• Sonuç bulunamadı

TÜRKİYE EKONOMİSİ Büyüme:

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRKİYE EKONOMİSİ Büyüme:"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EYLÜL 2015

(2)

Eylül ayında da küresel ekonominin en önemli gündem maddesi, geçtiğimiz aylarda olduğu gibi, FED’in faiz artırımı sürecine yönelik beklentiler ol- muştur. Eylül ayı içerisinde açıklanan perakende satışlar verisi, ABD’de hanehalkının harcamaların- da yükselişin sürdüğüne işaret ederken, istikrarlı bir görünüm sergileyen istihdam piyasası ile düşük düzeydeki enerji fiyatlarının, tüketim harcamalarını olumlu etkilemeye devam ettiği görülmüştür. FED, talepteki olumlu görünümün de etkisiyle faizi Ey- lül ayında arttıracağı yönündeki beklentilerinin had safhaya ulaşmasına karşın, 17 Eylül’de yaptığı top- lantıda sıfıra yakın olan faiz oranında herhangi bir değişikliğe gitmemiştir. Bu karar, gelişmekte olan piyasalar tarafından olumlu karşılansa da, FED’in faiz kararına yönelik beklentilerin bir müddet daha küresel piyasalar üzerinde baskı ve belirsizlik unsuru oluşturmaya devam edeceği anlamına gelmektedir.

FED’in artık faizleri sabit tutması bile başlı başına bir olumsuzluk olarak değerlendirilmelidir. Ekono- mi her şekilde kendi normalini yakalar, fakat bu belirsizlik durumu ekonomiyi normaller arasında

sürüklemekte ve bu sürüklenme piyasayı başlı ba- şına güvensizliğe itmektedir. Bu bağlamda; geli- şen ekonomilerde görülen bu salınmanın boşuna olmadığını söyleyebiliriz.

Lehman’ın çözülmesinden sonraki süreçte öncelikle Anglosakson dünya, ardından Avrupa krize sürüklendiği görülmektedir. Şimdilerde ise kriz, gelişen ekonomilerin kapısında bekliyor. Dün- ya bankasının yoksulluk sınırını 1,25 dolardan 1,90 dolara çıkarması ile birlikte, 148 milyon kişi daha yoksulluk sınırının altına itilmiş oldu. Her ne kadar, BM Genel Sekreteri’nin ifadesiyle, bu revizyon sa- tınalma gücü paritesindeki değişikliğin getirdiği bir zorunlulukla yapılmış olsa da milyonların daha yoksulluk sınırının altına itilmesi sadece istatistiki bir yaklaşımın sonucu olarak değerlendirilmemelidir.

OECD, Eylül ayı içerisinde yayımladığı Ekonomik Görünüm Raporu’nda; küresel ekonomi için ‘be- lirsizlik ve risk’ vurgusu yaptı. Raporda; gelişmiş ülkelerdeki ekonomik büyümenin sürdüğü, geliş- mekte olan ülkelerin büyüme performansının ise küresel ticaretteki küçülme ve finansal piyasalar-

DÜNYA EKONOMİSİ

(3)

daki bozulmadan olumsuz etkilediği ifade edilir- ken, Avro Bölgesi ve gelişmekte olan ülke ekono- mileri için belirsizlik ve risklerin arttığı ifade edildi.

Avro Bölgesi’nde ise, petrol fiyatlarındaki düşük seviyelerin sürmesinin yanı sıra Euro’nun güçlü seyri, deflasyon riskinin henüz uzaklaşmadığına işaret etmektedir. Bununla birlikte Ağustos ayında enflasyon, yıllık bazda %0,2 ile beklentilerden hızlı bir artış kaydetmiştir. Küresel ekonomide artan be- lirsizliklerin tüketici güveninde bozulmaya neden olduğu Avro Bölgesi’nde, 2015 yılının ikinci çey- reğine ait büyüme oranı çeyreklik bazda %0,3’ten

%0,4’e 2015 yılı için büyüme tahmini %1,5’ten

%1,4’e, enflasyon tahmini de %0,3’ten %0,1’e revize edildi. Bu gelişmeler ışığında; Avro Bölgesi’nde de makroekonomik göstergelerin dalgalı bir seyir iz- lediğini dile getirebiliriz.

TÜRKİYE EKONOMİSİ

2015 yılının ikinci çeyreğinde %3,8 büyüyerek, po- zitif büyüme performansını 23 çeyreğe çıkaran Türkiye ekonomisi, böylece yılın ilk yarısında bir önceki yılın aynı dönemine göre 3,1 puanlık bir bü- yüme kaydetmeyi başarmıştır.

OECD ve IMF gibi uluslararası kuruluşların, küre- sel ekonomik büyümeye yönelik tahminlerini aşa- ğı yönlü revize ettikleri bir konjonktürde, Türkiye ekonomisinin %3,8 büyüme kaydetmesi, yılın üçüncü ve dördüncü çeyreği için pozitif bir tablo sunmaktadır. Zira mevcut öncü makroekonomik göstergeler de Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde pozitif büyüme performansının süre- ceğine işaret etmektedir.

Bununla birlikte; ekonomik istikrarın sürdürülebi- lirliği ve daha yüksek büyüme oranlarının yakala- nabilmesi adına, siyasi istikrar ve güvenin yeniden tesis edilmesi bir önkoşul olarak karşımıza çıkmak- tadır. FED’in faiz artırımı sürecine yönelik beklenti- lerin artış gösterdiği, Avro Bölgesi’ndeki ekonomik durgunluğun sürdüğü, Çin kaynaklı finansal piyasa kırılganlıklarının ortaya çıktığı bir küresel ekono- mik düzlemde; Türkiye’nin, yeniden güçlü bir siyasi irade ortaya koyabilmesi gerekmektedir.

Eylül ayının bir diğer önemli gelişmesi ise T.C.

Merkez Bankası’nın merakla beklenen faiz kararıy- dı. Geçtiğimiz aylarda, faiz konusunda önemli bir adım atmak için FED’in faiz artırım sürecini baş- latmasını bekleyeceğini dile getiren TCMB; FED’in Eylül ayında faizi değiştirmemesi üzerine, beklen- diği gibi faize dokunmadı. Merkez Bankası, Eylül ayı Para Politikası Kurulu toplantısı sonrası yaptığı açıklamada; yılın ilk yarısında zayıf bir seyir izleyen dış talebin, Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın da katkısıyla, önümüzdeki dönemde artış kaydedeceğini dile getirdi.

Büyüme: Türkiye ekonomisi 2015 yılının ikinci çey- reğinde %3,8 büyüyerek büyüme performansını 23 çeyrektir aralıksız sürdürmeyi başarmıştır. Küresel ekonomideki belirsizliklerin artış gösterdiği, jeo- politik risklerin devam ettiği ve iç politik havanın seçim süreciyle hareketlendiği bir ortamda, eko- nominin %3,8 büyümüş olması yılsonu büyüme oranları için pozitif bir tablo oluşturmuştur.

2014 yılını genelinde zayıf bir görünüm arz ede- rek, büyümeye katkısı sınırlı bir düzeyde gerçek- leşen hanehalkı tüketimi; 2015 yılı ilk çeyreğinde olduğu gibi, ikinci çeyrekte de iç talepten güç alan bir grafik sergilemiştir. En önemli ihracat pazarlarımızdan olan Avro Bölgesi, Rusya ve Irak

(4)

gibi bölgelerde yaşanan jeopolitik ve ekonomik problemler başta olmak üzere, euro/dolar pari- tesindeki düşüş ve diğer dış ekonomik konjonk- türden kaynaklanan sıkıntıların etkisiyle yılın ilk iki çeyreğinde gözle görülür bir daralma yaşayan dış talebin ekonomik büyümeye etkisinin negatif olduğu bu dönemde, iç talepte gözlenen bu can- lanma iç piyasada ekonomik aktivitenin canlılığını sürdürdüğüne işaret etmiştir.

Yatırım harcamaları; yılın ikinci çeyreğinde, bir ön- ceki yılın aynı çeyreğine göre %9,7 artış kaydet- miştir. Bu dönemde; kamu yatırımları %1,0 artış kaydederek büyümeye sınırlı bir katkı yapabilir- ken, özel sektör yatırım harcamaları %11,4 artmış ve sağlanan yatırım artışının lokomotifi olmuştur.

FED’in faiz artırımı sürecine dair belirsizlikler ile şekillenen küresel ekonomik belirsizliklerin artış göstermesine ve genel seçim süreciyle hareketle- nen bir iç siyasi atmosferin varlığına rağmen; özel sektör yatırımlarında gözlenen bu artış, özel sek- törün ekonomiye olan güveninin sürdüğünü gös- termektedir.

Dış Ticaret: Dış ticaret verileri; 2015 yılı Temmuz döneminde euro/dolar paritesinin düşük seyrinden olumsuz etkilenmeye devam etmiştir. Bu bağlam- da Temmuz ayında ihracat, 2014 yılının aynı ayına göre %16,2 azalarak 11,2 dolar, ithalat ise %8,7 aza- larak 18,2 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. İhra- catın ithalattan daha hızlı bir düşüş kaydetmesiyle dış ticaret açığı %6,5 artarak 6,6 milyar dolardan 7 milyar dolara yükseldi.

2015 yılının Ocak-Temmuz döneminde ise; bir ön- ceki yılın aynı dönemine göre, ihracat %9,4 aza- larak 84,6 milyar dolar, ithalat %10,6 azalarak 125 milyar dolar olarak gerçekleşmiş ve böylece bu dönemde dış ticaret açığı %13,0 azalarak 40,3 mil- yar dolar olmuştur.

Küresel petrol fiyatlarındaki düşük seyrin sürme- si, Temmuz ayında da Türkiye’nin ithalattaki enerji faturasını olumlu etkilemeye devam etmiştir. En büyük ithalat faslımızı oluşturan mineral yakıtlar ve yağların ithalatı Temmuz ayında %38,3 yılın ilk 7 ayında ise %26,7 düşmüştür.

(5)

Son dönemde artış gösteren jeopolitik riskler, Türkiye’nin dış ticaret performansı açısından önemli bir belirsizlik unsuru teşkil etmeye devam etmektedir. Siyasi konjonktürün etkisi ile büyük bir azalış gösteren Irak’a olan ihracatımızdaki kayıp, yılın ilk 7 ayında, önceki senenin aynı dönemine göre %20’yi bulmuştur. Benzer şekilde Rusya’ya olan ihracatımızda da düşüş sürmektedir. Rus- ya’ya olan ihracatımız, Temmuz ayında %47,8, Ocak-Temmuz döneminde ise yaklaşık %40 azal- mıştır. Bu bağlamda; paritedeki düşük seyir de göz önüne alındığında, dış talebin yılın geri kalan bö- lümünde de zayıf bir görünüm arz edeceği tahmin edilmektedir.

Cari Açık: Temmuz ayında cari işlemler açığı, yıllık bazda %32,2 genişlemesine karşın, beklentilerin altında kalarak 3,2 milyar dolar seviyesinde ger- çekleşmiştir. Ocak-Temmuz dönemine ait cari iş- lemler açığı ise, geçen yılın aynı dönemine göre

%5,6 azalarak 25,4 milyar$ olmuştur.

Ödemeler dengesi tablosundaki dış ticaret açı- ğının Ocak-Temmuz döneminde, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yaklaşık 3,4 milyar$ azalarak 30,8 milyar dolar seviyesine düşmesi, bu dönemde cari açığın azalmasında etkili olmuştur.

Parasal olmayan altın ticareti, 2014 Ocak-Temmuz döneminde 212 milyon$ net açık vermişken, 2015 yılının aynı döneminde 3,6 milyar$ fazla vermiştir.

Böylece parasal olmayan altın ticaretinin 2015 yılı Ocak-Temmuz döneminde cari açığının kapanması- na katkısı, yaklaşık 3,8 milyar$ düzeyinde olmuştur.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanan geçici dış ticaret verileri, Ağustos ayında ihracat- taki düşüşün bir miktar yavaşlayacağına işaret

etmektedir. Yurt içindeki güvenlik endişeleri ve siya- si belirsizlikler de dikkate alındığında, Türkiye’ye yö- nelik sermaye hareketlerinin önümüzdeki dönemde de zayıf seyrini sürdüreceği tahmin edilmektedir.

Sanayi Üretimi: Temmuz 2015 döneminde; mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi bir önceki aya göre %1,5 azalırken, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi bir önceki yılın aynı ayı- na göre %0,3 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış endekste gerçekleşen bu %0,3’lük bu artış, yılın en düşük artışı olarak kayıtlara geçmiştir.

Yılın ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyre- ğine göre %3,9 artış gösteren takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi, böylece yılın üçüncü çeyreğine de artışla başlamıştır.

Bu veriler; yurt içi iktisadi faaliyetin daha olumlu görünümünü sürdürdüğüne işaret etmektedir. Bu- nunla birlikte takvim etkisinden arındırılmış endeks- te gözlenen 0,3 puanlık bu artış, sanayi üretiminde gözle görünür bir hız kaybına işaret etmektedir.

İşsizlik: Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarının orta- laması alınarak tahmin edilen Haziran 2015 dönemi işsizlik oranı %9,6 seviyesinde gerçekleşti. Böyle- ce; işsiz sayısı 2015 yılı Haziran döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 226 bin kişi artarak 2 mil- yon 880 bin kişi oldu. Bu dönemde istihdam edi- lenlerin sayısı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 675 bin kişi artarak 27 milyon 261 bin kişi, istihdam oranı ise 0,4 puanlık artış ile %47,1 oldu.

Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 61 bin kişi, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı ise 613 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin %22’si tarım, %19,7’si sanayi, %7,3’ü inşaat, %51’i ise hizmetler sektörün- Sanayi Üretim Endeksi

(6)

de yer aldı.

Haziran 2015 döneminde, bir önceki yılın aynı ayı- na göre işgücünde 901 bin artış gerçekleşmesine karşın istihdamın 675 bin kişi artış göstermesi; bu dönemde toplam işsiz sayısının 226 bin artmasına neden olmuştur.

Enflasyon: Temmuz ayında %6,81 olarak gerçekle- şerek son 26 ayın en düşük oranını test eden yıllık enflasyon; Ağustos ayında, iki aylık azalış trendini sonlandırmış ve beklentilerin üzerinde bir şekilde

%7,14’e yükselmiştir.

Bir önceki yılın aynı ayına göre en çok fiyat artışı- nın gerçekleştiği grup %14,26 ile lokanta ve oteller olurken, bunu %9,71 ile gıda ve %8,60 ile ev eşya- sı grubu izledi. Konut fiyatlarındaki %8,19’luk yıllık artış işe, Ağustos ayı enflasyon tablosunun dikkat çekici bir diğer unsuru olmuştur.

Ağustos ayında gerçekleşen bu artış ile OVP’de belirlenen %6,3’lük yıllık enflasyon hedefinin üze-

rine çıkılmıştır. Eylül aylarındaki fiyat artışlarının genelde yüksek seviyede gerçekleşmesi (2014 Eylül’de %0,14 2003-2014 ortalaması ise %0,9), önümüzdeki aydan itibariyle yıllık enflasyonun tır- manışa geçebileceğine dair sinyaller vermektedir.

Takvim etkisinden arındırılmış SAMEKS Bileşik En- deksi; 2015 yılı Eylül ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre 6,2 puan artmış ve 58,6 seviyesinde gerçeklemiştir. Endekste gözlenen bu artışta; bir önceki senenin aynı ayına göre sanayi sektörünün 4,3 puan, hizmet sektörünün ise 7,0 puan hız ka- zanması etkili olmuştur.

Arındırılmamış SAMEKS Bileşik Endeksi ise; 2015 yılı Eylül ayında, bir önceki aya göre 0,6 puan artarak 53,4 puana yükselmiştir. Endekste gözlenen bu ar- tışta; önceki aya göre, sanayi sektörünün 2,8 puan artış kaydetmesi etkili olurken, hizmet sektörü ise

SAMEKS

İşsizlik

Enflasyon

(7)

bir önceki aya göre 0,3 puan hız kaybetmiştir.

Böylece; arındırılmış ve arındırılmamış SAMEKS Bileşik Endeksi’nin Eylül ayında 50 baz puanının üzerinde yer alması, ekonomik aktivitenin canlılı- ğına işaret etmektedir.

Sanayi Sektörü SAMEKS Endeksi

Takvim etkisinden arındırılmış SAMEKS Sanayi endeksi; Eylül ayında, bir önceki senenin aynı ayı- na göre 4,3 puan artış göstererek 60,8 değerine yükselmiştir. Tedarikçilerin teslimat süresi alt en- deksinde görülen 8,7 ve nihai mal stoku alt endek- sinde görülen 9,6 puanlık artışlar, sanayi sektörün- de gözlenen hızlanmanın en önemli belirleyicisi olurken, satın alım (4,1 puan), üretim (3,6 puan) ve istihdam (2,5 puan) alt endekslerinde de artış gözlemlenmiştir.

Arındırılmamış SAMEKS Sanayi Endeksi ise; bir önceki aya göre 2,8 puan artarak 55,6 seviyesine yükselmiştir. Yeni sipariş alt endeksinde gerçek-

leşen 5,5 ve üretim alt endeksinde gözlenen 3,5 puanlık yükseliş; sanayi sektöründe gerçekleşen hızlanmanın en önemli belirleyicisi olmuştur.

Hizmet Sektörü SAMEKS Endeksi

Takvim etkisinden arındırılmış SAMEKS Hizmet En- deksi; Eylül ayında, bir önceki senenin aynı ayına göre 7,0 puan artarak 57,6 puana yükselmiştir. Te- darikçilerin teslimat süresi alt endeksindeki 14,0 ve satın alım alt endeksindeki 11,0 puanlık artışlar, hiz- met sektörünün hız kazanmasındaki en önemli et- ken olurken, istihdam (7,8 puan) ve nihai mal stoku (3,8 puan) alt endekslerinde de artış gözlenmiştir.

Arındırılmamış SAMEKS Hizmet Endeksi ise; bir önceki aya göre 0,3 puan azalarak 52,5 değerine gerilemiştir. Nihai mal stoku ve iş hacmi alt en- dekslerinde gerçekleşen 1,2 ve 1,6 puanlık azalış- lar, hizmet sektöründe gerçekleşen hız kaybının en önemli belirleyicisi olmuştur. Satın alım alt endeksi ise geçtiğimiz aya göre 1,8 puan artış kaydederek hizmet sektöründeki düşüşü sınırlamıştır.

(8)

Referanslar

Benzer Belgeler

Böylece Ocak 2015’de, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi bir önceki aya göre %1,4, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi

Nitekim Takvim Etkisinden Arındırılmış Sanayi Üretimi bir önceki yılın aynı ayına göre Ağustos ayında %7 artarken, Eylül ayında ancak %2,8 yükselmiştir.. Mevsim

Diğer yandan, Takvim Etkisinden Arındırılmış Sanayi Üretim Endeksi 2012 yılı Ekim ayında geçen yılın aynı ayına göre %0,9 Mevsim ve Takvim

2015 yılı ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre Mevsim ve Takvim Etkilerinden Arındırılmış Sanayi Ciro Endeksi %5,7 artarken, Takvim Etkisinden

Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi, geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 4,5, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi

Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi ise bir önceki yıla göre piyasa beklentisi olan %2.1’lük artış beklentisinin üzerinde %6.4

 Eylül ayında sanayi üretimi takvim etkilerinden arındırılmış olarak bir önceki yılın aynı ayına göre %2,17 artarken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış

 Çekirdek TÜFE endeksi aylık bazda yüzde 0.1 düzeyinde beklentilere paralel açıklanırken, yıllık bazda yüzde 1.6 düzeyinde beklentilerin hafif üzerinde açıklandı..