TOKİ’nin İstanbul ve Ankara’daki kentsel dönüşüm uygulamalarını yakından takip eden hukukçular Mersin’de projeye konu olan mahallelerin sakinleriyle bir araya geldi. Hukukçular, kentsel dönüşüme uğrayan yerlerde mülkü olanlara mülk parası değil, sadece ‘moloz’ parası ödeneceğini söyledi, kamulaştırma kararını yargıya taşıma önerisinde bulundu.
Halkların Demokratik Kongresi’nin davetlisi olarak Mersin’e gelen avukatlar Fevzi Özlüer ve Mehmet Horuş, TOKİ’nin kentsel dönüşümü planladığı çay, çilek, Özgürlük mahallesi sakinleriyle bir araya geldi. Toplantılara, Akdeniz Belediye Başkanı Fazıl Türk, belediye başkan yardımcıları ve meclis üyeleri ile BDP yöneticileri de katıldı.
Avukat Fevzi Özlüer, TOKİ’nin kentsel dönüşüm uygulanacak bölgelerde acele kamulaştırma kararı almasının hukuksuz olduğunu dile getirdi. Özlüer, “TOKİ’nin böyle bir karar alma yetkisi yok. Öncelikle bu kararın iptal edilmesi gerekiyorİnsanların kafasında, ‘kentsel dönüşüm alanlarında, bir gün evlerimiz yıkılırsa acaba acele kamulaştırmalar neticesinde uygulanan protokollerle bize alanda yeniden bir ev verilir mi?’ sorusunun belirdiğini kaydeden Özlüer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu süreç, İstanbul ve Ankara’da benzer şekilde gelişti. İnsanları ikna edebilmek için öncelikli olarak yerinde, yeniden konut edindirme politikasını ön plana sürdüler. Bu konuda protokoller hazırladılar, bilgi edinme büroları kurdular. Fakat biz uygulamalarda gördük ki kentsel dönüşüm kapsamına giren mahallelerde, insanların evleri yıkıldıktan sonra, evlerinin bedelleri bugünkü kentsel rayiç üzerinden hesaplanıp
verilmiyor. Örneğin mahallelerinizde bir evin değerinin 40-50 bin lira arasında olduğunu varsayarsak, bedel olarak size ödenecek para bu değil. Bunun sebebi de şu: TOKİ’nin aldığı ‘gecekondu önleme bölgesi’ kararından sonra hızlı şekilde acele kamulaştırma süreci ile karşı karşıya kalındı. Bu karardan sonra evlerinizin mülkiyet değeri değil, moloz değeri, yani yıkım bedeli üzerinden hesaplanacak rayiç size ödenerek elinizdeki mülkiyet alınacak. Yani mülkiyetin kamuya geçmesi ile ilgili tarafınıza ödenecek bedel, diğer örneklerde olduğu gibi, ortalama 180 ila 270 metrekare arasında değişen arsalar olduğunu varsayarsak, arsa değerlerini de değil, evlerinizin yıkımı sonucunda elde edilecek moloz değerini alacaksınız. Diğer yerlerde ödenen rakamları hatırlatacak olursak bu da 8 ila 12 bin lira arasında bir rakamdan fazla olmayacak.”
Bu Kamulaştırma Değil Gasptır
Kentsel dönüşüm süreçleri ve kamulaştırma kararları hakkında sunum yapan Avukat Mehmet Horuş ise, ‘çay, çilek ve Özgürlük mahalleri için verilen ‘acele kamulaştırma kararının kamulaştırma değil, açıkça ‘gasp’ olduğunu vurguladı.
Bakanlar Kurulu’nun 29 Aralık 2011 tarihinde 3 mahalle hakkında aldığı kararda, Kamulaştırma Kanunu’nun 27.
Maddesi’ne göre karar aldığına dikkati çekti. Bakanlar Kurulu’nun, 1939’dan bu yana 3-5 yılda bir Kurulu sembolik kararlar aldığını kaydeden Horuş, fakat AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte bu istisnai savaş ve olağanüstü koşullarda tanınan yetkinin her yerde kullanılmaya başlandığının altını çizdi. Horuş, “Bakanlar Kurulu, 2004 yılında EPDK’ya bu yetkiyi devretti. HES’ler, madencilik, termik santraller ve petrol boru hatları ile ilgili EPDK, Resmi Gazete’de yayınlamaya bile gerek kalmadan istediği taşınmazlara bir kalemde el koyuyor. Şimdi bu yetkiyi bir şekilde TOKİ de kullanmaya başladı. Sadece son 3 aylık Resmi Gazete’de yayınlanan Bakanlar Kurulu kararlarına baktığımızda bile boş geçen hiçbir toplantı yok. Tamamında, DSİ, Karayolu veya Demiryolu projelerinde bir yerlere el konuluyor. Şu anda Türkiye yüzölçümü ile kıyaslanabilecek
oranda bir alan gasp edilmiş durumda. Bu savaş hukuku yasaları ile gasp edilmiş durumdadır.” dedi
gazeteimece.com