• Sonuç bulunamadı

RODOSTA TÜRK MİMARİSİ HERMES BALDUCCİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "RODOSTA TÜRK MİMARİSİ HERMES BALDUCCİ"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

B i b l i y o g r a f i

RODOSTA TÜRK MİMARİSİ HERMES BALDUCCİ

Türkçeye çevirens C. Rodoslu

Türk Tarih Kurumu yayınlarından (Rodosta Türk Mimarisi) adlı eser, İtalyan mimarı Balducci nin Rodosta yaptığı mimarî tetkikleri ihtiva etmek-tedir. Kitap temiz ve titiz bir Türkçe ile dilimize

çevrilmiştir. Eserde yabancı bir mimarın Türk sana-tına gösteıdiği hayranlık ve saygı bilhassa göze çarpmaktadır.

Eser, Rodos hakkında tarihî bilgilerle başla-makta, adanın şövalyeler ve Osmanlı devirlerine ait durumu 'kısaca gözden geçirilmektedir.

Kitabın ikinci bölümünde Rcdosun Kanunî Sü-leyman tarafından zaptından sonra önce askerî ve sivil inşaata, mevcut kale ve binaların tamir ve la-diliyle başlandığı, daha sonra yeni yapılan sivil bnalarda Türk meskeninin hususiyetleri belirdiği i-zah edilmekle ve sivil inşaat içinde en önemli bina olan Yeni hamam hakkında uzun uzadıya tafsilât

vermektedir.

Üçüncü bölüm dinî yapılar, mezar ve türbeleri tetkik etmektedir. Bu bölümde ilk olarak mevcut ki-liselerin cami, mescit ve mektep haline getirildiği Rodostaki bütün camilerin, bilhassa Murat Reis, İbrahim Paşa, Recep Pa;a, Mustafa, Süleymaniye camilerinin mimarî hususiyetleri izah edilmektedir.

Dördüncü bölüm, inşa tarzını ve dekorasyon unsurlarını kısaca gözden geçirmektedir.

Beşinci bölümde eseri yazan mimar kendi gö-rüşüne göre bir sonuç çıkararak o devirde taazzuv etmiş esaslı bir Türk mimarisinin şövalyeler dev-rinden kalan tesirlere kapılmadan karakterini mu-hafaza ettiğini ve Rodosta bir Türk silüeti yarattı-ğını, Osmanlı hâkimiyetinin devamı müddetince içeriden yapılan gizli mücadelelere rağmen bu te-sirin daima hâkim kaldığım anlatmış ve bunlardan ders alınmasını, İtalyan hâkimiyetinin mimarî iz-lerle tebarüz ettirmek lüzumunu belirtmiştir.

Tarihî ve mimarî bakımlardan enteresan olan bu eseri okuyucularımıza sağlık veririz.

İ s t a n b u l Ç e ş m e l e r i

Eeyoğlu ve Üsküdar cihetleri Toplıyan:

IERAHİM'HILMÎ TANIŞIK Maarif Matbaası — 1945

630 kuruş

İbrahim Hilmi Tanışık tarafından derlenen bu kitabın ikinci cildi de çıkmıştır. Bu cild, Beyoğlu ve Üsküdar semtlerindeki çeşmeleri derlemektedir, İstanbulun fethinden sonra Türkler, bizans sarnıçla-rı yerine su tesisatı Ve bir çok çeşmeler yapmışlardır. Su yollarını İslah ederek bunlara daha bir çok ye-ni menbaları katmışlar ve şehrin içine isale etmiş-lerdir. Sarınçlardaki durgun suların islam şart-larına göre mekruh sayılması ve sıhhata muzir ol-ması, Türklerin şehride yeni su yolları meydana getirmesine amil olmuştur. Bu suretle, camile-, Ha-mamlar, hanlar ve konakların suyunu temin eden bu teşkilât ayııı zamanda halkın istifadesi için her mahallede de bir çok çeşmeler meydana getirmiş-tir. Yakın bir tarihe kadar İstanbuldaki çeşmelerin adedinin 950 ye vardığını tarihî belgeler tesbit et-mektedir.

Zamanın sosyal hayatı icabı çeşmelerin hemen hepsi hayrat olarak inşa edilmiştir. Kitapta mevcut veya metruk çeşmelerin fotoğrafları, kitabelerin üzerlerindeki beyit ve tarihler müellif tarafından teker teker mcelenmekteclir. Ayrıca kitabın sonun-da kronolojiye göre bir fihrist vardır. Büyük bir boşluğu doldurduğuna emin olduğumuz bu kitabın buhran sebebile gerek kâğıt gerekse fotoğraf bakımdan daha itinalı basılamadığma eseflenmek-teyiz. Büyük bir başarı olan bu eseri hazırlayan İbrahim Hiimi Trnışık'ı tebrik etmek yerinde olur.

S mat sevenlere «İstanbul çeşmeleri» ni tav-siye ederiz. Y o l İ ş l e r i v e Y o l M ü h e n d i s l i ğ i I inci Kitap Yazan: Y. Müh. E. L. Leeming

Dilimize çeviren: Y. Muh. Cemil Örgen — 1945

(2)

dili-mize çevirmiştir, ikinci basım yeni yol tekniği, bil-hassa ekonomisi göz önünde tutularak yazılmış ve tekemmül ettirilmiş şehirler arası yollardan ziyade şehir içi yol tekniğine tahsis edilmiştir. İçinde; sı-rasile, Parke kaldırım yoliar, katranlı, asfalt demir ve kauçuk yollar, beton, beton arme yollar, çimento harçlı yaya kaldırımlar, inşaat aletleri, tesisat ve ekle- vardır.

Belediyelere, Mühendislere, Mimarlara tavsiye ederiz.

Enteresan yazılar :

Radyo dergisinin son sayısında Basın ve Yayın Umum Müdürlüğü Turizm Dairesi Müdürü Sürey-ya Ergünün «Miletos» adlı bir Sürey-yazısı çıkmıştır, tav-siye ederiz.

Y. Mimar Semşa Demiren'in «Fo'um» dergisin-den dilimize çevirdiği «Evlerde akustik» yazısı Mi-marlık dergisinin 1945 2 - 3 sayısında çıkmıştır, tavsiye ederiz.

-fa G. S. Akademisinin yüksek Mimarlık Şube sinden bu yıl 23 genç diploma almıştır. Genç Mi-marların isimlerini veriyoruz.

Ferzan Baydar, Ferdi A.ksel, Bülend Serbes, Fahri Perçin, Asım Kendi, M. Aktan, Aydın Boy-san, İnayet Öney, Zeki Erscy, Dündar Eğilmez, Er-tuğrul Eğilmez, İffet Demirören, Emond Sarafati, Adnan Onaran, Süreyya Tercan, İ. Tepedelenli, İl-ya Ventura, Gazanfer Erim, Harutun Hacarturİl-yan, Celâl Yazıcıoğlu.

H a b e r I e r

B e l o n a r m e D e m i r i F i y a t l a r ı n d a İ s t i k r a r s ı z l ı k

İngiltere ve Amerikadan gelecek yuvarlak be-ton demirlerinin bugünkü fiyatlara ne dereceye ka-dar tesir edeceği malûm değildir. Söylendiği gibi demir .'dhal hakkı Sümerbanka verilirse halkın, dolayısile inşaat sahiplerinin ucuz demir kullanma-larına imkân yoktur. Bugün 16 m/m ye kadar Ka-rabük demirleri İstanbul perakende piyasasında 66-67 kuruşa kadar satılmaktadrr. Beton armeye kalın kuturda demirler kadar lüzumlu olan, 6-10 m/m lik ince çubuklar ise 100 - 110 kuruştur. İnce demir fi-yatlarının diğerlerine nazaran Kg da 500 hattâ 60 'kuruş daha pahalı olması, bazı çivi ve demir fabri-kalarında dö t köşe veya kaim yuvarlak demirler-den, yeniden çekilerek inceltilmelerinden ileri gel-mektedir.

Bu basit ameliye için beher kilogramda 50-60 kuruş, yani Amerikadan teklif edilen demir fiyatla-rının 5misli yüksek bir fiyat istenmesi, incelenmeğe değer bir meseledir, yapılanda kullanılan beton de-mirlerinin yüzde 40-50 nisbetinde 6-10 m/m kutu-runda olmaları lâzımdır. Karabük fabrikası bu ih-tiyacı nazarı dikkate almadan piyasaya yalnız kalın demir vermektedir.

12 m/m ye kadar yapd'ğı demiri bazı mahdud ihtiyaç sahihlerine hususî müsaade ile veriyor.

Karabük fabrikasının ince kuturda demir yap-maması bu işe lüzumlu haddelerin mevcut

olmasından ve ince demirlerin kalınlara nazaran ma-liyetlerinin yüksek oluşu ve piyasanında ne kalın-lıkta olursa olsun alıcı vaziyete bulunması sebep ol-maktadır. Karabük fabrikaları halkın, ihtiyacı olan demiri normal fiyattan almamasına sebeb olmakta ve bundan zarar görmesine göz yummaktadır.

Bizce Karabük fabrikasının ince kuturda demir imal etmesi için hiç bir teknik mazeret yoktur. Çün-kü İstanbulda Çün-küçük ve iptidaî fabrikalar bu de-mirleri istenilen kuturda inceltebildikleri halde bu işi Karabükün yapmamasına imkân yoktur. Sümer -bank halkı ve küçük ihtiyaç sahiplerini biraz dü-şünse bunu temin edebilir.

Hususî fabrikalarda inceltilen demirlerin 50 -60 kuruş birden daha pahalı satılmalarına gelince, bu da üzerinde durulacak bir meseledir. Fabrika-lardan bu suretle mal alan perakendeciler 6 lık de-mirleri 130 135, 8 m/m lik dede-mirleri 110 - 100 ku-ruşa kadar Fatura ile satabiliyorlar. Perakende 67 kuruşa olan yuvarlak demir nasıl 110 kuruşa satılı-yo". Fabrikatörler % 15 muamele vergisinden, mü-teaddit nakliyelerden ve en son inceltilen demirle-rin yüzde ellisini çivi fabrikalarına iktisat vekâle-tinin emri mucibince kâr almadan verdiklerinden bahs edivcrlaı ki hu umumî masrafların serbest satışa verilen demirlere ilâve edildiği anlaşılıyor.

Referanslar

Benzer Belgeler

Karayağızca, fakat nuranî şimali, üç haftalık tıraş kadar sakallı, haram­ larca adı (Şirin Hafız) a çıkmışlar­ dandı.... Halbuki zavallıcığın o

Meliha’nın düşünce ve davranışları­ nın yanı sıra “U huw et”te yazann kadın hakları konusuna dikkat çekme niyetini belirten bir söylem var. Roman kişilerin

Ateş yolun ikinci üçte birlik kısmını yürüyerek tamamladıktan sonra Güneş’in bıraktığı bisiklete biner ve bu şekilde varış noktasına ulaşır. Sonuç olarak üç

Bu çalışmada belirlenen değerler (dikey sapmanın en yüksek mutlak değeri 4°, ortanca değeri kadınlarda 2° ve erkeklerde 2,5°) sağlıklı Türk genç erişkinler için

Kadın düşmanı, gençlik düşmanı, ilim düşm anı, fen düşmanı, makine düşm a­ nı, medeniyet düşmanı, ilerilik, yenilik düş­ manı softa. Ey gerilik ve kulluk

Yirmi birinci yüzyılda insanlık, insan haklan, insan kültürü üstüne daha çok titreyecek.. Artık dünya

Konya şartlarında soya tarımı için uygun sıra aralığını belirlemek için yürütülen bu araştırmada 70 cm sıra aralığından daha yüksek verim alınabileceği

Patates tarımında en uygun toprak işleme sisteminin seçimi toprak ve iklim koşullar ve uygulanan diğer işlemlere göre değişmektedir. Toprak patates üretiminde