• Sonuç bulunamadı

Nadir Şah döneminde Afganistan

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nadir Şah döneminde Afganistan"

Copied!
109
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

NADİR ŞAH DÖNEMİNDE AFGANİSTAN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Sayed Shafiqula SADAT

Enstitü Anabilim Dalı : Tarih

Enstitü Bilim Dalı : Yeniçağ Tarihi

Tez Danışmanı: Doç. Dr. Muhammed Bilal ÇELİK

NİSAN- 2017

(2)
(3)

Ç NDEK LER

KISALTMALAR ...iv

ÖZET ... v

SUMMARY ...vi

G R 1

BÖLÜM 1: NAD R AH DÖNEM NE KADAR AFGAN STAN 1.1. 15. Yüzy•la Kadar Afganistan ... 13

1.2. Babürlüler, Özbekler ve Safeviler Döneminde Afganistan... 17

1.3. 17. Yüzy•la Kadar Do u Cephesinde Afganistan Halk•n•n Mücadelesi ... 18

1.3.1. Babürlü Devleti’ne Kar • Ru anîlerin Öncülü ünde Halk Hareketi ... 19

1.4. Afganistan Halk•n•n Güney Cephesindeki Mücadelesi ... 21

1.4.1. 1709-1715 Y•llar• Aras•nda Mirveys Hotekî’nin Mücadelesi ... 23

1.4.2. 1709-1738 Y•llar• Aras•nda Kandahar’da Hotekî Devleti ... 26

1.4.3. 1712-1725 Y•llar• Aras•nda ah Mahmud Döneminde Hotekî Devleti ... 29

1.4.4. 1721-1729 Y•llar• Aras•nda ah Mahmud’un Safevilerle Mücadelesi ... 30

1.5. Bat• Cephesinde Afganistan Halk•n•n Mücadelesi ... 31

1.6. 1717-1731 Y•llar• Aras•nda Yerel Abdalî Hükümeti ... 33

BÖLÜM 2: NAD R AH VE DÖNEM 2.1. Do umu ve Gençlik Y•llar• ve Yeti ti i Ortam ... 37

2.2. Nadir’in ah II. Tahmasb’•n Ordusuna Giri i ... 40

2.3. Nadir’in Melik Mahmud’la Mücadelesi ve Me hed’i Ele Geçirmesi ... 42

2.4. Nadir’in Abdalîlere Kar • Verilen Mücadele ... 43

2.4.1. Horasan’da Abdalîlerle Sava mas• ve Herat’•n Ele Geçirmesi ... 43

2.4.2. Pul-• Malan ve Ferah illerini Ele Geçirilmesi ... 45

2.4.3. Galzaylar’•n sfahan’dan Kovulu u ... 46

2.4.4. Galzaylar’•n ran’daki Hâkimiyetlerine Son Verilmesi ... 47

(4)

2.4.5. Safevi Devleti’nin Zay•flamas• ve Nadir’in ah Vekili Olmas• ... 49

2.4.6. Nadir’in ah Seçilmesi ... 50

2.5. Nadir ah’•n Seferleri ... 52

2.5.1. Osmanl• Devleti’yle Sava lar•... 52

2.5.2. Uman ve Maskat’a Seferi ... 54

2.5.3. Hindistan Seferi ... 56

2.5.4. Herat ehri’nde Tahta Oturmas• ... 57

2.5.5. Bat• Türkistan Seferi ... 58

2.5.6. Da •stan Seferi ... 59

BÖLÜM 3: NAD R AH’IN AFGAN STAN’I FETH 3.1. Kandahar’a Yürümesi ... 61

3.2. Afganistan’•n Kuzey Topraklar•n• Ele Geçirmesi... 67

3.3. Gazne Vilayeti’ni Ele Geçirmesi ... 70

3.4. Kabil Eyaleti’ni Ele Geçirmesi ... 72

3.5. Celalabad ve Pe aver ehirlerini Ele Geçirmesi ... 75

BÖLÜM 4: NAD R AH’IN AFGAN STAN’DA KURDU U DÜZEN 4.1. dari Yap• ... 78

4.2. Toplumsal Düzen ... 81

4.3. ehirlerin Durumu ve mar Faaliyetleri ... 84

4.4. 1700-1750 Y•llar• Aras•nda Afganistan’•n Ekonomik Durumu ... 86

4.5. Nadir ah Av ar’•n Yapt•rd• • Göçler ... 89

SONUÇ ... 91

KAYNAKÇA ... 97

ÖZGEÇM ... 102

(5)

KISALTMALAR

b : Bask•/ Bas•m

C : Cilt

Doç : Doçent Dr : Doktor Porf : Professör : Milattan Önce MS : Milattan Sonra

Ö : slamiyetten Önce S : slamiyetten Sonra

s : Sayfa

S : Say•

ss : Sayfalar

TC : Türkiye Cumhuriyeti vb : Ve benzeri, ve di erler

vs : Ve saire

Yrd. : Yard•mc•

yy : Yüzy•l

(6)

Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tez Özeti Tezin Ba l! !: Nadir ah Döneminde Afganistan

Tezin Yazar!: Sayed Shafiqula SADAT Dan! man: Doç. Dr. Muhammed Bilal ÇEL K Kabul Tarihi: 25 Nisan 2017 Sayfa Say!s!: v• (ön k•s•m) + 102 (tez)

Anabilimdal!: Tarih Bilimdal!: Yeni Ça

Büyük Horasan’•n bir parças• konumunda olan Afganistan’da ortaya ç•kan siyasi, içtimaî ve iktisadî olaylarla alâkal• farkl• yorumlar ve analizler ile kar •la maktay•z. Bu analizlerin farkl•l• •n•n temel sebebi, Türkiye’de Afganistan hakk•nda çal• malar•n oldukça s•n•rl• olmas•d•r. Türkiye’de Afganistan ile ilgili müracaat eserleri bulunuyor olsa da, ço u bat•l• yazarlar taraf•ndan kendi anlay• lar• çerçevesinde kaleme al•nm• t•r.

Yüksek lisans tezi olarak ele ald• •m•z “Nadir ah Döneminde Afganistan” ba l•kl•

çal• mam•zda, Afganistan’dan edindi imiz (Pe tunca, Derice ve Farsça) kaynaklardan daha fazla istifade edilmeye çal• •ld•. Türkçe ve ngilizce kaynaklar• da göz ard•

edilmemi tir. Ayr•ca Afganistanl• tarihçilerin eserlerine ba vurarak çal• mam•za ili kin verilerden yararlan•lmaya çal• •lm• t•r.

Dört ana bölümden olu an çal• man•n giri k•sm• Afganistan’•n co rafi yap•s•na ayr•lm• t•r. Burada, ülkenin co rafi ve sosyal yap•s•, etnik kimli i ele al•nm• t•r. Birinci bölümde, Nadir ah dönemine kadar Afganistan’•n tarihi incelenmi tir. Bu bölüm içerisinde Babürlü, ibanî ve Safevi devletleri döneminde Afganistan, ülkenin do u, güney ve bat• cephesindeki halk•n mücadeleleri ve Kandahar’da Hotekî ve Herat’ta Abdalî devletleriyle ilgili bilgi verilmi tir. kinci bölüm, Nadir ah’•n hayat•, Tahmasb Kulu Han’•n ordu komutan• olmas•, Abdalîler ve Galzayl•lar’• ran’dan ç•karmas• ve fetihleri gibi konulara ayr•lm• t•r. Üçüncü bölümde de, Nadir ah’•n Afganistan’•

fethetmesi hakk•nda geni bilgi verilmi tir. Dördüncü bölümde ise, Nadir ah döneminde Afganistan’dan söz edilmi tir. Bu çerçevede Nadir ah’•n Afganistan’da kurdu u idari ve sosyal düzen, bölgeye ba ka yerlerden yapt•r•lan göçler, imar ve iskân faaliyetleri gibi konular ele al•narak dönemin öne ç•kan hususlar• incelenmi tir.

Anahtar kelimeler: Afganistan, Hotekî Devleti, Abdalî Devleti, Nadir ah, ah E ref

(7)

Sakarya University Institute of Social Sciences Abstract of Master’s Thesis Title of the Thesis: Afghanistan in the Reign of Nadir Shah

Author: Sayed Shafiqula SADAT Supervisor: Assoc. Prof. Muhammed Bilal ÇEL K Date: 25 April 2017 Nu. of pages: v• (pre text) +102 (main body) Department: History Subfield: Early Modern Period

We encounter with different interpretations and analysis relating to the political, social and economic events in Afghanistan as being part of the Great Khorasan. The basic reason of the difference of these analysis is that the researches on Afghanistan in Turkey are very limited. Even if there are reference studies about Afghanistan exist in Turkey, most of them were written by the western authors with their own point of view.

In this master’s thesis titled “Afghanistan in the Reign of Nadir Shah”, Pashto, Dari and Persian sources obtained from Afghanistan were used as the main sources. Turkish and English sources were not disregarded either. Afghan historians’ studies were also applied in order to utilize their related information in this study.

The introduction of the work, which consists of four main chapters, is dedicated to the geographical structure of Afghanistan. It addressed the geographical and social structures with ethnic groups of the country, In the first chapter, main subject is Afghanistan up to the period of Nadir Shah. In this chapter, information related to Afghanistan during the Mughal, Shibani and Safevid Empires, struggles in the east, south and west lines, and Hotekî State in Kandahar and Abdali State in Herat were given. The second chapter is about the life of Nadir Shah, becoming Tahmasb Kulu Khan the army commander and how he got Abdali and Galzai out of Iran and his conquests. In the third chapter focuses on how Nadir Shah seized Afghanistan. In the fourth chapter, Afghanistan during Nadir Shah Period was mentioned. In this context, it is pointed important issues of the time, like administrative and social order established by Nadir Shah in Afghanistan, forced emigrations from other regions, development and settlement operations.

Keywords: Afghanistan, Hotekî State, Abdalî State, Nadir Shah, Shah Ashraf

(8)

G•R••

Orta ve Güneydo•u Asya ülkelerinin aras!nda bir mevkide olan Afganistan, sahip oldu•u bu stratejik konumu sebebiyle tarih boyunca kom•u devletlerin istilâs!na u•ram!•t!r.

Dolay!s!yla bugünkü Afganistan topraklar!n!, bat!dan do•uya ve kuzeydo•udan bat!ya istila eden devletler, ülkede derin izler b!rakm!•t!r. Bu ba•lamda milattan önceki tarihlerde Ariler (M.Ö. 1500-500) ve #skender (M.Ö. 334-325) Ku•anl!lar (M.Ö. 200) s!rayla bölgede hüküm sürmü•tür. M.S. ise Eftalit Devleti, 600 y!l!na kadar bölgede hâkimiyetini sürdürmesinin ard!ndan, bat!dan #slam ordular!n!n sald!r!lar!na maruz kalm!•t!r. Daha sonra ülkeye Tahiri, Saffari, Sâmânî, Gazneli, Selçuklu ve Gurri devletleri s!rayla hükmetmi•tir. Bu sürecin akabinde Mo•ol istilas!na u•rayan Afganistan, on be•inci yüzy!lda Timurîler sülâlesinin hâkimiyeti alt!nda girdikten sonra Safevi, $îbanî ve Babürlü devletlerinin istilalar!yla anar•i ortam!na sürüklenmi•tir.

Dolay!s!yla 16. yüzy!l!n ilk çeyre•inden itibaren Afganistan içinde ve çevresinde ya•anan siyasi olaylar!n tamam! bu ülkenin aleyhine neticelenmi•tir.1 Bu süreçte Afganistan bölgesi, merkezi gücünü ve milli özgürlü•ünü, ekonomisi ve ticaret hacmiyle birlikte kaybetmi•tir.

Afganistan’!n do•usu ve kuzeyinde gerçekle•en mücadelelerinin sonucunda bölgenin kuzey ve güneydo•udaki illeri Özbek, Babürlü ve yerli hükümdarlar!n (Kabil•ahiler) idaresinden kurtuldular. Ancak ülkenin bat! ve güney vilayetlerinde #ran Safevi Devleti gücünü koruyordu. Safevi Devleti, Herat, Endhuy, Kandahar ve Belucistan’da ba•!ms!zl!k mücadelelerini •iddetle ve toplu katliamlarla bast!rd! ve bunun ard!ndan on sekizinci yüzy!la kadar böyle bir siyaset güderek halk!n mücadelelerini engellemeyi ba•ard!. Ancak bu mücadele verenlerin bir yerdeki mücadeleleri sönüp yok oldu•unda ba•ka bir yerde yeniden alevlenmekteydi. Bu durumda ilk defa, Ru•anî A•ireti bu hareketin geli•im sürecinde yer alarak Hindistan Babürlü Devleti’ne kar•! mücadelesine ba•lad!.2 Ru•anî A•ireti’nin lideri olan Bayezid Ensari, Babür Devleti’ne cihad ilan ederek Pe•aver’e nüfuz etti. Bayezid’in vefat etmesiyle 20 bin süvari, Babürlü ordusuyla çat!•mak için Bayezid Ensari’nin o•lu Celaleddin’in çevresinde topland!.

1 Yavuz Selim, Afganistan ve Dostum, ATO yay., Ankara 2004, s. 37,

2 Mir Gulam Muhammed Gubar, Afganistan der Mesir-i Tarih, Metbaay! Devleti yay., Kabil 1967, s. 308.

(9)

Celaleddin’in önderli•indeki bu hareket Pe•aver’deki Babürlü valisi Hamid Han Buharî’yi öldürerek Babürlü Devleti’nin Kabilistan ile olan irtibat yollar!n! kesmeye muvaffak oldu. Ard!ndan Celaleddin’in ye•eni Ehdad onun yerine geçerek 1612 y•l•nda Kabil’in güneyinde bulunan Çerh ve Luger da•lar•n• merkezi haline getirdi. Ancak 1614 y•l•nda •ah Cihan ordusunun sald•r•s•na u•rayan Ehdad bu sald•r•da 3.000 kay•p vererek Kandahar’a çekildi. 1626’da Ehdad’•n öldürülmesiyle Abdülkadir mücadelenin önderli•ini üstlendi ve 1627’de •ah Cihan’•n gönderdi•i orduyu yendi.3

1694’te Safevi Devleti ferman•yla Gurgin Han, Afganistan’•n bat•s•ndaki Kandahar’a vali olarak atand•. Güçlü bir Gürcü muhaf•z alay•na ve 20 bin Safevi askerine sahip olan bu

•ah•s Kandahar’a vard•••nda •iddet ve öfkeyle hâkimiyetini sürdürdü.4 Ard•ndan Rüstem’in yard•m•yla, Devlethan liderli•indeki Abdalîleri Ergestan çevresinden kovarak, Gere•k ve Ferah’a sürgün etti. Bununla yetinmeyen Gurgin onlar•n arazilerini Galzaylara verdi. Ancak Mirveys önderli•inde Galzaylar zamanla Kandahar’daki %ran iktidar•na

•iddetle muhalefet etmeye ba•lad•lar. Gurgin’in Afganlara yapt••• zulmü gören Mirveys,

•ah Hüseyin Safevi’ye bir mektup yazd•. Bu mektupta Gurgin’in zulmü anlat•larak adalet talep edildi. Ard•ndan da ülkenin bat•s•nda düzen getirmek için kurulan heyet, Abdalî, Galzay, Özbek ve Belüç a•iret reislerini bir araya getirdi ve mücadeleri neticesinde 1709’da Kandahar’da Hotekî Devleti, ard•ndan ise Herat’ta Abdalî Hükümeti kuruldu.

Böylece Afganistan’•n bat• topraklar• Safevi Devleti’nin yönetiminden ç•k•p Abdalîler ve Hotekîler taraf•ndan yönetilmeye ba•lad•.

22 Kas•m 1688 tarihinde Dezgird Köyü’nde %mam Kulu Bey’in o•lu olarak dünyaya gelen Nadir, 1704’te Horasan bölgesini ya•malayan Özbekler taraf•ndan annesi ile birlikte esir dü•mü•tü. Dört sene sonra hapisten Abiverd’e dönen Nadir Abiverd hâkimi Baba Ali Bey’in hizmetine girmi•, yetene•i ve cesareti ile Baba Ali Bey’in dikkatini çekerek önce “E•ika•as•”, sonra da minba•• (binba••) makam•na yükselmi•tir.5 K•sa sürede Abiverd muhaf•zlar•n•n ba••na komutan olan Nadir, 1723 y•l•nda Baba Ali’nin ölümüyle Abiverd valisi olmu•tur ve günden güne bölgedeki hâkimiyetini güçlendirerek çevresindeki isyanc•lar• kendisine tabi k•lm••t•r.

3 S•ddik Farhang, Afganistan der Panc Karn-• Ahir, %rfan yay., Me•hed 1993, ss. 81-82.

4 Abdilhey Habibi, Tarih-i Muhtasar-• Afganistan, Meyvend yay., Kabil 1971, s. 53.

5 Nasir Necmi, Nadir !ah o’kab-i Kelat, Kutinberg yay., Tahran 1382 h•., s. 29.

(10)

Nadir günden güne güçlenirken Safevi Devleti zeval bulmaktayd•. 17. yüzy•l•n sonunda Safevi Devleti, •ah Süleyman’•n iktidara geçmesiyle bir anar!i ve buhran içine dü!mü!tü.

Bu durumdan yararlanan Kandahar’daki Galzaylar, "ran’a sald•rmaya geçmi!tir.

Ard•ndan Kandahar’da Mirveys Han önderdi%indeki Hoteki Devleti, çevresindeki yerel idarecilerin desteklerini kazanarak günden güne bölgede gücünü art•rmakla ba%•ms•z bir devlet haline gelmi!tir. Anacak Mirveys vefat ettikten sonra Kandahar ve çevresinde kendini güvenceye alan •ah Mahmud, Hoteki Devleti’nin iktidar•na geçip Afganistan’•n siyasi ve idari birli%ine odaklanmak yerine Safevi Devleti’nin içine dü!tü%ü kar•!•kl•ktan faydalanarak do%rudan "ran’a sald•rma karar•n• vermi!tir.6

1721 y•l•nda emrindeki 28.000 Pe!tun, Özbek, Hezare ve Tacik askeriyle ve zay•f bir topçu kuvvetiyle Kirman üzerine yürüyen •ah Mahmud, !ehri ele geçirdikten sonra

"sfahan üzerine yürümü!tür. Safevi payitaht•na 100 kilometre mesafedeki Varzene Köyü’nde karargâh•n• kuran •ah Mahmud, "sfahan’a ilerlemeye devam etmi!tir. Bu arada

•ah II. Hüseyin kendisine d•!ar•dan bir türlü destek gelmeyince •ah Mahmud’a mücadeleyi b•rakmas• için para ve mülk teklif etmi!tir. Ancak bu teklifi •ah Mahmud taraf•ndan kabul edilmemi!tir. Bunun üzerine •ah Hüseyin, 12 Ekim 1722’de •ah Mahmud’a teslim olmaya karar vermi!tir.

Böylece "ran’da Safevi Devleti bir müddet için sona erip "ran topraklar•n•n bir k•sm• •ah Mahmud önderli%indeki Afgan Hükümeti’nin yönetimi alt•na girmi! oldu. •ah Mahmud iki buçuk y•l süren hükümdarl•%•n•n ard•ndan •ah E!ref Hotekî taraf•ndan öldürülmü!tür.7

•ah E!ref Hotekî "ran’•n !ehirlerini ele geçirmeye çal•!m•!t•r. Nadir böyle bir durumda Afganistan’•n bat• ve güneybat•s•ndan gelen tehlikeleri önemli görmü!, önce Melik Mahmud ve sonra da Abdalîler üzerine harekete geçmi!, onlar• itaat alt•na ald•ktan sonra

"sfahan’da •ah E!ref Hotekî’yla mücadeleye ba!lam•!t•r.8 •ah E!ref Hotekî, Nadir’in Me!hed’i Melik Mahmud’dan, Herat’• da Abdalîlerin elinden ald•%•n• ö%renince süratle sava! haz•rl•klar•na ba!lay•p Bestam ve Simnan üzerinden Nadir üzerine hücuma geçti.

Bu haberi ö%renen Nadir, 12 Eylül 1729’da Simnan’• kurtarmak için Me!hed’den ayr•larak Sebzevar yoluyla •ah E!ref Hotekî üzerine yürüdü. Seydal Han, Bestam’da

6 Gubar, 1967, ss. 321-322.

7 Norullah Larudi, Nadir Piseri •em•ir, Dünya-! Kitab yay., Tahran 1383 h•., ss. 19-24.

8 Rizazade •afik, Nadir •ah, Veli Asr Yay., Tahran 1388 h•., s. 3; Necmi, 1382 h•.s. 64; Gubar, 1967, s.

325.

(11)

Nadir’in ordusuna yenilince9 •ah!E"ref!Hotekî!Simnan!ku"atmas#n#!b#rak#p!Mehmandost Köyü’ne çekilerek!yeniden!sava"a!haz#rland#.!Nihayet!29!Eylül!1729’da Mehmandost’ta ortaya!ç#kan!"iddetli!çarp#"mada!Nadir’in!topçu!kuvvetlerinyle!yenildi. $sfahan’a kaçan!

•ah! E"ref! Hotekî bir! yandan! tekrar! sava"a! haz#rlanm#";! di%er! yandan da Hemadan’da Osmanl#!Devleti’nin!muhaf#z#!Abdurrahman!Pa"a’dan!alt#n!kar"#l#%#nda!asker!istemi"tir.10

•ah! E"ref! Hotekî toplad#%#! kuvvetlerle! birlikte! $sfahan’dan! Mürçe-i Hart’a geçmi"tir.!

Ancak!Mürçe-i Hart mevkiinde!12!Kas#m!1729’da vuku!bulan!sava"ta!üçüncü!kez!ma%lup!

edilmi"tir.!Ertesi!gün!•ah!E"ref!Hotekî!$sfahan’daki11 ailesini!ve!hazineyi!yan#na!alarak

•iraz!yoluyla Belücistan’a!kaçm#"t#.!16!Kas#m!1729!tarihinde!$sfahan’a giren Nadir, •ah!

II. Tahmasb’#! tekrar tahta! geçirdi.! Ard#ndan Nadir Zerkand’da •ah! E"ref! Hotekî! ve!

Galzaylar’#!son!olarak!a%#r!bir!"ekilde!yenerek!$ran!topraklar#ndan!uzakla"t#rm#"t#r.!$ran’#!

Afganlardan temizleyen Nadir, ülkenin!eski!topraklar#n# tekrar ele!geçirmek için!Osmanl#!

ve! Rusya! ile! mücadelede! bulunarak! Azerbaycan,! Gürcistan! ve! Da%#stan’#n! bir! k#sm#n#!

fethetmi"tir.12 Ard#ndan! Tebriz’de! olan! Mo%an Ovas#’na gelen Nadir, $ran "ah#! olarak!

seçilmi"! ve! ilk! yapt#%#! i"! Hindistan! üzerine! yürümek olmu"tur. 1738 y#l#ndan! itibaren Afganistan!topraklar#!olan!Kandahar,!Endhuy, Belh, Gazne, Kabil, Celalabad ve Pe"aver illerini! s#ras#yla! ele! geçirerek! Hint! topraklar#na! yönelmi"tir.13 Hindistan’dan! say#s#z!

ganimetle!dönen!Nadir!•ah,!1739!y#l#!sonunda!Herat ve Belh!üzerinden!Bat#!Türkistan’a sefer!düzenleyerek!Merv!Buhara’y#!kendisine!tabi!k#lman#n! ard#ndan!6!Aral#k!1740’da Me"hed’e!dönmü"tür.14 Daha!sonra!Osmanl#larla!üçüncü!kez!mücadelede!bulunmu"tur.

Nadir!•ah!Afganistan’#n!kuzeyi!ve!güneyinde!hâkimiyetini!güçlendirdikten!sonra!güçlü!

feodal! idarecileri! ortadan! kald#rmaya! devam! etmekte! ve! yerine! kendi! adamlar#n#!

atamaktayd#. Orta!kentli!s#n#f#,!sivil!ve!tüccarlar!bölgede!kamu!emniyet!ve!güvenli%inin!

sa%lanmas#ndan! yanayd#. Afganistan! topraklar#n#n! idaresi! Nadir! •ah! döneminde! de

9 Jonas Hanway, Zindegi-i Nadir •ah, Far.! Çev.! $smail! Devlet! •ahi,.Bengah-i! Tercüme! Ne"ri! kitab!

yay.,Tahran!1346!h".,!s.!27;!Ahmed!Keyhüsrevi,!Nadir •ah, $rfan!yay.,Tahran!1386,!h".,!s.!18.

10 Larudi, 1383, ss. 66-67; Abdurrahman! Ate",! Av•arl" Nadir •ah ve Döneminde Osmanl"- #ran Mücadeleleri,! Süleyman! Demir! Üniversitesi! Sosyal! Bilimler! Enstitüsü! Tarih! Ana! Bilim! Dal#,!

Yay#mlanmam#"!Doktora!Tezi,!Isparta!2001, s. 46.

11 Muhammed!Kaz#m!Mervî,!Alemara-y" Nadiri, c: III,!M.!Emin!Riyahi,!Nek"i!Cihan!yay.,!Tahran,!1364!

h".,!ss.115-118; Abdulvahid Seyyidi, Nadir •ah Af•ar Horasanî, Saadet yay., Kabil!1385!h".,!s.!41.

12 Larudi, 1383, s. 74.

13 Necmi, 1382, ss. 138-145.

14 Mehmet!Alpargu,!M.!Bilal!Çelik,!“Nadir!•ah’#n!Bat#!Türkistan!Seferi!ve!Sonuçlar#”, Gazi Üniversitesi Gazi E•itim Fakültesi Dergisi, c: 29, Temmuz 2009, s. 513.

(12)

eskiden kalm•• olan on divanla yönetilmekteydi.15 Afganistan, adalet konusunda da sert ve çetin politika izlemekteydi. Ordunun yiyeceklerinin bir k•sm• feodal beyler taraf•ndan toplanan vergilerden ve bir k•sm• da ordunun geçti•i yerlerden al•nan vergilerden olu•maktayd•.16 Nadir "ah’•n Afganistan topraklar•na gelmesiyle Afganistan’•n toplumsal, kültürel ve ekonomik ko•ullar• de•i•ti•i gibi Babürlüler’in ve Mâverâünnehr Özbek devletlerinin müdahale ve mücadelelerine son verildi. Ayr•ca a•iret devletlerine son veren Nadir, ziraat ve ticaret alan•nda geli•me için çok çabalam••t•r. Nadir "ah döneminde Afganistan eyaletlerinde, önceki zamanlar gibi baz• valileri tekrar makam•na getirerek i•lerine devam ettirdi.

Nadir "ah Hindistan seferinden döndü•ünde Afganistan’•n Belh, Herat, Kabil ve Gazne

•ehirlerinin her birinde takriben 400 zanatkar ve 200’den fazla tacir ve zengin ki•i mevcuttu. Bu durum bile ülkenin o dönemde sahip oldu•u iktisadi aç•dan ne kadar geli•ti•ini göstermekteydi. Nadir "ah’•n emriyle kurulan •ehirlerden en önemlisi Nadirabad’d•r. Bu •ehir Kandahar’•n yeni •ehrinin güneyinde ta•lar ve çamurdan 6 ayda yap•lm••t•r. Nadir "ah 1738 y•l•nda #ran’dan Av•arl•lar•17 ve Bahtiyarî A•ireti’ni, Azerbaycan’•n Karaba• bölgesinden bir grubu Afganistan •ehirlerinde yerle•tirmi•tir.

#lim ve zanaatkârl••a de•er veren Nadir "ah âlimler, edebiyatç•lar, filozoflar ve yazarlar•n•n ço•u ilim ve fen bilgisini onun saray•nda edinip hanedan•n e•itim ve ö•retimiyle u•ra••rken bilime odakland•lar. Ancak Nadir "ah’•n hükümetinin sonlar•nda Afganistan’•n büyük •ehirlerinde kütüphaneler imar edildi.18

19 Kas•m 1747’de Sistan Habu•an’daki isyanlar• bast•rmak amac•yla harekete geçen Nadir "ah Ferahabad’da ordugâh•n• kurduktan sonra gece bir suikastla öldürüldü.19

15 Gubar 1967, ss. 337-339.

16 M. R. Arunava, K. Z. E•refyan, Nadir •ah-• Av•ar, Çeviri Nergiz Turaevi,Selenge yay., #stanbul 2015, s. 60.

17 Bugün Afganistan’da ya•ayan Av•arlar, Türkler’in önemli bir k•sm•n• olu•turmaktad•r. Sava•larda kafalar•na takt•klar• k•rm•z• külahlardan dolay• “K•z•lba•” da denilen bu grup, Türkçe ve Farsça’n•n Deri

•ivesine yak•n bir dille konu•urlar. Ço•u "iili•e mensup olan Av•ar Türkleri, günümüzde ço•unlukla Afganistan’•n ba•kenti Kabil’in Kart-i Av•ar denilen bir yerle•im merkezinde di•er soyda•larla beraber ya•amaktad•rlar. Av•arlar’•n nüfusu 1917 y•l•nda Amerikan Kongresi Federal Ara•t•rma Birimi taraf•ndan yap•lan Afganistan Ülke Ara•t•rmas•na göre %1 olarak ifade edilmektedir. Ara•t•rman•n yap•ld••• y•l, ülkenin nüfusu 19,5 milyon oldu•una göre Av•arlar’•n o zaman 105 bin civar•nda oldu•u söylenebilir.

18 Gubar, 1967, ss. 355-357.

19 M. R. Arunava, K. Z. E•refyan 2015, ss. 218-219.

(13)

Çal••man•n Önemi

18. yüzy•l•n ilk yar•s•nda •ran topraklar•nda tarih sahnesine ç•kan Nadir •ah ba•ta •ran tarihi olmak üzere Osmanl•, Türkistan ve Hindistan tarihi üzerinde derin izler b•rakm••t•r.

•z b•rakt••• yerlerden biri de bugünkü Afganistan topraklar•d•r. Ana kaynaklar ile ara•t•rma eserlerden faydalan•larak Afganistan’•n onun idaresinde geçird•i dönem ayd•nlat•lm••t•r. Böylelikle Afganistan tarihinin az bilinen bir dönemi ortaya ç•kart•lm••t•r.

Çal••man•n Amac•

Asya tarihinin en dikkat çeken hükümdarlar•ndan bir olan Nadir •ah, büyük bir cihangir olarak pekçok yere sefer düzenleyerek fütühat gerçekle•tirmi•tir. Fethetti•i yerlerden biri de bugünkü Afganistan ülkesidir. Bu çal••mayla, onun Afganistan’• ele geçirme süreci incelendi•i gibi, yapt••• fetihlerin kuru bir i•gal ve ganimet anlaya••ndan ibaret olmad•••

ortaya konulmaya çal•••lm••t•r. Nadir •ah, Afganistan’• kendisine tabi k•ld•ktan sonra burada ba•ta •ehirler ve barajlar kurdurma gibi önemli yat•r•mlar yapm••, bölgenin entelektüel seviyesini art•rmak için de fethedilen di•er bölgelerden pekçok bilim adam•n•

buraya yönlendirmi•tir. Bu tez bir yandan Afganistan tarihinin az bilinen bir dönemine

•••k tutmas• kadar bir yandan da esas•nda Nadir •ah ve devletinin Afganistan’daki varl•••n•, hizmetlerini ve ülkeye katk•lar•n• analiz etmektedir.

Çal••man•n Yöntemi

“Nadir •ah Döneminde Afganistan” ba•l•kl• çal••mada, Afganistan’dan edinilen (Pe•tunca, Derice ve Farsça) kaynaklardan daha fazla istifade edilmeye çal•••lm••t•r.

Türkçe ve •ngilizce kaynaklar da göz ard• edilmemi•tir. Ayr•ca Afganistanl• tarihçilerin eserlerine ba•vurularak tezde ortaya konulan veriler eksiksiz hale getirilmeye çal•••lm••t•r. Kaynak ara•t•rmas•n•n yan• s•ra konuyla ilgili bilim adamlar•yla yap•lan görü•meler ve saha ara•t•rmas• da tez de veri kayna•• olarak kullan•lm••t•r.

(14)

Günümüz Afganistan’•n Co•rafyas•

Orta Asya’n•n güneyi ve •ran’•n do•usunda bulunan Afganistan, 652.225 km² alan• ile dünyan•n k•rk•nc• büyük ülkesidir.20 Toplamda 5.826 kilometre s•n•r uzant•s• bulunan Afganistan’•n, kuzeyde Tacikistan, Özbekistan ve Türkmenistan’la 2384 kilometre;

güney ve güneydo•uda Pakistan’la 2430 kilometre, kuzeydo•uda Çin’in Sincan (Sinkiang) Eyaleti ile 76 kilometre, bat•da ise •ran’la 936 kilometre ortak s•n•r•

bulunmaktad•r.21 Ülkenin do•usundan bat•s•na 1240 kilometre ve kuzeyinden güneyine 855 kilometre uzunlu•u vard•r. Aç•k denizlere uzakl••• 500 kilometre22 olan Afganistan, idari birim aç•s•ndan 34 il ve 413 ilçeden olu•maktad•r.

Afganistan’•n kuzey ve do•u bölgesinin büyük bir bölümü da•l•k ve kayal•klarla kapl•

olup Hinduku• Da•lar• Afganistan’•n yar•s•ndan fazlas•n• kaplamakta, 600 km uzunluk ve 100 kilometre geni•li•indedir.23 Bu da•lar, ülkenin kuzeydo•usundan bat•ya ve güneybat•ya uzan•r ve ülkenin neredeyse tam ortas•ndan geçmektedir. Stratejik anlamda da bu da•lar, Kandahar, Kabil ve Herat •ehirlerinde önemli bir rol oynamaktad•r.

Hinduku• Da•lar• bat•ya do•ru ilerleyerek yüksekli•ini kaybetmekte ve •ran s•n•r•na yakla•t••• zaman art•k alçak da•lar ve tepelere dönü•mektedir. 7.495 metreile ülkedeki da•lar•n en yükse•i olan Pamir Da•• ülkenin kuzeydo•usunda bulunmaktad•r.24

Sürekli karla kapl• olan Hinduku• Da•lar•, s•cak yaz mevsiminde ülkeye büyük oranda su kayna•• olur ve etraf•ndaki yaylalar da tar•m ve hayvanc•l••a uygundur. Ancak deniz k•y•s•na yak•n olmayan bu da•l•k bölgenin ilkbahar• ya•••l•, yaz mevsimi kuru ve s•cak, k•• mevsimi ise so•uktur. Dolay•s•yla k•rsal arazi ve da•l•k bölgelere sahip olan Afganistan’•n iklimi ve havas•, •ehirden •ehre de•i•im arz etmektedir. Merkezî bölgelerin havas•, yükseklik ve ya••• miktar• daha çok oldu•undan di•er bölgelere oranla daha so•uktur.25 Güney ve bat• bölgelerinde, ya••• miktar• az oldu•undan hava s•cakl•••

20 M. Azam Azimi, Miras-i Ferhengi ve Gerdi•geri Der Afganistan, Nigar yay., Kabil 1394 h•., s. 24.

21 Muhibulla Rahmeti, !htisar-i ez Co"rafya-y# Afganistan, Pe•aver 1999, s. 9; Said Behtiyari, Atlas-#

Cami-i Gita•#nas#, Tahran 1390 h•., s. 57.

22 Fehim Ko•a, Merzha-y# Afganistan, Frgevniyan yay., •uburgan 1392 h•., ss. 24-25.

23 Selim, 2004, s. 7.

24 Konuyla ilgili daha detayl• bilgi için bkz. Basir Ahmed Davlatabadi, $inasname-i Afganistan, Çaphane Litografi •ehidkum yay., Kum 1993, ss. 166-194.

25 Muhammd Yemin, Afganistan: Tarih-i Felsefe-i Namguzar-i $ehrha ve $ehrekha, Dani•ver yay., Tahran 1388 h•., s. 64.

(15)

yüksek ve kuru olup s!cak yazlar! ve daha !l!man k!•lar! vard•r. Da•l•k bölgelerde kar ve buzuldan dolay• kabilelerin ve köylülerin d•• dünya ile ileti•imi kesilmektedir. Sert hava ko•ullar•, nüfusun da••l•m•nda da etkili olmu•tur. Ayr•ca bu ülkede geni• topraklar, derin vadiler, çöller, otlaklar ve ormanl•k alanlar bulunmaktad•r. Afganistan nehirlerinin, merkezdeki da•lardan ve do•u bölgesinden kaynak bulup bat• ve güney bölgesine do•ru akt•klar• görülmektedir.26 Da•lar•n yüksek olmas• ve bu yüksekli•in oldukça sert e•imli olmas• sebebiyle, nehirlerin debisi çok ileri seviyede olup elektrik ve enerji üretmek mümkün olmaktad•r.27 Fakat yeterli ekonomik güce sahip olunamad•••ndan, bu do•al kayna••n avantajlar•, elektrik üretimi veya ziraatta de•erlendirilememektedir.

Afganistan zengin su kaynaklar•na sahiptir. Kabil’de yerin 3-4 metre derinliklerinde bile su vard•r. Ancak teknik nedenlerden dolay• bu yeralt• kaynaklar•ndan çok az yararlan•lmakta ve Afganistan nüfusunun sadece %22’si içilebilir suya eri•ebilmektedir.

Geri kalan k•sm• ise birçok bölgede su s•k•nt•s• ile kar•• kar••ya kalmaktad•r.28

Uygarl•k ak•n ve göç yollar•n•n üzerinde bulunan Afganistan heterojen bir nüfus yap•s•na sahiptir. Ülkede 1962 ve 1974 y•llar•nda yap•lan iki nüfus say•m•na göre genel olarak ülkenin nüfusu hakk•nda bir netice al•nm•• olsa da etnik gruplara ili•kin veriler gerçek olmayabilir. Çünkü ülkedeki etnik gruplar, kendi nüfuslar•n• oldu•undan fazla gösterme e•ilimindedirler. Ancak 1978’de yap•lan nüfus say•m•na göre ülkenin nüfusu 18 milyon,29 1997 nüfus say•m•na göre ise 20 milyonken, 2005 nüfus say•m•nda bu rakam tahmini olarak 32 milyonun üzerine ç•km••t•r. Nüfus bak•m•ndan Afganistan, dünyan•n 47. ülkesidir. Ba•kenti Kabil olan Afganistan’•n bölgelerinde çok farkl• dil ve bu dillerin lehçeleri konu•ulmaktad•r. Ülkenin milli dili Pe•tunca olmakla birlikte resmî diller olarak Pe•tunca ve Farsça (Derice) kabul edilmi•tir. Ayr•ca bu ülkede Pe•tunca ve Derice dillerinin d•••nda otuz dil daha da konu•ulmaktad•r.30

26 Sultan Ensari, Danisteniha Piramun Co•rafiya-• Umumi Afganistan, Server yay., Tahran 1390 h•, ss.

770-766.

27 Afganistan’•n akarsular• ile ilgili daha detayl• bilgi için bkz. Behtiyari, 1390 h•, ss. 31-45.

28 Konuyla detayl• bilgiler için bkz. Rahmeti, 1999, ss. 51-73.

29 Ferhad Da•c•, Sava•an Afganistan, Rehmet yay., #stanbul 1985, s. 13.

30 Behtiyari 1390, ss. 56-57; Mohammad Aleem, Afganistan’da Siyasi Partiler Tarihçesi, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enistitüsü Tarih Ana Bilim Dal•, Yüksek Lisans Tezi, Isparta 2009, s. 18.

(16)

Afganistan’da 1980’den bu yana devam eden iç sava•, yakla••k 6 milyon ki•inin Pakistan,

#ran, Avrupa, Amerika ve Avustralya’ya göç etmesine neden olmu•tur. Ülkenin etnik yap•s•, düzgün bir ekonomi ve e•itim sistemi kurulmas•n• engellemi•tir. Hatta baz•

•ehirlerde yol in•a edilememi•tir. Yok denilecek miktarda kara yollar•na sahip olan Afganistan’da araçlar•n yetersizli•i ve •ehirdeki zor ya•am ko•ullar•, i• ve gelir azl•••, gençleri iktisadi aç•dan durumu iyi olan ülkelere mülteci olarak s•••n•p çal••maya sevk etmektedir. 2004 y•l• Afganistan’•n merkezi istatistiklerine göre, nüfusun %98’i Müslüman olup bu oran•n %80’i Sünni ve %18’i •ii’dir (#smailiye dâhil). Di•er gruplar ise Hindu, Sih ve Hristiyand•r. Afganistan’•n çe•itli sosyal ve siyâsal problemlerle u•ra•mas•, bütçenin yetersizli•i, geleneksel kültürel yap•n•n nitelikli ö•retmen eksikli•i, okuryazarl•••n yayg•nla•mas•n• ciddi derecede yava•latm••t•r. Ülkenin yaln•zca %38’i okuryazard•r. Bu oran•n %47’si erkek ve %15’i kad•nd•r.31

Afganistan’• co•rafi profiline göre ba•l•ca 3 bölgeye ay•rabiliriz:

1. Ço•unlukla tar•m arazisi olan kuzey ovalar•

2. Güneybat•daki çöller, yar• kurak yaylalar

3. Bu iki bölgeyi ay•ran merkezî yükseklikler ve Hinduku• Da•lar•

Bununla birlikte kuzeydo•udaki da•larda aktif volkanlar•n bulunmas• ve deprem ihtimalinin yüksek olmas•ndan dolay•, bazen heyelanlar ve ç••lar görülmektedir. Ülkenin do•al kaynaklar• aras•nda da do•algaz, petrol, kömür, bak•r, kromit, baryum sülfat, kur•un, demir cevheri, tuz, de•erli ta•lar ve uranyumdan söz edebiliriz.

Ancak Nadir •ah’•n Afganistan’• i•gal etti•i 18. yüzy•l•n ilk yar•s•nda Afganistan, bugünkü s•n•rlar•ndan biraz farkl•l•k arz etmekteydi. O günkü Afganistan Herat, Kandahar, Gur, Hezarecat, Beglan ve Gazne eyaletlerini içine almaktayd•. Afganistan’a ait olan bu alt• büyük eyalet, zaman zaman Galzay ve Abdalî Hükümetleri taraf•ndan yönetilmekteydi. Afganistan’•n Bamiyan, beglan ve Pervan feodal idareciler taraf•ndan yönetilmekteydi. Fakat bu feodallar kendi yerel hükümetin bekas• için halktan a••r vergiler almaktayd•. Afganistan’•n kuzey ve güney ve güneydo•usundaki bölgeleri,

31 Murat Büyükba•, “Amerika Birle•ik Devletleri’nin Afganistan’a Müdahalesi ve Afganistan’da Olu•turulan Yeni Yönetim Yap•s•”, Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yay•nlanmam•• Yüksek Lisans Tezi, Isparta 2006, s. 6.

(17)

Maveraünnehr •ibanî (Buhara Özbek Hanl!$!) ve Hindistan Babürlü devletlerinin topraklar!na kat!lm!#t!. Afganistan’!n kuzey bölgeleri (Fariyab, Andhuy, Cevzcan, Anbar, Akça, Belh, Kunduz ve K!#!m) Mâverâünnehr •ibanîler Devleti’nin ve Afganistan’!n merkezi, güneyi ve güneydo$usu Hindistan Babürlü Devleti’nin hâkimiyeti alt!ndayd!.32

Afganistan’•n Etnik Kimli•i

Dünyan!n önemli güzergâhlar!ndan birinin üzerinde bulunan Afganistan, stratejik konumu nedeniyle tarih boyunca birçok devletin istilas!na u$ram!# ve birçok medeniyetin hâkimiyeti alt!nda kalm!#t!r. Dolay!s!yla Afganistan’!n kültürel yap!s!n! ve kimli$ini de derinden etkilemi#tir. Karma#!k bir etnik kimli$e sahip olan Afganistan’da etnik kimlik gruplar!n!n en önemlilerini Pe#tunlar, Tacikler ve Türkler olu#turur.33 Afganistan’!n güney ve güneydo$u bölgelerinde Pe#tunlar ve Farsça dilini kullanan baz! küçük etnik gruplar!n, kuzey ve kuzeydo$u bölgelerinde ise Fars ve Türk etnik guruplar!n!n ya#ad!klar! ifade edilmektedir. Ülkenin merkezi bölgelerinde ise yine Fars dilli, Hezareler, Tacikler ve Aymaklar ya#amaktad!r.

Afganistan Nüfus Müdürlü$ü’nün 2005 y!l! verilerine göre ülkede hayatlar!n! sürdüren tüm etnik guruplara bakt!$!m!zda, Pe#tunlar’!n %42 gibi bir oranda en büyük etnik gurup olarak kar#!m!za ç!kt!$!n!, Tacikler’in %27, Hezareler’in %9, Özbekler’in %9, Aymaklar’!n %4, Türkmenler’in %3, Beluçiler’in ise %2’lik bir nüfusa sahip oldu$unu görürüz. Di$er küçük gruplar da %4 civar!ndad!r.34

Toplumsal Yap•

Afganistan bir tar!m ülkesi olmas! sebebi ile nüfusun büyük bir k!sm! ziraat ve hayvanc!l!k, az k!sm! ise mimarl!k, bankac!l!k, ticaret, esnafl!k ve pazarc!l!kla u$ra#maktad!r. 2015 y!l! ara#t!rmalar!na göre ülke nüfusunun yüzde 75’i ziraatla, %13’ü hayvanc!l!kla ve %12’si ise ticari i#lerle, esnafl!k ve memurlukla u$ra#maktad!r. Ülkede nüfusun büyük k!sm! yerle#ik hayat ya#amaktad!r.35

32 Konu ile ilgili bkz. Gubar, 1967, s. 308.

33 Mehmet, Saray, Afganistan ve Türkler, ASAM Yay!nlar!, Ankara 2002. s. 14.

34 Büyükba#, 2006, s. 14.

35 Aleem, 2009, s. 25.

(18)

Ara•t•rmalara göre dü•ük okuma-yazma oran•na sahip olan Afganistan’da feodal de•erlerin oldukça güçlü oldu•u görülmektedir. Afganistan’•n sosyal yap•s•n• •ehirliler ve köylüler olarak iki ana gruba ay•rmak mümkündür. Ayr•ca, baz• ara•t•rmac•lar taraf•ndan bu iki ana grup, sosyal statüleri aç•s•ndan kendi aras•nda birçok küçük gruba ayr•lm••t•r.

Afganistan’daki •ehirlileri, zengin, ortagelirli, i•çi ve ayd•n s•n•flar•na ay•rabiliriz. Az olan zengin kesim daha çok yurt içi ve d••• ithalat ve ihracat yapan büyük tüccarlard•r.

Bunlar•n yapt•"• yat•r•mlar sayesinde ülke iktisadi aç•dan belli oranda geli•mi•tir.

Afganistan’da ortaya ç•kan sava•lar s•ras•nda bu kesim, memleketi terk ederek kom•u ve di"er ülkelere s•"•nm•• ve orada yat•r•m yapm••t•r. Ancak Amerika Birle•ik Devletleri taraf•ndan Taliban rejiminin y•k•lmas•yla tekrar Afganistan’a dönerek yine birtak•m yat•r•mlar yapmaya çal••m••t•r. Memur, ö"retmen, esnaf, imam ve ruhanileri de orta kesimden say•labiliriz.36 Ülkede ya•ayan ayd•n kesimi ise daha çok bürokratlar olu•turmaktad•r. Bunlar i•leri gere"i güvenlik sorunlar• bulunmayan •ehirlerde ya•ayan gruptur.

Tar•msal alanlarda çal••an bu kesimin içinde feodal bir düzenin hâkim oldu"unu söylememiz laz•md•r. Bu aç•dan söz konusu köylüleri, toplumdaki sosyal statüye göre mülk sahibi (mellak veya zemindar), çiftçi (dehkan) ve geçici/mevsimlik i•çi (pesrekar) olarak s•n•fland•rabiliriz. Varl•k sahibi olan kesim, 300’den 2000 dönüme kadar geni•

arazilere sahiptir. Ticaret ile de u"ra•an bu kesim, toplum aras•nda önemli bir yere sahip olup, ülkenin ilçelerin idarelerinde de söz sahibidirler. Ço"u zaman toplum aras•nda ortaya ç•kan çat••malar, bu kesim taraf•ndan çözüme kavu•turulur.37 Çiftçi (dehkan) kesim ise, ya az mülk ve araziye sahiptir, ya da hiç arazileri yoktur. Bunlar ço"unlukla mülk sahiplerinin (zemindar) arazisinde belli bir miktar ücret kar••l•"•nda çal•••r veya onlar•n arazilerini belli bir miktar mahsulât kar••l•"•nda i•letirler. Tar•m arazisi, köylü kesim içerisinde huzurlu bir •ekilde ya•ayabilmek için büyük önem ta••maktad•r.38

Netice olarak •unu ifade etmek yerinde olacakt•r: Afganistan’•n etnik gruplar• aras•nda- özellikle güneybat•daki tar•m bölgelerinde- feodal de"erlerin güçlü oldu"u dikkat

36 Gubar, 1967, s.13; Devletabadi 1371, s. 321.

37 Gubar, 1967, s. 15-16.

38 Aleem, 2009, s. 25.

(19)

çekmektedir. Bu nedenle hemen hemen ülke genelinde, •ehirli, köylü; esnaf, mektepli, molla, mellak, zemindar, çiftçi gibi ayr•mlar mevcut olmakta, bu da zaman zaman birtak•m toplumsal çat••malara yol açmaktad•r. Afganistan’daki mevcut sorunlara, farkl•

aç•lardan, özellikle bu aç•dan bakmak gereklidir. Çünkü ülkenin toplumsal sorunlar•

birtak•m iç çat••malara sebep olmu•tur ve bu çat••malar• kaç•n•lmaz k•lan en önemli unsur da yine toplumsal meselelerdir.

(20)

I. BÖLÜM: NAD•R •AH DÖNEM•NE KADAR AFGAN•STAN

1.1. 15. Yüzy!la Kadar Afganistan

Eskiden büyük Horasan’•n bir parças• olan Afganistan, co•rafi özellikleri nedeniyle tarih boyunca çe•itli milletlerin istilâ ve i•galine maruz kalm••t•r. Tarih kaynaklar•n•n verdi•i bilgilere göre, Avrasya’dan Orta Do•u’ya ve Güney Asya’n•n muson topraklar•na do•ru ak•nlar•n hatt• üzerinde yer alan bu ülkeye, milattan önceki dönemde kaç sald•r• ve göç oldu•unu söylemek zordur. Fakat eski kay•tlara göre bölgeye, M.Ö. 2000 y•l•nda Ari (Aryayi) sald•r•s•ndan itibaren iki yüz küçük ve en az on üç büyük ak•n oldu•unu ifade edebiliriz. M.Ö. 2000’li y•llarda Ari göçü bir yana b•rak•lacak olursa kaynaklara göre, Afganistan’•n bu stratejik konumundan ilk istifade eden Hehameni•iler olmu•tur.39 #ran Hükümdar• Dariu•, M.Ö. 500-480 y•llar• aras•nda Afganistan’• i•gal ederek #ndüs’e kadar ilerlemi•tir. Ülkeyi 200 y•la yak•n hâkimiyeti alt!nda tutan #ranl!lar, Makedonya Kral!

#skender taraf!ndan yenilince Hehameni•i Devleti son bulmu•tur. Me•hur do"u seferine ç!kan Büyük #skender Herat, Kandahar ve Ergandab yoluyla Afganistan’a girmi•, Hindiku• Da"lar!’ndan geçerek Hindistan’a kadar ilerlemi•tir. Büyük #skender’in çekilmesinden sonra Yunanl!lar (M.Ö. 256-125) taraf!ndan bölgede Yunan-i Baktri ad!nda bir devlet kurulmu•tur. Ancak bu hâkimiyet bir as!r sürdükten sonra bat!dan E•kani Devleti (M.Ö. 247-224) ve kuzeyden Yöçiler, Yunan-i Baktri Devleti ile çetin bir mücadele vermi•, sonunda bu devleti zay!flatm!•t!r.40 Ülkenin kuzeydo"usundan gelen bask!lar ile M.Ö. 50 y!l!nda y!k!lm!•t!r.

Bat!dan gelen Yunan ve güneyden gelen Hint i•gallerinin sona ermesinden sonra, bölge bu kez yo"un bir •ekilde Mâverâünnehr’den gelen kavimlerin tehditlerine maruz kalm!•t!r. M.Ö. 50 y!l!ndan M.S. 125 y!l!na kadar, bugün art!k Türklüklerinden •üphe duyulmayan Sakalar (#skitler), M.S. 125-481 y!llar! aras!nda da Türk olan Ku•anlar, Afganistan’! egemenlik alt!na alm!•t!r.41 M.S. 481 y!l!ndan itibaren Ak Hunlar (Eftalitler) Afganistan’da hâkimiyet kurarak #ran’da Sâsânî #mparatorlu"u ile mücadelelere

39 Konuya ili•kin daha detayl! bilgi için bkz: Gubar, 1967, ss. 42 -48; Devletabadi 1371, ss. 194-197.

40 Ku•a, Fehim, Asari Tarihi Afagnistan, Fergavniyan yay., $ebergan 1389 h•., s. 16-47.

41 Ku•anl!lar’!n hâkimiyeti döneminde bugünkü Afganistan topraklar!nda özellikle merkezi bölgelerde Buda dini geli•mi• ve #slâmî dönemlere kadar varl!"!n! sürdürmü•tür. Buda mabetlerinin kal!nt!lar!

ülkenin merkezinde olan Bamiyan ilinde hala mevcuttur. Konuya ili•kin bkz: Enver Konukçu, Ko•an ve Akhunlar Tarihi, Sevinç Matbaas! Yay., Ankara 1973, ss. 5-18; Gubar 1967, ss. 49-52.

(21)

giri•mi•tir. Ak Hunlar’ n Afganistan’da! hâkimiyet! sürdü"ü! esnâda Göktürkler’e! kar• ! Juan Juanlarla!beraber!yürüttü"ü!politikalar çok!etkili!olmu•tur.!Ancak!M.S.!569!y l nda!

Göktürklerden!yedikleri!büyük!darbe!neticesinde!oldukça!zay flam •, hâkimiyetlerini de 6. asr n! sonlar na! do"ru! kaybetmi•lerdir.42 Fakat devletleri! y k lmas na! ra"men! Ak!

Hunlar, Afganistan’ n!da"l k!olan!Hinduku•!bölgesinde Arap!istilas na!kadar varl klar n sürdürmü•lerdir.

7.! yüzy l n! sonlar na! do"ru! Afganistan’ n,! #slamiyet’i yayan Arap ordular n n! eline!

geçmeye! ba•lad " ! aç kça! görülmektedir.! Ülkenin fethi, #slam! ordular ! taraf ndan iki koldan!gerçekle•ir.!Önce!Horasan!bölgesinde!yer alan Herat ve Belh eyaletlerinin fethi gerçekle•ir, sonra da Sistan ele!geçirilmi•tir. Hz Osman’ n!halifeli"i (644-656) s ras nda!

Basra ve Horasan valisi tayin edilen Abdullah b. Amir, Tabeseyn’e geldikten sonra Ni•abur’a hareket! ederken,! ordunun! bir! k sm Halid! b.! Abdullah! b.! Zübeyr! el- Hanefi komutas nda!Badgis, Herat ve Fu•enc!halk !ad na!onunla!anla•t .!#bn!Amir, Abdullah’tan sak n lmas ,!Müslümanlara!iyi!davran lmas ,!idaresi!alt ndaki!topraklar n!ekip!biçilmesi,!

Herat! ad na! kendisiyle! anla•t " ! miktarda! cizye! ödenmesi,! bu! verginin! topraklar n!

durumuna!göre!aralar nda!adaletle!taksim!olunmas !•artlar !ile anla•may mühürlemi•tir.

Hz. Ali ile Muaviye’nin!aras nda!bir!anla•mazl k!oldu"undan,!Horasan! bölgesinde! yer alan! •ehirlerin! halk ! f rsat! bularak! isyan! ettiler. Ard ndan Hz Ali ve Muaviye’nin aras ndaki!çeki•meler!s ras nda!Afganistan’ n!Badgis,!Herat,!Fu•enc!ve!Belh!anla•malar ! ihlal edildi. Muaviye’nin halife olmas ndan!sonra!662 y l nda!yeniden Abdullah b. Amir, Abdullah b. Hazim’i Horasan’a ve Abdurrahman b. Semüre’yi de Sistan’a gönderdi.

Abdullah b. Hazim’in!yeni!bir!orduyla!harekete!geçti"ini!duyan!Ferah,!Herat,!Fu•enc!ve!

Badgis halklar , valiye elçi!göndererek!bölgede!huzur,!güvenlik!ve!bar •!istediler.!Di"er!

yandan!Abdurrahman!b.!Semüre,!Sistan!bölgesinde!(bugünkü!Afganistan!topra" )!Zerenc,!

Zemin Daver ve!Gur!da"lar na!kadar!olan!bölgeyi!hâkimiyeti alt na!ald ktan!sonra,!Zabil,!

Gazne! vadisinden! geçerek! Kabil! eyaletine kadar ilerledi.43 Emevilerden! sonra! bölgeyi!

i•gal eden Abbasîler, M.S.! 749! y l nda! Ebu! Müslim’in! öldürülmesinden! sonra! Belh,!

Herat, Fu•enc ve Badgis!bölgelerini ele!geçirdiler.44 Abbasîler!bu!dönemde!ço"unlukla

42 Konuya!ili•ki!bkz.Laszlo!Rasony ,!Tarihte Türklük, Örgün Yay•nevi, Ankara 1993, s. 73; Saray, 2002, s. 18.

43 Gubar, 1967, ss. 57-60.

44 Ali Ahmetbeyo"lu, Afganistan Üzerine Ara•t•rmalar,Tarih ve Tabiat Vakf• Yay., "stanbul 2002, s. 2.

(22)

Türk olan Kabil•ahan ve "iranibamiyani ile mücadele etmek zorunda kalm••t•r. Çünkü bu dönemde bugünkü Afganistan’•n Kabil ve Bamiyan bölgeleri tamamen Ak Hunlar ve Ku•aniler’in torunlar•n•n hâkimiyeti alt•ndayd•. Araplar•n ülkede uzun süre kalmamalar•na ra$men %slamiyet Afganistan topraklar•nda h•zl• bir •ekilde yay•ld•.

Abbasîlerden sonra 819 y•l•nda Tahir %bni Hüseyin isimli bir lider, bölgedeki Araplar•

etkisiz hale getirerek Tahirîler ad• ile kendi devletini kurmu•tur. Bundan sonra bölgenin hâkimiyeti, s•ras•yla Saffariler ve Sâmânîler’e geçmi•tir.

Afganistan’•n, Araplar•n ve Saffarîlerin istilas•ndan sonra “"ah” unvan•n• kullanan kabile reisleri taraf•ndan idare edilmeye ba•lad•$•n• söylemek mümkündür. Bu durum, %ran’da kurulan Sâmânî Devleti’nin 9. asr•n ikinci yar•s•nda ülkeye girmesine kadar, Afganistan’•n kuzey bölgesinde devam etmi•tir.45 Ard•ndan bölge, büyük k•sm•

Türklerden olu•an Sâmânî ordular• taraf•ndan fethedilmi•tir. %lerleyen süreçte, 10. asr•n sonlar•nda Sâmânî Devleti’nde görev gören Türkler, Sebüktigin önderli$inde Afganistan’daki Gazne •ehrini merkez seçip “Devlet-i Gaznevi” ad•nda ba$•ms•z bir devlet kurmu•tur.

Gazneliler Devleti’ni kuran Türkler, k•sa sürede Afganistan’daki Kabil•ahan ile birle•erek ordular•n• daha da kuvvetlendirmi•tir. Bununla yetinmeyen Gazneliler, Zabil kabilelerinden de ordular•na asker alarak k•sa süre içerisinde ülkenin ahalisi ile kayna•m••t•r. Özellikle Gazneli Mahmud (999-1030) döneminde Türk-%slam nüfuzu Afganistan’a iyice yerle•mi• ve Hindistan’a kadar yay•lm••t•r. Bu olumlu geli•meler, bir ara Süleyman Da$lar•’n•n eteklerinde ya•ayan baz• Pe•tun kabilelerinin isyan•yla sonuçlanm••sa da söz konusu isyanlar Gazneli Mahmud taraf•ndan bast•r•lm••, huzur tekrar sa$lanm••t•r. Gazneli Sultan Mahmud’un vefat etmesiyle devlet, önceki gibi istikrar halinde devam edememi•, Gurîler’in isyanlar• Gazne eyaletine kadar ilerlemi•tir.

Ard•ndan Gazneli Sultan Mahmud’un o$lu Mes’ud, 1040 y•l•nda Selçuklulara yenilince Gazne Devleti’nin y•k•l•• süreci ba•lam•• ve k•sa süre sonra Gazneli Devleti tamamen y•k•l•p bu co$rafya Selçuklu hâkimiyeti alt•na girmi•tir. Afganistan’daki Selçuklu hâkimiyeti, ülkenin güneydo$usundan Hindistan’a do$ru uzanan bölgede ya•anan Gurlular taraf•ndan zaman zaman sald•r•lara u$ram••, hatta Selçuklu %mparatorlu$u’nun

45 Gubar, 1967, s. 80; Davlatabadi, 1371, s. 200.

(23)

y•k•l•••na kadar bu sald•r•lar devam etmi•tir.46 Son Selçuklu Hükümdar• Sultan Sencer vefat ettikten sonra Gurlular, k•sa süreli"ine de olsa Afganistan’• egemenlik alt•nda alm••t•r.47 12. yüzy•l•n sonlar•nda Afganistan’daki Gurlu hâkimiyeti sona erdikten sonra bu ülkenin bir k•sm•, Harezm•ahlar taraf•ndan ele geçirilmi•tir. 1220’den itibaren Afganistan’• ele geçiren Mo"ollar, hâkimiyetini ülkenin güneyine kadar ilerletmi•tir.48 Ancak Mo•ollar•n hâkimiyeti 14. yüzy•l•n sonlar•nda, Orta Asya’daki Türk boylar•n•

birle•tirerek güçlü bir devlet kuran Emir Timur (1370-1405) taraf•ndan sona erdirilmi•tir.

Böylece Afganistan bir müddet Timur’un idaresinde kalm••t•r.49 Emir Timur’un ölümünden sonra da torunlar•ndan Zahirüddin Muhammed Babür (1483-1530), bölgede hâkimiyetini daha uzun zaman devam ettirmi•tir.

Zahirüddin Muhammed Babür, Afganistan’da merkezî bir hükümet kurdu•u gibi Hindistan’a ilerleyerek orada da güçlü bir devlet kurmay• ba•arm••t•r. Babür Mirza’dan sonra Hüseyin Baykara’n•n (1469-1506), Afganistan topraklar•na egemen olma mücadelesinin ba•lad••• görülür ve bu zât, 1506 y•l•na kadar Herat merkez olmak üzere Horasan, Sistan, Gur ve Zemindaver’de hâkimiyetini devam ettirmi•tir. Kâbil eyaleti,

"lhanl•lar soyundan Mukim Argun’un hâkimiyetine geçmesinden k•sa bir süre sonra Mâverâünnehr’i terk etmek zorunda kalan Babür taraf•ndan 1505 y•l•nda zapt edilmi•tir.

Özbek #ibanî Han, 1507 y•l•nda Herat eyaletini ele geçirmi•, ancak Kandahar’• almak için Argun’un o"ullar• Mukim ve #ah Bey ile i•birli!i yaparak Babür’e kar•• giri•ti!i sava•ta yenilgiye u!ram••t•r. 16. yüzy•l•n ortalar•nda Afganistan topraklar•n•n Mâverâünnehr #ibanî, Hindistan Babürlü ve "ran Safevi devletlerinin aras•nda payla••lm••t•r. Bu durumda ülkenin kuzey topraklar• #ibanî, güney ve güneydo!usu Babürlü ve bat•s• Safevi Devleti’nin yönetimi alt•nda kalm••t•r.50 Ancak 18. yüzy•l•n ilk çeyre!inde bölgede Hoteki Devleti ve sonra da Abdali Devleti kuruldu.

46 Bu dönemlerle ilgili daha detayl• bilgi için bkz: Ali Sevim – Erdo"an Merçil, Selçuklu Devletleri Tarihi, TTK yay.,Ankara 1996, s. 18-24; Aleem, 2009, s. 27.

47 Gubar, 1967, s. 82; Mesbahzade, 1378, s. 122.

48 Paul, Roux, Orta Asya Tarih ve Uygarl#k, çeviri. Arslan, Özcan, Kabalc• yay., "stanbul 2014, s.297.

49 #ahruh Mirza (1405-1447) ve Hüseyin Baykara (1470-1506) zaman•nda Afganistan ilim, kültür ve sanat aç•s•ndan en parlaki ve ayd•nl•k dönemini ya•am••t•r. Bkz. Gubar, 1967, s. 324.

50 Konuya ili•kin bkz. Cavaharlal Nehru, Negah-i Ba Tarih-i Cehan, C.1. Farsça (çev) Mahmut Tafazzoli, Muessese-i "nti•arat-• Kebir Yay., Tahran 1959, s. 532; Mehmet Emin, Bu!ra, "arki Türkistan Tarihi, Ankara, 1998, s. 184; Gubar, 1967, ss. 294-266.

(24)

1.2. Babürlüler, Özbekler ve Safeviler Döneminde Afganistan

16. yüzy•l•n ba••ndan itibaren Afganistan içinde ve çevresinde ya•anan siyasi olaylar•n tamam•, Afganistan’•n zarar•na neticelenmi•tir. 1505’te Sultan Hüseyin Baykara’n•n ölümünün ard•ndan Afganistan ülkesi idari gücünü ve merkezili"ini yitirdi. Güçlü yerel toprak a•alar• ve isyanc•lar, her kö•ede harekete geçerek birbirleriyle mücadele ettiler.

Ülke böyle bir durumdayken Mâverâünnehr’de "ibanî Devleti (Buhara Özbek Hanl•••) 1500 y•l•nda, #ran’da Safevi Devleti 1501 y•l•nda ve Hindistan’da Babürlü Devleti 1526 y•l•nda kuruldu. Bu yeni devletler Afganistan’a do•u, bat• ve kuzeyden sald•rd•lar.51 Neticede ülkeyi kuzey, bat• ve do•u olmak üzere üç bölüme ay•r•p parçalad•lar. "ibanî Devleti Afganistan’•n kuzey vilayetlerinde, Safevi Devleti bat• vilayetlerinde, Babür Devleti ise do•u vilayetlerinde egemen oldu. Bu yabanc• egemenli•i dönemi 1502 y•l•ndan sonra bat• vilayetlerinde 1708 ve 1712 y•llar•na kadar, do•u ve kuzey vilayetlerinde ise 1739’ye kadar devam ederek yakla••k iki buçuk yüzy•l sürdü. Bu süreç boyunca Afganistan’da birle•ik ve kapsaml• bir devlet yoktu. Siyasi birli•in yoklu•u, birbirine dü•man yabanc• devletlerin idaresiyle birle•ince Afganistan’•n ulusal birli•inin temelini derinden sarst•. Öyle ki, halk•n kom•u ülkeler taraf•ndan tasfiye edilme tehlikesi ortaya ç•kt•. Yabanc• istilac•lar•n her biri #ran, Hindistan ve Mâverâünnehr’de farkl•

kanunlara sahip olduklar• için onlar•n Afganistan’da kontrol etti•i vilayetler, naipler arac•l•••yla uzaktan yönetiliyordu.52 Bunlar, vergi ödeyip onlar•n asker ve valilerinin masraflar•n• kar••l•yorlard•. Yabanc• istilac•lar•n verdi•i zararlara ses ç•karamayan Afganistan askerî yap• ve ordu mühimmat•ndan mahrum kald•. Ayr•ca bu üç devletin birbirine kar•• kendi topraklar•nda ordu sevkiyât• yapmas•na da ses ç•karamad•. Bu süreçte Afganistan’•n medeniyet ve kültürü günden güne dü•ü•e geçip eriyordu.

Bölünmü• olan Afganistan, siyasi ve ulusal birli•inden ve 15. yüzy•ldaki kültür ve medeniyetinden mahrum kalm••t•. Afganistan’•n siyasi aç•dan ya•ad••• bu tasfiye, 18.

yüzy•la kadar sürdü. Kültürel ve ekonomik aç•dan ise bu durum 20. yüzy•la kadar •iddetli biçimde hissedildi.53 Dolays•yla ülke toplumsal dönü•üm sürecinde dünyan•n tüm canl•

ve hareketli milletlerinden geride kald•.

51 Yusuf Hikmet Bayur, Hindistan Tarihi, C.III, TTK Yay., Ankara 1987, s. 12.

52 Farhang, 1993, s. 76.

53 Gubar, 1967, ss. 387-306.

(25)

1.3. 17. Yüzy•la Kadar Do•u Cephesinde Afganistan Halk•n•n

Mücadelesi

Afganistan’•n parçalanma sürecinde, kuzey ve kuzeydo"udaki Afganistan vilayetleri (Belh, Tehar, Kunduz ve Bedeh•an) Özbek, Babürlü ve yerli hükümdarlar•n idaresi alt•ndayken zamanla yerel ve ba#•ms•z bir •ekle bürünüp Hindistan ve Mâverâünnehr devletlerinin kontrolünden ç•kt•. Bu sürecin milli bir yönü vard• ve bu bölgenin iç huzurunu sa#layabiliyordu. Ancak ülkenin bat• ve güney vilayetlerinde Safevi Devleti askerî komutanlar arac•l•#•yla gücünü koruyordu. Safevi Devleti, Herat ayaklanmas•n•, Kandahar ve Belucistan direni•lerini •iddetle ve toplu katliamlarla bast•rd•.54 Bu noktada Kandahar’daki güçlü Galzay ve Abdalî a•iretlerinin toprak payla••m•na dair uzun süre boyunca anla•mazl•k içerisinde olmas• etkili oldu. Bu anla•mazl•k a•iret çat••mas• •eklini alarak milli savunma güçlerinin zay•flamas• ve yabanc• iktidar•n sürmesi için müsait bir ortam olu•turdu.

Öte yandan, olumsuzluklardan kurtulmak ve menfaat kazanmak yönündeki halk iradesi, engellenemeyecek biçimde güçlüydü. Bir yerdeki mücadeleler sönüp yok oldu#unda ba•ka bir yerde mücadele do#up geli•iyordu. Do#u vilayetlerinde zuhur eden halk mücadeleleri, ba#•ms•z mücadelesinin tüm ülkeye yay•lmas•na neden oluyordu. Ülkenin do#usunda 16. yüzy•l•n ortas•nda do#an bu yeni milli hareketler, 17. yüzy•l•n sonuna kadar sürdü. Ancak amac•n• gerçekle•tirmekte, yani ülkeyi yabanc•lardan kurtar•p özgürle•tirmekte ba•ar•s•z oldu ve millet as•l hedefe ula•amad•. Bu büyük hareketler Afganistan’•n yeni Pe•tun liderleri taraf•ndan ba•lat•ld•.16. yüzy•l•n ortas•nda birçok boy ve a•iret Pe•tunha diyar•n•n çevresine yerle•meye ba•lad•.55 Toplumsal hayattaki bu yeni ak•m, feodal bir devletin kurulmas• ortam•n• haz•rlay•p uygun hale getirmekteydi.

Özellikle önemli olan, yabanc• devletlerin egemen güçlerinin yabanc• istilas•na kar•• milli mücadele ruhunu geli•tirmi• olmas•yd•. Toprak a#alar•n•n iç çeki•melerine ve a•iret taassubuna ra#men yabanc• iktidarlara kar•• a•iretler aras• i•birli#i ve dayan••ma ba#• bu

•ekilde güçlenmekteydi.

54 Habibi, 1971, s. 69; Gubar, 1967, s. 308.

55 Bu a•iretlerin ya•ad•klar• yerleri ise •öyledir: Yusufzay a•ireti Kuzey Pe•aver bölgesine, Mervat a•ireti Benu bölgesine yerle•ti ve daha sonra di#er boy ve a•iretler Sind Denizi’nin sa#•ndaki k•y• arazilerinin tamam•na yay•larak zamanla burada ya•amaya ba•lad•lar. Bkz. Gubar, 1967, s. 309; Habibi, 1971, s. 49.

(26)

1.3.1. Babürlü Devleti’ne Kar•• Ru•anîlerin Öncülü•ünde Halk

Hareketi

E•itliksiz ve dengesiz toplumsal geli•im seyri, Pe•tunlar içerisinde •iddetli s•n•fsal ihtilaflar!n do"mas!na sebep oldu. “Feodalle•mi•” ve geli•mi• a•iretlerin, tüm a•iretlere ait genel arazileri ele geçirip feodal düzeni uygulama niyeti, bu durumu özellikle

•iddetlendirdi. Bu nedenle 16. yüzy!l ortalar!nda halk taraf!ndan üst s!n!flara (hükümdarlar, toprak a"alar! ve tüccarlara) kar•! bir hareket olu•turdu. Ru•anî sülalesi bu hareketin geli•im sürecinde yer alarak, dinin de etkisiyle onun önderli"ine geçti. Bu iç s!n!fsal mücadeleler, Babürlü Devleti’nin egemenli"ine kar•! milli mücadeleleriyle Pe•aver’de birle•ip 17. yüzy!l!n sonuna kadar sürdü. Ancak neticede, Babür Devleti, para ve siyaset arac!l!"!yla yerel hanlar ve ulemayla i•birli"i ad! alt!nda bu hareketi bast!rd!.

Afganlar!n topraklar!nda ba"!ms!zl!k hareketinin bast!r!lmas!ndaki en büyük pay sahibi, Molla Dervize Nengerhari idi. Sözlü ve yaz!l! olarak yapt!"! tebli" ve propaganda ile din perdesinin alt!na gizlenerek faaliyet gösteren Nengerhari hareketlerin önderi olan Bayezid Ensari’ye hakaretler ederek onu kâfir olmakla suçlad!.56 Yaln!z olmayan Ru•aniler hareketi ba•ka halklar!n mücadeleleri taraf!ndan da destekleniyordu. Ayr!ca Babürlü Devleti’nin sert yöntemleri halk!n mücadelesini de •iddetlendirmekteydi.

Ard!ndan Yusufzay a•iretinin kat!l!m!yla bu özgürlükçü hareketin güç alan! geni•ledi. 16.

yüzy!l!n sonlar!na do"ru, Kandahar’a yapt!"! seferlerden birinde, Babürlü Devleti’nin valisi Bayram Han’!n zulüm ve bask!s!n! kendi gözleriyle gören Bayezid Ensari, bir grup halkla birlikte Afganistan’!n do"usunda ayakland! ve te•kilatland!. Silah ve destekçi toplayarak halk!n kullanmas! ve muhtaçlara yard!m edilmesi için bir hazine olu•turdu.

Halk!n büyük bir k!sm! taraf!ndan benimsenen bir •ahsiyet olan Bayezid, Mahzenü’l- slam adl! kitab!nda •unlar! yazm!•t!r: “Hindistan’! ku•atmak için bir ordu kuruyorum.

At! olan kim varsa gelsin.”57 Bayezid böyle duygularla Babür Devleti’ne cihad ilan ederek Pe•aver’e nüfuz etti. Lakin Kabil’in Babürlü valisi Bayezid’i esir etmeyi ba•ard!, ancak bir süre sonra kurtulan Bayezid, Kabil’den do"uya yönelerek Pe•aver’deki Babürlü Devleti’nin iktidar!n!n ba•kenti olan Tira bölgesinde birkaç bin asker süvari ve piyade toplay!p Celalabad’a sald!rd!. Ancak Kabil valisi Muhsin Han taraf!ndan öldürüldü.

56 Habibi, 1971, s. 50; Gubar, 1967, s. 319.

57 Habibi, 1971, ss. 69-71.

(27)

Bayezid Ensari’nin öldürülmesinin ard•ndan 20.000 süvari, dü•manla çat••mak için Ensari’nin o•lu Celalettin’in çevresinde topland•lar. Celalettin’in önderli•indeki bu hareket Pe•aver’deki Babürlü valisi Hamid Han Buhari’yi öldürdü. Celalettin 1585’te Hayber’in da•lar•nda, Ekber Celalettin’in ordusuyla pek çok çat••maya girdi. Mehmand ve Yusufzay halklar• da iki y•l süren bu sava•larda mücadeleci safta yer ald•lar. Ancak Zerin Han Kuke, Hac• •emsettin ve Kenurman Seng öncülü•ündeki Babürlü ordusu Celalettin’i yendi. Bu arada direni•i sürdüren Yusufzay A•ireti58 mücadelelere bir merkezi seçmeden ülkenin çe•itli noktalar•na da••ld• ve yabanc•lara kar•• milli mücadele ruhunu güçlendirebildi.

Bu ba••ms•zl•k mücadelelerinin sonucunda Babür Devleti’nin Kabilistan ile olan irtibat yollar•n•n kesilmesi mümkün oldu. Dört y•l sonra tekrar ortaya ç•kan Celalettin, Babürlü Devleti’yle yeniden •ava•a girdi. Ancak bir sonuç alamad•. Ard•ndan Babürlü Devleti askerî kuvvetleriyle bugünkü Afganistan’•n güneydo•usundaki Hayber yolunu açmak için harekete geçti. Bu arada Celalettin taraftarlar•yla 1598’de Gazne’ye yürüdü.

Buradaki Babürlü kuvvetleriyle ç•kan sava•ta Celalettin yaralanarak öldürüldü.

Celalettin’in öldürülmesinin ard•ndan ye•eni Ehdad, mücadelenin önderli•ini üstlendi.

Ehdad 1610 y•l•nda Kabil’e gidip Babürlü Devleti’nin ordusuna sald•rd•. Daha sonra Çerh ve Luger da•lar•n• merkez üssü haline getirdi Ancak 1614’te Babürlü ordusunun sald•r•s•na u•rad•. Bu sald•r•da 3.000 kay•p veren Ehdad, Kandahar’a gitti ve bir süre sonra Kadahar’dan dönerek 1618 y•l•nda Babürlü ordusuyla yine sava•a girdi. Ancak yenilerek do•udaki da•lara çekildi. 1625 y•l•nda Ehdad’•n kuvvetleri “Tira” da•lar•nda Babürlü Devleti’nin sald•r•s•na u•rayarak yenildi.59 Ehdad’•n o•lu Abdülkadir, babas•n•n ölümünden sonra mücadelecilerin önderli•ini üstlendi ve 1627’de •ah Cihan’•n gönderdi•i orduyu yendi. Abdülkadir 1628’de Pe•aver’de Kemalettin’in önderli•indeki ba•ka bir mücahit kuvvete kat•ld•. Ancak her iki kuvvet de dü•man taraf•ndan bozguna u•rat•ld• ve Pe•aver, •ah Cihan’•n ordusunun eline geçti.

Abdülkadir, 1634 y•l•nda •ah Cihan’•n hükümdar• Seyid Han taraf•ndan direni•ten vazgeçirilerek Babürlü Devleti’nin saray•na gitti ve iki sene sonra, yani 1636’da, orada

58 Gubar, 1967, ss. 3012-3013; Farhang, 1993, ss. 82-89.

59 Gübar, 1967, s. 314.

(28)

öldü. Abdülkadir’in yerine geçen Kerim Han herkesten önce, devletin hizmetinde olan Elkuzayi ve Aferidi’nin ileri gelenleriyle hesapla•mak istedi. Ancak Babürlü ordusu daha erken davran•p Kerimdad’•n merkezini i•gal ederek kendisini esir al•p •ah Cihan’•n (1627-1658) emriyle onu Pe•aver’de idam etti. 1666 y•l•nda “Ahund Celad Hotak” ve

“Bakihan Yusufzay” adl• iki mücadeleci •ah•s, tekrar cihad bayra$•n• kald•rd• ve Evrengzib’in (1658-1707) ordusuyla çetin bir sava•a girdiler.60 Ancak bu sava•• da kaybettiler.61

1.4. Afganistan Halk•n•n Güney Cephesindeki Mücadelesi

Safevi Devleti’nin Kandahar Vilayeti’ndeki iktidar•, özelikle “nifak sokma” siyasetine dayan•yordu. Bu vilayetteki en büyük halk gücü Galzay ve Abdalî a•iretlerinde oldu$u için Safevi Devleti daha çok onlara odaklan•yordu. Bu a•iretler aras•nda Kelat bölgesi civar•nda toprak payla••m•na dair geleneksel ve feodal •ekle bürünen büyük anla•mazl•klar vard•. Bunun yan• s•ra, a•iret a$alar• da yerel iktidar u$runa birbirleriyle rekabet ediyorlard•. Bu hanlar•n ve reislerin rekabetleri Galzay ve Abdalîleri birbirine dü•ürmekle kalmay•p a•iretlerin kendi içlerinde de çat••malara yol açt•. Her han, kendi rakibini ne •ekilde olursa olsun ortadan kald•rmak istiyordu. Bu yüzden bu iç çat••malar•n sürmesini isteyen Safevi Hükümeti, bir tarafa imtiyazlar verip di$erine dü•man olarak, Safevi Devleti’ne itiraz edebilece$ine ihtimal verdi$i her grubu bast•r•yordu. Babürlü Emirleri de bu tavr•n ayn•s•n• hayata geçirmi•lerdi. Galzay A•iret Reisi Sultan Malahi Tuhi’nin ailesi, Kelat bölgesinde 19. yüzy•la kadar Babürlü Padi•ah• Evrengzib’in ferman•n• gurur vesikas• olarak saklam••t•.62 Sefa ve Ergestan •ehirlerindeki Abdalî a•iretinin iki han•ndan (Melik Hüseyin ve •irhan) birine Safevi Devleti taraf•ndan Mirza lakab•, at ve silahlar arma$an edilmi•ti. Ötekine ise Babürlü Devleti taraf•ndan •ehzade ünvan• verilmi•ti. Bu iki han, söz konusu iki devletin destekçisi olarak kendi a•iretleri aras•nda faaliyet gösterip birbiriyle rekabet ediyorlard•.

•ah Hüseyin Safevi’nin 1694 y•l•nda hükümdar olmas•n•n ard•ndan, Safevi ordular•na yenilen Gürcistanl• isyanc• Gurgin Han, Kandahar hükümetine yöneldi. Güçlü bir Gürcü

60 Muhammed Srac, Tabakat-i Nasiri, Farsça Derleyen Abdulhay Habibi, Bünyadi ferhengi cihandaran gurri Kabil 1391 h•., s. 234.

61 Farhang, 1993, ss. 96-98.

62 Gubar, 1967, s. 316.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak daha önce de değindiğimiz gibi Atatürk dostu Emanullah Han’ın tahtan uzaklaştırılması ve onun başlatmış olduğu modernleşme hareketinin sekteye uğramasından

Sarayönü Devlet Hastanesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Klini¤i, Konya *Selçuk Üniversitesi Meram T›p Fakültesi, Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Anabilim

Kü- çük ışık organlarının içindeki aequorin proteini sayesin- de gerçekleşen kimyasal tepkime sonucunda (biyolümi- nesans) mavi ışık oluşur, sonrasında yeşil

Bu, yağın metabolik olarak parçalanmasına dair bilgi vermekle birlikte kilo verme sırasında yakılan 10 kg yağın hangi oranlarda CO 2 ve H 2 O’ya dönüştüğüne dair bir

Merkür: Akşam gökyüzüne geç- miş olan gezegen çok parlak ol- masa da ayın ortalarına kadar uy- gun hava koşullarında günbatımın- dan hemen sonra batı ufkunda kısa

Cam, sanat dostu bir mühendisin fikri ve çabalar›yla 2002 y›l›nda nefes almaya bafllayan ve bugüne kadar ABD, Almanya, Avustralya, ‹talya, Fransa, Hollanda, ‹ngiltere ve

İslami yapı içerisinde belirli şartlar karşılığında serbest olan çok eşliliğin Cihangir dönemi Babürlü Müslümanlarında çok fazla etkin bir durum olmadığı

Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki paramedyan pontin retiküler formasyon, mediyal longitidunal fasikül ve altıncı kraniyal sinir nükleusu