• Sonuç bulunamadı

DİN EĞİTİMİNDEKİ TEMEL KAVRAMLARIN 100 YILLIK YOLCULUĞU

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "DİN EĞİTİMİNDEKİ TEMEL KAVRAMLARIN 100 YILLIK YOLCULUĞU"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DİN EĞİTİMİNDEKİ

TEMEL KAVRAMLARIN

100 YILLIK YOLCULUĞU

(2)

1.

Basamak:

Mevcut Durum

Kavramsal Netlik Modeli (CCm)

Mevcut Durum

Metin-Bağlam İlişkisi

Kişisel Gelişim

Ortak İyi

Etkili Pedagoji

(3)

1. Basamak:

Mevcut Durum Üzerine Tefekkür

Öğretim konusu yaptığımız ya da anlattığımız konuda herkes aynı derecede bilgiye sahip

olmayacaktır. Bu, öğrencilerin hâlihazırda sahip oldukları ön bilgilerin çoğunu, yaşam

deneyimlerini, ortak davranış kurallarını keşfettiği, konuyla ilgili duygularını ve eylemlerini

yansıttıkları bir aşamadır. Konuyla ilgili ortak anlayış ve uygulamaları açıklar, anlayışlarının izlerinin ne olduğunu, soruları ve davranışları hangi deneyimlerin desteklediğini sorgular.

(4)

Dinî Eğitim, Din Eğitimi, Din Öğretimi

Siz bu kavramlar hakkında ne biliyorsunuz?

Zihinlerimizi yoklayalım..

(5)

‘Din Eğimi’ Kavramı Üzerinde Netlik Çalışmasında Bir

Örnek Olarak

İ. H. Baltacıoğlu ve Kullandığı Kavramlar

Baltacıoğlu 1918’lerden itibaren din eğitimiyle ilgili yazılar kaleme almaya başlamıştır. Bu yazılarda “din pedagojisi”, “dinî tedris”, “dinî tedrisat”, “dinî eğitim”, “din eğitimi”, “din öğretimi”, “dini telkin” vb. kavramları çokça kullanmıştır.

(6)

İ. H.

Baltacıoğlu

Baltacıoğlu, “terbiye” ve “tedris”

kavramlarından hareketle bir ayrım yaparak bunu dinî terbiye ile dini tedrisat kavramlarına taşımıştır.

“Okulda dinî terbiye ile dinî tedrisatın devamlı birbirini inkâr etmesine mani olmalıdır” (Baltacıoğlu, 1996).

(7)

İ. H.

Baltacıoğlu

Baltacıoğlu’nun dinî terbiye kavramı

“telkin” kavramı ile irtibatlı olarak ele alınmalıdır. O, terbiye olgusunun

eğitim ile ilgili kısmını ‘telkin’, öğretim ile ilgili kısmını ise ‘tedris’ kavramı

bağlamında anlamıştır. Telkin görevi okula değil topluma aittir.

Baltacıoğlu’na göre “… din eğitimini bir yaşayış işi olmasından dolayı ancak dindar insanlar verebilir… temeli inanç olan dini, akli yönden anlatmaktan

ziyade gönle hitap eden bu duyguyu, inandırmak üzere vermek gerekir”

(8)

Dinî Eğitim

Baltacıoğlu’nda dinî tedrisat kavramı Topçu’da din öğretimine dönüşmekle beraber, ilkinin okullardaki din dersleri ekseninde anladığı kavrama ikincisi çok daha geniş bir anlam yüklemiş ve hemen tüm örgün ve yaygın din eğitimi faaliyetleriyle ilişkilendirmiştir.

Baltacıoğlu’nun akıl ve zihinsel süreçleri dışarıda bırakan okul eksenli din öğretimi tabiri Topçu yazınında eleştiri konusu edilir.

Topçu okullarda kuru bir bilgi verme işine dönüşmüş olan din öğretimini bir makineyi işletmesini onun işçilerine öğretmekten öte bir şey olarak görmez.

(9)

B. Bilgin

B. Bilgin ise, dinî eğitime “dini merkeze alan eğitim ve öğretim”

anlamı vermiştir.

Bilgin’e göre Tanzimat süreciyle başlayan ve Cumhuriyet dönemi itibariyle seyrine devam eden modern eğitim gerçekliği öncesinin “dinî eğitim”i elenirken din, genel eğitim sistemi içinde bir birim, bir branş halini almıştır. O, bu süreçte oluşan yeni durumu ‘dinin öğretimi’ olarak ifade etmiştir.

(10)

Din Eğitimi

Anlamına ilişkin çokça belirsizlik

bulunan bir kavram da din eğitimi kavramıdır.

Baltacıoğlu yazınında din eğitimi telkin olgusuyla yakından ilişkili bir kavram olup öğretimin karşısında konumlandırılır.

(11)

Din Eğitimi

Dinî eğitim kavramından farklı bir kavramsallaştırma olan “öğretim” ve

“tedrisat” vurgulu terkipler cumhuriyet tarihi boyunca okullarda yürütülen din eğitimi faaliyetlerinin anlaşılması ve açıklanması bakımından önem taşımaktadır.

Aslında bağımsız bir disiplin ya da modern bir tabir olarak “din eğitimi” ve din eğitimi sorunu, modern batı tarzı okullarla simgelenen, laik eğitim içerisinde yürütülen din dersi faaliyetleri etrafında doğmuş ve gelişmiş bir sorundur (Parmaksızoğlu, 1966).

(12)

B. Bilgin

Terbiye “insanı içinde bulunduğu daha aşağı bir durumdan daha üstün bir duruma, bir seviyeden veya seviyesizlikten üstün bir seviyeye ulaştırma çabası”, eğitim ise “insanı bütün kabiliyetleri ile geliştirme ve onu toplumun bir üyesi yapma yolundaki amaçlı ve planlı etkilemeler” olarak tanımlanmıştır. Eğitim, henüz yeni bir kavramdır ve terbiye kavramının yerini almış gibi görünmekle beraber terbiyenin bütün anlamlarını kuşatacak derecede zengin bir yük yüklenmemiştir.

Öğretim ise eğitim işinin düzenli çalışmalarla planlı ve kontrollü bir biçimde, kurumlaştırılarak gerçekleştirilmesidir. Öğretim, ağırlıklı okullarda olmak üzere, bütün diğer kurumların içinde bulunabilmektedir (Bilgin, 1988).

“istenilen davranış biçiminin kazandırılması yolundaki çalışmada, terbiye, eğitim ve öğretim kavramlarını olayın bütünlüğü içinde buluruz”

(Bilgin, 1988).

(13)

B. Bilgin

Bilgin’in “din kültürünün verilmesi, din kişiliğinin kazandırılması” olarak tanımladığı din eğitimi kavrayışı Baltacıoğlu’nun din eğitimi kavrayışına benzemektedir.

Bununla birlikte onun din eğitimine bakışı Baltacıoğlu’nun yaklaşımı ile tümden örtüşmez. Örneğin Bilgin’e göre din eğitimi ancak inanılan dinin eğitimi olarak mümkündür. Yani bir Müslüman için bu Müslümanlık eğitimidir. Onun kimi yerlerde “İslami din eğitimi” gibi tabirlere yer vermesi de bu yüzdendir (Bkz. Bilgin, 1988).

“din eğitimi, birlikte yaşama içinde, yaparak ve konuşarak gerçekleşmektedir. Bu sebeple o bir yandan öğretimdir, diğer yandan yapıp etmedir, uygulamadır ve bu her ikisi birbiriyle iç içedir, birbirinden ayrılmaz” (Bilgin, 1988, s.

38).

Bilgin, eğitim ile öğretim arasında daha önce üzerinde durulan yapay ayrımların farkındadır ve söz konusu ayrımların dayattığı belirsizlikleri aşmaya çalışmıştır.

(14)

Eğitim- Öğretim

Bilgin’in “eğitimin hedefini belirleyecek olan düşünce biçimi budur” ifadesiyle atıf yaptığı tanımlar:

“Öğretim, birikmiş asırların oluşturduğu insan bilgisini yeni nesillere vermek, eğitim ise bu bilgi ile birlikte ahlâka, adetlere, hukuka, dine ait değerlerin yeni nesillerce benimsenmesi, tekrar yaşanması ve adeta onların kendi yarattıkları dünya haline gelerek, huy ve karakterlerini onlarla yoğurmaları olduğuna göre, bu eğitim, aklın yanında ruhun bütün yönlerinin de birlikte çalışmasını, yani kafa ile kalbin birleştirilmesini gerektiriyor (Ülken, 1967).

“Öğretme, nazari erdemleri oluşturmak demektir. Eğitim ise ahlaki erdemleri ve sanatları oluşturma yöntemidir.

Öğretim konuşmakla, eğitim kişilerde bu işleri yapma istek ve iradesini harekete geçirmek, bunları alışkanlığa dönüştürmekle başlar” (Atay, 1974)

(15)

M. Selçuk

Din Bilgisi Kazandırma olarak Din Dersi

Din Öğretimi olarak Din Dersi

Nasıl bir din anlayışı?

Kutsal metinlerin anlaşılmasında

Antropoloji ya da Tarih temelli yaklaşım.

(Selçuk, 2005)

(16)

C. Tosun

C. Tosun’a göre din eğitimi kavram terkibini oluşturan din ve eğitim kelimelerinin her birine yüklenen anlamlar farklıdır. Bu tamlama, ‘çok anlamlı’, içlem ve kaplamları ‘belirsiz’ kavramlardan oluşmaktadır. Bu kavramların anlamları ve kapsamları hakkında bilimsel çevrelerin anlaştıkları ortak sonuçlar bulunmamaktadır.

Bu tamlamadaki ‘din’ kavramına hem teolojik hem de bilimsel-antropolojik açıdan yaklaşılabilmektedir.

Teolojik yaklaşımda inanılan dinin öğretilmesi, Bilimsel-antropolojik yaklaşımda ise herhangi bir din öncelenmeksizin genel anlamda din kavramına odaklanılmaktadır.

(17)

Brezinka/

Eğitim Tanımları Araştırması

Eğitim Tanımları

Süreç Anlam-

Ürün Anlam

Betimleyici Anlam- Program

Koyucu Anlam

Niyet Anlam-

Etki Anlam

Davranış Anlam-

Olay Anlam

(18)

C. Tosun

Din Eğitimi, bireyin dinî

davranışlarında kendi yaşantıları yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme

denemeleri sürecidir.

Din Öğretimi ise, okulda, planlı,

programlı, amaçlı, dizgeli bir şekilde bireylerin din öğrenmelerine, yani din ile ilgili kalıcı izli davranış değişikliği geliştirmelerine kılavuzluk etmek üzere yaşanılan süreçtir.

(19)

Soru?

MEB’in eğitim sistemi tasarımında benimsediği Davranışçı/ Yapılandırmacı/ Beceri Temelli Öğrenme/…? yaklaşımları bağlamında temel kavramlarımız yeniden tanımlanmış mıdır? / tanımlanmalı mıdır?

Din Eğitimi alanına dair kavramsal tanımlamalarımız benimsenen ve değişen genel eğitim felsefesinden bağımsız olarak ortaya konulabilir mi?

‘Okullarda din eğitimi değil din öğretimi yapılmalıdır’ sözünü nasıl yorumluyorsunuz?

(20)

Kaynaklar:

Aydın, M. Ş. (2017). Din eğitimi bilimi. Kayseri:

Kimlik.

Selçuk, M. (2005). Din öğretiminde yeni açılımlar.

Ülkemizde Laik Eğitim Sisteminde Sosyal Bilim Olarak Din Öğretimi Kurultayı içinde. Malatya:

İnönü Üniversitesi Matbaası.

Osmanoğlu, C. (2016). Cumhuriyet dönemi eğitim literatüründe din eğitimine ilişkin temel

kavramların kullanılışı üzerine bir araştırma.

 Bilimname, 30(1).

Tosun, C. (2017). Din eğitimi bilimine giriş. Ankara:

Pegem Akademi.

Referanslar

Benzer Belgeler

 Din eğitimi biliminin temellendirilmesi alana ne tür katkılar sağlar?.

Pasif Öğrenmeye Karşılık Aktif Öğrenme : Bazı yetişkinler aktif olarak bir şeyi öğrenme yoluna giderken diğerleri ise pasif öğrenme şeklini tercih ederler ve

İlk/Genç Yetişkinlik Döneminin Yetişkin Din Eğitimi açısından bilinmesi gereken gelişim özellikleri.. Ergenlik, fiziksel gelişmenin ve fizyolojik değişimlerin

• Eğitim düzeyi düşük olan yetişkinlerde kendilerine karşı bir güven eksikliği olabilir, bu durum onların eğitime olan

camiler uygun dini iletişim ortamları kabul edilse de verilen bilgilerin öğrenilebilmesi için yetişkinlerin zihinsel hazır oluş. durumuna getirilmesi çocuklardan daha zordur

The Austrian art historian Ernst Diez, known for his studies of Turkish and Islamic art, writes in "Turkische Kunst": "In terms of spatial effect,

Mustafa Reşit Paşa ile evli Fatma Sultan ile Damat Ferit Paşa ile evli Mediha Sultan’ın yazlık saray olarak kullandığı 150 yıllık hastane binası, Anıtlar

, Dr., The Welsh Folk Museum St.Fagans, Cardiff(Engl.) Peeters, K.C., Prof.Dr., Tentoonstellingslaan 37, Antwerpen (Belgien) Perry, Ben Edwin, Prof.Dr., 504 Vermont