• Sonuç bulunamadı

ÜNİTE. SOSYOLOJİ Prof. Dr. Şeref ULUOCAK İÇİNDEKİLER HEDEFLER SOSYOLOJİDE ARAŞTIRMA YÖNTEM VE TEKNİKLERİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ÜNİTE. SOSYOLOJİ Prof. Dr. Şeref ULUOCAK İÇİNDEKİLER HEDEFLER SOSYOLOJİDE ARAŞTIRMA YÖNTEM VE TEKNİKLERİ"

Copied!
26
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HED EF LER

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

• Sosyolojik araştırma sürecinin,

ontolojik, epistemolojik, metodolojik ve etik sayıltılar açısından farklılaşan türleri hakkında bilgi sahibi olacak

• Sosyal bilimlerde paradigmalar ve farklı araştırma ilgileri doğrultusunda ortaya çıkan "nitel" ve "nicel" araştırma

stratejileri konusunda donanım sahibi olacak

• Bir araştırmanın, araştırma problemi dogrultusunda nasıl tasarlanabileceği konusunda genel bir bakış açısı ve kavrayış kazanacaksınız.

İÇ İN DE KİL ER

• Bilim Nedir? Sosyal Bilimler Ne Tür Bilimlerdir?

• Sosyal Bilimlerde Paradigmalar

• Sosyolojik Araştırma Türleri

• Sosyolojide Veri Toplama Teknikleri

• Sosyolojide Nitel-Nicel Araştırma Staratejileri Arasındaki Farklılıklar

• Araştırma Süreci ve Tasarımı

SOSYOLOJİ Prof. Dr.

Şeref ULUOCAK

ÜNİTE

13

SOSYOLOJİDE ARAŞTIRMA

YÖNTEM VE TEKNİKLERİ

(2)

BİLİM NEDİR ?

Doğabilimsel Araştırmanın

Doğası

Bilimsel Faaliyet Sürecinin iki Temel

Unsuru

Kuram Veri

Bilimsel Araştırma Sürecinde Anlamlandırma

Betimleme Açıklama

Sosyal Bilimler Ne Tür Bilimlerdir?

Sosyal Blimlerin Ne Tür Bilimler Olduğuna İlişkin

Olarak Temel Sayıltılar

Ontolojik Epistemolojik

Metodolojik Etik

Paradigmalar;

Pozitivist, Yorumlamacı- Hermeneutik, Çatışmacı, Post-

Modenist

Araştırma Metodolojileri

Veri Tiplerine Göre Araştırma Tasarımları

Hipotezsiz: Nitel Veriye Dayalı

Hipotezli: Nicel Veriye Dayalı Karma Araştırma

Tasarımı

(3)

Sosyal araştırma, araştırmacıların toplumsal dünya hakkında bilimsel bilgi üretmek için sistematik

olarak uyguladığı yöntem ve yöntembilimlerin bir

toplamıdır.

GİRİŞ

Eğitimcilerden anne babalara, şirket yöneticilerinden hükûmet görevlilerine kadar, düzenli bir biçimde, sosyal araştırma bulgu ve ilkelerinin kullanıldığı bir dünyada yaşıyoruz. Öyle ki ana haber bültenleri, dergi ve gazeteler araştırma bulgularını düzenli olarak kamuoyuna duyurur. Çünkü bu bulguların gündelik yaşamlarımızda önemli bir yeri vardır.

Sosyal araştırma, sosyolog ve sosyal bilimcilerin sosyal hayat ve olaylarla ilgili sorulara yanıt arama girişimidir. Başka bir deyişle sosyal araştırma insanların bilgi üretmek için sistematik olarak kullandığı metotlar bütünüdür ve sosyal bilimsel araştırma, sorularımıza yanıt bulmaya yönelmemizde bize referans çerçevesi oluşturan eylemsel ve zihinsel tavır alış biçimlerimize karşılık gelmektedir.

Yöntemler (metot) toplumsal yaşamlarımızın çeşitli yönlerini seçmek ölçmek, gözlemlemek, veri toplamak ve elemek, verileri incelemek ve rapor etmek için kullanılan belirli teknik kümeleridir. Yöntembilim (metodoloji)

kavramsallaştırması ise teknikleri de içerecek bir biçimde, bir araştırmacının zihinsel düzeydeki ontolojik, epistemolojik, metodolojik ve etik sayıltılarını da içeren, hem eylemsel hem de zihinsel süreçler bütününe karşılık gelmektedir.

Araştırmacıların, en uygun veri toplama yöntemini ve bu verilerin analizi için en uygun stratejileri belirleyebilmeleri için öncelikli olarak araştırma sorununa bağlı olarak uygun bir kavramsal çatıyı inşa etmeleri de önem taşımaktadır. Çünkü

“bilimsel bilgi”, kuramlar hâlinde düzenlenir.

Bu ünitede sosyolojide araştırma yöntem ve teknikleri çerçevesi dâhilinde veri toplama, nitel-nicel araştırma stratejileri ve araştırma süreci ve tasarımı gibi konular ele alınmaktadır.

BİLİM NEDİR? SOSYAL BİLİMLER NE TÜR BİLİMLERDİR?

Bilim, Bilimsel Faaliyet, Bilimsel Araştırma Sürecinde Betimleme ve Açıklama

Toplumsal bir olgu olarak bilim, sonuçlarından teknik aracılığıyla

yararlandığımız, gündelik yaşamımızdan toplumsal örgütlenme biçimlerine kadar bulgularına başvurduğumuz bir etkinliktir.

Bilimle ilgili bazı yaygın tanımlar, bilimsel faaliyet ve araştırma süreci hakkında da fikir vericidir:

• Bilim olguları açıklamaya çalışan, bir yanıyla eylemsel (gözlem, deney, sayım, ölçme vb.), öte yandan zihinsel (kavram, hipotez, tümevarımsal ve tümdengelimsel çıkarım) bir etkinliktir.

• Bilim, olgudan kurama gider.

• Bilim, olgular hakkında doğrulanabilir kuramlar geliştirir [1].

(4)

Bilimsel faaliyet bir yönüyle zihinsel, bir

diğer yönüyle de eylemsel bir etkinliktir.

Bilimsel faaliyet görüşlerin, görgül

veriler karşısında sınandığı bir faaliyettir.

Bilimsel faaliyetin amacı, incelenen konudaki olguları tanımlamak, olgular arasında nedensellik ilişkileri kurmak ve bunları genelleştirip kuramlar içinde toplayarak kanunlara ulaşmak olarak tasvir edilebilir.

Bilime ilişkin tanımlar ve bilimsel faaliyet sürecine ilişkin tespitler ışığında bilimin genel olarak özellikleri şu şekilde ifade edilebilir:

• Bilim olgusaldır, görgüldür; görgül olarak doğrulanabilir ifadeler peşindedir.

• Bilim mantıksaldır; ister tek değerli isterse çok değerli hatta bulanık (fuzzy) olsun, bilimsel ifadeler mantıksal bakımdan çıkarım kurallarına uygun, çelişkisiz ifadeler üzerine kuruludur.

• Bilim objektiftir, nesnel sonuçlara ulaşmak birincil önem taşır.

• Bilim eleştireldir, her bilimsel kuram yeni olgular karşısında değiştirilebilir.

• Bilim genelleyicidir; tek tek olguları (görgül verileri) gözlemlemekle yetinmez, olgular arasında genel bazı ilişkiler bulmaya çalışır.

• Bilim seçicidir [1].

Bu genel özellikler çerçevesinde bilim, temelinde verileri açıklayan,

anlamlandırmayı sağlayan kuramlar inşa etme sürecine karşılık gelir. Bu bağlamda bilimsel araştırma süreci;

• Gözleme dayanarak konusunu oluşturan olay ve nesneleri (olguları) kavramak, tanımlamak ve sınıflandırmak üzere çözümleyerek betimlemeyi,

• Olgular arasında nedensellik ilişkileri kurmak ve bu ilişkileri gözlem yoluyla sınayıp gerçekleyerek açıklamayı,

• Çeşitli düzeylerde gerçekleşmiş ilişkileri genellikler, yasalar, kuramlar biçiminde dile getirip bunlardan hareketle olguların gidişi ve gelecekte alacağı biçimlere ilişkin kestirimde bulunmayı içermektedir.

Açıklayıcı kuramın bilimde merkezi rolü vardır ve bu nedenle bilimin iki yönünü, veriler ve kuram oluşturmaktadır [2].

Veriler ve açıklayıcı kuramlar çerçevesinde düşünülecek olursa bilimsel araştırma sürecinin temelde iki yönlü bir faaliyet olduğu söylenebilir:

• İlk yön, gerçek dünyaya ilişkin verilerin yaşamsal rolüyle ilgilidir. Bilim görgül verilerin otoritesini tanır ve görüşler verilere karşı sınanır.

• İkinci yön, kuramın özellikle de açıklayıcı kuramın rolüyle ilgilidir. Amaç verileri açıklamaktır, sadece verileri toplamak şeyleri tanımlamak için kullanmak değil. Dünyaya ilişkin verileri toplamak, bunları açıklamak için kuramlar oluşturmak ve ardından da bu kuramları daha sonra veriler ışığında sınamak bilimseldir [2].

BİLİMSEL ARAŞTIRMANIN İKİ TEMEL YÖNÜ

AÇIKLAYICI KURAM GÖRGÜL VERİ

(Hem nitel hem nicel olabilir)

Şekil.13.1. Bilimsel Araştırmanın İki Temel Yönü

(5)

Açıklamadan betimleyebilir ancak

betimlemeden açıklayamayız.

Nitel araştırma, verilerin sayılar biçiminde olmadığı görgül araştırmadır.

Bilimsel araştırmalarda, görgül verilere ilişkin olarak “anlama”nın, betimleme ve açıklama olmak üzere iki ayrı düzeyi bulunmaktadır.

Betimleme, karmaşık şeylerin anlaşılabilir hâle getirilmesi ile ilgilidir ve “ne olduğunun”, “sürecin nasıl olduğunun”, durum, kişi ya da olayların “ne”

olduklarının bir resminin çizilmesini içerir.

Açıklama ise, “ne olduğunun”, “sürecin nasıl olduğunun”, durum, kişi ya da olayların “ne” olduklarının “nedenlerinin” ortaya konulmasıdır.

Açıklama ve betimlemenin her ikisi de karmaşık şeylerin anlaşılabilir hâle getirilmesi ile ilgilidirler ancak farklı düzeylerdeki anlaşılabilir kılma faaliyetlerine karşılık gelmektedirler.

Açıklamadan betimleyebilir ancak betimlemeden açıklayamayız. Bu nedenle açıklama, betimlemeden daha da ileriye gitmektedir. Bu iki kavramın aralarındaki farklılığın gösterilmesindeki iyi bir yol, betimlemenin “NE” ve “NASIL” olduğu, buna karşın açıklamanın “neden ?” olduğu üzerine, anlaşılabilir kılma faaliyetleri oldukları şeklinde ifade edilebilir [2].

Bilimin bu çerçevede ilk basamağını betimleme oluşturur. Bu bağlamda nesne ve olguların saptanması, kaydedilmesi etkinliğidir. Betimleme süreci;

gözlem, deney, sayma, ölçme, analiz, sınıflandırma gibi bir dizi işlemin gerçekleştirildiği bir basamaktır. Dış dünyadan elde ettiğimiz izlenimler bu hâlleriyle bir kaotik yığın hâlindedirler ve bu kaotik yığın içinden benzerlik ve tekrar gösterenleri ayırt etmeye başladığımız andan itibaren “gözlem” yapıyoruz demektir.

Şekil 13.2. Doğa Bilimsel Yöntemin Yapısı Kaynak: [3]

(6)

Nesnellik, yanlı olmamayı, kişisellik dışılığı ve önyargılardan

bağımsız olmayı iddia eden bilgi edimine yönelik bir yaklaşımdır.

Pozitivizm ile ilişkilendirilir.

Nicel araştırma, verilerin sayılar biçiminde olduğu görgül araştırmadır.

Betimleme, nesnelerin “ne” ve olguların “nasıl” olduklarının bir dizi mantıksal (analiz, tanımlama, sınıflandırma) ve matematiksel (sayma, ölçme) işlemle ifade etme etkinliğidir.

Bilim eğer sadece bir betimleme etkinliği olsaydı, bize ancak nesne ve olguları saptama olanağı sunabilirdi. Açıklama en kısa yoldan “neden” sorusuna”

yanıt verme işlemidir.

Boşluğa bırakılan cisimlerin düştükleri gözlemi bizlere ampirik bir genelleme (betimsel):

“boşluğa bırakılan cisimler düşer” sağlayabilir.

Ancak bu türden bir ampirik genelleme;

“boşluğa bırakılan cisimlerin neden düştükleri?” konusunda bizlere bir şey söylemezler. Bu tür soruların yanıtlarını ancak nedensel açıklamalar sağlayabilir.

Yerçekimi yasasının, boşluğa bırakılan cisimlerin düşmesinin nedeni olduğu konusundaki bir açıklama, ampirik/gözleme bağlı olarak geliştirilen bir ampirik yasanın, kuramsal bir yasa ile açıklanması anlamına gelmektedir.

Bu hâliyle bilimsel yöntem; ampirik genellemeleri de altına alan ve onları açıklama gücüne sahip olan kuramsal genellemelere ulaşma yol ve tarzının adıdır [3].

Bir bilimsel araştırmanın nicel ya da nitel olması demek araştırmada kullanılan verilerin niteliğine yönelik bir sınıflandırmaya dayanmaktadır.

Sosyal Bilimler Ne Tür Bilimlerdir?

Bir bilgi edinme etkinliği olarak sosyal bilimlerin statüsü, büyük bir tartışma konusu olmuş ve sosyal bilimlerin ne tür bilimler oldukları sorusuna yönelik olarak özellikle de bilim felsefesi alanında önemli tartışmalar yapıla gelmiştir.

Söz konusu tartışmalar ışığında, Sosyal Bilimler Ne Tür Bilimlerdir? sorusuna verilebilecek basit bir yanıt bulunmadığı [4], farklı düşünürlerin farklı gerekçelerle bu sorulara yanıt verme eğiliminde olduğu söylenebilir. Farklı sosyoloji ekollerinin, aynı “gerçeklik” düzeyine (kendinde şey olarak sosyal gerçeklik) ilişkin olarak, birbirinden farklılaşabilen “gerçeklik” tasarımları altında, imgesel düzeyde farklı

“bilgi” edinme izlek (prosedür), teknik ve ölçütleri geliştirdikleri görülmektedir.

Bu noktada, sosyal bilimler felsefesi alanında, sosyal bilimlerin ne türden bilimler oldukları konusunda bir yol haritası sağlayabilecek temel sorular olarak Araştırılacak Gerçeğin Yapısı Nedir? ve bu Gerçeklik Bilgisi Nasıl Elde Edilebilir?

soruları, söz konusu tartışmalardaki temel ayırt edici problematikleri karşılık gelmektedir. Söz konusu soruların birincisi ontolojik sayıltılar alanı ile ilişkili iken, ikincisi epistemolojik (bilgi kuramsal) sayıltılarımızın alanı ile ilişkilidir.

Söz konusu sorunun ortaya konuluş biçimi basit görünmekle birlikte, felsefi anlamda ontoloji-epistemoloji ve metodoloji (yöntembilim) terimlerinin iç içe geçtiği, etik değerlendirme ölçütlerinin gündeme geldiği, önemli bir problematik alanının kapılarına sosyal bilimciyi getiren bir derinlik taşımaktadır.

(7)

Nedensel ilişki, Bir olgunun başka bir olgu

üzerinde doğrudan etkiye sahip olduğu

ilişkidir.

Sayıltı, bir araştırmada, mevcut araştırma sürecini ve sonucunu

önemli ölçüde etkileyeceği düşünülen,

araştırıcının gerekçeli kabulleridir. Ön kabuller olarak teste

tabi tutulamaz.

Aynı sorunun çağrışımları, varlık-gerçeklik-bilgi-doğruluk kavramları çerçevesinde, sosyal bilimsel bilgi edinme etkinliğine referans teşkil eden “sosyal gerçeklik” -bir başka deyişle de “sosyokültürel gerçeklik”- imgesinin, sosyal bilimsel kuramlaştırma ve model inşa etme süreçleri açısından sorgulanması için önemli bir başlangıç noktası teşkil etmektedir.

“Sosyal gerçeklik imgesi”, bu anlamda sosyal bilimcinin, ontolojik, epistemolojik ve metodolojik sayıltıları üzerinden, “kendinde şey olarak sosyal gerçeklik”in algı olanaklarına taşınması için geliştirilen bir model olarak kuramsal açıklamanın sonradan geldiği, amacın kuram inşa etmek olduğu (theory after) yaklaşımla, amacın kuramın geçerliliğinin test edilmesi olduğu (theory first), farklılaşabilir prosedürler üzerinden geliştirilen bir “bilgi” edinme etkinliğine kaynaklık etmektedir.

Sosyal bilimler açısından bilgi edinme etkinliğinin nesnesi olarak “neyi”

kabul ettiğimiz ve bu bilgi nesnesinin bilgisine “nasıl” ulaşabileceğimiz

konusundaki sayıltılar, felsefi anlamda, varlık, bilgi, bilim ve dil felsefesinin alanları ile ilintili olarak ele alınabilir.

Kuramsal Yaklaşımlar ve Araştırma Metodolojileri

Sosyolojik kuramda iki büyük gelenek, sosyologların araştırma gündemlerini şekillendirmiştir. Zira araştırmacılar her iki geleneğin de toplumu incelemede değerli bir rol oynadığını kabul etmektedirler [5].

İlk gelenek, sosyolojinin toplumsal olgularla ilgili nesnel ve bilimsel analiz yapması gerektiği inancına dayanmaktadır. Bu geleneğin kökleri modernist pozitivizmde yatmaktadır. Bu bakış açısına göre, toplumsal fenomenler (olgular), ayrı değişkenler olarak ele alınan farklı olgular arasındaki nedensel ilişkiyi göstererek açıklanabilir. Açıklanmaya çalışılan bir olgu- bağımlı değişken - ve muhtemelen de bunun nedeni olan bir olgu – bağımsız değişken - vardır.

Hipotezlerin, görgül veriler çerçevesinde testlerine dayalı bir araştırma tasarımına bağlı olarak pozitivistler, neden-sonuç ilişkisi modelleri savunulamaz olduğunda genellikle tahmin-sonuç modellerini kabul etmektedirler.

İkinci gelenek, birçok bakımdan sosyal antropolojinin etnografik gelenekleri içinde kökleşmiştir. Bu yaklaşım öncelikli olarak ve her şeyden önce, sosyal davranışın kültürel anlamları, öznel algılamaları ve özneler arası dinamiklerin derinlemesine bir biçimde anlaşılmasına bağlıdır.

(8)

Hipotez, ampirik teste tabi tutulacak olan verili

bir ilişkiler durumu hakkındaki fikirler setine karşılık gelir.

Tablo 13.1. Pozitivizm ve Yorumlamacı Gelenek Arasındaki Genel Farklılıklar

Kaynak: [5]

Sosyal Bilimlerde Ontoloji ve Epistemolojiler

Doğa bilimleri modelinde bir yöntem anlayışı ile “açıklamayı” temel alan pozitivistik birinci gelenek ile tarihsel kültürel alanın kendine özgü bir gerçeklik olarak bu gerçekliğe özgü sayıltı ve bu sayıltılara uygun bir metodoloji ile ele alınması gerekli olduğunu ileri süren “anlama”yı temel alan yorumlamacı / hümanisttik gelenek arasındaki farklılıklar, ontolojik (varlıkbilimsel), epistemolojik (bilgi kuramsal), metodolojik ve etik değerlendirme ölçütlerin ilişkin sayıltılar açısından tipik olarak ayrıştırılabilirler.

Tablo 13.2. Sosyal Bilimlerde Ontoloji ve Epistemolojiler

Kaynak: [6]

Pozitivist Yorumlamacı Temel Toplum

Görüşü

Görgül Aşama Görgül Sonrası Aşama

Tanımı en iyi kimin yapacağı

Toplum nedensel olarak birbirine bağlanmış bir sosyal fenomenler sistemidir.

Toplum sadece anlamlı sosyal bir etkileşim sonucu var olur.

Topluma ilişkin tezlerin en iyi nasıl doğrulanabileceği

Dış gözlemci (uzman bir

sosyolog) Sosyal aktörlerin kendileri

Olası yöntem

Tarama, Survey Gözlem

Pozitivist Post- Pozitivist Yorumlamacı Humanistik

Ontolojik Sayıltılar

Sosyal gerçeklik var mıdır?

Objektif (nesnel);

realizm

Objektif (nesnel);

eleştirel realizm

İçkin bir biçimde birbiriyle bağlantılı, Objektif (nesnel)ve sübjektif (öznel)

Sübjektif (öznel); insani- tinsel olanın bilimi

Gerçeklik bilgisi olanaklı mıdır?

Evet, kolaylıkla bilgisine erişilebilir olandır.

Evet, ancak kolaylıkla bilgisine erişilebilir değildir.

Belirli bir ölçüde olanaklıdır, ancak insanın

öznelliğinden yalıtılamaz

Hayır, insanın öznelliğine bağlı bir bilgi olanaklıdır.

Epistemolojik Sayıltılar

Araştırmacı

ve nesnesi arasındaki ilişkinin niteliği

Dualizm:

Araştırmacı ve nesnesi iki ayrı şeydir;

tümevarımsal süreçler

Bilgi araştırmacı tarafından etkilenir, tümdengelimsel süreçler

Öznel olana ait bilginin anlaşılması amaçlanır

Nesnel bir bilgi mümkün değildir.

Bilginin

Formları

Doğal yasalar

(nedensel) Olasılıksal

yasalar Bağlamsal bilgi Empatik bilgi

(9)

Metodoloji, araştırma sürecinin eylemsel boyutunu da kuşatan

zihinsel boyutu ile ilgilidir.

Sosyal bilimlerde birbiriyle rekabet hâlindeki yaklaşımlar, şu ayırt edici sayıltı ölçütleri bakımından sınıflandırılabilir:

• Ontolojik Sayıltılar: Objektif ve “gerçek” bir dünyanın varoluşu ile ilintili sayıltılar açısından,

• Epistemoloik Sayıltılar: Bu dünyanın bilgisinin olanakları ve bu bilginin olası formları ile ilintili olarak, epistemolojik sayıltılar açısından,

• Metodolojik Sayıltılar: Bilginin elde edilmesinde kullanılan, teknik araçlarla ilintili sayıltılarımız açısından,

• Aksiyolojik-Etik sayıltılar: Sosyal bilimcinin topluma ve toplum içinde bir tür olarak insana bakış açısının etik değerlendirme ölçütlerine ilişkin sayıltılar açısından ayırt edilebilir.

Ontolojik sayıltılar, araştırma nesnesi olarak “neyi” çalıştığımız ile ilgilidir ve Blaikie’ye [4] göre, sosyal bilimler açısından ontolojik sayıltılar, belli bir sosyal araştırma yaklaşımının, sosyal gerçekliğin yapısı hakkında ileri sürdüğü; “neyin var olduğu”, “bunun neye benzediği”, “hangi birimlerden meydana geldiği” ve “bu birimlerin birbirleriyle nasıl etkileşime girdiği” hakkındaki iddialar ve görüşler anlamında kullanılmaktadır.

Epistemolojik sayıltılar ise, bilgi nesnesi olarak kabul ettiğimiz “şey”leri,

“nasıl” bilebildiğimiz ile ilgilidir ve felsefenin önemli bir alanı olarak, “bilginin doğası, kaynakları ve sınırlılıkları”nın neler olduğu soruları ile ilişkilidir.

Epistemoloji bilgi olarak görülebilecek şey için - bilinebilecek şey ve ona ilişkin bilgilerin, inançtan çok bilgi olarak adlandırılması için gereken kriterlere dayanan- görüş ve açıklama sunar [4].

Metodolojik sayıltılar, genellikle ilişki içinde oldukları bir diğer terim olan metod ile karıştırılmaktadır. Metodoloji ve metot kavramsallaştırmalarının literatürün büyük bir çoğunluğunda, birbirinin yerine kullanılması ve birine göre bir diğerinin tercih edilmesi eğilimi vardır. Araştırma metodları, bazı araştırma soruları ya da hipotezleriyle ilgili verilerin toplanması ve incelenmesi için

kullanılmakta olan mevcut teknik ya da prosedürlerdir: Sosyal bilimlerde bunlar, sohbet eden insanlarla ilgilenilmesini (oldukça resmi, yapılandırılmış tekniklerden gayrı resmi ve serbest olarak ilerleyen tekniklere dek uzanır), insanlara anketler uygulanmasını, davranışın gözlenmesini ve diğer insan faaliyetlerinin belgelerinin ya da kayıtlarının incelenmesini içerir.

Aksiyolojik-etik değerlendirme ölçütleri açısından sosyal bilimcilerin sahip olduğu sayıltılara karşılık düşmektedirler.

Öte yandan, metodoloji araştırmanın nasıl ilerlemesi gerektiği ya da araştırmanın nasıl ilerlediğinin incelenmesidir. Bu kapsamda, kuramların nasıl üretildiği ve ölçüldüğü tartışılır. Ne tür bir mantık kullanılmıştır? Ne tür kriterlere uyulmalıdır? Kuramlar neye benzer ve belli kuramsal görüşler ile belli araştırma problemleri arasında var olan ilişki nasıl meydana getirilir? [4].

Bilimsel bir araştırma hep şu üç aşamayı izler: fenomen, sorun, kuram. Bu süreç doğabilimsel anlamda olduğu kadar, sosyal bilimler alanı için de “gerçek”e

(10)

Metot: Bilimsel bilgi üretim sürecinde araştırmacının olgu ile doğrudan karşı karşıya

geldiği eylemsel safhada gerekli olan veri toplama, analiz ve

değerlendirme süreçlerinin nasıl işletileceğinin, nasıl bir

yol izleneceğinin ifadesidir.

ulaşmayı hiçbir şekilde garanti etmez. “Bilgi”, yalnızca gerçeğe yaklaşma olarak kalır [7].

Genel anlamda bir araştırma sürecinin aşamaları şu şekilde ifade edilebilir:

Tablo 13.3.Bilimsel Araştırma Süreci

Kaynak: [8].

Bilimsel araştırma sürecinin görgül (nitel ya da nicel veriye dayalı) bir kuram inşası ya da mevcut kuramların doğrulanması ya da yanlışlanmasına dayalı

süreçsel yapısı; bir bilgi edime etkinliği biçimi olarak onu, diğer bilgi edinme etkinliği ve çıkarım biçimlerinden ayırt etmektedir.

Tablo 13.4. Bilimsel Teoriler ve Diğer Bilgi Tipleri Arasındaki Farklılıklar

Kaynak: [9].

SOSYAL BİLİMLERDE PARADİGMALAR

Paradigma, belirli bir bilim çevresine, model sağlayan; örnek soru ve çözümler üreten kavramsal çerçeveler, görüş ve düşünceler sistemidir. Paradigma kavramının kullanılış biçimleri açısından özellikle Thomas Kuhn’un (1991) “Bilimsel Devrimlerin Yapısı” başlıklı çalışması literatürde özel bir önem taşımaktadır [10].

Sorunu Tanımlamak

(Araştırma için bir konu seçmek) Literatürü Gözden Geçirmek

(Konuyla ilgili varolan araştırmalarla tanışmak) Varsayımı Dile Getirmek

(Neyi sınamaya yöneleceğiz? Değişkenler arası bağıntı nedir?) Bir Araştırma Tasarısı Seçmek

(Deney, derleme-survey, gözlem, elde mevcut veriler) Araştırmayı Yürütmek

(Veriyi toplama, bilgiyi kaydetme) Sonuçları Yorumlama

Araştırma Bulgularının Sunulması

(Anlamı ne? Daha önceki bulgularla bağlantısı ne?) Akademik Onay

Başka çalışmalar için teşvik edici model oluşturma

Bilginin “ampirik” olup olmadığı

Evet Hayır

Bilginin değerlendirici olup

olmadığı?

Evet

İdeolojiler; ya da dünyanın nasıl olması gerektiğinin yollarını öneren inançlar

Dinler; ya da doğaüstü güçlere inanan inanç türleri

Hayır

Bilim; tüm bilgimizin ampirik (görüngüler) dünyanın edimsel işlemden geçirilmesini yansıttığını ileri süren tüm inanç- doktrin biçimleri

Mantık; ya da kestirim-çıkarımın kural bağımlı olduğu çeşitli düşünme sistemleri

(11)

Paradigma, bilimsel faaliyetin nasıl yapılması gerektiğine

ilişkin bakış açıları demektir.

Paradigma, sosyal bilimlerde kullanıldığı biçimiyle, sosyal dünya ve

araştırmalarda kullanılan özel teknik ve temaların nelerden oluştuğu konusundaki varsayımlar bütünü anlamına gelir. Kısacası, bilimsel faaliyetin nasıl yapılması gerektiğine ilişkin bakış açıları demektir. Yöntemlerle birlikte, epistemolojiyi, kuramı ve felsefeyi de içine alan kapsayıcı bir terimdir [2].

Tablo 13.5. Paradigmaların İçerdikleri Sayıltı Türleri

Paradigma

1. Ontolojik 2. Epistemolojik 3. Metodolojik 4. Etik (Aksiyolojik)

Sosyal bilimler 20. yüzyılın başlarında gelişmeye başladıklarında kendilerini fen bilimlerinin Pozitivist/akılcı paradigması içinde bulmuşlar ve bu paradigma içinde yetişen sosyal bilimciler, fen bilimlerinin ilke ve yöntemlerini kullanarak;

insan, toplum ve kültürleri araştırmaya başlamışlardır. Bu süreçte istatistikten yararlanmışlar ve bilimsel olabilmek için, tıpkı doğa bilimlerindeki gibi sosyal ve insana ait olguları bağımlı ve bağımsız değişken olarak nitelendirmişler.

Tablo 13.6. Sosyal Bilimlerde Paradigmalar Arasındaki Tipik Farklılıklar

Pozitivist/Akılcı Paradigma (Pozitivist, akılcı, modern, görgül, yapısalcı, Newtoncu)

Pozitivizm ötesi/Yorumlamacı Paradigma

(Pozitivizm ötesi, post yapısalcı, post modernist, post ampirik, post işlevselci, yorumlamacı)

*Mekanik dünya görüşü *Holografik dünya görüşü

*Önceden kestirelebilirlik *Önceden kestirelemezlik

*Genellenebilirlik *Genellenemezlik

*Evrensellik *Özne merkezli

*Nesnel gerçeklik *Öznel gerçeklik

*Büyük söylemler, büyük kuramlar,

tek doğru *Çoklu gerçeklik

*Mükemmel bilgi *Eksik (parçasal) bilgi

*Nesnelleştirme *Görüş açısı (perspektif)

*İndirgeme Bütünsellik (holistic)

*Ölçme *Katılım (yorulama)

*Nicelleştirme *Nitelleştirme

*Evrensel yasalar *Duruma özgü bulgular

*Değer-katıksız (value free) sonuçlar *Değer katıklı (value laden) sonuçlar

*Deneysel süreçler *Katılım temelli süreçler

*Bilgi keşfedilir, ortaya çıkarılır *Bilgi yorumlanır ve oluşturulur Kaynak: [11].

Pozitivizm ötesi, yorumlamacı paradigmalar ise insana, kültüre ve toplumsal olana ilişkin olarak ve hatta doğa bilimleri için dahi, olayların bağımlı ve bağımsız olarak ikiye ayrılmalarının mümkün olmadığını, “her şeyin” bir diğerinin içinde ve birbirleriyle ilintili olduğunu ileri sürmüşlerdir.

(12)

“Bilginin örgütlenmesinde ve sunulmasında tek, en doğru bir biçim yoktur.”

Nitel araştırma, verilerin sayılar biçiminde olmadığı görgül araştırmadır.

“Bilginin örgütlenmesinde ve sunulmasında tek, en doğru bir biçim yoktur.”

düşüncesinden yola çıkarak, sosyal bilimler artık yavaş yavaş doğa bilimlerinin kavramları ve yöntemleri yanında, kendi doğalarına uygun olarak kavramlar ve araştırma yöntemleri bulmaya başlamışlardır. Sosyal bilimciler gittikçe artan bir şekilde nitel çalışmalara yönelmekte ve bu süreçte “nesnellik”ten çok “perspektifi”

ön plana çıkarmaya başlamışlardır.

Sosyal bilimlerdeki araştırmalarda çalışılan olay ve olgular kendi ortamları içinde incelenmekte ve araştırmacı bu olay ve olguları ayrıntılı bir biçimde ve derinlemesine açıklamaya ve yorumlamaya çalışmaktadır. Bu yaklaşım temelde

“sosyal bilimlerde olay ve olgulara ilişkin tek bir gerçekliğin ya da tek bir doğrunun olmadığı, “Çoklu gerçekliklerin” olduğu sayıltısından kaynaklanmaktadır. Olay ve olgulara ilişkin katı kurallar ve genellemeler oluşturulamayacağı, ancak ortama göre çeşitlilik gösteren betimlemeler ortaya konulabileceği ise bu yaklaşımın bir başka özelliğidir [11].

SOSYOLOJİK ARAŞTIRMALARDA ARAŞTIRMA TASARIMININ GENEL ÖZELLİKLERİ

Sosyal bilimsel araştırmalarda “görgüllük” araştırma tasarımının aşamaları konusunda düşünürken referans alınabilecek önemli bir mihenk taşı

oluşturmaktadır.

Söz konusu aşamalar, bir araştırmanın “sorun”una bağlı olarak bir sosyolojik araştırmanın ne türden veriye ihtiyacı olduğu, bu veriye hangi teknikler aracılığı ile ulaşılabileceği, hangi türden sorulara yanıt arandığı ve henüz görgül öncesi

aşamada iken araştırmanın sıkıca yapılandırılıp yapılandırılamayacağına bağlı olarak farklı araştırma desenlerinin oluşturulmasını gerektirmektedir. En genel anlamda verileri, açıklayacak kuram arayışında ya da verilerden hareketle kuramsal model inşasına (temellendirilmiş kuram/grounded theory) yönelen bir bilimsel araştırma süreci, sosyal gerçekliğin veri kılınış biçimine bağlı olarak iki

“tipsel” araştırma stratejisi üzerinden ayrımlaştırılabilir: Nicel ve Nitel.

VERİ TİPLERİNE GÖRE ARAŞTIRMA TÜRLERİ: NİCEL VE NİTEL VERİ TÜRLERİNE YÖNELİK ARAŞTIRMA STRATEJİLERİ

Tablo 13.7. Nicel ve Nitel Araştırma Tipolojisi

NİCEL ARAŞTIRMA NİTEL ARAŞTIRMA

SAYILTILAR

►Gerçeklik nesneldir

►Asıl olan yöntemdir

►Değişkenler kesin sınırlarıyla

saptanabilir ve bu değişkenler arasındaki ilişkiler ölçülebilir

►Araştırmacı olay ve olgulara dışarıdan bakar, nesnel bir tavır geliştirir

►Gerçeklik oluşturulur

►Asıl olan çalışılan durumdur

►Değişkenler karmaşık ve iç içe geçmiştir ve bunlar arasındaki ilişkileri ölçmek zordur

►Araştırmacı olay ve olguları yakından izler, katılımcı bir tavır geliştirir

AMAÇ

►Genelleme

►Tahmin ►Derinlemesine betimleme

►Yorumlama

(13)

Apriori, deneyden ve tecrübeden bağımsız olarak, doğru kabul edilen önerme ya da

bilgi.

Aposteriori, deneyim ve deneyimden çıkan önerme ya da bilgi Nicel araştırma,

verilerin sayılar biçiminde olduğu görgül

araştırmadır.

►Nedensellik ilişkisini açıklama ►Aktörlerin perspektiflerini anlama YAKLAŞIM

►Kuram ve hipotez ile başlar

►Deney, manipülasyon ve kontrol

►Standardize edilmiş veri toplama araçları kulamla

►Parçaların analizi

►Uzlaşma ve norm arayışı

►Verinin sayısal göstergelere indirgenmesi (nicelleştirme)

►Kuram ve denence ile son bulur

►Kendi bütünlüğü içinde ve doğal

►Araştırmacının kendisinin veri toplama aracı olması

►Örüntülerin (pattern) ortaya çıkarılması

►Çokluluk ve farklılık arayışı

►Verinin bütün derinlik ve zenginliği içinde betimlenmesi

ARAŞTIRMACININ ROLÜ

►Olay ve olguların dışında, yansız ve

nesnel ►Olay ve olgulara dâhil, öznel

perspektifi olan ve empatik Kaynak:[11]

Nitel araştırma, verilerin sayılar biçiminde olmadığı görgül araştırmadır.

Nicel araştırma, verilerin sayılar biçiminde olduğu görgül araştırmadır [2].

Araştırma Sorularının, Tasarımının ve Verilerinin Yapısı

Araştırma sorularının, tasarımının ve verilerin ne oranda planlanabileceği ve ne oranda araştırma ilerledikçe ortaya çıkması gerektiği konusu bizi, “sıkıca yapılanmış” ve “gevşekçe yapılanmış” araştırma tasarımları arasındaki ayrıma götürür. Söz konusu farklılaşmada temel ayrım, araştırmanın “görgül öncesi”

aşaması ile bir konudur ve doğrudan araştırmanın amacı ve problem tanımı ile ilgili olarak şekillenmektedir.

Tablo 13.8. Araştırma Soruları, Tasarım ve Veri Açısından Nitel-Nicel Araştırma NİTEL ARAŞTIRMA NİCEL ARAŞTIRMA

ARAŞTIRMA SORULARI

Araştırma soruları önceden ne kadar kesin bir biçimde belirlenip geliştirilirse kavramsal çerçeve de o ölçüde geliştirilmiş olacaktır

-Yol gösterici genel sorular -Önceden belirlenen araştırma soruları TASARIM

-Gevşek yapılandırılmış

tasarım -Sıkıca yapılandırılmış

tasarım VERİ

İster sayı ister diğer kategoriler kullanılsın, can alıcı nokta bu kategorileri önceden kurmak ya da kurmamaktır

-Önceden yapılandırılmamış veri (kavramsal göstergelere ulaşma) A POSTERİORİ

-Yapılandırılmış veriler (Kodlanımış veri=değişken) A PRİORİ

Kaynak: Punch 2005:24-25 [2].

Görgül bir araştırma, araştırma soruları ile yürütülür. Araştırma sorularını oluşturmanın bir yolu, bir araştırma alanı belirlemek ve ardından da genel sorulardan tümdengelim yoluyla özel sorulara ulaşarak bu alan için sorular geliştirmektir. Bir diğer yol büyük oranda tümevarımsaldır. Bu yol belirli bazı sorularla başlamak ve bunlardan daha genel sorulara doğru gitmek anlamına gelmektedir [2].

(14)

Kuram Önce Gelir Yaklaşımı bir kuramla

başlar, bu kuramdan hipotezler çıkarsanır ve

bu hipotezlerin sınanması için bir araştırma tasarımı

oluşturulur.

Kuram Sonra Gelir Yaklaşımı, teori oluşturma inşa etmeye

yöneliktir.

Nicel bir araştırmada

“kavramsal özellikleri temsil etmek amacıyla

analiz birimlerine sayı ve sembol verme süreci”ne ölçme adı

verilir.

Genel araştırma soruları, düşüncemizi yönlendiren, projeyi örgütleyen nitelik olup, ancak hâlen yanıtlanacak düzeyde açık değildirler. Özel araştırma soruları, ideal anlamda, genel araştırma sorularının ardından gelirler ve bunlar görgül işlemleri yönlendirirler. Araştırmada asıl olarak yanıtlanan sorular, özel araştırma sorularıdır.

Özellikle araştırmanın planlanması aşamasında, çalışmanın amacının betimlemek mi yoksa açıklamak mı olduğuna karar verilmesi önem taşımaktadır.

Açıklama bir “kuram”ı gerektirir. Kuramın temel düşüncesi, araştırılan ne olursa olsun, onu betimleyen terimler yerine, daha soyut kavramlarla dile getirilen açıklama yoluyla nedenini belirtmektir.

Açıklamayı amaçlayan bir proje, bir kuramı sınamaya ya da oluşturmaya, kuramı doğrulamaya ya da üretmeye girişebilir [2].

Punch’ın Wolcott’un (1992) çalışmasından aktardığı Kuram Önce

Gelir(Theory First)-Kuram Sonra Gelir(Theory After) yaklaşımları arasındaki farklılık şu şekilde özetlenebilir [2]:

Kuram önce gelir yaklaşımı bir kuramla başlar, bu kuramdan hipotezler çıkarsanır ve bu hipotezlerin sınanması için bir araştırma tasarımı oluşturulur. Bu kuramın doğrulanmasına yönelik nicel bir stratejidir. Kuram sonra gelir yaklaşımın da ise bir kuram ile başlamayız, bunun yerine amaç, toplamış olduğumuz

verilerden sistemli bir biçimde bir kurama ulaşmaktır. Bu kuram oluşturulmasına yönelik nitel bir stratejidir.

Kuram Önce Gelir Yaklaşımı, teorilerin doğrulanmasına yöneliktir. Kuramdan hareketle, hipotezlere, değişkenlere (kodlanmış veri) ve nihayet verilere doğrudur.

Kuram Sonra Gelir Yaklaşımı, teori oluşturma inşa etmeye yöneliktir.

Verilerden-kavramsal göstergelere (kodlanmamış-değişken hâline araştırmanın başında getirilmemiş türünden) ve kuramlara doğrudur.

Araştırma Sorularının Rolü

• Projeyi örgütler ve projeye yön verir ve tutarlılık kazandırır.

• Sınırlarını göstererek, projenin çerçevesini çizer.

• Araştırmacının proje üzerinde yoğunlaşmasını sağlar.

• Projenin yazılı hâle getirilmesine çerçeve sağlar.

• Gerekli olacak verileri gösterir.

Görgül öncesi evredeki soru geliştirme aşamasında; pratik sınırlamalar göz önünde bulundurulmalı, her birinin iki ya da üç özel soruya ayrıştığı üç veya dört çok genel araştırma sorusu hazırlanması uygun olabilir. Genel ve özel araştırma soruları ile verileri toplama için kullanılacak sorular arasında farklılıklar

bulunmaktadır [2].

Bu anlamda bir araştırmanın;

• Genel araştırma soruları

• Özel araştırma soruları

(15)

Tümdengelim, tümel olandan tekilin, genel

olandan özelin çıkarsanmasına yönelik akıl yürütme

stratejisi

• Verileri toplamak için sorulacak sorular, olmak üzere üç ayrı türden “soru türü” ile ilişkili olduğu düşünülmelidir.

Soruyu ya da hipotezi, ifade ediş biçimi, soruyu yanıtlamak ya da sınamak için hangi verilerin gerekli olacağını gösterir ve üstelik bu verilerin; “nasıl”,

“nereden” ve “kimlerden” edinilebileceğini ima eder [2].

Görgül öncesi aşamada, araştırma sorununa bağlı olarak araştırma

sorularının oluşturulması süreci önem taşımaktadır. Araştırma sorularının soruluş biçimi, hangi tür veriye ihtiyacımızın olduğunu, verinin nasıl (nitel veya nicel), nereden ve kimden elde edileceği konusunda önem taşır.

Hipotezsiz, tipik olarak nitel bir araştırma modeli ile hipotezli, tipik olarak nicel verilere dayalı bir araştırma süreci iki ayrı akış şeması içinde gösterilebilir:

Şekil 13.3. Hipotezsiz – Tipik olarak Nitel Bir Araştırma Sürecinin Aşamaları

Şekil 13.4. Hipotezli – Tipik Olarak Nicel Bir Araştırma Sürecinin Aşamaları

Araştırma sorularının soruluş biçimi, içerisinde çeşitli kavramları barındıran bir soru biçiminde ya da bir kurala ilişkisi kurulması gereken hipotez hâline getirilmeye uygun biçimde olabilir.

Bir araştırma tasarımı hazırlarken, hipotez sahibi olmak demek, araştırma sorusuna yanıt bir yanıt bulacağımızı tahmin edebildiğimizi söylemektir. Belirli bir araştırma sorusu, neyi bulmaya çalıştığımızı belirtir. Hipotez bu sorunun yanıtını apriori olarak tahmin etmektir. Bu noktada tahminin dayanağı meselesi ortaya çıkar ki tahmin edilen ya da öngörülen yanıtın (hipotezin) niçin-neden beklenebilir olduğu nu açıklayan önermeler sunulur. Bu önermeler bütününü “kuram” olarak adlandırabiliriz. Bu durumda elimizde hipotezi açıklayan ve tümdengelim yoluyla

“eğer öyle ise, o hâlde” biçimindeki önermelerden hipotezin üretildiği bir kuram var demektir.

(16)

Kavramsallaştırma, olayların genellenip onları en iyi anlatan yanlarının ayıklanması ve somutluktan arınmış

bir hâle getirilmesidir.

İster hipotezler, isterse araştırma soruları üzerinden yürütülecek olsun etkili bir araştırma modelinin uyması gereken temel kriter “görgül” ölçütlere

dayandırılmış olmasıdır.

Özet olarak basitleştirilmiş bir araştırma modeli (hipotezli ya da araştırma soruları üzerinden yürütülecek olan) şu aşamaları kapsamaktadır:

• Araştırmanın “araştırma soruları”na dayandırılarak çerçevelendirilmesini

• Bu soruları yanıtlamak için hangi verilerin gerekli olduğunun belirlenmesini

• Araştırmanın bu verileri toplamak ve çözümlemek için tasarımlanmasını ve soruları yanıtlamak için verilerin kullanılmasını içermektedir [2].

Araştırma Tasarımında Soru-Veri Bağlantısı

Nicel bir araştırmada, kavramsal tanımların, ölçülmesine imkân verecek bir biçimde “işlemsel-operasyonel” kılınarak, değişkenler olarak tanımlanması önem taşımakta iken, nitel bir araştırmada kavramsal göstergelerden hareketle, gevşek bir araştırma tasarımı süreci sonucunda kuramsal modellere ulaşılması önem taşımaktadır.

Nicel araştırmaların tipik bir özelliği olarak “ ölçme” kavramı, kavramsal özellikleri temsil etmek amacıyla analiz birimlerine sayı ve sembol verme sürecidir.

Bir başka deyişle incelediğimiz özellikleri sayısallaştırmaktır. Özellikle niceliksel sosyal bilim çalışmalarında, hipotezlerin test edilebilmesi için araştırmacıların ölçme yapmaları bir zorunluluktur.

Hipotezde yer alan kavramların, özellikle de de bağımlı-bağımsız değişkene konu olanların, nasıl ölçülebileceği konusunda, araştırmacıların hazırlıklı olması gerekmektedir.

Soyut kavramlardan yola çıkılarak bunların nasıl ölçme konusu edilebileceği süreci aslında, bu soyut kavramsal yapıların, somut gerçeklikteki karşılıklarının gösterilmesi sürecine karşılık gelmektedir.

Kavramsallaştırma

Kavramsallaştırma, olayların genellenip onları en iyi anlatan yanlarının ayıklanması ve somutluktan arınmış bir hâle getirilmesidir. Kavramsal bir tanım;

teorik ve soyut bir tanımdır: bu tür bir tanımın, açık, anlaşılabilir ve belirsizlikten uzak olması gerekmektedir.

Operasyonelleştirme-İşlemselleştirme

Operasyonelleştirme-işlemselleştirme, soyut ve teorik bir kavramın ölçülebilir, somut ve gözlenebilir bir hâle getirilmesidir.

(17)

Survey araştırması;

evrenden seçilmiş temsili bir örneklem ve

standart veri toplama aracı kullanılmasını

gerekli kılar.

Kavramlarla Verileri Bağlantılandırmak

Kavram-veri bağlantısı, araştırma sorununa bağlı olarak nicel ve nitel stratejiler açısından, kavramdan-veriye ve veriden kavrama doğru ilerleyen bir araştırma tasarımına karşılık gelmektedir.

Görgül bir araştırmada verilerin kavramlarla bağlantılandırılması, bir kavramın kendi görgül göstergeleriyle ilişkilendirilmesini gerekli kılmaktadır. Nicel araştırmalarda bu durum operasyonelleştirme - işlemselleştirme olarak tanımlanır.

Değişkenlerin soyut kavramlarla tanımlandıklarında “kavramsal tanım”ları, görgül işlemlerin veri göstergeleriyle ilişkilendirildiklerinde “operasyonel-işlemsel

tanım”ları olmaktadır.

Nitel araştırmalarda bu süreç, verilerden hareketle verilerin çözümlenmesi yoluyla kavramlara ve kavramsal modellere ulaşılması biçiminde

gerçekleşmektedir.

NİCEL-NİTEL KARMA (Mixed) ARAŞTIRMALARDA VERİ TOPLAMA TEKNİKLERİ

Sosyolojik araştırmalar, sosyal gerçekliğe ilişkin tasarımlarına bağlı olarak üç temel düzeyde ayrımlaştırılabilirler.

• Genelleştirici, nomotetik, açıklamaya dayanan, nicel eğilim (Pozitivizm)

• Tekili ayrıntılarıyla anlamaya yönelen, idiografik, nitel eğilim (Pozitivizm sonrası/Yorumlayıcı Yaklaşımlar)

• Bütüncül Yaklaşımlar; sosyal gerçekliğin nicelleştirilebilir yanları olduğu kadar, anlamaya, betimlemeye dayanan görünümleri olduğunu kabul eden yaklaşımlar.

Bu çerçeve içinde veri toplama teknikleri de toplanacak verinin nitel ve nicel olması esasına bağlı olarak dört ana grupta toplanabilirler:

Tablo 13.9. Temel Veri Toplama Teknikleri Temel Veri Toplama Teknikleri

►Nicel

1. Deneyler

Doğa bilimleri geleneğini sosyal bilimlere taşıyan bu tekniğe özellikle nedensellik ilişkisini içeren hipotezlerin test edilmesi için başvurulmaktadır.

2. Surveyler (Surveyler)

Bir araştırmaya survey denilebilmesi iki temel şartın

Örn ek

•Zeka gibi soyut bir kavramın, iq testi ile yordanmaya çalışılması, bu testten alınan puan ile ölçülmesi süreci düşünülebilir

(18)

Nitel araştırma tasarımları; gevşek

yapılandırılmıştır.

Nicel araştırma tasarımları sıkıca yapılandırılmıştır.

• Evrenden seçilmiş temsili bir örneklem

• Standart veri toplama aracı (soru kâğıdı veya görüşme yönergesi)

►Nitel

3. Saha Araştırmaları

“Gözleme” dayalı bu teknikler; özellikle, tasvir, betimleme, keşfetme ve olayların tabii akışları içinde anlaşılması gerektiğinde başvurulan tekniklerdir. Saha tekniğinin kullanılmasının en önemli nedeni gerçeğin o şahıs tarafından nasıl görüldüğünün öğrenilmek istenmesidir.

Katılımlı gözlemde araştırıcı bilgileri bizzat bir şahısla veya grupla yaşayarak elde eder.

4. Elde Mevcut Veriler

• Resmi veriler

• Özel şahıslar veya şirketlerce derlenmiş veriler

• Medya kaynakları

• Fiziksel, sözlü olmayan veriler

Sosyal bilim veri arşivleri

Mektuplar, günlükler, gazete ve dergiler, mezar taşları ve duvar yazıları

Kaynak: [12]

Sosyolojik araştırmalarda veriler; nicel ve nitel veri toplama teknikleri aracılığıyla toplanır.

Nitel yaklaşımlar, bir araştırma tasarımının “nasıl” ve “niçin” sorularına yanıt bulma çabasında olduğu ve araştırma konusuna ilişkin derinlemesine – geniş kapsamlı bir “betimleme”ye ihtiyaç duyulduğu için gevşek yapılandırılmış bir araştırma tasarımlarının kullanıldığı çalışmalardır. Nitel sorular “açık uçlu” ve “yarı yapılandırılmış” bir nitelik taşır: odak grup çalışması, grup tartışmaları ve

görüşmeler, etnografi, temellendirilmiş kuram vb.

Nicel yaklaşımlar, tipik olarak “neden” sorusuna yanıt arandığı ve

“hipotezlerin test edilmesine”, “bir kuramın sınanmasına” yönelen çalışmalarda kullanılmaktadırlar. Sıkıca yapılandırılmış-standardize edilmiş sorulara dayalı bir araştırma tasarımına sahiptirler.

Her iki metodun da güçlü ve zayıf yanları olduğu ileri sürülmektedir.

Niteliksel çalışmalar “açıklayıcı” bir kuramın bulunmadığı, alanın kendi özelliklerinin ve örüntülerinin ortaya çıkarılmasının amaçlandığı ya da bir programın beklenmeyen sonuç ve etkilerinin tespit edilmesinde önem

kazanmaktadırlar. Bununla birlikte gerçekleştirilmeleri zaman ve maliyet açısından yüksektir. Niteliksel çalışmaların sonuçları “katılımcılarının” dışındaki kişilere genellenemez, sadece araştırmaya katılan kişilerin sergiledikleri özellikleri ayrıntılı olarak betimler. Bu bir bakıma katılımcılar açısından oluşturulan ve araştırma sorununa göre şekillenen bir “tipoloji”nin geliştirilmesi; bir başka deyişle de katılımcılar açısından sorunun “söylem evrenini” ortaya koyulması çabasında belirginlik kazanmaktadır.

Niceliksel yaklaşımlar, ucuz olmaları, karşılaştırmaya imkân verecek standardizasyona imkân vermeleri ve ölçülebilir/operasyonelleştirilmiş veriler üzerinden değişkenler arası etkilerin sayısal olarak hesaplanabilmelerine imkân

(19)

veriyor olmalı gibi birtakım avantajlara sahiptirler. Bununla birlikte, niceliksel yaklaşımların, benzerliklerin ve beklenmedik farklılıkların araştırılması ve açıklanması noktasında sınırlılıkları bulunmaktadır.

Karma Yaklaşımlar hem nitel hem de nicel görgül veriler üzerinden

araştırma sorununa yanıt arama girişiminde olan hem örüntü ve kalıplarının hem de öznel gerçeklik düzeyindeki özgül durumlara ilişkin derinlemesine bilgiye ulaşmayı amaçlayan çalışmalarda kullanılmaktadır.

Nitel Veri Toplama Teknikleri

Niteliksel verilerin elde edilmesine yönelik olarak kullanılabilecek “veri toplama teknikleri”nin bazı özel biçimlerinden bahsedilmesi mümkündür.

Tablo 13.10. Nitel Verilerin Toplanmasına Yönelik Bazı Teknikler

Nitel Verilerin Toplanmasına Yönelik Bazı Teknikler

Görüşme

İnsan davranışlarının anlaşılmasına yönelik olarak en yaygın olarak kullanılan bilgi edinme yollarından biridir. Üç türü bulunmaktadır:

a. Yapılandırılmış görüşme b. Grup görüşmesi (odak grup)

c. Yapılandırılmamış görüşme (etnografik görüşme, yaratıcı görüşme, post-modern görüşme) (Özcan ve Özbay 2002:66).

Odak Grup

Araştırmacı görüşmeye konu olan kişilere bazı konu başlıkları altında öğrenmek istediği soruları sorar. Grup içinde ortaya çıkan doğal etkileşimi gözlemler ve kaydeder. Odak grup görüşmesinde sorular önceden belirlenmiş olabileceği gibi, görüşme esnasında da belirlenebilir(Özcan ve Özbay 2002:66).

Etnografya

Bu tür görüşmeler “keşifsel” bir özelliğe sahiptir.

Önceden belirlenmiş sorulara bu tür görüşmede yer verilmez Görüşmeci (ya da araştırmacı) görüşmede ortaya çıkan, kendince “ilginç” bulduğu konular varsa bunlar üzerinde görüşmeyi odaklaştırmaya çalışır. Ayrıca, görüşmede bazı hipotezler veya temalar bulup, bunları yapacağı yeni görüşmelerde denemeye çalışabilir.

Tarihsel Araştırma

Niteliksel veya hümanistik araştırmalardır. Tarihsel Karşılaştırmalı araştırma yoluyla veri toplanmasına yönelik klasik bir çalışmaya en iyi örneklerden biri Max Weber’in Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu başlıklı çalışmasıdır.

(Özcan ve Özbay 2002:67).

Örnek Olay

Örnek Olay çalışması; tek bir olgunun çok yönlü ve derinlemesine çalışıldığı araştırma tekniğidir.(Özcan ve Özbay 2002:67).

Doküman Analizi

Doküman incelemesi, araştırılması hedeflenen olgu veya olgular hakkında bilgi içeren yazılı materyallerin analizini kapsar (Madge 1965:75 ).

Söylem Analizi

Söylem analizi, doğal koşulları içindeki yazılı ve sözlü metinlerin analizi ile ilgilidir. “Gerçek sosyal dünyanın verisi”

olarak düzenlenmemiş, işlenmemiş verilerin düzeyinden başlayan bir çalışma biçimidir (Barker ve Galasinski 2001:66).

Yaratıcı Stratejiler

Drama, gösteri ve video kayıtları imajinatif ve yazılı sözcüklere göre daha dikkat çekici alternatifler

oluşturmaktadır. Yaratıcı sanatlar, modelleme, yorumlama ve iletişimin değerlendirilmesinde kullanılabilmektedir.

(20)

Sörveyler; geniş insan kümelerinin eğilimlerini, tavır/tutumlarını ve düşüncelerini ölçmede

en iyi araçlardır.

Nicel Veri Toplama Teknikleri

Nicel veri toplama teknikleri, “açıklamaya” ya da “betimlemeye” yönelik istatistiksel işlemlere tabii tutulabilen bir veri yorumlama ve değerlendirme sürecine sahiptirler. Özellikle survey tipi veri toplama tekniği bu özellikleri içinde barındırıyor olması bakımından önem taşımaktadır.

Deney

Doğa bilimleri geleneğini sosyal bilimlere taşıyan “deney” tekniğine özellikle nedensellik ilişkisini içeren hipotezlerin test edilmesi için başvurulmaktadır.

Neden sonuç ilişkisi, araştırılmak istenen ilişkinin diğer faktörlerden soyutlanarak incelenmesi bu tekniğin en önemli avantajıdır. Deney öncesi farklılıkların ortadan kaldırılması veya eşitlenmesi kontrol ve deney gruplarının tamamen rastlantısal olarak seçilmesine bağlıdır. Her iki grupta bağımsız değişken haricinde aynı etkileri yaşarlar. Ancak bu yolla sonucun sadece bağımsız değişken nedeniyle ortaya çıktığından emin olabiliriz. Deneysel tekniklerin, neden-sonuç ilişkilerini ortaya çıkarmaları, yönlerini göstermeleri ve dış etkileri kontrol etmeleri nedeniyle iç geçerlilikleri yüksek, ancak elde edilen sonuçların

genelleştirilebilmeleri (dış geçerlilikleri) düşüktür [12].

En büyük dezavantajı, deney yapılan fertlerin deney şartları altında kendileri gibi davranmayabilecek olmalarıdır.

Survey (Survey)

Surveyler, sosyal bilim araştırmalarında en fazla kullanılan bilgi toplama tekniğidir. Geniş insan kümelerinin eğilimlerini, tavır/tutumlarını ve düşüncelerini ölçmede en iyi araçlardır.

Bir araştırmaya survey denilebilmesi iki temel şartın karşılanmış olması gerekmektedir [12]:

• Evrenden seçilmiş temsili bir örneklem

• Standart veri toplama aracı (soru kâğıdı veya görüşme yönergesi) Surveyin en önemli şartı temsili örnekleme dayanıyor olmasıdır ve bu örneklemin en önemli özelliği, olasılıklı olması yani; örneklemdeki her bir birimin (fert, hane halkı, şirket veya ülke) seçilme şansının bilinmesidir.

Surveylerde standart bir veri toplama aracının kullanılması önemli bir ise de bazı istisnai durumlarda, yarı-yapılandırılmış hatta yapılandırılmamış görüşmeler yoluyla da veri toplanması mümkün olabilmektedir.

Surveyler, Zaman boyutuna göre;

• Kesit Survey: Belirli bir anın fotoğrafının çekilmesine yönelik olarak yapılanlar

• Zaman Serisi: Zaman içinde birkaç defa tekrar eden surveylerdir.

• Eğilim; hangi değişkenin zaman içinde değiştiğine yönelik olarak yapılırlar, farklı zamanlarda yapılan her uygulamada “farklı” şahıslarla birden fazla görüşme yapılır.

(21)

• Panel Tipi Survey: Yapılan her uygulamada “aynı” kişilerle survey yapılır ve Zaman içinde hangi şahısların değiştiğini verir.

Surveyler sosyal problemlerin hem betimlenmesi hem de açıklanması amacıyla kullanılabilmektedirler. Bu özelliği ile yalnızca açıklayıcı hipotez test edilmesine yönelik olan deneysel tekniklerden üstündürler. Ancak neden sonuç ilişkilerinin incelenmesi, survey tekniğinde, deneysel tekniklere göre daha zordur [12].

Karma (Mixed) Veri Toplama Teknikleri Açısından Veri Nirengileme-Üçgenleme (Data Triangulation)

Karma yaklaşımlar hem niteliksel hem de niceliksel araştırma verilerini, tekniklerini ve metotlarını, tek bir araştırma tasarımı altında bütünleştiren yaklaşımlardır.

Karma yaklaşımların kullanılmasının uygun olduğu bazı alanlar şunlardır:

Araştırma- geliştirme, değerlendirmeye yönelik araştırmalar

Sonuç-bulgu değerlendirmeye dönük araştırmalar, veri nirengileme (data triangulation) ya da yakınmasa çalışmaları

Nitel ve nicel araştırma sorularının tamamlayıcı bir çerçevesini oluşturmak

Bütüncül bir araştırma metodolojisi oluşturmak

Şekil 13.5. Veri Üçgenleme-Nirengileme (Data Triangulation) Kaynak: [13].

Bireysel Etkinlik • Nicel veriler gerektiren bir araştırma sorunu oluşturunuz. Bu araştırma sorununa çözüm oluşturabilecek türde sorular oluşturunuz

• Nitel verilerle yanıt bulabileceğiniz bir araştırma sorunu oluşturunuz. Uygun veri toplama tekniği ve sorular üzerinde odaklanınız...

(22)

Öz et

• Eğitimcilerden anne babalara, şirket yöneticilerinden hükümet görevlilerine kadar, düzenli bir biçimde, sosyal araştırma bulgu ve ilkelerinin kullanıldığı bir dünyada yaşıyoruz. Sosyal araştırma, sosyolog ve sosyal bilimcilerin sosyal hayat ve olaylarla ilgili sorulara yanıt arama girişimidir. Başka bir deyişle sosyal araştırma insanların bilgi üretmek için sistematik olarak kullandığı metotlar bütünüdür ve sosyal bilimsel araştırma, sorularımıza yanıt bulmaya yönelmemizde bize referans çerçevesi oluşturan eylemsel ve zihinsel tavır alış biçimlerimize karşılık gelmektedir.

• Bir bilgi edinme etkinliği olarak sosyal bilimlerin statüsü, büyük bir tartışma konusu olmuş ve sosyal bilimlerin ne tür bilimler oldukları sorusuna yönelik olarak özellikle de bilim felsefesi alanında önemli tartışmalar yapıla gelmiştir.

• Söz konusu tartışmalar ışığında, Sosyal Bilimler Ne Tür Bilimlerdir?

sorusuna verilebilecek basit bir yanıt bulunmadığı, farklı düşünürlerin farklı gerekçelerle bu sorulara yanıt verme eğiliminde olduğu söylenebilir.

• Bu noktada, sosyal bilimler felsefesi alanında, sosyal bilimlerin ne türden bilimler oldukları konusunda bir yol haritası sağlayabilecek temel sorular olarak, “Araştırılacak Gerçeğin Yapısı Nedir?” ve bu “Gerçeklik Bilgisi Nasıl Elde Edilebilir?” soruları, söz konusu tartışmalardaki temel ayırt edici problematiklere karşılık gelmektedir. Söz konusu soruların birincisi ontolojik sayıltılar alanı ile ilişkili iken, ikincisi epistemolojik (bilgi kuramsal) sayıltılarımızın alanı ile ilişkilidir.

• Araştırma sorunu, bir araştırmanın tasarlanmasındaki, görgül öncesi, görgül ve görgül sonrası aşamalarda hangi adımların atılacağı konusunda fikir verici olduğu kadar, bir sosyolojik araştırma için gerekli olan ontolojik, epistemolojik, metodolojik ve etik sayıltılarımızın biçimlendirilmesi açısından da oldukça önem taşımaktadır.

• Pozitivist ve yorumcu yaklaşımlar, araştırmaların kuramsal ve uygulama süreçlerinin şekillenmesi açısından oldukça önemli gördüğümüz “tipik”

katkılarda bulunmuşlardır. Ancak bugün daha “düşünümsel” ve

“çoğulcu” yaklaşımlar tarafından giderek yerlerinden edilmiş görünmektedirler.

• Bir araştırmanın tasarımı, araştırma sorununa bağlı olarak hangi türden verilerin gerekli olduğu,kavram-veri -değişken ilişkilerinin nasıl kurulacağı, araştırmanın araştırma soruları ile mi yoksa hipotezler üzerinden mi ilerletileceği konusundaki tercihlerimiz açısından önem taşımaktadır. Araştırmanın "temel sorun"u bu noktada, nitel , nicel ya da karma (mixed) araştırma desenlerinden hangisini tercih edeceğimiz konusunda temel belirleycidir.

• Niteliksel çalışmalar “açıklayıcı” bir kuramın bulunmadığı, alanın kendi özelliklerinin ve örüntülerinin ortaya çıkarılmasının amaçlandığı ya da bir programın beklenmeyen sonuç ve etkilerinin tespit edilmesinde önem kazanmaktadırlar.

• Nicel veri toplama teknikleri, “açıklamaya” ya da “betimlemeye” yönelik istatistiksel işlemlere tabii tutulabilen bir veri yorumlama ve değerlendirme sürecine sahiptirler. Özellikle survey tipi veri toplama tekniği bu özellikleri içinde barındırıyor olması bakımından önem taşımaktadır.

• Karma yaklaşımlar, hem niteliksel hem de niceliksel araştırma verilerini, tekniklerini ve metotlarını, tek bir araştırma tasarımı altında bütünleştiren yaklaşımlardır.

(23)

DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Bilimsel araştırma sürecinde, aşağıdakilerden hangisi “karmaşık şeylerin anlaşılabilir hâle getirilmesi ile ilgili olan ve “ne olduğunun”, “sürecin nasıl olduğunun”, durum, kişi ya da olayların “ne” olduklarının bir resminin çizilmesine işaret etmektedir?

a) Kuram b) Hipotez c) Ölçme d) Betimleme e) Açıklama

2. Bilimsel araştırma sürecinde, aşağıdakilerden hangisi “ne olduğunun”,

“sürecin nasıl olduğunun”, durum, kişi ya da olayların “ne” olduklarının

“nedenlerinin” ortaya koyulması sürecine işaret etmektedir?

a) Kuram b) Hipotez c) Ölçme d) Betimleme e) Açıklama

3. Aşağıdakilerden hangisi “belirli bir bilim çevresine, model sağlayan; örnek soru ve çözümler üreten kavramsal çerçeveler, görüş ve düşünceler sistemi”ne karşılık gelmektedir?

a) Ölçme b) Paradigma c) Açıklama d) Betimleme e) Hipotez

4. Aşağıda belirtilenlerden hangisi paradigmaların temel sayıltı tiplerinden biri değildir?

a) Ontolojik sayıltılar b) Epistemolojik sayıltılar c) Metodolojik sayıltılar d) Didaktik sayıltılar e) Aksiyolojik-etik sayıltılar

(24)

5. Aşağıdakilerden hangisi pozitivist akılcı paradigmaların tipik özelliklerinden biri değildir?

a) Genellenebilirlik b) Önceden kestirilebilirlik c) Eksik parçasal bilgi d) Nesnelleştirme e) Ölçme

6. Aşağıdakilerden hangisi Pozitivizm ötesi/Yorumlamacı paradigmaların tipik özelliklerinden biri değildir?

a) Genellenemezlik b) Önceden kestirilebilirlik c) Eksik parçasal bilgi d) Değer katıklı sonuçlar e) Nitelleştirme

7. Aşağıdaki kavramlardan hangisi “bir araştırmada, mevcut araştırma sürecini ve sonucunu önemli ölçüde etkileyeceği düşünülen, araştırıcının gerekçeli kabulleri”ne karşılık gelmektedir?

a) Çıkarım b) Kestirim c) Sayıltı d) Gözlem e) Önyargı

8. Aşağıdakilerden hangisi nitel araştırmaların tipik özelliklerinden biri olarak kabul edilemez?

a) Asıl olan çalışılan durumdur.

b) Asıl olan yöntemdir.

c) Aktörlerin perspektiflerini “anlama” önceliği vardır.

d) Derinlemesine betimleme önemlidir.

e) Araştırmacı olay ve olguları yakından izler, katılımcı bir tavır geliştirir.

9. Aşağıdakilerden hangisi nicel araştırmaların tipik özelliklerinden biri olarak kabul edilemez?

a) Gerçeklik nesneldir.

b) Asıl olan yöntemdir.

c) Değişkenler kesin sınırlarıyla saptanabilir ve bu değişkenler arasındaki ilişkiler ölçülebilir.

d) Derinlemesine betimleme önemlidir.

e) Araştırmacı olay ve olgulara dışarıdan bakar, nesnel bir tavır geliştirir.

(25)

10. Nicel bir araştırmada “kavramsal özellikleri temsil etmek amacıyla analiz birimlerine sayı ve sembol verme süreci”ne aşağıdaki kavramlardan hangisi karşılık düşmektedir?

a) Açıklama b) Yöntem c) Ölçme d) Sayma e) Betimleme

Cevap Anahtarı

(26)

YARARLANILAN KAYNAKLAR

[1] Özlem, Doğan, (2003). Bilim Felsefesi: Ders Notları, İstanbul: Remzi Kitabevi.

[2] Punch, Keith F., (2005). Sosyal Araştırmalara Giriş: Nicel ve Nitel Yaklaşımlar, Çev: D. Bayrak, H. B. Aslan, Z. Akyüz, Ankara: Siyasal Kitabevi.

[3] Özlem, Doğan, (1996). Felsefe ve Doğa Bilimleri, Ankara: İnkılap Kitabevi.

[4] Blaikie, Norman, (1993). Approaches to Social Enquiry, UK: Polity Press.

[5] Bilton, Tony vd, (2008). Sosyoloji, Çev. Ed: Kemal İnal, Ankara: Siyasal Kitabevi.

[6] Porta, Donatella della, Michael Keating, (2008). Approaches and

Methodologies in the Social Sciences: A Pluralist Perspective,New York:

Cambridge University Press.

[7] Hartmann, Nicolai, (1998). Ontolojinin Işığında Bilgi, Çev: Harun Tepe içinde, Türkiye Felsefe Kurumu Çeviri Dizisi: 6, Ankara: Cem Web Ofset Ltd. Şti.

[8] Giddens, Anthony, (2000). Sosyoloji, Yay Haz: Hüseyin Özel, Cemal Güzel, Ankara: Ayraç Yayınları.

[9] Turner, H. Jonathan, (2003), The Structure of Sociological Theory, Thomson, USA.

[10] Kuhn, Thomas S., (1991), Bilimsel Devrimlerin Yapısı, (Nilüfer Kayaş), Alan Yayıncılık, İstanbul.

[11] Yıldırım, Ali ve Hasan Şimşek, (2000). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri, Ankara: Seçkin Yayınları.

[12] Özcan, Yusuf Ziya, Özden Özbay, (2002). “Sosyolojide Yöntem”, Ed: İhsan Sezal, Sosyolojiye Giriş, Ankara: Martı Kitap ve Yayınevi.

[13] Fitzsimmons, S.J., Stuart, L.I., and P.C. Wolff (1977), Social assessment manual: A guide to the preparation of the social well-being account for planning water resource projects, Westview Press, Boulder, Colorado.

[http://www.watershedplanning.illinois.edu/profile_steps/step3.cfm]

Referanslar

Benzer Belgeler

Verileri daha hızlı okuyabilmek ve yorumlayabilmek için, tablo veya grafik yardımıyla düzenlememiz gerekir. Örnek: Sınıfımızda en çok sevilen renkleri belirleyelim. Ayşe

bir bakış açısına ihtiyaç varsa nitel araştırma uygundur. Burada üzerinde çok çalışılmamış alanlarda derinlemesine bir anlayışın ortaya çıkarılması ihtiyacı vardır.

Daha önce başka bir altı valanlı aşı ya da monovalan hepatit B aşısı ile birlikte beş valanlı DTaP-IPV/Hib aşısı uygulanmış olan bireylerde, rapel doz

Araştırmacı örnekleme büyüklüğüne bir dizi faktörü göz önünde tutarak karar vermektedir (Grubun heterojenliği, seçim kriterleri, çoklu örneklem gruplarının

İkincil veriler ise, resmî veya özel kurumlardan, kişilerden, basından, istatistik kurumlarından, kayıt defterlerinden elde edilen kısaca analiz için hazır olan

• Araştırmacının kasten belirli birimleri seçmediği, her biriminin örnekleme girme şansının eşit olduğu tekniği olasılığa dayalı örneklem teknikleri denir..

vasıtasıyla veri toplanmasına bağlıdırlar. Sahada, veri toplamak için araştırmacıların katılımcılara ulaşmak için görüşmeler yapması gerekir, böylece

•Betimsel analiz ve içerik analizi, sosyal ve insan bilimlerinde farklı araştırma amaçları ve maksatları ile yaygın biçimde kullanılan oldukça esnek bir araştırma