Osho
Osho’nun öğretileri, hiçbir kategoriye sokulamamaktadır; bireysel anlam arayışından, toplumun bugün karşı karşıya kaldığı en önemli sosyal ve politik konulara kadar birçok şeyi kapsar. Osho, kitap yazmamıştır; onun adıyla yayımlanan kitaplar, 35 yıl boyunca uluslararası nitelikte bir dinleyici topluluğuna yaptığı konuşmaların ses ve video kayıt- larının deşifre edilmiş halidir. Osho, Londra’da yayımlanan Sunday Times tarafından 20.
yüzyılın 1000 önemli isminden biri olarak kabul edilmiş, Amerikalı yazar Tom Robbins tarafından da “‹sa’dan sonra gelen en tehlikeli adam” olarak tanımlanmıştır.
Osho çalışmalarıyla ilgili olarak, yeni bir insan türünün doğumu için gereken koşulları hazırlamaya yardımcı olduğunu söylemiştir. Bu insanı çoğunlukla “Zorba Buda” olarak tanımlamıştır. Hem Yunanlı Zorba gibi dünyevi zevklerin hem de bir Gautama Buda’nın sessiz dinginliğinin tadını çıkaran bir kişi... Osho’nun çalışmalarının tüm yönlerinden bir iplik gibi geçmek, hem Doğu’nun zamansız bilgeliğini hem de Batı’nın teknoloji ve bilimi- nin en yüksek potansiyelini kucaklayan bir vizyondur.
Osho, aynı zamanda, modern yaşamın baş döndürücü hızını kabul eden bir yakla- şımla, içsel dönüşüm bilimine yaptığı yenilikçi katkılarıyla tanınmıştır. Benzersiz “Ak- tif Meditasyonlar”ı, bedenin ve zihnin birikmiş streslerini salıvermek için tasarlanmıştır.
Zira, bu şekilde düşüncelerden kurtulup rahat bir meditasyon yapmak daha kolay hale gelmektedir.
Yazarın iki özyaşamöyküsel eseri bulunmaktadır:
Provokatör Mistik
Muhteşem Çocukluk Yılları
Yazarın Omega Yayınları’ndan çıkan kitapları:
• Aydınlanmanın ABC’si
• Bilincin Ölümsüz Alevi
• Bir Sabun Köpüğüdür Hayat
• Boşluğun İçine Yolculuk
• Büyük Düşünürlerle Buluşmalar
• Dingin Ruh Gürültücü Zihin
• Gizemi Yaşamak
• Huzur Arayışı
• İnsan Kendinin Aynasıdır
• Kanat Açmış Kuş
• Karanlığa Âşık Olmak
• Kendini Bulmak
• Kumların Bilgeliği
• Meditasyon – İlk ve Son Özgürlük
• Meditasyonun Kehaneti (meditasyon kartları)
• Özgür Zihin
• Provokatör Mistik
• Ruh Eczanesi
• Sessizlik
• Sırlar Kitabı
• Sırların Sırrı
• Tantra, Spiritüellik ve Cinsellik
• Yaşam Aşkı
• Yaşamak İnanmaktır
• Yoga – Bireyin Doğuşu (I. Kitap)
• Yoga – Zamanın, Mekânın ve Arzunun Ötesinde (II. Kitap)
• Zen Tarot (Karton Kutulu, Tarot Kartlı)
SIRLAR KİTABI
İçindeki Sırra Ulaşmak İçin 112 Meditasyon
İngilizceden çeviren:
Niran Elçi
Ω
1. baskı: Omega Yayınları, 2015 2. baskı: Omega Yayınları, 2020
SIRLAR KİTABI : İçindeki Sırra Ulaşmak İçin 112 Meditasyon / OSHO Eserin özgün adı: The Book of Secrets: 112 Meditations to Discover the Mystery Within Bu kitabın önceki baskıları Omega Yayınları tarafından Sırlar Kitabı: Meditasyon Sanatı ve Sırlar
Kitabı: Kendini Anlamanın Anahtarı başlıkları ile iki cilt olarak yayımlanmıştır.
Copyright © 1978, 1999 OSHO International Foundation, Switzerland.
www.osho.com/copyrights 2015. Tüm hakları saklıdır.
Daha fazla bilgi için www.OSHO.com.
Bu, bir dergi, OSHO kitapları, ses ve görüntü formatında OSHO konuşmaları, İngilizce ve Hintçe OSHO Kütüphanesi metin arşivi ve OSHO Meditasyonları hakkında geniş bilgi içeren kapsamlı bir
internet sayfasıdır. Burada OSHO Multiversity’nin programı ve OSHO International Meditation Resort hakkında ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz.
İnternet sayfaları:
http://OSHO.com/resort http://OSHO.com/AllAboutOSHO
http://OSHO.com/shop http://www.youtube.com/OSHO http://www.oshobytes.blogspot.com http://www.Twitter.com/OSHOtimes http://www.facebook.com/pages/OSHO.International
http://www.flickr.com photos/oshointernational
Aşağıdaki adresler aracılığıyla OSHO International Foundation ile temas kurabilirsiniz:
www.osho.com/oshointernational, oshointernational@oshointernational.com Bu kitaptaki materyal Osho’nun izleyicilere hitaben yaptığı çeşitli konuşmalardan derlenmiştir.
Osho’nun bütün konuşmaları birer bütün olarak kitaplar halinde yayımlanmıştır ve ayrıca ses kaydı olarak da temin edilebilmektedir. Ses kayıtları ve metinlerin tümüne www.osho.com
adresindeki Osho Library’den ulaşılabilir.
OSHO ® Osho International Foundation’ın tescili markasıdır. www.osho.com/trademarks (Osho’ya ait herhangi bir fotoğraf, görüntü ya da OIF’a ait ya da telif hakkı kapsamındaki size
satılmış bir sanat eseri Osho International Foundation’dan açık izin gerektirmektedir.) Türkçe yayın hakları © Omega Yayınları
Bu eserin tüm hakları saklıdır. Tanıtım amacıyla, kaynak göstermek şartıyla yapılan kısa alıntılar hariç yayınevinden yazılı izin alınmaksızın alıntı yapılamaz, hiçbir şekilde kopyalanamaz,
çoğaltılamaz ve yayımlanamaz.
ISBN: 978-605-02-0460-5 Sertifika no: 10962 İngilizceden çeviren: Niran Elçi Baskı: Lord Matbaacılık ve Kâğıtçılık Topkapı-İstanbul / Tel.: (0212) 674 93 54
Matbaa sertifika no: 45501 Omega Yayınları
Ankara Cad. 22/12 • TR-34110 Sirkeci-İstanbul Tel.: (0212) 512 21 58 • Faks: (0212) 512 50 80
www.omegayayincilik.com • e-posta: omega@omegayayincilik.com www.facebook.com/omegayayincilik • www.twitter.com/@omegaYAYINCILIK
www.instagram.com/omegayayinlari Genel dağıtım: Say Dağıtım Ltd. Şti.
Ankara Cad. 22/4 • TR-34110 Sirkeci-İstanbul Tel.: (0212) 528 17 54 • Faks: (0212) 512 50 80
internet satış: www.saykitap.com • e-posta: dagitim@saykitap.com
İçindekiler
Giriş ... 9
1. Tan tra Dün ya sı... ... 13
2. Yo ga Yo lu ile Tan tra Yo lu ... 28
3. Ne fes: Ev re ne Bir Köp rü ... 42
4. Zihnin Al dat ma ca la rının Üstesinden Gelmek ... 56
5. Dik kat Üze ri ne Beş Tek nik ... 69
6. Düş le rin Ötesine Geçmek İçin Araç lar ... 85
7. Ra hat lama Tek nik leri ... 98
8. Mut lak Ka bul len me ve Bölünmezlik: Tantrik Saflığın Anlamı ... 112
9. Mer ke ze Gi diş Tek nik le ri ... 126
10. Kendini Gerçekleştirme: Temel İhtiyaç ... 140
11. İç sel Mer kez le re Ulaş ma Yol la rı ... 153
12. Zih nin Öte sin den Kay na ğa ... 166
13. İç sel Mer ke ze Gir mek.... ... 178
14. Ener ji nin Yö nü nü De ğiş tir mek ... 192
15. Geçmişi Bir Rüya Olarak Görmek... 207
16. Bi linç siz lik Gü na hı nın Öte sin de ... 220
17. Pek Çok Dur ma Tek ni ği ... 232
18. Ger çek ler le Kal mak ... 247
19. Dü şün sel ve Duy gu sal Tipler İçin Tek nikler ... 261
20. Sı ra dan Aşk ve Bir Bu da’nın Aş kı ... 276
21. Bak ma Üzerine Üç Tek nik ... 288
22. Üçün cü Gözü Açmak ... 302
23. Da ha Pek Çok Bak ma Yön te mi ... 315
24. Kuş ku ya da İnanç, Ya şam ya da Ölüm: Fark lı Yol la rın Te mel le ri ... 328
25. Söz cük ler den Saf Ses le re, Son ra Ben li ğe ...342
26. Zir ve le rin ve Va di le rin Ka bul le nil me si ...358
27. Ses siz lik, Ses li lik ve Mut lak Far kın da lık ...371
28. Me di tas yon: Bas kı la ma Yü kü nün Atıl ma sı ...383
29. Zih nin Bı ra kıl ma sı İçin Ses Yön tem le ri ...397
30. Cinsellikte Teslim Olmak ve Bir Us ta ya Tes lim Ol mak... ...411
31. Ses ten İç sel Ses siz li ğe...425
32. Tes li mi yet Yo lu... ...440
33. Tan trik Cin sel Ey le min Tin sel li ği ...452
34. Tan tra Ara cı lı ğı ile “Koz mik Or gazm” ...464
35. İçe, Ger çek Ola na Dön mek ...476
36. Ma ya dan (Ya nıl sa ma dan) Ger çek li ğe ...491
37. Ya şa mın Akı şı na Bir Filmmiş Gibi Ta nık Ol ma Tek nik le ri ...503
38. Ger çek Ben li ğe Doğ ru... ...518
39. Dal ga dan Koz mik Ok ya nu sa ...532
40. Ani Ay dın lan ma ve Önün de ki En gel ler... ...544
41. Yargıç Değil Tanık Ol ...558
42. İlkeler Değil, Tantra Aracılığıyla Uyanıklık ...572
43. Değişim Aracılığıyla Değişmeyeni Bulmak ...585
44. Tantra’nın Aşk ve Özgürleşme Sırları ...598
45. Gerçekle Kalmak ...612
46. Arzulardan Kurtulmanın Tantrik Yolu ...625
47. Işık Teknikleriyle Tantrik Meditasyon ...638
48. Tohumdaki Potansiyel ...652
49. Bilinçle Yapmak ...664
50. Köklere İnmek ...677
51. Varoluşa Geri Dön ...690
52. Bu Âna Gir ...704
53. Ölümden Ölümsüzlüğe ...718
54. Farkındalık Ateşi ...731
55. Yalnızca Gerçek Olmayan Çözülür ...743
56. Boşluğu Keşfetmek ...755
57. Özgürlük Arayışı ...767
58. Senin Ellerinde ...781
59. Tepelerden İzlemek ...794
60. Kendinden Kurtulmak ...808
61. Bütünle Bir Olma Teknikleri ...821
62. Hedef: u An ...833
63. Takip Edilecek Harita Yok ...845
64. Seçimsizlik Mutluluktur ...859
65. Yaşam Sorun Değil Bir Gizemdir ...871
66. Aydınlanma... En Sıradan ...884
67. Ne Zihin, Ne Madde ...896
68. Ciddi Olursan Asıl Noktayı Kaçırırsın ...909
69. Kendini Bilmiyorsun ...922
70. Yalnızlık Acıdır ...935
71. Çeperi Unut ...947
72. Aydınlanmış Birine Âşık Olmak ...961
73. Dönüşüm Korkusu ...972
74. Duyarlılık Ne Kadar Büyük Olursa, Uzaklaşma O Kadar Büyük Olur ...986
75. Zıtların Ritmini Ara ...999
76. Buda’nın İçsel Orgazmı ...1012
77. Her Benlik Ol ...1025
78. İçsel Rehber ...1039
79. Shunyawad – Boşluğun Felsefesi ...1051
80. Her ey ve Hiçbir ey Aynı Anlama Gelir ...1066
GİRİŞ
Öldüğümüzde Ne Olacak?
Bu so ru ne re dey se tüm tin sel ara yış la rın mer ke zin de olan bir so ru dur ve bu so ru nun ce va bı ge nel lik le bir din sel öğ re tiy le di ğe ri ara sın da ki sı nı rı be lir ler. İs ter re en kar- nas yon ya da ye ni den di ri li şe, is ter cen net le ce hen ne me, is ter ara fa ya da kar mik borç la rı öde me ye ina nın ölüm den son ra ne ola ca ğı so ru su din sel bo yut ta sı nır sız bir ala nı iş gal eder.
Hin du mi to lo ji si nin zen gin ve kar ma şık dün ya sın da ya ra dı lış (Brah ma) ve ko ru- yu cu nun (Viş nu) da için de bu lun du ğu “tes lis”de Şi va, ölü mün yü zü nü ve yok et me- yi tem sil eder. Sır lar Ki ta bı’nda ki 5000 yıl lık sut ra lar Şi va’ya at fe di lir. Pe ki ne den?
Şi va’nın ne re den gel di ği hak kın da da ha faz la bil gi sa hi bi ol mak, bu nu an la ma mı za yar dım cı ola bi lir.
Şi va pek çok açı dan kar ma şık bir ka rak ter. Hi kâ ye, Brah ma ve Viş nu’nun acil ba zı me se le ler için Şi va’yla ko nuş ma ya gi dip onu ka rı sıy la se vi şir ken bul ma la rı na dek uza nır. Şi va se viş me ye ken di ni öy le kap tır mış tır ki di ğer iki Tan rı nın, oda sı na gir di ği nin far kı na bi le var maz. Şi va on la rı fark ede ne dek sa at ler ce ap tal gi bi bek- le til me le ri ne kı zan Tan rı lar Şi va’yı la net ler ve ona bun dan böy le fal lik bir sem bol ta ra fın dan tem sil edi le ce ği ni söy ler ler. Ve böy le ce şi va lin gam Hin dis tan’da ki bin ler- ce Şi va ta pı na ğı nı do na tır. Şi va bir di ğer yö nüy le “Şi va-Şak ti” çif ti nin ya rı sı; ka dın ve er ke ğin ebe di dan sı nın er kek ya nı dır. Sır lar Ki ta bı’nda eşi De vi’yle ko nu şur; De vi bü tün ko nuş ma bo yun ca Şi va’nın ku ca ğın da otu rur!
Cin sel lik ve ölüm, er kek ve ka dın, yin ve yang... Yal nız Hin du izm’in de ğil bü tün Do ğu’nun baş lı ca tin sel ge le nek le ri nin pa ra dok sal dün ya sı dır.
Ve me di tas yon tüm pa ra doks la rı gi ze me dö nüş tü rür. Zih nin tu zak la rı nı açar, böy le ce sa hi bi, en so nun da, çe liş ki le rin kı yı sı nı terk edip öz gür ka lır ve ken di ni keş- fet me ır ma ğı na gi rer.
Os ho bu ko nu da şöy le der:
Ölüm dai ma şim di de ger çek le şir. Ölüm, aşk, me di tas yon; hep si şim di de ger çek- le şir. Ya ni, ölüm den kor ku yor san âşık ola maz sın. Aşk tan kor ku yor san me di tas yon ya pa maz sın. Me di tas yon dan kor ku yor san ha ya tın fay da sız ola cak tır. Her han gi bir amaç açı sın dan de ğil, için de mut lu luk his se de me ye ce ğin için fay da sız ola cak tır.
Bo şu na ola cak tır.
Ölüm, aşk, me di tas yon: Bu üçü nün bir ara da bu lun ma sı tu haf gö rü ne bi lir. Ama de ğil! Bun lar ben zer de ne yim ler dir. Bu üçün den bi ri nin içi ne gi re bi lir sen ka lan iki- si nin de içi ne gi re bi lir sin.
Sırlar Kitabı 10
An la şıl ma sı ge re ken bir hu sus da ha: Şi va, Brah ma ve Viş nu, tü mü ken di le rin den de yü ce, hat ta Tan rı kav ra mı nın da öte sin de bir kud re tin te za hür le ri dir. Üçü ara sın- da Şi va en in sa ni ola nı dır. Brah ma ya rat ma işi ni ger çek leş tir miş ve bu dün ya nın yok edil me sin den son ra hiz me ti ne ye ni den ih ti yaç du yu la ca ğı ana ka dar in zi va ya çe kil- miş tir. Viş nu, bir mu ha se be ci nin ta raf sız lı ğı ve ti tiz li ğiy le, gün lük şey le rin ne den-so- nuç la rıy la, bir ba kı ma evin gün de lik iş le riy le il gi le nir. Ama bü tün kor kunç lu ğu ve çal kan tı lı ha ya tıy la Şi va, asıl kay na ğıy la bir ara ya gel me nin öz le mi ni du yan ve esas evi nin ya rı unu tul muş ha ya liy le sar hoş ol muş tek Tan rı dır. Şi va’nın sut ra la rı, su sa- yan la ra su ya na sıl ula şı la ca ğı nı gös te ren bi rer ha ri ta dır.
Sır lar Ki ta bı, çağ daş bir mis ti ğin, Şi va’nın 5000 yıl lık Vig yan Bhai rav Tan tra’sı –tam çe vi ri si, “bi lin cin öte si ne geç mek için tek nik ler”dir– üze ri ne yo rum la rı dır.
“Tan tra” söz cü ğü nün “tek nik” ya da “yön tem” an la mı na gel me si bir çok la rı nı şa şır ta cak tır. Mo dern çağ da tan tra –bel ki hiç de şa şır tı cı ol ma yan bir şe kil de– ne re- dey se ta ma men cin sel lik le iliş ki len di ri lir. As lı na ba kı lır sa, Sır lar Ki ta bı’nda an la tı- lan 112 me di tas yon tek ni ği nin ya rım dü zi ne den azı doğ ru dan cin sel lik le il gi li dir.
Tan tra nın ama cı, iler le yen say fa lar da da gö re ce ği miz gi bi, in san la ra da ha iyi bir cin sel ya şam sağ la mak de ğil da ha zi ya de, in san la ra ya şam la rın da kar şı laş tık la rı sa yı sız du rum ve rast lan tı yı, bu na cin sel lik de da hil, me di tas yon de ne yi mi ne açı- lan ka pı lar ola rak kul la na bi le cek le ri ni gös ter mek tir. Os ho’nun ilk bö lüm de de di ği gi bi:
Şiva’nınbusutralarıeneski,enkadimtekniklerdir.Amaonlaraensontekniklerdediye
bilirsinizçünküonlaraeklenebilecekbirşeyyoktur.Zihniarındırmanınvezihniaşmanın
bütünyollarınıvebütünimkânlarınıiçermektedir.Şiva’nın112yönteminetekbiryöntem
bileeklenemez.Eneskiyöntemlerolmalarınarağmenenson,hattaenyenidirler.Yaşlıtepeler
kadareski–yöntemlerebedigibidir–güneştebirçiydamlasıgibiyenidirlerçünkühâlâçok
tazedirler.
Bu112meditasyonyöntemizihnidönüştürmebiliminioluşturur.
Os ho’nun “bi lim” söz cü ğü nü kul la nı şı na dik kat edin. Yal nız ca Sır lar Ki ta bı’nda de ğil, ne re dey se kay da alın mış tüm söy lev le rin de tek rar tek rar vur gu lar; me di tas yon bir inanç sis te mi, bir dok trin, öl dü ğü müz de ne ola cak, gi bi so ru la rın “ce va bı” de ğil- dir. Me di tas yon bü tün inanç sis tem le ri nin, öğ re ti le rin ve ha zır ce vap la rın kay bol du- ğu; ge ri ye yal nız ca ger çek li ğin ol du ğu gi bi, doğ ru dan al gı la na bi le ce ği tek bi linç olan, dü şün ce den arın mış saf far kın da lı ğın kal dı ğı iç sel bir du rum dur. Ama me di tas yon tek nik le ri me di tas yon de ğil dir; bu yan lı şa düş me yin. Tek nik ler yal nız ca ha ri ta lar dır, tıp kı bi lim sel for mül ler gi bi. Amaç ça lış mış ol mak için on la ra ça lış mak de ğil, on la rı kul lan mak; ken di iç uza yı nın la bo ra tu va rın da on lar la de ney ler yap mak tır. Me di tas- yon, de ne yin so nu cun da ola bi le cek ler dir.
Pe ki ama bü tün bun la rın muh te şem seks le ne il gi si var? Me di tas yo nu cin sel ya şam la rı na da hil ede bil miş in san lar si ze el ki tap la rı nı zın tü mü nü at ma nı zı ve dik- ka ti ni zi “şim di ye” top la ma yı öğ ren me ni zi söy le ye bi lir ler. Bun dan son ra her şey ken di li ğin den çö zü le cek tir.
Öl dü ğü müz de ne olur? Me di tas yo nu tat mış in san lar bel ki si ze ke sin bir ce vap ve re me ye bi lir ler ama si ze iç le rin de ki ölüm süz lü ğü fark edip de ne yim le dik le ri ni ve
Giriş 11
bu de ne yi min so nu cun da ölü mün yal nız ca bir rü ya dan iba ret ol du ğu nu öğ ren dik- le ri ni söy le ye bi lir ler.
Seks, ölüm ve me di tas yon: Bun la rı, yok edi ci ve âşık Şi va’dan, en in sa ni ar zu ya –ken din den da ha yük se ğe ulaş ma ve bi lin me yen her şe yin sır rı nı çöz me ar zu su- na– sa hip Tan rı Şi va’dan da ha iyi kim bir ara ya ge ti re bi lir? Ve Şi va’nın sut ra la rı nın sır la rı nı bu gü ne, cin sel lik ten üst bi lin ce, spi ri tü el lik ten bi li me tüm ha ya tın iyi–kö tü, yük sek–al çak gi bi ka ran lık dü şün ce ler den kur ta rı lıp tüm in san la rın do ğuş tan hak kı olan o ışıl tı lı bü tün lü ğe ye ni den ka vuş ma sı ge rek ti ği ni ıs rar la sa vu nan Os ho’dan da ha iyi kim ta şı ya bi lir?
Os ho, gi riş bö lü mün de Sır lar Ki ta bı’nı na sıl kul la na ca ğı nı za da ir ol duk ça ay rın tı lı öne ri ler de bu lu nur. Bun lar dan bir ka çı bu ra da vur gu lan ma ya de ğer. Ay rı ca ki ta bın ya ra tıl dı ğı bağ lam la il gi li bir kaç şey de oku ra ki ta bı ta sar lan dı ğı gi bi kul lan ma da yar dım cı ola cak tır.
Ki tap ta ki her bö lü mün ilk ha li do ğaç la ma ko nuş ma lar şek lin de dir ve ar ka daş lar- la öğ ren ci ler den olu şan kü çük bir gru ba hi tap edil mek te dir. Os ho dai ma not al mak- sı zın ve ya her han gi bir özel ha zır lık yap mak sı zın ko nu şur, (bu du rum da, ör ne ğin) yo rum la dı ğı sut ra la rın bir kop ya sı ve ya ko nuş ma sı sı ra sın da bir nok ta yı açık la mak için kul lan dı ğı bir kaç es pri ve ya anek dot is tis na ol mak kay dıy la.
El ki tap la rı ve ki şi sel ge li şim ki tap la rı oku ma ya alışık olan lar için bu du rum ilk baş ta şa şır tı cı ola bi lir. Bu ra da önem li nok ta la rı mad de ler ha lin de ele alı nıp tek rar- la nan bir ders bul ma ya cak sı nız. Ki tap ta her han gi bir dip not, alt baş lık, şe ma ve ya çi zim bu lun ma mak ta dır. Bu tür bek len ti ler le met ne yak la şır sa nız çok kı sa sü re de ha yal kı rık lı ğı ya şar sı nız. Met ne, bir hi kâ ye, bir şi ir ya da bir şar kı sö zü oku yor muş gi bi yak laş mak da ha doğ ru ola cak tır. Sa bır ve açık lık la, her şe yin za man la açık la na- ca ğı na ina na rak.
Sır lar Ki ta bı’nın baş lan gı cın da Os ho, din le yi ci le ri ni bah set ti ği me di tas yon tek- nik le ri nin her bi ri ni de ne me ye teş vik eder, tü müy le “üç gün yal nız ca oy na ma yı”
öne rir. Ve “oy na mak” söz cü ğü nü vur gu lar; cid di ol mak, “in sa nı yo ran bir ça ba” sarf et mek ve ya “ken di ni di sip lin al tı na al mak” de ğil, “oyun oy na mak.” Ve bir tek ni ği de ne yip onun ger çek ten si ze uy du ğu nu, on dan ke yif al dı ğı nı zı ve ha ya tı nı za ye ni ve ta ze bir şey ler kat tı ğı nı gö rür se niz, o za man onu bi raz da ha de rin le me si ne keş fe çı ka- bi lir si niz. Bu an lam da siz okur ola rak ilk din le yi ci ler den da ha iyi bir ko num da sı nız;
her bö lü me ge rek ti ği ka dar za man ayı ra bi lir, bir son ra ki bö lü me geç me den ve ri len tek nik le rin her bi riy le oy na ya bi lir si niz.
El bet te be lir li bir tek nik ger çek ten il gi ni zi çe ker ve onu anın da uy gu la ma ih ti ya cı du yar sa nız ki ta ba is te di ği niz yer den de baş la ya bi lir si niz.
Sut ra bö lüm le ri nin her bi ri nin ar dın dan Os ho’nun din le yi ci le rin so ru la rı na ya nıt ver di ği bö lüm ler gel mek te dir. Aşa ğı yu ka rı bü tün ko nu lar da so ru lar ön ce ki bö lüm- de ve ri len tek nik ler le il gi li dir. Do la yı sıy la de ne me ye baş lar ken oy na dı ğı nız tek nik- le rin ar dın dan ge len bö lüm le re bak ma nız si ze yar dım cı ola bi lir. Bu bö lüm ler de, tek ni ği de rin le me si ne an la ma nı zı sağ la ya cak eks tra ipuç la rı ve ba zı “prob lem le rin”
çö züm le ri ni bu la cak sı nız.
Ve son ola rak va ra ca ğı nız yer le ha ri ta yı bir bi ri ne ka rış tır ma yın. Sır lar Ki ta bı bir ce vap lar sil si le si de ğil, bir anah tar lar di zi si dir. Os ho, ki ta bın en ba şın da bu anah tar- lar di zi si nin ek sik siz ol du ğu nun ve tek bir ka pı nın bi le anah ta rı nın göz den kaç ma-
Sırlar Kitabı 12
dı ğı nın gü ven ce si ni ve rir. Si zin ka pı nı zın anah ta rı da bu ra da bir yer ler de. Yap ma nız ge re ken tek şey si ze uy gun ola nı bu la na dek bir bi ri ar dı na anah tar la rı de ne mek.
Son ra ka pı yı açıp ar dın da ne le rin giz len di ği ni ken di göz le ri niz le gör mek.
Ca rol Nei man Pu ne, Hin dis tan, 1997
SUTRALAR De vi so rar:
AhŞiva,seningerçekliğinnedir?
Buharikalarladoluevrennedir?
Tohumuneoluşturur?
Evrenselçarkınmerkezindekimvardır?
Biçimleriistilaedenbiçimötesibuyaşamnedir?
Zamanınvemekânın,isimlerinvetanımlarınötesindeolana nasıltamamengirebiliriz?
Kuşkularımıgider!
Gi riş ni te li ğin de bir kaç söz: İlk ön ce, Vig yan Bhai rav Tan tra dün ya sı dü şün sel de ğil- dir, fel se fi de ğil dir. Onun açı sın dan öğ re ti an lam sız dır. O yön tem le, tek nik le il gi le nir.
Ke sin lik le il ke ler le de ğil. Tan tra söz cü ğü tek nik, yön tem, yol an la mı na ge lir. Ya ni fel- se fi de ğil dir. Bu nu ak lı na yaz. Dü şün sel so ru ve so run lar la il gi len mez. Şey le rin [nes- ne le rin] “ne den”iy le il gi len mez, “na sıl”ıy la il gi le nir; ger çe ğin ne ol du ğu ile il gi len- mez, ger çe ğe na sıl ula şı la bi le ce ği ile il gi le nir.
Tan tra tek nik de mek tir. O ne den le bu, bi lim sel bir tez dir. Çün kü bi lim ne den ile il gi len mez, na sıl ile il gi le nir. Fel se fe ile bi lim ara sın da ki te mel fark bu dur. Fel se fe şöy le so rar: “Bu va ro lu şun ne de ni ne?” Bi lim ise şöy le so rar: “Bu va ro luş na sıl ger- çek leş ti?” Na sıl so ru su nu sor du ğun an da, yön tem ve tek nik önem ka za nır. Te ori ler an lam sız la şır, de ne yim mer ke ze yer leş ir.
Tan tra bi lim dir, fel se fe de ğil dir. Fel se fe yi an la mak ko lay dır çün kü yal nız ca ze kâ- na ge rek du yar sın. Di li an la ya bi li yor san, kav ra mı an la ya bi li yor san, fel se fe yi de an la- ya bi lir sin. De ğiş me ne ge rek yok tur; dö nüş men ge rek mez. Fel se fe yi ol du ğun ha lin le an la ya bi lir sin ama Tan tra’yı de ğil.
Tan tra için bir de ği şi me ih ti ya cın ola cak, da ha doğ ru su, bir dö nü şü me. Sen fark- lı ol ma dı ğın sü re ce Tantra an la şı la maz çün kü Tan tra dü şün sel bir gi ri şim de ğil, bir de ne yim dir. Ye ni gö rüş le re açık ve ha zır de ğil sen, de ne yi me kar şı sa vun ma sız de ğil- sen sa na gel me ye cek tir.
1
TANTRA DÜNYASI
Sırlar Kitabı 14
Fel se fe zi hin ile il gi li dir. Ba şın ye ter li dir; bü tün ol man ge rek mez onu an la mak için. Tan tra, bü tün lü ğe ih ti yaç du yar oy sa. Bu, da ha de rin bir mey dan oku ma dır.
Bü tün ola rak onun için de ol ma lı sın. Par ça parça de ğil dir çün kü. Fark lı bir yak la şım, fark lı bir ta vır dır ve bu yüz den, onu al mak için fark lı bir zi hin ge rek li dir. Bu ne den le, De vi* gö rü nür de fel se fi so ru lar so rar. Tan tra, De vi’nin so ru la rı ile baş lar. Tüm so ru- lar fel se fi ola rak çö zül me ye ça lı şı la bi lir.
Ger çek ten de her so ru iki şe kil de çö zül me ye ça lı şı la bi lir: Fel se fi ola rak ya da bü tün sel ola rak; dü şün sel ola rak ya da va ro luş sal ola rak. Ör ne ğin bi ri “Aşk ne dir?”
di ye so rar sa, bu na dü şün sel açı dan yak la şa bi lir, onun la tar tı şa bi lir, te ori ler öne sü re- bi lir sin ya da özel bir var sa yım or ta ya ko ya bi lir sin. Bir sis tem, bir öğ re ti ya ra ta bi lir- sin. Ve aş kı hiç bil mi yor ola bi lir sin.
Öğ re ti or ta ya koy mak için de ne yim ge rek mez: Ger çek ten de tam ter si ne, ne ka dar az bi lir sen o ka dar iyi dir; çün kü o za man te red dü te düş me den bir sis tem öne- re bi lir sin. Işı ğın ne ol du ğu nu yal nız ca kör bi ri ko lay lık la ta nım la ya bi lir. Bil me di ğin za man ce sur sun dur. Ce ha let her za man ce sur dur; bil gi te red düt eder. Ve ne ka dar çok bi lir sen, ayak la rı nın al tın da ki ze mi nin çö zül dü ğü nü o ka dar iyi his se der sin. Ne ka dar çok bi lir sen, ne ka dar ca hil ol du ğu nu o ka dar çok his se der sin. Ve ger çek ten bil ge olan lar ca hil le şir ler. Ço cuk lar ka dar saf olur lar ya da ah mak lar ka dar ap tal.
Ne ka dar az bi lir sen o ka dar iyi dir. Fel se fi ol mak, dog ma tik ol mak, öğ re ti ci ol mak... Bu ko lay dır. Bir so run la dü şün sel ola rak uğ raş mak çok ko lay dır. Ama bir so run la va ro luş sal** ola rak uğ raş mak... O so run hak kın da yal nız ca dü şün mek de ğil, onu ya şa mak, ken di ne onun sa ye sin de dö nüş me iz ni ver mek... Bu zor dur. Ya ni, aş kı bil mek için âşık olun ma lı dır. Bu teh li ke li dir çün kü ay nı kal ma ya cak sın dır. De ne yim se ni de ğiş ti re cek tir. Aş ka gir di ğin an, fark lı bir ki şi li ğe bü rü nür sün. Aşk tan çık tı ğın za man, es ki yü zü nü ta nı ya maz sın; o yüz sa na ait de ğil dir. Bir de vam sız lık ol muş tur.
Şim di bir boş luk var dır, es ki ki şi öl müş, ye ri ne ye ni ki şi gel miş tir. Ye ni den do ğum de ni len şey bu dur; iki ke re doğ mak.
Tan tra fel se fi ol ma yan dır, o va ro luş sal dır. Bu yüz den De vi, fel se fi gö rü nen so ru lar so rar el bet te ama Şi va on la rı o şe kil de ya nıt la maz. Bu yüz den baş lan gıç ta an la mak da ha iyi dir; ak si hal de şa şı rır sın çün kü Şi va tek bir so ru yu bi le ya nıt la maz.
De vi’nin sor du ğu on ca so ru yu Şi va ya nıt la maz hiç. Ama yi ne de ya nıt ve rir! Ve ger- çek ten, bu so ru la rı yal nız ca o ya nıt la mış tır, baş ka sı de ğil... Ama baş ka bir düz lem de.
De vi, “Se nin ger çek li ğin ne dir, efen dim?” di ye so rar. Bu na ya nıt ver me ye cek tir Şi va. Ya nıt ver mek şöy le dur sun, tam ter si ne, bir tek nik öne re cek tir. Eğer De vi bu tek ni ği uy gu lar sa, onun ger çek li ği ni an la ya cak tır. Bu yüz den ya nıt do lay lı dır, doğ- ru dan de ğil dir. Şi va, “Ben ki mim?” so ru su nun ya nı tı nı ver me ye cek tir. Bir tek nik öne re cek tir... Yap, an lar sın, di ye cek tir.
Tan tra için yap mak bil mek tir ve baş ka tür bir bi liş yok tur. Bir şey yap ma dı ğın sü re ce, de ğiş me di ğin sü re ce, fark lı bir açı dan bak ma dı ğın, fark lı bir açı kul la na rak
* Şiva’nın karısı, Mahadevi, Büyük Tanrıça dendiği de olur. (Belirtilmeyen tüm dipnotlar editöre aittir)
** Va ro luş: 1) Ge nel ola rak, var ol ma du ru mu; 2) Dış dün ya da, in sa nın bi lgi sin den ba ğım sız ola rak ger çek leş me, me kân ve za man için de po tan si yel de ğil de ak tü el bir var lı ğa sa hip bu lun ma ha li;
3) So yut la ma ya da te ori le re kar şıt ola rak, can lı ya da ya şa nan ger çek lik. 4) Bir şe yin as lî do ğa- sın dan do la yı, ol ma sı ge re ken şe yi ifa de eden öze kar şıt ola rak, o şe yin her ne ise, her na sıl sa öy le ol ma sı du ru mu. Kay nak: Ah met Ce viz ci, Fel se fe Söz lü ğü, Pa ra dig ma, 2000, s. 975.
Tantra Dünyası 15
bak ma dı ğın ya da fark lı ol ma dı ğın sü re ce, dü şün sel olan dan ta ma men fark lı bir bo yut ta ha re ket et me di ğin sü re ce, ya nıt yok tur. Bir so ru so rar sın, fel se fe sa na bir ya nıt ve rir. Se ni tat min eder ya da et mez. Se ni tat min eder se, fel se fe ye inan ma ya baş lar sın ama ay nı ka lır sın. Tat min et mez se, ina na cak baş ka bir fel se fe ara ma ya baş- lar sın. Ama ay nı ka lır sın; hiç do ku nul ma mış, hiç de ğiş me miş ola rak ka lır sın.
Ya ni bir Hin du, bir Müs lü man, bir Hı ris ti yan ya da bir Cay na ol man hiç fark et mez. Hin du, Müs lü man ya da Hı ris ti yan mas ke si nin ar ka sın da ki “ger çek in san”
ay nı dır. Yal nız ca söz ler ya da giy si ler de ği şir. Ki li se ye, ta pı na ğa ya da ca mi ye gi den in san, as lın da ay nı in san dır. Yal nız ca yüz ler de ği şir ve bun lar sah te yüz ler dir; bun lar mas ke dir. Mas ke le rin ar ka sın da ay nı in sa nı bu lur sun: Ay nı öf ke yi, ay nı sal dır gan lı- ğı, ay nı şid de ti, ay nı aç göz lü lü ğü, ay nı şeh ve ti... Her şey ay nı dır. Müs lü man cin sel- li ği Hin du cin sel li ğin den fark lı mı dır? Hı ris ti yan vah şe ti Hin du vah şe tin den fark lı mı dır? Ay nı dır! Ger çek lik ay nı ka lır; yal nız ca giy si ler de ği şir.
Tan tra se nin giy si le rin le il gi len mez, Tan tra se nin le il gi le nir. Bir so ru so rar- san, sa na ne re de ol du ğu nu gös te rir. Ay nı za man da, ne re de olur san ol gö re me di ği ni gös te rir; so ru so rul ma sı nın se be bi bu dur. Kör bir adam, “Işık ne dir?” di ye so rar ve fel se fe ışı ğın ne ol du ğu nu an lat ma ya baş lar. Tan tra yal nız ca şu nu bi lir: Bir adam
“Işık ne dir?” di ye so ru yor sa, bu an cak onun kör ol du ğu nu gös te rir. Tan tra adam üze rin de ça lış ma ya baş lar, ada mı de ğiş ti rir ki gö re bil sin. Tan tra ışı ğın ne ol du ğu nu söy le mez. Tan tra iç gö rü ye na sıl ula şı lır, gör me ye na sıl ula şı lır, gö rü şe na sıl ula şı lır, bu nu an la tır. Gö rüş ora day sa, ya nıt da ora da ola cak tır. Tan tra sa na ya nı tı ver mez;
Tan tra sa na ya nı ta ulaş mak için bir tek nik öne rir.
Şim di, bu ya nıt dü şün sel bir ya nıt ol ma ya cak tır. Kör ada ma ışık hak kın da bir şey söy ler sen, bu dü şün sel dir. Kör ada mın ken di si gör me ye te ne ği ne ka vu şur sa, bu va ro luş sal dır. Tantra’nın va ro luş çu ol du ğu nu söy ler ken bu nu kas te di yo rum. Bu yüz den Şi va, De vi’nin so ru la rı nı ya nıt la maz ama yi ne de ya nıt lar. İlk hu sus bu dur.
İkin ci nok ta: Bu fark lı tür den bir dil dir. İçi ne gir me den ön ce onun hak kın da bir şe yi bil me li sin. Tüm Tan tra tez le ri, Şi va ile De vi ara sın da ge çen di ya log- lar dır. De vi sor gu lar, Şi va da ya nıt lar. Tüm Tan tra tez le ri bu şe kil de baş lar. Ne den?
Bu yön te me ne den ge rek var? Çok an lam lı dır: Bu, öğ ret men ile mü ri di ara sın da ge çen bir di ya log de ğil dir, iki âşık ara sın da ki di ya log dur. Tan tra bu şe kil de çok an lam lı bir şe ye işa ret eder: İki ki şi ara sın da, öğ ret men ile mü ri di ara sın da aşk ol ma- dı ğı sü re ce de rin öğ re ti ler pay la şı la maz. Mü rit ile öğ ret men aş kı de rin li ği ne ya şa yan ki şi ler ol ma lı lar. An cak o za man da ha yük sek olan, öte de olan ifa de edi le bi lir.
Ya ni bu bir aşk di li dir; mü rit bir aşk tav rı için de ol ma lı dır. Ama bu da yet me ye- bi lir çün kü dost lar da âşık ola bi lir. Tan tra mü ri din alı cı ola rak ha re ket et ti ği ni, bu yüz den mü ri din di şi alı cı lığı ol ma sı ge rek ti ği ni söy ler. Mü rit ol mak için ka dın ol man ge rek mez ama di şi le re öz gü bir alı cı lık tav rı için de ol ma lı sın. De vi so ru sor du ğu za man, di şi ta vır so ru yor de mek tir. Pe ki, di şi ta vır üze ri ne bu vur gu ne den dir?
Er kek ile ka dın yal nız ca fi zik sel ola rak de ğil, psi ko lo jik ola rak da fark lı dır lar.
Bu yal nız ca be den sel bir fark lı lık de ğil, ay nı za man da psi ko lo jik bir fark lı lık tır. Di şi zi hin alı cı dır... Ek sik siz alı cı lık, tes li mi yet ve aşk de mek tir. Bir mü ri din di şi psi ko- lo ji si ne ih ti ya cı var dır; ak si hal de öğ re ne mez. So ra bi lir sin ama açık de ğil sen ya nıt ala maz sın. Bir so ru so ra bi lir sin ve yi ne de ka pa lı ka lır sın. O za man ya nıt sa na te sir ede mez. Ka pı la rın ka pa lı dır; ölü sün dür. Açık de ğil sin dir.
Sırlar Kitabı 16
Di şi alı cı lık, iç sel de rin lik ola rak ra him ben ze ri bir alı cı lık tır. As lın da bu ka dar ko lay da ifa de edi le mez, bu ra da çok da ha faz la sı kastedil mek te dir. Bir ka dın yal nız- ca bir şey al maz, al dı ğı an da, al dı ğı her ney se o, ka dın be de ni nin bir par ça sı olur. Bir to hum alın mış tır. Ka dın ge be ka lır; ge be kal dı ğı an to hum di şi be de nin bir par ça sı olur.
To hum ya ban cı de ğil dir ar tık, dı şar lık lı de ğil dir. So ğu rul muş tur. Ar tık to hum an ne- ye ek le nen bir şey de ğil, an ne nin bir par ça sı olur, an ne gi bi ya şar. To hu mu al mak la ye tin me miş; di şi be den onu ye ni den ya rat mış tır; böy le lik le to hum bü yü me ye baş lar.
Bir mü ri din ra him ben ze ri alı cı lı ğa ih ti ya cı var dır. Alı nan her ne ise, ölü bil gi ola- rak top lan ma ma lı dır. İçin de bü yü me li dir; için de kan ve ke mik ol ma lı dır. Ar tık bir par çan ol ma lı dır. Bü yü me li dir! Bu bü yü me se ni, alı cı yı de ğiş ti rir, dö nüş tü rür. İş te bu yüz den Tan tra bu yön te mi kul la nır. Her tez De vi’nin bir so ru sor ma sı ve Şi va’nın ona ya nıt ver me si ile baş lar. De vi Şi va’nın eşi dir, di şil par ça sı dır.
Bir şey da ha... Ar tık çağ daş psi ko lo ji, özel lik le de de rin lik psi ko lo ji si er ke ğin hem er kek, hem ka dın ol du ğu nu söy le mek te dir. Kim se yal nız ca er kek ya da yal nız ca ka dın de ğil dir; her kes çift cin si yet li dir. İki cins de ora da dır. Bu, Ba tı’da çok ye ni bir araş tır ma dır; ama Tan tra için bu, bin ler ce se ne dir te mel kav ram lar dan bi ri ol muş tur.
Şi va’nın ard ha na rish war* ola rak re sim le ri ni gör müş sün dür... Ya rı er kek, ya rı ka dın.
Tüm in san lık ta ri hin de bu na ben zer baş ka kav ram yok tur. Şi va ya rı er kek, ya rı ka dın ola rak tas vir edi lir.
Ya ni De vi, yal nız ca bir eş de ğil dir, Şi va’nın di ğer ya rı sı dır. Ve bir mü rit mür şi di- nin di ğer ya rı sı ha li ne gel me di ği sü re ce, ken di si ne yük sek öğ re ti le ri, ezo te rik yön- tem le ri ak tar mak im kân sız dır. Bir ol du ğun za man, hiç kuş ku yok tur. Mür şit ile bir ol du ğun za man (öy le si ne ek sik siz bir bi çim de, öy le si ne de rin le me si ne bir ol du ğun za man) hiç bir tar tış ma, hiç bir man tık, hiç bir se bep yok tur. İn san ba sit çe so ğu rur;
in san ra him olur. Ve o za man öğ re ti ler için de bü yür, se ni de ğiş ti rir.
İş te bu yüz den Tan tra aşk di lin de ya zıl mış tır. Aşk di li hak kın da bir şey an la şıl ma lı dır. İki tür dil var dır: Man tık di li ve aşk di li. Bu iki dil ara sın da te mel fark lı lık lar var dır.
Man tık di li sal dır gan, tar tış ma cı ve şid det do lu dur. Man tık di li ni kul la nır sam zih ni ne kar şı sal dır gan olu rum. Se ni ik na et me ye, dö nüş tür me ye, se ni kuk la laş tır- ma ya ça lı şı rım. Be nim sa vım “doğ ru”dur ve se nin ki “yan lış”tır. Man tık di li ben mer- kez ci dir: “Ben hak lı yım, sen hak sız sın, bu yüz den be nim hak lı lı ğı mı, se nin hak sız lı- ğı nı ka nıt la ma lı yım.” Bu dil de ben se nin le de ğil, ken di egom la il gi le ni yo rum sa de ce.
Be nim egom da her za man “doğ ru”dur.
Aşk di li ta ma men fark lı dır. Ken di egom la il gi len mem; se nin le il gi le ni rim. Bir şey ka nıt la mak la, ego mu güç len dir mek le il gi len mem. Sa na yar dım et mek le il gi le ni rim.
Bü yü me ne yar dım et mek, dö nüş me ne yar dım et mek... Ye ni den doğ ma na yar dım et mek bir se ve cen lik tir.
İkin ci ola rak, man tık her za man dü şün sel ola cak tır. Kav ram lar ve il ke ler önem- li ola cak tır, tar tış ma lar önem li ola cak tır. Aşk di lin de söy le nen ler se o ka dar önem li de ğil dir; da ha çok, söy len me yen önem li dir. Ta şı yı cı, söz cük önem li de ğil dir; içe rik, me saj önem li dir. Bu, bir yü re ğin di ğer bir yü rek le soh be ti dir; zi hin le zih nin tar tış ma- sı de ğil. Bu bir mü na za ra de ğil dir, bu bir pay laşı m dır.
Bu yüz den az bu lu nur: De vi, Şi va’nın ku ca ğın da otu rup so rar, Şi va da ya nıt ve rir.
Bu bir aşk di ya lo ğu dur: Ça tış ma de ğil dir; san ki Şi va ken di ken di siy le ko nuş mak ta dır.
* Yaratıcılık tanrıçası.
