• Sonuç bulunamadı

ÇİFTÇİYE İTHALAT SOPASI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ÇİFTÇİYE İTHALAT SOPASI"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yunus Soner:. Suriye, PKK’ya karşı işbirliğine hazır. BEŞAREsadveSuriyeliüstdüzeydevlet yetkilileriylebirçokkezŞam’dabiraraya gelenSoner,yaptığıgörüşmelerindetaylarınıAydınlık’aanlattı.Soner,SuriyeDevleti’ninPKK/PYD’nintemizlenmesikonusundaçoknetolduğunusöyledi.Türkiye’nin önündetarihibirfırsatolduğunubelirtenSoner,Şam’aacilenresmibirheyetingönderilmesigerektiğinivurguladı.. Yunus Soner.  BERFİN BAKAY’ın haberi 9’da. Doğu Akdeniz’in yarısını diğer gemilere kapattık. Barbaros, TCG Barbaros Firkateyni korumas altnda aratrmalarn sürdürüyor. www.aydinlik.com.tr. VATAN EMEK NAMUS KURULUŞ: 1921. 17 OCAK 2019, PERŞEMBE. 2 TL. TÜRKİYE, Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisinin bölgede yürüteceği araştırma faaliyetleri ile icra edeceği askeri eğitimler için Navtexler yayınladı. 90 bin kilometrekarelik alanı kapsayan Navtexlerle, Doğu Akdeniz’in yarısı diğer gemilere kapatıldı. Ocak sonuna kadar geçerli olacak bu denizcilik uyarıları, Rumları çıldırttı. Rum Yönetimi, BM Genel Sekreteri’ne bir mektup yazarak Türkiye’yi şikayet etti.. Birlikte Güçlüyüz. İKİ AL, BİR OKU BİR OKUT. halklailiskiler@aydinlik.com.tr.  TEVFİK KADAN’ın haberi 8’de. ÇİFTÇİYE İTHALAT SOPASI Paralar dışarı aktı. Soğandan sonra buğday, arpa, mısır, pirinç, kuru baklagil ve domates ithalatının sıfır gümrük vergisiyle yapılması için Toprak Mahsulleri Ofisine yetki verildi. İthalat politikasına karşı çıkan ziraatçılar çiftçinin desteklenerek yerli üretimin önünün açılmasını istedi. EKONOMİK kriz ve döviz kurlarındaki yükseliş nedeniyle çiftçinin ürün yetiştirme maliyeti arttı. Desteksiz kalan çiftçi, tarlasını boş bıraktı. Ekim alanları daralırken, temel ürünlerde rekolte düştü. Fiyatlar yükseldi, çaresiz kalan Hükümet ithalat sopasına sarıldı. Türkiye son 16 yılda 53.5 milyon ton buğday ithal etti. Karşılığında 13.8 milyar dolar ödedi. İthalatın uzun vadede fiyatlara daha olumsuz yansıyacağını belirten ziraatçılar, çiftçinin desteklenmesini istedi.. Girdiler düşürülsün! ZİRAAT Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör, Bakanlığa ‘Niye ithal ediyorsunuz’ diye sorduklarında, ‘Paramız var’ yanıtını aldıklarını söyledi. Özden, “Şimdi Washington’da, Londra’da yüksek faizle borç para arıyoruz. Ülkeye de çiftçiye de yazık” dedi. Çiftçinin yüzde 95’inin bankalara borçlu olduğunu belirten Özden, “Yapılması gereken, girdi faaliyetlerini düşürmek. Amaç dışı kullanılan mera ve tarım alanlarını çift- Sayfa çinin kullanımına vermek” diye konuştu.. 4. Faiz değişmedi. Salçalar gümrükte iddiası. AYDINLIK gazetesi ve Ulusal Kanal, “Ekonomik Kriz, İşçi Sınıfı Sorunları ve Çözümleri Kurultayı” düzenliyor. Birçok işçi sendikasının katılacağı kurultay, 20 Ocak Pazar günü Petrol-İş Sendikası’nın Üskadar’daki genel merkezinde 11.00’de başlayacak. 5’te. Türk-İş Başkanı Ergün Atalay Aydınlık’a konuştu:. Kıdem tazminatı fonuna tamamen karşıyız! Kıdem tazminatında mevcut yapıdan memnun olduklarını belirten Atalay, ‘Bu bizim son kalemiz. 30 gün korunsun ama fon olsun diye bir şeyi kabul etmiyoruz’ dedi. ABD’DEgözaltına alınan İranlı gazeteci Marziye Haşimi’nin meslektaşı Kaneez Fatima Aydınlık’a konuştu. Fatima, Haşimi’nin ABD’ye her girişinde benzer baskılar yaşadığını söyledi.  M. BİROL GÜGER’in haberi 14’te. Cemil Kılıç’a destek. ATALAY, kıdem tazminatı alamayanlarla ilgili bir çalışma yapılması durumunda katkı sağlayacaklarını söyledi. Atalay, “Mevcut durumumuzdan beş kuruş dahi geriye gidiş oluyorsa bu oyunun içinde hiç olmayız” diye konuştu. Son dönemde usulsüz harcamalarla gündeme gelen sendikalarla ilgili de Atalay, “akçeli işlerin vatan hainliği” olduğunu belirtti.  TARIK TEKGÖZLİ’nin söyleşisi 6’da. GÖREVDEN uzaklaştırılan ilahiyatçı yazar Cemil Kılıç’a destek için İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapıldı. Eğitim-İş Başkanı Orhan Yıldırım “Akit hedef gösterdi, MEB vurdu” dedi.  YAĞMUR ÜSTÜNDAĞ’ın haberi 11’de. Okur hattı. DBozkırın oğu PERİNÇEK. 0530 163 08 70 10. mayası. NAZIM Hikmet’in 117. yaş gününde, dünyaca ünlü karikatürcülerin eserlerinden oluşan ‘Nazım Hikmet Karikatürleri Sergisi’ Ankara’da açıldı. Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçiliği Kültür Ataşesi Aleksandr Sotniçenko konuşmasında, “Rusya ve Türkiye ilişkileri için Nâzım Hikmet gibi bir figür yok” dedi. 13’te. AYDINLIK 01. CMYK. 11 Sayfa. DURSUN Karadağ, bu toprakların erdemleriyle yoğrulmuştur. Anadolu’nun insan sıcaklığı, fedakârlığı, paylaşmacılığı, delişmenliği, yiğitliği, dürüstlüğü, toprağa bağlılığı, çalışkanlığı, hele hele vatanseverliği, bunların hepsi Karadağ’ın kişiliğini oluşturur. Sırtını ona daya ve hiçbir tehlikeden, hiçbir belâdan korkma artık. Gerçek bir arkadaştır.. 10 Sayfa. Nâzım Hikmet’e karikatürlü anma. ‘Her seferinde aynı davranış’. Sayfa. İstanbul’da ekonomik kriz kurultayı. DOMATES konservesinde ithalatın önünün açılmasından önce Uzakdoğu ülkelerinden tonlarca mal getirildiği iddia edildi. Ürünlerin gümrükte bekletildiği ve Hükümet’e yakın zincir marketlerinde satılacağı ileri sürüldü. 4’te.  8’de. SABAHATTİN ÖNKİBAR. EyBahçeli,osuikast bekasorunudeğilmi? GAFFAR YAKINCA. Entelektüel emperyalizmüzerine İSMET ÖZÇELİK. Hükümet’in soğansavaşı! ISSN 2146-2356. MERKEZ Bankası, yüzde 24’e çıkardığı politika faizini değiştirmedi. Trump’un Türkiye’ye yönelik tehditleriyle 5.50’ye kadar yükselen dolar kuru, kararın ardından 5.40’ın altına geriledi. 5’te.

(2) 2. 17 Ocak 2019 PERŞEMBE. Hazırlayan: Ercan Dolapçı halklailiskiler@aydinlik.com.tr. Değişen dengeler ve bize çıkan dersler Türkiye’ninİranveRusyailekurduğu,Suriye’ninde çıkarlarınıntemsiledildiğiAstanaSüreci,bölgemizdeİkinci DünyaSavaşı’ndanbuyanakurulmuşolantümdengeleri değiştirdi.ABD’nindeSuriye’deyenilgisineyolaçtı.Buönemli zaferitarihkitaplarıAsyaÇağı’nageçişinilkveönemli başarısıolarakkaydedecektir. T. Teori Yaz Kurulu Üyesi. EORİ dergisinin Ocak 2019 sayısının konu dosyası “Bölgemiz ve Dünya” adını taşıyor ve özellikle ülkemizin içinde yer aldığı bölgenin son 15-20 yıl içinde değiKubilay KIZILDENZL şen politik ve stratejik konumunuyla birlikte, Türkiye’nin yapması gerekenleri özetleyen analizleri içeriyor. Aydınlık okurlarından, Teori’nin bu sayısını okumalarını, tartışmalarını ve katkılarını beklediğimizi önemle vurgulamak istiyoruz.. DEĞİŞEN STRATEJİK HASIMLIK Altını çizmek istediğimiz, bölgemizde ve dünyamızda değişen dengelerin bize çıkardığı ödevlere öncelikle vurgu yapmak isteriz. Elbette söz konusu harmanlanma, ülkelerin birbirleriyle barış ve dostluk temelinde karılması anlamına gelmiyor. Ülkelerin ekonomik çıkarlarını baz alan ve dünyanın siyasal olarak yeni ittifaklar temelinde harmanlanmasına dayanıyor. İlerde tarih kitapları bu durumu küreselleşme olarak bilinen Yeni Dünya Düzeninin sonu ve Batı Çağı’nın kapanmasıyla birlikte Avrasya Çağı’nın açılması olarak yazacaklar. Bunun önümüzdeki yakın dönemde ileri geri adımları olacaktır, ancak bu sürecin tersine döndürülmesi mümkün görünmüyor. Elbette değişen bu durum yeni stratejik hasımlıkları da zorunlu kılıyor ve Türkiye bu yeni durumda yerini durdurulamaz bir biçimde Batı’dan Avrasya’ya doğru kaydırıyor. Türkiye’nin İran ve Rusya ile kurduğu ve Suriye’nin de çıkarlarının temsil edildiği Astana Süreci henüz istenilen ustalıkla yürütülemese de, bölgemizde neredeyese İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana kurulmuş olan dengeleri değiştirerek, ABD’nin Suriye’de yenilgisine yol açtı. Bu zaferi de tarih kitapları Asya Çağı’na geçişin ilk ve önemli başarısı olarak kaydedecektir.. DOĞU AKDENİZ’DE NELER OLUYOR Artık konuya ilişkin çeşitli mecralarda yayımlanan analizler, Ortadoğu’da İsrail-Filistin ekseninde başlayan, İran-Irak Savaşı ile devam eden, Birinci ve İkinci Körfez Savaşı ile Irak, Suriye ve hatta Türkiye’de rejim ve sınır değişikliğini amaçlanan süreci değil, Doğu Akde-. niz’deki gerilimden söz ediliyor. Doğu Akdeniz şu anda silahların en çok yoğunlaştığı alanlardan biridir. “Doğu Akdeniz barış içinde ne kadar kalabilir?” sorusu yanıtlanması gereken sorudur. Dünyada bir şeyler değişiyor ve bu değişikliğin altında yatan nedenler Akdeniz havzasının doğusundaki ülkeleri yeni itifaklara yönlendiriliyor. Doğu Akdeniz’de İsrail-Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Mısır ve ABD, Türkiye’nin ve KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını eylemli olarak tehdit eden bir birlik oluşturdu. İsrail’in bir yandan Kürt devletinin kurulmasını desteklemesi, diğer yandan Türkiye’yinin Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını hiçe sayarak Mısır ve GKRY ile birlikte hareket etmesi, Yunanistan’ın da bu birliğe dolaylı olarak katılımıyla, Doğu Akdeniz’deki kriz yeni bir boyuta taşındı. Oysa Doğu Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz rezervinin uluslararası yasalara göre adil paylaşımı Doğu Akdeniz’e kıyıdaş ülkeler olan Türkiye, Suriye, Lübnan, İsrail, Mısır, KKTC ve GKRY’nin ortak tavrıyla kolaylıkla kalıcı bir barışın garantisi olabilir. Elbette bu süreci ABD’siz düşünmeliyiz. Ancak bu düşünce niyetten öteye şimdilik geçemiyor. Bununla birlikte Mısır’ın Türkiye karşıtı ittifaktan koparılması ve Suriye, Lübnan, Mısır, Türkiye ve KKTC’nin ortak çıkarları ekseninde harekete geçmesi, ABD’nin Suriye’den sonra Doğu Akdeniz’den de kovulacağı anlamına gelebilir. Bu durum aynı zamanda Rusya’nın da bu tarafa kesin dönüşünün anahtarı da olabilir. Ayrıca kimi siyasal analistler, “ABD’nin kaya gazı üretimi nedeniyle artık Ortadoğu’dan enerji transferine eskisi kadar gereksinim duymadığını, aksine Doğu Akdeniz’deki doğal kaynakların işletilmesini istemediğini bu nedenle Doğu Akdeniz’de istikrarsızlığı körüklediğini” belirtiyorlar. Suriye-Irak-İran-Lübnan ve Türkiye ekse-. Putin. ninde etkisini kaybetmiş bir ABD’nin, Akdeniz’den söz konusu devletleri çeşitli siyasal manevralarla tehdit etmeye devam edeceğini kolaylıkla söyleyebiliriz. Ancak bu genel gidişi önlemekten uzaktır ve Türkiye’nin gerektiğinde savaşmayı göze almasıyla kolaylıkla engellenebilir. Bölgemizde İsrail dâhil hiçbir devlet kısa, orta veya uzun vadeli çıkarları için Türkiye ile savaşmayı göze alamaz. Bu durumda Türkiye’nin gelişen bu yeni duruma göre ittifaklar geliştirmesi ve ortak çıkarlara dayalı gerçekçi bir barışı inşa etmesi birinci önecelikli görevi olmalıdır. Bu ise Astana’da kurulduğu gibi gerçekçi siyasal ittifaklarla, komşularıyla barış ve Suriye ve Mısır’la kurulacak direk ilişkilerle olabilir.. YALNIZLAŞAN ABD Müslüman Kardeşler’den elini çeken bir Türkiye, Mısır’ı İsrail, GKRY ve özellikle ABD’den koparacaktır. Artık anlamsız olduğu tamamiyle herkes tarafından görülen ve Tür-. Ruhani. kiye’ye zarar veren temelsiz bir Esad düşmanlığından vazgeçmek PKK-Barzani-ABDİsrail dörtlüsünün “Kürt” devleti hayalini temelinden yıkacaktır ve ülkemiz için güvenli bir sınır hattının kısa sürede kurulmasını sağlayacaktır. Artık ABD bırakalım dünya jandarmalığını, Suriye’deki küçük bir alanın jandarmalığını yapmaktan bile uzaktır. Bu elbette ABD’nin süper silahlı bir güç olduğu gerçeğini reddetmez ama işin artık otuz yıl önceki tarzda yürümesinin imkânsız olduğunu gösterir. ABD’yi oluşturan kurumların çatışmasına bakmak bile artık ABD içinde de, dışında da kendi birliğini sağlayamadığını gösteriyor. Daha 5-10 yıl önce AB ve İngiltere’nin neredeyse koşulsuz desteğini alan ABD, bugün bu desteği almaktan uzak bir konuma düşmüş görünüyor. Teori dergisi aslında ‘Yeni Bir Dünya’ vurgusunu ilk kez yapmıyor. Nisan 2018 tarihli sayısının kapak dosyası bugünü anlatır gibiydi. Söz konusu sayı, “Amerikan Rüyasının Sonu” idi. Aslında Aydınlıkçılar bu öngörüyü 2000’li yılların başından beri dile getirmekte ve tartışmaktaydılar. ABD’nin dünya ekonomisi içindeki payının küçük parçalarla düşmeye başladığı, Uzak Asya’da Çin ve Hindistan gibi ülkelerin payının artmaya başladığı andan itibaren, ABD’nin ekonomi alanında savaşı kaybedeceğini tespit etmişlerdi. Ancak, ABD’nin. Erdoan. Suriye’den çekilme kararı bu sürecin ilk ve önemli adımıdır ve bunu diğer adımları izleyecektir. Tespitimiz şudur: ABD bölgemizde kaybetmiştir. Bundan sonraki taktiksel ileri adımları bu stratejik yenilgiyi durduramayacaktır. ABD evet tartışmasız en büyük silahlı güçtür, ancak böylesine bir silahlı kuvvet büyük ve güçlü bir ekonomiye gereksinim duyar. ABD, bu büyük silahlı kuvveti besleyecek veya idame edecek ekonomik kaynaklarından yoksundur.. MAKALELER Vatan Partisi Genel başkan Yardımcısı Yunus Soner “Yeni Dünya’nın ilk sonucu: ABD Suriye’den çekliliyor” adlı makalesiyle bu yeni duruma tarafların verdiği tepkiyi inceliyor ve bize son bir ayda gelişen yeni durumu tahlil ediyor. Aydınlık’ın Haber Müdürü Tevfik Kadan, “Karadeniz’deki güç mücadelesinin arka plânı” adlı makaleyle konuya başka bir açıdan dikkatimizi çekiyor. Prof. Dr. Ata Atun “KKTC’de askeri üs kurulmalı mı” sorusuna yanıt arıyor ve bu üssün Türkiye’nin milli çıkarları açısından önemini aktarıyor, Abdullah Yücel Kuruçim “Denizlerimizdeki tehditler ve Hazar Denizi anlaşmasıyla” Akdeniz ve Ege’den tehditlere dikkat çekerken, Hazar Denizi Anlaşması ile nasıl bir barış denizi yaratıldığının altını çiziyor.. TÜRKÜLERİN HİKÂYELERİ-3 Kardak kayalıkları da Yunanistan’a mı teslim edildi? Acı doktor bak bebeğe Milli Savunma Bakanl E. Genel Sekreteri. ON SEKİZ Türk adası ve bir Türk kayalığını Yunanistan’a alenen teslim eden Tayyip Erdoğan yönetimi, şimdi de Kardak kayalıklarını mı teslim etti? Ümit Yunan Hükümetindeki görYALIM evinden 13 Ocak 2019’da istifa eden Panos Kammenos, istifasının ardından aynı gün askeri helikopter ile Kardak kayalıklarının üzerinden uçtu. Kammenos ile ilgili haber ve fotoğraflar Yunan Savunma Bakanlığı resmi internet sitesi ve kalymnos-news.gr adlı haber sitesinde yayımlandı. Kammenos’u taşıyan Yunan askeri helikopteri hiçbir engelle karşılaşmadan Türk Hava Sahası’nda uçtu ve Türk Hava Sahasını tam 6 mil ihlal etti. Kammenos, 1996’daki Kardak Krizi sırasında hayatını kaybeden Yunan askerlerinin anısına denize çelenk attı. Çelenk üzerinde Yunan bayrağının renklerini taşıyan mavi beyaz şeritlerin olması dikkat çekti. Kammenos, anılan çelenk ile Kardak kayalıklarının Yunanistan’ın egemenliğinde olduğu mesajını verdi. Kammenos, Kardak kayalıklarının üzerinde egemenlik ve bayrak gösterisi yaparken AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Başkan Yardımcısı Fuat Oktay, Savunma Bakanı Hulusi Akar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sesi soluğu çıkmadı. Yunanistan’a “müzik notası” bile verilmedi.. ÖNLEM YAPILMADI İç Hizmet Kanununun 35. maddesine göre, Hükümet direktifi verilmese dahi, Türk Silahlı Kuvvetleri, yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmakla görevlidir. Yurt dışından gelerek Türk Hava Sahasını 6 mil ihlal eden Yunan askeri helikopterine neden önleme yapılmadı? Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler, İkinci Başkan Metin Gürak ve Hava Kuvvetleri Komutanı Hasan Küçükakyüz bu durumu nasıl izah edecek? Türk Hava Sahası, Yunanistan’a mı terk edildi?. YUNANİSTAN HAVA SAHASINI FİİLEN 12 MİLE ÇIKARDI Panos Kammenos, daha önce de 28 Ocak 2016 ve 1 Ocak 2017 tarihlerinde askeri helikopter ile Kardak kayalıklarının üzerinden uçarak denize çelenk atmıştı. Yunan Genelkurmay Başkanı Oramiral Apostolakis de 5 Şubat 2018’de Mirage 20005 savaş uçağı ile Türk Hava Sahası’nda uçarak Kardak kayalıklarına sanal hava taarruzu yapmıştı. Mevcut durum itibarıyla Yunanistan Hava. Emrah Emrah Emrah Emrah Emrah Emrah. Panos Kammenos. Sahasını 10 milden 12 mile çıkardı. AKP öncesi hükümetler döneminde 10 millik Yunan Hava Sahası tanınmıyordu. Erdoğan ve AKP Hükümetleri döneminde ise Kardak kayalıkları üzerinde Türk Hava Sahası’nda defalarca uçan Yunan Savunma Bakanı ve Kardak kayalıklarına sanal hava taarruzu yapan Yunan Genelkurmay Başkanı için Yunanistan’a nota verilmedi. Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümetlerinin Ege Denizi’nde 12 millik Yunan Hava Sahasını zımnen ve hukuken tanıdığı açıkça görülmektedir. Kardak Hava Sahası’nın Yunanistan’a devredilmesi, Kardak Kayalıklarının da Yunanistan’a teslim edildiği anlamına gelir. Tayyip Erdoğan bu konuda Türk Kamuoyuna derhal açıklama yapmalıdır.. ABD’nin çekilme kararı halklailiskiler@aydinlik.com.tr. 20BİNTIR silahı PKK/PYD’ye veren, 60 bin kişilik ordu kurup eğitimlerini hemen hemen tamamlayan Trump’un, Suriye’den çekilme kararını çok önemsiyorum. ABD’nin sözünü tutan bir devlet olmadığını yakın geçmişten çok iyi biliyordum. Defalarca söz verdiği halde, kara gücü PKK/PYD’yi Fırat’ın doğusuna çekmedi. IŞİD ile mücadele bittiğinde YPG’ye verdiği silahları toplayacağını taahhüt etmişti. Bu taahhüdünü de tutmayacağını söyleyenler haksız değil. Daha yeni Reuters’e konuşan ve isimleri gizli tutulan üç Amerikalı yetkili, silahların geri alınmaması için. AYDINLIK 02. CMYK. Pentagon’a tavsiyede bulunduklarını açıkladılar... ABD’nin, Suriye sınırına yakın Malikkiye ilçesindeki silah deposunu boşaltıp, Irak’a taşımasını da ihtiyatla karşılamak gerekir. Zira YPG’ye verilen silahlar, bu depodan dağıtılıyordu... Bu gelişmeler karşısında Suriye’den çıkma kararını “taktik” bir hamle olarak değerlendirmek, çok da yanlış olmayacaktır. Nitekim çekilen ABD kuvvetleri, Amerika’ya değil, Irak’taki üslerine döndüler. Irak hükümeti onları davet mi etti? Hayır... Trump hükümeti ile ABD derin devleti (Pentagon) arasında görüş ayrılığı var belli de, hangi tarafın ağır basacağını kestirmek zordur. Bu nedenle çekilme kararına temkinli yaklaşmak, izlenme-. si gereken en doğru yoldur... Her ne sebeple olursa olsun, ABD’nin Suriye’den çekilme kararı, savaşıp da yenilgi almasıyla eş değerde bir itibar kaybıdır. ABD’yi, dünyanın “süper gücü” ve yenilmez devleti kabul edip, peşinen teslim bayrağını çekenler ve bu “güce” teslim olmakla ABD vatandaşlığının peşinde gezenler, olumlu bir mesaj alabilirler diye umuyorum. Ve yine umulur ki, gelişmeler Amerikan uşaklarının akıllarını başlarına devşirsin... Önemlidir; her seferinde Amerikancıların yüreğine su serpecek hikâyeler uyduranlar, bu defa suskun kaldılar. Bu bile kayda değer bir kazanımdır. Karşı cephede bozgun başladı!..  CemilCAN. Beşiğini elden aldım Amman doktor bak bebeğe Yıkık yuvam kara (kaldım) yasta Yalvarırım eşe dosta Annesi bebekten hasta Yandım (Amman) doktor bak bebeğe Mahzuni erif. MAHZUNİ Şerif’in oğullarından Emrah dördüncü ayını doldurduğunda, Mahzuni, Hacıbektaş’tan Berçenek Köyü’ne Eren gelir ve ardından ÖZTÜRK askere gider. Bir gün Emrah hastalanıp ateşler içinde kalır. Ailesi onu o zamanlar iki çocuk doktorunun bulunduğu Elbistan’a yetiştirir. Doktor tarafından hiç de iyi karşılanmazlar. Bu olayı mektupla duyan Mahzuni, askerdeyken bu türküyü yakar. İşte tüm Türkiye’nin tanıdığı “Acı doktor bak bebeğe/Berçenek’ten yaya geldim” türküsü o günkü olaya aittir. Berçenek’ten yaya geldim Aman doktor bak bebeğe. Kuru soğan yağsız aşım Yırtık bağrım açık başım Bir şey değil vatandaşım Amman doktor bak bebeğe Allah için bir merhem çal Öldürür beni bu vebal Param yok sen ceketim al (Param yok ceketimi al) Amman doktor bak bebeğe Mahzuni Şerif çobandır Meskenim dumanlı dağdır Bebektir ama insandır Amman doktor bak bebeğe. Kaynak: Aşık Mahzuni Şerif Yöre: Afşin.

(3) 17 Ocak 2019 PERŞEMBE. Hazırlayan: Sıla Kemahlı. halklailiskiler@aydinlik.com.tr. BUL İSTAN SİYLE I ŞME SÖZLE HAKLARINIZ ? N Z A TANIN R MUSUNU O BİLİY. Taşkından kurtuldular şimdi yuva arıyorlar. Her üç kadndan biri ei ya da sevgilisi tarafndan fiziksel iddetine maruz kalyor.. Toplum bilinci şiddeti önler!. TürkiyekadınveaileiçişiddetekarşıkoruyucuönlemleriçerenİstanbulSözleşmesi’ninilk imzacılarından.Sözleşmeyetarafülkerepekçokyükümlülükgetirildi.AvukatAylinDönmezsözleşmenin dahaetkinhalegetirilmesi,cezalarınuygulanmasıvetoplumbilinciningeliştirilmesigerektiğinisöylüyor. T. berfin@aydinlik.com.tr. ÜRKİYE şideti konuşmaya devam ediyor. Sosyal kampanyalarla farkındalık yaratılmaya çalışılırken, hukuki alanBerfin BAKAY da da sorunun üzerine gidilmekte. Hukuki mücadelenin tartışmalar yaratan 6284 sayılı kanununu (İstanbul Sözleşmesi) Avukat Aylin Dönmez Aydınlık’a anlattı. 2011 yılında İstanbul’da imzalanan ‘kadınlara yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadele’yi kapsayan İstanbul Sözleşmesi’ne, Avrupa Konseyi’ne üye devletlerde katıldı. Sözleşmeye ilk imzayı Türkiye attı. Dönmez, İstanbul Sözleşmesi’yle; cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli tüm ayrımcılık biçimlerine karşı mücadele edilmesi, erkek şiddetinin önlenmesi, tedbir alınması, ka-. dınların zararlarının tazmin edilmesi ve şiddet uygulayan kişilere eylemi ile orantılı cezalar verilmesi konusunda taraf devletlere pek çok yükümlülük getirildiğini söyledi. Dönmez sorularımızı yanıtladı:  İstanbul Sözleşmesinden kimler yararlanabilir? Şiddete uğrayan ya da uğrama ihtimali bulunan kadın, çocuk ve aile bireylerini kapsıyor. Ayrıca, tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişiler de yararlanabiliyor.  Sözleşme hangi hakları sağlıyor? Tedbirler, koruyucu ve önleyici olarak ikiye ayırılıyor. Koruyucu tedbirlerin mülki amir ve hakim tarafından verilebileceği, önleyici tedbirlerin ise hakim tarafından verilebileceği belirtiliyor. Kişi barınma, geçici maddi yardım, koruma altına alınma, işyerinin değiştirilmesi, kimlik ve diğer belgelerinin değiştirilmesi gibi haklara sahip. Koruma talebiyle, kişiye şiddet tehdidi, hakaret içeren söz ve davra-. nışlarda bulunulması durumunda müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhal uzaklaştırılması gibi önleyici tedbirlerin alınmasını talep edilebilir. En önemli nokta sadece meydana gelmiş şiddeti değil, şiddet uygulanmasının muhtemel olduğu durumları da kapsaması.  Nasıl başvuru yapılır? Kişi bulunduğu en yakın Aile Mahkemesine, Cumhuriyet Savcılığına, Emniyet Müdürlüğüne, Kaymakamlığa ve Şiddet Önleme ve İzleme Merkezine (ŞÖNİM) başvurabilir. Fakat tedbir kararını en hızlı Aile Mahkemesi verir. Sığınak ve koruma talepleri için ise ŞÖNİM’e veya Emniyet Müdürlüğüne gidip can güvenliğinizin tehdit altında olduğunu söylemeniz ve isteğinizin yazılı hale getirmeniz yeterli. Karakola gidilerek yapılan başvurularda tüm şikayet ve taleplerin tutanağa geçirilmesi önemli bir husus. Eğer olayda fiziki şiddet söz konusu ise başvuru yapılan karakolun, şiddete maruz kalan kişiyi. hastaneye sevk etmesi gerekiyor.  Sözleşmenin zamanla artan boşanmaların sebebi olarak gösterilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Sözleşme yürürlüğe girmeden önce çoğu kadın, boşanma davası açmaya dahi korkuyordu. Davanın açıldığının karşı tarafça öğrenilmesi halinde, kocasının vereceği tepkiden ve bu tepkinin sonuçlarından endişe ediyordu. Kadın, evden uzaklaştırma, iletişim araçları ile rahatsız edilmeme, aile konutunun tahsisi gibi hızlı çözüm ve ispat yükü iddia edilen konularda mağdur hale geliyordu. Yasa ile adliyeye intikal edecek bir çok olayın önüne geçilmiş oluyor. Elbette, tamamen şiddetin önüne geçtiğini söylemek mümkün değil.  Şiddetin tamamen önüne geçilmesinin yolu nedir? İstanbul Sözleşmesinin daha etkin hale getirilmesi, cezaların uygulanması ve toplum bilincinin geliştirilmesi gerekiyor.. Ödeve Ödeve boğmayın, boğmayın, sınırları sınırları koruyun koruyun düzenli çalışma alışkanlığı kazan- aralığında yerine getirilmesi geredırabilir. ken pek çok etkinlikle doldurmak "Anne babaların ders yılı içeri- ve çocukları bir etkinlikten diğerisinde ve yarıyıl tatilinde çoğunlukla ne koşturmak hem katıldıkları faaakademik başarıya odaklanmaları liyetlerden zevk almalarını engelve tatilde de sürekli ders çalışma- ler hem de aile içi ilişkileri olumya vurgu yapmaları çocuklarda yıl- suz etkileyebilir. Ders yoğunluğu gınlık, umutsuzluk veya inatlaşma nedeniyle çocukların çoğu arkagibi tepkilere yol açabilir. Akade- daşları ile kısıtlı zaman geçiriyor. mik alanın dışında sosyal, duygusal Tatil, arkadaşlarla daha çok zaman ve bedensel gelişim de önemli. 15 geçirmek için fırsat olabilir. günlük tatili, ödev yapacağı bir zaman aralığı olarak görmeyin ve bütüncül gelişimi için bir fırsat olarak değerlendirin. "Çocuğunuzla şartlarınıza "Tatil, çoğu çocuk için uyan şekilde çevrenizdeki takuralların olmadığı, istedikleri karihi ve kültürel yapıları gezin dar televizyon seyrettikleri, bilgisayarve gezdiğiniz yerlerle ilgida oyun oynadıkları ve istedikleri saatte yali konuşun. Diğer yandan tıp, geç vakitte uyandıkları bir dönem. Ancak, evde beraberce kitaplar bu tür bir kuralsızlık hem yarıyıl tatilinin veokumak ve okunan kirimli bir şekilde geçirilmesini hem de okula tektaplar üzerine konuşmak rar başladığında ders ve uyku saatlerine uyuda aile içi iletişimi desmu engelliyor. Bilgisayar/televizyon karşıtekler. Tatil, ailece verimsında geçireceği zamanı okul döneminli ve keyifli bir şekilde zadekine göre artırabilirsiniz ancak man geçirebilmek için bir fırmutlaka bir sınır koyun." sattır. Bu fırsatı, kısıtlı bir zaman. Kuralsız tatil olmaz. AYDINLIK / ANKARA YARIYIL tatili yarın başlıyor. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Doç. Dr. A. Evren Tufan, yarıyıl tatili için önerilerde bulundu. Doç. Dr. Tufan’ın önerileri şöyle: "Yaşı ve ders başarısı ne olursa olsun, her çocuk yarıyıl tatilinde ödüllendirilmek ister. Maddi değil manevi değeri yüksek ödül seçin ve çocuğunuza akademik sonucundan çok çabalaması ve çalışması için takdir ettiğinizi vurgulayın.. Sınıf arkadaşları, kardeşleri ve akrabaların çocukları ile kıyaslamaktan kaçının. "Çocukların yoğun bir eğitim döneminden çıktığını göz önüne alarak, yarıyıl tatilinin ilk birkaç günü sadece dinlenmelerine izin verin. Birkaç günlük dinlenmenin ardından, çocuğunuzun güçlü ve zayıf yanlarını da göz önüne alınarak ailece bir tatil programı oluşturabilirsiniz. Tatil programı çocukların ödevlerini son günlere sıkıştırmasını da engelleyebilir ve onlara. Bakan Selçuk uyardı: Ödev baskısı verimi düşürür. MİLLİ Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, "Anne babalar, ara tatilde çocuklarına ödev yapmaları ya da ders çalışmaları için baskı kurarlarsa bilin ki yeni dönem başladığında çocuğun huzursuzluğu artacak ve verimi düşecektir" dedi. Tatilin, çocuğun kendisini farklı açılardan beslediği ve duygusal dengesini biraz daha yükselttiği bir dönem olması gerektiğini söyleyen Selçuk şöyle devam etti: "Bir çocuk, ödev yapmayı seviyorsa ara tatilde yapacaktır, kitap okumayı seviyorsa ‘yapmayın’ deseniz de okuyacaktır. Önemli olan öğrenme hazzına hizmet edebilecek herhangi bir şeyi öğrenmesi. Bu konuda da aşırı bir baskıyla ‘şunları oku’ ya da ‘şunları okuma’. AYDINLIK 03. CMYK. 3. biçiminde yaklaşmak uygun değil. Çocuğun, merakını yeşertecek alanlarda, ilgisinin ve yeteneğinin buluştuğu konularda okumasında fayda var. Çocuk, hoşlanmadığı değil ama ilgili ve yetenekli olduğu bir alanda zorlanabilir. Ama ilgisinin olmadığı, çocuğun kendisini yetenekli hissetmediği bir durum varsa da zorlamak çok olumsuz neticelere yol açabilir. Diyelim ki çocuk enstrüman çalmaktan hoşlanıyorsa orada biraz zorlanabilir, çünkü kolay bir öğrenme yok. O sebeple çocukların ilgi duydukları alanlarda zorlanması, mücadele ruhlarının geliştirilmesi, sabırlarının artırılmasında yarar var. Bir çocuk ne kadar sabırlı, dirayetli, azimli olursa yaşam başarısı da o kadar yüksek oluyor. ". Sık hastalanmasının nedeni alerji olabilir KIŞ aylarında sık sık nezle ve grip olan, burun akıntısı, tıkanıklığı, kaşıntısı ile geceleri geçmeyen öksürük, hırıltı ya da nefes darlığı olan çocuklarda sorunun kaynağı alerji olabilir. Çocuk immünoloji ve alerji uzmanı Prof. Dr. Hülya Ercan Sarıçoban, üç haftadan daha uzun süren burun akıntısı, öksürük ve öksürüğe bağlı hırıltıların ‘alerjik’ kökenli olabileceğini söyledi. Prof. Dr. Sarıçoban şöyle devam etti: "Alerjiden solunum sisteminin etkilenmesi sonucu, uzun süren ve gece artış göster e n öksürük,. göğüsten gelen hırıltı, nefes darlığı, burun akıntısı ve tıkanıklığı, aksırık, tekrarlayan orta kulak ve sinüzit sorunları ortaya çıkabilir. Dolaşım sisteminin etkilenmesi durumunda ise yüzde solgunluk, tansiyon düşmesi ve çarpıntı ortaya çıkabilir. Alerjinin neye karşı olduğunu bilmek, alerji zamanı gelmeden önlemlerini almak, gerekiyorsa alerji koruyucu ilaçları kullanmak gerekir. Çocukların fast-food yerine sebze, meyve ağırlıklı beslenmesi ve sık sık el yıkamak da ç o k önemli.". AYDINLIK / İZMİR İZMİR'DE su taşkınları nedeniyle mahsur kalan dokuz yavru köpek hayvanseverlerin ve itfaiye ekiplerinin çabalarıyla kurtarıldı. Menemen'de geçen akşam etkisini artıran sağanak yağışın ardından Gediz Nehri taştı, Buruncuk Mahallesi'ndeki tarım arazileri su altında kaldı. Bölgedeki bir tepecikte köpeklerin mahsur kaldığını gören hayvanseverler, durumu it-. faiye ekiplerine bildirdi. İtfaiye ekipleri, yaklaşık bir kilometre mesafedeki tepecikte mahsur kalan köpek ve dokuz yavrusunu bota aldı. Hayvanlar İçin Projeler Derneği (HİPDER)'ne teslim edilen köpeklerin sağlık durumlarının iyi olduğu tedavilerinin ardından sahiplendirilecekleri öğrenildi. Köpeklere yuva bulmaya çalıştıklarını belirten Sezgi Sarı, HİPDER üzerinden kendilerine ulaşılabileceğini söyledi.. Hakkarili öğrencilere İstanbul’dan yardım eli. İSTANBUL’da yaşayan Mimar Burcu Özer’in sosyal sorumluluk projesi kapsamında başlattığı kampanya ile toplanan kışlık giyim ve kırtasiye malzemeleri, Hakkari’de ihtiyaç sahibi öğrencilere dağıtıldı. Özer arkadaşlarıyla birlikte başlatmış oldukları kampanyada kısa. sürede 100 öğrenci için giyim ve kırtasiye hazırladıklarını belirterek, şöyle konuştu: "Türkiye bütün olarak gönül birliği yaptığı zaman, 24 saatte her yere el uzatabiliyor. Çünkü, 81 ilin hepsi bizim. Bizler küçük kardeşlerimizin sıcacık gönüllerinde ısınmaya geldik.". Basurdan utanan hasta ameliyata mahkum oluyor HALK arasında basur olarak bilinen hemoroid toplumda yüzde 5 oranında görülüyor. Hastaların genellikle üç ya da dördüncü evreye gelince hekime başvurduklarını söyleyen genel cerrahi uzmanı Opr. Dr. Emin Yeğinboy, hastaların utanmaları nedeniyle ameliyat olmak zorunda kaldıklarını belirtti. Halk arasında basur olarak bilinen hastalığın en sık 35-45 yaşları arasında görüldüğünü belirten Op. Dr. Yeğinboy, "Oysa şikayetler başladığında, daha hastalık erken evredeyken başvurulsa daha ağrısız ve daha az girişimsel yöntemlerle. sorun halledilebilir " dedi. Hemoroiddin en sık rastlanan nedenleri, aşırı kabızlığa bağlı ıkınma, sürekli oturma veya ayakta durma, hamilelik ve obezite. Hemoroidin ilk iki evresinde başvuran hasta sayısının yok denecek kadar az olduğunu belirten Opr. Dr. Yeğinboy sözlerini şöyle sürdürdü: " İlk iki evrede ameliyat gerekmez. Bu evrelerde beslenme ve yaşam alışkanlıklarında yapılacak değişikliklerle yakınmaların çoğu ortadan kalkar. Üçüncü ve dördüncü evrede ise tedavide ameliyat kaçınılmazdır.". Gül ki güldüresin. Hazrlayan: Emine Akfrat emineakfirat@aydinlik.com.tr. Mışıl mışıl uyurlar mı? ZAVALLI Hoca’nın bir yorganı olup kış günü ellerine ne geçerse örtünür, yatarlarmış. Yine çokça kar yağdığı bir gece hanımı, "Efendi! Hiç kazanmazsın. Olur ile kanaat edeceğiz diye fazla bir yorgana sahip olamadık. Şimdi iki yorganımız olsaydı da rahat rahat örtünseydik, ne olurdu? Benim de üstüme şunu bunu örtmek zıddım. Biri uzun gelir, öbürü kısa gelir; derken biri bir tarafa kayar, öbürü başka tarafa toplanır. Ah! Yoksulluğun gözü kör olsun! Ey! Ne yapalım?..Bir vakit benim babam..." diyerek Hoca’nın senelerden beri dinlediği ve hanımından daha iyi ezberlediği masallara başlayınca Hoca, "Yoook! Ben hem uykusuzum, dır dır istemem. Güzel güzel uykunu uyu bakayım!" dediyse de hanımın bir kere makaraları açılmış olmakla susması kabil olmayınca Hoca, "Dur karıcığım! Sana kıyamet kadar pamuk getireyim. İstediğin kadar yatak yap, yorgan yap" diye kalkıp büyük çuvalı kaptığı gibi havlıya inerek karları doldurmaya başladı. Hanımı pencereden seyrederken: "Be adam! Bu ayazda kar ile oynayarak kendini hasta edip de başıma bir dert daha mı çıkaracaksın? Ne yapacaksın onları" demiş. Hoca da, "İşte sana ekmeden biten bir çok pamuk." demiş. Hanımı, "Ayol! Hiç kar adamı ısıtır mı?" deyince Hoca,"Isıtmayacak olsa babalarımız, dedelerimiz altında yumuşacık, sıcacık yatıp mışıl mışıl uyurlar mı" demiş..

(4) 4. 17 Ocak 2019 PERŞEMBE. Hazırlayan: Sıla Kemahlı halklailiskiler@aydinlik.com.tr. Buğday,pirinç,arpa,mısırdasıfırgümrüğünönüaçıldı. Üç bedende yaşayacak. ÇİFTÇİNİN ÖLÜM FERMANI! SAMSUN’da tedavi gördüğü hastanede beyin ölümü gerçekleşen 63 yaşındaki S.K. isimli kadının organları yakınları tarafından bağışlandı. S.K.’dan alınan karaciğer ve iki böbrek üç hastaya umut oldu. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Yoğun Bakım Servisi’nde beyin kanaması nedeniyle üç gün tedavi gören S.K.’nin dün beyin ölümü gerçekleşti.. OMÜ Organ Nakil Koordinatörü hemşire Birgül Tan’ın görüştüğü ailesi organlarını bağışlama kararı aldı. Bunun üzerine aynı hastanede yapılan ameliyatla alınan karaciğerin burada başka bir hastaya nakledileceği belirtildi. İki böbrek ise hastalara nakledilmek üzere önce ambulansla Çarşamba Havalimanı’na buradan da tarifeli uçağa nakledilerek İstanbul’a gönderildi.. Beş gramlık karpuz. Hükümet,tarımürünlerindekifiyatartışınaçözümüyineithalatta buldu.Sıfırgümrüklebuğday,arpa,mısır,pirinçvekurubaklagiller ithalatıiçinTMO’yayetkiverildi.ZiraatMühendisleriOdasıBaşkanı ÖzdenGüngör,Hükümetinçiftçiyiithalatlaterbiyeetmeyeçalıştığınısöyledi AYDINLIK / ANKARA. Ç ANTALYA’da mini sebzeler, yenilebilir çiçekler, mikro filizler ve taze baharat gibi özel ürünler üreten firma, karpuzun. da minyatürünü üretti. Ağırlıkları beş gram civarındaki karpuzlar, 150-200 gramlık paketlerde satışa sunuluyor.. Korumadaki su samuru ve çil kekliği görüntülendi YOĞUN kar yağışı nedeniyle ağır kış koşullarının yaşandığı Tunceli’nin Pülümür Vadisi’nde gezen doğa fotoğrafçısı Malik Kaya, Pülümür Çayı’nda fark ettiği su samurunu çekmeyi başardı. Dünyada nesilleri tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu için birinci derecede koruma altında bulunan su samurunu görüntüleyen Kaya, şunları kaydetti: "Bölge tamamen kar ile kaplıydı. Yaban hayatını görüntülemek için Pülümür Vadisi’ne gittim. Yol kenarında yürürken Pülümür Çayı’nın ortasında küçük bir kaya parçasında su samurunu fark ettim ve makinemle çekmeye başladım. Su samuru, suya dalarak avladığı balığı kayanın üzerine getirerek yiyordu. Birkaç kez aynı hareketi tekrarladı. Koruma altındaki su samurunu görüntülemek benim için çok müthiş bir andı." Su samurunu fotoğrafını. çektikten sonra, bölgede gezisini sürdüren Kaya, bu kez Türkiye’de nadir görülen ve doğada gizlenmeleriyle bilinen çil kekliğiyle karşılaştı. Kaya, kaçak avlanma nedeniyle tükenme tehlikesi altında olduğu için koruma altında bulunan çil kekliğinin, bölgede aşırı kar yağışı nedeniyle hareketsiz kalıp yiyecek bulamayınca karayolu kenarına geldiğini söyledi.. ‘Güvenlik önlemleri dışarıdan başlamalı’ YÜKSEKÖĞRETİM Kurulu’nun (YÖK), Üniversitelerde Huzur ve Güveni Artırma Komisyonunda yerleşkelerin girişinde önleyici güvenlik tedbirlerinin artırılması kararı alındı. Huzur ve güveni artırmaya yönelik bütün yerleşkelerde güvenlik verilerinin toplanması ve risk analizlerinin yapılması kararlaştırıldı. Kararı değerlendiren Bahçeşehir Üniversitesi Özel Güvenlik ve Koruma Programı Genel Koordinatörü Osman Öztürk, "Kampüs güvenliği dışarıdan içeriye doğru girişlerde başlar. Giriş çıkışların kontrol, denetim ve kayıt işlemleri açısından en önemli aşamayı oluşturduğuna dikkat edilmeli ve kontroller yasal kıstaslara uyularak yerine getirilmelidir" dedi. Öztürk, Türkiye’de birçok üniversitede metal kapı detektörünün bulunmadığını hatırlattı. Bunun güvenlik riskini artırdığı-. AYDINLIK 04. CMYK. nı belirten Öztürk şunları kaydetti: "Kartlı geçiş turnikesi ve sistemleri kurulmalı, mevcut eski olanlar modernize edilmeli, özellikle giriş kartları ziyaretçiler, öğrenci ve çalışanlar olarak ayrılarak yetkisiz kişilerin kullanmaması için teknolojik önlemler alınmalıdır. Kritik işlemlerin ve hareketlerin kaydedilmesi, suç ve suçlunun önceden tespit edilerek önlenmesi için yerleşke çemberinde mutlaka kamera sistemi bulunması gerekmekte. Kamera, alarm güvenliğinin sağlanmasına ilişkin olarak tespit edilen eksiklikler giderilmelidir. Özellikle teknik kapasiteleri ve çözünürlüğü yeterli olmayanlar değiştirilerek yerlerine daha teknik özelliği olan kameralar konulmalıdır. Özellikle kör ve karanlık noktalar kontrol ve denetim altına alınmalıdır.". İFTÇİYE yeterli destek verilmemesi nedeniyle ekili tarım alanları sürekli düşerken, Türkiye’nin temel ihtiyacı olan ürünlerin rekoltesi düştü. Üretim maliyetlerindeki artış nedeniyle tarım ürünlerinde fiyatlar yükselirken Hükümet ithalat sopasına sarıldı. Sıfır gümrükle buğday, arpa, mısır, pirinç ve kuru baklagiller ithalatı için Toprak Mahsulleri Ofisine (TMO) yetki verildi. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör, hükümetin çiftçiyi ithalatla terbiye etmeye çalıştığını, sıfır gümrükle ithalatın çiftçinin ölüm fermanı olduğunu söyledi. Çiftçiye bütçeden her yıl verilmesi gereken destekler tam verilmezken, ekili alanların miktarı son 15 yılda 265 milyon dekardan 233 milyon dekara geriledi. Buğday ekim alanlarında 22 milyon, arpa ekim alanlarında da 13.5 milyon dekar azalma oldu. Siyasi iktidar ise temel ürünlerde üretim artışı sağlamak için çiftçiyi destekleyeceğine ithalata yöneldi. Buğday, arpa, mısır, pirinç ve kuru baklagillerin sıfır gümrükle ithalatı için TMO’ya yetki veren Cumhurbaşkanlığı kararı, Resmi Gazetenin dünkü sayısında yayınlandı. TMO’ya 2019 yılı için 1 milyon ton buğday ve mahlut, 700’er bin ton arpa ve mısır, 100 bin ton kuru baklagil ile 100 bin ton pirinç ithalat kotası tanındı.. DOMATESE DE SIFIR GÜMRÜK Öte yandan, ülkemiz domates deposu olduğu halde, sıfır gümrükle 25 bin ton domates konservesi ithalatının yolu açıldı. 31 Mayıs’a kadar geçerli olacak kota kapsamındaki ithalatı, Ticaret Bakanlığınca düzenlenecek ithal lisansıyla yapılabilecek. Kotadan yalnızca bu. ürünleri salça üretiminde hammadde olarak kullanan sanayiciler yararlanabilecek.. ‘13.8 MİLYAR DOLAR ÖDEDİK’ Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör, "Eskiden ihraç kalemlerimizde ilk sırada olan tarım ürünleri şimdi ithal kalemlerimiz arasında" dedi. Güngör, şöyle sürdürdü: "Bakanlığa ‘niye ithal ediyorsunuz?’ diye soruyoruz, ‘paramız var ithal ediyoruz’ yanıtı veriyorlar. Son 16 yılda 53.5 milyon ton buğday ithal ettik. Karşılığında 13.8 milyar dolar ödedik. Şimdi Washington’da, Londra’da para peşinde koşuyoruz. Yüksek faizle borç arıyoruz. Bu parayı kendi çiftçimize verip üretimi artırsak olmaz mıydı! Ülkeye de çiftçiye de yazık." Türkiye’de 2017’de 21.5 milyon ton buğday üretildiğini, 2018’de bu rakamın 20 milyon tona düştüğünü vurgulayan Güngör, "Önümüzdeki yıl buğday üretimi daha da düşecek" dedi, "Çünkü çiftçi yeni sezon için ekimini yaptı. Gübre fiyatları yüzde 300 zamlandığı için ekim yaparken parasızlıktan taban gübresi atamadı. Kaliteli tohum ekemedi.". ÇİFTÇİ DESTEKLENMELİ Hükümetin ithalatla başka ülkelerin çiftçilerini desteklediğini, yapılması gerekenin tam aksini yaptığını belirten Güngör şunları söyledi: "Ülkemizde 2.1 milyon kayıtlı çiftçi var. Yüzde 95’i bankalara borçlu. Çiftçilerin borcu 100 milyar doların üstüne çıktı. Bu koşullarda üretim yapmak iyice zorlaştı. Yapılması gereken ithalatla yabancı ülkelerin çiftçisini desteklemek değil, Türk çiftçisini desteklemek. Girdi maliyetlerini düşürmek. Amaç dışı kullanılan tarım arazilerini ve meraları tarımsal üretim için kullanmak. Türk çiftçisi desteklenirse ithalata gerek kalmaz. Dövizimiz boş yere gitmez.". Üreticinin önü açılsın ithalata gerek kalmaz. ESKİ Seyhan Ziraat Odası ve Adana İl Koordinasyon Başkanı Süleyman Girmen Türkiye’de üretme olanağı bulunan hiçbir tarım ürününün ithal edilmemesi gerektiğini söyledi. Sıfır gümrükle tarım ürünü ithalatını doğru bulmadığını kaydeden Girman şu görüşleri savundu: "Türkiye ekonomik kriz içinde. Bu koşullarda dışarıya döviz ödeyeceğiz. Buna gerek yok. Üreticinin önü açılırsa ithalata gerek kalmaz. Türkiye’nin üretimden başka çıkışı yok. Türkiye gibi bir ülkenin buğday, arpa, soğan, saman, ... gibi ürünleri ithal etmesi inanılır gibi değil." Girmen, ithalat ihtiyaçtan dense de gerçek nedenin bu olmadığını, enflasyonu düşürmek olduğunu söyledi.. Gümrük vergisi almazlar, nakliye desteği verirlerse belki bir veya iki lira daha düşer.". Antalya-Muratpaşa Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp de Aydınlık’a yaptığı değerlendirmede ithalat politikasına karşı çıktı. Alp şunları söyledi: "Soğan iki yıl önce tarlada kalmıştı. Türkiye’de ürün deseni ve planlı ekim yapılmadığı için zaman zaman sıkıntı yaşanabiliyor. Ama sorunun ithalatla çözülmeye çalışılması doğru değil. Devlet önce üretim planlaması yapmalı. Sonra da çiftçiyi desteklemeli. Türkiye’de çiftçiye verilen destek Avrupa ülkelerinin verdiği destek yanında civciv kalıyor. Çiftçiye yeterli destek verilirse ithalat sıfırlanır. Çiftçi 81 milyonu besler.". Yerli ve milli salça artık hayal! DOMATES konservesi ithalatının önünün açılmasıyla birlikte, çeşitli iddialar gündeme geldi. Sektörden edindiğimiz bilgiye göre son dönemde fiyat tartışmalarıyla gündeme gelen salçayı da Uzak Doğu ülkelerinden ithal etmeye başladık. Domatese sıfır gümrük kararından önce tonlarca mal gümrüklere kadar geldi. Kararla birlikte ürünlerin dev zincir marketlerde yerini almaya başlayacağı bildirildi.. Pazarda soğan satışları dibe vurdu FİYATI giderek artan soğanda, gümrük vergisi sıfırlanarak ithalat yolu açıldı. Ancak, pazarcılar bunun fiyatları düşürmeye çare olmayacağını söylüyor. Soğan, tezgahta 1 kilogramı 6 liradan satılıyor. İzmir’in Buca ilçesi Şirinyer semtindeki pazarcılardan Akan Yılmaz, 20 yıldır pazarcılık yaptığını, soğan fiyatlarının bu kadar arttığına şahit olmadığını söyledi. Yılmaz, "Artık soğan fiyatının düşeceğini sanmıyorum çünkü bir hafta içerisinde 1 lira zam geldi. Geçen hafta toptan 3 lira 25 kuruşa aldığımız soğan, şimdi 4 lira 40 kuruş. Bu yıl soğan fiyatlarının daha da artacağını düşünüyorum" dedi. Soğan satışlarının da düştüğünü kaydeden Yılmaz, "Daha önce 3-5 kilogram soğan alanlar, şimdi yarım kilogram, en fazla 1 kilogram alabiliyor. Lokantacılar gelip 10 kilogram alıyordu. Onlar da şimdi çok az alıyor" ifadelerini kullandı. Pazar esnafından Şiyazi Ercan da, soğanın ithal edilmesinin fiyatlara yansımayacağını belirterek şunları kaydetti: "Bundan sonra fiyatlar düşmez. Farz edelim nisan ayı sonuna kadar 300 bin ton soğan lazım, ama şu anda o tonajı karşılamıyor. Bu nedenle soğan dışarıdan gelse de fiyatı düşürmeye yetmeyecek. Fiyatlar 5 veya 6 lira civarında kalır. Tekrar 2 liraya kesinlikle gerilemez. Ama bir devlet desteği verilirse o zaman belki tablo değişir.. ÜRETİM PLANLAMASI YAPILMALI. vatandaşlar açısından hem de bizim açımızdan iyi olur. Gelenler yarım kilogram alıyor. Bizden yarım kilogram soğan istediklerinde, üzülüyorum, utanıyorum.". ‘ÜZÜLÜYORUM UTANIYORUM’. ‘GEÇİNEMİYORUM’. Esnaf Osman Yalçın, tüketicilerin soğan alamadığını veya çok az alabildiğini, bu durumun kendisini üzdüğünü belirterek, şunları söyledi: "Soğan fiyatları, asgari ücret ile geçinenler için çok daha kötü. 75 kuruşa satılan soğan şimdi 6 liradan satılıyor. Ne satış yapabiliyoruz, ne alabiliyoruz. Fiyatlarının düşmesini istiyoruz. Hem. Pazar alışverişine çıkan Ayşe Çetin de, mutfağın ve yemeklerin temel malzemelerinden olan soğanı alamadıklarını söyledi. Artan fiyatlardan dolayı geçinmekte zorlandıklarını dile getiren Çetin, "100 lira ile pazara çıkıyorum ama pek bir şey alamıyorum. Üç çocuğum var, bu pahalılıkta ne yapacağız" diye konuştu.. Sektör kaynaklarından edindiğimiz bilgiye göre yıllardır Çin’den aseptik salça ithalatı yapılıyor. Ancak bu ürünler yerli salça ile birleştirilip fiyat tutturularak dışarıya satılıyor. Bazı üreticiler Türk salçasının tadını bozduğu için hibrit salçaya karşı çıkıyorlar. Son kararla birlikte artık yerli ve milli salçadan söz etmek zor olacak. Domates salçası ağustos ayında yüzde 95 zam oranıyla fiyatı en çok artan ürün olmuştu.. ’Çevre timi’ görev başında İZMİR Bayraklı Anadolu Lisesinde iki öğretmenin öncülüğünde bir araya gelen öğrenciler, çevre bilincinin aşılanması amacıyla “çevre timi” ismi verilen bir grup oluşturdu. Altı öğrenciyle başlayan “çevre timi”, gönüllü öğrencilerin katılmasıyla 20 kişiye ulaştı. Çevre timinde bulunan öğrenciler, teneffüsler ve öğle arası öncesinde hazırlıklarına başlayarak kartlarını, düdüklerini alıyor, formalarını giyerek görev yerlerine geçiyor. Okulun katlarında, kantinde ve bahçesinde bulunan grup üyeleri yere çöp atıldığı zaman düdüklerini çalmaya başlıyor. Düdük sesiyle uyarılan öğrenci yere attığı çöpü alıp çöp kutusuna atıyor. Bayraklı İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Mustafa Yaylalı, toplumsal hayatın içinde var olan sorunlara dikkati çekmek için ilçedeki okullarda çeşitli projeler geliştirdiklerini söyledi. Bayraklı Anadolu Lisesindeki projenin de bunlardan biri olduğunu anlatan Yaylalı, şöyle devam etti: “İlerleyen süreçte de bu okulumuzun önderliğinde Bayraklı genelindeki diğer okullarımızda da projenin yaygınlaştırılması için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Büyüklerine de örnek olma konusunda çok güzel davranışlar sergiliyorlar.”.

(5) 17 Ocak 2019 PERŞEMBE. Hazırlayan: Tarık Tekgözli. halklailiskiler@aydinlik.com.tr. 5. Ulusal Kanal ve Aydınlık’tan ekonomik kriz kurultayı EMEK SERVİSİ ULUSAL Kanal ve Aydınlık gazetesi, Petrol-İş Sendikası ve Tekgıda-İş Sendikasının katkılarıyla “Ekonomik Kriz, İşçi Sınıfımızın Sorunları ve Çözümleri Kurultayı” düzenliyor. Birçok işçi sendikasının katılacağı, 20 Ocak Pazar günü Petrolİş Sendikası’nın İstanbul Üskadar’daki genel merkezinde 11.00’de başlayacak kurultayın açış konuşmalarını Petrol-İş Genel Başkanı Ali Ufuk Yaşar, Tekgıda-. İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Adnan Türkkan, ve Aydınlık gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker Yücel yapacak. Üç oturumda yapılacak kurultayın oturumlarını Aydınlık yazarı Esin Ergenç, Aydınlık Emek Servisi Şefi Tarık Tekgözli ve Ulusal Kanal Haber Sunucusu Can Karadut yönetecek. Oturum konuşmacıları şöyle:  1. Oturum: Teksif Genel Başkanı Nazmi Irgat, Türkiye Haber-İş Genel Başkanı Veli Solak, Sağlık-İş Genel Baş-. kanı Hakan Toy, Kristal-İş Genel Başkanı Bilal Çetintaş, Selüloz-İş Genel Başkanı Ergin Alşan, ODTÜ Öğretim Görevlisi-Yazar Yıldırım Koç. 2. Oturum: Türkiye Maden-İş Genel Başkanı Nurettin Akçul, Güvenlik-İş Genel Başkanı Ömer Çağrıcı, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Türk-İş İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Adnan Uyar, Aydınlık gazetesi yazarı. Mehmet Akkaya.  3. Oturum: Tes-İş Genel Başkanı Ersin Akma, Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, Genel Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Ahmet Demirci, Toleyis Genel Başkanı Cemail Bakındı, Ağaç-İş Genel Başkanı Mürsel Taşçı.. TÜRK-İŞ, 30 GÜN KORUNSA DAHİ FON SİSTEMİNE KARŞI! Ç. ALIŞAN Gazeteciler Günü dolayısıyla 10 ocak günü İstanbul’da bulunan Türkiye Gazeteciler Sendikasını ziyaret eden Türk-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Ergün Atalay ile sohbet etme fırsatımız oldu. Kendisine, çalışma yaşamını ilgilendiren ve son dönemde gündeme gelen konulara ilişkin sorularımızı yönelttik. Özellikle TC Hazine ve Maliye Bakanlığının kıdem tazminatı fonuyla ilgili Yargıtaya görüşünü sorduğunu hatırlatarak, “Fonla ilgili alttan alta bir çalışma mı yürütülüyor? Bu konuda size ulaşan bir bilgi var mı” diye sorduk.. ‘ALAMAYANLAR ÇOK’ Atalay, aşağı yukarı 20 yıldan bu yana kıdem tazminatıyla ilgili her sene bir, iki kez çalışma olduğunu sonrasında vazgeçildiğini hatırlattı. Bu vesileyle mevcut kıdem tazminatı yapısı ile fon sistemi hakkında da konuşan Atalay, Türkiye’de çalışanların bir rakama göre yüzde 15’inin; başka bir ra-. kama göre yüzde 20’sinin kıdem tazminatı aldığının belirtildiğini anımsatarak, çalışanların büyük bir. Atalay’la TGS’de görütük.. bölümünün kıdem tazminatı alamadığını bildiklerini, alamayanların sayısının alanlardan çok olduğunu ifade etti. Mevcut yapıyı bozmadan alamayanlarla ilgili bir çalışma yapılması gerektiğini belirten Atalay, “Mevcut yapıdan memnunuz. Bu yapıda gidip üç gün sonra netice alıyorsun. Bu bizim son kalemiz. Almayanlarla ilgili bir çalışma yapılırsa katkı sağlarız. Ama mevcut durumumuzdan beş kuruş dahi geriye gidiş oluyorsa bu oyunun içinde. Vatan Partisi İstanbul İl Başkanı Cem Dikmen, en çok ihtiyaç duyacağımız bir dönemde askeri fabrikanın özelleştirilmek istemesinin akıl alır iş olmadığını söyledi. Konuşmasında, işletme hakkını devralacağı belirtilen BMC’nin diğer ortağının Katarlılar olduğuna dikkat çeken Dikmen, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bilgi, birikimi ve tecrübesini Katarlılara açmanın doğru olmadığını ifade etti. Milli savunmasını terk eden bir devletin ve milletin ayaklar altında kalacağı uyarısında bulunan Dikmen, yıllardan beri özelleştirmeye karşı çıkan tek parti olduklarını, bu mücadelede de üstlerine düşen ne varsa yapmaya hazır olduklarını, 19 Ocak Cumartesi günü Sakarya’da özelleştirmeye karşı yapılacak mitinge de destek olacaklarını belirtti. Ziyaretten memnun olduklarını aktaran Türk Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya da, şöyle konuştu: "Askeri fabrikanın özelleştirilmesi meselesinde resmin büyüğüne bakmak gerekiyor. Evet işçi arkadaşlarımızın özlük hakları önemli. Ondan daha önemlisi katma değer üreten, milli savunma sanayimizin belkemiği olan Tank Palet Fabrikasının özelleştirilmek istenmesidir. Biz ülkemizin milli savunma sanayisinin özelleştirilmesinden yana değiliz."  EMEK SERVİSİ. hiç olmayız, konuşmayız” dedi.. ‘İYİLEŞTİRMEYE KİMSE İTİRAZ ETMEZ’ Atalay, “Türk-İş bugüne kadar yaptığı açıklamalarda ‘30 güne dokundurtmayız’ diyor. Bu ‘30 güne dokunulmasın ama fon sistemi olsun’ anlamına mı geliyor” sorumuza şöyle yanıt verdi: “Diyelim ki sen 25 yıl çalıştın. Şu anda kıdem tazminatı tavanı 6 bin 17 lira. 130 bin lira hak ediyorsun. Bu mevcut durumdan nokta kadar geriye gidilmesin. İmkanı varsa daha da iyileştirilsin. Bunun adına mesela fon deyince sıkıntı veriyor. Bundan evvel üç fon geçti, başımıza gelenler ortada. Onun adı başka bir şey olsun. Devlet hazine garantisinde olsun. Bunun tarafları işçi-işveren olsun. Almayanlarla ilgili mahkeme yolu açık olsun. Almayanlar da alsın. Dediğim gibi Türkiye’de aklı selim olan kimsenin buna itiraz olmaz. Herkes bundan keyif alır. Mevcut sistemde kıdem tazminatını her şey giydirilmiş şekilde hak ediyoruz. Yok 30 gün olsun ama fon olsun, olmaz.”. Ergün Atalay. ‘Akçeliişlervatanhainliğidir’ ERGÜN Atalay, usulsüz harcamalarla gündeme gelen sendikalarla ilgili de konuştu. “Akçeli işler vatan hainliğidir” diyen Atalay, “Biz milletin parasının bekçisiyiz, emanetçisiyiz. Herkes kendine dikkat edecek. Türk-İş’e bağlı 35 sendika var. Ancak benim, sendika başkanlarına sadece söz söyleme yetkim var. Esas yetki genel kurulda. Ama faturayı biz ödüyoruz” dedi.. Yaşa takılanlar AKP-MHP vekillerine takıldı. Sayıştay: Yeraltında TAŞERON DOĞRU DEĞİL AYDINLIK / ANKARA CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in Emeklilikte Yaşa Takılanlara (EYT) ilişkin kanun teklifi, Ak Partili milletvekillerinin ret, MHP'li milletvekillerinin çekimser oyu ile reddedildi. Emeklilikte yaşa takılanların yaşadığı mağduriyetin giderilmesi amacıyla Gürer tarafından Meclis'e sunulan kanun teklifi, Meclis Genel Kurulu'nda görüşüldü. Gürer, teklifile ilgili yaptığı konuşmada, ciddi mağduriyet yaşayan emeklilikte yaşa takılanların sorunlarının çözülmesi gerektiğini vurguladı: "1999 yılında sigorta ve prim gün sayısını dolduranlar emekliliğe hak kazanıyorlardı. O günün koşullarında yaş sınırı getirildi, ardında da 2008 yılında bu yaşla ilgili düzenleme 65 yaşına kadar yükseltildi. Keza, bu konuda mağdur olan kesimin emeklilikle ilgili 2008 yılından sonra ücretlerinde yapılan düzenlemede de geriye dönük bir uygulama gerçekleşti.". 'SAĞLIK HİZMETLERİNDEN DAHİ YARARLANAMIYORLAR' EYT'lilerin ödedikleri prim ve doldurdukları gün sayısıyla emeklilik haklarını istediklerini belirten Gürer, bu kapsamdaki vatandaşları ek bir talep istemediklerini ve "Biz çalışarak bunu hak ettik, hakkımız verilsin, mağduriyetimiz giderilsin" dediklerini anımsattı. Prim ve gün sayısını doldurdukları halde yaşa takılanların bir iş talebinde bulunduğunda işverenlerin "Sen yaşlısın, işe alamam" dediğini, devletin ise "sen gençsin, emekli edemem" diyerek, EYT'lileri mağdur ettiğini vurgulayan Gürer, bu durumdaki yurttaşların açlıkla karşı karşıya olduğunu, bunların sağlık hizmetlerinden dahi yararlanamadıklarını anlattı. Gürer, "Bildiğiniz gibi, şu anda emekli olanların maaşları yukarı doğru değil, aşağıya doğru gidiyor. Adalet ve Kalkınma Partisinin düzenlemesine göre, bu böyle devam ederse 65 yaşına geldiğinde arkadaşlar bırakın maaş almayı, bir de borçlu çıkabilir. O anlamda, bu sorunu birlikte çözmemiz gerekiyor" diye konuştu.. AYDINLIK 05. CMYK. SAYIŞTAY’ın hazırladığı TTK denetim raporunda, taşeron firmalara verilen yeraltı hazırlık işlerinin yaşanan olaylar dikkate alındığında doğru olmadığının görüldüğü belirtildi. TTK’da taşeron firmaların yürüttüğü yer altı hazırlık işlerinde, 17 Mayıs 2010’da Zonguldak’ta Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü´ne ait kömür ocağında 30 işçi, 7 Ocak 2013’te de Kozlu Müessesesi’nde 8 işçi hayatını kaybetti. Raporda, şöyle denildi: “Kurumda, işçi sayısının yetersizliği nedeniyle hazırlık işlerinin yüklenici firmalar eliyle yürütülmesinde de pek çok sorunla karşılaşıldığı, işlerin kısa sürede bitirilemediği, firmalardan ve kurumdan kaynaklanan bazı nedenlerle süre uzatımları verildiği, eksik, noksan ve kusurlu işler nedeniyle davalar açıldığı ve hepsinden önemlisi hazırlık işlerinde çalışan firmaların iş güvenliği koşulla-. VATAN Partisi İstanbul İl Başkanlığı, Sakarya’da bulunan askeri fabrikanın özelleştirilmesine karşı mücadele eden Türk Harb-İş Sendikasının İstanbul Şubesine destek ziyaretinde bulundu. Vatan Partisi İl Başkanı Cem Dikmen, İl Sekreteri Erdoğan Aslanoğlu ve İl Yöneticisi Haydar Keskin’in içinde yer aldığı heyeti, Türk Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya, Şube İdari Sekreteri Mehmet Yüzügüzel, Şube Mali Sekreteri Kubilay Yılmaz, Şube Eğitim ve Teşkilatlanma Sekreteri Oktay Ege karşıladı. İstanbul Kartal’daki şubede yaklaşık 1.5 saat süren görüşmede taraflar fikir alışverişinde bulundu.. 19 OCAK MİTİNGİNE DESTEK. Kıdemtazminatı,HazineBakanlığınınfonsistemiyleilgiliYargıtayagörüş sormasıüzerineyenidengündemegeldi.Aydınlık’akonuşanTürk-İşBaşkanı Atalay,kıdemtazminatındabeşkuruşkaybıkabuletmeyeceklerinivurguladı TARIK TEKGÖZLİ. Vatan Partisi’nden Harb-İş’e ‘milli savunma’ desteği. rına gerektiği gibi uymamaları nedeniyle vahim olayların meydana geldiği, kurum tarafından yüksek miktarlara ulaşan tazminatların ödendiği, ödenmeye devam edildiği, hazırlık işlerinin yüklenici firmalar eliyle yapılmasının yaşanan olaylar dikkate alındığında doğru olmadığı görülmüştür.”. İŞÇİ AZALDIKÇA TEHLİKE ARTIYOR Raporda, yeterli sayıda işçi temin edilemediğinden kurumun yeniden yapılanması kapsamında 2004 yılından bu yana sağlanan imkanlar neticesinde yapılan tüm yatırımların karşılığının alınamadığı vurgulandı. Ayrıca üretim işçisi eksikliği nedeniyle her iş günü ayak uzunluğunun yüzde 100´ünde üretim yapma imkanı bulunurken, yüzde 62´sinde üretim yapılamadığı ifade edildi. Raporda, ‘işçi yetersizliği nedeniyle zamanında bakım onarım ve tamir tarama yapıla-. madığı, bütün bunların iş güvenliğini etkilediği, düşme, kayma, çarpma gibi muhtelif iş kazası sayısının arttığı’na dikkat çekildi: “Pano ayak üretim işçi sayısının giderek daha da azalması sonucunda mevcut durumun olumsuzluğu daha çok artacak, gelinen aşamada eksik işçi nedeniyle üretim yapılamaması bir yana, iş güvenliği açısından daha kritik bir eşiğe yaklaşılmasına neden olacaktır. Mevcut durumda en kısa sürede ağırlıklı olarak pano ayak üretim işçisi olmak üzere yeterli sayı ve nitelikte işçi temin edilemiyorsa, iş güvenliği açısından alınan ve alınacak riskler dikkate alınarak, çözüm üretilmesinde yarar görülmektedir. 20142017 arasında toplam 2 bin 696 personelin kurumdan ayrıldığı, 2018 yılsonu itibarıyla bin 288 işçinin, 2019 yılsonu itibarıyla bin 598 işçinin, 2020 yılsonu itibarıyla 2 bin 397 işçinin emekliliğe hak kazanacağı görülmüştür.”. İzocam işçileri yarın greve çıkıyor KRİSTAL-İŞ Sendikasının 2014'te örgütlenme çalışması yürüttüğü İzocam AŞ'ye ait Kocaeli Dilovası ve Mersin Tarsus üretim tesislerinde işveren sendikanın işyeri yetki tespitine itiraz etti, sendikalı dört işçiyi işten çıkardı. İşverenin itirazı sonucu dört yıl geciken yetki tespiti 2018'de kesinleşti ve 19 Temmuz 2018 günü yetki belgesi sendikaya ulaştı. İşverene yapılan yasal çağrı sonrası toplu iş sözleşmesi görüşmeleri de başlatıldı. Sendika, işçilerin, uğradıkları hak kayıplarının telafisini ve örgütlenme sebebiyle işten atılanların işe iadesini talep etti. Görüşmeler sırasında taraflar idari maddeler konusunda makul bir süre içinde uzlaştı ancak ücret zammı konusunda anlaşma sağlanamadı. İşveren önce ekonomik krizi gerekçe gösterdi, sonra sendikaya yaptığı zam teklifini de geri çekti. İşveren, işten atılan işçileri de geri almayacağını beyan etti. Kristal-İş’ten yapılan açıklamada, dört yıllık süreçte işverenle anlaşma sağlanamadığı belirtilerek, tüm İzocam işçilerinin görüşü alınarak, 18 Ocak Cuma günü İzocam AŞ'ye bağlı Dilovası ve Tarsus tesislerinde greve çıkma kararı alındığı ifade edildi.  EMEK SERVİSİ. ‘Rakamlara takla attırmaktan vazgeçin’ BİRLEŞİK Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Balık, hükümetin aylardır ekonomide yaşananlara kriz dememek, işsizliği ve enflasyonu düşürmek için rakamlara takla attırdığını söyledi. Balık, yaptığı açıklamada, iktidarın ra- Mehmet Balk kamlarla oynama kabiliyetinin bile işsizliği ve enflasyonu gizleyemediğini kaydederek, şunları söyledi: "Ülkemizi uzun yıllardır yöneten AKP iktidarının, 'Ekonomi iyi gidiyor' söylemi TÜİK'in işsizlik rakamları ile fiyasko ve aldatmaca çıktı. AKP iktidarı ülkedeki ekonomik krizi görmezden gelse de sorunlar her geçen gün artmaktadır. Ekonominin kötü gidişatı durdurulamamakta ve bu şekilde ilerlenmesi durumunda maalesef işsizlik daha da büyümeye devam edecektir." İşsizlik ve enflasyonun Ak Parti iktidarının yapısal sorunu olduğunu söyleyen Balık, şunları kaydetti: "AKP iktidarı ülkeyi yönetmeye devam ettikçe ekonomideki kriz büyümeye, milyonlarca emekçinin açlığı ve binlerce firma kapanmaya devam edecektir. Yaşanan işsizlik krizinin önümüzdeki süreçte sadece ekonomik sonuçlarıyla değil siyasi gerilimleri de gündeme getirecektir. Ülkedeki işsizlik göstergeleri vatandaşların ekonomik zorluklarını anlatmaktadır. İşsizlik göstergelerine ek olarak açlık ve yoksulluk da artmaya devam edecektir. Ekonomideki durgunluğun, daralmanın ve işsizliğin etkisi yerel seçimler sonrası artacaktır." AYDINLIK / ANKARA.

Referanslar

Benzer Belgeler

birinci artırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci

tırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci artırmada

Açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek

gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir Bu artırmada ela malin tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve

Birinci artirmamn yirmi giin oncesinden, artirma tarihinden onceki gun sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir.. Bu artirmada tahmin

Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale

Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale

Satn Yaplaca Yer : Küçükçekmece Adliyesi, cra Daireleri Bekleme Salonu, 1. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin % 60’n ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları