• Sonuç bulunamadı

Kale / Kule VE SAİRE

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Kale / Kule VE SAİRE"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

H A B E R İ N B A Ş K E N T İ

25 MART 2021 Perşembe

www.ankhaber.com

Turizm ıskalanmasın

Aşılama konusunda belli bir oran yakalandıktan sonra dünyada atağa geçecek sektörlerin başında turizm geliyor. Ankara bundan payını almalı.

Ankara Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Ceren Anadol, yeni sürece ve Ankara’ya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. n Haberi 7. sayfada

Kale / Kule VE SAİRE

Ne zaman bir Ankara bahsi açılsa mevzu Kale’den ve Kule’den öteye geçmiyor, muhabbet Ankara’nın son 100 yılının etrafında dönüp duruyor. Oysa sair değerler de var

n Ahmet TEZCAN’ın “Ankara’nın

maneviyatı” başlıklı yazısı internet sitemizde

www.ankhaber.com

Gençlerbirliği Teknik Direktö- rü Özcan Bizati, ANKHABER’e yaptığı açıklamada takımın savaşçı bir ruhla mücadele edeceğini söyledi.

n Oytun Ç.’nin röportajı 19’da

Savaşçı ruh

BAŞKENTE

ORTAK AKIL

Çok önemli gelişmeler yaşanıyor.

Ankara’da doğan da Ankara’da doyan da çağdaş, müreffeh bir Başkentin oluşumuna katkı sağlamak için elinden, dilinden gelen her şeyi yapıyor… n 10’da

MANEVİ YÖNLERİ

Ankara’nın maneviyatını iyi anlamak, anlatmak lazım… (Mesela) Ankara’nın maneviyatını oluşturan unsurları saklayıp gözden kaçırmakla Başkenti yarım anlarsınız ve tam anlatmış olmazsınız.

ÇOK KATMANLI…

Şunun iyi bilinmesi lazım: Ankara çok katmanlı bir Başkenttir ve hiçbir katmanı ihmale gelmez. En çok “hemşeri derneği”ne sahip il Ankara… Doğup büyüyorlar ve fakat Ankaralı olamıyorlar… (Olmalılar)

(2)

2 kültür&sanat

. SELMA BORA

B

azı insanların kader çizgisi onlara başka yöne savursa da, o insanlar, o yöne gider ama yüreğindeki ideallerini de götürür yanında. Ressam Kemal Turan böylesi sanatçılardan.

Kalem kağıdı ilk defa ilkokulda görmüş fakat bir daha hiç ayrıl- mamış. Bürokrat olmuş, yazar olmuş, resim çizmiş… Resim çizmiş diyorum ama şu anda Hacı Bayram Veli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölü- münde en yaşlı öğrenci sıfatıyla eğitim görüyor!

Roman gibi hayat

Hayatını özetleyeyim de tanı- mayanlar tanısın:

1950 yılında Sivas’ta doğmuş.

Köyünde okul olmadığı için aile 1956 yılında Ankara’ya taşınır ve Kemal Turan burada başlar oku- maya; taa ki 1971 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakül- tesinden mezun olana kadar… 24 yıl maliye bakanlığında denetim elemanı olarak görev yapar. Daire Başkanlığı, Genel Müdür Yar- dımcılığı derken TBMM tarafın- dan Sayıştay üyeliğine seçilir ve Sayıştay 5. Daire Başkanlığından emekli olur. Yaptığı araştırma ile 1979 yılında Mülkiyeliler Birliği Rüştü Koray Ödülüne layık görü- lür. 1982 yılında iki meslektaşıyla

“Atatürk dönemi maliye politika- sı” kitabını hazırlar. Maliye, vergi, Sayıştay ve benzer konularda 50’nin üzerinde makalesi yayınla- nır. Gerisini kendisi anlatsın:

Resim çalışmaları

Köyden gelip ilkokula başla- dığımda ilk defa kağıt ve kalem gördüm. Harf yazmadan karala- ma resimler yapmaya başladım.

Bir keresinde resim çizme ödevim için babam ‘gel ben sana bir resim yapayım onu götür’ dedi ve bir

köy resmi yaptı. Öğretmenim görünce şaşırdı ve benim yap- madığımı anladı. Babamın okula gitmediğini ve okumayı askerde öğrendiğini biliyordu. Başöğret- mene baba-

mın yaptığı resmi götür- dük o da çok beğendi ve şaşırdı.

Öğret- menlerim resim eğitim almamı istiyordu.

Bunun

için yetenek sınavlarında çıkan çizimleri yaptırıyorlardı. Ancak babam istemediği için bu hayalim gerçekleşmedi. Yine de resim yap- madan duramadım. İçimde ukde kalmasın diye 2018’de sınava girdim ve Hacı Bayram Veli Üni- versitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünde eğitim gör-

meye başladım. Okulun en yaşlı öğrencisiyim.

Sosyal sorumluluk…

1985 yılında babam felç geçirince Ankara rehabi- litasyon merkezinde üç ay yanında kaldım. O katta en az 15 hasta olmasına karşın sadece bir adet tekerlek- li sandalye vardı. Hasta yakınları tekerlekli sandalye

için çoğu zamanda tartışıyordu.

Devletimin hastasına teker- lekli sandalye temin edememesi beni fazlasıyla üzmüş ve düşün- dürmüştü. Reklamlara bakan daire başkanı olunca, 1990 yılı reklam ödeneğinden ayırdığı- mız bir miktarla 250 tekerlekli sandalye aldık. Milli Piyango İdaresinin hediyesi olarak reha- bilitasyon merkezi olan devlet hastanelerine dağıttık. Sonra emekli olunca bu konu üzerinde yoğunlaştım. Altındağ Belediye- si Sanat Sokağında kiraladığım atölyemde resim yapıyorum.

Ankara, İstanbul ve Sivas ‘ta altı sergi açtım. Resim harcamala- rımı kendim karşılıyorum ama almak isteyenler kamu yararı dernek statüsündeki Bedensel Engelliler Dayanışma Derneğine bağış yaparak alıyor.

Yaptığım resim ve ebruları- mın satışından sağlanan gelir ile ihtiyaç sahiplerine 37 manuel, 11 akülü tekerlekli sandalye temin edildi. Ayrıca sosyal sorumluluk projem çerçevesinde bedensel ve zihinsel engelli çocuklara gönüllü olarak resim dersleri vermekteyim. Sanata bakışım özetle şöyle: Sanat, gözüme hoş gelen, gönlümü okşayan ve este- tik özelliği olan çalışmalardır. Bu çalışmalardan meydana gelen ürün de sanat eseridir.

KALEM KÂĞIDI ‘ILK’OKULDA GÖREN RESSAM

KEMAL TURAN

Hacı Bayram Veli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde en yaşlı

öğrenci sıfatıyla eğitim gören ressam Kemal Turan’ın çok özel hayatı ANKHABER’de...

(3)

25 Mart 2021 Perşembe

* İLETİŞİM:

. bilgi@ankhaber.com

% 0532 799 73 82 www.ankhaber.com

HABERİN BAŞKENTİ

M

azileri dede- mizin babası yaşında olan ülkelerin godoşluğuna bakıp da tavsamayın!

Bakacağınız yer dedelerimizin yazdığı destanlar olmalı. En çarpıcılarından ve dün- yada eşi menendi olma- yanlardan biri 18 Mart Çanakkale Zaferidir.

Bu, öyle bir zaferdir ki adını ‘bükülmez’

koydukları gemiler bat- mış, ‘yenilmez armada’

dedikleri donanmanın mağrur elemanları mağdur olarak canını zor kurtarmıştır.

Diyeceğimi deyim

106 yıl önceki muhteşem zafer ile ilgili çok sayıda etkinlik düzenlendi.

Önce diyeceğimi diyeyim de sonra et- kinlikleri hatırlatayım:

Çanakkale geçilmez;

kahramanlar güftesi Vatan için toprağa düşenlerin bestesi Türkiye’ye kasteden duymalıdır bu sesi:

Yüz altı yıl önceden kararlı ve burdayız

Bu mesajı alan almayana, duyan duy- mayana iletsin ki emperyal deyyuslar bir puştluk yapıp da canımızı sıkmasın.

Haa, canımızı sıkarlarsa boğazlarını sıkarız o da bi- line…

Muhteşem etkinlik

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin 106. yıl dönü- mü dolayısıyla Ankara’da düzenlenen en geniş çaplı organizasyonlardan biri An- kara Ticaret Odası, Altındağ Belediyesi, Başkent Ankara Meclisi, Çalıkuşları Derne- ği, Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı, Altındağ Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu iş birliğiyle gerçekleştirilen idi.

ATO Başkanı Gürsel Baran’ın burada yaptığı konuşmadaki şu sözü öylesine özlü ki, her şeyi net biçimde anlatıyor:

-Çanakkale ve Sakarya Meydan Muha- rebesi’ndeki zaferler olmasaydı bugün An- kara da Türkiye de olmayacaktı…

Bu bilinç ile hareket eden ATO, Kur- tuluş Savaşı ve Milli Mücadele ruhunu yaşatmak için 2005 yılından bu yana Ça- nakkale’ye yaklaşık 30 bin ve 2019 yılında Sakarya Meydan Muharebesi’nin gerçekleş- tiği Polatlı Duatepe’ye 3 bin öğrenci gön- dermiş. Sağ olsunlar var olsunlar.

Sanem Arıkan…

Ankara Milletvekili Arife Polat Düzgün, Çalıkuşları Derneği Başkanı Avukat Tülay

Bekar, EMŞAV Genel Başkanı Abdurrah- man Yılmaz’ın da katıldığı programda konuşanlardan biri de Kültür ve Turizm Bakanlığı Daire Başkanı Sanem Arıkan’dı.

Sanem Arıkan’ın sözü üstüne de söz olamaz:

“Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi Çanakka- le’de nasıl omuz omuza kardeşçe bu vatan için can verdiyse, aynı birlik ve beraberlik duygusuyla vatanımızı, milletimizi, bayra- ğımızı, dinimizi, Kuranımızı korumak için gerekirse sonsuza kadar savaşacağız, canı- mızı feda edeceğiz, yemin ederiz.”

Doymak bilmeyen doymayı bilmeli!

Etkinlikteki konuşmaların ardından Altındağ Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu’nun Türk Sanat Müziği Koro- su tarafından hazırlanan oratoryo gösterisi hoş idi fakat Çanakkale’de askerlerin bir öğünü olan hoşaf ve kuru ekmek dağıtıl- ması; doymak bilmezlerin açlığını unuttu- racak lokmaydı sanki.

Çok büyük bir

zafer coşkusu

dursunerkilic@gmail.com

DURSUN ERKILIÇ

a POLITIK a

Gürsel Baran

Sanem Arıkan

Birinci ve ikinci vakaları daha önce yazmıştım. İkisinin de siyasi bir yanı vardı… Üçüncü vakanın kahramanı da Jaguar olunca hepsini birden

yazayım dedim. Fotoğraflarla ilgili bilgi yazının içinde…

>>İnternet sitemizde ankhabber.com

Bir ‘Jaguar’

vakası daha

(4)

Aslında Hepimiz Safiye Olabilirdik

Son ayların en dikkat çeken filmlerinden biri TRT1’deki Ma- sumlar Apartmanı. Dizideki ka- rakterlerin hepsi birbirinden il- ginç. İşlenen konu, canlandırılan kişilikler bir yönüyle psikolojik sorunlara dikkat çekerken, diğer yönüyle eğitiyor.

Dizinin en dikkat çeken karak- teri Safiye. Anneanne ile başlayan, anne ile devam eden ve Safiye’ye miras kalan psikolojik sorunlar

işleniyor. Sadece Safiye değil, babaları, kar- deşleri… Hepsi çocukluklarından itibaren anneleri tarafından tornadan geçirilmiş.

Onu yapma, bunu yapma, oraya gitme, bununla konuşma… Bir tane teşvik eden, heveslendiren, tebessüm ettiren söz duy- mamışlar. Yetenekleri örselenmiş, istekleri engellenmiş ve sair kişilerden uzaklaştırılıp küçük dünyalarına hapsedilmişler. Böylece hepsi 46’lık haline gelmişler.

Oysa hepsi doğduklarında normal ço- cuklar. Zeki, çalışkan ve başarılı öğrenciler.

Sosyal çevreleriyle uyumlu kişiler. Ama anneleri onları öyle bir işliyor ki, sağlıklı bir

kişinin tahammül edebileceği kişiler olmaktan çıkıyorlar.

Buraya kadar malumu ilam ettiğimi biliyorum. Gelmek istediğim nokta ülkemiz ve in- sanımızın yıllarca maruz kaldığı güvensizlik telkinleri.

Üniversite sınavına hazırlan- dığımız günlerde okulumuzun müdürü öğrencilere ilerde ne olmak istediklerini sormuştu.

Sıra bana gelince “gazeteci olaca- ğım” demiştim. Normal bir büyüğün“Aferin, kutlarım, iyi edersin” demesi gerekir. Yok!

Bizim okul müdürü Safiye’nin annesi gibi haddimi bildirdi ve kulağıma yapışıp “Sen!

Sen ha sen!” diyerek kulaklarımı çekiştirerek kıpkırmızı yaptı.

Başka çocuklar da benzer telkinlere maruz kaldı; hala da kalıyorlar. Bu yüzden başarısızlığa odaklı bir toplum haline geti- rildik. Bunu da kendi ellerimizle yaptık. ‘İcat çıkarma’, ‘otur oturduğun yerde’ezberlenmiş en masum engelleme masum telkinlerden.

Gelişmek, ileri gitmek, dünya nimetlerinden istifade etmeye layık insanlar değilmişiz gibi

telkinlere maruz kalmayan çok az insan var- dır. O telkinler ki insanlarımızı kendilerine ve başkalarına güvenmekten, kendi beceri- lerini sergilemekten alıkoymuştur. Bu soru- nun farkında olanlar da sürekli sorumluluğu inancımıza ve kültürümüze atmışlardır.

Oysa inancımızın, kültürümüzün her- hangi bir sorumluluğu yok. Sorumluluk zihinlerde. Uçak yaptırmayan, Devrim ara- basını ürettirmeyen, baraj inşaatını yadırga- yan, boğaza köprü yapılmasını istetmeyen minimalist zihniyetlerdir. Safiye’nin annesi adeta her beyne yerleştirilmiş ve herkes bi- rer Safiye haline getirilmek istenmiştir.

Esasen mevzunun tek bir örnekten ha- reketle anlatılamayacak kadar karmaşık olduğunu biliyorum. 1946 sonrasında Türki- ye’ye biçilen uluslararası role uygun bireyler haline getirilmek için hazırlanan raporlar ve kurgulanan eğitim sisteminin etkisine tafsi- latlı bir şekilde girmek istemedim. Her türlü olumsuzluğa rağmen toplum olarak geldiği- miz seviyeyi Safiye’nin hayata tutunmasını sağlayan Naci öğretmen gibi umudunu kay- betmeden hayata tutunan kişiler sayesinde olduğunu düşünüyorum.

hasanyilmaz65@gmail.com

Hasan YILMAZ

A

fet konusunda farkındalık yaratmak amacıyla bilinçlendirme projelerine destek veren Yenimahalle Belediyesi, Ankara İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü ekipleri ile birlikte ilçe genelinde “Bireyler ve Aileler için Afet Bilinci Eğitimi” düzenliyor.

Yıl boyu afet ve deprem eğitimi

“Afet Eğitim Yılı” kapsamında Yenimahalle Belediyesi Dört Mevsim Tiyatro Salonu’nda gerçekleştirilen afet bilinci eğitimine mahalle muhtarları, STK’lar, site yöneticileri ve çok sayıda ilçe sakini katıldı. Afetlerde yaşanan can ve mal kaybının önüne geç- mek için bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini belirten Fethi Yaşar, “Ülke olarak deprem kuşağında yaşadığımızın bilincin- de olmalıyız. Yenimahalle Belediyesi olarak, AFAD eğitmenlerinin vatandaş- larımızı afetler konusunda bilinçlendirmek ve bilgi sahibi yapmak amacıyla düzenlediği eğitimlere ev sahipliği yapıyoruz. Batıkent, Şentepe ve Ata Mahallesi gibi birçok noktada Yenimahalle sakinlerini bilinçlendirmek için afet ve deprem konusunda eğitimler gerçek- leştirildi. Bu eğitimleri hazırlayan ve emek

veren AFAD ekibine yaptıkları hizmetten ötürü teşekkür ediyorum” dedi.

Türkiye deprem haritası üzerinde bu güne kadar yaşanan depremlerden örnekler vererek sunumunu gerçekleştiren AFAD Eğitmeni Sibel Kurt, şunları söyledi:

“Amacımız afet konusunda farkındalık ya- ratmak ve eğitim almak isteyen tüm vatandaş- larımıza ulaşmak. Ülkemiz, başta depremler

olmak üzere heyelan, sel, kaya düşmesi, çığ, yangın, teknolojik kazalar ve kuraklık

gibi afetlere dönüşebilecek tehlike- lerle de karşı karşıyadır. Meydana

gelen afetler büyük ölçüde can ve mal kayıplarına, yaralanmalara, ekonomimizin etkilenmesine yol açmaktadır. Yaygın olarak bilin-

diği gibi, afetlerin ilk dakikalarında da herkes kendi başınadır; bizi sadece kendi hazırlığımız ve bilgimiz koruyacaktır. Bu nedenle afet son- rası altın saatler olarak adlandırılan ilk 72 saat için her bireyin hazır olması şarttır.”

Eğitimlerin yüz yüze ve internet ortamın- dan yıl boyunca devam edeceğini belirten Kurt, “Afet ve acil durumlara karşı hazırlıklı olmak için önceden plan yapmak, ailemizde kimlerin, ne zaman, nerede, nasıl davranaca- ğını belirlemek çok önemlidir” dedi.

Hayat kurtaran

‘ALTIN SAATLER’

Yenimahalle Belediyesi, AFAD ile birlikte afet eğitimi düzenledi.

AFAD Eğitmeni Sibel Kurt,

“Afetlerin ilk dakikalarında

herkes kendi başınadır; bizi

sadece kendi hazırlığımız ve

bilgimiz koruyacaktır. Bu nedenle

afet sonrası altın saatler olarak

adlandırılan ilk 72 saat için her

bireyin hazır olması şarttır” dedi

(5)

25 Mart 2021 Perşembe

5

Mamak Belediyesi, kade- meli normalleşme sürecinde de tedbirli... Bu kapsamda zabıta ekipleri, market, pazar, kafe ve restoranlarda denetim yaptı.

Çalışma saatleri ve müşteri kapasiteleri konusunda bilgilen- dirme ve denetim gerçekleştiren ekipler tarafından, iş yerlerinin açılış-kapanış saatleri ile müşteri kotası ve HES kodu uygulaması zorunluluğu esnafa anlatıldı.

Kuralların uygulanması için gerekli denetimleri ara vermeden

devam ettireceklerini ifade eden Mamak Belediye Başkanı Murat Köse, kademeli yeni normalleş- me sürecinde maske, temizlik ve mesafe kurallarına uyma çağ- rısında bulundu. Köse, “İçişleri Bakanlığı tarafından gönderilen genelge kapsamında, esnafımızı uyulması gereken kurallar konu- sunda bilgilendirerek denetim gerçekleştirdik. Vatandaşlarımız- dan temizlik, maske ve mesafe kurallarına uymalarını önemle rica ediyoruz” dedi.

P

andemi sürecinde yerli üreticilere eko- nomik yönden katkı sağlamak ve üreti- mi artırmak için desteklerini sürdüren Ankara Büyükşehir Belediyesi; sebze fidesi, buğday, mısır ve yonca tohumu desteği baş- vurularını bu yıl ilk kez online ortamda alma uygulaması başlattı. “baskenttarim.ankara.

bel.tr” adresi üzerinden buğday tohumu için online başvurular alınmaya devam ederken, mısır ve yonca tohumu ile domates ve bi- ber fidesi desteği için online başvuru süreci sona erdi. Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı, online ortamda teknik nedenlerle sebze fidesi (domates ve biber) için başvuruda bulunama- yan üreticilerin mağdur olmaması amacıyla başvuru taleplerini yüz yüze almaya başladı.

Ayaş'tan başlandı

Kırsal kalkınma destekleri kapsamında elektronik ortamda çeşitli nedenlerle başvuru yapamayan çiftçilere kolaylık sağlanırken, yüz yüze başvuruların alınmaya başlandığı ilk adres Ayaş ilçesi oldu. Ayaş’ta talep toplama başvurularına yoğun ilgi gösteren çiftçiler,

yüzde 75’i hibe, yüzde 25’i çiftçi katkı paylı destek programından memnun.

İşlem sona erdi

Ayaş ilçesinde 15-16 Mart tarihlerinde yonca ve mısır tohumu için başvuran çiftçile- rin dekontları elden toplanırken, tüm ilçelerde de yonca ve mısır dekontlarının toplanma işlemi sona erdi. Kırsal Hizmetler Daire Baş- kanlığı, Ayaş’ta sezbe fidesi (domates ve biber) için de dekontları teslim aldı. Beypazarı, Çu- buk ve Kahramankazan ilçelerinde bulunan Büyükşehir Belediyesi Aile Yaşam Merkezleri ve AYKOME adreslerinde 23, 24 ve 25 Mart tarihlerinde domates ve sebze fidesi başvuru taleplerini dekontlarıyla almaya başlayacak olan Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı, 5 Nisan tarihinden itibaren de diğer ilçelerde sebze fidesi başvuru taleplerini yüz yüze alma- ya devam edecek.

Dağıtıma başlanacak

Ekim ve dikim zamanlarını göz önünde bulunduran Büyükşehir Belediyesi, 29 Mart

ve Nisan ayının ilk haftası içinde çiftçilere yonca ve mısır tohumu dağıtımına başla- yacak. 2020 yılında 5 milyon 150 kilogram buğday dağıtımı gerçekleştiren Büyükşehir Belediyesi, bu yıl yaklaşık 8 milyon kilogram (8 bin ton) buğday tohumu dağıtımı yap- mayı planlıyor. Kırsal kalkınma destekleri programı kapsamında 2021 yılında 150 bin kilogram (150 ton) yonca tohumu, 120 bin kilogram (120 ton) mısır tohumu, 8 milyon 100 bin adet de domates ve biber fidesinin dağıtılması hedefleniyor.

Bu yıl ilk kez pandemi nedeniyle dijital

ortamda tarımsal destek başvurularını almaya başlayan

Büyükşehir Belediyesi, normalleşme sürecine geçilmesi ve teknik nedenlerle sebze fidesi için online başvuruda bulunamayan üreticiler için yüz yüze başvuru sürecini başlattı

Yüz yüze başvuru

TEDBIR ALINIYOR

(6)

Sigaranın Dumanı

Budapeşte sokaklarında fotoğraftaki heykele rastla- yınca, annem geldi aklıma.

Şu “parmak arasında siga- ra”, elin ne tipik bir pozis- yonudur.

“Bu adamla annem, iyi birer arkadaş olurlardı herhalde, belli ki o da tir- yaki ve büyük ihtimalle bir yazarçizer” diye geçir- dim aklımdan. Akıl aklı, tiryaki tiryakiyi çeker.

“Kim olduğunu üs- tündeki yazıdan bulurum nasılsa” diye düşündüm ama okunaklı olmadı- ğından ve soy ismin önce yazılabileceği de aklıma hiç gelmediğinden, bul- mam kolay olmadı.

Şair János Pilinszky, Macarların önde gelen

edebiyatçılarından. Onun “varoluş” ve Ka- tolik kader anlayışı, annemin düşünceleriyle örtüşmez gibi ama eleştirel yanıyla 80 öncesi karşılaşsalardı, birer cigara yakıp, konuşup dertleşecek çok şeyleri olurdu.

János’un elinde sigara tutmadığı fotoğrafı az, Nazoş’unsa neredeyse hiç yoktur.

Şair 59 yaşında kalp krizinden ölür.

Ölüm nedeni akciğer ve damar sağlığını bozan sigara mıdır, doğrulayamadım ama öyle gibi.

Heykeltıraş Dávid Tóth, fotoğraftaki bronz çalışmasında, şairin sigarasının du- manından uzanan dörtlüğüne yer vermiş.

Dörtlüğün son satırı yaşamın bugün sonla- nışı üzerine. Tóth, şairin ölüm nedeni

olarak sigarayla bağ kurmuş mudur dersiniz? Seçtiği

dörtlük ve tasarım, kurduğunu düşündü- rüyor.

Şair Kasım’ın 27’sinde doğar,

Mayıs’ın 27’sinde yaşama veda eder.

Annemin doğum tarihini gün olarak tam bilmeyiz, sekiz

yıl önce Mart’ın 27’sinde 64 ya- şında aramızdan

ayrıldı.

*Okuduğum ilkokulda annem öğretmendi. Nadir de olsa, tenef- füslerde yanına gitme gereği duyardım. Öğ- retmenler odasının kapısına kadar gelirdim ama diğer öğretmenlere karşı çekingenli- ğimden, içeri girmezdim. Beklerdim kapıda, öksürük sesi gelsin diye. Gelirdi de fazla geçmeden. Çünkü annem, sigaranın neden olduğu şekilde sık öksürürdü. Sesi duyunca orada olduğunu anlar ve içeri girecek cesa- reti bulurdum.

Annemin varlığını haber veren neden, onun varlığını bizden uzaklaştıran neden oldu yıllar sonra. Tıbbın neredeyse kesin söylediği şekilde, hastalığında tetikleyici sigaraydı.

János ile Nazoş arasındaki benzerlikler

birer tesadüf, fazla da anlamı olmayan.

Ama şairin, an- nemden de beş yıl az yaşaması ve her ikisinin hastalığı, tesadüf değil. Neden sonuç ilişkisinde apaçık gelişen du- rumlar bunlar.

Arkadaşım ürolog Prof. Dr.

İbrahim Çevik,

“nörojenmesena” şikâyeti olan anneme

“Hocam bırakmazsan bu sigarayı, beş yıl sonra farklı şeyler konuşuruz” demiş, bir gittiğinde ve tam beş yıl sonra açığa çıkan mesane kanseri sonrasında, konuşacak pek bir şey kalmamıştı.

*Şair János Pilinszky daha genç yaşlarında, askere gitmesini erteleyecek düzeyde akciğer sorunları yaşar. Covid-19 virüs salgınında akciğer sağlığı biliyorsunuz hayati önemde. Sağlığın önemini bilir, yarınlarda bizi neyin beklediğini bilmezken, vücuda bunca hoyrat davranmanın mantığı olmadığı açık.

Düşüncede tutsaklığa benzer şekilde, herhangi bir şeye tiryakilik işini zaten anla- mam da, şu sigaraya olanı hiç.

İnsanı insan yapan yegâne özelliği, onda olan Us (akıl) ve İstençtir (irade). Sigarayı bı- rakma istencini göstermen için, ölümün yak- laştığı duygusunu tatman gerekmiyor. Çünkü

“her şeyi deneyimlemeden de anlamanı sağ- layacak” bir Us var sende. Bence kullan.

kuvaysanli@gmail.com

Kuvay SANLI

H

ayırsever emekli öğ- retmen Nermin Turan Erol, maaşından biriktirdiği parayla Büyük- şehir Belediyesi’ne ambulans alınmasını sağladı. Sağlık İşleri Daire Başkanı Seyfettin Aslan, 75 yaşındaki emekli öğretmene Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş adına teşekkür plaketi verdi.

Seyfettin Aslan, şöyle konuştu: “Nermin Turan Erol hanımefendi bize başvuruda bulundu ve Büyükşehir Beledi- yesinin hizmetlerinde kullanıl- mak üzere ambulans alımı için bağışta bulunmak istediğini

söyledi. Biz de memnuniyetle kabul ettik. Kendisinin yar- dımlarıyla aldığımız ambulansı hizmete alıyoruz. Bir emekli öğretmenin böyle bir anlamlı bağışı bizim için çok kıymetli.”

Emekli öğretmenden

AMBULANS

(7)

25 Mart 2021 Perşembe

7

. ANKHABER

V

irüsle mücadelenin başarıya ulaşma- sının ardından daha doğrusu aşılama konusunda belli bir oran yakalandık- tan sonra dünyada atağa geçecek sektörlerin başında turizm geliyor.

Turist ve turizm fakiri olarak anılan Başkent Ankara’nın bu yeni süreçte iç ve dış turizm hareketliliğinden hakkı olanı alması gerekiyor.

İnadına geliyorlar!

AKK Başkanı Halil İbrahim Yılmaz’ın,

“Sadece Gordion dünyanın neresinde olsa 100 milyon turist getirir o ülkeye. Tuz Gö- lü'ne kimse gelmesin diye elimizden geleni yapıyoruz ama 2 milyon Japon turist oradan geçiyor. Ürgüp'e gelen tüm turlar, Ankara'yı görmeden oraya gidiyor. Otellerimiz yüzde 30 kapasitesiyle geçiriyor sezonu” diyerek durum tespiti yaptığı sektöre ilişkin değerlendirme- lerde bulunan Ankara Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Ceren Anadol, iğneyi Başkentli- lere batırarak, “Ankaralı önce kendi kentini ve ilçelerini gezmeli.” diyor.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı

Mansur Yavaş’ın katkılarıyla, pandemi döneminde büyük bir farkındalıkla nasıl bir arada olunuru gösterdiklerini belir- ten Ceren Anadol, sağlanan etkileşimin önemli yansımaları olduğunu anlattı.

“Pandeminin şöyle bir fay- dası oldu” diyen Ceren Anadol şunları söyledi:

“İnsanlar şunu gördü, tatil deniz ve kumdan ibaret değildir. Biz turizmciler yıl- lardır kültür turizminin, doğa turizminin de önemli olduğu- nu anlatmaya çalıştık. Bu, yeni

yeni anlaşılıyor. Çünkü insanlar tatillerini 5 yıldızlı otel konseptinden doğa içinde daha bireysel yerlere taşıdı. Ankara bu konuda çok farklı bir olanak ve seçenek sunuyor. Doğa var, tarih var, ekolojik turizm diye adlandırabilece- ğimiz bir yapı bulunmakta. 25 ilçenin Ankara halkına tanıtılmasıyla ilgili bir çalışmamız vardı pandemiden önce. Turizm çalışmalarına yeniden başlayacağız. İnsanlar, şehir sınır- ları içindeki hareketliliğini sağlamıyorsa siz

dışarıdan insanın gelmesini bekleyemezsiniz. Ankara'ya da turist gelmiyor diyemeyiz. O zaman sen ne kadar geziyor- sun derler.”

Ankaralı sahip çıkmalı

Ankara Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Ceren Anadol, “Sürdürülebilir turizm” konusunun dünyada kabul gördüğünü ve uygulandığını belirterek şunları söyledi:

“Turizmin, 57 alt paydaşı var. Restoran da turizm etkinliğimin bir parçasıdır. Kuyumcu da, tarlada havucunu, patatesini eken de turizmin parçası. Dünyada turizm alışkanlıkları

değişiyor. Ankaralı önce kendi ilçelerini gezmeli. Sınırlar içinde gerçekleştirilebilen pek çok olanak var. Dünya başkentleri, o ülkelerin en güçlü ekonomileridir. Bizde tam tersi. Ankara'dan önce sıralanabilecek pek çok il var. Ankara'nın ekonomisine Ankaralı sahip çıkmalı.”

TÜRSAB

Yönetim Kurulu Üyesi ve AKK Yürütme Kurulu Üyesi Ceren Anadol,

“İnsanlar pandemi ile tatillerini 5 yıldızlı otel konseptinden doğa içinde daha bireysel yerlere taşıdı. Ankara bu konuda çok farklı bir olanak ve seçenek sunuyor.

Doğa var, tarih var ve ekolojik turizm yapısı bulunmakta”dedi

Turizm ıskalanmasın

ANKARA PAYINI ALSIN

(8)

25 Mart 2021 Perşembe YIL: 1 / SAYI: 22 (İnternet gazeteciliğinde 10. yıl)

Fiyatı: 10 TL Yayının Adı: ANKHABER İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü

DURSUN ERKILIÇ Yayın Türü: Yerel, Süreli, Haftalık Gazete

İdare Yeri: Gökkuşağı Mah.

1164. Cadde 16 / 3 Çankaya / ANKARA Hukuk Danışmanı:

Av. Emin ERKILIÇ HABER - REKLAM İRTİBAT:

GSM: 0532 799 73 82 dursunerkilic@gmail.com

bilgi@ankhaber.com Baskıya Hazırlık: ANKHABER Medya

Baskı Tarihi: 25 Mart 2021 Perşembe ANKHABER, Anadolu Ajansı abonesidir

BASKI:

Bizim Dijital Matbaacılık Ostim, Uzay Çağı Cad, 1128. Sokak No: 6,

Yenimahalle / ANKARA Telefon: (0312) 341 00 02

Gazetemiz Basın Ahlak Yasası’na ve Basın Meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder. Yazarların görüşleri kişiseldir ve kendilerini bağlar. İnternet Sitemiz bu görüşlerden sorumlu tutulamaz. (Bkz. Kullanım Şartları ve Gizlilik İlkeleri) Sitedeki

tüm harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Sözleşmesi olmayan yazar, muhabir ve foto muhabirlerine ücret ödenmez.

Haber, köşe yazıları ve fotoğraflar izin alınarak ve kaynak gösterilerek yayımlanabilir.

Sanatçı İbrahim Demirel’in 21 Mart Dünya Şiir Günü için hazırladığı “Şiirin Yüzleri An- kara” fotoğraf sergisi Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde açıldı.

Bugüne kadar sayısız fotoğraf sergisine

imza atan Demirel tarafından çekimleri ger- çekleştirilen, Ankaralı veya Ankara’da yaşamış, hayatta olan ya da kaybettiğimiz 115 şairin portresinden ve her şairin portresine eşlik eden bir şiirinden oluşuyor.

Şiirin Yüzleri Ankara

Fotoğraf sanatının usta ismi İbrahim Demirel’in sergisi, Ankara’da yaşamış 115 şairin portresi ile o fotoğrafa

eşlik eden bir şiirinden oluşuyor Ankara’da büyükelçilerin katılımıyla

Nevruz Bayramı etkinliği gerçekleştirildi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Afganistan, Azerbaycan, Kazakistan,

Kırgızistan, Özbekistan, Pakistan, Tacikistan, Türkmenistan’ın Ankara Büyükelçiliklerinin katkılarıyla Keçiören Belediyesi önünde düzenlenen programda konuşan Belediye Başkanı Turgut Altınok, “Nevruz, dünyadaki barışa inşallah bir nebze katkı sağlasın.

Kardeş ülkeler ilişkilerini geliştirmelidir.

Varlığımız, geleceğimizin daha güvenli olması buna bağlıdır” dedi.

Nevruz dileği:

Barış

(9)

GAZETESİ ÖZEL SAYFASI 25 MART PERŞEMBE 2021

H aberin B aşkenti

O

Koronanın ciddiye alınmadığı günlerden bir Mart günü, Kızılay’da (onunla) çocukluk aşkım çiğdemle karşılaştım

NARİN, ZARİF...

Mart rüzgarında titreyen minicik mülteci çocuklar gibi; korumasız ve çıplaktılar. Narin, zarif, çok güzellerdi ama kökleri topraktan ayrı düşmüştü. Küçücüktüler, bir gazeteye sarılı.

BOZKIR GÜZELİ...

Oysa o, sarışınların en güzeli, komşularının en utangacı… O, bugünün unutulmuşu, kalbi kırık prensesi, Anadolu’nun hüzünlü kızı... Sessizliğe, sakinliğe sığınan bozkır güzeli…

>> Ahmet Tek yazdı:

Ankaralı Çiğdem...

internet sitemizde

www.ankhaber.com

ÇOCUKLUK

AŞKIM

(10)

. DURSUN ERKILIÇ

55

yıldır Ankara’da yaşıyor olmanın ve Ankara sevdalısı dostlarımın yaptığı çalışmalar, hazırladığı projeler, sunduğu öneriler imbiğinden süzülenleri ifade etme adına dile getirdiğim

“Ankara Çağı” tanımlamasının bir abartı olmadığını, aksine, içinin daha da doldurulması gerekin bir

‘tren katarı’ olduğunu anladım!

Bu katar öylesine uzun ki, buna rağmen üzerinde gittiği raylarla uyum içinde süzülüyor.

“Ankara çağı”nı anlatırken,

“Türkiye Cumhuriyetinin Baş- kenti olmasına rağmen adeta bir

‘mağduriyet’ yaşayan Ankara, hem dev projelerin uygulama alanı hem de kentlilik bilinci ile oluşan sahiplenilme duygusuy-

la mağduriyetin oluşturduğu mağlubiyetten galibiyete ulaşma- nın sevincini, moralini yaşıyor.”

demiştim.

Sonra da sözü “Ankara-İstan- bul Hızlı Tren Projesi”ne bağ- lamıştım. Çünkü “Proje; mazisi yıllar önceye dayanan bir hazin hikâyenin sonu mutlu biten ro- mana dönüşmesini öngörüyor”du.

Heyecanlandıran cümleler Başkent Ankara Meclisi Başkanı Nevzat Ceylan’dan geldi: “Ankara - İstanbul Çok Hızlı Tren Proje- sinin Tarihi İpek Yolu hattındaki

Ayaş, Güdül, Beypazarı, Nallıhan, Mudurnu güzergâhından geçme- si için proje çalışmaları devam ediyor. Ankara’dan İstanbul’a varış 80-90 dakika olacak.”

Bir dünya şehri olan, bir ayağı Avrupa’daki İstanbul’a bir saatten az bir sürede, yani, uçaktan bile hızlı erişmek çok büyük imkanlar doğuracak bir ayrıcalık.

Hava yolu ile doğrudan ulaşım fırsatları da artan Başkentin Tür- kiye, bölge ve dünya ekonomisine katacağı ve kazanacağı çok şey var ve olmalı…

Toplantı Yeri: Ankara Ticaret Odası. Toplantının Konusu: Tarihi İpek Yolu Hızlı Tren Projesi. Toplan- tının Amacı: Farkındalık oluşturma.

Başkent Ankara Meclisi Başkanı ve Ankara Millet- vekili Nevzat Ceylan, ATO Başkanı Gürsel Baran, ASO Başkanı Nurettin Özdebir, ATB Başkanı Faik Yavuz, ANKESOB Başkanı Mehmet Yiğiner, Ankara Kent Konseyi

Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, Ankara Kulü- bü Derneği Başkanı Dr. Metin Özaslan, ATO Başkan Yardımcısı Temel Aktay, ASO Başkan Yardımcısı Seyit Ardıç, Çorumlu Dernekler Federasyonu Genel Başkanı ve Başkent Ankara Meclisi Başkan Yardımcısı Hayri Çağır, Çankırı Dernekler Federasyonu Genel Başkanı ve Baş- kent Ankara Meclisi Başkan Yardımcısı Adem

Can ile fotoğrafta yer alan diğer isimler, Anka- ra adına ‘tarihi’ bir toplantının ‘hatıra fotoğrafı’

için poz veren, ancak, çok önemli bir konuyu,

‘Tarihi İpek Yolu Hızlı Tren Projesi’ni konuşan, görüşen şahsiyetler olarak yer aldı karede.

Ayrıca yüreği Ankara için atan ve bu yolda hizmet eden o kadar çok kişi, kurum, kuruluş var ki adını anamadığımız tüm Ankara sevda- lılarına teşekkür ediyoruz.

‘ANKARA ÇAĞI’nda…

Çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Ankara’da doğan da Ankara’da doyan da çağdaş, müreffeh bir Başkentin oluşumuna katkı sağlamak için elinden, dilinden gelen her şeyi yapıyor…

Tarihi Tren Yolu

‘Ortak Akıl’ın fotoğrafı

ANKHABER 20. sayısı

(11)

25 Mart 2021 Perşembe

11

Herkes Ankara için sefer- ber oldu diyoruz ya bu sefer- berliğin zorunlu kıldığı seferle- re çıkanlar çok önemli karların alınmasına vesile oluyor.

Başkent Ankara Meclisi Başkanı ve Ankara Milletvekili Nevzat Ceylan’ın öncülüğün- de Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ve bazı Ankara milletvekilleri ‘Tarihi İpek Yolu Hızlı Tren Projesi’ hat- tında bulunan ilçeleri dolaşıp yerinde inceleme ve tespitlerde bulunmuştu.

Bu çerçevede Ayaş, Beypa- zarı, Çayırhan, Nallıhan, Gü- dül gibi ilçe ve beldeler ziyaret edilmişti.

Bu ziyaretlerin Ardan Nev- zat Ceylan, “Önemli yatırım kararları alındı” derken, bir başkan Ankara Milletvekili Hacı Turan da şu paylaşımda bulundu:

“İlçelerimize 60 milyonluk yatırım. Bugün Çevre ve Şehir- cilik Bakanımız Sayın Murat Kurum, Ankara milletvekille- rimiz, bakan yardımcılarımız ve tüm bakanlık bürokratları ile; Güdül, Nallıhan, Beypazarı ve Ayaş ilçelerimize yatırım çıkarması yaptık.

İlçelerimize bakanlığın im- kanları ile yaptırılacak toplam- da yaklaşık 60 milyon TL’lik yatırımın startını verdik.”

Geziliyor, görülüyor gerekenler yapılıyor

UNUTMAYIN!

MÜJDE üstüne MÜJDE

Bakanlar, milletvekilleri, bürokratlar, kamu/özel ve yerel yöneticiler, en büyük STK çatı kuruluşlarından Başkent Ankara Meclisi ve üyeler Ankara seferberliği başlattı. Müjde çok

Ankara için güzellikler yaşanırken kaygı duyulacak şeyleri de düzeltilmesi için dile getirmek gerekiyor. Bunu en sık yapanlardan biri Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz. Küresel ölçekte su sorununun masaya yatırıldı- ğı “Suya Saygı Buluşması” başlıklı panel düzenleyen AKK tüm paydaşları bir araya getirirken, Başkan Yılmaz’ın, Türkiye’nin su zengini olmadığını vurgulaması ve şu sözleri çarpıcıydı:

“Tedbir almazsak 20 yıl sonra Eymir ve Mogan Gölleri için felaketi yaşayabiliriz.”

Bir kaygı ve uyarı

Türkiye ve Ankara için çok önemli geliş- meler yaşanıyor. Bunlar zaman zaman medya aracılığıyla kamuoyuna yansıyor olsa da 13 OSB’ye sahip Başkentteki iş insanlarının hiç unutmaması gereken iki haberi hatırlatmak istiyorum:

Haber-1: 29 Ocak’ta Ankara’dan yola çıkan, Türkiye ile Rusya arasındaki ilk ihracat blok treni, Bakü-Tiflis-Kars rotası üzerinden Moskova yakınlarındaki Kaluga Bölgesine ulaştı. Yaklaşık 4 bin beyaz eşyayı, Rusya’ya getiren tren için karşılama töreni

düzenlendi.

Haber-2: Türkiye-Çin İş Geliştirme ve Destekleme Derneği Başkanı İhsan Beşer, Türkiye ürünleri için çok iyi bir pazar olan Çin’e demir yoluyla ihracatın 12 güne düşmesinin, hem maliyetleri aşağı çekeceğini hem de yaş sebze ve meyve ihracatının yolunu açacağını bildirdi.

Ankara’daki üreticilerin ihracat patlama- sı yapması için her imkan var. ‘Yerim dar’

denecek zaman değil, zemin geniş herkes oynayabilir!

(12)

H ABER H eybesi

GAZETESİ ÖZEL SAYFASI 25 MART PERŞEMBE 2021

www.ankhaber.com

Bizim nesil, siyaseti

sokakta yapar,

‘faşizm’,

‘komünizm’

aleyhine slogan atar, ‘goşizm’i duyar ama ne olduğunu bilmezdi.

‘Ya deizm’

demeyin, bihaberdik!

Goşizm Faşizm DEiZM

GOŞİST: AJİTATÖR FAŞİZM: MEMBA

Goşist denen tipler, ajitatördü.

Üstlendikleri bu görevle insan- ları özellikle de gençleri birbi- rine düşüren provokatörlerdi.

Bunlar solun her fraksiyonu içinde vardı. Faşizmin karanlık yüzü ise kendisini Türklük ve Türkiye için feda etmeye hazır olduğunu söyleyen Ülkücülere yamanan ‘faşist’ söyleminin membası idi.

DEİSTLER, RAPOR VE DE SİYASİLER

‘Deizm’e gelecek olursak…

TDK’nın bir tanımı var elbette ama Batıda ilk ‘deizm’ kelimesi 1564’te kullanılmış. Türkiye’de bunun yüksek sesle konuşul- duğu süreç yeni. İnkara lüzum yok: Deistler, her yerde…

Böyle olmasa; Konya İl Mil- li Eğitim Müdürlüğü rapor hazırlar ve bu rapor siyasilerin diline düşer miydi?

>> Soner AYKAÇ’ın yazısı internet gazetemizde

(13)

25 Mart 2021 Perşembe

13

. ANKHABER

A

nkara’da yoğun bir nüfusa sahip olan Yozgatlıların önemli bir bölü- mü Keçiören’de yaşıyor. Hemşehriler çeşitli dernekler içinde teşkilatlanmış halde sivil toplum çalışmalarında bulunuyor.

Bayrak yarışı…

Keçiören’deki Yozgatlı dernekler bu dağınıklığa son vererek bir çatı altında top- lanmaya karar verdi. Pandemi kurallarına uygun koşullarda gerçekleştirilen toplantı birlik ve dayanışma adına önemli kararların alınmansa vesile oldu.

1994 yılından bu yana faaliyette olan Keçiören Yozgatlılar Derneği’nin Başkanı Aytaç Bingöl, konuyla ilgili açıklamalarda bulunurken, “Derneğimizin uzun seneler Başkanlığını yapmış Hüsnü Karabulut ağa- beyimize hizmetleri için teşekkür ediyorum.

Bunun bir bayrak yarışı olduğu bilinci ile bu bayrağı teslim almanın onur ve gururunu

yaşıyorum” dedi.

Keçiören’de Yozgatlıları bir çatı altında toplayarak dayanışma içerisinde olmak istediklerini, böylece, ayrışma yerine güç birliği yaparak sorunların çözümüne katkıda bulunmak istediklerini kaydeden Aytaç Bingöl, “Bu konuda ilçe, belde ve köy ayrımı yapmadan bütün Yozgatlıların ortak adresi olmak istediğimizi ifade etmek isterim. Bugün yapılan toplantımızda bizi yalnız bırakmayan ve toplantımıza iştirak eden siyasi parti ilçe temsilcilerimize, Meclis üyelerimize, muhtarlarımıza, işadamlarımıza, bürokratlarımıza, yurt dışından gelen hemşehrilerimize ve katılım sağlayan tüm Yozgatlılara gönülden

teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Hizmet için…

Yozgatlı halk  ozanı Mahmut Yıldız’a da teşekkür eden Bingöl, güzel hizmetlere imza atacaklarını söyledi.

Bazı gerçekler

-1-Dünyanın her köşesi artık büyük bir değer taşımakta ve bu değerler iyi kullanıldığında o yöreye, şehre, ülkeye büyük kazançlar sağlamaktadır.

Ülkemizin her köşesi cennetten bir parça özelliği, güzelliği taşımaktadır.

Ancak bunun için çaba göstermek, çalışmak gerekiyor.

Buna rağmen dikkat edilmesi gereken konular var.

Günümüzde globalleşmenin etkisiyle evrensel değerler, kültür ve yaşam biçimi tüm yerel renkleri tehdit etmekte ve bu kaçınılmaz olarak yerel kültürel ve toplumsal dejenerasyonlara ve bozulmalara

yol açmaktadır.

Tarihin kaçınılmaz ve geri döndürülemez bu akışı yönünde yapılacak en önemli şey yerel olanı korumak, yerel renklerin ve kültürlerin yeni kuşaklara aktarılmasına yönelik çalışmalar yapmaktır.

Günümüzde bir başka önemli eğilimlerden biri de marka şehirler oluşturmaktır.

Paris Fransa’dan, Berlin Almanya’dan, Barselona, İspanya’dan, Rio Brezilyadan, Roma, Venedik İtalya’dan, Londra ise İngiltere’den daha çok bilinmektedir.

Ayrıca, Avrupa’daki birçok ülkede

düzinelerce şehir ait olduğu ülkeden daha çok bilinir haldedir ve her biri kendilerine özgü önemli özellikleri

nedenliye ait oldukları ülkelerden daha çok bilinir haldedirler ve çok önemli birer markadırlar.

Bilindiği gibi korononavirüs salgını öncesinde ülkemizin her şehri Ankara’da tanıtım günleri düzenleyerek markalaşma yoluna girmiştir.

Normalleşme ile birlikte bu etkinliklerin yeniden başlayacağı muhakkak.

Bu kapsamda, 2011 ve 2012 yıllarında iki kez Ankara’da çok başarılı “Yozgat Tanıtım Günleri” düzenlediğimiz biliniyor.

(DEVAM EDECEK)

ahmetkoc56@gmail.com

Ahmet KOÇ

Hemşehrilerin tek çatı altında toplanma kararı

Yozgat Valisi Ziya Polat, Güdülelmahacılı köyünü ziyaret etti.

Köy halkı ile bir araya gelen Polat, vatan- daşlarla sohbet edip sorunlarını dinledi.

Vatandaşlardan yeni tip koronavirüs (Ko- vid-19) tedbirlerine riayet etmelerini isteyen Polat, “Maske, mesafe ve temizlik kuralla- rına uyalım. Kurallara uyarsak, bu hastalığı atlatırız.” dedi.

Öte yandan Yozgat Valiliği, sosyal medya hesabından vatandaşlara Kovid-19 konusun- da şu uyarıda bulundu:

“Hafta sonu bir arada olmak isteyen eş, dost, akrabalara cevabımız net olsun. Kusura bakmayın, Kovid-19 bitene kadar misafir kabul etmiyoruz.” . ANADOLU AJANSI

Yozgat Valisi Polat,

köy ziyaretlerinde

(14)

Cengiz Aytmatov’un Cemile’si (3)

Stalin’e öfke

Yazarımızın edebi yolculuğunu daha da anlatalım, hayatından kesitler sunalım ki, edebi kimliğini daha iyi analiz

etmemize yardımcı olsun. Büyük Kırgız yazar Cengiz Aytmatov, 12 Aralık 1928 tarihinde Kuzey- batı Kırgızistan’daki Talas eya- letindeki Şeker köyünde doğdu.

Babası Torekul Aytmatov, Sovyet Kırgızistan’ında seçkin bir devlet adamı idi. Tatar kızı olan anne- si tiyatro oyuncusuydu. Babası 1937’de tutuklandı ve 1938’de kurşuna dizildi. Babası Stalin za- manında kurşuna dizilerek idam

edildiğinde Aytmatov henüz on yaşındaydı.

Babasının ölüm şekli ve rejime destek ver- diği halde infazın gerçekleşmesi, çocuk zih- ninde Stalin’e karşı içinde öfke büyütmüştür.

Yazar olduktan sonra bile bu öfkesini

hiçbir zaman açığa çıkaramasa da yazdığı her hikâye veya romanda bir başkaldırıyı bir isyanı hissetmek mümkündür. Çoğu yerde halkına seslenirken bu öfkenin etkisi

görülmektedir. Doğrudan adını anmadan halkının ezildiğini, haklarının elinden alındığı, kül- türlerinin yozlaştırıldığından bahseder. Halkının “Mankurt- laştırıldığından” bahsederken bunu, bir Kırgız kadını Nayma ana figürüyle sisteme çatmadan bir hikâyenin içinde biraz da ürkerek vermektedir.

O zamanın döneminde SSCB savaş halindedir. Ülkenin sa- vaşacak olgunluktaki erkekleri cephede olunca, gençlere geri planda daha yoğun işler düşmektedir. SSCB- Komünist Parti Gençlik Örgütü’nde aktif görevler alır ve köy kolhozlarında sekreter olarak işe başlar, daha sonra öğrenim hayatı için Kaza- kistan’a giderek Cambul Veterinerlik Teknik Okulu’nda okur. Daha sonra Bişkek’e gider ve burada Frunze Tarım Enstitüsü’nde öğ- renimine bir süre devam eder. Moskova’daki Maksim Gorki Edebiyat Enstitüsü’ne geçer ve 1956 ile 1958 yılları arasında bu şehirde okur.

Okul yıllarında olduğu gibi iş hayatına atıldıktan sonraları da edebiyatla yakından ilgilenmeye devam etmiş ve 1963’te Lenin Ödülü’nü “Toprak Ana” adlı romanı ile almıştır. Eserleri yüz yetmişten fazla dile

çevrilmiş, edebiyat dünyasına 23 eser kazan- dırmıştır ve birçok ödül sahibidir.1966’dan sonra yapıtlarını Rusça olarak yazmıştır.

Dağlar Devrildiğinde-Ebedi Nişanlı (Son romanı – 2007)

Darağacı - Dişi Kurdun Rüyaları (1988) Gün Olur Asra Bedel (1980),

Fuji-Yama ( Fuji Dağının Tepesi 1973) Beyaz Gemi (1973)

Selvi Boylum Al Yazmalım , (1963) Elveda Gülsarı (1963)

Dağlar ve Steplerden Masallar (1963) İlk Öğretmenim (1962)

Cemile (1958) Yüz yüze (1957) Zorlu Geçit (1956) Toprak Ana (1963)

Cengiz Han’a Küsen Bulut (1990) Çocukluğum

Kızıl Elma (1964) (Hikaye) Hiroşimalar Olmasın İlk Turnalar

Elveda Gülsarı (1963)

Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek Sultan Murat

Dişi Kurdun Rüyaları (1986) Kassandra Damgası (1995) (SÜRECEK)

gunerdincaslan1@gmail.com

Güner DİNÇASLAN

Görüşlerine değer verdiğim bir dostum, geçen sayımız için

“Neden 18 Mart ile ilgili bir haber, yorum yok” diye sorunca utandım.

Haklıydı.

Bize bu toprakları hediye eden zaferlerin en büyüğünü görmezden gelmek hakkımız da haddimiz de olamazdı. Özür diledim.

Elime bir asker mektubu geçince, eksiğimizi telafi için bir fırsat doğdu.

Okurken, yazarken gördüm ve anladım ki Çanakkale Zaferi sıradan ve rastgele değil. Aksine, bir büyük inanç, yürek işi ve o ruh Mehmetçi- ğin gönlünde hâlâ yaşıyor…

Bana bunu dedirten mektubun sahibi Piyade Er İhsan Bayık.

Öylesine içten bir mektup yaz- mış ki, içinde ‘Peygamber Ocağı’

tüttüğü gibi, cümleler adeta bir kah- ramanlık türküsü coşkusuyla akıp gidiyor.

Siz de okuyunca aynı hislere ka- pılacaksınız… . SONER AYKAÇ

18 Mart ruhu yaşıyor

(15)

Y

ozgat’ın Akdağmadeni ilçesi doğum- lu Ressam Fatma Erdemir, tam bir Akdağmadeni sevdalısı. Sanatçımız, bu sevgi ve hayranlığını yaptığı yağlı boya tablolarına yansıyor. Söyleşimizde, yaptığı resimleri ve  Akdağmadeni’ni anlattı. Fatma Erdemir’den dinleyelim;

Resim hayatınız na- sıl başladı?

n Milli Savunma Bakanlığı’ndan emekli olunca, resme başladım.

İlk önce 2 yıl BELMEK kurslarına devam ettim.

Ardından ‘Elifim’ resim atölyesinde hocamız Ressam Azize Dinçer’den resim dersleri aldım.

Halen orada çalışmalarıma devam ediyorum.

Çocukluğumda da resim yapmayı çok sevi- yordum. Babam Köy Enstitüsü mezunu bir öğretmendi. Çok güzel kara kalem çalışırdı. 

Yeteneğimi babamdan aldığımı sanıyorum. Lise yıllarımda resimlerim hep beğenildi. Ak- dağmadeni Lisesinde okurken resim öğretme- nimiz Sema Çılvıner’den çok etkilendim.

Ne tarz çalışmalar yapıyorsunuz?

n Karışık çalışmalarım var ama ben doğa- yı resmetmeyi seviyorum. Yağlı boya olarak memleketimin resimlerini yapıyorum. Pande- mi döneminden sonra bir sergi açmak istiyo- rum. Ben, ilk kişisel sergimi Ankara Barolar Birliği Sergi Salonu›nda açtım. Ardından An- tares AVM, ATO Sergi Sarayı, 365 AVM, Bilimsel Koleji, Armada AVM, Zafer Çarşısı Sergi Salonu olmak üzere Ankara’nın değişik yerlerinde karma sergilere katıldım. 

Akdağmadeni’ni nasıl anlatırsınız?

n Akdağmadeni, hem coğrafi konumu hem de sahip olduğu tarihi, doğal ve kültürel değerleri ile çok önemli bir yere sahip. Eğitim düzeyi çok yüksek bir ilçe. Doğanın güzelliği, sanatı artırıyor. Birbirimizden de etkilendik.

1986 yılından itibaren, Ankara’da yaşamama rağmen hiç bağım kopmadı. Annem, ağabey- lerim Akdağmadeni’nde yaşıyorlar. Evimiz var, sık gidiyorum. Memleketimden çok etki- leniyorum. Bu sevgimi tuvale aktarıyorum.

Sevgili Fatma Erdemir ile söyleşimiz soh- bet tadında oldu. Çok teşekkür ediyorum.

Sağlık ve sanatla kalalım.

25 Mart 2021 Perşembe

15

EMEKLI OLDUKTAN SONRA BILE RESSAM OLUNURUN KANITI

FATMA ERDEMİR

“Milli Savunma Bakanlığı’ndan emekli olunca, resme başladım. İlk önce 2 yıl BELMEK kurslarına devam ettim… Pandemi döneminden sonra bir sergi açmak istiyorum.”

skumrulu@gmail.com

KUMRULU Sema

Çevre, dünyanın en önemli gündem maddelerinden biri.

Bu yöndeki etkinlikler önem kazanıyor, destek görüyor. Çevre temizliğinin daha da önem kazandığı bu salgın döneminde Özel Büyük Kolej ve Fen Lisesi öğrencileri, Çevre Eğitim Vakfı liderliğindeki ‘’çevrenin genç sözcüleri’’ programına katıldı.

Kullanılmış maskelerin geri dönüşümüne dikkat çekmek isteyen öğrenciler, hazırladıkları kamu spotu ile konuyla ilgili farkındalık yaratmayı amaçladı.

Kamuoyuna verilen mesaj ise

şöyle vurgulandı:

“Covid-19 pandemisi

nedeniyle doğanın kirleticilerine ek olarak tek kullanımlık maske ve eldiven de eklendi. Doğada yaklaşık 450 yılda kaybolan tek kullanımlık maske ve eldiven atıklarının zararını hiç düşünmeden doğanın kalbine bırakmak yerine, tıbbi atık yönetmeliğine uygun olacak şekilde geri dönüşümünü sağlayarak doğaya karışmasına engel olabiliriz. Unutmayalım ki

‘’bizler doğanın efendisi değil, onun bir parçasıyız.’’

Çevre duyarlılığı

(16)

YILDIZLARIN FISILTISI

28

Mart 2021’de Terazi burcun- da bir Dolunay yaşayacağız.

Dolunayın etkileri yaklaşık olarak on beş gün boyunca devam ede- cek. An haritasında Akrep burcunun yükselmesi itibariyle zorlu etkiler bizleri bekliyor olabilir. Güneş ve Ay’ın karşıt pozisyonuna Chiron asteroiti ile Venüs’ün eşlik ediyor olması aşkta mücadele iste- yen durumları işaret ediyor. Aceleci tavır- lar, düşünmeden hareket etme, inatlaşma, egosal tutumlar, fevri konuşmalar ve agresif bir üslup ile ikili ilişkilerde barış ortamını bozabilir; terazinin dengesini kaydırabiliriz.

Ekonomide zorlanmalar…

Bu Dolunay’da Venüs’ün parasal konu- larda da yaralayıcı formlarda çalışabilece- ğini unutmamalıyız. Yani ekonomik ko- şullarda krizli durumlara maruz kalabilir;

bütçemizi dengelemekte zorlanabiliriz.

Haritanın bir diğer önemli göstergesi

ise Merkür ve Neptün’ün Balık burcu’n- daki kavuşumu…

Bu kavuşum enerjisi özellikle sanatsal yaratıcılık ve ilham enerjileri bazında harika bir frekans diyebilirim.

Gölge yönden incelersek işin içinde değişken nitelikte bir burç olduğundan zaman zaman hayaller ile gerçekler bir- birine karışabilir. Kısacası hafta boyunca dalgın ve unutkan ruh hallerine karşı tedbirli olmalıyız. Zira sahtekarlık ve do- landırıcılıklara maruz kalınabilir.

Rüyalara dikkat!

İlaveten Balık’taki bu birleşme ve yükselen Akrep teması haberci nitelikte rüyalar görmemizi sağlayabilir. Hatta sez- gileriniz o kadar güçlü olabilir ki telepatik yetenekleriniz açığa çıkabilir.

*“Onların peşinden gidecek cesaretiniz varsa, bütün rüyalar gerçek olabilir.”

(Walt Disney)

Buket Nizamoğlu

buniastroloji@gmail.com

TERAZİ BURCU’NDA DOLUNAY İLİŞKİLERDE DENGE KAYBI

l KOÇ VE YÜKSELEN KOÇ:

Dolunaydan en büyük etkiyi alacak burçlardansınız. İkili ilişkilerde den- geye gelmekte belki biraz zorlanma yaşanabilir. Hukuki alanda önemli bir tamamlanma dönemine girmiş olabi- lirsiniz. Spritüel konularda danışman- lık alma isteğiniz artıyor.

l BOĞA VE YÜKSELEN BOĞA:

Dolunaydan sağlık ve iş hayatınız üzerinden etki alıyorsunuz. Çalışma ortamınızda iş arkadaşlarınızla olan kontaklara uyum sağlamakta biraz zorlanabilirsiniz. Sağlık kontrollerinizi tamamlamak için adım atma zaman- ları…

l İKİZLER VE YÜKSELEN İKİZ- LER: Dolunayın tesirlerini aşk haya- tınız üzerinden alıyorsunuz. Ayrıca varsa çocuklarınızla alakalı önemli bir tamamlanma zamanı… Aşkta iletişime dikkat etmeniz gereken günlerdesiniz.

l YENGEÇ VE YÜKSELEN YENGEÇ: Dolunayın etkilerini aile üyeleri ve yaşadığınız mekan üzerinden alıyorsunuz. Herhangi bir yatırım ile alakalı konularda önemli bir hasat dönemi…

l ASLAN VE YÜKSELEN ASLAN:

Dolunayın tesirlerini iletişim hattınız üzerinden alıyorsunuz. Dolayısıyla yakın veya uzak çevrenizdeki insanlarla olan kontaklara dikkat etmeniz gerekebilir.

Ayrıca aldığınız bir eğitim varsa bu alan- da bir tamamlanma dönemi…

l BAŞAK VE YÜKSELEN BA- ŞAK: Dolunay döneminde harcamalar ve yatırımlarınıza dikkat etmeniz gerekiyor. Zira bütçeyi dengelemekte zorlanabilirsiniz. Bu süreçte kendinize yaptığınız manevi yatırımların daha önemli olduğunu fark edebilirsiniz.

l TERAZİ VE YÜKSELEN TERAZİ: Dolunayın en büyük tesirini

sizler alıyorsunuz. Özellikle ikili ilişkiler ve ortaklı konularda bir denge sorunu yaşayabilirsiniz. Sağlığınızla alakalı olarak bu zamana kadar gözden kaçan ya da ihmal ettiğiniz mevzulara yönel- me vakti…

l AKREP VE YÜKSELEN AKREP: Bu Dolunayın tesirlerini daha çok içsel olarak yaşayacağınızı belirtmeliyim. Maneviyat veya şifa gibi alanlarla dengelenme; hatta belki de geçmişte kalmış konularla hesaplaş- ma vakti…

l YAY VE YÜKSELEN YAY:

Dolunay enerjilerinde bazı konuları dengelemek, sosyal ortamlara uyum- lanmak, kolektife yardımcı olmak gibi temalarınız ön plana çıkıyor. Özellikle arkadaşlar veya sosyal çevreyle olan kontaklarda daha barışçıl olmaya gayret etmelisiniz.

l OĞLAK VE YÜKSELEN

OĞLAK: Dolunay sizleri daha çok iş, kariyer ve aile hattınızdan etkiliyor. Bu bağlamda otorite figürü olan kişilerle iletişime dikkat etmekte fayda olabilir.

Gelecekle ilgili bazı plan ve program- ları imgeleme zamanları…

l KOVA VE YÜKSELEN KOVA:

Dolunay enerjileri iletişim hattınızda gerçekleşiyor. Dolayısıyla yakın ya da uzak çevreyle olan diyaloglarda zaman zaman denge kayıpları oluşması müm- kündür. Ayrıca bu dönemde göreceği- niz rüyaların oldukça ilginç ve haberci nitelikte olabileceği de ayrı bir gerçek…

l BALIK VE YÜKSELEN BALIK:

Dolunayın frekansları sizleri daha çok maddi alanlardan etkiliyor. Yani alacak-verecek dengesini iyi idare etmelisiniz. Ayrıca sağlık konularında bir tamamlanma dönemi… Dalgın ve unutkan ruh hallerine dikkat!

Mutlu günler diliyorum.

TERAZİ DOLUNAYININ BURÇLARA OLAN ETKİLERİ

(17)

25 Mart 2021 Perşembe

17

TBMM İkinci Binası, günümüzde Cum- huriyet Müzesi olarak gezdiğimiz Ankara’nın Ulus semtindeki Ankara Palas’ın tam karşısın- dadır. Bina, tarihi ve kültürel değeri olan mi- mari yapıdır. Mimar

Vedat Tek tarafından Cumhuriyet Halk Fırkası için yapıl- mıştır. TBMM’nin ilk binasının çeşitli sebeplerle küçük gelmesi nedeni ile 18 Ekim 1924 tarihinde bina TBMM’nin ikin- ci binası olmuş, Cum- huriyet Halk Fırkası buraya taşınmıştır.

3 cumhurbaşkanı

Cumhuriyetin ilan edildiği bina olmasa da, bu binada Türkiye’nin 1960 yılına kadar muasır medeniyetler seviyesine çıkması için değerli çalışmalar yapılmıştır. 1961 yılında ise bugünkü Meclis binasına taşınılmıştır. 3 Cum- hurbaşkanı gören bina toplantı salonu ile dik- kat çekmektedir. TBMM’nin ikinci binasının toplantı salonuna girmeden önce TBMM ilk binasının toplantı salonunu görmenizi tavsiye ederim. Bütünü anlamak için, tarihi dönemsel yorumlayabilmek için bu önemli bir detay.

Yer değişikliği…

TBMM ilk binasının toplantı salonu bir süre sonra milletvekillerinin katılımları sırasın-

da yetmemeye başladığında Cumhuriyet Halk Fırkasın- dan bu bina istenmiş ve yer değiştirilmiş. Meclisin ikinci binasının toplantı salonu, ilk binanın toplantı salo- nundan daha geniş ve daha çok oturma sırasına sahiptir.

Milletvekili ve bakanların oturma sıraları daha geniş ve el işçiliği mevcuttur. Salonun tavanı yüksek ve tavan süslemesi görülmeye değer.

Meclis Başkanının oturma yeri daha yükseğe konumlandırılmış, hemen altında milletvekil- lerinin konuşma kürsüsü ve en altta yazıcıların oturduğu sandalyeler bulunmaktadır.

Hakimiyet Milletin

TBMM ikinci binasında artık “Hakimiyet Milletindir” sözü Latin alfabesiyle yazılmış olarak meclis başkanının oturduğu yerin yukarısında asıldır. Atatürk’ün birçok mik- rofon ile konuşma yaptığı anın paylaşıldığı fotoğraflar bu binanın içerisindendir. Ancak Atatürk’ün Cumhurbaşkanı olarak bu meclis toplantı salonunda milletvekillerinin arasında

oturma sırası yoktur. Kürsüyü arkanıza aldığı- nızda sol tarafınızda yukarda bir balkon var- dır. Oturumları oradan takip etmiştir. Bugün de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın meclisteki yeri, milletvekilleri arasında değil yukarıdaki locadadır ve konuşmaları oradan dinler. Türkiye Cumhuriyetinde yasama, yü- rütme ve yargı ayrı olduğu için Cumhurbaş- kanları milletvekili yanında oturma sırasına sahip değildir.

İlk ve ikinci kat

İlk katta toplantı salonunun haricinde gi- rişin sağında ve solunda üçer oda mevcuttur.

Zamanında milletvekillerinin misafirlerini ağırladıkları bu odalar günümüzde mimari yapının, inkılapların ve ilk üç Cumhurbaşka- nımızın kişisel eşyalarının sunulduğu odalar olarak kullanılmaktadır. İkinci TBMM binası iki katlıdır. Üst katta koridorun sağında ve so- lunda kapıları açık ancak şeritle içeri girilmesi engellenen odalar vardır. Odaların önüne geldiğinizde içlerini rahatlıkla ziyaret edebili- yorsunuz. Bu odalar; Cumhurbaşkanı Odası, Cumhurbaşkanı Kabul Salonu, Cumhurbaş- kanı Özel Kalem Odası, Başbakan ve Bakanlar Kurulu Odası, Meclis Başkanı Odası, Meclis Başkanı Özel Kalem Odası ve Komisyon Oda- sı olarak kullanılmıştır. Cumhurbaşkanı kabul odası, Cumhurbaşkanı’nın yerli ve yabancı devlet adamlarını kabul ettiği gösterişli, Anka- ra Palas manzaralı bir salondur.

İlk fırsatta gidin

TBMM’nin 2. Binasının 1981 yılında işlevi değiştirilmiş ve Cumhuriyet Müzesi olmuştur.

Sanırım müze ve ören yerlerinde gördüğüm en misafirperver güvenlik görevlileri bu mü- zede. 2. TBMM binası bizleri güler yüzlü, bilgili, kibar güvenlik görevlileri ile beklemek- tedir. İlk fırsatta tekrar gitmeye ne dersiniz?

Cumhuriyet Müzesi’nin tarihi, odaları ve işlevi

TBMM İkinci Binası, Mimar Vedat Tek tarafından

Cumhuriyet Halk Fırkası için yapılmıştır. Süreç içinde farklı işlevleri olmuştur

Ayşe Eren

Seyahat Notları

ayseeren@akdeniz.edu.tr

(18)

11 maç sonra deplasmandaki Fenerbah- çe galibiyetiyle 3 puan hasretine son veren Gençlerbirliği, hedeflediği galibiyet serisine ulaştı. İstanbul zaferinin enerjisiyle ağırladığı Kasımpaşa engelini de kayıpsız geçen kırmı- zı-karalar, 27 puana ulaştı. Takımın gösterdiği mücadele ve yeni teknik patron Özcan Biza- ti’nin kararlı duruşu gelecek adına camiayı umutlandırdı.

Bu sezon 2. kez üst üste maç kazanan Gençlerbirliği, ligin ilk yarısında Fenerbah- çe’ye 5-1, Kasımpaşa’ya da 2-0 kaybettikten

sonra karşılaştığı Alanya’yı 2-1, Erzurum’u da 1-0 mağlup etmişti. Milli maç arasından sonra o seriyi yaptığı Alanya ve Erzurum ile karşıla- şacak olan başkent ekibinde hedef en azından puan almaya devam etmek.

Fantastik 2 golle galibiyete

Kasımpaşa karşısında maçın ikinci yarısın- da oyuna girdikten sonra önce 60., sonra da 76. dakikalarda attığı şık gollerle maçın yıldızı olan Sefa Yılmaz, sezonun en güzel gollerine aday vuruşlar yaptı.

Kasımpaşa’nın kazandığı penaltı atışında rakibe geçit vermeyen kaleci Nordfeldt de yaptığı önemli kurtarışlarla galibiyette pay sahibi oldu.

Gençlerbirliği, A Milli Futbol Takımı’nın 2022 FIFA Dünya Kupası Elemeleri’ndeki grup maçlarının ardından 32. hafta maçında 4 Nisan Pazar günü Aytemiz Alanyaspor’un konuğu olacak. Başkent ekibi, Süper Lig’in 33. haftasındaki maçta ise 7 Nisan Çarşamba günü Erzurumspor’u ağırlayacak.

. SPOR SERVİSİ 3 maçlık galibiyet serisi Trab-

zon’da biten MKE Ankaragü- cü’nde beklenen puan gelmedi.

Başkent ekibi, milli maç arasına 29 puanla girse de kalan haftalar için umutlu...

Galatasaray, Karagümrük ve Göztepe galibiyetleriyle 3 maçlık galibiyet serisi yakala-

yan MKE Ankaragücü, Trab- zonspor maçından hedeflediği en azından 1 puanı alamadı.

Başkent ekibi, milli maç ar- asından sonra 4 Nisan Pazar günü Antalyaspor’u konuk et- tikten sonra, ligin 33. haftasında 7 Nisan Çarşamba günü Kon- yaspor’un konuğu olacak.

Gençler’in yükselişi

‘Ligden düştü’ denilen Gençlerbirliği, Fenerbahçe ve Kasımpaşa galibiyetleriyle tüm hesapları bozdu

büyük şansı GÜCÜ!

(19)

25 Mart 2021 Perşembe

19

G

ençlerbirliği’nde Meh- met Altıparmak ile yolların ayrılmasından sonra teknik direktörlüğe geti- rilen Özcan Bizati, görev aldığı ilk iki maçta camiayı sevindirdi.

İstanbul’daki Fenerbahçe galibi- yetinin ardından Kasımpaşa’yı da Eryaman Stadyumu’nda mağlup eden Gençlerbirliği’nin tecrübeli teknik adamı ANK- HABER’e konuştu.

Gençlerbirliği Teknik Direk- törü Özcan Bizati’nin açıklama- larında öne çıkanlar şöyle:

“Gelir gelmez herkesi işin içine dahil ettik. Futbolculara ciddi görevler verdik ve harika geri dönüşler aldık. Birlikte olabilme duygusu yani ‘biz’

olabilme duygusunu tekrardan takıma aşıladık. Gençlerbirli- ği’nin tarihinden, kültüründen,

İstanbul’da kimseye teslim olmadığımızdan bahsettik.

Oyuncularım da konuşmala- rımıza kulak verip, verdiğimiz sorumlulukları yerine getiriyor.

Düşünceden gerçeğe...

Takıma gelmeden önce zaten Gençlerbirliği’ni takip ediyordum. İzlerken ‘ben olsam bunu yapardım’ diye düşün- düğünüz de oluyor. Şimdi ise bu düşündüklerimi uygulama adına şansım var. Gençlerbirliği ruhu savaşçı olmak zorunda.

Liverpool tarzı oyun

Biz bizim oyunumuzu oy- nayacağız. Elimizdekini kimse kolay alamayacak. Biz bir Ana- dolu takımıyız. Oyun tarzımız- da Liverpool oyun mantığına benzer olacak.”

‘SAVAŞÇI RUH’

GERİ DÖNMELİ

Fenerbahçe ve Kasımpaşa galibiyetleriyle kendine gelen Gençlerbirliği’nin tecrübeli teknik adamı Özcan Bizati, takımın savaşçı bir ruhla mücadele edeceğini belirterek,

“Canlanmaya başladık. Varoluşun ışığını, ateşini yaktık” dedi

www.ankhaber.com

>> Oytun Ç.’nin röportajı internet sitemizde

(20)

H A B E R İ N B A Ş K E N T İ

25 MART 2021 Perşembe

Ç

ubuk’ta dolmuş şoförlüğü yapan 42 yaşındaki Satı Karaboğa, çalışma azmiyle örnek oluyor.

Çocuk yaşta başlayan araba sevdasını mesleğe dönüştüren bir çocuk anne- si Karaboğa, 6 aydır Çubuk yollarında dolmuş şoförlüğü yapıyor. Ekmek parasını direksiyon sallayarak kazanmaya çalışan Karaboğa, hem çocuğunun eğitimiyle ilgileniyor hem de açıktan ikinci üniversi- tesini okuyor. Dolmuşta çalışırken özellikle ilçedeki kadınlar tarafından takdir edildi- ğini anlatan Karaboğa, severek yaptığı işte çalışma azmiyle çevresindekilere örnek olmanın mutluluğunu yaşadığını dile ge- tirdi. Karaboğa, en iyi yaptığı işin şoförlük olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

“Uzun zaman işsiz kaldım”

“Anadolu Üniversitesinin 2 yıllık halkla ilişkiler bölümünü bitirdim, şimdi de 4 yıl- lık kamu yönetimi bölümünü okuyorum.

Güvenlik sertifikası başta olmak üzere bir- çok meslek alanında sertifikam da var ama uzun zaman işsiz kaldım. Ne yapabilirim diye düşünürken, aklıma dolmuş şoförlüğü geldi. Şoförlüğü de çocuk yaştan bu tarafa çok seviyorum. Bir gün tesadüfen Çubuk Minibüsçüler Kooperatifi Başkanı Bekir Taşlı’nın dolmuşuna bindim. Tanıştıktan sonra siz bayan şoför çalıştırmaz mısınız diye sordum, ‘Durağa gel de konuşalım.’

dedi. Durağa gittim ve konuşmamızdan bir ay sonra da beni çalışmak için davet etti.”

Kaptan bacı

inecek var!

Ankara’nın tek kadın dolmuş şoförü olan Satı Karaboğa, “İnsanlar görünce önce şaşırıyor, sonra ‘Abla helal olsun.

Kimsenin yapamadığı işi yapıyorsun’ gibi olumlu tepkiler alıyorum. Bu güzel iltifatlar da hoşuma gidiyor” dedi

Satı Karaboğa, dolmuş kullanırken ken- disini görenlerin çok şaşırdığını anlatarak, şunları söyledi:

“Abla helal olsun. Kimsenin yapamadığı işi yapıyorsun.’ gibi olumlu tepkiler alıyo- rum. Bu güzel iltifatlar da hoşuma gidiyor.

Para uzatırken ‘beyefendi’ diye hitap edi- yorlar. Sonradan kafasını döndürüp de beni görünce ‘Şoförümüz bayanmış, ne güzel Çubuk’a yeni bir yüz geldi.’ diye çok güzel tepkiler alıyorum.”

Her gün sabahın erken saatlerinde durağa giderek mesaiye başladığını, akşam saatlerine kadar direksiyon başında olduğu- nu belirten Satı Karaboğa, “İşe geldiğimde burada durak görevlisine de yardımcı olu- yorum. Ondan sonra da sıraya göre servise

çıkıyorum. Seksenlerden sonra Ankara’da tek bayan dolmuşçu şu an benim. Genel- de bana ‘bacı’ diye hitap ediyorlar, ‘yenge’

diyenler de oluyor, ‘şoför Satı’ diyenler de oluyor. Kullandığım araç duraktaki araçlar- dan çok farklı bir araç. Biraz zahmetli ve ara sıra arıza yapıyor” dedi. . AA

ONU YORAN TEK KONU ARAÇ

ARIZASI

Başkentin simge kuğularına bakım

Çankaya Belediyesi Sahipsiz Sokak Hay- vanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nin veterinerleri Çankaya’nın simge parklarından Kuğulupark’taki kuğuların ve Ördekli Park’ta- ki ördeklerin sağlık taramasını yaptı. Periyo- dik olarak parklarda bulunan kuğu, kaz ve ördeklerin sağlık taramalarını yaptıklarını dile getiren veterinerler, “Sürü hareketleri, tüy te- mizlikleri, gaga, göz, ayak ve kanat kontrolleri yapılan hayvanlarımızın sağlık durumu iyi.

Halkımızın sık ziyaret ettiği ve yakın temasta bulunduğu hayvanlarımızın, özellikle kuğula- rın bakımına özel önem veriyoruz” dedi.

Referanslar

Benzer Belgeler

Menteşe Ziraat Odası Başkanı Mehmet Baş- tuğ, yönetim kurulu üyeleri ile birlikte Muğla Valisi Esengül Civelek’e hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.. M enteşe Ziraat

Psikoonkoloji Ankara bölgesinde kurs ekibi oluşturmuş ve hastane iş birlikleri kurularak (Ankara Güven Hastanesi, Lösante) temel düzey psikolojik bakım

Meclis-i Vâlâ'nın önerisiyle 1838 yılında kurulan Meclis-i Umur-ı Nafia bünyesinde 8-13 yaş arası gençlerin eğitim görmesi için rüşdiye mektebleri açılması

Her ne kadar 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu daha önce yürürlüğe girmişse de, büyükşehir belediyesi sonuçta bir belediye olduğundan kimi düzenlemeler için

çıkmayı hedefleyen ve An- kara Süper Amatör Ligine galibiyetle başlayan 1926 Polatlı Belediyespor Fut- bol Takımı ligin ilk beş haf- tasında Demirlibahçe’yi 1-0, deplasmanda

UNFPA’ ile Altındağ Kadın ve Gençlerin Güçlendirilmesi Merkezinde ve gezici araçta 500 kadına üreme sağlığı eğitimin verilmesi takibi yapılmaktadır. UNFPA’

GERMENCİK AYDIN 57 İNCİRLİOVA-İLÇE MERKEZİ BÜYÜKŞEHİR İNCİRLİOVA AYDIN 58 KARACASU-İLÇE MERKEZİ. BÜYÜKŞEHİR

maddesi uyarınca, Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisi, 15.11.2006 gün ve 2749 sayılı kararıyla, Tuluntaş ve Koparan mahalleleri ağırlıklı (1. etap) bir kısmını kapsayan