• Sonuç bulunamadı

Hakgüder: Sizin kazanacağınız da çok… Benim istedi- istedi-ğim sadece yüzde on…

Bu tiyatro metni için aşağıdakilerden hangisi söyle-nemez?

A) Oyunda yer verilen çatışma, sıradan insanların birbi-riyle ilişkisine dayanır.

B) Oyunun kahramanları, kişiliklerine uygun bir şekilde konuşturulmuştur.

C) Herkesin anlayabileceği, günlük hayatta kullanılan bir dil tercih edilmiştir.

D) Yaşadığı çağa ve çevreye ayak uyduramayan bireyin bunalımları işlenmiştir.

E) Her toplumda karşılaşılabilecek bir temaya yer veril-miştir.

8. Geleneksel tiyatronun kurallarını hiçe sayan, bir olayı canlandırmaktan çok, bir ses ve hareket düzeni olan, az olay ve çok mesaj vermeyi amaçlayan çağdaş tiyatro türü absürt tiyatroda serim, düğüm, çözüm bölümlerine ve dekora önem verilmez. Zihinde cereyan eden zaman ele alınır. Kahramanların psikolojisi yansıtılırken insanın en kötü hâlinin portresi çizilir.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen ti-yatro türüne örnektir?

A) Canlı Maymun Lokantası-Güngör Dilmen B) Fazilet Eczanesi-Haldun Taner

C) Asiye Nasıl Kurtulur-Vasıf Öngören D) Ayak Bacak Fabrikası-Sermet Çağan E) Rumuz Goncagül-Oktay Arayıcı

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı

1950 Sonrası Türk Tiyatrosu - 2 1. (Frigya Kralı Midas; altına ve paraya tutkuyla bağlı,

cim-ri bicim-ridir. Midas Fcim-rigya’ya doğru gelen Tanrı Dionisos ve onun can yoldaşı olan Silenos’a bir oyun oynar. Silenos’u alıkoyan Midas Tanrı Dionisos’a Silenos’un yerini bildiğini söyler. Dionisos’tan Silenos’un yerini söylemesi karşılı-ğında her şeyi altına dönüştürebilme gücünü ister. Ancak daha sonra sahip olduğu güçten pişmanlık duyar.) Silenos: Savurgan mevsim başladı işte, rüzgârlar biçim-siz esmede.

Midas: (Soluk soluğa girer.) Dionisos, kurtar beni bun-dan, geri al verdiğin gücü.

Dionisos: Geri al diyor dönmüş gönlü. Kolay alınır verilir bir bağış değil ki bu.

(Midas’ın kızını sahneye taşırlar.)

Midas: Kızımın suçu ne?.. Kavuştur onu yeniden ışığa;

havaya suya, yeniden çarpsın yüreği. Alca kanı yürüsün, sesi ağaçlarda yankılansın, saçları yelde savrulsun.

Bu tiyatro metni için aşağıdakilerden hangisi söyle-nemez?

A) Günümüze dair bir sorun mitolojiden yararlanılarak ortaya konulmuştur.

B) Parantez içindeki ifadelerle oyun kişilerinin hareketle-ri vehareketle-rilmiştir.

C) Maddi değerlere aşırı bağlanmanın sakıncaları dile getirilmiştir.

D) Açık, akıcı ve şiirsel bir dil kullanılmıştır.

E) Çatışma, gündelik yaşamda karşılaşılabilecek kişiler arasında geçmektedir.

2. KADIN: (Bıçağı ve şarkıyı bırakır, sol elinin başparmağını ağzına götürür.) Uf, elimi kestim!

ADAM: Neyi kestin?

KADIN: Elimi.

ADAM: Niçin kesiyorsun elini?

KADIN: Ben kesmek istemiyordum, bıçak kesti.

ADAM: Darılma ama sevgilim, dikkat etmemişsindir de ondan. Ben de dikkat etmediğim için bak, yüreğim sıkılı-yor. Parmağına da dikkat etmeli insan, yüreğine de. Öyle değil mi? Bıçaklara ve insanlara...

Bu oyunla ilgili,

I. İnsanların ruhsal durumları, çelişkileri yansıtılmıştır.

II. Seyirci, hayatı sorgulamaya yöneltilmiştir.

III. Gerçekçi zaman ve mekân unsurları terk edilmiştir.

saptamalarından hangileri doğrudur?

A) Yalnız I B) I ve II. C) I ve III.

D) II ve III. E) I, II ve III.

3. KÖSEM: (Sanki sevgi dolu bir sitemle) Neden bir kez olsun daireme gelip beni aramaz, seni görmek mutlulu-ğundan yoksun bırakırsın beni, a kızım? Ben senin anan değil miyim?

TURHAN: (Aynı sahte sevgiyle) Anamdan göremeyece-ğim iyilikler gördüm sizden, Sultan'ım.

KÖSEM: (İç sesi) Gözlerindeki kurnaz parıltı derinlikle-rime işliyor, onda kendimi görür gibi oldukça yüreğim ür-küp kabuğuna çekiliyor sanki. (Açıktan) Arzuların varsa, bir dediğin iki olmaz. Padişah anasının da dertleri olabilir.

Kimseye açamadığın kaygıların varsa neden benimle, anacığınla paylaşarak katlanılır duruma sokmuyorsun onları?

TURHAN: (İç sesi) Onun yok etme tutkusunu direnme tutkusuyla karşılayacağım ben. Kendimi ona çekici bir lokma gibi sunacağım ama bu kılçıklı lokma boğazını yır-tacak onun.

Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A) Kahramanlar arasında çıkar çatışması söz konusu-dur.

B) İç konuşmalarla oyun kişilerinin gerçek kişilikleri sez-dirilmiştir.

C) Kadınlar devlet yönetiminde etkilidir.

D) Oyun üç birlik kuralına uygun olarak kurgulanmıştır.

E) Soylular arasında yaşanan bir hadise oyunlaştırılmıştır.

4. Cumhuriyet Dönemi’nin tanınmış gazetecilerinden ve tiyatro yazarlarındandır. Oyunlarında gazetecilik mesle-ğinin kendisine kazandırdığı geniş gözlem imkânlarını başarı ile kullandığı; toplumu rahatsız eden, yadırganan meseleleri usta bir gazeteci gözlemciliği ile sahneye ak-tardığı görülür. İlk oyunu “Büyük Şehir” 1942-1943 sezo-nunda İstanbul Şehir Tiyatrosunda sahnelenmiş ve büyük ilgi görmüştür. En tanınmış oyunlarından olan “Paydos”

ise yurt dışında sahnelenen ilk Türk piyesi olma özelliğine sahiptir.

Bu parçada sözü edilen tiyatro yazarımız aşağıdaki-lerden hangisidir?

A) Sabahattin Kudret Aksal B) Cevat Fehmi Başkut C) Vedat Nedim Tör D) A. Turan Oflazoğlu E) Recep Bilginer

21

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

5. Kadın: Saat kaç?

Erkek: (Duvardaki saate bakar.) Saat durmuş çoktan.

Kadın: Saat durmuş... Bu sırada duvar saati işlemeye başlar. İkisi de görürler bunu.

Kadın: Durmamış mıydı bu saat?

Erkek: Evet, durmuştu.

Kadın: Kendiliğinden demek...

Erkek: İşlemeye başladı. (Bir sessizlik... Saatin işlediği duyulur.)

Kadın: Ben kaçta gelmiştim buraya.

Erkek: (Düşünür) Bilmem.

(Mikado’nun Çöpleri) Bu metin parçasının alındığı eser aşağıdakilerden hangisine aittir?

A) Güngör Dilmen B) Haldun Taner C) Melih Cevdet Anday D) Sabahattin Kudret Aksal E) Oktay Arayıcı

6. Aşağıdakilerden hangisi Turgut Özakman’ın eserle-rinden biri değildir?

A) Sarıpınar 1914 B) Paramparça C) Güneşte On Kişi D) Duvarların Ötesi

E) Yunus Emre

7. Töreden en çok kadınlar zarar gördüğü hâlde, bazı oyun-larda kadınların aynı zamanda bu töreleri taşıyan ve yeni kuşağa aktaran kişiler olduğu görülmektedir. “Taziye”de Kevsa, “Bir Ölümün Toplumsal Anatomisi”nde Zalha, “Ölü-mü Yaşamak”ta Aysa Ana, “Bozkır Güzellemesi”nde Hali-me, o bu nitelikteki kadınlardan bazılarıdır.

Bu parçada eserinden söz edilmeyen sanatçı aşağı-dakilerden hangisidir?

A) Nezihe Araz B) Recep Bilginer C) Murathan Mungan D) Oktay Arayıcı

E) Orhan Asena

8. Kadın: Ne iş yaparsınız?

Erkek: Geçinmek için mi?

Kadın: Evet, geçinmek için tabii. Başka niçin olacak?

Erkek: Bana bir iş yakıştırın!

Kadın: Bulamıyorum.

Erkek: Sevindim buna! Demek ki işimi üstüme başıma sindirmemişim. İğretiliğini koruyabilmişim. Böyle söyle-mekle işimi sadece geçimimi sağlamak için yaptığıma beni bir kez daha inandırdınız. İşini bir etiket gibi yüzünde taşıyan insanları hiç sevmem de… Onlar gibi olmak iste-mem. Bilirsiniz siz de öyle insanlar vardır ki mesleklerinin somut bir görünüşüdürler sanki. Eşleri bile onlardan, bi-zim doktor, bibi-zim başkan diye söz eder.

Kadın: Evet, evet. Bir arkadaşım vardı, nişanlanmıştı da sormuştum ben de kiminle diye. Sözcüklerin üstüne ba-sarak bir demir döküm uzmanıyla, demişti. Ben de düşün-müştüm ne özelliği var bunun? Bir demir döküm uzmanıy-la ne biçimde konuşulur, gezilir, yemek yenir diye?

(Bay Hiç) Bu oyun ve yazarı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Cumhuriyet’in ilk yıllarında kaleme alınmıştır.

B) Karakterler, hayatı sorgulama konusunda benzer özellikler taşımaktadır.

C) Toplumsal etiketlerin göz ardı edilerek insana insan gözüyle bakılması gerektiği vurgulanmaktadır.

D) Sabahattin Kudret Aksal’a ait bir tiyatro eseridir.

E) İnsanların, görünüşleriyle mesleklerini yansıttıkları fikri söz konusudur.

9. Aşağıdaki tiyatro eserlerinden hangisi Necati Cuma-lı’ya ait değildir?

A) Ayak Parmakları B) Yeni Çıkan Şarkılar C) Boş Beşik

D) Nalınlar E) Derya Gülü

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı

Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı ve Dünya Edebiyatında Deneme 1. • Bize Göre

• Bu Ülke • Beş Şehir

• Karalama Defteri

Aşağıdaki sanatçılardan hangisi bu eserlerden biri-nin yazarı değildir?

A) Mehmet Kaplan B) Ahmet Haşim

C) Ahmet Hamdi Tanpınar D) Cemil Meriç

E) Nurullah Ataç

2. Gökyüzünün rengi, denizin mavisi, ağaçların yaprakları, kaldırımın taşları soğuktu. Aceleci adımlar yürümüyordu sa- hilde. Güneş, sonunda çekmişti perdelerini tüm pencereleri-nin. Ama ilk ışıklar silememişti camlardaki buğuyu. İçimdeki sıcaklığa rağmen üşüdüm sokağın ayazında. Yüreğimin de-rinliklerinde bir telin ince ince sızısını duydum. Ve gezinirken düşüncelerimde, bir şairin dizelerine rastladım.

Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene-mez?

A) Tanımlamalardan yararlanıldığı B) Niteleyici ifadelere yer verildiği C) Kişileştirme sanatına yer verildiği D) Farklı duyulara ait ayrıntıların olduğu E) İçten bir üslup kullanıldığı

3. Minik bir göçmen kuşun çığlığında yakaladım sabahı.

Ne gece ne sabahtı zaman. Sonsuzluğun gri örtüsünü yırtmak üzereydi güneşin ilk ışıkları. Öylesine bir günü kucaklamak üzereyken evrenin sonsuzluğunda bir nok-ta gibiydim. Başımı pencereye çevirince göz göze geldik denizle ve denizin eşsiz mavisi ile. Henüz uyanmamıştı martılar, gemiler, balıkçı tekneleri, kayıklar... Her şey, her yer uykudaydı.

Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Nesnellik ağır basmaktadır.

B) Söz sanatlarından uzak durulmuştur.

C) Betimleme söz konusudur.

D) Sadece görme duyusuna ait ögeler kullanılmıştır.

E) Cümleler kurallı bir şekilde oluşturulmuştur.

4. Bir yazarın özgürce seçtiği herhangi bir konu üzerinde kesin yargılara varmadan kişisel düşüncelerini serbest-çe anlattığı yazılardır. Kendisinden önce benzeri yazılar yazılmış olmakla birlikte 16. yüzyılda bu kavramı, ilk kez kullanan Fransız yazar Montaigne’dir.

Bu parçada aşağıdaki metin türlerinden hangisiyle il-gili bilgi verilmiştir?

A) Sohbet B) Fıkra C) Deneme

D) Makale E) Mülakat

5. Kaleminden çıkanı birkaç kez okumayan, bir iki yerini düzeltmeyen yazarı pek sevmem. Kendini beğenmiş bir adamdır, yanılabileceğini pek aklına getirmiyor demek-tir. Öyle yazarların okurlarına da saygıları yoktur. Ama bir yazdıklarını tekrar tekrar okuyan, bir türlü ellerinden bırakmayan, boyuna düzeltmeye çalışan yazarlardan da hoşlanmam. Yazdıklarını öyle uzun uzun çalışmakla gü-zelleştireceklerini sanırlar. Oysaki üslup, kişinin ta kendisi olduğuna göre sonradan düzeltilemez, güzelleştirilemez.

Kalemden nasıl çıktıysa öyle kalır.

Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene-mez?

A) Dil göndergesel işlevde kullanılmıştır.

B) Öznel cümlelere yer verilmiştir.

C) Yazar düşüncelerini ispatlama amacındadır.

D) Samimi bir üslup kullanılmıştır.

E) Bir düşünce yazısından alınmıştır.

6. Tartışma ile nereye varılabilir? Biri doğuya gider, biri ba-tıya; yolda rastladıkları ayrıntılara saplanır ve konudan ayrılırlar. Bir saat cenkleştikten sonra, neyi aradıklarını bilemez olurlar. Kimi konunun üstüne çıkmış, kimi altına inmiş, kimi de kenarında kalmıştır. Kimi bir kelimeye, bir benzerliğe takılır; kimi söylenene kulak bile vermeden bir şeyi tutturur ve yalnız kendi söylediklerini dinler. Başka biri de kendine güvenmediği için her şeyden kaçınır, hiç-bir fikri kabul etmez.

Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene-mez?

A) Bir olgu gün yüzüne çıkarılmıştır.

B) Konuşma havası içerisinde yazılmıştır.

C) Soru ve cevaplarla samimi bir üslup oluşturulmuştur.

D) Tartışma konusunda öznel değerlendirmelere yer ve-rilmiştir.

E) Fikirler kanıtlanmaya çalışılmıştır.

22

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

7. I. Şiir üzerine tartışmalar, çekişmeler sürüp gidiyor. Bir bakımdan iyi bir şey; doğru, yanlış hepsi de ilgiye değer birtakım düşünceler üzerinde durmamıza, kendimizin hangi yandan olduğumuzu, ne demek istediğimizi daha açıkça anlayıp anlatmaya çalışmamıza vesile oluyor. Bir bakımdan araştırmamız ne olduğumuzu bilmediğimizden gelmez mi?

II. Dost ve dostluk dediğimiz, çoğunlukla ruhlarımızın be-raber olmasını sağlayan bir rastlantı ya da zorunlulukla edindiğimiz ilintiler, yakınlıklardır. Benim anlattığım dost-lukta ruhlar o kadar derinden uyuşmuş, karışmış, kay-naşmıştır ki onları birleştiren dikişi silip süpürmüş ve artık bulamaz olmuşlardır.

Aşağıdakilerden hangisi verilen parçaların ortak özel-liği değildir?

A) Ait oldukları metin türü B) Dilin kullanıldığı işlev C) Ben dilini kullanmaları D) Benzetmelerin yer alması E) Öznel bir anlatımın olması

8. Dilimiz, konuşma dilimizden çok yazı dilimiz, yüz yılı aş-kın bir zamandan beri durmadan değişiyor. Değişmesini bir dileyen oldu bir buyuran oldu diye değil değişmesi ge-rektiği için değiştirmek zorunda olduğumuzdan, içimizden duyduğumuz için değişiyor. Elimizdeki dille, dünden kalan dille, istediğimizi söyleyemediğimiz, istediğimiz gibi söy- leyemediğimiz için değişiyor. Bu değişme, bir bakıyorsu- nuz hızlanıyor, çok kimseleri şaşırtacak, başlarını döndü-recek kadar hızlanıyor; bir bakıyorsunuz ağırlaşıyor, artık duracak sanıyorsunuz. Ama durmuyor. Durdurmak kim-senin elinde değil, durdurabilsek çoktan durduracaktık.

Yazarlarımızın çoğu ta başlangıçtan beri, bu değişmeye sinirleniyor, bu değişmeyi istemiyor. Kimi öfkelenip bağı-rıyor. Sonra öfkeleneni de eğlenip alay edeni de değişime uyuyor, dilini değiştiriyor, bir gün önce istemediği yeni dil-le yazıyor.

Bu parçada dildeki değişimle ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Karşı çıkanların zamanla bu değişimi kabul ettiğine B) Daha çok yazı dilinde gerçekleştiğine

C) Kaçınılmaz olduğuna

D) Zaman zaman hızının değiştiğine E) Kontrol altına alınması gerektiğine

9. Aşağıdaki yazar-eser eşleştirmelerinden hangisi yan-lıştır?

A) Yaşadığım Gibi - Ahmet Hamdi Tanpınar B) Boğaziçi Şıngır Mıngır - Sabahattin Ali C) Mağaradakiler - Cemil Meriç

D) Sözden Söze - Nurullah Ataç

E) Günlerin Götürdüğü - Suut Kemal Yetkin

10. Deneme türüyle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlış-tır?

A) Konuda kısıtlama yoktur.

B) Sanatsal metin türlerindendir.

C) Yazarı içten bir üslup kullanır.

D) Konularına göre sınıflandırılabilir.

E) Yazar düşüncelerini kanıtlamak zorunda değildir.

11 Yalnız yaşamanın bir tek amacı vardır sanıyorum: daha rahat yaşamak. Fakat her zaman, buna hangi yoldan va-racağımızı pek bilmiyoruz. Çok kez insan dünya işlerini bıraktığını sanır oysaki bu işlerin yolunu değiştirmekten başka bir şey yapmamıştır. Bir aileyi yönetmek, bir devleti yönetmekten hiç de kolay değildir. Ruh nerede bunalırsa bunalsın, hep aynı ruhtur. Ev işlerinin az önemli olması, daha az yorucu olmasını gerektirmez. Bundan başka, sa- raydan ve pazardan el çekmekle hayatımızın baş kaygı-larından kurtulmuş olmuyoruz. Dertlerimizi avutan akıl ve hikmettir, o engin denizlerin ötesindeki yerler değil.

Bu parçanın dil ve anlatım özellikleriyle ilgili aşağıda-kilerden hangisi söylenemez?

A) Sohbet üslubu kullanılmıştır.

B) Devrik cümleler vardır.

C) Herkesi ilgilendiren bir konuya değinilmiştir.

D) Tanımlamalardan yararlanılmıştır.

E) Öznel bir bakış açısı söz konusudur.

http://odsgm.meb.gov.tr/kurslar/

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı

Cumhuriyet Döneminde Söylev / İslamiyetin Kabulünden Önceki Türk Edebiyatında Söylev 1. XX. yy. yazarlarındandır. Edebiyatımızda hitabet türünü

geliştiren ve bu sahada güzel örnekler sunan hatipleri-mizdendir. Şiirlerinde ve hitabelerinde Namık Kemal’in etkisi görülür. Namık Kemal’in şiirdeki heyecanlı ve gür sesini hitabelerinde devam ettirmiştir. 7 Mart 1909’da ku-rucu sıfatıyla girdiği Fecriati Topluluğu’nda yer almıştır.

Aşk ve tabiat konularına yöneldiği şiirlerinde sanatlı bir dil kullanırken Millî Edebiyat etkisindeki şiirlerinde sade bir dil kullanmıştır. Hatipliğinin üstünlüğü şairliğinden gelir.

Bütün yazılarında derin bir bilgiye dayanan değerli tahlil-ler ve tasvirtahlil-ler yer alır. Siyasi ve sosyal olaylara bakışında realist ve inkılapçı olan hatip, kimi eserlerinde şair ve ide-alist ruhunu ortaya koymuştur. Konferans ve konuşmaları

“Dağ Yolu 1-2”de toplamıştır. “Günebakan” ise düz yazı-larının toplandığı eseridir.

Bu parçada sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden han-gisidir?

A) Hamdullah Suphi Tanrıöver B) Ömer Naci

C) Rıza Tevfik Bölükbaşı D) Halide Edip Adıvar E) Mehmet Emin Yurdakul

2. Arkadaşlar! Ekonomi demek, her şey demektir. Yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne gerekse onla-rın tamamı demektir. Ziraat demektir, ticaret demektir, her şey demektir. Bu güzel ve verimli toprakları işleyebilmek, işletebilmek için eksik olan el emeğini mutlaka modern araçlarla karşılamak zorundayız. Memleketimizi raylarla, üzerinde otomobiller çalışır yollarla donatmak zorunda-yız.

Bu parça aşağıdaki türlerin hangisinden alınmış ola-bilir?

A) Söylev B) Mülakat C) Röportaj D) Makale E) Deneme

3. Aşağıdakilerden hangisi söylev yapan kişinin amaç-larından biri olamaz?

A) Bir fikri açık bir şekilde anlatmak

B) Dinleyiciler üzerinde iz bırakıp onları ikna etmek C) Muhatapları harekete geçirmek

D) Dinleyicilerin düşüncelerini ve eylemlerini yönlendir-mek

E) Kişisel yeteneklerini göstermek

4. Aşağıdaki parçalardan hangisi bir söylev metninden alınmıştır?

A) Ey Türk askeri! Dostun ve düşmanın, kim seni cenk yerinde gördü de sana hayran olmadı; sana gönül vermedi?

B) Deneme kelimesini, yeni bir edebiyat türüne ilk defa ad olarak koyan Montaigne olmuştur.

C) Tanpınar’ın şiirlerini okurken ben zaman zaman şuna kani olmuşumdur: Onda güzellik veya estetizm “bin hasretle delik deşik” kalbinin yaralarını sarmak için maharetle kullandığı bir vasıtadan başka bir şey de-ğildir.

D) Güler yüz her şeyden önce insana cesaret verir, asık suratlı insanları kimse sevmez, dedi ve odasına çıktı.

E) Şark yolu üzerinde en güzel vilayetlerimizden birinin merkezindeyim. Şık bir istasyonu, kübik binaları, si-neması, parkı, kısacası her şeyi vardı.

5. Ey bizden daha genç olanlar! Bu emekler, bu dilekler siz-ler içindir! Bu dille sizsiz-ler, ne mutlu, bizsiz-lerden daha çok ve güzel konuşacaksınız. Hele anaların kucağında ilk sözleri öğrenen Türk çocukları! Ah, sizin konuşacağınız, sizin yazacağınız Türkçeyi duysaydım! Sizin ve sizin çocukla-rınızın ağzında Türkçe kim bilir ne güzel ne duru bir varlık olacaktır! Onu yarınki dâhi sanatkârlar kim bilir daha ne imrenilecek yeniliğe ve güzelliğe yükseltecektir. Onlar da unutmasınlar ki bu yolu onlara ilkin Mustafa Kemal açtı.

Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Ünlemlere yer verilmiştir.

B) Hitap cümleleri bulunmaktadır.

C) Söylevden alınmıştır.

D) Dil, göndergesel işlevdedir.

E) Açık ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır.

6. - - - -, araştırmacılar tarafından edebiyatımızda ilk siyasi söylev örneği kabul edilir.

Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden han-gisi getirilmelidir?

A) Kutadgu Bilig B) Orhun Yazıtları C) Nutuk

D) Gençliğe Hitabe E) Mecalisü’n Nefais

23

MEB 2018 - 2019 ● Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü

7. Üstte mavi gök, altta yağız yer yaratıldığında, ikisi arasın-da insanoğlu yaratılmış. İnsanoğlunun üzerine ecarasın-dadım Bumin Kağan, İstemi Kağan oturmuş. Oturarak Türk mil-letinin ilini, töresini tutmuş; düzenlemiş. Dört bir yan hep düşman imiş. Ordu sevk ederek dört bir yandaki milleti hep almış, hepsini tabi kılmış. Başlıya baş eğdirmiş, diz-liye diz çöktürmüş. Doğuda Kadırkan Ormanı'na kadar, batıda Demir Kapı'ya kadar ordu kondurmuş bilgili kağan imiş, yiğit kağan imiş. Buyruğu da bilgili imiş, yiğit imiş.

Beyleri de, milleti de doğru imiş. Onun için ülkeyi öyle tut-muşlar, ülkeyi tutup töreyi düzenlemişler.

Türk Oğuz beyleri, milleti işitin!

Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene-mez?

A) Dilin kanalı kontrol işlevi ağır basmaktadır.

B) Göktürkler Dönemi'ne ait bir metinden alınmıştır.

C) Bir kağanın milletine hesap vermesini anlatmaktadır.

D) Bilgilendirici bir içeriğe sahiptir.

E) Özetleyici ifadelere yer verilmiştir.

8. Söylevlerde dilin daha çok - - - - ve - - - - işlevi birlikte kullanılır.

Bu cümlede boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisinde verilenler getirilmelidir?

A) dil ötesi - kanalı kontrol

B) alıcıyı harekete geçirme - heyecana bağlı C) heyecana bağlı - dil ötesi

D) göndergesel - kanalı kontrol E) kanalı kontrol - heyecana bağlı

9. Aşağıdakilerden hangisi Cumhuriyet Dönemi’nin ünlü hatiplerinden değildir?

A) Selim Sırrı Tarcan B) Ruşen Eşref Ünaydın C) Behçet Kemal Çağlar D) Hüseyin Rahmi Gürpınar E) Mehmet Akif Ersoy

10. Güneyde Çogay Ormanı'na, Tögültün Ovası'na konayım dersen Türk milleti, öleceksin! Orda kötü kişi şöyle öğre-tiyormuş: Uzak ise kötü mal verir, yakın ise iyi mal verir diyip öyle öğretiyormuş. Bilgi bilmez kişi o sözü alıp, ya-kına gidip çok insan, öldün! O yere doğru gidersen, Türk milleti, öleceksin! Ötüken yerinde oturup kervan, kafile gönderirsen hiçbir sıkıntın yoktur. Ötüken Ormanı'nda oturursan ebediyen il tutarak oturacaksın. Türk milleti,

10. Güneyde Çogay Ormanı'na, Tögültün Ovası'na konayım dersen Türk milleti, öleceksin! Orda kötü kişi şöyle öğre-tiyormuş: Uzak ise kötü mal verir, yakın ise iyi mal verir diyip öyle öğretiyormuş. Bilgi bilmez kişi o sözü alıp, ya-kına gidip çok insan, öldün! O yere doğru gidersen, Türk milleti, öleceksin! Ötüken yerinde oturup kervan, kafile gönderirsen hiçbir sıkıntın yoktur. Ötüken Ormanı'nda oturursan ebediyen il tutarak oturacaksın. Türk milleti,

Benzer Belgeler