1
LİDERLİK VE KARAR ALMA
LİDERLİK VE KARAR ALMA
2
Liderlik ve grup kararı Liderlik ve grup kararı
Gruplar ayrıca birliktelik bakımından da değişiklik gösterirler, farklı normlara sahiptirler ve rol dağılımı bakımından farklı şekilde yapılanmışlardır.
Liderlik, pek çok farklı biçimde karşımıza çıksa da (demokratik, otokratik, gayri resmi, resmi, zorlayıcı, mütevazı), bütün grupların temel bir özelliğidir.
«Güç ve güveni hep dışımda aradım. Ama bunlar insanın içinden gelir. Ve her zaman oradadırlar». Sigmund Freud
3
Liderlik Liderlik
Ait olduğumuz birçok grupta (takımlar, komiteler,
organizasyonlar, arkadaş grupları, kulüpler) liderlerle karşılaşırız: liderler herkesin katıldığı ‘iyi’ fikirlere
sahip olan, herkesin peşinden gittiği, bir şeyleri
gerçekleştirme gücüne sahip olan insanlardır.
4
Liderler grupların üretken ve koordineli bütünler olarak işlemesini sağlarlar.
Liderler, grupların verimli ve eşgüdümlü bütünler olarak işlemesini sağlarlar.
Liderlik insanlık durumunun öylesine ayrılmaz bir
özelliğidir ki türümüzün hayatta kalması açısından
evrimsel bir işlev de görebilir.
5
Sosyal psikologlar gündelik yaşamda diğer
insanlardan pek farklı değildir. Dolayısıyla onlar da liderliği kişilik özellikleriyle açıklamaya çalışırlar; bu özellikler bazı insanları diğerlerine kıyasla daha
etkili lider kılar.
Büyük insan kuramının Platon’a ve Antik Yunan’a kadar giden bir geçmişi vardır. On dokuzuncu
yüzyılda Francis Galton, insanların lider doğduğuna,
inanıyordu.
6
Sosyal psikologlar liderlik potansiyelinin doğuştan gelen bir özellik olduğuna artık inanmasalar da,
liderliğin erken yaşlarda edinilip edinilemeyeceğini soruşturan, kalıcı kişilik vasıflarının insanları
karizmatik kılacağı ve dolayısıyla onları önderlik
etmeye sevk edeceği yollu düşüncenin izini süren bir
araştırma geleneği mevcuttur.
7
Lider davranışları Lider davranışları
Kişilik, liderlik başarısında özellikle önemli olabilir, ama davranışın önemi belki de daha belirgindir.
Bu düşünce, liderlik konusunda en eski ve en etkili
incelemelerden birinin, Lippitt ve White tarafından 1943’te yayımlanan bir kitabın temelini oluşturmaktadır. Lippitt ve White, erkek öğrencilerin okul kulüplerinde yaptıkları
faaliyetleri, farklı liderlik tarzlarının grubun atmosferi,
morali ve etkinliği üzerindeki etkilerini araştırmak için bir fırsat olarak kullandılar.
8
Kulüplerin liderleri araştırmacıların işbirlikçileridir ve üç ayrı liderlik tarzı eğitimi almışlardır:
1. Otokratik liderler kulübün faaliyetlerini organize
etmişler, emirler vermişler, mesafeli davranmışlar ve iş üzerinde odaklanmışlardır.
2. Demokratik liderler üyelerden öneriler gelmesini teşvik etmişler, planları onlarla birlikte tartışmışlar ve sıradan kulüp üyesi gibi davranmışlardır.
3. Serbest (laisses faire) liderler grubu kendi hallerine bırakmışlar ve genelde en alt düzeyde müdahalede bulunmuşlardır.
9
Gruplarda karar alma Gruplarda karar alma
Gruplar birçok işi yerini getirir, karar alma bunlar
arasında belki de en önemlisidir. Yaşam büyük ölçüde, gruplarca (seçim kurulları, jüriler, parlamentolar, tetkik kurulları, arkadaş grupları) alınan kararlarla belirlenir.
Çoğumuz yaşamımızın önemli bir kısmını grup
içerisindeki karar alma sürecine katılarak geçiririz.
10
Sosyal psikologlar, gruptaki karar almayla ilgili sosyal süreçlerle ve grupların bireylerden daha iyi ya da
daha farklı kararlar alıp almadığıyla uzun süreden beri ilgilenmektedirler. Grupta karar almanın bir başka
boyutu, karar alma durumundaki grup üyelerinin farklı
grupların resmi temsilcileri olarak davrandığı zaman
devreye girer. Bunu gruplar arası karar alma olarak
tanımlamak daha uygundur.
11
Grup kutuplaşması Grup kutuplaşması
Grupların, komitelerin ve organizasyonların karar verirken bireylere kıyasla daha muhafazakâr davrandıkları yolunda genel bir kanı vardır. Bireylerin risk alması daha bir
muhtemeldir, oysa grup içerisinde karar alınması ihtiyatlı olmayı/ortalamaya yaklaşmayı gerektiren sıkıntılı bir
süreçtir. Bu durum sosyal psikologların grup içerisindeki uyma ve sosyal etki süreçleri hakkında bildikleri şeylerin büyük bölümüyle tutarlıdır.
Sherif’in otokinetik araştırmaları bu ortalamaya yaklaşma işlemini örneklemektedir.