• Sonuç bulunamadı

XVI inci Y ı l . 1 9 4 6 İ s t a n b u l .

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "XVI inci Y ı l . 1 9 4 6 İ s t a n b u l . "

Copied!
72
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

/

— Ucuz mesken problemi. Y. Mimar Zeki Sayar. — Maçka- da bir apartıman. Y. M. E. N. Uzman. — Saraçoğlu Mahal- lesi. Prof. P. Bonatz. — Musafakih camii. Y. Mimar Cihat Burak. — Erzurumda sivil mimarî özellikleri. Y. İM. Harbî Hotan. — Müze binaları. Y. M. Ertuğrul Menteşe. — B. Ame- rikada küçük evler. — Mimar Koca Sinan. Y. M. Talât Ozışık. — Riyo de Janeyroda Sıhhat ve Terbiye Bakanlığı.

— Türk anıtlarının kubbeleri Sultan'ın emriyle yükseldi.

Tahsin Öz. — Londranın mecralar:. David Turlow. — Odi- toryumların akustiği. Çeviren : Ali Berkol. — Paflagonya- da Kale Kapı kaya mezarı. A. Gökoğlu. — İstanbulun yol meselesi. Y. Müh. M. Wagner. — Şehir plânlarında serbest ve yeşil sahalar. Rifat Türegün. — Bibliografi, haberler, pi- yasa cetveli. —

J

XVI inci Y ı l . 1 9 4 6 İ s t a n b u l .

(2)

L ' A R C H I T E C T E :

RE V U E M E N S U E L L E D! A RC H I T E C T U RE D ' U R B A N I S M E e t d e D E C O R A T I O N

THE ARCHİTECT:

MONTHLY PUBJCATION ON ARCHITECTURE, C I T Y P L A N N I N G A N D D E C O R A T I O N

Publiee par: Abidin Mor taş et Zeki Sayâr, Architectes

S O M M A İ R E No: 3/4/1946

— Le probleme d'habitation â boıı marche 49 Arch. Zeki Sayâr

— Une Maison de rapport â Maçka 51 Arch. E. N. Uzman

— Le guartigr de Saraçoğlu â Ankara 56 Prof. P. Boııalz

- Le Mosque «Musafakih» 60 Arch. Cihat Buı-ak

— L'Architecture çivile â Erzurum 62 Arch. Harbî Hotan

— Les Monuments des musess 65 Arch. Ertuğrul Menteşe

— Les petites maisons aux etats-Unis d'Amerique 69

— Le grand architecte «Sinan» 71 Arch. Talât Ö2işık

— Le ministere de l'instruction publique et sanitaire â

Rio-de-Janeiro 74 -—• Les coupo'es des monuments Turc se sont elevees par

l'ordre du Sultan 77 Tahsin Öz, Directeur da Musee Topkapı-Saıaî

— La canalisation de la ville de Londres 78 Par David Turlow

— L'acouitique des auditoires 79 Traduit car ing Ali Berkol

— Le Tombeau de Kale-Kapı â (Paphlagonie) 82 A. Gökoğlu, Directeur Musee Kastaıncni

— La Question des voies de la ville d'İstanbul 87 Par, İng. M. VVagner

— Les Zönes vertes et libres dans les plans d'amönage-

ments des villes ; 91 Par, Rifat Türegün

— Bibliographie, Nouvelles, Liste des pris des materiaux

de consturction 93

Published by A b i d i n Mortaş and Z e k i Sayâr, A r c h .

C O N T E N T S No: 3/4/194G

— The Problem of cheap Houses 49 Arch. Zeki Sayar

— Apartemants at Matchka 51 Arch. E. N. Uzmaıı

— Borough of Saradjoğlu 56 Prof. P. Bonatz

— «Musafakih» <mosque, Kastamoni 60 Arch. Cihat Burak

— Characteristic civil Architecture of «Erzumur» 62 Arch. Harbî Ilotan

— Museums 65 Arch. Erluğrul Menteşe

— Small Houses in U . S A 63

— Architect, the gı-eat «Sinan» 71 Arch. Talât Özışık

— The ministery of Health and Education in Rio de

Janeiro 74

— The Domas of the Turkish monuments were consturc-

ted ıby the order of the Sultan! 71 Tahsin Öz

— Sewagesystem of London 78 David Turlow

— Acoustics in auditoriums 79 Trans by Ali Berkol

— «Kale Kapı» eemetary in Paphlagonia 82 A. Gökoğlu

— The Roads of İstanbul 87 Eng. M. Wagner

— Green belts in city Planning 91 Rifat Türegün

— Literatüre, News. market prices 93

A L E V

Yüksek fırınlar, maden eritme ve tasfiye fırınları, cam, havagazı, elektrik ve gazojen vesair endüstriye lâzım, yüksek hararete, asit ve bozlara dayanıklı çeşitli malzeme ve ateş tuğlaları sipariş üzerine arzu edilen eb'at ve terkipte imal edilir. Mamulâtımızın üzerindeki ALEV markası en büyük garantiyi teşkil eder.

T E L E F O N : Yazıhane : 41993 Fabrika : 22512

(3)

W A i L E S D O V E B İ T U M A S T İ C HEBBURN CO. DURHAM, ENGLAND.

Tesis tarihi 1854.

L T D .

D E N İ Z D E V E K A R A D A Y Ü K S E K E V S A F L I P A S K O R U Y U C U B O Y A V E E M A Y İ L E R İ .

BITUMASTIK Çelik, demir ve

her türlü zemin BİTUPLASTİK

Su geçirmez bitümlü terkip

BITUROS İçilir su ve gıda

depoları BİTUBLAK Kazanlar, baca,

radiatör.

Y Ü K S E K H A R A R E T E M U K A V İ M BİTUMASTİK ALUMİNİUM SOLÜSYONU.

Koruyucu bir tabakanın esaslı vazifesi, muhafaza ettiği madeni veya diğer malzemeyi su ve rütubetten masun tutmaktır. Buna muvaffak olmak için koruyucu tabakanın bazı kat'î ve kendine mahsus hususiyetleri olması şarttır. Bu hususiyetler, şu şekilde hülâsa edilebilir :

1 — Rütubetin nüfuz etmesini tamamen bertaraf etmek, 2 — Muhafaza edilecek zemine muanidane yapışmak,

3 — Mehaniki darbelere ve aşındırmaya karşı metin kalmak,

4 — Lüzumlu dereceye kadar elâstikî ve mülâyim olup zorlamaya ve kıvrılmaya dayanmak, 5 — Kendisile temas edecek her maddeye karşı tesirsiz kalmak,

6 — Elektriki mücerrit olmak,

7 — Kullanıldığı muhitteki bütün hararet değişmelerine tesirsiz kalmak, 8 — Uzun ömürlü olmak.

WALLES DOVE FABRİKALARIN muhtelif işlere kullanılan boya ve emayileri, yukarıdaki hususiyetleri haiz olmakla istimal edildikleri hususî vazifeleri tamamlamak için inkişaf ettirilmiştir.

Her hangi bir rütubet, paslanma veya çürüme müşkülleriniz varsa lütfen Acentalarımıza müracaat ediniz.

T Ü R K İ Y E U M U M Î V E K İ L İ

G. & A. B A K E R L T D .

Tahtakale, Prevuayans Han, İstanbul Telefon: 24330.

Telgraf: BAKER — İSTANBUL ND/1

(4)

r

P R O J E M Ü S A B A K A S I

A F Y O N İ L İ N D E N

1) t l i m i z i ç i n d e b u l u n a n G a z l ı g ö l k a p l ı c a s ı n ı n İ m a r P l a n ı n ı n D ü z e n l e n m e s i ve i m a r p r o j e s i ç e r ç e v e s i d a h i l i n d e v a p ı l a c a k t e s i s l e r i n p r o j e l e r i , A ç ı n ve Ü ç s e n e l i k t a t b i k p r r ğ r a m ı ile M a k e t i n i n y a p ı l m a s ı işleri T ü r k Y ü k s e k M ü h e n d i s v e Y ü k s e k M i m a r l a r i l e M ü h e n d i s ve M i m a r l a r ı a r a s ı n d a m ü s a b a k a y a k o n m u ş t u r .

2) M ü s a b a k a d a B i r i n c i s e ç i l e c e k p r o j e s a h i b i n e 40C0. İ k i n c i y e 2000, Ü ç ü n c ü y e IfOO l i r a M ü k â f a t v e 4 ve 5 ci g e l e c e k p r o j e l e r e d e B e ş e r y ü z ' İ r a m a n s i u o n v e r i l e c e k t i r .

3) P r o j e l e r 1 E k i m 946 t a r i h i n e k a d a r A f y o n V a l i l i ğ i n e y e r i l m i ş o l a c a k t ı r .

4) Bu işe ait ş a r t l a ş m a A n k a r 3 , i s t a n b u l , i z m i r . B u r s a . A f y o n B a y ı n d ı r l ı k M ü d ü r l ü k l e r i l e T ü r k Y ü k s e k M ü h e n d i s l e r birliği. T ü r k Y ü k s e k M i m a r l a r birliği v e T ü r k M ü h e n d i s l e r b i r l i ğ i n d e g ö r ü l e b i l i r .

V..

H A Z N E D A R

Tuğla, Ateş t u ğ l a s ı , Kiremit Fabrikaları ve Kireç Orakları Ltd. Sif.

SERMAYESİ : 100.000 T. L.

E n y ü k s e k s u h u n e t d e r e c e l e r i n e m ü t e h a m m i l a t e ş t u ğ l a l a r ı M e m l e k e t i m i z d e f e n n î u s u l l e r ile ç a l ı ş a n y e g â n e ve birinci

f a b r i k a d ı r .

DELİKLİ VE DELİKSİZ V E PRESE İNŞAAT TUĞLALARI MARSİLYA TiPİ ve MAHYELİK

KİREMİT

SÜZMELiK ve SIVA KİRECİ

FABRİKA

Haznedar Çiftliği civarında Tel: 16 - 71 Telgraf: Haznedar istanbul

SATIŞ YERİ

İlhami

X.

Pamir

Ticaretevi Osmanefendi Han No. 9

Eminönü Tel: 21612

J

(5)

r

G Ü V E N

S 1 G O R T A

Bütün emlâk sahiplerinin ve iş adamlarının güven kaynağıdır.

İş Merkezi:

Galata, Siimerbank binası.

Telg: Türkgüven Müdüriyet: 40630

Telf: Santral, 44966 - 44969

" S A R A F „ TUĞLA FABRİKASI

Rakipsiz ve yüz yıllardanberi namlı Hasköy tuğlası

Normal tuğla : 27.5X13X3.5

Yassı klâsik tuğla: 27.5X11X6 ölçüde

A d r e s : Ö m e r A b i t h a n k h t 4 N o . 1 - 2

Sipariş için: Telefon No. 41691

İSTANBUL

EMNİYET SANDIĞI

Kuruluşu: 1888

MERKEZİ: Cağaloğlu

ŞUBELERİ: Ankara, Beşiktaş, Kadıköy, Eminönü Hah - Kilim

Mücevher Tahvil Emlâk

Karşılığında ödünç verir.

Para yatıranlara: En elverişli ve eşsiz kolaylıklar.

İstanbuldaki emlâkin Ankaradan ve Ankaradaki- lerin buradan ipoteği yapılır.

(6)

BiTUM ' M A M U L AT*

^Sl3RIÎ/LDÛG$

YcaLfrBE CBCDI ÖMÜ»

RECEP ÇETİNKAYA

Heınatekt Kimyevî Fabrika Galata, Azapkapı Tersane

caddesi No. 261 Telgraf

Telefon Posta kutusu

Hemtaş - Galata 40215

1554

HEMÂTEKT

Saf bitumden mamul, çatı, taraça, cephe ve temellerde katiyyeri su ve rutubet geçirmez en emniyetli

tecrit maddesidir.

Almanyadaki fabrikasının formüllerile imal etmekte olduğumuz H e m a t e k t tecrit maddesi, 15 senedenberı memleketimizde, Nafıa işlerile diğer bir çok resmî ve hususî müessesatın n mühim tccrit iş-

lerinde ve vagon damlarında memnuniyetle kullanılmaktadır.

HEMATEKT

Hariçten gelen en birinci tecrit maddeleri ayarında Türkiyede imal edilen yegâne tecrit maddesidir.

HEMATEKT

Memleketimiz için bir varlıktır.

'«•*r. v • ' fr

MUFASSAL MALUMAT İÇİN BROŞÜRÜMÜZÜ İSTEYİNİZ.

"Daima,

15 e k e l

r)araplarını t

Öercih e d i niş

(7)

r

SİVAS ÇİMENTOSU

SERBEST SATILMAKTA, HERKESE İSTEDİĞİ KADAR VERİLMEKTEDİR.

SİVAS ÇİMENTOSU

Türk çimento normunun istediğinden daha yüksek normda olmakla Ü N A L M I Ş T I R . 28 günlük kombine dayanış: Türk çimento normuna göre çekişte 32. Kg. Sm- basınca 400 Kg. Sm? Sivas çimentosunda çekişte 45 - 50, Kg. Sın2 basınca 480 - 520 Kg. Sm2.

DONMA KABİLİYET!

• • SÜPER SİMANA YAKINDIR. Ü S T Ü N V A S I F L A R I : Kullananlara ÇİMENTO ve KALIP KERESTESİ tasarrufu sağlar. Şehir-içi yolları, kaldı- rımlar, bahçe parmaklık ve kanepeleri için en iyi MALZEMEDİR.

KİREMİT ve TUĞU

Sıkıntılarınız varsa bunu en ucuz ve sağlam olarak ancak S İ V A S Ç İ M E N T O S U ile yapabilirsiniz. Bütün bu işlerin yapılış ve faydalarını belirten broşürleri ve lüzum gördüğünüz her türlü bilgiyi SİVAS ÇİMENTO FABRİKASI ndan isteyiniz.

• . .

B | R T E C R Ü B E

Çimentomuzun üstünlüğünü, yurdun en iyi çimentosu olduğunu isbata kâfidir.

Süratle yerine getirilir. Fabrika sevkiyatta her türlü kolaylığı gösterir, vagon

• • bulur ve istenildiği kadar çimentoyu derhal gönderir. Çimentonun tonu fabrikada

S 1 P A R İ S L E R

vagon teslimi 52-50 liraya, torba depozito su 15 liraya indirilmiştir. Bedel peşindir.

En az satış bir tondur.

EN TEMİZ K İ R E Ç

Fabrikada Vagon Teslimi Tonu 55 lira.

. * •

İYİ CİNS T U Ğ L A

Fabrikada Vagon Teslimi Bini 29 lira.

Kısa tel adresi: Ç İ M E N T O — S İ V A S

S Ü M E R B A N K

ÇİMENTO SANAYİ MÜESSESESİ

(8)

CELİ K-BO YA

X . A . Ş .

CİBA A. Ş. Tü rkiye Mümessili

SERMAYESİ: TAMAMEN ÖDENMİŞ 500.000 T L.

# Boyalar: İNŞAAT DENİZ

METAL MUHAFAZASI HUSUSÎ

YARDIMCI MADDELER

# SINAÎ BOYALAR ve YARDIMCI KİMYEVÎ MADDELER

# META T,T,ER

# ADÎ ve HUSUSÎ ÇELİKLER

£ MOTÖR ve TEZGÂHLAR

İDARE MERKEZİ: ANKARA HAN.

BANKALAR CADDESİ — GALATA İST.

POSTA KUTUSU : 1251 GALATA, İST.

TELGRAF ADR : ÇELBOY TELEFON : 44122

T. C. ZİRAAT BANKASI

1946

İKRAMİYE PLÂNI

Arttırma hesaplarındaki paralar "50„ liradan aşağı düşmeyenlere verilecek ikramiyeler:

4 t a n e 1500 lira -1 „ 500 „

4 „ 250 „

40 „ 100 „

120 „ 50 „

240 „ 20 „

400 „ 10 „

Ç E K İ L İ Ş L E R :

15 Şubat, 24 Nisan, 15 Ağustos, 25 Kasım

Ç e k i l i ş l e r d e , i k r a m i y e ç ı k m a y a n y e r l e r için a y r ı c a 20 H a z i r a n v e 10 A r a l ı k d a 2 ilâve çekili? d a h a y a p ı l a r a k 6100 lira d a ğ ı t ı l a c a k t ı r . Kazla bilffi e d i l m e k i s t e y e n l e r - B a n k a Ş u b e ve A j a n s l a r ı n a m ü r a c a a t e d e b i l i r l e r .

KERNER - GREENVVOOD & CO. LTD.

KİNGS, LYNN, İNGİLTERE

R Ü T U B E T K O R U Y U C U S U

« P U D L 0 »

B R A N D Cement vaterproofing Po>vder

P U D L O su geçirmez çimentosu ile karıştırıl- mış bir kum ve çimento harcından yapılan sıva tabakası, rutubete karşı kat'î bir muhafaza teşkil etmektedir.

P U D L O ' nun hizmet ve faydaları :

Köprü ve bina temelleri, tahkimat, beton su depoları, su sızan bodrum, zemin, taraça iç ve dış duvarlara tatbik edildiği zaman, rütubet ve su sızma keyfiyet- lerine mâni olan yegâne tecrit maddesidir.

Hazır stoklar mevcuttur.

Fazla tafsilât ve fiat içia :

TÜRKİYE UMUMÎ VEKİLİ G. & A. B A K E R L T D . Tahtakale Prevuayans Han - İstanbul.

Posta kutusu: 468 Telefon: 24330

E M Ü L Z E R - E :

E M Ü L Z E R - F :

E M Ü L Z E R - S :

E M Ü L Z E R - C :

E M Ü L Z E R - M :

Tecrit ve elâstikî döşemeler için spesyal bitüm emülsyonu.

Sıva ilâoı. Çimento ve kireç harcına katılıp su ve rutubetin geçmesine kat'iyyen mâni olur.

Anî sertleşme ilâcı. Çimento harcını 4 dakikada dondurur ve seı tleştirir.

Elyaflı bitümlü izolasyon maddesi.

Tecrübeli ve emniyetli bir malzeme- dir.

Haricî sıvaların muhafazası renksiz mücerrit.

için

Mutahassıs Işci ekiplerimiz vardır. Deruhte e t t i j i m i z işçilikler garanti edilir.

S a t ı ş y e r l e r i :

İstanbul A s f a l t E v i Galata, Mahmudiye C. 77 T e l . : 41988— Telg. Asfaltevi.

Ankara Barkat Müessesesi lüus meydanı Yurt sokak 21

T e l f . : 3664

(9)

Medaille cTOr BARCELONE 192 9

Türkiye mümessili:

Y. Mühendis Y U S U F RAZÎ B E L

Nuruosmaniye Şeref sokağı No. 40

Telefon: 20690

Yaptığınız işi bildirerek tarif namemizi tal ebediniz.

SU GEÇMEZ AMERİKAN MALZEMESİ

NtAGRADÎT çimentoya karıştırılarak su geçirm ez sıvalar yapılar.

E V E R S E A L siyahtır, taraçalarda, banyo odalarında, temellerde kullanılır.

E V E R S E A L T A M İ R A T İ Ç İ N E M S A L S İ Z D İ R

Hangi malzeme ile yapılmış olursa olsun, eski damlar, akar taraçalar E V E R S E A L ile derhal, mükemmel surette tamir edilir, yenisinden daha sağlam olur. Demir ve çinko damlar ve dereler en ucuz

. . a t : ve en emin surette temin edilir.

E V E R S E A L B O Y A L A R I N I D A T E C R Ü B E E D İ N İ Z

Ö D Ü N Ç P A R A VAKIF PARALAR

İDARESİ

Her türlü kolaylıkla, ehven ve müsait şart.

Urla kârgir binalara, Bitmemiş inşaat ve kıymetli arsalara ödünç para verir.

VAKIF PARALAR İDARESİ

Sıkıntılı zamanınızda en kısa yoldan yardımınıza koşan müessesedir.

ADRES: Yenipostane karşısında. Valide Han birinci kat — İSTANBUL

TELEFON: 23654

Kim Bir EV Sahibi Olmak istemez

?

YAPI ve KREDİ BANKASI ANONİM ŞİRKETİ

*

İ S T A N B U L — A N K A R A — İ Z M İ R

(10)

r

ANADOLU

S İ G O R T A Ş İ R K E T İ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ZİRAAT VE TÜRKİYE İŞ BANKALARININ KURUMUDUR

Sermaye ve ihtiyatları: 5 . 8 3 2 . 0 0 0 Liradır

Tesis tarihi olan

1925

senesinden beri yaptığı sigortalar:

K A R A D A : Yangın - kiracı, şagil, mal sahibi re komşu mes'uliyeti - kira za- rarları - yıldırım - zelzele - infilâk - haragazi iştiali - makina ka- zası ve motor iştiali - kara nakliyatı harp sigortaları.

D E N İ Z D E ; Bütün deniz tehlikelerine karşı deniz nakliyatı - gemi ve motör tekneleri - mayın - torpil - alelûmum deniz hart sigortaları.

H A V A D A : Tayyare sigortaları - tayyare seferlerinde pilot ve yolcuların si- gortaları.

K A Z A D A : insanın maruz kalabileceği her türlü kaza - iş kazaları - otomo- bil - kazaları - malî mes'uliyet- makine kırılması sigortalan.

HAYATTA: Temettülü veya temettüsüz olarak ölüm tehlikesiyle beraber:

Tasarruf için: «M u h t e 1 i t » Ye « T a m m u h t e l i t » - aile istik- balini temin için: î r a t l ı a i l e » - kızlar için: « C i h a z » - çocuk- lar için: « T a h s i l v e t e r b i y e» - ihtiyarlık için: « i r a t » - hastalık veya kaza neticesinde malûl kalmaya karşı: « M a l û l » sigortaları.

İ ş S A H A S I N D A : Atölyeler, fabrikalar, maden ocakları gibi iş yerlerinde ve tica- rethane, bankalarda ve meslekî teşekküllerle birliklerde çalışan- ların hayat, ölüm ve kazalarını temin eden grup sigortaları.

htOnbul, T enipostahane Jcarşuı, Büyük Kmacıyan Han. Telefon: 24294. Hayat Kısım: 20641.

(11)

M E S K E N D A V A S I Y. Mimar Zeki SAYÂR

r — n

1 h H T E H M İ M A R L I K , Ş E H İ R C İ L İ K V E S Ü S L E M E S A N A T L A R I D E R G İ S İ İ M T İ Y A Z S A H İ B İ ; Z E K İ S A Y Â R U. N E Ş R İ Y A T M Ü D Ü R Ü . A B İ D İ N M O R T A Ş A D R E S : A N A D O L U H A N N O : 3 3 E M İ N Ö N Ü İ S T A N B U L T E L : 2 1 3 0 7

S A Y I : 1 7 1 - 1 7 2 » S E R İ : IV. • Y I L : 1946

Baş yazı

Son birkaç yıldanberi devletin mesken işini ele aldığına şahit oluyoruz. Ucuz mesken davasının hal- li için 1930 - 1939 arasındaki yıllar altm bir devir iken, bu fırsattan memleketimiz faydalanamamıştır.

Ne devlet, ne de ilgili meslek adamlarımız, o zaman yurdda bir mesken problemi yaratamamışlar ve bu hususda, dünyada olup bitenlerle de ilgilenmemiş-

lerdir. •

İkinci dünya harbi, bütün memleketlerde mes- ken buhranını şiddetlendirerek had bir hale soktu.

Bizde de, mesken ihtiyacı bilhassa altı yıldanberi ya- pı faaliyeti olmadığı için kuvvetle his edildi. Yalnız İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerimizde değil,

•küçük illerimizde de bu buhran kendini gösterdi. Sa- nayileşen veya başka sebeblerle nüfusları -artan küçük ilçelerimizde bile ev sıkıntısı duyulmaktadır.

İstanbulda, bilhassa Ankarada ev buhranı aile geçimine o kadar tesir etti ki, devlet inşaat için mü- sait zaman beklemeden işe başladı. Saraçoğlu ma- hallesi, doğu evleri bunun musibet delilidir.

Doğu illerimizde, memurlara oturulabilir evler yapmak, bu suretle medenî hayatı sağlamak için, dev- let yeni bir ev inşaat programının tatbikına başladı.

Doğu illerinin birçoklarında, 5.5 - 6 milyon lira har- canılarak 275 parça memur evi yapılmasına başlandı.

Bugüne kadar, ne devletin yaptırmakta olduğu evler ve mahalleler, ne de Ankarada halkın kurdu- ğu muhtelif kooperatiflerin yaptığı inşaat ucuz mes- ken dâvasına uygun birer tatbikat örneği olamamış- lardır.

Yapı kooperatiflerinin bugüne kadar kur- dukları mahalleler, gerek malî bakımdan gerekse teknik sebeplerden hakikî ucuz mesken Prensiple- rine göre tahakkuk ettirilememiştir. Bazı koopra- tiflerde ortaklar, yüklendikleri yüksek borç ve 'faiz- lerden dolayı, evlerini sonradan ikiye bölüp kiralı-

yatak bu yükü hafifletmek çarelerine baş vurmuş- lardır. Bu sonuç bize, ucuz mesken tatbikatının ne kadar sathî bir şekilde yapıldığını anlatmağa kâfi- dir. Diğer taraftan Maliye Bakanlığı ve iller tara- fından yaptırılan memur evlerinin parası hazineden çıktığı için şikâyet sesleri işitilmemiştir. Ancak bazı illerde yaptırılan memur evlerinin maliyeti dikkati çekecek derecede yüksek olmuştur.

Yurdumuzda ucuz mesken işi başka memleket- lerde olduğu gibi malî, teknik bir problem olarak etüd edilmiş olsaydı, yeni yaptırılmasına karar ve- rilen; Doğu memur evleri için sarfedilecek 5,5-6 milyon lira ile, iki misli inşaat yaptırmak imkânı hasıl olurdu.

Bugün küçük mikyasta da olsa yurdumuzda, başta devlete, sonra on», bağlı işletmelere ve daha sonra özel teşebbüslere ait yapı kooperatiflerinin mesken inşaatı 'vardır. Bvnlarm her biri gelişi güzel yapı yaptıran, .sıtandard malzeme, prefabrike doğra- ma, bölme, dolap etajer gibi ev içi teçhizatı kullan- mayan, ucuzluğu ve aynı zamanda konforu sağlayan rasyonel ve ekonomik plân ve projelerden mahrum olan, ucuz ıtaşıt tarifelerinden faydalanmıyan jbu teşebbüsler elbette ki, yapılarım çok pahalıya mal etmekte devam edeceklerdir. Bu şekilde çalışmağa devam edildiği takdirde yapacağımız evler ve ma- halleler, başka memleketi er dekilerle, her cihetten kıyaslanmıyacak kadar geri olacaktır.

Maliyetlerdeki yükseklik bize hiçbir zaman sos- yal bir gaye olan herkese bir ev temini prensibini tahakkuk ettirmek imkân mı vermiyecektir. Devle- tin iyi niyeti, ancak hov ilde birkaç memur evine inhisar edecek, kurulan kooperatifler ortaklar?na hiçbir veçhile vadettiği ucuz evi sağlıyamıyacak-

lardır.

Yurdumuzun mesken politikasını daha geniş

(12)

bil'" açıdan görmek ve ona göıe programlamak ge- reklidir.

Ucuz mesken dâvası ancak şu faktörlerin temi- nile halledilebilir kanaatindeyiz.

1 Ucuz ve uzun vâcieli kredi temin etmek, 2 Yapı malzemesi Sanayii kurmak, malzeme fiyatlarını dünya piyasasına göre tanzim etmek.

3 — Ucuz mesken projelerinde yeni ve özel prensipler kabul etmek.

Bu üç esası inceliyelim:

Bizde gayri menkullere açılan krediler çok ağır şartlar ile yapılmaktadır. Ancak münferit müraca- atlar işin birkaç malî müessese 7(8.5 faizle, en fazla 10 yıl süre ile kredi açmaktadırlar. Kredi verilir- ken yapılan ekspertizlerde daima müşteriden âza- mi teminat alabilmek için tahminler çok ihtiyatlı yapılmakta ve kredi miktarı gayri menkulün değe- rinin hiçbir zaman %50 sini geçmemektedir. As- lında 7 8,5 gözüken faiz, komisyon, sigorta ve sair masraflarla ','< 10 u bulmaktadır.

Kooperatif yapıları gibi toplu teşebbüslerde, ne faiz haddi indi ilmekte, ne vâde uzatılmakta ve ne de kredi daha geniş miktarda açılmaktadır.

İngiltere, B. Amerika ve Fransada gayri men- kullere açılan kredilerin, faizleri harpten önce %1.5

%3 ü hiçbir zaman geçmemişti. Toplu yapı hareket- lerindeki borçlanmalarda vâde 20 hattâ 25 yıla ka- dar uzamaktadır. Yine toplu yapılarda, açılan kre- di miktarı çok geniş tutulmakta, bu nisbet ^ 8 0 - 7 9 0 a kadar yükselmektedir.

Ucuz mesken dâvemızı yurdun her tavafında tahakkuk ettirmek, küçük bütçeli aileleri ev bark sahibi yapabilmek için, önce faizi hiç olmazsa başka memleketlerdeki dereceye yakın bir ölçüye indir- mek gerektir. Türk kredi fonsiyesinin tahakkukun- da hâlen %8 olan faizin 7< 6 ya indirilmesi düşünül- mekte olduğunu öğrenmiştik. Ancak bu nisbetin de

kâfi olmadığını kaydetmek icap eder.

*

Yapı malzemesi sanayii olmıyan bir memleket- ten ucuz yapı beklenmemelidir. Demir, çimento, tuğ- la. kereste gibi ana malzemenin fiyatlarını dünya piyasasına göre tanzim etmek için bu malzemenin istihsalini ve bunlardan stoklar teminini düşünmek icap eder. Memleket içinden temin ettiklerimizin maliyetlerini düşürmek kâfi stokları yoksa ihraç- larını menetmek, bilâkis ithal çarelerini aramak geıekir. Bizde son yıllarda kereste fiyatları her mal- zemeden daha çok artmışken, yılda 40-50 bin metre mikâp kereste ihraç etmekteyiz. Halbuki B. A- merika dünyada sayılı kereste istihsal eden mem- leketlerden olduğu halde ev inşaatını korumak için kereste ihracını menetmiştir.

Malzeme çeşitlerini çoğaltmak ta alınacak ted- biılerden biridir. Yapı sanayiinde son yıllarda başka memleketlerdeki ilerlemelerden faydalanarak, ham maddesi yurdumuzda bulunan malzeme sanayiinin kurulmasını teşvik etmelidir. Sıkıştırılmış çimento - amyant, amyant - bitüm curuf keza sıkıştırılmış ah şap levhaların inşaatta geniş mikyasta kullanılması için bu gibi sanayii sağlamalıyız. Bütün dünyada tuğla tekniğinden prefabrike planşa doğru gidişe bi- zim de uymamız yapılacak ilk hareketlerden olma- lıdır. Ucuz ve seri' yapı usullerinin yurdumuzda ev yapımında bir inkılâp yapacağı muhakkaktır.

Bugüne kadar toplu yapılarda - Saraçoğlu ma hailesi ve diğer kooperatiflerin evlerini kasdediyo- rıız - hakikî ucuz ve rasyonel ikametgâh prensiple- rine rastiamayışımızm üçüncü sebebi de; bu sahada- ki ilmî ve teknik noksanımızdır» Mesken problemini bir dâva olarak ele alıp inceleyen hiçbir ilmî teşek- külümüz yoktur. Ne Bayındırlık Bakanlığı, ne ilgili tahsil müesseselerimiz, ne de meslekî teşekkülleri- miz de bu hususta ilmî araştırmalar yapacak, bilgi ve öğüt verecek bir teşkilât yoktur

Mesken dâvası, elan ele alınması icap eden bâ- kir bir konu halinde ortada durmaktadır.

Z. SAYAR

* % EN İYİ KAHVE, KAKAO ve SALEP

K U R U K A V e C İ M E H M E T E F E N D İ M A H D U M L A R I

İSTANBUL

J

(13)
(14)

S a l o n

M A Ç K A ' D A E t R A P A R T M A N

Y. Mimar Emin Necip Uzman G. S. A.

Bu apartman, 15,OG X 35,00 m. eb'atlı bir köşe küllerle karşılaşmıştır. Mimarî kompozisyon done- başı arsası üzerine inşa edilmiştir. Bir katta üç da- leri ve inşaî nizam, bir kira evinden bugün talep ire vardır. Böylece, mevzuun çözülmesi bir çok müş- edilen hususiyetlerle karşı karşıya gelmişlerdir.

Z e m i n k a t p l â n ı

(15)

f

Y e m e k s a l o n u

K a t p l â n ı

Burada kâh birinin, kâh diğerinin lehine hareket edilmiş olduğunu görmemek mümkün değildir.

Uç dairenin teşkil ettiği müsellesin merkezini, merdiven ve hol teşkil edecekti. Böylelikle mer- divenin tramvay caddesine olan mesafesi uzamış, neticede esas giriş, yan sokağa isabet etmiştir. Ev bir dış işlemeden çok. bir iç işlemedir. Bu itibarla

giriş kapısının temsilî veya ticarî bir mahiyeti yok- tur.

Yan sokak oldukça meyillidir. Zemin katın sevi- yesi, tramvay yolu seviyesine nazaran oldukça yük- sekte kalmıştır; bu fark ön bahçe merdiveni, antre platformu ve rüzgarlık merdiveni ile az hissedilir bir hale getirilmiştir.

(16)

Hususi bir servis girişinden, ufak merdivenle vasıtasiyle mutfaklara ulaşılır.

Projede: Şahsî subjeksiyonla şekle ve nisbetle re ait bazı araştırmalar yapılmıştır. Zaten mimaı - bir tarifiylede - inşaî realitenin, sübjektif kıymet lerle ifadesi değil midir?

Sanatın ilim olmayışı, formüle ve laboratuva ra girmeyişi, devamlı sübjektif kıymetlerle ifadı edilişi, sanatın vuzuhsuzluğunu değil, vuzuhum göstermekte olduğunda, umumî bir kanaat va~dır.

E. N. Uzman

A p a r t m a n ı n dış v e i ç i n d e n g ö r ü n ü ş l e r

(17)
(18)

M a h a l l e d e n b i r g ö r ü n ü ş

S A R A Ç O Ğ L U M A H A L L E S İ Proje : Prof. Paul Bonatz

Tatbik : Emlâk' Yapı Şirketi Ankaradaki mesken buhranını önlemek üzere

iki yıldanberi bakanlıkların güneyindeki sahaya 180 dairelik müteaddit bJ oklardan yeni bir mahalle inşa edilmektedir. «Saraçoğlu» mahallesi adı veri- len bu mahallenin yapılarından bir çoğu bitmiş ve iskân edilmişlerdir.

Mahallenin ge:ek şehircilik projesi, gerekse a- partmanlarııı planlan Millî Eğitim Bakanlığı tek- nik bürosu mütehassisi profesör Paul Bonatz tara- fından tertip edilmiştir.

Saraçoğlu mahallesi, Ankarada «Bahçeli evler»

«Güven evleri», «Tasarruf evleri» gibi yeni teşek- kül etmiş ayrı nizamda yapıların, hilâfına olarak;

bitişik yanı gurupland irilmiş apartmanlardan iba- rettir. Bunun sebebi, topraktan ve yapının maliyetin- den ekonomi temimi içindedir. Saraçoğlu mahallesi- ni Emlâk Ltd. Şirketi her türlü masraflar çıkdıktan sonra r/c 7 nisbe tinde bir komisyon alarak emanet usulile yapmaktadır.

«Ulus» gazetesinde yazılan bir yazile, yeni Türk mimarîsine bir örnek gibi gösterilmek istenen Bu yapılar hakkında «Mimarlık» dergisinde, ar- kadaşımız Orhan Alsaçm bu iddaya taban taban

zıt, kuvvetli bir tenkidinden son-a devlete milyon- larca liraya mal olmakta bulunan, bu mahallenin planlanması, apartmanlarının tertibi ve inşaatile

ilgilenmeği faydalı bulduk.

Mahalle şehirciliği, arazinin topografik imkân- larından faydalanılmak suretile iyi hal edilmiştir.

Sahanın şuku- yerlerine küçük ve kat adedi az a- partmanlarm yerleşdirilmesi, tepeciğe yüksek blok- ların konulması, yapı gurupları içinde kademeler yaratmakta bu suretle perspektifini zEiıginleşdir-v

mekte ve tepeyi bu kitle içinde taçlandırmaktadır.

Bu itibarla mahallenin araziye oturuş plânı ba- şarılı bir şekilde hal edilmiştir. Apartmanların planlan, müteaddit tip üzerine hazırlanmıştır. Bun- lar 2, 3, 5 odalı dairelerden ibarettir.

İyi bir şekilde hal edilen vaziyet planı hilafı- na blokların oryantasvon nazarı dikkate alınmadan gelişigüzel konulduğu, yalnız dış mimarî tesir aran- dığı, küçük bir tetkikden anlaşılmaktadır. Dairele- re gelince maalesef bunların plan tertibi hiçde' ba- şarılı değildir. P. Bonatz mahallenin şehirciliğinde ne kadar muvaffak olmuşsa, apartmanlarda bunun aksine bir çok hatalara düşmüştür.

(19)

T i p i e v l e r

Planlarda yzun incelemelere lüzum kalmadan yapılan hataları kolaylıkla görmek kabildir. Me- murlar için yapılan bu ikametgâhların planları ucuz mesken prensiplerine hiç de uymadığı gibi, Plânlayış itibarile de aile bayatımızla kabili telif de- ğildir.

A. B. C. D. E. F. tipleri üzerine hazırlanan plan-

larda, ne bir ucuz mesken bünyesi nede konfor var- dır. Dairelerin plânları umumiyetle iyi tertiplenme- miş, fikrimize göre cephelerin mimarisine feda edil- miştir. Bn yüzden bazı tplerde garip bir taksimat mey dana gelmiştir. A. tipi buna bir misaldir. Bu tipte her katta üç daire vardır. Her iki başda'ki dairelerde, servis sahası (koridorlar, helâ, mutfak, banyo, bal-

M a l ı a l l e n i n M a k e t i

(20)

j t jC i d g u n 00B1GI ] , D u • Q i

|İE

m

s o d 0 i man •01 ]

1

• G • 0 I

S a r a ç o ğ l u M a h a l l e s i n i n p l â n ı

(21)

kon) ikamet sahasının a 83 ü kadar yer işgal etmek- tedir. Hele iki yatak edası arasındaki aralığı oda saymamak icap ederse bu nisbet çok fazlalaşır ki, bu da halk tipi yapı prensiplerine katiyen uygun de- ğildir.

D tipinde koridorla-m, lüzumundan çok fazla saha işgal ettiği bu suretle kullanılır sahalara tesir ettiği kolaylıkla görülmektedir. Plan tertibi bakı- mından en kullanışlı gibi gözüken F tipi daire- lerde ise, servis kısımları o kadar birbirlerinden ayrılmışdır ki, temiz ve pis su tesisatında mütead- dit ayrı kolonlara ve fuzuli tesisata sebebiyet ve- rilmiştir. Bu da, plânların tertiplenirken, bugün bilinen yapı ekonomisi prensiplerinin, hiç göz önün- de tutulmamış olduğunu göstermektedir.

A tipi planda banyodan helâya ge;iş «F» tipi plânda keza banyodan hizmetçi ve sandık odasına geçiş gibi, bizim sosyal hayatımızla hiıçde telifi ka- bil olmayan garip suret; hallere tesadüf olunmak- tadır.

Her daire en basit tir şekilde yalnız odalara ve servislere ayrılan bölmelerden ibavettix denilebilir.

Bugünkü ikametgâhda yerli dolapların rolü başlı başına bir problemdir. Evin iç hayatının tanzimin- de rol alan delablarm ihmal edilmesi, hiçde doğru olmamışdır. Esasen banyolara ve koridorlara ibzal edilerek pek küçültülmüş olan yatak odalarının pek azında yerli dolah:. rasladık- Binaları gezdiğimiz zaman mutfakla"da ise dolap ve etajer ve saire gibi modern teçhizata hemen hemen hiç tesadüf edilme-

diğini hayretle gördük. Halen İngilterede, Ameri- ksda, yapılmakta olan amele ve halk tipi ikametgâh- lardaki plân konsepsiyoııunun, dolayisile sağlana- cak konfor vasıtalarının en küçük nişanesine bile

maalesef Saraçoğlu mahallesi evlerinin hiç birinde (Arkası 86 ncı sayıjada)

B e t o n a r m e b i r s t u r u k t u r i ç i n d e , t a k m a saç s u t u n l u ve s a c d a n k a l e s l e r i l e b i r c e p h e d e t a y ı

(22)

T a r i h

M U S A F A K İ H C A M İ Î ( K A S T A M O N İ) R Rölöve eden : Y. Mimar Cihat Burak

Bu cami 17 nci yüz yılda Kastamonide yaşadı- ğı bazı vesikalarla anlaşılan Muşa fakih adında bi- risi tarafından yapılmıştır. Minberinin kapısı üze- rinde bulunan hicrî 1161 (1748) tarihi camiin han- gi devirde inşa edildiğin: göstermektedir.

Camiin mimarî bakımdan dikkati çeken tara- fı, Kastamoninin diğer bir çok eski yapılarında da görüldüğü gibi, mahalli malzemeden çok iyi ve mantıklı bir şekilde faydalanılmış olmasındadır. Bu suretle yapının bünyesini teşkil eden duvarlarile ah- şap 'kısımlar arasındaki ahenk bilhassa söylenmeğe değer, camiin giriş yüzündeki iki katlı açık kısım gerek kompozisyon gerekse ahsabin kullanılışı ba- kımından çok güzeldir.

(23)

Elevasyonlar ve kesit

Camiin p l â n ı basit bir müstatilden ibarettir.

Son cemaat mahalli ve üzerindeki yarım kat ahşap- dan yapılmıştır. Bu kısmın direk başlıkları döşe- me kirişleri ve> korkuluk parmaklıkları devrinin ahşap süs ve bezemelerini havidir. Tavan da, eski Türk tavanları bezemelerine göre süslenmiştir. Ta- vanın ortasında, büyük kandilin asılı bulunduğu bir orta göbek vardır Gerek bu rozette, gerekse ta- vanın orta süslernelerku çevreleyen su içinde, dev- rinin bütün özlüğünü gösteren nakışlar dikkati çek-

(Sonu 81 nci sahifada)

T a v a n M o t i f i M i h r a b M i n b e r

(24)

S i v i l M i m a r î E t ü d l e r i

E r z u r u m şehri ve çevresi, y u r d u m u z u n D o ğ u b ö l g e s i n d e b u l u n m a s ı n d a n gerek iklim gerek c o ğ - r a f î vaziyeti dolayısile sivil m i m a r î d e k e n d i n e h a s bir k a r a k t e r taşır. Bu hususiyet ş ü p h e y o k ki m u h t e - lif tesirlerin neticesidir. Kış m e v s i m i n d e s u h u n e t i n çok düşük olması, karın fazla y a ğ m a s ı , r ü z g â r ı n ol- d u k ç a şiddetli esmesi gibi haller, m i m a r i d e b u n a karşı tetbir almayı icab e t t i r m e k t e d i r . Şu h a l d e , her ş e y d e n önce bu amilleri tetkik e t m e k gerektir.

S e n e n i n m ü h i m bir kısmı b a t ı d a n esen r ü z g â r - larla geçer v e soğuk, bu rüzgârlarla gelir. K u z e y d e n estiği p e k n a d i r görülür. Ö y l e y s e p l â n t e r t i b i n d e bu cihet d a i m a göz ö n ü n d e b u l u n d u r u l m a l ı d ı r . Bu is- t i k a m e t e m ü m k ü n o l d u ğ u k a d a r az p e n c e r e a ç m a k d o ğ r u bir h a r e k e t olur. A y n i z a m a n d a yol ve c a d d e - lerin bu i s t i k a m e t e p a r a l e l o l a r a k açılması icab e - d e r . Z i r a rüzgârın sürüklediği k a r zerrelerini t u t a - c a k haili kaldırmış oluruz. D i k k a t edilirse şehrin k u - ruluşa, ayni z a m a n d a tesviye m ü n h a n i l e r i n e p a r a - lel o l a r a k geçecek yollar h â k i m r ü z g â r i s t i k a m e t i n e d e p a r a l e l d i r . Esasen c i v a r d a k i k ö y l e r d e d e bu ş a r t - ları g ö r m e k k a b i l d i r .

R u t u b e t i n azlıği, ısının sıfırın a l t ı n d a ( 2 3 ) d e r c e gibi çok düşük olması y ü z ü n d e n toz h a l i n d e

E R Z U R U M ' D A S İ V İ L M İ M A R İ

v e

Ö Z E L L İ K L E R İ

Y a z a n : Y. M i m a r H a r b i H o t a n

s a v r u l a b i l e n k a r taneleri en d a r a r a l ı k l a r d a n geç- m e k t e d i r . Bu s e b e b l e soğuğa karşı o l d u ğ u k a d a r bu- nun için de t e d b i r a l m a y ı icab ettirir. Bu y ü z d e n

b ü t ü n p e n c e r e l e r çift camlı o l a r a k yapılmıştır. Y i n e b a h s e t t i ğ i m i z s e b e p l e r y ü z ü n d e n a h ş a p m a l z e m e bı- rakılmış b u n u n y e r i n e taş tercih edilmiştir.

Blok i n ş a a t t a d i k k a t edilecek bir n o k t a geniş f a s a d l a r ı n r ü z g â r a karşı getirilmemesi v e b l o k l a r a - r a s ı n d a d a r geçit b ı r a k ı l m a m a s ı d ı r . Ç ü n k ü rüzgâra, dolayısile ö n ü n e katılmış olan k a r t a n e l e r i n e bir m a - ni teşkil e d i l e c e ğ i n d e n bir k a ç m e t r e y i b u l a b i l e n k a r yığınına m e y d a n verilmiş olur. A y n i m a h z u r b i - nanın aksi tarafı içinde v a r i d d i r .

M ü n f e r i t b i n a l a r d a d a i m a iki katlı yapılmıştır.

M e s e l â ; evler. Servis kısmı z e m i n k a t a , o t u r m a y a tahsis edilen kısımlar ise birinci k a t a alınmıştır. Bir katlı olanları y o k m u d u r gibi bir sual sorulabilir, vardır, Yalnız o d a l a r ı n zemini s o k a k s a t h ı n d a n en a- şağı ( 1 , 5 ) m. y ü k s e k l i ğ e alınmıştır ki b u d a o l d u k - ça y e r i n d e bir t e d b i r sayılabilir. Netice itibarile d e - nebilir ki, Jdu b ö l g e için b i n a l a r ı en aşağı iki katlı y a p m a k şarttır.

Şu h a l d e : A n k a r a Y. M i m a r l a r Birliğinin ö ğ - renciler a r a s ı n d a açtığı D o ğ u evleri tipi m ü s a b a k a .

(25)

iki t i p i k E r z u r u m e v i R e s i m 2

sında evlerin tek kat olması istenmesi birinci m a h - suru teşkil eder. Bir kat olmasının mecburi kılınma- sı karşısında o d a döşemesinin bir buçuk metre y ü k . seğe alınması icap ederdi. Diğer bir mahzur, ciheti- nin ihmal edilmiş olmasıdır.

Isının çok düşük olması en önemli mese- leyi teşkil eder. Esasen bol olan taş m a l z e m e kul- l a n m a k akla gelen ilk çaredir. Bu m a l z e m e imkân ve zevklere göre muhtelif şekillerde görünür. Bazı yerlerde yontulmuş taş, bazılarında ise derzlenmiş moloz taş dıvarlara r a s t l a n m a k t a d ı r . İklimin husu- siyetine rağmen sıva kullanılmıştır. A n c a k b u n a n a - diren rastlanır. G e r e k sıvalı gerek derzli duvarlar sık sık tamire m u h t a ç o l d u ğ u n d a n ahşap halitaların altlarında iskele vazifesini görecek kâfi maktalı k a d r o n l a r d u v a r a saplanmıştır ki görünüş ihtibarile cepheye bir hususiyet verir. Resim.2

O d a sahaları, kat iktifaları, cömertçe tutulmuş- tur. Bu tedbir, gerçi ısıtma b a k ı m ı n d a n mahzurlu gibi görünürse de, sık, sık değişmesi kabil olmıyan oda havasına bu şekilde bir çare bulunması oldukça mantıkidir. Pencere satıhları küçük alınmıştır. İm- kân b u l u n d u k ç a köşelere d a r ve uzun pencereler

•y •

R e s i m 3

açılmıştır ki, bu d a c e p h e d e k e n d i n e mahsus bir gü- zellik a r z e t m e k t e d i r .

Kat döşemeleri ahşap ve iptidaî bir şekildedir.

Ayni iptidailiği çatı örtüsünün t o p r a k oluşunda da görürüz. Tabiatile, meyilli kiremit çatılardaki saçak ve oluk, yerini suları uzağa atacak ahşap veya taş oluklara bırakmıştır. Resim 2.

Planların tertibi küçük farklarla birbirine ben- zemektedir. A m p i r tesir ile mahalli hususiyetlerin karışmasından m e y d a n a gelmiş olanları oldukça kullanışlıdır. P l â n : 10

Y u k a r ı d a bahsedildiği gibi ev iki kısma ayrıl- mıştır:

1 — Z e m i n "kat; b u r a d a odunluk, çamaşırlık, m u t f a k bulunur. Bu kısımda bulunan ocaklar ayrı- ca incelemeğe değer. O c a k l a r a ait bacalar kalın bir kaide üzerine oturtulmuş tuğladan ve ahşaptan y a - pılmıştır. İçinden bir insanın kolayca geçebileceği k a d a r geniştir. A h ş a p hatıllarla takviye edilen bu bacaların hoşa giden görünüşleri vardır. Resini:

4, 5, 6, 7

2 — Birinci katta oturma, yatak odaları yer- leştirilmiştir. O d a l a r a sofadan girilir. V e bu sofaya

R e s i m 4 - 5 - 6 - 7 E r z u r u m y a p ı l a r ı n d a g ö r ü l e n m u h t e l i f b a c a t i p l e r i

(26)

R e s i m 8

eski T ü r k evlerinde olduğu gibi küçük, hafif bir merdivenle çıkılır. Z e m i n kat pencerelerin azlığı ve küçüklüğü yüzünden loştur. Bugün mevcut hâlalar s o n r a d a n ilâve edilerek bahçenin bir k e n a r ı n d a n e- vin içine alınmıştır. Halâların evvelce b a h ç e d e ya- pılması kış aylarında akıntının olmaması başlıca se- beptir. Bu husus göz ö n ü n d e tutulursa gerek k a n a - lizasyon gerek iç tesisatta tetbir almalıdır.

C e p h e l e r d e umumiyetle görünen hususiyet ze- min katla birinci katın ayni satıhta olmamasıdır.

D ö ş e m e kirişleri d a i m a dışarıya çıkartıldığından cepheyi ikiye bölen kuvvetli bir h a t m e y d a n a gel- mektedir. Bu ufkî hat muhtelif yerlerde türlü şekil- lerde tezyinat olarak kullanılmıştır. Resim: 1, 3.

R e s i m 9

Çıkıntı kısmı binanın cephesi boyunca d e v a m ettiği t a k d i r d e köşelere pencere açılmıştır. ( R e s i m : 1 1 ) Dar ve uzun olan b u köşe pencerelerinin k e n d i n e mahsus bir nisbeti c e p h e d e özel bir tesiri vardır. Pencerenin alt ve üst kısmının inşası mahal- li bir karakter taşır. Netice itibarile denebilir ki dış görünüş ağır, doluluklar b o ş l u k l a r d a n çok fazla ve afkî hatların hâkim olduğu bir mimarîdir. Bununla b e r a b e r d a h a hafif görünüşlü, saçaklı ve mahalli hususiyetleri k e n d i n d e toplamış güzel örneklere te- sadüf edilir. (Resim 3. 8. 9 ) ,

Teessürle k a y d e t m e k lâzımdır ki şimdiye ka- dar yapılan yeni inşaat da gerek mimari gerek malzeme b a k ı m ı n d a n ne mahallî gelenekler, n e d e ik- lim hususiyetleri nazarı itibara alınmamıştır. Bu hu- susta meslekdaşlarımın bilhassa nazarı dikkatlerini çekerim.

Kiriş başlarının açık bırakılmış olanlarına tesa- düf edilirse de ekseriyetle nakışlı tahta k a p l a m a l a r - la örtülmüştür. O n tezyinat, oldukça ağır ve dolu görünüşlü f a s a d d a mühim tesir yapar.

R e s i m 10 R e s i m II

(27)

M i m a r l ı k N a z a r i y a t ı

M Ü Z E L E R

Yazan s Y. Mimar. Enuğrul Menteşe (G. S. A - Paris)

I u y a z ı n ı n k o n u s u v e k l i ş e l e r i n d e ( l _ ' a r c h i t e c t u r e d ' a u j o u r d ' h u i d e r g i s i n d e n v e " e l e m e n i s e t T h â o r i e d s L ' a r c h i t e c t u r e k i t a b ı n d a n f a y d a l a n ı l m ı ş t ı r .

Genel Kültürü ele alan Cumhuriyet Hüküme- timiz gerek halkevlerimizin kollan gerek konferans, yayın ve sergiler vasıtasile genel kültürün yüksel- mesinde önemli sonuçlar elde etmiştir. Ancak mü- him genel kültür unsura olan Müze konusu önemli bir şekilde daha çözülmemiştir. Sevindirici bir ha- vadise göre Eğitim Bakanlığının teşebbüsü ile bu noksan ortadan kalmak üzeredir. Anlaşılan memle- ketin her tarafında kurulacak olan müzeler önem- lerine göre üç sınıfa ayrılacak Devlet, bölge ve ma- hallî Müzeler olarak tatbik edilecektir. Bu suretle topraklarımızda kalmış muhtelif devirlerin eserleri sistemli tahripten kurtulup umumî menfaata yara- yacak şekilde korunacaktır.

Bununla beraber bu eserleri yabancı seyyahla- ra iyi bir şekilde gösterebilmekle, memleketin Tu- rizm davasında büyük yardımda bulunmuş olacak- tır.

Müzeler, bilhassa tekniğin bu kadar yükseldiği bir devi de bir çok konulara göre ayrılır. Devlet müzesinden tutun da, basit amatör müzesine kadar, güzel sanatla-, arkeoloji, teknik, endüstri müzeleri gibi hepsi ayrı ayrı etüde değer özellikler gösterir- ler.

a — Güzel sanatlar müzssinde heykeller resim- ler, estamp ve madalyalar bulunur. Bunlar hep inki- şaflarını tamamlamış medeniyetleri veya günün sa- natlarını temsil ederler.

b — Arkeoloji müzesi, tarihten evvelki devir- lerden başlar: O zamandan beü insanların yaşama şartlarına göre kullandıkları her nevi alet, yaptık- ları mobilya, silâh, yazı çeşitlerinin cins ve tarihçe- lerile dinî resimlerin mânalarını meydana kor.

•V

c — Teknik müzelerin cinsleri daha muhtelif- dir. Bunla." ya tabiatin yaradışlarmı gösterir, veya kimyevî maddelerin, madenlerin, nebatların ve hay- vanların çeşitlerine bazan da fennin yepyeni icatla- rını teşhir eder.

Ticaret endüstri müzelerinin çok sayılı ve çe- şitli olacağını tasavvur edersiniz.

Hakikatte bir mimar için bütün bunlar program meselesidir. Eir müze salonunun teknik tertibinde ilk önce hatıra gelmıyecek özel şartlarla karşılana-

I— .Vaıican) .Vüzesi

bilir. Lâkin burada esas çözülecek mesele müzedeki eşyaları iyi teşhir edebilmektir. Işık ve sirkülasyon problemlerini de iyi hal edebilmektir. Bu esas dahi- linde diyebiliriz ki müzeler iki kısma ayrılır:

1 — Yakından tetkik edilecek parçalan haiz müzeler (Tablo heykel vesaire).

Her ikinsmde de mimardan istenilen meharet, seyircinin nazarını daima teşhir edilen eserler üze- rinde yormadan toplayabilemektir. Bu neticeyi el- de etmek için teknik ve estetik çareler aşağıda izah edilecekdir.

2— M o d e m s a n a t M ü z e s i ( P a r i s l a ç ı k d a t e ş h i r e d i l e n h e y k e l t r a ş ( M a i l l o l ) in b i r e s e r i

u5

(28)

3— 1937 s e r g i s i n d e o r t a çağ t i y a t r o s u p a v i y o ı . u

H e y k e l

18 inci asırda müzeler resmi müesseseler olma- ğa başlıyor Papa VII nci Pix îtalya'daki kazılarda bulunan şaheserleri muhafaza maksadile özel bir müze yaptırıyor (Müsee du Vatican). Bu muazzam heykel müzesindeki muvaffakiyet ışık ve sirkülas- yon meselelerinin iyi hal edilmesinde ve yaknasak olmayışmdadır. Lâkin maktalardan anlaşıldığı veçjti"

le burada asıl mevzu olan heykeller dahili mimarının bir süsü olarak kabul edilmiştir. Bu ise bir hatadır.

İki asır sonra heykeller daha ziyade bahçeler, ve, açık meydanlar için yapılır düşüncesile, heykel müzeleri cam çatılı büyük bir avlu olarak kabul ediliyor. Paris güzel sanatlar akademisi heykel mü- zesi bu nazariyeye uyarak yapılmıştır. Buradaki ku- sur her çeşit heykeün bir arada toplanmaîmdadır.

insan adela bir heykel ormanı içinde dolaşıyor.

Heykeller hakkında geçen bu iki misaldeki ha- taya düşmemek ve ziyanın doğrudan doğruya ve bir

istikamette heykele vurmasını temin etmek zaruri- dir. Tablo ve resimler mütecanis bir ışık istediği

4— L o n d r a N a s y o n a l M u z e o m d a p o r t r e l e r g a l e r i s i

halde heykeli canlandı: mak için direkt bir ışık lâ- zım olduğu bellidir.

Heykel ve mimarî eser pahaları için ışık terti- batında kabil oldukça güneş ışığına yaklaşmak şart- tır. Bunu elde etmek için tavanın yüksek bir kısmın- dan meyilli aydınlıklar yapılır, bu aydmlıklardaki müteharrik levhalar ziya sınırlarını eser üzerine 45 derecelik bir zaviye ile düşürür. Bu suretle bazı na- hoş parlaklıkların önüne geçilmiş olur.

Heykeller, Fiziyolojik ve Psikolojik sebebler- den dolayı birbirine yakın bulunmamalıdır. Konuş şekillerinin yüksekliği seyircileri yormayacak şekil- de olmalıdır. Bazan ehemmiyetleri nisbetinde heykel- ler bir sehpa üzerine her tarafına aynı ziya şuaları altında görünebilmesi için döndürülür.

Teşhir edilen heykel parçalarının arkasındaki fon reng:. gözü çekmiyecek renklerden yani nötr renklerden olmalıdır, beyaz mermerden parçalar

için sarımtırak olanlar sıcak güneş ziya şualarını an- dırdığından tavsiye edilir. Bazı büst, statüet, gibi parçalar bir salonda yerlerini nasıl alması lâzım ge- lirse müzede de öyle yerleşmesi lâzımdır. Bu parça- ların altında bir şömineyi andıran veya mobilyaya benzetilmiş şekiller yapılır.

M i m a r î e s e r p a r ç a l a r ı Bu eserler için lüzumlu olan aydınlatma tekni- ği heykeller için düşünülen tertibin aynıdır. Prezan- tasyon meselesine gelince iki esas hâkim olmalıdır:

A — Modern müzelerde bir ahenge uydurarak her parçayı ayrı ayrı kıymetlendirmek.

B — Müzeye çevrilmiş eski uslublu bir binada teşhir edilen parçalar mevcut üslûptan istifade edi- lerek tertiplenir.

3 no. lu fotoda görülen tertip tarihçi profesör ve mimar:n iş birliğiyle meydana gelmiştir.

Y a ğ l ı B o y a T a b l o l a r Işık miktar ve kalite itibar ile de dozlanacakdır.

Bir salondan öbür salona cenubun sıcak ışığiyle şi"

5 — G e m e e n t e M ü z e s i L a H a y e

(29)

b— Desen t e ş h i r i için ü/.el m o b i l v a

M i m a r . J. Ch. \ l o r e u x

malin donuk ışığı karıştırılarak seyircilerin zevki okşanacaktır. (Eilateral ışıklama) iki taraflı göz için tablolarda hasıl.olan paılaklık en yorucu bir şeydir.

Ekseriya bakılan loş bir saha içinde ışık sınırı gel- diği vakit parlaklık olur, meselâ boş duvarların camlı tavanla kontrastı, iki pencerenin arasındaki boş duvar kısmında pencereden gelen ziya tarafın- dan parlaması, duvar yukarısında uzunlamasına bir pencere v^e saire ikinci aksi bir hadisede ziyanın aks etmesidir. Yağlı boyanın üstündeki vernik ince bir cam vazifesini görerek karşısında bulunan bütün şekilleri tekrar eder ve tablolar mevzuunu karıştı- rır.

Yukarıda izah edilen iki mazurun önüne ge- çilmek maksadile buzı kaidelere riayet etmek lâ- zımdır. Salonun genişliği ile teşhir sahasını yüksek"

liğile göz arasındaki nisbetler tam olmalıdır, seyir- ci ile duvjr arasındaki mesafe ışık sathının (pence- re) büyüklüğü ve duvar sathının nisbeti ile alâka- dardır. Bu kaidelere göre bir tersim vücude getiri"

8— S ü s l e m e s a n a t l a r ı e s e r l e r i n i n t e ş h i r şekli M i l a n o s a n a t s a r a y ı n d a b i r s a l o n

M i m a r P. V a g o

7— ( S t o c k h o l m ) M ü z e s i n d e g r a v ü r v e d e s e n l e r i s a k l a m a ğ a m a h s u s d o l a p

liı-se görüiür ki ışık seyircinin gözüne doğru gelme- yip teşhir edilen duvar üzerine çevirmelidir. Du- varla 45 ilâ 60 derece arasında bir açı vermelidir.

Seyredilecek tablo seyircinin gözünü yormaması için 140 ilâ 150 cm arasında bir irtifaa asılır. (Tablo

X : d

u

îı

9— V i t r i n l e r i n a y d u l a t ı l m a k ş e k i l l e r i

1— d i k e y k o n u l m u ş v i t r i n c a m ı . 2 - 3 — M a i l v i t r i n c a m ı 4 — c y l i n d r i k v i t r i n c a m ı

(30)

10— M i n e r a l o g i g a l e r i s i n i n k e s i d i ( M u s e u m )

ortası). İki tablo arasındaki aralık gözün dinlenebil- mesi ve renkler karışmayacak şekilde olmalıdır, bu mesafe tecrübede belli olur.

Tablonun aldığı ışık tablo ile ışık istikametinin yaptığı açının kosinüsünc bağlı olduğundan fazla aydınlık salonlarda parlaklığın önüne geçmek için, tabloyu hafif meyillendirmek lâzımdır.

Tabloların fonunu teşkil eden duvarlar satıhla- rın kalitesi, tabloları kıymetlendirmek bakımından çok mühimdir. İngiltere'de yapılan tecrübelerde tab- loların canlanmasının fonun renklerine bağlı oldu- ğu görülmüştür. Meselâ bir açık gri fonda yüzde onsekiz ışık aks eder, tabloda yüzde yediden fazla ışık aks ettiği takdirde parlaklık hasıl olur. Fon % 14 ilâ yüzde 18 arasında bir ışık 3ksettirebilir.

Eski tabloların fonu kumaş olmalıdır: Şam ku- maşları, sırmalı kumaşlar ve kadifeler eski İtalyan üstatlarının tablolarına yakışır. 16 ncı asrın Fele- menk ve Fransız tablolarına düz kadife yakışır.

1 2 - - Z o o l o g i galerisi . M u s e u m )

11— T e ş h i r s a l o n u t i p i

Modern tabloların çeşitlerinin çokluğu dolayısiyle fonlar için her zaman biı etüd lâzım gelir. Duvarlar renkleşti. ilmiş ve podüsüvete benzetilmiş mantarla kaplanabilir.

Çerçeveler tabloları ayırır ve fona yakıştırır.

Çerjevelerin tabloyu ya canlandırdığına ya öldür- düğüne çok defa şahit olmuşsunuzdur. Eski tablola- ra stil çerçeveler gider, tabiî ahşaptan, renkleşti- rilmiş ve cilalanmış ahşaptan veya kum tazyikile eıkitilmi şalışap çerçeveler, modern tablolara çok uyar. Bazan mat olarak lake edilmiş veya renkli mantarla kaplanmış ahşap çerçevelerde iyi gelir.

Tabloları asmak için yüksek mukavemetli in- ce çelik ve kancalı tel usulü en kullanışlı ve .gizle- nebilecek sistemdir. Tabloların sehpa üstünde teş- hiri mümkündür ve sehpalar güneşin seyri esasın- da yerlerini değiştirmelidir.

Kara kalem ve çini resimler, taş gravürü ve su- lu boyalı resimlerle diğer gravür cinsleri, tablolar gibi seyredilir. Hususi bir hesaplama parlaklığı yok edecek resimler cam arası konur. Resimleri etrafı- na ekseriya lavili bir suver yerleştirilir.

Profilli çıta vari yaldızlı bir çerçeve resmi kıy- metlendirmeğe ya:ar, çok kullanılan bu usulde de- ğişiklik maksadile süverier<\-= bazan lavi yerine mantar veya renkli ahşap şekiller düşünülür.

Bazan resimler iki c.mı arasına sıkıştılır, camın şeffaf kısmının arkasında görünen duvar kısmı fon teşkil eder. Krokilerde gördüğümüz mabilylelerid birincisi rejimleri hem teşhir etmeye hem muhafaza etmeye yarar, ikincisi bir miktar resmin kadırılarak t~tbik edilebilmesine yarar.

Ekseriya kıymetli ufak eser parçaları dikey,ve- ya yatay camekâıılar içine sıralanır.

(Devam edecek)

(31)

B a ş k a M e m l e k e t l e r d e M i m a r î

R a h ç e n i n

B. A M E R İ K A da K Ü Ç Ü K E V L E R

Bu sahifada resmini gördüğünüz ev, Halk için yapılmış ucuz bir tiptir. Hususiyeti asgarî bir saha içinde kü?ük bir aileyi barındıracak, bir kabiliyette- dir. Evin yalnız bahçeye bakan cephesinde geniş pen-

cereler vardır. Diğer cepheler sağırdır. Bahçenin et- raf duvarları yükseltilmiş ve bu suretle mahrem bir hale sokulmuştur.

(32)

Referanslar

Benzer Belgeler

Bir sanat dostu çıkıp ta, -ba- sın aracılığıyla- ölümünden sonra, bu çok yönlülüğüyle ünlü kadını anma ve tanıt- ma görevini yapamadı.. Öyle tahmin edi- yorum

Kesitte'de görülece- ği gibi dairelerin dar ve uzun oluşları, ışık sisteminde bir araştırmayı gerektir- miş, ve Mimar Blok'u ortadan ikiye bö- lerek, Deniz tarafına

Öğrencinin hem çalışma hem de yatmasına yarayan yatak odalarına ve- rilecek ölçüler her memlekete bir araşdırma konusu olmuş sonunda ortaya belir'i stan-

Bal i Işın, Affan Galip Kırımlı, Atıf Ceylân Bedi Sargın, Reha Ortaçlı, Muzaffer Seven, Ve- dat Erer, Ekrem Yene!, Cevdet Beşe, Fethi Tulgar, Feyyaz Baysal, Münir Arısan,

Büyükdere Prese

Zeki üayâr - Neşriyat müdürü

The Alya Group holds interests in several business opera�ng primarily in the contract &amp; project, upholstery tex�le collec�ons, interior design solu�ons, contract furniture,

[r]