• Sonuç bulunamadı

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı"

Copied!
51
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı

1

Edebiyat ile Felsefe - Psikoloji Arasındaki İlişki - Türkçenin Önemli Sözlükleri Dilin Tarihi Süreç İçerisindeki Değişimini Etkileyen Sebepler

1. Halk edebiyatımız, insanının çeşitli ruh hâllerini dile geti- ren zengin şiirlerle doludur.

“Ellerin mektubu gelmiş okunur, Benim yüreğime hançer sokulur.”

“Bu ellerin taşı hiç bana değmez, İlle dostun gülü yaralar beni.”

Bu konuyla ilgili daha pek çok örnek sıralanabilir.

“Anasının bir tanesini hor görmesinler.” gibi basit görünen bir dize bile, yabancı yere gelin gidecek bir genç kızın kaygılı hâlini ne güzel dile getirmektedir.

Bu parçada verilen dizeler ve açıklamalarla edebiya- tın hangi bilim dalıyla olan ilişkisi vurgulanmak isten- miştir?

A) Tarih B) Sosyoloji C) Psikoloji D) Felsefe E) Filoloji

2. Sözlük iki bölümden oluşur. Birinci bölümde Türkçenin genel kullanım kurallarına dair Arap okur bilgilendirilirken ikinci bölüm sözlüktür ve Hakaniye lehçesinden yaklaşık 9 bin Türkçe kelimenin oldukça ayrıntılı Arapça açıklama- sını ve bunların çoğunun cümle içinde kullanımını içerir.

Sözlük kısmı, elbette bugünkü gibi Latin alfabetik sıraya göre değil, tamamen dönemin Arapça sözlük düzenine göre oluşturulur. Kaşgarlı Mahmut eserde, Halil bin Ah- met’in (8. yüzyılda yazdığı ve Arapçanın kabul edilen ilk sözlüğü) “Kitabu’l-Ayn”ındaki çerçeveyi esas aldığını be- lirtir.

Bu parçada aşağıdaki sözlüklerden hangisi hakkında bilgi verilmiştir?

A) Kamus-ı Türki B) Lehçe-i Osmani C) Divanü Lügâti’t-Türk D) Mukaddimetü’l-Edeb

E) Müntahabat-ı lügat-ı Osmanniye

3. II. Meşrutiyet devrinde Türk şiiri, güzellik duygusunu bir kenara bırakarak çeşitli sosyal davaların emrine girmişti.

Tevfik Fikret, yeni bir ahlak anlayışının ve insanlık görü- şünün öncülüğünü yapıyor; Mehmet Akif, İslam birliği ide- alini; Mehmet Emin ve Ziya Gökalp Türkçülük ve Turancı- lık ideolojisini savunuyordu.

Bu metinde edebiyatın hangi alanla ilişkisi vurgulan- mak istenmiştir?

A) Tasavvuf B) Edebî sanat C) Halk efsaneleri D) Düşünce akımları E) Teknolojik gelişmeler

4. Aşağıdaki eserlerden hangisi Türkçenin sözlüklerin- den biri değildir?

A) Kamus-ı Türki B) Lehçe-i Osmani C) Divanü Lügâti’t-Türk D) Mukaddimetü’l-Edeb

E) Muhâkemetü’l-Lugateyn

5. Dil yaşayan bir varlık olduğundan kültürel, ekonomik ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak zaman içinde değişir.

Bir dili konuşan milletler bazen ihtiyaçları doğrultusunda örneğin teknik alandaki gelişme sonucu üretilen ürünleri kullanmak zorunda kalır. Dillini, diğer dillerden üstün bir konuma getirmek isteyenler fen ve sosyal bilimlerde yeni değerler üretirler. Bu yolla dillerindeki olası bir değişimi engellerler. Aksi hâlde sözcük transferi ile başlayan dilde yabancılaşma zamanla o milletin ses yapısını etkiler ve daha sonra, dilin bütün unsurlarını kapsar.

Bu parçada dilin tarihî süreç içerisindeki değişimini etkileyen unsurlardan hangisi üzerinde durulmuştur?

A) Din kardeşliği B) Coğrafi değişim C) Siyasi gelişmeler D) Lehçe farklılıkları

E) Bilim ve teknoloji

(2)

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Dilin Tarihi Süreç İçerisindeki Değişimini Etkileyen Sebepler 6. Türkler bulundukları, yaşadıkları coğrafyada ya birlikte ya-

şadıkları topluluklar ya da komşu milletlerle özellikle - - - - sahasında etkileşiyorlar. Bugün Ruslar ile uzun yıllar birlikte yaşayan Bakü ve civarındaki Azeriler Rusçadan, İranlılar ile uzun müddet birlikte yaşayan Tebriz ve civarındaki Azeri- ler Farsçadan etkilenmişlerdir. Kerkük, Süleymaniye, Erbil, Telâfer ve civarında yaşayan Türkmenler Arapçadan etki- leniyorlar. Türkmen, Özbek, Kazak, Kırgız, Tatar soydaş- larımız da Rusçadan etkileniyorlar. Urumçi, Hoten, Aksu, Komul, Turfan ve civarında yaşayan Uygur soydaşlarımız da Çinceden etkileniyorlar. Komşularından etkilenenler ara- sında Türkiye Türkleri de var. Limon, liman, lodos, poyraz, anahtar, kilit gibi yüzlerce Rumca kelime dilimizde yaşıyor.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangi- si getirilmelidir?

A) dil B) din C) kültür

D) ticaret E) siyaset

7. 1899’da modern ilkelerle Kâmus-ı Türki’yi yazmaya baş- ladı. Millî dil ve ruhun yüceltilmesi açısından Kâmus-ı Tür- ki (1901) özel bir yere sahiptir. Türkçe kelimelerin ağırlıklı olarak yer alması, alfabetik sırayla verilmesi, okumayı ko- laylaştırıcı işaretleri, kısaltmalarıyla eser, Türk sözlükçü- lüğüne birçok yenilik getirerek önemli bir dönüm noktası teşkil etmiştir. Türkçe, Arapça, Farsça kelimelerin yanı sıra Batı dillerinden dilimize geçen kelimelere de yer vermiştir.

Arapça, Farsça kelimelerin yazım ve söyleyişlerinde oriji- nallerine bağlı kalırken Batı dillerinden geçen kelimelerde kendine has bir yazım ve söyleyişi esas almıştır. Sözlükte kelimelerin anlamları 1. anlam ve 2. anlam şeklinde ra- kamlarla sıralanmış, yakın anlamda kullanılanların arasına virgül; anlamları açıklamak üzere verilen örnek cümleler iki nokta ile ayrılmıştır. Sözlüğün başına, kullanılan işaret ve kısaltmaların ne anlama geldiğini belirten bir tablo kon- muştur. Ayrıca 1902’de Kutadgu Bilig ve 1903’te Orhun Abideleri’nin izahlı çevirilerini hazırlayan dil bilgini ne yazık ki Orta Çağ Kıpçakçası üzerine başladığı eserini bitireme- den 1904’te hayatını kaybetti. Oğlu, 1900’lerin başında lisede eğitim görürken futbol kulübü oluşturmaya karar ve- ren Ali Sami’dir. Ali Sami Yen.

Bu parçada tanıtılan sözlük yazarımız aşağıdakiler- den hangisidir?

A) Şemsettin Sami B) Samipaşazade Sezai C) Ahmet Vefik Paşa

D) Recaizade Mahmut Ekrem E) Abdülhak Hamit Tarhan

8. – Haksız kazanç sağlayanı sevelim, değil mi? Laf mı bu?

Edebiyatla uğraşmadığın belli! Hayır, bu adamları ceza- landırmalı, toplumdan kovmalı!

Penkin’in önünde ayağa kalkan Oblomov birdenbire bir peygamber tavrıyla:

– Toplumdan kovmalı ha! dedi. Bu bozulmuş çamurda yüksek bir prensip olduğunu, bu düşmüş insanın gene de insan, yani kendin olduğunu unutuyor musun? Onu kov- malı mı dedin? Ama ne yapsan onu insanlıktan, tabiattan, Tanrı’nın rahmetinden dışarı kovabilir misin?

Bu parçada aşağıdaki kavramların hangisiyle ilgili düşüncelere yer verilmiştir?

A) İnsan B) Siyaset C) Sanat D) Hukuk E) Din

9. I. Körügme kün tengri Siz bizni küzeding Körügme ay tengri Siz bizni kurtgarıng

II. Ey Cenab-ı Kibriya, bizler gibi âcizlere Kibriyâ-yı zâtını mümkün müdür etmek hayâl Daima Allah’tır kalbimde tesbih ettiğim Bargâh-ı lûtfuna çıkmaz mı bu feryâd-ı bâl

Bu parçalardaki altı çizili sözcükler, dilin değişimini etkileyen aşağıdaki unsurlardan hangisiyle ilgilidir?

A) Coğrafya B) Din C) Teknoloji D) Felsefe E) Ekonomi

10. I. Belki bir insan hayatı, zaman fırınında ateşe attığımız bir kâğıt kadar çabuk yanıyor. Belki hayat, hakikaten bazı düşünürlerin dediği gibi bir oyundur. Küçük, ümitsiz sa- vunmalardır hatta bir rüyadır belki.

II. Bana öyle geliyor ki insanoğlu, ezelden başlayıp ön- göremediği ya da anlayamadığı bir geleceğe uzayan korkunç bir kör dövüşüne dalmış. Karşılaştığı her engeli yenmiş, biri hariç. İnsan sadece kendini yenemiyor.

Bu metinlerde yazarların “insan” ve “hayat”la ilgili gö- rüşleri aşağıdaki bilim dallarından hangisiyle ilişkili- dir?

A) Tarih B) Sosyoloji C) Psikoloji D) Felsefe E) Coğrafya

(3)

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı

Yazım Kuralları ve Noktalama İşaretleri 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin kul-

lanımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?

A) Erzincan, Keşiş ve Munzur Dağları’nın çevrelediği Fırat Nehri’nin ana kollarından biri olan Karasu’nun bereketlendirdiği bir ovada yer alır.

B) Muhammet Ali Cinnah, Hint yarımadasının çeşitli coğ- rafi bölgelerine yayılmış Müslümanları tek bir vatan üzerinde toplamaya çalışmış büyük bir dünya lideridir.

C) Mimar Sinan’ın “ustalık eserim’’ olarak nitelediği Seli- miye, Osmanlı-Türk sanatının ve dünya mimarlık tari- hinin başyapıtları arasında gösteriliyor.

D) MÖ 700 yılında yapımına başlanan, Roma ve Bizans- lıların onarımından sonra üç köşeli burçlarla takviye edilen Bursa Kalesi, tüm ihtişamıyla yerli ve yabancı turistleri bekliyor.

E) Tarihî olayları yorumlayan Bilge Kağan ve veziri Ton- yukuk devletin gücünü, devamını toplumun birlik ve beraberliğine, millet hayatına yön veren değerlere bağlamışlardır.

2. Yaşar Nabi’nin “Kahramanlar” adlı şiir kitabındaki söz değerleri , dil oturmuş değil. Çağrışımlar , benzetmeler

I II

sorumsuz diyebileceğimiz , bir nitelikte. Bu , yapıtın orga- III IV

nik bir bütün hâline gelmesini engellemektedir. Söz gelimi yol, önce sele , sonra saça benzetilmektedir.

V

Bu parçada numaralanmış virgüllerden hangisi yan- lış kullanılmıştır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

3. Duvardaki eski saatin tik takları durmadan işitilir, her on beş I II dakikada bir de gong vururdu. Böyle böyle dakikalar, saat- ler geçer; bu zaman zarfında birinin elleri sürekli işler, öteki elinde ki gazeteye daha bir gömülürdü. Bazı akşamlarda da

III IV

ninem, o büyük evin odalarından birine girip sepetler ara- sında âdeta kaybolurdu.

V

Bu parçada numaralanmış altı çizili sözlerin hangisi- nin yazımında yanlışlık yapılmıştır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yay ayraç içindeki noktalama işareti doğru kullanılmıştır?

A) Cahit Külebi’nin düzyazılarından derlediğimiz bu ki- tap dostlara mektuplar (;) iç döküşler, anılar, anlatılar, söyleşilerden oluşuyor.

B) Bizi (,) zengin yapan zevklerimiz, görgümüz, dünya görüşümüz, manevi dünyamızın derinliği, değerleri- miz, etik anlayışımız ve hayal gücümüz müdür?

C) Felsefi bilgiler, çevresindeki varlıklara ve yaşanan olaylara karşı ilgi duyan, soran, sorgulayan ve araş- tırma yapan insanlar sayesinde ortaya çıkar (...) D) Uygur alfabesi, Türkçenin yazımı için hiç de elverişli ol-

madığı hâlde Türkler tarafından 8. yüzyıl ortalarından 18. yüz yıla kadar yaklaşık bin yıl kullanılmıştır (!) E) Gökyüzü çökmedikçe (,) yeryüzü delinmedikçe hiçbir

kuvvetin Türk milletinin düzenini bozmaya ve devleti- ni yıkmaya gücü yetmeyecektir.

5. Tebriz (I) Doğu Azerbaycan’ın başkenti ve İran’ın dördün- cü büyük kentidir. Şehir (II) kuzeyde Eynalı Dağı ile gü- neyindeki volkanik Sehent Dağı arasında kurulmuş. İpek Yolu üzerinde kurulu olan Tebriz (III) Bakü, Erzurum gibi önemli bir yerleşim merkezidir. Nüfusu 1 milyon 600 bin civarında olan şehir (IV) tarihi boyunca tüccarlara ev sa- hipliği yapmış. Bu şehir (V) yapısı ve tarihî eserleriyle dün olduğu gibi bugün de İran Türklüğünün merkezi konu- mundadır.

Bu parçada numaralanmış yerlerin hangisinde diğer- lerinden farklı bir noktalama işareti kullanılmalıdır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

6. (I) Gerçekte yanlız edebiyat değil, tüm sanatlar felse- feyle yoğrulmuştur. (II) Ne var ki onlardaki felsefe bizim

“felsefe” adıyla bildiğimiz felsefe değildir. (III) Düşünen edebiyat başkadır, içine felsefe konmuş edebiyat baş- kadır. (IV) Edebiyatın felsefeyle donandığı gibi resim, müzik, heykeltıraş da felsefeyle donanmıştır. (V) Ancak genellikle resimdeki, müzikteki felsefeyi görmeyiz de edebiyattaki felsefeyi görürüz.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

2

(4)

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

7. (I) Hereke, İstanbul’a yaklaşık bir saatlık mesafede küçük bir kasaba. (II) Küçüklüğüyle tezat büyük bir üne sahip.

(III) Dünyanın birçok yerinde biliniyor. (IV) Çin’de bu isim- le kurulmuş bir kasaba bile var. (V) Çinliler bu markayı sa- hiplenerek dünya halı piyasasına hâkim olmaya çalışıyor.

Bu metinde numaralanmış sözcüklerden hangisinin yazımında yanlışlık yapılmıştır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

8. (I) İslam İşbirliği Teşkilatı’nca 2016 yılı İslam Dünyası Turizm Başkenti seçilen Konya, turizmde farklı alanlarda çok sayıda alternatifi bir arada sunan bir kent. (II) Şehir- le özdeşleşen Hz. Mevlana Türbesi ve her yıl uluslarara- sı çapta yapılan Hz. Mevlana Vuslat Anma Törenleri, bu şehri ziyarete gelen yerli ve yabancı konuk sayısını artı- rıyor. (III) Müzecilik açısından da hayli zengin olan kent, Konya Mevlana Müzesi başta olmak üzere; Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Karatay Müzesi, Konya Arkeoloji Müzesi gibi çok sayıda müzeye de ev sahipliği yapıyor. (IV) Doğal güzellikleriyle de tanınan Konya’ya gelindiğinde, Beyşehir Gölü Millî Parkı ve Tuz Gölü, keyifle ziyaret edilerek hatıra fotoğrafları çekilebi- liyor. (V) Konya dendiğinde akla ilk gelen yerlerden biri olan Meram Bağları da Konya gezisi dâhilinde mutlaka görülmesi gereken yerler arasında.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde özel isimlerin yazımında yanlışlık yapılmıştır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

9. Dakikalar geçmiyordu ( ) gece yarısı sayılırdı. “Ah ( ) bu ne uzun gece ( )” diye düşündü. Havanın buz gibi etkisini iliklerinde duydu ( ) Kızağın bir köşesine sığınarak ısın- maya çalıştı ( )

Bu parçada yay ayraçla belirtilen yerlere sırasıyla aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangileri getiril- melidir?

A) (,) (,) (!) (.) (.) B) (,) (,) (.) (.) (.) C) (,) (!) (.) (.) (.) D) (;) (,) (!) (.) (…)

E) (;) (…) (!) (.) (.)

10. Kısa çizgi Türkçede cümle içinde ara sözleri ayırmak için ara sözlerin başına ve sonuna konur.

Bu açıklamaya göre “Hikâye ve romancılarımızın hepsi de eskiden şiir yazmaya çalışmış oldukları hâlde şiir ko- nusunda kayıtsız ve vurdumduymaz oldukları öteden beri bilinir.” cümlesinde kısa çizgi aşağıdaki yerlerin hangi- sinde kullanılmalıdır?

A) “vurdumduymaz” sözcüğünün başında ve sonunda B) “şiir” sözcüğünden önce ve “beri” sözcüğünden sonra C) “hepsi” sözcüğünden önce ve “hâlde” sözcüğünden sonra D) “kayıtsız” sözcüğünden önce ve “bilinir” sözcüğünden

sonra

E) “yazmaya” sözcüğünden önce ve “çalışmış” sözcü- ğünden sonra

11. Türkçe bugün tarihinin en güçlü dönemini yaşıyor. Tarihte I

hiçbir zaman Türkçenin bu kadar çok konuşanı olmamıştır.

II

Günümüzde yaklaşık iki yüz yirmi milyon kişi Türkçe konu- III

şuyor. Avrupa’da, Orta Doğu’da, Kafkaslarda, Avrupa’nın

IV

çeşitli bölgelerinde Türkçe konuşanlar var. Uydu yayınla- rı aracılığıyla Türkçenin sesi Dünyanın dört bir köşesine

V

ulaşıyor. Sanal yayıncılık var; gazetelerimiz, dergilerimiz sanal ortamda da yayımlanıyor.

Bu parçada numaralanmış sözlerin hangisinde bir ya- zım yanlışı vardır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

12. İletişim; ne söyleyeceğimizi bilmek, bunu ne zaman söy- lemenin daha uygun olacağına karar vermek, en iyi nasıl söyleneceğini düşünmek, olayları basitçe anlatabilmek, akıcı bir dille ve karşımızdaki kişiyle göz teması kurarak konuşabilmek, dikkati yoğunlaştırmak ve verilen tepkiyi fark edebilmektir.

Bu cümledeki virgüller aşağıdakilerin hangisini birbi- rine bağlamıştır?

A) Ara sözleri B) Ara cümleleri C) Sıralı cümleleri D) Alıntı cümleleri

E) Kelime gruplarını

(5)

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı

1960 Sonrası Cumhuriyet Dönemi’nde Hikâye - Küçürek (Minimal) Hikâye - 1 1. Kızıltoprak’taki eski evdeyim. Babaannem yanımda. Ço-

cuğum ben çocuk. Ne kadar çok seviyorum bu eski tah- ta köşkü. Bahçe kocaman. Dut ağacı, tavuklar, horozlar var. Havuzda balıklar yüzüyor. Sağ yanda Hacı Arif Bey’in köşkü var. Hacı Arif Bey bahçeye çok meraklı. Namaz seccadesi kestane ağacının gövdesine asılı. Onların arka bahçesindeki ufak kulübede sağır, dilsiz bir kadın oturu- yor. Arka bahçeye gidip tele dayanıyorum; sağır, dilsiz kadın kulübeden çıkıp yanıma geliyor.

Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez?

A) Kısa cümleler tercih edilmiştir.

B) Devrik cümle kullanılmıştır.

C) Betimleyici anlatım kullanılmıştır.

D) Anlaşılır, sade bir dille yazılmıştır.

E) İzlenimler üçüncü kişi ağzıyla anlatılmıştır.

2. Geçenlerde, büyük gazetelerimizden birinin yazarı, “İn- sanlık ölüyor mu?” başlıklı bir yazısında, yalnız ilgililerin değil halkımızın da çevresinde olup bitenlere ilgi göster- mediğini, ölümlerin, öldürmelerin, hırsızlıkların, gaspların, yalancılıkların, dolandırıcılıkların kimseyi yadırgatmama- ya başladığını, bugün ulusça en büyük sorunumuzun bu olduğunu belirtiyordu. Sayın yazara göre, insanlar başka insanlarla anlaşmakta güçlük çekiyorlar, dolaysız bir ilişki kuramıyorlar, dolayısıyla da başkalarının başına gelenler onları ilgilendirmez duruma geliyordu. “Ama”, diye devam ediyordu yazar, “Şunu gözden uzak tutmamak gerek; ya- rın bizim başımıza gelen bir olay da başkalarını ilgilen- dirmeyecek.” Anladığım kadarıyla yazar, okuyucularını çevrelerinde olup bitenlerle etkin bir biçimde ilgilenmeye ve aralarında bir dayanışma kurmaya çağırıyordu. Bu il- gisizlik nasıl yenilebilir? Bu dayanışma nasıl sağlanabilir?

Bu konuda herhangi bir öneride bulunacak değilim. Ben ancak başımdan geçen bir olayı anlatmakla yetineceğim.

Bu parçayla ilgili,

I. Dolaylı anlatıma başvurulmuştur.

II. Tartışmacı anlatım biçimi kullanılmıştır.

III. Dönemin sosyal gerçekliğine değinilmiştir.

IV. Kahraman anlatıcı bakış açısıyla kaleme alınmıştır.

V. Diyalog, iç konuşma, bilinç akışı tekniklerine yer veril- miştir.

çıkarımlarından hangisine ulaşılabilir?

A) Yalnız I. B) II ve III. C) II ve V.

D) I, III ve IV. E) I, II, III ve V.

3. Sen gir bugün imtihana, her sorduklarını çatır çatır bile- ceksin. Gerçi binlerce öğrenci katılıyormuş, aralarından yüz, yüz elli kişiyi alıyorlarmış. Gene de sen kazanacak- sın, gör bak! Benim akıllı uslu kızımsın. İsterlerse öyle mal mülk gibi bir şey, ben derim ki ne demek? Benim kızım kalmaz sınıfta. Devlet masrafına ziyan vermez.

Bunları okulun müdürüne, böyle bir bir anlatırım. Hemen anlar. Hem canım o da bizim gibi bir insan. “Benim kızım yıllardır yalnız uyanır sabahları,” derim. “Hiç şımardığı olmamıştır kimseye. Bir gün bile çıtırtısı duyulmamıştır,”

derim. “Sanki o, çocuk olmamıştır.” derim.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada geçen kız öğren- cinin özelliklerinden biridir?

A) Çalışkandır. B) Hoşgörülüdür.

C) Sabırlıdır. D) Utangaçtır.

E) Merhametlidir.

4. Küçürek öyküde diyalog tekniği bu yazarımız için önemli bir yer tutar. “Yaşam Öyküsü I”, “Gece Bekçisi”, “Rastlan- tı”, “Zaman”, “Keşke”, “Kısa” ve “Yanıt” adlı öykülerinde diyaloglar kişilerle ilgili uzun betimlemelerin yerini tutacak nitelikte söylemsel bir işlev üstlenir. Uzun satırlar yerine kısa kısa konuşmalar aracılığıyla öyküdeki kişilerin ilişki- sine ve onların kendi gerçeklerine ulaşır.

Bu parçada sözü edilen yazar aşağıdakilerden hangi- sidir?

A) Ferit Edgü B) Necati Tosuner C) Tarık Günersel D) Vüs’at O. Bener E) Tarık Dursun K.

5. Çok yerler gördüm. Dağlar, ovalar, yaylalar, Denizler, kentler, başkentler…

Ama bugüne değin çölü görmüş değilim.

Çölü görmediğim hâlde, biliyorum ki çölü görmeyen Hiçbir şeyi görmüş sayılmaz.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada geçen mekânlar- dan olan “çöl” ile ilgili çağrışımlardan biri olamaz?

A) Bunaltı B) Yanma C) Kavrulma D) Yalnızlık E) Öfke

3

(6)

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

6. Ve sırtım öyle orta yerde dururken kara…

Kapkara gözlükler takıyorum insan içine çıktıkça-gizlenmek için.

Karşısı

kim kimi seviyor duvarı, dalgakıran Ve kırılgan dalgalar

uzakta.

Bu metinde aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Devrik yapı B) Örtük anlatım C) Nesnel izlenim

D) Yarım bırakılmış cümle E) İmge değeri taşıyan çağrışım

7. Aşağıdaki parçaların hangisinde evrensel değerler- den söz edilmiştir?

A) Bütün bunları sana anlatıyorum, aldanıyorum, seni benim gibi sanıyorum. Değilsin. Maddeye dayanan bir toplumun insanısın, maddeye dayanan ahlâk mı olur? İyi niyet mi olur? Hoşgörürlük mü olur? Sen is- temesen de onlardan birisin.

B) Gündüzleri küçük evimizin önüne çıkıp karları kürele- dim, kışın geldiğimde. Ellerim kıpkırmızı, buz keserdi.

“Kolay gelsin!” derlerdi yoldan geçenler, bazen şap- kalarını çıkarırlardı. O zaman bir sürü kırlangıç hava- lanırdı çitin kenarından.

C) Akşamları oturup yazılar yazıyorum anlaşılması için.

Bütün bu anlamsızlık anlaşılsın da artık çok geç ka- lınmış olsa da daha iyi bir dünya kurulsun diye. Bütün bu çılgınlıkların sonunda hiçbir şey olmadığı, bu dün- yada yaşamaya bile imkân olmadığı anlaşılsın artık.

D) Yemekten sonra, her akşam yaptığım gibi, güverteye çıkmıştım. Hava ağırdı. Eriyen bir kurşun. Buharını ben soluyordum. Kesik soluyuşumla. Tere batmıştım.

Filikaların altında, hiç kimsenin beni görüp tedirgin etmeyeceği bir köşeye sığınmış, serinlemeye çalışı- yordum.

E) Bir yerlerde öğretmenlik yaptı, büyük sıkıntılara gö- ğüs gerdi, para biriktirdi bu arada, bir kat aldı. Simdi güneş gözlüğü takıyor ve katını kiraya veriyor. Şu kı- yıda dalgın dalgın yürüyen delikanlı, baba evinde ne bulduysa sattı. Eski kitaplar, birkaç parça gümüş, bir çalar saat…

8. I. Bireyin toplumun yaraladığı bir üyesi olarak sergilendiği öyküler yer almaktadır Korkuyu Beklerken’de. Toplum Oğuz Atay’ın “kişi”lerini etkilemektedir. Çoğu kez ruh sağ- lığı çeşitli derecelerde zedelenmiş kişilerdir kahramanları.

Bu kişilerin bireysel gibi görünen sorunlarının gerisinde hep toplum vardır, tutunamamanın acısı ya da ayrıcalı- ğı vardır. Garip bir biçimde dışa dönük kişilerdir bunlar.

Yabancılaşmaları da dışa dönük bir yabancılaşmadır. Bu yabancılaşma gizli bir ironi ve özel estetik bir tavırla anla- tılmaktadır eserde.

II. Durumu beğenmiyordum. Daha doğrusu, kendimi beğen- miyordum. Son günlerde sinirlerim gergindi, bir doktora bile gitmeyi düşünüyordum. (Başka meseleler yüzünden.) Uygun bir zaman seçti. (Bir kişi olduğunu düşünmek iyi geliyordu bana. İyelik zamirleri olmadığı gibi belki çoğul takıları da yoktur.) Bir kitapla oyalanmayı denedim, uzun aramalardan sonra Türkçe dil bilgisi kitabını buldum. (İn- sanlar beni ne kolay etkiliyor.)

Bu parçalardaki altı çizili cümlelerde yazar aşağıdaki bilim dallarının hangisinden yararlanmıştır?

A) Felsefe B) Psikoloji C) Sosyoloji D) Psikiyatri E) Halk bilimi

9. Çeltiği ot boğacak (gelişmesine engel olacak) diye I

başımızı kaldırdığımız (isyan ettiğimiz, ayaklandığımız) mı II

var a oğlum. Gece gündüz çalışıyoruz. Bu günler çeltikçi- liğin sıkı (zorlu) günleri. Neyse.

III

Daha daha nasılsın bakalım?

– İyiyim baba, dedim. Sağ ol.

– Hasta filan olmadın ya?

– Olmadım, çok iyiyim.

– İyisin maşallah. Epey de boy atmışsın (uzamışsın, IV

gelişmişsin). Allah devlete zeval vermesin. Devlet ekmeği yiyen onar (daha iyi bir duruma gelir) oğlum.

V

Eski sözdür bu. Çok şükür Allah’ıma, sen de devlet ekme- ğine kondun.

– Arabacıyı tanıyamadım, dedim usulca.

Bir hikâyeden alınan parçada numaralanmış sözlerin hangisi, yay ayraçla verilen açıklamayla anlamca uyuş- mamaktadır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

(7)

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı

1960 Sonrası Cumhuriyet Dönemi’nde Hikâye - Küçürek (Minimal) Hikâye - 2 1. Güz yağmurlarıyla birlikte adadan ayrılma isteği belirdi

içimde. Kışı burada geçirmekten korkuyordum. Burası:

Bir ada. Dört yanı denizle çevrili. Bir denizin üstüne otur- muş. Ya deniz dibindeki kayalar çözülürse? Ya ada batar- sa? Bundan mı korkuyordum? Bilmiyorum. Kışın esecek, günler boyu dinmeyecek fırtınaların korkusu muydu içim- deki? Bilmiyorum. Bir sabah, iskeleye gittim. İki gün sonra kalkacak vapur için bir bilet istedim. Bir tek bilet. İskele memuru, önüne koyduğum parayı eliyle itti.

Nereye gidiyorsunuz? dedi. Adamızda rahat etmediniz mi?

İşlerimi çözümleyip döneceğim, dedim.

Hangi işleri? dedi. Neyi çözümleyeceksiniz? Bırakın bunları. Oturun oturduğunuz yerde. Bakın, artık yabancı- lar da kalmadı adamızda.

Ben sizin düşüncelerinizi sormadım, dedim. Ben ilk va- pur için bir yer istiyorum.

Bir yer mi? dedi iskele memuru. İlk kalkacak vapurda sizin için bir yer yok.

Yani bütün yerler dolu mu? dedim.

Hayır, dedi. Sizin için yer yok, dedi.

Bu ne demek? dedim.

Bu şu demek ki adadan ayrılmak için sizin özel izin al- manız gerekiyor.

Bu parçada kullanılan anlatım teknikleri aşağıdakile- rin hangisinde birlikte verilmiştir?

A) Montaj-anlatma B) Anlatma-özetleme C) Diyalog-geriye dönüş D) Özetleme-şuur akışı E) İç monolog-diyalog

2. - - - -, Türk edebiyatında küçürek öykü dendiğinde akla gelen ilk isimlerden biridir.

Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdaki yazarlardan hangisi getirilemez?

A) Ferit Edgü B) Necati Tosuner C) Mustafa Kutlu D) Vüs’at O. Bener

E) Tarık Dursun K.

3. Küçük istasyon binasının arkasında, battal bir hatta çekil- miş, eski bir vagonda kalıyorduk. Vagondan ev.

Babam erkenden işe giderdi. Ben uyandığımda yoktu yani. Annem o sırada dışarıda olurdu. Tavuklara yem ve- riyor tabi. Kızardım ona. Beni bekle, beni uyandır, birlikte yem verelim diye. Dışarıda yakıcı bir güneş vardı. Yazın güneş, kışın kar. Doğuda bir yerlerde olmalıydık. Annem vagon evin önüne bir bahçe kurmuştu. Vagonun çatısı- na çekilmiş iplere dolaşık ebruli, mavi kahkaha çiçekleri, cennet süpürgeleri, gecesefaları, kadifeler hatta teneke kutulara dikilmiş iki de karanfil vardı.

Havalar serinleyince karanfilleri içeri alırdık. Vagon evin ırmağa bakan yüzüne bir pencere açılmıştı. Karanfilleri onun önüne koyardık. Sabah uyandığımda, pencereden sızan güneş gözlerimi kamaştırır; ortalığı bir karanfil ko- kusu kaplardı.

Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi kullanılmıştır?

A) Epik-fantastik B) Lirik-emredici C) Kanıtlayıcı-mizahi D) Açıklayıcı-tartışmacı E) Öyküleyici-betimleyici

4. – Bu okulu kazanacakların hepsi de benim gibi yoksul çocuklar mı, anne? Onu da öğrendin mi?

– Öyle ya, yoksul çocukları ki parasız yatılı için imtihan oluyorlar.

– Öyleyse ben burayı kazanırım. Üzülme. Sınavı peki- yiyle bitiririm. Artık burada, arkadaşlarım olur. Haftada iki gün sen hastaneden, ben okuldan çıkıp eve döneriz.

Sana da konuk günlerinde bakkal bisküvi alırım.

Bu parçanın teması aşağıdakilerden hangisi olabilir?

A) Halk-aydın yabancılaşması B) Nesiller arasında yaşanan çatışma C) Yurt özlemi çeken göçmenlerin dramı D) Bir ailenin zorluklar karşısındaki mücadelesi E) Büyük şehirlere göçün ortaya çıkardığı problemler

4

(8)

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

5. Kalabalıkta kimsenin yüzü kendinin değildir, bilirsiniz. Ben de zaten bir telaş içinde geçmiştim havaalanının kapalı mekânlarını. Ama şimdi gördüğüm görevli yüzlerindeki gülümsemeleri, parça parça birbirine ekleyince; bu taksi şoförünün yüzündeki ifade birden ete kemiğe büründü.

Ben de elimde olmayarak aynı şekilde gülümsedim galiba ve gideceğim yeri söyledim.

Yola koyulduk.

Kavaklar, tozlu yapraklarıyla yeni dikilmiş çınar ağaçları, akasyalar, zakkumlar yol kenarında esas duruşa geçmiş- lerdi. Önümüzden, yanımızdan geçen araçlar, ağaçlarla birlikte beni sessizce selâmlıyordu sanki. Bir daha “Vay canına!” Böyle bir karşılama törenini mümkünü yok ha- yal edemezdim. Bunlar benim yıllar önce bırakıp gittiğim ağaçlar, yollar ve şoförler değildi.

Bu parçanın anlatım özellikleriyle ilgili, I. Öznellik hâkimdir.

II. Doğrudan anlatıma başvurulmuştur.

III. Mecazlı bir anlatım tercih edilmiştir.

çıkarımlarından hangisine ulaşılabilir?

A) Yalnız I. B) Yalnız II. C) I ve II.

D) I ve III. E) I, II ve III.

6. Küçük tahta bavulumu bir elime, ak bezden dikilmiş tor- bamı öbür elime alıp hazırlandım. Tren yayvan, çıplak tepelerin önünden geçiyordu. Sonra yeşil bir ovaya girdi, tepeler gittikçe uzaklaşıyordu. Geniş tarlalar başlamıştı.

Kavaklar, söğüt ağaçları belirdi. Derken tren yavaşladı.

Akasya ağaçları içindeki küçük bir binanın önünde durdu.

İstasyonda kırmızı şapkalı memurdan başka kimse yoktu.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada özellikleriyle ve- rilen mekânlar arasında sayılamaz?

A) Yeşil ova B) Geniş tarlalar C) Büyük tren istasyonu D) Küçük bir İstasyon binası E) Bitki örtüsünden yoksun tepeler

7. Ömer Seyfettin, Sait Faik Abasıyanık, Memduh Şevket Esendal, Refik Halit Karay, Sabahattin Ali hikâyenin Türk edebiyatında bir edebî tür olarak yerleşmesinde yoğun emek sarf etmişlerdir. Bugün geldiğimiz noktada “hikâye anlatma” tarzında klasik yapıda öyküler yazmaya devam eden yazarlar olduğu gibi, daha çok ima yoluyla anlatan, imgesel bir dil kullanarak daha kısa metinler kuran yani küçürek hikâyeler yazanlar da vardır. Küçürek hikâye ya- zarları, sıradan fakat yoğun ve özgün yaşantıları bu yol- larla bize anlatırlar. Bu tür hikâyeler nasihatte bulunmaz, karakter geliştirmez, okuyucuyu bir yere taşımaz ancak bazı değişmez hakikatleri sezdirir, insanları onlarla ani- den yüzleştirerek şok uyarmalar yapar.

Bu açıklamaya göre aşağıdaki parçaların hangisi kü- çürek bir hikâyeden alınmış olabilir?

A) Birkaç hafta önce, her sabahki gibi, kahvemi içerek gazeteleri gözden geçiriyordum. Puslu, bungun bir haziran sabahıydı.

B) Kaç kardeştik bilmiyorum. En küçük bendim ve henüz saymayı bilmiyordum. Öğrendiğimde ise hepimiz da- ğılmıştık.

C) Evin her yanı yeni ovulmuş pirinç kaplar gibi pınl pırıl.

Su kapları dolu. Gaz tüpleri dolu. Artık kafasının takı- lıp kalacağı tek nokta yok.

D) Oğlum Musa da erliğini İstanbul’da yaptıydı. Bura delikanlısının erliği de, sivilliği de hep deniz üzredir.

Denizi daha bebeyken biliverirler.

E) Ülkenin büyük şehirlere uzak bir dağ başı kasabasın- da, bir demiryolu istasyonunda çalışan üç hikâyeciy- dik. İstasyon binasına bitişik yan yana üç kulübemiz vardı.

8. Anlaşılan aklıma takılan bu düşünceleri daha uzun boylu düşünüp duracağım. Kendimi belirlemek için gerekli bu.

Kendimden kaçmak istemiyorum artık. Kendimden kaç- tığım zaman yenildim; uzaklarda, bomboş, yabancısı ol- duğum yerlerde bozguna uğradım.Kuşku karmaşasının içine düştüm, kendimden uzaklaşmış olmanın korkusunu duydum.

Bu parçada aşağıdaki anlatım tekniklerinden hangisi kullanılmıştır?

A) Montaj B) Diyalog C) Anlatma D) Özetleme E) İç monolog

(9)

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı

Kelimede Anlam 1. (I) Felsefenin yerinde gözü var edebiyatın, ikide bir bil-

giçlik taslaması da ondan. (II) Filozofların dillerine ba- kınca felsefenin de edebiyata özendiği görülür. (III) Fel- sefenin çokbilmişliği edebiyatın mütevazılığına uymasa da ikisi de birbirinden ayrılamaz. (IV) Edebiyat felsefe tadı verir çok yerde, felsefe de edebiyata çalar zaman zaman. (V) Edebiyatta felsefeyi, felsefede edebiyatı bul- duğumuz için de uygar insana yaklaşmış oluyoruz.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde

“benzemek, andırmak” anlamlarına gelen bir söz kulla- nılmıştır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

2. “Düğüne gider zurna beğenmez, hamama gider kurna -

I

beğenmez” sözü “kendini beğenmiş”; “Dediği dedik, çal- II dığı düdük.” sözü “inatçı”; “Güneş olsa kimsenin üzeri-

III

ne doğmaz.” sözü “cimri”; “Öküzün altında buzağı arar.”

IV

sözü “titiz”; “İnce eleyip sık dokur.” sözü “şüpheci” kimse- V

ler için kullanılır.

Bu cümlede numaralanmış sözlerden hangileri yer değiştirirse deyimlerdeki anlam bütünlüğü sağlanmış olur?

A) I ve II. B) I ve III. C) II ve V.

D) III ve IV. E) IV ve V.

3. (I) Kötü kullanılan her şey kirlenir. (II) “Sevgi” sözcüğü de son zamanlarda iyiden iyiye kirlendi. (III) Birileri durma- dan bir şeyleri sevmemizi öneriyor. (IV) “Sevgi” sözcüğü gelişigüzel kullanıla kullanıla kirlendiyse “sevgi” kavramı da kirlendi mi? (V) Hayır, kirlenmedi çünkü kavramlar kirlenmezler; dönüşürler, bölünürler, silinirler fakat kirlen- mezler.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde

“rastgele” anlamına gelen bir söz kullanılmıştır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

4. Oğuz Atay öykülerini, besbelli (aracısız olarak, herhangi I

bir aracı kullanmadan) hak verdiği kişilerinin değil, karşı safın merceğinden yazmaktadır. Bu da onun öyküsüne çok gizli bir ironinin yanı sıra (birlikte) özel bir estetik tavır

II

sağlamaktadır. Bireysel, (nitelikleri bakımından benzerle- III

rinden ayrı ve üstün olan) hastalıklı durumlar denip ge- çilemeyecek (reddedilemeyecek) bir genelliğe ulaşa- IV

bilmiş durumlar (kişiden beklenen davranış biçimi) V

aracılığıyla söyler sözünü Atay.

Bu parçada numaralanmış sözlerin hangisi, yay ayraç içinde verilen açıklamayla anlamca uyuşmaktadır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

5. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın çıkışı hece şiirinin iyice tıkan- dığı bir döneme rastlıyor. Cahit Sıtkı Tarancı gibi, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın da ilk şiirlerinde Necip Fazıl etkisini görüyoruz. Havaya Çizilen Dünya’daki bazı şiirler bunu gösterir. Ne var ki bu etki öyle büyük bir etki değildir, daha çok biçimde görülmektedir.

Bu parçadaki altı çizili sözcükle hece şiiri hakkında anlatılmak istenen durum aşağıdakilerden hangisi- dir?

A) Değersizleşmek B) Ortadan kalkmak C) Önemini kaybetmek D) Üretkenliğini yitirmek

E) Değişmek, başkalaşmak

6. (I) Çağımız insanı olarak zekâmızı ve bilgimizi yeterince kullanmadık. (II) Çok fazla düşündük fakat çok az hissettik.

(III) Makineden çok, insanlığa ihtiyacımız var. (IV) Zekâdan çok, şefkat ve kibarlığa ihtiyacımız var. (V) Bunlar olmadan yaşam şiddet dolu olur ve her şeyi kaybederiz.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde

“gerektiği kadar, gereğince, istendiği kadar, kararında”

anlamlarına gelen bir söz kullanılmıştır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

5

(10)

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

7. Sami Paşazade Sezai, modern öykünün gereklerinden olan küçük şeylerin öyküsünü yazmak bir yana, ilgi çekici bir diyalogla giriş yapmak, “son”ları yükselen bir gerilimle kurgulamak, çözümü ertelemek ve öyküyü - - - - bir son- la bitirmek gibi modern öykünün gereklerini Küçük Şey- ler’de yerine getirmiştir.

Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden han- gisi getirilmelidir?

A) çarpıcı B) basit C) geleneksel D) seçkin E) anlaşılır

8. Hayatı farklı şekilde algılayıp hissedenlerin üslubu da orijinal (özgün) oluyor. Kalıplaşmış bir hayat görüşü, kişi-

I

nin kendi mizacını öldüren basmakalıp (özgünlüğü olma- II

yan) bir ifade tarzını kabule zorluyor. Kendini hür (özgür) III

hisseden sanatçı dile ruhunun bütün heyecan ve neşesini IV (sevincini) aktarabilir. Sait Faik bunun son örneğidir (tem-

V silcisidir).

Bu parçada numaralanmış sözcüklerin hangisi, ayraç içinde verilen açıklamayla anlamca uyuşmamakta- dır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

9. Hava birdenbire patladı. İskeleye tam yaklaşırken sokak- I II

taki tozlar, üstümüzü başımızı sardı. Rüzgâra karşı yürü- memiz bile ilk dakikada âdeta imkânsız gibi görünüyordu.

III

Yoksa hava ansızın değişmeyip de bozacağını biraz his- IV

settirse hiç böyle gecikir miydik?

V

Bu parçada numaralanmış sözcüklerin hangileri an- lam bakımından birbirlerinin yerine kullanılabilir?

A) I ve II. B) I ve III. C) II ve V.

D) III ve IV. E) IV ve V.

10. 38 yaşında gözlerini kaybeden Cemil Meriç bütün kitap- larını başkalarına özellikle de kızı Ümit Meriç’e yazdırdı ve bunu yaparken en doğru kelimeleri seçebilmek için kılı kırk yardı.

Bu cümlede geçen “kılı kırk yarmak” deyimi ile aşağı- dakilerden hangisi anlatılmak istenmiştir?

A) Gereksiz ayrıntılarla ilgilenmek zorunda kalmak B) Söylemesi beklenen şeyi söylemekte nazlı davran-

mak

C) Titiz ve ayrıntılı bir biçimde incelemek, önemle üstün- de durmak

D) Çok konuşarak başkalarının söz söylemesine, konuş- masına engel olmak

E) Bir kimseye dokunacak, zarar verecek en ufak bir davranışta bile bulunmamak

11. Eğer öykülerim ilgi görmüşse nedeni süte su katmamış olmamdır.

Bu cümlede geçen “süte su katmamak” sözünün cüm- leye kattığı anlam aşağıdakilerin hangisidir?

A) Tutumunu sık sık değiştirmek.

B) Hiçbir şeyin doğallığını bozmamak.

C) Kendi çıkarlarını her şeyden üstün tutmak.

D) Yakınlarından beklediği ilgi ve yardımı alamamak.

E) Pek çok engel ve güçlükle karşı karşıya olmak.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcük, anla- mıyla birlikte verilmiştir?

A) “Bana ders çalışmamı hatırlatmanı annem istemiştir, değil mi?” diye sordu.

B) Denizden hayli içerde soğuk, kupkuru bir kara şehrin- de sekiz ay kadar kaldım.

C) Tünelden Galatasaray’a kadar her vitrinin önünde uzun uzun durarak yürüdüm.

D) Sokak lambaları yanmaya başlayınca geceye kalma- dan gemiye dönelim, dedik.

E) Çarşı içinin bütün hayhuyunu, boş ve sonuçsuz çaba- sını bir radyo bastırıyordu.

(11)

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı

Cumhuriyet Dönemi Saf Şiir Anlayışı 1. Artık demir almak günü gelmişse zamandan

Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;

Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli, Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!

Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

Bu parçada aşağıdaki edebî akımların hangisinin et- kisi söz konusudur?

A) Sembolizm B) Parnasizm C) Sürrealizm C) Dadaizm E) Fütürizm

2. Söyle sevda içinde türkümüzü Aç bembeyaz bir yelken Neden herkes güzel olmaz Yaşamak bu kadar güzelken İnsan dallarla, bulutlarla bir, Aynı mavilikten geçmiştir.

İnsan nasıl ölebilir

Yaşamak bu kadar güzelken?

Bu parçanın teması aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tabiat sevgisi B) Ölüm korkusu C) Yaşama sevinci D) Yalnızlık korkusu

E) Memleket özlemi

3. Aşağıdaki dizelerin hangisinde somutlamaya başvu- rulmuştur?

A) Dolu rüzgârla çıkıp ufka giden yelkenli Gidişin seçtiğin akşam saatinden belli B) Yürü! Hür maviliğin bittiği son hadde kadar İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar C) Uluslar sarı, kara, ak, kızıl… uzanmış birer el Toplanacak, verilecek yaşama var, sevgi var D) Yolunu gözlüyor lamba ve merdiven

Susmuş ninnilerle gıcırdıyor beşik E) Duyuluyor zamanın tahtayı kemirdiği Tavan aralarında, tavan aralarında

4. Işıklar ipek olur Yapraklar çiçek olur Çalılar petek olur Dolar kuru dereler.

Bu dizelerdeki kafiyenin türü aşağıdakilerden hangi- sidir?

A) Yarım B) Tam C) Zengin

D) Tunç E) Cinaslı

5. Az kelimeyle çok şey söylemekten yana olan, söyledikleri- nin ses ve çağrışım bakımından zenginliğine önem veren Cahit Sıtkı’nın şiirlerinde kuvvetli bir yaşama sevgisi his- sedilir.

Buna göre aşağıdaki dizelerden hangisi Cahit Sıtkı’ya ait bir şiirden alınmış olabilir?

A) Her mihnet kabulüm, yeter ki Gün eksilmesin penceremden.

B) Ölçüler değişti, dünya ufaldı, Geçiyor saatler, günler uçarak.

C) Nedense unutamadık gitti, Unutulacak bütün şeyleri.

D) Aydınlık olsa da bir, olmasa da, Hatta bence olmasa daha iyi.

E) Çisil çisil yağmur sonrası Gün ışığını aramak boşuna

6. Yıllar bir gözyaşı olup da kaymış Bu eski heykelin yanaklarında Yapraktan saçını yerlere yaymış Sonbahar ağlıyor ayaklarında

Bu dörtlükte, I. Ölçü II. Redif III. Kafiye IV. Asonans

ögelerinden hangileri ahenk unsuru olarak kullanıl- mıştır?

A) Yalnız I. B) I ve III. C) II ve III.

D) I, II ve III. E) III ve IV.

6

(12)

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

7. Artık donuk bir cam var mavi gökler yerinde Güneşi benden çalan o sıcak bakışlardır Ve yazı o götürdü mutlak beraberinde

Bu parçadaki altı çizili sözcüğün anlamı aşağıdakiler- den hangisidir?

A) Sıcak yer

B) Havadaki yüksek ısı C) Dostça olan, sevgi dolu D) Isısı yüksek olan, çok ısınmış E) Yakmayacak derecede ısısı olan

8. Beyaz beyazdı bulutlar, Gölgeler buğulu, derin;

Ah o hiç dinmeyen rüzgâr Ve uykusu çiçeklerin

Bu dizelerde altı çizili kelime grubunda aşağıdakiler- den hangisi vardır?

A) Ad aktarması B) Güzel adlandırma C) Kişileştirme D) Dolaylama

E) Somutlama

9. Millî Mücadele’nin heyecanlı yıllarında, (1901-1962) millî duyguları derinden yaşaması, hayatta asla feda edile- meyecek değerleri tanıması onun sadece şiirlerine değil, roman ve hikâyelerine hatta denemelerine derinden tesir etmiştir. Zaman, ruh ve aşk kavramlarının zengin imajlar- la işlendiği şiirlerini yazmakta son derece titiz davranmış- tır. Öğrencisi olduğu Yahya Kemal’e hayranlığına rağmen belki de onun taklitçisi durumuna düşmemek için tarih atmosferini şiirinden uzak tutmuşsa da yine en çok, “Bur- sa’da Zaman” şiiriyle tanınır. Zamanı, geçmiş, yaşanan an ve geleceğin birlikte idrak edildiği bir bütün hâlinde gö- rür. Başlangıçta heceyi kullanmasına rağmen, sonraları serbest şiire geçmiştir. Folklordan daima uzak durmuştur.

Yahya Kemal ve Valery’den aldığı “mükemmellik”anlayı- şına ulaşma çabasında rüya ve masaldan hareketle duy- gu ve düşüncelerini “ses” hâline getirir. Varlığın sırlarını sembollerle anlatır.

Bu parçada tanıtılan sanatçı aşağıdakilerden hangisi- dir?

A) Cahit Sıtkı Tarancı B) Ahmet Hamdi Tanpınar C) Necip Fazıl Kısakürek D) Fazıl Hüsnü Dağlarca

E) Ahmet Muhip Dıranas

10. Necip Fazıl, ilk dönem şiirlerinde şekille muhtevayı bir- birini tamamlayan, birbirinden ayrılmaz unsurlar olarak değerlendirmiştir. Bu tarz şiirin özellikleri sonraki şiirle- rinde de görülür. Daha çok, muhtevaya dayanan bir şiir kurma çabası içinde olmasına rağmen şeklin edebî eser üzerindeki belirleyiciliğine dikkat etmiş ve şeklin sağladı- ğı imkânlardan geniş ölçüde yararlanma yoluna gitmiş- tir. Onun şiirlerinde lafı uzatma, fazla söz, açıklayıcı ve yorumlayıcı bilgi, hikâye etme, espriye başvurma, zekâ oyununa gitme yoktur. Yahya Kemal’de olduğu gibi “mü- kemmel” olanı yakalamaya çalışmıştır.

Bu parçada sözü edilen sanatçının benimsediği şiir anlayışı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Saf şiir B) Toplumcu şiir C) Birinci Yeni D) İkinci Yeni E) Divan şiiri

11. Gün çekildi pencerelerden;

Aynalar baştan başa tenha.

Ses gelmez oldu bahçelerden;

Gök kubbesi döndü siyaha.

Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene- mez?

A) Sade bir dil kullanılmıştır.

B) Hece ölçüsü kullanılmıştır.

C) Redif ve kafiye kullanılmıştır.

D) Çapraz kafiye düzeniyle yazılmıştır.

E) Düşsel ögeler ve bireysellikten uzak durulmuştur.

12. Selam olsun bizden güzel dünyaya Bahçelerde hâlâ güller açar mı?

Selâm olsun sonsuz güneşe, aya Işıklar, gölgeler suda oynar mı?

Hepsi güzeldi kar, tipi, fırtına Günlerin geçişi ardı ardına.

Hasretiz bir kanat şakırtısına Mavi gökte kuşlar yine uçar mı?

Uzak, çok uzağız şimdi ışıktan, Çocuk sesinden, gül ve sarmaşıktan, Dönmeyen gemiler olduk açıktan, Adımızı soran, arayan var mı?

Aşağıdakilerin hangisinde bu parçada şairin seslen- diği varlıklar bir arada verilmiştir?

A) Dünya - güneş - ay B) Gül - çocuk - gökyüzü C) Kar - tipi - fırtına D) Işık - su - kuş

E) Gemi - gölge - sarmaşık

(13)

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı

Cumhuriyet Dönemi (1923-1960) Toplumcu Eğilimleri Yansıtan Şiir Anlayışı / Millî Edebiyat Anlayışını Yansıtan Şiir 1. karanlık geceleri sevemem

I

bir zından örtülür sanki üstüme ne güllerin açılışını görürüm II

ne çocukların gözlerindeki mavi gülüşü III

ıslak kıyıya dizilse bile yıldızlar IV

oraya doğru yürüyemem gece başladı mı bir yerde yarım kalır dudaklarımda türküm

Bu dizelerde numaralanmış sözlerin hangileri imge- dir?

A) Yalnız I. B) Yalnız II. C) I ve II.

D) II ve III. E) III ve IV.

2. Mavilikler yolcusu!

Ruhumuzun kardeşidir

Güneşlerde parlayan bu yeşil su.

Bayrağımız yeşil sular ateşidir.

Biz bayrağın fedaisi sayısız Türk genciyiz.

Biz hilâle şan arayan korku bilmez gemiciyiz.

Bu dizelerin aşağıdaki şiir anlayışlarından hangisini yansıttığı söylenebilir?

A) Soyut ve kapalı şiir anlayışını

B) Dinî değerleri öne çıkaran mistik şiir anlayışını C) Yergi ve mizahtan yararlanan Garip (I. Yeni) şiirini D) Millî duyarlılığı ön plana çıkaran Millî Edebiyat anlayı-

şını

E) Toplumun problemlerine odaklanan toplumcu gerçek- çi şiir anlayışını

3. Gün nasıl ısıtırsa tabiatı, dostluk da bizi, Bıraktık mı kollarına alır, ısıtır kalbimizi

Bu dizelerde geçen “gün” sözcü aşağıdaki anlamlar- dan hangisini karşılamaktadır?

A) Güneş B) Zaman C) Gündüz

D) Tarih E) Çağ

4. Hasta öküzlerin yaşlı gözlerinde

dinledik taşlı tarlaların sesini.

Gördük ki vermiyor

toprak altın başaklı nefesini kara

sabanlara!

…Artık

hepinizin kafasına şu

daaaaaank desin:

Köylünün toprağa hasreti var, toprağın hasreti

makinalar!

Bu dizelerde aşağıdaki sanat akımlarından hangisi- nin etkisi görülmektedir?

A) Empresyonizm B) Dadaizm

C) Romantizm D) Fütürizm

E) Sürrealizm

5. 1940 öncesinde bireysel duyarlıklara, üstelik heceli-u- yaklı biçimlerle bağlı şair, 1940’lı yıllarda çevresindeki dünyayla bütün çelişmeleri içinde yüz yüze gelir. Savaş yıllarının daha da ağırlaştırdığı koşullarda işçisi, köylüsü, dar gelirlisi ve yoksuluyla çileli yaşamı bölüşen insanlar- dır gördüğü sanatçımızın. O yaşamın içinde onun daha da yakından tanıdığı okul, hastane, sanatoryum ve ce- zaevi çevresidir. Şair de ister istemez soyut insandan, acı çeken, ezilen somut insana çevirecektir bakışlarını.

Bu, temalarını belirlerken şiirinin biçimini de değiştirir. Dil gitgide yalınlaşır, açık ve akıcı bir nitelik kazanır. Tanıdı- ğı çevrelerin insanlarını, onların duyguları, özlemleri ve çelişkilerini yine onların diliyle yansıtır şiire. Yerine göre halk deyimlerinden de yararlanır şair. Sosyal acılara söz- cülük ederken yergici olmamasına imkân var mı? Ne var ki yapıcı bir yergidir bu ve daha güzel bir dünyaya olan umuttan da kopuk değildir.

Bu parçada sözü edilen sanatçı ve onun benimsediği edebî akım aşağıdakilerin hangisi olabilir?

A) II. Yeni - Ülkü Tamer B) I. Yeni - Orhan Veli Kanık C) Saf şiir - Yahya Kemal Beyatlı D) Toplumcu gerçekçi şiir - Rıfat Ilgaz E) Millî Edebiyat - Mehmet Emin Yurdakul

7

(14)

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

6. Ne arzum, ne emelim, Yaralanmış bir elim, Ben gurbette değilim, Gurbet benim içimde!

Bu dörtlükte kullanılan kafiyenin türü aşağıdakiler- den hangisidir?

A) Yarım B) Tam C) Zengin

D) Tunç E) Cinaslı

7. Kurtuluş Savaşı’na katılmak amacıyla Anadolu’ya geç- tiğinden orta öğrenimini savaştan sonra tamamladı.

Anadolu Ajansı temsilcisi olarak Fransa’ya gönderildi.

Görevinin yanı sıra Paris’te Siyasal Bilgiler Okulu’nda yükseköğrenimini tamamladı. Şiirinin başlıca özellikleri, yalınlık, bazılarındaki ilginç benzetmelerdir. Mallerme’nin Deniz Meltemi şiirinin çevirisi de, Türkçeyi kullanmadaki ustalığının, çağdaş şiir dilimizin oluşmasına katkılarının bir örneği kabul edilir. İstanbul’un işgale uğraması üzerine

“Gurbet” şiirini yazmış ve Gurbet Şairi olarak anılmıştır.

İzmir’in Yunan işgaline uğramasından sonra da “Türk’ün İlahisi” şiirini yazmıştır. Pastoral tarzda yazdığı “Bingöl Çobanları” şiiri de sanatçının tanınmasında etkili olmuş- tur.

Bu parçada sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden han- gisidir?

A) Orhan Şaik Gökyay B) Kemalettin kamu C) Arif Nihat Asya D) Zeki Ömer Defne

E) Faruk Nafiz Çamlıbel

8. Yalnız senin tatlı esen havanda Kendi millî gururumu sezerim Yalnız senin dağında ya ovanda Başım gökte, alnım açık gezerim

Bu parçada şair aşağıdakilerden hangisine seslen- miştir?

A) Vatan B) Sevgili C) Millet

D) Dağ E) Ova

9. “1940 Kuşağı” adını alan bir grup genç şair Nazım Hik- met’in açtığı yoldan ilerleyerek bir şiir dünyası kurarlar:

Sosyal yanı ağır basan “toplumcu gerçekçi” bir şiir dün- yasıdır bu. A. Kadir, Niyazi Akıncıoğlu, Ömer Faruk Top- rak, Suat Taşer, Cahit Irgat, Mehmet Kemal, Arif Damar gibi şairlerin oluşturduğu topluluğun en önemli isimlerin- den biri de Rıfat Ilgaz’dır.

Bu açıklamalara göre, I.

Mısırlı kardeşim Biliyorum,

İstiklâl otobüs değil ki

birini kaçırdın mı öbürüne binesin…

İstiklâl sevgilimiz gibidir aldattı mı bir kere zor döner bir daha II.

Hiroşima’da öleli, oluyor bir on yıl kadar Yedi yaşında bir kızım, büyümez ölü çocuklar.

III.

Saat geçer, göl geçilmez Gölün içinde akıyor ırmak hayli müşkülpesent bir çocuk büyürken kanat kanat bir güvercin göğün içinde

dizelerinden hangileri bu parçada adı geçen sanatçı- lardan birine ait olamaz?

A) Yalnız I. B) Yalnız II. C) Yalnız III.

D) I ve II. E) II ve III.

10. Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!

Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?

“Tarih”i “tekerrür” diye tarif ediyorlar;

Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?

Bu dizelerin şairi için aşağıdakilerden hangisi söyle- nebilir?

A) Tarihi, masallarla bir tutar.

B) Tarihten ibret alanları takdir eder.

C) Geçmişten hisse alınmadığına inanır.

D) Önemli olayların tarihe mal olduğunu düşünür.

E) Geleceğe umutla bakılması gerektiğini düşünür.

(15)

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı

Garip Akımı / İkinci Yeni Şiiri 1. 1940’lı yıllarda üç genç şair (Orhan Veli, Oktay Rifat,

Melih Cevdet Anday) bir seçki yayımladılar. Seçkinin ön sözünde, şiirde ölçü ve uyağa, “şairaneliğe” karşı olduk- larını belirten bu genç şairler, gerçekten de, dizenin en yalın birimlerine indirgenmiş şiirleriyle, çağdaş şiir dilimi- zin konuşma dili ve günlük yaşam yalınlığıyla buluşma- sında önemli bir görev üstlendiler. Bu yıllarda yayımladık- ları öteki şiir kitaplarında Türk şiirinin lirik ana kaynağına yöneldiler. Yine, Orhan Veli’nin sağlığında her üç şairin, onun ölümünden sonra da Oktay Rifat ve Melih Cevdet Anday’ın şiirlerinde, 1940 toplumcu şairlerinin temaları da farklı sanatsal biçim ve yaklaşımlarla da olsa (ironi ve hu- mor ögeleri vb.) çokça işlendi.

Bu parçada sözü edilen genç sanatçıların oluşturdu- ğu edebî topluluk aşağıdakilerden hangisidir?

A) Garip akımı B) Saf şiir (Öz şiir) C) Toplumcu gerçekçi şiir D) Mavi hareketi

E) Millî Edebiyat zevk ve anlayışını yansıtan şiir

2. 1940’lı yıllarda ve 50’li yılların başlarında çeşitli üslup ve arayışların yansıdığı kitaplarında açık ve aydınlık şiirler yayımlayan İlhan Berk, 1958’de yayınlanan Galile Deni- zi’nde soyut betimlemelere, uzak çağrışımlara, soyut bir şiir dünyasına yöneldi. Fazıl Hüsnü Dağlarca 60’lı yıllara doğru dilde soyutlamacılığın yoğunlaştığı ürünler verdi.

Sonradan - - - - diye adlandırılacak olan şiir anlayışıyla yazan Ece Ayhan, Cemal Süreya, Sezai Karakoç, Kemal Özer, Ülkü Tamer vb. daha genç şairlerin, bu anlayışın genel özelliklerini yansıtan ilk kitapları da 1950’li yılların sonlarında yayımlandı.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangi- si getirilmelidir?

A) Saf şiir (Öz şiir) B) İkinci Yeni C) Toplumcu gerçekçi şiir D) Mavi hareketi

E) Millî Edebiyat zevk ve anlayışını yansıtan şiir

3. 1954’te İlhan Berk’in ortalarda kıpır kıpır dolaştığını, “- - - -”

görüşünü dile getirdiğini görüp “Yeditepe”de toplumsal açıdan yeniliğe nasıl bakılması gerektiğini anlatmaya ça- lışan bir yazı yayımlamıştım.

Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden han- gisi getirilemez?

A) Sanat yenilik içindir.

B) Biçim içerikten önce gelir.

C) Anlam değil imge önemlidir.

D) Hayal gücüne ağırlık verilmelidir.

E) Sıradan insanlar şiire konu olmalıdır.

4. Konuşmacının “Siz bugün İkinci Yeni denen hareketin bir temsilcisi olduğunuza göre bu şiiri nasıl tarif edersiniz?”

sorusu karşısında - - - - başlıyor anlamsız şiirin ne oldu- ğunu anlatmaya.

Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden han- gisi getirilemez?

A) İlhan Berk B) Turgut Uyar C) Ülkü Tamer D) Cemal Safi E) Edip Cansever

5. Kuşlar üstünde gezer, gurbete düşmüş kuşlar, Yaşlı bir göz gibi sahraya bakan penceremin;

Bu dağın gülleri, derdim ki, neden solmuşlar?

Beddua ettiği yermiş meğer âşık Kerem’in!

Bu dizelerde geçen, I. Güllerin solması

II. Kuşların gurbete düşmesi

III. Âşık Kerem’in dağa beddua etmesi ifadelerinden hangileri bir imgedir?

A) Yalnız I. B) Yalnız II. C) Yalnız III.

D) I ve II. E) II ve III.

6. 1955 sonrası şiirimizde genel bir değişim başlıyor. 1957 yılına kadar yazdıklarımı Yerçekimli Karanfil adlı kitabım- da topluyorum. 1956’da Oktay Rifat’ın, Perçemli Sokak’ı;

I

1958’de İlhan Berk’in Şeyler Kitabı; yine aynı yılda Cemal II

Süreya’nın, Dünyanın En Güzel Arabistan’ı yayımlanıyor.

III

1959’da, Turgut Uyar’ın Üvercinka’sı; Ece Ayhan’ın, Kı- IV

nar Hanımın Denizleri; Ülkü Tamer’in, Soğuk Otların Al- tında adlı kitapları ile şiirimizdeki genel görünüm iyiden iyiye değişip yerleşiyor. Şiiri bir akım olarak görmek, bir- likte çıkış alışkanlığı sanmak kolaylığından vazgeçeme- yenler, bu şairleri adlandırmakta gecikmiyorlar.

Bu parçada numaralanmış eserlerin hangileri yer de- ğiştirildiğinde sanatçı-eser yanlışlığı giderilmiş olur?

A) I ve II. B) I ve III. C) II ve III.

D) II ve IV. E) III ve IV.

8

(16)

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

7. Bir gün Tanpınar şiirlerimi görmek istiyor. 17-18 yaşların- dayım. Tünel’deki Narmanlı Yurdu’na gidiyorum. Bana kocaman bir çay fincanıyla kahve sunuyor. Gene koca- man masasına oturup gözlüğünü taktıktan sonra, hiçbir bıkma belirtisi göstermeden bütün şiirlerimi okuyor. Oku- ması bittikten sonra başını kaldırarak (iyice aklımda) ilk cümlesini söylüyor: “Bunlar çok güzel, hepsi de güzel.

Ama hiçbiri şiir değil!” Tabii bu yargı iyiden iyiye yadırga- tıyor beni, gene de anlamış görünerek çıkıyorum dışarı.

Çıkmadan daha başka şeyler de söylüyor. Neden ölçülü uyaklı yazmadığımı soruyor bir ara.

Bu parçada Edip Cansever’in sözünü ettiği şiirler aşa- ğıdaki topluluklarının hangisinin anlayışıyla ilgilidir?

A) Yedi Meşaleciler B) Saf şiir (Öz şiir) C) Beş Hececiler D) II. Yeni

E) Milli Edebiyat zevk ve anlayışını sürdüren şiir

8. Öz ve biçim dengesini yetkinliğe ulaştırarak asıl kişiliğini bul- duğu kitabının Galile Denizi olduğu söylenebilir. Bu kitabın- daki şiirlerle başlayan soyutlama eğilimleriyle İkinci Yeni’nin başlıca şairleri arasında yer almıştır. Batı şiirinin rondo gibi.

türlerinin denendiği Çivi Yazısı’ndaki arayışları Mısırkalyo- niğne’de letrizme varıyor. Âşıkane’de bu kez Doğu şiirinin klasik şiir yapılarını deneyen, beyit ve türkü biçimlerinden yararlanan sanatçının şiiri Şenlikname’de iyice düzyazıya yaklaşmaktadır. Çok kısa ve soyut şiirlerin yer aldığı Taşbas- kısı’ndan sonra Atlas’ta somut nesnelere, doğabilime ilgisi gözlemleniyor. Bu yapıtı, onun özellikle biçim alanında sen- tez kitabıdır. Kül’de de aynı özellikleri sürdürüyor. Araştırıcı kişiliği, özgün duyarlıkları ve buluşlarıyla sanatçı 20. yüzyıl Türk şiirinin en önemli şairleri arasındadır.

Bu parçada tanıtılan sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?

A) İlhan Berk B) Edip Cansever C) Turgut Uyar D) Cemal Süreya

E) Ülkü Tamer

9. Şu son dönemecini de aşınca gecenin Doğacak gün artık gündüze ilişkin değil Bu ağartı ancak yürekle karşılanabilir

Bütün iş orda işte, ordan usturuplu geçmesini bil Tutsaksan ellerini sıvışır gibi zincirlerinden Ve balyozla vursalar mısralarına

Soylu bir demir sesi yükselir

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisine seslenilmek- tedir?

A) Şaire B) Yolcuya C) İşçiye D) Mahkuma E) Sevgiliye

10. Belli bir ağırlığı, var olan değerler dizgesinin aşılmasına verirken belli bir ağırlığı da duyarlılık üzerinde yoğunlaştı- rır. Belki gizli, belki açık bir coşumculuktan izler taşır. Har- be Giden’de, Böcekler’de, Davet’te, Ne Kadar Güzel’de, Anlatamıyorum’da bu tavır hâkimdir. Böylece şiir, kendi- sini kuşatan ağırlıklardan kurtulur ve kendi iç ahengini oluşturur. Usta elleştirmen Nurullah Ataç’ın, bu tarz şiirleri beğenmesinin nedeni de budur. Şiir; duyarlığını, pırıltısını bir fosfor gibi kendi içinden almalıdır.

Bu parçada şiirlerinden örnekler verilen şair ve tem- sil ettiği şiir topluluğu aşağıdakilerin hangisinde ve- rilmiştir?

A) Attila İlhan - Mavi B) Ahmet Haşim - Saf şiir C) Cemal Süreya - II. Yeni D) Orhan Veli Kanık - I. Yeni E) Nazım Hikmet - Toplumcu şiir

11. Aşağıdaki dizelerin hangisinde örtük bir ileti söz ko- nusu değildir?

A) Akşam geri verince bana gözlerimi Şehir de kayboldu, denizin durgunluğu da B) Biliyorsun ben hangi şehirdeysem Yalnızlığın başkenti orası

C) Şimdi bir güvercinin uçuşunu bölüşüyoruz Gökyüzünün o meşhur maviliğinde D) Kapkara gökler altında içimizin Yığın yığın dumanları tütüyor E) Süzülüp mavi göklerden yere doğru Omzuma bir beyaz güvercin kondu

12. Aşağıdaki dizelerin hangisinde toplumsal bir eleştiri söz konusudur?

A) Kendi kendine çekilmez oluyor ömrüm Her insanın ayrı ayrı yaşayabilsem kaderinde B) İnsan balıklama dalmalı içine hayatın

Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına C) Bu şehri nasıl yapmışlar böyle üst üste Ne gökyüzü koymuşlar ne günaydın D) Hava ağır toprak ağır yaprak ağır Su tozları yağıyor üstümüze E) Türkülerle doldurun göğsünüzü açılın kırlara çiçekler devşirin

(17)

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı

Dinî Değerleri, Geleneğe Duyarlılığı ve Metafizik Anlayışı Öne Çıkaran Şiir - 1 1. Rasim Özdenören, Erdem Beyazıt ve Mehmet Akif

İnan’la Maraş Lisesinde başlayan arkadaşlıkları Diriliş, Edebiyat ve Mavera dergilerinde sürdü. 1967’de haftalık Yeni İstiklal gazetesinde yayımlanan şiirlerini ilk kitabı”

İşaret Çocuklar”ına aldı. 1973’te ikinci kitabı “Yedi Güzel Adam” çıktı. Kalbi binlerce Müslüman yürek için atıyordu ve sesleniyordu tüm kalbiyle olanlara: “Bir kalbiniz vardır, onu tanıyınız.” Yazdığı bir çift mısrada “Bir şair olmak is- terdim / İslam haritasında” diyordu. Tüm benliğini inancı uğruna harcamak istiyordu. Gâh Afganistan’ın gâh Filis- tin’in gâh Beyrut’un hüznü oturmuştur o nahif şairin içine.

“Yanakları, saçları, gözleri yanmış, Zehirli gaz bombaları

Yılan gibi sokmuş, yalamış gövdelerini Ağızları, küçücük dilleri yanmış Bütün Beyrut sapsarı olmuş.”

dizelerinde zulüm altında ezilen mazlumların yanında atan bir kalp olmayı kendine has duyarlılığıyla dile getir- miştir.

Bu parçada sözü edilen şair, aşağıdaki şiir akımların- dan hangisinin temsilcileri arasında yer alır?

A) Divan edebiyatı B) Millî Edebiyat C) Mistik şiir D) Toplumsal gerçekçi

E) II. Yeni

2. Mistik akım bu şairde çok çarpıcı olarak görülür. Doğu dinleri ve felsefesini çok iyi bilen, gerçeği bunlar vasıta- sıyla aşmaya çalışan şairin şiirleri varlığın derinliğine inen ve insanı asırlardan beri geliştiren tarih ve medeniyetin içinde ele alan “kültür şiiri”dir. Bu şiir, bütün kâinatı karar ve okuyucuda garip, zengin, karışık izlenimler bırakır.

Bu açıklamaya göre aşağıdaki dizelerden hangisi sözü edilen şaire ait olabilir?

A) an gelir

paldır küldür yıkılır bulutlar B) 1902’de doğdum

doğduğum şehre dönmedim bir daha C) gece başladı mı bir yerde

ağır kurşun bulutlar iner üzerime D) iyilikler dolu yüreğin var

rahmetler taşıran

E) bir güldür severken kırmızı bir güldür çocuk kahkahalarında

3. I

Dediler: “Veda Tepeleri üstünden Üzerimize ayın on dördü doğdu Şükürler olsun, şükürler olsun Bize vacip oldu, şükretmek Şükürler olsun...”

II

inanınca duanın gücü artar tutsaklık eridi

bir akımdır geçen yüreğimden en uzaktaki bir Müslüman’ın yüreğine

Aşağıdakilerden hangisi numaralanmış dizelerin or- tak özelliğidir?

A) Dinî bir duyarlığın anlatılması B) Millî değerlerin ön plana çıkarılması C) Toplumsal problemlerin işlenmiş olması D) Konudan çok, dil ve üsluba önem verilmesi E) Batı kültür ve medeniyetinin etkilerinin görülmesi

4. - - - -

Bu dizeler, ondaki aşkın boyutunun gelip dayandığı nok- taları, aşkın dönüşüp sonsuz olanla kurduğu bağlantıları işaret eder. Sanat için tasavvufi aşkın da gerekli olduğunu söyleyen şair, hayatının mihenk taşlarının en önemlisini, mümin kalbinin nefes aldığı gerçek mekânları gösterir bize.

Bu parçaya göre boş bırakılan yere, aşağıdaki dizele- rin hangisi getirilmelidir?

A) Nerede bulabilsem seni

Yetişip dizüstü düşebilsem eteklerine B) Benim sevdiğim dilberin

Gönlü çelik, bağrı taştır

C) Bu akşam sonbahar ne kadar serin Geceyi hasretle bekliyor zaman D) Masamda düşünen eski lambayı Yakmayın, odamız karanlık dursun.

E) Gök mavi mavi gülümsüyordu, Yeşil yeşil dallar arasından

9

Referanslar

Benzer Belgeler

D) Mektup E) Otobiyografi Başka birinin hayat hikâyesi anlatıldığından biyografi- dir. Yaşamı yazılan kişinin kendisi tarafından değil, onunla ilgili araştırma yapan,

(I) Türk edebiyatının destan geleneğinden halk hikâye- ciliğine geçiş dönemi eseri olan Dede Korkut Hikâyeleri, Türk boylarının Kafkasya ve Azerbaycan yörelerindeki

Beyaz ipek gibi yağdı kar Bir kız kardan hafif yüreğiyle. Geçip gitti güvercinleri anımsatarak

Hızla büyüyen, nüfus yoğunluğu ve sanayileşme bakımından sürekli gelişim gösteren İzmir Metropolü Yerleşim Alanında mikro dağılımla yerleştirilmiş

Türk DüĢüncesi Ġçinde Kutadgu Bilig’in Değeri, Uluslararası Kastamonu Türk Dünyası Kültür BaĢkenti Sempozyumu, Kastamonu, Mayıs 2018 (Bildiriler Kitabı)

37. Ahirete iman, kıyametin kopacağına ve kıyamet koptuktan sonra yeniden diriltilmenin gerçekleşeceğine dair inancı da kapsar. Kur’an-ı Kerim, kıyameti ve

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fen Edebiyat Türk Dili ve Edebiyatı Dersin Adı Çağdaş Türk Lehçeleri IV.

Ya- ni tıpkı bilgisayar virüslerinde olduğu gibi sporcu- lar önce doping yapıyor, sonra araştırmacılar nasıl bir doping yapıldığını anlamaya ve tespit yöntem-