• Sonuç bulunamadı

K Â B E N İN T A M İ R L E Rİ Yazan: Tahsin Öz Topkapı müzesi müdürü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "K Â B E N İN T A M İ R L E Rİ Yazan: Tahsin Öz Topkapı müzesi müdürü"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

K Â B E N İ N T A M İ R L E R İ Yazan: Tahsin Öz

Topkapı müzesi müdürü

Kâbenin umumî görünüşü

Ajans haberlerinden Kâbenin tamiri için mütehassıs-lar getirileceğini öğrenmekteyiz. Milyonmütehassıs-larca İslâmm te-veccüh ettiği bu mukaddes makamın tamirine, icab et-tikçe, her vakit büyük bir hassasiyet gösterilmiştir.

Bu meyanda Kâbede yapılan pek mühim onarım ve ilâveler Türk mimarlarının bilgi ve emeğine dayanmış ve hattâ 1629 yılında bina adetâ yeniden yapılmış olduğun-dan, bu İslâm kiblesinin geçirdiği onarım safhaları üze-rinde kısaca olsun durmayı faydalı bulmaktayız.

Eski kaynaklara göre Kâbeyi ilk defa kuran Hazre-ti Ademdir. Fakat bugünkü bina şekli HazreHazre-ti İbrahim ta-rafından verilmiştir ki, mimarların piri bu zat oluyor.

İsmailin kurban edilmesi vak'asından sonra Hazreti İbrahim oğlunun yardımı ile Kâbe binasını yapmaya baş-lıyor. (Zemzem) kuyusu da bu sırada bulunuyor.

(2)

ma-kamı yine İslamların kiblegâhı ve ziyaretgâhı olarak takviye etmiştir. Bunun, dindaşları bir noktaya bağlamak ve haç mevsimlerinde teması temin yönünden ehemmiye-ti aşikârdır

Şimdi yapılan bazı onanm ve ilâveleri gözden geçire-lim.

Kâbe selden mütessir olduğundan (Hars bini Meza-miz) tamir ettirmiş iki kanatlı bir kapı ve bir de kilit koydurmuştur. Küreyşli'ler zamanında da tamir ettirilmiş, hattâ Hacerül-esved'in yerine konması ihtilâfını nübüv vetinden evvel, Hazreti Muhammet hâl etmiştir.

Kâbe (Hüseyin bini Nemir)'in tecavüzüne uğrıyarak mancınık ile atılan paçavralardan duvar aralarındaki hâttılar yandığından tehlikeli bir durum almış Abdullah bini Zübeyir, tamir ettirmek istemiş fakat binaya yeni bir taş bile ilâvesi caiz olamıyacağı hakkındaki düşünceler galebe çalmış ve Kâbede kimse tamire el sürmediğinden şehir haricine çıkmışlardır. Hükümdar, Habeşli köleler marifetile kireç kullanmak suretile duvarları yaptırmış ve Hacerül - esvedi yerine koydurmuştur.

Artık bundan sonraki büyük onarımlar ve Kâbenin kıymetli ve mürassa eserlerle bezenmesi Osmanlı Devle-tinin idare zamanına tesadüf etmektedir. Maamafih Türk hükümdarları, Bilâdi Mukaddese idarelerine intikal et-meden evvelde kendilerini buranın imarı ile görevli tut-muşlardır.

Kâbenin muhiti Hazreti Ömer zamanında tevsi edil-meğe başlanmış tedricen genişletilmiş etrafı kubbeli ve sütunlu eyvanlarla çevrilmiştir.. Kubbelerin sayısı beş yüzü bulmuştur. Kanunî Süleyman zamanında saha 177869 kadem murabbai muazzam bir hal almıştır. Kâbe örtüleri, kapı perdeleri Kâbe kuşakları (Mizabı Si-min) gümüş oluk ve gümüş Hacerü-esvet mahfazası yaptırılmıştır.

Sonraları bu olukla Hacerü-esvet mahfazası, altına tahvil edilmiştir.

Murat III zamanında Kâbenin esas duvarlarında çat-laklar görüldüğünden tamir keşfini hazırlamak üzere Mi-mar Sinan Mekkeye gönderilmiş, keşfi hazırlamış fakat Ulema bu suretle onarımı (vaz'ı kadime taarruz etmek emri müstahsen değildir) yolunda itirazlar etmişler, bir taraftan harp gaileleri başlamış olduğundan tamir işi yüz üstü kalmıştır. Fakat 1610 (1019) yılınsa Şeyhülislâm Sunullah efendi Hacca gittiği sırada Kâbe duvarlarının tehlikeli durumunu görerek, tezelden tamiri iktiza etti-ğini Birinci Ahmede arz etmesi üzerine bu iş mimar Meh-met ağaya havale edilmiştir.

Mimar başı Sinanın hazırladığı projeleri tetkik ede-rek ona göre binayı tahkim için altın ve gümüş kuşak-lar hazırlatmış ve bunkuşak-ları evvelâ Davut Paşa kasrı önün-de ve sonrada Üsküdarda Devlet ricaline ve halka gös-terdikten sonra yerinde tahkim ve tamir ameliyesini

yap-mıştır. Hazırlanan bu kuşak ve bileziklerin yerlerine ta-mamı tata-mamına uygun geldiğini de tarihler ayrıca teba-rüz ettirmektedir. Bundan başka Birinci Ahmet Kâbeye çok kıymetli hediyeler göndermiştir ki, bu meyanda altın oluk yekpare neceften ve üzeri zümrüt ve yakutlu aski kandili bir de meşhur kevkebi dürri bulunmaktadır.

Yapılan bu tamirlerde eski parçaların mümkün oldu-ğu kadar muhafazasına da itina edildiğini Kâbe sakafın-dan değiştirilen 27 hatılsakafın-dan üçünün tamir kabiliyeti bul-lunduğu ve gereğinin o suretle yapılmış olmasından anla-şılmaktadır.

Ancak 1629 yılında yani Dördüncü Murat za-manında emsali görülmemiş yağmur tufanı, etraf-tan gelen sel ve getirdiği parçalar Harimi Kâ-beye girmiş binanın içi iki arşın boyu su ile dol-muş ve neticede Rüknü Şamî ve Rüknü İrakî denilen iki cephesi yıkılmıştır, bu hâdise Mekke ahalisinde büyük bir heyecan ve hattâ ' korku uyandırmış, bu üzüntü ve azapta, İslâm âlemine intikal ve sirayet etmiştir. Mekke şerifi Mes'ut efendi Kâbedeki kıymetli eşyayı kaldırmış ve Mısır vahşi Mehmet Paşa da hâdiseyi Hükümet merkezine bildirmekle ilk tedbirle-rin alınmasına Mekke şerifi ile Cidde emini Mustafa Ağayı ve Mühendis Ali efendiyi memur etmiştir. Gerekli malzeme tedarik edilerek duvarlar ve sakaf eğretiye alın-mış ve binanın etrafı tahta perdelerle örtülmüştür.

Bir müddet sonra Kâbetullah Emanetine tayin edilen Rıdvan Ağa Mekkeye gelmiş fakat işe başlaması bir çok itirazları mucip olmuş ise de, ilk iş olarak her türlü na-kil vasıtalarını toplıyarak sel ile gelen ve güneşin altında bir kaya halini alan birikintileri söktürerek attırmış, di-ğer taraftan selden bozulan su yollarını da temizleterek Mekke çeşmelerine su akıltılmıştır. Bundan sonra düşmüş olan taşlar kırık ve çürük bile olsa kullanılması, kalan du-varlar ne kadar harap ve bel vermişte olsa el sürülmesi caiz olamıyacağı hakkında Şafiî müftüsünün itirazlari üzerine müteaddit toplantılar yapılmış ve diğer müftü-lerden onarım hakkında fetvalar alınmıştır.

Hac mevsimide yaklaşmakta olduğundan büyük bir faaliyetle işe başlamış Birinci Ahmet zamanında yaptırı-lan kuşaklar çıkarılarak eritilmiş altın, gümüş ve demiri ayrılmış, duvarların çürük kısımları yıkılarak en eski temel olan yeşil taş ile yapılmış kısım bulunarak yeniden duvarlar gerekli harçla örülmüştür.

Tamirler ahşap kısımlara, kapılara da teşmil edilerek Rebiülahırın 22 sinde başhyan onarım Şevvalin 5 inci gü-nü tamam olduğundan dualarla ziyarete açılmıştır. Bu tecdiden tamiri gösteren 1630 (1040) tarihli mermer kita-be Kâkita-be kapısına konulmuştur.

Referanslar

Benzer Belgeler

MATRA programlar kapsam ndaki “ KUR’un Kurumsal Yap n Güçlendirilmesi, Özürlüler için Geli mi Bir stihdam Stratejisi ve Mesleki Rehabilitasyon Projesi” nin faaliyet

Bir iş sahibinin arzusu üzerine mimar tarafından hazırlanan proje mevkii tatbike konulmaz ise, o binanın inşası için miktarı tesbit edilen malzemenin ve bütün binanın

Direkler evin dere- cesine göre işlenmeden bırakıldığı gibi ayrı ayrı renklere d

Necmettin Erbakan Üniversitesi üst yönetimi tarafından belirlenen amaç ve ilkelere uygun olarak; yüksekokulun vizyonu, misyonu doğrultusunda eğitim ve öğretimi

Bu amaçlara ulaşmak için Fakültemiz, verilmekte olan derslerin ve içeriklerinin bilimsel araştırmalara temel teşkil edecek kaliteye ulaştırılması ve sürekli

Necmettin Erbakan Üniversitesi Ereğli Eğitim Fakültesi 2010-2011 öğretim yılında Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Bölümü, Bilgisayar ve Öğretim

Necmettin Erbakan Üniversitesi Ereğli Eğitim Fakültesi 2010-2011 öğretim yılında Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Bölümü, Bilgisayar ve Öğretim

Sivil Havacılık ĠĢletmeciliği Bölümünde, hem birinci hem de ikinci öğretim lisans programı, Uçak Mühendisliği Bölümünde ise sadece birinci öğretim