• Sonuç bulunamadı

Osho. Yazarın iki özyaşamöyküsel eseri bulunmaktadır: Provokatör Mistik Muhteşem Çocukluk Yılları. Yazarın Omega Yayınları ndan çıkan kitapları:

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Osho. Yazarın iki özyaşamöyküsel eseri bulunmaktadır: Provokatör Mistik Muhteşem Çocukluk Yılları. Yazarın Omega Yayınları ndan çıkan kitapları:"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Osho

Osho’nun öğretileri, hiçbir kategoriye sokulamamaktadır; bireysel anlam arayı- şından, toplumun bugün karşı karşıya kaldığı en önemli sosyal ve politik konu- lara kadar birçok şeyi kapsar. Osho, kitap yazmamıştır; onun adıyla yayımlanan kitaplar, 35 yıl boyunca uluslararası nitelikte bir dinleyici topluluğuna yaptığı konuşmaların ses ve video kayıtlarının deşifre edilmiş halidir. Osho, Londra’da yayımlanan Sunday Times tarafından 20. yüzyılın 1000 önemli isminden biri olarak kabul edilmiş, Amerikalı yazar Tom Robbins tarafından da “‹sa’dan sonra gelen en tehlikeli adam” olarak tanımlanmıştır.

Osho çalışmalarıyla ilgili olarak, yeni bir insan türünün doğumu için gere- ken koşulları hazırlamaya yardımcı olduğunu söylemiştir. Bu insanı çoğunlukla

“Zorba Buda” olarak tanımlamıştır. Hem Yunanlı Zorba gibi dünyevi zevkle- rin hem de bir Gautama Buda’nın sessiz dinginliğinin tadını çıkaran bir kişi...

Osho’nun çalışmalarının tüm yönlerinden bir iplik gibi geçmek, hem Doğu’nun zamansız bilgeliğini hem de Batı’nın teknoloji ve biliminin en yüksek potansiye- lini kucaklayan bir vizyondur.

Osho, aynı zamanda, modern yaşamın baş döndürücü hızını kabul eden bir yaklaşımla, içsel dönüşüm bilimine yaptığı yenilikçi katkılarıyla tanınmıştır. Ben- zersiz “Aktif Meditasyonlar”ı, bedenin ve zihnin birikmiş streslerini salıvermek için tasarlanmıştır. Zira, bu şekilde düşüncelerden kurtulup rahat bir meditasyon yapmak daha kolay hale gelmektedir.

Yazarın iki özyaşamöyküsel eseri bulunmaktadır:

Provokatör Mistik Muhteşem Çocukluk Yılları

Yazarın Omega Yayınları’ndan çıkan kitapları:

• Aydınlanmanın ABC’si

• Bilincin Ölümsüz Alevi

• Bir Sabun Köpüğüdür Hayat

• Boşluğun İçine Yolculuk

• Büyük Düşünürlerle Buluşmalar

• Dingin Ruh Gürültücü Zihin

• Gizemi Yaşamak

• Huzur Arayışı

• İnsan Kendinin Aynasıdır

• Kanat Açmış Kuş

• Kendini Bulmak

• Kumların Bilgeliği

• Meditasyon – İlk ve Son Özgürlük

• Meditasyonun Kehaneti (meditasyon kartları)

• Özgür Zihin

• Provokatör Mistik

• Ruh Eczanesi

• Sessizlik

• Sırlar Kitabı

• Sırların Sırrı

• Tantra, Spiritüellik ve Cinsellik

• Yaşam Aşkı

• Yaşamak İnanmaktır

• Yoga – Bireyin Doğuşu (I. Kitap)

• Yoga – Zamanın, Mekânın ve Arzunun Ötesinde (II. Kitap)

• Zen Tarot (Karton Kutulu, Tarot Kartlı)

(3)

YOGA

Zamanın, Mekânın ve Arzunun Ötesinde

İngilizceden çevirenler:

P. Yaprak Köroğlu – Kübra Bahar

(4)

1. baskı: Omega Yayınları, 2005 5. baskı: Omega Yayınları, 2020

Yoga - Zamanın, Mekânın ve Arzunun Ötesinde / OSHO Özgün adı: The Yoga Book Vol. 2 - Beyond Space, Time and Desire

Copyright © 2004 OSHO International Foundation www.osho.com/copyrights

Daha fazla bilgi için: www.OSHO.com. Bu, bir dergi, OSHO kitapları, ses ve görüntü formatında OSHO konuşmaları, İngilizce ve Hintçe OSHO Kütüphanesi metin arşivi ve OSHO Meditasyonları hakkında geniş bilgi içeren kapsamlı bir internet sayfasıdır. Burada

OSHO Multiversity’nin programı ve OSHO International Meditation Resort hakkında ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz.

İnternet sayfaları:

http://OSHO.com/resort http://OSHO.com/AllAboutOSHO

http://OSHO.com/shop

http://www.youtube.com/OSHOInternational http://www.Twitter.com/OSHO

http://www.facebook.com/pages/OSHO.International

Aşağıdaki adresler aracılığıyla OSHO International Foundation ile temas kurabilirsiniz:

www.osho.com/oshointernational, oshointernational@oshointernational.com Bu kitaptaki materyal Osho’nun dinleyiciler önünde gerçekleştirdiği “Yoga: Ruhun Bilimi”

adlı konuşmalar serisinden alınmıştır. Osho’nun tüm konuşmaları birer bütün olarak kitaplar halinde yayımlanmıştır ve ayrıca ses kaydı olarak temin edilebilmektedir. Ses kayıtları ve metinlerin tümüne www.osho.com adresindeki OSHO Library’den ulaşılabilir.

OSHO, OSHO International Foundation’ın tescilli markasıdır. www.osho.com/trademarks (OSHO’ya ait herhangi bir fotoğraf, görüntü ya da OIF’a ait ya da telif hakkı kapsamında- ki satılan bir sanat eseri OSHO International Foundation’dan açık izin gerektirmektedir.)

Türkçe yayın hakları © Omega Yayınları

Bu eserin tüm hakları saklıdır. Tanıtım amacıyla, kaynak göstermek şartıyla yapılan kısa alıntılar hariç yayınevinden yazılı izin alınmaksızın alıntı yapılamaz, hiçbir şekilde

kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve yayımlanamaz.

ISBN: 978-975-468-496-4 / Sertifika no: 10962 İngilizceden çeviren: Nilüfer Epçeli Yayın koordinatörü: Levent Çeviker Kapak uygulaması: Artemis İren

Baskı: Lord Matbaacılık ve Kâğıtçılık • Topkapı-İstanbul Tel.: (0212) 674 93 54 • Matbaa sertifika no: 45501

Omega Yayınları

Ankara Cad. 22/12 • TR-34110 Sirkeci-İstanbul Tel.: 0 212 - 512 21 58 • Faks: 0 212 - 512 50 80

www.omegayayincilik.com • e-posta: omega@omegayayincilik.com www.facebook.com/omegayayincilik • www.twitter.com/omegayayincilik

www.instagram.com/omegayayincilik

(5)

‹Ç‹NDEK‹LER

I. BÖLÜM

‹Ç TEM‹ZL‹⁄‹ VE SAFLI⁄IN GÜCÜ ...7

II. BÖLÜM

SINIRLI OLANA ÖLÜM ...39

III. BÖLÜM

KAYNA⁄A DÖNEREK EFEND‹ OLURSUN ...63

IV. BÖLÜM

DAHA YÜCE B‹L‹NC‹N IfiI⁄I...85

V. BÖLÜM

‹Ç‹N ‹Ç‹ ...101

VI. BÖLÜM

SO⁄UK B‹R EVRENDE ...117

VII. BÖLÜM

ÖLÜMDEN VE KARMA’DAN SIRLAR...133

VIII. BÖLÜM

‹ÇSEL ASTRONOM‹YE TANIK OLMAK ...155 IX. BÖLÜM

GÜNEfi’‹N VE AY’IN BULUfiMASI...179

(6)

X. BÖLÜM

TECRÜBE ETME HATASININ ÖTES‹NDE...195

XI. BÖLÜM

BEfi ELEMENT ÜZER‹NDE HÂK‹M‹YET ...217

XII. BÖLÜM

DUYARLILIK – DUYULAR ÜZER‹NDE HÂK‹M‹YET ...241

XIII. BÖLÜM

EGO’DAN SON B‹R ATAK ...265

XIV. BÖLÜM

YALNIZLIK – ‹K‹LEM‹N ÖTES‹NDEK‹ ÖZGÜRLÜK ...283

XV. BÖLÜM

YAPAY Z‹HN‹ BIRAKMAK...307

XVI. BÖLÜM

ÖZGÜN Z‹HNE DÖNÜfi ...323

XVII. BÖLÜM

ZAMANIN VE SONUÇLARIN ÖTES‹NDE ...339

XVIII. BÖLÜM

B‹L‹NC‹N EN SON HAL‹ ...355

6

(7)

7

I. BÖLÜM

‹Ç TEM‹ZL‹⁄‹

VE SAFLI⁄IN GÜCÜ

(8)

Beden beraberlik ister, en içteki ruh ise yaln›zl›k...

Bedene ne kadar kök salarsan, o kadar mutsuz olursun.

Bedenin ne kadar ötesine geçersen, o kadar hafiflersin.

Bedenin ar›nd›¤›nda, ola¤anüstü yeni güçlerin ortaya ç›kt›¤›n› göreceksin.

Bilmek zorundas›n ki sen beden de¤ilsin.

Bilmek zorundas›n ki sen zihin de de¤ilsin.

‹çinde uyanan en büyük güç, ölümsüzlük hissidir.

8

(9)

V

arl›ktaki pasif direnifl, cömertlik, çalmama güdüsü ve do¤ruluk kifliye safl›k kazand›r›r.

Bunlar Patanjali için ahlaki kavramlar de¤il- dir; bu her zaman ak›lda tutulmal›d›r. Bat›’da bunlar ahlak olarak ö¤retilmifltir. Do¤u’da ise ahlak olarak de¤il, iç temiz- li¤i olarak ö¤retilir. Bat›’da özgeci amaçlar olarak ö¤retilmifl- tir, Do¤u’da bunlar›n özgecilikle hiç alakas› yoktur; tama- m›yla bencilliktir. Bu, senin iç temizli¤indir. Onlar sana saf- l›k verir ve safl›kla imkâns›z, mümkün, ulafl›labilir, eriflilebi- lir hale gelir. Safl›kla, varl›¤›n›n sald›rganl›¤› kaybolur. Zarif, ince ve yumuflak bir hale gelirsin. Safl›kla, ilahinin tap›na¤›

haline gelirsin. Safl›kla, herkese, gelmesi ve sana u¤ramas›

için bir davetiye gönderilir... Ve bir gün damlaya damlaya okyanus meydana gelir.

Bunlar Bat›’da –ya da Mahatma Gandhi’nin ö¤retti¤i biçi- miyle Hindistan’da– oldu¤u gibi ahlaki kavramlar olarak ö¤- retildi¤inde nitelikleri bütünüyle de¤iflir. “Pasif direniflçi ol- mal›s›n, çünkü fliddet baflkalar›n› incitir. Kimseyi incitme. ‹n-

9

(10)

sanl›k tek bir ailedir ve birisini incitmek bir günah ifllemek- tir” dedi¤inde, konuyu tamam›yla baflka bir boyuta sapt›r›r- s›n. Patanjali der ki: “Pasif direniflçi ol: Bu seni ar›nd›r›r.

Kimseyi incitme; incitmeyi akl›ndan bile geçirme, çünkü bu flekilde düflünmeye bafllad›¤›n an, içsel olarak kirlenirsin.”

Sorun di¤erleri de¤il, sorun sensin. Elbette kifli pasif direnifl- çi oldu¤unda di¤erleri bundan fayda görür, ama bu, pasif di- reniflçi olman›n amac› de¤ildir. Bu yaln›zca bir gölgedir, yal- n›zca ürünlerden biridir.

E¤er yaln›z baflkalar›n› incitmemek için pasif direniflçi ol- muflsan gerçek demektir. Pasif direniflçi say›lmazs›n. Uygar- laflm›fl, iyi bir sosyal yurttafls›n, ama varl›¤›n dinden hiç na- sibini almam›fl demektir. Pasif direniflçili¤in, di¤erleriyle aranda iletici bir madde olarak ifl görmeli. ‹flte o zaman yafla- m›n daha pürüzsüz bir hale gelir, ama daha saf bir hale de-

¤il, çünkü hedef (amaç) tüm nitelikleri de¤ifltirir. Amaç, bafl- kalar›n› korumak de¤il –baflkalar› elbette korunmal›, ancak flimdi konu bu de¤il– amaç, safl›¤a ulaflmak, mükemmel saf- l›¤› ö¤renmektir.

Do¤u dinleri bencil davranm›fllard›r, çünkü baflka bir yol olmad›¤›n› bilirler ve birileri bencil oldu¤unda baflkalar›

bundan bir hayli yararlan›r. Asl›na bakarsan gerçek özgeci- lik, otantik özgecilik, derin bir bencillikten do¤ar. Bunlar bir- birine z›t de¤ildir, bunlar karfl›t de¤ildir: Özgecili¤in çiçekle- ri, ancak bencil olan bir varl›kta açabilir. Bencil olmak do¤al bir fleydir. ‹nsanlar› tersine zorlamak, onlar› do¤al olmayan bir yola itmektir, do¤al olmayan, Tanr›’n›n yolu da de¤ildir.

Do¤al olmayan, bask›lamay› da beraberinde getirir; bu da sa- na safl›¤› getirmez.

Yani flu unutulmamal›d›r ki, bunlar ahlaki amaçlar de¤il- dir. Asl›na bakarsan Do¤u’da erdem asla bir amaç olarak ö¤- retilmemifltir, dinin gölgesidir. Din oldu¤u zaman, ahlakl›l›k kendili¤inden gelecektir, kiflinin can›n› bununla s›kmas›na gerek yoktur. Kifli bu konuda endiflelenmemelidir, bu kendi ak›fl› içerisinde gelmektedir. Bat›’da ahlakl›l›k amaç olarak Yoga – Zaman›n, Mekân›n ve Arzunun Ötesinde

10

(11)

–asl›na bakarsan din olarak– ö¤retilmifltir. Do¤u’nun kutsal kitaplar›n›n hiçbirinde “On Emir” gibi bir fley bulunmaz.

Yaflam, emirleri izlememelidir, izlerse bir köleye dönü- flürsün. Ve kölelikle cennete ulaflsan bile, o cennet yeteri ka- dar cennet olmayacakt›r; kölelik kiflinin bir parças› olarak ka- lacakt›r. Ba¤›ms›zl›k, özgürlük, yükseliflinin temel parças› ol- mal›d›r.

Yani bunlar hijyenik oranlard›r. Seni ar›nd›r›r, iç sa¤l›¤›

verirler.

Safl›¤a ulafl›ld›¤›nda, yogide kendi bedenine karfl› bir tiksinme ve baflkalar›yla fiziksel temasa girmeye karfl› bir isteksizlik

meydana gelir.

Jugupsa kelimesiyle ilgili baz› sorunlar vard›r. ‹ngilizceye

‘tiksinti’ fleklinde tercüme edilmifltir. Çünkü ‹ngilizcede ju- gupsa’n›n anlam›n› tamam›yla karfl›layan bir kelime bulun- muyor. Tiksinti kelimesi yanl›flt›r. ‘Tiksinti’ kelimesinin ken- disi tiksindiricidir. ‹çinde bedeni için tiksinti olan bir yogi düflünmek sadece inan›lmazd›r, çünkü yogiler vücutlar›na hiç kimsenin göstermedi¤i özeni gösterirler. Vücutlar›na kimsenin bakmad›¤› gibi bakarlar. Mahavira ya da Buda’ya bak›n –güzel vücutlar, oldukça orant›l›, önemli senfoniler gi- bi. Hay›r, imkâns›z. ‘Tiksinti’ yanl›fl bir kelime; öncelikle bu anlafl›lmal›.

Jugupsa tiksinti demek de¤il. Anlam› çok zor. Üç çeflit in- san vard›r. Birincisi, vücutlar›na ç›lg›nca hayran olanlar; as- l›na bakarsan›z bunlar tak›nt›l›d›rlar. Özellikle kad›nlar be- denlerine çok önem verirler. Kad›nlar› gözle: Aynaya bakar- ken mutluluklar›na diyecek yoktur. Kendilerine adeta âfl›k- t›rlar ve aynan›n önünde saatler harcayabilirler... Bunda yan- l›fl bir fley yok, yaln›zca saatlerce aynan›n karfl›s›nda olmak bir tak›nt›d›r. Bu sürekli olarak bedenine tak›nt›l› olan ilk türdür. O kadar ki bedeninin ötesinde var oldu¤unu unutur.

‹ç Temizli¤i ve Safl›¤›n Gücü

11

(12)

Aflk›nl›k unutulmufltur; yaln›zca gövdeye dönüflür. Vücudu- na sahip de¤ildir, vücudu ona sahip olmufltur. Bu birinci tür insand›r.

‹kinci tür insan, birincinin tam tersidir: O da tak›nt›l›d›r, ancak ters yönde. Vücuda karfl›d›r ve ondan tiksinir: Aynay›

k›rar. Milyonlarca flekilde kendi vücuduna zarar vermeye devam eder, ondan nefret eder. Birincisi tak›nt›l› flekilde be- denini seviyor; di¤eri öteki uç noktada bedeninden nefret ediyor. ‹ntihar etmek istiyor.

‹kinci tür insan›n, bir yogi gibi davrand›¤› san›labilir, ama öyle de¤ildir. Yogiler nefret edemezler. Bu bir nesne mesele- si de¤ildir: Yogiler nefret edemezler, çünkü nefret kirlilik ya- rat›r. Bu, herhangi birinden, bir fleyden veya kendi vücudun- dan nefret etme meselesi de¤ildir: Nesnesi ne olursa olsun, nefret kirlilik getirir. Yogiler kendi vücutlar›ndan nefret ede- mezler. Ancak bu tür sapk›n yogileri, Varanasi (Hindistan) sokaklar›nda kendi vücutlar›na iflkence ederek dikenlerin veya sivri uçlu çelik çivilerin üzerinde yatarken bulabilirsin.

Bu, aynan›n önünde narsistik bir düflkünlü¤ün zevkini ç›ka- ran bir kad›n›n tam tersidir.

Bunlar ilk iki çeflittir ve bu iki türün aras›nda –tam ikisi- nin ortas›nda– vücudundan ne tiksinen ne de ona tak›nt›l›

olan, Patanjali’nin jugupsa dedi¤i üçüncü bir tür bulunmak- tad›r. Bu üçüncü tür derin bir dengenin içindedir. Vücuduna dikkat eder, çünkü o bir araçt›r. Hatta vücuduna kutsal bir fleymifl gibi davran›r. Onu Tanr› yaratm›flt›r ve Tanr›’n›n ya- ratt›¤› fley, her ne olursa olsun, nas›l kutsal olmayabilir ki? O bir tap›nakt›r. K›nanmamal›d›r. Ç›lg›nca da düflkün olunma- mal›d›r, yoksa içinde kaybolursun.

Bu tap›nak bir hayal haline gelmemelidir, bir türbe haline de gelmemelidir. Türbe, tap›na¤›n, u¤runa var oldu¤u en de- rindeki özdür. Tap›na¤›n duvarlar›na tapmamal›s›n, ama tam tersi yönde hareket edip duvarlar› yok etmeye bafllama- n›n da hiç gere¤i yoktur.

Yoga – Zaman›n, Mekân›n ve Arzunun Ötesinde

12

(13)

Yaln›zca derin bir tan›ms›zl›¤a gerek vard›r. Kifli bilmeli- dir ki: “Ben vücudun içindeyim, ama vücuttan aflk›n›m; vü- cudun içindeyim, ama vücut de¤ilim. Vücudun içindeyim, ama hapis de¤ilim. Ben vücudun içindeyim, ama ayn› za- manda ondan öteyim.” Vücut elbette bir s›¤›nak ve güzel de bir s›¤›nak ama, bu bir s›n›rlama olmamal›d›r. Ondan mem- nun olunmal›d›r; onunla savaflmaya hiç gerek yoktur. Onun- la savaflmak aptalca ve çocukçad›r. O kullan›lmal›d›r ve do¤- ru bir biçimde kullan›lmal›d›r.

Jugupsa der ki –e¤er onu bir flekilde tercüme etmem gerek- liyse diyece¤im ki– yogi vücuttan düflk›r›kl›¤›na u¤ram›flt›r.

Ondan i¤renmez; sadece düflk›r›kl›¤›na u¤ram›flt›r. Ruhun ara- d›¤› büyük mutlulu¤un vücutla mümkün olaca¤›n› düflünmez, hay›r! Ama tersini, vücudu yok ederek mutlulu¤a ulafl›labilece-

¤ini de düflünmez. Hay›r, bu ikileme düflmektedir. Vücutta bir misafir gibi yaflar, ama ona bir tap›nakm›fl gibi davran›r.

Safl›¤a ulafl›ld›¤›nda, yogide kendi bedenine karfl›

bir jugupsa ve baflkalar›yla fiziksel temasa girmeye karfl› bir isteksizlik meydana gelir.

Gere¤inden fazla vücudunun içinde oldu¤unda, her za- man baflka vücutlara temas etmeyi arzulars›n. Senin aflk de- di¤in asl›nda aflk de¤il yaln›zca bir flehvet, baflka vücutlara temas etme arzusudur. Çünkü beden yaln›z bafl›na var ola- maz. Di¤er vücutlar›n a¤› içinde var olur.

Çocuk annenin rahminde do¤ar; dokuz ay boyunca anne- nin vücudu çocu¤un vücudunu besler. Çocu¤un vücudu t›p- k› a¤aç dallar›n›n a¤açtan d›flar› büyümesi gibi annenin vü- cudundan d›flar› do¤ru büyür. Çocuk haz›r oldu¤unda elbet- te rahimden d›flar› ç›kar, ama annenin vücuduyla olabildi-

¤ince iletiflim halinde kal›r: Bu iletiflim annesinin gö¤süyle devam eder –yaln›zca süt içmek için de¤il– fiziksel bir ihti- yaç olan vücut ›s›s›n› almaya devam etmek için de.

‹ç Temizli¤i ve Safl›¤›n Gücü

13

(14)

Bir çocuk annesinin s›cakl›¤›n› özlerse, asla onun yoklu-

¤unda sa¤l›kl› olamaz; vücut sürekli ac› çeker. ‹htiyac› olan her fley ona verilebilir –yemek, süt, vitaminler– ama e¤er an- nesinin vücut s›cakl›¤› verilmezse... Ve elbette bu da sevgiyle olmal›, çünkü e¤er sen bir insan› sevmiyorsan, yine de ›s›n›n vücudundan di¤er insana geçmesi mümkündür, ancak bu s›- cakl›¤›n, içtenli¤in de¤ildir. Is› sevgiyle s›cakl›¤a dönüflür.

Nitelik olarak farkl› bir boyuta sahiptir. Bu, sadece ›s› de¤il- dir; yoksa çocu¤u baflka bir fleyle de ›s›tabilirsin. Bugüne ka- dar merkezi sistemle ›s›t›lan bir odan›n çocuk üzerindeki et- kilerini araflt›ran ve ifle yaramayan birçok deney yap›lm›flt›r.

Çocuk annenin vücudundan kabul görme, sevilme, ihtiyaç duyuluyor olma, sevgi titreflimleri al›r.

‹flte bu yüzden, sürekli olarak, erkek tüm hayat› boyunca bir kad›n›n vücudunun arkas›ndan gider, arar, araflt›r›r; ka- d›n da tüm hayat› boyunca bir erke¤in vücudunu arar... Kar- fl› cinsler etkileyicidir, çünkü vücutlar›n iki kutuplulu¤u bir- birlerine yard›mc› olur ve enerji verir. Bu karfl›tl›k bir gerilim ve enerji sa¤lar. Bunu beslersen güçlü hale gelirsin.

Bu do¤al, bunda yanl›fl olan hiçbir fley yok, ama insan flid- dete karfl› olup, bencilli¤i b›rak›p, içten ve samimi bir hale ge- lip saflaflt›¤›nda, giderek daha çok saflaflt›¤›nda, bilincin mer- kezi, vücuttan varl›¤a kayar. Varl›k tümüyle yaln›z kalabilir.

‹flte bu yüzden vücuduna fazla ba¤l› bir insan asla özgür olamaz. Çok fazla ba¤l›l›k onu çeflitli biçimlerde köleli¤e, mahkûmiyete sevk edecektir. Bir kad›n› sevebilirsin, bir ada- m› sevebilirsin, ama ayn› zamanda derinlerinde bir yerde di- renirsin, çünkü sevgili olma ayn› zamanda bir köleliktir. Se- ni baltalar, iliflki seni hem besler hem de hapseder. Onsuz ya- flayamazs›n ve onunla da yaflayamazs›n. Bu, tüm sevgililerin ortak problemidir. Ayr› yaflayamazlar ve birlikte de olamaz- lar. Ayr› olduklar›nda birbirlerini düflünürler, birlikte olduk- lar›nda da kavga ederler.

Bu neden olur? ‹flleyifl basittir. Sevebilece¤in ya da seni seven bir kad›nla birlikte olmad›¤›n zaman, bir kad›n›n vü- Yoga – Zaman›n, Mekân›n ve Arzunun Ötesinde

14

(15)

cudundan akan s›cakl›¤a karfl› açl›k hissetmeye bafllars›n. Bir kad›nla birlikte oldu¤unda art›k aç de¤ilsindir, iyi beslen- miflsindir. Ve k›sa bir süre içerisinde doyuma ulafl›rs›n. Bir süre sonra gere¤inden fazla beslendi¤inden, flimdi ayr›lmak, yaln›z ve ilgisiz olmak istersin. Tüm sevgililer birlikteyken flöyle düflünürler: “Yaln›z olmak ne kadar güzel olurdu.” Ve yaln›zlarken, eninde sonunda di¤erine ihtiyaç duymaya, flöyle düflünmeye ve hayal etmeye bafllarlar: “Birlikte olmak ne kadar güzel olurdu.”

Beden beraberlik ister, en içteki ruh ise yaln›zl›k ister. ‹fl- te sorun bu. En içteki ruhun yaln›z kalabilir; o gö¤e karfl› yal- n›z bafl›na duran Himalaya’n›n doru¤udur. En içteki ruhun yaln›zken büyür, ama bedenin bir ba¤lant›ya ihtiyaç duyar.

Beden kalabal›klara, s›cakl›¤a, derneklere, toplumlara, ör- gütlere ihtiyaç duyar. Nerde olursa olsun birçok insanla bir- likteyken beden kendini iyi hisseder. Ruhun ise kalabal›kta açl›k hissedebilir, çünkü o yaln›zl›kla beslenir, ama bedenin kendini iyi hisseder. Yaln›zl›kta ruhun kendini mükemmel hisseder, ama bedenin iliflki için açl›k hissetmeye bafllar.

Ve hayatta, e¤er bunu anlamazsan çok periflan bir duru- ma gelirsin. E¤er anlarsan, bir ritim yarat›rs›n: Hem vücudu- nun ihtiyaçlar›n› hem de ruhsal ihtiyaçlar›n› tatmin edersin.

Bazen bir iliflkinin içine girersin, bazen ç›kars›n. Bazen birlik- te yaflars›n, bazen yaln›z yaflars›n. Bazen doru¤a ulafl›rs›n;

öyle yaln›z olursun ki “bir baflkas›” fikri bile ortadan kalkar.

Bu bir ahenktir.

‹flte yoga bu demektir. ‹lgi oda¤›n› bedenden ruha, mad- diyattan maneviyata, görünenden görünmeyene, bilinenden bilinmeyene, dünyadan Tanr›’ya çevirmektir. “Her flekilde, bunun tinsel oldu¤unu dile getirebilirsin.” Bu bir ilgi oda¤›

de¤iflimidir. ‹lgi oda¤› tamamen de¤iflti¤inde yogi yaln›zl›¤›

içinde o kadar mutlu, o kadar saadet doludur ki, bedenin baflkalar›yla birlikte olmaya duydu¤u ola¤an arzu bir süre sonra sona erer.

‹ç Temizli¤i ve Safl›¤›n Gücü

15

(16)

Safl›¤a ulafl›ld›¤›nda yoginin içinde kendi bedenine kar- fl› bir düfl k›r›kl›¤› oluflur: Art›k arad›¤› cennete beden arac›l›¤›yla kavuflulamayaca¤›n›, düflledi¤i saadete ulaflman›n beden arac›l›¤›yla mümkün olmad›¤›n› bil- mektedir. Bu, beden için imkâns›zd›r. S›n›rl› olan arac›- l›¤›yla, s›n›rs›za eriflmek istemektesindir. Madde ara- c›l›¤›yla ebedi, ölümsüz olana eriflmek istemektesindir.

Sorun beden de¤ildir, çaban anlams›zd›r. Bedene öfke- lenme, o sana hiçbir fley yapmam›flt›r. Bu, t›pk› kiflinin gözleriyle dinlemeye çal›flmas› gibidir, sorun gözlerde de¤ildir: Gözler, görmek için vard›r, duymak için de¤il.

Beden maddeden yap›lm›flt›r, maneviyattan de¤il. Be- den ölür, ölümsüz de¤ildir. ‹mkâns›z› istemektesin. Bu- nu isteme.

Düfl k›r›kl›¤›n›n nedeni burada yatar: Yogi, bedenle neyin mümkün olup neyin olmad›¤›n› basit bir flekilde anlam›flt›r.

Mümkün olan› kabul eder, mümkün olmayan› istemez. Öf- keli de¤ildir. Bedeninden nefret etmez. Ona her türlü özeni gösterir, çünkü beden bir merdiven, bir kap› olabilir. Amaç olamaz, ancak araç olabilir.

Kendi bedenine karfl› bir düfl k›r›kl›¤›... Bu düfl k›r›kl›¤› ne zaman olur: “Baflkalar›yla fiziksel temas kurmak için duyu- lan isteksizlik.” Sonras›nda baflkalar›yla fiziksel temas kur- ma ihtiyac› yavafl yavafl yok olur. Gerçekte bir insan›n rahim- den d›flar› ç›kt›¤›n› söylemek için do¤ru zaman bu zamand›r, öncesi de¤il.

Bir yogide bu gereksinim ortadan kalkar... Bu gereksinimi ortadan kalk›nca gerçekten do¤ar. Hindistan’da böyle insan- lara dwij (ikinci kez do¤mufl) denir. Kiflinin, bu ikinci do¤u- mu gerçek do¤umudur. Art›k onun kimseye ihtiyac› yoktur;

insanüstü bir ›fl›¤a dönüflmüfltür. O art›k yeryüzünden yuka- r›da süzülebilir; gökyüzünde uçabilir. Art›k yeryüzünde kökleri yoktur. Bir çiçek olmufltur... Çiçek de¤il, çünkü bir çi- çe¤in toprakta kökleri vard›r... Çiçe¤in kokusu olmufltur. Ta- Yoga – Zaman›n, Mekân›n ve Arzunun Ötesinde

16

Referanslar

Benzer Belgeler

Avustralya Alkol Kullanım Bozukluğu İkiz-aile Çalışması (OZALC: The Australian twin-family study of alcohol use disorder) grubunda yapılan çalışmada, monozigotik

cinsellik tümüyle doğal bir şey olarak kabul edilirse, o zaman Tantra da cazip olacaktır ve Tantra ancak o zaman pek çok kimse için faydalı olabilir. Ama Tantranın da

2000 yılında, Jane Goodall ile birlikte, Hayvanların Etik Tedavisinde Etolog- lar: Sorumlu Hayvan Davranışı Çalışmalarında Vatandaşlar (Ethologists for the Ethical Treatment

Özgün- lüğü bir an için bile gözden uzak tutmadan –çünkü bu kadar belirgin ve kolay erişilebilen bir ilgi kaynağından yoksun olarak başlamaya yelte- nen kişi

Bu çal›flmada; uzun süreli N (omega)-nitro-L-arjinin (L-NNA) uygulamas›yla geli- flen hipertansiyonda klonidinin kan bas›nc› ve vasküler alfa-adre- nerjik reseptörler

başlık arasına metin eklemek istemiyorsanız, başlığın sonuna nokta ekleyin ve sonra alt başlık ile alt başlık metni için yeni bir paragrafa geçin.] [CITATION Makale \t \l

Ayırıp, bölüp, parçaladığımda tek tek analiz ettiğimde pek bir şey bulamazdım zaten ama onlara hep birden ya da onların bir araya gelerek oluşturduğu senteze baktı-

Oates çocukluk ve yazı ilişkisi bağlamında söz alırken şu çok önemli saptamayı yapar, “Bir yazarın yaşamında başlıca iki etki vardır: Çocuk- luğumuzun çok