum yaparlar. Belgenin yazarına ilişkin bir örnek şudur: “Belge çok önemsiz X ve Y kişileri tarafından yazıldı.”Y kişisi X kişisinden biraz daha iyi tanınmaktadır. Ben onları ünleri ile biliyorum. Onları

(17)

şahsen tanımıyorum”. Bir diğer örnek, yayıncının otoritesi veya yazarın kurumsal bağlantısı ile ilgili olarak yorum yapmaktadır: “Bir önyargısı olmayacak bir şey arıyordum. Dünya Bankası bütün ülkeler tarafından kabul edilmektedir. Dünya Bankasının teknik destek göndermeye veya böylesi projelere mali destek sağlamaya çok ilgi gösterdiğini zaten biliyoruz” (Wang ve White, 1999).

Ahuiva (2001), araştırmacı orijinal veri dizisini, kodlamalarını ve belli kodlar için bir temellendirme sunması ve bunları, gerekli olduğu takdirde, çalışmasının kâğıttaki bir çıktısı ile birlikte teslim etmesi hâlinde değerlendiricilerin bir nitel içerik analizinin doğrulanabilirliğini veya kamusal inanılırlığını daha iyi yargılayabileceğini öne sürer.

Yayınlanmış bir çalışmada, veriler veya en azından rastgele bir alt dizi ek olarak konulabilir.

BİLGİSAYAR YAZILIMI KULLANMAK

Belgelerin sayısına bağlı olarak, içerik analizi bıktırıcı olabilir ve çeşitli işler için bilgisayar kullanımından çok büyük oranda yararlanılabilir. Toplu olarak yazılım programları farklı şekillerde hizmet edebilir: Bilgisayarlar;

* Bir araştırma yardımcısı olarak verileri değiştirip düzeltmeyi, analiz için gruplandırmayı, notlar yazmayı, aynı tasnifin bireylerini bir grupta toplamayı kolaylaştırır ve genel düzeltme ve kodlama yapmaya imkân verir.

* Bir bilgi kullanıcısı ve çıkarıcısı olarak, kodlama amaçları için metni belirlenmiş bir sözlükle eşleştirir.

* Veri yığınları olarak elektronik ve kodlanmış versiyonları muhafaza etmek, analizdeki bütün adımların kaydını tutmak ve kodlanmış versiyonlarda analizin tekrarına imkân vermek.

* Ya bizatihi programın içinde veya verileri istatistiksel paketlere taşımak suretiyle sıklık ve yüzdeler gibi nicel analizleri yapma ve kolaylaştırma aracı olmak, böylece verilerin pek çok girdisinde meydana gelebilecek hataları ortadan kaldırmak.

İstatistiksel paketler genelde çıkarımsal istatistiklere imkân sağlar (Mayring, 2000) Programların işlevleri salt bir insanın elektronik verileri kodlayışından başlayıp metni analiz etmeye doğrudan dâhil olmaya kadar uzanır. Diğer işlevler olarak terimleri elektronik bir sözlükle eşleştirmek ki bir kodlama şemasıdır ve verileri kodlamak zikredilebilir.

(18)

Öz et

•Betimsel analiz ve içerik analizi, sosyal ve insan bilimlerinde farklı araştırma amaçları ve maksatları ile yaygın biçimde kullanılan oldukça esnek bir araştırma metodudur. Nicel veri analizi, pozitivist ve tümdengelimci karakter taşırken; nitel veri analizi hümanist ve tümevarımcıdır. Bu araştırma metodları nitel, nicel ve bazen de karışık araştırma çerçevelerinde uygulanır. Betimsel analiz, verilerin önceden belirlendiği temalara göre özetlenip yorumlanmasından ibarettir. İçerik analizinde verilerden yeni bulgular üretmek ve bu bulguları bağlama yerleştirmek için geniş bir analiz teknikleri dizisi kullanılabilir. Betimsel analiz, daha çok verilerin okuyucunun daha kolay anlayabileceği veya kullanabileceği hâle getirilmesi için tercih edilir. Köken itibari ile nicel analize dayanan olguların tasviri yanında, sınırlı bir bilgi ve yorum içerir. Başta da söylendiği gibi, sistematik ve içerik analizinde olduğu gibi, daha ileri

değerledirmelere imkân vermez.

•İçerik analizi ise, her biri müstakil olarak kullanılabileceği gibi, bazen hem nicel hem de nitel analiz teknikleri birlikte kullanılabilir. İçerik analizi, bilimsel araştırma sürecinde elde edilen veya üretilen belgeleri analiz etmeye dönük sistematik, titiz bir yaklaşımdır. İçerik analizi içinde yer alan adımlar/aşamalar betimlenmiş, nicel ve nitel içerik analizleri arasında ayrım yapılarak ve içerik analizinin hem nicel hem de nitel analizde kullanılabileceği ifade edilmiştir. Ayrıca içerik analizinin çeşitli yönleri hakkında daha fazla ayrıntı sunan metodolojik kitaplara ve makalelere işaret edilmiştir.

(19)

Değerlendirme sorularını sistemde

ilgili ünite başlığı altında yer alan

“bölüm sonu testi”

bölümünde etkileşimli olarak

cevaplayabilirsiniz.

DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Nitel yöntembilimcileri, genel olarak hangi isimlendirme altında toplanmaktadır?

a) Hümanistik b) Doğal c) Matematik d) Din

e) Etik

2. Aşağıdakilerden hangisi nitel veri analizinin özelliklerinden biri değildir?

a) Tümevarımcıdır.

b) Hümanistik bilimlere dayanır.

c) Yoruma imkân verir.

d) Deterministtir.

e) Bilimseldir.

3. Nitel veri analizi için araştırmacıların önerdiği üç analiz tekniği, aşağıdaki sıralamanın hangisinde doğru verilmiştir?

a) Betimsel Sistematik İçerik

b) Sistematik Betimsel İçerik c) Sistematik İçerik Betimsel d) İçerik Sistematik Betimsel

e) Betimsel İçerik Sistematik

4. Aşağıdakilerden hangisi betimsel analizin aşamalarından biri değildir?

a) Bir çerçeve oluşturmak

b) Tematik çerçeveye göre verileri işlemek c) Bulguların tanımlanması

d) Bulguların yorumlanması e) Bulguların doğrulanması

5. Aşağıdaki ifadelerden hangisi betimsel analizle ilgili değildir?

a) Araştırmacının amacı bir çıkarım yapmadan olayları betimlemektir.

b) Araştırmacı kendi düşüncelerini veriye yansıtmamalıdır.

c) Araştırmacı araştırma ile ilgili değer yargısında bulunmamalıdır.

d) Araştırmacı verileri toplamalı ve onları denekler adına konuşturmalıdır.

e) Araştırmacı betimleme sonucunda herhangi bir çıkarımda bulunmamalıdır.

(20)

6. Aşağıdakilerden hangisi tam olarak içerik analizinin tanımını vermektedir?

a) Metinlerden veya başka anlamlı bir konudan tekrarlanabilir ve geçerli çıkarımlar yapmak için var olan bir araştırma tekniğidir.

b) Metinlerden veya başka anlamlı bir konudan yazılabilir ve geçerli çıkarımlar yapmak için var olan bir araştırma tekniğidir.

c) Metinlerden veya başka anlamlı bir konudan indirgenebilir ve geçerli çıkarımlar yapmak için var olan bir araştırma tekniğidir.

d) Metinlerden veya başka anlamlı bir konudan genellenebilir ve geçerli çıkarımlar yapmak için var olan bir araştırma tekniğidir.

e) Metinlerden veya başka anlamlı bir konudan kullanılabilir ve geçerli çıkarımlar yapmak için var olan bir araştırma tekniğidir.

7. İçerik analizinin tarihi hangi zaman dilimine kadar uzanmaktadır?

a) 1500’lü yıllara b) 1800’lü yıllara c) 1850’li yıllara d) 1950’li yıllara e) 2000’li yıllara

8. İçerik analizinin tarihi kökleri hangi bilimsel çalışma alanına dayanmaktadır?

a) İktisat

b) Uluslararası ilişkiler c) Kitle iletişimi d) İşletme e) Hukuk

9. Krippendorf’a göre, aşağıdaki ifadelerden hangisi nicel ve nitel içerik analizlerinin ortak özelliklerinden biri değildir?

a) Metin örneklemi yapılması

b) Sözcük ve ifadeleri ayırt etmek anlamında metnin birimleştirilmesi c) Sonuca kısa yoldan ulaşmak için metnin özetlenmesi

d) Metni çevreleyen şartlar hakkında bildikleri şeyler ışığında okudukları şeyleri bağlamsallaştırma

e) Araştırıcıların zihinlerinde özel araştırma sorularına sahip olması

10. Aşağıdakilerden hangisi, Baugrande ve Dressier’ın önerdiği, bir metni açıklamak için veri formunun içerik analizinde yaygın olarak kullanılan kriterlerden biri değildir?

a) Tutarlılık b) Deneysellik c) Amaçlılık d) Bütünlük e) Geçerlilik

Cevap Anahtarı:

1.A, 2.D, 3.A, 4.E, 5.E, 6.A, 7.D, 8.C, 9.C, 10.B

(21)

YARARLANILAN VE MÜRACAAT KAYNAKLARI

Ahuvia, A. (2001 . Traditional, interpretive, and reception basedcontent analys es: Improving the ability of content an

alysis to addressissues of pragmatic and theoretical concern. Social Indic atorsResearch, 54, 139-172.

Altunışık, Remzi(ed)(2001), Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri- SPSS Uygulamalı, Sakarya Kitabevi, Adapazarı.

Auletta K. ( 1991). Three blind mice: How the TV networks lost theirway. New York: Random House.

Beaugrande, R. D., & Dressier, W. U. (1981). Einfuhrung in dielextlinguistik. Tu bingen: Niemeyer.

Barcus, F. E. ( 1959). Communications content: Analysis of theresearch, 1900- 1958 (A content analysis of content analysis). Ph.D.Dissertation, Universi ty of Michigan, Ann Arbor: UniversityMicrofilms

Barnouw E. ( 1975). Tube of plenty: The evolution of Americantelevision. New York: Oxford University Press.

Berelson, B. ( 1954). Content analysis. In G. Lindzey (Ed.), Handbookof social p sychology (Vol. 1, pp. 488-522). Reading, MA: Addison-Wesley

Bocije, H. (2002). A purposeful approach to the constant comparisonmethod i n the analysis of qualitative interviews. Quality &f Quantity,36, 391-409.

Brown L. ( 1971). Televi$ion: The business behind the box. New York:Harcourt Brace Jovanovich.

Blumer H. ( 1969). Symbolic interactionism: Perspective and method.Englewo od Cliffs, NJ: PrenticeHall.

Christians D. G., & Carey J. W. ( 1989). "The logic and aims ofqualitative resear ch". In G. H. Stempel III & B. H. Westley (Eds.),Research methods in mass communication ( 2nd ed., pp. 354-374).Englewood Cliffs, NJ: Prentice- Hall.

Cartwright, D. ( 1953). Analysis of qualitative material. In L. Festinger& Katz (E ds.), Research methods in the behavioral sciences (pp. 421-

470). Niles, IL: Dryden

Dewdney, P. (1992). Recording the reference interview: A fieldexperiment. InJ . D. Glazier & R. R. Powell (Eds.), Qualitative researchin information man agement (pp. 122-150). Englewood, CO: Libraries Unlimited.

Garfinkel A. ( 1967). Studies in ethnomethodology. Englewood Cliffs,NJ: Prenti ce-Hall.

Glaser, B. G. and Strauss, A. L. (1967) The Discovery of GroundedTheory. Chicago, IL:

Aldine.

Glassner, B. and Corzine, J. (1982) Library research as fieldwork: astrategy for qualitat ive content analysis, Sociology and SocialResearch, 66: 305–19.

(22)

, R. (1991). The profession's models of information: A cognitivelinguistic analysis. Jour nal of Documentation, 47, 130-148.

Hobson D. ( 1982). "Crossroads": The drama of a soap opera.London: Methuen.

Hobson D. ( 1989). "Soap operas at work". In E. Seiter, H. Borchers, G.Kreutzner, & E.

M. Warth (Eds.), Remote control. Television,audiences, and cultural power (pp.

150-167). New York: Routledge.

Hahn, K. (1999). Electronic journals as innovations: A study of authorand editor early adopters. Unpublished doctoral dissertation,University of Maryland at College Park, Maryland.

Hmmersley M., & Atkinson P. ( 1983). Ethnography: Principles andpractice. London: T avistock.

Holsti, 0. R. (1969). Content analysis for the social sciences andhumanities. Reading, MA: AddisonWesley.

Kaplan, A. ( 1943). "Content analysis and the theory of signs".Philosophy of Science, 1 0, 230-247.

Kracker, J., & Wang, P. (2002). Research anxiety and students'perceptions of research : An experiment. Part II. Content analysis oftheir writings on two experiences. J ournal of the American Society forInformation Science & Technology, 53(4), 29 4-307.

Kuhn, A. (1963) The Study of Society. Homewood IL: Richard D. Irwinand The Dorsey Pres

Krippendorff, K. (2004). Content analysis: An introduction to itsmethodology (2nd ed.

). Thousand Oaks, CA: Sage.

Lancy D. F. ( 1993). Qualitative research in education: Anintroduction to the major tra ditions. New York: Longman.

Lincoln, Y. S., & Cuba, E. G. (1985). Naturalistic inquiry. Beverly Hills,CA: Sage.

Lindlof T. R. ( 1991). "The qualitative study of media audiences".Journal of Broadcasti ng & Electronic Media, 35, 23-42.

Marshall C., & Rossman G. B. ( 1989). Designing qualitative research.Newbury Park, C A: Sage.

Marsh, E. E., & White, M. D. (2003). A taxonomy of relationshipsbetween images and text. Journal of Documentation, 59( 6), 647-672.

Mayring, P. (2000). Qualitative content analysis. Forum QualitativeSocial Research/Fo rum Qualitative Sozialforschung.(2).

RetrievedSeptember 24, 2005.

Metz R. ( 1975). CBS: Reflections in a bloodshot eye. Chicago: PlayboyPress.

Miles, M. B. and Huberman, A. M. (1994) Qualitative Data Analysis:An Expanded Sour cebook. Thousand Oaks, CA: Sage.

Neuendorf, K. A. (2002). The content analysis guidebook. ThousandOaks, CA: Sage.

Nitecki, D. A. (1993). Conceptual models of libraries held by faculty,administra tors, and librarians: An exploration of communications inthe Chronicleof Higher Education. Journal of Documentation, 49(3),255-277.

Potter, W. James,(1996), An Analysis of Thinking and Research About

Qualitative Research Methods, Mahwah,NJ.

(23)

Schoch, N. A., & White, M. D. ( 1997). A study of the communicationspatterns of participants in consumer health electronic discussion

groups. In C. Schwartz, & M. Rorvig (Eds.), Digital collections,implication s for users, funders, developers, and maintainers,Proceedings of the 60t h Annual Meeting of the American Society forInformation Science, Wash ington, DC, November 1-6, 1997 (pp. 280-

292). Medford, NJ: Information Today.

Stansbury, M. C. (2002). Problem statements in seven LIS journals:An applicati on of the Hernon/Metoyer-

Duran attributes. Library &Information Science Research, 24(2), 157- 168.

Strauss, A. L. (1987) Qualitative Analysis for Social Scientists.Cambridge: Camb ridge University Press.

Strauss A., & Corbin J. ( 1990). Basics of qualitative research:Grounded theory procedures and techniques. Newbury Park, CA:Sage.

Tesch,R. (1990). Qualitative research: Analysis types and softwaretools. New Y ork: Falmer Press.

Taylor, S. J., & Bogdan, R.(1998) Introduction to qualitativeresearch methods:

A guidebook and resource (3rd ed. ). New yorkWiley.

Vidich A. J., & Lyman S. M. ( 1994). "Qualitative methods: Theirhistory in sociology an d anthropology". In N. K. Denzin & Y. S. Lincoln(Eds.), Handbook of qualitative r esearch (pp. 23-59). Thousand Oaks,

Wang, P., & White, M. D. (1999). A cognitive model of document useduring a researc h project. Study II. Decisions at the reading and citingstages. Journal of the Am erican Society for Information Science,50(2), 98-114.

White, M. D. (2000). Questioning behavior on a consumer healthelectronic list. Librar y (Quarterly, 70(3), 302-334.

White, M. D., Abels, E. G., & Agresta.J. (2004). The relationshipbetween interac tion characteristics and answer quality in chatreference service. In Onlin e proceedings of the Virtual Reference DeskConference, Cincinnati, OH, November 8-

9, 2004. RetrievedNovember 2, 2005, fromhttp://www.vrd.org/conferen ces/VRD2004/proceedings/presentation.cfm?PID=376.

White, Marilyn Domas, Marsh, Emily E., (2006) ‘Content Analysis: A Flexible Methodology’ Library Trends, Volume:55. ss.21-32.

Holsti, Ole R.,(1969), Content Analysis for the Social Sciences and Humanites.

Reading, MA

Wolcott H. F. ( 1990). Writing up qualitative research. NewburyPark, CA: Sage.

Wolcott, H. F. (1992). Posturing in qualitative inquiry. In M. D.LeCompte, W. L. Millroy , & J. Preissle (Eds.), The handbook ofqualitative research in education, pp. 3- 52. New York: AcademicPress

.

(24)

Wolcott,H.F.(1994) Transforming Qualitative Data: Description, Analysis and Interpretation, Newbury Park, CA:Sage

Yıldırım.A., Şimşek H.,(2000), Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yönetemleri,

Seçkin Yayıncılık, Ankara.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bilimsel araştırma, sistematik veri toplama ve analiz etme sürecidir.. Bazı bilimsel araştırmalar, kuram üretmeyi ya da var olan kuramları

• Ekonomi ve zaman kriteri: Araştırma probleminin çözüm süreci için yeterli zaman. ve maddi kaynaklara sahip

vasıtasıyla veri toplanmasına bağlıdırlar. Sahada, veri toplamak için araştırmacıların katılımcılara ulaşmak için görüşmeler yapması gerekir, böylece

Araştırmacıların, en uygun veri toplama yöntemini ve bu verilerin analizi için en uygun stratejileri belirleyebilmeleri için öncelikli olarak araştırma sorununa bağlı

Bu araçlardan telefon görüşmesi, çevrimiçi tartışma grupları, çevrimiçi topluluklar, blog, web kamerası, çevrimiçi yazılı sohbet (forum) ve anlık

Dezavantajları ile ilgili olarak ise şu noktalar göz önüne alınabilir (GÖKSEL (2006)'dan akt. Kategorilerin belirlenmesi ve kodlama işlemi sırasında araştırma

bir bakış açısına ihtiyaç varsa nitel araştırma uygundur. Burada üzerinde çok çalışılmamış alanlarda derinlemesine bir anlayışın ortaya çıkarılması ihtiyacı vardır.

Araştırmacı örnekleme büyüklüğüne bir dizi faktörü göz önünde tutarak karar vermektedir (Grubun heterojenliği, seçim kriterleri, çoklu örneklem gruplarının