• Sonuç bulunamadı

HAKİM: SABIKANIZ VAR MI? Olacak inşallah. Nöbetçi mahkemede hakimin Sabıkanız var mı? sorusuna

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "HAKİM: SABIKANIZ VAR MI? Olacak inşallah. Nöbetçi mahkemede hakimin Sabıkanız var mı? sorusuna"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Uluderelilerin ‘terörle ilişkili’ ol- duğunu ima eden Erdoğan, “El yapımı bombalara hiç kaçakçı- lar basmıyor? Harita kimlerin elinde olabilir? Bu haritayla be- raber bu kaçakçılar, pekte bun- ların üzerine basmıyor. Rahat- lıkla gidip gelebiliyorlar.” 9’da Başbakan Tayyip Erdoğan, Ulu-

dere olayı ile ilgili bakanlardan ve parti yöneticilerinden Uludere ko- nusunda açıklama yapmamalarını istedi. Uludere’de olayında ha- ta yapıldığını kabul ettiklerini hatırlatan Erdoğan, “Daha

kaç kere diyeceğiz” dedi.

FİLİZ CEMSU 12’de

BİP’in 10 emri...

MEHMET FARAÇ 9’da

Batman mezarlığında yatan kim?

MEHMET ALİ GÜLLER 7’de

Cemaat üç koldan ateş açtı

HAYATİ ASILYAZICI 15’te

Türkiye gençliğinin sesi: TGB

30 MAYIS 2012 ÇARŞAMBA - 50 KURUŞ KURULUŞ 1921

ISSN 2146-2356

Bakışlarınız, düşmanı gök- lerden süzüyor. Bakışlarınız, ihaneti gizlendiği deliklerde yakalıyor. Bakışlarınız, mille- tin belleğindeki ve ciğerinde- ki değerleri mezarlarından kaldırıyor.

DOU PERNÇEK

Bakışlarınız ilk kurşunudur namusun ve cesaretin

8’de

BAYAZI

Ruh hali

Serhan Bolluk

Mays bitmeden dörtlediler. 1, 19, 23 der- ken dün de 29 Mays.

stanbul’un Fethi’nden söz etmiyoruz.

Havaclk grevi de memurunki gibi son derece baarl.

Hükümet, ikolunda grevi yasaklyor. En önde kaptan pilotlar, yer gök isyan oldu.

Ulatrma Bakan “Yolcu madur olursa gerekeni yapmaktan kaçnmayz” diyesi.

Ne yapacak? Uçaklar nasl uçuracak?

Amele pazarnda pilot, teknisyen bulu- nur mu?

Buraya kadar tamam da. Türk- nere- de? Hava-’in eylemine kuru açklamayla m destek olunacak? Koskoca Konfederas- yon ne ie yarar?

Ya Meclis muhalefeti? Sendika Genel Bakan Atilay Ayçin’in partilerle yapt

görümelerden “vaatle” döndüünü öreni- yoruz...

çiden hemen memura geçelim.

Öretmenler snavlara girmeme eylemi- ne hazrlanyor. KPSS, üniversite snav, açk öretim...

Emekçi elindeki araçlar srayla devreye sokuyor. Kendi gücünü yeniden kefediyor.

Aslnda uça uçuran da onlar, snav ya- pan da.

Ne meydan okuma!

“Benim bakanm, benim memurum, be- nim THY’m, 4+4+4’üm” diyenlere...

Kamu-Sen Genel Bakan smail Kon- cuk, eitim emekçisinin ruh halini özetliyor:

“nsanlar çok gergin. Hakl talepleri var.

Tabandan müthi bask geliyor. lla böyle bir eylem karar aln diyorlar.”

Ee dile kolay. Arkada 10 yllk bir hak- szlklar ve ykm dönemi uzanyor...

@aydinlikgazete.com

 

28 Şubat soruşturmasında ifa- de veren E. Org. Çetin Doğan, Vural Avar, M. Yavuz Yalçın, Kara Kuvvetleri Komutanı E. Org.

Hikmet Köksal, dönemin MGK Ge- nel Sekreteri E. Org. İlhan Kılıç ve Hava Kuvvetleri Komutanı E. Org.

Ahmet Çörekçi tutuklandı.

 

Nöbetçi mahkemede haki- min “Sabıkanız var mı?” so- rusuna E. Org. Çetin Do- ğan’ın “Evet.. Devlete hizmet et- mek” dediği öğrenildi. Aynı soru- ya MHP’nin tutuklu milletvekili E.

Korgeneral Engin Alan’ın yanıtı ise “İnşallah olacak” oldu. 8’de

Laiklikte ısrarlı demokrasi (1)

ÖZDEMİR İNCE

6’da AKP’nin havacılık iş koluna grev yasağı getiren ve Hava-İş Sendikası’nın “grev nedeni” say- dığı kanun teklifinin dün TBMM gündemi- ne gelmesi üzerine THY çalışanı pilotlar, ka- bin memurları ve teknik ekip iş bıraktı.

PİLOTLAR UÇURMADI

İstanbul Atatürk Havalimanı’ndaki iş bırakma eylemi 3 vardiya halinde yapıldı. Sabah sa- atlerinde geliş katında toplanan çalışanlar slo- ganlarla eyleme başladı. Pilotlar uçakları kal- dırmayınca havaalanı kilitlendi.

‘İŞTEN ÇIKARMA YOK’

34 KÖYLÜYE PKK’LI İMASI

Evet... Devlete hizmet etmek Evet... Devlete

hizmet etmek Olacak inşallah Olacak inşallah

HAKİM: SABIKANIZ VAR MI?

Hava-, “havaclkta grev yasa” admna baarl bir grevle yant verdi. Pilotlar uçaklar kaldrmad. Gelen uçaklar piste inemedi. THY’nin 130 seferi iptal edildi...

Hava- Sendikas üyesi 12 bin THY çalan pilot, kabin görevlisi ve tek- nik eleman uçaklar uçurmad. Hava- lan önü ve içi eylem alanna döndü.

Uçak seferleri durunca yol- cular uzun kuyruklar olu- turdu. Bir çou baka ha- vaalanlarna yönlendirildi.

Eyleme katılan çalışanların THY yönetimi ta- rafından işten çıkarıldığı haberleri ise Hava- İş tarafından yalanlandı. Sendika, THY’nin işten çıkarma tehdidi sürerse eyleme süre- siz devam edeceklerini açıkladı. 5’te

Kamu emekçilerinin AKP’nin zam teklifini kabul etmemesi üze- rine Hakem Kuru- lu’nun kararlaştırdığı zam oranları açıklan- dı. Kurul, AKP’nin teklifini yalnızca 0.5 puan artırarak 2012 için yüzde 4+4, 2013 için yüzde 3+3 zam teklif etti. Teklif me- murun beklentisinin çok altında kaldı.

Koncuk doğruladı

Öğretmenlerin düşük zammı sınav eylemiy- le protesto etmeyi planladığı öğrenildi.

Eğitim emekçileri ÖSYM’nin Hazi- ran’dan itibaren yapa- cağı hiçbir sınava göz- lemci olarak katıl- mayacak. Türkiye Kamu-Sen Başkanı İsmail Koncuk, öğ- retmenlerin böyle bir talebi olduğunu doğruladı. 5’te

Memura teklif 4+4

Sırada sınav boykotu

Sırada sınav boykotu

Sırada sınav boykotu

Sırada sınav boykotu

Sırada sınav boykotu

Sırada sınav boykotu

Havaalann pistti kalkmayan uçak- larla doldu. Doluluktan dardan gelen uçaklar piste inemedi.

İstanbul Barosu’na 25 Baro’dan destek

Baro başkanlarından “adil yargılamayı et- kilemekten” ifadeye çağırılan İstanbul Ba- rosu yöneticilerine destek geldi. 25 Baro başkanının imzasıyla yayımlanan bildiride,

“özel görevli mahkemeler tahammül sınırla- rını aşmıştır” denildi. 11’de

YER GÖK İSYAN YER GÖK İSYAN YER GÖK İSYAN YER GÖK İSYAN YER GÖK İSYAN YER GÖK İSYAN

GREV NEDENİ SAYMIŞTI

 FOTORAF: HAKAN TA

smail Koncuk

3. Köprü ihalesi İçtaş-Astaldi’nin

4’te

(2)

30 MAYIS 2012 ÇARŞAMBA

Y ALÇIN K ÜÇÜK

ŞEYTANCA

Lise yıllarımda, İstanbul’da ne güzel esnaf lo- kantaları olurdu, pek küçüktüler, müthiş lezzetli, garsonları garson doğar ve garson ölürlerdi, “abi- me pilav üstü kuru” bağırırlardı, ama ben en çok

“beye bir baş ver” siparişine gülerdim ve “baş hazır, al başını” ocaktan gelen cevaptır. Şimdi hem yanıyorum ve hem seviniyorum, yangınım Cumhuriyete ve sevincim kendimizedir, hep du- yuyoruz; “bana bir tanık bul, az tacizci olsun”

ve masamızda cevabı var, “tacizci hazır, üç ta- cizi var”, getiriyorlar. Önce parça parça ediyo- ruz ve sonra yiyoruz. Son işimiz, Cumhuriyeti utandırarak tanıkları yemektir ve bunu çöküş- ten düşüşe yaklaştıkları haberi olarak alıyorum.

Sevincimiz buradan geliyor.

Daha çocukluğumdan karpuzcuları hatırlı- yorum, “karpuz, karpuuz, seç seç al, bıçak üs- tüne”, tanıkların içlerinde nurlusu aylısı var, bize kesilmiş veriyorlar, damdayız ve ne yazık, sadece masa üstüne yatırabiliyoruz. Böylece soyut yi- yebiliyoruz, bulduğumuz budur.

Gizli kindar

Bir tanık verdiler, “gizli tanık” dediler, Marksist-Leninist Parti’denmiş, inanacak olur- sak, içlerinde 30 yıl kalmış, ama dilini de bil- miyordu, “emek verdim” işareti budur. Bir po- lis çırağına benziyordu, otuz yıl içinde kalmış,

“eylem yapmış,” ama dilini bozmuşlar, yüzü- nü çizmişler ve şimdi sadece kin kusuyordu. Fa- kat ben, bu kin ile, kin içinde ve kendi içinde, otuz yıl nasıl yaşamış buna şaşıyordum. Gizli tanık demek zor; yalnız “gizli kindar” çok uy- gundur ve bir model kuruyorum.

Ve bu akepe’ye geliyorum, artık ayan-be- yan ortada, Tanzimat’tan bu yana bütün ta- rihimize, bütün kahramanlarımıza, bütün aydınlarımıza sadece nefret duymuşlar ve bunu nasıl gizlemişler, müthiş merak ediyo- rum. Nasıl insanlar, müthiş insanlar, “eşi me- nendi yok” diyoruz ve bir fenomen, üzerin- de çalışma gereği duyuyorum.

Bir kez “ancien régime” dedim, Kemalist Cumhuriyete “ancien”, eski dilimizde “sa- bık” ve “köhne” karşılıkları var, köhne bakı- yorlar ve kendilerininkine “Yeni Türkiye” de-

meye başladılar. Şimdi ne yaparlarsa yeni’dir ve sadece böbürleniyorlar; en son Yeni Dam- ları’nı görücüye çıkardılar. Anlaşıldı, “Özel Yet- kili Mapusane” kurmuşlar ve meddahlarına aç- tılar ve ben “sizin olsun” diyorum. “Yeni Ha- pishaneler” sizlere layıktır. İnsansızdırlar, Tan- rı’larından sadece kin öğrenenlere uygundur- lar. İnsanlara ve insanlığa aykırı damları yap- tılar. İnsanlıkları bu kadardır.

Taşlaşmışların zulümhanesi

Bunlarınki hapishane değil, zulümhanedir;

insansızlaştırılmış her yeri zulümhane tabir ediyoruz. Bunların bir tek kuruluş ve işletme he- defi var, insanı insandan soyutlamaktır ve bu ne- denle taşı ve çimentoyu bol kullanıyorlar. Med- dahları ve maaşlarıyla taşlaşmışlar; taşlar taşları görünce bayılıyorlar ve övmekle bitiremiyorlar.

Modernmiş, bizimkilerde aptesane kokardı, pek nemlidirler, durduk yerde ıslanırdı, ayağı- mıza, bacaklarımıza içlik çekmeden yapamaz- dık, linyit yakardık ve dumanında yaşardık, kö- mür kokardık, kırık camlardan giren kar ser- pintilerini yorgan bilirdik, ancak kapı altından buraya geldiğimizde, “evimiz” sayardık, sıcak- lığını duyardık. Ve bütün bunlar bizimdir, alın meddahlarınızı, sizin olsun, alın zulümhanele- rinizi, verin bize köhne damlarımızı; b.k koku- su tercihimizdir. Tekrarlıyorum.

  

Şimdi “mahkum kabul” lafını bulmuşlar, herhalde hastanelerin “hasta kabul” tabirin- den almışlar; demek, girerken hasta sayıyor- lar. Eskiden “kapı altı” diyorduk, ilk girdiği- miz yerdir ve kayıtlar yapılırdı. Görüş için yan yana camlar vardı ve yer genişçe idi ve başta burada “hoş geldin” dayağı çekilirdi, sırtta odun kırmak esastır. Ben de yetiştim, görüş ye- rine aldılar, dayakçılar daldılar, sopaları var, aç kurt hırsındalar, anladım, ama adını son- radan öğrendim, İlyas Öztürk Astsubay beni bilirmiş, beni severmiş, dayakçıları durdurdular.

Bu tecrübem eksiktir.

Damlarda insan olmak

Kapı altı bizim için çok tehlikelidir ve çok korkarız. Koğuşa geldiğimizde içimi- zi bir sıcaklık kaplar, gerçekten evi- mize geldiğimizi düşünürüz. Köhne damlarda koğuşlarımızı hep süsleriz.

Süslersek insanlığımızı ve yaşadığımızı anlarız. İnsan mı, süslenen yaratıktır.

Ben insanım.

Ben insan olduğuma en çok Ür- güp’te, yerin yedi kat altına indiğimde şa- şırmış ve sevinmiştim, inişi çok zordur ve korkarsınız, ama herkese tavsiye ediyo- rum. İlk Hıristiyanlar hayatta kalmak için yerin yedi kat dibini kazmışlar; buna şaşmıyorum. Ama her katta süs var.

İnsana hayranlık duyuyorum. İnsan doğduğuma seviniyorum. Damlar- da insan olmak var.

  

Eylemler olur, gelirler, alırlar ve bizleri hallaç pamuğu misli atarlar, çoktur, bir defasında pek alçak bir yere tıktılar, pencere metruk bir yere, bir pisliğe açılıyordu. Koğuş- tan birisi “hoş” idi, pislik fare bah- çesidir, fareleri ekmekle pencereye çağırıyordu, seviyordu; fare-sever- miş, ben sevmem ve fareleri se- venleri “biraz” fare sayıyorum. De- vamı var, koğuş akıyordu, üzerimi- ze tık tık düşüyordu, yorgan yerine leğen ve kova kullanıyordum, bu- labiliyordum. Üst kattan geliyordu, tuvalet üst katın tuvaletinin tam al- tındaydı, normaldir. Olur ya, üst kat- taki ile aynı zamanda, senkronize, tuvalete girecek oluyorduk, o zaman altımızdan çıkan kadar başımıza dü- şüyordu, başka çaremiz yoktu. Bu duruma iktisat bilimindeki ilerle- meler üzere “win-win” diyoruz ve ben orada kendimi şimdikinden daha in- sani duyuyordum. Şimdi bu “Yeni Tür- kiye” damlarında durdukça kirlendiği- mi biliyorum ve “verin-alın” diyorum.

Duvarlardaki suretler

Duvarlar budur.

İnsanlar duvarlarında Tanrı’yı arar- lar ve bulurlar. İnanmayanlar kadını ararlar ve sararlar. Tanrı da, kadın da ısıtıcıdırlar ve biri diğerini aratma- maktadır. Tanrı da kadın da damlar- dadırlar. Buluyoruz.

  

En çok çiçek ve en çok yeşil isteriz.

Düşmandırlar. “Yeni Türkiye” çiçe- ğe ve yeşile düşmandır.

Beton bahçeyi sulamak

Acımasız alay ediyorlar, “bahçe” di- yorlar. Bir damla yeşili olmayan, dört

yüksek ve beton ve beyaz duvarla çevrili yere, sadece Yeni Türkiye’de “bahçe” denmektedir.

Açılış ve kapanış saatleri vardır. Sonlarına yak- laşıyoruz.

Ben çok erken yatarım ve çok erken kal- karım, ancak “bir yumurtayla...” yapamam, çiğ yumurta yasaktır. Yemek ve oturma yerimi yı- karım, temizlerim, spor da oluyor. Fatih Hil- mioğlu Hocam, İnönü Üniversitesi’nin pek çok başarılı ve pek çok Atatürkçü Rektörü, bir tut-

kusu var, her gün “bahçeyi sulamaktadır.” Eski adı havalandırma idi ve ben hâlâ havalandır- ma diyorum ve Hocam, her gün, bir iğne de- liği kadar yeşili olmayan yeri “bahçe” san- makta ve yıkamaktadır. Su toz-savar’dır, ama

“bahçe” demektedir. Doğru, bu Yeni Türki- ye’de biz hepimiz tuhafız. Pek doğru, “biz he-

pimiz tuhafız.” İfşa ediyorum.

Zulalara operasyon

Sık sık “operasyon yeriz”, gelirler, bazen prangalar vururlar, duvara döneriz, her yerimizi ararlar, maksat “zula patlatmaktır,” saklı ola- nı bulmaya çalışırlar. Zulada sevgili mektupları dışında en değerli olan demir, metal parçala- rıdır, öldürücü şiş yapılır, biz “rezistans” imal ederiz. Lambadan elektrikle çekeriz, bağlarız, su teknemize atarız, çıkan buhardır ve buhar ha- yatımızdır. Yemek yaparız, yıkarız, yıkanırız. Her atıldığımız yerde zulamızı ararız; ustalarımız var, idamlık bir Cihan bilirim, sanki doktor, günlerce duvara tık tık vururdu, zulalarımızı bulurdu. İşte hayatımız budur.

  

Ben neden iyimserim, ben neden güven- liyim, çünkü damda yettim. Orada insan çok çok güçlüdür ve çok çok icatçıdır. Ben, bir mahalle çocuğuyum ve iki, damların çocu-

ğuyum. Buluruz ve yeneriz.

  

Köhne damlarda havalandırmalarımız çok genişti ve belki eski film veya hapishane dizilerinden biliyoruz, en önemli işimiz vol- ta atmaktır. Bu sözcük, “volta”, İtalyan- ca’dan geliyor, bütün dillerde var, Oxford Dic- tionary of English Etymology, “a kind of dan- ce” diyor ve aslında bir dans olarak yapılması gerekmektedir. Dönüşler çok önemlidir, sertçe, ayaklar üzerinde bir yükselmek gerek, çiftler birbirine bakacaklar, bir flamingo dansı düşünülebilir, sevgi icap etmektedir.

Sert sevgi, damcı aşkıdır.

Eski damlarda havalandırma çok önem- lidir. Volta kesilme ve volta kesenlerin şiş- lendiği pek çok söylenmektedir. Ben gör- medim. Ancak elleri arkada, popolarında, bi- zim köylü-solcularımızın halidir ve voltayı da rezil ettiler.

  

Köhne mapuslarda hapishane ağaları ve ünlülerle volta atmak çok önemlidir. Bunu

yapanlar kıdem alırlar, ben istemezdim, çünkü bir paradoks, sadece havalandır- mada tek başıma volta atarken “insansız”

kalıyordum. Ama hiç bırakmadılar.

Eski damda açlık grevi

Çok başarılı bir açlık grevi yapmıştık, idare, orada da beni “Bir Numara” sayı-

yordu. Voltadayım, yalnızım, birisinin gel- mesinden korkuyorum, Halkın Kurtulu- şu’ndan Elvan’ı severdim, biliyor ve geldi, başladı. Açlık grevinden önce hapishane ikiye ayrılmış, büyük çoğunluk “pasifist- pasifist” demişler, bizi, Türkiye İşçi Parti- liler’i öyle sayarlardı, greve “katılmaz”

demişler ve Elvan “katılır” görüşünü sa- vunmuş, kazanmıştır. Anlatmak istiyor, ben istemiyorum; benim istediğim sadece bir damla insansız kalmaktır. Erkeklerden boğuluyorum.

Marx, Engels, Lenin diyor ki

Ama kararlı, anlatacak, anlatıyor, bitmi- yor, çıldıracağım, ama sevdiğim bir çocuktur.

Efendim, Marx şu şu çalışmalarında şunla- rı söylemiş ve buradan Yalçın Küçük’ün aç- lık grevine katılacağı çıkıyormuş ve En- gels’in de aynı yöne işaretleri varmış. Lenin ise Yalçın Küçük’ün açlık grevine katılaca-

ğı konusunda çok daha net ve açıklayıcıdır.

Anlatıyor, benden aferin bekliyor, ben ise bo- ğuluyorum, sonunda ağzımı açtım. Bak El- van, Marx beni tanımaz, Engels benden bü- yüktür, Lenin’e yetişemedim, bu söyledikle- rin bilimsel açıdan doğru değildir. Doğru olan, yaptığınızın bir serserilik olduğudur ve ben de bir serseriyim ve sizlere katıldım. Hep- si budur. Üzüldü, gitti. Ben insansızlaştım.

Açlık grevinin gerekliliğine hiç inanmadım ve inanmam. Ama gençliği hiçbir zaman yal- nız bırakmadım. Sonunda bu açlık grevinde

“öldüm,” dünya radyoları öldüğümü du- yurmuşlar, zincire bağlayıp Haydarpaşa’ya gö- türmüşler, doktorlar “x” yazmışlar, sonra bir kenara atmışlar. Bir ara uyandığımı hatırlı- yorum. Çok bağırdım, “bana serum, bana se- rum...” Sonra mı, işte hayattayım. Serumu çok severim. İnsanların yaşama dönmek için çıldırdıkları zamanlar var.

Bir hayat biçimi

Voltaya mecburuz. Çünkü koğuşlarda ye- rimiz yoktur. Benim bir damımda ran- zadan başka alandan mahrumdum. Yer altındaydım, bana bir ranza düşüyordu,

çalışıyor, yatıyordum. Misafirlerimi ran- zada karşılıyor ve derslerimi ranzada ve- riyordum. Bir hayat biçimidir.

  

Devrim bu sözü hatırlıyor. Yeni Türkiye’ye geldiğimde “baba bir hayat biçimidir” de- miştin dedi ve beni rahatlattı. Mühendis, bi- nalar yeni ve sağlam, ekledi. Güzel, this is my life; galiba sevmeye başlıyorum. C’est ma vie.

Malta’da dünya

Malta, ad, eskiden mapushane- lerde, koridorlara “malta” diyorduk.

İki türlü malta var, küçük malta, bir sıra koğuşların önündedir ve büyük maltalarda iki yanda koğuşlar bu- lunmaktadır. Pek çok damda akşam yemeğinden sonra büyük maltada volta atılabilmekteydi, bir saat sü- rüyordu. Kışın kömür dumanı olsa da çok güzeldir, insanlar insanları görmektedir. Kışın voltayı daha uzun atarız. Voltada döne döne, bir- birimize dünyayı anlatırız.

  

Ulucanlar’da farklı zamanlar her iki koğuşta da, “dört” ve “beş”

no’lu koğuşlar, yattım; beş, yirmi kişilikti ama o dönemde Kürt top- luyorduk, doksan beşi bulduk, biz- lere ranza verilirdi, ben Murat’la, şimdi bdp milletvekili Murat Boz- lak’la yan yana yatıyordum. Ama ne yatmak, bizler hariç, vardiya usulü uyku vardı, ama sabaha ka- dar volta atılıyordu. Tabii, lamba- lar açıktı ve yine tabii, mışıl mışıl uyuyordum. Çünkü Marx, Engels ve Lenin’in bu yönde de işaretleri vardı.

Sağlığa mecburum.

Damlar tanık bekler

Başa dönüyorum. Bizim son zamanlarda tanık yediğimizi duymuşlar ve Fehmi Koru, Avrupalar’a kaçmış, bekliyorduk. Önemli- dir; bu Ergenekon Plot’unu İstanbul Em- niyeti’ne atan Tuncay Güney idi, Mart 2006 ve mossad bağı çok güçlüdür. Bu plot’u, matbuat ve televizyona atan ise Ko- ru’dur, birbirinin devamı sayıyoruz. Kaç- makta hakkı var. Biz yeriz.

Ama yine de gelebilir. Havalar iyidir.

Yalnız bana sorarsa, bizim dam’lar tercih edilebilir. Ben seviyorum ve tavsiye ediyorum.

Bizim dam Koru’ya uygundur.

  

Peki “Yeni Türkiye” mi, yeni olanı güzel değil ve güzel olanı yeni değil. Eşyanın ta- biatına aykırıdır. Bitti, diyorum.

Yeni Damları’nı görücüye çıkardılar. Anlaşıldı, “Özel Yetkili Mapusane” kurmuşlar ve meddahlarına açtılar ve ben “sizin olsun” diyorum. “Yeni Hapishaneler” sizlere layıktır. İnsansızdırlar, Tanrı’larından sadece kin öğrenenlere uygundurlar. İnsanlara ve insanlığa aykırı damları yaptılar. İnsanlıkları bu kadardır

Dam dilimizi de yediler

Bunlarınki hapishane değil, zulümhanedir;

insansızlaştırılmış her yeri zulümhane tabir ediyoruz. Bunların bir tek kuruluş ve işletme

hedefi var, insanı insandan soyutlamaktır

ve bu nedenle taşı ve çimentoyu bol

kullanıyorlar

Yeraltnda, kouta bütün yeri ranzadr.

Rahle özeldi, kayboldu.

Çalma lambas özel ve ranza süslüdür.

Mapus yerinde

çeitlemeler

Yeraltnda sohbet, Erkan Önsel ve Odtü’lü Muammer Konuk ile ayn kouta. Önsel imdi çi Partisi yöneticisi ve Silivri’de.

Yangınlar, Kahpe fakları, Korku çığları

Ve irin selleri, aç yırtıcılar, Suyu zehir bıçaklar ortasındasın.

Bir cana, bir başa kalmışsın vay vay!

Pusatsız, duldasız, üryan Bir cana bir de başa Seher vakti leylim - leylim Cellat nişangahlar aynasındasın.

Oy sevmişem ben seni...

Üsküdardan bu yan lo kimin yurdu!

He canım...

Çiçekdağı kıtlık, kıran, Gül açmaz, çağla dökmez.

Vurur alnım şakına

Vurur çakmaktaşı kayalarıyla Küfrünü, Medetsiz, Munzur.

Şahmurat Suyu kan akar Ve ben şairim.

Namus işçisiyim yani Yürek işçisi.

Korkusuz, pazarlıksız, kül elenmemiş, Ne salkım bir bakış

Resmin çekeyim, Ne kınsız bir rüzgar Mısra dökeyim.

Oy sevmişem ben seni...

Ve sen daha demincek, Yıllar da geçse demincek,

Bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm, Ömrümün sebebi, ustam, sevgilim, Yaran derine gitmiş,

Fitil tutmaz, bilirim.

Ama hesap dağlarladır, Umut, dağlarla.

Düşün, uzay çağında bir ayağımız, Ham çarık, kıl çorapta olsa da biri Düşün, olasılık, atom fiziği Ve bizi biz eden amansız sevda, Atıp bir kıyıya iki zamanı Yarının çocukları, gülleri için, Koymuş postasını,

Görmüş restini.

He canım, Sen getir üstünü.

Uy havar!

Muhammed, İsa aşkına, Yattığın ranza aşkına,

Deeey, dağları un eder Ferhadın gürzü!

Benim de boş yanım hançer yalımı Ve zulamda kan - ter içinde asi, He desem, koparacak dizginlerini Yediveren gül kardeşi bir arzu Oy sevmişem ben seni...

Ahmed Arif

UY HAVAR

(3)

30/14

12.53 16.47 20.17 21.58

13.08 17.05 20.35 22.21

13.16 17.07 20.35 22.13 22/17

23/17 21/7

32/21 23/11

16/6 21/13

22/18

19/4

29/12 28/14 25/10

20/11

24/15

23/9

25/10

30 MAYIS 2012 ÇARŞAMBA

27/16

çinde bulunduumuz duruma baknca anlamamak olas deildir. Bamza ne geliyorsa,demokrasi kül- türünden yoksun olmamzdan geliyor.

Çoulcu demokrasi yerini ttihat Terakki’nin ül- keyi felakete sürükleyen o Merkez-i Umumi zih- niyeti, deiik biçimde sürdürüldüü sürece de bu durum kolay deimeyecek gibi görünmekte.

O zaman ad ‘merkez sultas’yd imdi, ‘lider egemen partiler süreci.’ Türk aydnlar buna Cum- huriyetin tek parti devrinden beri dikkati çekerler ama, 2012 ylna dek demokrasi artk içi boaltl- m bir demokrasi olmaktan kurtulamamtr.

Sanki bugünleri anlatmış

Tarih: 17 Ekim 1930.

Yunus Nadi Viyana’dan Cumhuriyet Gazete- si’ne bir bayaz gönderiyor. Yaz sanki bu günle- ri anlatyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e yazl- m. O diktatör, o tek adam denilen insan eleti- riyor, partiye çeki düzen vermesi için uyaryor. Ya- znn baz bölümlerini aktaracam: “EEksik olan ey anlald. O baarlan istiklal ve inklab yaatacak prensiptir.Yapt ileri yaatmaya kafi prensiple- ri tatbik eden ve sinesinde- memlekette, Meclis’te ve gazetelerinde - o prensipler nokta-i nazarmdan azami hürriyet ve münakaa selahiyeti kullanan bir frka hayat yaratmaya mecburuz. Biz frkay iskat- yok ederek- Meclis’i iskat etmi olduumuz için nok- san olan eyin ikinci bir frka olduu zannna ve ha- tasna dümü olduk sanyorum”

Anmsayanlar bilirler Gazi bir muhalefet partisi ola- rak Serbest Frka hareketini balatm ve bana da en yakn dostu Fethi Bey’i getirmiti. Yunus Nadi de- vam ediyor: “FFrka ama yalnz frka, azami hürriyet- le faaliyete getirildii zaman, memleketin noksan zan- nolunan en büyük ihtiyacn cevap verilmi olacaktr...

tiraf etmek lazm ki, hatay evvela biz yapmzdr; Ga- zetenin büyük prestijine istinat olunarak memleket- te büyük iler görüldü. Millet anlyor diye propagan- da yaptk. Anlalan, yava yava kendi propagan- dalarmza kendimiz inanmz. Halbuki imdi, çok geç- meden hakikat görerek derhal kendimize gelmi ol- sak gerektir. Memleketin nimetinas olacana ait dü-

üncelerimizde hayale fazla mevki vermi olduumuz anlald. Dier istinat noktalarmzda dahi bir gün va- ziyetin böyle çkvermesinden cidden korkulsa yeridir...(

Nadir Nadi Perden Aralndan-s226-227) Bu mektubu yazacak ve yaynlayacak Yunus Na- di’leri o devirlerde bulmak olasyd. Ya imdi? Ayd- n suskun, yazar tasmal-tabir Babakan’a aittir- ül- kede var olan sadece parti liderleri oligarisidir.

Eski ağıza yeni tad!

imdi iktidarla uyum içindeki partilerin liderleri artk birer padiahtr. Bu sari hastalk yeni de de-

ildir.

1996-1997 yllarnda TRT deki programm- da Prof.’lar, ‘‘lider sultasndan’ söz etti diye, son- radan ANAP’tan bakan olan bir milletvekili, hak- kmda ilgili bakan soru önergesi bile vermiti. Ne Demirel, ne Ecevit, hatta ne Baykal bu lider sul- tasna kar çkmadlar. Halkn milletvekillerini ön yoklamalarla belirlemesine izin vermediler. Klç- darolu neler vaad ederek gelmiti. Hani çaraf lis- te uygulamas, hani Meclis’in atanm Meclis ol- mayaca sözleri?

Bu gelenek tek parti devrinde yoktu. smet Pa-

a döneminde bile ön seçim ön kouldu. Artk li- derler kuzu, kuzu uzlalyorlar. Cumhuriyetin laik hukuk Anayasasndan sadece ‘Türk’ lafn çkarmay

deil, tek adamdan birinin Çankaya’ya çkmas, ikin- cisinin babakanlk hayalleri kurmas bile doal kar-

lanmakta. Baykal susuyor ve kendi memleketinde yuhalanyor da, Klçdarolu’ndan çt yok. Önder Sav bir köeye atlyor da, örgüt bir zamanlar al- klad Sav’a bile itibar göstermiyor. Testi krlnca, AKP’ye gün douyor. Bunun ad, ya çökütür ya da tek adam iktidarna gidi. lk kap da gayri ulu- sal bir Anayasa ve muhteem uzlamayla çkarsa sakn bundan sonra olacaklara armayn. Nere- desiniz Baykal ve Sav? Neredesin CHP’nin tarih- sel taban?

Yazarn notu: Dünkü yazmzda, smet Paa’ya ait önemli bir görü içinde, ‘Mürteci’ kelimesi ‘Mül- teci’ olarak yeralmtr. smet Paa’nn mültecile- re kucak açtn bilenler yanl fark etmitir, ama bilmeyenler için özür diliyor ve düzeltiyoruz.

Demokrasi kültürü

kurtulaltug@aydinlikgazete.com

K URTUL A LTUĞ

NABIZ

Konya Selçuk Üniversitesi öğrencisi Mu- hammet Burak Akyurt, duvara “YÖK’e ha- yır” yazdığı, HES’lerle ilgili panel düzenlediği, 1 Mayıs ve Grup Yorum konserlerine katıl- dığı gerekçesiyle tutuklanarak cezaevine ko- nuldu. Harita Mühendisliği 3. sınıf öğrenci- si olan Akyurt, terör örgütü üyesi olmak ve bu eylemlere katılarak, propaganda yapmakla suçlanıyor.

Akyurt hakkında suçlamaya neden olan di-

ğer deliller şöyle sıralanıyor: “Konya Bosna Hersek Ma- hallesi’nde yapılan ‘YÖK’e hayır’, ‘Yaşasın Halkların Kar- deşliği’ ve ‘19-22 Aralık Katliamının Hesabını Soracağız’

ibareli yazılamalar. HES’lerle ilgili okulda pa- nel düzenleme girişimi ve buna ilişkin bir dizi telefon konuşması. 2011 ve 2012’deki 1 Ma- yıs kutlamalarına katılmak. Grup Yorum konserine katılmak için yapılan telefon gö- rüşmeleri. ‘Parasız eğitim, ücretsiz ulaşım is- tiyoruz’ imzalı pullar yapıştırmak”

Konya E Tipi Cezaevi’nde olan Akyurt, mahkemede ve savcılıktaki ifadesinde du- varlara “YÖK’e hayır” ve “Yaşasın halkların kardeşliği” yazdığını kabul etti, 9 Mayıs’ta çıkarıldığı mah- kemede tutuklandı. Akyurt’un tutuklanmaya itiraz di- lekçesine henüz yanıt gelmedi.

GÖKÇEN BEYAZ

16 Nisan saat 13.30’da Simav’da 4.8’lik deprem meydana geldi.

Bu depremden 1 dakika sonra yine Simav’da 4.7’lik bir deprem daha oldu. Türkiye’nin batısı sal- lanırken, Yunanistan’da da saat 14.23’te 5.2 büyüklüğüne bir sar- sıntı yaşandı. 1 Mayıs’ta İzmir 5 büyüklüğünde depremle sallandı, 20 Mayıs’ta İtalya’da 5.9 büyük- lüğünde bir deprem yaşandı, bu depremden 2 gün sonra Bulga- ristan 6.4’le sallandı. Komşu ül- kelerde meydana gelen deprem- lerin ülkemize etkisi olup olma- dığını uzmanlara sorduk.

‘Anadolu’da

deprem bekliyorum’

TMMOB Jeofizik Mühendis- leri Odası Baş Danışmanı Prof.

Dr. Övgün Ahmet Ercan, komşu ülkelerde meydana gelen dep- remlerin birbirinden bağımsız ol- duğunu ve birbirini tetiklemesi gibi bir durumun sözkonusu ol- madığını söyledi. Bu depremlerin Türkiye’yi etkilemeyeceğini ifade eden Ercan bunların beklenen depremler olduğunu kaydetti.

Ercan, “Yerin çekirdeğinde bü- yük bir yalpalanma var. Bu yal- palanma doğal olayların artışıyla sonuçlanıyor genellikle. 2013 yı- lına kadar doğal olaylarda artış bekleniyor. Bu doğal olaylar sa- dece depremler değil, yanardağ patlamaları, hortumlar, süprüntü dalgaları, seller, buzul erimeleri

gibi olaylarda artış bekleniyor’’

ifadelerini kullandı. Ercan, Ak- deniz Bölgesi, Anadolu, İran ve Pakistan bölgelerinin gergin ol- duğuna dikkati çekerek, “Yakın zamanda Anadolu’da orta şiddetli bir deprem olabilir” dedi.

Bölgede gerginlik yok

Olası Marmara dep- remine ilişkin açıkla- malarda bulunan Prof.

Ercan, Marmara’nın deprem üretmesi için çok uzun süre bulun- duğunu savundu. “2045 yılından önce Marma- ra’da deprem olursa şa- şırırım’’ diyen Ercan, Prof. Ahmet Mete Işı- kara’nın “2014’te Mar-

mara’da deprem olacak” açıkla- masını da değerlendirdi. Ercan,

“Işıkara geçmişte deprem için tarih verilemeyeceğini söylüyor- du, şimdi ise kendisi tarih veriyor.

Şu anda bu konuda hiçbir bilim- sel veri yoktur ki Marmara dep- reminin yaklaştığını söylesin. Böl- gede gerginlik yok. Yaygaralar çok, bunların da bilimsel bir da- yanağı yok.

Geçmişe bakar- sanız, 1999 dep- reminin ardın- dan, bir iki yıl içinde büyük bir deprem olaca- ğını savunanlar oldu. ‘Denizden köpükler çıkı-

yor’ diyenler oldu. Geçmişte de söyledim şimdi de söylüyorum, Marmara gergin değil. Dışarı- daki depremlere bakarak, ‘İs- tanbul’a deprem geliyor’ de- mek Türkiye’nin hem sosyal ya- şamını hem de ekonomik duru- munu olumsuz etkiler’ şeklinde konuştu.

6’dan büyük olması gerekli

Aydın Üniversitesi Afet Eği- tim ve Araştırma Merkezi Mü- dürü Yard. Doç. Dr. Kubilay Kaptan, “Yerin altındaki taba- kalar domino taşı gibidir, birinin hareketi diğerle-

rini etkiler. An- cak bu etkinin ol- ması için depre- min 6 ve 6’dan bü- yük olması gerek- li. Yunanistan, İtalya ve Bulgaris- tan’da depremleri bizdeki enerjiyi çı- karacak kadar bü- yük değil” dedi.

Ülkemizin dünyadaki en hızlı hareket eden Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde olduğunun altını çi- zen Kaptan, “1999 depreminin ar- dından dünyadaki depremler yo- ğunlaşarak arttı. Bu artışın 2015 yılına kadar devam etmesini, 2030 yılında da normal seyrine dön- mesini bekliyoruz. Son bir hafta- da meydana gelen depremler in- celendiğinde Akdeniz Bölge- si’nde yoğun bir hareketliliğin

olduğu gözleniyor” ifadesini kul- landı. Akdeniz Bölgesi, Anadolu, İran ve Pakistan’da yoğun bir enerji birikimi olduğunu dile ge- tiren Kubilay Kaptan, “Bu böl- gelerde 2013-2014’te deprem bekliyoruz” şeklinde konuştu.

Yığılma devam ediyor

Marmara bölgesinde de uzun zamandır biriken bir enerji ol- duğunu dile getiren Kaptan, “ 3- 4 büyüklüğündeki depremler bu enerjiyi açığa çıkarmaz, enerjinin boşaltılması için 5.5-6 büyüklü- ğünde deprem olması gerekir.

Dolayısıyla İstanbul ve çevresin- de bu yığılma devam edi- yor. Bu yığılmanın devam etmesi şiddetinin de arta- cağını gösteriyor. Ancak için herhangi bir tarih söy- lemek doğru olmaz. Alı- nacak önlemlere bakılma- lı” diye konuştu.

‘İzmir’de deprem olabilir’

Marmara Bölgesi’nden önce İzmir’de yıkıcı bir deprem olabileceğini vurgulayan Yard.

Doç. Dr. Kubilay Kaptan, şu değerlendirmede

bulundu;Yaptığımız incelemeler İzmir’de Marmara’dan önce deprem olacağını gösteriyor. Burada birikmiş bir enerji var.

Önümüzdeki 3 yıl içinde İzmir’de biriken enerjinin boşalacağı bir deprem olabilir.”

Son 10 gündür beşik gibi sallanan İtalya’nın kuzey böl- gesinde dün sabah şiddetli bir deprem meydana gel- di. Depremde çok sayıda bina yıkıldı. İlk belirleme- lere göre 10 kişi öldü. İtalya Ulusal Jeoloji ve Volka- noloji Enstitüsü’nden yapılan açıklamada, yerel saatle 09.00 (TSİ 10.00) sularında meydana gelen depremin büyüklüğünün Richter ölçeğine göre 5.8 olduğu, merkez üssünün Modena kenti yakınlarındaki Medolla kasabası olarak belirlendiği belirtildi. Depremin 5 ile 10 kilometre derinlikte gerçekleştiği ifade edildi. Art- çı sarsıntıların devam ettiği bölgede ölü sayısının art- masından endişe ediliyor.

Depremin meydana geldiği bölge 23 Mayıs’ta 4.5, 25 Mayıs’ta da 5.2 büyüklüğünde iki depremle

sarsılmıştı. 20 Mayıs’ta kuzey İtalya’da meydana gelen 5.9 büyüklüğündeki depremde 7 kişi haya- tını kaybetmiş ve pek çok kasabada önemli mad- di hasar meydana gelmişti. Depremin ardından böl- gede binlerce kişi çadırlarda kalıyordu.

İtalya bir kez daha sallandı: 5.8

talya’da 5.8’lik depremden birkaç saat sonra 5.3’lük bir deprem daha yaand.

Bölgedeki depremlerde çok sayda tarihi bina yerle bir oldu.

Depremler Türkiye’yi etkiler mi?

Türkiye dünyann en hareketli faylarndan biri olan Kuzey Anadolu fay hatt

üzerinde bulunuyor. 1999 ylnda meydana gelen 7.2 büyüklüündeki Marma- ra Depremi’nde 50 bine yakn insanmz hayatn kaybetti. Ülkemizde en son y- kc deprem Van’da yaand. 23 Ekim ve 10 Kasm 2011’de meydana gelen 7.2 ve 5.6 büyüklüündeki depremlerde 650’nin üzerinde yurttamz öldü.

Prof. Ahmet Ercan

Yard. Doç. Dr.

Kubilay Kaptan

Yalova’da 2 grup arasındaki kav- gayı ayırmak isteyen Çayan Bir- ben (31), olaya müdahale eden polisin sıktığı biber gazı nedeniy- le fenalaştı. Yalova Devlet Has- tanesi’nde yoğun bakıma alınan astım hastası Çayan Birben’in beyin ölümü gerçekleşti.

Önceki gün meydana gelen olaya tanık olan Emre K. gaze- tecilere “Çayan’ın olay ile ilgisi yoktu. Polise ‘abi ben astım has- tasıyım biber gazı sıkma’ dediği- ni duydum, polis yine de sıktı”

dedi. Birben’in yengesi Av. Me- like Kormaz, “Astımlı olduğunu söylediği halde neden polisin bu denli şiddet uyguladığını anla- mıyorum. Doktoru Emrah Ulu- dağ ölüm sebebinin biber gazı olduğunu, astımlı olduğu için

panik atak ile de hiper tansiyon- dan dolayı beyninde baloncu- ğun patladığını söyledi. Herkes adaletin karşısında hesap vere- cek” diye konuştu.

Çayan Birben’nin acılı annesi Yücel Birben’in hastane bahçe- sindeki feryadı yürek yaktı.

Anne Birben, “İki tane dağlar bir araya gelse seni deviremez- di, iki tane polis seni devirdi oğ- lum” diye feryat etti.

Dayı Müfit Haberal ise poli- sin müdahale tarzının vahşice ve vicdansızca bulduğunu söyle- di ve “Bıçağın, silahın olmadığı bir kavgayı polis biber gazıyla durdurmaya çalışmış. Yargı sü- reci başladı. Bu işin sonunu bı- rakmayacağız.” dedi.

İçişleri Bakanı İd- ris Naim Şahin, CHP Malatya Mil- letvekili Veli Ağba- ba’nın gaz bombala- rına ilişkin soru önergesini, “Ülke- mizde, yapılan labo- ratuar testleri sonu- cunda insan sağlığı üzerinde kalıcı etki bırakmayan gaz mü- himmatı kullanıl- maktadır” diye ya- nıtlamıştı.

Bakan

‘zararsız’

demişti biber gazı öldürdü

‘Doludan zarar gören üzüm

üreticilerine destek verilecek mi?’

AYDINLIK /ANKARA

CHP Denizli Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Adnan Keskin, Denizli’nin Çal, Be- kili, Baklan ve Buldan ilçelerinde doludan zarar gören üzüm üreticilerini zor durumda olduğu be- lirterek, TBMM Başkanlığına Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in yanıtlaması istemi ile bir soru önergesi verdi. Önergesinde,

“Denizli’nin Buldan İlçesi’nde ve köylerinde yer alan sofralık üzüm bağlarının ürünlerini 45 da- kika kesintisiz yağan dolu tahrip etmiştir. Yüz- de 80’e varan ürün kaybı söz konusudur. Bu bağ- ların yüzde 70’i sigortasızdır. Çal, Bekilli, Bak- lan, Güney ilçelerinde ise aşırı soğuğun etkisiy- le donan şaraplık üzüm bağlarının asmaları ku- rumuştur. Kuruyan asmaların sökülüp yerine ye- nilerinin dikilmesi gerekmektedir” diyen Keskin,

Eker’e şu soruları yöneltti:

 Buldan İlçesi’nde 10.000 dönümlük sofra- lık üzüm bağlarının, sahiplerinin uğradıkları zararları giderici önlem alınmış mıdır ?

 Sigorta kapsamı dışında kalan bağ sahip- lerinin kamu kuruluşlarına olan borç taksitleri- nin ödenmesi ertelenecek midir?

 Tarım Sigortası Poliçelerinin Ocak-Şubat- Mart aylarında meydana gelen doğal afetleri de kapsayacak yeni bir düzenleme yapılacak mıdır?

 Çal, Bekilli, Baklan, Güney ilçelerinin köylerinde aşırı soğuğun etkisiyle bağları kuru- yan 9.000 üreticinin zararlarının giderilmesi için bir önlem alınmış mıdır?

‘YÖK’e hayır’ yazdı, tutuklandı

Muhammet Burak Akyurt

Çayan Birben

Mehdi Eker Adnen Keskin

Denizli’de binlerce dönüm üzüm ba kurudu.

(4)

30 MAYIS 2012 ÇARŞAMBA

*Serbest piyasa satış fiyatları

İMKB-100 Cumhuriyet

Salı 1,8291 Pazartesi 1,8374

DOLAR EURO BORSA ALTIN

Salı 2,2946

Pazartesi 2,3048 Salı 55.527,21

Pazartesi 54.843,93 Salı 647.00 TL Pazartesi 647.00 TL

Bireysel kredi kartı harcamaları 18 Mayıs itiba- riyle geçen yılın aynı dönemine yüzde 28,9 ar- tarken, tüketicilerin bu dönemde daha çok tak- sitli alışverişi tercih ettiği görüldü. Bankacılık Dü- zenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verilerine göre son bir yılda taksitli kredi kartı harcamalarında yüzde 39,6, taksitsiz harcama- larda ise yüzde 29,2 oranında artış yaşandı. Son 4 yıllık dönemde ise taksitlendirilen harcamalar yüzde 159,5, taksitlendirilmeyen harcamalar yüzde 69 oranında artış gösterdi.

Tüketicilerin 18 Mayıs itibarıyla 59,5 milyar TL düzeyine ulaşan kredi kartı borçlarının yüz- de 48,5’ini taksitli, yüzde 51,5’ini ise taksitsiz borç- lar oluşturdu.

Taksitlendirilen kredi kartı harcamaları son 1 yılda 28 milyar 826 milyon TL düzeyine çı- karken, taksitlendirilmeyen harcamalar ise 30 milyar 631 milyon TL olarak gerçekleşti.

Tüketicilerin tercihi taksitli alışveriş

Türkiye’de yaşayan vatandaş ve yabancıların 2011 yılında bir ve daha fazla geceleme kaydı ile yaptıkları toplam seyahat sayı- sı 65 milyon 853 bin düzeyinde gerçekleşirken, seyahatlerin yüzde 77,1’i “yakınları ziyaret”

amacıyla gerçekleşti. İkinci sı- rayı yüzde 8,4 ile “Gezi, eğlen- ce, tatil” alırken, üçüncü sırada ise yüzde 7,7 ile “sağlık” ama- cıyla yapılan seyahatler yer aldı.

Seyahat sayısı azaldı

TÜİK araştırması sonuçla- rına göre toplam seyahat sayı- sında da 2010 yılının aynı dö- nemine göre yüzde 3,7 oranın- da azalış gerçekleşti. 2011 yılı 4.

döneminde de yurtiçinde ika- met edenlerin bir ve daha faz- la geceleme kaydı ile yaptıkla- rı toplam seyahat sayısı bir ön-

ceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11,6 oranında azalışla 13 milyon 377 bin oldu. Yılın son çeyreğinde geceleme sayı- sı da bir önceki yılın aynı dö- nemine göre yüzde 14,9 ora-

nında gerilemeyle 84 milyon 975 bin düzeyinde gerçekleşti.

2010 yılının son çeyreğinde or- talama geceleme sayısı 6,6 iken 2011 yılının son çeyreğinde 6,4 olarak belirlendi.

ERKAN CAN ÇAKIROLU Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul Bo- ğazı’na inşa edilecek 3. köprünün ya- pımını da içeren ‘Kuzey Marmara Otoyolu Projesi’nin Odayeri-Paşaköy Kesimi’nin ihalesinde en kısa yapım ve işletim süresini 10 yıl 2 ay 20 gün ile İçtaş İnşaat Sanayi Ticaret AŞ-As- taldi Ortak Girişim Grubu’nun ver- diğini ve ihaleyi kazandığını açıkla- dı. İhaleyi kazanan ortaklardan biri olan İtalyan Astaldi firması, daha önce de Bolu Tüneli’ni inşa etmişti.

İnşaat Mühendisleri Odası İs- tanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe Aydınlık’a yaptığı değerlendirme- de, 3. Köprü’den ağır vasıta araçla- rın geçirilmesinin planlandığını anım- satarak, bunların toplam araçların yüzde 2-3’üne denk geldiğini söyle-

di. Gökçe, “Bu şartlarda 10 yıl için- de ihaleyi kazanan firmanın kâr et- mesi olanaksız” dedi. Sürenin uzatı- lıp uzatılmayacağı durumu ile ilgili ise

“İhale şartnamesine buna ilişkin maddeler varsa, süre uzatma olabi- lir” diye konuştu.

İş çevreleri ‘Yapımı 4,5 yıl sürer’ diyor

İhaleyi izleyen iş çevreleri de, ihaleyi kazanan firmanın 10 yıl içinde bu işleri bitirip kâr etme- sinin mümkün olmadığını belir- tirlerken, kulislerde de bilinme- yen bir anlaşmanın olabileceği, sürenin bu yolla uzatılabileceği id- dia edildi. İş çevreleri yapımdan önce 6 ay gibi bir süre hazırlık ev- resi olduğunu bunun yanında ha- len kamulaştırma çalışmalarının sürdüğünü belirtirken, yapımın da

4,5 yılı bulacağını öne sürdüler.

Geriye 5,5 yıl kalacağından ihaleyi kazanan şirketin bu sürede kâr et- mesinin mümkün olmadığını ifa- de ettiler.

‘Ne kadar erken bitirirse, o kadar çok kazanır’

Bakan Yıldırım ihale ilgili dün yaptığı açıklamada şunları söyle- mişti:

“Bu ihalenin esası şudur. Yap- işlet-devret modeliyle burada bü- tün şartların teklifler içerisinde yapım süresi dahil en kısa süreyi teklif eden yüklenici veya istekli ihaleyi kazanacaktır. Açılan son 2 teklifte süreler şu şekilde: İçtaş- Astaldi ortaklığı 10 yıl 2 ay 20 gün, Cengiz- Limak-Kolin- Kalyon 14 yıl 2 ay 19 gün olarak vermişlerdir. Bu duruma göre en

uygun en kısa süreyi veren teklif İçtaş-Astaldi olarak ortaya çıkmıştır.”

Yıldırım, köprünün 36 ay içinde tamamlanmasını ve yaklaşık 4,5 milyar lira yatırım yapılmasını öngördüklerini de be- lirtti. Yıldırım, ihaleyi kaza- nan şirket köprüyü ne kadar

erken yaparsa geri dönüşü konusunda da o kadar kazançlı olacağını söyledi.

3. Köprü ihalesi sonuçlandı

‘Kazanan firmanın 10 yılda kâr etmesi olanaksız’

TMMOB Maden Mühendis- leri Odası Genel Sekreteri Cemaletttin Sağtekin de hü- kümetin madencilik politi- kasının olmadığını belirtir- ken, Türkiye’nin ithal kömü- re yılda 3 milyar dolar gibi çok yüksek bir bedel ödedi- ğini söyledi. Hükümetin ma- den sahalarını ihale yoluyla aramaya açmasıyla uran- yum, toryum gibi nadir top-

rak elementlerinin uluslar- arası tekellerin kontrolüne geçeceğini öne süren Sağte- kin, “Geçtiğimiz günlerde Artvin, Cerrahtepe’de hem altın, hem gümüş hem de bakır yataklarının bulundu- ğu çok önemli bir maden sa- hası çok düşük bir bedelle satıldı. Bu bölge dünyanın gözünün üzerinde olduğu bir maden sahasıdır. Söz ko-

nusu saha bizim hesaplama- larımıza göre 10’da 1 bedel- le satıldı” dedi.

‘Birçok ülkede ham maden satışı yasak’

Tüm yer altı kaynakları- nın halkın malı olduğunu ifade eden Sağtekin, maden- lerin stratejik önemi bulun- duğunu anımsatarak sözleri-

ne şöyle devam etti: “Afga- nistan’dan Hindistan’a ka- dar birçok ülke ham maden satışını bile engelliyor. İtal- ya’da mermer devlet kontro- lünde. Türkiye ise madenle- rini uluslararası tekellere peşkeş çekmek için hazırlık yapıyor. Bu durum düşük ücretli, donanımsız işçilerin çalışmasına ve birçok iş ka- zasına yol açacak.”

ONUR ZAFER CEYLAN Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba- kanlığı Maden İşleri Genel Mü- dürlüğü toplam 1526 maden sa- hasını ihale yoluyla aramaya aç- maya hazırlanıyor. 25 adet 1.

grup, 844 adet 2. grup, 5 adet 3.

grup ve 652 adet 4. grup maden sahası ihale edilerek aramalara açılacak. Aramalara açılacak ma- denler arasında 2. ve 4. grup ma- denlerin sayısal çokluğu dikkat çekiyor. 2. grupta mermer, granit, andezit madenleri yer alırken, 4.

maden grubunda altın, gümüş, platin, bakır, kurşun, çinko, demir, manganez, krom, civa, arsenik, kobalt, nikel, kadmiyum ve alü- minyum gibi değerli madenlerin olduğu görülüyor. İhaleye çıka- rılacak maden sahalarının listesi ve ihale tarihleri Maden İşleri Ge- nel Müdürlüğü’nün internet si- tesinde yayınlandı. İhalelerin yıl sonu itibariyle tamamlanması hedeflenirken, ilk ihale 30 Tem- muz 2012 tarihinde yapılacak.

‘Etkin ve verimli üretim yapılamaz’

CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, Aydınlık’a yaptığı

açıklamada, AKP’nin kendin- den önce başlatılan madenleri peşkeş çekme politikasını yo- ğunlaştırarak devam ettirdiğini belirtti. Sanayinin gelişmesinde madenciliğin çok önemli bir un- sur olduğunu dile getiren Öztürk,

“Devlet madencilikten çekilirse, özel sektör ‘kaptı kaçtı’ maden- ciliği yapar. Etkin ve verimli üretim yapılamaz. Ucuz, sigor- tasız ve sendikasız işçi çalıştırılır.

Çevreye ciddi zarar verilir” dedi.

Madencilik sektöründe deneyi- min çok önemli olduğunu belir- ten Öztürk, aksi halde ölüme varan iş kazaları doğacağını söy- ledi.

‘Maden İşleri Genel Müdürü maden mühendisi değil’

Öztürk, AKP’nin madenleri

yandaşlarına satmak istediğine dikkat çekerek şöyle konuştu:

“AKP’nin ehil olmayan kadrola- rı, özelleştirme ve taşeronlaştır- ma politikalarıyla madenleri özel şahıslara ve daha çok kendi yan- daşlarına satmak istiyor. Türki- ye’de madenciliğin sorunlarının, madencilikteki başıbozukluğun ve kaosun en önemli nedeni ise Maden İşleri Genel Müdürlü- ğü’dür. Maden İşleri Genel Mü- dürü maden mühendisi bile de- ğildir.”

‘ABD Ortadoğu’ya madenler için geliyor’

Madenciliğin ekonomik ol- maktan öte stratejik bir olgu ol- duğunu da vurgulayan Öztürk,

“Madencilik gelişmiş ülkelerin güvenlik politikasının bir bileşe- nidir. ABD’nin Ortadoğu’ya sız- masının temel nedeni de bölge- nin yeraltı kaynaklarına sahip olma amacıdır” dedi.

Çin ve Japonya ticarette doğ- rudan yuan ve yen kullanma kararı aldı. Bu girişimin Asya’nın en büyük iki ekono- misi arasındaki ticareti can- landırmayı amaçladığı belirti- lirken, yuan ve yen kullanıl- masıyla birlikte Amerikan Doları’nın rolünün ortadan kalkacağı ifade edildi.

Hong Kong’daki Credit Agricole CIB’den Dariusz Kowalczyk, gelişmeyi “Çin’in dolara bağımlılıktan kurtulma stratejisinin bir parçası” ola- rak değerlendirirken, yenin seçilme nedenini Japonya ile olan ticaret hacmine bağlaya- rak “Bu uygulama, diğer para birimlerine de yönelebilir”

dedi. Çin Merkez Bankası uy- gulamanın Haziran ayında

başlayacağını duyururken, bu sayede yabancı para çevrim masraflarının azalacağını ve karşılıklı ticaretin ve yatırımın kolaylaşacağını açıkladı.

‘Her iki ülkenin para biriminin yararına olacak’

Japon Maliye Bakanı Jun Azumi ise, Reuters’e yaptığı açıklamada, yeni uygulamanın Tokyo ve Şanghay’da 1 Hazi- ran’da başlayacağını bildirdi.

Azumi, “Üçüncü ülke para birimi olmaksızın işlem yapıl- ması masrafları azaltacağı gibi, finans kurumlarında an- laşma yapılırken ortaya çıkan riskleri de azaltacak, bu da her iki ülkenin para biriminin yararına olacak, Tokyo’yu da

canlandıracaktır” dedi. Japon medyası, Çin’n ilk kez ABD doları dışında büyük bir para biriminin yuan ile doğrudan ticaretine izin verdiğini belir- tiyor.

Çin ve Japon liderler ara- sında Aralık ayında yapılan görüşmelerde, piyasa kuralla- rı çerçevesinde iki ülkenin karşılıklı olarak doğrudan ti- careti canlandırması kararı alınmıştı.

‘Devlet çekilirse

özel sektör kaptı-kaçtı madenciliği yapar’

AKP Hükümeti 2B arazilerinin satışından sonra Hazine’ye kaynak yaratmak amacıyla 1526 maden sahasının kullanım hakkını satmaya hazırlanıyor. Aramaya açılacak madenler arasında altın, gümüş, platin gibi değerli madenler bulunuyor

‘Değerli madenler uluslararası tekellerin eline geçecek’

Çin ve Japonya arasında dolar devre dışı

Ticarette yuan-yen

dönemi

Seyahatlerin yüzde 77’si

yakınları ziyaret için

(5)

mehmetakkaya@aydinlikgazete.com

M EHMET A KKAYA

Yer yarlyor, Türk-

ortalarda yok!

*Sendikalatklar için iten atlan Deri Kam- pana içileri, 400 gündür direniteler.

*Sendikalatklar için iten atlan Savro- nolu içileri, 300 gündür direniteler.

*Balkesir’de, sendikalatklar için iten atlan BR içileri 345 gündür direniteler.

*Billur Tuz’da sendikalatklar için iten atlan içiler, 155 gündür direniteler.

*Amylum’da içiler 84 gündür grevdeler.

*KPA’da içilerin sendikalamasna kar, iverenin bütün iyerlerinde hukuksuzluu sürdürüyor.

*HARBO’da sözleme görümeleri sürer- ken, sendikal faaliyetleri yüzünden dört içi- nin iine son verildi.

*Adana’da sendikalatklar için iten atlan TEDA içileri, be kez copland, gaz skld, yerlerde sürüklendiler ve gözaltna alndlar.

*TOGO’da, sendikalatklar için iten at- lan içiler, üçüncü kez gözaltna alndlar.

*Rize’de, çay almayan kamu fabrikalarn

protesto eden üreticiler, çaylarn yollara döktüler.

*Bu yln Ocak aynda 62 içi, ubat ayn- da 42 içi i cinayetlerinde hayatlarn kay- betti. Son bir buçuk ayda ise,

*stanbul Esenyurt’ta 11 inaat içisi,

*Eskiehir Mihalçkta 4 maden içisi,

*Erzurum Karasu 2 Baraj gölünde 5 TE- DA içisi,

* stanbul Tuzla tersanesinde 2 içi, haya- tn kaybetti.

 cinayetleri devam ediyor.

Bunlarn hiçbiri, evet hiçbiri, Türk-’in gündemi olamad. Gündeme alnacak kadar önemli saylmad. Yanlarna gidilmedi, ‘hepi- mizin sorunudur’ diye Bakanlar toplantya çarlmad. Açklama bile yaplmad. Gör- mezden gelindi, duyulmad.

*Ergenekon tutuklusu gazetecilere sahip çkt için, AKP tarafndan operasyona u- rayan TGS’ye, basklar artarak devam edi- yor.

Yanda sendika kurularak Anadolu Ajan- sndaki TGS üyelerinin zorla sendika deitir- meleri için basklar sürerken, Tayyip Erdo-

an basn mensuplarna, ‘akbaba ve tasmala- r olanlar’ diye hakaret etti.

Bunlar da önemli saylmad Türk- yöneti- cilerince.

* AKP, bor madeninin özelletirilmesi için harekete geçti. Bor madenlerinin özel sektör tarafndan iletilmesinin önünü açmak için, 2840 sayl yasada deiiklik yaplmasn

amaçlayan yasa deiiklii, TBMM Enerji Komisyonu’na gönderildi.

Bor deviyiz. Bütün emperyalistlerin pein- de olduu madenimiz talan edilecek, ama Türk- tnmyor bile.

*AKP, 6326 Sayl Petrol Kanunu’nun tü- müyle deitirilmesi için kollar svad. Millet- ten gizleniyor ama Bakanlar Kurulu’nda im- zaya açld. Tasar, TPAO’nun da satlmasn

ve da bamll pekitirmeyi amaçlyor.

Türk-’ten ses yok.

*AKP, 4646 Sayl Doalgaz Piyasas Ka- nununu da deitirmeye çalyor. BOTA’, tamaclk ve ticaret faaliyeti yürüten iki ir- kete bölerek satmay, doalgazda özelletir- melerin hzlanmas amaçlyorlar.

Bu da Türk-’in umurunda deil.

*AKP, havaclk ikolunda grevi yasakla- mak için kanun hazrlnda. Havayolu çal-

anlar eyleme geçti.

Türk- yine ortalarda yok. Duymuyor, görmüyor...

1.5 senedir toplanmayan Türk-, bu so- runlar için toplanmayacak ve ortaklaa tavr almayacaksa ne yapacak?

Katlmalar için özel bir çaba gösterilme- dii halde, 1 Mays’’ta ki milyonlara baktkla- rnda, içinin mücadeleye hazr olduunu da m göremiyorlar?

Nüfus Cüzdan›m›

Kaybettim. Hükümsüzdür.

Ulviye Suna Ni€deli

Memuru kızdıracak zam: Yüzde 4+4

Hükümetin yüzde 3.5+3.5 zam oranına 23 Mayıs günü tarihi bir grevle yanıt veren memurlar için Hakem Kurulu kararını verdi.

Memura zam oranı 2012 için yüzde 4+4, 2013 için 3+3 oldu

MAHMUT SOYUER / ANKARA Hakem Kurulu toplantısı sonucu memura verilecek zam oranı açıklandı. Yapılan açıklamada memurlar için yapılan zam oranı 4+4 oldu. Bu da yıllık olarak me- mura yüzde 6 zam anlamına geliyor.

Sendikalarla yapılan görüşmelerden sonra anlaşma sağlanamaması üzerine 4 milyon memur ve memur emeklisinin beklediği zam için Hakem Kurulu devreye girdi. Hakem Kurulu toplantısı so- nucunda, memura zam ora- nı 2012 için 4+4, 2013 için 3+3 olarak açık- landı. Memurlar yapılan açıkla- mada memurla- ra 4+4 toplam yüzde 8 zam yapıldığı gibi bir algı yaratıl- dığını, oysa ki ikinci yarı yıl zammının 6 ay ge- çerli olacağını bu ne- denle 2’nci yarı zam- mının 12 aya bölünmesi halinde zam oranının yüzde 2’ye düştüğünü yıllık zam oranının da yüzde 6 olduğunu ifade ettiler.

Hakem Kurulu’ndaki toplantıya Kamu-Sen ve KESK katılmazken Me- mur-Sen’in toplantıya katılması dikkat çekti. Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, hizmet kollarıyla ilgili hiçbir ta-

lebin ka- bul edil- mediğini belirterek

“Biz iki konfederas- yon toplantıya katılmayacağız ancak Memur-Sen katılırsa kurul toplanır.

Bu nedenle bütün konfederasyonların kurula katılmaması anlamlı olacaktır”

dedi.

KESK Genel Başkanı Lami Özgen ise

“Kurul toplanamazsa son sözü siyasiler söyleyecek. Bakanlar Kurulu da siyasi so- rumlulukla karar verecek” açıklamasını

yaptı. Memur-Sen ise kurul toplantısına katılıp katılmamayı bir toplantı ile de- ğerlendirdi. Memur-Sen’in toplantısından kurula katılma kararı çıktı. Böylece Ha- kem Kurulu’nun önündeki engel kalkmış oldu. Memur-Sen Genel Sekreteri Hacı Bayram Tonbul, “süreci tıkamamak” için toplantıya katılma kararı aldıklarını ifa- de etti.

KESK: Karar şikedir

Hakem Kurulu’nun kararından sonra açıklama yapan KESK, “Hakem Kuru- lu’nun hükümetin iradesi dışında karar alma yetkisine sahip değildir. Hakem Ku- rulunun kararı şike kararıdır. Zam kara- rında şike vardır” dedi.

ESN ERGENÇ

AKP İstanbul Milletvekili Metin Külünk ta- rafından hazırlanan havacılık işkoluna grev yasağı getiren kanun teklifinin TBMM Ge- nel Kurulu’na getirilmesi uçakları durdur- du. Hava-İş Sendikası ile THY işvereni ara- sında sürdürülen 23. dönem toplu iş söz- leşmesi görüşmeleri tam grev aşamasına gel- diğinde AKP’nin grev yasağı engeline takıldı.

Hava-İş Sendikası yönetimi bu kanun tek- lifinin TBMM Genel Kurulu’na gelmesi ha- linde çalışanların sinirlerinin bozulacağı ve uçamayacaklarını açıklamıştı.

Arabulucudan sonra Genel Kurul engeli

Toplu iş sözleşmesinin arabulucu aşama- sı işveren tarafından mahkeme kararıyla dur- durulmuştu. Hava-İş Sendikası’nın mahkeme kararına yaptığı itirazın yerinde bulunması üzerine arabulucu süreci kaldığı yerden devam edince, bu sefer de devreye AKP Hükümeti girdi. Metin Külünk’ün hazırladığı ve Meclis komisyonundan geçen tasarı apar topar TBMM Genel Kurulu’na getirildi.

Sabah 3.00’da grev başladı

Tasarının TBMM Genel kurulu’na gele- ceğinin kesinleşmesinin ardından sabah saat 3.00’dan itibaren THY seferleri yapılmadı.

Morallerinin bozuk olduğunu söyleyen Hava- İş Sendikası üyesi THY çalışanları uçaklara

binmedi. Yeşilköy Atatürk Havalimanı Dış Hatlar kapısında toplanan çalışanlar ıslıklar ve sloganlarla AKP Hükümeti’ni ve THY yö- netimini protesto etti. Vardiyası biten çalı- şanlara yeni vardiya için gelenler de eklenin- ce eylem saatler geçtikçe büyüdü. Seferi ip- tal edilen uçak sayısının ve katılımın giderek artması karşısında THY yönetimi işten çıka- rılanların yer aldığı listelerin hazır olduğu söy- lentisini yaymaya çalıştı. Kimi çalışanların te- lefonla aranıp tehdit edildiği ve cep telefon- larına mesaj atılarak iş akitlerinin sonlandı- rılıdığı ileri sürüldü. Ancak Hava-İş Sendikası yönetimi internet sitelerinde yer alan bu id- diaların asılsız olduğunu ve telefonla iş akti- nin yasal olarak sonlandırılamayacağını, hiç- bir çalışana da eylem sürerken yasal bildirim yapılmadığını açıkladı.

Hava alanının dışında çalışanlar eylemi- ni sürdürürken, alanın içinde seferi yapıl-

mayan uçakların sayısı da arttı. Alanın bo- şalmamasından dolayı yurt dışından gelen uçakların iniş yapamaması tüm havayolu şir- ketlerinin de kilitlenmesine neden oldu.

‘Bu uçak kapısı’

THY yönetimi sorunu gidermenin yolu olarak henüz eğitim aşamasında olan per- sonel ve yer hizmetlerinde çalışanları kabin çalışanı olarak görevlendirmekte buldu.

Eylem sırasında çalışanların verdiği bilgiye göre, uçağın kapısının nasıl açılacağının an- latıldığı çalışanlar kabin memuru kıyafetiyle uçaklara bindirilmek istendi.

Hava-İş Sendikası Genel Merkez Yöne- timi tarafından saat 24.00’da eylemi bitirme kararı alındı. Sendika, daha sonraki ey- lemlerinin ne olacağını tasarının kabul edilmesinin ardından yapacağı değerlen- dirmeyle belirleyecek.

THY çalışanları Hava-İş önderliğinde iş bıraktı. Uçaklar kalkmadı

GREV YASAĞINA GREVLE YANIT

AKP’nin havacılık işkoluna grev yasağı getirme girişimine THY çalışanlarından grevle karşılık geldi. Hava-İş üyesi 12 bin THY çalışanı, uçakları uçurmadı. Sendikadan yapılan açıklamada “Tüm havacılık çalışanları bu haksız girişim karşısında büyük bir şok yaşamış hastalanmışlar ve görev yapamaz hale gelmişlerdir” denildi

Hava işkolunda grev yasağı getirilmesine karşı greve çıkan Hava-İş üyelerine diğer sendikalardan da destek geldi.

Türk-İş adına açıklama yapan Türk-İş 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak, eylemlerin meşru ve haklı olduğunu söyle- yerek, “Bu düzenlemenin yasalaşması, ül- kemizde çalışma barışını bozacak, telafisi zor gelişmelere yol açacaktır” dedi.

KESK tarafından yapılan açıklamada, grevin haklı ve meşru olduğu belirtilirken havayollarında yapılan eylemi kırmak amacıyla yapılan girişimlerin amacına ula- şamayacağı bildirildi.

Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendi- kası ise, “AKP’nin bu adımla sadece hava- cılık işkolunda çalışanların değil, bütün kamu emekçilerini teslim almayı hedefli- yor” dedi.

Belediye-İş de yaptığı açıklamayla THY yönetimini kınadı.

Sendikalardan Hava-İş’e destek

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıl- dırım, havacılık sektöründe grevi yasaklayan kanun teklifinin Meclis gündemine alınacağı bilgisi üzerine iş bırakan Hava-İş Sendikası üyelerini tehdit etti.

Bakan Yıldırım, THY’deki iş bırakma eylemiyle ilgili, sorun vatandaşı perişan edecek noktaya geldi- ğinde, gerekli adımları atmaktan geri durmayacaklarını belirterek, “Bizim için vatandaşın rahatlığı, hizmete erişmesi her şeyin önünde gelir” dedi. Yıldırım,

“grev yapmak bir hak arama olmakla beraber en son olarak başvurulacak yöntem olmalı. Bu konunun ya- sal altyapısı tamam mıdır? Onu araştırmamız lazım.

İşi bırakma da aynı sonucu doğurur, o bakımdan bu- rada hukuki bir sorun ortaya çıkacağı muhakkak’’ diye konuştu. 104 seferin iptal olduğunu açıklayan Yıldı- rım, diğer havayolu şirketleriyle ilgili herhangi bir so- runun olmadığını, sadece THY seferlerinde bu olay- dan dolayı aksama olduğunu bildirdi.

Bakan’dan tehdit

GÜNDEMDE SINAV BOYKOTU VAR

Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun memur zam oranını 2012 yılı için yüz- de 4+4, 2013 için 3+3 ola- rak açıklaması üzerine gözler memur konfede- rasyonlarına çevrildi. 23 Mayıs tarihi memur gre- vinden sonra taleplerinin karşılanmaması halinde yapacakları eylemlerinin sorumlusunun hükümet olacağını belirten me- murlar, yeni bir eylem

stratejisi belirlediği ortaya çıktı. Özellikle 23 Mayıs grevine yoğun katılımı dikkat çeken öğretmenlerin ÖSYM’nin Hazi- ran ayından itibaren yapacağı hiçbir sınava gözlemci olarak katılmamayı tartıştığı öğrenildi. Tabanın, bu konuda adım atılması noktasında memur konfederasyonları yönetimlerine baskı yaptığı bildirildi.

‘Tabandan müthiş baskı var’

Öğretmenlerin eylem talebini değerlendiren Türkiye Kamu-Sen Başkanı İsmail Koncuk, “Öğretmenler KPSS, üni- versite sınavları, açık öğretim sınavları başta olmak üzere tüm sınavlar için protesto eylemi yapmak istiyorlar. Sınav gözlemcisi öğretmenler sınıfta olmazsa herhalde ki o sınavlar yapılamaz. Sendika olarak bizden karar almamız isteniyor. Bu talebi şu anda konfederasyon ve sendikalarımız olarak de- ğerlendiriyoruz. Ancak biz önce hakemin kararını görmek is- tiyoruz” dedi.

Koncuk, sendikaların böyle karar almasına ilişkin ise ya- sal yetkilerinin olup olmadığına baktıklarını belirtti ve “Ta- bandan müthiş baskı var. İlla böyle bir eylem kararı alın di- yorlar. Karar alamazsak, ‘öğretmenler böyle bir eylem yap- mak istiyor, isterlerse yapabilirler’ diye açıklama yaparız.

Öğretmenler doğal haklarını kullanırlar” sözlerini kaydetti.

Grev yasağı CHP Grup toplantısının da gündem maddeleri arasında y

er aldı.

Ancak CHP Lideri Kılıçdaroğlu, binler ce işçinin yaptığı eylemi grup k -

onuşma- sının sonlarına bıraktı. T

oplantının ar- dından Hava-İş Sendikası Genel Başka- nı Atilay Ayçin’le görüşen Kılıçdaroğlu, tasarının yasalaşması durumunda k yu Anayasa Mahkemesine taşıyacakları-onu- nı iletti. Ayçin, TBMM’de grubu bulu- nan siyasi partilerle yaptığı görüşmede tasarının bizzat Tayyip Erdoğan’ın tali-, matıyla özel olarak hazırlandığını öğ- rendiklerini söyledi.

‘Yüksek yargıya başvururuz’

MELH YILDIRIM

Havacılık iş kolundaki greve Redhack’ten destek geldi. Redhack greve destek ama- cıyla THY internet sitesini çökerterek hal- kın ve haklının yanında olduğunu gösterme çabasını sürdürüyor. Redhack greve destek eylemini 29 Mayıs gecesi saat 3.00 civarın- da”THY sitesinde ilaçlama” diye duyurdu.

THY internet sitesini çökerten grubun, Redhack’in Avrupa kolu olduğu sosyal paylaşım sitelerinde konuşuluyor.

Redhack de THY grevine katıldı

Sabah saatlerinde i brakan THY çalanlar

Atatürk Havaalan önünde ve içinde slogan- larla eyleme geçti.

smail Koncuk

Zam orannn açklanmasnn ardndan Ankara’da KESK üyeleri Hakem Kurulu’na yürüdü, karar protesto etti Memur-Sen’in Kamu Görevlileri

Hakem Kurulu temsilcisi Hacı Bayram Tonbul, kurulun zam oranını açıklama- dan önce yaptığı açıklamada, Kamu-Sen ve KESK’in “Hakem Kurulu’na katılmayın”

çağrısını değerlendirdiklerini, ancak “sü- reci tıkamamak” için toplantıya girme ka-

rarı aldıklarını söyledi. Tonbul, “Eğer aynı tutum devam ederse masadan

kalkıp konfederasyonumuza geri döneceğiz” dedi.

‘Süreci tıkamamak için’

THY, iş bırakan çalışanlara işten çıkartıldık- ları/çıkartılacakları yönünde mesajlar gönde- rildiği iddialarına Hava-İş sert yanıt verdi.

Konuyla ilgili konuşan Hava İş Genel Se- kreteri Mustafa Yağcı, “Greve katılan bazı

personele THY yönetimi telefonla ulaşarak iş aklitlerinin feshedildiğini bildiriyor”

dedi. Yağcı, işten çıkarma yönündeki id- dialarla ilgili şunları söyledi: “Arkadaşları- mızı yasal demokratik bir haklarını

kullanıyorlar. THY’den birileri arkadaşlarımızı telefonla arayıp, yasadışı eyleme katıldıkları ge- rekçesi ile işten çıkarıldıklarını kendilerini söylüyor ki böyle bir işten çıkarma tebliği olamaz.

Ancak biz şunu çok net söylüyo- ruz. Tek bir arkadaşımızın dahi burnu kanarsa bu eylem süresiz hale gelir. Bu girişim başarılı ey- lemimizin işveren tarafından göl- gelenmesi amacı ile yapılıyor.”

‘Eylemimiz süresiz olur’

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu deneylerde gözleri gören normal sı- çanların, göz kapakları dikilerek kör hale getirilen sıçanların ve bu kör sıçanlardan protez takılmış olanların labirentin belir-

Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale

Satn Yaplaca Yer : Küçükçekmece Adliyesi, cra Daireleri Bekleme Salonu, 1. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin % 60’n ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları

nünden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir.Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50 sini,rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları

gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir Bu artırmada ela malin tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve

Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale

Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale

Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale