• Sonuç bulunamadı

Osho. Yazarın iki özyaşamöyküsel eseri bulunmaktadır: Provokatör Mistik Muhteşem Çocukluk Yılları. Yazarın Omega Yayınları ndan çıkan diğer kitapları:

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Osho. Yazarın iki özyaşamöyküsel eseri bulunmaktadır: Provokatör Mistik Muhteşem Çocukluk Yılları. Yazarın Omega Yayınları ndan çıkan diğer kitapları:"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Osho

Osho’nun öğretileri, hiçbir kategoriye sokulamamaktadır; bireysel anlam arayı- şından, toplumun bugün karşı karşıya kaldığı en önemli sosyal ve politik konu- lara kadar birçok şeyi kapsar. Osho, kitap yazmamıştır; onun adıyla yayımlanan kitaplar, 35 yıl boyunca uluslararası nitelikte bir dinleyici topluluğuna yaptığı ko- nuşmaların ses ve video kayıtlarının deşifre edilmiş halidir. Osho, Londra’da ya- yımlanan Sunday Times tarafından 20. yüzyılın 1000 önemli isminden biri olarak kabul edilmiş, Amerikalı yazar Tom Robbins tarafından da “‹sa’dan sonra gelen en tehlikeli adam” olarak tanımlanmıştır.

Osho çalışmalarıyla ilgili olarak, yeni bir insan türünün doğumu için gere- ken koşulları hazırlamaya yardımcı olduğunu söylemiştir. Bu insanı çoğunlukla

“Zorba Buda” olarak tanımlamıştır. Hem Yunanlı Zorba gibi dünyevi zevklerin hem de bir Gautama Buda’nın sessiz dinginliğinin tadını çıkaran bir kişi... Os- ho’nun çalışmalarının tüm yönlerinden bir iplik gibi geçmek, hem Doğu’nun za- mansız bilgeliğini hem de Batı’nın teknoloji ve biliminin en yüksek potansiyelini kucaklayan bir vizyondur.

Osho, aynı zamanda, modern yaşamın baş döndürücü hızını kabul eden bir yaklaşımla, içsel dönüşüm bilimine yaptığı yenilikçi katkılarıyla tanınmıştır. Ben- zersiz “Aktif Meditasyonlar”ı, bedenin ve zihnin birikmiş streslerini salıvermek için tasarlanmıştır. Zira, bu şekilde düşüncelerden kurtulup rahat bir meditasyon yapmak daha kolay hale gelmektedir.

Yazarın iki özyaşamöyküsel eseri bulunmaktadır:

Provokatör Mistik Muhteşem Çocukluk Yılları

Yazarın Omega Yayınları’ndan çıkan diğer kitapları:

• Aydınlanmanın ABC’si

• Bilincin Ölümsüz Alevi

• Bir Sabun Köpüğüdür Hayat

• Büyük Düşünürlerle Buluşmalar

• Dingin Ruh Gürültücü Zihin

• Huzur Arayışı

• İnsan Kendinin Aynasıdır

• Kanat Açmış Kuş

• Kendini Bulmak

• Kumların Bilgeliği

• Meditasyon – ‹lk ve Son Özgürlük

• Meditasyonun Kehaneti

• Özgür Zihin

• Provokatör Mistik

• Ruh Eczanesi

• Sessizlik

• Sırlar Kitabı

• Sırların Sırrı

• Tantra, Spiritüellik ve Cinsellik

• Yaşam Aşkı

• Yaşamak İnanmaktır

• Yoga – Bireyin Doğuşu (I. Kitap)

• Yoga – Zamanın, Mekânın ve Arzunun Ötesinde (II. Kitap)

• Zen Ruhunda Tarot

• Zen Tarot (Karton Kutulu, Tarot Kart- lı)

(3)

GİZEMİ YAŞAMAK

Zen Üzerine Hikâyeler

İngilizceden çeviren:

Funda Sezer

(4)

1. baskı: Omega Yayınları, 2018

Gizemi Yaşamak / OSHO Özgün adı: No Water, No Moon

Copyright © 1974, 2010 OSHO International Foundation.

www.osho.com/copyrights 2018. Tüm hakları saklıdır.

Daha fazla bilgi için www.OSHO.com.

Bu, bir dergi, OSHO kitapları, ses ve görüntü formatında OSHO konuşmaları, İngilizce ve Hintçe OSHO Kütüphanesi metin arşivi ve OSHO Meditasyonları hakkında geniş bilgi içeren kapsamlı bir internet sayfasıdır. Burada OSHO Multiversity’nin programı ve OSHO

International Meditation Resort hakkında ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz.

İnternet sayfaları:

http://OSHO.com/resort http://OSHO.com/AllAboutOSHO

http://OSHO.com/shop http://www.youtube.com/OSHO http://www.twitter.com/OSHOtimes http://www.facebook.com/pages/OSHO.International

Aşağıdaki adresler aracılığıyla OSHO International Foundation ile temas kurabilirsiniz:

www.osho.com/oshointernational, oshointernational@oshointernational.com Bu kitap, Osho’nun dinleyicilerine yaptığı konuşmalardan oluşmaktadır. Osho’nun tüm konuşmaları kitap olarak basılmıştır, ayrıca orijinal ses kayıtları da mevcuttur. Ses kayıtları

ve metinlerin tamamına www.osho.com adresindeki Osho Library’den ulaşılabilir.

Osho, Osho International Foundation’ın tescilli markasıdır. www.osho.com/trademarks (Osho’ya ait herhangi bir fotoğraf, görüntü ya da OIF’a ait ya da telif hakkı kapsamındaki satılan bir sanat eseri Osho International Foundation’dan açık izin gerektirmektedir.)

Türkçe yayın hakları © Omega Yayınları

Bu eserin tüm hakları saklıdır. Yayınevinden yazılı izin alınmaksızın kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz, hiçbir şekilde kopyalanamaz,

çoğaltılamaz ve yayımlanamaz.

ISBN: 978-605-02-0683-8 / Sertifika no: 10962 Katkılarından dolayı Mareechi Asu’ya teşekkür ederiz.

İngilizceden çeviren: Funda Sezer Yayın koordinatörü: Levent Çeviker

Yayıma hazırlayan: Eda Okuyucu Kapak ve sayfa tasarımı: Artemis İren

Baskı:

Lord Matbaacılık ve Kâğıtçılık • Topkapı-‹stanbul Tel.: (0212) 674 93 54 • Matbaa sertifika no: 22858

Omega Yayınları

Ankara Cad. 22/12 • TR-34110 Sirkeci-‹stanbul Tel.: (0 212) - 512 21 58 • Faks: 0 212 - 512 50 80

www.omegayayincilik.com • e-posta: omega@omegayayincilik.com www.facebook.com/omegayayincilik • www.twitter.com/omegayayincilik

Genel dağıtım: Say Dağıtım Ltd. Şti.

Ankara Cad. 22/4 • TR-34110 Sirkeci-‹stanbul Tel.: (0 212) - 528 17 54 • Faks: 0 212 - 512 50 80 internet satış: www.saykitap.com • e-posta: dagitim@saykitap.com

(5)

İÇİNDEKİLER

Boşluk Hüsrana Kapılmaz ... 7

Gizemi Yaşamak ... 37

Hayat Her Ne Getirirse Getirsin Buyur Edin! ... 75

Absürtlük Gereklidir ... 101

Kim Olduğunun Farkına Var ... 127

Sıradan Zihin Aydınlanmıştır ... 151

Meditasyonda Diğer Yoktur ... 179

Ne Kadar Çok Verirsen O Kadar Çok Alırsın ... 205

Sevgi Tam Bir Maceracıdır... 239

Ortadayken Zihin Kaybolur ... 267

(6)
(7)

7

BOşLuK HÜsRaNa KapıLmaZ

R

ahibe Chiyono yıllar boyu eğitim almasına, uğraşmasına rağ- men bir türlü aydınlanamıyordu. Bir gece, içi suyla dolu eski bir kova taşıyordu. Kova elinde yürürken, bir yandan da kovanın için- deki suya yansıyan dolunaya bakıyordu. Kovayı tutan bambu ipler birdenbire koptu ve kova dağılıverdi. Kovanın içindeki su yerlere döküldü; ayın yansıması da kayboluverdi ve Chiyono o anda aydın- landı. Chiyono şu dizeleri yazdı:

Zayıf bambu ipler hiç kopmasın diye umarak Kovanın parçalanmaması için her yolu denedim.

Fakat birdenbire kovanın altı çıkıverdi.

Artık kovada ne su var ne de suya yansıyan dolunay.

Elimde sadece boşluk kaldı.

* * *

Aydınlanma bir anda gerçekleşen bir şeydir. Ona kademe ka- deme ilerlenerek ulaşılmaz, zira kademelilik tamamen zihne aittir, oysa aydınlanmanın zihinle ilgisi yoktur. Tüm derece- ler, aşamalar zihne aittir; aydınlanma ise zihnin ötesindedir.

Bu sebeple zaman içinde gelişim göstererek aydınlanma diye bir şey yoktur, her şey bir anda olur ve aydınlanıverirsiniz.

Ona adım adım, her seferinde bir basamak tırmanarak ilerle- yemezsiniz, zira oraya doğru çıkan basamaklar yoktur. Ay- dınlanma tıpkı çok derin bir uçurum gibidir, o uçurumdan aşağı ya atlarsınız ya da atlamazsınız.

(8)

8

Gizemi Yaşamak

Kısmen ya da parça parça aydınlanma diye bir şey de yoktur. O bütünseldir, ya bu bütünlüğün içindesinizdir ya da dışında; ona kısmen, kademeli olarak varmak diye bir şey yoktur. Şu en temel noktaları aklınızda tutun: Aydınlanma parçalı değildir, tamdır, bütünseldir. O bir bütün olarak vuku bulur; zihnin de onu anlamakta daima aciz kalmasının sebebi budur. Zihin bölünebilen her şeyi anlayabilir. Zihin aşamala- ra, parçalara bölünebilen her şeyi anlayabilir çünkü zihin ana- lizdir, bölmedir, kısımlara ayırmadır. Zihin, parçaları anlaya- bilir; bütün onun asla kavrayamayacağı bir şeydir. Bu yüzden de eğer zihninizi dinlerseniz asla bir yere varamazsınız.

Rahibe Chiyono’nun başına gelen de buydu; o yıllar ve yıl- lar boyunca eğitim almış, uğraşmış ama hiçbir şey olmamıştı.

Zihin, Tanrı hakkında, aydınlanma hakkında, nihai olan hak- kında bir şeyler öğrenebilir. Hatta her şeyi anlamış gibi rol de yapabilir. Ama Tanrı, anlamak zorunda olduğunuz bir şey değildir. Tanrı hakkında her şeyi bilseniz bile onu bilemez- siniz; bilgi denilen şeyin “hakkında” sözüyle ilgisi yoktur.

“Hakkında” kelimesini her kullandığınızda, aslında harici olana ait olursunuz. Bir şeyin etrafında dönüp durmuş olabi- lirsiniz ama dairenin içine girememişsiniz.

Birisi çıkıp da, “Ben Tanrı hakkında bilgi sahibiyim” dedi- ğinde, aslında hiçbir şey bilmediğini söylemiş olur; zira Tanrı hakkında herhangi bir şey bilebilmesi mümkün olabilir mi?

Tanrı merkezdir, çeper değil. Bilinç hakkında bir şeyler bi- lemezsiniz. Madde hakkında bir şeyler bilebilirsiniz çünkü maddenin içinde bir merkez yoktur, o yalnızca çeperdir. Bi- lim bilgidir. Bilim kelimesi bilgi anlamına gelir, o çepere ait bilgidir, merkezin var olmadığı bir şeye dair bilgidir. Merke- ze çeperden yaklaştığınızda onu gözden kaçırırsınız.

Siz ona dönüşmelisiniz, işte onu bilmenin tek yolu bu.

Tanrı hakkında hiçbir şey bilemezsiniz. Siz sadece olmalısı- nız; ulaşabileceğiniz tek bilgi, olmaktır. Nihai olan söz konu-

(9)

9 Osho

su olduğunda, “hakkında vs.” demek, onu tekrar tekrar göz- den kaçırmak, ıskalamak demektir. Sizin içeri girmeniz ve bir olmanız gerekir.

İşte bu yüzden “Tanrı sevgi gibidir” der İsa; yani sevgi de- ğil de sadece sevgi gibi. Sevgi hakkında da bir şey bilemez- siniz, yoksa bilebilir misiniz? Çalışıp öğrenebilir, büyük bir âlim olabilirsiniz ama yine de ona dokunamayabilir, onu iyi- ce kavrayıp nüfuz edemeyebilirsiniz. Sevgi ancak bir sevgili olduğunuzda bilebileceğiniz bir şeydir. Sırf bu da değil, sev- giyi ancak siz sevgi olduğunuzda bilebilirsiniz. Hatta sevgili bile o halde tamamen silinip gider, çünkü o da dışa ait olan bir şeydir. Birbirini seven iki insan yok olurlar. Onlar orada değildir. Var olan tek şey sevgidir, sevginin ritmidir. Bu rit- min iki kutbu olabilir ama onlar orada değildir. Öteye dair bir şey oluşmuştur. Onlar ise gözden yitip gitmişlerdir.

Sevgi siz boş olduğunuzda var olur. Bilgi siz dolu oldu- ğunuzda var olur. Bilgi egoya aittir ve ego da asla merkeze nüfuz edemez, o çeperdir. Çeper yalnızca çeperi bilebilir. Ego vasıtasıyla merkeze ait olan bir şeyi bilemezsiniz. Ego çalışıp öğrenebilir, ego sizi büyük bir âlim ve hatta belki de bir din âlimi, büyük bir üstat yapabilir. Tüm Vedaları, tüm Upani- şadları bilebilir, İncil ve Kuran’ı baştan sona öğrenmiş ola- bilirsiniz ama yine de hiçbir şey bilmiyor olursunuz çünkü bunların hepsi dıştaki bilgilerdir, yani içine girip de bir oldu- ğunuz zaman olan şey değillerdir.

Rahibe Chiyono yıllar boyu çalıştı...

İsterse birkaç ömür boyu çalışsın, fark etmezdi. Siz de bir- çok yaşamdır çalışıyorsunuz. Belki de bir dairenin etrafında dönüp duruyorsunuz. Fakat bir insan daireler çizip durdu- ğunda, çok büyük bir yanılsamaya kapılır; kendisini ilerli- yormuş gibi hisseder. Siz de daima hareket ediyormuş gibi hissetmenize rağmen hiçbir yere gittiğiniz yok, çünkü sadece daireler çiziyorsunuz. Siz sürekli bunu tekrarlıyorsunuz. Hin-

(10)

10

Gizemi Yaşamak

duların bu dünyaya sansar demelerinin sebebi de bu. Sansar tekerlek, dairesel demektir. Yürüyor, yürüyor, yürüyorsunuz ama hiçbir yere varamıyorsunuz ama size hep ulaşmak üze- resiniz gibi geliyor. “Bu kadar yol kat ettiğime göre hedefim yakında olmalı.” Belki de tek yaptığınız sadece daha büyük bir daire çizmeye çalışmaktı. Onun bir daire olduğunu bile anlamadınız, zira sadece bir kısmını biliyordunuz. Bu yüzden size o daima kat ettiğiniz bir yol gibi geldi. İşte birkaç yaşamı- nız boyunca olan buydu.

Chiyono eğitim aldı ve çalıştı ama bir türlü aydınlanamadı;

bunun sebebi yalnızca aydınlanmanın zor bir şey olması değil, aynı zamanda ona eğitim alarak, çalışarak ulaşmaya çabala- dığınızda işin özünü tamamen gözden kaçırmanızdır. Yanlış yolda ilerlersiniz. Tıpkı bu odaya duvardan geçerek girmeye çalışan biri gibi... Odaya girmek zor olduğundan değil, du- vardan değil de kapıdan girmeniz gerektiği için. Duvardan geçerek girmeye çalıştığınızda bu size zor, hatta imkânsız gibi gelir. Oysa öyle değildir. Yanlış yolu izleyen sizsiniz. İşte birçok insan da ne zaman bir yolculuğa çıkmaya karar verse, bunu eğitim alarak, öğrenerek, bilgi sahibi olarak, felsefeyi, sistemleri, dinbilimi hatmederek tamamlamaya çalışıyor. İşe

“hakkında” ile başlıyor, sonra da duvara tosluyor.

“Kapıyı çalın, size açılacaktır” der İsa. Ama lütfen çaldığı- nız şey kapı mı değil mi ona dikkat edin. Duvarlara vurmayın sakın, zira o zaman önünüzde kapı açılmaz. Aslında kapıyı çaldığınızda, hakikaten de kapıya çok yaklaştığınızda onun daima açık olduğunu göreceksiniz. O hep açık olarak sizi bekliyordu. Bir kapı bekleyendir, geleni içeri buyur edendir, içeri alandır. O sizi zaten bekliyordu ama siz duvarlara vuru- yordunuz. Peki, duvar nedir? Yolculuğa ilk adımınızı olarak değil de bilerek attığınızda, işte o zaman çaldığınız kapı değil duvar olur.

(11)

11 Osho

Olun! Bilgi toplamayın. Sevgiyi öğrenmek istiyorsanız se- ven kişi olun. Tanrı’yı bilmek istiyorsanız meditasyon olun.

Sonsuz olana adım atmak istiyorsanız duanın kendisi, ibade- tin kendisi olun. Ama olun! İbadetle ilgili bir şeyler öğren- meyin. Başkalarının onun hakkında söylediklerini derleme- yin. Öğrenmenin faydası olmayacaktır, tam tersine bir şeyin faydası olacaksa o da öğrendiklerinizi unutmanızdır. Her ne biliyorsanız unutun gitsin ki bilebilesiniz. Tüm bilgilerinizi, tüm kutsal metinleri bir kenara bırakın; bunların hepsi birer engeldir, bunlar duvar dediğimiz şeylerdir. Eğer duvarlara vurmaya devam ederseniz, o kapılar size asla açılmaz çünkü aslında orada kapı diye bir şey yoktur. İnsanlar kutsal kitap- lara vuruyorlar ve önlerinde hiçbir kapı açılmıyor. Sürekli ders çalışıyor, öğreniyorlar ve onlar da tıpkı rahibe Chiyono gibi asıl önemli noktayı gözden kaçırıyorlar: O da yıllarca uğ- raşıp didinmişti ama aydınlanamamıştı.

Aydınlanma nedir? Kim olduğunuzun bilincine varma- nızdır. Bunun dış dünyayla hiçbir ilgisi yoktur. Bunun başka- larının söyledikleriyle hiçbir ilgisi yoktur. Başkalarının söy- ledikleri tamamen ilgisizdir. Siz sizsiniz işte! Öyleyse neden gidip de İncil’e ya da Gita’ya başvurasınız ki? Gözlerinizi ka- patın ve işte siz sonsuz görkeminizle oradasınız. Gözlerinizi kapatın ve kapılar açılsın. Kimseye bir şey sormanıza gerek yok. Sorduğunuz anda kaybettiniz demektir. Sormanın ken- disi zaten sizin başka bir yerde olduğunuzu düşündüğünüzü gösterir. Sormanın kendisi bir harita aradığınızı gösterir. Ve iç dünyanızın haritası yok, buna gerek de yok çünkü siz aslın- da bilinmeyen bir yere gitmiyorsunuz.

Hatta aslında hiçbir yere gittiğiniz yok. Siz oradasınız. He- def sizsiniz. Siz arayan değilsiniz, siz aydınlanmasınız. Peki, öyleyse aydınlanma nedir? Dışınıza döner orada arayışa gi- rerseniz, işte bu aydınlanmamadır. İçinize döner orada ara-

(12)

12

Gizemi Yaşamak

yışa girerseniz işte bu aydınlanmadır. Yani tek fark bir odak- lanma meselesidir. Eğer dışarı odaklanırsanız aydınlanamaz- sınız. İçeri odaklanırsanız aydınlanırsınız. Öyleyse tek sorun doğru yöne dönmektir.

Hıristiyanların kullandığı döndürmek kelimesi* çok güzel bir kelimedir ama onlar bunu çok korkunç bir şekilde kullan- mışlardır. Döndürmek bir Hinduyu Hıristiyan yapmak ya da bir Hıristiyanı Hindu yapmak anlamına gelmez. Döndürmek çevirmek anlamına gelir. Döndürmek kaynağa doğru çevir- mek, yani içe doğru döndürmektir, işte o zaman döndürül- müş olursunuz. Bilinciniz zaten iki yöne doğru akar, dışarı doğru ya da içeri doğru; bilinç akışınızın izleyebileceği iki olası yol vardır. O birçok hayat boyunca dışa doğru akabilir ama asla hedefe ulaşamaz, zira hedef kaynaktır. Hedefi önün- de değil, arkasında kalmıştır. Hedef ulaşacağınız bir yerde değildir. Hedef terk edip gittiğiniz, ardınızda bıraktığınız bir yerdedir. Hedef kaynaktır. Bunun çok iyi anlaşılması gerekir.

Başlangıç noktanıza geri dönebilirseniz, hedefinize de ulaş- mış olursunuz.

Aydınlanma kaynağa dönmek demektir ve kaynak içi- nizdedir; hayat orada akmakta, küt küt çarpmakta, hiç sek- meden nabız gibi atmaktadır. Neden başkalarına bir şey so- rasınız? Eğitim almak demek başkalarına sormak anlamına gelir. Siz kendiniz hakkında bir şeyler soracaksınız hem de bunu başkalarına soracaksınız, öyle mi? İşte buna tam ma- nasıyla ahmaklık denir. Bu kesinlikle saçmalıktır, yani kendi hakkınızda başkalarına bir şeyler sormak. İşte eğitim almak da cevabı başka yerde aramak anlamına gelir. Halbuki cevap sizsiniz!

Chiyono yıllar boyu eğitim aldı ama aydınlanmaya ulaşamadı.

* İng. conversion: döndürmek, dönüştürmek. Dini bağlamda ise dinden döndürmek anlamındadır. (çev.)

(13)

13 Osho

Aydınlanamaması çok doğal ve sebebi bariz. Çünkü o ce- vabı dışarıda arıyordu, eğitim alıyor, öğreniyordu.

Unutulmaması gereken bir şey daha var: Sizin varlığınız hayattır ve hiçbir kutsal metin canlı değildir. Kutsal metin- lerin hepsi ölüdür, ölü olmak zorundadır. Kutsal metinler birer cesettir ve siz de kalkıp ölü bir şeylerde hayatınızla il- gili cevaplar arıyorsunuz. Halbuki cevap almanız mümkün değil. Siz bir Krişna ya da bir İsa olmadıkça, ne Krişna’nın bir yardımı dokunabilir ne de İsa’nın. Hayatla ilgili sorulara ölüler cevap veremez. Ve eğer siz cevabı onlarda bulacağı- nızı sanıyorsanız, o zaman sırtınıza gitgide daha fazla cevap yüklenecek ama asıl cevap sizin için hep bilinmez olarak kalacak. İşte eğitim alan, öğrenen insanın, bir düşünürün, bir filozofun yaşadığı da budur. Böyle insanlar omuzların- da kendi çabalarının yüküyle var olmayı sürdürürler –yani kelimeler, kelimeler ve yine kelimeler– ve kaybolurlar. Oysa cevap daima oradadır. Tek gereken birazcık dönmektir, o kadar.

Hayır, size kimse cevap vermeyecek. Cevabı kimsede ara- mayın, kendinizde arayın. Bir üstat, bir akıl hocası bulduğu- nuzda ise onun sizin için yapabileceği tek şey sizin kendinize ulaşmanıza yardımcı olmak olacaktır, hepsi bu. Hiçbir üstat size cevabı söyleyemez, hiçbir üstat size anahtarı veremez.

Üstat olan kişi ancak ve ancak dönüp içinize bakmanıza yar- dımcı olabilir, hepsi budur. Anahtar da oradadır, hazine de oradadır, her şey oradadır.

Bir gece, içi suyla dolu eski bir kova taşıyordu. Kova elinde yü- rürken, bir yandan da kovanın içindeki suya yansıyan dolunaya bakıyordu. Kovayı tutan bambu ipler birdenbire koptu ve kova da- ğılıverdi. Kovanın içindeki su yerlere döküldü; ayın yansıması da kayboluverdi ve Chiyono o anda aydınlandı.

Bir gece, içi suyla dolu eski bir kova taşıyordu.

(14)

14

Gizemi Yaşamak

Siz de içi suyla dolu çok ama çok eski, antika bir kova taşı- yorsunuz. Bu kova, içi düşüncelerle dolu olan zihninizdir. Bu sizin taşımakta olduğunuz en eski, neredeyse cesede dönmüş bir şeydir.

Zihin daima eskidir, asla yeni olmaz. Doğası gereği yeni olamaz çünkü zihin bellek demektir. Bellek nasıl yeni olabi- lir? Zihin bilinen demektir. Bilinen nasıl yeni olabilir? Zihin geçmiş demektir. Geçmiş nasıl yeni olabilir? Zihninize bakın:

Taşıdıklarının hepsi eksidir, cansızdır. Bir şeyi bilir hale gel- diğinizde, o zaman o geçmiş olur. Bildiğiniz bir şeyi hatırladı- ğınızda, o zaten çoktan geçip gitmiştir. O burada ve şimdide değildir, o ölüler dünyasına girmiştir.

Öyleyse zihin de doğası gereği böyledir, yani eskidir. Bu yüzden de zihin vasıtasıyla orijinal hiçbir şey bugüne dek doğmamıştır. Zihin orijinal olamaz, o ancak bir tekrar, bir yi- neleme olabilir. Zihin durmadan tekrarlar. Bin bir türlü şekil- de tekrarlayabilir, yeni kelime kullanarak tekrar edebilir ama değişen bir şey yoktur. Zihin bilemez, taze, genç, yeni olana rastlayamaz. Taze, genç, yeni olan bir şeyle karşılaştığınızda, zihninizi bir yana bırakmanız gerekir çünkü ancak o zaman geçmiş gözlerinizi kör etmez, geçmişin tozu gözlerinize dol- maz, ancak o zaman aynanız burada ve şimdi olanı yansıta- bilir.

Yeni olan her şey bilinçten doğar, zihinden değil. Bilinç sizin en içerdeki kaynağınızdır. Zihin ise birçok yolculuğu- nuz sırasında sanki hiç banyo yapmamışsınız gibi üzerinizde birikmiş olan kirdir. Ve siz sürekli yolculuk ettiğinizden her şey kirlenmiştir, pislikler birikmiştir ve siz de banyo yapma- mışsınızdır. Zihniniz hiç banyo yapmamıştır. Siz ona takılıp kalırsınız. O ise çok ama çok kirlidir. Tüm meditasyon yön- temleri de bu zihni yıkayıp arındırmaya, ona banyo yaptır- maya yönelik olarak izlenen, tüm kirler akıp gitsin ve gizli

(15)

15 Osho

bilinç yüzeye çıkıp gerçeklikle karşılaşabilsin diye kullanılan yöntemlerden başka bir şey değildir.

Gerçeklik oradadır, siz de oradasınız ama karşılaşma ol- muyor çünkü gerçeklikle aranızda zihin var. Her ne görüyor- sanız, zihniniz vasıtasıyla görüyorsunuz. Her ne işitiyorsanız, zihniniz vasıtasıyla işitiyorsunuz, bu yüzden de siz neredey- se tamamen sağır ve körsünüz. İsa havarilerine şunu söyler durur: “Eğer işiten kulaklarınız varsa, beni işitin. Eğer gören gözleriniz varsa, beni görün.” Onların da hepsinin gözleri sizlerinki gibiydi. Onların da hepsinin kulakları sizin gibiydi.

Fakat tıpkı benim gibi İsa da biliyordu ki siz sağırsınız, siz körsünüz.

Zihniniz vasıtasıyla işittiğinizde aslında işitemezsiniz, çünkü zihin onu yorumlar, onu renklendirir, zihin onu de- ğiştirir, ondan kendine göre göre bir karışım hazırlar ve size ulaşan herhangi bir şey çoktan eskimiş olur. Zihin numara- sını yapmıştır. Zihin ona kendi anladığını, kendi yorumunu yüklemiştir. Zihin yorumda bulunmuştur.

İşte bu yüzden de siz doğru dinleyen biri olmadıkça...

Doğru dinlemek zihni araya karıştırmaksızın dinleyebilme yetisidir. Doğru görmek zihni araya karıştırmadan bakabilme yetisi, yorumlamadan, yargılamadan, ayıplamadan bakma, değerlendirmeden, evet ya da hayır demeden bakma kapa- sitesidir. Sizinle konuşurken zihninizin evet veya hayır anla- mında kafa salladığını görebiliyorum. O baş hareketi görün- mez bir şey olsa da ben görebiliyorum. Siz farkında olmaya- bilirsiniz, bazen evet diyorsunuz, zihin yorumda bulunmuş oluyor. Bazen hayır diyorsunuz, zihin yorumda bulunmuş oluyor, araya girmiş, değerlendirmede bulunmuş oluyor.

Ama siz bir şeyleri kaçırmış oluyorsunuz.

Sırf dinleyerek, yargılamayarak birdenbire bütün sorunun zihin olduğunu fark edebilirsiniz. O eskidir, hatırlanacak bir

(16)

16

Gizemi Yaşamak

şeydir ve asla yeni olamaz. Bu yüzden de orijinal bir zihniniz olduğunu asla sanmayın. Hiçbir zihin orijinal olamaz, tüm zi- hinler eskidir, tekrarlayıcıdır. Zihnin daima tekrarı sevmesi- nin ve daima yeniye karşı olmasının sebebi budur. Çünkü zi- hin toplumu yaratmıştır, toplum daima yeniye karşıdır. Zihin devleti, medeniyeti, töreselliği yaratmıştır ve bunların hepsi de yeni olana karşıdır.

Zihin tarafından yaratılmış her ne varsa, bunlar daima yeninin karşıtı olacaktır. Zihinden daha bağnaz bir şey daha bulamazsınız.

Zihinle devrim diye bir şey mümkün olamaz. Zihnini kul- lanarak var olan bir devrimci olduğunuzu düşünüyorsanız, kendinizi kandırmayın. Bir komünist asla bir devrimci ola- maz çünkü o hayatında hiç meditasyon yapmamıştır. Onun komünizmi zihinden geçer. İncil’ini değiştirmiştir; o İsa’ya inanmaz, Marx’a inanır ya da Mao’ya inanır ki o da Marx’ın yeni versiyonudur. Komünist de herhangi bir Hindu, bir Katolik kadar bağnazdır. Bağnazlık denilen şey hep aynıdır çünkü bağnazlık inandığınız şeye bağlı değildir. Bağnazlık zihniniz vasıtasıyla inanıp inanmamanıza bağlıdır; bağnaz- lık zihne dayalıdır. Zihin dünyadaki en bağnaz, en uymacı öğedir.

Bu yüzden de zihin her ne üretirse üretsin asla yeni ola- maz, daima eski olur ve zihin de daima yeninin karşısında olmakta ısrar edecektir; o daima devrim karşıtı olacaktır. İşte bu yüzden dünyada dini devrimden başka hiçbir devrim yoktur, olamaz da. Yalnızca din devrimci olabilir çünkü din kaynağı isabet ettirir. Zihni, yani eski kovayı düşürür ve son- ra aniden her şey yeni oluverir, çünkü yorumları vasıtasıyla her şeyi eskiten zihindi. Birdenbire yeniden çocuk olursunuz.

Gözleriniz körpe ve gençtir, her şeye bilginiz olmadan, öğren- meden bakarsınız. Aniden ağaçlara bir dirilik gelir. Yeşillik-

Referanslar

Benzer Belgeler

Me di tas yon bü tün inanç sis tem le ri nin, öğ re ti le rin ve ha zır ce vap la rın kay bol du- ğu; ge ri ye yal nız ca ger çek li ğin ol du ğu gi bi, doğ ru dan al gı la

başlık arasına metin eklemek istemiyorsanız, başlığın sonuna nokta ekleyin ve sonra alt başlık ile alt başlık metni için yeni bir paragrafa geçin.] [CITATION Makale \t \l

Hinduizm’de bu üç tanrı, esasında tek olan Yüce Hakikatin üç farklı yönü olarak düşünülür.. O, gereken duruma göre üç farklı şekilde tezahür etmekte ve ona

Oates çocukluk ve yazı ilişkisi bağlamında söz alırken şu çok önemli saptamayı yapar, “Bir yazarın yaşamında başlıca iki etki vardır: Çocuk- luğumuzun çok

Bölgeye ait sikkeler ve mezar stelleri üzerinde Argaios’un çeşitli tanrı-tanrıça atribüleri (Kappadokia Bölgesi’nde bulunan bazı steller üzerinde, özellikle

cinsellik tümüyle doğal bir şey olarak kabul edilirse, o zaman Tantra da cazip olacaktır ve Tantra ancak o zaman pek çok kimse için faydalı olabilir. Ama Tantranın da

Bat›’da ahlakl›l›k amaç olarak Yoga – Zaman›n, Mekân›n ve Arzunun

2000 yılında, Jane Goodall ile birlikte, Hayvanların Etik Tedavisinde Etolog- lar: Sorumlu Hayvan Davranışı Çalışmalarında Vatandaşlar (Ethologists for the Ethical Treatment