BAL ARISI
HASTALIKLAR
I ve
Avrupa yavru çürüklüğü bal arısı larvalarının (açık gözdeki) etkileyen enfeksiyöz ve bulaşıcı bir hastalıktır.
Etken anaerobik Gram pozitif spor oluşturmayan bakteri: Melissococcus plutonius.
Enfekte larvalar genelde 4-5 günlükken akut bir şekilde ölürler. Şiddetli enfeksiyonlarda koloni ciddi bir şekilde zayıflar ve bazen sönmeler dahi gözlenebilir.
Enfeksiyon genelde henüz kapanmamış yavru gözlerini etkiler ve larva pupa evresine geçemeden ölür.
Enfekte ve ölmüş larva arılar tarafından gözden çıkarılı ve atılır.
Göz içerisinde şekli bozuk veya uzamış bir şekilde larvalar
gözlemlenebilir.
Enfekte larvalar cıvık bir kıvam alır ve renkleri açık beyazdan sarıya ve kahverengine doğru değişim gösterir.
Larva çürüyebilir, kuruyabilir ve kauçuk benzeri yapıya
bürünebilir.
Şiddetli enfeksiyonlarda larva göz kapandıktan sonra da
ölebilir ve semptomlar
Amerikan yavru çürüklüğünde olduğu gibi perfore olmuş
operkulum varlığı şeklinde gözlemlenebilir.
Larvaların büyük bir kısmı hastalıktan etkilendiği
durumda, kuluçkalıktaki yavru gözlerinin dağımı düzensiz ve dağınıktır.
Kolonide çürük ve ekşimsi bir koku hakimdir.
Aslında bu koku sekonder bakterilerden
kaynaklanmaktadır.
Koloni seviyesinde;
Enfeksiyon uzun süre kalabilir (aylar hatta yıllar).
Kendiliğinden iyileşen salgınlar da rapor edilmiştir (genelde bir hafta içerisinde).
Hastalık genelde koloniyi zayıflatır fakat nadiren de söndürebilir.
Etkilenen larvaların çoğunun ölümü erken ilkbahar ve yazın ortasına
kadar olan periyotta görülür.
Prognoz:
Eğer güçlü bir kolonilerde enfeksiyon başlamışsa genelede kendiliğinden iyileşen vakalar şeklinde ortaya çıkar.
Eğer enfeksiyon kapalı yavru gözünde şekillenmişse genelde koloni sönme eğilimindedir. Çünkü hastalığın saptanması güçtür ve süper-enfeksiyon gözlenir.
Hastalığın yayılması;
Bakteriyel etkenin varlığı etkilenen koloninin işçi arılarında tespit etmek mümkündür.
Bu yüzden işçi arılar hastalığın koloni içi ve koloni dışı yayılmasında önemli rol oynarlar.
Enfeksiyon larvanın bakteri ile kontamine olmuş yavru besininin sindirim sistemi vasıtasıyla alınması sonucunda başlar.
Bu bulaşma genelde yavru 1-2 günlük yaşlarındayken meydana gelir.
Hastalığın ikinci fazında enfekte larvada sepsis, doku hasarı ve ölüm meydana gelir.
Enfekte larvalarda farklı belirtiler şekillenebilir:
Hemşire arılar tarafından tespit edilen göz kapanmadan önce ölmüş olan larvalar bu arılar tarafından derhal dışarı atılır.
Bazı enfekte larvalar da göz kapandıktan sonra ölebilir ve bu durumda bulunduğu yavru gözünü enfekte edebilir.
Bazı enfekte larvalar ise ölmeyebilir ve başarılı bir şekilde pupa ve erişkin forma geçebilir.
Avrupa yavru çürüklüğü salgınlarının en önemli sebeplerinin koloni stres etkenleri ve protein eksikliği olduğu bildirilmiştir.
Hastalık genelede geç ilkbaharda (koloni için kritik bir zamandır) kendini gösterir.
Bu zamanda hemşire arıların yavru yetiştirme faaliyetlerinde önemli aksamalar da olabilir. Bu durumda rol oynayan faktörler;
Polen miktarındaki yetersizlik, Kötü hava koşulları,
Larva ve hemşire arılarının popülasyonundaki dengesizlik, A Tulumsu yavru çürüklüğü hastalığı,
Varroosis.
Avrupa yavru çürüklüğünün tanısında enfekte larvalardaki klinik belirtiler önemlidir.
Ana klinik tanı kriteri ise hastalığın kapanmamış yavru gözlerindeki larvalarda gelişen klinik belirtilerdir.
Mikroskobik muayene Bakteri kültürü
İmmunolojik ve Moleküler analizler
Şiddetli enfeksiyonların varlığında enfekte koloniler elimine edilmedir.
Yapay oğul verdirme.
Arılar yeni bir kovana yeni çıtalar ile birlikte aktarılır ve böylelikle enfekte ekipmanlardan kurtulabilinir.
Hijyenik arıcılık uygulamaları.
Erişkin arılarda birtakım bakterilerin varlıkları da tanımlanmıştır.
Ancak bunların koloniyi ciddi bir şekilde hastalık oluşturacak karakterde olmadığı da görülmüştür.
Septisemi hem yavrularda hem de erişkin arılarda bildirilmiştir. S
Ana etiyolojik ajan Pseudomonas aeruginosa
Klinik belirti ise leş kokusuna sahip ölmüş ve kurumuş arıların varlığı
Ancak bu bakteri doğada (toprakta, suda) yaygın olarak bulunmakta ve arılara spesifik değildir.
Bal arılarında spiroplasmosis (Spiroplasma apis ve S. melliferum) de tanımlanmıştır.